14 results on '"Sanli, Kerem Cem"'
Search Results
2. E-Ticaret Kanunu Değişiklikleri: Rekabeti Koruyor mu Yoksa Engelliyor mu?
- Author
-
SANLI, Kerem Cem and BAŞ, Kadir
- Abstract
Copyright of Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi is the property of Marmara University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. Rekabet Hukuku ve İktisadı Bağlamında Dar Platform EKM Koşulları
- Author
-
SANLI, Kerem Cem and DOĞAN, Cihan
- Subjects
Hukuk ,Platforms,MFN Clauses,Competition Law,Narrow MFN,Digital Markets ,Platform,EKM koşulu,Rekabet Hukuku,Dar EKM,Dijital Piyasalar ,Law - Abstract
Platform iş modelinin çevrimiçi ticaret içerisindeki yerinin artmasının önemli sonuçlarından biri de en çok kayrılan müşteri koşullarının piyasada yaygın bir şekilde kullanılmasıdır. Bu koşullar, esasen geleneksel piyasalarda da kullanılmaktadır. Fakat, çevrimiçi ticaretin ekonomik dinamikleri, bu koşulları dijital platformlar için önemli hâle getirmiştir. Geleneksel en çok kayrılan müşteri koşullarından farklı olarak, doğrudan tüketicinin alış fiyatına ilişkin bir sınırlama içeren platform en çok kayrılan müşteri koşulları, piyasada önemli etki göstermekte ve perakendeci, restoran ve oteller gibi ticari kullanıcıların şikâyetlerine sık sık konu olmaktadır. Bunun sonucu olarak platform en çok kayrılan müşteri koşulları, son yıllarda rekabet otoriteleri tarafından inceleme konusu olmuş ve bazı şartlar altında bu koşullara rekabeti sınırlayıcı olduğu gerekçesiyle müdahale edilmiştir. Verilen kararlar incelendiği zaman, en çok kayrılan müşteri koşullarının, dar ve geniş olmak üzere iki başlık altında incelendiği ve daha ziyade geniş en çok kayrılan müşteri koşullarının (piyasa gücünün de varlığına bağlı olarak) yasaklandığı görülmektedir. Öte yandan, dar en çok kayrılan müşteri olarak adlandırılan sözleşme hükümleri ise çoğunlukla hukuka uygun görülmektedir. Ne var ki muhtelif bazı koşullar altında, dar en çok kayrılan müşteri koşulu da piyasadaki rekabet ortamına zarar verebilir. Bu durum özellikle, lehine dar en çok kayrılan müşteri koşulu kabul edilen platformun piyasa gücünün bulunması, doğrudan kanalın tüketiciler için önemli bir alternatif olduğu kurgularda söz konusu olur., Digital platforms have become significant for the operation of the global economy, as they bring numerous benefits for consumers and undertakings, but the widespread use of most favored nation (MFN) clauses in e-commerce poses important challenges for policymakers. Ordinarily, such clauses have been implemented in traditional industries; however, the economic dynamics of e-commerce have made these clauses a cornerstone for digital platforms, as they enable platforms to adhere to competitive price guarantees. Unlike traditional MFN clauses, platform MFN clauses, which include restrictions on consumer purchase price, have a significant restrictive impact on the market and are often the subject of complaints from commercial users, such as retailers, restaurants, and hotels. Thus, platform MFN clauses have been the subject of scrutiny by competition authorities in recent years, and under some conditions, these clauses have been found problematic. MFN clauses are examined under narrow and wide headings, and primarily wide MFN clauses (depending on the existence of market power) are prohibited. Nevertheless, narrow MFN clauses are considered legal; however, under certain conditions, narrow MFN clauses may also harm the competitive environment in the market. This is particularly the case for scenarios of high market power of the platform for which the narrow MFN clause is accepted, and the direct channel serves as an important alternative for consumers. This study aims to examine the conditions under which such clauses can pose competition law risks and to distinguish scenarios in which the competition law interference of narrow MFN clauses is likely.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. The Legal Structure of Competition Policy in Turkey
