43 results on '"Karaismailoğlu, Adnan"'
Search Results
2. BOOK “SELECTED POEMS FROM DİVĀN-E KABİR”; SOURCE AND CONTENT CRITICISM
- Author
-
LEVENT MENTEŞE, Güngör, primary and KARAİSMAİLOĞLU, Adnan, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Mevlânâ ve Çağdaş Düşünce Akımları.
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan
- Subjects
NEW words ,RESURRECTION ,PLEASURE ,SEMANTICS ,PREACHING ,HUMANITY - Abstract
Copyright of TYB Akademi Dil Edebiyat & Sosyal Bilimler Dergisi is the property of Turkiye Yazarlar Birligi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
4. DÎVÂN-I KEBÎR SEÇKİSİ ŞEMSU'L-HAKÂYİK
- Author
-
KARAİSMAİLOĞLU, Adnan and LEVENT MENTEŞE, Güngör
- Subjects
Şemsu’l-hakâyik ,Dîvân-ı kebîr ,Mevlânâ ,Rızâkuli Hân Hidâyet ,Literary Reviews ,Edebi İncelemeler - Abstract
Mevlânâ Celâleddîn Muhammed’in Dîvân-ı kebîr’inden yapılan seçmelerden biri de Kaçarlar döneminin önemli edib, şair ve devlet adamlarından Rızâkuli Hân Hidâyet’e (ö. 1871) aittir. Hidâyet, bu seçkisinin adını Şemsu’l-hakâyik koymuştur. Kaçar şahı Feth Ali Şah 1829 yılında kendisine “Han” unvanı vermiş ve onu sarayın “Emîru’ş-şuarâ”sı olarak ilan etmiştir. Farklı yıllarda şehzadeler için mürebbi tayin edilerek onların eğitimlerinden sorumlu olması sebebiyle “Lalabaşı” unvanıyla da anılmıştır. Şiirinde kullandığı Hidâyet mahlasıyla ün kazanmıştır.Hidâyet, şairliğinden daha çok devlet adamlığı ile telif ettiği tarih, edebiyat ve sözlük alanlarındaki çeşitli eserler ve neşrettiği klasik eserlerle ün kazanmıştır. Yüzlerce şairin hayat hikâyelerini ve örnek şiirlerini içeren hacimli Mecma’u’l-fusehâ ile sufi şairleri tanıtıp şiirlerinden örnekler verdiği Riyâzu’l-ârifîn, edebiyat tarihinin önemli kaynaklarındandır.Bu yazının konusu olan Şemsu’l-hakâyik, Hidâyet’in dikkat ve tercihleriyle oluşturduğu Mevlânâ’nın Dîvân-ı kebîr’inden yaptığı bir seçmedir. Hidâyet’in 1260/1844 yılında oluşturduğu bu kitabın çeşitli baskıları ve Türkçeye çevirisi bulunduğu gibi, Ali ile ilgili içerdiği şiirler sebebiyle bazı çevrelerce İran’da ve Türkiye’de özel ilgiye mazhar olmuştur.Bu seçkide bulunan, ancak Dîvân-ı kebîr baskılarında yer almayan şiirlerin tespit edilerek yol açtıkları tartışma ve iddialar açısından bir araya getirilmesi gerekli görülmektedir.
- Published
- 2022
5. "DİVAN-I KEBİR'DEN SEÇME ŞİİRLER" KİTABI; KAYNAK VE MUHTEVA ELEŞTİRİSİ.
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan and Menteşe, Güngör Levent
- Abstract
Copyright of Nüsha is the property of Oku Anonim Sirketi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. Modern edebiyat tarihçiliğinin ayrıştırıcı ve çatışmacı zihniyeti
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan
- Subjects
Eastern Literature ,Doğu Edebiyatı ,Arap Edebiyatı ,Modern Edebiyat Tarihçiliği ,Arabic Literature ,Türk Edebiyatı ,Modern Literary Historiography ,Turkish Literature ,Persian Literature ,Fars Edebiyatı - Abstract
“Modern Edebiyat Tarihçiliği” ifadesi, Batılı şarkiyatçıların kendi usul ve yöntemleriyle Doğu dünyası için başlattığı ve ulus devletlerin bilim adamları tarafından benimsenen önceki asırlara ait edebi birikimle ilgili çalışmaları kapsamaktadır. “Zihniyet” sözcüğü ise, bu çalışmaları yönlendiren ön yargılara ve kararlılığa işaret etmektedir. Türkiye’de, İran’da ve Arap dünyasında Batı kaynaklı disiplin ve prensiplerle başlatılan modern edebiyat tarihi çalışmaları önemli eserlerin tanınmasını, ortaya çıkarılmasını ve yayınlanmasını sağlamış olsa da dayandığı zihniyet bu önemli yararı gölgeleyecek sonuçlara ve bakışlara yol açmıştır. Bu husus artık her yönüyle günümüzde ele alınmalı, ülkeler ve toplumlar üzerinde olumsuz etkileri varsa açıkça ortaya konulmalıdır. Modern edebiyat tarihçiliğinin yüz yılı aşkın macerasının etkileri, kanaatimizce bugün hâlâ bilim, kültür ve sanat dünyasında devam etmektedir. Klasik Türk şiiriyle ilgili yargılar, Fars dili ve şiiri çevresinde oluşturulan genel kabuller, Arap edebiyat tarihinde yer alan Fars asıllı kişiler ve Osmanlı dönemindeki Arap edebiyatı hakkında yazılanlar, örnek olarak gösterilebilir. Modern edebiyat tarihçiliği, İslâm dünyasında ülkeleri ve toplumları birbirlerinden ve hatta kendi geçmişlerinden uzaklaştırıcı bir görev üstlenmiştir âdeta. Eldeki birçok edebiyat tarihi kitabı, İslam dininin, tarihin ve ortak coğrafyanın sağladığı yakınlık ve beraberliği çeşitli yöntemlerle gözler-den uzakta tutmaktadır. Bu ayrıştırma çabasında ilk hedefin Osmanlıların, yani Türklerin olduğu, sonra Arapların ve Farsların olduğu anlaşılmaktadır. İslam ülkelerindeki 20. asrın bazı ünlü edebiyat tarihçileri üzerinden bu değerlendirmeyi şekillendirmek ve örneklendirmek mümkündür. Ortak coğrafyanın ve müşterek zevkin ürünlerinin sonuçta dillere, hatta lehçelere bölünerek farklılık ve rekabet iddialarıyla tanıtılması, özellikle mazi için her halde makul değildir. The expression “Modern Literary Historiography” covers the works of the previous centuries of literary accumulation initiated by Western orientalists for the Eastern world by their own methods and manners adopted by scientists of nation states. The word “mentality” indicates the prejudices and determination these studies direct. In Turkey, Iran and the Arab world, even though the modern literary history studies initiated by Western origin discipline and principles allows the visualization and publishing of important works, mentality that it is based has led to a result that overshadow this important benefit. This issue should now be addressed in all its aspects today, and it should be made clear if it has negative effects on countries and societies. In our opinion, the effects of more than a hundred years of adventure of modern literary historiography still continue in the world of science, culture and art. Opinions about classical Turkish poetry, general assumptions about Persian language and poetry, Persian origin people in the history of Arabic literature and writings about Arabic literature in the Ottoman period can be given as examples. Modern literary historiography has undertaken a task that takes countries and societies away from each other and even their own past in the Islamic world. Many literary history books at hand keep the closeness and unity of Islam, history and common geography away from the eyes in various ways. It is understood that the first target in this separation effort was the Ottomans, that is the Turks, and then the Arabs and Persians. It is possible to shape and exemplify this assessment over some of the 20th century’s most famous literary historians in Islamic countries. It is not reasonable for the past to introduce the products of common geography and common pleasure, ultimately divided into languages and even dialects, with claims of difference and competition.
- Published
- 2021
7. DOĞU EDEBİYATLARINDA SEVGİ, HOŞGÖRÜ VE İNSAN HAKLARI
- Author
-
KARAİSMAİLOĞLU, Adnan
- Subjects
lcsh:Language and Literature ,lcsh:Social Sciences ,lcsh:H ,lcsh:P - Abstract
DOĞU EDEBİYATLARINDA SEVGİ, HOŞGÖRÜ VE İNSANHAKLARI
- Published
- 2016
8. UZLUK AİLESİNİN AZMİ VE HÜZÜNLERİ; SELÇUKLU VE MEVLÂNÂ MİRASI SEVDASI
- Author
-
KARAİSMAİLOĞLU, Adnan
- Subjects
Tarih ,History ,Uzluk Ailesi,Selçuklu Mirası,Mevlana Mirası,Mevlana Enstitüsü ,Uzluk Family,Heritage of Seljuk,Heritage of Mevlana,Institute of Mevlana - Abstract
Under this title, it will be possible to speak of three personalities who witnessed the 20th century. The Uzluk family consists of Architect Sahabettin (1900-1989) and Professor. Dr. Feridun Nâfiz (1902-1974), and Sahabbettin's wife, Lady Nimet (1914-2000). The one who stands out in this family is the late Feridun Nâfiz who worked on the heritage of Seljuk and Mevlânâ.Lady Sıdıka, the wife of martyr Ahmed Hamdi, struggled for life with her two sons, 5 and 3 years old, and imbued them with special feelings.The sensations and works on the history of medicine of the medical doctor Professor Feridun Nâfiz whose writings and thoughts on the heritage of Seljuks and Mevlana we encounter any time currently will not be excluded from our study.In this article, the matters that indicate the deceased Feridun Nâfiz's feelings and efforts highlighting his sad times related to the Seljuks, Hz. Mevlana and his beliefs which himself expressed on various occasions will be pointed out.The Uzluk family will always be referred to, whenever the yet-unsuccessful efforts about the studies on Seljuks and Mevlana in Turkey are mentioned, Bu başlık altında XX. asrın tanığı üç şahsiyetten söz etmek, mümkün olacaktır. Uzluk ailesi Mimar Şahabettin (1900-1989) ve Prof. Dr. Feridun Nâfiz (1902-1974), bir de Şahabettin beyin eşi Nimet Hanımefendi’den (1914-2000) oluşmaktadır. Bu ailede Selçuklu ve Mevlânâ mirası konusundaki çalışmalarıyla öne çıkan merhum Feridun Nâfiz’dir.Şehit Ahmed Hamdi Bey’in eşi Sıdıka Hanımefendi, 5 ve 3 yaşlarındaki iki erkek çocuğuyla hayat mücadelesi vererek, onları özel duygularla donatmıştır.Bugün Selçuklu ve Mevlânâ mirası hakkında korudukları, yazdıkları ve düşünceleriyle her an yüz yüze geldiğimiz tıp doktoru Profesör Feridun Nâfiz’in tıp tarihiyle ilgili heyecanları ve emekleri konumuzun dışında kalacaktır.Bu yazıda Merhum Feridun Nâfiz’in kendisinin çeşitli vesilelerle dile getirdiği Selçuklularla, Hz. Mevlânâ ve inancıyla ilgili hislerine ve çabalarına işaret eden, ancak onun hüzünlü zamanlarını öne çıkaran hususlara öncelikle işaret edilecektir.Türkiye’de Selçuklu ile Mevlânâ araştırmalarından ve henüz gereği gibi netice alınamayan bu yöndeki çabalardan söz açıldığında Uzluk ailesinden daima bahsedilecektir.
