28 results on '"YILMAZ, Eren Alper"'
Search Results
2. The Situation Of Turkish Immigrants In Germany From The 1960s To The Present And The Turkish Diaspora Supported By The Republic Of Turkey
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper, primary
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Analysis of Turkey-USA Relations in the Context of Security from 2016 to the Present
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper, primary
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. CURRENT AND EXPECTED EFFECTS OF THE POST-BREXIT PROCESS ON THE EUROPEAN UNION AND THE UNITED KINGDOM
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Subjects
Brexit ,Avrupa Birliği ,Birleşik Krallık ,Dış Politika ,Ekonomi ,Yasal Haklar ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,The European Union ,The United Kingdom ,Foreign Policy ,Economy ,Legal Rights - Abstract
Uzun yıllardır Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği arasında süren istikrarsız ilişkiler ağı, 2016 yılının ikinci çeyreğinde gerçekleştirilen Brexit referandumu ile sona ermiş, böylece Birleşik Krallık, Avrupa Birliği üyeliğinden ayrılmış ve küresel arenada yoluna tek başına devam etmek durumunda kalmıştır. Taraflar arasındaki müttefiklik, aynı zamanda üyeliğin başladığı 1973 tarihinden günümüze kadar pek çok çatışma ve fikir ayrılığını içinde barındırmış, bu uzlaşmazlık silsilesi çoğunlukla ekonomik, siyasi ve sosyal sebeplerden kaynaklanmıştır. Birleşik Krallık’ın bu yola girmeden önce gerek AB içinde gördüğü eksiklikler gerekse kendi iç yapısındaki güçlü tarafları Brexit düşüncesini daha fazla tetiklemiştir. Bu çalışma kapsamında, Birleşik Krallık’ın Brexit aşamasına gelme süreci Muhafazakâr Parti lideri David Cameron döneminden itibaren gerekçeleriyle birlikte ele alınacak olup; Brexit sonrasında yaşanan gelişmeler ve önümüzdeki süreçte beklenen olası durumlar, her iki aktör açısından da ekonomi, yasal haklar ve dış politika odaklı olarak değerlendirilecektir., The network of unstable relations between the United Kingdom and the European Union for many years ended with the Brexit referendum held in the second quarter of 2016, so the United Kingdom left the European Union membership and had to continue in the global arena on its own. The alliance between parts has also included many conflicts and disagreements since the start of membership,1973, till now, and the series of conflicts have mostly resulted from economic, political and social reasons. Before the UK embarked on this path, both the deficiencies within the EU and the strong sides in its own domestic structure triggered the idea of Brexit more. Within the context of this study, the ongoing process of the UK's towards Brexit phase will be discussed since the period of the Conservative Party leader, David Cameron, by its justifications; also the developments after Brexit and the possible situations expected in the upcoming period will be evaluated in terms of economy, legal rights and foreign policy for both actors.
- Published
- 2022
5. A Field Research on Syrians Living in Turkey Within the Context of Push-Pull Theory: The Case of Aydın Province
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper and ÖZER, Yunus Emre
- Subjects
Social ,International Migration,Syrians,Push-Pull Theory,Arab Spring,Aydın ,Uluslararası Göç,Suriyeliler,İtme-Çekme Kuramı,Arap Baharı,Aydın ,Sosyal - Abstract
Tarihsel süreç boyunca pek çok farklı birey veya grubun çeşitli ülkelere, bölgelere ve coğrafyalara doğru göç hareketine tanıklık edilmiştir. Bu göç hareketleri hedef ülkede daha yüksek standartlarda yaşam koşullarına erişebilmek için gönüllü biçimde gerçekleşebildiği gibi, menşe ülkede yaşanılan iç savaş, açlık, doğal afet, siyasi baskılar vs nedenlerle zorunlu biçimde de kendini göstermiştir. Küreselleşme olgusunun yaygınlaşması ile son yıllarda yoğun bir şekilde artış gösteren göç hareketleri, yalnızca iç sınırlar arasına sıkışıp kalmamış, dış sınırları da aşarak uluslararası ve kitlesel bir dolaşım biçimi haline gelmiştir. Küresel bir olgu haline gelen bu göç hareketlerini başlatan ve tetikleyen pek çok sebebe vurgu yapılabilir. Göçün sebepleri, literatürde birçok kuramın ilgi alanına girdiği gibi itme-çekme kuramına da konu olmuş, itici ve çekici faktörler biçiminde tezahür etmiştir. Bu çalışmada, Aydın ilinde yapılan bir alan araştırması kapsamında Aydın’da yaşayan Suriyelilerin Arap Baharı’nın da etkili olduğu birçok unsur sebebiyle kente göç etmelerinin ve göç ettikten sonra kentte kalmak istemelerinin sebepleri itme-çekme kuramı bağlamında analiz edilmiştir., Throughout the history, migration movements of many different individuals or groups towards various countries, regions and geographies have been witnessed. While these migration movements can be carried out voluntarily in order to achieve higher life standards in target country, they can also be practiced involuntarily due to the civil war, hunger, natural disaster, political pressures etc. in origin country. Migration movements, which have increased intensively in recent years due to the spread of globalization, have not only been stuck between internal borders, but have also become a form of international and mass circulation by exceeding external borders. Many reasons can be pointed out that initiate and trigger these migration movements, which have become a global phenomenon. Causes of migration have been the subject of push-pull theory as well as many theories in the literature, appeared as pushing and pulling factors. In this study, the reasons why Syrians migrated to Aydın province due to many factors created by the Arab Spring and wanted to stay in the city after migration were analyzed in the context of push-pull theory, within the scope of a field research in Aydın.
