59 results on '"Bilir, Faruk"'
Search Results
2. Kişisel Verilerin Korunması Kişinin Kendisinin Korunmasıdır
- Author
-
BİLİR, Faruk
- Subjects
Communication ,Kişisel Veri,Veri Güvenliği,Veri ,İletişim - Abstract
İçinde bulunduğumuz dijitalleşme ile veri, kişisel veri, kişisel verilerin korunması ve mahremiyet gibi kavramların her geçen gün daha fazla önem arz ettiğini görmekteyiz. TRT Akademi Dergisi olarak kişisel veri nedir, dijital ortamda verilerimizi nasıl koruyabiliriz, kanun kapsamında sahip olduğumuz haklar nelerdir? Bunları Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir ile konuştuk.
- Published
- 2021
3. 1982 Anayasası’nda Bakanlar Kurulu
- Author
-
BİLİR, Faruk
- Subjects
Bakanlar Kurulu - Abstract
1982 Anayasası’nda Bakanlar Kurulu
- Published
- 2016
4. Başbakanın Hukuki Durumu ve Başkana Vekalet
- Author
-
BİLİR, Faruk
- Subjects
Başbakanın Hukuki Durumu,Başkana Vekalet - Abstract
Başbakanın Hukuki Durumu ve Başkana Vekalet
- Published
- 2016
5. CONFLICT WITH THE NOMINATION (THE CANDIDATE FOR THE NOMINATION OF A CANDIDATE FROM ANOTHER POLITICAL PARTY)
- Author
-
BİLİR, Faruk
- Subjects
Nominated member of parliament, Conflict with the nomination , Supreme Election committee ,Milletvekilliği Adaylığı,Adaylık Çakışması,Yüksek Seçim Kurulu ,Nominated member of parliament,Conflict with the nomination,Supreme Election committee ,Milletvekilliği Adaylığı, Adaylık Çakışması, Yüksek Seçim Kurulu - Abstract
Bu çalışmada, milletvekili seçimlerinde adaylık çakışması, yani milletvekili aday adayının başka bir siyasi partiden aday gösterilmesi sorunu ele alınmıştır. Adaylık çakışması sorunu mevzuattaki düzenlemeler ve Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları çerçevesinde incelenmiş ve sorunun çözümü ortaya konulmuştur, In this paper the problem of the renomination of a previously nominated nominee is studied. In this respect, the solution is found within the outline of the current legislations and the decisions made by the "Supreme Election Committe"
- Published
- 2016
6. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Bireysel Başvurularda Önemli Bir Zarara (Önemli Bir Dezavantaja Uğrama) Kriteri
- Author
-
BİLİR, Faruk
- Subjects
Protocol No. 14,European Court of Human Rights,admissibility conditions,significant disadvantage,victim ,14 nolu protokol,AİHM,kabul edilebilirlik şartları,önemli bir ölçüde dezavantajlı durumdan muzdarip olma,mağdur - Abstract
Protocol No. 14 contains structure and functioning of the European Court of Human Right important regulations. In these arrangements for purpose of reduce the workload of the Court and speeding up prosecution process the most conspicuous and discussions that lead to innovation are the regulations regarding admissibility conditions . This amendment to the admissibility conditions between the applicant has suffered a substantial disadvantage criteria is added. These criteria consider the value of the applicant is required to have suffered a loss . If the applicant does not have a significant disadvantage in this case the decision of the court on the application of inadmissibility is envisaged. In fact, violation of human rights by a court in the form of significant or insignificant separation is a highly controversial topic . From this point protocol have brought drawbacks of these regulations will reveal some of the stabilizing elements to resolve, 14 nolu protokol Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yapısında ve işleyişinde önemli düzenlemeler içermektedir. Mahkemenin iş yükünü azaltmayı ve yargılama sürecini hızlandırmak amacıyla yapılan bu düzenlemelerde en çok göze çarpan ve tartışmalara yol açan yeniliği kabul edilebilirlik şartları ile ilgili olan düzenlemelerdir. Yapılan bu değişiklikle kabul edilebilirlik şartları arasına başvuranın ehemmiyetli bir dezavantaja uğramış olması kriteri eklenmiştir. Bu kriter başvuran kişinin dikkate değer bir zarara uğramış olmasını gerektirmektedir. Eğer başvuran kişinin önemli bir mağduriyeti yok ise bu durumda mahkemenin başvuru hakkında kabul edilemezlik kararı vermesi öngörülmektedir. Esasında insan hakları ihlalinin bir mahkeme tarafından önemli ya da önemsiz biçiminde ayrılması oldukça tartışmalı bir konudur. Bu açıdan protokol bu düzenlemelerin ortaya çıkaracağı sakıncaları da gidermek için bazı dengeleyici unsurlar getirmiştir
- Published
- 2015
7. SİYASİ YASAKLILIK VE MİLLETVEKİLLİĞİ
- Author
-
BİLİR, Faruk
- Subjects
SİYASİ YASAKLILIK ,MİLLETVEKİLLİĞİ - Abstract
Siyasi Partiler Kanunu'nun değişiklikten önceki 95. maddesincfe-ki "... milletvekilliği için aday olamazlar" hükmü karşısında, beyan ve eylemleriyle partisinin kapatılmasına sebep olan kişilerin bağımsız ml-letvekili adayı olabileceklerini savunmak mümkün değildir. Çünkü gerek siyasi parti adaylığı gerekse bağımsız adaylık bu hükümle yas&-lanmıştır. Ancak Siyasi Partiler Kanunu'nun değişik 95. maddesi, böyle durumda olan kişilerin artık bağımsız milletvekili adayları olabileceklerini mümkün hale getirmiştir. Çünkü, SPK'nın değişik 95. maddesine göre,"Siyasi partiler bu kişileri hiçbir suretle seçimlerde aday gösteıemezler".
- Published
- 2014
8. Anayasa yapımına yönelik değerlendirmeler
- Author
-
BİLİR, Faruk, Selçuk Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü, and Bilir, Faruk
- Subjects
Hukuk ,Anayasa,Anayasa Yapımı,Kurucu İktidar,Kurucu Meclis ,Constitution,Constitution making,Founding Power,Founding Assembly - Abstract
Toplumsal hayatın işleyişi ve şekillenmesinde önemli işlevlere sahip olan anayasaların kimler tarafından ve nasıl yapıldıkları konusu büyük önem taşımaktadır. Anayasanın yapımına ilişkin tercih edilen yöntem, çoğu kez onun içeriğinin nasıl olacağına dair ciddi ipuçları da verir. Anayasayı kimin yapacağı, aynı zamanda egemenliğe kimin sahip olduğu sorusuna sıkı sıkıya bağlıdır. Egemenliğin halka ya da millete ait olduğu demokratik sistemlerde, anayasa yapma yetkisi de halka veya millete aittir. Başka bir ifadeyle demokratik sistemlerde asli kurucu iktidarın kaynağı toplumdur., The subject of making Constitutions in which way and by whom is very important as the Constitutions have fundamental functions in shaping and conduct of social life. Generally, the method that is choosen to make a Consitution gives clues about its content. The question that who is going to make the Constitution depends closely to the question that who is holder of the sovereignity. In Democratic States where the sovereignity belongs to public, the power to make the Constitution is also belong to public, nation. In other words, in democratic systems the society is the ultimate source of the founding power.
- Published
- 2008
9. Si̇yasi̇ Yasaklılık ve Mi̇lletveki̇lli̇ği̇
- Author
-
Bilir, Faruk, Selçuk Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü, and Bilir, Faruk
- Abstract
Siyasi Partiler Kanunu'nun değişiklikten önceki 95. maddesincfe-ki "... milletvekilliği için aday olamazlar" hükmü karşısında, beyan ve eylemleriyle partisinin kapatılmasına sebep olan kişilerin bağımsız ml-letvekili adayı olabileceklerini savunmak mümkün değildir. Çünkü gerek siyasi parti adaylığı gerekse bağımsız adaylık bu hükümle yas&-lanmıştır. Ancak Siyasi Partiler Kanunu'nun değişik 95. maddesi, böyle durumda olan kişilerin artık bağımsız milletvekili adayları olabileceklerini mümkün hale getirmiştir. Çünkü, SPK'nın değişik 95. maddesine göre, "Siyasi partiler bu kişileri hiçbir suretle seçimlerde aday gösteremezler".
- Published
- 2000
10. Cumhuri̇yet Dönemi̇ Anayasalarında Mi̇lli̇yetçi̇li̇k Anlayışı
- Author
-
Tunç, Hasan, Bilir, Faruk, Selçuk Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü, Tunç, Hasan, and Bilir, Faruk
- Abstract
Milliyetçilik, aynı millete mensup kişilerin duydukları; bir arada, bağımsız bir hayat sürmek ve bu kişilerin sevgi ve saygı hisleri ile milletine bağlanarak, teşkil ettikleri toplumu yüceltmek isteğidir. Bir başka tanımla milliyetçilik, yani milliyet duygusu,bir toplumda kişilerin kendilerini bütüne bağlı ve onun bir unsuru olarak hissetmeleri ve o toplum için varlıklarını ortaya koymaya hazır olmaları demektir.
- Published
- 1999
11. AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN YAPISI ve 14 NOLU PROTOKOL
- Author
-
BİLİR, Faruk
- Published
- 2006
12. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Bireysel Başvurularda Önemli Bir Zarara (Önemli Bir Dezavantaja Uğrama) Kriteri
- Author
-
BİLİR, Faruk, primary
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
13. Türkiye'de milletvekilliği ve milletvekilliğinin sona ermesi
- Author
-
Bilir, Faruk, Tunç, Hasan, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Deputy ,Kamu Yönetimi ,Public Administration ,Parliamentary elections ,Law ,Milletvekili ,Milletvekili seçimleri - Abstract
239
- Published
- 2000
14. 1982 Anayasası'nda Bakanlar Kurulu
- Author
-
Bilir, Faruk, Tunç, Hasan, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Prime minister ,Constitution 1982 ,Council of Ministers ,Ministers ,Law - Abstract
103
- Published
- 1997
15. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin Yargılama Yetkisi ve "Ermeni Soykırımını" İnkarı Suç Sayan Düzenleme
- Author
-
BİLİR, Faruk, primary
- Published
- 2006
- Full Text
- View/download PDF
16. Ülke Seçim Çevresi Milletvekilliği
- Author
-
BİLİR, Faruk, primary
- Published
- 2005
- Full Text
- View/download PDF
17. Anayasanın 90. Maddesinde Yapılan Değişiklik Çerçevesinde Milletlerarası Andlaşmaların İç Hukuktaki Yeri
- Author
-
BİLİR, Faruk, primary
- Published
- 2005
- Full Text
- View/download PDF
18. Adaylık ve Meclis’te Yenilenme
- Author
-
BİLİR, Faruk
- Abstract
Genellikle siyasi partiler, adaylarının, seçim çevresinde beğenilen ve desteklenebilecek kişiler olmasına özen göstermektedirler. Siyasi partiler, program ve temsil ettikleri siyasi görüşler ile seçmenlerin tercihlerinde önemli rol oynamaktadırlar. Ancak bu, seçmenlerin tercihlerinde, parti adaylarının kişisel özelliklerinin hiç etkili olmadığı veya olamayacağı anlamına gelmez.
19. Türk Anayasa Hukukunda Gensorunun Düzenlenişi ve Etkililiği
- Author
-
Bilir, Faruk and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Hukuk ,Gensoru,denetim,parlamenter sistem ,Interpallation,check,parlaimentary system - Abstract
Parlamenter sistemlerde, meclisin hükümeti siyasetini gensoru ile denetleyebilir. Gensoru özellikle güçlü bir hükümetin bulunmadığı parlamenter sistemlerde en etkin denetim sistemidir. Gensoru ile hükümet, siyaseti hakkında meclise karşı bilgi ve hesap vermek zorundadır. Parlamenter sistemlerde hü- kümetin meclisin güveniyle çalışması esastır. Meclisin güvenini alamayan hü- kümetin istifa etmesi gerekmektedir, gensoru bu amaca hizmet etmektedir. Bakanların veya hükümetin siyasi sorumluluğu gensoru ile denetlenmektedir. Koalisyon hükümetlerinde çokça önem ifade etse de güçlü bir iktidar karşısında pek fazla işlevsel olamamaktadır., Parliament may check politics of government by the interpellation at parliamentary systems. Interpellation is most active checking system especially where there is not a strong government. By the interpellation, government has to give information and explain about the politics to parliament. Government should work with the trust of parliament as basis at parliamentary systems. The government should resign when it cannot have trust of parliament so interpellation serves to that idea. Government or ministers political responsibility is checked by interpellation. Interpellation is so important for coalition governments but if there is a strong government then it is not so useful.
20. Cumhuriyet Dönemi Anayasalarımızda Milliyetçilik Anlayışı ve Atatürk Milliyetçiliği
- Author
-
TUNÇ, Hasan and BİLİR, Faruk
21. Personal data protection in Constitutional law
- Author
-
Duman, Berat, Bilir, Faruk, and Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Law - Abstract
Çalışmamızda Türk hukukunda ve Türk anayasa hukukunda önemi son yıllarda gittikçe artan "Kişisel Verilerin Korunması Hakkı"nı anayasal temel bir hak olarak ele alacağız. Kişilerin, kişisel verilerinin korunması, temelde, bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunmasının temelini, gövdesini oluşturur. Zira bireylere ilişkin bilgiler -en basitinden en detaylısına kadar- uluslararası metinler, anayasa ve yasalarda yapılan düzenlemeler neticesinde kişilere tanınan hakların kullanılması ile iç içe geçmiş durumdadır. Dolayısıyla modern demokrasiler ve çağdaş hukuk devletlerinde, kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilerin, bu hakkın korunmasında veya başka bir deyişle ihlal edilmesinden kaçınılmasında, bazı yükümlülüklere tabi olduğu açıktır. Buradan hareketle, kamusal ve özel organların ve kişilerin, bütün işlem ve fiillerini hukuk düzeninin kendisine tanıdığı kurallara uygun bir şekilde yürütmek mecburiyeti vardır. Bunun sonucu olarak, "Kişisel Verilerin Korunması Hakkı" nın her hukuk devletinin anayasasında temel hak olarak tanımlanması temayülü gün geçtikçe artan bir şekilde, dünya hukuk düzenini oluşturan hukuk sistemlerinde kendisini göstermektedir. Bu bağlamda çalışmamızda Türk hukukunda ilk defa 2010 Anayasa değişikliği ile anayasal bir hak olarak bireylere tanınan "Kişisel Verilerin Korunması Hakkı"nın anayasal çerçevede korunmasının temellerini incelemeye çalışacağız. Anayasa temelinde söz konusu hakkı incelemenin yanında, hakkın anlaşılmasında önemli bir yer tutan uluslararası belgeleri, bu hakka ilişkin terminolojiye ve bunlara ek olarak gerek ceza gerekse hukuk alanında temel koruma alanları ile özellikle "Kişisel Verileri Koruma Kanunu"na değineceğiz. Çalışmamız dört ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde genel olarak kişisel verilerin korunması ile ne anlatılmak istendiğine, tarihçesine ve uluslararası temel metinlerde yer alma şekline değineceğiz. İkinci bölümde, kişisel verilerin korunması hukukunda bilinmesi gereken temel terimler ile ilkelere göz atacağız. Üçüncü bölümde, bu hakkın Türk anayasa hukukundaki temellerine ayrıntılı bir şekilde bakmaya çalışacağız. Son bölümde ise, anayasal bir hak olan "Kişisel Verilerin Korunması" hakkının kanun düzeyinde ceza ve hukuk alanında korunması ile özel bir kanun olan Kişisel Verileri Koruma Kanunu'nun sağladığı korumaya değineceğiz. Bunlarla beraber, esas olarak, kişisel verilerin korunması hakkını anayasal temel bir hak olarak bu çalışmamızda ortaya koymaya çalışacağız., In our study, we are going to consider the right to Protection of Personal Data as a constitutional fundamental right, which has gained importance in Turkish law and Turkish constitutional law in recent years. The protection of personal data constitutes the basis and body of the protection of the rights and freedoms of individuals. Because information about individuals is intertwined with the exercise of the rights granted to individuals as a result of the arrangements made in international texts, constitution and laws - from the simplest to the most detailed. Thus, in modern democracies and contemporary states of law, it is clear that public and private legal entities and natural persons are subject to certain obligations in the protection of this right or in other words in the avoidance of this violation. From this point of view, public and private bodies and individuals are obliged to carry out all their transactions and acts in accordance with the rules recognized by the legal order. As a result, the tendency to define the Right to Protection of Personal Data as the fundamental right in the constitution is gradually increasing in the legal systems constituting the world legal order. In this respect, we are going to try to examine the basics of the protection of the Hakkı Right to Protection of Personal Data tanınan granted to individuals as a constitutional right for the first time in 2010 with the 2010 constitutional amendment in Turkish law. Although we examine the right on the basis of the Constitution, we are going to tuch upon the international documents, which have an important place in the understanding of the right, the terminology related to this right, as well as the main areas of protection in both criminal and legal fields, and in particular the Personal Data Protection Law Our study consists of four main sections. In the first part, personal data in general; protection, what is meant to be told, the history and the way we will refer to the main international texts. In the second part, we will look at the basic terms and principles that should be known in the law on the protection of personal data. In the third part, we will try to look at the foundations of this right in Turkish Constitutional Law in detail. In the last section, we will refer to the protection of the constitutional right of Personal Data Protection in the field of punishment and law at the law level and the protection provided by the Law on the Protection of Personal Data. In addition to this, we will try to put forward the right to protection of personal data as a constitutional, fundamental right in this study.
