9 results on '"Saatcioğlu, Cem"'
Search Results
2. Innovation activities within the scope of new economy: An implementation on OECD countries and Turkey
- Author
-
Bildirici, Ülkü, Saatcioğlu, Cem, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Turkey ,Economics ,Knowledge economy ,Economy ,Ekonomi ,OECD countries ,Innovation ,Endogeneous growth ,New economy - Abstract
ÖZGünümüz dünyasında, bilgi, teknoloji ve inovasyon faaliyetleri kaynaklı, yapısal değişim ve dönüşümler yaşanmaktadır. Bu yeni ekonomik değişim ve dönüşüm bilginin inovasyon süzgecinden geçirilerek ticari boyut kazanmasını sağlamaktadır. `Yeni ekonomi` kavramının odak noktasını oluşturan bilgi artık ülkelerin rekabeti için en önemli güç unsuru olarak kabul edilmektedir. Bilgiye sahip olmanın bir güç olduğu bilincine sahip olan ülkeler ekonomik büyüme ve kalkınma süreçlerinde inovasyon ve Ar-Ge temelli politikalara öncelikli olarak yer vermektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerin inovasyona ilişkin başarıları uzun dönemde bu ülkelerin ekonomik büyüme rakamlarına yansımaktadır. Bilginin uluslararası rekabette bir güç ve strateji unsuru olduğu günümüz Türkiye'sinde ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanmasında inovasyon göstergeleri önemli rol oynamaktadır.Bu doğrultuda çalışmada öncelikle yeni ekonomi ve inovasyon ile ilgili temel kavramlar, yaklaşımlar ve modeller ele alınmıştır. Ardından, OECD ülkelerindeki yeni ekonomi eğilimlerine ve Türkiye'nin inovasyon politikalarını yansıtan bilim ve teknoloji politikalarına yer verilmiştir. Daha sonra; OECD'nin inovasyon ve teknoloji göstergeleri arasından Türkiye'nin de verilerinin olduğu, güncel ve çalışmanın içeriği ile uyumlu 16 seçili inovasyon göstergesi kullanılarak, çok değişkenli ölçekleme analizi ve kümeleme analizi uygulanmıştır. Bu analizler ile OECD ülkelerinin inovasyonda birbirleriyle benzerlikleri ve farklıların ortaya konulması ve yeni ekonomi ve inovasyon bağlamında Türkiye'nin diğer OECD ülkeleri arasındaki yerinin belirlenerek yorumlanması amaçlanmaktadır.Anahtar Kelimeler: Yeni Ekonomi, İnovasyon, İçsel Büyüme, OECD Today's world witnesses structural alterations and transformations originating from technological and innovational activities. These new economical alterations and transformations make information have a commercial aspect by passing it through the screen of innovation. Information, being the focal point of the new economy notion, is now accepted as the most important power factor for the competition among countries. The countries, having the consciousness that possessing the information is a power, give innovation and R&D based policies priority in their development processes. Especially, the innovation success of developed countries is reflected in their economic growth figures. In today's Turkey, where information is a power and strategy factor for international competition, innovation indicators have an important role in ensuring economic growth and development.In this direction, primarily the main concepts, approaches and models about new economy and innovation are discussed in this study. After that, the new economic tendencies in OECD countries and the scientific and technological policies reflecting Turkey's innovation policy are mentioned. Afterwards, among OECD's innovation and technological indicatiors, 16 selected up-to-date indicators including Turkey's data and being coherent with the study's content are used and multivariate scaling analysis and cluster analysis are implemented. The aim of these analyses is to identify the similarities and differences of innovation among OECD countries and to determine and interpret Turkey's position among OECD countries in terms of new economy and innovation.Key words: New Economy, Innovation, Endogenous Growth, OECD 239
- Published
- 2017
3. Finansal krizlerin ekonomik etkileri: Türkiye ve Yunanistan örneği
- Author
-
Göğebakan, Ramazan, Saatcioğlu, Cem, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Turkish economy ,Global crises ,Economic effect ,Greece ,Turkey ,Economics ,Economic crisis ,Financial crisis ,Economical crisis 2008 ,Ekonomi - Abstract