- Published
- 2021
6. An Analysis of Potential Economic Benefits of Turkey's Full EU Membership
- Author
-
Ay, Hakan, primary and Yilmaz, Eren Alper, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
7. Turkish Foreign Policy in a Neorealist Framework: Bilateral Relations Since 2016
- Author
-
Yilmaz, Eren Alper, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. BREXIT SONRASI SÜRECİN AVRUPA BİRLİĞİ VE BİRLEŞİK KRALLIK’A MEVCUT VE BEKLENEN ETKİLERİ.
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Subjects
- *
BREXIT Referendum, 2016 , *LEGAL rights , *SOCIAL & economic rights , *INTERNATIONAL relations , *PRIME ministers ,EUROPEAN Union membership - Abstract
The debates between the UK and the European Union since the time of former Prime Minister David Cameron ended with the Brexit referendum held in the second quarter of 2016, so the United Kingdom left the European Union membership and had to continue in the global arena on its own. The alliance between parts has also included many conflicts and disagreements since the start of membership, 1973, till now, and the series of conflicts have mostly resulted from economic, political and social reasons. In this direction, the aim of the study is to evaluate the developments after Brexit and the expected possible situations in the upcoming period, both in terms of the United Kingdom and the EU, from the point of (1) economic, (2) legal rights and (3) foreign policy by analyzing the Brexit process of the UK under two sub-headings as political/social and economic reasons since the time of Conservative Party leader David Cameron. The main argument of the study is based on the fact that both actors have been adversely affected in terms of economic and legal rights after Brexit, on the other hand, they have a desire to create new strategies and maneuvering areas for themselves in order to become dominant in the international system in terms of foreign policy. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
9. 2009’dan Günümüze Türkiye’nin İnsan Hakları İhlalleri Karşısındaki Tutumu
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Subjects
International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Türk Dış Politikası,İnsan Hakları İhlalleri,Uluslararası Sözleşme - Abstract
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan yeni uluslararası düzende, her ne kadar birçok devlet gerek kalıcı barışın sağlanması, gerekse insan hakları ihlallerinin önlenmesi için çeşitli uluslararası sözleşmelere imza atmış olsalar da, halen kişilerin hak ve özgürlüklerine dünyanın hemen hemen her bölgesinde çeşitli saldırılar yapılmaktadır. Türkiye de, Soğuk Savaş sürecinde taraf olduğu bazı uluslararası antlaşmalar bağlamında, olası insan hakları ihlallerine karşı tepki göstermeyi taahhüt etmiştir. Bu çalışmada, 2009 yılından itibaren Türkiye’nin bilhassa Türk ve Müslüman coğrafyalarda insan hakları ihlallerine karşı geliştirdiği siyasi tutum analiz edilecektir.
- Published
- 2021
10. 2016 YILINDAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNİN GÜVENLİK BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ.
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Subjects
- *
INTERNATIONAL relations , *NATIONAL interest , *INTERNAL security , *NATIONAL security , *PRIESTS , *LITERATURE reviews , *CHAIRS - Abstract
The problems that Turkey has been experiencing in both domestic and foreign policy since 2016 have also been reflected in its foreign relations with the U.S., one of its NATO allies, and Ankara directly connected with Washington in many issues that concern its own interests. In this context, the U.S. has not refrained from intervening in issues that Turkey regards as its internal security issue; also it gave support to the opponents of Turkey by remaining silent about some issues. In the last five years, the relations between the U.S. and Turkey have mostly progressed in a heavy atmosphere even though they have entered into a detente era in some periods of presidencies of Donald Trump and Joe Biden. Thus, it is possible to point out that the relations have been conducted in an unstable manner between two sides. In the study, it was emphasized on the issues related to Turkish foreign policy from the beginning of the period of former US President Trump to the current President Biden; in this context, it was touched on Turkey's act by prioritizing its rational interests and national security priorities, use of military power against the elements of threats and shape of foreign policy within the framework of a neo-realist concept about serious issues such as the S-400 missile defense system, CAATSA sanctions, PKK/PYD issue, Gülen case and Priest Brunson issue. As a method, literature review was used and statements, reports, news and articles related to the subject were included. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
11. THE PAST AND TODAY OF TURKISH FOREIGN POLICY WITHIN THE FRAMEWORK OF DEVELOPMENTS IN THE EAST MEDITERRANEAN
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Subjects
Eastern Mediterranean,Turkish Foreign Policy,Greece,Exclusive Economic Zone,Continental Shelf ,Doğu Akdeniz,Türk Dış Politikası,Yunanistan,Münhasır Ekonomik Bölge,Kıta Sahanlığı ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Восточное Средиземноморье,внешняя политика Турции,Греция,особая экономическая зона,континентальный шельф - Abstract