- Published
- 2020
22. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bir kabul edilebilirlik şartı olarak başvuru yollarının tüketilmesi
- Author
-
Atakul, Derya, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Faruk Bilir, and Selçuk Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
- Subjects
Hukuk ,bireysel başvuru ,Individual application ,criteria, exhaustion of remedies ,Admissibility ,Constitutional Court ,individual application ,Anayasa Mahkemesi ,kabul edilebilirlik kriterleri ,Law ,Public Law - Abstract
Başvuru yollarının tüketilmesi kuralı, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda aranan kabul edilebilirlik kriterlerinden biridir. Başvuru yollarının tüketilmesi kuralının amacı temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetlerin öncelikle Devletin olağan mekanizmaları aracılığıyla çözümlenmesini sağlamaktır. İnsan haklarının korunması Devletin idari ve yargısal makamlarının görevidir. Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgürlüklere yönelik ihlallerin olağan kanun yollarıyla önlenemediği durumlarda devreye girer. Bu durum Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun olağan dışı bir yol olduğu ve sağladığı korumanın ikincillik ilkesine dayandığını göstermektedir. Bu çalışmanın amacı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru için gerekli usulü şartlardan biri olan başvuru yollarının tüketilmesi kuralının anlamını, amacını, kapsamını, sınırlarını ve istisnalarını; Mahkemenin içtihatları kapsamında inceleyerek Mahkemenin kuralı uygulayış tarzını ortaya koymak ve AİHM uygulaması ile paralellik gösterip göstermediğini tespit etmektir. Anahtar Kelimeler: Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru, kabul edilebilirlik kriterleri, başvuru yollarının tüketilmesi, ikincillik ilkesi, olağan kanun yolları., The rule of exhaustion of remedies is one of the admissibility criteria sought in the individual application to the Constitutional Court. The purpose of the rule of exhaustion of remedies is to ensure that the complaints about a violation of fundamental rights and freedoms are first resolved through the ordinary mechanisms of the State. The protection of human rights is the duty of the administrative and judicial authorities of the State. The Constitutional Court is engaged in cases where violations of fundamental rights and freedoms cannot be prevented by ordinary remedies. This shows that the individual application to the Constitutional Court is an unusual way and that the protection it provides is based on the principle of subsidiarity. The purpose of this study is to put forward the Constitutional Court's application of the rule of exhaustion of remedies, one of the procedural conditions required for individual application by examining the meaning, purpose, scope, limits and exceptions of the rule with the Court's case law and to determine whether it is in line with the ECtHR practice. Keywords: Constitutional Court, individual application, admissibility criteria, exhaustion of remedies, principle of subsidiarity, ordinary remedies.
- Published
- 2019
23. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında Türk hukukunda tutuklama
- Author
-
Tursun Cengiz, Derya, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Law - Abstract
Tez çalışmamızda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin5.maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğü ve güvenlik hakkı, bu hakkın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince yorumlanışı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun tutuklamaya ilişkin düzenlemelerinin neler olduğu ortaya koyulmaya çalışılmıştır.Bu çalışmada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkında yaklaşımı ve uygulamalarının tespit edilmesi, Türk mevzuatında koruma tedbirlerin den tutuklamanın hangi şartlarda hangi şekilde uygulanacağı düşünülmüştür.Bu kapsamda çalışma içerisinde ilk bölümde özgürlük ve güvenlik hakkı kavramları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ışığında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmanın şartları, hangi durumlarda bu hakkın ihlal edildiği, bu hakkından uluslar arası sözleşmelerdeki yerine değinilmiştir.İkinci bölümde ise Türk hukukunda tutuklama kavramı, özellikleri, şartları ve süreleri ile tutuklama kararına karşı yapılabilecek usuli işlemlerden bahsedilmiştir. In this thesis study, it is tried to reveal that Right to Liberty and Security which is arranged in article 5 of European Convention on Human Rights, interpretation of this right by European Court of Human Rights, what the arrangements of No: 5271 Criminal Procedure Code which is related with arrest are.In this study, it is thought that attitude of European Court of Human Rights about liberty and security of a person and determination of itspractices, from protection measures to implementing an arrest in what ways and in what conditions according to Turkish legislation.In this context, it is mentioned in the first section of this study that concept of Liberty and Security Right, the conditions for deprivation of libery in the light of the decisions of European Court of Human Rights, violation of this right in what conditions, the place of this right in international conventions.In the second section, it is mentioned that consept, particulars, conditions and terms of arrest and procedures against arrest warrant in Turkish law 119
- Published
- 2019
24. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde cumhurbaşkanının yürütme yetkisi ve sorumlulukları
- Author
-
Yiğiter, Murat, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
- Subjects
Hukuk ,Başkanlık Sistemi ,Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ,Separation Of Powers ,Kuvvetler Ayrılığı ,Presidential Government System ,Presidential System ,Law - Abstract
Türkiye'de güçlü ve istikrarlı bir yönetim için başkanlık sisteminin gerekliliği çoğu siyasi lider tarafından dile getirilmiştir. Ülkemizde eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan tarafından kurulan Milli Nizam Partisinin 1970'li yıllarda ilan edilen parti programında, güçlü bir icra için Başkanlık sisteminin gerekli olduğu vurgulanmıştır. Alparslan Türkeş'te ''Dokuz Işık'' adlı milliyetçi manifestosunda bu sistemin Türk törelerine en uygun sistem olduğunu ifade etmiştir. Süleyman Demirel ise, Başkanlık sistemini savunmakla kalmamış, 1980 yılında geçiş süreci önerisi olarak Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesini öneren teklifi parlamentoya sunmuştur. Bunların yanında şüphesiz, Başkanlık sistemini söylemlerin ötesinde sistemli bir şekilde ve şiddetle arzulayan lider Turgut Özal idi. Recep Tayyip Erdoğan ise Başkanlık sistemine geçilmesi konusunda en somut ve kararlı adımları atan liderdir. Önceki siyasi liderlerin vurgulayıp hayata geçiremediği hükümet sistemi değişikliği konusunda, halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti ve MHP'nin destekleriyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi ifade eden 16 Nisan 2017 referandumunu evet oyları ile sonuçlandırmıştır. Bu tarihten itibaren de ülkemizde hükümet rejimi olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmiştir. Yeni sistemle beraber, ülkemizde uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde yürütme erkini, tek başına Cumhurbaşkanı elinde bulundurmaktadır. Eski sistemde yürütme organının içerisinde yer alan Bakanlar Kurulu kaldırılmış olup, Cumhurbaşkanına yürütmeye ilişkin yetki ve sorumluluklarında yardımcı olmak amacıyla Kurullar, Ofisler ve Başkanlıklar kurulmuştur. Ayrıca Cumhurbaşkanının, üst düzey kamu görevlilerini atama ve kararname çıkarma gibi yetkileri de yeni sistemle beraber gelen değişikliklerdendir., The necessity for a strong and stable management of the presidential system in Turkey has been expressed by most of the political leaders. In the party program of the National Ordinary Party, which was established by a former Prime Minister Necmettin Erbakan in the 1970s, it was emphasized that the presidential system was necessary for a strong executive. In his nationalist manifesto named "Dokuz Işık", Alparslan Türkeş stated that this system is the most suitable system for Turkish customs. Furthermore, Süleyman Demirel not only defended the presidential system but also offered to the parliament the proposal that the president should be elected by the public as a proposal for the transition process in 1980. Besides these, undoubtedly, the leader who desired the presidential system- beyond the discourses- systematically and strongly was Turgut Özal. Recep Tayyip Erdoğan is the leader who has taken the most concrete and decisive steps in the transition to the presidential system. On the change of the government system, which could be emphasized but not implemented by previous political leaders, Recep Tayyip Erdoğan, the first president elected by the people, concluded the referendum with "Yes" votes on 16th April, in 2017, with the support of the Justice and Development Party (AK Parti) and the Nationalist Movement Party (MHP). As of this date, the government regime in our country has been changed to the Presidential Government System. With the new system, the President is the one who has the power of executive power in the presidential government system implemented in our country. In the former system, the Council of Ministers within the executive organ was abolished and the Boards, Offices and Presidencies were established to assist the President in his authority and responsibilities for execution. In addition, the authorities of the president to appointment high-level public officials and to make bylaws are among the changes that come with the new system.
- Published
- 2019
25. Arrest under Turkish law in the light of the judgments of the European Court of the European Court of Human rights
- Author
-
Cengiz, Derya Tursun, Bilir, Faruk, and Selçuk Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
- Subjects
Arrest ,Liberty and Security Right ,CezaMuhakemesi Kanunu ,Criminal Procedure Code ,Tutuklama ,Özgürlük ve Güvenlik Hakkı ,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ,European Court of Human Rights ,Avrupa insan Hakları Sözleşmesi ,European Convention on Human Rights - Abstract
Tez çalışmamızda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin5.maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğü ve güvenlik hakkı, bu hakkın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince yorumlanışı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun tutuklamaya ilişkin düzenlemelerinin neler olduğu ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkında yaklaşımı ve uygulamalarının tespit edilmesi, Türk mevzuatında koruma tedbirlerin den tutuklamanın hangi şartlarda hangi şekilde uygulanacağı düşünülmüştür. Bu kapsamda çalışma içerisinde ilk bölümde özgürlük ve güvenlik hakkı kavramları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ışığında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmanın şartları, hangi durumlarda bu hakkın ihlal edildiği, bu hakkından uluslar arası sözleşmelerdeki yerine değinilmiştir. İkinci bölümde ise Türk hukukunda tutuklama kavramı, özellikleri, şartları ve süreleri ile tutuklama kararına karşı yapılabilecek usuli işlemlerden bahsedilmiştir., In this thesis study, it is tried to reveal that Right to Liberty and Security which is arranged in article 5 of European Convention on Human Rights, interpretation of this right by European Court of Human Rights, what the arrangements of No: 5271 Criminal Procedure Code which is related with arrest are. In this study, it is thought that attitude of European Court of Human Rights about liberty and security of a person and determination of itspractices, from protection measures to implementing an arrest in what ways and in what conditions according to Turkish legislation. In this context, it is mentioned in the first section of this study that concept of Liberty and Security Right, the conditions for deprivation of libery in the light of the decisions of European Court of Human Rights, violation of this right in what conditions, the place of this right in international conventions. In the second section, it is mentioned that consept, particulars, conditions and terms of arrest and procedures against arrest warrant in Turkish law.
- Published
- 2019
26. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yürütme organı
- Author
-
Parakazan, Seydi, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
- Subjects
Başkanlık Hükümet Sistemi ,Türkiye ,Hukuk ,Turkey ,Representative goverenment systems ,Presidential govenment system ,Cumhurbakanlığı Hükümet Sistemi ,Parlementer Hükümet Sistemi ,presidential system ,parliamentary system ,Law - Abstract
1.Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti'nin parçalanması ile Anadolu'da başlayan milli mücadele sonucunda yeni bir Türk Devleti kurulmuştur. Kaynağını doğrudan halktan alan bir egemenlik anlayışının ürünü olarak ortaya çıkan yeni devletimizde, 1921 anayasasından bugüne kadar hükümet sisteminde değişiklikler yapılmıştır. 1921 anayasası döneminde meclis hükümeti sistemi, 1924, 1961 ve 1982 anayasaları döneminde ise parlamenter hükümet sistemi benimsenmiştir. 2007 yılında ortaya çıkan 11. Cumhurbaşkanının seçimi krizi sonrasında Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa değişikliği, parlamenter sistemin rasyonelleştirilmesi amacından farklı sonuçlar doğurmuş, sistemi parlamenter sistemden farklı bir hale sokmuştur. TBMM, 2016 yılında Türkiye'de uzun zamandır tartışılan başkanlık sistemine geçiş için anayasa değişikliği çalışmalarına başlamıştır. Meclis tarafından hazırlanan teklif, halk oylaması neticesinde kabul edilmiştir. Anayasa Hukuku'nda klasik hükümet sistemleri içinde yer alan başkanlık sisteminin özelliklerini içinde barındıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yasama ve yürütme organlarını ve fonksiyonlarını yeniden düzenlemiştir. Bu bağlamda bu çalışma kapsamında hükümet sistemleri hakkında bilgi verildikten sonra yeni hükümet sistemimize kadar Cumhuriyet dönemi anayasalarında önceki hükümet sistemlerimiz anlatılacak ve yeni hükümet sistemimizde dar anlamda yürütme organı ve fonksiyonunu incelenmeye çalışılacaktır., As a result of the national struggle that began in Anatolia after the dismemberment of the Ottoman Empire after the First World War, a new Turkish State was established. In our new state, which has emerged as a consequence of a sovereignty concept that takes its origin directly from the people, changes in the government system have been made from the 1921 constitution to the present. One chamber system was acknowledged in the 1921 constitution and the parliamentary government system was acknowledged in the 1924, 1961 and 1982 constitutions. Following the crisis of the election of the 11th President in 2007, the constitutional amendment regarding the election of the president directly by the people has led to different results than the rationalization of the parliamentary system and has made the system different from the parliamentary system. Grand National Assembly of Turkey started to work for constitutional changes long-discussed a transition to a presidential system in 2016. The proposal prepared by the Assembly was acknowledged as a result of the referendum. The Presidential Government System, which includes the features of the presidential system within the classical government systems in the Constitutional Law, reorganized the legislative and executive organs and functions. In this context, within the scope of this study, after giving information concerning government systems, our previous government systems will be explained in the constitution of the Republic period until the new government system and in our new government system, the executive organ and its function will be examined in a narrow sense.