Tarih süreç içinde çok sayıda ekonomik krizler görülmüştür. Toplumları ciddi şekilde etkileyen ve sosyaekonomik sorunlara yol açan ekonomik krizlerin sonuncusu olan ekonomik kriz, 2008 yılında aralarında Lehman Brothers'ın da bulunduğu bazı büyük mali kuruluşların iflası ile derinleşerek dünyaya yayılan küresel kriz haline gelmiştir. İlk başta, ABD'nin mortgage kredilerine bağlı yerel bir finansal çalkantı olarak görülen kriz; kısa sürede dünya finansal sistemini kilitlemiş, birçok finans kurumunun batmasına, birçoğunun ise devletleştirilmesine neden olmuştur. Başta AB ülkeleri olmak üzere, Türkiye'nin de dahil olduğu bir çok ülkeyi etkisi altına almıştır. AB ülkeleri içinde borç krizinin en yoğun hissedildiği ülke Yunanistan olmuştur. Yunanistan ekonomik krizinin nedenleri ve 2008 küresel finansal krizin Türkiye'ye etki kanalları incelendikten sonra, ekonomi üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Aynı dönemde görülen Yunanistan ekonomik krizi ile Türkiye ekonomik krizi karşılaştırılması yapılmıştır. Tez çalışmamda, Küresel krizin Türkiye ve Yunanistan ekonomileri üzerindeki etkileri irdelenerek, karşılaştırılmıştır. Küresel kriz sonrası Türkiye ve Yunanistan'da, İşsizlik, GSYİH büyüme oranı, cari açık, borç stoku ve sanayi üretimini nasıl etkilediği araştırılarak değerlendirilmiştir. There have been a lot of economicial crisis throughout the history.Global economical crisis have affected the societies seriously and led to various socio- economical problems so far .The last economical crisis that appeared in 2008 deepened with the bankcruptcy of some of the financial foundations like the Lehma Brothers and spread throughout the world. At first sight, it has been seen like a local financial fluctation that was bound to the USA's mortgage that has locked the world financial systems and ended with the bankcruptcy of a lot of financial foundations on the one hand and nationalization of the others in a short time. First of all, the European countries and a lot of other countries including Turkey have been effected by the crisis.Among the European countries Greece has been the country where the debt crisis is the most intensive.In my thesis, the causes of the economical crisis of Greece and the effects of the global financial crisis of 2008 on Turkey have been analysed and assessed. The Greek economical crisis and the Turkish economical crisis of the same period have been compared.The effects of the global crisis on Greek and Turkish economy have been studied and compared.Unemployment after the global crisis in Greece and Turkey, GDP growth rate, the current account deficit, the debts and how the industrial production has been affected , have been studied and assessed. 155
- Published
- 2014
4. Gümrük Birliği çerçevesinde Türkiye - Avrupa Birliği dış ticaret ilişkisinin incelenmesi
- Author
-
Saçkan, Burcu, Saatcioğlu, Cem, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Trade relations ,Turkey ,Economic effect ,Economics ,Customs Union ,European Union ,International trade ,Ekonomi - Abstract
1987 yılındaki tam üyelik başvurusunun Avrupa Birliği tarafından reddedilmesine rağmen Türkiye, AB?den yapılan ithalatta sektörel bazda tarifelerini düşürmüştür. Böylece tek taraflı olarak dış ticaretteki liberalizasyon çabalarını sürdürmüş ve 1996 yılı başı itibariyle yürürlüğe giren Gümrük Birliği kapsamında üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulamak suretiyle AB ile tarife yapısını uyumlu hale getirmiştir.Avrupa Birliği?ne tam üye olmadan Gümrük Birliği?ne giden tek ülke olan Türkiye halihazırda tam üyelik için müzakere sürecinde bulunmaktadır.Bu çalışma ile Türkiye-AB arasında imzalanan Gümrük Birliği?nin tarihsel gelişimine yer verildikten sonra, Gümrük Birliği?nin Türkiye ekonomisini, statik ve dinamik etkiler açısından nasıl etkilediği ortaya konulmaya çalışılmıştır. 1994-2012 yılları arasındaki dış ticaretin incelendiği analiz sonucunda GB?nin Türkiye?nin AB (12) ülkeleri ile olan dış ticaretini arttırıcı bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Although, It?s application for full membership in April 1987 was rejected by the Union, Turkey unilaterally pursued its trade liberalization efforts by reducing its sectoral tariffs on its imports from the European Union. Thus Turkey harmonized its tariffication structure with the European Union by starting to apply common external tarriffs for the non-member countries in the context of Customs Union which has been put into effect at the begginning of 1996. Turkey, the first country joined the Customs Union without being a member of the European Union, is currently in the process of accession negotiations with the European Union.This research looks at the historical improvement of Custom Union signed between Turkey and European Union. It focuses on how this Custom Union affects Turkish economy in terms of static effects and dynamic effects which has been appeared recently. It has been found at the result of the study analyzed foreign trade at 1985-2005 period that CU has an increasing effect on foreign trade of Turkey with EU (12) countries. 101
