Ak, Oğuzhan, Özdağlı, Görkem, Özçalkap, Samet, Harmankaya, İlknur, Duman, Evrim, Yardımcı, Aytül Hande, Yılmaz Özgüven, Müveddet Banu, Erdem, Gökmen Umut, Bektaş, Hasan, and Karaçetin, Didem
Amaç: Günümüzde lokal ileri evre rektum kanseri tedavisinde neoadjuvan kemoradyoterapi uygulanması standart tedavi yaklaşımıdır (1). Çalışmamızda lokal ileri evre rektum kanseri hastalarında neoadjuvan kemoradyoterapi sonrası radyolojik yanıt derecesi ile postoperatif patolojik cevap oranları arasındaki korelasyonun değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 03/09/2020 ile 07/09/2022 tarihleri arasında endoskopik biyopsi sonucu rektum adenokanseri tanısı alan ve neoadjuvan kemoradyoterapi uygulanmış 42 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm hastalara eş zamanlı kapesitabin + radyoterapi (28fr*180cGy) tedavi protokolü uygulandı. Eş zamanlı tedavi sonrası 26 hastaya cerrahiye kadar olan süreçte 12-16 haftalık kapesitabin + oksaliplatin tedavisi verildi. Pelvis bölgesinde uzman radyolog tarafından cerrahi öncesinde neoadjuvan tedaviye klinik yanıtın değerlendirilmesi amacıyla radyolojik mrTRG sistemi kullanıldı. Radyolojik yanıtlar; TRG=1 (sadece düşük sinyalli fibrozis, tümör sinyali yok), TRG=2 (%75'ten fazla fibrozis ve minimum tümör sinyal yoğunluğu), TRG=3 (%50 tümör/fibrozis), TRG=4 (%25'ten az fibrozis, baskın tümör sinyali), TRG=5 (tedavi sonrası değişiklik yok) olarak kabul edildi. Cerrahi prosedür olarak 14 hastaya (%33,33) abdominoperineal rezeksiyon (APR), 28 hastaya (%66,67) ise aşağı anterior rezeksiyon (LAR) uygulandı. Cerrahi sonrası patolojik yanıt değerlendirilmesinde Modifiye Ryan patolojik tümör regresyon skoru kullanıldı. Patolojik yanıtlar; skor=0 (tam yanıt), skor=1 (Komplete yakın yanıt), skor=2 (parsiyel yanıt), skor=3 (tedavi yanıtı zayıf ya da yanıt yok) olarak kabul edildi. Çalışmamızda patolojik ve radyolojik cevap skorlarının korelasyonuna bakıldı. Bulgular: Hastaların 28'si erkek (%66,66) 14'ü (%33,34) kadın olup, yaş ortalaması 59,5 (35-81) dir. Hastaların ilk başvuru tarihinden cerrahiye kadar geçen süre medyan 5 (3-10) aydır. Anal girimden itibaren 0-5 cm distal rektum, 6-10 cm orta rektum, 11-15 cm arası ise proksimal rektum olarak sınıflandırıldı. 23 hastanın (%54.7) tümörü proksimal, 8 (%19) hasta orta rektum, 11 hasta (%26.3) distal rektum yerleşimlidir. Değerlendirmelerde 6 hasta (%14,28) patolojik regresyon skor=0, 7 hasta (%16,66) skor=1, 18 hasta (%42,85) skor=2, 11 hasta (%26,19) skor=3 olarak değerlendirildi. Radyolojik olarak ise 3 hasta (%7,14) mrTRG SKOR=1, 11 hasta (%26,19) mrTRG skor=2, 7hasta (%16,66) mrTRG skor=3, 11 hasta (%26,19) mrTRG skor=4, 2 hasta (%4,76) mrTRG skor=5 olarak değerlendirildi. 8 hastanın neoadjuvan tedavi sonrası MR görüntülerine ulaşılamadığı için değerlendirilememiştir. Radyolojik olarak tam ve tama yakın cevap alınan 14 hastanın 9'u (%64,2) patolojik olarak da tam ve tama yakın cevap aldığı görüldü. Radyolojik olarak kötü yanıtlı veya yanıtsız 13 hastanın 9 tanesinde (%69,2) patolojik olarak da kötü yanıt veya yanıtsız olarak görüldü. Patolojik ve radyolojik yanıtların arasındaki korelasyonu değerlendirmek için Pearson korelasyon testi uygulandı. Aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon olduğu görüldü (p<0,001). Sonuç: Radyolojik tümör regresyon yanıtları ile patolojik tümör yanıt skorları arasında anlamlı bir korelasyon saptanmıştır. Bu çalışma sonucuna göre, radyolojik olarak tam ve tama yakın cevap alınan hastaların, eş zamanlı tedavi sonrası cerrahi olmaksızın bekle ve gör prosedürü doğrultusunda takip edilmesi uygulanabilir görülmekle beraber, gelecekte daha fazla hasta katılımının olacağı çalışmalara ihtiyaç vardır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]