Search

Bu araştırma, Afganistan'ın Kandahar kentinde teknolojiye dayalı yüksek öğrenimin geliştirilmesinde yerel yönetimin rolü ile ilgili olarak yapılmıştır. (Örnek olay incelemesi Kandahar şehri, Afganistan). Üç yıl süren savaş, profesyonellik eksikliği, ekipman sınıfı eksikliği, bütçe eksikliği ve diğer birçok zorluk nedeniyle, yerel yönetimin Kandahar eyaletindeki yerel yönetimin, geçen yılki teknolojiye dayalı yüksek öğrenim için desteklenip desteklenmediğini bilmesi gerekir. Araştırmanın sonucu, Kandahar'da teknolojiye dayanan yüksek öğretimin geliştirilmesi için yerel yönetim tarafından yapılması gereken hizmetlerin çoğunun yapmadığını belirlemektedir. Araştırma, yerel yönetimlerin, Afganistan'daki Kandahar'da teknolojiye dayalı yüksek öğrenim geliştirmedeki rolünü, faaliyetlerinde iyi yönetişim kriterlerini gözlemlemedeki rolünü bulmaya odaklanıyor. Yerel yönetim faaliyetlerinin zayıf pozisyonu ve bölümleri aracılığıyla finans kaynaklarının harcanması, Afganistan'daki Kandahar'da teknolojiye dayalı yüksek öğrenimde olumsuz bir rol oynadı. Bu araştırma iki değişken içerir; Yerel yönetimin teknolojiye bağlı değişkenlere dayanan bağımsız değişken ve yüksek öğrenim rolü. Araştırmada verilerin toplanmasında kütüphane ve alan temeli kullanılmıştır. Alan bazında veri anketleri araştırma amaçlarından gerçekleştirilmiştir. Bir devlet ve dört özel üniversiteye 373 anket dağıtıldı ve ortaya çıkan veriler SPSS (Sosyal Bilimler için Sosyal Paket) aracılığıyla analiz edildi. Bu araştırmanın sonucu üç hedefe sınıflandırılmıştır. Ankete cevap verenlerin bazı zorluklarla olumlu cevap verdikleri öğretim görevlileri aracılığıyla teknolojinin kullanımı, ikinci hedef yerel sonucun yerel yönetimin zayıf desteğini belirlediği yerel araştırmanın desteği ve rolü ve araştırmanın üçüncü hedefinin ise yüksek öğretime dayalı zorluklar olduğu oldu. Afganistan'ın Kandahar kentinde, ankete katılanların elektrik eksikliğini, ekipman sınıflarının yetersizliğini, profesyonel öğretim görevlilerinin yetersizliğini, devletler ve üniversiteler arasındaki koordinasyon eksikliğini, üniversitelerin bütçe eksikliğini ve elektronik araçların eksikliğini yüksek öğretime yönelik ana zorluklar olarak belirlediği teknolojide Kandahar'daki teknolojiye dayalı. Sonuç verilerinden, yerel yönetimin Kandahar'daki rolünün, olması gereken aşamada olmadığına, PowerPoint, projektörler, çevrimiçi kütüphane, öğrencilere e-posta yoluyla öğrencilere materyal gönderme ve diğer ilgili materyallerin mevcut olduğuna karar verebiliriz. Bu üniversiteler ancak birincil aşamada sorumlu idarelerin geliştirilmesi için göz önünde bulundurmaları gereken yerlerdir. Bunun yanında hükümet ve sorumlu, This research is done related the role of local government in development of higher education based on technology in Kandahar, Afghanistan. (Case study Kandahar city, Afghanistan). Due to three decade war, lack of professional, lack of equipment classes, lack of budget and many other challenges there is need to know that whether the local government support of local government in Kandahar province for higher education based on technology in last year's. The result of the research determines that most of the services which must be done by local government for development of higher education based on technology in Kandahar did not do. The research is focusing to find out the role of local government in development of higher education based on technology in Kandahar, Afghanistan for observing good governance criteria on their activities. Weak position of local government activities and expenditure of finance resources through it departments, caused to play negative integral role in higher education based on technology in Kandahar, Afghanistan. This research is includes of two variable; the role of local government as the independent variable and higher education based on technology dependent variables. The study employs library and field base method for collecting the data. In field base data questionnaires was conducted from research objectives. 373 questionnaires distributed to one governmental and four private University and the reveal data was analyzed through SPSS (Social Package for Social Science). The result of this research categorized to three objectives. The usage of technology through lecturers where the respondents answered positive answer with some challenges, the second objective was the support and role of local government where the result determine weak support of the local government and third objective of the research was the challenges toward higher education based on technology in Kandahar, Afghanistan, where the respondents determine lack of electricity, lack of equipment classes, lack of professional lecturers, lack of coordination between government and universities, lack of budget and lack of electronic tools in universities as a main challenges toward higher education based on technology in Kandahar. From outcome data we can decide that the role of local government in Kandahar is not in that stage which must be, the usage of technology like PowerPoint, projectors, online library, sending lecturers material to student through emails, and other related materials are exist in these universities but in primary stage where the responsible administrations must considered for the development of it. 87

Bu tez Türkiye ve Kamerun'da adem-i merkeziyet ve yerel yönetimler reformu uygulanmasının karşılaştırmalı bir değerlendirmesini sunmaktadır. Tez, hükümetin karar verme sürecini halka daha yakın hale getiren adem-i merkeziyetçiliğin başarı derecesine odaklanmaktadır. Bu sessiz sakin devrimin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, elde edilen sonuçları kapsamlı bir şekilde değerlendiren karşılaştırmalı çalışmalar oldukça azdır. Ivanyna ve Shah (2014) tarafından karşılaştırmalı ölçüm için geliştirilen çerçeve zenginleştirilerek yedi ana boyutta değerlendirilmiştir: yerel yönetimin yapısı; ortalama yerel yönetim büyüklüğü (nüfus ve alan bakımından); yerel yönetimlerin çok düzeyli yönetişim sistemindeki ağırlığı; yerel makamların varlığının korunması; yerel yönetimlerin güçlendirilmesi. Çalışmada hem ikincil veriler hem de iki ülkenin farklı illerinde bulunan yirmi yedi belediyede çalışan otuz üç katılımcı ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen birincil veriler kullanılmıştır. Bu karşılaştırmalı değerlendirmenin sonuçları sektörel darboğazların istenilen yüksek seviyede adem-i merkeziyetçilik ve hükümetin halka yakınlığını önlediği yönünde bir eğilimin varlığını ortaya çıkarmıştır. Bu darboğazlar Türkiye ve Kamerun'daki uzun ve güçlü merkezi idare geleneğinin -yerel yönetimleri merkezi hükümet transferlerine büyük ölçüde bağımlı hale getiren düşük mali özerklik, yerel yönetimlere vatandaşların zayıf katılımı- kalıcı etkisidir. Bununla birlikte hükümetin halka olan yakınlığı ve yerel kalkınma açılarından iki ülke arasında Türkiyeyi öne çıkaran kaydadeğer farklılıklar vardır. This thesis presents a comparative assessment of the implementation of decentralization and local government reforms over the period 2004-2019 in two unitary countries influenced by the Napoleonic model of administrative system. The focus is on the degree of the government closeness to the people manifested in Turkey and Cameroon. Building on the line of comparison suggested by Ivanyna and Shah (2014) further continued with a far more comprehensive framework, seven main variables were assessed: the structure of local government; average size of local government; the weight of local authorities in the multi-level governance; the security of existence of local authorities; the empowerment of local governments in the political, administrative and fiscal dimensions. The study used both secondary data and primary data. The primary data were generated from semi-structured interviews conducted with thirty-three informants from twenty-seven municipalities in different cities of the two countries. The results have revealed a convergence in terms of the presence of sectoral drawbacks preventing the achievement of the highest possible closeness to people. These drawbacks are essentially the continued manifestation of administrative centralization through, among others, a low fiscal decentralization making local governments highly dependent on central government transfers, and a weak participation of citizens in the management of local affairs. However, in each of the variables comparatively assessed, there are also noticeable differences between the two countries putting Turkey in a better situation than Cameroon. Based on these findings, the study concludes with recommendations for the improvement of decentralization outcomes in either country. 233

The methods used to evaluate the transparency of local administrations present notable differences that are influenced by national legislation and administrative characteristics. Consequently, it is difficult to formulate a valid international procedure to obtain a global picture. We have conducted a comparative analysis of the procedure developed by Transparency and Integrity in Portugal with that designed by the Laboratory of Journalism and Communication for Plural Citizenry in Spain. The results reveal that the approaches, maintained in various disciplines, exhibit notable but complementary differences. In the conclusions we propose new elements to design a method based on a syntax of transparency and order of fundamental elements., Os métodos utilizados para avaliar a transparência nas administrações locais apresentam notórias diferenças que são influenciadas por fatores como a legislação nacional e as características administrativas. Por conseguinte, é difícil estabelecer um procedimento internacional que se mostre válido para a obtenção de uma imagem global. Conduzimos uma análise comparativa dos procedimentos desenvolvidos pela Transparência e Integridade em Portugal, com aqueles desenvolvidos em Espanha pelo Laboratório de Jornalismo e Comunicação para a Cidadania Plural. Os resultados revelam que as abordagens de diversas matérias, exibem diferenças simultaneamente notáveis e complementares. Nas conclusões, propomos a introdução de novos elementos com o intuito dedesenvolver um método baseado numa sintaxe da transparência e na ordem de elementos fundamentais.