- Author
-
Sanli, Kerem Cem, Ardiyok, Sahin, Çetin, Tamer, editor, and Oğuz, Fuat, editor
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
5. The Legal Structure of Competition Policy in Turkey
- Author
-
Sanli, Kerem Cem, primary and Ardiyok, Sahin, additional
- Published
- 2010
- Full Text
- View/download PDF
6. Turkey's New E-Commerce Law: A Draconian Regulation of Digital Platforms.
- Author
-
Sanli, Kerem Cem
- Subjects
DIGITAL technology ,ELECTRONIC commerce laws ,ELECTRONIC commerce ,ECONOMIC liberty ,MARKETING ,INTELLECTUAL property ,OPERATING costs - Abstract
Turkey has recently implemented a new e-commerce law aimed at regulating digital platforms. The law includes provisions to address monopolization and promote competition in digital markets. However, upon closer examination, it appears that the law may prioritize protecting competitors over consumer welfare and serve as a tool for state control. The law imposes unconventional obligations on digital platforms, such as prohibiting the sale of private label products and imposing restrictions on advertising and discount budgets. These provisions may have social costs and raise concerns from a competition policy perspective. Additionally, the law imposes annual license fees on platforms, which may increase operational costs and hinder economic growth. Overall, the law's obligations are disproportionate, burdensome, and potentially anticompetitive, and may set a precedent for other jurisdictions. [Extracted from the article]
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
7. GÜNCEL YARGI TATBİKATI IŞIĞINDA REKABET KURULU'NUN 12 BANKA KARARI ÜZERİNE AÇILAN TAZMİNAT DAVALARI BAĞLAMINDA AMPİRİK BİR İNCELEME.
- Author
-
SANLI, Kerem Cem, KESİCİ, Buğra, and DOĞAN, Cihan
- Abstract
Following the Turkish Competition Board's 12 banks decision where the Board imposed an administrative monetary fines on 12 banks active in Turkey for colluding in the markets for savings, credits and credit cards, actions for damages arising from the competition law infringements which had a limited application under Turkish competition law practice, reached to an important scale. This is also proven by the statistical numbers. However, the Board's adoption of single and continuous infringement concept -that is also accepted by the competition law literaturedisregarding its effects on the actions for damages, leads to legally problematic approaches associated with the unlawfulness and damages element of the liability. The decisions of the courts and opinions in the legal literature result in divergences concerning the content of the Board's decision and the nature of this special liability concept. This divergence in opinions is also followed by the information pollution in this important subject. In this study, in an effort to provide a better understanding of the general framework of the problematic areas of this special liability concept and the process of the Turkish judicial application, an assessment on the important decisions of courts of first instance, district courts and the court of appeal rendered following the Board's 12 Banks Decision will be provided. In this regard, due to its correlation with other issues, the type of liability arising from the competition law infringements together with the procedural and substantive legal issues will be evaluated in a detailed manner. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2018
8. Rekabetin korunması hakkında kanunda öngörülen yasaklayıcı hükümler ve bu hükümlere aykırı sözleşme ve teşebbüs birliği kararlarının geçersizliği
- Author
-
Sanli, Kerem Cem, BGürzumar, Osman, Özel Hukuk Anabilim Dalı, Gürzumar, Osman Berat, and Diğer
- Subjects
Hukuk ,Kamu Yönetimi ,Public Administration ,Rekabet ,Özel Hukuk ,Law on Protection of Competition ,Competence Law ,Law - Abstract
