Search

Hızla değişen dünyada fen bilimleri, matematik ve mühendislik uygulamaları ile bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ülkelerin geleceğine yön verir hale gelmiştir. 21. yy’da artık sanayileşmeyi geride bırakıp dijital çağa ayak uyduran ülkeler ön plana çıkarken küreselleşen dünyada eğitim alanında da yeni yönelimler ortaya çıkmıştır. 21. yy vatandaşını yetiştirmek için bir çok ülke ulusal öğretim programlarında değişikliklere giderken eğitim alanında yapılan araştırmalarda da yeni beceriler ve yaklaşımlar ön plana çıkmıştır. STEM, 1990’larda Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilim Vakfı (NSF) raporlarında SME&T olarak anılıyordu. 2001 yılında NSF Eğitim ve İnsan Kaynakları Birimi Direktörü Judith Ramaley, kısaltmanın kulağa hoş gelmemesinden dolayı STEM önerisinde bulunduktan sonra STEM kısaltması bir isim halini alıp tüm dünyada kullanılır oldu. STEM; Science (Fen), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik) disiplinlerinin kısaltması olarak kullanılmaktadır.

International audience; The purpose of the current study is to provide findings of a follow-up study on a content course developed to improve specialized content knowledge of high school teachers. Elif was chosen to be interviewed among the participants of the content course according to certain criteria of sampling. Elif graduated within a year of taking the course and have been teaching in high school since. The individual semi-structured interview on her perceptions of how the content course influenced her teaching was conducted. The interview was transcribed and coded. Two themes emerged about the influence of the content course; using same examples or proofs, readiness to implement tasks for teaching. The findings show the participant's self-report of how she transformed her SCK experiences from university to her instruction. Furthermore, her answers revealed the relationship between SCK and PCK, how this unique knowledge of mathematics (SCK) forming basis for PCK.

Buçalışmanın amacı Fatih Projesi kapsamındaki okullardaki matematiköğretmenlerinin teknolojik pedagojik alan bilgilerinin (TPAB) ve teknolojiyi bütünleştirmeöz-yeterliliklerinin belirlenmesi ve öğretmenlerin cinsiyet, yaş, öğretmenlikdeneyimi ve hizmet içi eğitim alıp almama gibi farklılıklarının TPAB ve TBÖYile ilişkileri incelenmiştir. Bu çalışma İstanbul’daki 6 farklı ilçedeki FATIHprojesi kapsamındaki okullarda çalışan 138 matematik öğretmeniyle yapılmıştır. Buçalışmada nicel bir araştırma yöntemi izlenmiştir. Veri toplamak için Türkçe’ye çevrilmiş TPAB-MVE TBÖY ölçekleri kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre lise matematiköğretmenlerinin TPAB algıları ve TBÖY orta seviyededir. Demografik sonuçlaragöre, erkek ve kadın öğretmenlerin TPAB algılarında anlamlı bir fark yokken TBÖY’lerindeerkeler lehine anlamlı bir fark vardır. Ayrıca TPAB ve yaş arasında zayıfnegatif korelasyon bulunmasına rağmen TBÖY ve yaş arasında güçlü negatif korelasyonbulunmuştur. Buna ek olarak lise matematik öğretmenlerinin TPAB ve öğretmenlikdeneyimleri arasında anlamlı bir fark yoktur. Fakat lise matematiköğretmenlerinin TBÖY ve öğretmenlik deneyimleri arasında anlamlı bir farkvardır. Daha deneyimli öğretmenler için TBÖY ortalama puanı en düşük olarakkaydedilmiştir.

International audience; This paper describes and analyses two 8 th grade mathematics instructions, delivered by two teachers on the slope and its algebraic representation. The focus of analysis is on teacher content knowledge which was analysed with Knowledge Quartet model (Rowland et al., 2005). The study examined whether teachers' responses to students' comments indicate the quality of teachers' content knowledge. Findings indicated that teacher' reaction to students' comments would significantly reflect teachers' depth and breadth of mathematics content knowledge.

International audience; In this introductory chapter for the Thematic Working Group " Mathematics teacher knowledge, beliefs, and identity " (TWG20) at CERME9, we address the main issues discussed during our working sessions. We aim to provide a critical and broader view on the work being done, including the work undertaken at previous conferences , although not extensively. We also seek to take a new look at areas of potential improvement with regard to the focus of, discussion about, and problems inherent to research in the area of teacher knowledge, beliefs and identity, all with the goal of improving teacher education and practices. This paper brings to the forefront some critical features of this area of research and aims to contribute to the genesis of a new focus on our research and a new vision of our own roles as researchers and teacher educators.

International audience; In this paper, the authors will discuss pedagogical content knowledge of secondary mathematics teacher candidates in Turkey. The discussion is based on comparisons between senior students from secondary mathematics education and mathematics departments in terms of their pedagogical content knowledge measured by Teacher Education and Development Study in Mathematics (TEDS-M) released items. In addition to comparison of two groups, there will be a discussion on the challenges to measure pedagogical content knowledge .