İdari yönetim toplumun her alanındaki modern işletme yöntemlerinin temelinde bulunan işlemler dizisidir. Günümüzde uygulanışı çoğu kültür, bütün hükümetler ve çoğu kuruluş tarafından kabullenilmektedir. Modern yönetimin esasları işletme kitaplarında ve el kitaplarında açıkça belirtildiği halde kamu yönetimi, yargı ve savunma gücü gibi özelleştirilmiş modern alanlar dışında idari yönetimin tarihsel gelişimiyle ilgili şaşırtıcı şekilde az şey bilinmektedir. Bu tez bir antik medeniyet olan Tunç Çağı Orta Anadolu Hititlerinin yönetim sistemini tasvir etmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma antik toplulukların akademik kaynaklarda tanımlanan idari ölçüleri çerçevesini arkeolojik ve yazılı verilerden toplanan kanıtlarla karşılaştırmıştır. Hitit kırsal yönetim sistemi neredeyse bütün ölçülerde yüksek sıralarda yer almıştır, gelişmiş ve kapsamlı olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak zamanları geçtikten sonra da geleneksel sistemleri kullanmaya olan aşırı eğilim iklim değişikliği ve yeni grupların bölgeye göçü gibi yeni sorunların ortaya çıktıkça müdahele edilmesini sağlayan esneklik seviyesinin gelişimini engellemiş olabilir. Yönetimin kökleşmesine olan bu eğilimin Hitit medeniyetinin nihai çöküşünde payı olup olmadığını belirlemek için ilave araştırma yapmak gerekmektedir. Aynı zamanda tahıl depolama ve sulama gibi teknolojik yeniliklerin sosyal ve idari değişikliklere olan etkisini anlamak için de ilave araştırma gerekmektedir.Anahtar Kelimeler: Orta Anadolu, Hitit, tunç çağı, yönetim Administration is a tool consisting of a set of processes that underpin modern management methods in all realms of society. Its use is taken for granted in most present day cultures, by all governments and in most institutions. The elements of modern administration are well set out in management text books and 'how to' manuals, yet surprisingly little is known about the historical development of administration, other than in specialised modern arenas, such as public administration, the judiciary and the defence forces. This thesis aims to describe the administrative system in an ancient civilisation, that of the Hittites in Bronze Age Central Anatolia. The study compared evidence from archaeological and textual data with a framework of dimensions of administration in ancient societies identified from the literature. The Hittite system of rural administration rated highly on almost all dimensions and the conclusion drawn is that it was well developed and comprehensive. However, a propensity to rely too heavily on traditional systems beyond their use-by date may have prevented a level of flexibility developing to deal with new problems as they arose, such as climate change and the migration of new groups into the area. Further research is needed to assess whether a propensity for administrative traditionalism contributed to the eventual collapse of the Hittite civilisation. Research is also needed to assess the impact of technological innovation on social and administrative change, including grain storage and water management technologies. 103

Kamu kaynaklarını kullanan idareler bu kaynakların kullanımında önceden belirlenmiş kurallara uygun olarak hareket etmelidir. İdarelerce yapılan kaynak kullanımı işlemlerinin kurallara uygunluk seviyesinin denetimi parlamentolar adına yüksek denetim organlarınca yerine getirilmektedir. Türkiye'de bir yüksek denetim organı olarak faaliyet gösteren Sayıştay, Türk tarihi boyunca çeşitli isimler ve yetkiler altında bu görevi yürütmüştür. 2010 yılı sonunda Türk Sayıştayı'nda dünya ile entegre olabilmesi ve uluslararası standartlar kapsamında denetim yapabilmesi amacıyla yeni bir denetim modeli geliştirilmiştir. Bu yeni denetim modelinin ilk raporları 2012 yılında son raporları ise 2017 yılında kamuoyuna duyurulmuştur.Bu yeni denetim modelinin bir yerel yönetim organı olan belediyeler üzerindeki uygulaması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Hedefimiz yeni modelin uygulanabilirliği ve etkilerinin ortaya konulmasıdır. Bu çalışmada öncelikli olarak Sayıştay tarafından yayımlanan 1003 adet belediye denetim raporu doküman incelemesine tabi tutulmuştur. Model metodolojisi için Sayıştay Denetim Rehberlerinden ve diğer literatürden istifade edilmiştir. İnceleme sırasında, uygulanan model ve raporlardaki bulgular ortaya konularak, sistem, belediye özelinde test edilmiştir. Administrations using public resources should act in accordance with predetermined rules in the use of these resources. The supervision of the level of compliance with the rules of resource use by the administrations is carried out by the supreme audit bodies on behalf of the parliaments. In Turkey, the Court of Account operates as a supreme audit body, under various names and powers throughout history Turkey has carried out this task. At the end of 2010, a new audit model was developed at the Turkish Court of Account in order to integrate with the world and conduct audits within the scope of international standards. The first reports of this new audit model were announced to the public in 2012 and the last reports to the public in 2017.The application of this new audit model on municipalities, which is a local government body, is the subject of our thesis. Our goal is to demonstrate the applicability and effects of the new model. In this study, 1003 municipal audit reports published by the Court of Accounts were subjected to document review. For the methodology of the model, Court of Account Audit Guidelines and other literature have been utilized. During the examination, the findings of the models and reports applied were tested and the system was tested in the municipality. 229