- Published
- 2019
27. Bireysel başvuru kapsamında bir sınırlama ve güvence ölçütü olarak demokratik toplum düzeninin gerekleri
- Author
-
Çatlı, Mehmet, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Subjects
Public Administration ,Order of democratic society ,Democratization ,Anayasa mahkemesi ,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ,Fundamental freedoms ,Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ,European Convention on Human Rights ,Hukuk ,Kamu Yönetimi ,1982 Constitution ,Individual application ,Constitution ,Democratic society ,Constitutional court ,Fundamental rights ,Constitutional Court ,European Court Human Rights ,European Court of Human Rights ,Law ,1982 Anayasası ,European Convontion on Human Rights - Abstract
İnsan haklarını düzenleyen ulusal/uluslararası metinlerde genel yaklaşım önce hakkın norm alanını belirlemek ve sonra da bu alanın sınırlarını çizmektir. Hakların sınırlanması anayasalarda ve uluslararası belgelerde çoğunlukla aynı ölçütler kullanılarak yapılmaktadır. Hakların norm alanını düzenleyen hükümler kısa ve özdür. Ancak, haklara getirilen sınırlamalar oldukça ayrıntılı ve karışıktır. Demokratik toplum düzeninin gerekleri, bu sınırlama sistemi içinde yer alan bir kavramdır ve sınırlamaların sınırı olarak kabul edilen ölçütlerden biridir. Bu ölçüt, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 ila 11.maddelerinde düzenlenen haklar için kullanılmaktadır. Bu haklar, bireyin özel yaşamını, aile yaşamını, konutunu, haberleşmesini, din ve vicdan hürriyetini, ifade hürriyetini ve diğer insanlarla bir araya gelmesini sağlayacak toplanma hürriyetini kısaca tüm hayatını şekillendirecek konuları kapsamaktadır. Sözleşme 'de sadece bu haklar açısından demokratik toplum düzeni vurgusu yapılması ve bunun gereklerinin olduğunun belirtilmesi, anayasal niteliği kabul edilen bir metnin hedeflediği ya da oluşturmaya çalıştığı bir 'toplum' ve 'düzen' olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Sözleşmenin bağıtlandığı dönemde var olan 'demokratik toplum', ve 'düzen' irdelenmeden hedeflenen toplum ve düzeni anlamak kolay olmayacaktır. Üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçen Sözleşme'nin yaşanabilir, uygulanabilir kılınmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatları etkili olmuştur. Demokratik toplum düzeninin gereklerini her somut olaya uygulanabilir kılmak, Mahkemenin, Sözleşmenin amacını gerçekleştirmede oynadığı role işaret eder. Uluslararası sözleşmelerde yer alan bu ölçüt, anayasalarda da benzer şekilde yer almıştır. 1982 Anayasasında demokratik toplum düzeninin gerekleri ölçütü yer almış ve Anayasa Mahkemesi de bazı kararlarında kullanmıştır. Bireysel başvuru yolunun kullanılmaya başlanmasıyla, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına doğrudan gönderme yaparak bu ölçüte kararlarında yer vermiştir. Demokratik toplum düzeninin gerekleri kavramını daha iyi anlayabilmek için 'demokrasi', 'demokratikleşme' ve 'demokratikleştirme' kavramlarının siyasal/politik alanda nasıl kullanıldığını ve anlamlandırıldığını da tartışmak gerekmektedir., The general approach in the texts of national and International Human rights regulations is to determine the scope and limitations of the norm. The limitations of the rights in constitutions and international documents are made with almost the use of same benchmarks. The provisions that regulate the scope of the norm itself is short and in substance. However, the limitations of the right are complicated and regulated in details. The necessity in a democratic society criterion is one of the benchmarks of the limitations and accepted as the boundary of the limitations to the rights. This criterion is used for the limitation of the rights that are regulated in Articles 8 to 11 of the European Convention on Human Rights. These rights are the ones that almost contains subjects related to rights which shapes all the life of the individuals such as private and family life, home and communication of the individual,freedom of religion and consciousness, freedom of expresssion and freedom of association that provides individual with opportunity to come together with fellow human beings. Emphasising and the requirement of democratic necessity clause just for these rights shows that this text, which has a constitutional characteristic, does aim to construct a 'society' and 'order'. It will not be easy to understand the aimed society and order without existed 'democratic society' and 'order' at the time of the draft of the Convention. The case law of the European Court of Human Rights have been effective on making the Convention applicable and alive which almost half century elapsed from the drafting the Convention. Therefore, applying the democratic society requirement benchmark to each concrete individual case signs the role of Court in realising the goal of the Convention. The benchmark that existed in the Convention take place also in Constitutions in some ways. The necessity of democratic society benchmark exist in 1982 Constitution and is used in the decisions of the Constitutional Court. With introduction of the individual application to Constitutional Court in Turkish Legal Order , Turkish Constitutional Court use this benchmark in its decisions with references to Europan Court of Human Rights case law. To understand the necessity of democratic society concept beter 'democracy' 'democracization' and 'getting democracization' concepts should be discussed whether how these concepts is used political arena.
- Published
- 2018
28. Türk disiplin mevzuatının anayasal ilkeler açısından değerlendirilmesi
- Author
-
Delal, Turgut, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Discipline ,Constitutional Law ,Legality ,Constitution ,Disciplinary offenses ,Criminal Law ,Legislation ,Discipline punishment ,Principle ,Law ,Judical rewiew - Abstract
`Türk Disiplin Mevzuatının Anayasal İlkeler Açısından Değerlendirilmesi` adını taşıyan bu çalışmada, kamu görevlileri hakkında uygulanan disiplin hükümlerinin Anayasal ilkelere uygun olup olmadığı üzerinde durulacaktır. Bu inceleme yapılırken disiplin suç ve cezalarının Anayasal ilkeleri tüm mevzuat açısından incelenmek yerine, uygulamada daha geniş alanlara hitap eden mevzuat esas alınmıştır.Disiplin mevzuatı anayasal ilkeler açısından incelenirken ilk bölümde kavram olarak disiplin, disiplin suçu, disiplin cezası, disiplin suç ve cezalarına ilişkin genel ilkeler üzerinde durulmuş, disiplin hukuku ile ceza hukuku arasındaki benzer ve farklı özellikleri tartışılmış ve kamu görevlilerine uygulanan disiplin mevzuatından bahsedilmiştir.Tezin ikinci bölümünde, disiplin mevzuatına doğrudan uygulanabilecek kanunilik, savunma hakkı ve yargı denetimi ilkeleri; dolaylı olarak uygulanabilecek hukuk devleti, eşitlik, orantılılık ve başvuru yollarının gösterilmesi ilkeleri ile Anayasa Mahkemesi kararlarından çıkan yasama yetkisinin genelliği ve yürütme yetkisinin sınırlılığı ilkeleri üzerinde durulmuş, doktrindeki farklı görüşlerden bahsedilerek, yargı organlarının konuya yaklaşımı değerlendirilmiştir. This study bearing the name of `Evakuation Of Turkish Disciplinary Regulations İn Terms Of Constitutional Principles` studies whether the disciplinary decisions applied to civel servants are accordant with constitutional principles. Within the study norms appealing a wide scope in application is gromded on instead of examing the constitutional principles fron the point of the whole norms. While disciplinary norms examined in terms of constitutional principles, in the first chapter as nations, disciple, disciplinary action disciplinary penalty and general principles regording action and disciplinary penalty have been stutiedi The similar and different features between the disciplinary law and criminal law have been discussed and the diciplinary norms applied to çivil servants have been mentioned. The second chapter of the study forwes on the norms which may be applied directly to disciplinary principles such as legality, right of defense and judicial control principles and the norms which may be indirectly applied to the disciplinary principles such as state of law, eguality and showing the ways of recaurse with the generality of legislative prerogative comes from judicial control principles and the limitation of executive power principles, The approaching judicial bodies to the subject has been evaluated by referring to different point of views of the doctrin. 135
- Published
- 2017
29. Yargı bağımsızlığı ilkesi ışığında hakimin disiplin rejimi
- Author
-
Yildiz, Fatma Betül, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Discipline ,Judge's independence ,Judge ,Independence ,Law ,Public Law ,Judical independence - Abstract
Hukuk Devleti kavramının en genel tanımı `hukukun üstünlüğünün kabuledildiği, hukuk kurallarının, o kuralları koyanlar da dahil olmak üzere her türlü kişi,kurum ve kuruluşu bağladığı yönetim biçimi` olarak yapılabilir. 1982 Anayasası'nın2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukukdevleti olduğu düzenlenmiştir. Ancak bir kuralın anayasa metninde yer almış olmasısalt bu özelliği ile o kuralın geçerlilik kazandığı anlamına gelmemektedir. Aynızamanda o kurala hayat verecek bazı niteliklere sahip olmalıdır. Dolayısıyla birdevletin, hukuk devleti kimliği kazanabilmesi için de anayasada düzenlenmiş olmasıyanında bir takım özellikler ve ilkeleri bünyesinde barındırması gerekmektedir.Bu noktada, yargı bağımsızlığı ilkesinin, hukuk devletinin olmazsa olmazkoşullarından biri olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Anayasamızın 9.maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelercekullanılacağı hükme bağlanmış, 138. maddesinde ise mahkemelerin bağımsızlığıhüküm altına alınmıştır. Söz konusu maddede hakimlerin görevlerinde bağımsızoldukları ve Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine görehüküm verecekleri düzenlendikten sonra hiçbir makam, kişi vb. tarafından mahkemelere emir ve talimat verilemeyeceği, yasama, yürütme ve idare organlarınınmahkeme kararlarına aynen ve geciktirmeksizin uymak zorunda olduğu hükmebağlanmıştır.Yargı bağımsızlığının korunması için hakimlerin sahip olduğu teminatlarkarşısında, ölçülü bir denetim mekanizması ile bu teminatların sınırsızlığa ulaşmasıengellenerek, makul bir denge sağlanmalıdır. Böylece, hakimin hukuki, cezai vedisiplin sorumluluğu düzenlenerek, yargı bağımsızlığı ile korunmak istenen unsurunhakim ya da mahkeme değil bizzat toplumun kendisi olduğu da vurgulanmışolacaktır. The most general definition of the notion of constitutional state can be given as `it is a system of government in which the superiority of law is accepted and legalprinciples are for all people even for the ones who lay down the rules`. In secondprovision of 1982 Turkish Constitution, the republic of Turkey is arranged as ademocratic, secular and social constitutional state. But being in constitution text doesnot mean that this provision gains validity. At the same time, it should have somequalities to vitalize itself. Hence, to be a constitutional state, in addition to bearranged in constitution, the state should carry some properties and principles.At that point, it should be emphasized that one of the sine qua non requirementfor being a constitutional state is the independency of jurisdiction. In provision 9 ofour constitution, it is decreed that adjudicatory power is used by independent courts ,on the behalf of the Turkish nation. In provision 138, independence of the courts isadjudicated. In this provision, it is also arranged that judges are independent in theirworks and by being adequate with constitution, statute and law, they reach a verdict according to their decisions of conscience. Any order and directive cannot be givento judges by some authority and someone. Legislative, executive and governanceauthorities should obey the verdicts of the courts without any delay.To protect the independency of the jurisdiction, assurances of the judges shouldbe pretended from being unbounded by careful control mechanism and judiciousbalance should be provided. In this way, by arranging the judges' legal, penal anddiscipline responsibilites, it should be emphasized that it is the community thatshould be protected by the independency of the jurisdiction not the judges and courts. 172
- Published
- 2017
30. 1982 Anaysasında yürütme organı
- Author
-
Sahar, Noor Talaat Azzat, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Constitution ,Executive organs ,Constitution 1982 ,Law - Abstract
Devleti oluşturan bu kuvvetler arasındaki ilişkiler hükümet sistemleri tasnifinin de temelini oluşturmaktadır. Yani, hükümet sistemleri tasnifi bu kuvvetlerin birbirleriyle olan ilişkilerine göre yapılmaktadır. Yürütme, yasama ve yargı erklerin tek bir kişi veya zümre üzerinde toplandığı rejimler tarihsel süreçte oldukça yaygındı. Monarşi veya mutlakıyet rejimleri olarak adlandırılan bu yönetim sistemlerinde tüm yetkileri uhdesinde toplayan kral veya hükümdar yönetimin her kademesinde tek söz sahibiydi. Modern ve demokratik hükümet sistemleri ise daha çok kuvvetlerin birbirinden ayrılması gerekliliğini savunmuş ve buna dayanarak geliştirilmiştir. Bunun tek istisnası günümüzde sadece İsviçre'de uygulanan yasama ile yürütme organı arasında hiçbir ayrım koymayan meclis hükümeti sistemidir. The relationship between these forces constitute State, the basis for the classification systems of government. So, government systems classification are made according to the relations with each of these forces. The regimes in which executive, legislative and judicial powers are gathered on a single person or group are quite common in the historical process. In these management systems, which are called monarchy or absolutism regimes, the king or monarch, who collects all the authority in himself, was the sole arbiter at every step of the administration. Modern and democratic government systems, on the other hand, have argued that more forces must be separated and developed on this basis. The only exception to this is, the parliamentary government system, which currently makes no distinction between the legislature and the executive body, which is applied only in Switzerland, nowadays. 77
- Published
- 2016
31. Yüce Divan
- Author
-
Tavus, Raşit, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Constitution ,Juristiction ,Constitution 1961 ,Constitutional Court ,Supreme Court ,Law - Abstract
Yüce Divan, Türk hukukunda 1961 Anayasası'yla birlikte AnayasaMahkemesi bünyesinde teşkilatlanmış özel bir mahkeme olarak karşımızaçıkmaktadır. Yüz elli yıllık geçmişine rağmen mahkemenin yapısı, teşkilatlanması veyargılama usulü zaman zaman değişikliğe uğramaktadır.Hemen hemen her dönem Yüce Divan çokça tartışılmış bir kurum olarakkarşımıza çıkmaktadır. Mahkemenin yapmış olduğu yargılama sayısı az ise deyüklenmiş olduğu görevin ağırlığı ve önemi sebebiyle mahkeme kamuoyunda herdaim güncelliği korumaktadır.2010 yılı anayasa referandumu ile mahkemenin kişi yönünden yargılamayetkisi genişlemiştir. Mahkemenin özel yapısı ve yargılama usulü üzerine doktrindedaha önce bir takım çalışmalar yürütülmüştür.Bu çalışmada kısaca 2010 değişiklikleri sonrasında mahkemenin değişenyapısı ve yargılama kurallarını da göz önüne alarak mahkemeyi incelemeye çalıştık.Çalışmanın ilk bölümünde Yüce Divan'ı kavram olarak inceleyip, tarihiniaraştırmaya çalıştık. İkinci bölümde ise karşılaştırmalı hukuktan örnekleri inceleyereko ülkelerdeki Yüce Divan görevinin yerine getiriliş usulünü araştırdık.Üçüncü bölüm itibariyle mevcut Yüce Divan sistemimizi incelemeye başladık.Dördüncü Bölümde soruşturma usulünü her kişi açısından incelemeye çalıştık. Beşincibölümde kovuşturma usulünü ele almaya çalıştık.Son bölümde ise sonucu ve mevcut sistemin iyileştirilmesine dair çözümönerilerimizi sunmaya gayret ettik. Supreme Court is a special court that was organized with 1961 constitution. Onthe contrary of its 150 years past the construction, the organization and the proceedingof the court has been changed time to time.Almost for all times Supreme Court has been a controversial intuition. Despitethe fewness of the court's judgment number the importance and the difficulty of themission, the court always maintained its topicality in public.Within the 2010 constitutional referendum the authorization of the court wasincreased. Some works were held on the doctrine about the special construction andthe proceeding of the court.In this article we tried to analyze the Supreme Court in terms of changingconstruction and the judging rules of the court after 2010 alterations.In the first chapter we tried to analyze the Supreme Court as a notion andinvestigate the history. In the second chapter we studied the proceedings of theSupreme Courts in different countries via examining comparative law examples.Within the third chapter we started to study on our Supreme Court system. Inthe fourth chapter we questioned the investigation procedure according to everyone.In the fifth chapter we studied on prosecution procedure.And the last chapter we tried to present the conclusion and our solutionsuggestions for improvement of the existing system. 221