Bu çalışmada öğretmenlik mesleğine yeni başlamış bir matemaik öğretmeninin geometri öğretiminin niteliğinin incelenmesi ve öğretmenliğine etki eden unsurların incelenmesi amaçlanmaktadır. Matematik öğretiminin ilk yılında olan katılımcı öğretmenin geometri dersi öğretiminin niteliğinin incelenmesi amaçlanmıştır. 2017-2018 Eğitim Öğretim yılında İstanbulda özel bir lisede matematik öğretmenliği yapan katılımcının 3 hafta boyunca 6 dersi gözlemlenerek veri toplanmıştır. Gözlem sırasında kullanılan gözlem formu Matematik Dersinin Niteliği (Mathematical Quality of Instruction) aracını uyarlayarak niteliksel analize uygun olarak tasarlanmıştır. Video kaydı alınan sınıf içi gözlem verileri, ders plan ve materyalleri kullanarak ve katılımcının ders öncesi ve ders sonrası yapılan görüşmeleriyle desteklenmiştir. Ders gözlemi sırasında hem Matematik Dersinin Niteliği (Mathematical Quality of Instruction) ölçeği uyarlanarak hazırlanan gözlem formu doldurulmuş hemde dersle ilgili ek gözlemler not alınmıştır. Farklı kaynaklardan toplanan bu verilerin analizi ışığında geometri dersinin niteliğinin analizi sağlanmıştır. Veriler, öncelikle her ders için kısa bir özet olarak sunulmuş. Ardından, Matematik Dersinin Niteliği (Mathematical Quality of Instruction) ölçeğinin her bir kodu için ayrı ayrı verilmiştir. Matematik dersinin bazı kodlar için niteliğinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Örneğin açıklama (explanation) kodunun derslerde kullanım oranı çok yüksektir. Genel olarak tüm kodlar göze alındığında matematik dersinin niteliğinin yetersiz olduğu gözlemlenmiştir. Bu sonuçlara ek olarak, bu çalışmada öğretmenin öğretme tarzına etki eden faktörler arasında lise eğitimi ve üniversite eğitiminin yanında çalıştığı okulun kültürünün de etkisi olduğu ortaya konulmuştur. Mesleğe yeni başlamış katılımcının geometri öğretme bilgisinin lise temeline dayandığı ortaya çıkmıştır. Üniversite eğitiminde geometri derslerinin de yer alması gerektiği önerisinde bulunulabilir. The aim of this study is to examine the quality of geometry instruction of a novice high school mathematics teacher and the factors that affect her instruction. The quality of the geometry instruction of a participant who is first year mathematics teacher is aimed to be examined. The data was collected by observing the mathematics teacher who worked at a private high school in Istanbul during the academic year 2017 -2018 through 6 lessons for 3 weeks. The observation form that was used through the process of the observation was designed in accordance with the qualitative analysis by adapting the Mathematical Quality of Instruction tool. The observation data collected through the videotaped classroom observation was supported by lesson plans and materials along with the interviews with the participant which were recorded before and after each lesson. During the classroom observation, not only was the observation form that was made by redesigning the Mathematical Quality of Instruction scale filled in, but also additional notes regarding the lessons were taken. In the light of the data collected from different sources, the quality analysis of the geometry lesson was provided. First, the data was presented as a summary for each lesson. Afterwards, the data was given separately for each code of the Mathematical Quality of Instruction scale. It was specified that the Mathematics lesson was qualified as high for some of the codes. For instance, the ratio of the explanation code used in the lessons was very high. Taking all the codes into consideration, it was observed that the quality of mathematics lesson was limited. In addition to these results, among the factors that affect instruction of the teacher, it is claimed that besides the high school and college education of the teacher, the culture of the school where the teacher has been working has also an effect on the subject. It was revealed that the novice participant's knowledge of geometry instruction was based on her high school education. It can be suggested that geometry lessons should also be involved in college education. 111

Bu çalışmanın temel amacı, sosyomatematiksel normlar ve teknoloji kullanılarak tasarlanmış öğrenme ortamında yükseklik kavramının öğrenimini ve öğretimini geliştirmektir. Bu amacı gerçekleştirmek için, 4 tane sosyomatematiksel norm belirlemiş ve öğrenciler ile birlikte geliştirilmiştir. Bu normlar: birlikte paylaşarak öğrenme, sınıfta yapılan çözümleri sınıfla paylaşma, hata yapmaktan çekinmeden düşüncelerini ifade edebilme ve matematiksel açıklamalar yapabilmedir. Bu normlarla birlikte kavramsal anlamayı geliştirmek amacıyla çeşitli simülasyonlar ve GeoGebra program kullanılmıştır. Yükseklik öğretimi 5 hafta boyunca 48 altıncı sınıf öğrencisiyle yapılmıştır. Öğrencilerin ön bilgilerini kontrol etmek amacıyla öntest ve çalışma bitiminde öğrencilerin kavramsal anlamalarını ölçmek amacıyla son test uygulanmıştır. Ayrıca, sınıf içindeki sosyomatematiksel normlar ve teknoloji kullanımı öğretmen notları, akıllı tahta ve ses kayıtları alınarak belirlenmiştir. Öğrenciler her hafta sosyomatematiksel normlar ve teknoloji kullanımı hakkındaki düşüncelerini günlük tututarak düşüncelerini belirtmiştir. Yapılan analizler sonucunda, sosyomatematiksel normlar ve teknoloji kullanımıyla zenginleştirilmiş ögretim, öğrencilerin yükseklik kavramını anlamalarını olumlu yönde katkısı olmuştur. Bununla birlikte, uygulanan ön test ve son testte öğrencilerin bazı kavramsal yanılgılara sahip olduğu bulunmuştur. Uygulanan öğretim sonucunda, kavram yanılgılarının pek çoğunu azaldığı ya da tamamen yok olduğu tespit edilmiştir. Öğrenciler günlüklerinde, sınıf içindeki sosyomatematiksel normlar ve teknoloji kullanımının öğrenme süreçlerini olumlu etkilediğini belirtmişlerdir. This action research study was designed to improve students' conceptual understanding of the concept of the altitude. For this purpose, an instruction was designed in the environment enriched with sociomathematical norms which are sharing solutions, working collaboratively acceptable mathematical explanations and being free to make mistakes. To improve the learning environment, instruction enhanced with technology by using various simulations and GeoGebra as dynamic tool. Before and after the 5-week long instruction with forty-eight 6th grade students, The Altitude Test was implemented to assess students' conceptual understanding of the concept of the altitude and misconceptions related to the concept of the altitude. Teacher's field notes and classroom audio and board recordings were used to detect sociomathematical norms and use of technology in the classroom. Students' views about sociomathematical norms and technology were determined by students' journals. The results of Altitude test showed that students improved their understanding of the concept of the altitude. The result of the pre and post-tests showed that students had misconceptions related to the concept of altitude. Sociomathematically enriched, technology incorporated instruction led to decreasing or eliminating many misconceptions related to the concept of altitude and improved students' conceptual understanding. Students' journals showed that students' views about norms and technology in the classroom reflected their learning positively. The result of altitude tests and the frequency of the misconceptions were also parallel with students' views. It can be stated from the findings that the instruction enriched with sociomathematical norms helped students improve their conceptual understanding. 183

