48 results on '"psikolojik sağlamlık"'
Search Results
2. Çocuklar ve Ergenlerde Psikolojik Sağlamlık: Kendini Toparlama Gücü
- Author
-
Kudret YAVUZ
- Subjects
Psychiatry ,Psychiatry and Mental health ,Psikoloji ,Psychology ,Psikolojik sağlamlık ,psikolojik dayanıklılık ,yılmazlık ,kendini toparlama gücü ,çocukluk ,ergenlik ,gelişim psikolojisi ,Psychological resilience ,resilience ,childhood ,adolescence ,Psikiyatri ,Biological Psychiatry - Abstract
Many children in the world grow up without good enough opportunities under challenging conditions such as poverty, violence, neglect, abuse, family discord and diseases. These conditions hinder the mental, emotional and social development of children and young people, making it difficult for them to reach their potential to become healthy adults. In addition to all these, there are children who can survive even in the most severe conditions and continue their development with health and functionality. Psychological resilience is a resource that protects and develops the psychological well-being of children and adolescents, rather than an invariable, innate feature, it is a dynamic process that can be developed, continuous and shaped by the interaction of the individual with his own internal factors and environmental factors. The aim of this study is to present a review of the literature on resilience research from past to present. The article includes the definition of resilience, the history of resilience research, components of resilience, models, measurement, interventions, and future directions in resilience research. Investments in the development of resilience in children and adolescents will produce health-promoting outcomes that balance individual and community-based psychological well-being throughout life, including positive outcomes and potential improvements., Dünyada pek çok çocuk yoksulluk, şiddet, ihmal, istismar, aile uyumsuzlukları, hastalıklar gibi zorlayıcı koşullar altında büyümektedir. Bu koşullar, çocukların ve gençlerin zihinsel, duygusal, sosyal gelişimlerini engelleyerek sağlıklı birer yetişkin olma potansiyeline ulaşmalarını güçleştirebilmektedir. Bütün bunların yanında, en ağır koşullarda bile hayatta kalabildiği gibi gelişimlerini sağlıkla ve işlevsellikle sürdürebilen çocuklar da vardır. Psikolojik sağlamlık, değişmez, doğuştan gelen bir özellikten ziyade çocuklar ve ergenlerin psikolojik iyi oluşunu koruyan ve geliştiren bir kaynak, bireyin kendi iç faktörleri ve çevresel faktörlerle etkileşimiyle şekillenen ve süreklilik arz eden, geliştirilebilen dinamik bir süreçtir. Bu çalışmada amaç, geçmişten bugüne psikolojik sağlamlık araştırmalarına dair uzanan bir alanyazın gözden geçirmesi sunmaktır. Makalede psikolojik sağlamlık tanımı, psikolojik sağlamlık araştırmaları tarihçesi, psikolojik sağlamlık bileşenleri, modelleri, ölçümü, müdahaleleri ve psikolojik sağlamlık araştırmalarında gelecek yönelimlere yer verilmiştir. Çocuk ve ergenlerde psikolojik sağlamlık gelişimine yapılan yatırımlar, pozitif sonuçlar ve potansiyel iyileşmeler dahil olmak üzere yaşam boyu birey ve toplum temelli psikolojik iyiliği dengeleyici, sağlığı teşvik eden sonuçlar ortaya koyacaktır.
- Published
- 2023
3. The Prediction of Meaning Reconstruction by Attachment Style, Spirituality, and Resilience in Adults with a Deceased First-Degree Relative
- Author
-
ÇOKAL, Gökçe and KAHRAMAN, Hanife
- Subjects
Psikoloji ,Anlamı Yeniden Yapılandırma ,Bağlanma Stili ,Psikolojik Sağlamlık ,Tinsellik ,Yas ,Psychology ,Attachment Style ,Grief ,Meaning Reconstruction ,Resilience ,Spirituality - Abstract
Bu araştırma bağlanma stili, tinsellik, psikolojik sağlamlık ve bazı sosyo-demografik değişkenlerin anlamı yeniden yapı- landırma ile ilişkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Anlamı Yeniden Yapılandırma Envanteri, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, İlişki Ölçekleri Anketi, Mizaç ve Karakter Envanteri’nin Kendini Aşma alt ölçeği ve araştırmacı tarafından hazırlanan Demografik Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmaya birinci derece yakını vefat eden 18 yaş üstü 400 (267 kadın, 133 erkek) yetişkin katılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 23.0 paket programı kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan bağımsız değişkenler ile anlamı yeniden yapılandırma puan ortalamaları arasındaki farklılıkları incelemek için t-testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Cinsiyet ve ölüm türü değişkenlerine göre anlamı yeniden yapılandırma düzeyi puan ortalamaları arasındaki farklılıkları incelemek için yapılan t-testi’nde cinsiyet değişkenine göre anlamı yeniden yapılandırma puan ortalamaları arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>.05) Yaş, gelir düzeyi, eğitim düzeyi ve birlikte yaşanan kişi değişkenlerine göre anlamı yeniden yapılandırma düzeyi puan ortalamaları arasındaki farklılıkları incelemek için yapılan tek yönlü varyans analizinde yaş ve eğitim düzeyi değişken- lerine göre anlamı yeniden yapılandırma puan ortalamaları arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>.05; p>.05). Gelir düzeyi ve birlikte yaşanan kişi değişkenlerine göre anlamı yeniden yapılandırma puan ortalamaları arasında anlamlı fark bulunmuştur (F=4.11, p, This research was conducted to examine the predictive level of attachment style, spirituality, resilience, and some sociodemographic variables on reconstructing meaning. In the research, the Meaning Restructuring Inventory, the Brief Resilience Scale, the Relationship Scales Questionnaire, the Self-Transcendence subscale of the Temperament and Character Inventory, and the Demographic Information Form prepared by the researcher were used to collect data. 400 adults (267 women, 133 men) over the age of 18 whose first degree relatives died participated in the study. SPSS 23.0 package program was used for data analysis. The t-test and one-way analysis of variance were used to examine the differences between the independent variables used in the study and the mean scores for reconstructing meaning. Multiple linear regression analysis was used to measure the predictive power of the independent variables' level of meaning reconstruction. When the results of the study spirituality, expected death, psychological resilience, living alone, believing in life after death, and living with a nuclear family were found to be significant predictors of restructuring meaning. However, it was found that attachment style was not a significant predictor of meaning restructuring.
- Published
- 2022
4. Predictive Roles of Psychological Resilience and Coping Skills on Social Media Addiction
- Author
-
ONAT KOCABIYIK, Oya and DONAT BACIOĞLU, Seda
- Subjects
Social media addiction ,psychological resilience ,coping skills ,Psikoloji ,Sosyal medya bağımlılığı ,psikolojik sağlamlık ,başa çıkma becerileri ,Psychology - Abstract
Sosyal medya bağımlılığı temelde davranışsal bir bağımlılık olarak değerlendirilmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar, bağımlılığa dönüşebilen uzun süreli sosyal medya kullanımının kronik stres, depresyon, düşük psikolojik iyi oluş ve yaşam memnuniyetinde azalma ile ilişkisini vurgulamaktadır. Bu araştırmanın amacı, genç yetişkinlerin sosyal medya bağımlılık düzeylerinin belirlenmesi ve psikolojik sağlamlık ve başa çıkma stillerinin sosyal medya bağımlılığını ne derece yordadığının incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubu 296’sı (%68) kadın ve 140’ı (%32) erkek olmak üzere toplam 436 genç yetişkinden oluşmaktadır. Katılımcılara “Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği (SMBÖ)”, “Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (KPSÖ)” ve “Başa Çıkma Stilleri Ölçeği Kısa Formu (BÇSÖ-KF)” uygulanmıştır. Sosyal medya bağımlılığı ölçeğinin ortalama puanlarına göre katılımcıların sosyal medyaya düşük düzeyde bağımlı oldukları saptanmıştır. Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, sosyal medya bağımlılığını yordamada sırasıyla psikolojik sağlamlık, kabullenme, madde kullanımı, duygulara odaklanma ve ortaya koyma, dine yönelmenin anlamlı düzeyde yordayıcı etkisinin olduğu saptanmıştır., Social media addiction is fundamentally evaluated as a behavioral addiction. The studies on this issue stress the relation of long-term social media usage that may transform into addiction with chronical stress, depression, low psychological well-being and decreased life satisfaction. This study aims to examine the relationship between psychological resilience and coping skills of young adults and their levels of social media addiction. Participants of the study consists of total 436 young adults, 296 (68%) of which are female and 140 (32%) of which are male. “Social Media Addiction Scale”, “The Brief Resilience Scale” and “COPE Inventory- Brief Form” are applied to the participants. The results indicated that mean scores of social media addiction scales show low levels of social media addiction by the participants. According to multiple regression analysis results, psychological resilience, acceptance, substance use, focusing on and venting of emotions, and turning to religion have significant effect on predicting social media addiction. Psychological resilience is a predictor of social media addiction in negative direction. On the other hand, there is a relationship between emotion-oriented and unfunctional coping strategies and social media addiction.
- Published
- 2022
5. A Track from Attachment to Resilience During the Covid 19 Pandemic: Romantic Relationship Tendency
- Author
-
KAVAL, Adil, EKEN, Ece, GÖNÜLTAŞ, Mesut, ZÜMBÜL, Saadet, TANTAN ULU, Şeyma, and ŞAHİN, Zeynep Büşra
- Subjects
Psikoloji ,Psychology ,Resilience ,attachment styles ,romantic relationship ,Covid-19 ,social media ,Psikolojik sağlamlık ,bağlanma stilleri ,romantik ilişki eğilimleri ,covid-19 ,sosyal medya - Abstract
The COVID-19 pandemic involves some psychosocial problems in addition to physical risks, and resilience appears to be a critical feature to cope with these problems. This study aims to present a model examining the relationships between the psychological tendencies associated with romantic relationships, attachment styles, social media usage, and resilience during the COVID-19 pandemic. These relationships were investigated in a sample of unmarried adults (n = 289) with a romantic relationship history of at least six months. The average age of the participants was 27 years. As a result of structural equation modelling, anxious and avoidant attachment styles had no effect on the purpose of social media usage and the purpose of social media usage had no effect on psychological resilience. Also, anxious and avoidant attachment styles affected resilience, and this effect was fully mediated by psychological tendencies associated with romantic relationships. The findings reveal the necessity to consider the psychological tendencies associated with romantic relationships in studies aimed at increasing resilience., Covid-19 salgını fizyolojik etkilerinin yanı sıra birtakım psikososyal sıkıntıları da beraberinde getirmiştir. Psikolojik sağlamlık ise bu sıkıntılarla baş edebilmek üzere önemli bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu araştırmada, Covid-19 pandemi sürecinde değişen yaşam koşulları bağlamında, bireylerin romantik ilişki eğilimleri, bağlanma stilleri, sosyal medya kullanımları ve psikolojik sağlamlıkları arasındaki ilişkilerin incelenmesi yoluyla bir model ortaya koymak hedeflenmektedir. Araştırma örneklemini en az altı aylık romantik ilişki geçmişi bulunan ve evli olmayan 289 kişi oluşturmaktadır. Katılımcıların yaş ortalaması 27.13’tür. Yapılan yapısal eşitlik modellemesinin sonucunda, kaygılı ve kaçıngan bağlanma stillerinin sosyal medya kullanım amacı üzerinde ve sosyal medya kullanım amacının da psikolojik sağlamlık üzerinde etkisinin olmadığı bulunmuştur. Kaygılı ve kaçıngan bağlanma stillerinin, psikolojik sağlamlık üzerinde etkisinin olduğu ve bu etkinin tamamıyla romantik ilişki eğiliminin aracılığıyla gerçekleştiği bulunmuştur. Bulgular, psikolojik sağlamlığı artırmaya yönelik çalışmalarda, kişilerin romantik ilişki eğilimlerinin göz önünde bulundurulması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
- Published
- 2022
6. Role of Posttraumatic Stress Symptoms, Psychological Resilience and Hope in Posttraumatic Growth in Individuals with Novel Coronavirus Disease (Covid-19)
- Author
-
ARAS, Nur Yağmur and TOPKAYA, Nursel
- Subjects
Psikoloji ,covid-19 ,travma sonrası büyüme ,travma sonrası stres belirtileri ,psikolojik sağlamlık ,umut ,post traumatic growth ,post traumatic stress symptoms ,resilience ,hope ,Psychology - Abstract
The aim of this research is to examine the role of post-traumatic stress symptoms, resilience and hope in post-traumatic growth in individuals who have overcome the novel coronavirus disease (Covid-19). The study group of the research consisted of 454 participants aged between 18 and 72. The mean age of the participants was 32.91, and the standard deviation was 11.18. Participants answered the demographic information form, Post Traumatic Growth Inventory, Trait Hope Scale, Post Traumatic Stress Diagnostic Scale, and Adult Resilience Scale. The results showed that posttraumatic growth levels of women were significantly higher than men's posttraumatic growth levels. Moreover the post-traumatic growth levels of those who had the disease severely were higher than the post-traumatic growth levels of those who had the disease mildly and moderately. According to the recovery time from the disease, the post-traumatic growth levels of those who had the disease for a long time were found to be higher than the post-traumatic growth levels of those who had the disease in a short time. Post-traumatic stress symptoms, resilience and hope were found to be positive and significant predictors of post-traumatic growth. Post-traumatic stress symptoms, psychological resilience and hope-focused psychosocial interventions by mental health professionals and healthcare professionals during the epidemic may help people to endure an unknown disease and cope with the trauma that this disease has created in their lives, thus increasing their post-traumatic growth levels., Bu araştırmanın amacı yeni koronavirüs hastalığını (Covid-19) yenmiş bireylerde travma sonrası büyümede travma sonrası stres belirtileri, psikolojik sağlamlık ve umudun rolünü incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu yaşları 18 ve 72 arasında değişmekte olan 454 katılımcı oluşturmuştur. Katılımcıların ortalama yaşı 32.91, standart sapması 11.18 olarak bulunmuştur. Katılımcılar demografik bilgi formunu, Travma Sonrası Büyüme Envanterini, Sürekli Umut Ölçeğini, Travma Sonrası Stres Tanı Ölçeğini ve Yetişkinler için Psikolojik Dayanıklılık Ölçeğini cevaplamıştır. Araştırma sonucunda cinsiyete göre kadınların travma sonrası büyüme düzeylerinin erkeklerin travma sonrası büyüme düzeylerinden anlamlı bir şekilde yüksek olduğu bulunmuştur. Hastalığı geçirme düzeyine göre hastalığı ağır atlatanların travma sonrası büyüme düzeyleri hastalığı hafif ve orta atlatanların travma sonrası büyüme düzeylerinden daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Hastalıktan iyileşme süresine göre ise hastalığı uzun sürede atlatanların travma sonrası büyüme düzeyleri kısa sürede atlatanların travma sonrası büyüme düzeylerinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Son olarak araştırma sonuçları travma sonrası stres belirtileri, psikolojik sağlamlık ve umut değişkenlerinin travma sonrası büyümenin olumlu yönde ve anlamlı bir yordayıcısı olduğunu göstermiştir. Salgın hastalık döneminde ruh sağlığı uzmanları ve sağlık çalışanları tarafından yapılacak olan travma sonrası stres belirtileri, psikolojik sağlamlık ve umut odaklı psikososyal müdahaleler insanların bilinmeyen bir hastalığa dayanmalarına ve bu hastalığın hayatlarında oluşturduğu travmayla başa çıkmalarına yardımcı olarak travma sonrası büyüme düzeylerini artırmaya olanak sağlayabilir.
- Published
- 2022
7. FEAR OF COVID-19 AND SUBJECTIVE WELL-BEING: THE SEQUENTIAL MEDIATING ROLE OF COGNITIVE FLEXIBILITY AND PSYCHOLOGICAL RESILIENCE
- Author
-
ŞAHİN, Ezgi Ekin and DOBRUCALI, Berfin
- Subjects
Psikoloji ,Covid-19 ,Well-being ,Psychological resilience ,Cognitive flexibility ,Psychology ,İyi oluş ,Psikolojik sağlamlık ,Bilişsel esneklik - Abstract
The negative relationship between fear of Covid-19 and well-being has been revealed over the last years. However, the potential variables that affect this relationship need to be studied. This study aims to examine the sequential mediating role of cognitive flexibility and psychological resilience in the relationship between fear of Covid-19 and subjective well-being. Six hundred and eight participants (339 females and 269 males, aged between 18-79 years) completed an online survey which included the Fear of Covid-19 Scale, the Brief Resilience Scale, the Cognitive Flexibility Inventory, the Positive and Negative Affect Schedule, and the Satisfaction with Life Scale. The path analysis was conducted using PROCESS macro. The results of the sequential mediation analyses show that the control dimension of cognitive flexibility and psychological resilience fully mediate the relationship between fear of Covid-19 and subjective well-being. In other words, fear of Covid-19 has an indirect effect on subjective well-being via the control dimension of cognitive flexibility and psychological resilience. In order to decrease the negative effects of Covid-19, the cognitive flexibility and psychological resilience levels of individuals should be increased to enhance well-being., COVID -19 korkusu ve iyi oluş arasındaki olumsuz ilişki ortaya konulmuştur. Ancak bu ilişkiyi etkileyen olası değişkenlerin araştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışma, COVID -19 korkusu ile öznel iyi oluş arasındaki ilişkide bilişsel esneklik ve psikolojik sağlamlığın sıralı aracı rolünü incelemeyi amaçlamaktadır. Altı yüz sekiz katılımcı (18-79 yaş aralığında, 339 kadın ve 269 erkek) COVID-19 Korkusu Ölçeği, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, Bilişsel Esneklik Envanteri, Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği ile Yaşam Doyumu Ölçeğini içeren çevrimiçi veri setini doldurdular. Araştırmada yol analizi, PROCESS makrosu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Sıralı aracılık analizlerinin sonuçları, bilişsel esneklik ve psikolojik sağlamlığın kontrol boyutunun COVID-19 korkusu ile öznel iyi oluş arasındaki ilişkiye tam aracılık ettiğini göstermektedir. Başka bir ifade ile COVID-19 korkusu, bilişsel esneklik ve psikolojik sağlamlığın kontrol boyutu aracılığıyla öznel iyi oluş üzerinde dolaylı bir etkiye sahiptir. COVID-19'un olumsuz etkilerini azaltmak ve bireylerin iyilik halini artırmak için bilişsel esneklik ve psikolojik dayanıklılık düzeylerinin artırılması gerekmektedir.