İnsani krizler, ekonomik dalgalanmaların etkileri, sert çevresel değişimler ve çeşitli sosyal problemler, küreselleşmiş dünya insanının alışılagelmiş deneyimleri haline geldi ve halkları hükümetlerden yaratıcı ve kompleks çözümler talep etmeye zorladı. Bu konular, doğrusal inovasyon modeli olan İnovasyon Temelli Ekonomik Büyüme değil, yeni bir sosyal inovasyon perspektifine ihtiyaç duyan sistemik problemlerdir. Bu problem alanları üzerinde çalışmak, bilim ve teknoloji ile sosyal inovasyon arasındaki disiplinlerin kesişimini ve söz konusu politika alanında mevcut tüm paydaşlar için erişilebilir bir alan yaratmayı gerektirmektedir, Dönüşümsel İnovasyon Politikası verilen inovasyon kararlarının yönlendirmekte ve karar alma süreçlerini vurgulamaktadır. Dönüşümsel İnovasyon Politikasına göre, bu karmaşık problemlerin küçük ölçekli deneylerle, inovasyon ekosistemlerinde ve laboratuvarlar olarak tanımlanan alanlarda ele alınması ve anlaşılması gerekmektedir. Bahsedilen laboratuvar olarak tanımlanan tasarım alanları şu şekilde örneklendirilebilir; Sosyal İnovasyon Laboratuvarları, Yaşam Laboratuvarları, Kentsel Yaşam Laboratuvarları, Kentsel Geçiş Laboratuvarları ve Kamu Sektörü İnovasyon Laboratuvarları. Sosyal inovasyon laboratuvarlarının, politika laboratuvarlarının ve tasarımın kamu politikası siyasa yapımına katılımının Avrupa, Amerika, Güney Asya ve Orta Doğu gibi noktalarda iyi örnekleri gözlenmektedir. Bahsedilen inkübatörler bulundukları mekan ve iletişime geçtikleri paydaşlara göre organizasyonel olarak farklılıkları benimseyen yapıdadırlar. Hükümetler, sürdürülebilir inkübatörler ve sosyal inovasyon temelli değişiklikler için önemli ve aktif paydaşlardır. 2013 yılında yayınlanan DESIS Lab raporuna göre hükümet destekli inovasyon laboratuvarları şu şekilde listelenmiştir; MaRS Solution Labs, SILK, iZone, The Studio, Nesta Labs, Innovate SF, Public Policy Lab, LA 27e Région, MindLab, Kennisland, New Urban Mechanics, OPM Innovation Labs, Laboratorio Para La Ciudad, Human Experience Lab, Design Gov, TACSI. Fakat bugün bakıldığında bu listede yer alan laboratuvarlardan 2'sinin aktif olmadığı ve 5'inin tamamen kapatıldığı gözlenmektedir. Bu da sürdürülebilir üretim alanlarının kurulmasının hükümet desteği dışında birçok farklı parametreye dayandığını göstermektedir. Bu araştırma Türk politika meydanı ve Türk bürokratik sistemi içerisinde oluşturulabilecek siyasa yapımı inkübatörü üzerine odaklanmaktadır. Kamu politikasına yönelik siyasa yapımı ve laboratuvarın, tasarım ve politika ile kesişimini anlamaya yönelik analizlerle başlayan araştırma, sonrasında Türk bürokratik sisteminde halihazırda yer alan `muhtarlık` birimini potansiyel bir inkübatör olarak ele alıyor. Muhtarlık günümüz devlet hiyerarşisinde basit verilerin tutulduğu bir ofis olarak tanımlanabilir. Muhtar yasal sorumlulukları dışında bürokratik sistemler hakkında bilgiye erişimi kısıtlı insanlara yardımcı olmakla beraber mahalle düzeyinde temsilcilik de yapmaktadır. 1829 yılında kurulan muhtarlık birimi Osmanlı Devleti ile başlayan siyasal yaşamına günümüzde hala devam etmektedir. Mahalleliyle sahip olduğu coğrafi ve sosyal yakınlık kamu politikasına yönelik siyasa yapımı alanı olarak ele alınması için büyük bir potansiyel taşımaktadır. Bu araştırma devlet geleneği ve halkın katılımcılığını harmanlayarak gelecek için üreten bir alanın mümkün olup olmadığı üzerine gitmektedir. Bu alan tasarım odaklı düşünce yapısını benimseyen bir siyasa yapımı laboratuvarı yani `doğru alan` olarak tanımlanabilir. Bu alanın potansiyelini ortaya çıkarmak için araştırmacı ilk önce kamu politikaları üzerine okumalar yapmış daha sonra muhtarlığın tarihi süreçlerini araştırmıştır. Kamu politikası yapımının yanında politika analiz süreci de bu araştırmanın içine dahil edilmiş ve analiz süreci adımları ve yöntemleriyle incelenmiştir. Politika analiz sürecine dahil olan aktörler katılımcılıklarının yoğunluğu ve etkisine göre 'paydaş' ve 'aktif aktör' olarak ayrıştırılmıştır. Paydaşlar uygulanan politikaların etkisinde kalarak sürece dahil olurken aktif aktörler karar verme süreçlerine dahil olarak analiz sürecinde var olurlar. Değişen yönetim sistemlerini ve bu değişimin sonuçlarını öngörebilmek adına bilgi teknolojileri alanında yaşanan önemli gelişmelere değinen araştırma tüm bu üretimin kaynağı olarak gösterilen mekanı yani laboratuvarı etimolojik olarak incelemiştir. Etimolojik incelemenin ardından laboratuvarın disiplinler arası yaklaşımlarda hangi anlamları sağladığı çevrimiçi bir kütüphanenin `laboratuvar` ve `tasarım` gibi kelimelerle filtrelenmesi sonucu analiz edilmiş ve günümüzde kamu politikasına yönelik siyasa yapımı gerçekleştirilen alanlarda laboratuvarın ne gibi farklı anlamları üstlendiği araştırılmıştır. Bu araştırmaya örnek olarak MindLab ve Dublin City Council Beta projesi incelenmiş ve politika yapımı süreçlerinde ölçek ve yerelliğin önemi ortaya çıkmıştır. Araştırmacı muhtarlığın güncel konumunu algılayabilmek için Kağıthane Belediye'sine bağlı kozmopolit Çeliktepe ve Beşiktaş Belediye'sine bağlı homojen Konaklar muhtarlıklarında katılımcı gözlem metoduyla veri toplamış ve araştırmanın içinde illüstrasyonlar ve saha notları adı altında gözlemlerini paylaşmıştır. Bu araştırmalar sonucunda sosyal inovasyon için en değerli faktörlerden yerelliğin mahalle ölçeğinde ne kadar güçlü olduğunu kurulan hemşehrilik bağları gibi topluluk değerleri üzerinden tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucunda sadece Çeliktepe özelinde 10'dan fazla hemşehrilik derneği listelenmiştir; Sivas İli Koyulhisar İlçesi Çukuroba Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Konacık Köyü ve Köylüleri Kalkındır Derneği, Zara İlçesi Kayabaşı Köyü Yardımlaşma ve Kültür Derneği, Ardahan İli Ömerağa Köyü Yeni Mahalle Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, Sivas İli Zara İlçesi Keçeyurt Köyü Yardımlaşma Derneği, Bayburt Demirözü İlçesi Çakırözü Köyü Kalkındırma ve Yardımlaşma Derneği, Sivas Koyulhisar Yalnıztepe Köyü Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği, Bitlis İli Kasrik ve Çevre Köyleri Yardımlaşma Dayanışma ve Eğitim Derneği, Sivas Doğanşar Göçüköy Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği, Köse Gökçe Köyü Kalkındırma Sosyal Yardım ve Kültür Derneği, Hafik Kazası Günyamaç Köyü Yardımlaşma ve Kalkındırma Derneği, Gümüşhane Merkez Geçit Köyü Yaşatma ve Kalkındırma Derneği, Iğdır Harmandöven Köyü ve Kervansaray Mezrası Sosyal Yardımlaşma ve Kalkındırma Derneği, Gümüşhane Köse Örensar Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Kalkındırma Derneği. Ayrıca yine Çeliktepe özelinde muhtarlık birimi tarafından yürütülen Muhtarlık isimli otobüs durağının yeniden mahalleye kazandırılması örneklemi aktörlerin aksiyonları üzerinden incelenmiş ve muhtara şikayetlerini dile getirerek kamu politika döngüsünü başlatan paydaşların aktif aktör olan muhtar tarafından temsil edilmesiyle sorunlarına çözüm bulması anlatılmıştır. Literatür analizinde politika analizi ve tasarım odaklı düşüncenin arasındaki ortaklıklar dikkat çekmiş ve araştırmacı iki süreci kronolojik adımları ve her adımda uygulanan yöntemleri noktasında karşılaştırmıştır. Süreçler genel anlamıyla benzerlikler içerirken yer aldıkları bağlamlarda var olan farklılıkların sistemlerin ürettikleri anlamlarda ayrışmaya yol açtığı tespit edilmiştir. Bu noktada araştırmacı anlam üretiminin bağlamla ilişkisini Krippendorf'un anlamlandırmaya dair öngördüğü süreçle ilişkilendirerek bağlamın yani 'doğru alan'ın yönlendirici etkisini vurgulamıştır. Benzerliklerinin yanında süreçlerin yapısal farklılıkları da incelenmiştir. Kronolojik karşılaştırma sonucunda birbirleriyle örtüşen fikir üretme ve alternatif seçimi, analizi aşamalarının bağlama dahil olan tasarım öğesiyle nasıl ayrıştıkları tanımlanmıştır. Tasarım odaklı düşünce sürecinde yer alan fikir üretme, tasarlama aşamasında daralan problem alanını tekrar genişletmeye yönelik çözüm üretimi hedeflenirken, politika analizi sürecinde daralma hareketini destekleyen elde bulunan alternatiflerden seçim yapılması hedeflenmektedir. Sınırları belli politika analizi sürecini de dinamik politika yapımından ayrıştıran fikir tasarlama sürecinin politika yapımına dahil olup olmamasıdır. Günümüzde kamu politikası yapımı için oluşturulan laboratuvarlar da tasarım odaklı düşünce yöntemlerini benimseyerek politika yapım süreçlerine fikir tasarlama aşamasını adapte etmeye çabalamaktadır. Bahsedilen laboratuvarlar gelişen sosyal inovasyon tanımının üretimine katkıda bulunmak için sürekli olarak kendini geliştirmeye devam etmektedir. İncelenen örnekler ve literatür taraması sonucunda katılımcılık ve beraber üretme üzerine süreç geliştirmenin politika üretimi yapılan alanların ve sosyal inovasyonu hedefleyen yapıların odağında olması gerektiği ve yerel kaynakların sürdürülebilir bir biçimde üretime katılması gerektiği görülmektedir. Dünya ölçeğinde laboratuvar örneklerinde aranan ve elde edilmeye çalışılan yerel bağlamdaki desteğin Türk geleneksel toplum yapısında özellikle mahalle ölçeğinde doğal olarak var olduğu tespit edilmiş ve tasarım odaklı düşünce metodolojilerinde önemli yere sahip katılımcılığın uygulanması için muhtarlık ölçeği yüksek potansiyelli bir alan olarak tanımlanmıştır. Umut vadeden bu özelliklerinin yanında muhtarlığın Türk bürokratik sisteminde katılaşmış bir birim olmasının muhtarlığın kendini dinamik bir politika yapım alanına çevirmesi için en büyük engellerden biri olduğu tespit edilmiştir. Kurulduğundan beri kayda değer değişikliklere uğramayan muhtarlık biriminin, bugün yasal sorumlulukları açık olarak tanımlanamayan ve bütçe, muhtarın özlük hakları gibi konularda muğlaklıklar içeren bir birim olması sebebiyle politika yapım alanı olarak potansiyeli, ancak bürokratik olarak bu dönüşümü destekleyecek hiyerarşik bir düzen içinde olup olmadığı incelendikten sonra araştırmaya devam edilebilir olduğu görülmüştür. Humanitarian crises, impacts of economic volatilities, drastic environmental changes, and various social problems have become known observations and experiences of globalized human and have pushed the public to demand wicked solutions from the governments. These issues are systemic problems that need a new perspective of social innovation rather than the linear model of innovation, Innovation of Growth. Approaching these problem spaces requires an intersection of disciplines between science and technology and social innovation and an accessible space for all the stakeholders present in that particular policy arena, Transformative Innovation Policy challenges the direction of decisions and the process of decision making. Transformative Innovation Policy is about understanding that these complex problems are best tackled in small scale experiments, an environment for innovation, and spaces described as labs such as; Social Innovation Labs, Living Labs, Urban Living Labs, Urban Transition Labs and Public Sector Innovation Labs. Good examples of social innovation labs, policy labs and the involvement of design in public policy making; exists throughout Europe, America, South Asia and Middle East. Each of these incubators of policy making are different in nature and are adaptive to the active stakeholders which are among others governmental bureaucracies since support of governments induces long-term viable incubators and impactful changes. This paper focuses on Turkish policy arena and the possibility of a policy making incubator within the Turkish Government. It starts by analyzing the key issues of public policy making and understanding the intersection of laboratory, design and policy. Then the paper focuses on a local authority `Muhtarlık` as a potential incubator that is already embedded in the Turkish government. Muhtarlık is an 'office' that stores basic data and assists people with accessibility issues regarding the current bureaucracy. It was created in 1829 by the Ottoman Empire and has reached today by undergoing many changes. Unfortunately, these changes were not equipped to design a space for neither current nor future participatory policy making systems. Because of its geographical, social and relational proximities to the public, Muhtarlık still possesses the potential of a valuable networking example that public policy making spaces are trying to achieve. The paper explores the possibilities of a space creating for the future by combining valuable experiences of citizen engagement and governmental tradition. 69

Türkiye'nin 1999 Helsinki Zirvesi'yle başlayan Avrupa Birliği'ne adaylık süreci Türkiye'deki belediyeler için AB'nin yerel yönetimler için sunduğu fırsatlardan yararlanabilme olanağı sunmuştur. Türkiye'deki yerel yönetimlerin AB ile olan ilişkilerini merkezine koyan bu çalışmada, belediyelerin 1999 ile 2018 yılları arasında AB ile nasıl bir ilişki kurdukları üzerinde durulmuştur. Teorik olarak Avrupalılaşma literatüründe yararlanılıp farklı Avrupalılaşma modelleri sunulmaya çalışılmıştır. John'un "ladder" (merdiven) modeli temel alınmıştır. Geniş bir literatür taramasının içinde, merdiven modeli bağlamında AB fonlarının gelişiminden, şehir ağlarının rollerinden ve Brüksel ofislerinin öneminden bahsedilip Avrupalılaşmanın yerel yönetimlerde uygulandığı örneklere yer verilmiştir. Türkiye'deki belediyelerin AB ile kurdukları ilişkileri anlamak için ise İzmir Büyükşehir Belediyesi vaka çalışması olarak ele alınmıştır. Belge taramasını desteklemek için 12 farklı elit ile mülakat yapılmıştır. Yapılan süreç analizi sonunda İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ağ kurma seviyesinde Avrupalılaştığı belirtilmiştir., European Union has offered many opportunities for local administrations in the EU. When Turkey's official accession process has started in Helsinki Summit 1999, local administrations in Turkey have found a chance to take advantage of these opportunities. This thesis focuses on the question of how the local administrations in Turkey established relationships with the EU from 1999 to 2018. Europeanization is used as a conceptual framework. In this context, different Europeanization models are presented. This thesis is based on John's ladder model. By providing a comprehensive literature review, this thesis also mentions the evolution of EU funds, the role of city networks for the EU and Brussels offices. To understand the interplay between the EU and local administrations in Turkey, Izmir Metropolitan Municipality is considered as case study. Documents related to Izmir Metropolitan Municipality were analyzed and 12 elite interviews were conducted. At the end of the process tracing, it is stated that Izmir Metropolitan Municipality had been Europeanized at the level of networking.

The article studies the question of the place and role of local administrations in the management of land resources. Emphasized the special legal status of local state administrations is to combine the powers of the body of general and special jurisdiction. An authority in local government administration in the field of land relations understand entrusted to it by the State and enshrined in law the obligations regarding the impact of certain social relations. Today is an acute problem of land control and its clear legal regulation, improve the effectiveness of local administrations in monitoring the use and protection of land, their interaction with law enforcement agencies in identifying violations, their implementation of preventive action and appropriate development of legislation of Ukraine in this area . Local administrations are some of those that are able to quickly and effectively state land policy in place to ensure effective and efficient use of land resources by all actors land relations on the principles of equal access to the realization of the relevant rights. Therefore, the formation of a clear and effective system of powers in the sphere of land relations and the related institutional and organizational changes in the country remain extremely relevant. Thus, the functions of public authorities in the field of land resources should characterize their legislative strengthening, associated with the implementation of state functions. Conditionality and necessity of government operations must meet state content operation of the mechanism of state management of land resources and clear legal regulation of their competence and must meet specific conditions of public relations. Ensuring an effective policy on land relations central and local executive authorities in the implementation of possible institutional requirements: creation of affordable and open land registry of the country; Land valuation independent state body based on the annual rental value of all consideration of land and so on.

