Search

Inflation and unemployment are among the problems that need to be solved in terms of the Turkish economy as well as in all world economies. Economic stability, which is the main objective of monetary and fiscal policies, can be achieved by ensuring full employment and price stability together. Unemployment for full employment and inflation for price stability must be solved. It is therefore important to examine the simultaneous action of these two questions. The Phillips curve expresses the opposite relationship between inflation and unemployment. However, studies have shown that this rule may not be valid. While some study results show the existence of an inverse relationship between unemployment and inflation, some studies show that there is a positive or insignificant relationship due to the period, country/countries and analysis methods. In this study, in which the Phillips curve for developed countries is intended to be examined, inflation and unemployment data of Turkey and Germany, the United States of America, the United Kingdom, Canada, France, Japan and Italy, which are expressed as G-7, are used. The results obtained from the panel causality test revealed that there is a bidirectional causality relationship between inflation and unemployment throughout the panel., Enflasyon ve işsizlik tüm dünya ekonomilerinde olduğu gibi Türkiye ekonomisi açısından da çözülmesi gereken sorunların başında gelir. Para ve maliye politikalarının temel hedefi olan ekonomik istikrara tam istihdam ve fiyat istikrarının birlikte sağlanması ile ulaşılabilir. Tam istihdam için işsizlik, fiyat istikrarı için enflasyon probleminin çözülmüş olması gerekir. Bu nedenle bu iki sorunun eşanlı hareketini incelemek önemlidir. Phillips eğrisi, enflasyon ile işsizlik arasındaki zıt yönlü ilişkiyi ifade etmektedir. Ancak yapılan çalışmalar bu kuralın geçerli olamayabileceğini ortaya koymuştur. Bazı çalışma sonuçları işsizlik ve enflasyon arasında ters yönlü ilişkinin varlığını gösterirken, bazı çalışmalar ele alınan dönem, ülke/ülkeler ve analiz yöntemleri nedeniyle pozitif yönlü veya anlamsız ilişkinin varlığını göstermiştir. Gelişmiş ülkeler için Phillips eğrisinin incelenmek istendiği bu çalışmada, Türkiye ile G-7 olarak ifade edilen Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Kanada, Fransa, Japonya ve İtalya’nın enflasyon ve işsizlik verileri kullanılmıştır. Panel nedensellik testinden elde edilen sonuçlar, panel genelinde enflasyon ile işsizlik arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğunu ortaya koymuştur.

Ekonomik göstergeler ile önemli ölçüde etkileşimi olan dış ticaretin, küresel kalkınmadaki rolü Adam Smith’den günümüze gelene dek iktisat literatüründe yer almıştır. Ülkedeki işsizlik, yoksulluk, istihdam gibi birçok makroekonomik gösterge üzerinde önemli etkiye sahip olduğu düşünülen dış ticaretin enflasyon ile ilişkisi ise güncelliğini koruyan bir tartışma konusudur. Bu çalışmada da dış ticaretin enflasyon ile ilişkisi araştırılmıştır. Yeni sanayileşen ülkeler (NIC; Brezilya, Çin, Endonezya, Hindistan, Meksika, Malezya, Filipinler, Tayland, Türkiye ve Güney Afrika) için 1987-2020 arası döneme ait yıllık veriler yardımı ile oluşturulan iki modelde ihracat ve ithalatın enflasyon üzerindeki etkisi panel regresyon yöntemi ile incelenmiştir. Her iki modelde de açıklayıcı değişken olarak ekonomik büyümeyi temsilen GSYH modele dahil edilmiştir. Elde edilen sonuçlar; söz konusu ülkelerde ihracat ve ekonomik büyümenin enflasyonu düşürücü yönde etkisinin olduğu, ithalatın ise enflasyonu artırıcı yönde etkisinin olduğunu göstermektedir.

Enflasyon ve dışa açıklık ilişkisi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerdeki araştırmacılar vepolitika yapıcılar tarafından çalışılan bir konu olmaya devam etmektedir. Enflasyon ve dışa açıklık arasındakikesin ilişki hala belirsizlik içindedir. Dışa açıklık ve enflasyon arasındaki ilişkiyi ölçmek için farklımetodolojiler kullanarak farklı ülkeler ve bölgesel gruplar için çeşitli çalışmalar yapılmış, ancak kesin biryargıya varılamamıştır. Bu ilişkiyle ilgili farklı çalışmalar olsa da ampirik çalışmaların çoğu David Romertarafından 1993 yılında literatüre kazandırılan ve ekonomide dışa açıklık ile enflasyon arasında ters bir ilişkiolduğu hipotezini ortaya koyan çalışmaya dayanmaktadır. Bu çalışma, G7 ülkeleri için 1991-2019 arasıdönemde alınan yıllık veriler yardımı ile söz konusu ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Elde edilen sonuçlar,G7 ülkeleri için Romer’in hipotezini desteklemektedir.