- Published
- 2022
8. Koronavirüs salgını ve sosyal izolasyonun psikolojik semptomlar üzerindeki etkilerinin psikolojik sağlamlık ve stresle baş etme tarzları açısından incelenmesi
- Author
-
Y. Bilge and Y. Bilges
- Subjects
coping styles with stress ,Coping (psychology) ,psychological symptoms ,STRESS ,Koronavirüs salgını (COVID-19) ,Coronavirus disease 2019 (COVID-19) ,IMPACT ,social isolation ,lcsh:RC435-571 ,Psychological intervention ,Stress coping ,Dysfunctional family ,ACUTE-RESPIRATORY-SYNDROME ,PsycINFO ,Sosyal izolasyon ,lcsh:Psychiatry ,medicine ,Social isolation ,RISK ,SARS ,Psikolojik semptomlar ,PERCEPTION ,Stresle baş etme tarzları ,Significant difference ,WORKERS ,Psikolojik sağlamlık ,coronavirus pandemic (covid-19) ,Psychiatry and Mental health ,lcsh:Therapeutics. Psychotherapy ,lcsh:RC475-489 ,psychological resilience ,medicine.symptom ,Psychology ,MENTAL-HEALTH ,Clinical psychology - Abstract
Objective: The aim of this study is to determine the psychological symptoms scores, before and after the corona virus pandemic (COVID-19), and social isolation. Furthermore, it aims to examine the relationships between psychological symptom scores emerging after COVID-19 and social isolation, and styles of coping with stress, psychological resilience scores, and perceptions, and attitudes regarding COVID-19 and social isolation;and to determine to predict the level of psychological symptoms of these three variables. Method: It was applied online psychological symptoms, psychological resilience, stress coping scales and questions regarding COVID-19 to the participants, who consisted of 1245 people, 1212 female (81.3%) and 233 (18.7%) male, between the ages of 18-74. Results: A high level of significant difference was found in favor of after COVID-19 symptom scores between the participants' mean psychological symptom scores before and after COVID-19 and social isolation. They were determined significant correlations between symptom scores after COVID-19 and psychological resilience, coping styles with stress and perceptions and attitudes regarding COVID-19. It was predicted range from 23.8% to 40.2% the psychological symptoms, by psychological resilience, dysfunctional coping with stress, and the level of perception and attitudes regarding COVID-19. Discussion: While COVID-19 and social isolation and dysfunctional coping with stress have a disruptive effect on the psychological symptoms of individuals, psychological resilience has a protective effect. This study is thought to will contribute to the psychological intervention plans to be applied intended to the psychological effects of the COVID-19. (PsycInfo Database Record (c) 2021 APA, all rights reserved) Abstract (Turkish) Amac: Bu calismanin amaci, bireylerin koronavirus salgini ve sosyal izolasyon oncesi ve sonrasi psikolojik semptom puanlarinin tespit edilmesidir. Ayni zamanda koronavirus salgini ve ortaya cikan sosyal izolasyon sonrasindaki psikolojik semptom puanlariyla stresle basa cikma tarzlari, psikolojik saglamlik puanlari ve koronavirus salgini ve sosyal izolasyona iliskin algi ve tutumlar arasindaki iliskilerin belirlenmesi ve bu uc degiskenin psikolojik semptomlari yordama duzeyinin saptanmasi da hedeflenmistir. Yontem: 18-74 yas araligindaki 1012'si (%81.3) kadin ve 233'u (%18.7) erkek, toplam 1245 kisiden olusan katilimcilara psikolojik semptom, psikolojik saglamlik, stresle basetme olcekleri ve koronaviruse iliskin sorular online olarak uygulanmistir. Bulgular: Katilimcilarin koronavirus salgini ve sosyal izolasyon oncesi ve sonrasi psikolojik semptom puan ortalamalari arasinda koronavirus sonrasi semptom puanlari lehine yuksek duzeyde anlamli bir fark bulunmustur. Koronavirus salgini sonrasi semptom puanlari ile psikolojik saglamlik, stresle bas etme tarzlari ve koronavirus salginina iliskin algi ve tutumlar arasinda korelasyonlar tespit edilmistir. Psikolojik saglamlik, stresle islevsel olmayan bas etme tarzlari ile koronaviruse iliskin algi ve tutumlarin psikolojik semptomlari yordama duzeyi %23,8 ila %40,2 arasinda degismektedir. Sonuc: Koronavirus salgini ve sosyal izolasyonun, ve stresle islevsel olmayan bas etmenin bireylerin psikolojik semptomlarinda bozucu bir etkisi gorulurken psikolojik saglamligin koruyucu bir etkisi oldugu saptanmistir. Bu calismanin koronavirus salgininin psikolojik etkilerine yonelik uygulanacak psikolojik mudahale planlarina katki saglayabilecegi dusunulmektedir. (PsycInfo Database Record (c) 2021 APA, all rights reserved)
- Published
- 2020
9. Role of Burnout in Relationship between Belonging and Resilience In Traumatized Individuals
- Author
-
ÖZTÜRK, Eda, AYDOĞDU, Bilge Nuran, and EKŞİ, Halil
- Subjects
Psikoloji ,trauma ,psychological resilience ,sense of belonging ,burnout ,path analysis ,Psychology ,travma ,psikolojik sağlamlık ,aidiyet ,tükenmişlik ,yol analizi - Abstract
Bireyler yaşamları boyunca en az bir olumsuz deneyim ya da travmatik bir olayla karşılaşır ve bu deneyimlere farklı şekillerde tepki verirler. Bazı bireyler bu yaşanılanlar karşısında kırılganlık geliştirirken diğerleri daha da güçlenirler. Psikolojik dayanıklılık, bireyin karşılaştığı olumsuz deneyimlere rağmen sağlıklı bir gelişim gösterebilmesi veya riskli durumlar karşısında iyi uyum sağlayabilmesidir. Dayanıklılığın gelişmesinde risk faktörleri ve koruyucu faktörler önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle tükenmişlik ve aidiyet duygusunun psikolojik dayanıklılığa etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu temelden hareketle bu çalışmada öncelikle en az bir travmatik olay yaşayan ve yaşları 17 ila 35 arasında değişen üniversite öğrencilerinin aidiyet duygusu ile psikolojik dayanıklılıkları arasındaki ilişkide tükenmişliğin aracı rolü araştırılmıştır (M = 24.17, SD = 3.90). Bu araştırmada veri toplama aracı olarak Genel Aidiyet Ölçeği, Yetişkinler İçin Dayanıklılık Ölçeği (RSA) ve Tükenmişlik Ölçeği Kısa Versiyonu kullanılmıştır. Veri analizinde Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu ve Yapısal Eşitlik Modellemesi kullanılmıştır. Araştırmada oluşturulan uyum indekslerinin iyi uyum sağladığı ve elde edilen katsayıların istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur. Teorik model, tükenmişliğin aracı bir rol oynadığını ve genel aidiyet duygusu ile psikolojik dayanıklılık arasındaki ilişkiyi önemli ölçüde etkilediğini doğrulamaktadır., Individuals encounter at least one negative experience or traumatic event in their lifetime and react differently to these experiences. While some develop vulnerability in the face of such events, others grow stronger. Psychological resilience is the individual’s ability to display healthy development despite negative experiences or to positively adapt to challenging situations. Risk factors and protective factors play an important role in the development of resilience. Therefore, the current study aimed to investigate the effect of burnout as a risk factor and the sense of belonging as a protective factor in explaining psychological resilience. Particularly, this study mainly investigated the mediating role of burnout in the relationship between the sense of belongingness and psychological resilience among university students who had experienced at least one traumatic event. The age of the participants varied between 17 and 35 (M = 24.17, SD = 3.90). General Belongingness Scale, the Resilience Scale for Adults (RSA), and the Burnout Measure, Short Version were used as data collection tools. In data analysis, Pearson Product Moment Correlation and Structural Equation Modeling were performed. It was found that the fit indices established in the research provided good fits and the obtained coefficients were statistically significant. The theoretical model confirmed that burnout plays an intermediary role and significantly affects the relationship between the general sense of belongingness and psychological resilience.
- Published
- 2021
10. Impact of emotional intelligence and psychological sturdiness on forgiveness in university students
- Author
-
Kılıç, Oğuzhan and Deniz, Mehmet Engin
- Subjects
Üniversite öğrencileri ,Psikoloji ,Resilience ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Psychology ,Psikolojik sağlamlık ,University students - Abstract
Bu araştırmada üniversite öğrencilerinde duygusal zeka ve psikolojik sağlamlığın affetme üzerine etkisini incelemek amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinde çeşitli fakültelerde öğrenim görmekte olan lisans ve lisansüstü öğrencilerinden oluşmaktadır. Çalışma 177 erkek ve 177 kadın toplam 354 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla kişisel bilgi formu, Duygusal Zeka Özelliği Ölçeği (TEIQue-Sf) Kısa Formu, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ve Affedicilik Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 22.0 programından faydalanılarak t testi, Anova, regresyon ve korelasyon analizleri ile test edilmiştir. Araştırma bulgularına göre üniversite öğrencilerinin affetme düzeyi ile duygusal zeka alt boyutu olan duygusallık ve sosyallik arasında anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Affetme düzeyi arttıkça duygusal zeka alt boyutu olan sosyallik azalmakta iken, affetme arttıkça duygusallık artmaktadır. Ayrıca duygusal zeka ve alt boyutları ile psikolojik sağlamlık arasında pozitif yönlü ilişki tespit edilmiştir. Duygusal zeka arttıkça psikolojik sağlamlık da artmaktadır. Ulaşılan bulgular mevcut literatür doğrultusunda tartışılmıştır. In this research, it is aimed to examine the effect of emotional intelligence and psychological sturdiness on forgiveness in universty students. The sample of this research consists of undergraduate and graduate students who studying in various faculties at İstanbul Sabahattin Zaim University. The research was carried put with the participation of total of 354 students that 177 women and 177 men. In this research, Personel İnformation Form, Emotional İntelligence Characteristics Scale Short Form (TEIQue-Sf), Short Psychological Sturdiness Scale and Forgiveness Scale were used for obtaining data. The data were tested with T test, Anova, Regression and Correlation Analysis using the SPSS 22.0 Program. According to the research findings significant relationships has been found between the level of forgiveness of university students and the subdimension of emotional intelligence, sensualty and socialty. As the level of forgiveness increases, the sociality, which is the lower dimension of emotional intelligence, decreases while the more forgiveness increases, the more emotional it increases.In addition, a positive relationship has been found between emotional intelligence, sub-dimensions of emotional intelligence and psychological sturdiness. As emotional intelligence increases, psychological sturdiness increases. The information that obtained was discussed in line with the existing literature.
- Published
- 2021
11. The game addiction of teenagers and pshcychological integrity and its relation with seeking of thrill
- Author
-
Akpınar, İlker and Taş, İbrahim
- Subjects
Psikoloji ,Sociology ,Resilience ,Game addiction ,Psychology ,Sosyal Hizmetler ,Sensation seeking ,Oyun bağımlılığı ,Psikolojik sağlamlık ,Heyecan arayışı ,Sosyoloji ,Social Services - Abstract
Bu araştırmanın amacı, ergenlerde oyun bağımlılığı ile psikolojik sağlamlık ve heyecan arayışı arasındakinin olup olmadığını bulmaktır. Araştırma bazı demografik değişkenler açısından da şekillendirilmiştir. Araştırma sürecinde verileri toplamak amacıyla lise öğrencilerine Demografik Bilgi Formu, Oyun Bağımlılığı Ölçeği, Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ve Heyecan Arayışı Ölçeğinden oluşan üç sayfalık veri toplama aracı kullanılmıştır. Bu veri araçları, İstanbul ilindeki 5 ortaöğretim kurumunda eğitim gören 400 ergen bireye uygulanmıştır. Araştırma, ortaöğretimde okuyan ergen bireylerin demografik özellikleri, oyun bağımlılıkları ile psikolojik sağlamlığı ve heyecan arayışı arasındaki ilişki düzeyini incelemek amacıyla ilişkisel tarama modeliyle yapılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre; erkek öğrenciler kız öğrencilerden daha fazla oyun bağımlılığı gösterdiği görülmüştür, kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha fazla uyumlu oldukları görülmüştür, bilgisayar başında daha fazla zaman geçiren bireylerde daha fazla oyun bağımlılığı görülmekte ve aile içerisindeki psikolojik sağlamlılıklarının ve mücadeleciliklerinin daha yüksek olduğu görülmüştür, akademik algısı düşük olan bireylerde daha fazla oyun bağımlılığı görülmüştür, akademik algısı düşük bireylerin aile içerisindeki psikolojik sağlamlık düzeyleri daha yüksek olduğu görülmektedir, akademik algısı yüksek olan öğrencilerin okul içerisindeki psikolojik sağlamlılıklarının daha yüksek olduğu görülmüştür, akademik algısı orta ve yüksek olan bu öğrencilerin aile içerisindeki psikolojik sağlamlılıklarını ve psikolojik sağlamlılığın alt boyutu olan mücadeleciliklerinin daha fazla olduğu görülmüştür, aksiyon, strateji, simülasyon, platform, dövüş ve rpg oyun türlerini oynayan öğrencilerde oyun bağımlılıklarının daha yüksek olduğu görülmüştür, aksiyon, dövüş ve platform türünde oyun oynamayan bireylerin okul içerisindeki psikolojik sağlamlık düzeyleri ve psikolojik sağlamlığın alt boyutlarından olan uyumluluklarının daha yüksek olduğu görülmüştür, aksiyon ve dövüş türündeki oyunları oynayan bireylerin heyecan arayışlarının yüksek olduğu görülmüştür, 18 yaşında olan ergenlerin aile içerisindeki psikolojik sağlamlılıklarının daha yüksek olduğu görülmüştür, 14-15-16 yaşlarında olan bireylerin psikolojik sağlamlığın alt boyutu olan uyumluluklarının daha yüksek olduğu görülmüştür, 11.sınıfa giden öğrencilerin okul ve aile içerisindeki psikolojik sağlamlılıklarının daha yüksek olduğu görülmüştür, ergenlerde oyun bağımlılığı ile psikolojik sağlamlık ve heyecan arayışı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Ancak psikolojik sağlamlık ile heyecan arayışı arasında istatistiksel olarak negatif yönde ve düşük seviyede anlamlı bir ilişkiye rastlanmıştır. The aim of this study is to find out whether there is a relationship between game addiction and psychological resilience and excitement seeking in adolescents. The research has also been shaped in terms of some demographic variables. A three-page data collection tool consisting of Demographic Information Form, Game Addiction Scale, Psychological Resilience Scale and Excitement Seeking Scale was used for high school students to collect data during the research process. These data tools were applied to 400 adolescent individuals studying in 5 secondary education institutions in Istanbul. This study is prepared with the relational scanning model; in order to examine the relationship between the demographic characteristics, game addiction, psychological resilience and sensation seeking of individuals studying in secondary school. According to the results of the study, it has been observed that; male students show more game addiction than female students, and female students are more adaptable than male students, ındividuals who spend more time in front of the computer have more game addiction and have higher psychological resilience and combativeness within the family, plus ındividuals with low academic perception have more game addiction, individuals with low academic perception have higher levels of psychological resilience in the family, students with high academic perception have higher psychological resilience within the school, and these students with medium and high academic perceptions have more psychological resilience and combativeness, which is the sub-dimension of psychological resilience, in the family, the game addiction is higher in students who play action, strategy, simulation, platform, fighting and rpg game types, individuals who do not play action, fight and platform games have higher levels of psychological resilience and compatibility with the sub-dimensions of psychological resilience, their search for excitement is high who play action and fighting games, adolescents who are 18 years old have higher psychological resilience within the family, individuals aged 14-15-16 have higher adaptability, which is the sub-dimension of psychological resilience, the psychological resilience of 11th grade students in school and family is higher, and no statistically significant relationship was found between game addiction, psychological resilience and sensation-seeking in adolescents. However very little significant relationship was found between game addiction and psychological resilience and excitement seeking in adolescents.