- Published
- 2016
32. Anayasa yargısında Seçim Hukuku
- Author
-
Uşan, Ahmet Selim, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Constitutional Law ,Constitution ,Elections ,Law ,Democracy - Abstract
T.C.SELÇUK ÜNİVERSİTESİSosyal Bilimler Enstitüsü MüdürlüğüAhmet Selim UŞAN084134002004Kamu HukukuDanışmanı: Prof. Dr. Faruk BİLİRANAYASA HUKUKUNDA SEÇİM YARGISIÖZETGünümüz demokrasileri esas itibariyle temsili demokrasilerdir. Temsili demokrasilerin en önemli şartı etkin siyasi makamlara gelecek kişilerin seçimle belirlenmesidir. Şüphesiz seçim, bir rejimi demokrasi olarak tanımlamamız için yeterli bir şart değildir, fakat seçim olmayan bir rejime demokrasi adını verme imkânı da yoktur. Dolayısıyla seçim demokrasinin gerekli ama yeterli olmayan bir şartıdır. Tüm demokrasi tanımlarının odak noktasında yer alan seçimlerin bir anlam ifade edebilmesi, onun bir takım özelliklere sahip olmasını gerektirir. Demokratik seçim ilkeleri olarak adlandırılan bu özellikler, seçmenin iradesini hiçbir baskı altında kalmadan ortaya koymasını, oy hakkı açısından bireyler arasında fark yaratılmamasını ve seçimlerin adil bir ortamda gerçekleştirilmesini hedefler. Demokratik bir seçimin gerçekleştirilmesi için yürütülmesi gereken süreç tüm dünyada benzerlik gösterse de, ülkeler farklı seçim yönetim ve denetim modelleri benimseyebilmektedir. Bu durum, her ülkenin siyasi geleneklerinin ve anayasal sisteminin farklılığından kaynaklanmaktadır. T.C.SELÇUK ÜNİVERSİTESİSosyal Bilimler Enstitüsü MüdürlüğüAhmet Selim UŞAN084134002004Kamu HukukuDanışmanı: Prof. Dr. Faruk BİLİRElection Jurisdiction in Constitutional LawSUMMARYModern-day's democracies are representative democracies virtually. The most important essential of representative democracies' is electing the people who will come to political offices. No doubt election isn't sufficient condition to identify a regime as a democracy but a regime without election can not be identified as a democracy. Accordingly election is necessary condition for democracy not sufficient condition. Elections which are the focus of democracy definitions must have some feature. That features which is named democratic election principles aim to show electorate will show his will without any pressure, not to make a difference between the individual in terms of voting rights and to take place elections in a fair environment. The process to be carried out for the realization of a democratic election is similar at all over the World but countries can adopt different models of election management and audit. This is due to differences in the political traditions and constitutional system of each country. 136
- Published
- 2016
33. 1982 Anayasasında siyasi haklar ve ödevler
- Author
-
Yousif, Umniyah Asghar, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Constitution ,Constitution 1982 ,Fundamental rights ,Political rights ,Human rights ,Fundamental freedoms ,Law - Abstract
İnsan hakları kavramı kişilerin doğuştan sahip oldukları vazgeçilmez, devredilmez ve herkes tarafından uyulması, saygı gösterilmesi gereken temel hak ve hürriyetlerin tamamı için kullanılan genel bir ifadedir. İnsan hakları çeşitli haklardan oluşan bir katalog olarak da düşünülebilir. Bu katalogun özeti, insanların eşit, hür ve onurlu yaşama hakkı olarak ifade edilebilir. İnsan hakları ile ilgili düzenlemeler başta uluslararası sözleşmeler olmak üzere ülkelerin anayasaları ve alt hukuki normlarında görülmektedir. Örneğin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca kabul edilip yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi veya Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanıp yayımlanan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, insan haklarıyla ilgili en temel uluslararası düzenlemelerdir. İnsan hakları, anayasal metinlerde somutlaştığı anda temel haklar haline gelmektedir. Yani, insan hakları mevzuatlarda ya da yargı kararlarında tanındığı zaman temel hak niteliğini kazanmaktadır. Bu sebeple doktrinde insan hakları kavramı, `temel haklar` veya daha kapsamlı bir ifade ile `temek hak ve hürriyetler` kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. The concept of human rights is a general expression that is innate, indispensable, untransferable, and universally accepted standard for all fundamental rights and freedoms that must be respected and respected by all. Human rights can also be considered as a catalog of various rights. This catalog summarized can be expressed as the right of people to live equal, free and honorable lives. Regulations on human rights are seen in the constitutional and sub-legal norms of the countries, especially the international conventions. For example, the Universal Declaration of Human Rights, adopted and published by the General Assembly of the United Nations, or the European Convention on Human Rights, published and published by the European Commission, are the most fundamental international human rights regulations. Human rights become fundamental rights embodied in constitutional texts at the time. So, when the human rights recognized in legislation or judicial decisions has become the fundamental rights character. For this reason, the concept of human rights in the doctrine of `fundamental rights` or more on a comprehensive statement `t to rights and freedoms` are used as synonymous with the concept. 79
- Published
- 2016
34. Kuvvetler ayrılığı teorisi ve hükümet sistemleri
- Author
-
Sultanli, Intizar, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Divivsion of powers ,Semi-presidential systems ,Public administration ,Parliamentary system ,Presidency system ,State administration ,Law ,Government system - Abstract
Günümüzde devlet organları temelde üçe ayrılır: Yasama, yürütme ve yargı. Bu organların birbirleriyle olan ilişkileri hükümet sistemlerinin sınıflandırılmasında temel ölçüt olarak kullanılır. Hükümet sistemleri temelde ikili bir ayrıma tabi tutulmaktadır: Kuvvetlerin ayrılığına dayanan hükümet sistemleri ve kuvvetlerin birliğine dayanan hükümet sistemleri. Kuvvetlerin birliğine dayanan hükümet sistemleri demokratik olmayan mutlakiyet ve diktatörlük rejimlerinden oluşmaktadır. Bu kategorinin tek istisnası, kuvvetlerin birliğine dayandığı halde demokratik bir rejim olan meclis hükümeti sistemi ve İsviçre örneğidir. Kuvvetlerin ayrılığına dayanan hükümet sistemleri ise parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemi ve başkanlık sisteminden oluşmaktadır. Bu üç sistem de demokratiktir. Ancak aralarında devlet yönetiminin yapısı ve işleyişi bakımından farklılıklar bulunmaktadır. Today, the state organs are basically divided into cadres: legislative, executive and judicial. The relationship of these organs to each other is used as a basic criterion in the classification of government systems. Government systems are basically subject to a dual separation: government systems based on the separation of forces and government systems based on the unity of forces. Government systems based on the unity of forces consist of non-democratic absolutism and dictatorship regimes. The only exception to this category is the parliamentary government system, a democratic regime based on the unity of forces, and the Swiss example. The governmental systems based on the separation of forces consist of the parliamentary system, the semi-presidential system and the presidential system. These three systems are democratic. However, there are differences in the structure and functioning of the state administration among them. 92
- Published
- 2016
35. Anayasalarda siyasal ideolojiler
- Author
-
Çabuk, Ridvan Remzi, Bilir, Faruk, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Public Administration ,Political clout ,Right ideology ,Political values ,Anayasa ,Turkish Constitution ,Hukuk ,Kamu Yönetimi ,Constitutional Law ,Comparative constitutional law ,Karşılaştırmalı anayasa hukuku ,Constitution ,Left ideologies ,Constitutional institutions ,Political ideology ,Comparative Law ,Siyasal ideoloji ,Law ,Ideology - Abstract
Çalışmamda anayasa ve siyasal ideolojiler arasındaki etkileşimi ve anayasalarda yer alan ideolojik hükümleri inceledim. Tezin ilk bölümünde anayasa kavramı, anayasacılık hareketi, anayasaların tarihi, anayasaların yapım sebepleri, anayasa sınıflandırmaları, anayasaların içerikleri ve anayasalarla siyasal ideolojilerin ilişkileri üzerine çalıştım. İkinci bölümde genel olarak ideoloji kavramını, liberalizm, muhafazakârlık, sosyalizm, milliyetçilik, faşizm ve nasyonal sosyalizmin tarihini, ilkelerini ve uygulamalarını inceledim. İkinci bölümde ayrıca, siyasal ideolojilerin ilkelerinin anayasaları nasıl etkilediğini ve siyasal ideolojilerin farklı anayasalarda nasıl düzenlenildiklerini de araştırdım. Çalışma sonucunda, birçok ülke anayasasının ideolojik hükümler içerdiğini tespit ettik. Bir grup anayasanın sosyalist ilkeler doğrultusunda; başka bir grup anayasanın da genel olarak klasik liberalizm, sosyal liberalizm, muhafazakârlık ideolojilerinin değerleri referans alınarak hazırlandığını belirledik. Anayasal normların milliyetçilik ideolojisinden pek etkilemediğini, faşist veya nasyonal sosyalist ilkelere hizmet eden maddelerin anayasalarda bulunmadığını saptadık., In this study, I examined the interaction between constitutional and political ideologies and ideological provisions in constitutions. In the first part of thesis, I studied on constitution concept, constitutionalism movement, and constitution history of the world, constitution history of Turkey, reasons and methods of establishing constitution, classifications of constitution, contents of constitution and relations of political ideologies in constitutions. As general, I examined ideology concept and history, principal and implementation of liberalism, conservatism, socialism, nationalism, fascism and National Socialism in the second part. Moreover, in the second part I researched how principles of political ideologies have affected constitutions and how political ideologies have been embodied in different constitutions. As a result of the study, we determined that many country's constitutions involve ideological provisions. We designated that a group of constitution were made up in accordance with socialist principles; and another group constitution were made up by basing values of classical liberalism, social liberalism, conservatism ideologies in general. We confirmed that constitutional norms have not been affected by ideologies of nationalism most; and items that depend on principles of fascism or National Socialism do not exist in constitutions.
- Published
- 2015
36. Türk Seçim Hukuku'nda seçimlerin denetimi
- Author
-
Aydin, Nizamettin, Bilir, Faruk, Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Siyasal Bilimler ,Public Administration ,Political Science ,Supreme Election Committee ,Elections ,Public Law ,Hukuk ,Kamu Yönetimi ,Election activities ,Hukuki denetim ,Control ,Yüksek Seçim Kurulu ,Seçimler ,Law ,Control methods ,Legal rewiew - Abstract
Demokrasi kilidinin anahtarı pozisyonundaki seçimler, bireylerin geleceklerini inşa etmeye aday siyasi partiler arasından seçim yapmak suretiyle iktidarı belirlediği en etkin siyasi denetim aracıdır. Seçimlerin siyasal hayatı şekillendirmedeki rolü, seçimlere büyük ilgi gösterilmesine neden olmaktadır. Seçimler, geçmişte sadece siyasi iktidarı belirleme aracı olarak görülürken, günümüzde özellikle de 2000 Amerikan Başkanlık seçimleri ve sebep olduğu gelişmelerinde tesiriyle, siyaset kurumunun ve akademik dünyanın ilgi odağı haline gelmiştir. Demokratik olsun ya da olmasın, diktatörlükle yönetilen ülkeler hariç, dünyadaki bütün ülkelerde iktidarlar seçimle belirlenmektedir. Dünya ülkelerinin siyasal ve tarihsel olarak farklı tecrübelere sahip olmaları ve kendilerine has siyasal geleneklerinin varlığı farklı seçim sistemlerinin kabulüne de beraberinde getirmiştir. Bu farklılık, seçimlerin işleyişi faaliyetlerinde de değişik yöntemlerin ve modellerin benimsenmesine neden olmuştur. Seçmen tercihlerinin sandığa adil ve dürüst şekilde yansıdığı bir seçim gerçekleştirme arzusu, seçimlerin ülke genelinde iyi teşkilatlanmış, liyakat esasına göre belirlenmiş personelin istihdam edildiği, teknolojik alt yapıya sahip ve toplumsal itibarı ve intibaı yıpranmamış ve siyasi iktidarın müdahale alanından tamamen uzaklaştırılmış özerk ve kurumsal yapıları zorunlu kılmaktadır. Adil ve dürüst seçimlerin mümkün kılınabilmesi ancak seçimlerin yönetim ve denetiminden sorumlu kurum ve kurulların etkin yönetim ve denetim mekanizmaları ile donatılmış olmasıyla mümkün olabilecektir. Seçimlerin yönetimi ve denetimi faaliyetleri, ülkelerin benimsedikleri seçim yönetim ve denetim modellerinin farklılık göstermesi sebebiyle ülkeden ülkeye farklılık sergilemektedir. Bu farklılığa rağmen, bu modellerin hepsinin ortak amacı, seçmen iradesinin sandığa yansıması sürecini sağlıklı bir şekilde yönetmek ve sürece ilişkin yaşanabilecek hukuksuzluklara engel olmaktır. Bu anlamda bu kurum ve kurullara demokrasinin sürdürülebilirliğinin sağlanması adına çok önemli görevler düşmektedir. Söz konusu kurum ve kurulların gösterecekleri olumlu performans seçim sürecinin adil ve dürüst bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılmasının teminatını oluşturacaktır. Türkiye'de seçim teşkilatı ile seçimlerin işleyişinin karşılaştırmalı hukuk perspektifinden tüm yönleriyle ele alındığı bu çalışmanın amacı; ülkemiz açısından daha etkin bir seçim yönetim ve denetim mekanizmasının hayata geçirilebilmesi için uygulayıcılara karşılaştırmalı hukuk pratikleri perspektifinden bir model önerisi sunmaktır., Elections, which are the key to democracy, are the most effective means for political supervision in which individuals make choices from among political parties, which compete to build their lives. The role of elections in shaping political life causes them to be paid enormous attention. In the past, elections were regarded as a means to determine the political power only, but today, especially under the influence of the 2000 American presidential elections and the developments it led to, they have become the center of attention for politics and academic World. Whether they are democratic or not, governments are determined through elections all over the world except for countries that are governed by dictatorships. The fact that countries of the world have different political and historical experiences and have their own unique political traditions have caused different elections systems to be adopted. This difference in turn has caused different methods and models to be adopted in the activities conducted during the implementation of elections. The desire to hold an election where voters' choices are reflected fairly and honestly in the ballot boxes requires autonomous and organizational structures that are well-organized, where personnel determined on the basis of merit are employed, that possess the technological infrastructure, have an undamaged social prestige and image and are totally out of reach of the interference of the party in power. Fair and honest elections will be possible only when institutions and boards that are responsible for the management and supervision of elections are equipped with effective managerial and supervisory mechanisms. Activities aimed at managing and supervising elections exhibit variations because the election management and supervision models which countries adopt change from country to country. In spite of this difference, he common goal of all these models is to manage the process of transferring voters' will to the polls properly and prevent injustices that might arise in the process. In this sense, these institutions and committees have very serious tasks and obligations in ensuring sustainability of democracy. Positive performance that will be displayed by the said institutions and committees will guarantee that the election process will take place and be completed fairly and honestly. The purpose of this study, in which election organization and election mechanisms have been handled in all aspects from the perspective of comparative law, is to propose a model to implementers from the perspective of comparative law practices in order to put into a practice a more effective election management and supervision mechanism.