Piyasa ekonomisi sisteminin temelini, "rekabet" kavramı oluşturur. Piyasa sisteminin etkin bir şekilde işlemesi ve kendisinden beklenen yararları gerçekleştirmesi, ancak piyasalarda rekabet ortamının yaratılması halinde mümkün olabilir. Bu ise, rekabetin kendi kendini tahrip eden özelliği karşısında, ancak rekabetin hukuken korunması suretiyle sağlanabilir. İşte bu amaçla öngörülen Rekabet Hukuku da, piyasadaki rekabeti koruyan ve teşvik eden düzenlemeler içerir. Rekabet Hukuku, piyasa ekonomisinin hukuki alt yapısı ve güvencesi sayılır. Rekabet Hukuku, piyasa ekonomisini benimsemiş olan ülkelerde uzun yıllardan beri uygulanıyor olmasına karşılık, ülkemizde bu hukukun uygulamaya konması oldukça yenidir. Bu nedenle, henüz, ne bu hukukun muhatabı olacak olan teşebbüslerin, ne de bu hukuku uygulayacak olan hukukçuların, konuya tam anlamıyla vakıf oldukları söylenemez. Oysa Rekabet Hukukunun iktisadi hayat açısından gösterdiği önem ve uygulanma alanının genişliği dikkate alındığında, bunun önemli bir eksiklik olduğu söylenebilir. Hatta Kanun'da yer alan hükümler incelendiğinde, bu eksikliğin aynı zamanda tehlikeli sonuçlara da yol açabileceği iddia edilebilir. Zira Kanun, yaygın olarak uygulanabilirliği dışında, oldukça etkin ve caydırıcı yaptırımlar içermektedir. Üstelik bu yaptırımların sadece İdare Hukuku değil, aynı zamanda Özel Hukuk boyutu bulunmakta ve bunların kendiliğinden uygulanabilme özellikleri, ticari yaşam ve hukuk güvenliği açısından potansiyel tehdit oluşturmaktadır. Dolayısıyla, Rekabet Hukukundan doğan yükümlülüklerin ve bu yükümlülüklere aykırı davranmanın hukuki sonuçlarının bilinmesi, büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, Kanun'da yer alan yasaklayıcı hükümlerin kavramsal çerçevesinin çizilmesi ve bu yasaklayıcı hükümlere aykırı hukuki işlemlerin tabi olacağı geçersizlik yaptırımının tespit edilmesidir. Dolayısıyla çalışmamızın, Rekabet Hukuku, ve Özel Hukuku temel alan iki boyutunun bulunduğu söylenebilir. İnceleme, esas itibarıyla Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve buna dayanılarak çıkarılan mevzuat çerçevesinde yapılacak olmakla birlikte, özellikle Rekabet Hukuku boyutuna ilişkin yeterli bilgi birikimi ve uygulamanın bulunmaması, mehaz teşkil eden Avrupa Birliği Hukukundan faydalanılmasını zorunlu kılmaktadır. Tezimiz üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, biri genel anlamıyla Rekabet Hukukunu, diğeri ise, Türk Hukuku bağlamında Rekabet Hukukunu inceleyen iki kısımdan ibarettir. İlk kısımda, hukukumuz açısından yeni bir hukuk dalı olduğu göz önünde tutularak, Rekabet Hukuku ile ilgili bazı genel açıklamalarda bulunulmuş ve özellikle, Rekabet Hukukunun genel hukuk içerisindeki yerinin ve Özel Hukukla olan münasebetinin açıklanmasına çalışılmıştır. İkinci kısımda ise, değerlendirmeler ağırlıklı olarak iç hukuk çerçevesinde yapılmış ve Türk Hukuku açısından Rekabet Hukukunun neyi ifade ettiği, hangi alana ilişkin kurallar öngördüğü irdelenmiştir. İkinci bölüm, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da öngörülen maddi anlamda yasaklayıcı rekabet kurallarını konu almaktadır. Rekabet Hukukunun esası olduğunu söyleyebileceğimiz bu bölümde, Kanun'da yer alan yasaklayıcı hükümler sırasıyla açıklanmakta; daha doğru bir deyimle, yorumlanmaktadır. Hemen belirtelim ki, burada yasaklayıcı hükümler, uygulama değil, kavramsal boyutlarıyla ele alınmakta ve bu hükümlerin, Kanun'un ruhu ve Avrupa Birliği Hukuku uygulamasında geliştirilen ilkeler ışığında yorumlanmasına çalışılmaktadır. Fakat bu yapılırken, sadece meselenin teorik ve kavramsal boyutu ile yetinilmemiş ve uygulamada karşılaşılması muhtemel bir takım sorunlara da işaret edilmiştir. Ayrı bir inceleme konusu teşkil eden, Rekabet Hukuku ile Fikri/Sınai Hukukun kesişme alanı ise, tamamen tezimizin kapsamı dışında bırakılmıştır Üçüncü bölümde ise, yasaklayıcı hükümlere aykırı hukuki işlemlerin tabi olduğu geçersizlik yaptırımı ele alınmaktadır. Kanun, rekabet yasaklarına aykırı eylem ve işlemleri esasen idari bir takım yaptırımlara tabi tutmuştur. Bununla birlikte, Rekabet Hukukunun Özel Hukuka ait yönü, bu yasakların ihlal edilmesi halinde, Özel Hukuka ait neticelerin doğmasını da kaçınılmaz hale getirmektedir. Bu özel hukuk neticelerinin en önemli ve etkili olanı, kanımızca geçersizlik yaptırımıdır. Özellikle yasaklayıcı hükümlerin kapsamına girebilecek hukuki işlemlerin çeşitliliği ve yaygınlığı göz önünde tutulursa, bu yaptırımın ne derece önemli olduğu kendiliğinden anlaşılacaktır. Ayrıca, Kanun'da geçersizlik yaptırımının açık ve sistemli bir şekilde düzenlenmemiş olması ve düzenlemenin bir takım eksiklikler içermesi, geçersizliğe ilişkin olarak yapılacak incelemenin önemini artırmaktadır.