Toplumsal cinsiyet ilişkileri, tarihsel ve toplumsal olarak; aile, yaşanılan çevre, eğitim, din, devlet, medya vb. yapılar aracılığıyla üretilir ve kültürel olarak sürdürülür. Toplumsal cinsiyet kavramı, kadın ve erkek arasındaki eşitsiz güç ilişkilerine dayalı eril anlayışa dikkat çeker. Eril zihniyetin baskın olduğu, yeniden üretildiği siyaset, kadınların yok sayıldığı, tahakküm, sömürü ve eşitsizliklerin sürdüğü, kadınların sosyal ve siyasal süreçlerden dışlayarak toplum içindeki rolünü ikincilleştirdiği bir alandır. Kadınların, yüzyıllardır süren hak ve özgürlükler mücadelesi, önemli kazanım ve ilerlemeler sağladı. Böylelikle, kadın sorunları siyaset alanının vazgeçilmez konu ve araçlarından biri haline geldi. Bu tür gelişmeler, cinsiyet eşitliğini sağlamak için anlamlı olmakla birlikte yeterli değildir. Üzerinde durulması gerek şey siyasetin, toplumsal cinsiyet ilişkileri açısından gerçek yaşamdaki uygulamalarıdır. Bu çalışma, siyaset ve yerel yönetimler alanında kadınların konumu, katılım sorunları ve farklı gereksinimlerini toplumsal cinsiyet sorunsalının bir parçası olarak tartışmaktadır. Siyasi partilerin, ana politikalarında toplumsal cinsiyet duyarlı bakışı temel alan yeni bir siyaset yapma biçiminin, toplumsal cinsiyet ilişkilerini dönüştürülebilme olanaklarını saptamayı amaçlamaktadır. Çalışmanın amacı, Türkiye siyasetinde kadın eksenli söylem ve politikalarıyla göze çarpan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP)'nin, toplumsal II cinsiyet duyarlı politika ve uygulamalarının gerçek yaşamdaki yansımalarını, yerel yönetimler pratiği üzerinden incelemektedir. Araştırma, Van Büyükşehir Belediyesi (2009-2016) örneğinde, toplumsal cinsiyet duyarlı politikalarının, belediye çalışma ortamında ve kamu hizmetlerinde sahip olduğu içerik ve uygulamaların belediyede çalışan kadınlar tarafından nasıl deneyimlendiğinin değerlendirilmesine dayanmaktadır. Tez çalışmasında, araştırma problemlerine bağlı olarak veri toplama aracı olarak derinlemesine mülakat tekniği kullanıldı. Amaçsal örneklem yöntemiyle belirlenen 15 kişiyle görüşmeler gerçekleştirildi. Çalışmada tüzük ve yönetmeliklerin irdelenmesi anlamında doküman (belge) incelemesi yöntemine de başvuruldu. Gender relations, historically and socially produced and culturally maintained by family, living environment, education, religion, state, media and so on. The concept of gender point out to masculine understanding based on unequal power relations between men and women. Politics in which the masculine mind is dominant and regenerated is a field in which women are persistently ignored, dominated, exploited and women are secondaryized the role of women in society by excluding women from the social and political processes. Women's centuries of struggle for rights and freedoms have provided significant gains and development. Thus, women's issues became one of the indispensable subjects and tools of the political space. Even such developments are significant in terms of feminist achievements, it is not sufficient. The main point is the practice of the discourses and policies based on the appearance of women in real life. This study discusses women's position, participation issues and different needs in the field of politics and local governments as part of the gender issue. It aims to identify the possibilities of transforming gender relations in the form of a new politics of political parties based on their gender-sensitive perspective in their main policies. IV This study aims to examine Democratic Regions Party's gender discourses on women in politics and determine the reflection of those claims in daily life. The main part of this study is to examine what kind of content and practice has in the municipal working environment and in the public services, and the extent to which these claims are put into practice and how they are experienced by municipal women working in Van Metropolitan Municipality, which DBP has been leading for the last two terms, covering 2009-2016. The text of DBP's charter and program, local governments women's policy, municipal strategic planning, project, budget and service applications were analyzed. Based on qualitative methods and purposive sampling, face-to-face interviews with women working in Van Metropolitan Municipality were conducted. The data and findings of the research on text analysis and interviews with female employees were examined in an integrated framework. 224

Bu yüksek lisans tezi, Afganistan'ın yerel yönetim sistemi hakkındadır ve Afganistan'ın idari yapısına odaklanmaktadır. Afganistan'ın yerel yönetim yapısı, 2001 sonrası yerel yönetim sisteminin yavaş gelişmesinin nedenlerini daha iyi değerlendirilebilmek amacıyla Türkiye'nin yerel yönetim sistemi ile karşılaştırılmıştır. Afganistan'ın yerel yönetim sistemini güçlendirmek adına uluslararası düzeyde milyonlarca dolar harcanmasına rağmen sistem hala zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Ademi merkezileşme aynı zamanda hizmetlerin yerel topluma nasıl sağlandığını ve ülkenin demokratik sisteme sahip olup olmadığını da işaret etmektedir. Çalışmanın Birinci Bölümünde, addemi merkezileşmenin tanımı üzerinde durularak İngiltere ve ABD örnekleri açıklanacaktır. İkinci bölümde, Türkiye'deki yerel yönetimler, yerel yönetimlerin tabi olduğu mevzuat ve yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları incelenecektir. Üçüncü bölümde ise Afganistan'ın yerel yönetim sistemi, yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları ve yerel yönetim politikaları ele alınacaktır. Son bölümde ise Türkiye ve Afganistan'ın yerel yönetim sistemleri karşılaştırmalı bir şekilde incelenecektir ve tez, vurgulanan noktalar, metodoloji ve bulgular ile sonuçlandırılacaktır. This thesis is about the local government system of Afghanistan, specifically concentrating on the administrative structures. It is compared with the local government system of Turkey in order to have a better assessment of the reasons behind the slow and insufficient improvements of the local government system after 2001. Although the local government system of Afghanistan has the primary attention and been the main target of the international community's spending in the millions of dollars to strengthen the local government system and to foster good governance, it still faces challenges. Decentralization concentrates on how the services are provided to the locals and whether the country has a democratic system. In this thesis, the first chapter is about decentralization and the concept of government with two examples of England and US. The second chapter deals with the local government system of Turkey from administrative aspects, organs, legislations, and roles and responsibilities. The third one analyzes the local government system in Afghanistan, its type, responsibilities, authority, legislations and policies on local government. Moreover, the last chapter is concluded with findings from the comparison analysis study of both local government system, with highlighted points. 120

Bu çalışma, 2000'li yıllardan itibaren Diyarbakır Suriçi'nde kültürel mirası koruma konusunda bir hareketliliğin olduğu iddiasını ispatlamayı ve bu hareketliliğin nedenlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 2000-2016 yılları arasında almış olduğu kararlar incelenmiştir. Ayrıca alanda belirtilen tarihlerde yapılan tüm projeler paydaşları ve finansörleri belirtilerek anlatılmıştır. Kültürel miras hareketililiğine neden olan etmenler ise; küresel, ulusal ve yerel olmak üzere üç seviyede incelenmiştir. Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve UNESCO gibi aktörler Türkiyedeki koruma gündemini belirleyen etmenler olarak ele alınırken; Tarihi Kentler Birliği'nin kurulması, kültürel miras ile ilişkili yasalar ve genel ve yerel seçimler ise Suriçi'nde koruma hareketliliğine neden olan ulusal düzeydeki etmenler olarak incelenmiştir. Yerel ölçekte ise 1999-2016 yılları arasında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde iktidar olan Kürt siyasal hareketi bir yerel aktör olarak ele alınmıştır. Yukarıda bahsedilen faktörlerden hangilerinin koruma hareketliliğinin oluşmasında ne derece etkili olduğunu anlamak için 10 kişi ile yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Tüm bunların sonucunda, bahsedilen tüm aktörlerin Suriçi'nde kültür mirasının korunması konusundaki hareketliliğe şu ya da bu şekilde katkı yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ancak, Suriçi'ndeki koruma hareketliliğinin en önemli ve bu çalışmanın hipotezleri arasında öngörülememiş olan nedeni; merkezi hükümet ve yerel yönetim (Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi) arasındaki rekabet ve çekişme olarak tespit edilmiştir. The thesis has two main aims; the first aim is to show that there has been an increase in activities for cultural heritage conservation in Diyarbakır Suriçi District since 2000 and the second aim is to understand the major reasons of the situation; namely, the underlying dynamics on it. The decisions taken by the Diyarbakır Cultural and Natural Heritage Conservation Board between 2000 and 2016 have been examined in detail to express these aims. In addition, all cultural heritage projects that were developed or implemented during that time have been examined and discussed. The dynamics or factors of the increased conservation activity in Suriçi were examined in three different levels such as global, national and local levels. Council of Europe, European Union, and UNESCO are the global (f)actors that made significant impacts on the general conservation agenda of Turkey. The establishment of the Union of Historical Towns, the revised legislation on cultural heritage conservation as well as central and local elections are specified and examined as the national-level dynamics that shaped the increased conservation activity in Suriçi. Among the most important local (f)actors, there is the Kurdish political movement which came into power in Diyarbakır Metropolitan Municipality between 1999 and 2016. To verify the hypotheses of the research, semi-structured interviews were conducted with 10 people, who played active roles in heritage conservation activities in Diyarbakır in the last decades. The interviews helped to understand which of the above-mentioned factors have been influential as well as their level of influence over the occurrence and development of the conservation activities in Suriçi. The results indicate that all the factors or dynamics specified at the outset of the study, one way or another influenced the cultural heritage conservation activities in Suriçi. However, the most crucial and the unpredicted dynamic is the political competition and conflict between the central government and the local government, namely the Diyarbakır Metropolitan Municipality. 172

