32 results on '"Horozcu, Ümit"'
Search Results
2. Başkası Merkezli Dışsallık Ölçeği (Bmdö)’nin Geliştirilmesi: Güvenirlik ve Geçerlik Çalışması
- Author
-
Horozcu, Ümit, primary and Güneş, Ahmet Celalettin, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
3. İLAHİYATÇILARA YÖNELİK ALGI ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ GÜVENİRLİK VE GEÇERLİK ÇALIŞMASI
- Author
-
HOROZCU, Ümit
- Subjects
Faculty of Theology,Theologians,Perception,Scale,Validity,Reliability ,İlahiyat,İlahiyatçı,Algı,Ölçek,Geçerlik,Güvenirlik - Abstract
In this study Scale of Perception About Theologians’s (SPAT) reliabilityand validity analyses are presented. SPAT has been developed inorder to determine the perspectives of people to the theology facultyteachers, students and alumni. Two main applications were carriedout in the study except the pretests. The data of the first study on519 people over the age of 18 were subjected to factor analysis andas a result a 5-item two-dimensional scale structure was obtained.The obtained 15-item and 2-sub-dimensional structure weresubjected to confirmatory factor analysis. This second study wasperformed on 198 adults over 18 years of age. By the confirmatoryfactor analysis, the following fit scores were obtained: X2 / df =2.61, RMSEA = 0.079, RMR = 0.054, NFI = 0.95, NNFI = 0.96, CFI= 0.97, IFI = .97, RMR = 0.078, SRMR = 0.054 ve GFI = 0.89. The reliability coefficients of the scale (Cronbach’s Alpha) were .862for the first sub-dimension, .865 for the second sub-dimension and.905 for the whole scale. And the correlation between the two subdimensions(Pearson Correlation) is .62. The values revealed showthat the SPAT is a highly reliable and valid scale., Bu makalede İlahiyatçılara Yönelik Algı Ölçeği’nin (İYAÖ) geliştirilmesineve geçerlik-güvenirlik analizine ilişkin bulgulara yer verilmektedir.Çalışmada ön testlerin dışında iki ana uygulama gerçekleştirilmiştir.18 yaş üstü 519 yetişkinle yapılan ilk çalışmanınverileri üzerinde yapılan faktör analizi sonucunda 15 maddeli 2faktörlü bir ölçek yapısı elde edilmiştir. Bu ölçek yapısı, yine 18 yaşüstü 198 yetişkin üzerinde gerçekleştirilen ikinci çalışmanın verileriile doğrulayıcı faktör analizine tabi tutulmuştur. Ölçeğin geçerliğinibelirlemek üzere yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonucundaX2 /df = 2.61, RMSEA= 0.079, NFI = 0.95, NNFI = 0.96, CFI = 0.97, IFI= .97, RMR = 0.078, SRMR = 0.054 ve GFI = 0.89 şeklindeki uyumskorları elde edilmiştir. 15 madde ve 2 faktörlü yapıdaki ölçeğinbütünü için güvenirlik katsayısı (Cronbach’s Alpha) .905, birincifaktör için .862 ve ikinci faktör için .865’tir. İki faktör arasındaki korelasyon(Pearson Correlation) ise .62 olarak tespit edilmiştir. Eldeedilen değerler İYAÖ’nün güvenilir ve geçerli bir ölçek olduğunugöstermektedir.
- Published
- 2019
4. RELIGIOS BELIEF SCALE FOR ADULTS: THE STUDY OF RELIABILITY AND VALIDITY
- Author
-
HOROZCU, Ümit and DEMİR, Zühre
- Subjects
Religion,Religious Beliefs,Religious Doubt,Scale ,Din,Dindarlık,Dinî İnanç,Dinî şüphe,Ölçek - Abstract
Bu çalışmada Ergenler İçin Dinî İnanç Ölçeği’nin (EDİÖ) geçerlik ve güvenirlikanalizine ilişkin bulgulara yer verilmektedir. Nihai çalışma İstanbul’daİmam-Hatip Lisesi, Anadolu Lisesi ve Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olmaküzere 3 farklı lise grubunun 3. ve 4. sınıflarında eğitim görmekte olan 442öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin geçerliği açımlayıcı ve doğrulayıcıfaktör analizi; güvenirliği ise Cronbach’s Alpha, Spearman Brown iki yarıtest korelasyonu teknikleri ile sınanmıştır. Yapılan analiz sonucunda güvenirlikkatsayısı yüksek (Cronbach’s Alpha .938, Spearman-Brown Coefficient.928 ve r =. 86.5), geçerliği iyi düzeyde (X2 /df = 3.6, RMSEA = 0.080, NFI =0.97, NNFI = 0.97, CFI = 0.98 ve RFI = 0.96, RMR = 0.037, SRMR = 0.042, GFI= 0.89, AGFI = 0.86)18 maddeden oluşan tek boyutlu ölçeğe ulaşılmıştır. Güvenirlikanalizi neticesinde ulaşılan bulgular ölçeğin güvenirlikp.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 8.0px Helvetica}span.s1 {font: 4.5px Helvetica}katsayılarının yeterli olduğunu ortaya koymuştur., In this study Religious Belief for Adoloscents Scale’s reliability andvalidity analyses are presented. The data was collected from442adolescents who are 3th and 4th grade students in three different kinds ofhighschool one of which is a Imam-Hatip Highschool, one is AnatolianHighschool and one is a Vocational and Thechnical Anatolian Highschool inİstanbul.The analyses show that Religious Belief for Adoloscents Scaleconsists of 18 items and one dimesion. And the scale is reliable (Cronbach’sAlpha .938, Spearman-Brown Coefficient .928 ve r =. 86.5) and valid (X2 /df = 3.6, RMSEA = 0.080, NFI = 0.97, NNFI = 0.97, CFI = 0.98, RFI = 0.96,p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 8.0px Helvetica}span.s1 {font: 4.5px Helvetica}RMR = 0.037, SRMR = 0.042, GFI = 0.89, AGFI = 0.86).
