238 results on '"ii. abdülhamid"'
Search Results
202. Mekteb-i Tıbbiye'nin Haydarpaşa'ya Nakli ve Açılışı (1903)
- Author
-
KÖSE, Resul
- Subjects
Nursing ,Hemşirelik ,II. Mahmud ,II. Abdülhamid ,Mekteb-i Tıbbiye ,Rieder Paşa ,Zeki Paşa - Abstract
Osmanlı'da tabâbet, ilk birkaç yüzyılda tarihkitapları arasında sıkışıp kalmıştı. Medreselerde alınan tıp eğitimininteşkilatlı bir yapıya kavuşması Kanunî Sultan Süleyman döneminden itibarenmümkün olacaktır. Modern anlamda tıp teşkilatının tesisi ve tıp eğitimininbaşlangıcı ise II. Mahmud döneminde Mekteb-i Tıbbiye'nin kuruluşu ile birliktebaşlamıştır. Bu çalışmada Mekteb-i Tıbbiye'nin ilk tesisinden itibaren anahatlarıyla bahsedildikten sonra II. Abdülhamid döneminde Haydarpaşa'da inşaedilen yeni Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane binasının inşası, Tıbbiye'nin burayanakli ve açılışı üzerinde durulmuştur.
- Published
- 2019
203. The status of foreign schools within the context of II. Abdülhamid period education policy
- Author
-
Oktay, Tolga, Taş, Seda, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İlmek, Seda, and Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Eğitim ,II. Abdülhamid ,Ottoman State ,Educational history ,Abdülhamid II ,Osmanlı İmparatorluğu ,Yabancı Okullar ,Education ,Educational policies ,Foreign Schools ,Ottoman Empire ,Modernleşme ,Ottoman Period ,Modernization - Abstract
Yabancı okulların II. Abdülhamid dönemindeki varlığının özel olarak önem arz etmesinin kuşkusuz birçok sebebi vardır. Varlıkları çok eski tarihlere dayanan bu okullar, II. Abdülhamid döneminde en önemli sorunlar arasında yer almıştır. Çünkü yabancı okullar bu dönemde, Osmanlı eğitim politikasının rotasını yönlendirmede doğrudan etki sahibi olmuşlardır. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesinin yayınlanmasına kadar yabancı okulların varlığını ve faaliyetlerini düzenleyen kararlar alınmamıştır. Yabancı okulların sayısının artması, bu okullarda misyonerlik faaliyetlerinin yürütülmesinin yanı sıra devlete ve hükümete karşı tepki kitleleri oluşturulması gibi nedenler artık bu okullar üzerinde bir düzenleme yapılmasını zorunlu kılmıştır. Fakat asıl sorun, nizamnamenin aldığı kararların bu gidişatı engelleyememesidir. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi II. Abdülhamid devrinin sonuna kadar ufak tefek değişiklikler ile yürürlükte kalmasına rağmen tam olarak uygulanamamıştır. Bir nizamname ile yabancı okulların faaliyetlerinin ortadan kalkmayacağının anlaşılması ile II. Abdülhamid karşı propaganda unsurları oluşturmuştur. Yabancı okullara karşı talebi azaltmak için Müslüman okulların sayısını ve niteliğini artırma çalışmaları yapılmıştır. Teftiş işlerini hızlandırarak zararlı faaliyetlerin önü alınmak istenmiştir. Yabancı okullara olan talebi azaltmak için Müslümanlar dışında gayrimüslimlerde Osmanlı okullarına kabul edilmeye başlanmıştır. Böylece ilköğretimden sonra Müslümanlar ve gayrimüslimler ortak eğitim sistemine entegre edilmeye çalışılmıştır. Devlet, kendi ideolojik rotasından ayrılmayan bireyler yetiştirmek için eğitim üzerinden herkesi denetim altında tutma politikası takip etmek istemiştir.Anahtar Kelimler: Osmanlı İmparatorluğu, II. Abdülhamid, Eğitim, Yabancı Okullar, Modernleşme. There are undoubtedly many reasons for the existence of foreign schools in the II. Abdulhamid era. These schools, whose existence dates back a long time, were the most important problem in the II. Abdulhamid era because of the fact that foreign schools had a direct influence on the direction of the Ottoman Empire's educational policy in this era.Until the publication of the 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, decision cornerning the foreign schools' existences and activities wasn't taken. Reasons such as the increase in the number of foreign schools, missionary activities of these schools and their activities that aim to create reaction masses against the state and the government made it necessary to for a new arrangement for these schools. But the main problem was that the decisions taken by the regulation of 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi couldn't prevent this. Although 1869 Maarif- i Umumiye Nizamnamesi remained in effect with minor changes until the end of the reign II. Abdülhamid, it was not fully implemented.II. Abdülhamid formed propaganda elements against him because of the understanding that the activities of foreign schools wouldn't be eliminated with a regulation. In order to reduce the demand for foreign schools, efforts had been made to increase the number and quality of Muslim schools. It was aimed to accelerate the inspections and prevent harmful activities. In order to reduce the demand for foreign schools, non-Muslims were accepted to the Ottoman schools besides Muslims. Thus, after primary education, Muslims and non-Muslims were tried to be integrated into the common education system. The state wanted to continue a policy of controlling everyone through education that aimed to train individuals in such a way that these people would follow the state's ideological route.Keywords: Ottoman Empire, II. Abdülhamid, Education, Foreign Schools, Modernization. 156
- Published
- 2019
204. Lâyihalara göre II. Abdülhamid döneminde Mısır'ın siyasi durumu
- Author
-
Akgül, Mücelya, Akşit, Ahmet, and Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Docaments ,II. Abdülhamid ,İngiltere ,Ottoman State ,Abdülhamid II ,Mısır ,England ,Abdulhamid II ,Osmanlı Devleti ,Lâyiha ,Egypt ,Ottoman Empire - Abstract
Osmanlı Devleti XIX. yüzyılda siyasi, askeri, sosyal ve iktisadi birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı devletinin iç ve dış sorunlarının zirvede olduğu bir dönemde tahta çıkan II. Abdülhamid'i uğraştıran temel problemlerden bir tanesi de şüphesiz ki Mısır meselesi idi. Zira II. Abdülhamid'in saltanatında Mısır'ın İngilizler tarafından işgal edilmesi, bu dönemin en önemli olaylarından birini teşkil etmiştir. II. Abdülhamid, Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu durumu düzeltmek için her alanda lâyihalar hazırlanmasını istemiştir. Dönemin önde gelen devlet adamları tarafından hazırlanan lâyihalar padişaha sunulmuştur. Bu çalışmamızda II. Abdülhamid döneminde söz konusu lâyihalara göre Mısır'ın siyasi durumu ele alınmıştır. Bizim tezimizin ağırlık noktasını oluşturan lâyihalar, Mısır meselesi sürecini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Mehmet Ali Paşa ve arkasından gelen valiler Osmanlı Devleti'nden ayrılarak bağımsız olma sevdasına düşmüşlerdir. Sonrasında İsmail Paşa'nın Mısır'da ortaya koyduğu iktisadî ve malî politikaların sebep olduğu buhran, İngiltere'nin 1882'de Mısır'ı işgal etmesiyle sonuçlanmıştır. Osmanlı Devleti ise karşılaştığı bu durumu diplomasi yolu ile bertaraf etmeye çalışmış ve Mısır meselesinin çözülmesi adına Ahmet Muhtar Paşa'yı Mısır'a yüksek komiser olarak göndermiştir. Bununla beraber İngiltere'nin, bu bölgedeki çıkarları sebebiyle Mısır'dan askerini tahliye etmeye yanaşmadığı ve Osmanlı Devleti'ni diplomasi yolu ile oyalama siyaseti izlediği anlaşılmaktadır., In the 19th century, the Ottoman Empire had to deal with many political, military, social and economic problems. One of the main problems that gave Abdulhamid II a hard time who ascended the throne at a time when the internal and external problems of the Ottoman Empire were at the peak, was undoubtedly the Egyptian issue again. After all, the British occupation of Egypt during the reign of Abdulhamid II was one of the most important events of this period. On the other hand, Abdulhamid II asked for the preparation of lâyihas in every field in order to correct the situation of the Ottoman Empire. The lâyihas prepared by the leading statesmen of the period were presented to the sultan. And in this study, the political situation of Egypt was discussed in the light of the said lâyihas during the reign of Abdulhamid II. The lâyihas, which are the focus of our thesis, clearly demonstrate the process of the Egyptian issue. Mehmet Ali Pasha and the governors who followed him separated from the Ottoman Empire and sought to become independent. Furthermore, the crisis stemmed from the economic and financial policies brought about by Ismail Pasha in Egypt ended up with the British occupation of Egypt in 1882. The Ottoman Empire, on the other hand, tried to overcome this situation through diplomacy and assigned Ahmet Muhtar Pasha to Egypt as the High Commissioner in order to solve the Egyptian issue. Nevertheless, it was understood that Britain did not want to evacuate its soldiers from Egypt because of its interests in this region and, therefore, it pursued a policy of distraction against the Ottoman Empire by diplomacy.
- Published
- 2019
205. Sultan 2. Abdülhamid Dönemi : Siyaset, İktisat, Dış politika, Kültür, Eğitim
- Author
-
Bulut, Mehmet, Kala, Muhammet Enes, Salık, Nuri, and Nar, Maşallah
- Subjects
Siyaset ,Eğitim ,II. Abdülhamid ,Politics ,Culture ,II. Abdulhamid ,Ottoman Empire ,Kültür ,Osmanlı İmparatorluğu ,Education - Abstract
Metin Türkçe, İngilizce ve Arapça'dır. = Text in Turkish, English and Arabic. "100 Yıl Sonra Sultan II. Abdülhamid Han : Uluslararası İlmi Toplantı"sı. 23 Şubat 2018 Cuma, İstanbul SAbahattin Zaim Üniversitesi. 34. Osmanlı Padişahı olan Sultan II. Abdülhamid Han, 31 Ağustos 1876’da tahta çıkmış ve 27 Nisan 1909 tarihine kadar 33 yıl hükümdarlık yapmıştır. Osmanlı Devleti’nin hem içeride hem de dışarıda pek çok sorunla boğuştuğu bir ortamda tahta çıkan Sultan II. Abdülhamid Han, 33 yıllık hükümdarlığı döneminde gerçekleştirdiği icraatlar ve uyguladığı politikalar nedeniyle mirası en çok tartışılan Osmanlı padişahlarından biri durumundadır. Devletin yıkılışını engellemeyi ve devleti yeniden güçlendirmeyi temel hedef olarak belirleyen Sultan II. Abdülhamid Han, Osmanlı padişahlarının Tanzimat döneminden beri bürokrasi karşısında gerileyen gücünü yeniden tesis etmiş ve imparatorluğun yönetimine damgasını vurmuştur. Sultan II. Abdülhamid Han dönemi, Osmanlı Devleti’nin kimliğini yeniden şekillendirdiği bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Sultan II. Abdülhamid Han, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan Müslümanların 1800’lerden itibaren Batı emperyalizminin hâkimiyetine girmesi karşısında hilafet kurumuna yeniden canlılık kazandırarak imparatorluk sınırları dışındaki Müslümanlara ulaşma gayreti içinde olmuş, diğer taraftan benimsediği politikalar yoluyla imparatorluğun Müslüman tebaası ile devletin bağlarını güçlendirmeye çalışmıştır. Hilafet kurumunun hala zinde ve işlevsel olduğu mesajını veren bu pan-İslamist politikalara karşın, yaşadığı dönemin İslamcılık izafe edilen münevverleri de Sultan II. Abdülhamid Han karşısında kurulan muhalif saflarda mevzilenmeyi ihmal etmemişlerdir. Bugün hem II. Abdülhamid Han hem de ona şiddetle muhalefet eden Müslüman entelektüeller neredeyse aynı ideolojik çevrelerde itibar görmekte, hayır ve muhabbetle yâd edilmektedir. Bu durum, Osmanlı’nın ve aslında Müslüman siyasalının sancıları hala devam eden düşüşünün vuku bulduğu sürecin şiddetli buhranına delalet etmekte ve Sultan II. Abdülhamid Han’ın şahsında izi sürülmesi gereken tarihsel bir ikileme işaret etmektedir. Sultan II. Abdülhamid Han, sadece öne çıkan ideolojik hüviyetiyle değil vakıaya ve icraata akseden teşkilatçı hususiyetiyle de üzerinde düşünülmeyi fazlasıyla hak eden bir şahsiyettir. Sultan II. Abdülhamid Han, hayata geçirdiği kapsamlı reformlarla ve kurumsal yeniliklerle Osmanlı Devleti’nin modernleşme sürecine yeni bir ivme kazandırmış ve bu yönüyle Türkiye Cumhuriyeti’nin askerî ve sivil bürokratik alt yapısının oluşumuna büyük katkılar sağlamıştır. Sultan II. Abdülhamid Han döneminde, bürokratik kurumların yanı sıra imparatorluğun her tarafına yayılan eğitim ve bayındırlık faaliyetleri neticesinde toplumsal yapıda da ciddi bir dönüşüm süreci yaşanmıştır. Bu bağlamda, Sultan II. Abdülhamid Han izlediği politikalarla günümüzde onlarca devleti kapsayan geniş bir coğrafya üzerinde önemli izler bırakan bir devlet adamı olmuştur. Bu ilmî toplantı, vefatının 100. sene-i devriyesinde Sultan II. Abdülhamid Han dönemini siyasetten ekonomiye, dış politikadan devlet-toplum ilişkilerine, ekonomiden günlük yaşama kadar geniş bir yelpazede ele almayı hedeflemektedir. Bugün yakın ve uzak coğrafyamızda yaşanan olayların anlamlandırılabilmesi için Sultan II. Abdülhamid Han döneminde yaşanan gelişmelerin mercek altına alınmasının büyük önem arz ettiği düşünülmektedir Sultan II. Abdülhamid Han Döneminde Osmanlı Siyaseti - Modernleşme, Bürokratikleşme ve Merkezileşme HAŞİN MODERNLİKTEN NARİN MEŞRÛİYETE İKİNCİ ABDÜLHAMİD’İN MEŞRÛİYET SİYASETİ / Prof. Dr. Bedri Gencer ASIRLIK MENFÎ BİR İMAJI YIKMAK, YAHUT ABDÜLHAMİD TASAVVURUNDAKİ YÜZ YILLIK DÖNÜŞÜM / D. Mehmet Doğan SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN KAMUSAL ALANDA GÖRÜNÜRLÜĞÜ / Prof. Dr. Fatmagül Demirel Sultan II. Abdülhamid Han Döneminde Osmanlı Dış Politikası ve Dünya Siyaseti SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN DIŞ SİYASETİ VE UYGULAMALARI / Prof. Dr. Azmi Özcan SULTAN II. ABDÜLHAMİD VE POLİTİKASI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER / Prof. Dr. Cezmi Eraslan II. ABDÜLHAMİD’İN BALKAN SİYASETİ / Doç. Dr. Rahman Ademi AVRUPA EMPERYAL BASKILARINA KARŞI SULTAN II. ABDÜLHAMİD / Prof. Dr. Bülent Arı Sultan II. Abdülhamid Han Döneminde İç ve Dış Muhalif Hareketler BALKANLARDA MUHALİF HAREKETLER VE SULTAN ABDÜLHAMİD / Prof. Dr. Mehmet Hacısalihoğlu SULTAN ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE İNGİLİZ HIRİSTİYAN SİYONİSTLER / Prof. Dr. Ş. Tufan Buzpınar İRANLI MEŞRÛTİYETÇİLERİN II. ABDÜLHAMİD DEVRİNDEKİ FAALİYETLERİ: İSTANBUL’DA YAYINLANAN İKİ FARSÇA GAZETE AHTER VE ŞEMS BAĞLAMINDA / Dr. Öğr. Üyesi Nasrollah Salehi II. ABDÜLHAMİD’E İSLÂMCI MUHALEFET / Prof. Dr. Caner Arabacı Sultan II. Abdülhamid Han Döneminde Osmanlı Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Dünyası SULTAN II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ EĞİTİM VE EKONOMİ’YE YENİDEN BİR BAKIŞ / Prof. Dr. Mehmet Bulut SULTAN II. ABDÜLHAMİD VE İSLÂMÎ GÖRÜŞLERİ 1876 – 1909 “TARİHÎ / BELGESEL İNCELEME” /Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Alî Muhammed Uffîn II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE EĞİTİM VE İDEOLOJİ / Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan SULTAN II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE KÜLTÜR, SANAT VE SPOR ALANLARINDA YAPILAN MODERNLEŞME FAALİYETLERİ / Prof. Dr. Necmettin Alkan II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE İMAR / Prof. Dr. A. Şevki Duymaz 1
- Published
- 2019
206. II. Abdülhamid’in kapsayıcı eğitim politikasına bir örnek: Lazkiye Nusayrileri ve Hamidiye mektepleri
- Author
-
Uğuz, Sacit and Fen Edebiyat Fakültesi
- Subjects
Public Education ,Missionary ,Social ,Misyoner ,Nusayri ,II. Abdülhamid ,Abdülhamid II ,Latakia ,Kamusal Eğitim ,II. Abdülhamid,Lazkiye,Nusayriler,Kamusal Eğitim,Misyoner ,Lazkiye ,Sosyal ,Nusayriler - Abstract
Osmanlı Devleti’nde, II. Mahmud döneminde başlayan ve Sultan Abdülaziz döneminde artarak devam eden modernist/batılı eğitim reformlarının, II. Abdülhamid döneminde zirveye ulaştığı söylenebilir. Bu dönemde, bir taraftan o zamana kadar düzensiz bir gelişim gösteren eğitim işlerini, merkezi bir sistem oluşturarak düzene sokma faaliyetleri yürütülmüş, diğer taraftan da ülkenin her tarafında okullar açılarak ücra köylere kadar toplumun kamusal eğitime ulaşmasına gayret edilmiştir. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı topraklarında hızla yayılan misyonerlerin hedef kitleleri arasında sadece doğu kiliselerine bağlı Ermeniler ve Rumlar yoktu. Osmanlı topraklarında belirli bölgelerde yaşayan ve Müslüman toplum içerisinde sayılıp sayılmamaları eskiden beri tartışma konusu olmuş, devlet otoritesine karşı genellikle itaatkâr olmayan Nusayriler ve Dürziler gibi dini azınlık gruplar da misyonerlerin hedef kitleleri arasında yer almıştır. Misyonerlerin bu dönemde özellikle Nusayrilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde hızlı bir okullaşma faaliyeti içerisine girdikleri görülmektedir. Osmanlı Devleti de buna karşı Nusayrilerin yaşadığı hemen her yere okullar açmış ve bir eğitim seferberliği başlatmıştır. Bu çalışmada, Nusayrilerin merkezi olarak kabul edilen Lazkiye’de, II. Abdülhamid döneminde gerçekleştirilen eğitim faaliyetleri üzerinde durulmuştur. Ayrıca misyonerlerin Lazkiye’deki faaliyetleri ve bu faaliyetlerin Müslüman ahali üzerindeki etkisine de değinilmiştir. Osmanlı Arşivinden elde edilen belgeler ışığında, Lazkiye’de açılan ve Hamidiye ismi verilen okullar, öğrenci sayıları ve muallimleri ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Kısaca, Sultan II. Abdülhamid’in, misyonerlerin faaliyetlerine karşı, Osmanlı tebaası dini azınlık grupların, eğitim yoluyla devlete bağlılıklarını temin etme politikası, Lazkiye örneği üzerinden ortaya konmaya çalışılmıştır., In the Ottoman Empire, It can be said that the investments of Education which started during the reign of Mahmud II in this field and which had continued during the reign of Abdülaziz reached a peak in the reign of Abdulhamid II. In this period, while conducting activities to build a central system for the educational activities which were developed irregularly until that time, the people even in pathless villages reached to the teachers and the schools which were opened throughout the country. From the second half of the 19th century, there weren't just Armenians and Greeks linked to the Eastern churches, among the targets of the missionaries spreading like wildfire in the Ottoman lands. Religious minority groups, such as Nusayris and Druze people, who lived in certain regions of the Ottoman territories and have long been a subject of debate whether they belong to the Muslim community or not, and were generally non-submissive to the state authority, have also been among the target groups of the missionaries. In this period, it is seen that the missionaries started a fast schooling activity especially in the regions where Nusayris lived extensively. The Ottoman State had also opened schools and started an educational campaign in almost every place where Nusayris lived. In this study, the educational activities in Latakia which was thought center of the Nusayris, during the reign of Abdulhamid II, was emphasized. Also, the activities of the missionaries in Latakia and the effects of these activities on the Muslim population was mentioned. Especially in the light of the documents from the Ottoman archive, the information about the schools opened in Latakia and named Hamidiye, their number of students and their teachers were detailed. In short, Sultan Abdulhamid II's policy to demonstrate their commitment to the state through the education of religious minority groups of Ottoman subjects against the activities of the missionaries were tried to be presented through the example of Latakia.