Özellikle 2000’li yılların başından itibaren sahip olduğu zengin hidrokarbon rezervlerinin keşfedilmesi üzerine, verimli bir enerji havzası olarak bilinen Doğu Akdeniz bölgesinin jeopolitiğinde önemli değişiklikler olmuştur. Başta Türkiye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) olmak üzere bölge ülkeleri adına güvenlik açısından kırılgan bir zemin oluşmuştur. Bölge üzerinde uzun süre önce başlayan ikili anlaşmalar doğrultusunda “münhasır ekonomik bölge” ve “kıta sahanlığı” kavramları sıkça gündeme gelmiş, son dönemlerde Türkiye’nin Libya Hükümeti ile “Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma Mutabakatı” imzalaması ve bölgede denizcilerin uyarılması anlamına gelen NAVTEX ilan etmesi üzerine Türkiye ile Yunanistan arasındaki kıta sahanlığı tartışmaları yeniden alevlenmiştir. Buna karşılık Yunanistan’ın bazı Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinin desteğini alarak yaptığı hamleler taraflar arasındaki tansiyonu yükseltmiş, hatta savaş söylemlerini beraberinde getirmiştir. Bu süreç, taraflar arasında yalnızca bir enerji sorunu olmaktan çıkmış, uluslararası hukuk metinlerine de atıf yapılarak her ülkenin kendi sınırlarına yapılan tacize karşı sert bir duruş gösterdiği ve sınırlarını koruduğu bir “egemenlik sorunu” haline gelmiştir. Dolayısıyla taraflar, bir yandan ekonomik yetki alanlarını genişletmek isterken öte yandan da egemenlik yetkilerini ve haklarını koruyarak karşı taraf üzerinde siyasi bir üstünlük kurmak istemişlerdir. Bu çalışma, Doğu Akdeniz’de yaşanan güncel gelişmeler bağlamında Türkiye-Yunanistan arasında tarihsel süreçte gelişen Ege sorunlarına da vurgu yaparak Türk dış politikasının ekonomik/ siyasal arenada başat olma çabalarını ve güvenlik odaklı stratejilerini analiz etmiştir, Especially since the beginning of 2000’s, upon the discovery of rich hydrocarbon reserves, significant changes have become in the geopolitics of the Eastern Mediterranean which is known as an efficient energy basin. In particular, a fragile ground was created on the behalf of countries involving in region such as Turkey, Greece and Greek Cypriot Administration (GCA) in terms of security. In line with bilateral agreements that started on the region long time ago, “exclusive economic zone” and “continental shelf” concepts came into question. Recently, due to “Agreement on Delimitation of the Maritime Jurisdiction Areas” between Turkey and Libya Governments and declaration of NAVTEX by Turkey, which means the stimulation of sailors, continental shelf discussions between Greece and Turkey have flared up. On the other hand, the moves made by Greece with the support of some European and Middle East countries have increased the tension between the parts, even have brought along the discourses of war. This process has ceased to be an energy problem between the parties, it has also become a “sovereignty problem” which each country takes a hard stance against the harassment of its borders and protects its borders by referring to international law texts. On the other hand, the moves made by Greece with the support of some European and Middle East countries have increased the tension between the parts, even have brought along the discourses of war. This process has ceased to be an energy problem between the parts, it has also become a “sovereignty problem” which each country takes a hard stance against the harassment of its borders and protects its borders by referring to international law texts. Therefore, while the parts aimed to expand their economic jurisdiction, they also targeted to establish a political superiority over each other by preserving their sovereign authorities and rights. This study analyses the efforts of Turkish foreign policy on the way to be dominant in economic and political areas and its security-oriented strategies within the framework of the current developments in Eastern Mediterranean, by also emphasizing the ongoing Aegean problems during the historical process between Turkey and Greece., Особенно, после открытия богатых запасов углеводородов с начала 2000-х годов в районе Восточного Средиземноморья произошли важные изменения в геополитике региона, известного как эффективный энергетический бассейн. С точки зрения безапасности стран региона таких как Турция, Греция и Юго-Кипрской администрации была создана хрупкая почва безопасности. Понятия “особая экономическая зона” и “континентальный шельф” часто упоминаются в соответствии с двусторонними соглашениями, которые давно начали действовать в регионе. Недавно подписанные декларации правительством Турции в Ливии об “Ограничении консенсуса морской юрисдикции” и “континентальном шельфе – NAVTEX” привели к новому напряжению между Грецией и Турцией. С другой стороны шаги, предпринятые Грецией при поддержке некоторых европейских и ближневосточных стран, усилили напряженность между сторонами и даже привели к разговорам о войне. Этот процесс больше не является просто энергетической проблемой между сторонами. Это стало “проблемой суверенитета”, в котором каждая страна занимает жесткую позицию против преследований на своих собственных границах и защищает свои границы, ссылаясь на международные правовые документы. Таким образом, стороны хотели расширить свою экономическую юрисдикцию, одновременно защищая свой суверенитет и права, и, с другой стороны, хотели установить политическое превосходство над другой стороной. Нижеследуючее исследование проводилось в контексте текущих событий в Восточном Средиземноморье между Грецией и Турцией по проблемам Эгейского моря и упирается на исторический процесс. В нём проанализированы попытки турецкой внешней политики доминировать на экономической/политической арене и её ориентиры на безопасную стратегию.