- Published
- 2015
37. Türk Anayasa Hukukunda bireysel başvuru yolu ve uygulaması
- Author
-
Toprak, Nejat, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Constitutional Law ,Constitution ,Individual application ,European Court Human Rights ,Bireysel başvuru yolu ,Anayasa ,Individual reference path ,Law ,Public Law ,Human Rights Court ,Turkish Constitutional Law - Abstract
Ülkemizde Avrupa Birliği uyum süreci ve bu süreçle birlikte ilerleyen anayasal veya yasal değişiklikler, temel hak ve özgürlüklerin kapsamı ve güvenceleri konusunda birçok gelişmeye imkân tanımıştır. Anayasa Mahkemesi‟ne bireysel başvuru yolu, birçok kişi ve kurum tarafından, insan haklarının korunması için yeni bir güvence mekanizması olarak görülmektedir. 07.05.2010 tarihinde kabul edilerek 12.09.2010 tarihinde yapılan halk oylamasıyla yürürlüğe giren 5982 sayılı yasa ile 1982 Anayasası‟nda bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden birisi de, Anayasa Mahkemesi‟nin yetkileri arasına, soyut ve somut norm denetimi yetkilerine ek olarak, birçok Avrupa devletinin anayasalarında öngörülen bireysel başvuru yolunun eklenmesidir. Dünya‟da kırktan fazla devlet, hukuk sistemlerinde bireysel başvuru yoluna yer vermiştir. Türkiye‟nin bireysel başvuru yolunu kabul etmesindeki temel amaç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‟nin Türkiye aleyhine vermiş olduğu ihlal kararları sayısını azaltmaktır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için Anayasa Mahkemesi‟nin bireysel başvuruları incelerken etkili bir yargılama gerçekleştirmesi ve içtihatlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile uyumlu olması büyük önem arz etmektedir. Bu çalışma; Anayasa Mahkemesi‟nin yapılan bireysel başvuruları incelerken esasa ve usule ilişkin riayet etmesi gereken kuralları tespit etmek ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile çıkması muhtemel içtihat farklılıklarını belirlemeyi amaçlamaktadır., The European Community harmonization process and constitutional or legal modifications which progress with that process provide lots of development about fundemantal rights and liberties‟ content and guarantees in our country. The individual application way to the Constitutional Court is seen as a new assurance mechanism for the protection of human rights by many people and institutions. Some changes were made in the 1982 Constitution with the law no. 5982 which adopted on 07.05.2010 and entered into force with the referendum on 12.09.2010. One of these changes is, like stipulated in the constitution of many European states, authorisation of Constitutional Court with holding individual applications, in addition to abstract review of norms and concrete norm control powers. More than forty states in the world took individual application way in their legal system. The main objective of Turkey's acceptance of the individual application way is reduction of the number of infringement decisions given by the European Court of Human Rights against Turkey. Constitutional Court should achieve effective judgment when reviewing individual applications and be compatible with the European Court of Human Rights case law for the realization of this goal. This work aims to determine procedure and principle rules must be obeyed by Constitutional Court while examining individual applications and specify possible differences of court practices with the European Court of Human Rights.
- Published
- 2015
38. Karşılaştırmalı Hukukta Yüksek Seçim Kurulu
- Author
-
Kartal, Cansu Büşra, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Supreme Election Committee ,Comparative Law ,Elections ,Law - Abstract
Demokrasinin siyasi sistemlerde uygulanabilirliğinin en somut örneği seçimlerdir. Özünde politik bir yarışı barındıran seçimlerin demokratik düzende gerçekleşebilmesi için bazı kurallara uygun olarak yapılması zorunludur. Seçme ve seçilme hakkına kimlerin sahip olduğu, seçim propagandalarının nasıl yapılacağı, oy verme sürecinin yönetimi, oyların sayımı ve dökümü gibi seçimlerin yönetimi ile bu süreçte kurallara uyulmaması durumunda denetimin ne şekilde ve hangi makam tarafından gerçekleştirileceği özgür ve adil bir şekilde seçimlerin gerçekleşmesini sağlamaktadır.Türk seçim hukukunda seçimlerin yönetimi ve denetimi 1950 tarihinde kurulan seçim kurullarına verilmiştir. Hiyerarşik bir yapılanmanın bulunduğu bu teşkilatın en başında Yüksek Seçim Kurulu bulunmaktadır. Yüksek Seçim Kurulu anayasal bir organ olmakla birlikte 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda seçim kurullarının yapısını, görev ve yetkilerini ayrıntılı olarak düzenlemektedir. Seçimlerin yönetimi ve denetiminde Yüksek Seçim Kurulunun faaliyet göstermesi ve kararlarının kesin nitelik taşıması hem bu kurulun niteliğinin sorgulanmasına hem de kurulun önemine bir kez daha dikkat çekmektedir. Yüksek Seçim Kurulu'nun Danıştay ve Yargıtay üyelerinden oluşması, seçim uyuşmazlıklarına ilişkin kesin kararlar verebilmesi kurulun bir yargı organı olarak nitelendirilmesine yol açarken 1982 anayasasında yasama başlığı altında düzenlenmesi, esas görevinin seçimlerin idaresi olması itibariyle bir yargı organı sayılamayacağı doğrultusundaki görüşler kurulun hukuki niteliği konusunda görüş birliği sağlanamadığını açıkça ortaya koymaktadır. Seçimlerin yönetimi ve denetlenmesi konusunda karşılaştırmalı hukukta da ortak bir sistemin benimsendiğinden söz etmek mümkün değildir. Genellikle seçimlerin yönetimi işlevi seçim kurulları, seçim komisyonları veya seçim komitelerine verilirken seçimlerin denetimi kimi ülkelerde parlamento tarafından, kimi ülkelerde genel yargı düzenindeki mahkemeler tarafından kimi ülkelerde ise Anayasa Mahkemesi tarafından gerçekleştirilmektedir. Elections are the most concrete evidences for the applicability of democracy in political systems. In order to have elections actualized in a democratic level despite the fact that they are a political race in their essence, it is obligatory to follow some rules. That elections are actualized in a fair and independent way is determined by who owns the right to vote and to hold office, how the election propagations will be done and the voting procedure will be managed, how and by whom the inspection will take place in case rules or election management such as counting and itemizing the votes are not followed.The management and supervision of Turkish electoral law was assigned to the election board founded in 1950. Supreme Committee of Elections is at the top of this organization having a hierarchical structure. Supreme Committee of Elections is a constitutional power and it regulates the structure, assignments and authorizations of electoral boards in Law 298 on Basic Provisions on Elections and Voter Rolls. That the Supreme Committee of Elections is in charge of election management and inspection and its decisions are final calls attention to the importance of this board and to questioning the characteristic of this committee. That the Supreme Committee of Elections is consisted of state council members and court of appeal members and that it can make final decisions for the election conflicts results in that it is qualified as a judicial organ. Since its fundamental duty is to manage the elections and it is regulated under the legislative title in 1982 constitution; there are opinions suggesting that it cannot be considered as a judicial organ. Therefore, it clearly suggests that there is no consensus with regards to the legal qualification of the committee.It is not also possible to mention that a common system is adopted in comparative law with regards to the management and inspection of elections. In general, whereas the function of managing the elections is conducted by the electoral boards, electoral commissions or electoral committees, the electoral inspection is conducted by the parliament in some countries, by the courts in general jurisdiction order or the Constitutional Court in others. 155
- Published
- 2014
39. Ombudsmanlık ve idarenin denetimi
- Author
-
Kiliç, Selçuk, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Kamu Yönetimi ,Public Administration ,Ombudsman ,Control ,Ombudsman Institution ,Law ,Administrative supervisions - Abstract
Gelişen sosyal devlet anlayışına paralel bir şekilde büyüyen yönetsel yapı karşısında vatandaşların haklarının korunabilmesini sağlamaya yönelik güçlü denetim sistemlerine ihtiyaç duyulmuştur. Siyasi denetim, yönetsel denetim, yargısal denetim ve kamuoyu denetiminden oluşan klasik idari denetim yöntemlerinin belirli hususlarda yetersiz kalması üzerine, bu zaaflarının giderilebilmesi ve idarenin daha etkin bir şekilde denetlenebilmesi için ilk olarak XVIII. yüzyılda İsveç'te ortaya çıkan ombudsmanlık kurumu, başarılı uygulamaları nedeniyle hızla yayılmış ve günümüzde yüzden fazla ülkede uygulama alanı bulmuştur.Ombudsmanlık ve İdarenin Denetimi başlıklı bu çalışmada, Türkiye'de uygulama alanı bulan mevcut idari denetim yöntemlerinin de incelenmesi suretiyle, yeni kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu'nun ülkemize ve diğer denetim sistemlerine sağlaması muhtemel katkılar ele alınmıştır.Dört bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde; genel olarak denetim kavramı üzerinde durulmuş, sonrasında da Türk kamu yönetiminde uygulanan idari denetim yolları irdelenmiştir. İkinci bölümde; ombudsmanlık kavramına, ombudsmanlık kurumunun tarihsel gelişimine, kurumunun özelliklerine ve görevlerine değinildikten sonra çeşitli ülkelerdeki ve Avrupa Birliği'ndeki ombudsmanlık kurumu uygulamaları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde; Türkiye'de kamu denetçiliği kurumunun kurulmasına yönelik çalışmalar ile kuruma yönelik mevzuat düzenlemeleri incelenmiş ve Kamu Denetçiliği Kurumu'nun oluşumu ve teşkilat yapısı irdelenmiştir. Dördüncü ve son bölümde ise; Türkiye'de kamu denetçiliği kurumunun kurulmasına yönelik eleştiriler ve eleştirilerin yorumlanması ile kurumun Türkiye'ye ve mevcut diğer denetim sistemlerine sağlayabileceği katkılar ele alındıktan sonra Türkiye'de kuruma yönelik beklentiler ve kurumun uygulanabilirliğini belirlemeye dair bir anket çalışmasına yer verilmiştir.Anahtar Kelimeler: Yönetim, İdarenin Denetimi, Ombudsman, Türkiye, Kamu Denetçiliği Kurumu. Developed in parallel with the growing understanding of the social state in the face of the administrative building strong monitoring systems needed to ensure that the rights of citizens protected. Political control, administrative supervision, administrative supervision classical methods of judicial supervision and the public on certain issues is inadequate, and the administration more effectively eliminate these weaknesses in order to be inspected the first 18th century, the emerging institution of ombudsman in Sweden, due to the successful implementation of the application area spread rapidly and is now found more than a hundred countries.In this study, The Ombudsman And The Administration Control entitled, which find application in Turkey by examining the existing administrative control methods, the newly established Ombudsman unlikely to contribute to our country and other control systems are discussed.Consists of four sections; the first part, focuses on the concept of control in general, and later applied to the Turkish public administration, administrative control was discussed. The second part; the ombudsman concept, the historical development of the institution of ombudsman, after a description of the organization and duties of the characteristics of ombudsman practices in various countries and the European Union were discussed. The third chapter studies for the establishment of the institution of the ombudsman institution in Turkey for the formation of legislation, regulations, and organizational structure of the Ombudsman are examined and discussed. The fourth and last section; critical acclaim and criticism fort he establishment of the Ombudsman institution in Turkey with the interpretation of the monitoring systems can provide other contributions to the organization have been addressed to Turkey and Turkey after the current expectations fort he institution and the institution to determine the feasibility of a survey that has been presented.Key Words: Administration, Supervision of Administration, Ombudsman, Turkey, Ombudsman Institution. 166
- Published
- 2014
40. Türk Anayasa hukukunda bireysel başvuru
- Author
-
Hamdemir, Berkan, Bilir, Faruk, Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Constitutional Law ,Constitutional law ,Individual application ,Turkish constitutional law ,Constitutional court ,Constitutional Court ,Anayasa mahkemesi ,Türk anayasa hukuku ,Law ,Anayasa hukuku ,Turkish Constitutional Law ,Bireysel başvuru - Abstract
Bu tez çalışmasının konusu Türk hukukunda, Anayasa Mahkemesi?ne bireysel başvurudur. Çalışmanın amacı, temel hak ve özgürlüklere, etkili bir hukuki koruma sağlaması beklenen Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun, şartlarını ve işleyişini ortaya koyup, Türkiye için uygulanabilirliğini konusunda karşılaşılabilecek muhtemel sorunları tespit etmek ve bu sorunlar için çözüm yollarını ortaya koymaktır. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru Türk hukukunda yeni bir kurum olduğu ve temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda önemli bir işleve sahip olduğu için bu tez çalışmasına konu edilmiştir. Bu tez çalışması dört ana bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun kavramsal çerçevesi, tarihsel süreci, temel özellikleri, niteliği, işlevi, anayasa yargısı içerindeki konumu ve karşılaştırmalı hukuktan örnekler üzerinde durulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümde, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru kapsamında korunan temel hak ve özgürlükler; üçüncü bölümde; Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun esasa ve usule ilişkin şartları; dördüncü bölümde ise bireysel başvuruların Anayasa Mahkemesi'nce incelenmesi ve başvurular hakkında verilen kararlar ele alınmıştır. Tez çalışmasının konusu, Türk hukukundaki Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruyla sınırlı olduğundan, Türk hukukunda Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurulara ilişkin Türkçe ve İngilizce yazılan kitap ve makaleler ile konu ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararlarının tamamı incelenmiş ve incelenen bilimsel eserlerden ve Anayasa Mahkemesi kararlarından çalışmaya katkı sunacak olanlar, yorumlanarak çalışmada kullanılmıştır. Karşılaştırmalı hukuktan örnekler incelenirken de incelenen ülkenin pozitif hukuku ve o ülke ile ilgili ulaşılan bilimsel eserlerden yararlanılmıştır. Çalışmanın sonunda genel olarak, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun kabul edilmesi ile temel hak ve özgürlüklere tanınan güvencenin arttığı; Anayasanın üstünlüğü ilkesinin pekiştirildiği; Türkiye'deki uygulama ile AİHM içtihatları arasındaki anlayış farkının ortadan kalkabileceği; bunun sonucunda, Türkiye?de insan hakları standardının yükseleceği; dolayısı ile AİHM'ye Türkiye aleyhine yapılan bireysel başvuruların ve verilen ihlal kararlarının sayısının önemli ölçüde azalacağı gibi olumlu sonuçlara varılmıştır. Buna karşın kurumun, Anayasa Mahkemesi'nin iş yükünü artırdığı, konu ile ilgili olarak 6216 sayılı Kanun'daki bazı düzenlemelerin Anayasa?ya aykırı olduğu, bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerin tek tek sayılmamasının, Anayasa'nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlere karşı bireysel başvuru yolunun kapatılmasının ve ihlalin Anayasa'ya aykırı bir normun uygulanmasından kaynaklanması durumunda, normun Anayasa'ya uygunluğunun denetlenememesinin isabetli tercihler olmadığı tespit edilmiştir. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun kendisinden beklenen olumlu işlevleri yerine getirebilmesi için etkili bir başvuru yolu olması gerektiği ve Anayasa Mahkemesi'ne bunun için Anayasa Mahkemesi'nin önünde hukuken ve fiilen ciddi bir engelin bulunmadığı sonucuna varılmıştır., The subject of this thesis is individual application to the Constitutional Court in Turkish law. The purpose of this study is to put forth of individual application to the Constitutional Court expecting to provide effective legal protection of fundamental rights and freedoms and to identify possible problems that may be encountered on the applicability to Turkey and find out the solutions to these problems. Individual applications to the Constitutional Court has been te subject of this thesis because of it is a new institution in Turkish law and has an important function in the protection of fundamental rights and freedoms. This thesis consists of four main sections. In the first part of the study has been focused on the conceptual framework, historical process, basic features, nature, function, location within the constitutional jurisdiction of individual application to the Constitutional Court and examples of comparative law. In the second section, the fundamental rights and freedoms protected by the individual application to the Constitutional Court; in the third section, the substantive and procedural requirements of individual application to the Constitutional Court; in the fourth section, examination of individual applications by the Constitutional Court and decisions on applications has been examined. Because of the subject of the thesis is limited to the individual application to the Constitutional Court in Turkish law, Turkish and English law books and articles written about individual applications to the Constitutional Court, all of the decisions of the Constitutional Court on the subject with individual applications to the Constitutional Court has been examined and of these, which will contribute to the study has been interpreted and utilized. At the end of the study, in general, have been reached some positive conclusions. These are: With the adoption of individual application to the Constitutional Court in Turkey, assurances have increased, recognizing fundamental rights and freedoms; the principle of supremacy of the constitution has been stiffened; difference between the application of Turkey and understanding of the case law of the ECHR may disappear; as a result of this, the standard of human rights may increase in Turkey; thus, the number of individual applications to the ECHR against Turkey and decisions which are about violation of human rights will significantly decrease. However, some negative conclusions have been identified. These are: With the adoption of individual application to the Constitutional Court, the Constitutional Court?s workload has increased furthermore some of regulations of the Law numbered 6216 which are relation to individual application to the Constitutional Court, are contrary to the Constitution. In addition to these,fundamental rights and freedoms which are subject to individual application is not counted one by one; against some procedures which are had left in judicial review by the Constitution the individual application to the Constitutional Court is prohibited and in case welding of the violation from an unconstitutional norm, the Constitutional Court can not examinate constitutionality of the norm but we have been identified that these are not the right choices. it was concluded that in the event of the individual application to the Constitutional Court is an effective remedy the constitutional court is able to carry out the expected positive functions and there are no a serious law and practice obstacle in front of the constitutional court to be an effective remedy of individual application.