- Published
- 2018
207. Vurgun A. (2017). II. Abdülhamid dönemi ilköğretimde ahlak eğitimi. İstanbul: Yeditepe, 112s
- Author
-
Samet YAĞCI
- Subjects
ilköğretimde ahlak eğitimi ,II. Abdülhamid ,lcsh:BL1-50 ,Vurgun ,lcsh:Religion (General) ,Vurgun,II. Abdülhamid,ilköğretimde ahlak eğitimi ,lcsh:L7-991 ,lcsh:Education (General) - Published
- 2018
208. II. Abdülhamid Döneminde Osmanlı İstihbarat Ağı (1876-1909)
- Author
-
Gör, Emre, Acun, Ramazan, Tarih Anabilim Dalı, and Tarih
- Subjects
Tarih ,History ,Espionage ,jurnal ,casus ,Intelligence ,II. abdülhamid ,osmanlı istihbaratı ,hafiye ,Ottoman State ,Abdülhamid II ,istihbarat ,Ottoman Period - Abstract
Intelligence gathering activities of Ottoman Empire and impact of such activities on decision-making process are one of the less understood subjects of Ottoman history. In particular, the purported ignorance of Ottomans about Europe, not sufficiently following and understanding the European politics by them and prejudiced and exact generalizations about which their foreign policy preferences are faulty take the advantage of weakness of the literature related to intelligence works. In fact, Ottoman Empire attached the special importance to the intelligence activities in order to be informed about the current situation, threats around it and their enemies from its establishment. It may be said that Ottomans follow the examples of Medieval Islamic states and Seljuk that succeed them as being in some other applications of the empire. Ottoman rulers always wanted to keep active the intelligence activities and mechanisms both in maintaining the peace and order in the country, and in counterworking against the intelligence works of hostile/opponent states. As seen in other examples worldwide, intelligence collection methods and processing of information and establishing the mechanisms for this purpose required the certain process and experience. Even though there is not any intelligence structuring in the today’s standards in Ottoman Empire until the beginning of century XX, it is observed that a special importance is attached to the intelligence activities and that it is benefited actively from those activities. In this work, it is tried to reveal the structure and function of Ottoman intelligence network during the period of Abdulhamid II. Our final target is to reveal how the intelligence network, which the ruling elites of government of that period and especially, Abdulhamid II attach the great importance to, is used as one of the fundamental tools both in protecting the government’s authority specific to “Yıldız Palace” in internal policy and in directing the policies of empire in the foreign policy during the period of Abdulhamid II when the empire enters into a critical phase under the impact of changing internal and external conjuncture giving particular importance to the structural and functional sides of this network. Furthermore, in this work, the channels and strategies, which Ottomans used in order to provide intelligence, are discussed specific to the period of Abdulhamid II, and the intelligence network is examined in the provinces and beyond borders, not only the Ottoman’s central intelligence. KABUL VE ONAY BİLDİRİM YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI ETİK BEYAN TEŞEKKÜR ÖZET ABSTRACT İÇİNDEKİLER KISALTMALAR DİZİNİ TABLOLAR DİZİNİ ÖNSÖZ GİRİŞ JURNALCİLİK Mİ ETKİN İSTİHBARAT AĞI MI?: ANAKRONİZME DÜŞEN TARİHYAZIMI KAYNAKLAR VE PLAN BİRİNCİ BÖLÜM ENFORMASYON, İSTİHBARAT VE OSMANLILAR: GENEL OLARAK OSMANLI İSTİHBARATI ÜZERİNE İKİNCİ BÖLÜM II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE OSMANLI İSTİHBARAT AĞI 2.1. İstihbarat Ağının Aktörleri 2.1.1. Hafiyeler 2.1.2. Muhbir ve Kılavuzlar 2.1.3. Yerel Yöneticiler 2.1.4. Sefir (Büyükelçi) ve Şehbenderler (Konsoloslar) 2.1.5. Yabancı Temsilcilikler, Devlet Adamları ve Diplomatlar 2.1.6. Açık Kaynaklar 2.1.7. Diğer Unsurlar 2.1.8. Jurnal Sistemi ve Jurnaller 2.2. İstihbarat Ağının Yapısı ve İşlerliği 2.2.1. İç İstihbarat Ağı 2.2.1.1. II. Abdülhamid Mutlakiyeti ve İç İstihbarat 2.2.1.2. Devlet Merkezi 2.2.1.3. Rumeli 2.2.1.4. Anadolu 2.2.1.5. Diğer Vilayetler 2.2.2. Dış İstihbarat Ağı 2.2.2.1. Dış İstihbarat Unsurları ve Merkezî Dış İstihbarat 2.2.2.2. İstihbarat Ağı’nın Avrupa, Amerika ve Asya Ayağı ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İSTİHBARAT AĞININ ‘YAPISAL DÖNÜŞÜMÜ’ 3.1. ‘Dönüşümü’ Önceleyen Gelişmeler ve II. Meşrutiyet’in İlanı 3.2. Hafiyeliğin Lağvı Ya da ‘Yıldız Merkeziyet İdaresi’nin Sonu 3.3. Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti İstihbarat Şubesi’nin Kuruluşu SONUÇ KAYNAKÇA EKLER ORİJİNALLİK RAPORU ETİK KURUL İZİN MUAFİYETİ FORMU ÖZGEÇMİŞ Osmanlı İmparatorluğu’nun istihbarat toplama faaliyetleri ve bu faaliyetlerin karar alma sürecine etkisi Osmanlı tarihinin en az anlaşılmış konularından biridir. Bilhassa, Osmanlıların Avrupa hakkındaki sözde bilgisizliği, Avrupa siyasetini yeterince takip edip kavrayamamış oldukları ya da dış politika tercihlerinin hatalı olduğu yönündeki önyargılı ve kesin genellemeler, istihbarat çalışmalarıyla ilgili literatürün zayıflığından nemalanmaktadır. Oysa Osmanlı İmparatorluğu kuruluşuyla birlikte mevcut durumu, çevresindeki tehditleri ve düşmanları hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla istihbarat faaliyetlerine özel önem vermiştir. Bu konuda Osmanlıların, imparatorluğun diğer bazı uygulamalarında olduğu gibi Ortaçağ İslam devletlerinin ve onların halefi olan Selçukluların örneğini takip ettikleri söylenebilir. Osmanlı idarecileri gerek ülkede dirliğin ve düzenin korunmasında, gerekse hasım/rakip devletlerin istihbarat çalışmalarına karşı konulmasında istihbarat faaliyetlerini ve mekanizmalarını her zaman aktif tutmak istemişlerdir. Dünyadaki diğer örneklerinde görüldüğü gibi haber toplama yöntemleri ve bilginin işlenişi, bunun için mekanizmaların kurulması belirli bir süreç ve tecrübe gerektirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda XX. yüzyıl başlarına kadar günümüz standartlarında bir istihbarat yapılanması mevcut olmamakla birlikte, istihbarat faaliyetlerine özel önem verildiği ve bu faaliyetlerden aktif olarak yararlanıldığı gözlemlenmektedir. Bu çalışmada II. Abdülhamid dönemi Osmanlı istihbarat ağının yapısı ve işlerliği ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Nihai hedefimiz, değişen iç ve dış konjonktürün etkisiyle imparatorluğun çok kritik bir safhaya girdiği II. Abdülhamid döneminde, dönemin yönetici elitinin ve bilhassa II. Abdülhamid’in büyük önem verdiği istihbarat ağının, gerek iç politikada “Yıldız Sarayı” özelinde devletin otoritesinin korunmasında, gerekse dış politikada imparatorluğun politikalarına yön vermede temel araçlardan biri olarak nasıl kullanıldığını, bu ağın yapısal ve işlevsel yönünü ön planda tutarak ortaya koymaktır. Ayrıca bu çalışmada Osmanlıların istihbarat sağlamak amacıyla kullandıkları kanal ve stratejiler II. Abdülhamid dönemi özelinde irdelenmiş, sadece Osmanlı merkezî istihbaratı değil, vilayetlerdeki ve sınırlar ötesindeki istihbarat ağı da incelenmiştir.
- Published
- 2018
209. II. Abdülhamid döneminde Bitlis vilayeti (İdarî ve sosyal yapı)
- Author
-
Tekdal, Danyal, Beyazıt, Yasemin, Ertaş, M.Yaşar, and Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Nüfus ,Tarih ,Eğitim ,History ,Publicorder ,Armenian Event ,Reform ,II. Abdülhamid ,Population ,Islahât ,Bitlis ,Ermeni Meselesi ,Ottoman State ,Abdülhamid II ,Administrative structure ,Asayiş ,Education ,Hamidiye Alayları ,Social structure ,Hamidiye Regiments ,Vakıf ,Education establishments ,Ottoman Period - Abstract
Bu çalışma, Bitlis vilayeti örneğinde II. Abdülhamid'in 1876-1909 yılları arasında Doğu Anadolu'daki yönetim anlayışı, bölgede yaşanan siyasi ve etnik olaylar, asayiş olayların sebep olduğu demografik değişim ve Bitlis'in idarî, sosyo-kültürel durumu ve nüfusu ile buraya yapılan eğitim yatırımlarını ve neticelerini kapsamaktadır. Tez, giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Bitlis'in idarî yapısındaki değişim, Tanzimat öncesi ve sonrası olarak incelenmiştir. İdarî değişimin kırılma noktası sayılabilecek 1879 yılındaki vilayet olma süreci detaylı bir şekilde aktarılmıştır. Bununla birlikte Bitlis'te görev yapmış valiler, belediye başkanları gibi idareciler ile meclisler hakkında bilgi paylaşılmıştır. Aynı dönemde yeniden yapılandırılan adlî yapı ve mahkemeler hakkında gerekli bilgi verilmiştir. Merkezden taşraya tek iletişim aracı olan telgraf ve posta teşkilatının Bitlis'teki yapılanması ile bu teşkilatın şehir hayatındaki değişime olan katkısından bahsedilmiştir. Ayrıca Bitlis'teki vakıf müesseselerinin şehir hayatındaki önemi ile matbaa ve gazetecilik konularına değinilmiştir.İkinci bölümde Bitlis'in nüfus yapısı incelenerek bu yapıdaki değişimler, sebepleri ile birlikte paylaşılmıştır. Bitlis'teki aşiretler, bunlardan kaynaklı asayiş olayları, Hamidiye Alayları, Ermeni olayları ve hapishane konularında tespitler yapılmıştır. Bu bölümde bir de toplumsal yapıyı ilgilendiren doğal afetler ile muhacirler ve göçebe aşiretlerin iskânı konusu işlenmiştir. Son bölümde ise Bitlis'te eğitim konusu üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda Bitlis'te mevcut eğitim kurum ve kuruluşları tespit edilmiş ve dönem içinde açılan yeni eğitim kurumları hakkında bilgi verilmiştir. Bununla beraber vilayet maarif teşkilatı ve müdürleri, öğretmen maaşları, okulların genel sorunları ve eğitim için aktarılan ödenekler gibi diğer konu başlıklarına da değinilmiştir. This study, includes II. Abdülhamid's governance understanding of Eastern Anatolian Region between 1876-1909, political and ethnic events that was lived in the region, demographic changes which was the result of public order events, administrative, sociocultural situation and population of Bitlis and educational investments which was made to Bitlis and its results in the sample of Bitlis.The thesis, consists of an entrance and three sections. In the first section, the change of administrative construction of Bitlis was examined in terms of before and after Tanzimat. The process of being a province in 1879 which can be regarded as a breaking point of administrative change was reported in detailed. Nevertheless, information about administrators like governors, city managers worked in Bitlis and assemblies was shared. Detailed information was given out about reconfigurated judiciary construction and courts at that time. The construction of telegraph and postal service of Bitlis which was the only communication tool from the capital to the province and the contribution of this construction to the change of the city life was mentioned. Also, the importance of foundation institutions in the city life and the printing press and journalism topics were emphasized. In the second section, population quality of Bitlis was examined in detailed and the statistics about demographic changes and its reasons were shared out. Tribes in Bitlis, public order events which were arosen from those tribes, Hamidiye regiments, Armenian events and prison were identified. Also, in this section, social structure which was interested from act of god, immigrants and the settling of migratory tribes were mentioned.In the last section, the term education in Bitlis was examined. In this term, existent education institutes in Bitlis at that time were established and detailed information about new education institutes at that time were shared out. Nevertheless, The Ministry of Education of province and managers, the salary of teachers, general problems of schools, the funds of the education and other topics were established. 523
- Published
- 2018
210. OFFICIALS FROM BAYEZID ACCORDING TO SICILL-I AHVAL RECORDS
- Author
-
Karataş, Yakup and Fen Edebiyat Fakültesi
- Subjects
Devlet Memurluğu ,Bayezid Sancağı ,II. Abdülhamid ,Osmanlı Devleti ,Sicill-i Ahval Defterleri - Abstract
Sultan II. Abdülhamid Han döneminde kurulan Sicill-i Ahval Komisyonu ve bu komisyonca tutulan kayıtlar, devlet memurlarının memuriyetleri boyunca geçirdikleri iş yaşantılarını konu alan bir veri bankası görünümündedir. Prosopografik bir çalışma denemesi olarak bu bildiride Bayezid doğumlu veya Bayezid’de görev alan ve sicill-i ahval kayıtlarına geçen memurlar tanıtılacaktır. Erzurum Vilayeti’nin bir sancağı olan Bayezid Sancağı Osmanlı-İran ve Rus sınırında yer alan, Eleşkirt, Karakilise, Diyadin, Tutak, Taşlıçay ve Bayezid Merkez kazalarından oluşan önemli bir yerleşim yeri idi. Burada bundan 100-150 yıl önce görev alan kimi memurların bugün dahi torunlarının yaşamakta olması münasebetiyle de önem arz eden bu çalışma, tamamen arşiv kaynaklı bir deneme hüviyetindedir. Bu çalışma bundan sonraki biyografi çalışmalarına ve araştırmacılara da kaynaklık etmesi açısından önemli görülmekle bölgede görev yapan memur sicillerinin incelenmesi yoluyla da alana değerli bir katkı olarak düşünülmektedir. Devlet görevlilerinin nerede doğup hangi okullarda hangi dersleri ikmal ettikleri, aile bağları, nerelerde hangi vazifeleri ifa ettikleri, tayin, nakil, mazuliyet ve emeklilik durumları ve hatta ahlaki vaziyetleri hakkında mütalaaların da yer aldığı siciller, muazzam Osmanlı kayıt sisteminin bir parçası ve bugünkü Emekli Sandığı gibi kurumların da temeli olarak imparatorluktan Cumhuriyet Türkiye’sine kalan çok önemli bir miras olarak görülmelidir., Sicill-i Ahval commission which was founded during Sultan Abdulhamid II reign and the records which were kept by this commission seem to be a data bank about the professional lives of government officials during their service. In this paper as an attempt of prosopographic study, officials who were born or had a job in Bayezid and those who were recorded in Sicill-i Ahval records will be introduced. Bayezid, a sanjak of Erzurum Province, was an important settlement taking place in the border of Ottoman-Iran and Russia and it consisted of Eleskirt, Karakilise, Diyadin, Tutak, Taslicay and the center of Bayezid. Becoming more of an issue since descendants of some of the officials who served here 100-150 years ago live here even today, this study is intended to be an archive based attempt. This study is regarded to have importance as it is expected to be a source for future biography studies and researchers; also it is considered as a valuable contribution for the examination of the records of the officials serving in the region. These records, involving information about where the government officials were born, which courses they completed in what schools, where they served, their family ties, their appointment, transfer, removal and retirement situations and remarks about their moral conditions, are seen as a part of the great Ottoman record system and an important heritage from the empire to the Republic of Turkey as a base for the institutions such as current retirement fund.