- Published
- 2020
12. DOĞU AKDENİZ’DEKİ GELİŞMELER DOĞRULTUSUNDA TÜRK DIŞ POLİTİKASI’NIN DÜNÜ VE BUGÜNÜ
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper, primary
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
13. Koronavirüs Sonrası Küreselleşme Hareketleri ve Ulus Devletlerin Konumu
- Author
-
YILMAZ-, Eren Alper, primary
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
14. EVRENSEL AHLAKİ DEĞERLER İLE ULUSAL ÇIKARLAR ARASINDA AB’NİN GÖÇ POLİTİKALARI ÇIKMAZI
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Subjects
Avrupa Birliği,Ulusal Çıkar,Göç,Ahlaki Değer,Güvenlik - Abstract
İnsan hakları, demokrasi, özgürlük gibi kavramlarınbeşiği olarak görülen, ahlaki değerleri ön planda tutan ve her fırsatta budeğerleri dile getiren Avrupa, son yıllarda söz konusu göç ve sığınmacılarolunca söylemleriyle çelişkili bir tutum izlemektedir. 2. Dünya Savaşı’ndansonra evrensel hukukun uygulayıcısı olarak görülen Avrupa, insan haklarınasaygıyı temel alarak ayrımcılık yasağını da yasal düzleme oturtmuş,sığınmacıların ve mültecilerin haklarını koruma ve statülerini tanıma yolunagitmiştir. 2000’li yıllardan itibaren ise Avrupa içine doğru kayan göç dalgası,artan terör olayları ve özellikle Arap Baharı sonrası yaşanan sığınmacı kriziAvrupa Birliği’nin göçe karşı daha temkinli, kendi içinde bireysel ve güvenlikodaklı bir yaklaşım göstermesine sebep olmuştur. Bu yaklaşım, AB’nin bireyeatfettiği önemin yeniden sorgulanmasına yol açmış, evrensel ahlaki normları birkenara bırakıp kendi ulusal çıkarlarına odaklanan bir AB görüntüsü yaratmıştır.Bu çalışmanın amacı, AB’nin göç konusunda göçmenlere karşı nasıl kapalı birpolitika izlediğine dikkat çekerek, kuruluş felsefesi ile çelişkili şekildeevrensel ahlaki değerleri ikinci plana atıp, kendi çıkarlarını nasıl üstüntuttuğunun vurgulanmasıdır.
- Published
- 2019
15. BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN SORUNLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Subjects
Social ,Sosyal ,Batı Trakya Türkleri,Yunanistan,Azınlık Hakları - Abstract
Batı Trakya Türklerinin Lozan BarışAntlaşması ile başlayıp, akabinde de uluslararası antlaşmalarla birlikte sahipolduğu bazı hak ve özerkliklere rağmen, bu günlerde Yunanistan Hükümeti çeşitlistratejik politikalarla uluslararası toplumu da arkasına almaya çalışarak BatıTrakyalı Türklerinin kazandığı kolektif hakları bireysel haklara indirgemeyeçalışmaktadır. Günümüzde Türkiye, kendi sınırlarıiçinde yaşayan Azınlıklarla ilgili bazı yasal düzenlemeler yapsa da, Yunanistandaha önceden yapılan uluslararası antlaşmalara riayet etmemekte ve Türk Azınlıklarıneğitim, din ve idari alanlarındaki haklarını korumaktan uzak politikalarsergilemektedir. Bu çerçevede eğitimkonusunda birçok Türk okulunun faaliyetine son verilmekte, Türklerin anadildeeğitim hakları ellerinden alınmaktadır. Yine siyasi ve dini temsil konusunda,Türklerin kurduğu siyasal partiler kapatılmakta, baraj uygulaması neticesinde BatıTrakyalı Türk vatandaşların milletvekili olmalarının önüne geçilmekte, seçilmişmüftüler yerine atanmış müftüler görev yapmaktadır. Ayrıca etnik kimlik bazındaYunanistan hükümeti Türklerin kimliğini tanımamakta, Türkçe isimleriyasaklamakta, Türklerin dernek ve sivil toplum örgütü kurma gibi örgütlenmehaklarını elinden almaktadır. Batı Trakya Türklerinin “vatandaşlık haklarını”kullanmaları açısından son zamanlarda olumlu adımlar atılmasına rağmen, “Azınlıkhakları”nın iyileştirilmesi konusunda yeterince somut politikalar üretilmediğigörülmüştür. Bu noktada gerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti gerekse Batı veuluslararası toplum, Batı Trakya Türklerinin seslerinin duyurulmasında yetersizkalmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Batı Trakya Türklerinin Lozan ve sonrasındakistatülerini vurgulayarak, Yunanistan’ın eğitim, din, siyasi/etnik kimlik gibikonularda Batı Trakya Türklerinin haklarını nasıl ihlal ettiğine açıklıkgetirmektir.
