Öğretmenlerin mesleki kimlikleri belirli özelliklere göre sınıflandırılarak mesleki kimlik tipolojileri ortaya çıkmıştır. Mesleki kimlik tipolojisi, bireylerin mesleki anlamda sahip oldukları özelliklerin benzerlikleri ve diğerlerinden farklılıklarına dayalı olarak yapılan kimlik sınıflamasıdır (Sachs, 2005). Beijaard vd. (2000) konu uzmanı, pedagojik uzman, didaktik uzman, uzmanlıklar arası denge kurabilen ve iki uzmanlık alanında yüksek puan alanlar olarak beş farklı öğretmen kimlik tipolojisi belirlemiştir. Atik (2022) öğretmenlerin; teknisyen, sosyal, entelektüel ve eleştirel olarak dört farklı tipolojiye ayrıldığını belirtmiştir. Öğretmenlerin mesleki kimlik tipolojileri incelendiğinde öğretim programına bağlı kalma davranışlarına ilişkin kimlik göstergelerinin bulunduğu görülmektedir. Tasarlanan öğretim programının öğretmen ve diğer paydaşlar tarafından aslına bağlı kalınarak hayata geçirilmesi beklenmektedir (Bümen vd., 2014). Programa bağlılığı sağlamak için öğretmenlere tek bir program verilmesine karşın uygulamada farklılıklar gözlenmektedir (Songer ve Gotwals, 2005). Farklı öğretmen özellikleri, öğretim programlarının benimsenip benimsenmeyeceğinin belirleyici unsurudur (Bümen vd., 2014). Bununla birlikte öğretmenlik mesleki kimlik tipolojileri de programa bağlılığı etkileyebilmektedir. Teknisyen öğretmenler öğretim programlarını uygulayan; entelektüel kimliğe sahip öğretmenler ise yeniliğe açık ve öğretim programlarının dışına çıkarak faydalı olduğuna inanılan bilgileri paylaşanlardır (Atik, 2022). Öğretmenlerin mesleki kimlik tipolojilerinden yola çıkarak teknisyen, sosyal, eleştirel ve entelektüel öğretmen kimliğine sahip öğretmenlerin programa bağlılıklarının ne düzeyde olduğu, mesleki kimlik tipolojisinin farklılaşmasının öğretim programlarına bağlılığa olan etkisinin nasıl olduğu ortaya çıkarılarak alanyazına katkı sağlanacağı düşünülmektedir. Bu amaç kapsamında aşağıda yer alan araştırma sorularına cevap aranmaktadır: (1) Sınıf öğretmenlerinin mesleki kimlik tipolojileri dağılımı nasıldır? (2) Sınıf öğretmenlerinin mesleki kimlik tipolojilerinin öğretim programlarına bağlılıklarını yordama düzeyi nedir? Yöntem: Sınıf öğretmenlerinin mesleki kimlik tipolojileri ile öğretim programlarına bağlılıkları arasındaki yordamsal ilişkinin belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmaya başlamadan önce Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Etik Kurulunun 2022-105 sayılı kararı ile etik kurul onayı alınmıştır. Araştırmanın evrenini Muğla ilinde görev yapan 2142 sınıf öğretmeni, örneklemini ise okulların hizmet alanlarına göre tabakalı örnekleme yöntemi ile seçilen 354 sınıf öğretmeni oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Öğretmenlerin Mesleki Kimlik Tipolojileri Ölçeği ve Öğretim Programına Bağlılık Ölçeği ile yüz yüze toplanmıştır. Veriler, kümeleme analizi ve çoklu regresyon analizi ile çözümlenmiştir. Bulgular: Çalışmadan elde edilen bulgulara göre sınıf öğretmenlerinin %33.4’ünün eleştirel, %25.3’ünün entelektüel, %23.8’inin sosyal, %17.5’inin teknisyen kimliğe sahip oldukları belirlenmiştir. Sınıf öğretmenlerin mesleki kimlik tipolojilerinin öğretim programlarına bağlılıklarını yordama düzeyinin incelenmesi amacıyla yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre entelektüel ve teknisyen öğretmen kimliği öğretim programına bağlılığı pozitif ve anlamlı olarak yordamaktadır. Buna karşın sosyal ve eleştirel öğretmen kimliği, öğretim programına bağlılığı yordamamaktadır. Sınıf öğretmenlerinin öğretim programlarına bağlılıklarına ilişkin toplam varyansın %22.6’sı öğretmenlerin mesleki kimlik tipolojisi ve demografik değişkenler ile açıklanmaktadır. Tartışma, Sonuç ve Öneriler: Araştırmada, sınıf öğretmenlerinin mesleki kimlik tipolojilerinin dağılımı ve mesleki kimlik tipolojilerinin öğretim programına bağlılıklarını yordama düzeyi belirlenmiştir. Sınıf öğretmenlerinin en baskın eleştirel daha sonra sırasıyla entelektüel, sosyal ve teknisyen mesleki kimlik tipolojisine sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Atik (2022) tarafından yapılan çalışmada, öğretmenlerin en fazla entelektüel, en az teknisyen öğretmen kimliğine sahip olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmada öğretmenlerin en az teknisyen öğretmen kimliğine sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye’deki programların merkezi olması nedeniyle tüm okullarda uygulanması gereği göz önünde bulundurulduğunda öğretmenlerin genellikle teknisyen mesleki kimlik tipolojisine sahip olmaları beklenmektedir. 