- Published
- 2021
12. The effect of salutogenic approach based interview on sense of coherence and psychological resistance in individuals with schizophrenia
- Author
-
Acı, Özgür Sema, Kutlu, Fatma Yasemin, Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı, İÜC, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Ana Bilim Dalı, and Acı, Özgür Sema
- Subjects
psikolojik sağlamlık ,Psychiatry ,Psikoloji ,Psychology ,Salutogenez ,Nursing ,şizofreni ,Hemşirelik ,Psikiyatri ,bütünlük duygusu - Abstract
Şizofreni tanılı bireyin salutojenik model ile ilgili uygulamalar iyileşme sürecine katkı sağlamaktadır. Salutojenik yaklaşım temelli görüşmenin katılımcıların farkındalık ve güvenlerini arttırmak, iç/dış kaynaklarını ve potansiyelleri fark etmelerini sağlayarak bütünlük duygusunu ve psikolojik dayanıklılığı artırabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı, şizofreni tanılı bireylerde salutojenik yaklaşım temelli görüşmenin bütünlük duygusu ve psikolojik dayanıklılığa etkisini belirlemekti.Araştırma, deneysel araştırmalardan ön test- son test kontrol gruplu tasarım tipinde randomize kontrollü olarak gerçekleştirildi. Çalışma verileri, 22 girişim ve 27 kontrol olmak üzere toplam 49 katılımcıdan oluşturuldu. Veriler, girişim ve kontrol grubuna uygulanan hasta tanıtım formu, Bütünlük Duygusu Ölçeği ve Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ile toplandı. Girişim grubu Toplum Ruh Sağlığı Merkezi'nde uygulanan rutin faaliyetlerinin yanı sıra 16 oturumdan oluşan salutojenik yaklaşım temelli görüşme haftada iki kere olmak üzere 8 hafta boyunca uygulandı. Kontrol grubu ise rutin faaliyetlerine devam etti. Her iki gruba da eş zamanlı olarak uygulama öncesinde, bitiminde ve bir ay sonra Bütünlük Duygusu Ölçeği ve Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği tekrar uygulandı. Girişim ve kontrol grubunun Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, Bütünlük Duygusu Ölçeği ve anlaşılabilirlik, yönetilebilirlik ve anlamlılık boyutları ön test, son test ve bir ay izlem puanları karşılaştırıldığında; Bütünlük Duygusu Ölçeği toplam puanı ve alt boyutlarının ön test puanları gruplara göre farklılık göstermezken, son test ve bir ay izlem puanları girişim grubu lehine anlamlı farklılık gösterdi. Yine Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ön test ortalama puanları gruplara göre farklılık göstermezken son test ve izlem puanları girişim grubu lehine anlamlı farklılık gösterdi. Sonuç olarak; Salutojenik yaklaşım temelli görüşmeye katılmış olan şizofreni tanılı bireylerin bütünlük duygusu ve psikolojik dayanıklılık düzeyi artmıştır.Anahtar kelimeler: Salutogenez, bütünlük duygusu, psikolojik sağlamlık, şizofreni Individual diagnosed with schizophrenia has been contributed to the healing process with applications related to the salutogenic model. It was thought that the meeting based on salutogenic approach could increase the sense of coherence and psychological resilience by increasing the awareness and confidence of the participants and enabling them to realize their internal / external resources and potentials. The aim of this study was to determined the effect of salutogenic approach based interview on sense of coherence and psychological resistance in Individuals with Schizophrenia.The research was pretest-posttest randomized controlled experimental trial. The study data were composed of 49 participants which were 22 interventions and 27 controls. Data colletion tools were Patient Presentation Form, Sense of Coherence and the Brief Resilience Scale which were applied to the intervention and control group. Intervention based on salutogenic approach consisting of 16 sessions was applied to the intervention group twice a week for 8 weeks In addition to the routine activities implemented at the intervention group Community Mental Health Center. At the end of the application and one month later, the Sense of Coherence Scale and the Brief Resilience Scale were reapplied. The control group continued their routine activities at the Community Mental Health Center. Simultaneously with the completion of the sessions of the intervention group and one month later, the Sense of Coherence Scale and the Brief Resilience Scale were applied to the control group.When the pretest, posttest and one-month follow-up scores of the Sense of Coherence Scale, the Brief Resilience Scale and their sub-items of the intervention and control groups were compared; while the comprehensibility, manageability, meaningfulness subscale and total pre-test scores of the sense of coherence scale did not differ according to the groups, the post-test and one-month follow-up scores differed in favor of the intervention group. Again, while the Brief Resilience Scale pretest mean scores did not differ according to the groups, the posttest and follow-up scores differed significantly in favor of the intervention group. As a result; Individuals diagnosed with schizophrenia who participated in the salutogenic approach based interview had an increased sense of coherence and resilience.Key Words: Salutogenesis, sense of coherence, psychological, resilience, schizophrenia 117
- Published
- 2020
13. The impact of the psychological resilience programme for children and adolescents on the psychological level of children who have experienced father loss
- Author
-
Tatarer, Zeynep, Uysal, Burcu, Psikoloji Anabilim Dalı, and Tatarer, Zeynep
- Subjects
Psikoloji ,Psikolojik Sağlamlık Programı ,Psikolojik Sağlamlık ,Psychology ,Ergenlik ,Baba Kaybı - Abstract
YÖK Tez No: 621744 Ebeveyn kaybı bir çocuğun hayat boyu deneyimleyebileceği en zorlu yaşam olaylarından biridir. Bu bağlamda baba kaybı yaşayan çocukların hayatına olumlu çıktılar üreterek devam etmesine yardımcı olacak psikolojik sağlamlık programlarının geliştirilmesi, uygulanması ve etkililiğinin test edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu araştırma, Psikolojik Sağlamlık Programı'nın baba kaybı yaşamış 12-14 yaş aralığındaki çocuklar üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma 16 müdahale, 16 kontrol grubu olmak üzere toplamda 32 kişiyle yürütülmüştür. Psikolojik Sağlamlık Programı psikolojik sağlamlıkla ilişkilendirilen belirli koruyucu faktörleri desteklemek üzere geliştirilmiş bir programdır. Bu program 5 hafta boyunca, haftada 1 gün olmak üzere müdahale grubuna uygulanmıştır. Her oturum yaklaşık olarak 120-150 dakika sürmüştür. Psikolojik Sağlamlık Tutum ve Beceri Ölçeği (PSTBÖ), Güçler ve Güçlükler Anketi (GGA) ve Çocuklarda Umut Ölçeği (ÇUÖ) katılımcıların psikolojik sağlamlık, güçler-güçlükler ve umut düzeyini ölçmek üzere kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre Psikolojik Sağlamlık Programı'nın baba kaybı yaşamış ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeyini arttırmada etkili bir müdahale yöntemi olduğu görülmüştür. Buna ek olarak, program sonunda müdahale grubunun Toplam Güçlük Puanı'nda anlamlı bir düşüş tespit edilmiştir. Son olarak, müdahale grubunun Çocuklarda Umut Ölçeği (ÇUÖ) sontest puanlarının kontrol grubunun sontest puanlarından anlamlı bir şekilde yüksek olduğu, Toplam Güçlük Puanı sontest puanlarının ise kontrol grubunun sontest puanlarından anlamlı bir şekilde daha düşük olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Psikolojik Sağlamlık Programı, psikolojik sağlamlık, ergenlik, baba kaybı Parental loss is one of the most challenging life events that a child can experience throughout his/her life. In this context, it is very important to develop, implement and test the effectiveness of psychological resilience programs that will help children who lost their fathers to continue their lives by producing positive outcomes. This study aims to examine the impact of the Psychological Resilience Programme on children between the ages of 12-14 who have experienced father loss. The study was carried out with a total of 32 participants, 16 intervention and 16 control groups. The Resilience Programme was designed to promote some protective factors related to psychological resilience and it was applied to participants in the intervention group throughout five weeks, one session in every week. Each session took 120-150 minutes. Resiliency Attitude and Skills Profile (RASP), Strength and Difficulties Questionnaire (SDQ) and Children Hope Scale (CHS) were used in measuring psychological reslience, strength-difficulties and hope levels of the participants. The results of the study indicated that the Resilience Programme is effective on improving the psychological resilience level of adolescents who have parental loss. In addition to this, at the end of the program, a significant decrease was detected in the total difficulties score of the intervention group. Finally, it was observed that the intervention group's posttest scores of Children Hope Scale (CHS) were significantly higher than the posttest scores of the control group, while posttest scores of the total difficulties score were significantly lower than the posttest scores of the control group. Key words: Psychological Resilience Programme, resilience, father loss
- Published
- 2020
14. Mülteci çocukların psikolojik sağlamlıkları ve kültürlenme stratejileri
- Author
-
Bozdağ, Faruk, Bilge, Filiz, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Eğitim Bilimleri
- Subjects
kültürlenme stratejileri ,psikolojik sağlamlık ,Psikoloji ,zorunlu göç ,algılanan sosyal destek ,Eğitim ve Öğretim ,umut ,Education and Training ,Psychology ,sosyal temas ,okula aidiyet - Abstract
Suriyeli mülteci çocukların (11-18 yaş) psikolojik sağlamlıkları ve kültürlenme stratejilerinin (ayrışma, bütünleşme, asimilasyon ve marjinalleşme) incelendiği bu araştırmada karma yöntemlerden biri olan yakınsayan paralel desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, nicel verilerin toplandığı 957 Suriyeli mülteci çocuk ile nitel verilerin toplandığı Suriyeli mülteci çocuklarla çalışma deneyimi olan altı kişiden oluşmuştur. Veri toplama aracı olarak `Çocuk ve Genç Psikolojik Sağlamlık Ölçeği-12`, `Vancouver Kültürlenme İndeksi`, `Sosyal Temas Ölçeği-R`,`Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği`,`Okula Aidiyet Alt Ölçeği`,`Genel Öz Yeterlik Ölçeği`, `Çocuklarda Umut Ölçeği`, `Türkçe Yeterlik Düzeyi Anketi` ve `Kişisel Bilgi Formu` ile odak grup görüşmesi için hazırlanan `Görüşme Formu`kullanılmıştır. Veri toplama araçlarından `Vancouver Kültürlenme İndeksi` Türkçe ve Arapçaya; `Sosyal Temas Ölçeği-R` ile `Okula Aidiyet Alt Ölçeği` ise Arapçaya uyarlanmıştır. Araştırmanın sonucuna göre Suriyeli mülteci çocukların umut, aileden algılanan sosyal destek, sosyal temas sıklığı ve okula aidiyet düzeyleri arttıkça psikolojik sağlamlık düzeyleri de artmaktadır. Bütünleşme stratejisi referans kategori olarak alındığında; sosyal temas niteliği, sosyal temas sıklığı, arkadaştan algılanan sosyal destek ve umut düzeyi azaldıkça, özel birinden algılanan sosyal destek düzeyi ise yükseldikçe Suriyeli mülteci çocuklar, ayrışma stratejisini kullanmaktadırlar. Arkadaştan algılanan sosyal destek, aileden algılanan sosyal destek ve umut düzeyi düştükçe, sosyal temas sıklığı ise yükseldikçe Suriyeli mülteci çocuklar asimilasyon stratejisini; umut, sosyal temas niteliği, aileden algılanan sosyal destek ve okula aidiyet düzeyi düştükçe Suriyeli mülteci çocuklar marjinalleşme stratejisini tercih etmektedir. Araştırmanın nitel verileri de bu sonuçları desteklemektedir. Araştırmada elde edilen bulgular, alanyazın çerçevesinde tartışılmış; araştırmacı, uygulayıcı ve politika yapıcılara yönelik çeşitli öneriler sunulmuştur.Anahtar sözcükler: zorunlu göç, kültürlenme stratejileri, psikolojik sağlamlık, umut, algılanan sosyal destek, sosyal temas, okula aidiyet The aim of the study was to examine the psychological resilience of the Syrian refugee children (11-18 ages) and their acculturation strategies.The quantitative data were collected from 957 Syrian refugee children and the qualitative data were collected from six people having working experience with Syrian refugee children. `Child and Youth Resilience Measure-12`, `Vancouver Index of Acculturation`, `Social Contact Scale-R`, `Multidimensional Scale of Perceived Social Support`, `Sense of School Belonging Subscale`, General Self-Efficacy Scale`, `Children's Hope Scale`, and `Turkish Proficiency Level Questionnaire` were used in data collection process. `Vancouver Index of Acculturation` was adapted to Turkish and Arabic, `Social Contact Scale-R` and `Sense of School Belonging Subscale` were adapted to Arabic. The results of the research showed that high level of hope, perceived social support from family, quantity of social contact and sense of school belonging increased the psychological resilience of the Syrian refugee children. When the integration strategy was taken as a reference category, Syrian refugee children with low quality and quantity of social contact, low perceived social support from friends and low hope level, and high perceived social support from significant others use separation strategy. Syrian refugee children with the low perceived social support from friends and family, and low hope level and high quantity of social contact prefere assimilation. Syrian refugee children with the low hope level, low quality of social contact, low perceived social support from family and low sense of school belonging level prefere marginalization. Additonally, the qualitative findings of the study supported the quantitative results.Keywords: forced migration, acculturation strategies, psychological resilience, hope, perceived social support, social contact, sense of school belonging 303
- Published
- 2020
15. Examination of the Relationship Between Psychological Resilience and Meaning of Life to Perceived Social Support on University Students
- Author
-
Gazanfer Anli, Halime Eker, and İbrahim Taş
- Subjects
Psychological Resilience ,Sosyal Destek ,Meaning of Life ,Psikolojik sağlamlık,sosyal destek,yaşam anlamı,cinsiyet ,Psikolojik Sağlamlık ,Social Support ,Gender ,Eğitim, Bilimsel Disiplinler ,General Medicine ,Cinsiyet ,Psychology ,Yaşam Anlamı ,Education, Scientific Disciplines - Abstract
Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinde yaş, cinsiyet, sosyal destek ve yaşamın anlamının psikolojik sağlamlığı yordayıp yordamadığını araştırmaktır. Araştırma grubunu 436 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Bunların 142’si (%32.6) erkek, 294’ü (%67.4) kadındır. Katılımcıların yaşları 17-31 arasında değişmekte olup, yaş ortalamaları 20.40’tür. Veri toplamak için Kişisel Bilgi Formu, Yaşamın Anlamı Ölçeği, Algılanan Sosyal Destek Ölçeği ve Psikolojik Sağlamlık Ölçeği kullanılmıştır. Normallik varsayımlarının karşılandığı görüldükten sonra analizlere geçilmiştir. Psikolojik sağlamlık ile aileden algılanan sosyal destek, arkadaştan algılanan sosyal destek ve mevcut yaşam anlamı arasında pozitif ilişki tespit edilmiştir. Psikolojik sağlamlığın, cinsiyet, aileden algılanan sosyal destek, arkadaştan algılanan sosyal destek ve mevcut yaşam anlamı tarafından yordandığı tespit edilmiştir. Elde edilen veriler alan yazın ışığında tartışılmıştır.
- Published
- 2020
16. Türkiye'de Yaşayan Suriyeli Çocuk ve Ergenlerde Psikolojik Sağlamlık
- Author
-
Kurt Akkoyun, Fatma Sevde, Eren, Senem, Kurt Akkoyun, Fatma Sevde, and Psikoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Depresyon ,Refugee ,Resilience ,Depression ,Algılanan Sosyal Destek ,Anksiyete ,PTSD ,Anxiety ,Syrian ,Arkadaş İlişkileri ,Adolescents ,Stress ,Peer Relations ,Parent Relations ,Psikoloji ,Perceived Social Support ,Mülteci ,Ergen ,Stres|TSSB ,Psychology ,Psikolojik Sağlamlık ,Children ,Çocuk|Ebeveyn İlişkileri ,Suriyeli - Abstract
Psikolojik sağlamlık bireylerin psikolojik iyi oluşlarını koruyarak dirençli olmalarını sağlayan çok boyutlu bir yapıdır. Bu çalışmanın amacı, yaşı 10-18 arasında değişen 133 çocuğun psikolojik sağlamlık düzeylerinin algılanan sosyal destek, arkadaş ilişkileri, ebeveyn ilişkileri, depresyon, anksiyete, stres, ihlal, kaçınma, aşırı tepkisellik, duygusal problemler, travma sonrası stres bozukluğu, davranım (conduct) bozukluğu, hiperaktivite ve prososyal davranış açısından incelenmesidir. Katılımcılara Olayların Etkisi Ölçeği, Depresyon, Anksiyete, Stres Ölçeği (DASS-42), Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Çocuk ve Genç Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (ÇGPSÖ-12), Güçler ve Güçlükler Anketi (GGA) ve Aile Akran İlişkileri Ölçeği uygulanmıştır. Katılımcıların %44.4'ü (n=59) kızlardan ve %55.6'sı (n=74) erkeklerden oluşmuştur. Yapılan analizler sonucunda Suriye'de kırsal kesimde yaşayan ve Suriye'de okula giden çocuk ve ergenlerin psikolojik sağlamlığının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Korelasyon analizleri sonucunda, psikolojik sağlamlığın aile, arkadaş, özel birinden algılanan sosyal destek ve toplam algılanan sosyal destek, ebeveynle birliktelik, arkadaş ilişkileri ve ebeveynin arabulucu oluşu ile pozitif yönde ilişkili olduğu; depresyon, anksiyete, stress, ihlal, kaçınma, aşırı tepkisellik ve duygusal problemler ile negatif yönde ilişkili olduğu; davranım bozukluğu, hiperaktivite, arkadaş problemleri, prososyal davranış ve ebeveynlerle yakınlık ile anlamlı bir ilişkisinin olmadığı bulunmuştur. Yapılan regresyon analizleri sonucunda aileden algılanan sosyal desteğin, arkadaş ilişkilerinin, hiperaktivitenin, depresyonun, anksiyetenin, stresin ve travma sonrası stres bozukluğunun bireylerin psikolojik sağlamlığını yordadığı bulunmuştur. Çalışma bulguları, literatürdeki araştırma sonuçlarıyla büyük oranda tutarlılık göstermektedir. Suriyeli çocukların ve ergenlerin psikolojik sağlamlığı üzerinde olumlu veya olumsuz etkiye sahip olabilecek faktörlerin belirlenmesi önleme ve müdahale programlarının geliştirilmesi açısından önemli olacaktır. Resilience is a multidimensional construct which helps individuals to be powerful and maintain their psychological well-being. The aim of this study was to investigate the resilience of 133 children aged 10-18 years in terms of perceived social support, peer relations, parent relations, depression, anxiety, stress, intrusion, avoidance, hyperarousal, emotional problems, PTSD, conduct problems, hyperactivity and prosocial behaviour. Impact of Event Scale-Revised (IES-R), Depression, Anxiety and Stress Scale (DASS-42), The Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS), Child and Youth Resilience Measure (CYRM-12), Strengths and Difficulties Questionnaire (SDQ) and Family Peer Relationship Questionnaire (FPRQ) were administered to the participants. The sample in the study included 59 (44.4%) girls and 74 (55.6%) boys. As a result of the analysis, it was found that the resilience of the children and adolescents who were living in rural regions in Syria and who had an education while in Syria was found to be higher than those who lived in urban areas and didn't have an education. As a result of the correlation analyses, resilience were positively correlated with perceived social support from family, friends, significant other and total perceived support, togetherness with parent, peer relations and parent as a mediator; negatively correlated with depression, anxiety, stress, intrusion, avoidance, hyperarousal and emotional problems. It was found that there was no significant relationship between resilience and conduct problems, hyperactivity, peer problems, prosocial behaviour and nurture disclosure of parents. As a result of ordinary least square regression analyses, it was found that, perceived social support from family, peer relations, hyperactivity, depression, anxiety, stress and Post Traumatic Stress Disorder predicted resilience. The findings of the study were mostly consistent with the related literature. Determining the factors that can have a positive or negative impact on resilience of Syrian children and adolescents will no doubt be significant for developing prevention and intervention programs. 106
- Published
- 2020
17. Suriyeli mülteci ergenlerde psikolojik sağlamlığın gelişmesinde mizahın rolü
- Author
-
Tüzgen, Fatma Esma, Uysal, Burcu, and Tüzgen, Fatma Esma
- Subjects
Depresyon ,Refugees ,Humor Styles ,Resilience ,Depression ,Anksiyete ,Anxiety ,Stres Bozuklukları-post Travmatik ,Mülteciler ,Psikoloji ,Psychology ,Psikolojik Sağlamlık ,Mizah tarzları ,Stress Disorders-post Traumatic - Abstract
YÖK Tez No: 652621 Mülteci ruh sağlığı uzun zamandır problem-odaklı yaklaşımla psikopatoloji semptomlarının varlığı ya da yokluğu üzerinden değerlendirilmektedir. Oysa ki, psikolojik sağlamlık çerçevesi, risk altındaki bireylerin ruh sağlığı konusunda güçlü-yönlere odaklanarak bir paradigma değişikliği önermektedir. Bu sebeple, bu araştırmanın temel amacı Suriyeli mülteci ergenlerin ruh sağlığını anlamak için psikopatoloji ve psikolojik sağlamlığı bir arada incelemek ve mizahın bu ilişkideki rolünü bulmaktır. Alanda yapılmış çalışmalara binaen, bu araştırmada da mizahın olumlu ve olumsuz yönlerini bir arada ele alan mizah tarzları modeli tercih edilmiş ve bu modelin psikolojik sağlamlık ve psikopatoloji problemleri üzerindeki uzantıları incelenmiştir. Mizah tarzları modeli, mizahı olumluluk/olumsuzluk ve kendine/diğerlerine yönelik olma üzerinden sınıflandırmaktadır. Bu çalışma kapsamında İstanbul'daki devlet okulları ve geçici eğitim merkezlerinde öğrenim gören 506 Suriyeli mülteci ergene mizah, psikolojik sağlamlık ve psikopatoloji semptomlarını ölçen bir set uygulanmıştır. Revize Edilmiş Çocuk Olayların Etkisi Ölçeği (CRIES-8), Depresyon-Anksiyete-Stres Skalası (DASS-21), Mizah Tarzları Ölçeği (MTÖ) ve Revize Edilmiş Çocuk ve Genç Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (ÇGPSÖ-R) bu araştırmada kullanılan öz bildirime dayalı ölçeklerdir. Travma ile ilişkili psikopatolojilerin belirleyicilerini bulmak için tanımlayıcı istatistik, tek yönlü çok değişkenli varyans analizi, Pearson korelasyon analizi, kısmi korelasyon ve hiyerarşik çok değişkenli regresyon analizi sonuçlarından faydalanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre yaşın psikopatoloji semptomlarını belirleme üzerinde anlamlı bir etkisi vardır, fakat cinsiyete göre bir fark gözlemlenmemiştir. Aynı zamanda düşük olumsuz mizahın ve yüksek psikolojik sağlamlığın düşük psikopatoloji semptomlarını tahmin ettiği gözlemlenmiştir. Bu araştırma mülteci ruh sağlığını anlamak için psikolojik sağlamlık çerçevesinin özgün bir bakış açısı sunduğunu öneren çalışmaları desteklemektedir. Buna ek olarak, çok boyutlu bir yapısı olan mizahın da hem psikolojik sağlamlık hem de psikopatoloji ile etkileşimde olduğu önerisi desteklenmiştir. Özellikle mizah tarzları ölçeğinde kültüre bağlı farklılıkları olduğu gözlemlendiğinden, bu alanda kültür odaklı çalışılması önerilmektedir. Research on refugee mental health have long been assessed by absence or presence of psychopathology symptoms, with a deficit-based approach. However, the resilience framework offers a paradigm shift towards a strengths-based approach for understanding at-risk individuals' mental health. Therefore, the main objective of this study is to explore Syrian refugee adolescents' mental health by incorporating psychopathology and resilience and determine the role of humor in this relationship. Building on the previous work, this paper highlights the importance of humor style perspective which accounts for both positive and negative functions of humor and considers its implications on resilience and psychopathology problems of intrusion, aversion, depression, anxiety and stress. Humor style model claims that humor needs to be examined based on positivity/negativity and being towards the self/others. To measure humor, resilience and psychopathology; 506 Syrian refugee adolescents were administered a questionnaire set in public schools and temporary education centers in Istanbul. The Children's Revised Impact of Event Scale (CRIES-8), Depression, Anxiety and Stress Scale (DASS-21), Humor Style Questionnaire (HSQ) and Child and Youth Resilience Measure Revised (CYRM-R) were the self-report instruments utilized in the study. Descriptive statistics, multivariate analysis of variance, Pearson's correlation, partial correlation and hierarchical multiple regression were used to reveal the predictors of trauma-related psychopathology problems. The findings of the study revealed a significant change in the psychopathology symptoms due to age but not sex. Moreover, lower negative humor and higher resilience predicted lower psychopathology symptoms. The present study adds to the growing body of research which argues that resilience framework offers a unique way of assessing refugee mental health. Moreover humor as a multidimensional construct interacted with resilience and psychopathology in the current study. Culture-specific differences have been observed specifically in HSQ which requires further inspection.