- Published
- 2018
211. Alman imparatoru II.Wilhelm'in Filistin ve Suriye ziyareti (1898)
- Author
-
Savaş, Merve, Kurşun, Zekeriyya, FSM Vakıf Üniversitesi, and Tarih Ana Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,II. Wilhelm ,History ,Travel ,Palestine ,Syria ,II. Abdülhamid ,Palestine-Jerusalem ,Ottoman State ,Abdülhamid II ,Kudüs ,Almanya ,Suriye ,German Empire ,Filistin ,Germany ,Turkish-German relations ,Wilhelm II ,Osmanlı Devleti ,Ottoman Period ,Jerusalem - Abstract
Bu tezde, Osmanlı Devleti'nin Almanya Devleti ile 19. yüzyılda kurmuş olduğu dostluk münasebetleri bir seyahat üzerinden değerlendirilmiştir.Almanya Birliği'nin 1871 yılında kurulması akabinde tahta çıkan Kaiser II. Wilhelm, Avrupa da Almanya'nın üstünlüğüne yoğunlaşan Başbakan Bismarck'ın aksine Weltpolitik olarak adalandırdığı dünya siyasetine tercih etmiştir.Alman İmparatoru bu siyasetine Osmanlı Devleti ile geliştirdiği ve Osmanlı Devleti'nin de arzu ettiği yakınlaşmalar üzerinden hayata geçirmeye çalışmıştır. Osmanlı Devleti bu dönemde birçok problemle uğraşmaktaydı. Uluslararası arenada yalnız bırakılmış ve toprakları büyük güçlerin saldırısına açık hale gelmişti.Sultan II. Abdülhamid denge politikalarıyla savaştan uzak durarak topraklarını koruma yolunu seçerken yeni müttefikler de aramıştır. Bu politikada yer alan en önemli aktör ise Almanya Devleti olmuştur. Böylece iki devlet arasında geliştirilen dostluk münasebetleriyle yeni bir döneme girilmiştir.Bu tezde Osmanlı-Alman ittifakı'nın gelişmesi ve bu çerçevede Alman İmparatoru'nun doğu seyahatleri özellikle Suriye ve Filistin seyahati incelenerek Osmanlı-Alman ilişkilerine farklı bir açıdan bakılmıştır.Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Almanya, II. Abdülhamid, II. Wilhelm, Filistin, Suriye, Kudüs, This thesis examines the friendly bilateral relationship established between the Ottoman Empire and the German state, in the nineteenth century, through a well documented journey.After the establishment of the German union in 1871. Kaiser Wilhelm II. devoted himself to managing the geopolictical situations the world found itself in (Weltpolitik). This, unlike Prime Minister Bismarck, who had focused on German supremacy alone. The German Emperor tried to pass on this style of politics to the Ottomans, through a notable relationship he had developed with them. It has to be stated that the Ottomans were very open for his political endeavors, as they were relatively weak during this period. The Ottoman Empire was standing without allies in the international arena, resulting in their territories becoming vulnerable to attacks of greater powers. Sultan Abdulhamid II. did his all he could to avoid getting into any non-essential wars to protect his land, by balancing geopolitics and seeking new allies. The most important actors involved in this policy of the Sultan were the Germans. Thus, a friendship between the two powers commenced. In this thesis, the development of the Ottoman-German alliance and relations are examined from a different point of view. Namely, by analyzing the Eastern travels of the German Emperor, especially to Syria and Palestine.Keywords: Ottoman State, Germany, II. Abdülhamid, II. Wilhelm, Palestine, Syria, Jerusalem 204
- Published
- 2018
212. II. Abdülhamid Döneminde Osmanlı Devleti’nin Kızılbaş/Alevî Siyaseti (1876-1909)
- Author
-
Çakmak, Yalçın, Özden, Mehmet, and Tarih
- Subjects
İslâm Birliği ,Misyoner ,II. Abdülhamid ,Ermeni ,Tashîh-i Akâid ,Dersim ,Kızılbaş ,Alevî - Abstract
Kizilbash/Alevi communities in Anatolia caught the attention of the Ottoman Empire during the reign of Abdülhamid II after a long time. Anxiety over issues of security of the empire, centralization, the politics of Islamic unity of Sultan Abdülhamid II and the relations of Kizilbash/Alevi communities with the Armenian and Western missionaries played a significant role in this development. In addition, Kizilbash/Alevi communities became a current issue of the empire due to their central role both in domestic issues and regional dynamics. Consequently, these developments led the empire to certain mandatory implementations against Kizilbash/Alevi communities. The most efficient method Abdülhamid II resorted to out of these implementations was the politics of enforced rectification of the beliefs (tashîh-i akâid) of the community members. The primary aim of this dissertation is to analyze the dynamics which brought up Kizilbash/Alevi communities to the agenda during the reign of Abdülhamid II. In relation to this aim, Abdülhamid II’s Kizilbash/Alevi politics in the history of the Ottoman Empire is aimed to be discussed within the context of continuity and disengagements. Another aim of this dissertation is to deal with the place of the empire’s approach towards Kizilbash/Alevism throughout the period within the context of the Non-Sunni politics from a comparative perspective. Furthermore, the representations of Kizilbash/Alevi communities by the Western missonaries, travellers, researchers and officers are to be illustrated. İÇİNDEKİLER KABUL ve ONAY ……………………………………………………………………... i BİLDİRİM …………………………………………………………………………….. ii YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI ………………….... iii ETİK BEYAN ..……………………………………………………………………….. iv TEŞEKKÜR …………………………………………………………………………… v ÖZET ……………………………………………………………………………….... vii ABSTRACT …………………………………………………………………………. viii İÇİNDEKİLER ………………………………………………………………….....… ix KISALTMALAR DİZİNİ …………………………………………………….……... xv GİRİŞ ………………………………………………………………………………….. 1 1. BÖLÜM: KIZILBAŞ/ALEVÎLİĞİN TARİHSEL KÖKLERİ: KIZILBAŞ KİMLİĞİNİN İNŞASINDAN BEKTAŞÎ TARİKATI’NIN YASAKLANMASINA ………………………………………………………….... 40 1.1. OSMANLI MERKEZİLEŞMESİNİN DİN ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ......… 40 1.2. SÜNNÎ İSLÂM KARŞITI DİNAMİKLER ……………………….………... 43 1.3. OSMANLI-SAFEVÎ İLİŞKİLERİ VE KIZILBAŞLIK ….........……..……. 45 1.4. SAFEVÎ PROPAGANDASININ MAHİYETİ …………….…...…………... 52 1.5. OSMANLI RESMİ SÖYLEMİNDE KIZILBAŞ İMGESİ …..…….....…… 56 1.6. KIZILBAŞLIĞA KARŞI ÖNLEMLER ……………....……………………. 58 1.6.1. Bektaşîliğin Araçsallaştırılması ……………..………………………..… 59 1.6.2. Bektaşîliğe Karşı Tesirler …………………...…………………………... 61 1.7. YAVUZ SULTAN SELİM VE ŞAH İSMAİL SONRASI OSMANLI-SAFEVÎ İLİŞKİLERİ …………………...………………………………...… 62 1.8. SAFEVÎLER SONRASI OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ ……...……..…... 66 1.9. BEKTAŞÎ TARİKATI’NIN YASAKLANMASI …………………………... 67 2. BÖLÜM: II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNİN SİYASİ DİNAMİKLERİ VE GAYRİ SÜNNÎ TOPLULUKLARA YÖNELİK YAKLAŞIM ……………….... 76 2. 1. DÖNEMİN İÇ SİYASET DİNAMİKLERİ ………………………….….…. 76 2.1.1. Modernleşme ve Merkezileşmenin Etki ve Sınırları ……………….….... 78 2.1.2. İttihâd-ı İslâm (Panislâmizm) Siyaseti ve İç Politika Üzerindeki Etkisi 80 2.1.3. Misyonerlik Faaliyetleri ………………………………………………… 84 2.1.4. Ermeni Meselesi …………………………………………………...…… 87 2.2. GAYRİ SÜNNÎ GRUPLAR VE DEVLETİN YAKLAŞIMI ...…………..… 88 2.2.1. Şiîler …………………………………..………………………………… 90 2.2.2. Nusayrîler ……………………………………………………………..... 93 2.2.3. Yezidîler ………………………………………………………………... 96 2.2.4. Dürzîler ………………………………………………………………... 100 2.2.5. Kripto Hristiyanlar (İstavrîler) …………………………...……………. 101 3. BÖLÜM: MÜLHİDLİKTEN MÜPHEMLİĞE: II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLETİ’NİN KIZILBAŞ/ALEVÎ ALGISI ….. 106 3.1. ZİHİNSEL DEĞİŞİMİN KAVRAMSAL DÖNÜŞÜMÜ: KIZILBAŞTAN ALEVÎYE GEÇİŞ ………..…...……….………...….………………………. 113 3.2. ALEVÎ KAVRAMININ SINIRLARI …….…...….……………………..… 117 3.3. MİSYONERLİK FAALİYETLERİNİN KIZILBAŞ/ALEVÎLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ……….…………..…….…………………………. 120 3.4. KIZILBAŞ ERMENİ YAKINLAŞMASINA YÖNELİK ENDİŞELER ... 126 3.4.1. Ermeni-Kızılbaş "İttifakı" …………………………………………...… 127 3.4.2. Kızılbaş/Alevîlerin Ermenilere Yönelik Saldırılardaki Rolü ………….. 136 3.5. ŞİÎLİK İLE KIZILBAŞ/ALEVÎLER ARASINDAKİ İLİŞKİYE YÖNELİK ENDİŞELER …………………………...………………………………….... 138 3.6. KIZILBAŞ/ALEVÎLERE YÖNELİK ASKERİ ENDİŞELER ….....……. 142 3.7. BEKTAŞÎLER İLE KIZILBAŞ/ALEVÎLER ARASINDAKİ İLİŞKİ ...... 143 3.7.1. Çelebilerin Kızılbaşlara Yönelik Faaliyetleri ………………………..… 146 3.7.2. Otorite Mücadelesinin Yansıması Olarak Pençe ve Tarık Tartışması … 148 3.8. KIZILBAŞ/ALEVÎLER HAKKINDA SUNULAN RAPOR VE LAYİHÂLAR ………………………………………………………………. 152 3.8.1. Mehmet Memduh Bey’in Layihâ ve Raporları ………………………… 154 3.8.2. Abdülcabbar-zâde Osman Bey'in Layihâsı ……………………………. 158 3.8.3. Mutasarrıf Bekir Sıdkı'nın Layihâları …………………………………. 160 3.8.4. Mamuretülaziz ve Sivas Valilerinin Raporları ………………………… 169 3.8.5. Doğu/Kürt Alevîleri ve Dersim Kızılbaşları Hakkında Bir Rapor ….… 172 4. BÖLÜM: MİSYONERLER, DİĞER BATILI ÇEVRELER VE KIZILBAŞ/ALEVÎLER ………………………………...……………………… 178 4.1. MİSYONERLER DIŞINDA KIZILBAŞ/ALEVÎLER HAKKINDA İLK DİLE GETİRİLENLER (1838-1876) …………....……..…………………. 179 4.2. AMERİKALI PROTESTAN MİSYONERLERİN KIZILBAŞ/ALEVÎLERLE İLK TEMASLARI .….................................... 185 4.2.1. Kızılbaş/Alevîlerin Kökenine Yönelik Tartışmalar ...…………………. 192 4.2.2. Bir "Protestan” Kürt Şef: Ali Keko ………………...………………..… 200 4.3. II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE BATILI FAALİYETLER .......…….... 205 4.3.1. Misyonerlik Çalışmaları …………………………………………….… 205 4.3.2. Misyonerlik Dışı Faaliyetler …………...…………………..………… 233 4.3.3. Konsoloslukların Gözüyle Kızılbaş/Alevîler ………………………… 253 4.4. II. ABDÜLHAMİD SONRASI KIZILBAŞ/ALEVÎLERE BAKIŞ ........… 257 5. BÖLÜM: KIZILBAŞ/ALEVÎ NÜFUSU ………………………………….……. 264 5.1. OSMANLI BELGELERİNDE KIZILBAŞ/ALEVÎ NÜFUSUN GÖRÜNÜRLÜĞÜ ……..…..…………....………….……………..……….. 267 5.2. İNGİLİZ KAYNAKLARINDA KIZILBAŞ/ALEVÎ NÜFUS ………….… 272 5.3. FRANSIZ KAYNAKLARINDA KIZILBAŞ/ALEVÎ NÜFUS ………….... 278 5.3.1. Vital Cuinet'in Çalışmalarında Kızılbaş/Alevî Nüfus …...…………….. 278 5.3.1.1. Sivas Vilâyeti ………………………….…………………...…… 280 5.3.1.2. Mamuretülaziz Vilâyeti ………………………..……………….. 282 5.3.1.3. Diyarbekir Vilâyeti ……………….………….…………………. 284 5.3.2. Sivas Konsolosuna göre Kızılbaş/Alevîler ……….……………………. 285 5.3.3. Ernest Chantre'a göre Erzurum ve Dersim Vilâyetlerinin Kızılbaş/Alevî Nüfusu ………………………………………………………………….……. 288 5.3.4. M. F. Grenard’ın Anadolu’daki Kızılbaş/Alevî Nüfusun “Etnik” Yapısı ve Oranına Dair Görüşleri ……….………………………………………...……. 289 6. BÖLÜM: KIZILBAŞ/ALEVÎLERE YÖNELİK ÇÖZÜM ARAYIŞ VE PRATİKLERİ ………………………………………...……………………...…. 