- Published
- 2013
41. Anayasa Mahkemesi'nin çalışma ve yargılama usulleri
- Author
-
Bayraktar, Tuğba, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Subjects
Hukuk devleti ,Rule of constitutional ,Constitutional justice ,State of law ,Anayasa mahkemesi ,Temel hak ve özgürlükler ,Fundamental freedoms ,Fundamental rights and freedoms ,Hukuk ,The constitutional court ,Fundamental rights ,Judgement ,Constitutional Court ,Law - Abstract
Normlar hiyerarşisinin mevcut olduğu bir sistemde kanunların anayasaya aykırı olması halinde yaptırım uygulayacak bir organa ihtiyaç olduğu açıktır. Dolayısıyla, anayasa yargısı öncelikle anayasanın normlar hiyerarşisindeki yerini korumanın bir aracı olarak ortaya çıkmıştır. Anayasaya uygunluk denetimini ilk olarak 19. yy.?ın başlarında Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi yapsa da özellikle İkinci Dünya Savaş?ından sonra anayasa mahkemeleri Avrupa?da yaygınlık kazanmıştır. Türkiye?de ise ilk kez 1961 Anayasası ile kurulan Anayasa Mahkemesi, 1982 Anayasası?nda da geniş olarak düzenlenmiş, nihayet 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylaması ile kabul edilen 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası?nın Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun ile yapısal ve fonksiyonel anlamda önemli değişikliklere uğramıştır. Hukuk devletinin temel unsuru, bütün devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olmasıdır. Dolayısıyla sadece yürütme işlemlerinin değil, yasama işlemlerinin de yargısal denetimi şarttır. Buradan hareketle iktidarların sınırlandırılması ve temel hak ve özgürlüklerin korunması anayasa yargısının ortaya çıkmasının altında yatan temel nedendir. Bundan dolayıdır ki anayasa mahkemeleri diğer yargı organlardan daha farklı şekilde yapılandırılmış ve daha geniş yetkilerle donatılmışlardır. Anayasa yargısı, hukuk devleti ilkesinin tümü ile gerçekleştirilmesinde vazgeçilmez bir denetim yoludur. Zira hukukun üstünlüğüne uymayan, yargı denetimine açık olmayan devlet organı, zamanla sınırsız mutlak iktidar kullanmanın yollarını arayacaktır., A system that has existing laws of the hierarchy of norms unconstitutional in the case of an organ, it is obvious that the need to implement the sanctions. Therefore, judicial review is primarily a tool to protect the location of the hierarchy of norms of the Constitution has emerged as. The constitutionality of the compliance control in the first the Supreme Court of the United States in the early 19th century, especially after the second World War in the constitutional courts in Europe from the prevalence has earned. Turkey is the first time in the 1961 Constitution established the Constitutional Court, with the 1982 Constitution edited as wide, finally held on September 12, 2010 by popular vote with the no 5982 Constitution of the Republic of Turkey accepted some of the Changing Of the Law has undergone significant changes in the structural and functional sense.The key elements of the State of law, is that all State activities law rules. Therefore, not only the execution of the operations, it is imperative that the judicial review of legislative operations. From here, the protection of fundamental rights and freedoms with the powers of the judiciary, the Constitution and limiting the exposed underlying cause. Therefore, the constitutional courts of the other judicial organs are equipped with wider powers in different structured and more. All with the realization of the principle of judicial review, the rule of law is an essential control. Because it does not conform to the rule of law, judicial control organ of the State is not open, over time, will look for ways to use the absolute unlimited power.
- Published
- 2013
42. Yasama sürecinde siyasi partilerin rolü
- Author
-
Varol, Alaaddin, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Kamu Yönetimi ,Siyasal Bilimler ,Public Administration ,Political Science ,Legislation ,Political parties ,Legislative process ,Parliamentary system ,Democracy - Abstract
Modern demokrasi, partiler demokrasisidir. Siyasal partiler, bir ülkede siyasal iradenin oluşumuna katkıda bulunan başlıca unsurlardandır. Bu yönüyle de, demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez unsurları olarak ifade edilmektedir. Parlamenter rejimlerde yasama yetkisi halkın temsilcilerinin oluşturduğu yasama organında şekillenir. Yasama yetkisi başka hiçbir organ tarafından paylaşılamaz ve seçimlerle temsilcilikleri onaylanmış parlamenterler, halk adına siyasi karar alma yetkisine sahip olur. Kendilerine egemen iradeyi temsil yetkisi tanınır. Halkın temsilcisi konumundaki parlamento, her konuda meşru otoriteye dayalı karar alma yetkisine sahiptir., Modern democracy is the democracy of parties. Political parties are main components which contribute to the formation of political will. In this respect political parties are expressed as the essential elements of democratic political life. In parliamentary regimes, the legislative power takes shape in legislature which is consisted by people's represantative. Legislative power is shared by any other organ and parliamentarians approved in elections, have political decision-making authority. They recognized the authority to represent sovereign will. Parliamentary, in the position of the people's representative, has the authority of the decision-making based on all legitimate authority.
- Published
- 2011
43. 1982 Anayasasına göre siyasal haklar ve ödevler
- Author
-
Koç, Bahadır, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Hukuk ,Constitution 1982 ,Fundamental rights ,Political rights ,Fundamental freedoms ,Law - Abstract
Siyasal haklar ve ödevler, vatandaşların siyasal iktidarın oluşumuna ve kullanılmasına, bir başka ifade ile devlet yönetimine katılmasını sağlar. Böylece vatandaşlar devleti denetler ve yönlendirir. Siyasal haklar, bu yönüyle demokratik sistemin temelini oluşturur. Bu çalışma, üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde genel olarak insan hakları, tarihi gelişimi, ülkemizdeki gelişimi ve sınıflandırılması incelenmiştir. İkinci bölümde siyasi hakların diğer haklarla ilişkisi ve siyasi hakların Anayasamıza göre sınırlandırılması incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise, Anayasamızın 66 ve 74. maddeleri arasında düzenlenen seçme hakkı, dilekçe hakkı gibi hakların tamamı tek tek incelenmiştir. Bu çerçevede doktrindeki tartışmalara, Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu Kararlarına da yer verilmiştir. Sonuç bölümünde ise; siyasal hakların genel bir değerlendirilmesi yapılarak, getirilen eleştiriler ve yapılan analizler yer almıştır., Political rights and obligations not only provide for citizens to constitute the political autority and also provide them the usage and participation of the political authority. In this way, citizens control and affect political policies. So the political rights constitute the foundation of the democratic system. This thesis have three chapters. In the first chapter, human rights in a general perspective, historical background of the human rights in Turkey and in the other countries and the classification of human rights are studied. In the second chapter, the relationship between the political rights and the classification of the political rights according to the Tukish Constitution. In the third chapter, rights regulated between the 66 th and 74th sections of the Tukish Constiution, like the right to elect and right of petition, are observed. In this context, scientific argumantations and the decisions of the Constitutonal Court and the High Election Board are examend. A general appreciation of the political rights with their critics and the analysations take place in the Conclusion.
- Published
- 2011
44. Seçim yargısı
- Author
-
Karakaşlı, Mehmet, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Seçim sistemleri ,Election systems ,Public Administration ,Kamu Hukuku ,Demokrasi ,Supreme Election Committee ,Denetim ,Yargı ,Elections ,Public Law ,Democracy ,Hukuk ,Kamu Yönetimi ,Judgment ,Political elections ,Control ,Yüksek Seçim Kurulu ,Siyasi seçimler ,Seçimler ,Law - Abstract
Demokrasi; etimolojik olarak ?demos(halk)? ve ?kratos(yönetmek)? kelimelerinin birleşmesiyle oluşan bir kavram olup, seçimler yoluyla halkın egemenliğine dayanan bir yönetim biçimi anlamına gelmektedir. Demokrasiyi yani halkın yönetimi belirleyebilmesini ve denetleyebilmesini yerleştirme ve sistemleştirme çalışmaları ve arayışları sonucunda demokrasinin temel ilkeleri adı verilen ilkeler ile evrensel demokratik seçim ilkeleri denilen ilkeler ortaya çıkmıştır. Hem demokrasinin temel ilkelerinin, hem evrensel demokratik seçim ilkelerinin ve hem de bunlara uygun olarak geliştirilen ve kabul edilen seçim sistemlerinin uygulanmasında seçmenler, adaylar ve seçim işlerini yürütenler arasında ister istemez bir takım uyuşmazlıklar ortaya çıkmıştır. Bu uyuşmazlıkların da tarafsız bir organ tarafından çözümü gereğinden hareketle, demokratik ülkelerde ?Seçim Yargısı? oluşmuştur. Çalışmada; seçim yargısı ilk bölümde incelenmiş, ele alınmış, anlatılmaya ve değerlendirilmeye çalışılmıştır. Birinci bölümde Seçim Hukuku ana başlığı altında demokrasi kavramı, demokrasinin temel ilkeleri, temsil ve seçim konularıyla Türk seçim tarihi genel olarak incelendikten sonra demokratik seçimler, seçim çeşitleri ve seçim sistemleri anlatılmıştır. İkinci bölümde Seçim Yönetimi ve Denetimi ana başlığı altında seçimlerin yönetimi ana hatlarıyla açıklanmış ve başta Yüksek Seçim Kurulu olmak üzere seçim yargısını oluşturan tüm seçim kurulları çeşitli yönleriyle incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Yüksek Seçim Kurulu seçim yargısı örgütünün en üst basamağıdır. Alt düzeydeki seçim yargı yerleri il ve ilçe seçim kurullarıyla sandık kurullarıdır. Yüksek Seçim Kurulu'nun başlıca görevi seçimlerin başlamasından bitimine kadar dürüstlük ve düzen içinde yönetilmesiyle ilgili bütün işlemleri yapmak ve yaptırmaktır. Ayrıca seçimlerden sonra seçime ilişkin bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları incelemek ve kesin karara bağlamak da Yüksek Seçim Kurulu'nun görevleri arasındadır., Democarcy etimologically union of the words demos(community) and kratos(administrate) is an administration which relios on the domination of the society that comes with elections. As a result of the studies in order to set up democrarcy in a systematic way, the main principles of democracy and universal democratic election principles have appeared. In the practise of main principles of democracy, universal democratic election principles and also the practise of election principles devolped from these basics, there had been disagreement between electors, candidates and also practioners. As there is a need to solve these disagreements in an impartial judgement, election trial courts have been founded in democratic countries. In the study; election adjuction is analysed in two sections. In the first section, under the heading of election law, the concept of democracy, main principles of democracy, representing issues and election issues are studied. After Turkish election history has been analysed, democratic elections, types of elections, elections systems have been discussed. In the second section, under the heading of management and supervision of elections, managements of elections have been explained in basic turns and initially, Supreme court of elections and all other courts relating to elections are analysed in various ways. Supreme Court of Elections is the highest rank of election courts. Sub courts are province, county borough?s election commitees. Supreme Election Court?s main mission is to do and to make do the all works relating to elections from the very beginning until until the end and in an honest and arranged way. Besides, to investigate all corruptions, denials so that to come a verdict.
- Published
- 2010
45. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında din ve inanç özgürlüğü
- Author
-
Cömert, Kemal, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Freedom ,Religious imagery ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Contracts ,Sözleşmeler ,Hukuk ,Dinsel imge ,Religious conducts ,Belief freedom ,Özgürlük ,European Court Human Rights ,Dini davranışlar ,Law ,European Convontion on Human Rights - Abstract
Çalışmamızın ana yörüngesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde din ve vicdan hürriyetidir. Bununla beraber , inanç özgürlüğü sadece Avrupa konseyine tabi üye ülkelerin sorunu değildir. İnsanlık tarihinin başlangıcından beri bütün dünyanın ortak sorunu olmuştur. Bu nedenle çalışmamızın ilk bölümünde din ve vicdan hürriyetine ilişkin yakın tarihteki hukuksal düzenlemelere de kısaca değinmeye çalıştık. İkinci bölümde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde din ve vicdan özgürlüğü başlığı altında , inanç özgürlüğün içsel ve dışsal korunma alanlarına ve sözleşme organlarının bu konulara yaklaşımına değinilmiştir. Son bölümde de inanç özgürlüğünün 9. madde kapsamında sınırlandırılma usulü hakkında örnek kararlarla özet sonuçlar çıkarılmaya çalışılmıştır., The main trajectory of our work is freedom of religion and conscience in European Convention on Human Rights. Nevertheless freedom of religion is not only a problem of the European Council member countries. This has been a common problem of all the world since the beginning of human history. Because of this reason in the first part of our study we tried to touch briefly the legal regulations concerning the recent history related to the freedom of religion and conscience. In the second part of our study in European Convention on Human Rights under the title of freedom of religion and conscience, freedom of religion to the internal and external protection areas and the approximation of convention bodies to these topics are dealt with. In the last part of our study in freedom of religion decisions are tried to be made with the examples of summary conclusions about the limits on the systematic procedures in the scope of 9th article.
- Published
- 2010
46. Avrupa Birliği'nde temel hak ve hürriyetlerin korunması Ve AİHS'nin Avrupa Birliği Hukukundaki yeri
- Author
-
Demir, Timur, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Subjects
Freedom ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Temel özgürlükler ,Fundamental freedoms ,Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ,Hukuk ,İnsan hakları ,Temel haklar ,Fundamental variables ,Fundamental rights ,Özgürlük ,Human rights ,European Union ,European Union Law ,Avrupa Birliği ,Avrupa Birliği Hukuku ,Law ,European Convontion on Human Rights - Abstract
Avrupa Birliği'nin kuruluş amacı esas itibariyle, ekonomik bütünleşmenin temin edilmesi olmasına karşın, zamanla Avrupa Topluluğu hukukunda temel hak ve hürriyetlerin korunması konusu önem kazanmaya başlamıştır. Avrupa Birliği'ne üye olan devletlerin bazı egemenlik yetkilerini, Avrupa Birliği kurumlarına devretmeleri, Avrupa Birliği kurumlarının üye devletlerden aldığı bu yetkilerin alanlarını zamanla genişletmeleri, özellikle Avrupa Topluluğu Adalet Divanı kararları ile bu gelişmelerin pekiştirilmesi konuları, beraberinde Avrupa Birliği kurumlarına karşı Avrupa Birliği vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını gündeme getirmiştir. Özellikle, Avrupa Birliği'nin kurulduğu ilk yıllarda, Avrupa Topluluğu Adalet Divanı'nın bu konuda çekimser kalmasına, hatta Avrupa Birliği'nin bu konuda herhangi bir yetkisinin bulunmadığını ifade etmesine karşın, sonraki kararlarında Avrupa Topluluğu Adalet Divanı bu fikrini değiştirerek, temel hakların korunması konusunun hukukun genel ilkeleri arasında bulunduğunu vurgulamıştır. Bununla birlikte, temel hakların Avrupa Topluluğu hukukunda bizzat Avrupa Birliği kurumlarınca korunmasının, temel hakların uluslararası korunmasına ilişkin çok önemli bir gelişme olmasına rağmen, bu gelişme bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Örneğin, temel hakların korunması konusu ile ilgili olarak, Avrupa bölgesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Avrupa Topluluğu Adalet Divanı'nın karar vermeleri, yetki sorununu beraberinde getirmiştir. Buna göre, her iki hukuk sistemine bağlı olan ve her iki hukuk sisteminin yargı kararlarını uygulamakla yükümlü bulunan üye devletler aynı konuda olmasına rağmen, farklı sonuçları bulunan kararlarla karşı karşıya kalmışlardır. Bu sıkıntıların sona erdirilmesi için Avrupa Birliği'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olması, Avrupa Topluluğu hukukunda temel hakların korunmasına ilişkin bir liste hazırlanması gibi farklı öneriler gündeme getirilse bile, bu konudaki sorunlar hâla tam olarak çözüme kavuşturulmuş değildir., Although the European Union was established primarily for the economic union, protection of fundamental rights and freedoms has started to gain importance in time in the European Union law. Transferring some rights of sovereignty of the European Union?s member states to the institutions of the European Unions, the institutions? extension of these authorities in time, especially reinforcement of these developments by the decisions of the Court of Justice of the European Communities has brought together the matter of protection of the fundamental rights and freedoms of the citizens of the European Union. Particularly, even though the Court of Justice of the European Communities abstained in the first years of the establishment of the European Union, and stated that the European Union had no authority in this matter, it changed the opinion in its subsequent decisions and declared that the protection of fundamental rights is among the general principles of law. However, even if the protection of fundamental rights in European Union Law by European institutions is a very important development in terms of international protection of fundamental rights, this development has brought with itself some problems. For example, that the Court of Justice of the European Communities and European Court of Human Rights have decisions concerning the protection of fundamental rights has brought with itself the problem of authority. Consequently, the member states, which are related to both systems of law and liable to execute the decisions of both systems, have faced decisions in the same subject matter but with different consequences. These problems has yet to be solved in spite of the fact that there been different proposals such as the European Union?s being a party to the European Convention on Human Rights and make a list about the protection of fundamental rights in the European Union Law.