- Published
- 2018
5. DİNDARLARA YÖNELİK ALGI ÖLÇEĞİ’NİN GELİŞTİRİLMESİ: GÜVENİRLİK ve GEÇERLİK ÇALIŞMASI
- Author
-
HOROZCU, ÜMİT, primary
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
6. Dinde Yenilikçilik Ölçeğinin Geliştirilmesi: Güvenirlik ve Geçerlik Çalışması
- Author
-
HOROZCU, ÜMİT, primary
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
7. THE VALIDITY AND RELIABILITY STUDY OF SCALE OF THEOLOGIANS'S APPROACH OF THE HADITH (STAH)
- Author
-
HOROZCU, Ümit, primary and GÜŞEN, Seyit Ali, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
8. Cemaate Bağlılık Ölçeği: Geçerlilik ve Güvenirlilik
- Author
-
HOROZCU, Ümit and KALKAN, Kübra
- Subjects
"Cemaat,Dini Grup,Bağlılık,Cemaatçilik - Abstract
Bu çalışmada Cemaate Bağlılık Ölçeği’nin (CBÖ) geçerlik vegüvenirlik analizine ilişkin bulgulara yer verilmektedir. Nihai çalış- ma İstanbul’da yaşamakta olan 285 yetişkin üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin geçerliği açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi; güvenirliği ise Cronbach’s Alpha, Spearman Brown iki yarı test korelasyonu teknikleri ile sınanmıştır. Yapılan analiz sonucunda gü- venirlik katsayısı yüksek (Cronbach’s Alpha .90, Spearman-Brown Coefficient .89 ve r =.80), geçerliği iyi düzeyde (X2 /df = 3.18, RMSEA = 0.09, NFI = 0.96, NNFI = 0.96, CFI = 0.97, RFI = 0.95, RMR= 0.053, SRMR = 0.050, GFI = 0.88, AGFI = 0.84)13 maddeden oluşan tek boyutlu ölçeğe ulaşılmıştır.p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 1.9px; line-height: 8.1px; font: 8.0px 'Times New Roman'; color: #18171b}p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 1.9px; text-align: justify; font: 8.0px 'Times New Roman'; color: #18171b}p.p3 {margin: 0.1px 0.0px 0.0px 2.0px; text-align: justify; font: 8.0px 'Times New Roman'; color: #18171b}p.p4 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 1.9px; font: 8.0px 'Times New Roman'; color: #18171b}span.s1 {letter-spacing: 0.1px}span.s2 {letter-spacing: 0.2px}span.s3 {letter-spacing: -0.9px}span.s4 {letter-spacing: 0.9px}span.s5 {letter-spacing: -0.1px}span.s6 {letter-spacing: -0.7px}span.s7 {letter-spacing: -0.4px}span.s8 {letter-spacing: -0.3px}span.s9 {letter-spacing: 0.8px}span.s10 {font: 4.5px 'Times New Roman'; vertical-align: 2.5px}span.s11 {font: 4.5px 'Times New Roman'; vertical-align: 2.5px; letter-spacing: 0.5px}span.s12 {letter-spacing: -1.8px}span.s13 {letter-spacing: -1.6px}span.s14 {letter-spacing: -1.7px}span.s15 {font: 4.5px 'Times New Roman'; vertical-align: 2.5px; letter-spacing: -0.1px}span.s16 {font: 4.5px 'Times New Roman'; vertical-align: 2.5px; letter-spacing: -0.9px}span.s17 {letter-spacing: 0.7px}
- Published
- 2017
9. Development of Theistic Fatalism Scale: Reliability and Validity Study
- Author
-
Horozcu, Ümit, primary
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
10. Psychologıcal View to Religious Responsibilities, in The Light of The Forensic Psychiatric Datas
- Author
-
HOROZCU, Ümit
- Subjects
Religion ,Din Bilimi ,Social ,Din psikolojisi,psikoloji,adli psikiyatri,ruh hastalığı,cezâi ehliyet,dini sorumluluk ,Sosyal ,Psychology of religion,psychology,forensic psychology,mental illness,criminal responsibility,religious responsibility - Abstract
Bu makalede kelam ve fıkıhtaki insana gücünün üzerinde yükün yüklenipyüklenememesi konusuna psikolojik bir bakış açısıyla yaklaşılmaktadır. Araştırmadörtlü bir sacayağı üzerine konumlandırılmıştır. Birincisi kulların güçlerininyettiği ve yetmediği durumlara ilişkin sorumluluklarına dair kelamî ve fıkhî bakış;ikincisi psikolojik rahatsızlıkların ceza sorumluluğuna etkisi konusunda adlipsikiyatrinin yaklaşımı; üçüncüsü psikodinamik, çevresel, biyolojik, genetikvb. faktörlerin sorumluluğu etkilemek noktasındaki belirleyiciliği; dördüncüsüise, psikoloji ve psikiyatrinin verilerinden hareketle kendini bir dine bağlıhisseden kimselerin dini sorumluluklarının nasıl görülmesi gerektiğine dairtartışmadır. Çalışmada bir dine bağlılık hisseden kimselerin, sorumluluklarınıdeğerlendirirken psikolojik verileri dikkate alması gerektiği ve adlipsikiyatrinin ruh hastalarının ve âkil olmayanların cezai ehliyetini belirlemekriterlerinin dini sorumlulukların belirlenmesine de ışık tutabileceği anlatılmıştır., This article discusses the issue of whether human beings may be burdenedbeyond their ability to bear in Kalam and Fıqh and deals with it in a psychologicalapproach. This study is based on four fundamental factors. The first is theview of Kalam and Fıqh scholars on responsibilities related to the humanbeings’conditions that they can afford and not; the second is the approach of forensicpsychology about the effect of mental illnesses on criminal responsibility; thethird is decisiveness of psychodynamic, environmental, biological, geneticfactors on the point of affecting the responsibility; the fourth is the debatestarting with the datas of psychology and psychiatry regarding how the people who feel faithful toa religion should see their religious responsibilities. In this study it hasbeen defended that the psychological data must be considered while evaluatingthe responsibilities of the people who feel faithfulness to a religion, andforensic psychiatry’s criterias which are used on defining the competency tostand trial of the people who have mental disorders or not able to understandcan shed light on deciding religious responsibilities.
- Published
- 2016
11. Tecrübî Araştırmalar Işığında Dindarlık ve Maneviyat ile Ruhsal ve Bedensel Sağlık Arasındaki İlişki
- Author
-
HOROZCU, Ümit
- Subjects
religion,spirituality,mental health,body health,emprical research ,din,maneviyat,ruh sağlığı,beden sağlığı,tecrübî araştırma - Abstract
In this article, we inteded to show the effects of the religiosity and the spirituality on mental and body health, in the light of researchs which made in Turkey and in the world. Most of the researchs show that there is a positive relationship between the religiosity and health. And, the reseachers have found a negatif relationship or no relation in only a few research. If we consider all of the studies we can say that religiosity and spirituality have positive effects on physical and mental health. It is understood that there is a relationship between body and mind, and due to this relation religiosity and spirituality influence the body health through the mental health., Bu makalede ülkemizde ve dünyada yapılmış araştırmalar ışığında dindarlık ve maneviyatın ruh ve beden sağlığı üzerindeki etkilerinin gösterilmesi amaçlanmaktadır. Araştırmaların büyük bir kısmı, dindarlık ve sağlık arasında pozitif bir ilişkinin varlığını ortaya koyarken, az sayıdaki araştırma, negatif bir ilişkiyi veya ilişkisizliği tespit etmektedir. Tüm araştırmalar değerlendirildiğinde dindarlık ve maneviyatın ruh ve beden sağlığını olumlu yönde etkilediği anlaşılmaktadır. Ruh sağlığının bir şekilde bedensel sağlıkla ilgili olduğu, dindarlık ve maneviyatın beden sağlığını ruh sağlığı vasıtasıyla etkilediği görülmektedir.
- Published
- 2014
12. PSİKODELİG İLAÇLAR VE MİSTİK DENEYİM: MİSTİK DENEYİMİN KISA YOLU
- Author
-
HOROZCU, Ümit
- Subjects
psikodelig,ilaç,mistik tecrübe,dini tecrübe,transpersonel tecrübe ,psychedelics,drugs,mystical experience,religious experience,transpersonal experience - Abstract
Psychedelic Drugs and Mystical Experıence: Shortcut to Religious Experience Psychedeligs such as LSD, psilocybin and mescaline which are obtained from some kinds of mushrooms, cactuses and ivies have been seen as sacred substances that provides mystical experiences and help to overcome hard situations in different communities for centuries. The psychedeligs, which do not have narcotizing and addictive effects, are used either raw or drugs. In this study which has done with a viewpoint of the psychology of religion, we have researched similarities between the drug experiences and classical mystical experiences. In addition to this, we tried to show the debates around this topic in the literature and give our evaluations on it. As a result, we have found that there are so many similarities between them., Belirli mantar, kaktüs ve sarmaşıklardan elde edilen LSD, psilosibin ve meskalin gibi psikodeligler, çağlar boyu dünyanın çeşitli coğrafyalarında mistik deneyim sağlayan ve zor zamanlarda insanlara yardım eden kutsal maddeler olarak itibar görmüştür. Narkotiklerden farklı olarak uyuşturucu özelliği taşımayan ve bağımlılık yapmayan psikodeligler, ham veya ilaçlara benzer şekilde işlenmiş olarak alınmaktadır. Din psikolojisi bakış açısıyla gerçekleştirilen bu çalışmada psikodeliglerle elde edilen deneyimlerin klasik mistik deneyimlere olan benzerliği araştırılmış, konu üzerinde cereyan eden tartışmalara ve buna ilişkin değerlendirmelerimize yer verilmiştir. Sonuçta iki tür deneyimin pek çok açıdan benzer oldukları tespit edilmiştir.
- Published
- 2013
13. İLAHIYATÇILAR İÇIN HADISLERE YAKLAŞIM Ö LÇEĞININ (IHYÖ) GÜVENIRLIK VE GEÇERLIK ÇALIŞMASI.