292 6.1. TASHÎH-İ AKÂİD YA DA TASHÎH-İ İTİKÂD ………...….…………..… 292 6.1.1. Kızılbaş/Alevîlerin Tashîh-i Akaîdi ……...……………………….…… 298 6.1.1.1. Eğitim ve Kurumlarının Yaygınlaştırılması ……………………. 303 6.1.1.2. Cami ve Mescit İnşası ………………………………………..… 311 6.1.1.3. Vaaz ve Nasîhatlerde Bulunma ………………………………… 313 6.1.1.4. Önde Gelen Kişilerin Uzaklaştırılması …………………………. 317 6.2. SÜRGÜN POLİTİKASI ………….……………………………………….... 317 7. BÖLÜM: KIZILBAŞ/ALEVÎ KİMLİĞİNİN TEMSİLİ KRİZLERİ ...…….. 324 7.1. ANŞA BACI VE TOPLULUĞU "KEÇELİ SIRAÇLAR" …......……….. 328 7.1.1. Anşa Bacı ve Ailesinin İhbar Edilmesi …………....………………….... 328 7.1.2. İddialar Üzerine Gerçekleştirilen Tahkikat ……...…………………….. 330 7.1.3. İran ile İlişkilere Yönelik Şüphe ……….………………………………. 334 7.1.4. Mazdeki Bir İnanca Mensubiyet İddiası ……..……....………………… 335 7.1.5. Misyonerlerle İlişki İddiası ………….…..…………………………….. 336 7.1.6. Anşa Bacı ve Ailesinin Sorgusu ……………...………………………... 336 7.1.7. Ailenin Sürgün Edilmesi ………….……..…………………………….. 339 7.1.8. Af Talepleri ……………..………..……………………………………. 340 7.1.9. Veli Baba Dönemi ……………………………………………………... 342 7.1.10. Anşa Bacı ve Mirası ………...………………………………...……… 344 7.2. DUMUKLU YAHUT ALEVÎ HADİSESİ ………………...……………… 350 7.2.1. Neden ve Motivasyonu ……...………………………………………… 350 7.2.2. Olayların Meydana Gelişi ……..….………………………………….... 353 7.2.3. Hadisenin Sonuçlanması ve Merkezi Otoritenin Tavrı …....…………… 365 7.2.4. Hadisenin Yarattığı Sonuçlar …………….…………..………………... 371 8. BÖLÜM: KIZILBAŞ/ALEVÎ ALGISI VE SİYASETİNİN KESİŞİM ALANI: DERSİM …………………………………………………………………………. 374 8.1. TANZİMAT SÜRECİNDE DERSİM ……………………………………... 375 8.2. II. ABDÜLHAMİD’İN DERSİM SİYASETİ ……………………………... 377 8.3. DEVLETİN DERSİM HALKININ İNANCINA YÖNELİK YAKLAŞIMI ...…….…………………………………………………….…. 385 8.3.1. İnancın Adlandırılması ………………………………………………... 386 8.3.2. İnancın Muhtevasına Yönelik Değerlendirmeler …………………….... 387 8.4. YABANCILARIN GÖZLEM VE DEĞERLENDİRMELERİ …………... 388 8.5. MİSYONERLİK VE ERMENİ ENDİŞESİ ……………………….…….... 396 8.6. İRAN/ŞİÎLİĞİN DERSİMİ ETKİLEDİĞİ ENDİŞESİ ……………..……. 400 8.7. DERSİM’E YÖNELİK ÇÖZÜM ARAYIŞLARI ………………...………. 401 8.7.1. Tashîh-i Akâid/İtikâd Siyaseti ………………………………………… 402 8.7.2. Hamidiye Alayları’na Kabulde İnançsal Ayrımcılık …………………... 410 8.7.3. Dersimli Çocukların Aşiret Mektebi’ne Kabulü ………………………. 416 SONUÇ ……………………………………………………………………………… 420 KAYNAKÇA ……………………………………………………………………….. 428 EKLER ……………………………………………………………………………… 461 Ek 1: Aralarında Kızılbaşların da bulunduğu Anadolu’daki toplulukları gösterir harita ................................................................................................................. 461 Ek 2: Aralarında Kızılbaşların da bulunduğu Anadolu’daki toplulukları gösterir harita-II ……………………………………………………………………..... 462 Ek 3: Abbasan ve Karaballı Aşiret Reisleri ……………………………….… 463 Ek 4: Dersim’in Abbasan Aşireti Lideri Seyyid İbrahim …………………….. 464 Ek 5: Dersim’in Kızılbaş/Alevî Karaballı Aşireti’nden çocukların da arasında bulunduğu Aşiret Mektebi’nden mezun olan bir kısım öğrencinin fotoğrafı ... 465 Ek 6: Hacı Bektaş Dergâhı Dervişleri Şeyhinin Profilden Resmi ………….... 466 Ek 7: Hacı Bektaş’ta bir Kızılbaş kadın ……………………………………... 466 Ek 8: Hacı Bektaş Dergâhı’ndaki Dervişler ……..…………………………… 467 Ek 9: Avşar Kadınları ……………………………,………………………….. 467 Ek 10-11: Malatya’daki Kızılbaş Kadınlar ……….………………………….. 468 Ek 12: Fransisken misyonerleri tarafından çekilmiş, Urfa Vilayeti’ndeki Kürt Kızılbaş Kadınlara ait bir fotoğraf (1913) ………...……………...……...…… 469 Ek 13: Fransisken misyonerleri tarafından çekilmiş Adıyaman ve Dersimli bir Kızılbaş kadına ait fotoğraf …………………………………………….….…. 469 Ek 14: 1908 Devrimini sevinçle karşılayan Dersimlilerin Harput’taki gösterilerinden bir kare …………………………………………………....…. 470 Ek 15: Sivas Bölgesi’nde Kızılbaş bir dede ……………………………..……. 470 Ek 16: Sivas Bölgesi’nden bir Kürt-Kızılbaş kadın ……………………..……. 471 Ek 17: 1911 yılında L. Molyneux-Seel tarafından Dersim’de fotoğrafları çekilmiş Kızılbaş aşiret üyesi bir grup …………………………………………………. 471 Ek 18: 1910’lu yıllarda bir Kızılbaş ……………………………………..…… 472 Ek 19: 1924 yılında Besim Atalay tarafından kullanılan harita-I …...…..……. 473 Ek 20: Besim Atalay tarafından kullanılan harita-II ………………..…..…….. 474 Ek 21: Etik Komisyon Muafiyeti Formu …………………...………………… 475 Ek 22: Orijinallik Raporu …………………………………………...…….…. 477 ÖZGEÇMİŞ ………………..……………………………...…………………..….… 479 Anadolu’daki Kızılbaş/Alevî toplulukları uzun bir aradan sonra II. Abdülhamid döneminde Osmanlı Devleti’nin yeniden dikkatini çekti. Bu gelişme üzerinde; devletin güvenlik endişeleri, merkeziyetçilik anlayışı, Sultan Abdülhamid’in İslâm birliği siyaseti ve Kızılbaş/Alevîlerin Ermeni ve Batılı misyonerlerle olan ilişkilerinin etkisi vardı. Kızılbaş/Alevîler bunların yanı sıra, gerek merkezinde bulundukları yerel hadiseler gerekse bölgesel dinamikler üzerinden de devletin gündemini işgal etti. Sonuç olarak bütün bu yaşanılanlar da devletin Kızılbaş/Alevîlere yönelik bir takım uygulamalara gitmesini zorunlu kıldı. II. Abdülhamid’in bu uygulamalar arasında başvurduğu en etkili yöntem ise topluluk mensuplarının tashîh-i akâidi (inançların düzeltilmesi) siyasetiydi. Bu tezin amaçları arasında ilk sırada, Kızılbaş/Alevî topluluklarını II. Abdülhamid döneminde gündeme taşıyan dinamikleri irdelemek gelmektedir. Bununla ilişkili olarak, II. Abdülhamid’in Kızılbaş/Alevî siyasetinin Osmanlı tarihindeki yerinin süreklilik ve kopuşlar bağlamında ele alınması hedeflenmiştir. Devletin dönem boyunca Kızılbaş/Alevîliğe yönelik takındığı tutumun genel itibarıyla bütün bir gayri Sünnî siyaset içerisindeki yerinin karşılaştırmalı bir şekilde ele alınması tezin bir diğer amacıdır. Ayrıca, Kızılbaş/Alevîlerin bu süre zarfında Batılı misyoner, gezgin, araştırmacı ve görevlileri tarafından nasıl ele alındıkları da resmedilmeye çalışılmıştır.
- Published
- 2018
213. 'II. Abdülhamid Dönemi Hayır Kurumlarından Darülaceze'nin Yapımı ve Halil Rıfat Paşa'nın Çalışmaları'
- Author
-
Birol, Nurettin and EBYÜ, Eğitim Fakültesi
- Subjects
II. Abdülhamid ,Darülaceze ,Halil Rıfat Paşa - Abstract
II. Abdülhamid Dönemi’nde 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşandan sonra başta Balkanlar olmak Üzere kitleler halinde Müslüman ahali Osmanlı topraklarına hicret etmişti. Bu muhacirlerin içinde kimsesiz, yaşlı, dul sakat, hasta ve çocukların önemli bir kısmı İstanbul’da dilencilik yaparak hayatlarını idame ettiriyorlardı. Bunların bir kısmı çalışacak durumda olduğu halde dilenciliği tercih ediyordu. Abdülhamid bu yardama muhtaç Müslüman ve Gayr-i Müslim aceze için Darülaceze adında din ve milliyet farkı gözetmeyen bir yardım müessesesi kurmaya karar verdi. Müessesenin inşası ve işletilmesi işi Dâhiliye Nezaretine havale edilmişti. O tarihlerde Dâhiliye Nazırı olan Halil Rıfat Paşa da bu müessesenin Yapı Komisyonu Başkanı olarak hizmet vermişti. Valilik yaptığı dönemlerde bayındırlık alanında yaptığı çalışmalarla haklı bir şöhrete sahip olan Halil Rıfat Paşa bu müessesenin yapım işini üstlenmişti. Başta padişah olmak Üzere Müslim ve Gayr-i Müslim vatandaşların yardımlarıyla 1500 ihtiyaç sahibine hizmet vermek üzere inşa edilen bu müessesede Cami, Kilise ve Havra yan yana bulunuyordu.
- Published
- 2017
214. Iı. Abdülhamid’in Afrika Siyaseti
- Author
-
Özdemir, Arif Celal, Şahin, Gürsoy, and Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Sömürgecilik ,II. Abdülhamid ,Panislamizm ,Dış Politika ,Afrika - Abstract
Sultan II. Abdülhamid, XIX. yüzyılın son çeyreği ile XX. yüzyılın ilk yıllarında Osmanlı Devleti’nin başında bulunmuş ve dış politika uygulamalarıyla bu döneme damgasını vurmuştur. II. Abdülhamid’in otuz üç yıllık saltanatı boyunca en başarılı olduğu yönü dış politikadaki uygulamalarıdır. Hükümdarlığı boyunca izlemiş olduğu denge politikası Osmanlı Devleti’ni bir nebze olsun rahatlatmıştır. Padişahın dış politikadaki temel amacı Osmanlı İmparatorluğu’nun barış içinde yaşamasını sağlamaktır. Sultan II. Abdülhamid parçalanmakta olan Osmanlı Devleti ve İslam dünyasının kurtuluşunu Müslümanların birleşmesinde görmekteydi. Sultan Panislamizm politikası çerçevesinde bu faaliyetlerini etkili bir şekilde sürdürmeye çalışmıştır. Bu çalışmada Sultan II. Abdülhamid’in İslam Birliği politikası bağlamında Afrika politikası ve bu bölgedeki faaliyetleri değerlendirilmeye çalışılmıştır. Afrika, geçmişte olduğu gibi günümüzde de çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir coğrafyadır. Bugün dünyada sömürge olaylarının en fazla yaşandığı bölgelerden biri de Afrika’dır. II. Abdülhamid döneminde Osmanlı Devleti’nin diğer devletlerle ilişkileri ve politikaları hakkında birçok eser bulunmasına rağmen Afrika politikası hakkında pek eser bulunmamaktadır. Bu konuyu ele almamızdaki sebep, pek araştırılmayan II. Abdülhamid’in Afrika politikasını objektif bir şekilde okuyucuya aktarmaktır. Çalışmamızda Sultan II. Abdülhamid’in Panislamizm politikasına sıkça değineceğiz. Sultan II Abdulhamid was the Sultan of the Ottoman Empire during the final years of the 20th century and into the early years of the 21st century and struck this turning mark with his foreign policy implementations. He was most successful in the foreign policy implementations during his 33 year reign. The balance policy, which was followed throughout the reign, relieved the Ottoman State a bit. The main purpose of the Sultan's foreign policy is to ensure that the Ottoman Empire lives in peace. Sultan II. Abdulhamid saw the breakdown of the Ottoman Empire and the liberation of the Islamic world in the union of the Muslims. The Sultan has tried to carry out these activities effectively in the framework of Pan-Islamism policy. In this study of Sultan II Abdulhamid, in the context of Abdulhamid's Islamic Union policy, we tried to evaluate African politics and its activities in this region. Africa, as it has been in the past, is a land where important developments are experienced today. Africa is a region where colonial incidents are experienced the most frequently in the world today. Although there are many works on the relations and politics of the ottoman state with other states, we could not find many writings about Abdulhamid's work on African policy. The reason why we consider this issue is to convey the objective of African politics, which is not well known, to the reader. We will frequently refer to the politics of the Ottoman Sultan's Pan-Islamism.