- Published
- 2018
9. SUNUŞ.
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan
- Published
- 2023
10. Seyf-i Fergânî’nin Hayatı ve Edebî Şahsİyetİ
- Author
-
KARAİSMAİLOĞLU, Adnan and SÖYLEMEZ, İsmail
- Subjects
Saif-i Farghani,Fergana,Aksaray,Poetry ,seyfi fergani,fergana,aksaray,şiir - Abstract
Seyf-i Fergani (Death before 749/1348) who was born in Maveraunnehir/West Turkestan spent most of his life around Aksarayin Anatolia. It is possible to see the social, historical and literarycharacteristics of Anatolia in the years he lived in his poems.As the one of the greatest poets of Persian poetry in Anatolia, SeyfiFergani, has a poetry (diwan). The poetry has a total of 10,277bids. Fergani’s poems are composed of ode, ghazel and few continentsand rubas. There are three extant copies of the Diwan, inparticular the author’s line., Maveraünnehir/Batı Türkistan’da doğup yetişen Seyf-i Fergânî(öl.749/ 1348’den önce) hayatının büyük bölümünü Anadolu’da Aksarayçevresinde geçirmiştir. Yaşadığı yıllardaki Anadolu’nun sosyal,tarihî ve edebî özelliklerini, onun şiirlerinde görmek mümkündür.Anadolu’da Farsça şiir söyleyen şairlerin en büyüklerinden biriolan Seyf-i Fergânî’nin bir divanı bulunmaktadır. Divanı, toplamda10.277 beyittir. Fergânî’nin şiirleri kaside, gazel ve az sayıdakıta ve rubaiden oluşmaktadır. Divanın başta müellif hattı olmaküzere günümüze kadar ulaşan üç nüshası mevcuttur.
- Published
- 2017
11. Tarihî Derinlik, İdeolojik Darlık; Türkiye ve İran İçin Dil ve Edebiyat İlişkileri
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan and Kırıkkale Üniversitesi
- Abstract
Türkiye ile İran arasındaki tarihi bağların ve ortaklığın büyüklüğü ile günümüzdeki rekabet ve üstünlük arayışları uyumlu değildir. Konu oldukça ayrıntılı ve sancılıdır. Ayrıntılıdır, çünkü özellikle İslâm'ın İranlılar ve Türkler tarafından kabulüyle başlayan süreç, uzun asırlara uzanmakta ve çok katmanlı beraberlikleri içermektedir. Sancılıdır, çünkü modern çağın getirdiği yükler ve çatışma ortamı cidden tahrip edici olmuştur.Türklerin ve dolayısıyla Türkçenin Farsçayla olan ilişkisini tesir, taklit ve özenti gibi sözcüklerle açıklamak, oldukça basit kalmaktadır. Artık tarihi, edebi ve kültürel alanlarda olabildiğince ırkçı ve kasıtlı yaklaşımlardan uzaklaşma zarureti vardır. Bu zemine dayanan edebiyat tarihçiliği anlayışı, Doğu edebiyatları için son asırda parçalayıcı ve küçültücü bir sonuç doğurmuştur. Bu sonuç zorunlu olarak toplumlara ve ülke siyasetine de yansımıştır. İki ülke arasında bilimsel ve kültürel alanda son yıllarda gelişen ilişkiler ümit vericidir The greatness of historical connection and partnership between Turkey and Iran is not compatible with current trend for competition and superiority. The subject is actually very detailed and challenging one. It is detailed as the process which begins with the adoption of Islam by Turks extends over centuries and consists cooperation with different aspects. It is challenging as the chaos and burdens of modern era have been significantly destructive in the recent years. Furthermore, it is too easy and commonplace to try to explain the relation of Turks and Turkish language with Persian by using words such as influence, imitation and emulation. Now it is necessary to give up these racist and malicious approaches in historical, literary and cultural subjects. A literature historiography of this kind has resulted in destructive and humiliating consequences for Eastern literatures within the recent century. These consequences have necessarily effected societies and state policies of these two countries. However, recent relations between two countries in the scientific and cultural subjects are promising
- Published
- 2016
12. TARİH BOYUNCA TÜRKLER VE FARSÇA; MODERN YAKLAŞIMLARA BİR ELEŞTİRİ
- Author
-
KARAİSMAİLOĞLU, Adnan
- Subjects
Social ,Turks,Persian,official language,language of state ,Türkler,Farsça,resmî dil,devlet dili ,Sosyal - Abstract
It is seen that the focus shifts to a different level in the critiques made in Turkey about the importance and use of Persian among Turkish people in history and that scholars tend to claim Turkish was ignored and Persian was highlighted in the ancient Turkish states. Change and development processes in the beliefs and languages of Turkish and Persian people mostly took place in the Transoxiana-Ma wara'un-nahr /West Turkistan region for about four centuries before Turks arrived Anatolia. During this period and the following two centuries Arabic was the predominant language in almost all fields of life. It is true that depending on the needs various languages were used for verbal and written purposes in the governing bodies. It can be suggested that no concept of official language existed in the said periods and as such it is not plausible to say that a specific language was favoured and highlighted politically while others being ignored. Moreover, it should be noted that since early times most Persian texts deals with Turks and their practices, Tarihte Türk toplulukları arasında Farsçanın yeri ve kullanımıyla ilgili olarak Türkiye’de yapılan değerlendirmelerde konu farklı bir noktaya taşınmakta, yaygın olarak Türkçeye Türk devletlerinde önem verilmediği, Türkçenin ihmal edilip Farsçaya özen gösterildiği ispata çalışılmaktadır. Anadolu’ya ulaşmadan önce 4 asra yakın bir zaman diliminde Türkler ile Farsların inançlarında ve dillerindeki değişme ve gelişme süreci, büyük ölçüde Mâverâünnehir/Batı Türkistan bölgesinde bir arada geçirilmiştir. Bu zaman zarfında ve bunu takip eden birkaç asırda Arapça hemen her alanda daima özel bir konuma sahip olmuştur. Geçmişte saltanat merkezlerinde ihtiyaçlar çerçevesinde birçok dilde görüşmeler yapıldığı ve yazılar kaleme alındığı bir gerçektir. O dönemlerde resmî dil kavramı ve tanımı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle de özellikle bir dilin siyasi olarak desteklenip yüceltildiği ve diğerlerinin dışlandığı söylenemez. Ayrıca ilk dönemlerden itibaren Farsça yazılı eserlerin önemli bir kısmının, Türklerden ve onların faaliyetlerinden bahsettiği gözlerden uzak tutulmamalıdır. Günümüzde de Özellikle İran, Afganistan ve Tacikistan’daki Türkler Farsça eserler yazmayı sürdürmektedir. Bu ülkelerdeki bazı önemli edebî şahsiyetler doğal olarak Türk asıllıdır.
- Published
- 2015
13. OSMANLI DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİNİN İRAN EDEBİYATI İLE MÜNASEBETİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
- Author
-
KARAİSMAİLOĞLU, Adnan
- Published
- 2010
14. İran Edebi̇yatında Sâkînâmeler
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan, Selçuk Üniversitesi, and Karaismailoğlu, Adnan
- Abstract
Bu çalışmada ilk olarak, “sâkînâme” adıyla anılan eserlerin Fars edebiyatındaki ilk tezahürleri ve şekillenmeleri üzerinde durulacak, menşei ve terminolojisi hakkında bilgi verilecektir. Daha sonra söz konusu manzumelerin temel özellikleri, örnekleri göz önüne alınarak ve kaynaklardaki bilgilerden de yararlanılarak açıklanacaktır.
- Published
- 1992
15. Doğu edebiyatlarında sevgi, hoşgörü ve insan hakları
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan
- Subjects
Doğu edebiyatı ,İnsan hakları ,Eastern literature ,Human rights ,Hoşgörü ,Love ,Tolerance - Abstract
URL:http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/467
- Published
- 1999
16. İran edebiyatında sakinameler
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan, İpekten, Haluk, and Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Subjects
Eastern Linguistics and Literature ,Persion literature ,Saki-names ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
At the era of Cahiliye (Ignorance) poets like Adî. b. Zeyd and A'şâ(death,A.D.629) nave written poems on wine and goblet. After Islam, at the Emevid period Ahtal(death,A.H. 95/ A. D. 713-714), Velxd b. Yezxd (126/744) and other poets have written verses on the topics. Abu Nuvas(198/813) and Ibnu'l-Mu'tezz (296/908) have composed poems under the title `hamriyat(the poems in praise of wine) `.The early Persian poets have adapted the Arabic poets in respect. In some works we come accross delaited information about the matter. For this reason same vocabulary about wine has entered the Persian language. RÛdeKx( 329/940-941) and Minucxhrx (432/1040- 1041) are the pioneer in this matter. In the 11 th century when mysticism came to Iran, words like wine, goblet and cupbear also entered Persian literature. Verses vere composed on mortality of the world, the cruelty of life, the afflic tions of a homan being were expressed which covered these terms. Nizamx(610/1213-1214) is first who tried such verses. These verses are in mathnawi form in metre mutekarib. Hafız has composed an entirely independent mathnawi of the kind but it was not known under the txtle `sâkînâme`. Therefore, Ummxdx is to be considered as the first writer of `sakxna me` with all its charect eristics. The work of Ummxdx(925/ 1519) involves all the charecfeeristics of `sakxname` and he uses the terms us goblet, wine and a cup-bearer that express sadness, afflictions and mortality o this world. The out standing poets of `sakxname` : Pert ev-i Şxrâzx(928/1522),Şe- ref-i Cihân(968/1561),Kâsxm-x Gunâbâdx(982/1574) etc. 73
- Published
- 1991
17. Osmanlı Dönemi Türk Şiirinin İran Edebiyatı İle Münasebeti Üzerine Düşünceler
- Author
-
KARAİSMAİLOĞLU, Adnan, primary
- Published
- 2004
- Full Text
- View/download PDF
18. Siraci hayatı, divanının tenkitli metni ve tahlili
- Author
-
Karaismailoğlu, Adnan, Şahinoğlu, Nazif, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Türk Dili ve Edebiyatı ,Turkish Language and Literature - Abstract
396
- Published
- 1984
19. Mustafa Sururi Efendi's sharh-i masnawi (Volume II) (Persian text – index)