- Published
- 2020
18. Özel okullarda çalışan öğretmenlerin psikolojik sağlamlıkları ve iş doyumlarının mesleki tükenmişlik düzeylerine etkisi: Mardin ili örneği
- Author
-
Gönen, Tuba, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Koca Ballı, Ayşe İpek, and Psikoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Öğretmen ,Psikoloji ,İş doyumu ,Job satisfaction ,Teacher ,Psychological strength ,Psychology ,Psikolojik sağlamlık ,Tükenmişlik - Abstract
Bir toplumun çağdaş uygarlık düzeyine çıkmasında en önemli öğe, eğitimdir. Eğitim sisteminin yapısal özellikleri ve amacı, çağdaş uygarlığı yakalamanın ve kalkınmayı sağlamanın temelini oluşturmaktadır. Öğretmenlik; insana bilgi, beceri, duygu, değer ve davranış kazandıran bir meslek olması nedeniyle önem arz etmektedir. Mesleğinde başarılı olabilmesi; fiziksel, sosyal ve ruhsal açıdan sağlıklı olmasına bağlı olan öğretmenin özellikleri ile iş yaşamının koşulları sürekli bir etkileşim halindedir. Öğretmenlerin mesleklerini etkili bir şekilde yapabilmeleri, yeteneklerini algılayabilmeleri ve kendilerine olan özgüvenleri ile doğru orantılıdır. Ancak; öğretmenlerin karşılaştıkları ve mücadele etmek zorunda oldukları problemler, psikolojik sağlamlıkları, mesleklerinden doyum sağlayamamalarına ve mesleğin stresinden kaynaklanan tükenmişlik duygusunu yaşamalarına neden olabilmektedir. Bu araştırmada veriler, Mardin ilinde özel kurum olarak faaliyet gösteren okullarda çalışan 260 öğretmenden anket uygulanarak toplanmıştır. Ankette yer alan 6 maddelik Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, 20 maddelik Minnesota İş Doyum Ölçeği ve 22 maddelik Maslach Tükenmişlik Envanteri ile katılımcılardan elde edilen veriler, SPSS Statistics 17.00 ve LİSREL 9.1 programları ile analiz edilmiştir. Veri analizleri ölçeklerden elde edilen toplam puanlar üzerinden gerçekleştirilmiştir. İş doyum ve alt boyutu olan içsel doyum puanları cinsiyetlere göre anlamlı fark gösterirken, psikolojik sağlamlık ve tükenmişlik, tükenmişlik alt boyutlarında anlamlı fark göstermemektedir. İş doyum ve içsel doyum ortalamaları kadınlarda erkeklere göre daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. vii Mesleğini isteyerek seçenlerin öğretmenlerin, iş doyumu, içsel doyum, dışsal doyum, tükenmişlik, duygusal tükenmişlik, duyarsızlaşma ve kişisel başarı boyutlarında anlamlı olduğu saptanmıştır. Tükenmişlik alt boyutları olan duyarsızlaşma ve kişisel başarı puanları, medeni duruma göre anlamlı fark gösterirken psikolojik sağlamlık, iş doyum ve tükenmişliğin duygusal tükenmişlik alt boyutunda medeni duruma göre anlamlı bir fark göstermemektedir. Duyarsızlaşma ve kişisel başarı ortalamaları bekarlarda evlilere göre daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. Sonuç olarak, özel okullarda çalışan öğretmenlerin psikolojik sağlamlıkları ve iş doyumlarının mesleki tükenmişlik üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu saptanmıştır. Ayrıca yapılan basit ve çoklu doğrusal regresyon analizleri sonucunda; psikolojik sağlamlık ve iş doyum alt boyutlarında içsel doyum ve dışsal doyumun tükenmişlik üzerinde rol oynadığı görülmüştür., Education is the most important element in the rise of a society to the level of modern civilization. The structural features and purpose of the education system constitute the basis of capturing contemporary civilization and ensuring development. Teaching; It is important because it is a profession that gives people knowledge, skills, emotions, value and behavior. To be successful in his profession; The characteristics of the teacher, who depends on being physically, socially and mentally healthy, and the conditions of business life are in constant interaction. It is directly proportional to teachers' ability to do their profession effectively, to perceive their talents and selfconfidence. But; The problems that teachers face and have to struggle can cause their psychological soundness, lack of satisfaction from their profession and experience a sense of burnout caused by the stress of the profession. In this research, the data were surveyed on 260 teachers working in schools operating as private institutions in mardin province and callected yhen. The questionnaire was analyzed with brief psychological scale which includes 6 items, minnesta job satisfaction scale which includes 20 items, maşlah burnout ınventory which includes 22 items, SPSS statistics 17.00 and Lisren 9.1 programs. Dta analysis was performed on the total scares obtained fro the scales. While the internal satisfaction scores, which are job satisfaction and subdimension, show a significant difference according to gender, psychological resilience and burnout do not show a significant difference in burnout sub-dimensions. It is ix observed that the average of job satisfaction and internal satisfaction is higher in women than men. It was determined that the teachers who chose their profession willingly have meaningful dimensions in terms of job satisfaction, internal satisfaction, external satisfaction, burnout, emotional burnout, depersonalization and personal success. Depersonalization and personal achievement scores, which are sub-dimensions of burnout, show a significant difference according to marital status, whereas psychological resilience, job satisfaction and burnout do not show a significant difference according to marital status in emotional burnout sub-dimension. The depersonalization and personal success averages are higher in singles than in married people. As a result, ıt was found that psycholocical stability and job satisfaction of teachers working in privete schools had a significant effect on Professional burnout. In addition, as a resuıt of simple and multiple linear regression analysis: ın the psychological robustness and job satisfaction sub-dimensions, internal satisfaction and externl satisfaction played a role on burnout.
- Published
- 2020
19. Akademisyenlerin Psikolojik Sağlamlık ve Mutluluklarının Belirleyicileri Olarak Sosyal ve Örgütsel Destek - Social and Organizational Support as Determinants of Psychological Resilience and Happiness of Academicians
- Author
-
Serpil Köse, Hasan Hüseyin Uzunbacak, and Tahsin Akçakanat
- Subjects
Örgütsel Destek ,Organizational Support ,media_common.quotation_subject ,Social Support ,Survey sampling ,Mutluluk ,Happiness ,Context (language use) ,lcsh:Business ,Affect (psychology) ,Structural equation modeling ,LISREL ,Social support ,Psychological Resilience ,Organizational justice ,Psikolojik Sağlamlık ,Sosyal Destek ,lcsh:HF5001-6182 ,Psychology ,Social psychology ,media_common - Abstract
Bu araştırmada akademisyenlerin psikolojik sağlamlığını ve mutluluklarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi üzerine odaklanılmıştır. Bu kapsamda sosyal ve örgütsel destek araştırmanın bağımsız değişkenleri olarak belirlenmiş ve model oluşturulmuştur. Çalışmada ayrıca psikolojik sağlamlığın mutluluk üzerine etkisi de incelenmektir. Bu çalışmada, Süleyman Demirel Üniversitesi ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde çalışan 271 akademisyen araştırmanın örneklemini teşkil etmektedir. Kolayda örneklem metodu kullanılarak, örneklemden anket tekniği kullanılarak elde edilen veriler, SPSS ve Lisrel programları kullanılarak yapısal eşitlik modeli ile analiz edilmiştir. Yapılan analiz neticesinde, hem sosyal desteğin hem de örgütsel desteğin, psikolojik sağlamlık ve mutluluk üzerinde pozitif etkileri olduğu görülmüştür. Ayrıca psikolojik sağlamlığın, mutluluk üzerinde de pozitif etkisi olduğu sonucu elde edilmiştir. Boyutlar bazında analiz yapıldığında, akademisyenlerin mutluluklarının belirleyicilerinin arkadaş desteği, örgütsel adalet ve psikolojik sağlamlık olduğu bulunmuştur. Araştırma sonuçlarına göre akademisyenlerin mutlulukları üzerine en yüksek etkide bulunan değişken psikolojik sağlamlıktır. This research focuses on determining the factors that affect the psychological resilience and happiness of academicians. In this context, social and organizational support was determined as independent variables of the research, then the model was created. The study also examines the effect of psychological resilience on happiness. In this study, 271 academicians working at Süleyman Demirel University and Mehmet Akif Ersoy University constitute the sample of the researcher. The data obtained using convenience sampling method and sample survey technique were analysed with SPSS and Lisrel programs using the structural equation model. As a result of the analysis, both social support and organizational support were found to have positive effects on psychological resilience and happiness. In addition, it was concluded that psychological resilience has a positive effect on happiness. When dimensions were analysed on a case-by-case basis, it was found that the determinants of the happiness of academicians are friend support, organizational justice and psychological resilience. According to the results of the research, it is the variable "psychological resilience" which has the highest effect on the happiness of the academicians.
- Published
- 2018
20. The role of self–esteem and passion in determining resilience in athletes: an application of structural equation modelling
- Author
-
Pakize Keskin, Selma Civar Yavuz, Nazmi Bayköse, and Mustafa Kilinç
- Subjects
self-esteem ,psikolojik sağlamlık ,lcsh:Sports ,tutkunluk ,05 social sciences ,050109 social psychology ,050105 experimental psychology ,lcsh:GV557-1198.995 ,passion ,benlik saygısı ,0501 psychology and cognitive sciences ,Psychology ,Humanities ,resilience - Abstract
Ama c : Bu calismanin amaci benlik saygisi ve tutkunlugun, sporcularda psikolojik saglamligi yordama da ki rolunun belirlenmesidir. Materyal ve Yontem: Calismaya bireysel ve takim sporlariyla ugrasan 105 kadin (X yas =19,50±1,45) ve 132 erkek (X yas =21,27±2,76) toplam 237 (X yas =20,49±2,44) universiteli sporcu katilmistir. Sporculara “Kisisel Bilgi Formu”, “Sporda Tutkunluk Olcegi”, “Rosenberg Benlik Saygisi Olcegi” ve “Kisa Psikolojik Saglamlik Olcegi” uygulanmistir. Sporcularda psikolojik saglamlik ile benlik saygisi ve tutkunluk duzeyi arasindaki iliskiyi modellemek amaciyla tanimlayici istatistikler ve “Yapisal Esitlik Modellemesi” (YEM) teknigi kullanilmistir. Arastirmanin sonuclarina gore ilgili bulgular asagida belirtilmistir. Bulgular: AMOS programi kullanilarak olusturulan yapisal esitlik modellemesi sonuclarina gore, psikolojik saglamlik ile benlik saygisi arasindaki regresyon katsayisi 0,58(p
- Published
- 2017
21. Ortaokul öğrencilerinin dijital oyun bağımlılığı ile psikolojik sağlamlık ve bilinçli farkındalık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
- Author
-
Keskin, Burcu, Akça, Figen, Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı/Rehberlik ve Psikolojik Danışma Bilim Dalı., and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Resilience ,Secondary school students ,Digital games ,Eğitim ve Öğretim ,Dependency ,Psikolojik sağlamlık ,Bilinçli farkındalık ,Digital game addiction ,Psikoloji ,Education and Training ,Psychology ,Dijital oyun bağımlılığı ,Mindfulness - Abstract
Bu araştırmanın temel amacı ortaokul öğrencilerinin dijital oyun bağımlılığı ile psikolojik sağlamlık ve bilinçli farkındalık düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını ve dijital oyun bağımlılığının bazı sosyo-demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. İlişkisel tarama modeline göre yapılan bu araştırmada veri toplama aracı olarak Çocuklar İçin Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği, Çocuk ve Genç Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, Çocuk ve Ergenler İçin Bilinçlilik Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmaya 2018-2019 eğitim öğretim yılında Bursa Osmangazi ilçesindeki resmi ortaokul ve imam hatip ortaokullarında öğrenim görmekte olan 604 öğrenci katılmıştır. Verilerin analizinde ilişkisiz örneklemler için t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu teknikleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; dijital oyun bağımlılığı ile psikolojik sağlamlık arasında negatif yönde, dijital oyun bağımlılığı ile bilinçli farkındalık arasında negatif yönde ve psikolojik sağlamlık ile bilinçli farkındalık arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Bununla birlikte dijital oyun bağımlılığının cinsiyet, anne babanın birliktelik durumu, okul başarı durumu algısı, olumsuz yaşam olayları yaşama, sosyal destek algısı, sahip olunan dijital oyun araçlarına göre farklılaştığı bulunmuştur. Bu bulgulardan hareketle psikolojik sağlamlık ve bilinçli farkındalık temelli önleyici çalışmalar yapılabileceği, deneysel çalışmalar yapılarak oyun bağımlılığı üzerinde etkilerinin araştırılabileceğine yönelik önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Bilinçli farkındalık, dijital oyun bağımlılığı, psikolojik sağlamlık The main purpose of this study is to investiagate whether there is a significant relationship between secondary school students's digital game addiction, resilience and mindfulness levels. In addition, it was investigated whether digital game addiciton varies according to some socio-demographic variebles. In this study, which was conducted on the basis of the relational screening model, Digital Game Addiction Scale for Children, Child and Youth Resilience Measure, Child and Adolescents Mindfulness Measure and Personal Information Form were used. In the 2018-2019 academic year, 604 students who were studying at secondary schools in Bursa Osmangazi distrisct participated in the study. In the analysis of the data, t-test for unrelated samples, one way analysis of variance (ANOVA), Pearson Moments Multiplication Correlation techniques were used. As a result of the research, digital game addiction and resilience were found to be significantly correlated in the negative direction, digital game addiction and mindfulness were significantly correlated in the negative direction, resilience and mindfulness were significantly correlated in the pozitive direction. In addition, it was found that digital game addiction differed according to gender, parent's togetherness, school success, negative life events, social support perception and gaming tools. Keywords: Digital game addiction, mindfulness, resilience 146
- Published
- 2019
22. Examining the relationship between the eighth grade students' perception of school climate and academic resilience according to academic achievement
- Author
-
Asaroğlu, Merve, Erdoğan, İrfan, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, İÜC, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, and Asaroğlu, Merve
- Subjects
School achievement ,Resilience ,School climate ,Children under risk ,Eğitim ve Öğretim ,Psikolojik sağlamlık ,Akademik başarı ,Academic achievement ,Okul başarısı ,Psikoloji ,Okul iklimi ,Risk altındaki çocuklar ,Education and Training ,Psychology - Abstract
YÖK Tez No: 582681 Bu araştırmanın temel amacı ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin akademik başarılarına göre okul iklimi algıları ve akademik sağlamlık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırma 2017-2018 eğitim-öğretim yılında İstanbul ilindeki okullara devam eden 243 kız ve 249 erkek olmak üzere toplam 492 öğrencinin katılımı ile yürütülmüştür. Araştırmaya katılan öğrencilere Okul iklimi Ölçeği, Sağlamlık ve Ergen Gelişim Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu uygulanmıştır. Araştırma sonucu elde edilen veriler Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu, İlişkisiz Örneklem T-Testi, Regresyon Analizi ve Tek Yönlü Varyans Analizi teknikleriyle çözümlenmiştir. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin okul iklimi algıları ile akademik sağlamlık durumları arasında anlamlı düzeyde ilişki bulunduğu görülmüştür. Akademik sağlamlığın alt boyutları ile okul iklimi algısı arasında en yüksek ilişki okul içi ilişkilerde ilgi ve yüksek beklentiler arasında olduğu; okul ikliminin alt boyutları ile akademik sağlamlık arasında ise en yüksek korelasyonun destekleyici öğretmen davranışları arasında olduğu görülmüştür. Okul iklimi algısı ve akademik başarının akademik sağlamlığın anlamlı bir yordayıcısı olduğu ve birlikte %35 oranında akademik sağlamlığı yordadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin akademik sağlamlık düzeyleri ile akademik başarı, baba eğitim düzeyi, gelir düzeyi ve okul aktivitelerine katılıp katılmama arasında da anlamlı bir ilişki bulunduğu demografik değişkenlerden sadece cinsiyetin ilişkisiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğrencilerin okul iklimi algısı ve akademik başarı puanları arasında da anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular ilgili literatür doğrultusunda tartışılmıştır. The main aim of this study is to investigate the academic resilience with regard to school climate perceptions and academic achievement of middle school 8th grade students. The research was conducted with the participation of 492 students, 243 females and 249 males attending the schools in İstanbul in 2017-2018 academic year. School Climate Scale, Resilience and Youth Development Module and Demographic Information Form were administered to the participants. Pearson Product Moment Correlation, Independent Sample T-test, Multiple Linear Regression and One-Way ANOVA were used to analyze the obtained data. The results indicated that there was a significant relationship between academic resilience and school climate perceptions. The highest correlation among the dimensions of academic resilience and perception of school climate is between interest and high expectations in school relations and academic resilience; and the highest correlation among school climate dimensions and academic resilience is found between supportive teacher behaviors and school climate. It was found that school climate perception was a significant predictor of academic resilience and dimensions of school climate perception and academic achievement explained 35% of variance in academic resilience. It was concluded that there is significant relationship between academic resilience and academic achievement, the level of father education, the level of income and whether or not to participate in school activities; however, there is no significant relationship between academic resilience and gender. In addition, it was concluded that there was a significant positive relationship between perceived school climate and academic achievement scores.