- Published
- 2017
215. The Crusader dream of Wilhelm II the German Emperor and his journey to Jerusalem
- Author
-
Kış, Salih
- Subjects
Christian ,II. Abdülhamid ,Hıristiyan ,Osmanlı Devleti ,Ottoman State ,German ,Weltpolitik ,Kudüs ,Almanya ,Jerusalem ,World politics - Abstract
Url: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1082, XIX. yüzyıl, devletlerarası ilişkiler ve Avrupa siyaseti bağlamında önemli bir zaman dilimidir. Bu yüzyılda Osmanlı Devleti, bürokratik temaslar neticesinde Avrupa Devletleri ile ilişkilerinde bir denge politikası takip etmiştir. Osmanlı, Avrupa’nın önemli devletlerine karşı yürütmüş olduğu bu denge politikası çerçevesinde istemeyerek de olsa zaman zaman bazı tavizler vermek mecburiyetinde kalmıştır. Bu süreçte İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Osmanlı’dan kazanımları 1871 yılında birliğini tamamlayan Almanya’nın tarih sahnesine çıkışına kadar devam etmiştir. Sömürge savaşında diğer rakiplerine göre çok geride kalan Almanya, farklı bir strateji takip ederek bir dünya gücü (Weltmacht) olma yolunda Osmanlı Devleti ile yakın ve sıkı ilişkiler kurmuştur. Alman İmparatoru II. Wilhelm’in tahta çıkışı ile birlikte Osmanlı-Alman yakınlaşması farklı bir boyuta taşınmıştır. Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid ile yakın ilişki kuran Alman İmparatoru, bu süreçte İstanbul’u dokuz yıl arayla iki kez (1889 ve 1898) ziyaret etmiştir. Alman İmparatoru II. Wilhelm’in 13 Ekim 1898 tarihinde başlayan ve yaklaşık bir ay süren ikinci ziyaretinin kapsamına sadece İstanbul değil Kudüs, Beyrut ve Şam da dahil olmuştur. Bir anlamda Müslüman bir devlet olan Osmanlı Devleti kontrolünde son haçlı seferine çıkan Alman İmparatoru, dünya kamuoyunun dikkatle takip ettiği ve atalarının gerçekleştirmiş olduğu seferlere göndermeler yaparak bir haçlı edasıyla Kudüs’e doğru yola çıkmıştır. Atalarının hatırasını canlandırmak ve kendi açısından da bu hazzı yaşayabilmek için onlar gibi at üstünde Kudüs kapılarına ulaşmıştır. Osmanlı Devleti himayesinde gerçekleştirdiği bu seyahati bir haçlı seferine dönüştüren Protestan mezhebine mensup II Wilhelm, Kudüs’te arazisi Sultan Abdülaziz tarafından bağışlanan ve Alman sermayesi ile inşa edilen Hz. İsa Kilisesi-Kurtarıcı Kilisesini (Erlöserkirche) resmî törenle açmıştır. Bütün Hıristiyanların imparatoru olduğu izlenimini vermek adına Kudüs’te bulunan ve Osmanlı Devleti tarafından Almanlara hediye edilen Hz. Meryem’in İstirahatgâhı’nı (La Dormition de la Sainte Vierge) da Katolik mezhebine bağışlamıştır. İmparator daha sonra Kudüs’ten ayrılarak Beyrut ve Şam’a da bir seyahat gerçekleştirmiştir. Şam’da bulunan Selahaddin Eyyubi türbesine tunçtan bir haç hediye ederek dünyadaki 300 milyon Müslümanın dostu olduğunu ilan ettiği meşhur konuşmasını burada yapmıştır. Dolayısıyla hak dinlere yönelik mesajlar içeren bu Kudüs gezisi, dünya kamuoyunda modern bir haçlı seferi algısı yaratmıştır., 19.th century is an important period of time within the context of inter-governmental relations and European policy. In this century, Ottoman State followed a balance policy in its relationships with European States as a result of the bureaucratic contacts. Within the framework of this balance policy which Ottoman employed against the European states, it had to capitulate from time to time. During this process, the acquisitions of the UK, France and Russia from Ottoman continued until the emerging of Germany in the process of history after it completed its association in 1871. Germany which fell behind in the war of colony when compared to the other rivals employed a different strategy and established affiliation and close relationships with Ottoman State on the way to become a world power (Weltmacht). When Wilhelm the 2.nd, German Emperor, ascended the throne; the intimacy between Ottoman and Germany acquired a different dimension. The German Emperor who established a close relationship with Abdulhamid the 2.nd, Ottoman Sultan visited İstanbul twice in nine years (in 1889 and 1898). The second trip of German Emperor Wilhelm the 2.nd which started on October the 13 1898 and lasted about a month not only included İstanbul but also Jerusalem, Beirut and Damascus. In a sense, the German Emperor who started the final crusade under the control of the Muslim Ottoman State set off for Jerusalem in the expression of a crusader through making references to the crusades conducted by his ancestors and whole world kept a close eye. He arrived at the doors of Jerusalem on horse in order to cherish the memory of his ancestors and experience that pleasure. Wilhelm the 2.nd of the Protestant Church who turned this travel he conducted under the protection of Ottoman State into a crusade formally opened the Church of Jesus-the Church of Redeemer (Erlöserkirche) in Jerusalem on a land donated by the Abdulaziz the Sultan and funded by German capital. He also donated the Final Resting Place of the Virgin (La Dormition de la Sainte Vierge) located in Jerusalem and given to Germans as a present by Ottoman State; he aimed to give the impression of he was the emperor of all the Christians. Afterwards, the Emperor left Jerusalem and traveled to Beirut and Damascus. He gave a bronze crown to the tomb of Selahaddin Eyyubi in Damascus and made his famous speech there announcing he was the friend of 300 million Muslims all over the world. Thus, his travel to Jerusalem which contains messages towards divine religions created a perception of a modern crusade in the world public opinion.
- Published
- 2017
216. II. ABDüLHAMİD DöNEMİNDE DEVLET-HALK MüNASEBETLERi
- Author
-
Ramazan Hurç
- Subjects
ii. abdülhami̇d ,devlet ,halk ,Philosophy. Psychology. Religion - Abstract
Kanuni Sultan Süleyman devrinde kudretinin doruğuna ulaşan Osmanlı, XVI.asnn sonlannda gerilerneye başladı. 26 Ocak 1699'da yapılan Karlofça antlaşmasıyla beraber toprak kaybetti. Batı karşısında Osmanlı'nın kan kaybetmeye başladığı, yöneticiler tarafından idrak edildi. Batı silahlan ile ordunun donatımı sağlandı. Uile devriyle beraber Fransız taklidciliği başladı. Il. Mahmut devrinde 1827 yılında Paris'e ilk defa öğrenci gönderildi. Osmanlı kurumlarının yenilenmesi gerektigi düşüncesine vanlarak ıslahat hareketlerine başlanıldı. işe önce kıyafetle başlanıldı. Mansure ordusuna 1828'de fes giydirildL Bunun dışında sadece din adımlarının sarık giymesine müsade edildi. Bu yenilik hareketlerinin öncülüğünü yapan II. Mahmut numune olarak sakalım kesti.
- Published
- 1997
217. Osmanlı Devleti'nde fotoğrafçılığın gelişimi ve fotoğrafın tarihsel kaynak değeri
- Author
-
Önen, Fatih, Öcalan, Hasan Basri, Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı/Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı., and Tarih Ana Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,Ottomans ,History ,II. Abdülhamid ,Fotoğraf analizi ,Non-muslim ,Ottoman State ,Fotoğrafçılık ,Abdülhamid II ,Historical sources ,Sahne ve Görüntü Sanatları ,Non muslem ,Abdulhamid II ,Analyses of Photos ,Gayrimüslim fotoğrafçılar ,Photography ,Photographers ,Osmanlı ,Photograph ,Performing and Visual Arts - Abstract
Fotoğraf, Sanayi Devrimi ve artan teknik gelişmeler ile insanların hayatında önemli bir yere sahip icatlardan biridir. Fotoğraf, insanların hayatına girdiği andan itibaren kendine yer edinmiş ve kısa sürede batısından doğusuna dünyanın pek çok yerinde yaygınlaşmıştır. İnsanların hayatlarına, sosyal yaşantısına estetik katan fotoğraf, devletler içinde önemli bir temsil ve tanıtım gücüne sahipti. Zenginleşen Avrupalı gezginlerin sayesinde Osmanlı Devleti'nde ilk kez görülen bu icat, Saray öncülüğünde hızlı bir şekilde kabul gördü. Azınlıklarla başlayan fotoğraf stüdyoları özellikle Ermenilerin bu işe gösterdiği yoğun ilgi ve alaka ile Osmanlı sınırlarında İstanbul başta olmak üzere zamanla her vilayete yayıldı. Fotoğraf hem sanatsal anlamda hem de devleti temsil etme anlamında roller üstlenmekteydi. Osmanlı Devleti'nde resmi belgelerde de sıkça fotoğrafın somut delil olma özelliğinden faydalanılıyordu. Tanıtım ve temsilin yanında resmi belgelerde de kullanılan fotoğraflar, objektif olarak çekildiği, doğru okunduğu ve yorumlandığı takdirde, günümüzde görsel kaynak değeri taşıyan tarihi belge olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada da fotoğrafçılığın tarihsel gelişimi ve tarihsel kaynak değeri incelenmiştir. The industrial revolution and technological advances has increased the importance of photography. It has placed an important role itself from the moment that came into the lives of people and it has become popular in a short time in many parts of the world from west to east. The photography that adds the aesthetic to the people's social life has power to representation and promotion for the states. Photography has been seen in Ottoman Empire with the help of enriched people who were from Europe. Then, it gain importance leading of The Ottoman Palace quickly. Photography studios, starting with the minorities, have shown great interests and it has spread to every province by the help of big relevance of the Armenians in the Ottoman Empire and İstanbul. Photography has an important role for both representing the state and in the sense of art. In official documents in the Ottoman Empire, photography was used with its characteristic concrete evidence. In addition to presentation and representation, photography which is used in the official documents, as long as was taken objectively and was analysed, can be use the visual emerges of historical documents that carries the value of the resource. In this study, the historical development of photography and its historical resource value was examined. 184
- Published
- 2016
218. An important contribution of Sultan Abdulhamid II to Ottoman education system: the schools built on Sultan’s land
- Author
-
Kanal, Hümmet
- Subjects
Land of sultan ,Primary school ,Eğitim ,II. Abdülhamid ,Madrasah ,İbtidâi mektebi ,Medrese ,Rüşdiye ,Emlâk-ı hümâyûn ,Secondary school ,Education - Abstract
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/900, II. Abdülhamid dönemi, Osmanlı eğitim sisteminde modernleşmenin üst düzeylere geldiği bir devir olma özelliğini taşır. İstanbul ve taşrada, ilköğretimden ortaöğretime kadar bir çok modern eğitim kurumunun açılışı gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde, ülke dışında kaybedilen topraklardan, İstanbul ve Anadolu’ya kitleler halinde muhacir göçünün yaşandığı bilinen bir vakadır. Gerek mevcut nüfusun gerekse göçmenlerin okur-yazar oranının yükseltilmesi olayı genel bir sorundu. Padişah, hem Osmanlı vatandaşları için hem de bizzat kendi arazilerine yerleştirdiği muhacirler için birçok okul inşa ettirerek Osmanlı eğitimine önemli bir katkı sağlamıştır. Bu okulların büyük bir bölümü, ilköğretim düzeyinde eğitim veren ibtidâi mekteplerinden oluşmaktaydı. Bunun yanında az da olsa, rüşdiye ve medresenin de inşa edildiği bilinmektedir. Bu çalışmada, II. Abdülhamid döneminde padişah arazilerine inşa edilen okullar ve bu okulların vilâyetlere göre dağılımı ilmi bir disiplin içerisinde analiz edilmiştir., The era of II. Abdülhamid is the era in which the modernization arrives its last level in Ottoman education system. In Istanbul and in town, many modern institutions of education were opened from primary school to secondary school. In this period, it is known that a great mass of refugee emigrated from the land lost outside country, to Istanbul and Anatolia. It was a general problem to increase the rate of literacy of both the existing population and the refugee. Sultan built many schools for both ottoman citizens and refugee who he placed in his lands and thus made an important contribution to education. A large number of these schools were ibtidâi training at the level of elementary schools. In addition to this, it is known that secondary school and madrasah were built. In this work, the schools built on sultan’s lands during II. Abdülhamid era and the distribution of these schools according to provinces are scientifically analyzed.
- Published
- 2016
219. A Study On The Soldıer Journal
- Author
-
Özaslan, Fatih, Yaramış, Ahmet, and Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,Asker journal ,II. Meşrutiyet ,History ,II. Abdülhamid ,Union and Progress Society ,Ottoman State ,Abdülhamid II ,Constitutional Monarcy II ,İttihat ve Terakki ,Magazines ,Ottoman Period ,Asker Mecmuası - Abstract
Asker Mecmuası, II. Meşrutiyet'in ilânından hemen sonra İstanbul'da yayımlanmaya başlamıştır. Mecmua, İttihat ve Terakki Cemiyeti yanlı ve II. Abdülhamit karşıtlığı üzerine bir yayın politikası takip etmiştir. Mecmua da çıkan yazılarda ülkenin içine düştüğü felaket ve buhranların en baştaki sorumlusu olarak II. Abdülhamid gösterilmektedir. Mecmua da esas itibarıyla ülkenin askeri ve siyasi durumuna ilişkin yazılara yer verilmiştir. Askeri konular içinde askeri düzenlemeler, gelişmeler ve teknolojik yenilikler ile 1897 Osmanlı-Yunan harbi gibi yakın dönemde cereyan etmiş harplere ilişkin yazılar ve değerlendirmeler bulunmaktadır. Yazılarda ülke yönetimine ilişkin siyasi içerikli değerlendirmeler bulunmaktadır. Mecmua da zaman zaman Von der Goltz gibi yabancı subayların yazılarına yer verilmiştir. Asker Mecmuası bir sene boyunca ayda iki kere yayınlanmış olup, toplam yirmi dört sayıdan oluşmaktadır. Bu çalışmada, Asker Mecmuasında çıkan yazılar tarih metodolojisine uygun bilimsel bir yöntemle incelenmiş ve değerlendirilmiştir.Anahtar Kelimeler: Asker Mecmuası, II. Meşrutiyet, II. Abdülhamid, İttihat ve Terakki The Soldier Journal started to be published just after the declaration of the Second Constitutional Monarchy in İstanbul. The publication policies of journal were in favour of community of union and progress and were opposed to Abdülhamid II. It was stated in the articles of the journal that Abdülhamid II was blamed for disasters and crises which Ottoman Empire faced with. The articles in journal was mainly concentrated on military and political issues of the Empire. In the military issues, military organizing developments, technological changes, articles and evaluations about wars accurring in recent period such as Ottoman-Greek war in 1897 were included. In some parts of the journal, the articles of foreign officers like Von der Goltz were involved. The Military Journal was published twice a month in a whole year and it is composed of twenty-four volumes. In this study, the articles published in the Military Journal have been examined and evaluated in accordance with methodology of history and in a scientific way.Keywords: Soldier Journal, The Second Constitutionalism, II. Abdülhamid, The Committee of Union and Progress.
- Published
- 2016
220. The 1904-1905 Russian-Japanese war from the perspective of the ottoman empire
- Author
-
Hüseyin Hilmi Aladağ and TR270063
- Subjects
The Russian-Japanese War ,Rus-Japon Savaşı ,020303 mechanical engineering & transports ,0203 mechanical engineering ,020209 energy ,0202 electrical engineering, electronic engineering, information engineering ,Osmanlı Devleti ,II. Abdulhamid ,02 engineering and technology ,Jön Türkler ,The Young Turks ,The Ottoman Empire - Abstract
Rus-Japon Harbi’nin (1904-1905) II. Abdülhamid ve Osmanlı kamuoyu tarafından nasıl algılandığını ortaya koymak bu makalenin temel amacı olacaktır. Osmanlı sınırlarından bir hayli uzak bir bölgede cereyan etmiş olmasına rağmen Rus-Japon Harbine, başta II. Abdülhamid olmak üzere Osmanlı Yönetimi tarafından özel bir önem verilmiş ve bu savaş; askeri, diplomatik ve siyasî açıdan çok dikkatli bir şekilde takip edilmiştir. Özellikle Osmanlı Sultanının bu yakın takibi neticesi, ülke kamuoyu, hükümet ve basın da bu savaşa özel bir önem vermiştir. Bu özel önemin tesbiti ile bu savaşın sonuçlarının ekonomik ve siyasal hayatımıza etkilerinin belgelerle ortaya konması; 20. yüzyıl başlarında Osmanlının dünyaya bakışını ortaya koyması açısından da önemli olacaktır. II. Abdülhamid’in bu savaşla ilgili olarak Osmanlı kamuoyundan farklı düşündüğü ifade edilebilir. Osmanlı Kamuoyu savaşta Japonya'nın galip gelmesinin çok iyi olacağını düşünmektedirler. Çünkü Rusya Osmanlının tarihteki kadim düşmanlarından biridir. Bu “ezeli düşmanın” Osmanlıdan bir başka güce yenilmiş olması bile, halk nezdinde bir kazançtır ve sevinç vesilesidir. Ama Padişah için meselenin bu kadar basit olmadığı anlaşılmaktadır. Rusya’nın savaşta Japonya’ya yenilmesi halinde tüm dikkatini Aksa-yı Şarktan Balkanlara teksif edip Balkanları karıştıracağını II. Abdulhamid görebilmiştir., The main aim of the present paper is to present the perception of the Russian Japanese War (1904-1905) by Sultan Abdulhamid II and the Ottoman public. Although it took place far away from the Ottoman borders, the Russian- Japanese War was given special importance by Abdulhamid II and the Ottoman administration and was followed carefully for its militarily, diplomatic, and political aspects. Due to the close follow up by the Ottoman Sultan, the Ottoman public, government, and press gave special importance to this war. After the presentation of the special interest given to this war, its impact on our economic and political life will be documented; and this will be important to put forth the world view of the Ottomans at the beginning of the 20th century. It can be stated that Abdulhamid II was differing in his views from the Ottoman public opinion regarding this war. The Ottoman public believed that Japanese victory would be beneficial as Russia is one of the archenemies of the Ottomans throughout history. The defeat of the archenemy by another force than the Ottoman Empire was a reason of joy in the public. However, it seems that the matter was not that simple for the Sultan. Abdulhamid II could foresee that a defeated Russia by Japan would cause Russia to change its focus from the Far East to the Balkans and hence this would cause problems in the Balkans.