- Author
-
Gücük, Tolga, Karaismailoğlu, Adnan, KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Mathnawi ,Eastern Linguistics and Literature ,Mesnev-i Şerif Şerhi ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
Mevlânâ Muhammed Celâleddin'in Mesnevî'si yazıldığı günden günümüze kadarbüyük bir ilgi ile okunmuş, birçok dilde şerhleri yapılmıştır. Bu şerhlerden biri detezimizin konusunu oluşturan XVI. Yüzyıl alimlerinden Mustafa Sürurî Efendi'ninŞerh-i Mesnevî isimli Farsça yazdığı şerhtir.Üç bölümden oluşan bu çalışmanın birinci bölümünde Mustafa Sürurî Efendi'ninhayatı, edebî kişiliği, eserleri, Şerh-i Mesnevî'nin içeriği, dil ve üslup özellikleri,müellifin şerh metodu hakkında bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde Mustafa SürurîEfendi'nin Şerh-i Mesnevî'sinin ikinci cildinin Türkiye Kütüphanelerinde bulunannüshaları tanıtılmış, esas nüshanın imla özellikleri açıklanmış, üçüncü bölümde iseesas nüshayla beraber iki yardımcı nüsha ile şerhin tenkitli metni ortayakonulmuştur. Bu bölümün sonunda ise metinde yer alan âyeti kerîmeler ve hadis-işeriflerin fihristi konularak geçtiği sayfa numaraları yazılmıştır. Mawlana Muhammad Jalal ad-Din's Masnawi has been read with great interest since the day it was written, and a large number of commentaries have been written on it in many languages. One of these commentaries, the subject of our thesis, is the one by Mustafa Sururi Effendi, a scholar who lived in XVI century, entitled Sharh-i Masnawi, which he wrote in Persian. In the first part of this study, which consists of three chapters, information has been provided about Mustafa Sururi Effendi's life, his literary personality, his works, the content of Sharh-i Masnawi, its language and wording, and the commentarial method of the author. In the second part, the copies of the second volume of Mustafa Sururi Effendi's Sharh-i Masnawi which are found in the libraries in Turkey have been listed, and the orthography of the original text has been explained. In the third part, a critical text on Sharh-i Masnawi has been formed with the help of the original copy as well as two supplemantary copies. At the end of this part, Quranic verses and Prophetic sayings that appear in the text has been listed with their location. 853
- Published
- 2019
20. Mustafa Sürûrî Efendi·'ni·n mesnevî şerhi· (IV. defter; 1-2300. beyitler)
- Author
-
Dolgun, Muhsine Beyza, Karaismailoğlu, Adnan, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, and KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Eastern Linguistics and Literature ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
ÖZETMuhsine Beyza Dolgun, Mustafa Sürûrî Efendi'nin (897-969/1492-1562) Mesnevî Şerhi (IV. Defter), Kırıkkale 2019Bu çalışmanın konusu Mustafa Sürûrî Efendi'nin; Mevlânâ Celâlededdin-i Rûmî'nin 6 cilt/defterlik büyük eseri olan Mesnevî'nin 4. defteri üzerine kaleme almış olduğu şerhin 2300. beyitlerini teşkil etmektedir.Çalışmada esas alınan nüsha 966/1558 yılında istinsah edilmiş olup, 192 yapraktan (384 sayfa) oluşmaktadır. Bu çalışmayı hazırlarken okunması zor olan kelimeleri çözümlemek maksadıyla Süleymaniye Kütüphanesi 565 numaralı nüshadan da yararlandık. Eserin sonunda, nüshanın Şaban ayının sonlarında yazıldığı şeklinde not düşülmüştür. Ancak tarih belirtilmemiştir.Sürûrî Efendi'nin kaleme aldığı Mesnevî Şerhi isimli eser, Anadolu'da Mevlânâ'nın Mesnevî'si üzerine yapılan Farsça ilk tam şerh olması sebebiyle tasavvuf ve edebiyat alanında büyük önem taşımaktadır.Sürûrî Efendi bu eserinde hem tasavvufi hem de edebi konulara yer vermiştir. Diğer taraftan eserde kullanılan dile bakılarak o dönemde Anadolu'da kullanılan klasik Farsçaya dair fikir sahibi olmak da mümkündür.Üç bölümden oluşan bu çalışmanın birinci bölümüde Sürûrî Efendi'nin hayatı, edebi kişiliği ve eserlerine değinilmiştir. İkinci bölümünde; Mesnevî şerhinin yazma nüshaları, hazırlanan metinde kullanılan yazma nüshalar ve imla özellikleri, şerhdeki bazı özelliklerden bahsedilmiş olup üçüncü bölümde Mesnevi Şerhi (IV.Defter)'nin Farsça metnine yer verilmiştir. Bu bölümün sonunda ise metinde yer alan âyeti kerîmeler ve hadis-i şeriflerin fihristi bulunmaktadır.Anahtar Kelimeler: Mevlânâ, Mesnevî, Sürûrî, Mesnevî Şerh ABSTRACTMuhsine Beyza Dolgun, Mustafa Sürûrî Efendi's (897-969/1492-1562) `Mesnevî Şerhi` (IV. Volume), Kırıkkale 2019The aim of this study is to consititute `şerh` of Mustafa Sürûrî Efendi's about the 4th volüme (2300.couplets) of the great work of Mesnevi (6 Volumes)The edition which is taken as a basis for the work has been copied in 966/1558 and composed of 192 sheets (384 pages). During the study, we have benefited from the Süleymaniye Library – the copy numbered 565, for the vocabulary which are hard to read. At the end of the study, we have written down a note which says the work is written in the month of Shaban; however, there is not a specific date.Sürûrî Efendi's work of `Mesnevî Şerhi` is important in terms of being the first Persian şerh in Anatolia on Mevlana's Mesnevî, thence has a significant place in sufism and literature.Sürûrî Efendi mentions both sufistic and literary themes in his work and by regarding the rhetoric of the work, it is possible to have an opinion about the classic Persian used in Anatolia at that time.In the first chapter of this Three-Chapter study; the life, literary identity and works of Sürûrî Efendi has been put forward. In the second chapter, the written copies of `Mesnevî Şerhi`, spelling features and some of the specifications of the `şerh` and in the third chapter, the Persian text has been presented. At the end of the third chapter, the index of the verses and hadith partaking in the text has been set forth.Key words: Mevlana, Masnavi, Sururi 197
- Published
- 2019
21. Yahya-i Şirvani’nin Farsça Eserleri (Beyanu’l-’ ilm, Kışşa-i Manşur, Gazeliyyat)
- Author
-
Menteşe, Levent, Karaismailoğlu, Adnan, and Kırıkkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Ana Bilim Dalı
- Subjects
YL- SBE/3167 - Abstract
Tez (Yüksek Lisans) -- Kırıkkale Üniversitesi 120025 …
- Published
- 2018
22. Mustafa Süruri Efendi’nin Mesnevi Şerhi (III. Cilt) (Metin-Dizin)
- Author
-
Türkmen, Ahmet, Karaismailoğlu, Adnan, and Kırıkkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Ana Bilim Dalı
- Subjects
YL- SBE/3322 - Abstract
Tez (Yüksek Lisans) -- Kırıkkale Üniversitesi 120448 …
- Published
- 2018
23. Yahyâ-i Şirvânî'nin Farsça eserleri (Beyânu'l-İlm, Kıssa-i Mansûr, Gazeliyyât)
- Author
-
Menteşe, Güngör Levent, Karaismailoğlu, Adnan, and KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Eastern Linguistics and Literature ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
YÖK Tez ID: 531614 Levent Menteşe, Güngör, " Yahyâ-i Şirvânî Farsça Eserleri (Beyânu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Gazeliyyât)", Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale, 2018. Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, 1397 yılında Şirvân'da dünyaya gelmiş ve 1466 yılında Bakü'de vefat etmiştir. Tahsilini tamamladıktan sonra tasavvufa yönelmiş güçlü mutasavvıf bir şairdir. Türkçe, Arapça ve Farsça olarak kaleme aldığı nazım ve nesir eserlerinde tasavvufî konuları ayrıntılı olarak ele almıştır. On binlerce müridi olan Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, dünyanın birçok yerine halifelerini göndermiş ve bu yerlerde de halifeleri aracılığıyla Halvetiyye tarikatının gelişmesini ve yayılmasını sağlamıştır. Seyyid Yahyâ'nın Halvetiyye tarikatının hem sistemleşmesinde hem de tarikatın birçok bölgeye yayılmasında büyük bir etkisinin olduğu bir gerçektir. Halvetiyye tarikatının en yaygın olduğu topraklar şüphesiz Osmanlı toprakları olmuştur. Halvetîlerin, Osmanlı Padişahları tarafından desteklenmesi ve bu topraklarda da nüfuzlu bir etkiye sahip olmaları bunun en açık delilidir. Bu çalışma; Seyyid Yahyâ-i Şirvânî'nin hayatı, Beyânu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Gazeliyyât isimli eserlerinin tenkitli metinleri ve tercümelerinden ibarettir. Osmanlı Devleti için büyük önem arz eden Halvetiyye tarikatının asıl mimarı olan Seyyid Yaóyâ'yı ve eserlerini tanıtmak amacımız olmuştur. Anahtar Kelimeler: Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, Halvetîlik, Beyânu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Gazeliyyât. Levent Menteşe, Güngör, "Yahyâ-i Şirvânî's Persian Works (Beyânu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Ghazeliyyât)", Master's Thesis, Kırıkkale, 2018. Seyyid Yahyâ-i Şirvânî was born in 1397 and died in Baku in 1466. He was a sufi poet who tended to sophism after completing his education. He discussed sophistic issues in detail in his verse and prose works written in Turkish, Arabic and Persian. Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, who had tens of thousands of followers, sent his caliphs into many places in the world and ensured the sect of Khalvetî to improve and spread via these caliphs. It is clear that he had great influence on both systematization of the sect of Khalvetî and its spread into many regions. It is certain that Ottoman Empire is the place where the sect of Khalvetî was widespread. It is clear evidence that Khalvetîs were supported by Ottoman rulers and they had influence on this land. This study is composed of Seyyid Yahyâ-i Şirvânî's life, the descriptions, translations and spelling features of his works called Beyanu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Ghazeliyyât. Our aim is to introduce Seyyid Yahyâ who is the real founder of the sect of Khalvetî, which has great importance for Ottoman Empire, and his works. Keywords: Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, Khalvetî, Beyânu'l-ilm, Qıssa-i Mansûr, Ghazeliyyât.