- Author
-
HOROZCU, Ümit and GÜŞEN, Seyit Ali
- Abstract
In this study Scale of Theologians’s Approach of the Hadith (STAH) reliability and validity analyses are presented. The data was collected by two applications. First application was conducted on 478 students and academicians from different theology faculties. The exploratory factor analysis which made with the data of this application shows that STAH consists of 16 items and one factor. The fitch indexes of the confirmatory factor analysis which made with the data of the second application conducted on 229 persons are X2 = 380.78, Df = 104 P Value: 0.00, X2 / df = 3.66, RMSEA, .075; NFI, .97; NNFI, 0.98; CFI ,0.98; IFI, .91; GFI, .91; AGFI, .88; RMR, .038 ve SRMR: .039. Cronbach’s Alpha coefficient of the scale is .932. These scores show that STAH is reliable and valid. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
14. ERGENLER İÇİN DİNÎ İNANÇ ÖLÇEĞI: GEÇERLİK GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI.
- Author
-
HOROZCU, Ümit and DEMİR, Zühre
- Abstract
Copyright of Journal of Near East University Islamic Research Center / Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi is the property of Journal of Near East University Islamic Research Center and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
15. Psychology Of Human Disposition: Psychological Researches, Historical Perspective And The Human Dispositions.
- Author
-
HOROZCU, Ümit
- Abstract
This article will argue that human disposition (fitrah) can be understood through psychological research and historical data. In order to determine whether today's common lives, attitudes and behaviours are due to human disposition, it is necessary to use psychological research. And to further understand whether these patterns of behaviour existed in the past as they do today, we must also look at historical data. Moving forward, this paper will draw from the examples of homosexuality, Anorexia Nervosa and sectarianism/ communitarianism; as these attitudes or behaviours have psychological properties and constantly seen throughout history of humanity. These conditions prove human inclination as they emerged when socio-cultural, circumstances are suitable and disappear due to unsuitable conditions. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2017
16. PSİKOLOJİ VE DİN: PSİKOLOGLARIN DİN VE TANRI GÖRÜŞLERİ (ALİ AYTEN)
- Author
-
HOROZCU, Ümit
- Abstract
 
- Published
- 2012
17. İSTEK DUASI (PETITIONARY PRAYER) PSİKOLOJİSİ
- Author
-
ÜMİT HOROZCU, Yazan: Donald Capps, CAPPS, Donald, and HOROZCU, Ümit
- Published
- 2012
18. Din psikolojisi açısından dünyevi istek duaları
- Author
-
Horozcu, Ümit, Başkurt, İrfan, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Psikoloji ,Din ,Psychology ,Religious psychology ,Earthly ,Prayer - Abstract
Bu tezde dünyevi istek duaları, Din Psikolojisi bakış açısıyla ele alınmaktadır. Dünyevi istek duaları psikolojik açıdan incelenirken, bir taraftan duanın arka planında yer alan psikolojik süreçler, diğer taraftan da dünyevi istek dualarının etkileri üzerinde durulmaktadır. Duanın etkilerinin ortaya konması, tezin birinci planda düşünülen hedefidir. Bu amaçla bir de İstanbul'da yetişkinler üzerinde bir alan araştırması yapılmıştır. Yapılan literatürel çalışma ve bu araştırma sonucunda dünyevi istek dualarının duada talep edilen hususların elde edilmesinde etkili olduğu kanaatine varılmıştır. In this dissertation petitionary and intercessory prayers are studied according to the psychology of religion. In this respect on the one hand the psychological processes which underline the prayer and on the other hand the effects of petitionary and intercessory prayers are discussed. The latter, to determine the efficiacy of this kind of prayers, is the main goal of this dissertation. For this aim, also, a survey is made in İstanbul on adults. As a result of our researchs we find that petitionary and intercessory prayers are effective. 307
- Published
- 2010
19. Din psikolojisi açısından William James ve görüşleri
- Author
-
Horozcu, Ümit, Başkurt, İrfan, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Philosophy ,Felsefe - Abstract
William James başta psikoloji, felsefe ve din psikolojisi olmak üzere çeşitli alanlarda önemli çalışmalar yapmış bir bilim adamıdır. İşlevselcilik ilkesine yaptığı katkı sebebiyle Amerika'da psikolojinin kurucularından biri olarak kabul edilmektedir. Felsefe alanında ise. bilhassa pragmatizm konusundaki görüşleriyle ön plana çıkmaktadır. James'in öncü olduğu bir diğer alan da din psikolojisidir. Bireysel tecrübeyi dinin esası kabul etmesi ve dini tecrübeleri pragmatist bir şekilde yorumlaması onun bu alanda en dikkat çeken özellikleridir. Din psikolojisinin en önemli konularını `The Varieties of Religious Experience` isimli kitabında anlatır. Bu tezde, Amerikanın en tanınmış düşünürlerinden biri olan William James ve onun din psikolojisiyle ilgili görüşleri incelemektedir. William James is a scientist who has very important studies in various fields, especially in psychology, philosophy and psychology of religion. Because of his contribution to the `functionalisnf` he is regarded as one of the founders of the psychology in America. And in philosophy, he became prominent by his views, especially, on pragmatism. The other field in which James is one of the founders is psychology of religion. His considering the individual experience as the core of religion and evaluating the religious experiences as pragmatist are the most interesting peculiarities of him. He explains his most important views on psychology of religion in his book, named, `The Varieties of Religious Experience`. In this thesis, William James, who is the one of the most famous thinkers of America, and his ideas in psychology of religion are studied And the aim of this thesis is to help to be known the science of ''Psychology of Religion`. 213
- Published
- 2004
20. Sayı Edİtöründen.
- Author
-
HOROZCU, Ümit
- Published
- 2017
21. ADLİ PSİKİYATRİNİN VERİLERİ IŞIĞINDA DİNİ SORUMLULUKLARA PSİKOLOJİK BAKIŞ.
- Author
-
Horozcu, Ümit
- Abstract
This article discusses the issue of whether human beings may be burdened beyond their ability to bear in Kalam and Fıqh and deals with it in a psychological approach. This study is based on four fundamental factors. The first is the view of Kalam and Fıqh scholars on responsibilities related to the humanbeings' conditions that they can afford and not; the second is the approach of forensic psychology about the effect of mental illnesses on criminal responsibility; the third is decisiveness of psychodynamic, environmental, biological, genetic factors on the point of affecting the responsibility; the fourth is the debate starting with the datas of psychology and psychiatry regarding how the people who feel faithful to a religion should see their religious responsibilities. In this study it has been defended that the psychological data must be considered while evaluating the responsibilities of the people who feel faithfulness to a religion, and forensic psychiatry's criterias which are used on defining the competency to stand trial of the people who have mental disorders or not able to understand can shed light on deciding religious responsibilities. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