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
221. Abdülhamid II’s Domestic Policy: An Attempt at Periodization
- Author
-
Çetinsaya, Gökhan
- Subjects
II. Abdülhamid - Abstract
…
- Published
- 2016
222. Torbalı ve köylerindeki Türk devri yapıları
- Author
-
Usta, Muhammet, Çağlıtütüncigil, Ersel, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Türk Sanatı Anabilim Dalı
- Subjects
Schools ,Train Station ,Çeşme ,II. Abdülhamid ,Historic structures ,İzmir-Torbalı ,Mimari ,Torbalı ,Train station ,Mektep ,Art History ,Cami ,Architectural characteristics ,Tren Garı ,Architect ,Ornamentations ,Mosque ,Sanat Tarihi ,Fountains ,Scholl ,19. century ,Ottoman Period ,Mosques ,II.Abdülhamid ,Fountain - Abstract
Çalışmamız sırasında "Torbalı ve Köylerindeki Türk Devri Yapıları" adı altında, 13 cami, iki mektep, dokuz çeşme, iki tren istasyonu olmak üzere toplam 26 yapı yerinde incelenmiş ve araştırmaları yapılmıştır. Eserler, mimari özelliklerine dikkat edilerek kataloglanıp tezimize dahil edilmiştir. Söz konusu yapılardan bazıları, tarihsel özelliklerini tamamen kaybetmelerinden dolayı tezimize dahil edilmemiştir. Araştırma bölgemizdeki yapılar genel olarak 19. yy'da inşa edilmişlerdir. Camiler, mektepler ve tren istasyonlarının tamamı, çeşmelerin de geneli II. Abdülhamid devrinde yapılmışlardır. İncelenen alanın yeni kurulan bir yerleşim birimi olması sebebiyle, yapıların bulundukları bölgelerin kuruluş tarihi de çoğunlukla, eserlerin tarihleriyle paralellik taşımaktadır. Araştırmamız, yapıların tarihi, mimari, plan, malzeme ve varsa süsleme özellikleri üzerinde durularak ele alınmaya çalışılmıştır. Mimari kurguları ve bezemeleri, söz konusu dönemde, merkezden uzak bölgelerdeki, Türk mimarisi ile benzerlik taşımaktadır. Camilerin ilk inşalarındaki planlarında görülen üslup birliği, bölgede yaşanan büyük Torbalı Depremi ve çağın gereksinimleri sebebiyle, büyük değişimlere uğramıştır. Araştırmamız sırasında yapıların bu değişimleri de tespit edilerek tartışılmıştır. Bahsettiğimiz sebeplerden ötürü yapılarda süsleme yok denilecek kadar azdır., At the time of our study, totally 26 constructions under the name of "Turkish Era Structures In Torbalı And Vilages", including 13 mosques, two scholls, nine fountains and two train stations were inspected on their sites. Taking the architectural features of the constructions into consideration, we inserted this in our classified index. Some of the buildings being talked about are not included in our thesis because they lost their historical features. Monuments were generally built during the 19th century. All mosques, schools and train stations, some of the fountains were constructed during the period of II. Abdulhamid. Because the site that we examined is a new residential area, the establishment date of the region on which constructions were located show paralellism with the dates of the constructions. We try make an emphasis onhistories, architectures, plans, meterials and also on ornamental properties ot he buildings if they have. Architectural plans and ornamanetals have some similarities with Turkish architecture on the faraway locations. Because of the Big Torbalı Earthquake and requirements of the age, plans had been changed dramatically. During our study, these features of the constructions were also implicated in our thesis. Due to the mentioned reasons, the constructions have scarcely any ornaments.
- Published
- 2016
223. II. Abdülhamid dönemi'nde kız rüşdiye mektepleri müfredat (öğretim) programları ve kızların eğitimine katkısı
- Author
-
Yıldız, Hatip, Dicle Üniversitesi, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Bölümü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı, and Yıldız, Hatip
- Subjects
Kız rüşdiyeleri ,Eğitim-öğretim ,Müfredat ,II. Abdülhamid ,Ottoman ,Girl rushdiyes (secondary schools) ,Osmanlı ,Education - Abstract
Osmanlı Devleti’nde erkek rüşdiye mekteplerinin yayılmaya başlamasından sonra kız rüşdiyelerinin de açılmasına çalışılmıştır. Bu çabalar sonucunda, 1858 yılında İstanbul’da ilk kız rüşdiyesi açılmış ve bundan sonra ülke genelinde bu sayı hızla artmıştır. İlk kız rüşdiyesinin ders programı tam olarak bilinmemektedir. Ancak, Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, kız rüşdiyelerinin ders programıyla ilgili belirsizliği ortadan kaldırmış ve kızlar için erkek rüşdiyelerinden farklı bir program ortaya koymuştur. 1873’lere gelindiğinde bu ders programında bir takım değişiklikler yapılmıştır. Programdaki en önemli değişiklik ise II. Abdülhamid Dönemi’nde olmuştur. 1898 yılı kayıtlarına göre, bu tarihlerde ibtidaiye ve rüşdiye sınıflarından oluşan ve eğitim süreleri 6 seneden ibaret olan kız rüşdiyeleri için haftalık yeni bir ders programı hazırlanmış ve hemen hemen bu dönemin sonlarına kadar uygulanmıştır. II. Abdülhamid Dönemi’nde uzun yıllar okutulduğu anlaşılan söz konusu programdaki derslerin yıl ve haftalık ders sayısı bazındaki öğretim programları da her bir ders için ayrı ayrı hazırlanmıştır. Müfredat programlarında; yıllara göre okutulacak tüm derslerin konu içerikleri, derslerde uygulanacak yöntem ve teknikler, kullanılacak araç ve gereçler, kavratılacak hedef davranışlar ve elde edilecek kazanımlar tek tek ifade edilmiştir. Sözü edilen öğretim programları doğrultusunda, ilkokul ve ortaokul düzeyinde kapsamlı bir eğitim alan kız çocukları, bir taraftan mesleki ve daha yüksek eğitim kurumlarına hazırlanırken, diğer taraftan da hayata hazırlanarak birey olarak toplumda kendilerini iyi ifade edebilecek bir entelektüel ve mesleki birikime sahip olmuşlardır. After the spreaded of the men Rushdie schools in the period of Ottoman State it was tried to open a school for girls. As a result of these efforts, the first girls rushdiye which opened in Istanbul in 1858, then this number has increased rapidly across the country thereafter. The first curriculum of girls rushdiye is not fully known. Nevertheless, the General Regulations of Education removed the uncertainty curriculum of the girls secondary schools then made a new curriculum for girls different than secondary schools of boys. This course has made a number of changes in 1873 to the point. The the most significant changes were in the period of Abdulhamid about the program. According to 1898 records, this date occurs in ibtidai (primary schools) and Rushdiye and training time which consists of a 6-week course for girls, which pertains to the shares of the class program has been developed and implemented almost until the end of this period. For many years the course of the program in question is taught and understood in terms of number of weekly teaching programs are prepared separately for each course in II. Abdulhamid period. In the curriculum; contents of courses to be taught all subjects over the years, the course be applied on methods and techniques, tools and materials to be used, teaching to target behaviors and outcomes were individual statements to be acquired. In line with the curriculum mentioned, primary and secondary level comprehensive education of girls, preparing the one hand, vocational and higher education institutions, as individuals also prepared to life on the other side in the community they get an intellectual and professional background in order to be able to express themselves.
- Published
- 2016
224. PORTRAIT OF A PERIOD BUREAUCRATS ABDÜLHAMİT: SADRAZAM (SMALL) MEHMET PAŞA AND REFORMS II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ BİR BÜROKRAT PORTRESİ: SADRAZAM (KÜÇÜK) MEHMED SAİD PAŞA VE REFORMLARI
- Author
-
Zeki ÇEVİK
- Subjects
reforms ,lcsh:Social Sciences ,lcsh:H ,Küçük Said Pasha ,Ottoman Empire Küçük Said Paşa ,Türk Çağdaşlaşması ,Abdulhamid II ,lcsh:History (General) and history of Europe ,lcsh:D ,II. Abdülhamid ,Reformlar ,Turkish modernization ,Osmanlı İmparatorluğu - Abstract
Küçük Said Pasha, who were appointed as the Prime Minister of the Ottoman Empire seven times in the period of Sultan Abdulhamid II, and in total nine times in his all life, was certainly an important statesman. After a long period of experience in service of the state, Said Pasha, who were advanced in state serve by Abdulhamid II, has always been a preferred bureaucrat in the hard autocracy in practice. Even when he was not in service of the state, his opinions were always asked; and he was generally invited to serve for the state in its hard times. In such a time, he played a crucial role in various reforms aimed at the modernization of Turkey. In this paper, the following questions were comparably discussed in relation to the characteristics and understanding of reform of the Sultan: Why has the Sultan preferred Said Pasha as the prime minister? What were the main aspects of their (the Sultan's and the Pasha's) reformist characters? What were their significant accomplishments and failure? And finally, what were their perceptions of "Turk"? Osmanlı Devleti'nde yedisi Sultan II. Abdülhamid devrinde olmak üzere toplam dokuz kere Sadrazamlık makamına getirilmiş Küçük Said Paşa şüphesiz önemli bir devlet adamı idi. Uzun devlet memuriyeti tecrübelerinden sonra II. Abdülhamid tarafından ikbal kapıları açılan Said Paşa, uygulanan katı otokraside tercih edilen bir bürokrat olmuştur. Hatta görevde olmadığı zamanlarda dahi daima fikri sorulmuş; genellikle devletin başında önemli gaileler olduğunda göreve getirilmiştir. Böyle bir dönemde Türkiye'nin çağdaşlaşması yönünde birçok reformda onun gayret ve imzası vardır. Bu çalışmada, Küçük Said Paşa'nın II. Abdülhamid tarafından niçin tercih edildiği, her ikisinin reformcu karakterlerinin başlıca özellikleri ile başarı ve başarısızlıkları ve "Türk" kavramını nasıl algıladıkları karşılaştırmalı olarak tartışılmıştır.
- Published
- 2009
225. THE REPORT OF MÜNIF PASA SEND FROM TAHRAN ABOUT AFFAIRS OF THE STATE AND ITS MAKE PEOPLE THINK / MÜNIF PASA’NIN TAHRAN’DAN GÖNDERDIĞI DEVLET ISLERIYLE ILGILI LÂYIHASI VE DÜSÜNDÜRDÜKLERI
- Author
-
Dr. İbrahim ŞİRİN
- Subjects
lcsh:Social Sciences ,lcsh:H ,Münif Pasha ,lcsh:History (General) and history of Europe ,lcsh:D ,The Tribal schools ,II. Abdulhamid - Abstract
Münif Pahsa while he was the Tahran ambassador, he drafteda report the organization of the affairs of state and his report wasevident indicator of his influence on the Sultan Abdülhamit II. TheSubject discussed in this report are as fellows: Development of trade,increase in the tax reveneus and restitute of finance, military,diplomacy and education such as seting up of the law school and tribal(asiret) school. Đn this paper, We will dealth with the influence of theMünif Pahsa on the setting up the tribal (asiret) schools.
- Published
- 2008
226. II. Abdülhamid’in dış politikası
- Author
-
Gelen, Ufuk and Sabire Yazıcı Fen Edebiyat Fakültesi
- Subjects
II. Abdülhamid ,Dış Politika - Abstract
Osmanlı Devleti’nin son yarım yüzyılı, deyim yerindeyse devletin hemen hemen tüm iç meselelerinin uluslararası bir boyuta taşındığı ve Osmanlı Devleti’ne yabancı müdahalesinin had safhaya ulaştığı bir dönem olmuştur. Bu dönemde Osmanlı devlet adamları, bir yandan bu dış müdahaleleri önleme gayreti içerisinde, bir yandan da devleti ayakta tutma uğraşı içerisinde olmuşlardır. Bu çalışma, dönemin dış politik olaylarının derinlemesine incelenmesinden ziyade, dönemin Osmanlı dış politikasına genel hatlarıyla bir çerçeve çizmek amacı taşımaktadır.
- Published
- 2015
227. A Pleading(Layiha) Tendering to Abdülhamid II About Opening Elementary Schools and Public Schools in Ottoman Motherland and İncreasing the Number of Those Schools and Rehabilitating Them' (Osmanlı Memleketlerinde İlkokullar ve Umumi Mektepler Açılarak Bu Mekteplerin Çoğaltılmaları ve Islah Edilmelerine Dair II.Abdülhamid'e Sunulan Bir Layiha)
- Author
-
Türk, İbrahim Caner and EBYÜ, Fen Edebiyat Fakültesi
- Subjects
Layiha ,Eğitim ,II. Abdülhamid ,Islahat ,Osmanlı Devleti - Abstract
Lâyiha kelimesinin aslı Arapça lâiha olup, Türkçe’ye lâyiha olarak geçmiştir. Özellikle Osmanlının son dönemlerinde Avrupa’ya giden devlet adamlarının oraların gelişme sebepleri hakkında ve ülke meseleleri ile ilgili olarak hazırlayıp, tespit ve çözümler ifade edip, padişaha sundukları belgelerdir. Ele aldığımız lâyihanın kim tarafından sunulduğu bilinmemekle birlikte II. Abdülhamid’e yedi defa sadrazamlık yapmış ve eğitim yenilikleriyle ülkeye yaygın olarak çok sayıda yeni okul açılmasına vesile olmuş Mehmed Sait Paşa (1838-1914) tarafından II. Abdülhamid’e sunulmuş olması kuvvetle muhtemeldir. İlgili layihaya göre eğitim alanında alınması kararlaştırılan tedbirlerden birisi de ibtidai mektepler inşası ve umumi mekteplerin artırılıp ıslah edilmesi olup, ibtidai mekteplerin inşası sureti ve öğretmenlerin maaş ve mekteplerin senelik masrafının tedarik edilmesi ve çocukların mekteplere devam zorunluluğunun sağlanması, tedrisatın teftiş altında bulundurulmasıyla eğitimin gelişeceği ifade edilmekteydi.
- Published
- 2015
228. Emanuel Karasu and activities
- Author
-
Uçak, Zeynep, Yılmazer, Ziya, İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalıİslam Tarihi Bilim Dalı, and İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Ottoman Parliament ,Biyografi ,Sefarad ,II. Abdülhamid ,Union and Progress Society ,Siyonizm ,Abdülhamid II ,Jön Türkler ,i Mebusân ,Macedonian ,İslam Sanatl ,Meclis ,İttihat ve Terakkî ,Biography ,Selânik ,Jews ,İslam Dini ,Makedonya Risorta ,Karasu, Emanuel ,Masonry ,Emanuel Karasu, 1863 ,Yahudi - Abstract
1863'te Selânik'te doğan Emanuel Karasu, Türk siyâsetçisi ve Seferad Yahudisi bir avukattır. Jön Türkler'i himaye eden Karasu, Makedonya Risorta locasının üstad-ı azamıdır.Daha sonra İttihat ve Terakkî Cemiyeti adına, 1908, 1912 ve 1914 olmak üzere üç kez olmak üzere hem İstanbul hem de Selânik'ten milletvekili seçilen Karasu, Meclis-i Mebusân'da, heyet üyeliği ve âzalık yapmıştır.Emanuel Karasu'nun bir Osmanlı Yahudisi olarak mason, aynı zamanda anti- siyonisttir. onun tarihte şöhret bulmasına sebep olan asıl sebep, Jön Türkler'in II. Abdülhamid'e karşı mücadelesinin âdeta finali olan, Sultan'ın tahttan indirilme kararını kendisine tebliğ eden heyetin üyesi olmasıdır.Karasu'nun, Almanlar'ın Türkiyeden yaptıkları satın almalarda komisyonculuk yaptığı sıralarda kazancı hayal edemeyeceği kadar artmıştır ve bu sebeple de eleştirilmiştir.Emanuel Karasu, Mondros Mütarekesi'nden (30 Ekim 1918'den) sonra tutuklanmış ve mallarına el konulmuştur. Son yıllarında yoksulluk içinde yaşayan Karasu, 1 Haziran 1934'te, İstanbul Arnavutköy Sefarad Mezarlığı'na defnedilmiştir.Anahtar Kelimeler: Sefarad, Selânik, II. Abdülhamid, Jön Türkler, İttihat ve Terakkî, Meclis-i Mebusân, Siyonizm, Yahudi, Makedonya Risorta. Emmanuel Carasso ,who was born in 1863 in Salonika, was a Turkish politician and a Sephardic Jewish lawyer. Karasu ,who protected The Young Turks, was a great masters of Macedonia Risorta lodges.After that Carasso was elected deputy in the name of Union and Progress Association in 1908, 1912 and 1914 for three times from both İstanbul and Selonika. He also served as a member in the committee. Emmanuel Carasso, who was Masonic as an Ottoman Jews, was also an effective anti-zionist. The main reason that led him to find fame in history is that he was the member of the committee who announced Abdulhamid II the decision to be downloaded from the Sultan's throne as the final stage of the Young Turks struggle against Abdulhamid II.Carasso's income increased more than he could imagine during the process when he worked as commissioner on purchases between Germany and Turkey for which he was immensely criticized.Emmanuel Carasso, the armistice (October 30, 1918) was then arrested and confiscated.Living in poverty in recent years he was buried in Istanbul Arnavutköy Sephardic Cemetery on the 1st June 1934.Keywords: Sephardic, Salonika, II. Abdulhamid, The Young Turks, The Union and Progress, National Assembly, Zionism, Jewish, Macedonia Risorta 127
- Published
- 2015
229. Tarihsel süreci ve işleyişi çerçevesinde Bursa Hamidiye Gurebâ Hastanesi
- Author
-
Karaaslan, Yusuf Ziya, Çiftci, Cafer, Tarih Ana Bilim Dalı, Çiftçi, Cafer, and Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı/Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı.