- Published
- 2013
5. AB ortak tarım politikasına uyum sürecinde Türkiye'de uygulanan tarım politikalarının ekonomiye etkisi
- Author
-
Yaşarlar, Yaşar, Saatcioğlu, Cem, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Economic effect ,Turkey ,Economics ,Common agricultural policy ,Integration ,Agricultural policies ,European Union ,Ekonomi ,Adaptation process - Abstract
AB ülkelerinin tarım politikalarını siyasal ve ekonomik anlamda bütünleştiren OTP (Ortak Tarım Politikası), belirlenen ortak fiyatların korunması amacıyla oluşturulmuştur ve AB'nin ilk ortak politikasıdır. OTP, 2.Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında ortaya çıkan kıtlık sonucunda oluşan gıda yetersizliklerinin önüne geçebilmek ve AB'nin gıda alanındaki dünya rekabetine korunması hedefleyerek 1958 yılında Stresa Konferansı ile kurulmuş ve kuruluşundan günümüze tüm hedeflerine ulaşılmıştır.17 Aralık 2004'te Brüksel'de yapılan AB Konseyi Zirvesinde Türkiye'nin AB katılım müzakerelerine 3 Ekim 2005 tarihinde başlaması kararı alınmıştır. Diğer aday ülkelerden farklı olarak Türkiye için ``açık uçlu bir süreç'' öngörülmüştür. Bunun anlamı müzakerelerin tam üyelikle sonuçlanamayabileceğidir. Müzakere sürecinde en zorlu başlığın tarım olacağı bilinmektedir.Türkiye'nin özellikle adaylık sürecinde başta Üniversiteler olmak üzere tüm sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak yapısal ve bölgesel sorunları çözecek, maliyetleri düşürücü, rekabetçi, bilgi ve teknoloji kullanımıyla verimliliği sağlayacak politikalar izlemesi gerekmektedir. Ancak bu sayede OTP ile uyum sürecinde Türkiye tarımındaki tehditleri fırsatlara dönüştürebilir. CAP (Common Agricultural Policy) that integrates political and economic sense of the agricultural policies in the countries of the EU, was created in order to protect the public prices and is the EU?s first public policy. CAP was founded in 1958 by Stresa Conference to prevent food deficiencies arising as a result of famine during and after the 2nd World War, targeting protection of the EU?s food in the world competition and has been reached all of its targets from establishment to the present.At European Council Summit on 17 December 2004 in Brussels, it was decided to begin negotiations for Turkey?s EU accession on 3 October 2005. Unlike other member states, for Turkey, ``an open-ended process?? was predicted. This means that negotiations could not end by full membership. During the negotiation process agriculture is known to be the most challenging topic.Especially in the process of candidacy Turkey must follow policies which are cost lowering, competitive, efficiency ensuring by the use of knowledge and technology, based on opinions of universities firstly and all non-governmental organizations, to solve structural and regional problems. Only by this way, Turkey can make threats of its agriculture to opportunities in the process of adaptation to the CAP. 241
- Published
- 2011
6. Korumacı iktisat politikalarının kalkınma sürecindeki etkileri ve Türkiye çözümlemesi
- Author
-
Beylan, Coşkun, Saatcioğlu, Cem, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Protectionism ,Development policies ,Economic development ,Turkey ,Economics ,Ekonomi ,Development ,Economic policies ,Protectionism policies - Abstract