22. Tecrübî Araştırmalar Işığında Dindarlık ve Maneviyat ile Ruhsal ve Bedensel Sağlık Arasındaki İlişki.
- Author
-
HOROZCU, Ümit
- Subjects
- *
RELIGIOUSNESS , *HOLISTIC medicine , *PHILOSOPHICAL anthropology , *SPIRITUALITY , *SPIRITUAL life , *MENTAL health - Abstract
In this article, we inteded to show the effects of the religiosity and the spirituality on mental and body health, in the light of researchs which made in Turkey and in the world. Most of the researchs show that there is a positive relationship between the religiosity and health. And, the reseachers have found a negatif relationship or no relation in only a few research. If we consider all of the studies we can say that religiosity and spirituality have positive effects on physical and mental health. It is understood that there is a relationship between body and mind, and due to this relation religiosity and spirituality influence the body health through the mental health. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2010
23. Roberto Assagioli'nin temel psikolojik yaklaşımı ve din psikolojisine katkıları
- Author
-
Emiroğlu, Fatma Seda, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Psikoloji ,Psychology - Abstract
Bu çalışma hümanist ve transpersonel psikolojinin öncü şahsiyetlerinden kabul edilen Roberto Assagioli'nin, dönemin hâkim psikolojik geleneği psikanalizin insanı anlamada yeterli olmadığını fark etmesi üzerine kurduğu psikosentez teorisini anlamayı amaçlamaktadır. Assagioli'nin bilinçdışına farklı boyutlar kazandırması, kişisel seviyede yani yatay düzlemde insanı anlamanın ötesinde, dikey düzlemde de ben ötesi merkezi anlamaya yönelik kişilik gelişimi teorisini bütüncül, sentezci ve aynı zamanda kademeli bir yapı şeklinde ifade etmesi, transpersonel psikolojide insanı anlama açısından oldukça değerlidir.Assagioli, İtalya'da psikoloji ve tıpla ilgilenmeye başladığında, akademik dünyaya psikanaliz ile giriş yapar. Freud ve Jung onu adeta İtalya'daki temsilcileri gibi görürler. Ancak Roberto Assagioli bir süre sonra insanın psikolojik yapısının bodrum katından ibaret olamayacağını fark ederek, psikosentez fikrini ortaya koyar. Psiksosentez, bir tedavi yöntemi, bir kişisel gelişim yöntemi ve bunların ötesinde insanın manevi gelişimine olanak sağlayan çok yönlü bir psikolojik yaklaşımdır. Psikosentez kişiliğin merkezi olan bilinç merkezini (öz) bulmaya ve kişiliği tüm fonksiyonları ile bu merkezde sentezlemeye odaklanır. Assagioli'nin sisteminde insanın psikolojik yapısı bilinçdışı ve bilinçten ibaret değildir. Bilinçdışı, alt bilinçdışı, orta bilinçdışı ve üst bilinçdışından oluşan çok boyutlu bir yapıdır. Freud'un bilinçdışı, Assagioli'de alt bilinçdışına denk gelir. İnsan sadece dürtüleri, güdüleri ve alt kişiliklerinden ibaret değildir. Üst bilinçdışı, insanın üst değerlerini ifade etmesi açısından özellikle transpersonel psikoloji için çok önemli bir kavramdır. Assagioli, ben ötesi aktiviteleri ve deneyimleri de hep bu üst bilinçdışı (süperbilinç) üzerinden anlatacaktır. Psikosentez kişisel psikosentez ve ben ötesi psikosentez olmak üzere iki boyutludur. Kişisel psikosentezin merkezi, bilinçli öz olan bendir. Bu merkezde kişilik, tüm bağlılıklar, bilinç içerikleri ve bilinç verilerinden arındırılarak otantik bir merkez olarak bulunmalı ve kişilik orada sentezlenmelidir. Ben ötesi psikosentez ise bilinçli özün bağlı olduğu daha yüce bir kaynakta yani yüksek özde kişiliği tekâmüle erdirmektir. Assagioli, ben ötesi deneyimlerin ben ötesi psikosentez olmadığı üzerinde durur. Bu psikosentezin en hassas noktasıdır. Süperbilinç deneyimleri asla yüksek öz birliği anlamına gelmez.Üst bilinçdışı, öz ve yüksek öz gibi otantik kavramlara ek olarak insan doğasının en önemli değerlerinden biri olan irade kavramını da detaylı olarak ele alan Assagioli, irade ve irade gelişimini psikosentezin en önemli destekleyici enerjisi olarak görür.Tezimiz, maddi boyutun ötesinde manevi boyut sahibi insanı konu edinen psikosentezin ve Assagioli'nin kavramlarının, ben ötesi psikoloji, nefs psikolojisi ve din psikolojisi içerisinde kullanılabilir ve faydalı olduğunu göstermeye çalışacaktır.Anahtar kelimeler: Roberto Assagioli, psikosentez, üst bilinçdışı/süperbilinç, öz/ben, yüksek öz, benötesi psikosentez, irade. This study aims to examine psychosynthesis theory of Roberto Assagioli, seen as one of the pioneer figures of humanist and transpersonal psychology. He set up his theory recognizing that psychoanalysis which was the dominant psychology school at that time, is not necessarily enough to understand psychological constitution of human being. It is very brilliant for transpersonal psychology to give new levels to unconsciousness and to establish a holistic-synthetic and progressive personality structure to understand self on horizontal development and transpersonal self on vertical development. When Assagioli starts his medicine and psychology education, he is interested in psychoanalysis. His analytic research, studies and translations of psychoanalytic literature causes him to be seen as the representative of dynamic psychology in Italy. However, he realizes very soon that psychological structure of human being is not consist of only the basement- unconscious and developes a holistic-synthetic approach which he calls psychosynthesis.Psychosynthesis is a cure model for psychological disturbances at the same time it is a personal development model which organizes human being around his/her personal conscious center called self. This center is a synthsizing center setting up the whole personality in a very functional and dynamic way.In Assagioli's approach, psychological structure is beyond the unconscious. Freud's unconscious correspond to Assagioli's lower unconscious. He brings on new levels to unconscious. Superconscious (higher unconscious) is a critically important concept to indicate higher potantial and transpersonel experiences of human being and to make them sensible in psychology.Psychosynthesis has two levels as personal psychosynthesis and transpersonal psychosynthesis. First one focuses on the self and self realization, by detaching all contents of conscious and unconscious and focuses on finding and unifying with this pure center which is self. Second one is a higher development for human being. Therefore it starts a higher journey to his/her higher levels, values and potantial. It is hoped to realize the higher self which is the source of self. This new Self (Assagioli prefers to use Self with capital S to define higher self) is the only one Self actually. Conscious self is only a reflection of the higher self which is immortal and permanent.Assagioli gives attention to the difference of superconsious experinces and transpersonal psychosythesis experiences. It does not mean that each transpersonal and mystical experience is a unified sprital psychosynthesis experience. Higher self experince is beyond the extraordinariness.In addition to his original authotantic concepts such as superconscious, self, higher self and dis identification, he gives importance to will. Definition of will, qualities of will and development of will as a techique for psychosynthesis are his another study areas.Our thesis endeavours to indicate how much useful and valuable the concepts of Assagioli are in the scope of psychology of religion and transpersonal psychology that focuses on personality which has spiritual side beyond the personal side. We kindly hope with this study to contribute to the psychology of religion in Turkey.Key words: Roberto Assagioli, psychosynthesis, self/I, higher self, transpersonal psychosynthesis, will 165
- Published
- 2019
24. Zihinsel engelli çocukların ebeveynlerinde dini başa çıkma
- Author
-
Akgemik, Fatma Zehra, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Parents ,Psikoloji ,Mentally retardation ,Din ,Mentally retarded children ,Coping with stress ,Psychology ,Stress ,Religious coping - Abstract