- Published
- 2019
16. 2011 sonrası Türkiye'ye gelen Suriyelilerin toplumsal uyum süreci ve sorunları: Aydın ilinde bir alan araştırması
- Author
-
Yilmaz, Eren Alper, Özer, Yunus Emre, and Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Kamu Yönetimi ,International migration ,Refugees ,Public Administration ,Sociology ,Emigrants ,Syrians ,Aydın ,Sosyoloji ,Social adjustment - Abstract
Bugünün küreselleşen dünyasında birçok kıtada yaşanan göç hareketleri, farklı sebeplere bağlı olarak son yıllarda artış göstermektedir. Gerek daha iyi yaşam koşullarına erişebilme isteği gibi gönüllülük esası, gerekse iç savaş ve şiddetin yaratmış olduğu zorunluluk durumu, göç olgusunun hızlanmasına zemin hazırlamıştır. Suriye'de 2010 yılının sonlarına doğru başlayan Arap Baharı da ülke içerisinde ciddi kaos ve kırılmalara sebep olmuş, bu çatışma ortamı 2011 yılından itibaren Suriye'den Türkiye'ye doğru ciddi bir göç dalgası yaratmıştır.Bu çalışmada, Aydın iline 2011 sonrası zorunlu olarak göç eden ve Türkiye Devleti tarafından `Geçici Koruma` statüsü verilen Suriyelilerin, bulundukları kente ve birlikte yaşadıkları topluma karşı algılarının tespit edilerek uyum süreçleri hakkında bilgi edinilmesi, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel sorunlarının tespit edilerek bu sorunlara bazı çözüm önerileri sunulması amaçlanmıştır. Çalışmada demografik, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik sorulardan oluşan bir anket formu geliştirilmiş, anketlerin cevaplandırılmasında `5'Li likert tipi ölçek`, `çoktan seçmeli sorular` ve `evet-hayırlı sorular` kullanılmış, sorular kapalı uçlu olarak hazırlanmıştır. Anket kapsamında kültürel ve dinsel anlamda Türklere duyulan yakınlığın derecesi, her hangi bir sözlü veya fiziksel tacize maruz bırakılma durumu, Aydınlı komşularla ilişkilerin seyri, T.C. vatandaşlığına geçme eğilimi, istihdam konusunda devlet ve özel sektörün verdiği desteğin boyutu, kira fiyatları gibi başlıklar bağlamında Suriyelilerin Aydın'a ne kadar entegre oldukları ve bu şehirde yaşamaktan mutlu olup olmadıkları analiz edilmiştir. Çalışmada Suriyelilerin Türkiye'ye göç etme sebepleri ve Türkiye'ye göç ettikten sonra burada kalmayı cazip hale getiren imkânlar da Aydın özelinde incelenmiştir. Bu çerçevede güvenlik, istihdam, Türklere kültürel yakınlık gibi faktörlerden hangilerinin göçün başlamasında ve göç ettikten sonra kalıcılığın sağlanmasında daha etkili olduğu incelenmiştir. Yapılan çalışma, Suriyelilerin yaşadıkları fiziksel koşullar göz önünde bulundurulduğunda uyum sürecinin yabancı bir toplumun algısı dahilinde nasıl ilerlediğini anlayabilmek, yeni bir ülkeye alışma safhasında yerlerinden edilmiş yabancıların bireysel veya toplu olarak ne gibi sorunlar yaşadıklarını tespit edebilmek, ayrıca uyum sürecinin uzun vadede daha sağlıklı yürütülebilmesi için karar alıcı ve uygulayıcı bazı aktörlere de fikir verebilmek açısından önem kazanmaktadır. In today's globalized world, migration movements being occurred in many continents have increased in recent years due to different reasons. State of necessity due to civil war and violence as well as the volunteerism such desire to achieve better living conditions has paved the way for the acceleration of the phenomenon of migration. Arab Spring, which began towards the end of 2010 in Syria, has caused serious chaos and break up in the country, so this conflict atmosphere has created a serious wave of immigration towards Turkey since 2011.In this study, it is aimed to gain knowledge about integration process of Syrians who necessarily migrated to Aydın city after 2011 and were given `temporary protection` status by Government of Turkey by determining their perception towards the society they live together and towards the city where they reside in. Also it is aimed to detect socio-economic and socio-cultural problems of Syrians and to find some solutions for these problems. In the study, a questionnaire form consisting of demographic, socio-cultural and socio-economic questions were developed, `5-point Likert scale`, `multiple-choice questions` and `yes-no questions` were used, also the questions were prepared as close-ended. Within the scope of the survey, depending on issues such as the degree of closeness to the Turks in the cultural and religious sense, the state of exposure to any verbal or physical harassment, the course of relations with their neighbors from Aydın, the tendency to accept Turkish citizenship, the size of the support provided by the state and private sector on employment and level of rent prices, it has been analyzed how much Syrians have integrated to Aydın and whether they are happy or not to live in this city.In the study, the reasons of migration by Syrians to Turkey and possibilities that make them stay here were examined specifically for Aydın. In this context, among some factors such as security, employment, cultural proximity to Turks, it was pointed out which of them became more effective in the start of migration and persistence after migration.Study gains importance in order to understand how integration process goes within the perception of a foreign community considering the physical conditions of the Syrians, to examine what kind of problems displaced people have individually or collectively in the phase for adaptation to a new country, also to give some ideas to decision-makers and decision-performers for carrying out integration process of foreigners better in the long run. 262
- Published
- 2019
17. Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Potansiyeli Ve Gelecek Hedefleri
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper and CAN ÖZİÇ, Hatice
- Subjects
Political Science ,Siyasi Bilimler ,Türkiye,Yenilenebilir Enerji,Sera Gaz Emisyonu,İklim - Abstract
One of the most crucial problems of the world in the21st century is secure energy supply. In the world where energy consumption hasincreased by 40% between 1990 and 2008, more than 80% of the world's energy issupplied from fossil fuels such as oil, coal and natural gas (WWF, 2011: 5).According to the International Energy Agency report, fossil fuels constituted82% of global energy consumption in 2013 (IEA, 2014). In this context, the rateof natural gas in energy consumption share is 25,8%, petroleum 35,8%, coal 19,4%(IEA, 2014). Transportation and treatment costs for gas and coal drillingexceeded 950 billion dollars as of 2013. While the Middle East countriesproduce more than 30% of the oil production, natural gas is produced by Caucasus and Asian countries,mainly the USA and Russia. In terms of coal production, Eastern Asia has asignificant production potential. Turkey is quite a suitable country in terms ofrenewable energy usage area and climatic conditions. According to some data of2015, Turkey's annual electricity consumption is 261 billion 783 millionkilowatt-hours (kWh). The productionrate of renewable energy in electric energy is approximately 30%. The goals setfor the year 2023 of Turkey are to meet 30% of the electricity demand fromrenewable energy sources. Within the framework of 2023 goals of Turkey, it'saimed to operate all of the hydroelectric energy potential of the country forelectricity production (around 36 GW), to increase the wind installed capacityto 20 GW, to reach a capacity of 600 MW for geothermal energy and to achieve asolar power of 3 GW. Looking at the aims involved in "Turkey'sNational Program for Adoption of the EU Acquis " notably Turkey's energy policies is seen tobe compatible with the global energy policies including EU's policies. Withinthe framework of the energy supply security, the primary goals in Turkey'senergy policy; to increase the share of renewable clean energy sources in energy supply, to increase energyefficiency, to follow an environmentally friendly energy policy by reducing theuse of fossil fuels and to increase the use of national natural resources byreducing energy dependency. The basic policy for this is; to increaseincentives for investors for the installation of clean energy sources and to makeclean energy as the main element of supply security. In this context, it shouldbe increased in prices and durations of purchase warrants in the sun and wind,incentives to support fossil fuels for electricity generation should be removedand legal legislation for renewable energy should be put into practice. All inall, Turkey should aim to make renewable energy accessible in terms of cost,time and quantity for consumers.
- Published
- 2018
18. UYUM TEORİLERİ ÇERÇEVESİNDE SURİYELİLERİN TÜRKİYE’YE ENTEGRASYON SÜRECİ
- Author
-
YILMAZ-, Eren Alper, primary
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
19. ULUSLARARASI BEYİN GÖÇÜ HAREKETLERİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE'DEKİ BEYİN GÖÇÜNÜN DURUMU.
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Subjects
NATURAL resources ,BRAIN drain ,LABOR supply ,DEVELOPING countries ,WESTERN countries ,SCHOLARSHIPS ,CULTURE shock ,DEVELOPED countries - Abstract
Copyright of EUL Journal of Social Sciences / LAÜ Sosyal Bilimler Dergisi is the property of EUL Journal of Social Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
20. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERE İNSANİ YARDIMLARI
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper, primary
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
21. TÜRKİYE’DEKİ KAMU POLİTİKALARININ SURİYELİ SIĞINMACILARIN UYUM SÜREÇLERİNE YANSIMALARI
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper, primary and ÜNAL, Serhan, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
22. DİSCUSSİONS ABOUT 'INTERNAL SECURİTY PACKAGE' İN TURKEY WİTHİN THE CONTEXT OF SECURİTY-FREEDOM BALANCE
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper, ÖZİÇ, Hatice, and AKBULUT, Ahmet
- Subjects
Social ,Security,Freedom,Internal Security Package,Turkey ,Güvenlik,Özgürlük,İç Güvenlik Paketi,Türkiye ,Sosyal - Abstract
21.yüzyılın kaotik ve istikrarsız yapısında suç oranlarının gün geçtikçe artması,terör olaylarının yaygınlaşarak küresel bir boyu kazanması, bunların yanı sıraiç savaşların yarattığı yıkımların meydana getirdiği boşluklar; devletlerin veuluslararası örgütlerin toplumsal huzuru sağlamak adına haklı olarak iç ve dışgüvenlik önlemlerini sıklaştırmasına sebep olmuştur. Son yollarda gerek ulusalgerekse uluslararası arenada koruyucu bir şemsiye haline gelen güvenlik kavramı ne kadar önem teşkilediyorsa, bireylerin taleplerinikendi serbest iradeleri ile elde ettikleri, çekirdek alanı oluşturan özgürlük olgusu da o derece elzemdir. Bubağlamda, bir taraftan içeriden gelebilecek tehditlere karşı güvenlik odaklıbir toplum yaratılması amaçlanırken, öte yandan bireysel özgürlükleringözetilmesi ve kişilerin temel hak ve hürriyetlerinin korunması gerekmektedir.Türkiye’de son dönemlerde uygulamaya konulan İç Güvenlik Paketi, özgürlük ve güvenlik arasındaki dengeninsağlanması adına dikkate değer bir örnek olarak görülebilir. Çalışmada, sondönemlerde başta Merkez Avrupa’da artan şiddet ve terör olaylarına karşı alınanuluslararası