Bu çalışmanın amacı bugünün kalkınmış ülkelerinin azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere sunduğu kalkınma reçetelerinin geçerliliğinin sorgulanmasıdır. Çalışmada günümüzün kalkınmış ülkelerinin azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere sundukları kalkınma reçetelerinin aksine, kalkınma süreçlerinin başlangıcında ve sonraki aşamalarında uyguladıkları korumacı ve müdahaleci iktisat politikaları ortaya konulmaya çalışılmıştır.Çalışmanın birinci bölümünde başlıca sanayileşme stratejilerinin teorik çerçevesi genel olarak ortaya konulmuştur. İkinci bölümde, bugünün kalkınmış ülkelerinin kalkınma sürecinin ilk ve sonraki aşamalarında uyguladıkları korumacı iktisat politikaları üzerinde durulmuştur. Bu bölümde günümüzün kalkınmış ülkelerinden sanayileşmenin öncüsü veya günümüzde önde gelen ülkeler olarak nitelendirilebilecek 5 örnek ülke üzerinde durulmuştur: İngiltere, ABD, Almanya, Fransa ve Japonya.Üçüncü Bölümde ise 1923'ten itibaren Türkiye'de uygulanan iktisat politikaları, uygulamaya konulan sanayileşme stratejileri bağlamında ele alınmıştır. Türkiye'de uygulanan sanayileşme stratejileri temel olarak üç dönemde incelenmiştir: Esas itibariyle ikameci sanayileşme stratejisi olarak nitelendirebileceğimiz iktisat politikalarının uygulandığı, Cumhuriyet'in kuruluşundan 1960 yılına kadar olan dönem, gerçek anlamda ithal ikameci sanayileşme stratejisinin uygulandığı 1960-1980 dönemi ve ihracata dayalı sanayileşme stratejisinin uygulandığı 1980 sonrası dönem. Aim of this study is to examine the validity of development prescriptions that been offered to underdeveloped or developing countries by the developed countries. On the contrary to development prescriptions offered to underdeveloped and developing countries, the protectionist and interventionist economy policies that they applied in the beginning and subsequent stages are theorised in this study.In the first part of study, theoretical frameworks of main industrial strategies are set forth. In the second part, the protectionist economy policies that developed countries applied in the beginning and subsequent stages are emphasized. In this section 5 major countries which could be characterised as frontiers of industrialization or leading developed countries of our modern day: England, U.S.A, France, Germany and Japan.In third part, economy policies that have been applied in Turkey since 1923 are discussed in the context of industrialization strategies that are implemented. Industrialization strategies applied in Turkey are examined in three main periods. The period from establishment of Republic till 1960 in which economy polices that mainly can be identified as substitution industrialization strategy, the period between 1960 to 1980 which import substitution for industrialization is applied in real terms and the period after 1980 which industrialization strategy for export substitution is applied. 168
- Published
- 2011
7. Yenilenebilir enerji kaynakları AB ve Türkiye uygulamaları
- Author
-
Bayindir, Muhammet Selçuk, Saatcioğlu, Cem, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Energy policies ,Renewable energy ,Energy resources ,Turkey ,Economics ,Renewable resource ,European Union ,Ekonomi ,Renewable energy resources - Abstract
Sanayi devrimi ile kömürün, 1900'lü yılların başında da petrol'ün kullanılmaya başlanması ile kömür ve petrol modern zamanlara damgasına vuran kaynaklar olmuşlardır. Ancak bu kaynakların sınırlı olması ve yüksek oranlarda tüketiliyor olması nedenleri ile özellikle sanayileşmiş ülkeler yeni enerji kaynakları arayışlarına girmişlerdir.Yenilenebilir enerji kaynakları alanında yapılan çalışmalar 1970'li yıllara kadar çok hızlı ilerlememiştir. Bu yıllara kadar fosil kaynakların ucuz ve kolay temin edilmesi nedeniyle daha yüksek yatırım, araştırma geliştirme ve işletim maliyeti gerektiren fosil-olmayan enerji türleri üzerinde çalışmalar ilgi görmemiştir. Ancak 70'li yıllarda ard arda gelen petrol krizleri nedeniyle bu alana ilgi artmış özellikle fosil kaynağı olmayan ülkelerde ekonomik ve stratejik nedenlerle fosil dışı kaynaklardan enerji elde etme yarışı başlamıştır. Çalışmamızda yenilenebilir kaynakların neler olduğu, nasıl ortaya çıktığı, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye'de bu kaynaklar konusunda neler yapıldığı incelenmektedir.Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde yenilenebilir enerji kaynaklarının tanımının yapılmasına, nasıl ve ne zaman kullanılmaya başlandığının anlatılmasına ve güncel olarak bu kaynakların küresel enerji tüketiminden aldıkları paya yer verilmiştir. İkinci bölüm ülkemizin tüm müktebasatının uyumlaştırmaya çalıştığı AB'deki durum incelenmiştir. AB'de bu alanda yapılan çalışmalar, birliğin aldığı tedbirler, teşvikler ve düzenlemeler araştırılmıştır. Son bölümde ise Ülkemizde yapılan çalışmalar incelenmiş ve sonuç olarak önerilerde bulunulmuştur. Çalışmada enerji santrallerinin kurulu güçleri megawatt (Mw) cinsinden yıllık üretim miktarları ise gigawatt (Gw) cinsinden verilmiştir. Enerji santrallerinin kurulum maliyetlerinin hesaplanmasında sektör temsilcileri ve konu uzmanlarının görüşlerine de başvurulmuştur. Today, energy is the one of the most spoken issues, according to it?s the utilization rates considered as development indicators, and due to it?s resources are not evenly distributed, it has strategic value. Due to with the industrial revolution the coal, in the early 1900?s the petroleum was started to be used, the both have become the resources of primary importance in the modern times. But because of these resources are limited and being consumed at higher rates, especially industrialized countries began to quest for new energy resources.The studies in the field of renewable energy sources until the 1970?s did not progress very fast. Until these years, due to the fossil resources were cheap and easy to obtained, the studies on non-fossil energy types which requiring higher investment, research and development and operating cost has not seen such interest. Bu in the 70?s consecutively petroleum crises had caused increased interest in this area. Especially in the countries that have not fossil resources, the race started with economical and strategic motives to obtain energy from non-fossil resources. In our study, what are the renewable resources, how these resources emerged, what is done about these resources in European Union (EU) and Türkiye is examinedThe study consists of three parts. In the first part, definition of renewable energy resources, how and when these used, and a share of consumption of resources in the current global energy consumption were given. In the second part, EU to whom all the regulations of our country is working to align with its regulations, cases were investigated. The studies in this area in the EU, the measures taken, incentives and arrangements have been investigated. In the last section, the studies examined in our country and as a result of suggestion have been made. In the study, installed capacity of powers plants in the megawatt (Mw), annual production quantities in the gigawatt (Gw) denominated. The views of sector representatives and subject specialists are also applied in the calculation of power plants installation costs. 170
- Published
- 2010
8. Para politikası aktarım mekanizması ve 2001 krizi sonrası Türkiye uygulaması
- Author
-
Karaca, Orhan, Saatcioğlu, Cem, and Diğer
- Subjects
Turkey ,Economics ,Economic crisis ,Transmission ,Interest ,Economical crisis February 2001 ,Monetary transmission ,Ekonomi ,Monetary policies ,Central Bank ,Crisis - Abstract
Bu çalışmada Türkiye'deki para politikası aktarım mekanizması kanallarının işleyişi, 2001 krizi sonrası dönem için araştırılmıştır. Çalışmada 2001 krizi sonrası döneme odaklanılmasının nedeni, bu dönemde para politikası uygulamasında önemli bir dönüşümün yaşanmış olmasıdır. 2001 krizi öncesinde para politikası daha çok maliye politikasına bağımlı iken, kriz sonrasında Merkez Bankası'nın yasal bağımsızlığı güçlendirilerek, etkin bir para politikasının önü açılmıştır. 2001 krizi sonrasındaki para politikası uygulaması neticesinde, enflasyon 30 yılı aşkın bir süreden sonra tek haneye düşürülmüştür. Bu gelişmeden hareketle hipotezimiz, bu dönemde para politikası aktarım mekanizması kanallarından en azından bazılarının işlediği yönündedir. Bu hipotezi test etmek için yapılan ekonometrik analizler sonucunda, söz konusu dönemde faiz oranı ve varlık fiyatları kanallarının çalıştığı, döviz kuru ve kredi kanallarının ise çalışmadığı bulgusu elde edilmiştir. In this study, the functioning of channels in monetary policy transmission mechanism throughout Turkey during the post-crisis period following 2001?s collapse is investigated. The significant transformation that occured in monetary policy implementations in this period can be revealed as the reason behind this study?s focussing on post-crisis process after 2001. Monetary policy was depending mostly on fiscal policies in the pre-crisis period whereas Central Bank?s legal independence had been boosted after the crisis paving the way for an efficient monetary policy. As a result of the monetary policy implementations following 2001 crisis, inflation was reduced to single-digit figures after more than thirty years. Departing from this incident, our hypothesis is pointing out that at least some of the channels in monetary policy transmission mechanism are functioning well. At the end of the econometric analysis carried out for testing this hypothesis, it?s found out that during the considered period interest rate and asset price channels were working while exchange rate and credit channels were not. 134