Suriye'deki iç savaş altı yıldan uzun bir süredir devam etmektedir. Esad Rejimi, 15 Mart 2011'de Dera'da muhaliflerin protestolarını acı bir şekilde karşıladı ve bu olay Suriye iç savaşının başlamasına neden oldu. Yüzbinlerce Suriyeli öldü, milyonlarcası yaralandı, milyonlarca Suriyeli yurdundan kaçmaya zorlandı ve milyonlarcası ülkelerindeki farklı bölgelere gitmek zorunda kaldı. Suriye içsavaşının ilk günlerinden itibaren yerel yönetim konseyleri fikri, Suriye'nin özgür bırakılmış bölgelerinde, mevcut rejim yönetiminden farklı, yeni bir yönetişim modeli olarak yaraları sarma umuduyla ortaya çıktı.Bu yeni yerel yönetişim modeli, merkezi hükümetin yokluğunda günlük kamu hizmetlerinin yönetiminden sorumlu olan demokratik, sivil ve bağımsız kurumlar olarak yerel düzeyde insanları harekete geçirmeyi hedeflemekteydi.Ancak altı yıllık çatışmadan sonra, Yerel Yönetim Konseyleri bu beklentileri karşılamayı ve hedefleri gerçekleştirmeyi başaramadı. Suriye iç savaşı tarihinde, yerel bir hükümet modeli olarak varolmaları, birçok zorluklarla karşılaşmalarına neden olmuştur. Yerel Yönetim Konseyleri'nin bağımsız, meşru, hesap verebilir, demokratik ve etkin bir yönetişim modeli olarak var olması konusundaki zorluklar hala devam etmektedir.Bu araştırmanın amacı, Özgür Suriye Ordusu (FSA) tarafından özgürlüğe kavuşan İdlib'de (Suriye'nin kuzey kesimi) etkili bir yerel yönetişim modeli olarak kurulan Yerel Yönetim Konseyleri'nin başarısızlıklarının arkasındaki nedenlere ışık tutmaktır. Bunu yaparken, Yerel Yönetim Konseyleri'nin yerel ihtiyaçları karşılamadaki etkinliğini analiz etmek için araştırma, tümdengelimli analiz, içerik analizi ve yapısal işlevsel analiz yöntemleri uygulanmıştır. Böylece, Suriye'nin özgürleşmiş bölgelerinde kurulan Yerel Konseylerin yapısal işlevselliğine bir bakışaçısı getirilmiştir. The conflict in Syria continues for over six years now. On the 15th of March 2011, the regime met opponents' protests hardly in Deraa and this event has started the Syrian Civil War. Hundred of thousands Syrian died, millions have been injured, and millions forced to flee their homelands, millions of Syrian internally displaced. From the first days of Syrian Civil War, the idea of Local Administrative Councils emerged with high hopes as a way to bound up wounds, a new governance model in the liberated areas of Syria from regime forces.This new local governance model is expected to mobilize people at local level as democratic, civil and independent institutions which are responsible for management of daily public services in the absence of central government. However after six years of conflict, Local Administrative Councils failed to meet these expectations and realize the goals. Their existence as a local government model has been so far challenged in the brutal history of Syrian Civil War. Challenges before the Local Administrative Councils are still quite high in terms of achieving an independent, legitimate, accountable, democratic and effective governance model. The goal of this research is to shed light to the reasons behind the failures of the Local Administrative Councilsin the liberated areas – by the Free Syrian Army (FSA) -in the province of Idlib (northern part of Syria) on the basis of being a well-functioning, effective local governance model.In doing so, research applied deductive theory, content analysis and structural functional theory as method to analyze effectiveness of Local Administrative Councils in terms of satisfying local needs. A structural - functional point view of Local Councils therefore discussed to understand functionality of Local Councils as structures within the liberated areas of Syria. 99

The article studies differences in political leadership in local government in Norway and in Poland and how they might contribute to differences in local climate policy – adaptation as well as mitigation. Based on the literature of different political leadership models in Europe, we ask how the different political leadership traditions affect active leadership in policies related to climate change. This is answered by analyzing nation-wide surveys to municipalities in Norway and Poland. The results confi rm our basic assumption about the differences in leadership between Norway and Poland as being related to differing political models on the local level. Although other factors also explain variations, the fi ndings illustrate the potential of the models in explaining the role of leadership in new policy fi elds – as with climate-change policies. The paper has been prepared within the POLCITCLIM (Organizing for resilience. A comparative study on institutional capacity, governance, and climate change adaptation in Poland and Norway) project funded from Norway grants in the Polish–Norwegian Research Programme operated by the National Centre for Research and Development. The Norwegian survey was co-funded by the GOVRISK-project, funded by the Norwegian Research Council.

Bu tez, iç savaştan kaynaklanan devlet başarısızlığından dolayı, devletin kontrolünü kaybettiği ve devlet kurumlarının fonksiyonlarını durdurduğu bölgelerde yönetim boşluğunun devlet dışı sivil ve militer unsurlar tarafından nasıl doldurulduğuna odaklanır. Uluslararası İlişkiler disiplininin devlet merkezli yaklaşımların ötesinde bir bakış açısıyla ve Chiapas, Kosova, Somali, ve Kolombiya'nın uzun dönemli çatışma ve iç savaş tecrübelerini göz önünde bulundurarak, son dönemde başarısız bir devlet olarak nitelendirilen Suriye'de dağınık ve halk tabanlı olarak ortaya çıkan yerel konseyleri olgusunu incelenmektedir. Yerel konseylerin fon ve finans, militer gruplarla ilişkisi ve güvenlik, meşruluk ve etkililik bakımından karşılaştığı zorlukların ve eksik yanlarının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Tüm iyi niyet ve çabalarına rağmen yerel konseylerin iç savaş zarfında karşılaştıkları bu eksiklik ve zorluklardan dolayı yatay ve dikey olarak bütünleşmiş etkili yönetim yapıları sunamadıkları ve bulundukları bölgelerdeki insanlar için güvenli ve yaşanabilir alanlarlar oluşturmayı başaramadıkları ileri sürülmektedir. This dissertation focuses on how the governance void is filled by civil and military non-state actors in the territories where state relinquishes control and its institutions cease functioning due to state failure caused by conflicts and civil wars. Providing an insight beyond the state-centric approaches of International Relations and considering the hybrid governance experiences of Chiapas, Kosovo, Somalia, and Colombia during the protracted conflicts and civil wars; the case of civil and grassroots-based local councils dispersed across Syria is examined. The objective of the dissertation is to find out the shortcomings of local councils and the challenges they faced in the domains of funding and finance, security and relations with armed groups, legitimacy, and effectiveness. It is argued that despite all endeavors and goodwill, local councils could have neither presented themselves as vertically and horizontally integrated and effective governance structures nor managed to create secure and livable places for their residents due to the shortcomings and challenges during the civil war in Syria. 193

Bu araştırmanın amacı, Uşaklı Paşaoğulları ailesinin tarihini ortaya çıkarmaktır.Böylelikle Paşaoğulları ailesi örneğinde, Osmanlı'da 18. yüzyıldan itibaren ortayaçıkan ve genellikle ayan olarak bilinen yerel güçlerin durumu hakkındakibilgilerimize katkı sağlanacağı düşünülmüştür. Paşaoğulları ailesi Osmanlı ülkesininçeşitli bölge ve şehirlerinde ortaya çıkan ayan ailelerinden biridir. Araştırmanıntemel argümanı, orta ölçekli büyüklükte olan Paşaoğulları'nın hakkında bilgiedinebildiğimiz ilk üyesinin ayanlık sürecinin genel eğilimlerine uygun olarak devletkadrolarına katılması ve bu yolla elde ettiği güçle Uşak'ta ailesini dikkate değer birnoktaya getirmesidir. Ancak kendine yer bulduğu kadro, siyasal kararmekanizmalarıyla çok yakın ilişkide değildir.Anahtar Kelimeler: 19. Yüzyıl, Ayan Aileleri, Osmanlı Devleti, Paşaoğulları, Uşak The purpose of this research is to investigate the history of the Paşaoğulları family; amedium-scale local family that lived and flourished in Uşak in Western Anatolia. Itcan be said that investigating the history of the Paşaoğulları family could expand thestate of our current knowledge on local powers known as notables (ayan) in theOttoman Empire. The Paşaoğulları family was one of the ayan families that emergedin different regions and cities of the Ottoman Empire. The main argument of thepresent research is that Paşaoğlu Ahmed Ağa, the first member of this family, movedinto the governmental positions and brought his family to an outstanding point inUşak, which resembled the general trends of the process of ayanship. However, theposition he found for himself was not in close connections with political decision-makingmechanisms.Keywords: Local Notables, Nineteenth Century, Ottoman Empire, Paşaoğulları,Uşak, 109

Başakşehir, ilk başta Refah Partisi mensupları tarafından yerel yönetimler eliyle, daha sonra ise Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde merkezi hükümet tarafından uygulanan toplu konut projeleriyle kentleşmiştir. İslamcı yöneticiler tarafından geliştirilen Başakşehir'deki konut projeleri daha sonra tüm Türkiye'de uygulanan bir model olmuştur. Bu çalışmada bu konut sunum modelinin nasıl geliştirildiği, hangi şekilde uygulandığı ve ne tür sosyal, siyasal ve ekonomik dönüşümlere yol açtığı incelenmektedir. Başakşehir bölgesinde kamu kurumları olan KİPTAŞ ve TOKİ eliyle yürütülen konutlaşma süreci tüm Türkiye'de uygulanan bir modelin örneğini teşkil etmektedir. Konut ihtiyacı ve insanların yaşam standartları daha yüksek konutlarda oturma isteği bu modelin ürettiği projelere talebi arttırmaktadır. Öte yandan başta bir kimlik inşası amacı taşıyan ve İslami söylem ve sembollerle desteklenen bu model kapitalist piyasa şartları içerisinde dönüşerek Türkiye'de büyük bir sermaye hareketi oluşturmuş ve yeni bir kapitalist sınıfın doğmasına neden olmuştur. Ayrıca uygulanan konut projeleri Türkiye'de kent rantı üzerinden sosyal eşitsizliğin farklı bir şekilde yeniden üretilmesini netice vermiştir. Başakşehir was urbanized first by members of the Welfare Party via local administrations and later by the mass housing projects implemented by the central government during the rule of the Justice and Development Party. The housing projects in Başakşehir, developed by Islamist managers, became a model that would be applied all across Turkey. This study scrutinizes how this housing supply model was developed, how it is implemented and what kind of social, political and economic transformations it led to.The housing process carried out by the public institutions KİPTAŞ and TOKİ in the Başakşehir region, constitute prime examples of a model that was applied all across Turkey. The need for housing and the desire to live in houses which provide higher standards of living, result in a growing demand for projects produced by this model. On the other hand, this model that was primarily aimed at constructing an identity and was supported with Islamic discourse and symbols, transformed through capitalist market conditions and engendered a large flow of capital in Turkey as well as a new capitalist class. Furthermore, the implemented housing projects have resulted in the re-production of social inequality in a different form, in Turkey via urban rent seeking. 117