- Published
- 2019
23. Ergenlerde psikolojik sağlamlığın sosyal dışlanma, sosyal kaygı, cinsiyet ve sınıf düzeyi açısından incelenmesi
- Author
-
Işık, Yakup, Çelik, Eyüp, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Doçent Doktor Eyüp Çelik, and Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bilim Dalı
- Subjects
Social anxiety ,sosyal dışlanma ,Resilience ,Social exclusion ,Eğitim ve Öğretim ,Sosyal kaygı ,Psikolojik sağlamlık ,Adolescents ,Measurement and evaluation ,Psikoloji ,Education and Training ,Psychology ,Sex ,Ergenlik ,Education level ,psikolojik dışlanma - Abstract
Bu çalışmanın amacı, ergenlerde psikolojik sağlamlığın, sosyal dışlanma, sosyal kaygı, cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenleri açısından incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubu, 2017-2018 eğitim öğretim yılında İstanbul'un Başakşehir (1 lise), Bayrampaşa (1 lise), Gaziosmanpaşa (1 lise) ve Sultangazi (4 ortaokul, 2 lise) ilçelerinden farklı nitelikteki devlet okullarının 7, 8, 9, 10 ve 11. sınıfına devam eden gönüllü 521 öğrenciden oluşmaktadır. Bu okulların 2'si Ortaokul, 2'si İmam Hatip Ortaokulu 2'si Anadolu Lisesi, 1'i İmam Hatip Lisesi ve 2'si Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olmak üzere toplam sayısı 9'dur. Katılımcıların 258'i (%49.5) kız, 263'ü (%50.5) erkek öğrenciden oluşmakta, 97'si (%18.62) 7. sınıfa, 116'sı (%22.26) 8. sınıfa, 108'i (%20.73) 9. sınıfa, 103'ü (%19.77) 10. sınıfa ve 97'si (%18.62) 11. sınıfa devam etmektedir. Araştırmada öğrencilerin cinsiyeti ve sınıf seviyesine ilişkin veriler Kişisel Bilgi Formu ile toplanmştır. Psikolojik sağlamlık düzeyine ilişkin veriler Liebenberg, Ungar ve Van de Vijver (2012) tarafından geliştirilen, Liebenberg, Ungar ve LeBlanc (2013) tarafından 12 maddelik kısa form çalışması yapılan ve Arslan (2015) tarafından Türkçe'ye uyarlaması yapılan Çocuk ve Genç Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ile toplanmıştır. Sosyal dışlanma düzeyine ilişkin veriler Gilman, Carter-Sowell, DeWall, Adams ve Carboni (2013) tarafından geliştirilen, Sertelin-Mercan (2016) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Ergenler İçin Sosyal Dışlanma Yaşantısı Ölçeği ile toplanmıştır. Sosyal kaygı düzeyine ilişkin veriler La Greca, Dandes, Wick, Shaw ve Stone (1988) tarafından geliştirilen, La Greca ve Stone (1993) tarafından revize edilen, La Greca ve Lopez (1998) tarafından ergenlere uyarlaması yapılan ve Türkçe'ye uyarlaması Aydın ve Tekinsav-Sütçü (2007) tarafından yapılan Ergenler İçin Sosyal Kaygı Ölçeği ile toplanmıştır.Toplanan veriler araştırmanın problemleri doğrultusunda korelasyon analizi, t testi, tek yönlü varyans analizi ve regresyon analizine tabi tutulmuştur. Yapılan korelasyon analizi sonucu, sosyal dışlanmanın alt boyutlarının her ikisiyle (görmezden gelinme, dışlanma) ve sosyal kaygı ile psikolojik sağlamlık arasında negatif yönde, istatistiksel açıdan anlamlı ilişkilerin olduğu tespit edilmiştir. Çoklu regresyon analizi sonucunda görmezden gelinme, dışlanma ve sosyal kaygı değişkenlerinin, psikolojik sağlamlığın anlamlı birer yordayıcısı oldukları tespit edilmiştir. T testi sonucunda cinsiyet değişkeni açısından psikolojik sağlamlık düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı bulgusu elde edilmiştir. Tek yönlü varyans analizi sonucunda ise psikolojik sağlamlık düzeyinin 7. sınıftan 9. sınıfa doğru düşüş gösterip 9. Sınıftan 11. sınıfa doğru tekrar yükseldiği fakat yalnızca 9. sınıf öğrencilerinin 7. Sınıf öğrencilerinden anlamlı düzeyde düşük psikolojik sağlamlığa sahip olduğu tespit edilmiştir. The purpose of this study was to investigate resilience level of adolescences in terms of ostracism, social anxiety, gender and grade level. The sample of this study consists of volunteer 521 students, studying in 7th, 8 th, 9th, 10th and 11th grades of public middle and high schools have different qualifications in districts of İsatanbul, Başakşehir (1 high school), Bayrampaşa (1 high school), Gaziosmanpaşa (1 high school) and Sultangazi (4 middle school, 2 high school) in 2017-2018 academic year. 2 of these schools are middle schools, 2 are İmam Hatip Middle Schools, 1 is Anatolian İmam Hatip High School, 2 are Anatolian High Schools and 2 are Vocational and Technical Anatolian High schools, in this way total nuber of the schools are 9. 258 (49.5%) of participants are female and 263 (50.5%) are male. 97 (%18.62) of participants are in 7th grade, 116 (%22.26) are in 8th, 108 (%20.73) are in 9th, 103 (%19.77) are in 10th and 97 (%18.62) are in 11th grade. In the study, gender and grade level informations of the students have been collected by Personal Information Form developed by the researcher, resilience level data has been collected by Child and Youth Resilience Measure, developed by Liebenberg, Ungar and Van de Vijver (2012), revised by Liebenberg, Ungar and LeBlanc (2013) as 12-items form and adapted by Arslan (2015). The data of ostracism level has been collected by Ostracism Experience Scale For Adolescents, developed by Gilman, Carter-Sowell, DeWall, Adams ve Carboni (2013), adapted by Sertelin-Mercan (2016). The data of social anxiety level has been collected by Social Anxiety Scale For Adolescents developed by La Greca, Dandes, Wick, Shaw and Stone (1988), revised by La Greca and Stone (1993), adapted to adolescents by La Greca and Lopez (1998) and adapted to Turkish by Aydın and Tekinsav-Sütçü (2007).Towards the problems of the study, research data has been analysed by using correlation analysis, t test, one way ANOVA variance analysis and regression analysis. In the result of correlation analysis, stastistically meaningful negative correlations have been found between resilience and both of subscales of ostracism (being ignored, being excluded) and social anxiety among adolescents. As a result of regression analysis it has been obtained that being ignored, being excluded and social anxiety are significant predictors of resilience. In qonsequence of t test it has been observed that the resilience level of adolescents doesn't differ by gender. One-way ANOVA results also indicated that the resilience level of adolescents are declining from 7th grade to 9th grade and rising from 9th grade to 11th grade. But, the only statistically meaningful difference is that the 9th grade students' resilience level is dramatically lower, compared to the 7th grade students'. 99
- Published
- 2019
24. Üniversite öğrencilerinde duygu düzenleme stratejileri ile psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkinin incelenmesi
- Author
-
Öztürk, Hüseyin, Sütçigil, Levent, Psikoloji Anabilim Dalı, HKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Psikoloji Anabilim Dalı, and Öztürk, Hüseyin
- Subjects
psikolojik sağlamlık ,duygu düzenleme stratejileri ,Psikoloji ,üniversite öğrencileri ,Psychology - Abstract
Bu çalışmada, lisans öğrencilerinde duygu düzenleme stratejileri ile psikolojik sağlamlık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada korelasyonel yöntem kullanılmıştır. Çalışmaya Gaziantep'te Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde ve İstanbul'da Marmara Üniversitesi'nde birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflarda öğrenim gören 404 lisans öğrencisi katılmıştır. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi formu, Duygu Düzenleme Ölçeği ve Yılmazlık Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen veriler üzerinde, sürekli değişkenler arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için Pearson Korelasyon analizi, sürekli verilerden ikili grupların karşılaştırılmasında bağımsız örneklemler t-testi, ikiden fazla grubun karşılaştırılmasında ise ANOVA analizi kullanılmıştır. Yılmazlık Ölçeği Puanlarının değerlendirilmesinde Bilişsel Duygu Düzenleme Ölçeği alt boyutlarının hangisinin kullanıldığını ortaya çıkarmak için çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Yapılan çalışmanın sonucunda; psikolojik sağlamlık ile bilişsel duygu düzenleme arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur.Anahtar kelimeler: psikolojik sağlamlık, duygu düzenleme stratejileri, üniversite öğrencileri. This study aimed to investigate the relationship between the emotion regulation strategies and the psychologic resilience levels in undergraduate students. Correlational method was used in the study. The study involved first, second, third and fourth grades 404 students at Hasan Kalyoncu University in Gaziantep and at Marmara University in Istanbul, Turkey.The emotion regulation questionnaire, the resilience scale and personal information forms were used for collecting the data. The Pearson Correlation analysis was used for evaluating the relationship between continuous variables in the data obtained from the study. The t-test was used for two-group comparisons of continuous data, and the ANOVA analysis was used for comparing more than two-groups. A multiple regression analysis was performed to test the resilience scale scores with the cognitive emotion regulation sub scales. The study results showed that there was a significant relationship between psychologic resilience and cognitive emotion regulation.Keywords: psychologic resilience, emotion regulation strategies, undergraduate students. 94
- Published
- 2019
25. Ergenlerin psikolojik sağlamlıklarının boyun eğici davranışlar ve öz anlayış açısından incelenmesi
- Author
-
Kaygisiz, Fatmanur, Traş, Zeliha, Danışman: 52004, NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Ergenler ,Psikoloji ,Submissive behaviours ,Boyun eğici davranışlar ,Resilience ,Eğitim ve Öğretim ,Öz-anlayış ,Education and Training ,Psychology ,Psikolojik Sağlamlık ,Adolescents ,Self-compassion - Abstract
Bu araştırmanın amacı ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeylerini boyun eğici davranışlar ve öz- anlayış açısından incelemektir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, farklı okullara devam etmekte olan 11 ve 12. sınıf lise öğrencilerinden tesadüfî küme örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Araştırmaya 293 kız ve 225 erkek, 518 lise öğrencisi katılmıştır. Araştırmada verileri toplamak amacıyla Psikolojik Sağlamlık ve Ergen Gelişim Ölçeği, Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği, Öz- Anlayış Ölçeği, Risk Faktörleri Belirleme Listesi ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmada, t testi, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Tekniği ve çok yönlü hiyerarşik regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, ergenlerin cinsiyet değişkenine göre psikolojik sağlamlık ölçeğinin dışsal koruyucu faktörler puan ortalamaları arasında anlamlı fark ortaya çıkmazken, içsel koruyucu faktörler alt boyutunda kız öğrenciler lehine anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Ergenlerin psikolojik sağlamlık ile boyun eğici davranışlar ölçeğinden aldıkları puan ortalamaları arasında sadece dışsal koruyucu faktörler alt boyutunda düşük düzeyde negatif bir ilişki bulunmuştur. Öğrencilerin psikolojik sağlamlık ile öz anlayış ölçeğinden aldıkları puan ortalamaları arasında anlamlı ve pozitif bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, öz anlayış puanlarının psikolojik sağlamlık ölçek puanları üzerinde yordayıcı olduğu bulunmuştur., The aim of this research is analysing adolescents' level of resilience in terms of submisive behaviours and self-compassion. In this research, relational survey model is used. The study group of this research is made of students who selected from different high schools (11th and 12 th grade) by using random cluster sampling model. 518 high school students attend to this research. 293 of them are female and 225 of them are male. In order to collect data, Resilience and Youth Development Module, Submissive Behaviours Scale, Self Compassion Scale, Risk Factor Designation List and Personal Information Form are used. In this research, t-test, Pearson Product Moment Correlation technique, versatile hierarchic regression analysis are used. According to the research, it isfound that according to the gender of adolescents there weren't any differences in the resilience scale's external protective factor average score. On the other hand, it isfound that at the intrinsic protective factor subdimention, there is a meaningful difference -favorably female students-. It is found that there is a low level negative relationship between adolescents' resilience scale average score and submissive behaviours scale average scorein terms of external peotective subdimension. At the same time, it isfound that there is a positive and meaningful relationship between students' resilience scaleaverage score and students' self- compassion scale average score. Acording to research findings, it is clear thatself compassion scale score is a significant predictor of resilience scale score.
- Published
- 2019
26. Genç yetişkin erkeklerin algıladıkları baba tutumları ile bireyleşme arasındaki ilişkide psikolojik sağlamlığın düzenleyici rolü
- Author
-
Karadeniz, Gülçin, Çelen, Hacer Nermin, Psikoloji Ana Bilim Dalı, Çelen, H. Nermin, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Karadeniz, Gülçin
- Subjects
Father-child interaction ,Individual structure ,Resilience ,Men ,Psikolojik sağlamlık ,Individualism ,Youngs ,Paternal ,Algılanan baba tutumu ,Individuation ,Fathers ,Perceived parenting ,Psikoloji ,Genç yetişkinlik ,Psychology ,Individualization ,Babalık ,Early adulthood ,Bireyleşme - Abstract
Mahler, insan yavrusunun biyolojik doğumunun psikolojik doğumu ile aynı zamanda olmadığı görüşünü geliştirmiş ve "ayrışma-bireyleşme" kavramlarına vurgu yapmıştır (Mahler, Pine ve Bergman, 2003). Bu süreçte de ebeveynlik bağlamının ne denli önemli olduğu gerek erken çocukluk döneminde gerekse ergenlik döneminde yapılan araştırmalarla vurgulanmaktadır (Özdemir, 2009). Bu araştırmanın sorunsalı ise; risk faktörlerinin gölgesinde yaşamına devam eden günümüz genç yetişkininin geçtiği serüvenlerden nasıl bir psikolojik sağlamlık gösterirse büyük bir ödüle kavuştuğu yani "bireyleştiği"dir. Araştırma kapsamında, genç yetişkin erkeklerin algıladıkları babalık stili ile bireyleşme süreçleri arasındaki ilişkide psikolojik sağlamlığın düzeyenleyici rolü ele alınmıştır. Çalışmaya, 402 genç yetişkin erkek katılmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında 95 sorudan oluşan ve iki bölüme sahip bir form kullanılmıştır. Birinci bölümde demografik bilgiler, ikinci bölümde araştırma ölçekleri yer almıştır. Bu ölçekler; babaya yönelik tutum ölçeği, kendini toparlama gücü ölçeği ve bireyleşme ölçeğidir. Ayrıca katılımcılara açık uçlu sorular sorularak babalık hakkındaki görüşleri de alınmaya çalışılmıştır., Mahler developed the theory that the human offsprings do not undergo biological birth and the psychological birth concurrently and underlined his seperation-individuation theory (Mahler, 2003). The importance of parenting both in early childhood and in adoloscence has been reinforced in this context (Özdemir, 2009). One problematic issue in this research is; how todays youth could earn the great reward as in 'becoming an individual' for keeping up strong psychological appearances through the stressful adventures of living under such risk factors. As part of the research, the moderating role of resilience in the relationship between the perceived parenting and the individuation process has been scrutinized. A sample of 402 young men has participated in the study. A questioonaire composing of 95 questions in two parts was applied for data collection. The first part consisted of demographical information whereas the second part consisted of the research scale. These scales analyse, Attitude towards the father, the power to bounce back and individuation. The participants were also asked a number of open ended questions in order to collect their views on fatherhood.
- Published
- 2019
27. 23 yaş üstü bireylerde travma sonrası büyüme düzeyinin travmatik yaşantı türü, algılanan sosyal destek, dünyaya ilişkin varsayımlar, psikolojik sağlamlık ve ruhsal belirti düzeyi değişkenleri ile yordanması
- Author
-
Kina, Dilara, Kahraman, Hanife, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Resilience ,Posttraumatic Growth ,Algılanan Sosyal Destek ,Trauma ,Travmatik Yaşantı ,Social support ,Psikoloji ,Travma ,Perceived Social Support ,Collective Political Trauma ,Psychological Resilience ,Psychology ,Psikolojik Sağlamlık ,Kolektif Politik Travma ,Traumatic Event ,Travma Sonrası Büyüme - Abstract
Bu çalışmada kolektif politik travmalara maruz kalan 23 yaş üstü bireylerin travma sonrası büyüme düzeyinin algılanan sosyal destek, dünyaya ilişkin varsayımlar, psikolojik sağlamlık ve ruhsal belirti değişkenleri ile ilişkisi araştırılmıştır. Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan ve çoklu travmalara maruz kalan 324 katılımcı ile “Travma Sonrası Büyüme Anvanteri”, “Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği”, “Dünyaya İlişkin Varsayımlar Ölçeği”, “Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği” ve “SCL-90-R Belirti Tarama Listesi” kullanılarak değerlendirildi. Araştırmanın dahilinde yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi dünyaya ilişkin varsayımlar, algılanan sosyal destek ve ruhsal belirti düzeyinin travma sonrası büyüme düzeyinin yordayıcıları olduğunu gösterdi. Psikolojik sağlamlık düzeyinin travma sonrası büyüme düzeyine etkisi anlamlılığa yakın düzeyde bulunmuştur. Regresyon analizi bulgularına göre travma sonrası büyümenin en güçlü yordayıcısının dünyaya ilişkin varsayımlar olduğu belirlendi. Travmatik yaşantı türüne göre ölçeklerden alınan puan ortalamalarını karşılaştırmak için yapılan Bağımsız Gruplar t-Testi sonuçlarına göre işkence yaşantısı olan katılımcıların ruhsal belirti düzeylerinin daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Hapsedilme yaşantısı olan katılımcıların ruhsal belirti düzeyleri ve psikolojik sağlamlıkları daha yüksek düzeyde bulunmuştur. Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi sonuçlarına göre katılımcıların gelir düzeyine göre psikolojik sağlamlık, algılanan sosyal destek ve ruhsal belirti düzeyleri arasında farklılık olduğu belirlenmiştir. Eğitim düzeyine göre algılanan sosyal destek, psikolojik sağlamlık ve ruhsal belirti düzeyleri arasında farklılık olduğu belirlenmiştir. Elde edilen bulgular ilgili alanyazın ışığında tartışılmış ve bazı öneriler sunulmuştur., The level of posttraumatic growth of individuals over 23 years of age who had been exposed to this class of collective political traumas was related to perceived social support, personal assumptions related to the World, psychological resilience and menthal symptoms variables. This evaluated by using ”An Growth İnventory After Trauma“, ” Multidimensional Scale of Perceived Social Support MSPSS”, “Scale Of Assumptions Related To The World“, ”Short Psychological Robustness Scale“ and “SCL-90- R Symptom Checklist “ with 324 people who living in Yüksekova district of Hakkari and exposed to multiple traumas Data were analyzed with Multiple Linear Regression Analyses. Multiple linear regression analysis conducted within the research showed that the predictions of the world, predicted social support and the level of menthal symptoms were predictors of post-traumatic growth. According to the regression analysis findings, it is determined that the most powerful predictor of posttraumatic growth is the assumptions about the world. According to the results of Independent Groups t-Test conducted to compare to compare the averages of scales according to the traumatic type of experience, it was determined that the menthal symptom levels of the participants who had torture experience were higher. The level of psychological symptoms and psychological resilience of the participants with incarceration experience were higher. According to the results of the One-Way Analysis Of Variance, it was determined that there is a difference between the perceived social support, psychological resilience and the psychological symptom levels of the participants depending on their income levels. It was determined that there was a difference between perceived social support, psychological stability and psychological symptom levels according to education level. The findings are discussed in the light of the related literature and some suggestions are presented.