güvenlik tedbirlerine binaen, Türkiye’de de Güneydoğu’da yaşananistikrarsızlığın kontrol altına alınması amacı ile uygulanan iç güvenlik politikalarının,toplumsal huzur ve barışın sağlanması açısından son derece gerekli olduğu,fakat bu politikaların özgürlük-güvenlik dengesini bozmayacak şekildeuygulanmasının yerindeliği konu ile ilgili tartışmalar ışığında ele alınacaktır., In chaotic and unstable circumstances of the 21.century, states andinternational organizations have thicken internal and external securitymeasures up in order to provide social peace justifiably, due to the fact thatcrime rates have increased day by day, terror has been widespread and gained aglobal aspect, as well as gaps occurred as a result of destructions created bycivil wars. In recent years, as much as securityconcept taking a protective umbrella role in both national and global arena hasgained importance; freedomphenomenon, which compose core area and individuals are able to obtain requestswith their free will, has also significance. In this context, on one hand, itis aimed to be created security-oriented society against threats that could become from inside; one the other hand, individual freedoms should be lookedafter as well as basic rights and freedoms should be protected. Internal Security Package that has beenput into enforcement in Turkey recently might be seen as a notable issue inorder to ensure balance between security and freedom. In this study, within theframework of international security measures against rising violence andterrorism in Central Europe recently, it will be discussed that internalsecurity politics implemented with the aim of controlling the instability inthe Southeast of Turkey are so necessary in terms of providing social peace andstability. However, these security politics should be carried out in such a waythat security-freedom balance is not disrupted.
- Published
- 2016
23. I DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA İTİLAF DEVLETLERİTARAFINDAN UYGULANAN PROPAGANDA YÖNTEMLERİ
- Author
-
ÖZKAYA, YAKUP and YILMAZ, EREN ALPER
- Published
- 2014
24. Globalleşme sürecinde propaganda bağlamında uluslararası aktörlerin kullandıkları kamu diplomasisi yöntemleri: ABD örneği
- Author
-
Yilmaz, Eren Alper, Üste, Ahmet Nazmi, and Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Kamu Yönetimi ,Public diplomacy ,Public Administration ,Soft power ,Propaganda ,United States of America ,Globalization - Abstract
Karşı tarafı etki altına alma ve ikna etme amaçları güden propaganda, Antik Yunan ve Roma dönemlerinden günümüze kadar küreselleşmenin de etkisiyle gelişme kat ederek daha modern bir görünüm kazanmış, uluslararası arenada hükümetlerin yabancı kamuoylarını etkilemek için kullandıkları etkili bir silah haline gelmiştir. Kamu diplomasisinde hükümet dışı organlar da yardımcı aktör konumundaki yerlerini almış, ülkelerinin askeri ve ekonomik güç dışındaki değerlerini ön plana çıkararak pozitif algı yaratılmasında önemli rol oynamışlardır.Kamu diplomasisi çalışmaları özellikle tek kutuplu dünya düzenine geçilmesiyle birlikte etkisini artırmış, yabancı ülkelerin halkları üzerinde hayranlık duygusu yaratma hedefiyle başta Avrupa ülkeleri ve ABD gibi kültürel ve teknolojik gelişmelerin yaşandığı coğrafyalar tarafından uygulanmıştır. ABD de, Yeni Dünya Düzeni diye tabir edilen 1990 sonrası dönemde, uluslararası arenada tek başat güç olmasının verdiği avantajı iyi kullanmış, eğitimden kültüre, edebiyattan sinemaya kadar pek çok yumuşak güç unsurunu kamu diplomasisi politikalarında kullanarak dış kamuoyu nezdinde etkili olmaya çalışmıştır. 11 Eylül 2001 sonrası süreçte ise ABD, kamu diplomasisi faaliyetlerine yoğun olarak önem vermiş; Müslüman toplumlara karşı uygulanan askeri güç politikaları, hükümet liderleri tarafından kullanılan sert üsluplar ve uluslararası toplum tarafından maruz kalınan eleştiriler, ABD'yi yumuşak gücünü ön plana çıkarmaya itmiştir.Bu çalışma, küreselleşme döneminden günümüze kadar olan süreçte ABD'nin kamu diplomasisi faaliyetlerinin artılarını ve eksilerini değerlendirerek, Amerikan yumuşak gücünün dış kamuoyları üzerinde nasıl bir etki kapasitesi yarattığını ve ABD imajına ne şekilde yansıdığını inceleyecektir.Anahtar Kelimeler: Kamu Diplomasisi, Propaganda, Yumuşak Güç, ABD, Propaganda, which aims to influence and persuade people, has gained a more modern outlook by making progress with the effect of globalisation since the ancient Greek and Roman times until present, also has become an effective weapon in order to affect foreign public opinion by governments in international area. Moreover, non-governmental bodies have taken place as helpers besides governments in public diplomacy process and they have played an important role in terms of creating a positive perception emphasizing their values rather than military and economic power. Public diplomacy efforts increased its effect especially after unipolar world order and they were implemented by mainly regions in which cultural and technological developments occured such as European countries and the United States with the target of evoking admiration. In the New World Order, in post-Cold War period, the U.S. used the advantage positively originates from being a unique dominant power and it tried to be influential using soft powersuch as literature, cinema, education and culture on foreign public opinion. After11 September 2001 process, the U.S. has given importance to public diplomacy intensly; the U.S. has been pushed to bring its soft power into forefront due to militarist force against Muslim people, rigid discourses used by political leaders and critizations made by international community. This study examines what effect American soft power has created on foreing public opinions and how it has reflected the image of the U.S. by evaluating the pros and cons of the U.S. public diplomacy efforts since globalization process until present.Keywords: Public Diplomacy, Propaganda, Soft Power, the U.S. 183