Bu çalışmanın amacı doğrudan yabancı yatırımların Ar-Ge harcamaları üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışmanın kapsamı AB-16 ülkesi ve Türkiye ve 1996-2018 dönemidir. Çalışmada yöntem olarak yatay kesit bağımlılık testi, CADF birim kök testi, homojenlik testi, Durbin-Hausman eşbütünleşme testi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre doğrudan yabancı yatırımların Ar-Ge harcamalarını pozitif etkilemektedir., The aim of this study to investigate effect of foreign direct investment on R&D expenditure. Scope of study is EU-16 countries and Turkey and period 1996-2018. As method of study were used Cross-Section Dependency test, CADF unit root test, Durbin-Hausman cointegration test. As obtained results, foreign direct investment positive impact of R&D expenditure.

Birliği ülkeleri ile Türkiye’de ekonomik büyüme ve elektrik enerjisitüketimi arasındaki ilişki, 1996-2014 dönemine ait yıllık veriler kullanılarakaraştırılmıştır. Panel dinamiklerinde heterojenliği ve kesitsel bağımlılığıdikkate alan bir çerçevede eşbütünleşme ve nedensellik testleri ile analizgerçekleştirilmiştir. Panel eşbütünleşme testi ile elektrik tüketimi veekonomik büyüme arasında uzun dönemli anlamlı bir ilişkinin varlığı ortayakonulmuştur. Parametre tahmininin yapılmasına imkân sağlayan DOLSMGtahmincisinden ede edilen sonuçlar, panel genelinde elektrik tüketimininekonomik büyümeye pozitif katkı sağladığını göstermiştir. Ayrıca sonuçlar buülkelerde, elektrik tüketimi veekonomik büyüme arasında iki yönlü nedensellik ilişkisinin olduğunu ortaya

Tarihin her devrinde önemini koruyan rekabet gücü ve ekonomik büyüme ilişkisi küreselleşmenin ve bilgi çağının yaşandığı günümüzde önemini artırmış ve sürekli bir yenilenme içine girmiştir. Sanayi devrimi öncesinde özellikle silah teknolojisinde önem arz eden rekabet gücü unsuru, sanayi devrimi ile birlikte artık değer oluşumu ve dış ticaret ile şekillenmeye başlamıştır. Dolayısıyla bilgi ve iletişim teknolojisindeki hızlı değişimler sonucu ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasi nüfuzları ve rekabet güçleri sürekli olarak değişim göstermeye başlamıştır. Bu hızlı değişim rekabet gücünü artıran toplumların refah düzeylerini yükseltirken, rekabet gücünü kaybeden toplumlarda da aynı hızla refah kaybına neden olabilmektedir. Özellikle gelişme aşamasındaki ülkelerin genel sorunlarından olan gelir dağılımındaki eşitsizlik, siyasi ve sosyal karışıklıklar, kalkınma problemleri ve refah düzeyi düşüklüğünün altında yatan en önemli sorun rekabet gücü eksikliğidir. Bu çalışmada Türkiye'nin de aralarında bulunduğu kısaca OECD olarak adlandırılan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'ne üye 34 ülke için bu durum irdelenmiştir. Yapılan çalışmada bu ülkelere ait 2001-2014 dönemi rekabet gücü rakamları, gayri safi yurt içi hâsıla, işgücüne katılım ve sermaye birikimi değişkenleri yardımıyla ekonomik büyüme ve rekabet gücü ilişkisi panel veri analizi ile incelenmiştir.Elde edilen analiz sonuçlarına göre rekabet gücündeki artışlar ekonomik büyüme üzerinde etkilidir. Paneli oluşturan ülkelerde (özellikle gelişmekte olanlar) rekabet gücünün arttırılması amacı ile uzun dönemli olarak kamusal düzenlemeler ve iş dünyasının etkinliğinin yanında, ekonomik performans ve altyapı üzerinde daha yoğun çalışılması gerektiği söylenebilir. Gelişmekte olan ülkelerde, bu alanlarda ilerleme sağlanmasının rekabet gücünü dolayısıyla da ekonomik büyümeyi olumlu etkileyeceği sonucuna ulaşılmıştır. The relationship between competition power and economic growth, preserving its importance in every period of history has increased its signifiance in the era of globalisation and information age by continuously being in a renewal process. The concept of competition power was especially important in weapon technology before the Industrial Revoluation. As the concepts surplus value and foreign trade became more apparent with the Industrial Revoluation, the concept of competition power was reshaped together with above mantioned concepts to its present form. Therefore, as a result of rapid changes on information and communication technologies, economic, social and political influences and competition power of countries have begun to change dramatically. This rapid change leads to an increase in the level of welfare of those societies which increase their competition power, while a welfare loss may occur for those societies who lose their competition power.The lack of competition power is the most crucial underlying reason for developing countries terms of inequality in income distribution, social and political disturbances, development issues and low level of welfare. In this respect, in the present study, this condition has been examined for the 34 OECD (the Organization of Economic Cooperation and Development ) member countries including Turkey. In this thesis, the relationship between economic growth and competition power has been examined by using panel data analysis method. To do so, we have taken into account several variables such as the competitive power figures of the selected countries for the period of 2001 to 2014, gross domestic product, labor force prticipation and capital stock.The analysis results reveal that increases on competition power have an effect on economic growth. . It has been suggested that in order to increase the competitive power in the countries constituting the panel, particularly developing countries, it should be intensively worked on economic performance and infrastructure alongside with long-term public arrangements and efficiency in the business world. In developing countries, it was reached a conclusion that ensuring progress in above mentioned areas has positively affected the competitive power and thereby economic growth. 134