- Published
- 2019
28. Pilotlarda iş güvencesizliği algısı ile psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkide sürekli kaygının rolü
- Author
-
Sekban, Beldem, Hayran, Rukiye, Diğer, Işık Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı, and Sekban, Beldem
- Subjects
İş güvencesizliği ,The resilience ,Psikoloji ,Trait anxiety ,RC1085 .S45 2019 ,Psychology ,Psikolojik sağlamlık ,Air pilots -- Mental health ,Aviation psychology ,Sürekli kaygı ,Job insecurity ,Air pilots -- Psychology - Abstract
Text in Turkish ; Abstract: Turkish and English Includes bibliographical references (leaves 48-59) x, 67 leaves Amaç: Bu araştırma, pilotlarda iş güvencesizliği algısı ile psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkinin ve sürekli kaygının rolünün incelenmesini amaçlamıştır. Yöntem: Araştırma evrenini sivil havacılığa bağlı pilotlar oluşturmaktadır. Araştırma örneklemini ise internet üzerinden uygulanan anketlere gönüllü olarak katılmayı kabul eden 73’ü kaptan pilot ve 38’i yardımcı pilot olmak üzere 111 erkek pilot oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında veri toplama araçları olarak Sosyodemografik Özellikler ve Veri Formu, İş Güvencesizliği Ölçeği, Sürekli Kaygı Envanteri ve Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan kişilerin iş güvencesizliği, sürekli kaygı ve psikolojik sağlamlıkları değerlendirildiğinde; değişkenlerin kendi aralarında anlamlı bir ilişkisi olduğu bulunmuştur. Araştırmanın bulguları incelendiğinde, pilotların sürekli kaygıları ve psikolojik sağlamlıkları arasında negatif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca sürekli kaygı değişkeninin psikolojik sağlamlık üzerinde anlamlı bir yordayıcı rolü olduğu görülmektedir. İş güvencesizliğinin alt boyutu olan algılanan işe ilişkin güçsüzlük ile sürekli kaygı arasında pozitif yönlü, zayıf düzeyde ve anlamlı bir ilişki bulunurken psikolojik sağlamlık arasında ise negatif ve anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Sonuç: Bu araştırmada pilotların iş güvencesizliği algısının psikolojik sağlamlıkla ilişkisi ve sürekli kaygının aracı rolü incelenmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre pilotlarda algılanan iş güvencesizliğinin algılanan işe ilişkin güçsüzlük alt boyutu ve psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkinin sürekli kaygı tarafından anlamlı düzeyde yordandığı görülmektedir. Bunun yanında bazı sosyodemografik özelliklere göre de pilotların iş güvencesizlikleri, sürekli kaygı ve psikolojik sağlamlıkları istatistiksel olarak anlamlı fark göstermiştir. Ancak araştırmanın sosyodemografik verileri araştırmaya katılan katılımcıların tümünün erkek olması sebebiyle cinsiyet değişkeni açısından incelenememiştir. Elde edilen tüm bulgular literatür ışığında tartışılmıştır. Objective: This study aimed to examine the role of trait anxiety and the relationship between job insecurity perception and the resilience among pilots. Method: The research population consists of pilots that are associated with civil aviation. The sample of the research was formed 111 male pilots, 73 pilots in command and 38 first officers, who volunteered to participate using online survey system. All participants were applied Sociodemographic Characteristics and Data Form, Job Insecurity Scale, Trait Anxiety Scale and The Resilience. Results: Measuring job insecurity, trait anxiety and the resilience of participants; variables has a statistically significant relationship. When the findings of the research were examined, there is a negative significant correlation between trait anxiety and the resilience. In addition, It is observed trait anxiety variable has a significant predictor role on the resilience. A positive significant relationship between perceived weakness related to job as a subscale of job insecurity and trait anxiety was observed. In addition, perceived weakness related to job scores showed a negative significant correlation with the resilience. Conclusion: In this study, the mediating role of trait anxiety and the relationship between the perception of job insecurity and the resilience was investigated. According to findings from the research, the significant relationship between perceived weakness related to job as a subscale of job insecurity perception and the resilience in pilots is predicted by trait anxiety as a mediator. Additionally, when focused on some sociodemographic characteristics of pilots, job insecurity, trait anxiety and the resilience showed a statistical significant difference. However, the sociodemographic data of the study could not be analyzed in terms of gender variable because all of the participants were male. All results have been discussed with regard to past research. GİRİŞ Araştırmanın Önemi Araştırmanın Amacı Hipotezler Tanımlar ALANYAZIN İş Güvencesizliği Kavramı İş Güvencesizliği Kavramının Öğeleri İş Güvencesizliği Modelleri İş Güvencesizliğine Yol Açan Faktörler Bireysel Nedenler Örgütsel Nedenler Ekonomik Nedenler Hukuki Nedenler Kaygı Durumluk ve Sürekli Kaygı Psikolojik Sağlamlık Risk Faktörleri Koruyucu Faktörler İş Güvencesizliği Algısı Ve Psikolojik Sağlamlık İle İlgili Yapılan Araştırmalar İş Güvencesizliği Algısı Ve Sürekli Kaygı İle İlgili Yapılan Araştırmalar Sürekli Kaygı Ve Psikolojik Sağlamlık İle İlgili Yapılan Araştırmalar YÖNTEM Araştırmanın Modeli Örneklem Veri Toplama Araçları Sosyodemografik Özellikler Ve Veri Formu İş Güvencesizliği Ölçeği Sürekli Kaygı Ölçeği Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği Verilerin İstatistiksel Analizi BULGULAR Mediasyon Analizi TARTIŞMA Araştırmanın Sınırlılıkları Sonuçlar Öneriler Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu Sosyodemografik Özellikler ve Veri Formu İş Güvencesizliği Ölçeği Sürekli Kaygı Ölçeği Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği
- Published
- 2019
29. Üniversite öğrencilerinin kişilerarası çatışma çözme becerilerinin, psikolojik sağlamlık, öz anlayış açısından incelenmesi
- Author
-
Uysal, Merve, Arslan, Coşkun, Danışman: 0000-0003-0247-9847, NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Psikoloji ,Interpersonal conflict ,Resilience ,Kişilerarası Çatışma Çözme ,Psychological Resilience ,Interpersonal Conflict Resoulution ,Psychology ,Psikolojik Sağlamlık ,Self Compassion ,Öz Anlayış - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin kişilerarası çatışma çözme becerilerinin, psikolojik sağlamlık ve öz anlayış açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmanın çalışma grubunu, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi'ne bağlı farklı bölümlerde okuyan üniversite öğrencileri oluşturmuştur. Çalışma grubu bu üniversitelerin farklı bölümlerinde öğrenim görmekte olan 1, 2, 3 ve 4. Sınıf öğrencilerinden seçilmiştir. Çalışma grubu 332 erkek ve 303 kız olmak üzere toplam 635 öğrenciden oluşmaktadır ve yaş ortalaması 22'dir. Üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık değerlerini ölçmek için "Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği", öz anlayış için "Öz-Anlayış Ölçeği" ve kişilerarası çatışma çözme becerileri için de "Kişilerarası Çatışma Çözme Yaklaşımları Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Verilerin analizinde Pearson momentler çarpım korelasyonu ve hiyerarşik çoklu regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular aşağıda özetlenmiştir: Üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlıkları ile öz anlayışları arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki vardır. Üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık ve yüzleşme, duygusal ifade, yaklaşma/kaçınma, kendini açma puanları arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki bulunmuştur. Psikolojik sağlamlık ve özel/genel davranış puanları arasında ise anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Üniversite öğrencilerinin öz anlayış ve yüzleşme, özel/genel davranış, duygusal ifade, yaklaşma/kaçınma, kendini açma puanları arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki vardır. Öz anlayış ve psikolojik sağlamlık kişilerarası çatışma çözme becerilerinin; yüzleşme, duygusal ifade, yaklaşma/kaçınma, kendini açma alt boyutlarının yordayıcıdır. Öz anlayış kişilerarası çatışma çözme becerilerinin alt boyutu olan özel/genel davranışın yordayıcısı iken psikolojik sağlamlık yordayıcısı değildir., The aim of this study was to investigate the psychological resilience, self compassion and interpersonal conflict resolution skills of university students. The study group of this research is composed of university students from Konya Necmettin Erbakan University and Selçuk University. The study group was selected among the 1st, 2nd, 3rd and 4th grade students in various departments of these universities. The research group consisted of 635 students, 332 male and 303 female. The mean age of the students is 22 years. "Brief Psychological Resilience Scale" was used to measure the psychological resilience of university students, "Self-Compassion Scale" for self comppasion, and "Interpersonal Conflict Resolution Approaches Scale" was used for interpersonal conflict resolution skills. In the research, relational screening model was used. Pearson product-moment correlation and hierarchical multiple regression analysis techniques were used for data analysis. The findings of the research are summarized below: It was found that there was a significant and positive relationship between the psychological resilience and self compassion of university students. A significant and positive relationship was found between the psychological resilience and confrontation scores, emotional expression scores, approach/avoidance scores, and self-disclosure scores of the university students. There was no significant relationship between psychological resilience and private/general behavior. There is a significant and positive relationship between self compassion and confrontation, special/general behavior, emotional expression, approach/avoidance and self-disclosure scores of university students. Self compassion and psychological resilience of interpersonal conflict resolution skills; it is predictive of confrontation, emotional expression, approach/avoidance, and self-disclosure. Self compassion is the predictor of private/general behavior, which is the sub-dimension of interpersonal conflict resolution skills, but not psychological resilience predictor.
- Published
- 2019
30. The relationship between resilience and cognitive flexibility levels and test anxiety in adolescents
- Author
-
Bozkurt, Nurgül, Küçük, Leyla, İÜC, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Ana Bilim Dalı, Bozkurt, Nurgül, and Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı
- Subjects
Sınav kaygısı ,Resilience ,Eğitim ve Öğretim ,Bilişsel esneklik ,Psikolojik sağlamlık ,Anxiety ,Cognitive flexibility ,Adolescents ,Education psychology ,Eğitim psikolojisi ,Ergenler ,Psikoloji ,Education and Training ,Psychology ,Kaygı ,Test anxiety - Abstract
YÖK Tez No: 553887 Bu araştırmada 12-16 yaş arası ortaokul 8.sınıfa devam eden öğrencilerde, psikolojik sağlamlık ve bilişsel esneklik düzeylerinin sınav kaygısı ile ilişkisini ortaya koymak amaçlı tanımlayıcı, ilişki arayıcı desende gerçekleştirildi. Araştırmanın örneklemini İstanbul Bağcılar ilçesinde yer alan altı devlet okulunda 8.sınıfa devam eden öğrenciler oluşturdu. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Bilişsel Esneklik Ölçeği, Çocuk ve Genç Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ve Sınav Kaygısı Envanteri ile Mart-Mayıs 2018 tarihleri arasında toplandı. Veriler ortalama bir ders saatinde yüz yüze anket tekniği ile toplandı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistik testleri, Bağımsız örneklem t testi, tek yönlü varyans analizi, Bonferroni testi ve Pearson Korelasyon analizi kullanıldı. Öğrencilerin %49.9'unun kız, %50.1'inin erkek olduğu yaş ortalamalarının ise 13,93±0.45 olduğu görüldü. Buna göre sınav kaygısına yönelik değişkenler artış gösterdiğinde psikolojik sağlamlık düzeyinin azaldığı veya psikolojik sağlamlık düzeyi artış gösterdiğinde sınav kaygısına yönelik değişkenlerde azalma görüldü. Öğrencilerin psikolojik sağlamlık düzeyiyle bilişsel esneklik düzeyi arasında pozitif yönlü ve anlamlı ilişki bulunmuştur, r=,157, p
- Published
- 2019
31. Sanat uygulamalarına dayalı psiko-eğitim programının psikolojik sağlamlık üzerine etkisi
- Author
-
Çınar, Merve Nur, Şahin Baltacı, Hülya, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Hülya Şahin Baltacı
- Subjects
Üniversite öğrencileri ,Art therapy ,Psikoloji ,Resilience ,Sanat terapisi ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Psychology ,Psikolojik sağlamlık ,Psiko-eğitim ,Psycho-education ,University students - Abstract
Bu araştırmanın amacı, araştırmacı tarafından geliştirilen Sanat Uygulamalarına Dayalı Psiko-Eğitim Programı'nın (SUDPEP) üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeyi üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırmanın uygulaması öncelikle pilot uygulama ile test edilmiş, ardından 2018-2019 eğitim-öğretim yılında asıl uygulama yapılmıştır. Katılımcılar, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde Türkçe, Sosyal Bilgiler, Sınıf, Matematik ve Yabancı Diller Öğretmenliği ile Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümlerinde öğrenim gören 1. 2., 3. ve 4. sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Müfredatlarında sanat uygulamaları olan Resim, Müzik ve Okul Öncesi Öğretmenliği bölümleri araştırmaya dahil edilmemiştir. Katılımcıların sağlamlık düzeyi ve demografik özelliklerini belirlemek için Gürgan tarafından geliştirilen `Yılmazlık Ölçeği` ve araştırmacı tarafından geliştirilen `Kişisel Bilgi Formu` uygulanmıştır. Yılmazlık ölçeğinden grup ortalamasının bir standart sapma altında puan alan, yapılan ön-görüşme sonucu araştırmaya katılmaya gönüllü olan ve demografik değişkenler açısından benzer 16 öğrenciden sekiz tanesi deney, sekiz tanesi kontrol grubuna seçkisiz olarak atanmıştır. Deney ve kontrol grubu katılımcılarının tamamı kadından oluşmaktadır. Araştırmada deney ve kontrol gruplu, ön-son-izleme testli 2x3 faktörlü karışık (split-plot) desen kullanılmıştır. Deney grubuna iki saatlik oturumlardan oluşan dokuz haftalık SUDPEP uygulanmış, kontrol grubuna ise herhangi bir işlem yapılmamıştır. Verilerin analizinde, iki bağımsız grup arasındaki farkı ölçmek için `Mann Whitney U Testi`, iki bağımlı grup arasındaki farkı test etmek için ise `Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi` kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular SUDPEP'in üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeylerini artırmada etkili olduğunu ve bu etkinin üç aylık izleme süresi boyunca devam ettiğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Psikolojik sağlamlık, sanat terapisi, psiko-eğitim, üniversite öğrencileri This study aims to examine the effect of Psycho-Education Program Based on Art Practices (SUDPEP), developed by the researcher herself, on university students' resilience level. Relevant practices were tested with a pilot scheme and the actual practice was conducted in the academic year of 2018-2019. Participants were students from 1st, 2nd, 3rd and 4th grades of Turkish, Social Sciences, Mathematics, Foreign Languages Teaching and Psychological Counselling and Guidance departments in Faculty of Education of Sivas Cumhuriyet University. Departments of Painting, Music and Pre-School Teaching, which have art practices in their syllabus, were not included in this study. `Resilience Scale`, developed by Gürgan, and `Personal Information Form`, developed by the researcher, were employed to determine the resilience level and demographic features of participants. Scoring one standard deviation below the group's average in resilience scale, declaring willingness for participation in the research as a result of pre-interview and sharing similar demographic variables, 16 students were randomly assigned; be 8 of them for experiment and other 8 thereof for the control group. Participants of experiment and control groups were all women. A 2x3 factor patchwork quilt with groups of experiment and control and preview-last view test was used. The experiment group was administered the nine-week-SUDPEP consisting of two-hour sessions while no action was taken over the control group. In the analysis of data, while `Mann Whitney U Test` was employed to measure the difference between two independent groups, `Wilcoxon Signed Rank Test` was employed to test the difference between two dependent groups. The findings obtained following the research indicate that SUDPEP has influence on increasing resilience level of university students and this influence continues for a three-month-follow-up process. Key Words: Resilience, art therapy, psycho-education, university students 120
- Published
- 2019
32. Çocukluk çağı travmatik yaşantılarının psikolojik sağlamlık ve depresyon belirtileri üzerine etkisi
- Author
-
Aydın, Esra, Kırpınar, İsmet, Psikoloji Ana Bilim Dalı, and Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Depresyon ,Psikoloji ,Çocukluk Çağı Travmatik Yaşantıları ,Resilience ,Depression ,Çocukluk Çağı Travmatik Yaşantıları Alt Boyutları ,Childhood Traumatic Experience ,Childhood traumas ,Psikolojik Sağlamlık ,Sub-Dimension of Childhood Traumatic Experieces ,Psychology - Abstract
Bu çalışmanın amacı çocukluk çağı travmatik yaşantılarının psikolojik sağlamlık ve depresyon belirtileri üzerindeki etkisinin incelenmesi üzerinedir. Çalışmanın örneklemi Ağustos-Ekim 2017 yılı içerisinde İstanbul ilinde yaşayan tesadüfi olarak seçilen 18 yaş üzeri 130'u (%63,4) kadın, 75'i (%36,6) erkek toplam 205 yetişkinden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aşamasında, Prof. Dr. Vedat Şar, Psk. Dr. Erdinç Öztürk ve Eda İkizkardeş tarafından Türkçeye uyarlanmış Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği, Hisli tarafından Türkçeye uyarlanmış Beck Depresyon Ölçeği, Karaırmak tarafından Türkçeye uyarlanmış Connor Davidson Psikolojik Sağlamlık ölçeği ve araştırmacı tarafından oluşturulmuş Kişisel Bilgi formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde demografik özellikler ile çocukluk çağı travmatik yaşantıları ve alt boyutları ile depresyon, psikolojik sağlamlık puanlarını karşılaştırırken; parametrik testlerin ön şartlarından varyansların homojenliği Levene's testi ile kontrol edilmiş; normallik varsayımına ise Shapiro-Wilk testi ile bakılmıştır. İki grup arasındaki farklılıklar değerlendirilirken parametrik test ön şartlarını sağlamadığı için Mann Whitney–U testi kullanılmıştır. Üç ve daha fazla grup karşılaştırması için Tek Yönlü Varyans Analizi ve çoklu karşılaştırma testlerinden parametrik test ön şartlarını sağlanmadığı için Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Psikolojik sağlamlık, depresyon, çocukluk çağı travmatik yaşantıları ve alt boyutları puanları arasında ilişkinin analizinde Pearson Korelasyon Katsayısı ile parametrik test ön şartlarını sağlamadığı durumda ise Spearman Korelasyon Katsayısı kullanılmıştır. Çocukluk çağı travmatik yaşantıları alt boyutları ve depresyonun psikolojik sağlamlığı v anlamlı düzeyde yordayıp yordamadığına ilişkin aşamalı çoklu regresyon analizi kullanılmıştır. Yetişkinlerin Psikolojik sağlamlık düzeyleri ile çocukluk çağı travmatik yaşantıları alt boyutları arasında sırası ile duygusal istismar, duygusal ihmal, fiziksel istismar, fiziksel ihmal ve cinsel istismar ile negatif yönde anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Depresyon belirti düzeyleri ile çocukluk çağı travmatik yaşantıları alt boyutları arasında sırası ile duygusal istismar, duygusal ihmal, fiziksel istismar, fiziksel ihmal ve cinsel istismar ile pozitif yönde anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Psikolojik sağlamlık düzeyleri ile depresyon belirti düzeyleri arasında negatif yönde anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Depresyonun tek başına psikolojik sağlamlıktaki toplam varyansın %26,6'sını, depresyon ve cinsel istismar %30'unu, depresyon ve fizikel ihmal %31,2'sini açıklamışlardır. Anahtar Kelimeler: Çocukluk Çağı Travmatik Yaşantıları, Çocukluk Çağı Travmatik Yaşantıları Alt Boyutları, Depresyon, Psikolojik Sağlamlık The purpose of this study is to investigate the effects of childhood traumatic experiences on resilience and depression. The sample of the study consisted of a total of 205 adults, 130 (63.4%) women and 75 (36.6%) males aged 18 years or over who were randomly selected to live in Istanbul during August-October 2017. During the data collection phase, Childhood trauma questionnaire developed by Bernstein in 1994 and adopted by Prof. Dr. Vedat Şar, Psk. Dr. Erdinç Öztürk ve Eda İkizkardeş, Beck Depression scale adapted by Hisli, Connor Davidson Resilience Scale's Turkish adaption by Karaırmak and personal information form composed by the researcher. In the analysis of the data Demographic characteristics, childhood traumatic experiences and sub-dimensions, depression and resilience scores were compared; the homogeneity of the variances from the preconditions of the parametric tests was checked by Levene's test; and on the assumption of normality by the Shapiro-Wilk test. The Mann Whitney-U test was used because differences between the two groups were assessed and parametric test prerequisites were not met. The Kruskal Wallis test was used for the comparison of three or more groups because of the one-way ANOVA and parametric test prerequisites for multiple comparison tests. The Spearman Correlation Coefficient was used when Pearson Correlation Coefficient and parametric test preconditions were not satisfied in the analysis of resilience, depression, childhood traumatic experiences and subscale scores. A stepwise multiple regression analysis of vii childhood traumatic experiences subdimensions and depression predicted resilience at a significant level was used. Resilience levels of adults and childhood traumatic experiences subscales were found to be significantly related to emotional abuse, emotional neglect, physical abuse, physical neglect and sexual abuse negatively. It was determined that depression symptom levels and childhood traumatic experiences subscales were positively related to emotional abuse, emotional neglect, physical abuse, physical abuse and sexual abuse. Depression alone accounted for 26.6% of total variance in psychological wellbeing, depression and sexual abuse 30%, depression and physical neglect 31.2%. Keywords: Childhood Traumatic Experience, Sub-Dimension of Childhood Traumatic Experieces, Resilience, Depression 138
