ÖZET 1980'li yıllarda üretim teknolojisinde meydana gelen değişimler, toplumsal, ekonomik, kültürel yapıda önemli değişimlere neden olmuştur. Bu değişimlerin mekansal yansıma buldukları en önemli birimler ise, kentler ve kentsel parçalar / sistemler olarak karşımıza çıkmaktadır. 1973 krizi öncesi sanayi üretiminin ön plana çıktığı, büyük, yaygın ve fonksiyon alanlarının mekansal olarak ayrıştığı kentler gözlemlenirken; 1980'li yıllarda (1973 kriz sonrasında yeniden düzenlenen üretim ilişkilerine bağlı olarak), sanayi üretiminin kent dışına çıktığı, kent merkezlerinde önemli değişimlerin (mekansal ve ilişkiler açısından) yaşandığı, birbirinden farkhlaşarak, ayrışan ve soyutlanan kent parçalan / kentler gözlemlenmektedir. Elbetteki çok hızlı değişen ve birbirinden farklı dinamiklerle şekillenen bu kentsel parçalan, tek ve klasik planlama anlayışı ile değerlendirerek, yönlendirmek güçleşmekte ve adeta kentler, kendi dinamikleri ve dış dünya ile ilişki kurabilme yetenekleri doğrultusunda yeniden organize olmakta, şekillenmektedir. Bir başka değişle kentin soyutlanmış, başka kurallar, dinamiklerle işleyen ve birbirine yabancılaşan bağımsız parçalan; planlama ilke ve politikalarım bir anda atıl bırakarak, süreci geriden takip etmelerine neden olacak bir hızla değişmektedir. Bu çalışmada, kapitalizmin kendi iç bünyesinden kaynaklanan krizlere çözüm arama çabası olarak karşımıza çıkan `esnek üretim` biçimleri; firmaların, kapitalin, işgücünün yer seçim alternatifleri ve örgütlenme biçimlerini ve sonuçta mekan organizasyonunu nasıl etkileyerek değiştirdiği, kuramsal açıdan ve İstanbul Metropoliten Alam örneğinde incelenmiştir. Amaç değişimleri vurgulayarak bölge ve kent tanımlarının ve dolayısı ile de planlama anlayışlarının yeniden gözden geçirilmesi gereğini ortaya koymaktır. Beş bölümden oluşan tezin ilk bölümünde; konunun neden seçildiği, amaç, kapsam, yöntem ve varsayımlar belirtilmektedir. İkinci bölümde; klasik üretim biçimi olan `fordizm`den, esnek üretim biçimi olarak adlandırılan `post-fordizm`e geçişte üretim, sektörel yapı, tüketim ilişkileri ve kent mekanı üzerindeki etkiler incelenerek araştırmanın kuramsal temeli oluşturulmaktadır. Üçüncü bölümde; İstanbul Metropoliten Alam'nda 1950-80 dönemi içinde meydana gelen yapısal değişmeler ve mekansal yansımalan üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölümde; İstanbul Metropoliten Alanında 1990-1996 döneminde üretim ve hizmetler sektörü ile konut alanlan yer seçim eğilimleri mekansal tespit, istatistiki veriler ve anket teknikleri ile incelenmiş ve kentin farklılaşan bölgeleri ortaya konmaya çalışılarak, planlama ilkelerine yönelik, ipuçlan elde edilmeye çalışılmıştır. Beşinci bölümde; sonuç ve değerlendirmeler yer almaktadır. Tez çalışmasında; küçük ve orta ölçekli üretimin, kent merkezi yakın çevresinde (ancak küçük sanayi siteleri şeklinde kent dışına çıktığı), büyük ölçekli üretimin ise, iletişim ve ulaşım olanaklan ölçüsünde kent dışına çıkma eğilimi içinde olduğu gözlenmiştir. Buna karşın, vuhizmetler sektörü, yeni uzmanlık biçimlerini de ortaya koyacak şekilde yeniden organize olmuş ve kentin farklılaşan, yeni, prestijli alt bölgelerinde, mekansal yansımalar bulmuştur. Konut alanlarında ise, üst gelir grubu kent dışında ya da kentin prestijli alanlarında, ancak kentten soyutlanmış korunaklı özel yaşam alanları şeklinde, bir yerleşme deseni ortaya koyduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak; İstanbul Metropoliten Alam yalan çevresi ile birlikte değerlendirilmiş ve birbirinden farklı karakterde / dinamiklerde 1 1 temel bölge elde edilmiş ve kentin yeni bir planlama anlayışı ile yeniden ele alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. vm ABSTRACT Developments in production technology have caused significant changes in social, economic and cultural structure in 1980s. Those structurel changes are observed mostly in the cities and spatial space. It could be argued that, cities were vertically larger due to industrial production were dominant and functional areas were decomposed within the cities before the economic crisis in 1973. However, it is seen that industry moved out of the cities, significant changes took place and cities started to be different than each other with respect to spatial and economic structure in 1980s. Naturally, it has not beeb easy to direct and reorganise all those cities which are reforming due to their own dynmics and abilities in order to have relations with the world. In the other word, cities and or same part of cities have overtaken the classic planning principles and policies in term of their development process. In this study, mainly `flexible production` which is a kind of endeavour to find a solution for the crisis that came out from the nature of capitalism, and locational alternatives of the capital, companies, manpower and their organisation forms are investigated with respect to theoretical approach, and will be tested in the Istanbul Metropoliten Area. The aim is to emphasise the changes andd to approve the necessity of reviewing the definition of region and city and understanding of planning. The researchconsists of five chapters. In the first chapter, the selection of the subject, the aim and objectives, comprehensiveness, methodology and hypothesis of the researchare explained. In the second chapter, sectoral structure, production-consumption interrelations and their impact on the urban space during the transition from `fordism` which is a classical production system to `post-fordism` that is known as a flexible production system, are investigated and theoretical framework of the research is built. In the third chapter, stryctural cahanges and it's spatial affects in the Istanbul Metropolitan Area are explored for the period of 1950-80. In the fourth chapter, in the Istanbul Metropoliten Area, industrial serviceand resİdental location bias are explored via statistical data, survey techniques and a fieldd work for the period of 1990-1996. Meanwhile, some new planning principles are explored by investigating differentiation of the urban spaces. In fifth chapter, conclusion and evolution are take place. In the research it is observed that while small and middle size production take place in the centre and around the city center, large scale production has a bias of locating out of the city depend on the transportation and the communication opportunities. On the other hand, servis sector has been reorganising itself and directing formation of new parts of the city. As for in the residential areas, high income group prefers to locate out of the city and to live as a complex where all the needs are provided. IXAs a result, the Istanbul Metropoliten Area is evaluted together with its fringes, and divided into 1 1 sub-areas in terms of the different characters. Consequently, it is argued that there is a need to review and develop a new understanding of planning of the city. 158