- Published
- 1999
9. Haksız fiil hukukunun ekonomik analizi hukuk ve ekonomi öğretisi
- Author
-
Sanlı, Kerem Cem and Sanlı, Kerem Cem
- Subjects
- Compensation (Law)--Turkey, Tazminat (Hukuk)--Türkiye
- Published
- 2007
10. REKABET KURUMUNUN CEZA YÖNETMELİĞİ TASLAĞI: HUKUK VE EKONOMİ PERSPEKTİFİNDEN BİR DEĞERLENDİRME.
- Author
-
SANLI, Kerem Cem
- Subjects
ECONOMIC competition ,FINES (Penalties) ,ECONOMIC conditions in Turkey ,PROFIT ,TWENTY-first century ,ECONOMIC policy - Abstract
Copyright of Competition Journal / Rekabet Dergisi is the property of Turkish Competition Authority and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2014
11. REKABET HUKUKU VE ÖZEL HUKUK AÇISINDAN AKARYAKIT DAğITIM SÖZLEŞMELERİ II: GELİNEN NOKTA, SORUNLAR VE DEğERLENDİRMELER.
- Author
-
SANLI, Kerem Cem
- Published
- 2010
12. CEZA YÖNETMELİĞİ'NİN GEÇMİŞ DÖNEM KARTEL KARARLARINA UYGULANMASI VE YENİ DÖNEME DAİR BAZI ÇIKARIMLAR.
- Author
-
SANLI, Kerem Cem
- Published
- 2009
13. REKABET HUKUKU VE ÖZEL HUKUK AÇISINDAN AKARYAKIT DAĞITIM SÖZLEŞMELERİ II: GELİNEN NOKTA, SORUNLAR VE DEĞERLENDİRMELER
- Author
-
SANLI, Kerem Cem
- Subjects
Akaryakıt,Bayilik,İntifa,Geçersizlik,Sebepsiz Zenginleşme ,Fuel,Distribution,Rights in Rem,Nullity,Unjust Enrichment - Abstract
Akaryakıt dağıtım piyasasındaki dikey ilişkiler bir süreden beri Rekabet Kurumu’nu meşgul etmektedir. Genellikle 15 sene süreli intifa ve 5 sene süreli bayilik sözleşmelerinden oluşan dikey ilişkinin ihtilaf konusu yapılmasının temel nedeni, bayinin sağlayıcı olan dağıtım şirketine ekonomik açıdan bağlanmasıdır. Ekonomik tabiiyet sorunu olarak adlandırabileceğimiz bu sorun, esas itibarla taraflar arasındaki bir özel hukuk sorunudur. Fakat rekabet etmeme yükümlülüğü içeren sözleşmenin, intifa sözleşmesi nedeniyle fiilen 5 seneden uzun olması, bunu aynı zamanda bir Rekabet Hukuku sorunu haline getirmekte ve özellikle bayiler Rekabet Hukukunu manivela olarak kullanmaktadırlar. Rekabet Kurulu yakın dönemde verdiği kararlar ile içtihat değişikliğine gitmiş ve intifa sözleşmelerinin de Rekabet Hukuku kapsamında olduğunu belirtmiştir. Bunun sonucu olarak, bu dikey ilişkilerin grup muafiyetinden yararlanmaları için azami 5 sene olarak akdedilmeleri gerekmektedir. Pek çok sözleşme ise, 18.9.2010 tarihinden itibaren grup muafiyeti kapsamı dışında kalacak ve geçersizlik riskine muhatap olacaktır. İşte bu makalenin konusu da, bu sorunun özel hukuk ve Rekabet Hukuku açısından incelenmesidir. Bu bağlamda, mevcut hukuki durum açıklandıktan sonra, sözleşmelerin süresinden önce sona ermesine bağlı olarak ortaya çıkan geçersizlik ve sebepsiz zenginleşme gibi sorunlar ele alınacak ve gelecek dönem hakkında değerlendirmeler yapılacaktır, The problems stemming from the vertical relations in fuel distribution market have been prepossessed the agenda of the Turkish Competition Authority for sometime. The reason why these relations have been a subject matter of an intense legal dispute has to do with the problem of economic subordination of dealers to fuel suppliers/distributors. In this unique vertical relation, the supplier first acquires the usufructs rights in property with a contract in rem for 15 years and then appoints the owner as his dealer in the same property with a 5 year dealership contract. In effect, the duration of this vertical relation is determined by the duration of usufructs right given that the dealer has no viable economic option to terminate the dealership contract. The legal disputes stemming from these relations have a predominantly private law character. However, 15 years duration coupled with non-competition clauses in dealership contracts converts these disputes to a competition law issue as well. Accordingly the dealers use competition law as a leverage in their private law conflicts. The