- Subjects
Tarih ,Poors ,History ,Bursa ,Bursa Hamidiye Gureba Hospital ,II. Abdülhamid ,Historical development ,Halk sağlığı ,Ottoman State ,Sağlık ,Abdülhamid II ,Community health care ,Ahmed Vefik Pasha ,Hospitals ,Health services ,Gurebâ ,Ahmed Vefik Paşa ,Hospital ,Health ,Modern Times ,Hastane ,Modernleşme ,Ottoman Period ,Modernization - Abstract
Osmanlı Devleti 19. yüzyılda, özellikle 3 Kasım 1839 tarihinde ilan edilen Gülhane Hatt-ı Hümayûnu (Tanzimat Fermanı) sonrasında önemli bir değişim sürecine girmiştir. Bu dönemde sağlık alanında da modernleşmeye gidilmiş, bu kapsamda çeşitli hastaneler inşa edilmiştir. Bu yıllarda `Gurebâ` ismiyle anılan hastaneler yapılmış, bunları Sultan II. Abdülhamid döneminde inşa edilen ve adına `Hamidiye Hastaneleri` denilen hastaneler izlemiştir. Bursa Hamidiye Gurebâ Hastanesi, yenileşme çabalarının neredeyse her alana yansıdığı bir dönemde Bursa kentinin modernize edilmesi ve şehir ahalisine daha iyi sağlık hizmeti sunulması amacıyla kurulmuştur. Bu çalışma Osmanlı Devleti'nin son döneminde sağlık alanında gerçekleştirilen reformlar bağlamında bu devletin 19. yüzyıldaki sağlık teşkilatlanması ile bu süreçte kurulan Bursa Hamidiye Gurebâ Hastanesi'nin tarihsel gelişimi ve yapılanması üzerine bir incelemedir.Anahtar Sözcükler: Modernleşme, sağlık, II. Abdülhamid, hastane, halk sağlığı, gurebâ, Ahmed Vefik Paşa, Bursa. In the 19th century, the Ottoman Empire had been through an important process of transformation, particularly after Gülhane Hatt-ı Hümayûnu (the Imperial Edict of Gülhane) which was announced in November 3rd, 1839. In this period, the field of health has also been put through reformation, and numerous new hospitals were built within this context. In this years, the hospitals were names as `Gurebâ` established and these were followed by new hospitals named as `Hamidiye Hospitals` during the reign of Abhdulhamid II. Bursa Hamidiye Gurebâ Hospital was established at a date when modernization efforts made an effect on almost every field, and aimed at modernization of the city of Bursa and delivering better health services to the city dwellers. This study is a research on health organization in 19th century of Ottoman Empire as part of reforms which were made in the field of health in the last period of the State and historical process and organization of Bursa Hamidiye Gurebâ Hospital founded in that period.Keywords: Modernization, health, Abdülhamid II, hospital, community health care, poors, Ahmed Vefik Pasha, Bursa. 142
- Published
- 2015
230. Hamidiye Medrese-i Muallimîn in Bursa
- Author
-
Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi. and Öcalan, Hasan Basri
- Subjects
Medrese-i Muallimîn ,Bursa ,II. Abdülhamid ,Abdülhamid II ,Modernleşme ,Modernization - Abstract
Türk eğitim tarihinde öğretmen yetiştirmekle ilgili ilk önemli teşebbüsler 1869 tarihli Maârif-i Umumiye Nizamnâmesi ile başlatılmıştır. Ancak öğretmen yetiştirmekle ilgili maddelerin bu nizamnâmeye dahil edilmesi, 22 Şubat 1867 tarihinde Fransız Hükümeti’nin Osmanlı Devleti’ne verdiği notadan kaynaklanmaktadır. 1869 Maârif-i Umumiye Nizamnâmesi’nde öğretmen okulu “Mekâtib-i Âliye” yani Yüksek Okul olarak sınıflandırılmıştır. Nizamnâme’nin 57 ila 67 arasındaki maddelerde Dârülmuallimîn ile ilgili, 68 ile 78 arasındaki maddelerde de ise Dârülmuallimât ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. II. Meşrutiyet öncesinde ise, öğretmen yetiştirmek için Mederese-i Muallimîn adlı kurumların açılıp yaygınlaştırılması söz konusu olmuştur. Bu okulların kurulmasındaki amaç köy ibtidâîlerine öğretmen yetiştirmektir. Zira daha önce öğretmen yetiştirmek için kurulan okullara yeterince ilgi olmadığından böyle bir alternatif okul kurulması gündeme getirilmiştir. Bu konudaki tek Mederese-i Muallimîn, 1906 yılında açılan ve bir müddet öğretime devam eden Bursa’daki Hamidiye Mederese-i Muallimîni’dir. Söz konusu medrese ibtidâî (ilkokul) okullara öğretmen yetiştirmek amacıyla yatılı olarak açılan bir yüksekokuldur. Medrese-i Muallimîn, Bursa’da 1906 tarihinde, Karaağaç mahallesinde elli öğrenci kapasite ile eğitim-öğretime başlamıştır. Okulun öğrenim süresi üç yıl olup, yanında mezun olacak öğrencilerin uygulama yapabilmeleri için bir de ibtidâî kısmı mevcuttur. Okulun kuruluş amacı olarak, “çocukları eğitecek muallimlerin en iyi şekilde eğitilmeleri” hedef olarak belirlenmiştir. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için de okulun yatılı olması ön görülmüştür. Üçüncü senede öğrenciler, nöbetleşe olarak Medrese-i Muallimîn’in yanındaki ilkokulda muallimlik yaparak tecrübe kazanacaklardır. Türkiye’de modern eğitime geçiş sürecinde öğretmen yetiştirme kurumlarından birisi olan Medrese-i Muallimîn’in kuruluşu, öğretim müfredatı ve diğer yönleriyle araştırılması, Türk eğitim tarihi açısından oldukça önemlidir. The first important attempts in the history of Turkish education were made with 1869 dated Regulation of the Ministry of Education of the General Staff (Maârif-i Umumiye Nizamnâmesi). However, the inclusion of these teacher trainingrelated substances in this regulation derived from the note that French Government gave to the Ottoman Empire in 22 February 1867. The teacher’s training school was classified as “Mekâtib-i Aliye”, that is to say college, in 1869 dated Regulation of the Ministry of Education of the General Staff. The articles from 57 to 67 of Nizamnâme were about regulations on Dârülmuallimîn and the articles from 68 to 78 were about regulations on Dârülmuallimât. Before the 2nd Constitutional Monarchy, the opening and dissemination of the institutions, named Medrese-i Muallimîn, to train teachers were concerned. The purpose of the establishment of these schools was to train teachers for village schools. Because there wasn’t enough interest to the previous schools founded to train teachers, the establishment of such an alternative school was brought to the agenda. The only Medrese-i Muallimîn on this subject, which opened in 1906 and continued education for a while, was Hamidiye Medrese-i Muallimîn in Bursa. The madrasah in question was a boarding college which opened on the purpose to train teachers for ibtidâî (primary school). Medrese-i Muallimîn, in Bursa in 1906, began education with a capacity of fifty students in Karaağaç neighbourhood. The education period of the school was three years and a primary school next to the Medrese-i Muallimîn was available for graduates to practice. The purpose of the establishment of the school ‘Training the teachers in the best way who would educate children’ was determined as target. To achieve this, the school was foreseen to be as a boarding school. In the third year, students would gain experience by teaching in turns at the school next to Medrese-i Muallimîn. The establishment and curriculum of Medrese-i Muallimîn, which is a teacher training institution in the process of transition to modern education, and investigation of it with its other aspects are important for the history of Turkish education.
- Published
- 2014
231. Osmanlı Padişahlarının Doğum Günü Kutlamalarına Bir Örnek
- Author
-
DEMİREL, Fatmagül
- Subjects
Ottoman State ,Sultans ,II. Abdulhamid ,Press ,Birthday - Abstract
In the Ottoman State, that the emperors celebrated their birthdays officially started in the 19th century. It is know that the former emperors also made unofficial celebrations. Abdülhamit, too, celebrated his birthday pompously both at home and abroad. Foreign statesmen and the press were interested in those celebrations. Banquets were held and amnesties were talked about in those celebrations. It was seen that people took part in the celebrations joyfully. The celebrations abroad were rallied mostly through the embassies. Foreign statesmen also took part in those celebrations and offered their good wishes. Again the celebrations appeared in both domestic and foreign press. Consequently, Abdülhamit did not stop this tradition that the Ottoman emperors had, either and celebrated his birthdays regularly.
- Published
- 2014
232. '1890-1901 Ermeni Olayları ve Halil Rıfat Paşa'
- Author
-
Birol, Nurettin and EBYÜ, Eğitim Fakültesi
- Subjects
Misyoner ,II. Abdülhamid ,Ermeni ,Komiteler ,Halil Rıfat Paşa - Abstract
Osmanlı hâkimiyeti altında yaşayan Ermenilerin 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşına kadar geniş çapta isyanları olmamıştı. Çünkü Osmanlı toplumu hoşgörülü bir yönetim anlayışına sahipti. Bu sebeple Ermeniler İktisadi hayattaki tecrübelerinin de etkisiyle toplumun en müreffeh kesimlerinden birini teşkil ediyorlardı. 19. yüzyıl Osmanlı Devleti için zor bir dönemdi. Zira bu dönem batılı büyük devletlerin hasta adam dedikleri Osmanlı’nın ölmeden mirasını paylaşma mücadelesine sahne oluyordu. Osmanlı Devleti’nin savaşları kaybetmesi ve hâkimiyeti altındaki Hristiyan Balkan topluluklarının Rusların desteğiyle yavaş- yavaş bağımsız devletlere dönüşmesi, Ermenileri de isyana sevk etti. Osmanlı toprakları üzerinde idealleri bulunan Rusya ve İngiltere gibi devletler başta olmak üzere Osmanlı azınlıkları vasıtasıyla kendi çıkarlarını gerçekleştirmeye çalıştılar. Ancak Balkanların aksine Anadolu’nun hemen her vilayetinde Ermeniler nüfus bakımından azınlıktaydılar. Neticede Ermeni komitelerinin bağımsız devlet hayalleri, dış mihrakların kışkırtmaları 1890’lı yıllarda başta 6 vilayet olmak üzere hemen bütün Anadolu şehirlerinde isyanlar çıktı. Bu isyanlar Halil Rıfat Paşa’nın Dâhiliye Nazırlığı ve Sadrazamlığı dönemlerinde olmuştu. II. Abdülhamit’in takip ettiği dış siyaset ve içeride devlet adamlarının aldığı tedbirlerle 1901’lerde bu isyanlar tamamen etkisiz hale getirildi. Hatta I. Dünya savaşına kadar devleti zor durumda bırakacak isyanları görülmedi. Bu çalışma daha çok I. Dünya Savaşı esnasındaki olayları ve bilhassa Ermeni Tehcirini daha iyi anlayabilmek için meselenin sebeplerini ortaya koyma açısından önemlidir.
- Published
- 2014
233. 1909 Osmanlı Kanuni Esasi tadilleri çerçevesinde kanun yapma usulü
- Author
-
Mengüç, Yaşar Fatih, Ekinci, Ekrem Buğra, Hukuk Anabilim Dalı, and Hukuk Anabilim Dalı Kamu Hukuku Bilim Dalı
- Subjects
Anayasal Devlet ,Kanun-i Esasi ,II. Abdülhamid ,1909 Tadilleri ,Ottoman State ,Anayasa ,Abdülhamid II ,Türk Hukuk Tarihi ,İslam Tarihi ,Hukuk ,Constitution ,Kanun ,i Esasi ,İttihatçılar ,Law - Abstract
1876 Kanun-i Esasi, Türk İslam siyasi tarihinde ilk yazılı anayasa olarak kabul edilmekte olup, Osmanlı Devleti özelinde bir parlamentonun gündeme gelişi ve rejimin mutlakıyetten meşruti monarşiye dönmesi itibarı ile de, oldukça önemli ve tarihsel bir dönüm noktasına referans vermektedir. Özellikle, eş zamanlı olarak Batı'da gelişen anayasacılık hareketlerinin, Osmanlı aydınlarının (Genç Osmanlılar; Midhat Paşa, Ziya Paşa, Namık Kemal vb.) ve bürokrasinin, fikir dünyasına olan etkileri sonucu Sultan II. Abdülhamid, Kanun-i Esasi'yi ilan edeceği sözü ile tahta gelmiş ve 1876'da Kanun-i Esasi ferman hüviyetinde ilan edilmiştir. Ancak iki yıl yürürlükte kalan Kanun-i Esasi, yürürlükten kaldırılmasa da, Osmanlı-Rus savaşı (1878) nedeniyle askıya alınmış ve parlamento da tatil edilmiştir. 1908 yılında, Genç Osmanlılar'ın devamı olan Jön Türkler'in, örgütleşmiş hali diyebileceğimiz İttihadçılar, gerek dış konjonktür gerekse de ülkenin sorunlarına Kanun-i Esasi'nin yeniden ilanının çözüm olacağı inancıyla, Sultan II. Abdülhamid'i zorlamışlar ve 30 yıl sonra 1908'de Kanun-i Esasi'yi yeniden ilan ettirmişlerdir. 31 Mart Vakası olarak anılan olay sonrasında, Sultan Abdülhamid'i tahttan indiren İttihadçılar, 1909 Kanun-i Esasi Tadilleri ile anayasayı, yasamanın lehine tadil etmişlerdir. Bu aynı zamanda kanun yapma usulünün (tekniğinin) yasamanın ağırlığında olduğu bir döneme referansıdır.Anahtar Kelimeler: Klasik Dönem, Anayasal Devlet, Anayasalı Devlet, II. Abdülhamid, Kanun-i Esasi, 1909 Tadilleri 1876 Constituion is considered to be the first written constitution in Turkish-Islamic political history why it refers that a historical turning point due to parliament's existence in the case of the Ottoman Empire and the advent of the agenda of the regime which effect from absolutism to return constitutional monarchy. In particular, due to the results of the effects of the constitutional movements which were developed in the West on intelectuals of Ottomans (the Young Ottomans; Mithat Pasha, Ziya Pasha, Namık Kemal and so on) and world of ideas of Ottoman bureaucracy, Sultan II. Abdulhamid said the board would declare Constitution have been announced and is characterized as a Sultan decree. Although, Constitution was in current, it was repealed after two years due to Ottoman- Russian War (1878) and parliament was closed.Ittihad and Terakki which were organized form of Young Turks who were maintainers of political tradition based on the Young Ottomans, forced II. Abdulhamid to has been anounced Constitution again and made him that after 30 years, in 1908, both external conjucture of the country as well as the belief that the solution to the problems of declaration of Constitution. Ittihad and Terakki dethroned II. Abdulhamid after the event known as the March 31 Incident and they restored the Constitution as in favor of the legislative with the 1909 Restorations. It also refers that the term when law-making procedure was dominated by legislature.Keywords: Classical Period, Constitutional Government, Constitutional State, II. Abdulhamid, 1876 Constitution, 1909 Restorations 153
- Published
- 2014
234. Sultan II. Abdülhamid'in Mısır politikası
- Author
-
Gümüş, Musa, Sak, İzzet, Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Ana Bilim Dalı, and Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Sovereignty ,Tarih ,History ,Suez Canal ,Mısır sorunu ,International Relations ,II. Abdülhamid ,Uluslararası İlişkiler ,İngiltere ,Hilafet ,Abdülhamid II ,Akabe problem ,Fransa ,Mısır ,England ,"null" ,Saltanat ,Akabe meselesi ,Egypt ,Egyption question ,Süveyş Kanalı ,France - Abstract
Bu çalışmada Sultan II. Abdülhamid Döneminde Mısır Meselesi ve Osmanlı Devleti'nin bu mesele etrafında Mısır politikasının temel dinamikleri üzerinde durulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, giriş bölümünde Mısır'ın tarihî geçmişine kısaca değinilmiş, Mısır'da İslam ve Osmanlı fethi, Osmanlı Devleti'nin Mısır'daki konumu ve bunun Mısır'da Osmanlı idaresine yansıması ele alınmıştır. Yine Mısır Meselesi'ne medhal olarak İsmail Paşa döneminde Mısır Meselesi etrafında Osmanlı Devleti'nin Mısır politikalarına değinilmiştir. Akabinde de Mısır'ın İngilizler tarafından işgal edilmesi süreci ve Osmanlı Devleti'nin bu süreci engelleme çabaları, diplomasileri ve mücadeleleri çalışmada yer bulmuştur. Başta Süveyş Kanalı meselesi olmak üzere, Sudan Meselesi, Sevakin'de strateji mücadelesi ve Akabe-Taba Meseleleri gibi Mısır Meselesi'nin etrafında değerlendirilebilecek olan meseleler ve bunların Mısır Meselesi?ne etkilerine değinilerek Osmanlı Devleti'nin bölge politikalarına yansımaları irdelenmiştir. Devletin Mısır politikalarına yaklaşımına kuramsal bir çerçevesi olmak üzere, Sultan II. Abdülhamid ve Mısır Meselesi başlığıyla devletin, Mısır ile siyasî, hukukî, dinî bağlarını, padişahın Mısır'a dair politika tanzim ederken politikalarını nasıl şekillendirdiğine değinilmiştir. İşgal ile birlikte Osmanlı Devleti'nin Mısır'daki konumu, hâkimiyet paradigmaları üzerinden belirlenmeye çalışılarak, buna İngilizlerin nasıl karşı paradigmalar ürettiği, bunun Osmanlı Devleti'nin Mısır'daki konumunu nasıl sınırlandırdığı ve İngilizlerin Mısır'da bütün otoritelerin üstünde nasıl bir konum elde ettiği belirlenmeye çalışılmıştır. Mısır Meselesi'nin uluslararası boyutuna da değinmeden geçemezdik. Bu amaçla, başta İngiltere olmak üzere Fransa Rusya, Almanya ve İtalya'nın, Mısır Meselesi'nde nasıl bir konum elde etmeye çalıştıklarını ve bunun diplomasiye nasıl yansıdığını ortaya koymaya çalıştık., In this study, the matter of Egypt in the term of II. Sultan Abdulhamit and the basic dynamics of Ottoman Empire's politics about Egypt are discussed. Based on this sentence, in the prolog, the history of Egypt is mentioned, Islamic and Ottoman conquest in Egypt, the location of Ottoman Empire in Egypt and the reflection of this situation to Ottoman administration are handled. And again related to the Matter of Egypt, Ottoman Empire's politics about Egypt in the term of Ismail Pashaare dealt with. Right after, the invasion of Egypt by the English and the efforts, diplomacies and struggles of Ottomans to hinder this process are taken place in this study. As first, Suez Canal, the Matter of Sudan, the strategy struggle in Sevakin and the Matter of Akabe-Taba that can be evaluated around the Matter of Egypt and also refering the effects of these matters to Egypt, Ottomans' effects on regional politics are dealt with. As the theoretical frame on the approach of the state to the politics of Egypt, we mentioned about the political, jural and religious relations of the state with Egypt and hoe the sultan figured out these policies while he arranged them with the heading ?Sultan II. Abdulhamit and the Matter of Egypt?. Trying to define the position of Ottoman State in Egypt with the invasion on the basis of domination paradigms we defined how the English produced versus paradigms and how this affects the position of Ottoman in Egypt and also the English tried to gain the leading position superior of all the authorities. We couldn't overpass without mentioning the international aspect of the Matter of Egypt. With this statement, we tried to study on how other countries; as first England, then France Russia, Germany and Italy made an effort to have a position on the Matter of Egypt and how this affects the international diplomacy.