Nitel bir yöntem kullanılarak yapılan bu çalışmanın amacı, zihinsel engelli çocuğa sahip olma durumunu anlamlandırma ve bununla başa çıkmada ebeveynlerin hayatında dinin yerinin ve işlevinin olup olmadığını anlamak ve buna yönelik etkinliklerini ortaya çıkarmaktır. Bu doğrultuda İstanbul ilinin Gaziosmanpaşa ilçesinde bulunan Gönül Pınarı Özel Eğitim Uygulama Merkezi ve İş Uygulama Merkezinde ve Dede Korkut İlkokulunun özel eğitim sınıfında eğitim almakta olan zihinsel engelli tanılı öğrencilerin gönüllü 22 ebeveyni ile yarı yapılandırılmış mülakat gerçekleştirilmiş ve gözlem yapılmıştır. Sonrasında içerik analizi ve betimsel analiz kullanılarak veriler çözümlenmiş, bulgular ortaya konmuş ve değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuç olarak, ebeveynlerin zihinsel engeli anlamlandırma ve açıklamada dini kavramlara başvurduğu ve zihinsel engelle başa çıkmada dinin önemli bir yerinin, işlevinin olduğu tespit edilmiştir. The study aims to evaluate and to reveal the place and function of religion on parents' interpretation of having a child with mental disabilities and coping with the situation. The study was conducted using a qualitative method. Semi structured interviews and observations were done with 22 voluntary parents who have at least a child with mental disabilities studying at Gönül Pınarı Special Education Application Center and Work Application Center and Dede Korkut Primary School in Gaziosmanpaşa, Istanbul. Content analysis and descriptive analysis were used to analyze collected data. Detailed evaluations were done based on findings which are elaborated in the study. It is revealed that the religion has an important place on parents for interpretation of having a child with mental disabilities and for coping with the situation. 135
- Published
- 2019
25. Ergenlik döneminde dini inanç ve şüpheler ile psikososyal değişkenler arasındaki ilişki üzerine bir alan araştırması: İstanbul örneği
- Author
-
Demir, Zühre, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Psikoloji ,Din ,Psychology - Abstract
Bu araştırmanın iki amacı bulunmaktadır. Birincisi ergenlerin dinî inanç ve şüphe düzeylerinin belirlenmesidir. İkinci amaç ise sahip olunan dinî inanç ve şüphenin çeşitli psiko-sosyal değişkenlerle ilişkisinin ortaya çıkarılmasıdır.Veriler, İstanbul'da 2 İmam-Hatip Lisesi, 3 Anadolu Lisesi, 1 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 1 Güzel Sanatlar Lisesi, 1 Sosyal Bilimler Lisesi, 1 Fen Lisesi olmak üzere 6 farklı lise türünün 2., 3. ve 4. sınıflarında eğitim görmekte olan 814 öğrenciden toplanmıştır. Çalışmada `Kişisel bilgi formu`, `Ergenler İçin Dinî İnanç Ölçeği` ve `Psikososyal değişkenlere ilişkin anket soruları` kullanılmıştır.Bu araştırmada cinsiyet, sınıf düzeyi, okul türü, dinî bilgi düzeyi, suçluluk ve günahkarlık hissetme, hayatı sorgulama, genel hayat memnuniyeti, genel psikolojik durum, aile ve okul ortamı, ergenin ailesinin gelir ve eğitim düzeyi, ergenin ailesiyle olan ilişkisinin dinî inanç ve şüphe üzerindeki etkisi incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, dinî inanç ile demografik ve psikososyal değişkenler arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. This study has two purpose. First one, to determine the level of religious belief and doubt of adolescents. The second aim is to reveal the relationship between religious belief and doubt with various psychosocial variables. The data was collected from 814 adolescents who are 2nd, 3rd and 4th grade students in six different kind of highschool two of which are imam-hatip highschool, three are anatolian highschool, one is a vocational and technical anatolian highschool, one is a fine arts highschool, one is a science highschool and one is a social sciences highschool in İstanbul. `Self information form`, `Religious belief scale` and `Survey questions based on psychosocial variables` has been used in the study. The impact of the gender, class level, type of school, religious information level, feel guilt, questioning life, general life statisfaction, general psychological state, family and school environment, income and education levels of parents of the adolescents, relationship with parents of the adolescents on their religious belief and doubts were studied in this research. In accordance with obtained findings, there is meaningful differences between demographical and psycho-social variables and religious belief. 160
- Published
- 2019
26. Narsisizm ve dindarlık ilişkisi
- Author
-
Kocagöz Uzun, Sadet, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Psikoloji ,Din ,Pride ,Religiousness ,Narcissism ,Psychology ,Religious psychology - Abstract
Araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin narsisizm ve dindarlık ilişkisini çeşitli demografik ve psikososyal (cinsiyet, yaş, fakülte, sınıf, lise, hayatının büyük çoğunluğunun geçtiği yerleşim yeri, ailenin sosyo-ekonomik durumu vb.) açılardan incelemek ve açıklamaktır.İlişkisel tarama modelindeki bu çalışmada anket tekniğine başvurulmuştur. Araştırmanın evrenini 2018-2019 İstanbul Üniversitesinde okuyan lisans öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise İlahiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, İşletme Fakültesi ve İktisat Fakültesi'nde okuyan 827 öğrencidir. Araştırmada ölçme aracı olarak katılımcıların demografik özelliklerini tespit etmek amacıyla Kişisel Bilgi Formu, öğrencilerin narsisizm düzeylerini belirlemek için Salim Atay tarafından 2009 yılında Türkçeleştirilen ve revizyonu yapılan 16 soruluk Narsisizm Kişilik Envanteri ve dindarlık düzeylerini belirlemek için Faruk Karaca (2001) tarafından standardize edilen 10 maddelik İçsel Dini Motivasyon Ölçeği kullanılmıştır.Araştırmanın sonucuna göre narsisizm ve dindarlık arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Öğrencilerin narsisizm düzeyleri ile cinsiyet, fakülte, mezun olunan lise, anne babanın hayatta olma durumu, annenin eğitim düzeyi, babanın eğitim düzeyi, günlük namaz kılma durumu, Kâbe'yi ziyaret etme isteği ve annenin dindarlık durumu değişkenler arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Öğrencilerin narsisizm düzeyleri ile yaş, sınıf, hayatın geçirildiği yerleşim yeri, ailelerinin sosyo-ekonomik durumu, annenin günlük namaz kılma durumu, babanın günlük namaz kılma durumu, babanın dindarlık düzeyi ve açık kimlikle sosyal medya hesabı kullanma arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir. The objective of this research is to examine the relation of university students between narcissism and religiosity, demographically and psycho-socially with the variables of (gender, age, faculty, class, high school, residential place where most of the time spent, socio-economics conditions of family etc) and explain their interrelation.In this study, questionnaire technique is applied in this relational screening model. Selected research field is 2017-2019 bachelors students, who study at the Istanbul University. The samplery of the research is 827 students, studying at the faculty of divinity, the faculties of medicine, the faculties of literature, the faculties of management and the faculties of economics. As a measurement instrument of participants, in order to find out their demographies, the personal information questionnaires are used. To document the narcissism levels of the students, 16 questions Narcissistic Personality Inventory, which was revised and translate into Turkish in 2009 by Salim Atay and Intrinsic Religious Motiviation Scale consisting of 10 articles that was developed in (2001) by Faruk Karaca, were used.According to the research result, a meaningful co-relation between narcissism and religosity has been found. It has been found meaningful relation between narcistic levels and gender, faculty, graduated high school, the status of livehood of parents, education level of mother, education level of father, the condition of practising daily praying and passion to Kaba visit. There has not been identified an significant co-relation between narcissistic tendencies of students and age, class, residential place, socio-economic conditions of family, condition of praying of mother, condition of praying of father and social media presence with an open identity. 193
- Published
- 2019
27. Türkiye'de sağlık hizmetlerinde manevi danışmanlık: Bir karma yöntem araştırması
- Author
-
Özkan, Aysun, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Psikoloji ,Din ,Psychology - Abstract