Bu çalışmanın temel amacı Uluslararası Orta Yıllar Programı (MYP) kapsamında çalışan Türk matematik öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme sürecine ilişkin kavrayışlarını incelemektir. Bunun yanında bu kavrayışlarının müfredat yönelimleri ve matematik ile ilgili inanışları arasındaki ilişkiyi incelenmiştir. Nicel veriler Öğretmenlerin Ölçme ve Değerlendirme Sürecine İlişkin Kavrayışları Ölçeğinin (TCoA-IIIA) kısaltılmış versiyonu, Müfredat Yönelim Ölçeği (COS), Matematik Hakkındaki İnanışlar Ölçeği (MRBS) ve açık uçlu sorular içeren çevrimiçi bir anket yolu ile 30 MYP Matematik Öğretmeninden toplanmıştır. Nitel veri toplama sürecinde ise bu öğretmenlerden 3 tanesi ile görüşmeler yapılmıştır. Sonuçlar, MYP matematik öğretmenlerinin çoğunlukla değerlendirmenin Gelişim için olduğunu düşündüklerini, bunun yanında okul ve öğrenci sorumluluğu amaçlarına da orta derecede katıldıklarını ortaya koymuştur. Korelasyon analizi, Gelişim ve Öğrenci Sorumluluğu amaçları arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Ancak, Önemsizlik ile Gelişim ve Okul Sorumluluğu amaçları arasında negatif yönde bir ilişki ortaya çıkmıştır. Geleneksel İnanışlar, Gelişim ve Öğrenci Sorumluluğu ile orta düzeyde negatif korelasyon göstermiştir. Öte yandan, Öğrenci Sorumluluğu ile Yapılandırmacı İnanışlar arasında orta düzeyde pozitif bir ilişki görülmüştür. Öğretmenlerle yapılan görüşmeler iki farklı yöntemle analiz edilmiştir: (i) öğretmenlerin ölçme değerlendirme kavrayışlarına yönelik kodlama ve (ii) tematik analiz. İlk analizde Gelişim (66 kod), Öğrenci Sorumluluğu (15 kod) ve Önemsizlik (2 kod) boyutları ortaya çıkmıştır. Ayrıca, tematik analiz öğretmenlerin müfredat kapsamındaki ölçme ve değerlendirme kavrayışları hakkında 6 tema ortaya koymuştur. The primary purpose of this study was to investigate Middle Years Programme (MYP) Mathematics Teachers conceptions of assessment. It was also aimed at finding out the relationship between teachers' conceptions of assessment, curriculum orientation and mathematics related beliefs. Quantitative data were gathered through an online survey which contains Teacher Conceptions of Assessment Abridged Scale (TCoA-IIIA), Curriculum Orientation Scale (COS), Mathematics Related Beliefs Scale (MRBS) and some open ended questions from 30 MYP mathematics teachers. Qualitative data was collected by conducting interviews with 3 of these teachers. The descriptive results revealed that MYP mathematics teachers mostly think that assessment is for Improvement while moderately agreeing on accountability purposes. Correlation analysis indicated a strong positive correlation between Improvement and Student Accountability conceptions. Irrelevance had negative correlations with Improvement and School Accountability. Traditional beliefs had moderate negative correlations with Improvement and Student Accountability. On the other hand, there was a moderate positive correlation between Student Accountability and Constructivist Beliefs. The interviews were analyzed with two methods, (i) coding for teachers' conceptions of assessment and (ii) thematic analysis. Improvement (66 codes), Student Accountability (15 codes) and Irrelevance (2 codes) conceptions were appeared in the first analysis. In addition, thematic analysis revealed 6 themes about teachers' conceptions of assessment in relation with curriculum. 91

FeTeMM (Fen, Teknoloj, Mühendislik ve Matematik, İng. STEM) 21. yüzyılın eğitim alanında en önemli gelişmelerinden biridir (Bybee, 2010). FeTeMM sadece fen, teknoloj, mühendislik ve matematiğin kısaltması değil aynı zamanda bu alanların bütünleştirilerek gerçek hayat tecrübelerinde kullanılması anlamına gelmektedir. (Labov ve ark., 2010; Sanders, 2009). FeTeMM alanlarında olan iş gücü ihtiyacının karşılanması için Türkiye'deki uzmanlar FeTeMM eğitimini geliştirmek için çalışmalar yapmaktadır. (TUSIAD, 2014). Bu işgücü ihtiyacını ortadan kaldırmak için FeTeMM alanlarını seçen öğrencilerin sayısının artması amaçlanmaktadır. Bunun yanı sıra, FeTeMM alanlarını seçen üniversite öğrencilerinin niteliklerinin artması da önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Üniversite Giriş Sınavı'nda yüksek puan alan öğrencilerin FeTeMM kariyerlerini seçmesini etkileyen etmenleri bilmek önemlidir.Bu çalışmada, 5 kategoride farklı etmenler incelenmiştir: FeTeMM özyeterlik, cinsiyet, ailesel değişkenler, kariyer seçimi, lise FeTeMM notları. Bu bağlamda, üniversite giriş sınavından yüksek puan almayı gerektiren bir üniversitede FeTeMM veya FeTeMM-dışı alanlarda okumakta olan öğrencilerintercihlerini etkileyen etmenler araştırılmıştır. Bu üniversitede 16 farklı STEM bölümü ve 16 farklı STEM-dışı bölüm vardır. Araştırma kapsamında hazırlık sınıfında okuyan öğrencilere ulaşılmış ve 314 kişi gönüllülük esasına göre çalışmaya katılmışlardır. Araştırmada kullanılan ankette, FeTeMM bölümlerinin seçilmesini etkileyen etmenleri değerlendiren 12 açık uçlu ve 14 likert olmak üzere toplam 26 farklı soru sorulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre, FeTeMM ve FeTeMM-dışı bölümleri seçen öğrenciler arasında cinsiyet ve lise FeTeMM notları arasında bir fark olmadığı görülmüştür. Ancak, FeTeMM bölümlerini seçen öğrenciler, FeTeMM dışı bölümleri seçen öğrencilere göre daha yüksek FeTeMM özyeterliğe ve FeTeMM konularına daha fazla ilgili olan ailelere sahip olduğu bulunmuştur. One of the most important educational improvements of the 21st century has occurred in the Science, Technology, Engineering and Mathematics (STEM) fields (Bybee, 2010). STEM means the integration of disciplines into the real life experiences (Labov et al., 2010; Sanders, 2009). Motivated by the need to meet the deficit in the STEM workforce, experts has worked on improving the STEM education (TUSIAD, 2014) Particularly along with the increasing number of university students who choose STEM fields, an urge to improve the quality of the education in such fields has arisen. That's why, it is firstly essential to understand which factors play a role in the choices of students, who get high scores in the University Entrance Exam to pursue a career in such fields. To this end, the main purpose of the present study was to investigate the factors affecting high-achieving students' career choices in STEM fields. In the literature, factors are classified into five different categories: STEM self-efficacy, gender, parental variables, career selection, and high school STEM score. The study examined the reasons behind the choices of students in a certain state university, which requires relatively higher University Entrance Exam scores. Participants consisted of 314 preparatory students who would study either in a STEM or in a Non-STEM field. A 26-item questionnaire including both open-ended (N=12) and likert-type (N=14) questions were used to in the study. The resutls revealed that there were no significant differences between STEM and Non-STEM students regarding their gender and high school STEM scores. Students who chose STEM departments as a major were found to have significantly higher STEM self-efficacy scores and parents with higher interest in STEM than students choosing Non-STEM fields. This might be because the university where the questionnaire was applied is one of the high-ranking universities accepting only students who get high points in the University Entry Exam. 96