- Published
- 2010
47. Meclis soruşturması
- Author
-
Sezer, Yusuf, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Hukuk ,Meclis soruşturması ,Parliamentory inverstigation ,Turkish Grand National Assembly ,Law ,TBMM - Abstract
Başbakan ve bakanların yargılamasının yolunu açan `Meclis Soruşturması' kurumu bu eserde incelenecektir. Meclis soruşturması, Başbakan ve bakanların görevleriyle ilgili işlemiş oldukları suçların araştırılması ve yargılanmak üzere Yüce Divan'a sevkini sağlayan bir meclis faaliyetidir. Meclis soruşturması kavramı ilk olarak İngiltere'de doğmuştur. Zamanla İngiltere'de bakanların sorumluluğu öyle bir hal almıştır ki bakanlar suç olarak sayılmayan olaylardan dahi `İmpeachment' ile sorumlu olmaya başlamışlardır. Meclis soruşturması, 1876 Anayasası ile Türk Anayasa Hukukuna girmiş olup, zamanla Türk Anayasa Sisteminin vazgeçilmez bir kurumu olmuştur. Meclis soruşturması, Başbakan ve Bakanın görevlerinden doğan suçlar soruşturmasını sağlayan kendine özgü bir soruşturma sistemidir.Başbakan ve Bakan'ın görevleri dışındaki suçların soruşturması genel yargı yoluna tabidir. Meclis soruşturmasının nasıl yapılacağına ilişkin düzenleme 1982 Anayasasının 100.maddesinde yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre Başbakan ve bakan hakkında, TBMM'nin üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılmasını isteyebilir. Meclis,bu önergeyi bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar. Meclis, ilgili Başbakan ve Bakan hakkında soruşturma önergesini kabul ederse, Meclisteki siyasi partilerin güçleri oranında göstereceği adaylar arasından beş kişilik bir soruşturma komisyonu kurulur.Kurulan bu soruşturma komisyonun yetkileri, Cumhuriyet Savcısının yetkilerine benzer.Bu komisyon gerek duyarsa tanık ve bilirkişi dinler,belgelere elkoyabilir ve Meclis İçtüzüğü ile kendisine verilen 5271 sayılı CMK' da bulunan yetkilerini kullanabilir. Soruşturma komisyonu, soruşturma sonucu belirten raporu iki ay içinde Meclis Genel Kurul'una sunar.Komisyon bu süre içerisinde raporunu sunamazsa iki aylık kesin bir süre verilir.Bu süre komisyonun raporunu sunması için kesin süredir. Meclis Genel Kurulu kendisine gelen raporu on gün içinde görüşür. Görüşme sonunda yapılan oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu ile başbakan ve bakan Yüce Divan'a sevk edilebilir. Ancak Meclis Genel Kurulu, bu oylamada soruşturma komisyonun raporu ile bağlı değildir. Yüce Divan'a sevk edilen bakan ise bakanın bakanlığı düşer. Başbakanın Yüce Divan'a sevk halinde hükümet düşer. Meclis Genel Kurulu, bakan veya başbakanı Yüce Divan'a sevk etmese bu karar ilgililer hakkında 5271 sayılı CMK' da düzenlenen `kovuşturmaya yer olmadığı' kararı niteliğindedir. Meclis soruşturması kurumu ,Başbakan yada bakanların cezai sorumlulukları ile ilgili olmasına ve TBMM bu kurumu kullanırken adli bir yetkiyi kullanmasına rağmen, bu kurumun siyasi mülahazalarla sık sık kötüye kullanıldığı ve amacından saptırıldığı görülmüştür. Bu nedenle, ilgili bakan ve ya başbakan hakkında soruşturma önergesi kabul edildikten sonra soruşturma komisyonunun ceza hukukçularından oluşan ve siyasi mülahazaların etkili olmayacağı bir heyet tarafından yapılaması meclis soruşturması kurumunun etkinliğini artıracağı muhakkaktır. ÖZET Başbakan ve bakanların yargılamasının yolunu açan `Meclis Soruşturması' kurumu bu eserde incelenecektir. Meclis soruşturması, Başbakan ve bakanların görevleriyle ilgili işlemiş oldukları suçların araştırılması ve yargılanmak üzere Yüce Divan'a sevkini sağlayan bir meclis faaliyetidir. Meclis soruşturması kavramı ilk olarak İngiltere'de doğmuştur. Zamanla İngiltere'de bakanların sorumluluğu öyle bir hal almıştır ki bakanlar suç olarak sayılmayan olaylardan dahi `İmpeachment' ile sorumlu olmaya başlamışlardır. Meclis soruşturması, 1876 Anayasası ile Türk Anayasa Hukukuna girmiş olup, zamanla Türk Anayasa Sisteminin vazgeçilmez bir kurumu olmuştur. Meclis soruşturması, Başbakan ve Bakanın görevlerinden doğan suçlar soruşturmasını sağlayan kendine özgü bir soruşturma sistemidir.Başbakan ve Bakan'ın görevleri dışındaki suçların soruşturması genel yargı yoluna tabidir. Meclis soruşturmasının nasıl yapılacağına ilişkin düzenleme 1982 Anayasasının 100.maddesinde yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre Başbakan ve bakan hakkında, TBMM'nin üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılmasını isteyebilir. Meclis,bu önergeyi bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar. Meclis, ilgili Başbakan ve Bakan hakkında soruşturma önergesini kabul ederse, Meclisteki siyasi partilerin güçleri oranında göstereceği adaylar arasından beş kişilik bir soruşturma komisyonu kurulur.Kurulan bu soruşturma komisyonun yetkileri, Cumhuriyet Savcısının yetkilerine benzer.Bu komisyon gerek duyarsa tanık ve bilirkişi dinler,belgelere elkoyabilir ve Meclis İçtüzüğü ile kendisine verilen 5271 sayılı CMK' da bulunan yetkilerini kullanabilir. Soruşturma komisyonu, soruşturma sonucu belirten raporu iki ay içinde Meclis Genel Kurul'una sunar.Komisyon bu süre içerisinde raporunu sunamazsa iki aylık kesin bir süre verilir.Bu süre komisyonun raporunu sunması için kesin süredir. Meclis Genel Kurulu kendisine gelen raporu on gün içinde görüşür. Görüşme sonunda yapılan oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu ile başbakan ve bakan Yüce Divan'a sevk edilebilir. Ancak Meclis Genel Kurulu, bu oylamada soruşturma komisyonun raporu ile bağlı değildir. Yüce Divan'a sevk edilen bakan ise bakanın bakanlığı düşer. Başbakanın Yüce Divan'a sevk halinde hükümet düşer. Meclis Genel Kurulu, bakan veya başbakanı Yüce Divan'a sevk etmese bu karar ilgililer hakkında 5271 sayılı CMK' da düzenlenen `kovuşturmaya yer olmadığı' kararı niteliğindedir. Meclis soruşturması kurumu ,Başbakan yada bakanların cezai sorumlulukları ile ilgili olmasına ve TBMM bu kurumu kullanırken adli bir yetkiyi kullanmasına rağmen, bu kurumun siyasi mülahazalarla sık sık kötüye kullanıldığı ve amacından saptırıldığı görülmüştür. Bu nedenle, ilgili bakan ve ya başbakan hakkında soruşturma önergesi kabul edildikten sonra soruşturma komisyonunun ceza hukukçularından oluşan ve siyasi mülahazaların etkili olmayacağı bir heyet tarafından yapılaması meclis soruşturması kurumunun etkinliğini artıracağı muhakkaktır. Başbakan ve bakanların yargılamasının yolunu açan `Meclis Soruşturması' kurumu bu eserde incelenecektir. Meclis soruşturması, Başbakan ve bakanların görevleriyle ilgili işlemiş oldukları suçların araştırılması ve yargılanmak üzere Yüce Divan'a sevkini sağlayan bir meclis faaliyetidir. Meclis soruşturması kavramı ilk olarak İngiltere'de doğmuştur. Zamanla İngiltere'de bakanların sorumluluğu öyle bir hal almıştır ki bakanlar suç olarak sayılmayan olaylardan dahi `İmpeachment' ile sorumlu olmaya başlamışlardır. Meclis soruşturması, 1876 Anayasası ile Türk Anayasa Hukukuna girmiş olup, zamanla Türk Anayasa Sisteminin vazgeçilmez bir kurumu olmuştur. Meclis soruşturması, Başbakan ve Bakanın görevlerinden doğan suçlar soruşturmasını sağlayan kendine özgü bir soruşturma sistemidir.Başbakan ve Bakan'ın görevleri dışındaki suçların soruşturması genel yargı yoluna tabidir. Meclis soruşturmasının nasıl yapılacağına ilişkin düzenleme 1982 Anayasasının 100.maddesinde yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre Başbakan ve bakan hakkında, TBMM'nin üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılmasını isteyebilir. Meclis,bu önergeyi bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar. Meclis, ilgili Başbakan ve Bakan hakkında soruşturma önergesini kabul ederse, Meclisteki siyasi partilerin güçleri oranında göstereceği adaylar arasından beş kişilik bir soruşturma komisyonu kurulur.Kurulan bu soruşturma komisyonun yetkileri, Cumhuriyet Savcısının yetkilerine benzer.Bu komisyon gerek duyarsa tanık ve bilirkişi dinler,belgelere elkoyabilir ve Meclis İçtüzüğü ile kendisine verilen 5271 sayılı CMK' da bulunan yetkilerini kullanabilir. Soruşturma komisyonu, soruşturma sonucu belirten raporu iki ay içinde Meclis Genel Kurul'una sunar.Komisyon bu süre içerisinde raporunu sunamazsa iki aylık kesin bir süre verilir.Bu süre komisyonun raporunu sunması için kesin süredir. Meclis Genel Kurulu kendisine gelen raporu on gün içinde görüşür. Görüşme sonunda yapılan oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu ile başbakan ve bakan Yüce Divan'a sevk edilebilir. Ancak Meclis Genel Kurulu, bu oylamada soruşturma komisyonun raporu ile bağlı değildir. Yüce Divan'a sevk edilen bakan ise bakanın bakanlığı düşer. Başbakanın Yüce Divan'a sevk halinde hükümet düşer. Meclis Genel Kurulu, bakan veya başbakanı Yüce Divan'a sevk etmese bu karar ilgililer hakkında 5271 sayılı CMK' da düzenlenen `kovuşturmaya yer olmadığı' kararı niteliğindedir. Meclis soruşturması kurumu ,Başbakan yada bakanların cezai sorumlulukları ile ilgili olmasına ve TBMM bu kurumu kullanırken adli bir yetkiyi kullanmasına rağmen, bu kurumun siyasi mülahazalarla sık sık kötüye kullanıldığı ve amacından saptırıldığı görülmüştür. Bu nedenle, ilgili bakan ve ya başbakan hakkında soruşturma önergesi kabul edildikten sonra soruşturma komisyonunun ceza hukukçularından oluşan ve siyasi mülahazaların etkili olmayacağı bir heyet tarafından yapılaması meclis soruşturması kurumunun etkinliğini artıracağı muhakkaktır., The Institution of Parlimentary Investigation which provides standing Prime Minister and Minister?s trial is going to be examined in this monument. Parlimentary investigation is an assembly operation that provides searching crimes of Prime Minister and Ministers related with their duties and leading these crimes to Supreme Court.The term of Parlimentary Investigation first appeared in England. In times, the responsibilities of Ministers come to a point that they began to be responsible with impeachment even for the cases which not be counted as crime.The Parlimentary Investigation entered Turkish Constitutional Law system with the Constittution of 1876 and in times, it began to be indispensible part of Turkish Constitution system. The Parlimentary Investigation is a specific inquiry system that provides investigation Prime Minister?s and Minister?s crimes in their duties. The investigation of crimes except from the duties of Prime Minister and Ministers, is the subject to general law system. The arrangement of how parlimentary investigation will be done, is stated in 100th clause in the Constitution of 1982. According to this arrangement, with the proposal at least one in ten of all members in TBMM, it can be asked to hold an inquiry for the Prime Minister and Ministers.The Assembly negotiates this proposal in a month and adjudicates with secret vote. If the Assembly accepts the investigation proposal of related Prime Minister and Minister, a quintet investigation committee is formed among the candidates that political parties show in the rate of their political power. The authorization of this investigation committee is similar to Public Prosecutor?s authorization. If this committee needs, it listens to attestor and court expert, impounds evidences and uses its authorization stated in CMK as the number 5271 which is given it with Parliment By-Laws. The ınvestigation committee presents its report to the Assembly Plenary Committee in result of investigation in two months. If the committee can?t present its report in this time, certain two months time is given. This time is the certain time to present the report. The Assembly Plenary Committee negotiates the presented report in ten days. At the end of negotiation, with the simple majority of total member numbers Prime Minister and Minister can be consigned to Supreme Court. However, Parliment Plenary Committee is not depend on the report of investigation committee in this poll. The Ministry of the minister who is consigned to Supreme Court ends up. If the Prime Minister is consigned to Supreme Court, it results in the fall of the government. If the Assembly Plenary Committee doesn?t consign the Prime Minister and Minister to the Supreme Court, this judgement about related people is equal with the judgement which is ?no way to prosecution? arranged in CMK as the number 5271. Although The Assembly Investigation Committee is related with the punitive responsibilities of Prime Minister and Ministers and by using this committee TBMM uses the legal authorization, it has been seen that with politial ideas this committee is often misused and is estranged. Because of this,after accepting of investigation proposal of related Prime Minister and Ministers, it is certain that it is going to increase the effectiveness of the Assembly Investigation Committee if the committee is formed with criminal lawyers and the commission that won?t be affected by political ideas. The Institution of Parlimentary Investigation which provides standing Prime Minister and Minister?s trial is going to be examined in this monument. Parlimentary investigation is an assembly operation that provides searching crimes of Prime Minister and Ministers related with their duties and leading these crimes to Supreme Court.The term of Parlimentary Investigation first appeared in England. In times, the responsibilities of Ministers come to a point that they began to be responsible with impeachment even for the cases which not be counted as crime.The Parlimentary Investigation entered Turkish Constitutional Law system with the Constittution of 1876 and in times, it began to be indispensible part of Turkish Constitution system. The Parlimentary Investigation is a specific inquiry system that provides investigation Prime Minister?s and Minister?s crimes in their duties. The investigation of crimes except from the duties of Prime Minister and Ministers, is the subject to general law system. The arrangement of how parlimentary investigation will be done, is stated in 100th clause in the Constitution of 1982. According to this arrangement, with the proposal at least one in ten of all members in TBMM, it can be asked to hold an inquiry for the Prime Minister and Ministers.The Assembly negotiates this proposal in a month and adjudicates with secret vote. If the Assembly accepts the investigation proposal of related Prime Minister and Minister, a quintet investigation committee is formed among the candidates that political parties show in the rate of their political power. The authorization of this investigation committee is similar to Public Prosecutor?s authorization. If this committee needs, it listens to attestor and court expert, impounds evidences and uses its authorization stated in CMK as the number 5271 which is given it with Parliment By-Laws. The ınvestigation committee presents its report to the Assembly Plenary Committee in result of investigation in two months. If the committee can?t present its report in this time, certain two months time is given. This time is the certain time to present the report. The Assembly Plenary Committee negotiates the presented report in ten days. At the end of negotiation, with the simple majority of total member numbers Prime Minister and Minister can be consigned to Supreme Court. However, Parliment Plenary Committee is not depend on the report of investigation committee in this poll. The Ministry of the minister who is consigned to Supreme Court ends up. If the Prime Minister is consigned to Supreme Court, it results in the fall of the government. If the Assembly Plenary Committee doesn?t consign the Prime Minister and Minister to the Supreme Court, this judgement about related people is equal with the judgement which is ?no way to prosecution? arranged in CMK as the number 5271. Although The Assembly Investigation Committee is related with the punitive responsibilities of Prime Minister and Ministers and by using this committee TBMM uses the legal authorization, it has been seen that with politial ideas this committee is often misused and is estranged. Because of this,after accepting of investigation proposal of related Prime Minister and Ministers, it is certain that it is going to increase the effectiveness of the Assembly Investigation Committee if the committee is formed with criminal lawyers and the commission that won?t be affected by political ideas. The Institution of Parlimentary Investigation which provides standing Prime Minister and Minister?s trial is going to be examined in this monument. Parlimentary investigation is an assembly operation that provides searching crimes of Prime Minister and Ministers related with their duties and leading these crimes to Supreme Court.The term of Parlimentary Investigation first appeared in England. In times, the responsibilities of Ministers come to a point that they began to be responsible with impeachment even for the cases which not be counted as crime.The Parlimentary Investigation entered Turkish Constitutional Law system with the Constittution of 1876 and in times, it began to be indispensible part of Turkish Constitution system. The Parlimentary Investigation is a specific inquiry system that provides investigation Prime Minister?s and Minister?s crimes in their duties. The investigation of crimes except from the duties of Prime Minister and Ministers, is the subject to general law system. The arrangement of how parlimentary investigation will be done, is stated in 100th clause in the Constitution of 1982. According to this arrangement, with the proposal at least one in ten of all members in TBMM, it can be asked to hold an inquiry for the Prime Minister and Ministers.The Assembly negotiates this proposal in a month and adjudicates with secret vote. If the Assembly accepts the investigation proposal of related Prime Minister and Minister, a quintet investigation committee is formed among the candidates that political parties show in the rate of their political power. The authorization of this investigation committee is similar to Public Prosecutor?s authorization. If this committee needs, it listens to attestor and court expert, impounds evidences and uses its authorization stated in CMK as the number 5271 which is given it with Parliment By-Laws. The ınvestigation committee presents its report to the Assembly Plenary Committee in result of investigation in two months. If the committee can?t present its report in this time, certain two months time is given. This time is the certain time to present the report. The Assembly Plenary Committee negotiates the presented report in ten days. At the end of negotiation, with the simple majority of total member numbers Prime Minister and Minister can be consigned to Supreme Court. However, Parliment Plenary Committee is not depend on the report of investigation committee in this poll. The Ministry of the minister who is consigned to Supreme Court ends up. If the Prime Minister is consigned to Supreme Court, it results in the fall of the government. If the Assembly Plenary Committee doesn?t consign the Prime Minister and Minister to the Supreme Court, this judgement about related people is equal with the judgement which is ?no way to prosecution? arranged in CMK as the number 5271. Although The Assembly Investigation Committee is related with the punitive responsibilities of Prime Minister and Ministers and by using this committee TBMM uses the legal authorization, it has been seen that with politial ideas this committee is often misused and is estranged. Because of this,after accepting of investigation proposal of related Prime Minister and Ministers, it is certain that it is going to increase the effectiveness of the Assembly Investigation Committee if the committee is formed with criminal lawyers and the commission that won?t be affected by political ideas.