- Published
- 2018
24. Yahyâ-i Şirvânî'nin Farsça eserleri (Beyânu'l-İlm, Kıssa-i Mansûr, Gazeliyyât)
- Author
-
Levent Menteşe, Güngör, Karaismailoğlu, Adnan, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Eastern Linguistics and Literature ,Sayyid Yahya Şirvani ,Persion literature ,Halvetiyye ,Mystic ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
Levent Menteşe, Güngör, ` Yahyâ-i Şirvânî Farsça Eserleri (Beyânu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Ġazeliyyât)`, Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale, 2018.Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, 1397 yılında Şirvân'da dünyaya gelmiş ve 1466 yılında Bakü'de vefat etmiştir. Tahsilini tamamladıktan sonra tasavvufa yönelmiş güçlü mutasavvıf bir şairdir. Türkçe, Arapça ve Farsça olarak kaleme aldığı nazım ve nesir eserlerinde tasavvufî konuları ayrıntılı olarak ele almıştır.On binlerce müridi olan Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, dünyanın birçok yerine halifelerini göndermiş ve bu yerlerde de halifeleri aracılığıyla Halvetiyye tarikatının gelişmesini ve yayılmasını sağlamıştır. Seyyid Yahyâ'nın Halvetiyye tarikatının hem sistemleşmesinde hem de tarikatın birçok bölgeye yayılmasında büyük bir etkisinin olduğu bir gerçektir. Halvetiyye tarikatının en yaygın olduğu topraklar şüphesiz Osmanlı toprakları olmuştur. Halvetîlerin, Osmanlı Padişahları tarafından desteklenmesi ve bu topraklarda da nüfuzlu bir etkiye sahip olmaları bunun en açık delilidir.Bu çalışma; Seyyid Yahyâ-i Şirvânî'nin hayatı, Beyânu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Ġazeliyyât isimli eserlerinin tenkitli metinleri ve tercümelerinden ibarettir. Osmanlı Devleti için büyük önem arz eden Halvetiyye tarikatının asıl mimarı olan Seyyid Yaóyâ'yı ve eserlerini tanıtmak amacımız olmuştur.Anahtar Kelimeler: Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, Halvetîlik, Beyânu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Ġazeliyyât. Levent Menteşe, Güngör, `Yahyâ-i Şirvânî's Persian Works (Beyânu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Ghazeliyyât)`, Master's Thesis, Kırıkkale, 2018.Seyyid Yahyâ-i Şirvânî was born in 1397 and died in Baku in 1466. He was a sufi poet who tended to sophism after completing his education. He discussed sophistic issues in detail in his verse and prose works written in Turkish, Arabic and Persian.Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, who had tens of thousands of followers, sent his caliphs into many places in the world and ensured the sect of Khalvetî to improve and spread via these caliphs. It is clear that he had great influence on both systematization of the sect of Khalvetî and its spread into many regions. It is certain that Ottoman Empire is the place where the sect of Khalvetî was widespread. It is clear evidence that Khalvetîs were supported by Ottoman rulers and they had influence on this land. This study is composed of Seyyid Yahyâ-i Şirvânî's life, the descriptions, translations and spelling features of his works called Beyanu'l-ilm, Kıssa-i Mansûr, Ghazeliyyât. Our aim is to introduce Seyyid Yahyâ who is the real founder of the sect of Khalvetî, which has great importance for Ottoman Empire, and his works. Keywords: Seyyid Yahyâ-i Şirvânî, Khalvetî, Beyânu'l-ilm, Qıssa-i Mansûr, Ghazeliyyât. 112
- Published
- 2018
25. The poetry of Amīr Moʿezzī
- Author
-
Gökmen, Gökhan, Karaismailoğlu, Adnan, KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, and Fars Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Subjects
Moezzi ,Poem ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Ahıska Türkleri ,Ahıska Turks ,Gürcistan ,Diffusionism ,Seljuks ,Persion peom ,Eastern Linguistics and Literature ,Great Seljuks ,Russia ,Türk-Rus ilişkileri ,Caucasus policy ,Rusya ,Turkish-Russian relations ,Yayılmacılık ,Georgia ,Kafkasya ,Caucasus ,Kafkasya politikası - Abstract
Selçuklu sarayında Meliku'ş-şu'arâ unvanıyla uzun yıllar bulunan Emîr Mu'izzî (öl. 518-521/1124-1127), edebî açıdan önemli bir şahsiyet olduğu gibi Selçuklu tarihi ve kültürü açısından da dikkate değerdir. Sultan Alp Arslan'ın şairi olan babası Burhânî sayesinde çocukluğundan itibaren saray çevresinde yaşayan Mu'izzî'nin 19.000 beyit civarındaki dîvânı, bilhassa Selçuklu sultanları ve devlet adamları için yazılmış şiirlerden oluşmaktadır. Onun şiirlerinde Selçuklu geleneğinin, Türk kimliğinin ve onların dinî tercihlerinin izlerini görmek mümkündür.Sultan Melikşâh ve Sultan Sencer'in hüküm sürdüğü yıllarda Selçuklu döneminin birçok hâdisesi ve tarihî şahsiyetleri, büyük kısmı itibariyle bir Selçuklu tarihi olan Emîr Mu'izzî Dîvânı'nda ayrıntısıyla yer almaktadır. Şiirlerindeki Selçuklu geleneği, Türk kimliği ve dinî tercihleri, bu bakımlardan çok büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada şairin hayatı, edebî kişiliği yanında Selçuklu tarihi, düşünce ve inanç dünyasının onun şiirlerinde nasıl yer aldığı, diğer bir ifadeyle ne şekilde yansıdığı ele alınmıştır.Anahtar Kelimeler: Emîr Mu'izzî, İran Şiiri, Selçuklular, Büyük Selçuklu Sultanları, Selçuklu Tarihi Amīr Mo'ezzī (518-521/1124-1127), who was on duty as Maliku's-shu'arā in Seljuk Palace, has great importance both on literature and history and culture of Seljuks. Thanks to his father, Burhānī, who was Sultan Alp Arslan's poet, Mo'ezzī living around the palace has had dīwān with 19.000 verses especially consisting of poems written for Seljuk sultans and statesman since his childhood. It is possible to find the traces of Seljuk tradition, Turkish identity and their religious preference. Amīr Mo'ezzī's Dīwân, most of which is related to history of Seljuk, compromises a lot of issues and historical people in detail in Seljuk period when Sultan Malikshâh and Sultan Sencer ruled over. Thus, Seljuk tradition, Turkish identity and their religious preference in his poems are important. In this study, how history of Seljuk, their world of thought and belief are involved in his poems, in other words how they are reflected in his poems, as well as the poet's life and his literary identity are discussed.Keywords: Amīr Mo'ezzī, Persian Poetry, Seljuks, Sultans of Great Seljuk Empire, Great Seljuk Empire, History of Seljuk. 573
- Published
- 2018
26. Analysis of the divan of Sayf-i Farghani (qaside, kit'a and rubai)
- Author
-
Söylemez, İsmail, Karaismailoğlu, Adnan, Kırlangıç, Hicabi, Fars Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı, and KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Interest-free banking ,Granger Nedensellik Testi ,Divans ,Causality ,İslami bankacılık ,Granger Causality Test ,Katılım bankacılığı ,Poem ,Fergani ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Persian divan ,Eşbütünleşme ,Cointegration ,Faiz ,Interest ,Faizsiz bankacılık ,Participation banking ,Nedensellik ,Eagle ,Eastern Linguistics and Literature ,Git`s ,Rubai ,Islamic banking ,Divan literature ,Court poem - Abstract
Maveraünnehir/Batı Türkistan'da doğup yetişen Seyf-i Fergânî (öl.749/1348'den önce) hayatının büyük bölümünü Anadolu'da Aksaray çevresinde geçirmiştir. Yaşadığı yıllardaki Anadolu'nun sosyal, tarihî ve edebî özelliklerini, onun şiirlerinde görmek mümkündür. Anadolu'da Farsça şiir söyleyen şairlerin en büyüklerinden biri olan Seyf-i Fergânî'nin tamamı 10.277 beyit olanın divanının 3466 beyit ihtiva eden kaside, rubai ve kıta nazım şekillerindeki şiirleri, Din-Tasavvuf, Cemiyet, İnsan ve Tabiat başlıkları altında taranmış ve tasnife gidilmiştir. Bazı bölümler için divanın gazeller bölümü de taranmıştır. Örnek beyitler ve çevirileriyle konular hakkında gerekli değerlendirmelerde bulunulmuştur. Şairin hayatı ve eseri ayrıntılı olarak ele alınırken XIII-XIV. asır Anadolusunun tarihi ve sosyal yapısı da ortaya konmuştur. Çalışmamızda son olarak sistematik indeks yer almaktadır. Anahtar Kelimeler: Seyf-i Fergânî, Fergânâ, Aksaray, Şiir, Tahlil, Divan, Farsça, Selçuklular, İlhanlılar Sayf-i Farghānī (death's before 749/1348), was born and raised in the Maveraunnehir / West Turkestan and spent most of his life in Anatolia around Aksaray. The social, historical and literary features of Anatolia at that time were discussed in his poetry.Sayf-i Farghānī, one of the greatest poets in Persian poetry in Anatolia, was scanned and classified under the headings of Religion, Sufism, Society, Human and Nature, all of which had divisions of 10,277 couplets in the forms of kaside, rubai and kıta poetry containing 3466 couplets . For some departments in the gazel section of the divan was also have been scanned and classified. The necessary assessments were made on the subjects with sample couplets and translation.The history and social structure of XIII-XIV century Anatolia has also been revealed, while the poet's life and work are discussed in detail. Finally, the systematic index is included in our study.Keywords: Sayf-i Farghānī, Farghānā, Aksaray, Poetry, Analysis, Diwan, Persian, Seljuks, Ilkhanids 596
- Published
- 2018
27. Masnavi commentary by Mustafa Sururi Efendi, (III volume)
- Author
-
Türkmen, Ahmet, Karaismailoğlu, Adnan, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, and KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Mathnawi ,Mevlana Celaleddin-i Rumi ,Eastern Linguistics and Literature ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Commentary ,Turkish Language and Literature ,Sururi ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
Bu çalışmanın konusu Mustafa Sürûri Efendi'nin Mevlânâ Celâlededdîn-i Rûmî'nin 6 ciltlik büyük eseri Mesnevi'nin şerhinin üçüncü cildini teşkil etmektedir.Sürûrî Efendi'nin büyük gayretiyle yazılan Mesnevî Şerhi adlı eseri Mevlânâ'nın bu eserine Fars dilinde yazılan ilk şerh olması bakımından son derece önem arz etmektedir. Mesnevî Şerhi tasavvufi öğretiler ile beraber, bazı beyitlerin Türkçe çevrisinin verilmesi ve Sürûrî Efendi döneminde konuşulan Farsça'yı anlamak açısından da önemlidir.Çalışmada esas alınan nüsha hicri 962/1555 yılında istinsah edilen yazma eserdir. Eser diğer bazı nüshalar ile de karşılaştırılmış ve okunması zor olan kelimeler diğer nüshalara başvurularak çözümlenmiştir. The subject of this study is composed of the commentary by Mustafa Sururi Efendi on Rumi's six-volume opus magnum Masnavi's third volume. The Masnavi commentary by Sururi Efendi, written diligently, is a crucial study as it is the first Persian language commentary on Rumi's Masnavi. It contributes to the sufi discipline and includes the Turkish translation of some of the verses. It is also important to understand the Persian language of the writer's time. My study is based on the manuscript version copied in 962/1555. The mentioned manuscript was also compared with other copies and the words hard to read were analyzed applying to other copies. 434