Bu araştırmayla ülkemizde sağlık hizmetlerinde manevi danışmanlık uygulamalarına yönelik bakış açısını `manevi destek uygulaması` şeklinde vücud bulan süreç ekseninde değerlendirmek, bu amaçla uygulamanın muhatabı olan hasta, hasta yakını ve sağlık görevlilerinin bakış açısını ortaya koymak, onların uygulamanın işlevselliğine yönelik değerlendirmelerini analiz etmek böylece manevi danışmanlık uygulamalarına duyulan ihtiyaç konusunda tespitte bulunmak hedeflenmektedir. Karma yöntemin kullanıldığı araştırmada anket ve gözlem tekniklerinin kullanıldığı bölüm Çalışma 1, mülakat ve gözlem tekniklerinin kullanıldığı aşama ise Çalışma 2 olarak adlandırılmıştır. Çalışma 1'in örneklemini 86 hasta, 118 hasta yakını ve 168 sağlık görevlisi olmak üzere İstanbul, Samsun ve Ordu illerinden toplam 372 katılımcı oluşturmuştur. Çalışma 2 ise kendi içinde iki kısımda değerlendirilmiştir. Çalışma 2a olarak planlanan aşamada örneklemi 5 hasta ve 17 hasta yakını; Çalışma 2b olarak tasarlanan aşamada ise örneklemi 7 hemşire oluşturmuştur. Araştırmanın nicel aşamasında, yani Çalışma 1'de veriler SPSS 23 paket programı ile analiz edilmiştir. Çalışma 2 olarak tanımlanan nitel aşamada ise verilerin değerlendirilmesinde kategorik içerik analizine başvurulmuştur. Araştırmamız sonucunda hastanelerde manevi danışmanlık uygulamasının muhataplarının manevi danışmanlık uygulamasının işlevselliğine yönelik olumlu bir bakış açısına sahip oldukları ve manevi destek görevlisinin çeşitli konularda fayda sağlayacağını düşündükleri tespit edilmiştir. This study aims to evaluate the point of view about spiritual counselling practices in Turkey's health services in the context of the process that has taken shape as `spiritual support practice`, to reveal the perspectives of the patients, patient relatives and health care providers involved in this practice, to analyse their evaluations regarding the functionality of the practice, and thus to determine the need for spiritual counselling practices. In this mixed-method study, the part utilising the questionnaire and observation techniques is named Study 1, while the stage utilizing the techniques of interview and observation is named Study 2. The sample of Study 1 consists of a total of 372 participants from the provinces of Istanbul, Samsun and Ordu including 86 patients, 118 patient relatives and 168 health care providers. Study 2 was divided into two further parts. In the stage named Study 2a, the sample consists of 5 patients and 17 patient relatives, while the sample of Study 2b consists of 7 nurses. In the quantitative stage of the study, Study 1, the data was analysed with the SPSS 23 software package. Category content analysis was utilised sing and evaluating in the qualitative stage called Study 2. It was concluded that those who are involved in the spiritual counselling practice in hospitals have a positive view about the functionality of this practice and that they believe that spiritual counsellors would provide benefits in various aspects. 453
- Published
- 2019
28. Grup/cemaat dindarlığı ve bireysel dindarlığın ruh sağlığı bağlamında karşılaştırılması: Depresyon örneği
- Author
-
Kalkan, Kübra, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Din - Abstract
Araştırmanın temel amacı bireysel ve grup/cemaat dindarlığı ile depresyon arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmanın bir diğer amacı da bu değişkenlerin cinsiyet, yaş ve eğitim düzeyi gibi demografik değişkenler açısından anlamlı farklılıklar gösterip göstermediğini incelemektir. Araştırma ilişkisel tarama modelinde uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemi; 2018 yılında, İstanbul'da yaşayan 18-65 yaş arası 494 yetişkin bireyden oluşmaktadır. Araştırmada ölçme aracı olarak katılımcıların demografik özelliklerini tespit etmek amacıyla Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Ayrıca dinsel eğilim düzeylerini ölçmek için Allport ve Ross (1967) tarafından geliştirilen, Kayıklık (2000) tarafından dilimize uyarlanan 20 maddelik Dinsel Eğilim Ölçeği kullanılmıştır. Katılımcıların depresyona eğilim düzeylerini tespit etmek amacıyla Beck tarafından geliştirilmiş 21 maddelik Beck Depresyon ölçeği kullanılmıştır. Ayrıca cemaate bağlı dindarların cemaate bağlılık düzeylerini tespit etmek amacıyla Horozcu ve Kalkan tarafından geliştirilmiş olan Cemaate Bağlılık Ölçeği kullanılmıştır.Veriler SPSS programı vasıtasıyla analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda depresyon ile bireysel ve cemaat dindarlığı arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Diğer yandan bireysel ve cemaat dindarlığı ile yaş, eğitim düzeyi, ekonomik durum değişkenleri arasında anlamlı ilişkilerin olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular, veriler ışığında tartışılmış ve gelecek araştırmalar için önerilerde bulunulmuştur. The main purpose of the study is to investigale the relationship between indvidual and group/community religiosity and depression. Another aim of the study is to investigate whether these variables show significant differences in terms of demographic variables such as gender, age and education level. The study was realized in accordance with the relational survey model. The sample of this study conducted in 2018 consists of 494 adults who aged 18-65 and living in Istanbul. In order to determine the demographic characteristics of the participants, personal information form was used as a measurement tool. In addition, the 20-item Religious Orientation Scale, developed by Allport and Ross and adapted to Turkish by Kaylık, was used to measure religious tendency levels. And the 21- itemed Beck Depression Scale, was used to determine the participants tendency to depression. In addition, we used the `Scale of Attachment to Community` which was developed by Horozcu and Kalkan to determine the level of attachment to community.As the result of the study, it was found that there was a negative relationship between depression and individual and community religiosity. However, no significant difference was found between individual religiosity and community religiosity in terms of depression levels. On the othe hand, it was found that there were significant relationships between individual and community religiosity and age, education level and economic status variables. There findings were discussed in the light of the data and recommendations were made for future research.Key Words: Religion, İndividual Piety, Group- Community Piety, Depression 90
- Published
- 2019
29. Suriyeli kadın mültecilerde kültürel uyum, ruh sağlığı ve din
- Author
-
Sağir, Zeynep, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Refugees ,Cultural adaptation ,Din ,Religiousness ,Integration ,Scales ,Syrians ,Women ,Mental health ,Acculturation ,Religious coping - Abstract
Bu araştırmanın temel amacı, Türkiye'ye zorunlu olarak göç etmiş Suriyeli kadın mültecilerin ruh sağlığı durumlarını ve kültürleşme süreçlerini incelemektir. Bu amaçla, araştırmada nicel ve nitel araştırma yöntemleri bir arada kullanılmıştır. Çalışma I'de nicel araştırma metodu kullanılmıştır. Demografik değişkenler ile çeşitli psikolojik ve konuyla ilgili değişkenler olan travma, depresyon, yaşam memnuniyeti, bütünlük duygusu, dindarlık, dini başa çıkma, Türkçe bilme, Türkiye'ye gelme yılı arasında bir ilişkinin olup olmadığı ve kadın katılımcıların bu ruhsal konularda erkeklere göre dezavantajlı olup olmadıkları araştırılmaktadır. Çalışma I, İstanbul, Kilis, Gaziantep ve Konya illerinde yaşamakta olan 2018 Suriyeli mülteciden veri toplanarak gerçekleştirilmiştir. Nicel araştırma için Depresyon Ölçeği (Center for Epedimiological Studies-Depression Scale-CES-D, Radloff, 1977), Yaşam Memnuniyeti Ölçeği (Diener vd., 1985), Bütünlük Duygusu-13 Ölçeği (Anthonovsky, 1993), ve İslami Dindarlığın Psikolojik Ölçeği olan PMIR'ni üç alt ölçeği (the Psychological Measure of Islamic Religiousness, Abu-Raiya vd., 2008) kullanılmıştır. Çalışma II'de nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Gerçek ortamında mültecilerin tecrübelerini anlamak için 100 katılımcı (her bir şehirden 25 katılımcı) ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Böylelikle risk altındaki Suriyeli kadın mültecilerin kültürleşme süreçleri tanımlanmıştır. Burada katılımcıların kültürleşme motivasyonları, kültürleşme öğrenimleri ile kültürel benzerlik ve farklılıklarının neler olduğuna odaklanılmıştır. Savaş ve ikinci kültüre uyum sağlama nedeniyle kadınların neden dezavantajlı olduklarına ilişkin bulgular yarı yapılandırılmış görüşme ve içerden katılımcı gözlemci olarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda Çalışma I'de elde edilen bulgulara dayalı olarak, Suriyeli kadınların erkeklere oranla daha yüksek depresif eğilimi, daha düşük yaşam memnuniyeti ve bütünlük duygusu puanına sahip oldukları görülmüştür. Yine Suriyeli kadınların erkeklere göre daha yüksek dindarlık ve olumlu dini başa çıkma puanına sahip oldukları sonucuna varılmıştır. Ayrıca uyum sağlama puanları daha düşük olan kadınların Türkçe bilme, Türklerle iletişim ve Türk kültürüne olan ilgileri ile ruh sağlıkları arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Çalışma II'de ise savaş esnasında yaşanılan travmatik olaylar ve geri dönme umuduyla zorunlu olarak göç etmiş olmalarının, onların kültürel adaptasyonunun daha yavaş olmasına neden olduğu saptanmıştır. Ayrıca bu çalışma, dili daha iyi öğrenenler ile Türklerle daha iyi iletişim kuranların kültürleşme stratejilerinden entegrasyona yöneldiklerini ortaya koymuştur. Kültürleşme stratejilerinden özümleme (asimilasyon) ve marjinalleşmenin tercih edilmediği daha çok bütünleşmenin (entegrasyon) ve sonrasında ayrılıkçılığın (separation) tercih edildiği görülmüştür. Yani Suriyeli kadınlar Suriye kültürü ve Türk kültürünü bir arada tutmaya eğilimlidirler. Öte yandan Suriyeli kadın mültecilerin karşılaştıkları çeşitli zorlukların ve kültürel bariyerlerin olduğu anlaşılmıştır. Son olarak, hem ruh sağlığı hem de ikinci