- Published
- 2018
33. Ergenlerin psikolojik sağlamlığın (Resilience), çocukluk çağındaki travma ve bağlanma stilleri ile ilişkisinin incelenmesi
- Author
-
Bindal, Gökçen, Başgül, Şaziye Senem, Psikoloji Anabilim Dalı, HKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Psikoloji Anabilim Dalı, and Bindal, Gökçen
- Subjects
Parental bonding ,Travma ,Psikoloji ,Resilience ,Ergen ,Psychological trauma ,Puberty ,Psikolojik Sağlamlık ,Psychology ,Attachment styles ,Adolescents ,Childhood traumatic experience ,Bağlanma - Abstract
Psikolojik sağlamlık (resilience) farklı araştırmalarda ortaya konulduğu gibi çeşitli faktörler tarafından etkilenen bir değişkendir. Bu çalışmanın amacı, `Ergenlerin Psikolojik Sağlamlığın (Resilience), Çocukluk Çağındaki Travma ve Bağlanma Stilleri İle İlişkisinin İncelenmesi`dir. Bu çalışma, ilişkisel tarama desenli nicel bir araştırmadır. Araştırmada kolay erişilebilir örneklem yöntemi kullanılarak ulaşılan 9. ve 10. sınıf öğrencilerinden 453 kişiden toplanan veriler kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; psikolojik sağlamlığın çocukluk çağı travma ile ters yönlü ilişkiye sahip olduğu, bağlanma ile doğrusal ilişkiye sahip olduğu sonucunda ulaşılmıştır. Araştırmada, çocukluk çağı travmanın psikolojik sağlamlığı yordamasında, bağlanmanın ara değişken olarak rol aldığı tespit edilmiştir. Araştırmada psikolojik sağlamlığın cinsiyet ve kardeş sayısından dolayı farklılaşmadığı; ergenin öğrenim gördüğü sınıf düzeyi, annesinin çalışması, babasının çalışması, ailesinin aylık gelir düzeyi, daha önce psikiyatrik veya psikolojik destek almış olması, ailesinde psikiyatrik ve ya psikolojik destek alanların olması, yaşı, kiminle yaşadığı, annesinin eğitim düzeyi, babasının eğitim düzeyi ve ailede kaçıncı çocuk olduğu değişkenlerinden dolayı farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. The resilience is a variance affected by various factors as proven by different researches. The aim of this study is to investigate the relationship between the resilience of adolescents with trauma in childhood.and attachment styles.This is a quantitative study with relational screening model. In this study, the data were collected from 453 students of 9th and 10th grades via an easily assessable sampling method. The research findings show that resilience had an inversely correlated relationship with the childhood trauma, but a linear relationship with the attachment. In the study, it was also found that the attachment played a role as an intervening variable in the prediction of resilience of the childhood trauma. The study showed that the resilience did not differentiate due to gender and the number of siblings, however it changed depending on the variables, such as the class level of the adolescent at school, the occupation of the mother of the father, the monthly income level of the family, the history of psychiatric and psychological support, the history of the family members in terms of psychiatric and psychological support, age, the persons who share the same house with, mother's level of education, father's level of education, and the birth order among siblings. 119
- Published
- 2018
34. Structural equation modeling of psychological resilience in middle school students whose parents were divorced by family, personal and social factors
- Author
-
Er, Gökül, Özekes, Mustafa, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Resilience ,Middle School Student ,Secondary school students ,Kişisel Faktörler ,Eğitim ve Öğretim ,Ortaokul öğrencileri ,Divorced families ,Scales ,Sosyal Faktörler ,Ailesel Faktörler ,Familial Factors ,Individual Factors ,Psikoloji ,Risk factors ,Psychological Resilience ,Divorce ,Social factors ,Individual factors ,Education and Training ,Psychology ,Psikolojik Sağlamlık ,Divorced Family ,Social Factors ,Boşanma - Abstract
Bu araştırma ile anne babası boşanmış ortaokul öğrencilerinin ailesel ( ebeveyn kabul ve reddi "düşmanlık/saldırganlık, kayıtsızlık/ihmal, ayrışmamış red, sıcaklık/sevgi" ), kişisel ( yaşam kalitesi, benlik saygısı ve başarı için denetim odağı) ve sosyal (akran ilişkileri için denetim odağı, batıl inanç için denetim odağı, kader için denetim odağı, arkadaşlardan algılanan sosyal destek ) faktörlerin psikolojik sağlamlık düzeyini ne derece etkilediği yapısal eşitlik modeli kullanılarak belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada seçilen resmi/özel her ortaokulun 5., 6., 7. ve 8. sınıflarında öğrenim gören tüm öğrencilere uygulama yapılmış ve araştırmanın örneklemini anne babası boşanmış olan 247 kız, 278 erkek olmak üzere toplam 525 ortaokul öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama araçları; Ego Sağlamlık Ölçeği, Arkadaşlardan Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (PSS-Fr), Nowicki-Strickland İç-Dış Denetim Odağı Ölçeği, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği-Kısa Form, KINDL Yaşam Kalitesi Ölçeği (Kid-KINDL), Ebeveyn Kabul-Red/Kontrol Ölçeği-Çocuk Formu (EKRÖ/K) ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizi Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) kullanılarak yapılmıştır. Araştırmada ailesel, kişisel ve sosyal faktörlerin anne babası boşanmış olan ortaokul öğrencilerinin psikolojik sağlamlığını etkilediği hipotez edilmiştir. Bulgular; ailesel, kişisel ve sosyal faktörlerin anne babası boşanmış olan ortaokul öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeyini anlamlı düzeyde yordadığını doğrulamaktadır. Sonuçlar, anne babası boşanmış ortaokul öğrencilerinin sahip olduğu yaşam kalitesi, benlik saygısı, başarı için denetim odağı, akran ilişkileri için denetim odağı, kader için denetim odağı, arkadaşlardan algılanan sosyal destek, ebeveyn kabul ve reddi düzeyleri arttıkça psikolojik sağlamlık düzeylerinin de bununla ilişkili olarak arttığını göstermektedir. Sonuç olarak; psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri çerçevesinde, koruyucu ve önleyici çalışmların yapılması, çocukların ailesel, kişisel, sosyal alanlardaki beceri ve yeterliklerinin gelişmesine ve dayanıklı bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir., Structural equation modeling of latent traits is used in the present study to examine the extent to which individual factors, social factors and familial factors of divorced family's children who is attend in middle school correlate with psychological resilience. The study participants consisted of 525 (247 girls and 278 boys) middle school children who is attend 5., 6., 7. ve 8. grade with divorced family's children who is attend in middle school. "Ego Resiliency Scale, Perceived Social Support From Friends Scale (PSS-Fr), Nowicki-Strickland Internal-External Locus of Control Scale, Rosenberg Self Esteem Scale, Kiddo KINDL Quality of Life Questioner (Kid-KINDL), Parental Acceptance – Rejection/Control Questionnaire (EKRÖ/K)" were used to collect data in this study. Structural Equation Modeling (SEM) was utilized for the data analysis. In this study, it was hypothesized that familial factors, individual factor and social factors would predict psychological resilience of divorced family's Children. The principal finding of this study is explore that the individual factors, the social factors and the familial factors significantly predict the level of psychological resilience of middle school children whose parents are divorced. The findings of research demonstrated that psychological resilience increases as the divorced family's quality of life, self esteem, locus of control for success, locus of control for peer relationship, locus of contol for destiny, perceived social support from friends, parental aceeptance refusal increase. As a result, it is thought that the creation of cognitive intervention programs for children and families will contribute to the development of children's competences in both familial, individual and social areas.
- Published
- 2018
35. Psikolojik sağlamlık programının ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeyine etkisi
- Author
-
Akar, Atanur, Işık, Şerife, Psikoloji Ana Bilim Dalı, Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, and Akar, Atanur
- Subjects
Psikoloji ,Resilience ,Resilience programme ,Psikolojik sağlamlık programı ,Psychology ,Scales ,Psikolojik sağlamlık ,Adolescents - Abstract
Bu doktora tezi kapsamında iki farklı çalışma yapılmıştır. Birinci çalışmanın temel amacı Psikolojik Sağlamlık Tutum Beceri Ölçeğinin Türkçeye uyarlanmasıdır. İkinci çalışmada ise Psikolojik Sağlamlık Programı’nın yoksulluk riski altındaki ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeyine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Birinci çalışmada Psikolojik Sağlamlık Tutum Beceri Ölçeğinin (PSTBÖ) Türkçeye uyarlanması amacıyla iki farklı örneklemde ölçme aracının geçerlik ve güvenirliği incelenmiştir. Birinci örneklem, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında, Mersin ili, Toroslar ilçesinde dört farklı lisede eğitimine devam eden 423 lise öğrencisinden oluşmaktadır. İkinci örneklem için Mersin İli, Toroslar ilçesindeki farklı bir lisede öğrenim gören 250 katılımcıdan veri toplanmıştır. Her iki örneklem grubu Mersin ili, Toroslar ilçesinde yoksulluk oranının yüksek olduğu bölgelerde yer almaktadır. STÖ’nün yapı geçerliliği açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ile incelenmiştir. İlk örneklemde, açımlayıcı faktör analizi yöntemi ile ölçeğin yapı geçerliliği incelenmiş ve kriter ölçeklerle PSTBÖ’nin uyuşma düzeyini incelemek için korelasyon analizleri yürütülmüştür. Bulgular ölçeğin dört faktörlü bir yapıya sahip olduğuna ve kriter ölçeklerle iyi bir uyum gösterdiğine işaret etmiştir. İkinci örneklemde yürütülen doğrulayıcı faktör analiz sonuçlarının dört faktörlü yapıyı desteklediği görülmüştür. Birinci çalışma sonucu elde edilen bulgular, PSTBÖ’nin lise öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeylerini geçerli ve güvenilir bir şekilde ölçmek amacıyla kullanılabileceğini göstermiştir. İkinci çalışmada ise Psikolojik Sağlamlık Programı’nın etkililiğini incelemek amacıyla birinci çalışmanın ikinci örnekleminde en düşük psikolojik sağlamlık puanına sahip olduğu belirlenen 52 katılımcı deney ve kontrol gruplarına seçkisiz olarak atanmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanan 10 oturumluk Psikolojik Sağlamlık Programı deney grubundaki katılımcılara uygulanmıştır. Kontrol grubuna herhangi bir etkinlik uygulanmamıştır. Program her hafta iki oturum şeklinde toplam beş hafta süreyle uygulanmıştır. Her bir programın uygulama süresi 75-90 dakika arası değişmiştir. Psikolojik Sağlamlık Programı’nın etkililiğini test etmek amacıyla deney-kontrol gruplu ön-test, son-test ve izleme ölçümlü faktöriyel ANOVA modeli kullanılmıştır. Ön-test, son-test ve izleme testinde psikolojik sağlamlığı değerlendirmek için PSTBÖ ile birlikte kriter ölçekler kullanılmıştır. Ayrıca programın etkililiğini bir dış kaynakla test etmek amacıyla katılımcıların ebeveynlerinden ölçüm alınmıştır. İkinci çalışmanın bulguları Psikolojik Sağlamlık Programı’nın yoksulluk riski altındaki ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeyini artırmada etkili bir müdahale yöntemi olduğunu ve bu etkinin uzun süreli olduğu göstermiş, ayrıca bu bulgu ebeveyn bildirimleriyle desteklenmiştir., Two studies were conducted within the scope of the present PhD. Dissertation. The first study aimed to adapt Resiliency Attitude and Skills Profile (RASP) into Turkish culture. In the second study, the main purpose was to examine the contribution of Resilience Programme to the skills related to resilince, in a sample of adolescents at the risk of poverty. In the first study, validity and reliability of RASP was examined in two different samples. The first sample consisted of 423 students who continued their education in four different high schools in Mersin. The second samples consisted of 250 high school students. Both samples were composed from the high schools at Toroslar district a district of Mersin which is known for high poverty rates. In the first sample, construct validity of RASP was examined with an explanatory approach and the correlation of RASP with other resilience scales were investigated to support its criterion validity. Findings indicated that the scale had a four-factor structure, and the total scale and its sub-scales were in accordance with other resilience measures. A confirmatory factor analysis approach was adopted to support the four-factor structure in the second sample. Overall findings of the first study has indicated that RASP has well-established validity and reliability. The sample of the second study contained 52 participants who had the lowest resilience level in the second sample of the first study. Participants were randomly assigned to the intervention and control groups, and participants in the intervention group completed Resillience Programme. The Programme was a 10-session intervention programme developed by researcher. The sessions were designed to support certain protective factors, which has well-known contribution to resilience. The Programme was conducted throughout five weeks, two sessions in every weekdays. Each sessison took 75 to 90 minutes. In a factorial ANOVA model, interventation and control groups were compared in terms of their pre-, post- and monitoring-test scores. Resilience was measured by RASP and the criterion scales were used in the first study. As an external source, parents’ rated their child’s resilience on RASP parent form at pre-, post-, and monitoring sessions. Findings of the second study indicted that Resilience Programme is an effective intervantion programme in contributing to resilience of adolescents who are under the risk of poverty, and its impact on resilince is a long-lasting effect, which was also supported by parents.
- Published
- 2018
36. Suriyeli öğrencilere eğitim veren sınıf öğretmenlerinin Yaşadıkları sorunlar ve psikolojik sağlamlılık düzeyi: Adana ili örneği
- Author
-
Cin, Gözde, Seydaoğlu, Gülşah, Psikoloji Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Refugees ,Class teachers ,Resilience ,Emigrants ,Problems of teachers ,Syrians ,Classroom Teachers ,Beceri ,Psikoloji ,Sınıf Öğretmenleri ,Psychological Resilience ,Psikolojik Sağlamlık ,Psychology ,Skill ,Foreign domestic students ,Teaching problems - Abstract
Eğitim, toplumun içinde barındırdığı bireylerin, çağın değişen koşullarına rağmen birbirlerinden ayrıcalıklı olmaksızın belirlenen amaçlar doğrultusunda, gerekli bilgi ve becerilerle donatılmasını sağlamak zorundadır. Bu aktarımı gerçekleştirecek kişiler şüphesiz öğretmenlerdir. Gerçekleşmesi istenen amaçların toplumsal yapıyla uyumlu olması, kişilerarası ırksal hoşnutsuzlukların olmaması bu süreci daha da sürdürülebilir hale getirecektir. Bu araştırmada, sınıfında Suriyeli öğrenci bulunan sınıf öğretmenlerinin yaşadıkları sorunları saptamak ve saptanan bu sorunların psikolojik sağlamlık ile ilişkisini incelemek amaçlanmıştır. Örneklemini 2016-2017 eğitim- öğretim yılında Adana iline bağlı Seyhan, Çukurova, Yüreğir ve Sarıçam ilçesine bağlı; sınıfında Suriyeli öğrenci sayısının çokluğuna göre rastgele yöntemle seçilmiş okullarda eğitim veren, yaşları 24-60 yaşları arasında değişen, 153'ü kadın, 60'ı erkek olmak üzere 213 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak geliştirilen Kişisel Bilgi Formu ve Psikolojik Sağlamlık Ölçeği Kısa Formu kullanılmıştır. Sınıfında Suriyeli öğrencilerle sorun yaşayanların oranı %54'tür. En sık rastlanan sorun, dil sorunudur. Sorun yaşayan öğretmenlerin PSÖ puan ortalamaları 21,61±4,18 iken sorun yaşamayanların puan ortalaması 23,27±4,64'tür (p=0,007). Sınıfında sorun yaşamayan öğretmenlerin psikolojik sağlamlığının, sorun yaşayanlara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır. Çağın önemli olgularından biri olan göçün beraberinde getirdiği sorunsallardan biri, göç eden çocuklar açısından farklı bir ülkede eğitim almaktır. Bu sorunsalın çözümünde en önemli pay öğretmenlerindir. Çalışmadan elde edilen veriler her iki öğretmenden birinin bu konuda sorun yaşadığını desteklemektedir. Bu öğretmenlerin hem psikolojik sağlamlık hem de bu öğrencilere eğitim verme becerilerinin desteklenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır., Education has to ensure that the individuals it hosts are equipped with the necessary knowledge and skills, in line with the objectives set out without exception, in spite of changing conditions of the times. Those who will make this transfer are certainly teachers. The lack of personal racial dissatisfaction will make this process even more sustainable. In this research, it was a imed to identify the problems experienced by classroom teachers in the classroom and to investigate the relationship between these problems and their psychological robustness. According to the number of Syrian students in the Seyhan, Çukurova, Yüreğir and Sarıçam district saffiliated to the province of Adana in the academic year of 2016-2017 during the academic year of 2016-2017, the ages that educate in randomly selected schools are 153 women and 60 men and 213 teachers. Personal Information Form developed as a data collection too land Psychological Wellness Scale Short Form were used. The percentage of those who have problems with Syrian students in their class is 54%. The most common lie is the language problem. The mean PSA score of problem teachers was 21.61 ± 4.18 while the average score of the problem was 23.27 ± 4.64 (p = 0.007). It was determined that the psychological robustness of teachers who had problems in their class was significantly higher than those who had problems. One of the most important problems of the age is the problem that immigrants bring with them, one is to receive education in a different country in terms of children who migrate. The most important share in the solution of this problem is the teachers. The data obtained without work support that one of the two teachers is having problems with this is sue. This suggests that teachers need to be supported both in terms of psychological robustness and in the irability to provide education to these students.
- Published
- 2018
37. Suriyeli çocuk ve ergenlerde algılanan sosyal destek ve psikolojik sağlamlık arasındaki ilişki
- Author
-
Gez, Arzu, Seydaoğlu, Gülşah, Psikoloji Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Refugees ,Refugee ,Syrian Child and Adolescent ,Resilience ,Emigrants ,Algılanan Sosyal Destek ,Syrians ,Adolescents ,Social support ,Perceived Social Support ,Psikoloji ,Suriyeli Çocuk ve Ergen ,Perceived social support ,Mülteci ,Psikolojik Sağlamlık ,Psychology ,Children - Abstract
Bu araştırmada Suriyeli çocuk ve ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeyleri ile algıladıkları sosyal destek türleri demografik değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırmaya 2017 yılında kapanan Geçici Eğitim Merkezlerinin öğrencilerine yönelik Mersin'in Mezitli ilçesinde açılan yaz okullarında dil ve telafi eğitimi gören 88 kız, 59 erkek toplam 147 öğrenci katılmıştır. Araştırma kapsamında veri toplama araçları olarak; Kişisel Bilgi Formu, Çocuklar için Sosyal Destek Değerlendirme Ölçeği ve Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (kısa form) kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre; Psikolojik sağlamlıkla sosyal destek arasında bir ilişki olduğu ve algılanan aile desteğinin psikolojik sağlamlığı yordadığı, yıl kaybı yaşayan çocukların algılandıkları aile desteğinin düşük olduğu, yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle yardım alan çocuk ve ergenlerin psikolojik sağlamlık ve algıladıkları sosyal destek düzeyinin yüksek olduğu, dil değişkeninin, fiziksel istismarın (aile içi şiddet, okul içi şiddet) ve ev içi şiddete tanık olmanın algılanan sosyal destek ve psikolojik sağlamlık düzeylerini etkilediği belirlenmiştir. Aynı zamanda çalışmaya katılan Suriyeli çocuk ve ergenlerin duygu ve düşünce durumları incelendiğinde psikolojik sağlamlığa yönelik risk faktörlerine ait birçok bulguyu taşıdıkları gözlenmiştir. Buna rağmen katılımcıların büyük çoğunluğunun; kendilerini yalnız hissetmedikleri, kendilerine güvendikleri, başarılı olacakları ve ülkelerine geri dönmek istedikleri görülmektedir. Tüm bulgular alan yazını kapsamında tartışılmıştır., In this research, psychological robustness levels of the Syrian children and adolescents and types of social support they perceive were examined in terms of demographic variables. A total of 147 students (88 girls, 59 boys) who attended to the summer schools (language and compensation education) that are being opened in Mezitli district of Mersin, and for the students of Temporary Education Centers (closed in 2017), participated to this research. Personal Information Form, Social Support Assessment Scale for Children and Psychological Wellness Scale (short form) were used as data collection tools within the scope of the research. According to the research result; there is a relationship between psychological robustness and social support, and the perceived family support effects psychological stability, the family support perceived by children who have year-loss is low, the psychological stability and perceived social support of the children and adolescents receiving help due to the stress they experience are high, language variables, physical abuse (domestic violence, violence at school) and witnessing domestic violence effects perceived social support and psychological robustness levels. At the same time, when their emotional and thought states of the Syrian children and adolescents were examined of this study, it was observed that they had many findings related to resilience risk factors. Nevertheless, it is found out that the vast majority of participants did not feel alone, that they feel self-confident that they will be successful and want to return to their country. All evidences are discussed within the scope of the field text.