- Published
- 2014
25. Küreselleşme Sürecinde Ulus-Devletin Rolü Ulus-Devletler Güçleniyor Mu? The Role Of The Natıon-States In Globalization Process Do The Nation States Gain Power?
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper, primary and AKBULUT, AHMET, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
26. GÜVENLİK ÖZGÜRLÜK DENGESİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE'DEKİ "İÇ GÜVENLİK PAKETİ" TARTIŞMALARI.
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper, CAN ÖZİÇ, Hatice, and AKBULUT, Ahmet
- Abstract
In chaotic and unstable circumstances of the 21.century, states and international organizations have thicken internal and external security measures up in order to provide social peace justifiably, due to the fact that crime rates have increased day by day, terror has been widespread and gained a global aspect, as well as gaps occurred as a result of destructions created by civil wars. In recent years, as much as security concept taking a protective umbrella role in both national and global arena has gained importance; freedom phenomenon, which compose core area and individuals are able to obtain requests with their free will, has also significance. In this context, on one hand, it is aimed to be created security-oriented society against threats that could be come from inside; one the other hand, individual freedoms should be looked after as well as basic rights and freedoms should be protected. Internal Security Package that has been put into enforcement in Turkey recently might be seen as a notable issue in order to ensure balance between security and freedom. In this study, within the framework of international security measures against rising violence and terrorism in Central Europe recently, it will be discussed that internal security politics implemented with the aim of controlling the instability in the Southeast of Turkey are so necessary in terms of providing social peace and stability. However, these security politics should be carried out in such a way that security-freedom balance is not disrupted. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2016
27. I.Dünya Savaşı Süresince İtilaf Devletleri Tarafından Uygulanan Propaganda Yöntemleri.
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper
- Abstract
International conjuncture created by Total War concept gave opportunity to states in order to establish psychological domination by manipulating thoughts and behaviours of target group without using force during the First World War. During the conditions of the period, considering that allied powers such as the UK, Russia and the United States are in more superior conditions than Central powers economically and technologically, it is possible to see high influence of propaganda. In this period, Allied powers highlighted the concepts such as heroism, courage and self- confidence in order to convince their own community to participate in war, by this way they could create a high level motivation in domestic public opinion. Posters, brochures and reports used can be seen as an important means of propaganda in this process. The other method is throwing declarations to the fronts in order to demoralize the enemy troops. In these declarations, it was pointed out poor economic and social politics of enemy states and the bad administration of government, Moreover, in international reports it was mentioned that Central Powers put pressure on societies from different religions and nationalities, so it was aimed to reduce the images of their enemies in the eyes of the world. In the study, propaganda methods, which were prepared and used by Allied Powers too often during the First World War, were analysed. Within this process, it was benefit from archives of General Staff, examined books and articles about war propaganda, achieved colourful propaganda posters belongs to war period from different web-sites. Depending on all these sources, it was pointed out how much propaganda became widespread and effective in conditions of that period. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
28. NİKARAGUA DİVAN KARARLARI IŞIĞINDA KUVVET KULLANMA VE MEŞRU MÜDAFAA SORUNU.
- Author
-
YILMAZ, Eren Alper and IRK, Orhan
- Abstract
According to Article 51 of UN Treaty, states' right to use force in the face of an attack within the framework of self-defense is recognized in international law. In Nicaragua Case that was conducted based on BM Treaty, the scope of self-defense was interpreted differently by International Court of Justice and the situations in which states gain the right to self-defense against "armed attack" were determined. The USA after-9/11 Bush Doctrine that came up with the so-called struggle against terrorism and weapons of mass destruction and made it easier to use force, differs both from Nicaragua Court decisions and UN Treaty, and it shows to what extent the rule of law could be stretched and capitalized on to the benefits of powerful states. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.