1980’li yıllardan beri uygulanan neoliberal politikaların sonucu olarak eğitim sisteminde yaşanan dönüşümlerden öğretmenler de etkilenmiş ve öğretmenlerin mesleki kimliği yeniden tanımlanmıştır. Öğretmen, performans değerlendirmesi ile piyasa ölçütlerinde verimlilik esasına göre çalışması gereken bir uygulayıcı, okul müdürleri de işletme yöneticisi olarak algılanmıştır. Öğrenme ise en iyi standardize testlerle ölçülen çıktı olarak kabul edilmiştir (Şimşek, 2018). Bu bağlamda öğretmenlerden küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda hizmet etmesi istenmiş pasif bir rol üstlenen teknisyen öğretmen kimliğini benimsemeleri beklenmiştir. Teknisyen olarak biçimlendirilen öğretmen, düşünmekten çok yapmaya yönlendirilmiştir. Ancak araştırmaya katılan öğretmenlerin kendilerini eleştirel öğretmen olarak ifade ettikleri görülmüştür. Türkiye’de yapılandırmacı kuramın etkisiyle öğrenci merkezli eğitimin benimsenmesi, öğretmenin konumu açısından önemli bir dönüm noktası haline gelmiştir. Bilginin ana kaynağı olarak öğretmenin görevi öğrencinin öğrenmesine rehberlik etmek şeklinde dönüşüm sağlamıştır. Yeni öğrenme ortamı, yeni öğrenen, yeni öğretim programı anlayışı öğretmenlik mesleğinde de bir dizi değişim ve dönüşümü kaçınılmaz kılmıştır. Teknolojinin gelişmesi ve dijitalleşme çağı ile öğretmenin geleneksel, öğretici ve teknisyen rolü zayıflamaya başlamıştır. Yıldız (2017), eğitim sisteminde gerçekleştirilen çeşitli uygulamalar nedeniyle neoliberal politikalar etkisinde gelişen sınava hazırlayıcı teknisyen öğretmen tipolojisinin bugünün öğretmen tipolojisini yansıtmada yeterli olmadığını ifade etmiştir. Öğretmenlik, önceden belirlenen standartların uygulanmasından çok içinde bulunulan ortam ve şartlara göre yaratıcı ve eleştirel düşünmeyi gerektiren bir süreç olarak düşünülmelidir. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin mesleki kimlik tipolojilerinin öğretmenlerin öğretim programına bağlılıklarını yordadığı anlaşılmıştır. Teknisyen ve entelektüel öğretmen kimliğinin öğretim programına bağlılığın anlamlı bir şekilde yordadığı, sosyal ve eleştirel kimliğin anlamlı yordamadığı anlaşılmıştır. Sach’a (2005) göre teknisyen öğretmenlerin öncelikli rolü, bilgi aktarmak ve öğretim programını belirlenen süre içinde tamamlamaktır. Entelektüel kimliğe sahip öğretmenler, entelektüel birikim için öğretim programına bağlı kalmanın yanı sıra farklı etkinliklere yer veren öğretmenlerdir. Sosyal ve eleştirel kimliğe sahip öğretmenlerin ise öğretim programına bağlılıklarının düşük düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Atik (2022) tarafından yapılan çalışmada, sosyal kimliğe sahip öğretmenler plana çok sadık kalmadıklarını, çocuk merkezli çalıştıklarını, eğitim akışını çocuğa göre yönlendirdiklerini ve voleybol, futbol, satranç, dama oynayan sosyal çocuklar yetiştirdiklerini belirtmişlerdir. Bu durum öğrencilerinin sosyal gelişimlerine önem veren, eğitim-öğretime katkı sağlayacak gezi, spor gibi etkinlikler düzenleyen; eşitlik, demokrasi gibi evrensel değerleri kazanmaları için çabalayan sosyal kimliğe sahip öğretmenler için olağan sonuçtur. Sınıf öğretmenlerinin öğretim programlarına bağlılıklarının %22.6’lık kısmını mesleki kimlik tipolojilerinin açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır. Başka hangi öğretmen özelliklerinin öğretim programına bağlılığı yordadığına ilişkin araştırmalar yapılabilir. Eğitim fakültelerinde, öğretmen adaylarının yetiştirildiği lisans programlarının geliştirilmesi sürecinde öğretmenlerin mesleki kimlikleri ve onu etkileyen etmenlerin dikkate alınmasının, daha etkili öğretmen yetiştirme programlarının hazırlanmasında etkili olacağı düşünülmektedir. Geliştirilen bu programlarda duyuşsal alan eğitimine önem verilmesinin, öğretmen adaylarının hizmet öncesinden itibaren olumlu bir mesleki kimlik geliştirmelerini sağlayacağı düşünülmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]