- Published
- 2018
28. Tesellau'l-Kulub of Hazini
- Author
-
Kara, Ahmet, Karaismailoğlu, Adnan, KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Eastern Linguistics and Literature ,Tesellau'l-Kulub ,Hazini ,Menkıbe ,Spelling ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
Yazma nüshalar gerek edebî ve gerekse tarihi açıdan büyük öneme sahiptir. Bu eserler müelliflerinin yaşadığı çağa ait birçok bilgileri kapsamakta ve bazı önemli noktaların aydınlanmasına vesile olmaktadır. Bu eserler yazıldığı dönemlerle ilgili bilgiler içermekte ve çeşitli meseleler hakkında bazı ipuçları taşımaktadır.Bu çalışmada 16. yüzyılda yaşamış Yesevi tarikatine mensup mutasavvıf Hazînî'nin Tesellâ'u'l-Kulûb adlı eseri incelenmiştir. Eser, Mevlânâ'nın hayatı, onun Mesnevî'sinin ilk üç beytinin şerhiyle birlikte Mevlânâ'nın Şems-i Tebrizî ile arasında geçen menkıbelerini içermektedir.Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Hazînî'nin yaşadığı dönemdeki İran, Osmanlı ve Batı Türkistan coğrafyasındaki siyasi ve edebî durum hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde Hazînî'nin hayatı, ailesi, eğitim durumu, şeyhi, bağlı olduğu silsileleri, edebî şahsiyeti ve eserlerinden bahsedilmiştir.İkinci bölümde çalışmamıza konu olan Tesellâ'u'l-Kulûb adlı eser incelenmiş eserin muhtevası, imlâ özellikleri, hazırlanan metnin imlâ özellikleri ve eserdeki edebî sanatlar hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde ise eserin tenkidli metni bulunmaktadır.Hazînî Mâverâünnehir bölgesinde doğup büyümesi, Yesevî tarikatına mensup olması bakımından, Hazînî'nin eserleri Tasavvuf tarihi ve yaşadığı coğrafya için büyük önem taşımaktadır ve bu eserler Yesevî tarikatının en önemli kaynaklarındandır. Writing copies have very important place both literary and historical view. These works iclude many information about the era when their writers lived and help to the enlighten of some points. These works include different informations about the era when they written, they have some clues about the different subjects.In this study Tesellâ'u'l Kulûb of Hazînî who was a sufi related to tariqat of Yesevi lived at XVIth century is presented. This literature includes information about the Mavlana's life, the tales which are happened between Mevlana and Şems and the explanation of first three couplet of Mevlana's Mathnavi.This literature get together from three parts. At the introduction part include information about the literary and political situation at the geographies where Hazînî lived, like Iran, Ottoman Empire and West Turkestan. At the first part mentioned about the Hazînî's life, family, education, his skeikh, his lines which he connect, his personality of literature and his books.At the second part Tesellâ'u'l Kulûb which is the subject of our work get studied and we give information about the contents of manuscript, especiality to spelling of manuscript, especiality to spelling of the text which is get ready and the arts of literature on the manuscript. At the third part have the text of manuscript which is get criticized.Hazînî's works who was important for history of sufism and the geography he lived, have valuable place becuase he get borned and raised at the area of Transoxiana beside he also member of the tariqat of Yesevi. His works are one of the most important sources about the tariqat of Yesevi. 156
- Published
- 2014
29. Muhammed Burhâneddîn-i Belhî ve Farsça Dîvânı: Tenkitli metin
- Author
-
Evli, Kasim, Karaismailoğlu, Adnan, KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Ghazals ,Divans ,Biyosensörler ,Biosensors ,Eastern Linguistics and Literature ,Poem ,Muhammed Burhaneddin-i Belhi ,Divan literature ,Court poem ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Persian ,Persian divan - Abstract
Bu çalışma Muhammed Burhâneddîn-i Belhî'nin hayatı ve Dîvânı'nın tenkitli metninden oluşmaktadır. Burhâneddîn-i Belhî, devrinin önde gelen şairlerindendir. Küçük yaşta ailesi ile birlikte Afganistan'ın Belh şehrinden göç ederek Osmanlının son yüzyılında yaşamıştır. O yalnızca şiirle meşgul olmuş, geçimini de şiir yazarak temin etmiştir. Şiiri ruhun gıdası sayan şair, bulunduğu her meclisi şiirleriyle şenlendirmiştir. Sokakta karşılaştığı dostlarına hal hatır sormak yerine şiir okumayı yeğlemesi sebebiyle, `şâ'ir-i seyyâr` lakabıyla anılmıştır. Siyasi yönü ön planda değilse de İstanbul'da Cemaleddîn Afganî ve Kaçar şehzadelerinden Şeyhü'r-Reîs gibi önemli ve siyasi şahsiyetlerle görüşmüştür.Belhî'nin, Farsça ve Türkçe Dîvân'ı, Farsça ve Türkçe tarih manzumeleri, çeşitli şairlerden yaptığı Farsça ve Türkçe tahmisleri, mektuplarını içeren Defter-i Kuyûdât'ı, Nakaratlı Manzumat ve Şarkıyyât Mecmuası, çoğunluğu Farsça ve bir kısmı Türkçe olmak üzere 11 mesnevîsi vardır. Şiirlerinde `Burhân`, `Burhân-ı Belhî`, `Burhân-ı Hüseynî`, `Merd-i Belhî`, `Belhî`, `Bülbül-i Belh` mahlaslarını kullanan şair, şiirlerini Türkçe, Farsça ve Çağatayca söylemiştir.Çalışmamıza konu olan ve tenkitli metnini hazırladığımız Farsça Dîvân'ı 157 gazelden ibarettir. Çalışmada Burhaneddîn-i Belhî'nin mensubu olduğu aile üyeleri, aile fertlerinin Arapça, Farsça, Türkçe ve Çağatayca eserleri tanıtılmış; bugüne kadar hiçbir çalışmaya konu olmayan Farsça Dîvân'ının metni ortaya konulmuştur.Anahtar SözcüklerMuhammed Burhâneddîn-i Belhî, Suleymân-i Belhî, Abdülkâdir-i Belhî, Muhammed Musa, Farsça Dîvân, Belhî This study consists of Muhammad Burhâneddîn Balkhi's life story and a criticizing text of his collected poems (divan). Burhâneddîn Balkhi, one of the leading poets of his time, migrated from the city of Balkh in Afghanistan at a young age with his family and has lived in the last century of the Ottoman Empire. He has employed himself solely in poetry and made a living from poetry. He has considered the poetry as the food of the soul and cheered each and every one of the gatherings which he was present by vocalizing his poems. He was nicknamed as `the poet travelers` because of his ritual of reading poems to his friends whom he came across to, rather than asking how they were doing. Although his political aspects was not at the forefront, he has met with some key political figures in Istanbul, like Jamaleddîn Afganî and one of the Qajar princes, Şeyhu'r-Raîs.Balkhi's works include collected poems (divan) in Turkish and Persian, poems of histories in Turkish and Persian, some tahmis in Turkish and Persian which he cited from various poets, the journal which consists of his letters: `Daftar-i Quyudât', Nakaratlı Manzumat ve Şarkıyyât Mecmuası` and his 11 mathnavis, most of which are in Persian with a few Turkish ones. He used `Burhân`, `Burhân-ı Balkhi`, `Burhân-ı Husaynî`, `Mard-i Balkhi`, `Balkhi`, `Bulbul-i Balkh` as pseudonyms in his poems; and recited his poems in Turkish, Persian and Chagatai.Balkhi's collected poems in Persian which is the main subject of this research and criticized in the study are made up of 157 ghazals. Balkhi's family members and their pieces in Arabic, Turkish, Persian and Chagatai are also introduced in this work. In addition, the text of his collected poems in Persian, which has not been subject to any studies so far, is revealed in this research.Key WordsMuhammad Burhâneddîn Balkhi, Sulayman Balkhi, Abdulkadir Balkhi, Muhammad Musa, Collected poems (divan), Balkhi 208
- Published
- 2014
30. Philosophy and philosophical approach in thinking world of Mevlânâ
- Author
-
Yaylı, Gülşen, Karaismailoğlu, Adnan, Felsefe Ana Bilim Dalı, and KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe Anabilim Dalı
- Subjects
Philosophy ,Mathnawi ,Felsefe ,Mevlana Celaleddin-i Rumi ,Philosophical thought - Abstract
İslâm düşüncesinin en önemli simalarından biri olan Mevlâna Celâleddin Rumî'nin düşünce sistemi, çok sayıda araştırmalara konu olmuştur. Bu çalışmada ise bir mutasavvıf olarak Mevlânâ'nın felsefeye ve filozoflara bakış açısını tespit etme amaçlanmıştır. O'nun ilim anlayışı ve önem verdiği bilgiler dinî ve tasavvufî bakışının etkisi altındadır. Mevlânâ'ya göre nazarî hikmet evrenden, maddeden hareketle yaratıcının evrene yayılmış ilim, hikmet ve kudretini anlamaya yarar. Bu faydalarıyla birlikte insanı ilahî aşka, Tanrı'ya ulaştırmada yeterli değildir.Mevlânâ insanın düşünme, idrak etme ve anlama kuvveti olan akla önem vermekle birlikte, akla bir sınır çizmekte diğer düşünürlerden farklı davranmaz. O'na göre cüz'i akıl dünyevî işlerde insana rehber olmakla birlikte irfanî bilgiyi elde etmekte yegane rehber olamaz. Zira akl-ı Küll'e muhtaçtır.Mevlânâ benzerlerinden hüküm çıkarma ve ispat etme çabası olarak kıyası, yol bulmada yardımcı olan körün elindeki sopa metaforuyla faydalı bir yöntem olarak değerlendirir. Ne var ki kıyaslarda bulunma gerekliliği batıl olandan hak olana ulaşıncaya kadardır. Çünkü maddî alem ile manevî alem arasında farklar vardır. Mevlânâ'ya göre sebepleri bilmek işleri kolaylaştırır, bilgisizliği defeder. Öz ve kabuk nispetinde olan sebepler ve tesirler Tanrı'nın eseridir ve bizi O'na ulaştırır. Ancak hakikatin önünde perde olan sebeplere karşı temkinli olmak gerekir. Sebep perdesini aralayıp sebebi yaratana ulaşmak şarttır.Anahtar kelimeler: Mevlânâ, Felsefe, Hikmet, Filozof, Akıl, Kıyas, Sebeplilik. The intelligence system of Mevlana Jalal al-Din al-Rumi, being one of the most important Islamic intellectual, has been the subject of various kind of researches for many times. In this thesis we aimed to fıgure out the viewpoint of Mevlana, as a mystic, related to philosophy and philosophers. According to Mevlana the most significant science and knowledge is that related to religion and mysticism and theoretic wisdom helps human beings get the wisdom and might of the creator by searching the cosmos. As to Mevlana, reason as a potencial of thinking, understanding and perceiving is a very important phenomenon for humans in their daily life but only pure reason neither satisfies human for reaching truth nor contributes spiritual development for human.As to Mevlana, analogy is a valuable method just like a rod in the hands of a blind. However analogy, being a useful method in daily life, can not attain the knowledge and the reality. And also having the knowledge of cause, being the influence and work of God, drives the ignorance away. But human beings must be careful about the cause because cause can conceal the truth.Key words: Mevlânâ, Philosophy, Wisdom, Philosopher, Reason, Analogy, Causality. 110
- Published
- 2010
31. Sünbül-Zâde Vehbî’nin Farsça divançesi
- Author
-
Küçük, Recep, Karaismailoğlu, Adnan, and Kırıkkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Ana Bilim Dalı
- Subjects
Arabic ,Arapça ,Sünbül-Zade Vehbi ,Farsça ,The Ottoman poet ,Osmanlı şairi ,Persian ,Yüksek Lisans Tezleri -- Kırıkkale Üniversitesi ,YL-SBE/746 - Abstract