Tasarım pratiğinin toplumsal ve yerel kalkınmada bir katalizör olarak kullanılmasının önemi son yıllarda giderek daha fazla artmaktadır. Dünyada ekonomik ve sosyal kalkınmanın hedeflendiği birçok bölgede üniversiteler, vakıflar ya da bağımsız kuruluşların kalkınma süreçlerinde önemli bir araç olan tasarımı kullandıkları girişimleri bulunmaktadır. Bu girişimler arasında sahada gerçekleştirilen tasarım çalıştayları öne çıkmaktadır. Bu tez Türkiye'de yürütülmüş olan tasarım çalıştaylarının– özellikle kentleşmenin düşük olduğu bölgelerde konumlanan ve bulundukları bölge ile etkileşim halinde olan tasarım çalıştaylarının – organizasyonal özelliklerinin ve tasarım yaklaşımının yerel kalkınma amaçlı çalışmalara uygunluğu bağlamında değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Tez araştırmaları kapsamında, tasarım çalıştayları ve yerel kalkınma arasındaki son yıllarda artan ilişki incelenmiş, bu konuda dünyada uygulanmış örnekler araştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda, konu üzerine literatür araştırmasına dayanan bulguların ışığında, Türkiye'den seçilen çalıştay örnekleri olarak Yahşibey Tasarım Çalıştayları, İzmir Tasarım Köyü Çalıştayı, OZU Gökçeada Tasarım Çalıştayları incelenmiştir. Çalıştayların gerçekleşmesinde rol alan paydaşlar tasarım öğrencileri, yürütücüler, organizatörler ve yerel aktörler olarak ortaya çıkmaktadır. Tasarım çalıştaylarındaki paydaşlar ile kapsamlı anket çalışmaları aracılığıyla vaka çalışması yapılmıştır. Ayrıca çalıştayların websitesi, blog ya da sosyal medyada yer alan duyurularından içerik analizi yapılmıştır. Bu araştırmalar ışığında Türkiye'deki tasarım çalıştaylarının toplumsal ve yerel kalkınma noktasındaki bakış açıları, organizasyonal özellikleri ve bu konuda faydalı olabilmek adına zayıf ve güçlü yanları incelenerek gelecek çalıştaylarda odaklanılması gereken noktalar değerlendirilmiştir.Anahtar Sözcükler: Tasarım Çalıştayları, Yerel Kalkınma, Sosyal Tasarım Serving as a catalyst for social and local development, design practice rose into prominence in the recent years. In many regions of the world where economic and social development is being pursued; universities, foundations and independent organizations take the initiative and use design as an important tool for developmental purposes. In this regard, design workshops, which stand out in the field, present an example par excellence. This thesis aims to examine the organizational structures and the design approaches of design workshops in terms of their compatibility with the other initiatives aiming for local development. The focus will especially be on those which are located in less-urbanized areas, and put an effort to interact with their environment. Within the scope of this thesis, the evolving relationship between the design workshops and the local development is examined based on the examples from the world. As for Turkey, the following workshops are chosen to be studied: Yahşibey Design Workshops, İzmir Design Village Workshop, and OZU Gökçeada Design Workshops. Design students, coordinators, organizers and local actors emerge as integral parts of these workshops, helping them to be facilitated. For this reason, a case study is conducted via comprehensive questionnaires with them in order to gain an insight into these design workshops. Furthermore, the websites or social media announcements of the workshops are also analyzed. In light of these studies, the perspectives of the design workshops on the social and local development, their organizational structures are analyzed by focusing on their strengths and weaknesses in order to contribute to future workshops.Keywords: Design Workshops, Local Development, Social Design 138

Sosyal bakım Türkiye'nin olgunlaşmamış refah politikaları alanları arasındadır. Ailenin bu alanda üstlendiği merkezi rol, bu alana ayrılan kamu harcamalarının sınırlılığı ve bu alandaki kurumsallaşmanın ve uzmanlaşmanın kısıtlılığı Türkiye'de sosyal bakım alanının temel özellikleridir. Belediyelerin yetki alanlarına ilişkin 2004 yılında gerçekleşen reformun sonucunda, belediyeler sosyal bakım programları uygulamaya başladılar ve bu alanın önemli aktörlerinden birine dönüşmeye başladılar. Bu tez çalışması yerel refah sistemleri literatüründen esinlenmiş ve sosyal bakım alanını, değişen refah yönetişimini ve sunumunu anlamak üzere bir vaka olarak seçmiştir. Bu çerçevede bu tez çalışması İstanbul'da seçilen ilçe belediyelerinin sosyal bakım alanındaki yeni rollerini incelemektedir. Bu incelemenin sonucunda, bu çalışma hem bakım politikalarının yerel boyutuna ışık tutmakta hem de değişen sosyal politika alanının özelliklerinin anlaşılmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Bu araştırma, ilçe belediyelerinin, Türkiye'de sosyal bakım alanının giderek daha önemli fakat düzensiz bir bileşeni olduğunu ortaya koymaktadır. Belediyelerin her biri farklı sosyal bakım programları uygulamakla birlikte, bu programlar birbirine çok benzeyen düzensiz ve hizmet kapsamı sınırlı bir uygulama yapısına sahiptir. Her ne kadar özellikle yoksul engelli ve yaşlıları hedeflemeleri ve bakım alanında nakit transferine dayalı yaklaşıma sahip olmaları açısından ilçe belediyeleri ve merkezi devlet uygulamaları arasında önemli bir fark bulunmasa da, uyguladıkları dar kapsamlı ev temelli bakım hizmetlerinin Türkiye'de sosyal bakım politikalarında bir yeniliğe işaret etmekte olduğu düşünülmektedir. Social care is an immature welfare policy domain in Turkey, which is characterized by the central role of the family in social care provision, the limited public expenditures allocated to social care, and the low level of institutionalization and professionalization in social care provision. With the legislative reform in the mandate of municipalities in 2004, municipalities initiated social care programs and have become important actors in social care provision. Inspired by the literature on the local welfare systems and using social care as a case in understanding changing welfare governance and provision, this thesis explores the emerging role of district municipalities in social care in selected districts of Istanbul. In this way, this thesis sheds light on the local dimension of social care in Turkey and contributes to a better understanding of the changing social policy landscape in Turkey. The research reveals that, district municipalities are increasingly important, albeit disorganized, components of social care policies in Turkey. Each implements a different set of social care programs in a similarly disorganized manner. Without exception, the scope of their services is limited. While district municipalities do not differ from the central government in targeting the poor sectors of especially people with disabilities and the elderly in need of care and their reliance upon cash for care, their narrow-scoped home-based care provision points to an innovation in social care policies in Turkey. 123

Küresel iklim değişikliğinin neden olduğu zorluklar ile mücadele edebilmek için her bir yönetim kademesinde paydaşlar arasındaki işbirliğinin gerekliliği giderek daha çok vurgulanmaktadır. Özellikle kamu ve kamu dışı kurumların katılımıyla yerel yönetimlerin izlediği azaltım (mitigation) ve uyum (adaptation) politika ve stratejiler gelişmekte olan ülkelerde önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Bu amaçla, bu çalışma Türkiye'deki büyükşehir belediyelerinin girişimleri örneği ile gelişmekte olan ülkelerde yerel yönetimler tarafından iklim değişikliği koruma politika ve stratejilerin nasıl ve neden yapıldığı sorusu üzerinde durmaktadır. Bu çalışmayı yapmak için nitel ve nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır, dolayısıyla belediyelerin stratejik planları ve yıllık faaliyet raporları içerik analizi kapsamında incelenmiş, bu tür politika ve stratejilerin benimsenmesinin belirleyicilerini tespit etmek için regresyon analizi yapılmıştır. Bu çalışma ile yerel iklim değişikliği azaltma faaliyetleri çoğunlukla kentsel altyapı ve ulaştırma alanlarındaki tedarik (provision) modu ile gerçekleştirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, küresel iklim değişikliği parametrelerinde değişikliğe neden olan stres faktörlerinin ve sosyo-ekonomik koşulların yerel iklim değişikliği girişimlerinin belirleyici faktörleri olduğu gösterilmiştir. Ancak, hassasiyet (vulnerability) düzeyinin bir göstergesi olarak risk faktörleri ise açıklayıcı bir role sahip olmadığı bulunmuştur. Gelecekteki çalışmalar daha fazla açıklık sağlanması bakımından il ve ilçe belediyelerinde değerlendirmesini, kamu dışı aktörleri, daha fazla değişkenin kullanılmasını ve ilgili uzman kişilerle detaylı görüşmelerin yapılmasını da kapsayabilir.Anahtar Sözcükler: İklim Değişikliği, Yönetişim, Yerel Yönetimler, Azaltım, Uyum The necessity of cooperation among stakeholders at each administration level is increasingly emphasized to be able to thoroughly tackle challenges posed by global climate change. Particularly the mitigation and adaptation policies and strategies followed by local governments with the involvement of both public and non-public institutions are believed to be playing a crucial role in developing countries. To this end, this study elaborates how and why local climate change protection policies and strategies are carried out by local governments in developing countries in the case of the metropolitan municipalities' initiatives in Turkey. In order to conduct such a research, both qualitative and quantitative research methods are adopted; thus in addition to studying the strategic plans and annual action reports of municipalities as part of a content analysis, a regression analysis is conducted to identify the determinants of the adoption of such policies and strategies. This study concluded that the local climate change mitigation activities are predominantly implemented by provision modes in the urban infrastructure and transportation areas. Moreover, it is shown that stress factors – causing changes in the parameters of global climate change – and socio-economic conditions are determining factors in local climate change initiatives. However, it is found that risk factors – as an indicator of the vulnerability level – have been found not having an exploratory role. Future studies may include assessment of provincial and distinct municipalities, the non-public actors, use more variables, and conduct in-depth interviews with corresponding experts to achieve further clarification.Keywords: Climate Change, Governance, Local Governments, Mitigation, Adaptation 279

Розглянуто питання цінності землі як основного об’єкта природи. Наголошено на особливому правовому статусі місцевих державних адміністрацій, що полягає в поєднанні повноважень державного органу загальної та спеціальної компетенції. Запропоновано під повноваженнями місцевих державних адміністрації в галузі земельних відносин розуміти покладені на неї державою та закріплені на законодавчому рівні зобов’язання щодо впливу на певні суспільні відносини

Рассмотрены вопросы нормотворческой деятельности местных государственных администраций. В результате анализа действующих нормативно-правовых актов установлены основные недостатки нормативного регулирования нормотворческой деятельности местных государственных администраций и определены пути их устранения