kültüre uyum sağlama sürecinde kadınlar içerisinde, dul, boşanmış, yaşlı ve engelli olanların daha riskli gruplar oldukları ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Dini Başa Çıkma, Dindarlık, Suriyeli Kadın Mülteciler, Kültürleşme Stratejileri, Entegrasyon, Özümleme, Ayrılıkçılık, Marjinalleşme, Depresyon, Yaşam Memnuniyeti, Bütünlük Duygusu, Psiko-kültürel uyum The main purpose of the research is to understand the mental health and acculturation processes of Syrian women refugees living in Turkey who faced forced migration due to war. For this purpose, quantitative and qualitative research methods were used in combination.Study I employed quantitative research methods. The relationships between demographic variables and various psychological and circumstantial variables such as trauma, depression, life satisfaction, sense of coherence, religiosity, religious coping, knowledge of Turkish, year of arrival in Turkey, and whether the participants were disadvantaged or not, were explored. Study I is based on data from 2018 Syrian refugees living in Istanbul, Kilis, Gaziantep, and Konya. The Quantitative measures included the Center for Epedimiological Studies-Depression Scale (Radloff, 1977), the Satisfaction With Life Scale (Diener et al., 1985), the Sense of Coherence-13 Scale (Anthonovsky, 1993), and three subscales of the Psychological Measure of Islamic Religiousness (Abu-Raiya et al., 2008). Study II employed qualitative research methods. In order to understand the refugee experience in its real context, in-depth interviews were conducted with 100 participants (25 from each city). These allowed for the identification of acculturation processes in Syrian women refugees who were at risk. Of special concern were their acculturation motivations, cultural learning during the transitional refugee experience, and the similarities and differences between their home and host cultures. Use of semi-structured interviews combined with insider participant observation revealed why women were especially disadvantaged because of the war and the process of psychological adaptation to a second culture.The findings of Study I showed that Syrian women refugees had a higher depressive tendency, lower life satisfaction, and lower sense of coherence scores than male refugees. The women also had greater religiosity and higher positive religious coping scores than the men. In addition, women with lower adjustment scores showed less mental health, knowledge of the Turkish language, communication with Turks, and interest in Turkish culture. The results of Study II showed that the traumatic events experienced during the war, the forced migrations, and the hope of return predicted a slower cultural adaptation for the refugees. In addition, those who learned Turkish better and communicated more with Turks tended toward integration as their acculturation strategy. Assimilation and marginalization were not preferred acculturation strategies; the refugees were much more inclined to acculturate by integration, and secondarily by separation. In other words, Syrian women were more inclined to keep their Syrian culture along with adopting Turkish, that is, they continued to protect their Syrian culture of origin. The women faced various difficulties and cultural barriers. Finally, although the women refugees experienced the most difficulties, certain categories of women faced special difficulties in both mental health and second culture adaptation processes. The widows, divorced, elderly, and disabled women were found to be the people at greatest risk.Key Words: Religious Coping, Religiosity, Syrian Women Refugees, Acculturation Strategy, Integration, Assimilation, Separation, Marginalization, Depression, Life satisfaction, Sense of Coherence, Psycho-cultural Adaptation 330
- Published
- 2018
30. Din psikolojisi bağlamında ölüm eşiği deneyimleri (Near death experience)
- Author
-
Uysal, Saliha, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Death ,Experience ,Psikoloji ,Din ,Psychology ,Religious psychology - Abstract
Bu araştırmanın konusu, klinik olarak ölü kabul edilen insanların ruhlarının fiziksel bedenlerini terk etmesiyle farklı bir mekana gitmelerini; bedenlerinin dışında kendilerini veya etrafında olanları izlemelerini; ışık, ses, tünel vb. fenomenleri tecrübe etmelerini, geri döndükten sonra tüm yaşadıklarını detaylarıyla anlatmalarını içeren Ölüm Eşiği Deneyimleridir (ÖED). Son yıllarda bilimsel çalışmalarla yeni bir aşamaya evrilen bu deneyimler, aslında insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. ÖED'lerin anlaşılması ve hakkıyla değerlendirilmesi, ancak onunla bağlantılı olan ruh, ruh-beden ilişkisi ve ölüm'ün bilinmesiyle mümkündür. Semavî dinlerden diğer dinî geleneklere, felsefeden mit ve efsanelere kadar her alanda kendine önemli bir yer bulan ÖED'ler, bu deneyimi yaşayan insanların hayatlarında derin dinî ve psikolojik değişikliklere yol açmaktadır. Din Psikolojisi açısından ÖED'nin ele alındığı bu tezde, ÖED'nin temel karakteristikleri, deneyim öncesi, esnası ve sonrası olmak üzere kapsamlı bir şekilde araştırılmıştır. Böylece daha önceki birikimin sağladığı zemin üzerinde, nitel araştırma modeli kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme (purposive sampling) yöntemiyle belirlenen ve kartopu tekniğiyle ulaşılan ÖED yaşamış 13 kişiyle mülakat yapılmıştır. ÖED öncesine dair inançlar, kişilik yapıları, ruhsal haller gibi durumlarla ilgili bulgular elde edilirken; ÖED esnasına ilişkin literatürdeki bilişsel, afektif, paranormal ve transandantal unsurlara uygun olarak `hız, sesler, yaşamın göz önünden geçmesi, tünel, ışık, huzur, mutluluk, sevgi, aşk, birleşme, BDD, duyu ötesi algı, başka bir alem, başka bir varlıkla karşılaşma` gibi unsurlar; ÖED sonrasına ilişkin ise inançta, ibadette, kişilikte, ölüm ve sonrasına bakışta, empati ve iyilikte değişiklikler şeklindeki bulgulara ulaşılmıştır. This paper is about Near Death Experiences (NDEs) occurring to people who are considered clinically dead, and defined by characteristic features such as a feeling of separating from the physical body, entering into a foreign dimension, observing self from outside the body while witnessing events going on around them, providing a detailed recollection of these events when they return to their body, and the general perception of a profound feeling of love, peace and light. These experiences have been reported since ancient times, however recent scientific studies have taken them into a new step. To understand and rightfully assess NDEs, one must know about the related concepts, namely soul, soul-body relation and death. Having an important place in many subjects from Abrahamic religions to traditional beliefs, philosophy, myths and legends; NDEs have profound effects that change the experiencer's religious beliefs and psychological state. The present study uses psychology of religion approach to the phenomenon and provides an extensive research on their basic features, along with pre-, mid- and post-experience factors. Thus, a qualitative research model was applied while taking pre-existing conditions into account. A total of 13 near death experiencers selected using purposive sampling methods and contacted through the snowball technique were interviewed. While the findings related to the beliefs, personality types, psychological states before NDE obtained about pre-experience; the findings as `speed, voices, life-review, tunnel, light, peace, happiness, love, unity, OBE, extrasensory perception, another realm, encountering with others` obtained about mid-experience as cognitive, affective, paranormal and transcendental components are in line with the existent literature on NDEs and also differences in belief, personality, view for death and after-life, emphatizing and benevolence are obtained about post-experience. Key Words: Soul, Body, Out-of-Body Experience (OBE), Death, Near Death Experience (NDE), Light, Tunnel, Benevolence. 325
- Published
- 2018
31. Üniversite mezunu yetişkin bireylerin dini tutum düzeyleri ile suçluluk-utanç duygularının karşılaştırılması
- Author
-
Çetin, Hakan, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Psikoloji ,Din ,Religious conducts ,Criminality ,Psychology ,Religious psychology ,Shame - Abstract