Tez (Yüksek Lisans) -- Kırıkkale Üniversitesi 78547 …
- Published
- 2010
32. Hazini ve divanı (inceleme-metin)
- Author
-
Kunt, İbrahim, Karaismailoğlu, Adnan, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Divans ,Eastern Linguistics and Literature ,Critical text ,Hazini ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Court poem ,Divan literature ,Analysis - Abstract
785
- Published
- 2002
33. Daqaiq al-Haqaiq of Kemalpaşazade (text-index)
- Author
-
Karaca, Abdullah, Karaismailoğlu, Adnan, KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Dakayık-ül-Hakayık ,İbn Kemal ,Eastern Linguistics and Literature ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Turkish Language and Literature ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
Dekâyıku'l-Hakâyık, yazılış ve anlam itibariyle birbirine yakın, eş anlamlı, eş sesli ya da zıt anlamlı Farsça sözcüklerin kullamm farklılıklarım ve mana inceliklerim göstermek amacıyla kaleme alınmış bir sözlüktür. Müellifi Kemal Paşazade Ahmed bin Süleyman'dır. Dekâyıku'l-Hakâyık, XVI. yüzyılda yaşayan Osmanlı ilim adamlarından Kemal Paşazâde'nin önemli eserlerinden biridir. Bu eser Kanuni dönemi sadrazamlanndan İbrahim Paşa'ya ithafen yazılmıştır. Kesin olarak yazılış tarihi bilinmemektedir. Ancak eserin İbrahim Paşa'ya ithaf edildiği düşünülünce, onun sadrazamlıkta bulunduğu 929-942/1523-1536 yıllan arasında yazıldığı düşünülebilir. Eserde 423 Farsça kelime maddesi incelenmiştir. Maddelerin tertibinde belirli bir düzen takip edilmemiş; kelimeler anlamca birbirine yakın, eş anlamlı, mütezâd ve eş sesli oluşlarına göre sımflandınlmıştır. Evvela bu özelliklerde olan iki ya da daha fazla sözcük madde başı olarak ele alınmış, daha sonra da sırasıyla bunların anlam ve yapılan bakımından izahlan yapılarak örnekleri beyitlerde gösterilmiştir. `Daqaiq al-Haqaiq` is a dictionary which is written to illustrate semantic relationships between lexical items in the Persian language and alternative usage of words. An entry in the dictionary consist of lexical items that are related in terms of meaning or form; synonym, antonym or homophone. The author of the dictionary is Kemal Paşazade Ahmed b. Süleyman, an Otoman scholar of 16th century, and Daqaiq al-Haqaiq is one of his major works. The dictionary was dedicated to Ibrahim Pasha, a Grand Vezier of Süleyman the Magnificent. The exact date of its completion is unknown but it can be claimed that it was complated between 929-942/1523-1536 if the tenure of İbrahim Pahsa is considered. The consists of 423 entires, all in Persian. Word that have semantic relationship-synonyms, antonyms and homophones etc.- are classed under the same entry. The context and order of entries do not arranged alphabetically. An entry contains one or two of related words andthen explains in detail their forms as well as semantic relations between them. Fnally the usage of the words is exemplified with couplets. 204
- Published
- 2002
34. Nevres-i Kadim'in Farsça divanı
- Author
-
Karadere, Adem, Karaismailoğlu, Adnan, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı, and KKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Eastern Linguistics and Literature ,Persion literature ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Nevres-i Kadim ,Persian divan - Abstract
XVIII. yy. Osmanlı şairlerinden olan Nevres-i Kadîm, Kerkük'de doğmuştur. Doğum tarihi ise belli değildir. Onun kimlerden ders aldığı ve eğitimini nerelerde yaptığı da bilinmemektedir. Nevres, Türkçe ve Farsça birçok manzum ve mensur eserler vermiştir. Verdiği eserler onun bir çok dili iyi derecede bildiğini göstermektedir. Şairin Türkçe ve Farsça divanlarına düştüğü tarih kıtaları, onun tarih düşme sanatını başarıyla uyguladığım ortaya koymuştur. Nevres, aldığı eğitimler sayesinde katiplik, hafız-ı kütüplük, müderrislik, kadı naipliği, Bosna, Tokat ve Filibe kadılığı görevlerinde bulunmuştur. Nevres, bulunduğu görevler sırasında bir çok sürgün yemiş ve sıkıntılı günler geçirmiştir. Bu sıkıntılı günlerden kurtulabilmek için Neyli, Es 'ad Efendi, Râgıp Paşa ve Ahmed Paşa gibi idarecilerle ilişkileri olmuştur. Nevres-i Kadîm, ikinci kez sürgün edildiği Bursa' da Şevval 1175/Mayıs 1762 'de vefat etmiştir. Türkçe ve Farsça Divan, Gazve-i Bedr, Tarihçe-i Nevres, Münşeat, Mebâligu'l- Hikem ve Tarih-i Cihangir Şah onun güzide eserlerindendir. Çalışmamıza konu olan Nevres-i Kadîm'in Farsça Divam'ında beş kaside, iki tarih, bir sâkînâme, iki tahmis, altmış beş gazel, otuz dokuz muamma ve lügaz, sekiz rübaî ve kıt' a, on üç müfred vardır. Bu divanda kasideler 3 12 beyit, tarihler 33 beyit, tahmisler 97 bent sâkînâme 63 beyit gazeller 434 beyit, muamma ve lügazler 48 beyit rübaî ve kıt'alar 16 beyit, müfredler 13 beyit olmak üzere toplam 1210 beyittir. Nazmın her türünde örnekler veren Nevres, Türkçe ve Farsça divanlarmda kendisinden önce söylenmemiş sözler ve manalar kullanmış ve bunu da Türkçe divanında dilegetirmiştir. Nevres, kaleme aldığı her beyitte sıkıntılarını, dertlerini, gurbet ıztırabını, özlemlerini, vb. konulan işlemiştir. Oldukça sade bir dili vardır. Şiirlerini kendisinden ve yaşamından kesitler vererek yazmış, kapalı manalara yönelmemiş ve fazla yabancı kelimeler kullanmamıştır. Tenkidi metnini hazırladığımız bu çalışma Nevres-i Kadîm' in hayatim, eserlerini ve edebi kişiliğini ortaya koyduğu gibi kasidelerinde ve gazellerinde işlediği konular sosyoloji alanında; tarihlerinde işlediği konular tarih alanında yapılacak çalışmalara malzeme teşkil edecektir. Şairin XVIII. yüzyılda yaşamış birçok şahsiyetlere de divanında yer vermiş olması bu dönem tarihi ile ilgilenenler için iyi bir kaynak olacaktır. Nevres-i Kadîm, who was a poet of one of the 18th century Ottoman poets, was born in Kerkük. It is onknown whom he had taken lessons from or where he had been educated. Nevres had written a number of works both in verse and porse, in Turkish and Persian. The works he had given shows that he could speak various languages fluently. The strophes (kit'a), on which he had composed chronograms, brings up his succes in this art. Trough his education, he had been a clerk, librarien, professor (müderris), substitute judge and judge of Bosnie, Tokat and Philippopolis. Nevres had gone into bunishment several times during his career and lived a hard life. In order to get out of those hard days he had contacted whith Neylî, Es 'ad Efendi, Râgıb Pasha and Ahmed Pasha. Nevres-i Kadîm dired in Bursa, where he had gone into bunishment for the second time, in May 1762/Sewal 1175. Turkish and Persian Dîvân, Gazve-i Bedr (Battle of Bedr), A Short History of Nevres, Münşe'ât (Letters), MebâliğuT-Hikem (Amounts of wisdoms) and History of Cihân-gîr Shah are his outstanding works. In his Persian Dîvân, we studied on, there are five eulogies (kaside), two histories (târih), a sakînâme (ode addressed to a cupbearer), two tahmis (a poem composed by adding three lines rhyming whith the first line of couplet of a gazel), sixty five ghazels, forty eight riddles (mu'ammâ), and puzzles (lügaz), fifteen quardrains (rubâî) and thirteen single couplets (müfred). In this Dîvân eulogies have 312 couplets, histories have 33 couplets, tahmises have 97 stanzas, sâkînâmes have 63 couplets, ghazels have 434 couplets, riddles and puzzles have 48 couplets, quandrains have 16 couplets and single couplets have 13 couplets; totaly 1210 couplets. Nevres, who had written in every types of poetry, had used some words and meanings never told before and had touched this subject in his Turkish Dîvân. Nevres wrote about his problems, suffer of exile, his longings in his poems. He has a fairly simple language. He had written his poems giving examples from himself and his own life, hadn't used complex meanings and many foreign words. While telling about Nevres-i Kadîm' s life, works and his literary career, this work, a cricial text will be a material for sociologial subjects through the eulogies and ghazels and also for historical matters whith its historical subjects. This study will be useful for those who are interested in this period, because the poet had given a part for some characters who had lived in the 18th century. 138
- Published
- 2000
35. Şahidi İbrahim Dede'nin Gülşen-i Esrar'ı tenkitli metin - tahlil
- Author
-
Şimşekler, Nuri, Karaismailoğlu, Adnan, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Mathnawi ,Mawlawiyya ,Eastern Linguistics and Literature ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Turkish Language and Literature ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Şahidi ,Persian ,Gülşen-i Esrar ,Divane Mehmed Çelebi - Abstract
Farsça Gülşen-i Esrar mesnevisi, Şâhidî (Ö.1550) nin en önemli eserlerinden biri olup; 1544 yılında telif edilmiştir. Eser, Allah (c.c.) m Esmâu'l Hüsnâ'sından olan bazı isimlerinin açıklanmasından meydana gelen Tevhîd, Hz. Peygamber (S.A.V.) in nebilerin en seçkini olduğu konusu işlenen Na' t ve Hz. Mevlânâ'ya övgüyle başlar; Gülşen-i Esrâr'ın telif sebebi zikredildikten sonra, Ayet, Hadîs-i Şerîf ve Mevlânâ'nın şiirlerinden yapılan iktibas ve tazminlerle çeşitli tasavvuf! konuların açıklanmasıyla devam eder. Bu bölümde üzerinde durulan en önemli konular; şeyhlik, müridlik, aralarındaki ilişki, gerçek şeyh nasıl olmalı, dünya malına düşkün yalancı şeyhler, ilahi aşkla mecazi aşkın tanımı, özellikleri gibi mevzulardır. Devamında, Hz. Mevlânâ'nın şiirlerinden yapılan tazminler, açıklanan tasavvufı konulara bunların delil olarak sunulması ve bu şiirlerin şerhedilmesi yer alır. Eserin son bölümünde ise, Şâhidî, dedesi, babası, döneminin bazı siyaset adamları, mevlevileri ve özellikle şeyhi Dîvâne Mehmed Çelebi (Ö.1529) nin hayatı ve yaşayışı hakkında detaylı bilgiler verilir. Eser bu bölümüyle de tarihi bir kaynak niteliğindedir. Gulshen-i- Israr (a persian Masnavi) is one of the most important books of Shahidi (d. 1550) written in the year 1544. In the beginning, the poet has given some very interesting explanations of a few names of the Almighty Allah and has discussed the topic of Touhid (unitarianism) as well. Then a na'at (an epithet) has been written in praise of the last and the most gracious of all the prophets of God, Hazrat Muhammad (P.B.U.H.) After that the poet has praised Moulana Rumi and has given the reasons for Writing this Masnavi. Next, in the ligt of some verses from the Holy Qur'an (Âyat), Hadith and Moulana Rumi's verses, Shahidi has discussed at length, some important topics about mysticism. Some of them are as such : 1. Murshid (spiritual teacher) and Murid (disciple) and their linkage or union. 2. Difference between a real spiritual teacher and a mimic who longs for worldly gains. 3. Difference between a divine love and metaphorical love etc. etc. In this connection Shahidi has used verses from Moulana Rumi to eleborate his viewpoint about these propositions. In the last chapter of his book, Shahidi has provided the details of his father, grand father and some of their conspicuous contemporary political and religious figures and has mentioned Sheikh Divane Mohammad Chelaibi in particular. In this perspective, Gulshen-i- Israr becomes a historical document and a reference book of that time. 361