- Published
- 2010
48. Türk Anayasa Hukukunda seçimlerin denetlenmesi
- Author
-
Akpınar, Cafer, Bilir, Faruk, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Seçim ,Conduct of electoral affairs ,Election ,Demokrasi ,Public administration ,Supreme Election Committee ,Seçme ve seçilme hakkı ,Competence to cast vote and eligibility ,Seçimlerin denetlenmesi ,Election boards ,Seçim kurulları ,Elections ,Democracy ,Public Law ,Hukuk ,Türk Anayasa Hukuku ,Constitutional Law ,Control ,Yüksek Seçim Kurulu ,Law ,Turkish Constitutional Law - Abstract
Yöneticilerin seçimle iş başına gelmesi ve seçimlerin sağlıklı bir şekilde denetlenmesi demokratik devletin olmazsa olmaz unsurlarından biridir. Denetlemenin demokrasiye uygun olması ise, seçimleri denetleyecek ve seçim işlerini yürütecek organların bağımsız, şeffaf, güvenilir ve yargısal nitelikte olması ile ilgilidir. Seçim sadece oy verme anından ibaret değil, uzun bir süreçtir. Seçim sürecinin başından sonuna kadar seçim işlerini yürütmeye yönelik işlemlerle, seçimleri sonuçlandırmaya yönelik işlemlerin etkin bir şekilde denetlenmesinin demokratik meşruiyet açısından önemi tezimizde değerlendirilmiştir. Yapmış olduğumuz bu tez çalışması, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölümde; seçim kavramı üzerinde genel olarak durulduktan sonra, Türkiye'nin seçim tarihi değerlendirilmiş ve seçim hukukunda yer alan ilkeler ele alınmıştır. Daha sonra da seçim işlerinin yürütülmesi konusu incelenmiştir. Seçim işlerinin yürütülmesi konusunda, hazırlık işlemleri, oy verme ve sonuçların ilanı, seçimlerin adaletli olmasını sağlamaya yönelik önlemler, seçim sonuçlarının tespit ve ilanı gibi konulara yer verilmiştir. Seçimin sadece oy verilen an olmadığı uzun bir süreç olduğu, bu kapsamda seçim sürecinin her aşamasında ve özelde seçim işlerinin yürütülmesi aşamasında da ilgili görevli kurullarca denetlenmesi gerekeceği gözetilerek, bu aşamadaki yapılan denetimlere de yer verilmiştir. Zira seçim işlerinin yürütülmesi aşaması da seçimin bir süreç olduğu dikkate alındığında, bu sürecin her evresinin dürüst, güvenilir ve adil bir şekilde denetlenmesini gerekli kılması yönünden büyük öneme sahiptir. İkinci Bölümde; seçimlerin denetlenmesi konusu incelenmiş, dünyada ve Türkiye'de kullanılan seçim denetleme yöntemleri değerlendirilmiştir. Bu kapsamda öncelikli olarak, Türkiye'de seçim işlerinin yürütülmesi ve seçimlerin denetlenmesi görevlerini yerine getiren, tüm seçim sürecinin denetleme organı olan seçim kurulları incelenmiştir. Ayrıca bu bölümde, seçimlerin denetlenmesinde seçim yasalarının öngördüğü kanun yolları olan şikayet ve itiraz kurumları her yönüyle ele alınmış, Yüksek Seçim Kurulu'nun seçimlerin denetlenmesinde geliştirdiği olağanüstü bir itiraz yolu olan ?Tam Kanunsuzluk? içtihadı açıklanmıştır. Son olarak da seçimlerin, seçme ve seçilme yeterliliği yönünden özel olarak değerlendirilmesi yapılmıştır., Delegation of the administrators through elections and sound auditing of the elections are among sine qua non elements of a democratic state. Democratic compliance of the audit is related with the independent, transparent, reliable and juridical character of the bodies to conduct and audit the elections. Election is a long process which does not merely consist of casting vote. In our thesis, the significance of effectively auditing the operations concerning the conduct of the whole election process and concluding the elections is assessed in terms of democratic legitimacy. This thesis comprises of two sections. In the first section, after explaining the election concept, the electoral history of Turkey has been assessed and the principles of election law have been scrutinised. Afterwards, conduct of electoral operations is examined. Concerning the conduct of electoral affairs, issues such as preparations, casting the votes and announcement of results, measures taken for a just election, ascertainment and announcement of election results are examined. Taking into account the fact that election is a long process which does not merely consist of casting the votes and the fact that this process must be audited by competent boards at all stages and especially at the stage of conducting the electoral affairs in this context, the audits at this stage are also examined. Because, taking into account that conducting the electoral affairs is also a process, it is of great importance to audit every stage of this process in an honest, reliable and just manner. In the second section, the issue of auditing the elections is examined, the methods used for auditing the elections in Turkey and in the world. In this context, elections boards which are responsible for auditing the conduct of electoral affairs and auditing of elections as the auditing organ for the whole election process are primarily examined. Also in this section, complaint and appeal terms are examined from all aspects as remedies foreseen by the election laws for the auditing of elections, the case-law of the Supreme Elections Board named ?Sheer Unlawfulness? as an exceptional remedy in the audit of elections is expressed. Finally, an evaluation of elections is made from the aspect of competence to cast vote and eligibility.
- Published
- 2010
49. Terörle mücadele sırasında temel hak ve özgürlüklerin korunması
- Author
-
Altun, Hasan Mutlu, Bilir, Faruk, Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Freedom ,İnsan hakları ,Fundamental rights ,Özgürlük ,Human rights ,Terrorism ,Fundamental freedoms ,Counterterrorism ,Terörle mücadele ,Law ,Terror - Abstract
Terörün anlamı konusunda bir görüş birliği bulunmamaktadır. Hukuksal çerçevede terör; düzenli ordu dışındaki hedeflere zarar vermekten çekinmeyen, siyasal bir amaçla düzenlenmiş şiddet eylemleri olarak tanımlanabilir. Terör, siyasal düşüncede ayrışmaların yaşandığı ilk çağlardan beri vardır. Yakın tarihte, I.Dünya Savaşı bir terör eylemi ile patlak vermiştir. Savaşın ardından tek partili yönetimlerde görülen devlet terörü uygulamaları II.Dünya Savaşı'nı hazırlayan etmenlerden birisi olmuştur. Soğuk savaş döneminde terör, iki blok arasında gizli bir savaş türü olarak kullanılmıştır. Aynı dönem temel hak ve özgürlükler konusunda tarih boyunca en önemli adımların atıldığı, insan haklarının giderek çok daha önem kazandığı bir sürece de sahne olmuştur. Bu gelişmeler devletlerin terörle mücadele politikalarını da önemli ölçüde etkilemiştir. Ancak 11 Eylül 2001 tarihinde ABD'de gerçekleşen saldırılar, terör ve onunla mücadele konusunda yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu yeni dönemde, öncekinden farklı olarak, terör küresel çapta ele alınmaya başlamıştır. 11 Eylül saldırılarından sonra liderliğini ABD'nin yaptığı bazı ülkeler, terör konusunda çok yüksek bir endişe duymaya başlamış ve bunun sonucunda temel hak ve özgürlüklerde önemli oranda sınırlandırmaya giden terörle mücadele uygulamalarına yönelmişlerdir. Bu uygulamalar; görünüşte güvenliği artırmaya yönelik olmakla birlikte, uluslararası alanda yaşam kalitesinin önemli oranda düşmesine neden olmuştur. Bu durum, terörle mücadele konusunda küresel çapta karamsar görüşlerin daha çok ilgi görmesine sonucunu doğurmuştur. Oysa terör mücadele edilebilir bir olgudur. Terörle mücadelenin, temel hak ve özgürlüklere öncelik tanıyan bir anlayışla yürütülmesi durumunda başarılı olmaması için bir neden yoktur., There are various views on the definition of terrorism. In the framework of law, terror could be defined as an organized violence with a political purpose which do not hesitate to target civilians and non-military institutions as well as military ones. Terror has roots from the primeval ages when the separation of political thought took place in the history. As a matter of fact, the World War I emerged as a result of a terrorist activity. Terror within the government caused to the World War II as one of the reasons. In the Cold War Era, terror had been used as a secret instrument of war in the bipolar world. Similarly, the world also witnessed the most important improvements in terms of fundamental rights and freedom in this period. Furthermore, these developments urged the governments to counter terrorism politically. In order to take measures against terrorism, new period has started in the wake of terrorist attacks that occurred on the 11th of September, 2001. In the new era, terrorism has become a global issue. Aftermath the attacks on 9/11, several countries led by the US, have taken different measures which confine human rights and freedom. However, although these efforts were intended for building up a secure environment, unfortunately, their effects have caused to aggravate the quality of life in the international environment. This situation has also brought about pessimistic views to the global agenda on the issue of combat against terrorism. As a matter of fact, there is no reason to disregard the human rights in sake of combat against terrorism. Respect to human rights should be the initial course of action in order to get more successful and stable result when the matter is defeating terrorism.
- Published
- 2010
50. Anayasal bir zorunluluk olarak gerekçeli karar
- Author
-
Türkben, Tahsin, Bilir, Faruk, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Turkish Law ,Constitution ,Duty to give reason ,Judicial decisions ,Reason ,Law - Abstract
Bu çalışmanın amacı, Türk anayasa metinlerinde, bütün yargı kararlarında yazılması gerektiği hüküm altına alınan ?gerekçenin?, anlamı, kapsamı, içeriği, niteliği ve diğer tüm özellikleri bakımından ne olduğunu ortaya koymaktır.Çalışmanın ilk bölümünde yargı kararları tanıtılmıştır. Bu bağlamda tüm yargı organları tarafından ortak olan kararlar ile yargı kolları bakımından farklılık ve özellik gösteren kararlar ayrı ayrı açıklanmış, ancak tezin kapsamı ve amacı bakımından gereksiz ayrıntıya girilmemiştir..İkinci ve asıl bölümde ise öncelikle gerekçenin tanımı ve Türk anayasa hukuku bakımından tarihi gelişimi anlatılmıştır. Esasen usul hukukunun konusu olan gerekçe ve gerekçeli karar anayasa hukuku ve adil yargılanma hakkı bağlamında ele alınmıştır. Bu yapılırken gerekçenin tespit edilen bütün yönleri ele alınmış ve temas ettiği bütün hususlara değinilmiştir.Konular açıklanırken yeri geldiğinde adil yargılanma hakkı ve AİHM içtihatları bakımından açıklamalara ve örneklere yer verilmiş olmasına rağmen konunun önemi nedeniyle gerekçenin adil yargılanma hakkı bakımından önemi ve özellikleri ayrı bir başlık altında yeniden ve etraflıca açıklanmaya çalışılmıştır.Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçesinin bağlayıcılığı hususu halen önemli bir tartışma konusudur. Bu nedenle bu konu ayrı bir başlık altında incelenmiştir.Son olarak gerekçenin bir metin olması nedeniyle dil ve üslup yönü açıklanmıştır. The purpose of this study is to explain the Turkish constitutional texts, written in all judicial decisions which should be taken under the provisions of the `justification? , meaning, scope, content, nature and all other terms of what is to reveal.In the first part of the study judicial decisions are introduced. In this context, shared by all the judicial organs and the judicial branch of the decision in terms of individual decisions is explained, showing the differences and characteristics, but in terms of scope and purpose of the thesis, unnecessary details are not included.The second and main section of the first description of the grounds and the Turkish historical development is described in terms of constitutional law. In fact, the subject of procedural law as constitutional law and the rationale and reasoned decision has been taken in the context of fair trial rights. This is being done by taking all the aspects of the grounds taken up from the estimated and in contact with all the issues which have been mentioned.Topics in explaining where it makes sense in terms of fair trial rights and the ECHR case law examples and explanations were given. In addition, because of the importance of the issue of justification in terms of fair trial rights and properties of matter are under a separate heading again extensively explained.The binding decision of the Constitutional Court is still a very important discussion matter.Therefore, these issues were examined under a separate headingFinally, due to reasons of being a text,language and stylistic directions have been explained. 135
- Published
- 2009
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.