Bu çalışmada üniversite mezunu bireylerin dini tutumları ile suçluluk ve utanç duyguları arasında bir ilişki olup olmadığı konusu incelenmiştir. İnsanların sıklıkla yaşadıkları ve birçok kaynakta negatif duygular olarak yer alan suçluluk ve utanç duygularının, bireylerin dini düşünce, duygu ve davranış eğilimleri üzerinde ne gibi bir etkiye sahip olduğu bu araştırmanın temel amacını oluşturmuştur. Bu amaçtan yola çıkılarak çeşitli lisans programlarından mezun bireylerin cinsiyet, yaş, çalışma durumu, sosyo-ekonomik seviye, aile durumu vb. demografik özellikler açısından yaşadıkları suçluluk ve utanç duyguları ve dini tutumları karşılaştırılmıştır. Bunun için İstanbul'da yaşayan farklı özelliklere sahip 309 üniversite mezunu bireye Suçluluk- Utanç Ölçeği(SUTÖ) ile Dini Tutum Envanteri uygulanarak toplanan veriler analiz edilerek belirli sonuçlara varılmıştır. Analizler sonucunda, katılımcıların genel olarak dini tutum puanlarının yüksek olduğu, dine karşı olumlu bir tutum besledikleri bulunmuştur. Öte yandan suçluluk ve utanç duygularını kadınların erkeklere göre daha fazla yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Dini tutumu ılımlı olan anne ve babanın çocuklarının da dini tutumlarının olumlu olması ılımlı bir tutumun din eğitimindeki önemini ortaya koymuştur. Ayrıca, araştırmaya katılan kişilerin din bilgisi azaldıkça dini tutumun da olumsuzlaştığı bulgusundan, dini bilgiler ile dini tutumlar arasında pozitif yönde bir ilişki ortaya konmuştur. Ayrıca patolojik düzeyde olmamak koşuluyla, suçluluk ve utanç duygularının artmasının dini tutum düzeyini de arttırdığı bulunmuştur. Evli veya bekar olmanın, çalışıyor veya çalışmıyor olmanın, bitirilen bölümlerin, yaşın, ekonomik durumun, yüksek lisans yapıyor olmanın, hayatının büyük kısmını geçirdiği yerin, anne-babanın kendi arasındaki ilişkinin, travmatik bir yaşantı geçirmiş olmanın hem dini tutum hem de suçluluk ve utanç duyguları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığı ortaya konmuştur. This study examined the relationship between the religious attitudes of college graduated individuals and the feelings of guilt and shame. The basic aim of this research is to examine whether the feelings of guilt and shame that people often experience and which are mentioned as negative emotions in many sources have an influence on the religious thoughts, feelings and behavioral tendencies of individuals. From this point of view the guilt, shame and religious attitudes of the individuals graduated from various undergraduate programs in terms of demographic characteristics such as gender, age, working status, socioeconomic level, family status were compared. For this reason, 309 college graduates who have different characteristics living in Istanbul were analyzed and the collected results were analyzed by applying the Guilt and Shame Scale (TOSCA) and the Religious Attitude Inventory.As a result of the analyzes, it was found that the participants had higher attitude scores in general and a positive attitude towards religion. On the other hand, it was also found that guilt and shame experienced by women are higher than men. The positive attitudes of the children of the parents who have moderate religious attitudes reveals the importance of a moderate attitude in religious education. In addition, a positive relationship between knowing more about religion and religious attitudes has been concluded because of the fact that the participants' religious attitudes getting negative as the religious knowledge decreases. Moreover, it was found out that increasing feelings of shame and guilt provided that not being on a pathological level increase the level of our religious attitude.It is found that tarital status, work status, finished degrees, age, economic situation, having a master's degree, grown-up places, having a traumatic experience or the nature of the relationship between parents have no significant effect on both religious attitudes and feelings of guilt and shame. 133
- Published
- 2018
32. The problems of religious practices in the results of differentation of mazhab and language: A phenomenological assesment throughout imams
- Author
-
Demirdağ, Muhammed Emin, Horozcu, Ümit, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Religious language ,Hanifies ,Din ,Turks ,Sects ,Kurdish ,Phenomenology ,Religious differences ,Shafis ,Language ,Imams - Abstract
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Şâfîî-Kürt halkı yoğun olarak, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşamaktadır. Bu bölgede Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bünyesinde, resmî olarak dinî faaliyet yürüten; anadili Türkçe ve Hanefî mezhebine bağlı imamlarla, anadili Kürtçe ve Şâfîî mezhebine bağlı olan imamlar bulunmaktadır. Bu çalışma, bahse konu olan imamların, imamlık vazifelerini yerine getirirken yaşadıkları deneyimlerden yola çıkarak, Türkiye'deki dinî faaliyetlerin, resmî dilde (Türkçe) ve başat mezhepte (Hanefî) yürütülmesinden kaynaklanan problemleri fenomonolojik açıdan tartışmayı hedeflemektedir. Böylelikle olabildiğince mevzunun tüm yönlerini ortaya koyan bir durum tespiti yapmak istenmektedir.Bu bağlamda, bahse konu edilen imamların, bölgede görev yaptıkları süre içerisinde, imam arkadaşlarıyla, cemaatle ve bölgede yaşayan halkla ilişkileri incelenmektedir. Çalışma, dil ve mezhep farklılıklarını kendinde barındıran imamların, ekseriyetle Kürt olan cami cemaati ve bölge halkı ile olan muhataplıkları açısından, yaşadıkları bireysel deneyimleri nasıl değerlendirdiklerini göstermeye çalışmıştır.Tarama modelinde gerçekleştirilen araştırma, beş (5) Türk-Hanefî, on iki (12) Kürt-Şâfiî olmak üzere toplamda on yedi (17) imamdan oluşan bir çalışma grubu ile yapılan görüşmelerden elde edilen verilere dayanmaktadır. Araştırmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. İmamlarla yapılan mülakatların kayıtları çözümlenerek görüşme metinlerine dönüştürülmüştür. Elde edilen bu veriler, betimsel ve sistematik analiz yöntemi kullanılarak fenomonolojik açıdan değerlendirilmiştir.Yaygın anadilinin Kürtçe, mezhebin ise Şâfiî olduğu bu coğrafyada, dinî faaliyetleri yürütmek için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilen, Hanefî mezhebine bağlı, anadili Türkçe, Kürtçeyi bilmeyen ya da çok az bildiği varsayılan imamların; Şâfiî mezhebinin dinî uygulamaları ile halkın imamlara başvurduğu çeşitli toplumsal uygulamalarda (nikâh, cenaze, küslerin barıştırılması vb.), mezhep, örf ve adetler konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları görülmektedir. Dolayısıyla çalışma, bu durumun devlet tarafından verilen dinî hizmetin ve toplumsal yaşam çözümlemelerinin niteliğini zayıflattığı iddiasını taşımaktadır. Anahtar kelimler: Mezhep, Dil, Kimlik, Şâfiî/Kürt, Hanefî/Türk, Fenomonoloji. In Turkish Republic, Shafi-Kurdish people intensely live in eastern and southeast regions of Anatolia. There are imams officially within the Presidency of Religious Affairs in this region who are conducting their religious activities with their native language which is Turkish and connected to Hanafi sect and the imams whose mother tongue is Kurdish and connected to the Shafi'i sect. This work aims to debate in phenomenological terms the problems arising from conduct of imams religious services with official language (Turkish) and within the normes of dominant sect (Hanafi) while performing their duties, based on their experiences. Thus, it is required to make an assessment revealing all aspects of the subject as much as possible.In this context, the relations of the imams in question with their colleagues, congregation and the public in the region while they have worked were examined. This study has tried to show how the imams who differ from the congregation with regard to language and sect, evaluate their own individual experiences because of addressing mostly a Kurdish community in the mosque and within the public life.Conducted by survey model, this study is based on data obtained from interviews with a working group consisting of seventeen imams (17) in total: five (5) Turkish-Hanafi, twelve (12) Kurdish-Shafi. In this study, semi-structured interview technique was used. The records of interviews with imams are converted to text. The obtained data was evaluated with the method of descriptive and systematic analyses regarding to phenomenology.It is observed that in this region the public usually has used Kurdish as a mother tongue and they have the idea of the Shafi'i sect. At the same time for conducting religious activities the Presidency of Religious Affairs sends to the region some imams whose native language is Turkish, they depend on Hanafi sect, they don't know Kurdish language or they know it very few. It could be seen some socio-religious practices (wedding, funeral, offended the reconciliation ie.) in this public are within the normes of Shafi'i sect. But these imams don't have enough knowledge about the practices of Shafi'i sect. Thus, the study claims that this situation weakens the qualification of the religious services provided by the state and analyses of social life.Key Words: Sect, language, identity, Shafi/Kurdish, Hanafi/Turkish, Phenomenology. 200
- Published
- 2016
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.