- Published
- 1998
36. Süruri'nin Mesnevi şerhi: Tanıtım - indeks - tenkitli metin (v. 1 b - 40 a)
- Author
-
Baştürk, Orhan, Karaismailoğlu, Adnan, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Mathnawi ,Eastern Linguistics and Literature ,Critical text ,Commentary ,Persion literature ,Sururi ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Manuscripts - Abstract
278
- Published
- 1997
37. Divan-ı Kebir nüshaları (tasvir-mukayese-indeks)
- Author
-
Alp, Faruk, Karaismailoğlu, Adnan, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Divan-ı Kebir ,Eastern Linguistics and Literature ,Persion literature ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
ÖZET Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin eseri olan Divân-ı Kebîr 'in yurtiçi ve yurtdışı el yazması nüshalarının tespiti, tetkik ve tavsifi ile Divândaki gazellere ait indeks bu tezin konusunu teşkil etmektedir. Çalışmamız üç kısımdan oluşmaktadır: 1) GİRİŞ: Divân-ı Kebîrin özellikleri. 2) I. BÖLÜM: Nüshaların tavsifi ve Mukayesesi. 3) II. BÖLÜM: Divân-ı Kebîrin gazel indeksi. Giriş kısmında Divân-ı Kebîr incelenerek, genel özellikleri çıkarılmaya çalışıldı. Sırasıyla Divan-ı Kebir'in bilinen diğer isimleri, isimlendiriliş nedenleri, gazellerde kullanılan mahlaslar, Divânın yazma ve basma nüshalarının hacmi, gazellerin hacimleri, en çok kullanılan vezinler, Divanın tertibi, dili ve anlatımda halk unsurunun yeri gibi konular işlenerek genel özellikleri ortaya konmaya çalışıldı. Birinci bölümde, muhtelif kataloglardan tesbit edilen 51 'i yurtiçi, 57'si yurtdışı olmak üzere toplam 108 adet Divan-ı Kebîr 'in tavsifleri yapıldı. Daha sonra 51 adet yurtiçi nüshadan tam ve sağlam olanları bir değerlendirmeyle liste halinde sunuldu. İkinci bölümde yeralan Divân-ı Kebîr'in gazel indeksinin hazırlanmasında Mevlânâ Müzesi Müzelik Yazma Eserler bölümü 68 ve 69 nolu nüsha esas alınmıştır. Bu nüshadaki gazellerin matla beyitlerinin ilk mısraları kafiyelerine göre ayrılmış, her kafiyedeki mısralar alfabetik sıraya sokulmuştur. Mısraların karşısındaki ilgili sütunlara, gazelin yazma nüshada yer aldığı varak numarası, Bediuzzaman Fürûzânfer'in neşri olan Külliyât-ı Şems yâ Divân-ı Kebîr'de tekabül ettiği gazel numarasıyla, Abdulbaki Gölpmarlı'nın tercümesinde yer aldığı cilt ve sahife numarası yazılmıştır. Bu `Sonuç` yazısıyla nihayet bulan çalışmamızda, faydalandığımız kaynaklar baş tarafta `Bibliyografya` başlığı altında sunulmuştur. 193 SUMMARY The theme of our thesis is about determining and introducing written copy of Mevlana Celaleddin-i Rumi's work called Divan-ı Kebir. Our work consists of these three sections: 1) Introduction: The characteristics of Divan-ı Kebir. 2) First Section: Explaining features and comparing the written copies of Divan-ı Kebir. 3) Second Section: Gazel Index of Divan-ı Kebir. In the introduction section, it is tried to determine Divan-i Kebir's volume, language, style and meter used by examining carefully. In the first section, the copies of Divan-ı Kebir, which are in and out of the country, are found by scanning different catalogues. Introducing of the 108 copies, whose 51 are in the country and 58 are out, was done. After that, examining 14 copies which are thought serious by looking their written dates and complete was done. In the second section, there is the gazel index of divan. Gazel Index was done by putting each line of poetry which has the same rhyme in the alphabetical order. Written copy, published copy and volume and page number where the translation of the line of poetry is was given on the coloums which are on the opposite of the line of the poetry. CTYfiSSia^GRlI^gS 194 194
- Published
- 1997
38. Tarih boyunca Farsça-Türkçe sözlükler
- Author
-
Öz, Yusuf, Karaismailoğlu, Adnan, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Arabic ,Eastern Linguistics and Literature ,Turkish ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Persian ,Dictionary - Abstract
ÖZET Tarih Boyunca Farsça-Türkçe Sözlükler` konulu bu tez çalışmasında, başta Anadolu olmak üzere muhtelif sahalarda yazılmış Farsça-Türkçe, Türkçe-Farsça ve bu iki dilin yer aldığı sözlükler tespit edilmiş ve değerlendirilmiştir. Tespit edilen sözlükler, I. Anadolu sahası, II. İran, Azerbaycan, Hindistan` ve diğer sahalar olmak üzere iki başlık altında toplanmış ve kronolojik sıraya göre tanıtılmıştır. Çalışmada, Anadolu'da yazılmış 105'i mensur, 32'si manzum, toplam 137 sözlük aynntıiı bir şekiide incelenmiş; diğer sahalarda yazılmış, çoğunluğu manzum olan Türkçe-Farsça sözlükler, kaynaklardan derlenen bilgiler ışığında tanıtılmıştır. Sözlükler tanıtılırken, müellifler hakkında lüzumlu bilgiler aktarılmış ve bibliyografya verilmiştir. Değerlendirmelerde; sözlüğün adı, telif tarihi, yazılış amacı ve kim adına yazıldığı hususunda bilgiler verilmiş; sözlüğün tertibi, muhtevası, kaynakları ve eser üzerinde yapılmış çalışmalar belirtilmiştir. Tanıtımların sonunda, yazma sözlüklerin tespit edilebilen nüshaları, eski harflerle basılmış sözlüklerin de matbu nüshaları kaydedilmiştir. Çalışmanın giriş kısmında Arap, Fars ve Türk leksikografisi üzerinde durulmuş, bu dillerde yazılmış ilk lügatlerin yazılış amaçlan, muhtevaları ve tertipleri hakkında bilgi verilerek, sözlüklerin tertibinde takip edilen usuller incelenmiştir. Birinci bölümde, Anadolu'da yazılmış sözlükler kaynak alınarak Anadolu'da Farsça'nın öğretilmesine dair faaliyetlerden bahsedilmiştir. Anadolu'da telif edilmiş sözlükler, şekil, tertip, muhteva, dil grupları ve yazma-matbu oluşlarına göre gruplandırılmış ve bu sözlükler, ad ve müellifleri ile birlikte listeler halinde sunulmuştur. Bu çalışmayla her iki dil arasındaki lisanı münasebetler ortaya konulmaya çalışılmış ve Türk dili ve leksikografisi açısından önem taşıyan bu sözlüklerden her biri üzerinde yapılacak çalışmalara da zemin hazırlanmıştır. SUMMARY In this study 'which is concerned with `The Persian -Turkish. Dictionaries`, the Persian -Turkish and Turkish -Persian glossaries written mainly in Anatolia or the other glossaries which include these two languages are determined and evaluated. The dictionaries determined are piesented according to their chronological order and gathered under two categoreis: I. Anatolian region; II. Persia. Azarbaijan. India and the other regions. In the study 105 dictionaries written in the style of prose and 32 metrical vocabularies in Anatolia and more than 50 glossaries written in the other regions are examined in detail and the Turkish -Persian dictionaries most of which are in the prose style arc introduced in light of the knowledge derived from the decuments. While introducing the dictionaries, the necessary information about the authors is put forth and bibliographies for them are given. In the evaluation information is provided about the titles of the dictionaries, the date and aim of their compilation, and for whom they were devoted and the style, content, references and if there is, the studies about the works are indicated. At the end of the evaluations, the copies of the dictionaries which can te found out and the published copies of the vocabularies in Ottoman language are mentioned in the study. Introductory chapter dwells upon Arabic, Persian and Turkish lexicographies. In doing this; the aims, contents, and the characteristics of the composition of the first vocabulary in these languages are explained. The manners in the composition of the glossaries are also considered. In the first chapter, the significance of the Persian language in Anatolia and the activities for teaching this language are taken into consideration. The metrical and prose dictionaries are evaluated and categorized according to their composition, content, language-groups and being manuscript or published. These vocabularies are presented in lists with their titles and authors. In this study, by putting forth the verbal connections between the Turkish and Persian languages, aground is established for the farther studies on any of these vocabularies which has also great significance for the Turkish language. 524
- Published
- 1996
39. Mevlana ve mevlevilikle ilgili eski harfli Türkçe eserler ve müellifleri
- Author
-
Temizel, Ali, Karaismailoğlu, Adnan, and Diğer
- Subjects
Mevlana Celaleddin-i Rumi ,Mawlawiyya ,Eastern Linguistics and Literature ,Ancient monuments ,Ottoman ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Ottoman Period - Abstract
ÖZET Bu çalışma. Mevlânâ ve Mevlevilik, ile ilgili eski harfli Türkçe eserleri ve müelliflerini muhtevidir. Üç ana bölümden meydana gelen bu çalışmanın birinci bölümünde Mekâna ve Mevlevîlik ile ilgili eserlerin muhtevaları konulara ve tarihî kronolojik sıraya göre değerlendirilmiştir. İkinci bölüm. Mekâna ve Mevlevilik ile ilgili eserler ve müellifleri hakkındadır. Bu bölümde Mevlânâ, Mevlevîlik. Mevlevîler ve Mevlânâ'nın kitapları ile ilgili telif ve neşredilen eserler ve müellifleri hakkında bilgi verilmiştir. Eserler konulara ve tarihî kronolojik sıraya göre ayrılarak eserlerin telif tarihleri, yazılış amaçlan, yazma halde olan eserlerin fizikî durumları, değerlendirmede esas alınan nüshanın tavsifi ve tespit edilebilen diğer nüshaları verilmiştir. Matbu eserler ise basım yeri ve tarihi, cilt ve sayfa sayılan itibarıyla belirtilmiştir. Ayrıca eserlerin müelliflerinin de tespit edilebilen loşa hal tercümeleri yazılmıştır. Üçüncü bölümde ise. Mevlânâ ve Mevlevîlik ile ilgili olarak eser veren çevreler belirlenmiş ve bu çevreler. Mevlevi şahsiyetler, devlet adamları. şairler ve diğer çevreler başlıkları altında kronolojik olarak sıralanmıştır. 164 SUMMARY `Hie aim of this study was to determine the Ottoman Turkish works about Mawlana and Maviaism that were written in Arabic alphabet. This study was consisted of the three main parts. In first part, the works about Mawlana and Mawiaism were examined in order of subjects ard chronological manner. The secand part of study was consisted of the works about Mariana and his philosophy and the investigators of these works. This pail was also included knowledges about Mariana. MaUaism. Malawi Dervishes, the books of Mavnana and the outhors who had written about hirn. The books were divided in order of subjects arm chronologic order and eKemined. The dates of compile and the aims of works were also pointed out. Further acknowledgements were given about phiysical attitudes of manuscripts, amulet descriptions and other amulets that were faund. Printing dates and number of pages of printed books were given. And also biographgies of outhors were written. In the third and last part, social groups that were studied on Mawlana and Mawlawism were determined. The outhars were divided into groups which were entitled as Mawiawi individuals, statesman, poets and others in a chronology maimer. 155 163