Bu açıklayıcı araştırmanın amacı, son sınıf matematik öğretmen adaylarının grafik gösteriminden model gösterimine geçerken geliştirdikleri düşünce süreçlerini incelemektir. Yapılan çalışmalar, öğretmen adaylarının çoklu temsil geçişlerindeki yaşadıkları güçlükleri gösterirken cebirsel gösterimi kullanmaya yönelik yatkınlıklarını da ortaya çıkarmaktadır. Cebirsel düşünme; matematiksel ilişkileri keşfetme, genellemeleri formüle etme, akıl yürütme ve çoklu temsiller yardımıyla düşüncelerini ifade etmeyi birbirine bağlayan bir matematiksel düşünce sistemini ifade eder. Bu bağlamda bu araştırma grafik gösterimi ile model gösterimi arasında geçiş yapan öğretmen adaylarının düşünce biçimlerine odaklanmaktadır. Bu amaçla açıklayıcı (Creswell, 2008) araştırma deseni uygulanmıştır. Çalışmanın amacına yönelik olarak seçilen dört öğretmen adayı ile yapılan yarı yapılandırılmış ve video kaydına alınmış görüşmeler araştırmanın temel veri kaynağını oluşturmaktadır. Araştırma sonucu öğretmen adaylarının fonksiyon kavramı ile ilgili zayıf kavramsal bilgilerini ortaya çıkarırken, bağımlı ve bağımsız değişkende oluşan değişimleri koordine etmekte ve yorumlamakta zorlandıklarını göstermiştir. Ayrıca, bazı öğretmen adaylarının model gösterimine geçerken grafiğin şekli ile grafiğin davranışı arasında yaşadığı karmaşa, matematiksel model gösterimi ile ilgili kısıtlı bilgilerine işaret etmektedir. Bu araştırmanın sonuçları; öğretmen eğitiminde çoklu temsiller arası geçiş kurabilme becerisi kazandırmanın önemini göstermektedir. The objective of this explanatory study was to gain insight into thinking process of preservice secondary school mathematics teachers as they approached problems that required for translations from graphical representations to model representation. Previous research has indicated preservice teachers' weakness on transition of multiple representations as well as their tendency to use symbolic demonstrations and procedures. Algebraic thinking is a cohesive thread of exploring mathematical relationships, formulating generalizations and reasoning and connecting of multiple representations. In this aspect, this study strongly emphasized preservice teachers' patterns of behavior that elicits algebraic thinking while translation process are required between graphical representation and model representation. For this purpose, explanatory research design (Creswell, 2008) was implemented. Semi-structured and video-recorded interviews with four preservice teachers who recruited according to their relatively different positions in the study constituted the main data sources of this study. The findings demonstrated preservice teachers' relatively weak conceptual understanding on the concept of functions and difficulties with coordinating and interpreting dependent and independent variables. Besides, some participating teachers elicited their complexity between perception of the shape of the graph and attributes of the graph, which pointed their limited knowledge on mathematical model representations.These results may indicate importance of addressing translations among multiple representations in functions during preservice teacher education. 133