İklim değişikliği, küresel çözümler gerektiren küresel bir tehdit olarak kabul edilmektedir. İklim politikası son 20 yıldır çok sayıda belediyenin harekete geçmesine şahit olmuştur. Merkezi yönetimlerin isteksizliği ve uluslararası iklim müzakerelerinin sonuçsuz kalması sebebiyle, 2000'li yıllarla birlikte kentlerin iklim değişikliği ile mücadeleki rolü artmıştır. 1990'lı yılların başından itibaren kent tabanlı bir girişim olarak ortaya çıkan Ulusötesi Kent Ağları, yerel yönetimlere, yerel iklim değişikliği politikalarını şekillendirme konusunda yön vermektedir. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki birçok belediye, yerel iklim politikaları geliştirmek amacıyla bu ağlara gönüllü bir şekilde üye olmaktadır. Bu ağlar, üye belediyelerin teknik kapasitelerini artırmalarına, bilgiye ulaşmalarına, diğer üye kentlerle tecrübelerini paylaşmalarına ve ortaklıklar vasıtası ile finansmana ulaşmalarına olanak sağlamaktadır. Bu çalışma, belediyelerin ağlara üye olma sebeplerinin yanı sıra iklim probleminin ağlar üzerinden yönetiminin sonuçlarına odaklanmaktadır. Bu çalışmanın iki amacı vardır. Birincisi, belediyelerin ağlara üye olmasının arkasında yatan motivasyon ve dinamikleri belirlemek; ikincisi ise bu ağların, üye kentlerin yerel politika ve karar alma süreçlerini ne ölçüde etkilediğini ortaya koymaktır. Böylelikle, Türkiye'deki üç belediye üzerine yapılacak ampirik araştırma sayesinde üye belediyelerin ağlardan elde ettiği uygulamaya yönelik ve somut kazanımlara ek olarak yerel politika ve karar alma süreçlerinde yaşanan değişim ortaya konacaktır. Bu kapsamda, bazı önemli Ulusötesi Kent Ağları'na üyelikleri bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi örnekleri incelenecektir. Climate change is accepted as a global threat, which requires global solutions. The climate policy has witnessed a growing involvement of municipalities over the past 20 years. Urban responses to climate change have become increasingly important when the reluctance of national governments and the failure of international negotiations since the early 2000s are considered. As a city-based initiative to address the climate problem, Transnational Municipal Networks (TMNs) have emerged in order to guide local governments in shaping their local climate change strategies since the early 1990s. These networks provide a platform in which cities benefit from accessing to information, sharing experiences and knowledge with other member cities, technical support and opportunity to access funding through partnerships. This study focuses on understanding the reasons behind the municipalities' membership to TMNs as well as the outcomes of governing the climate problem through the TMNs with two major aims: the first one being the identification of the motivations and dynamics that led municipalities to become members of the TMNs, and the second being the designation of the extent that these networks affect local policy- and decision-making processes of the member cities. Thus, the empirical research on three cases from Turkey will show what member cities gain from the TMNs in terms of practical and concrete outputs as well as of changes in the local policy- and decision-making processes. The three case municipalities are Gaziantep Metropolitan Municipality, Nilüfer Municipality, and Seferihisar Municipality, which are found to have memberships to several important TMNs. 205

Bu tez, Türkiye'de yeni kamu işletmeciliği perspektifinden ilham alan yönetsel reformların siyasal sonuçlarını anlamayı amaçlamaktadır. Özellikle, yerel yönetim alanındaki böylesi reformların en üstteki karar vericinin profilini ve kılgısını nasıl değiştirdiğini incelemektedir. Savlarını Adana, Eskişehir ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi örneklerinde ve Türkiye'deki 1980 sonrası gelişmelere vurgu yaparak geliştirmektedir. This thesis aims to comprehend political consequences of administrative reforms inspired by the new public management perspective in Turkey. Especially, it investigates how such reforms in the field of local government alter the profile and practice of top decision maker. It develops its arguments concentrating on the cases of Adana, Eskişehir and Şanlıurfa Metropolitan Municipality with an emphasis on the post-1980 developments in Turkey. 194

Küresel ısınma ve diğer etkenlerle birlikte Dünya'da ve Türkiye de su sıkıntılarının gün geçtikçe artığı gözlenmektedir. Bu sıkıntılara alternatif olarak insanoğlu yeni arayışlar içinde her zaman olmuş ve olmaya da devam edecektir. Ancak, insanlığın bilinçsiz bir şekilde su tüketmesi ve kirletmesi doğanın ve insanların kendi kendilerine sonunu hazırladığının bir göstergesi olmaktadır. İnsanoğlu bu problemleri aşmak için deniz suyunu doğrudan kullanarak doğadaki tatlı su azalmalarını engellemek ve daha uzun vadede tatlı su ihtiyacını karşılaması gerekmektedir.Deniz suyunun doğrudan kullanılması ise gerekli yasal düzenlemeler, şehir ve mesken şebekelerinin düzenlenmesi küçük çaplı atık su arıtım tesislerinin yapılması gerekmekte olup geleceğimize daha temiz içme suyu ve daha fazla döngüsü olan kullanma suyu bırakmamız mümkündür. Çocuklarımızdan emanet aldığımız geleceğimize daha temiz, daha kullanılabilir, daha düzenli ve sistemli bir su geleceği bırakmış oluruz.Anahtar Kelimeler: Yerel Yönetimler, Su, Deniz Suyunun Ayrıştırılması, Deniz Suyunun Doğrudan Kullanılması, Şehir Deniz Suyu Şebekesi. Along with other factors of global warming and water shortages in the world and in Turkey increasingly residue is observed. These troubles to seek as an alternative to the humanbeing has always been and will continue to be. However, the unconscious nature of humanity and consume water pollution and is an indicator of the end of prepared by the people themselves. Human beings to overcome these problems, directly using sea water and fresh water in nature, prevent decrement in the longer term, to meet the need for fresh water needs. If the necessary legal arrangements to be used directly in sea water, urban and residential networks the regulation of small-scale wastewater treatment facilities and clean drinking water must be made of the water cycle in the future more and more it is possible to leave. In the future our children entrusted we received a cleaner, more usable, more regular and systematic, she would be the future of water.Key words: Local Government, Water, Separation Of Sea Water, Direct Use Of Sea Water, City Of The Sea Water Network. 87

Bu çalışmanın araştırma konusu, Avrupa İdari Alanı'nın ne şekilde oluştuğunu, ilkelerini, ilkelere olan bağlılığın yerel yönetimler üzerindeki yansımalarını ve bu yansımaların üye ya da üyelik sürecinde olan ülkelere ne şekilde etki ettiğini ortaya koymaktır. Çalışmada Avrupa İdari Alanı ilkeleri bağlamında üye ve aday ülkelerin idari yapılarında yaşanan dönüşüm çerçevesinde Fransa ve Türkiye örneği ele alınmıştır. Bu doğrultuda Avrupa İdari Alanı İlkeleri çerçevesinde Türkiye'de gerçekleştirilen yerel yönetim reformları -5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve son olarak yakın döneme damgasını vuran 6360 sayılı Kanun- değerlendirilmiştir. Fransa örneğinde ise; yine ilkeler çerçevesinde Fransa'da son dönemde gerçekleştirilen reformlar değerlendirilmiştir.Ayrıca çalışmada konuyla ilgili yerli ve yabancı literatür taranmış, ilerleme raporları incelenmiş ve bu alanda yazılan çalışmalar kapsamlı bir şekilde değerlendirmeye alınarak örnek ülkeler bağlamında yorumlanmıştır. The research subject of this thesis is to reveal how the European Administrative Space has occurred, its principles, and the reflections of those principles on local authorities, and how those reflections affect the member or candidate countries. In this study, within the context of EAS principles, an example about France and Turkey has been taken within the frame of the changes that happened in the administration structures of member or candidate countries. According to this, within the context of European AdministrativeSpace principles, the administrative management reforms that have been executed in Turkey -provincial special administration law numbered 5302, municipality law numbered 5393, metropolitan municipality law numbered 5216, and lastly the law numbered 6360 which has recently hit its mark- have been evaluated. In the example of France, again in the context of the principles the reforms that has been executed recently has been evaluated. Furthermore, in the study; the local and foreign literature about the subject has been scanned, the progress reports have been analyzed and the written studies about the subject have been extensively evaluated and have been interpreted within the context of example countries. 92

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Türkiye'de kamu mali yönetiminin yapısı tümüyle değişmiştir. Şeffaflık ve hesap verebilirlik kavramları kamu mali sisteminin esası olarak düzenlenmiştir. Yeni düzenlemeyle birlikte kamu sektöründe nakit esaslı muhasebe sisteminden tahakkuk esaslı muhasebe sistemi uygulamasına geçilmiştir. Tahakkuk esaslı muhasebesi sistemi yalnızca kamu kurumlarının tüm faaliyetlerini kayıt altına alan bir düzen getirmemiş bu bilgilerin karar verme ve faaliyetlerin değerlendirilmesi süreçlerinde kullanılmasına imkan sağlayacak mali tabloların üretilmesini de zorunlu kılmıştır. Kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılabilmesi ve kamu sektörü kurumlarının şeffaf ve hesap verebilir bir biçimde yönetilebilmesini sağlayacak olan kamu sektörü muhasebesi ve kamu sektörü muhasebesinin çıktısı olan finansal raporlardır. Mali raporlama kamu sektöründe demokratik bir yönetim sisteminin sağlanması bakımından oldukça önemlidir. Kullanıcılara kurumun mali durumu hakkında özet bilgi veren mali tablolar sayesinde kurumun belli bir dönemi ya da dönem sonundaki durumları hakkında temel bilgiler elde etmek mümkün olmuştur. Bu çalışmada; kamu sektörü muhasebe sistemi ele alınmış ve tahakkuk esaslı muhasebe sisteminde üretilen mali tabloların analizine yer verilmiştir. Örnek uygulamaya konu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin mali durumunu nakit ödeme gücü, bütçe yapısı, uzun vadede borç ödeme gücü ve hizmet sürdürebilirliği olmak üzere dört açıdan ölçmek için mali oranlar kullanılmıştır. Çalışma, belediyenin 2006-2014 yıllarına ait bilanço ve faaliyet sonuçları tabloları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Böylece, kamu sektörü kurumlarının faaliyetlerinin, doğru bir biçimde ölçülmesinin, değerlendirilmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amaçlanmıştır. The structure of public finance management in Turkey has completely changed with the law no. 5018 on Public Finance Management and Control. The concepts of transparency and accountability have been regulated on the basis of the public finance system. With the new regulation, the cash based accounting has been replaced by accrual based accounting in the public sector. Accrual based accounting system has not only brought about a regulation that records all activities of public institutions, but also has required the preparation of financial statements that will enable their use in the decision-making processes as well as in the activity evaluation processes. Public sector accounting and financial reports that serve as the output of public sector, which will provide efficient and profitable use of public funding and will enable the transparent and accountable management of the public sector. Financial reporting is of paramount importance in terms of maintaining a democratic management system in the public sector. Thanks to the financial statements that summarize the financial condition of the institution while informing the users, it has been possible to attain basic information regarding the condition of an institution during a specific period or at an end-period. Dealing with the accounting system of the public sector, this study contains analysis of financial statements that are produced in the accrual based accounting system. In order to measure the financial condition of Istanbul Metropolitan Municipality in terms of the cash solvency, budget solvency, long-term solvency and service-level solvency have been used financial ratios. The study has been conducted by means of using the statement of financial position and financial performance of the municipality between 2006 and 2014. Thus, it has been aimed to measure accurately, evaluate and develop the activities of public sector organizations. 226