- Published
- 1996
40. Mesnevi sözcükleri ve Abdullatif bin Abdullah'ın Leta'ifu'l-Lugat'ı
- Author
-
Kunt, İbrahim, Karaismailoğlu, Adnan, and Diğer
- Subjects
Abdullatif bin Abdullah ,Mathnawi ,Eastern Linguistics and Literature ,Persion literature ,Doğu Dilleri ve Edebiyatı ,Persian ,Dictionary - Abstract
SUMMARY The Masnavi dictionaries were made for people who read the Masnavi to explain it perfectly to them. In this work 1 1 Masnavi dictionaries were established and introduced. Five of them are so important works which are known as Lata'ifu'l-lughat, Muskilat-i Masnavi, Muzhiru'l-iskal, Mayadinu'l-fursan and Farhang-i lughat va Tacbirat-i Masnavi. Two of others' manuscripts weren't found and some books mention those dictionaries of Masnavi. There isn't much information about three Masnavi dictionaries which were introduced by one book. One dictionary is the shortened situation of Lata'ifu'l-lughat. Lata'ifu'l-lughat contains the means of 3325 words which are in Masnavi and explanations of 300 of them according to concept of Sufism. There fore, this is the most important Masnavi dictionary. It was written by cAbdulIatif b. cAbdullah in 1031/1621. He is an important investigator and dictionary maker who lived on tie north of India in XVII. century. Specially, he worked on Masnavi and Sana'i's Hadikatu'l-hakikat. There are two dictionaries of Masnavi which were written in Anatolia: Muzhiru'l-iskal and Mayadinu'l-fursan. The first dictionary of Masnavi in Anatolia which is known as Mayadinu'l- fursan was written by Şayhi Abdulmacid Sivasi in 1022/1612. It contains means of 1070 verbs in Masnavi and Persian grammer information. Another dictionary of Masnavi which was written in Anatolia is Muzhiru'l-iskal. It was written by Sacban- zada Mahmad Muhtasam b. Hurram in 1113/1701. In this work, which is similar with Lata'ifu'l-lughat. Persian words are explained in Turkish, the big sufists` talks and experiments. It contains approximately means of 2000 words. 119Müşkilat-i Masnavi was written by a group of Mavlavi dervishes. This is the oldest dictionary of Masnavi. As for Farhang-i Lughat and tacbirat-i Masnavi were written by Sayyid Sadik-i Gavharin in 1943 in Iran. This is the newest and the biggest dictionary of Masnavi. 118
- Published
- 1996
41. Rusuhi İsmail Efendi ve Mesnevi-i Şerif Şerhi
- Author
-
Bektaş, Ömer, Karaismailoğlu, Adnan, and Diğer
- Subjects
Mathnawi ,Mesnev-i Şerif Şerhi ,Linguistics ,Dilbilim ,İsmail Ankaravi - Abstract
ÖZET Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyip, 1041 / 1631'de İstanbul'da vefat eden İsmâil-i Ankaravî, büyük bir tasavvuf erbabı olması hasebiyle Mevlevî Tarikatında Şeyhlik makamına kadar yükselmiş bir mutasavvıftır. Bu nedenle sahayla ilgili çeşitli eserler vermiştir. Değişik konularda eserleri bulunan Ankaravî'nin en önemli eseri Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ( 1207-1273 )'nin Mesnevi adlı eserinin tamamım kapsayan ` Mesnevî-i Şerîf Şerhi `dir. İsmail-i Ankaravi bu eserini 1034 / 1624 yılında İstanbul'da Galata Mevlevihanesi Şeyhî iken yazmaya başlamıştır. Bu eserin tamamı Mısır ve İstanbul'da basılmıştır. Üzerinde bu çalışmayı hazırladığımız birinci cildi Mesnevî'nin 4003 beytini içermektedir. Ankaravî bu şerhinde Mesnevî beyitlerini teker teker ele alıp şerhetmiştir. Şerh yaparken belirli bir üslûp takip etmemiştir. Peygamberlerin kıssalarından ve içtimai hayattan örnekler vererek anlaşılmasını sağlamaya çalışan Ankaravî çokça Ayet-i Kerîme, Hadis-i Şerîf, kelâm-ı kibar, şahit beyitler ve erbâb-ı tasavvuf olanlardan da örnekler zikretmiştir. İsmâil-i Ankaravî'nin bu eseri, 7. cildine yapılan birçok itirazlara rağmen yazıldığı tarihten itibaren Mesnevîhanlar tarafından diğer şerhler arasında en iyisi olarak nitelendirilmiştir. 129 SUMMARY His birthdate is not known exactly. He died in Istanbul in 1041 / 1631. As having been the master of mysticism, îsmail-i Ankaravi rose to the rank of sheikdom in the path of Mevlevi, Ankaravi has written several books on various fields. His most prominent work is `Mesnevi-i Şerîf Şerhi `, which includes the whole of ` Mesnevi ` by Mevlana Celaleddin-i Rumi ( 1207-1273 ). Ankaravi began to write it in 1034 / 1624.This work was printed in Egypt and Istanbul. The first volume we have studied consists of 4003 couplets. In this work, Ankaravi has examined couplets one by one and commented on them giving examples of Ayat, Hadith, the meaningful remarks, the witness couplets and quoting from the books by the mystical masters. Despite the objections to the seventh volume, this Ismail-i Ankaravi has been qualified as the best commentary among the others. 130 132
- Published
- 1993
42. Sarı Abdullah ve Şerh-i Mesnevi: Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi
- Author
-
Durgun, Selahattin, Karaismailoğlu, Adnan, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Mathnawi ,Biography ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi ,Sarı Abdullah Efendi ,Turkish Language and Literature ,Court poem - Abstract
1584'de İstanbul'da doğan San Abdullah, çeşitli görevlerde bulunmuş bir devlet adamıdır. Bunun yanı sıra ilim ve edebiyatla da meşgul olması nedeniyle çeşitli eserler kaleme almıştır. Tasavvufi konularda eserleri bulunan San Abdullah'ın en önemli eseri ise Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin Mesnevi'sinin 1. cildini içeren V ciltlik `Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi` adlı eseridir. Sarı Abdullah bu eserini 1625 yılında yazmaya başlamış ve 1631 yılında tamamlamıştır. Eser 1640 yılında Sultan IV. Murad'a takdim edilmiştir. 1287-1288 / 1670-1671 yılında İstanbul'daki Matbaa-i Amire'de basılmıştır. Bizim incelemeye çalıştığımız 1. cilt ise Mesnevi'nin birinci defterinden 865 beyiti içine almaktadır. Sarı Abdullah bu eserinde Mesnevi'nin beyitlerini önce Türkçe'ye çevirmiş, ardından ise açıklamıştır. Beyityeri açıklarken özellikle tasavvufi ve ahlaki konular başta olmak üzere çeşitli konulardan bahseden Sarı Abdullah, açıklamalarında Ayet-i Kerime, Hadis-i Şerif, Alimlerin görüşleri ve şiirlerden faydalanmıştır. Yazılan Mesnevi Şerhleri arasında kıymetli bir yere sahip olan bu eserde yer yer kısa ve sade cümleler kullanılmıştır. Eserin böyle cümleleri, konuşulan Türkçe'ye çok yakın olduğunu göstermektedir. Ayrıca eser tasavvufi yönden kapsamlı bir sözlük özelliğine de sahiptir. Sarı Abdullah was born in Istanbul in 1584. He did various services. He was also interested in literature and wrode sveral works. His most important work is Cehahir-i Behavir-i Mesnevi, which is in five volumes and contains the first volume of Mevlana Celaleddin'i Rumi's Mesnevi. He started writing this work in 1625 and completed it in 1631. It was presented to Sultan Murad IV. (1612-1640) in 1640 and printed in Matbaa-i Amire in Istanbul in 1287-88 / 1670-1671. The first volume we tried to study includes 865 couplets of the first notebook of Mesnevi into Turkish and then explained them. In his explanations he has mentioned various matters especially mylstical and moral ones and made use of Ayat, Hadith, the scientists'ideas and their poems. It has a prominant place among the Mecnevi commentarier. San Abdullah has occasionally used short and plain sentences in his work. The sentences of this sort show that the work is very near the spoken Turkish. The work also has a characteristic of a comprehensive dictionary. 133
- Published
- 1993
43. Abidin Paşa ve Tercüme ve Şerh-i Mesnevi-i şerif
- Author
-
Şimşekler, Nuri, Karaismailoğlu, Adnan, and Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Mathnawi ,Biography ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Abidin Pasha ,Turkish Language and Literature - Abstract
98 ÖZET 1843'de Preveze'de doğan Abidin Paşa, çeşitli valilik görevlerinde bulunmakla birlikte, Hariciye Nazırlığı'na kadar yükselmiş bir devlet adamıdır. Bu yönünün yanısıra ilme ve edebiyata yatkınlığı nedeniyle çeşitli eserler de vermiştir. Değişik konularda eserleri bulunan ve gazete makaleleri yazan Abidin Paşa'nın en önemli eseri ise Mevlana Celaleddin- i Rumi Hazretleri'nin Mesnevi'sinin I. cildini kapsayan VI. cildlik `Tercüme ve Şerh- i Mesnevi- i Şerifdir. Abidin Paşa bu eserini Adana Valiliği görevinde iken 31 Aralık 1884 günü yazmağa başlamış ve ilk cildini bir sene sonra Sivas Valisi iken tamamlanmış ve aynı şehirde Vilayet matbaasıyla, İstanbul'da Matbaa- yi Osmaniye'de tabettirmiştir. VI cildin tamamı ise 1305 - 1306 / 1888- 1889 da tamamlanmıştır. Üzerinde bu çalışmayı hazırladığımız I. cild ise Mesnevi'nin ilk defterinden 739 beyti içinde almaktadır. Abidin Paşa bu eserinde Mesnevi beyitlerini birer birer ele alarak önce `Terceme` adı altında Türkçe'ye çevirmiş, devamında ise `Şerh` başlığıyla açıklamıştır. Beyitleri açıklarken genel de içtimai hayattan örnekler, vererek herkesin anlamasını sağlamaya çalışan Abidin Paşa kısmen de Ayet- i Kerime'lerden ve Hadis- i Şeriflerden faydalanmıştır. Ayrıca aşina olduğu Yunan ve Batı kültüründen de misaller getirmiştir. Bazıları tarafından diğer şerhlerin basit bir tekrarından ibaret olarak nitelendirilen bu eser, yazıldığı zamanlarda ise günlük lisana uygun, herkesin anlayabileceği bir şerh olarak kabul görmüştür. SUMMARY Abidin Paşa being born at Preveze in 1843 was governor of various towns he finally was promoted tothe foreign Affairs beside being in statesman. He had talents for litarature and he produced some literary works. Abidin Paşa wrote different articles bat he is famous for his commentary and the first volume of his Masnevi which has six volumes he began to write the work when he was governor at Adana in 31 December 1884. He completed the work in 1889 which finally covered 739. He first translated each work then he gave his commentary. He provided the social living examples of his time. Doing so, he also gives verses of the Kur'an and the Tradition of Muhammed. He enriched his commentary by giving the examples from the Greek and the western litarature. His commentary renders simple easy to understand Turkish and thirefor has been popular among the Turkish scholars. I have tried to give information about the life and works Abidin Paşa and have done research on his first volume. 101
- Published
- 1992
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.