Son yıllarda öğrenci merkezli eğitimin önem kazanmasıyla birlikte matematik eğitiminde öğretmenlerin sınıf ortamında öğrenci düşüncesinin farkında olması, öğrenci düşüncesini yorumlayabilmesi ve öğrenci düşüncesine dayanarak rehberlik etmesi ön plana çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar matematik öğretmen adaylarının kendi öğretim videolarını analiz etmelerinin fark etme becerilerini geliştirdiğini göstermiştir. Bu çalışmada matematik öğretmen adaylarının fark etme becerilerinin nasıl bir değişim sergilediği incelenmiştir. 2016-2017 akademik yılı süresince, iki matematik öğretmen adayı 7.sınıf öğrencileri ile sayılar, cebir, veri analizi ve geometri içerikli matematik etkinlikleri üzerinde çalışmışlardır. Okul-fakülte iş birliği bağlamında, öğretmen adaylarına öğrencilerin matematiksel zorlukları, etkili destekleme yöntemleri, matematik etkinliklerinin tasarımı ve uygulanması gibi konuların tartışıldığı bir seçmeli ders verilmiştir. Çalışmanın veri toplama araçlarını öğretmen adaylarının etkinliklerin uygulanması sırasındaki öğrencilerle etkileşimi gösteren videolar, etkinlik sonrası yapılan yansıtıcı toplantıların videoları ve uygulamalara ilişkin yazılan yanstıcı raporlar oluşturmaktadır. Araştırmacı etkinlik uygulamaları sırasında ortaya çıkan matematiksel öğrenme fırsatlarını (MÖF) belirlemiş ve bu fırsatlar öğretmen adaylarının fark etme becerisini incelemek için araç olarak kullanılmıştır. Öğretmen adaylarının dikkat etme, yorumlama ve karşılık verme seviyeleri kodlama şemasına göre analiz edilmiştir.Bulgular öğretmen adaylarının etkinlik uygulama esnasında oluşan matematiksel öğrenme fırsatlarının yaklaşık %84'ünü yakaladığını göstermiştir. Ayrıca, öğretmen adayları yazılı raporlarında öğrenci düşüncesini uygun gerekçe göstererek yorumlamaya çalışmışlardır. Öğretmen adayları, öğrencilerle etkileşim sırasında öğrencilerin matematiksel düşüncesini ortaya çıkarıcı bir yaklaşımdan ziyade onları doğru yanıta yönlendirici bir yaklaşım sergilemiş olsalar bile sonuç olarak, video analizi ve yazılı raporların öğretmen adaylarının fark etme becerisini geliştirebilmek için etkili birer araç oldukları görülmüştür. As student centered teaching approaches have become popular in recent years,teachers' noticing skills in terms of attending to students' mathematical thinking, interpretingtheir thinking and responding to them have become one of the prominentissues investigated by scholars. Studies revealed that preservice teachers' noticing skillscan be improved through analysis of videos of their own teaching. In this study, theprogress in preservice teachers' noticing skills through and after an intervention wasinvestigated. Throughout the 2016-2017 academic year, two preservice mathematicsteachers worked with 7th grade students on the mathematical tasks about numbers,algebra, data analysis and geometry. Data were collected through videos of preserviceteachers' interactions with students during task implementations, videos of their oralreflections just after implementations and their written reflections about implementations.The researcher identified mathematical opportunities (MOST) occurred duringthe implementations and these MOST instances were used as a medium to investigatein the noticing skills of preservice teachers. The attending, interpreting and respondinglevel of preservice teachers during the implementation of mathematical tasks wereanalyzed according to coding scheme. The analysis of data revealed that preserviceteachers attended to majority of the mathematical opportunities (approximately %84)occurred during task implementations. In addition to this, they interpreted possiblereasoning behind students' thinking in their written reports. However, their respondingfor such opportunities were mostly in the form of orienting students for correctanswers rather than eliciting their conceptual understanding. Therefore, video analysisand written reports might be effective tools to improve preservice teachers' noticingskills. 156

Araştırmanın amacı FeTeMM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) ile ilgili öğretmenlik programlarında okuyan birinci sınıf ve son sınıf öğretmen adaylarının FeTeMM farkındalıklarını FeTeMM tanımları ve alan ilişkileri üzerinden tanımlamaktır. Bu bağlamda, katılımcıların FeTeMM alanları tanımları ve FeTeMM ile ilgili günlük hayat konuları üzerinden FeTeMM alanlarını betimlemeleri incelenmiştir. Araştırma birinci sınıf ve son sınıf öğretmen adaylarının FeTeMM alanlarını tanımlarken FeTeMM alanları arasındaki ilişkileri ifade etmeleri bakımından anlamlı bir fark olup olmadığını incelemiştir. Ek olarak, çalışmada FeTeMM alanları arasındaki ilişkileri gören katılımcıların FeTeMM alanları arasındaki ilişkileri nasıl ifade ettiklerini tanımlamak amaçlanmıştır. Bu çalışmada karma metot araştırma yöntemleri uygulanmıştır. Araştırma iki aşamalıdır. Birinci aşamada, FeTeMM Farkındalığı Açık Uçlu Anketi (FeTeMM-F) 204 katlımcıya uygulanmıştır. Bu ölçeğin sonuçları nicel olarak analiz edilmiştir. FeTeMM farkındalığı açık uçlu anketinin sonuçlarına göre, birinci sınıf ve son sınıf öğretmen adayları arasında FeTeMM alanlarını tanımlarken FeTeMM alanları arasındaki ilişkileri ifade etmeleri bakımından anlamlı bir fark olmadığı ortaya konmuştur. Çalışmanın ikinci aşaması için, en az bir FeTeMM alanını FeTeMM alanları arasındaki ilişkiler üzerinden tanımlayan ve betimleyen katılımcılar seçilmiştir ve 9 katılımcıyla görüşmeler yapılmıştır. Dört farklı FeTeMM ile ilgili günlük hayat konuları (İkisi FeTeMM farkındalığı anketinde ikisi görüşmelerde) veri toplamak için kullanılmıştır. Araştırma sonuçları katılımcıların FeTeMM alanlarını tanımlarken FeTeMM alanları arasındaki ilişkelere ilişkin ifadelere daha fazla yer verdiğini göstermiştir. Bu anlamda, katılımcıların günlük hayat örneklerinde FeTeMM alanları arasındaki ilişkileri ifade etmekte zorlandıkları söylenebilir. The purpose of the study is to investigate STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics) awareness of preservice freshman and senior teachers who study in STEM related teaching programs through definitions and relationships of STEM areas. In this sense, participants' definitions and descriptions of STEM areas through STEM related daily topics were examined. The study investigated whether there was a significant difference between freshman and senior preservice teachers in terms of using relationship between STEM areas while defining and describing STEM areas. In addition, the study aimed to describe how participants who see the relationship between STEM areas express the relationships between STEM areas. In this study, mixed-method approach was used. The research had two phases. In the first phase, STEM awareness (STEM-A) Open-Ended Questionnaire was administered to 204 participants. The results of this instrument were quantitatively analyzed. According to analysis of STEM-A Open-Ended Questionnaire, there was no significant difference between freshman and senior participants in terms of using relationship between STEM areas while defining and describing STEM areas. For the second phase, participants who defined and described at least one STEM area in terms of relationships between STEM areas were chosen and 9 participants were interviewed to investigate their understanding of relationship. Four different STEM related daily topics were used to collect data (2 in STEM-A and 2 in interviews). The research showed that participants used more statements related to relationships between STEM areas while defining STEM areas. In this sense, it can be stated that they had difficulty in expressing the relationship between STEM areas in daily life STEM related cases. 124