Competition Board recently changed its opinion in this issue and began to apply the Competition Law prohibitions to usufructs contracts which had been previously considered solely as a private law matter. Resulting from this new case law, duration of both these contracts should be limited with five years maximum in order to benefit from the block exemption Regulation. The contracts which are currently in effect will be uncovered from the Regulation and exposed to the nullity risk unless they are revised until 18.9.2010, the deadline which is designated by the Competition Board
14. REKABET KURUMUNUN CEZA YÖNETMELİĞİ TASLAĞI: HUKUK VE EKONOMİ PERSPEKTİFİNDEN BİR DEĞERLENDİRME
- Author
-
SANLI, Kerem Cem
- Subjects
Competition Law,Turkish Competition Authority,Enforcement Policy ,Rekabet Hukuku,Rekabet Kurumu,Yaptırım Politikası,Ceza - Abstract
Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Teşebbüs Birliği Kararları ile Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik, 2009 yılından bu yana uygulanıyor olmasına rağmen, Türk Rekabet Hukuku uygulamasında ciddi bazı tartışmalara yol açmıştır. Yönetmelik, yaptırım politikasında caydırıcılık yaratmak ve tutarlılığı sağlamak üzere, aslında oldukça iyi niyetlerle yürürlüğe girmiştir. Fakat büyük ölçüde Rekabet Kurulunun tutarlı olmayan yorumu yüzünden, bu amaçların sağlanamayacağı kısa sürede ortaya çıkmıştır. Bu durumda, yeni bir Yönetmelik ihtiyacı ortaya çıkmıştır ve incelediğimiz yönetmelik değişikliği taslağı da işte böyle bir arka plan içerisinde hazırlanmıştır. Bu metin önemli değişiklikler içermektedir. Temel değişiklik teşebbüs cirosunun değil; teşebbüsün ihlalle ilişkili piyasadaki cirosunun esas alınacak olmasıdır. Yeni düzenlemeye göre, Rekabet Kurulu ihlalle ilgili piyasada teşebbüs tarafından elde edilen cironun %30’una kadar ceza vermeye yetkilidir ve ihlalin ağırlığı ceza oranının takdirinde temel faktör olarak belirlenmiştir. Ağır ihlaller için de üst eşiğe yakın orandan ceza verilmesi esası benimsenmiştir. Bu politika değişikliği iki açıdan isabetlidir: Optimal caydırıcılık ve hukuki ihtiyaç. İlgili piyasa cirosu, ihlalden elde edilen kâr ilgili piyasadan elde edildiğine göre, cezanın belirlenmesinde daha doğru referans noktasıdır. İkinci olarak, mevcut Yönetmelik’in temel sorununun teşebbüs cirosu olduğu dikkate alınırsa, ihlalle ilişkili piyasanın referans alınması muhtemelen daha tutarlı bir uygulamayı beraberinde getirecektir, The Fine Regulation has been in force since 2009 and despite its short history, it has given rise to controversies in Turkish Competition Law doctrine. Yet the Regulation was enacted with good intentions: To increase the deterrence and create consistency in fining practice. However, it has soon become clear that these aims weren’t attainable mainly due to Competition Board’s unpredictable interpretation. Hence a need for a new legislation has emerged. The Draft Fine Regulation’s preparation has this background. The Draft has brought drastic changes in method for setting fines. The main change is that the market turnover is taken as a proxy for calculating fines. According to the Draft, the Competition Board has an authority to determine up to %30 of the undertaking’s turnover in relevant market. For severe infringements upper bound of %30 will be taken as a baseline. This change seems to be correct on two grounds: optimal deterrence and legal necessity. Market turnover is a better proxy for setting fines from economic perspective considering that the profit is accumulated from the relevant market. Secondly, taking market turnover criterion as a main reference will likely bring consistent implementation, given that unpredictability stems from the current “undertaking’s turnover” criterion
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.