Bu çalışma AKP ve BDP li kadın yerel temsilcilerin öz anlatılarını incelemekte ve bu anlatılarda özgün bir dişil milli öznelliğinin inşa ve icra edildiğini tartışmaktadır. Geç 90lar dönemi genellikle Türkiye için bir dönüm noktası olarak belirtilmektedir. İslamcı hareketin ve Kürt hareketinin seçim başarıları bu dönemin bir dönüm noktası olarak tarif edilmesinin başlıca sebepleri arasında yer alır. Her iki hareketin de söyleminde 'yeni Türkiye', 'Türkiye halklarının barışı' ve Türkiye siyasetinin 'normalleştirilmesi' gibi ifadelerle tanımlanan millet bağlarını yeniden tanımlamaya yönelik siyasi projelere yer verilmektedir. Bu bağlamda iki siyasi parti, AKP ve BDP (şimdi HDP) 'alternatif' milli bütünlük inşası içeren farklı siyasi projeler önermişlerdir.Türk modernleşmesinin kurucu ideolojisinin patriarkal özellikleri, her iki partinin alternatif millet kurgularında sorunsallaştıran unsurlar olmuştur. 'Kadın sorunu' hem AKP nin hem de BDP nin parti programlarında yer verdikleri temel meselelerden biri olarak karşımıza çıkar. Bu iki parti aynı zamanda yüksek kadın katılımı ile dikkat çeken partiler olmuştur. Bu bağlamda, bu çalışmada tartışılması hedeflenen sorular şunlardır: Söz konusu iki parti programının uygulama süreçlerinde ne tür dişil öznellikler oluşmaktadır, bu öznellikler patriarkal milli otoriteyi yerinden eden, dönüştüren ya da yeniden üreten öznellikler midir? İki parti arasındaki farka odaklanılarak, farklı patriarkal kurguların bu dönemde ortaya çıkan milli öznelliklerin inşasında oynadığı rol incelenmiştir. This dissertation looks at the self-narrations of the AKP and the BDP women local representatives and argues that a distinct female national subjectivity is constructed and performed throughout these narrations. Late 1990s is usually referred as a turning point in Turkish politics characterized by the electoral successes of the Islamic and Kurdish movements. The rhetoric of both these movements involves references to their political projects about redefining the bonds of nationhood in Turkey that is conceptualized in various terms such as 'new Turkey', 'peoples of Turkey' making peace and 'normalization of Turkish politics' to name some. The two political parties, namely the AKP and the BDP (now HDP) have introduced different constructions of 'alternative' national collectivity in this context.Patriarchal characteristic of the founding ideology of Turkish modernization is one of the issues that these two parties problematize in their alternative constructions of nationhood. The 'woman question' has been defined as one of the central issues in the party programs of both the AKP and the BDP. They are also the parties where high mobilization of women is observed. The questions that will be discussed throughout this study are: What kind of female subjects are produced throughout the actualization of these programs of two parties, do these subjects subvert, transform or reproduce patriarchal national authority? Focusing on the difference between the two, different notions of patriarchy that plays a constructive role in the formation of national subjects in this context is examined. 215

Türkiye gibi siyasi partiler ve seçim sistemlerinin ulusal siyaset programlarını etkilediği görülen ülkelerde, yerel siyasetin olumlu veya olumsuz etkilenmesi muhtemel bir sonuç olarak ortaya konulmaktadır. Özellikle son yıllarda yaşanan gelişmeler doğrultusunda ön plana çıkan yerelleşme, hesap verebilirlik ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesi gibi kavramların, demokrasinin inşa alanı haline gelen ve yerel siyaset anlayışının canlandığı yerel yönetim yapılanmalarının sahip olduğu öneme ivme kazandırdığı görülmektedir.Günlük ihtiyaçlar kapsamında ortaya çıkan toplumsal talepler konusunda, yerel yönetimler aracılığıyla yürütülen sonuç odaklı hizmetler vatandaşa yakınlık ilkesi sebebiyle daha değerli hale gelirken, yapısal reformları oluşturarak kamu yönetimine ivme kazandıracak olan iktidar gücü ve bu gücü denetleyecek olan muhalefet gücünün varlığı yerel siyaset politikalarının belirlenmesi konusunda önem arz eden unsurlar arasında ele alınmaktadır.Ortaya konulan durumlar altında bu çalışmanı amacı, yerel yönetimlerin tarihsel gelişmelerinin yanı sıra 2014 Yerel Seçimleri kapsamında iktidar ve ana muhalefet partisi perspektifinde yerel yönetim politikalarının hangi unsurlar altında uygulandığı veya uygulanmasının hedef haline getirildiğinin incelenmesidir. In countries such as Turkey, where political parties and electoral systems are observed to impact the national political programs, negative or positive influence on local politics is purported to be the probable consequence. It has been observed that localization, which is coming more into the forefront especially in line with the recent developments, increments the importance of local administration structures, where concepts such as accountability and improvement of service quality have become the homesite for democracy. As for the social requests emanating from daily needs, while result-oriented services carried out via the local governments have turned out to be more valuable because of the principle of affinity to the citizen, the existence of a ruling party and an opposition party that will inspect this ruling party, which in turn, will accelerate public administration through structural reforms is deemed among significant factors in determining local policies. Under these circumstances, the objective of this study is to determine the contributing causes in implementing or targeting to implement local administration policies from the ruling and main opposition parties' perspectives within the scope of the 2014 Local Elections, in addition to the historical development of the local administrations. 185

Dünyada son zamanlarda küreselleşme ile birlikte hız kazanan değişim ve dönüşüm süreci, Türk kamu yönetimini de etkisi altına almıştır. Türk kamu yönetiminde yaşanan örgütsel ve işlevsel sorunlara çözüm arayışları neticesinde, yönetimde yeniden yapılanma konusu, özellikle 1980'li yıllar sonrası Türkiye'nin gündemini işgal etmeye başlamıştır. 1980'lerde liberal söylemlerle gündemde olan yeniden yapılanma bir ihtiyaç iken, 2000'li yıllarda özellikle yerel yönetimlere yönelik reform çalışmalarıyla hızlanmış olan bu süreç, zorunluluk haline gelmiştir.Bu çalışmada, küreselleşmenin yoğun olarak yaşanmaya başladığı 1980'li yıllar sonrası yerel yönetimler alanında yapılmış reform çalışmaları incelenmiş, yerel özerkliğe katkıları araştırılmıştır. Bu kapsamda küreselleşmenin beraberinde getirdiği yerelleşme kavramı üzerinde durularak, aralarındaki etkileşime de değinilmiştir. 1980 sonrası yerel yönetimler alanında yapılmış olan reform çalışmaları kapsamında, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı, İl Özel İdaresi Kanunu, Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediyesi Kanunları incelenmiştir. Çalışma sonunda, Türk kamu yönetimi içerisinde yer alan yerel yönetimlerin yeterli ölçüde idari anlamda özerk bir yapıya sahip olmadıkları sonucuna varılmıştır.Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Yerelleşme, Yerel Özerklik, İdari Reform. The process of change and transformation around the world that gained speed with the effect of globalization has influenced Turkish public administration too. In search of solutions for organizational and functional problems, the subject of reorganization in administration has started to occupy Turkey's agenda especially after 1980s. While reorganization, raised by liberal discourse, was only a need in 1980s; especially around 2000, this process-sped up with reform movements for local administrations-has become an imperative. In this study, as it is the time when globalization started to influence the world heavily, the reform movements in local administrations after 1980s and their contributions to local autonomy have been investigated. In this context, the concept of indigenization, which is brought about by globalization, is emphasized while their relationship is also being addressed. As a part of the reform movements after 1980, Public Administration Principal Law, Provincial Special Administration Law, Municipality Law, and Metropolitan Municipality Laws are examined. As a result of the study, it is concluded that local administrations under Turkish public administration do not have enough administrative autonomy.Key words: Globalization, Localization, Local Self-Government, Administrative Reform. 92

Bu nitel çalışmanın amacı İstanbul Beykoz Belediyesi `Kültür, Sanat ve Eğitim Kurslarının` öğrencilerin hayatları üzerindeki etkisini araştırmak ve belediye tarafından verilen en çok gidilen üç kursun öğrencilerin hayatlarına katkıları nasıldır sorusuna cevap bulmaktır. Bu kurslar, okul dersleri, sanat, müzik kurslarından oluşur. Bu çalışma takviye kurslarının, öğrencilerin akademik, psikolojik ve sosyal olarak gelişimine nasıl yardımcı olduğunu, katkıları ve öğrencilerin hayatları ve geleceğini nasıl değiştireceğini analize etmek için yapılan ilk girişimdir. Dershaneler Eylül 2015'te kapanacağı için bu takviye kursları özel ders ve dershanelere alternatif olacaktır. Bu çalışma yarı-yapılandırılmış mülakatlarla Beykoz un iki yerinde uygulanmıştır. Katılımcılar on 12 öğrenci, on 12 veli, 16 öğretmen ve yöneticilerden olmak üzere toplam 40 kişidir. Her bir mülakat için transkripsiyonu yapılmış, İngilizce ye çevrilmiş ve mülakatlar içerik analizine, temalar sabit karşılaştırma yöntemine tabii tutularak analiz edilmiştir. Bu çalışmanın bulgularına dayanarak, bu kursların öğrencilerin üzerinde; akademik, sosyal, psikolojik, ekonomik ve kariyer geliştirmede etkileri vardır. Bulgulara göre katılımcıların benzer görüşleri vardır; öğrencilerin okul başarısı gelişti, öğrenciler güvenli bir ortamda boş zamanlarını geçirmeyi öğrendiler, sosyalleştiler, öz güvenleri arttı, potansiyellerini fark ettiler. This qualitative study intends to investigate the impact of İstanbul Beykoz Municipality `Culture, Arts and Education Courses` on students' lives and tries to find the answer to the research question `How do the top three remedial courses offered by the municipality contribute to students' lives?`. These courses consist of school subjects, arts, music classes. This study is an initial attempt to analyze how remedial courses help students improve academically, psychologically, socially, and how these courses contribute to and change the lives and future of the students. Dershanes will have been closed down by September, 2015, so these remedial courses will be an alternative to dershanes and private tutoring. This study was conducted in two locations of Beykoz via semi-structured interviews. The subjects of this study were 12 students, 12 parents and 16 teachers and administrators; 40 people in total. Each interview was transcribed, translated into English and prepared for data analysis; emergent themes were found using the constant comparative method and the interviews were studied by using content analysis. On the basis of the findings of this study, these courses had academic, social, psychological, economic and career development impacts on students' lives. The students, parents, teachers and administrators had similar views, as students' the school success improved, students learned to spend their leisure time effectively in a secure environment, got socialized, increased their self-confidence and realized their potentials. 140