Bu çalışma, matematik öğretmen adaylarının öğretim için matematiksel bilgilerini (ÖMB) araştırmayı amaçlamıştır. Bu amaç için, TEDS-M yayımlanmış İlköğretim ve Ortaöğretim ölçeklerinin Türkçe çevrileri olan İlköğretim ve Ortaöğretim Matematik Öğretmen Adayları için Matematik Bilgisi Ölçekleri kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini, İstanbul'daki iki üniversitenin ilköğretim ve ortaöğretim matematik öğretmenliği ile matematik bölümlerinde okuyan birinci ve son sınıf öğretmen adayları oluşturmaktadır. İlk olarak, öğretmen adaylarının bölümlerine başladıkları ve bitirdikleri zamanki ÖMB' lerindeki farlılıkları incelenmiştir. Ayrı ayrı her üç bölüm için, son sınıf öğrencileri, birinci sınıf öğrencilerinden istatistiksel olarak anlamlı daha yüksek puanlar almışlardır. Bu çalışmanın ikinci amacı da ortaöğretim matematik öğretmenliği ve matematik bölümlerinde okuyan öğretmen adaylarının, bu bölümlerde okurken edindikleri ÖMB'lerindeki faklılıkları da keşfetmektir. Birinci sınıfta okuyan ortaöğretim matematik öğretmenliği ve matematik öğrencileri arasında anlamlı bir fark bulunmazken, son sınıfta okuyan ortaöğretim matematik öğretmenliği öğrencileri, son sınıfta okuyan matematik öğrencilerinden istatiksel olarak anlamlı daha yüksek puan almışlardır. Son olarak, bu çalışma uluslararası bir karşılaştırma yapmayı da amaçlamıştır. İlköğretim düzeyinde, 34 maddeden 32'sinde ilköğretim matematik öğretmenliği son sınıf öğrencilerinin doğru cevap yüzdeleri uluslarası ortalamadan daha yüksektir. Ortaöğretim düzeyinde de, 31 maddeden 28'inde ortaöğretim matematik öğretmenliği ya da matematik bölümü son sınıf öğrencileri, uluslarası ortalamanın üzerinde yer almaktadır. Hem ilköğretim hem de ortaöğretim matematik öğretmen adaylarının, uluslararası ortalamanın altında kaldıkları maddelerin ortak alanın da `veri` olduğu tespit edilmiştir. This study aimed to investigate mathematics teacher candidates' mathematical knowledge for teaching (MKT) by using Mathematics Knowledge Instrument for Preservice Primary and Secondary Mathematics Teachers which were Turkish translated versions of TEDS-M Primary and Secondary Released Items. The sample of the study was comprised of three groups of teacher candidates from two universities in Istanbul: primary mathematics education, secondary mathematics education and mathematics departments. The data gathered from both freshman and senior students. Firstly, this study aimed to examine differences in MKT of teacher candidates at the beginning and at the end of the undergraduate education. For all three departments separately, senior students had statistically significant higher scores than freshman students. The second purpose of the study was to discover the differences between secondary mathematics education and mathematics departments in teacher candidates' MKT acquired while studying in these departments. While there was no significant difference between freshman secondary mathematics education and freshman mathematics students, senior secondary mathematics education students had statistically significant higher MKT scores than senior mathematics students. Lastly, this study was also aimed to conduct international comparisons. In primary level, for 32 of 34 items, the correct response percentages of senior students from primary mathematics education were higher than international average. In secondary level, for 28 of 31 items, senior students from secondary mathematics education or mathematics departments were above the international average. The common content area of items that both primary and secondary mathematics teacher candidates were below the international average was `data`. 166

Bu araştırmada matematik öğretmen adaylarının mesleki kişiliklerini ve matematik öğretmenliğini seçme nedenlerini araştırılırken; aynı zamanda, cinsiyet, bölüm (ilköğretim matematik öğretmenliği, ortaöğretim matematik öğretmenliği) bazında farklılıklar da incelenmiştir. Bunlara ek olarak, mesleki kişilik ile matematik öğretmenliğini seçme nedenleri arasındaki ilişki de araştırılmıştır. Bu araştırmaya Türkiye'deki 9 üniversiteden toplam 384 ilköğretim ve ortaöğretim matematik öğretmeni adayı katılmıştır. Bu araştırmanın amacı 3 boyutludur. İlk amacı, matematik öğretmenlerinin, matematik öğretmenliği kariyerini seçme nedenlerini araştırıp, cinsiyet ve bölüm farklarını incelemektir. Katılımcıların matematik öğretmenliğini seçmedeki en etkili nedenleri toplumsal eşitliği arttırmak, çocukların/gençlerin geleceklerini şekillendirmek gibi sosyal sorumluluk nedenleri olurken, katılımcılar en düşük puanı matematik öğretmenliğini yedek plan olarak seçme kategorisine vermişlerdir. Araştırmanın ikinci amacı, Holland'ın (1997) meslek seçim teorisi ışığında Türk matematik öğretmenlerinin mesleki kişiliklerini araştırıp, cinsiyet ve bölüm farklarını incelemektir. Teoriyle tutarlı olarak katılımcılar genel olarak sosyal, sonra araştırmacı kişilik tipinde çıkmıştır. Katılımcılar arasında en düşük kişilik tipi ise girişimcidir. Kadın katılımcılar artistik tipte erkeklerden anlamlı şekilde daha yüksek puan alırken, erkek katılımcıların ise gerçekçi kişilik tipindeki puanı kadınlara göre anlamlı şekilde yüksek çıkmıştır. Ayrıca araştırmacı kişilik tipinde ortaöğretim matematik öğretmenliği bölümündeki katılımcıların puanı, ilköğretim matematik öğretmenliğinde okuyan katılımcılara göre anlamlı olarak yüksek çıkmıştır. Araştırmanın üçüncü amacı ise katılımcıların mesleki kişilik tipleri ile matematik öğretmenliğini seçmeleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Sosyal kişilik tipi ile toplumsal eşitliği arttırmak, çocukların/gençlerin geleceklerini şekillendirmek, topluma katkıda bulunmak yüksek oranda ilişkili bulunmuştur. The present study aims to investigate the personality types and the reasons of Turkish pre-service mathematics teachers for choosing mathematics teaching and examines differences according to gender and level of teaching of the participants. It is also aimed to determine if there is a relationship between the personality types and reasons for choosing mathematics teaching. The participants of this study are 384 senior pre-service mathematics teachers from 9 universities in Turkey. The aim of the present study was threefold. First one was to examine the reasons given by Turkish pre-service mathematics teachers for choosing teaching as a career through demographic characteristics (gender and level of teaching) of the participants. Among participants, altruistic social utility reasons (enhance social equity, make social contribution, and shape future of children and adolescents) was the highest rated category of reasons. On the other hand, the fallback reason category was rated lowest. The second purpose was to examine the work personality types of Turkish pre-service mathematics teachers based on Holland's (1997) work personality types theory through demographic characters (gender and level of teaching). Social personality type category was rated highest which is consistent with the theory. Investigative work personality type was rated second highest while the enterprising category was rated lowest. The analysis showed that, women have significantly higher scores on artistic work personality type, while men have significantly higher score on realistic work personality type. Moreover, secondary mathematics pre-service teachers have significantly higher score on investigative work personality type compared to primary pre-service mathematics teachers. The third aim was to determine if there is a relationship between the reasons and work personality types of the Turkish pre-service mathematics teachers. Social utility values reasons were found to be highly related with social work personality type. 74