- Published
- 2010
9. AB ve Türkiye'de ihracatın finansmanı, finansman kuruluşları ve Türk Eximbank örneği
- Author
-
Atay, Neslihan, Saatcioğlu, Cem, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Export cridet agencies ,Banks ,Turkey ,Economics ,Eximbank ,Bankacılık ,Export financing ,Export cridet ,Export ,European Union ,Ekonomi ,Financing ,Banking - Abstract
İhracat, ülke ekonomilerinde iktisadi büyümeye etkisi nedeniyle önemli bir faktördür. Bu nedenle, ülkeler ihracat ile ihracat finansmanını geliştirme ve destekleme amacıyla çeşitli politikalar izlemekte ve kurumlar oluşturmaktadırlar. Her ülke, kendi iktisadi durumuna göre, mevcut yasal çerçevede kendi ihracat finansman mekanizmasını geliştirmektedir. İhracat finansmanını destekleme amacıyla devlet destekli oluşturulan kurum ya da kuruluşlar, genel kabul görmüş bir yaklaşımla ?eximbank? olarak adlandırılmaktadır.Eximbanklar ihracat finansmanında etkin rol oynamaktadırlar. AB (Avrupa Birliği)'deki eximbankların faaliyetlerinde ihracat kredi sigortası ve garantisi uygulamaları bulunmaktadır. Türkiye'nin resmi ihracat destek kurumu Türk Eximbank'ın faaliyetlerinde, AB'deki eximbanklarda olduğu gibi ihracat kredi sigortası ve garanti uygulamaları bulunmakta olup, farklı olarak kısa vadeli ihracat kredilerine ağırlık verilmektedir.Çalışmada; AB'deki eximbanklar ve Türk Eximbank incelenmiştir. Üç bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde; ihracat, ihracat teşvikleri ve ihracat finansmanı konuları ele alınmıştır. İkinci bölümde, AB'deki ihracat finansmanı ve ihracat finansman kuruluşları incelenmiştir. Son bölümde ise, Türkiye'de ihracatın finansmanı ve Türk Eximbank ile AB'deki eximbankların uygulamalarının karşılaştırılması yapılmıştır. Bu çalışmayla; Türk Eximbank'ın, AB'deki eximbanklarda olduğu gibi, ihracat kredi sigortası ve garanti uygulamalarına devam ederek, kısa vadeli kredi programlarını ticari bankalara bırakması gerektiği sonucuna varılmıştır. Exporting, is an important factor to a country?s economy due to its effect on economic growth. Therefore, countries export development and export financing establish varions instituons to promote support in order to pursue policies. According to the current legal frameworl of each country of each country in their own economic situation is improving its export financing mechanisms. The purpose of supporting state-sponsored export financing institutions or entities that are created with the generally accepted approach is known as eximbanks.Eximbanks play an active role in export financing. In EU (European Union) eximbanks applications comprise export credit insurance and guarantee programs. Such as in the EU, in Turkey Turk Eximbank acting as the Turkey?s official export support institution offers export credit insurance and guarantee programs and apart from that Turk Eximbank also extends export credits (both short term and long term) to Turkish exporters as a main export financing scheme.The study aims to examine Turk Eximbank and the eximbanks in the EU. Consisting a total of three parts, the first part of this study addresses exports, export promotion and export financing. In the second part export financing agencies and export financing are examined with in the EU. In the third and final chapter, export financing applications at Turk Eximbank is described and a comparison between the applications of Turk Eximbank and export financing agencies in the EU, is made. With this study, if has been concluded that Turk Eximbank should continue with the export insurance and guarantee applications like the export agencies operating in the EU and leave the credit disbursing issues to the commercial banks in Turkey. 148
- Published
- 2010
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.