- Published
- 2013
235. Osmanlı Devleti ordu sisteminde redif teşkilatı ve II. Abdülhamid dönemi redif binaları
- Author
-
Özgen, Muhammet Mithat, Çınar, Kerim, Mimarlık Anabilim Dalı, and Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Subjects
Ottomans ,Redif ,II. Abdülhamid ,Mimari ,Mimarlık ,Battalion ,Warehouse ,Aged soldiers ,Tabur ,Architecture ,Depo ,Osmanlı ,Modernleşme ,Modernization - Abstract
Osmanlı Devleti?nde modernleşme hareketlerinin öncelikle askerlik alanında başlatıldığı bilinmektedir. Ancak, yapılan ıslahatların ayrıntıları yeterince irdelenmemiştir. Özellikle, Yeniçeri Ocağı?nın kaldırılmasından sonraki düzenlemeler genel olarak ele alınmıştır. Redif Askeri Teşkilatı, Osmanlı Devleti için sıkıntıların çok olduğu bir dönem olan XIX. yüzyılda teşkil edilmiştir. Teşkilatın gerekçelerini, oluşum sürecini ve işleyişini yorumlayabilmek için, dönemin siyasi gelişmelerini ve modernleşme çabalarını kavramak çok önemlidir. Toplum hayatının her alanında etkili olan modernleşme hareketi, gerek devlet tarafından gerekse de batının etkisiyle mimarlık ve dolayısı ile imar alanında da yer bulmuştur. Mimarlık geçmişi köklü olan Osmanlı Devleti, mimari faaliyetlerini, bu alanda görevli mimarlık kurumu ile yürütmüştür. Modernleşmenin mimarlık kurumundaki etkisi, mimarlık eğitimine farklı yaklaşımı, yeni kurumsal düzenlemeleri dolayısı ile Osmanlı kentlerinin fiziksel değişimini de beraberinde getirmiştir. II. Abdülhamid dönemi, inşa ve imar çalışmaları yönünden yüzyılın en yoğun dönemidir. Ekonomik sorunlara rağmen, padişah ve idareciler, halkın desteğini alarak bu faaliyetleri vilayet, sancak, kaza, nahiye gibi en büyük yerleşiminden en küçük yerleşimine kadar hemen her bölgede gerçekleştirmişlerdir. Bu faaliyetler içinde askeri yapılaşma alanında en büyük hareket, dönemin Redif birlikleri için başlatılan inşaat seferberliğidir. Bu seferberliğin Osmanlı Devleti boyunca eşi görülmemiş bir inşa hareketi olduğunu iddia etmek yanlış olmaz. Günümüzde, Redif birliği yapısı olarak inşa edilen ancak geçmişi bilinmeyen onlarca yapı yaşamlarını sürdürmekte; bir o kadarı da yaşam mücadelesi vermektedirler. Bir kısım yapılar ise, plansız ve çarpık kentleşme, doğal afetler gibi nedenlerden dolayı günümüze ulaşamamışlardır. Tez kapsamında; Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Vilayet Salnameleri, dönemin gazete ve dergileri, yayınları, eski görseller gibi kaynaklardan ulaşılan özgün belgeler incelenmiş ve Redif birlikleri için depo, daire, cephanelik ve koğuş binaları olmak üzere dört tipte yapılaşmaya gidildiği tespit edilmiştir., It is well known that modernization activities in the Ottoman State started first in the field of military. However, the details of the performed reforms have not been sufficiently elaborated. Especially, the arrangements after the abolishment of the Guild of Janissaries have been discussed superficially. The Aged Soldiers Military Organization was established in the 19th century being an era when the troubles of the Ottoman State were on the rise. In order to be able to interpret the justifications, formation process and functioning of the organization, it is important to comprehend the political development of the age and the modernization struggles. Modernization activity, influencing every facet of the societal life, has found its place in architecture, and thus public works, both with the impact of the state and the west. With its well-rooted architecture background, the Ottoman State has executed its architectural activities by the hand of the commissioned architectural institution. The impact of modernization of the architecture institution has brought about a different approach to architecture education, new institutional arrangements and as a result, physical changes in the outlook of the Ottoman cities. II. Abdülhamid was the most intense era of the century in terms of construction and public works. Despite economic problems, the sultan and the administrators have conducted these activities, by also obtaining the support of the community, in almost every region from bigger settlements such as provinces, sanjaks, districts and townships, to the smallest settlements. The biggest movement in the field of military structuring among these activities is the civil works mobilization commenced for the Aged Soldiers units of the era. It would not be a mistake to claim that this mobilization was a unique civil works movement that did not have an equivalent all through the life of the Ottoman State. Today, there tens of structures that were constructed as Aged soldier unit structure whose past is unknown, and there are many more that are currently struggling for survival. On the other hand, there are also some structures that could not reach our day due to unplanned and irregular urbanization and natural disasters. In the scope of this dissertation, it identified there were four types army buildings; depot, regional draft office, arsenal and dormitory constructed for Redif units based on original documentation obtained from sources such as the Ottoman Archive of the Prime Ministry, Provincial Annuals, newspaper and journals of the era, publications and ancient visuals.
- Published
- 2013
236. 2. Abdülhamid dönemi (1876-1908) basınının dili
- Author
-
Gülmez, Mevlüt, Yavuz, Orhan, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, and Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Subjects
Saâdet ,Tarîk ,Press language ,II. Abdülhamid ,Gazetecilik ,Journalism ,Türk Dili ve Edebiyatı ,İkdâm ,Basın dili ,Turkish Language and Literature ,Tercümân-ı Hakîkat ,Takvîm-i Vekâyî ,Sabah - Abstract
II. Abdülhamid Han (1876-1908) dönemi gazetelerini kapsayan çalışmamızda; basında Türkçenin kullanımı, basın dilinin kaynakları, basın dilinde meydana gelen değişmeler ve gazeteler aracılığıyla dilimize giren batı kaynaklı kelimeler incelenmiştir. Yukarıda belirtilen döneme ait İstanbul merkezli, günlük çıkarılan ve uzun süreli olan Takvîm-i Vekâyî (1831-1920), Tercümân-ı Hakîkat (1878-1922), Tarîk (1884-1889), Saâdet (1886-1896) ve Sabah (1889-1919) gibi gazetelerden örnekleme yöntemi ile seçilmiş sekizer sayı üzerinde çalışılmıştır. Çalışmamız üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde inceleme kapsamındaki dönem gazeteleri hakkında ayrıntılı bilgi verilerek gazetelerin şekil ve içerik özellikleri incelenmiştir. İkinci bölümde bilgi ağırlıklı metinler, fikir ağırlıklı metinler, talimat verici metinler, yönlendirici metinler, diğer metinler ve reklamlar/ilanlar başlıkları altında dönemin basın dilinin özellikleri ortaya konulmuştur. Gazetelerden alınan örnek metinlerle basın dilinde meydana gelen değişimler incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise elkap, Batı kaynaklı kelimeler, fiiller, zarflar, zamirler ve değişen kullanımlar yine gazetelerden seçilen örneklerle incelenmiştir. Bölüm sonlarında da gazeteler karşılaştırılarak Meşrutiyet Dönemi basın dili hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışmamız sonuç, kaynaklar ve incelenen gazetelerden tıpkıbasım örnekleriyle tamamlanmıştır., In this study which involves the newpapers of Abdülhamid II period was examined the usage of the Turkish language in the press, the sources of the press language, the changes occuring in the press and the words of western origin which have entered by newspapers to our language. The above belongs the period stating is studied on eight issue which has been chosen with illustration method from newspapers such as Takvim-i Vekayi (1831-1920), Tercüman-ı Hakikat (1878-1922), Tarik (1884-1889), Saadet (1886-1896) and Sabah (1889-1919) , which are with İstanbul center, day issued and long period. This study consists of the three main section. In the first section has been examined the period under examination newspaper about it giving detail information form and content features. In the second section has been put forward information-based texts, notion-based texts, instructive texts, directive texts, the other texts and advertisements/announcement under the headings the features of the press language of the period. It has been examined examples taked from newspaper and changes occuring in press language. The third section has been examined again with examples chosen from newspapers, namely nicknames, ways of giving dates, foreign words of western origin, verbs, adverbs, pronouns, changing usages. Also at the ends of section has been made evaluations about the press language of monarchical period by comparing newspapers. Our study has been completed conclusion, sources and with facsimile examples examined from newspaper.
- Published
- 2013
237. Gardens Of Istanbul During The Reign Of Abdulhamid Ii (1876-1909)
- Author
-
Altıner, Fikriye Pınar, Ağır, Aygül, Mimarlık Tarihi, and History of Architecture
- Subjects
Bahçeler ,Maslak Kasırları ,II. Abdülhamid ,Tepebaşı Bahçesi ,Grand Champs de Morts ,Maslak Pavilions ,Petit Champs de Morts ,Gardens of Istanbul ,Yıldız Palace ,Landscape Gardens ,Doğal Bahçeler ,Abdulhamid II ,Huber Kiosk ,Huber Korusu ,Taksim Bahçesi ,Yıldız Sarayı ,İstanbul - Abstract
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008, Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2008, Bu çalışmada, II. Abdülhamid Dönemi’nde, II. Abdülhamid’in yaptırılmalarında ve uygulanmalarında birinci dereceden etkili olduğu bahçe tasarımları incelenmiştir. Bahçelerden bazıları; Yıldız Sarayı Bahçesi, Maslak Kasırları Bahçesi, Huber Korusu, Taksim Bahçesi, Tepebaşı Bahçesi’dir. Bahçeler konum, tasarım özellikleri ve bileşenler, bitki çeşitliliği ve günümüzdeki durumları açısından incelenmiştir. Kaynaklarda bulunmayan görsel malzemeyi desteklemek amacıyla güncel fotoğraflar ile çalışma desteklenmiştir. Çalışmanın sonucunda 19. yüzyılda Avrupa’daki tarihi bahçeler ile II. Abdülhamid Dönemi’nde uygulanmış olan önemli tarihi bahçeler karşılaştırılmıştır., In this study, the garden designs which were applied and constructed with the orders of Abdulhamid II were researched and analyzed. Gardens of Yıldız Palace, Maslak Pavilions, Huber Kiosk, Grand Champs de Morts, Petit Champs de Morts were some of the examples of the gardens that had researched through the study. The conditions both current and past, the characteristics of design and the vegetation envantory of the gardens has been examined and analyzed. Inscriptive references were supported by visual references which were the photograps that has been taken in the current time. As a conclusion, garden designs which were applied and constructed with the orders of Abdulhamid II has been evaluated briefly and they are compared with the garden designs in Europe at the 19th century., Yüksek Lisans, M.Sc.
- Published
- 2008
238. Before the First World War in buying the artillery ammunition of Turkish army marketing competition: the German Krupp Company and its competitors
- Author
-
Beşirli, Mehmet
- Subjects
Friedrich Krupp Company ,Artillery ,Krupp,Schneider/Le Creusot,Vickers/Armstrong,Ehrhardt,German,French,British ,II. Abdülhamid ,Krupp,Schneider/Le Creusot,Vickers/Armstrong,Ehrhardt,Alman,Fransız,İngiliz ,Top ,Alman silah firmaları ,Friedrich Krupp Firması ,German arms firms - Abstract
Url: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/256, Sultan II. Abdülhamid döneminde Alman silah firmaları, büyük ölçüde Osmanlı ordusunun top, tüfek ve diğer cephane ihtiyaçlarını tedarik etmişlerdir. Aynı dönemde İngiliz ve Fransız silah tüccarları da, Türk ordusunun kara birlikleri ve donanmasına ait birimlerine silah satmayı sürdürmüşlerdir. Ancak Alman Krupp firması, 1880’lerden sonra, Türk pazarında özellikle top alanındaki siparişlerde ilk sıraya yükselince, İngiliz ve Fransız silah firmaları ile Almanlar arasında rekabet başladı. Yüzyılın sonlarına gelindiğinde Krupp, Türkiye’de top ve malzemeleri alanında monopol oluşturmuştu. Diğer Alman firmaları da tüfek, cephane vb. askerî malzeme satışını sürdürüyorlardı. XX. yüzyılın ilk yıllarından itibaren Krupp ile Fransız sermayesinin desteklediği Schneider/Le Creusot ve İngiliz Vickers/Armstrong silah firmaları arasındaki rekabetin dozu arttı. Daha sonra başka bir Alman silah firması, Düsseldorf’taki Rheinische Metallwaren- und Maschinenfabrik de bu yarışa katıldı., German weapon companies met the needs of artillery, rifle and other ammunition for the Ottoman army during the period of Abdulhamid II. In the same period, British and French weapon traders were also selling weapons to the land forces and navy forces of Turkish army. However, when the German company of Krupp became a leader in selling especially artillery weapons to Turkey after the 1880’s, a competition began among British, French and German weapon companies. When reached to the ends of the century, the company of Krupp monopolized the selling of artillery and artillery ammunations to Turkey. Other German weapon companies also continued to sell rifles and ammunitions, and other military equipments to Turkey. From the early years of XXth century, the dose of the competition among the weapon companies of Krupp, French Scneider/Le Creusot and British Armstrong/Vickers increased. Later, another German weapon company, the Rheinische Metallwaren und Maschinenfabrik in Düsseldorf also entered into this competition.
- Published
- 2004
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.