Bu çalışmanın amacı ortaöğretim matematik öğretmenlerinin algıladıkları teknolojik pedagojik alan bilgilerini (TPAB) ve teknolojiyi entegre etme öz-yeterliliklerini (TEÖY) tanımlamaktır. Çalışmanın diğer bir amacı ise TPAB ve TEÖY arasındaki ilişkiyi incelemektir. Ayrıca bu çalışmada öğretmenlerin olası cinsiyet, yaş ve öğretmenlik deneyimi farklılıklarının TPAB ve TEÖY ile ilişkileri incelenmiştir. Bu çalışma İstanbul'daki 6 farklı ilçedeki FATIH projesi kapsamındaki okullarda çalışan 138 matematik öğretmeniyle yapılmıştır. Veri toplamak için Türkçeye çevrilmiş TPAB-M VE TEÖY ölçekleri kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre ortaöğretim matematik öğretmenlerinin TPAB algıları ve TEÖY orta seviyededir. Ayrıca TPAB ve TEÖY değişkenleri arasında güçlü bir ilişki bulunmuştur. Demografik sonuçlara göre, erkek ve bayan öğretmenlerin TPAB algılarında anlamlı bir fark yokken TEÖY lerinde erkeler lehine anlamlı bir fark vardır. Ayrıca TPAB ve yaş arasında zayıf negatif korelasyon bulunmasına rağmen TEÖY ve yaş arasında güçlü negatif korelasyon bulunmuştur. Buna ek olarak ortaöğretim matematik öğretmenlerinin TPAB ve öğretmenlik deneyimleri arasında anlamlı bir fark yoktur. Fakat ortaöğretim matematik öğretmenlerinin TEÖY ve öğretmenlik deneyimleri arasında anlamlı bir fark vardır. Daha deneyimli öğretmenler için TEÖY ortalama puanı en düşük olarak kaydedilmiştir. Bulgulara dayanarak öğretmenler için mesleki gelişim programlarının sağlanması tavsiye edilebilir. Öğretmenlerin teknolojiyi öğretime entegre edebilmesi için sahip olması gereken bilgileri anlayabilmek için TPAB sini bir çerçeve olarak kullanmak ve güncel teknolojileri benimseyebilmeleri için TEÖY bir inanç olarak kullanmak faydalı olabilir. The aim of this study was to identify perceived technological pedagogical content knowledge (TPACK) and technology integration self-efficacy (TISE) of secondary mathematics teachers. In addition, the purpose was to examine the relationship between TPACK and TISE variables. Moreover, possible gender, age and years of experience diversities related to TPACK and TISE were examined. The research conducted with 138 secondary mathematics teachers from 28 different FATIH project schools in six districts of Istanbul. Turkish translated versions of TPACK-M and TISE scales were used to collect data. The results indicated that secondary mathematics teachers' perception of TPACK and their TISE are moderate level. Moreover, there was a strong relationship between TPACK and TISE variables. According to demographic results, there was no significant difference in TPACK perception of male and female mathematics teachers while there was significant difference in TISE of mathematics teachers in favor of males. Also, small negative correlation was found between age and mathematics teachers' TPACK perception though strong negative correlation was found between age and mathematics teachers' TISE. Furthermore, there was no significant difference in TPACK perception and teaching experience of secondary mathematics teachers. However, there was significant difference in TISE and teaching experience of secondary mathematics teachers. More experienced mathematics teachers recorded lowest mean score for TISE. Based on the findings, it is recommended to provide professional development programs for teachers. It could be useful to use TPACK as a framework to understand what knowledge teachers must have to integrate technology into teaching and TISE as a belief to adopt current technologies. 120

Bu araştırmanın amacı matematik öğretmenlerinin ders sırasındaki mesleki alan bilgilerinin incelenmesidir. Araştırma beş yılı aşmamış olmak kaydı ile farklı sürelerde öğretmenlik tecrübesine sahip altı öğretmen ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmacı, katılımcılarla derslerini nasıl anlatmayı planladıklarını öğrenme amaçlı yarı-yapılandırılmış ders öncesi mülakat, doğrunun eğimi konusunun anlatımı sırasında video kayıt ve gözlem raporları ve en son yarı-yapılandırılmış ders sonrası mülakat gerçekleştirmiştir. Elde edilen verilen çözümlenmiş ve açık kodlama ile kodlanmıştır. Ders kayıt verileri Bilgi Dörtlüsü (Knowledge Quartet) ünitelerine göre analiz edilmiş elde edilen verilerin mülakatlardan elde edilen verilerle üçlenerek geçerliği ve güvenirliği artırılmıştır. Bulgular dört grupta sunulmuştur. Bu gruplar sırası ile öğretmen adayları (öğretmenlik tecrübesi olmayanlar), mesleğe yeni başlamış öğretmenler (1-3 yıl öğretmenlik tecrübesi olanlar), deneyimli öğretmenler (3-5 yıl öğretmenlik tecrübesi olanlar) ve en son olarak grupların derslerindeki mesleki alan bilgisi karşılaştırması şeklinde verilmiştir. Veriler her grup için modelin üniteleri bağlamında sunulmuş ve karşılaştırma tabloları verilmiştir. Araştırmada doğrunun eğiminin çalışılmış olması bu konu hakkındaki öğretmen bilgisini ve konunun öğretimi hakkında önemli ve çeşitli bilgileri ortaya koymuştur. Bu çalışma modelin ilk ünitesi olan Temel ünitesinin öğretmenlerin ders işleyişlerindeki önemini göstermiştir. Ayrıca bu çalışmada bu ünite açısından bakıldığında öğretmenlerin belli bir dönemi aşan deneyimiyle, bilgilerinin artışı arasında bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Öğretmenlikte deneyim süresine bağlı olarak hem alan bilgisinin hem de bu alanın nasıl öğretileceğine dair bilgilerin artışı yine bu çalışmanın bulguları arasında yer almaktadır. Mesleğe yeni başlamış öğretmenler ve öğretmen adaylarını açısından ise oldukça paralel bulgular elde edilmiştir. The purpose of this study was to investigate teachers? content knowledge -subject matter knowledge (SMK) and pedagogical content knowledge (PCK)- during teaching the slope of line in eighth grade. The study focused on two pre-service, two novice, and two experienced primary mathematics teachers? content knowledge in instruction. The study included a semi-structured pre-interview with the participants on the ways they were planning to teach, observation and video recording of lessons on slope of line, and finally a semi-structured post-interview. Instructions and interviews were transcribed and coded by open coding. The video recorded data were analyzed in terms of the units of a framework, Knowledge Quartet (KQ), and triangulated with the interview data. Findings were reported in four sections. The sections in which the findings were reported in terms of the units of the analytical framework were (i) the pre-service teachers (no official teaching experience), (ii) the novice teachers (1-3 years of teaching experience), (iii) the experienced teachers (3-5 years of teaching experience), and finally (iv) the comparison of teachers? content knowledge. Findings were reported in terms of the four units of the framework with a comparison table among the participants. The study of the slope of lines provided a rich source to interpret teachers? content knowledge in this mathematical concept and its teaching (SMK and PCK). The study provided that foundational knowledge was significantly observed in teachers? instruction. In addition, this type of knowledge was considerably significant in experienced teachers? instructions. Findings indicated also that as teachers become more experienced, they may have more robust content knowledge (SMK and PCK). As experienced teachers differed from their novice and pre-service colleagues, not much significant differences were observed between groups of novice and pre-service teachers in terms of their content knowledge of teaching slope of a line based on KQ. 194

Bu çalışmanın amacı, öğretmen öz-yeterliliğinin, öğrenci trigonometri öz-yeterliliği ve öğrenci trigonometri başarısı ile ilişkisini araştırmaktır. Öğretmen öz-yeterliliğine üç ayrı değişken vasıtasıyla bakılmıştır: genel öğretmen öz-yeterliliği, matematik öğretimine yönelik öz-yeterlilik ve trigonometri öğretimine yönelik öz-yeterlilik. Bu araştırmaya yedi ayrı okuldan 16 matematik öğretmeni (n1=16) ve bu öğretmenlerin 10. sınıf öğrencileri (n2=571) katılmıştır. Öğretmenler, Öğretmen Öz-Yeterlilik Ölçeği ve Matematik Öğretimine Yönelik Öz-Yeterlilik Ölçeğini, öğrenciler ise Öğrenci Trigonometri Öz-Yeterlilik Ölçeği ve Öğrenci Trigonometri Başarı Testi'ni cevaplanmıştır. Ayrıca, öğretmenlerin trigonometri öğretimine yönelik öz-yeterliliklerini belirlemek amacıyla, onlarla trigonometri deneyimleri hakkında röportaj yapılmıştır. Bu röportaj bulgularına göre öğretmenler, trigonometri öğretme öz-yeterliliği yüksek ve trigonometri öğretme öz-yeterliliği düşük olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Yapılan çalışmada, genel öğretmen öz-yeterliliği ve matematik öğretimine yönelik öz-yeterlilik değişkenleri ile öğrenci değişkenleri arasında anlamlı korelasyon bulunmamıştır. Yapılan t-testi sonuçlarında ise, trigonometri öğretme öz-yeterliliği yüksek olan öğretmenlerin öğrencilerinin, dü?ük olan öğretmenlerin öğrencilerine göre, öğrenci trigonometri öz-yeterlilik ölçeğinden anlamlı düzeyde daha yüksek sonuçlar aldıkları görülmüştür. Buna karşın, iki gruptaki öğrencilerin trigonometri ba?arı testi sonuçlarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. The purpose of the present study is to investigate the relationship between teacher efficacy to student trigonometry self-efficacy and student trigonometry achievement. Teacher efficacy was searched through three different variables: general teaching efficacy, mathematics teaching efficacy and trigonometry teaching efficacy. The sample of this study consisted of 16 mathematics teachers (n1=16) and their tenth grade students (n2=571) from seven different schools in Istanbul. The teachers completed Teachers? Sense of Efficacy Scale and Self Efficacy Beliefs toward Teaching Mathematics Scale and students completed Student Trigonometry Self-Efficacy Scale and Students Trigonometry Achievement Test. Also, there were semi-structured short interviews with teachers on their trigonometry teaching experiences, in order to study their trigonometry teaching efficacy. According to the interview findings they were categorized as having high trigonometry teaching efficacy and low trigonometry teaching efficacy. No significant correlation was found between general teaching efficacy and mathematics teaching efficacy with student variables of student trigonometry self-efficacy and student trigonometry achievement. The t-test results showed that students of teachers having high trigonometry teaching efficacy get higher scores on trigonometry self- efficacy scale than the students of teachers having low trigonometry teaching efficacy. Between the students? achievement test scores, on the other hand, no significant difference was found. 96