- Published
- 2018
38. Öğretmen adaylarının psikolojik sağlamlık, duygusal zekâ özellikleri ve kariyer geleceği algıları arasındaki ilişkinin incelenmesi
- Author
-
Özkan, Mustafa, Gültekin, Filiz, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, and Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı/Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bilim Dalı.
- Subjects
Future expectations ,Duygusal zeka ,Resilience ,Kariyer geleceği algısı ,Eğitim ve Öğretim ,Occupational aspirations ,Teachers ,Psikolojik sağlamlık ,Career future perception ,Education psychology ,Career development ,Psikoloji ,Career expectation ,Kariyer ,Emotional intelligence ,Trait emotional intelligence ,Education and Training ,Psychology ,Candidate teachers ,Career - Abstract
Bu araştırmada kariyer geleceği algısı ile psikolojik sağlamlık düzeyi ve duygusal zekâ özellikleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın örneklem grubunu, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde 2015-2016 Eğitim-öğretim yılında öğrenim gören 644 öğretmen adayı oluşturmuştur. Bu araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, Türk kültürüne uyarlaması Doğan (2015) tarafından yapılmış olan Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (KPSÖ), Türk kültürüne uyarlaması Deniz, Işık ve Özer (2013) tarafından yapılmış olan Duygusal Zekâ Özelliği Ölçeği Kısa-Formu (DZÖÖ-KF) ve Türk kültürüne uyarlaması Kalafat (2012) tarafından yapılmış olan Kariyer Geleceği Algısı (KARGEL) kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde kariyer geleceği algılarının çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenebilmesi için Kruskal Wallis-H testi, farklılığın kaynağının belirlenebilmesi için Mann Whitney-U testi ve kariyer geleceği algısının toplam ve alt boyutlarının duygusal zekâ özelliği ve psikolojik sağlamlık düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için Spearman Brown Sıra Farkları Korelasyonu kullanılmıştır.Öğretmen adaylarının kariyer iyimserliğinin (Kİ) ve iş piyasasına ilişkin algılanan bilgilerinin (AB) cinsiyet bakımından kadınların lehine farklılaştığı tespit edilmiştir. Bölümlere göre farklılaşma olup olmadığına bakıldığında, AB'de farklılaşma görüldüğü, Özel Eğitim Bölümünün diğer bölümlerden farklılaştığı, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünün ise Yabancı Diller Bölümünden farklılaştığı bulunmuştur. Bununla birlikte çift ana dal/yan dal yapma, daha önce üniversiteye gidip gitmeme, okunan bölümün üniversiteye giriş sınavındaki tercih sırası, okunan bölüm memnuniyeti, bölüm tercih ederken ön planda tutulan kriter, üniversite hayatını aile ile birlikte geçirip geçirmeme ve gelir kaynağı değişkenine göre de KARGEL ve alt boyutlarında bazı farklılaşmalar mevcuttur. Kariyer geleceği algısı ve alt boyutlarının sınıf düzeyi, yaşamın çoğunun geçtiği yerleşim birimi, sosyo-ekonomik düzey ve anne-babanın eğitim durumu değişkenlerine göre farklılaşmadığı ortaya konulmuştur. Ayrıca kariyer geleceği algısı ile duygusal zekâ özelliği arasında pozitif yönde anlamlı, kariyer geleceği algısı ile psikolojik sağlamlık düzeyi arasında görece daha zayıf anlamlı ve pozitif yönde ilişki saptanmıştır. In this study, the relationship between career future perceptions, emotional intelligence traits and the degree of resilience was investigated. The sample group of investigation was consisted of 644 pre-service teachers that received education in Faculty of Education, in Uludag University during 2015-2016 academic year. Data collection tools were personal information form, 'Career Future Inventory' developed by Rottinghaus, Day and Borgen (2005) and adapted to turkish culture by Kalafat (2012), 'Trait Emotional Intelligence Questionnaire–Short Form' developed by Petrides and Furnham (2003) and adapted to turkish culture by Deniz, Özer and Işık (2013) and 'The Brief Resilience Scale' developed by Smith and others (2008) and adapted to turkish culture by Doğan (2015). Kruskal Wallis H Test, Mann Whitney U Test and Spearman's Rank-Order Correlation were used to analyse the data. Findings point out there are no significant differentiation of career future perception points in gender, educational departments, class level, order of choice in university entrance examination, accomodation units, source of income, socio-economic development and educational background of parents. Conversely, findings of the study reveal that significant differences in career future perception points of pre-service teachers in double major undergraduate program, university experience (had a bachelor degree, quited a programme before etc.), satisfaction of department, selection criteria of department and get a college education along with own family. In addition results indicated poor to strong relations between career future perception, emotional intelligence traits and resilience. Results were discussed in consideration of literature and suggestions were made. 164
- Published
- 2017
39. İzmir'de yaşayan Roman ergenlerin psikolojik sağlamlıklarının algılanan sosyal destek, mizah kullanımı ve sosyal bağlılık düzeylerine göre incelenmesi
- Author
-
Mete, Ceren, Kağnıcı, Dilek Yelda, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Mizah ,Ego Resilience ,Humor ,Sosyal Bağlılık ,Youth ,Social Connectedness ,Ego Sağlamlığı ,Social connectedness ,Resilience ,İzmir-Konak ,Algılanan Sosyal Destek ,Romanlar ,Adolescents ,Roma Adolescent ,Multiculturalism ,Perceived Social Support ,Psikoloji ,Perceived social support ,Psikolojik Sağlamlık ,Psychology ,Ethnic minority ,Ergenlik ,Sense of humor ,Romance ,Gypsies - Abstract
Bu araştırmada İzmir'deki Roman ergenlerin psikolojik sağlamlıkları algılanan sosyal destek, sosyal bağlılık ve mizah kullanımı düzeyleri açısından incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini 2016-2017 yılında İzmir Konak ilçesindeki ortaokul ve liselerde öğretim gören 205 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları Ego Sağlamlığı Ölçeği, Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Ergenlerde Mizah Kullanımı Ölçeği, Sosyal Bağlılık Ölçeği ve araştırmacı tarafından geliştirilen Demografik Bilgi Formu'dur. Elde edilen veriler çoklu regresyon analizi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın bulguları, öğretmenlerden algılanan sosyal destek, sosyal bağlılık ve mizah düzeylerinin, Roman ergenlerde psikolojik sağlamlığı anlamlı ve olumlu yönde yordadığını göstermektedir. Bununla birlikte, aile ve arkadaşlardan algılanan sosyal destek düzeyleri psikolojik sağlamlığı istatistiksel olarak anlamlı biçimde yordamamaktadır., In this study, resilience of Roma adolescents in Izmir were investigated through the levels of perceived social support, social connectedness and humor use. The sample of the study was consisted of 205 students attending to middle and high schools in 2016-2017 academic year, Izmir, Konak. While collecting data, Ego Resilience Scale, Perceived Social Support Scale, Adolescent Humor Scale, Social Connectedness Scale and Demographical Information Form which was developed by the researcher were used. Data was analyzed with multiple regression analysis. Findings of the study revealed that, perceived social support from teachers, social connectedness and humor levels of Roma adolescents were significant and positive predictors of their resilience levels. Nevertheless, perceived social support from family and peers did not predict the resilience level significantly.
- Published
- 2017
40. Ergenlik döneminde yaygın kullanılan savunma mekanizmaları ile psikolojik sağlamlık ve mutluluk düzeyi arasındaki ilişki: Hatay il merkezi örneği
- Author
-
Ezer, Halil İbrahim, Seydaoğlu, Gülşah, Psikoloji Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Positive Psychology ,Resilience ,Puberty ,Happiness ,Mutluluk ,Defense mechanisms ,Savunma Mekanizmaları ,Adolescents ,Ergenler ,Psikoloji ,Positive psychology ,Pozitif Psikoloji ,Psikolojik Sağlamlık ,Psychology ,Hatay ,Psychological Resiliance ,Defense Mechanisms - Abstract
Bu araştırmada, ergenlerin yaygın kullandığı savunma mekanizmaları ile psikolojik sağlamlıkları ve mutluluk düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını incelemek ve bu ilişkiyi belirleyen faktörleri saptamak amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini 2016-2017 öğretim eğitim yılında Hatay ilinin Antakya ilçesine bağlı rastgele yöntemle seçilmiş 5 lise de öğrenim gören 15 ve 18 yaşları arası değişen, 190 kadın, 202 erkek öğrenci olmak üzere toplam 392 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak geliştirilen Kişisel Bilgi Formu, Savunma Biçimleri Testi (SBT-40), Oxford Mutluluk Ölçeği-Kısa Formu (OMÖ-K) ve Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği Kısa Formu (KPSÖ) kullanılmıştır. Çalışmada ergenlerde en yaygın kullanılan savunma mekanizmasının psödo altruizm olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin olgun savunma biçimleri (OSB) ile nevrotik savunma biçimleri (NSB) arasında negatif yönde zayıf düzeyde bir korelasyon saptanırken (r=-0,31), immatür savunma biçimleri (İSB) ile arasında negatif yönde orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır (r=-0,54). İSB ile NSB arasında ise pozitif yönde yüksek düzeyde bir korelasyon saptanmıştır (r=0,75). Psikolojik sağlamlık ile mutluluk düzeyi arasında yüksek düzeyde pozitif bir korelasyon olduğu saptanmıştır (r=0,73). Psikolojik sağlamlık düzeyi ve savunma mekanizmalarıilişkisi incelendiğinde; KPSÖ ile OSB (r=0,29) ile zayıf düzeyde pozitif, NSB (r=-0,34) ve İSB (r=-0,47) ile zayıf düzeyde negatif bir korelasyon saptanmıştır. Mutluluk düzeyinin savunma biçimleri ile ilişkisi incelendiğinde ise; OSB (r=0,28) ile zayıf düzeyde pozitif, NSB (r=-0,37) ile zayıf düzeyde negatif ve İSB (0=-0,50) ile negatif yönde orta düzeyde bir korelasyon olduğu saptanmıştır. Aile yapısı ve tutumu, ekonomik durum, alınan sosyal ya da psikolojik destek gibi bazı sosyo demografik değişkenlerin psikolojik sağlamlık, mutluluk düzeyi ve savunma mekanizmalarını etkilediği saptanmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, stres ve travma durumlarının üstesinden gelebilme ve adaptasyonu için geliştirilen savunma biçimlerini belirlemenin ve bireyin güçlü yanlarının vurgulandığı psikolojik sağlamlık ve mutluluk düzeyinin ortaya çıkarmanın ve bunları etkileyen faktörleri saptamanın özellikle ergenlerin sağlıklı gelişiminde önemli yer tuttuğunu göstermektedir. Psikolojik sağlamlık, iyilik hali, mutluluk ve olgun savunma biçimlerinin öne çıkarılması, klasikleşmiş "insanın hasta olduğu ve tedavi edilmesi gerektiği" anlayışından "bireyin sağlıklı olduğu ve pozitif özelliklerinin geliştirilmesi gerektiğini dile getiren" pozitif psikoloji anlayışana geçişi sağlayacak olan önemli kavramlar olduğu saptanmıştır., The aim of this study is to adolescents students at High School examine the relationship among psychological resiliance, level of happiness and defense mechanisms. The other objective is to determine degree of difference that defense mechanisms, psychological resiliance and happiness level show that in connection with demographic variety (age, sex, socio-demograpich etc…). The sampleof this study was collected from 430 high school students studying in Antakya in 2016-2017 education years with using survey method. The final analysis was done over 392 complete and accurate respondents (190 female / 202 male), ranging in age from 15 to 18 years students. In this research, in addition to Sociodemographic Questionnaire prepared by the researcher, the Brief Resilience Scale (BRS), the Oxford Happiness Questionnaire-Short Form (OHQ-SF) and the Defense Style Questionnaire (DSQ-40) has been applied. The results of this research shows defense mechanisms that found pseudo-altruism to the most commonly employed defense mechanisms among in adolescents. The results of this research shows that there was a strong positive significant relationship between psychological resiliance and happiness level in adolescents (r=0,73). There is a weak negative correlation between psychological resiliance with immature (r=-0,47) and neurotic (r=-0,34) defense mechanisms. However, it was found that there was a weak positive correlation between psychological resiliance and mature defense mechanisms (r=0,29). There is a weak positive correlation between happiness level and mature defense mechanisms (r=0,28). Futhermore, when examined happiness level with defense mechanisms, a weak negative correlation was determined between neurotic defense mechanism (r=-0,37), while a medium negative one was found between immatur defense mechanisms (r=-0,50). Also, there is a strong positive correlation between neurotic and immature defense mechanisms (r=0,75). There is a weak negative correlation between neurotic and mature defense mechanisms (r=-0,31). Also, there is a medium negative correlation between immature and mature defense mechanisms (r=-0,54). The marks of psychological resiliance, happiness level and defense mechanisms show significant difference according to some socio-demographic such as family structure and attitude, economical situation, received social or psychological support etc… The results which have been gotten show that overcoming stress and trauma situations and determining defence mechanisms form of adaptation and implying individuals psychological strong sides to appearing happiness level and to find out which factors effecting is really important on adolescents. Psychological resilience well position, appearing happiness and mature defence mechanisms, modeled the person who is sick and need to be cured that understanding change to individual is healty and need to improve his positive features that to be determined in positive psychology understanding.
- Published
- 2017
41. Ebeveyn kaybı yaşamış ergenlerin psikolojik sağlamlıklarının incelenmesi
- Author
-
Eren, Gamze, Kağnıcı, Dilek Yelda, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Akademik Öz-yeterlik ,Adolescent ,Resilience ,Algılanan Sosyal Destek ,Eğitim ve Öğretim ,Academic Self-Efficacy ,Psychological well being ,Adolescents ,Academic achievement ,Education psychology ,Measurement and evaluation ,Duygu Düzenleme ,Perceived Social Support ,Psikoloji ,Psychological Resilience ,Ergen ,Parental Loss ,Emotion Regulation ,Psikolojik Sağlamlık ,Education and Training ,Psychology ,Parental loss ,Self-efficacy ,Ebeveyn Kaybı - Abstract
Bu araştırma ebeveyn kaybı yaşamış ergenlerin psikolojik sağlamlıklarını akademik öz yeterlik, algılanan sosyal destek ve duygu düzenleme açısından incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2015-2016 eğitim öğretim dönemi içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı İzmir ili merkez ilçelerinde bulunan resmi ilköğretim ikinci kademe ve lise öğrencilerinden 167 kişi oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin ebeveyn kaybı yaşamış olmaları şartı aranmıştır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları 'Ego Sağlamlığı Ölçeği', 'Akademik Öz Yeterlik Ölçeği', 'Algılanan Sosyal Destek Ölçeği-R', 'Ergenler İçin Duygu Düzenleme Ölçeği' ve 'Kişisel Bilgi Formu'dur. Veriler çoklu regresyon analizi ile analiz edilmiştir.Araştırmanın sonuçlarına göre, akademik öz-yeterlik, içsel işlevsel ve dışsal işlevsel duygu düzenleme statejisi ebeveyn kaybı yaşamış ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeyinin anlamlı yordayıcısı iken algılanan sosyal destek anlamlı bir yordayıcı olarak bulunmamıştır., This research aims to investigate the psychological resilience of adolescents who have experienced the loss of a parent in terms of academic self-efficacy, perceived social support and regulation of emotions.There are a total of 167 participants and all participants are students from secondary and highschools in Izmir that are administered by Ministry of Education. It was required to select students who experienced a parental loss. Data collection tools that were used in this research were Ego-Resilience Scale, Academic Self-Efficacy Scale, Perceived Social Support Scale-R, Regulation of Emotions Questionnaire for Adolescents, and Personal Information Form. The data was analyzed by multiple regression analysis.According to the results of this research, academic self-efficacy and internal-functional and external-functional emotion regulation were found to be the meaningful predictors of the psychological resilience of adolescents with a parental loss while perceived social support was not found to be as a meaningful predictor. Research results were discussed in the light of theliterature.
- Published
- 2017
42. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin psikolojik sağlamlık ile mizah tarzları ve mutluluk düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi
- Author
-
Açıkgöz, Mustafa, Uğuz, Şükrü, Seydaoğlu, Gülşah, Psikoloji Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
mizah ,humour styles ,Resilience ,mizah tarzları ,humour ,Happiness ,Psikolojik sağlamlık ,Psychological resiliance ,Humour ,Humor styles ,University students ,Psikoloji ,Medicine students ,mutluluk ,happiness ,Psychology - Abstract
Üniversitede mesleki bilgi ve beceri geliştirmek bireyin yaşamında karşılaştığı önemli zorluklardan biridir. Özellikle tıp fakültesi eğitimi, diğer eğitim alanlarına göre daha uzun sureli, stresli ve yoğun bir süreçtir. Eğitim süreci içerisinde mesleki beceri geliştirme kaygısı yanı sıra öğrenciler sıklıkla bireysel travmalar olarak algılanabilecek (hastalık, sakatlık, mutsuzluk, ölüm, vs) durumlara tanıklık etmektedirler. Bu tarz zorluk ve strese maruz kaldığı düşünülen tıp fakültesi öğrencilerinde sağlık hizmeti sunarken sorunlarla baş edebilme, çözüm bulabilme ve olumlu duyguları sürdürebilme becerisi geliştirilebilmesi ayrıca önem kazanmaktadır. Bu nedenle geleceğin hekim adaylarının psikolojik sağlamlık, mutluluk düzeyi ve olumlu mizahı kullanabilme yetenekleri ileriki yaşantılarında önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmanın amacı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi bir, iki ve üçüncü sınıflarında öğrenim gören genç hekim adaylarına psikolojik sağlamlıkları ile mizah tarzları ve mutluluk düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmanın diğer amacı da psikolojik sağlamlık, mizah tarzları ve mutluluk düzeylerinin demografik değişkenlere göre gösterdiği farklılıklarının belirlenmesidir. Araştırmanın örneklemini 2015-2016 yılı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi bir, iki ve üçüncü sınıflarında öğrenim gören 185 erkek 208 kadın öğrenci olmak üzere toplam 393 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrencilerin psikolojik sağlamlık düzeyi ile mutluluk düzeyi arasında orta düzeyde pozitif bir korelasyon olduğu saptanmıştır (r=0,63). Psikolojik sağlamlılık düzeyi ve Mizah Yaşantıları ile ilişkisi incelendiğinde; KPSÖ ile Katılımcı mizah (r=0,38), Kendini geliştirici mizah (r=0,49) ile orta düzeyde pozitif bir korelasyon saptanırken, Saldırgan mizah (r=-0,29) ve Kendini yıkıcı mizah (r=-0,26) arasında negatif yönde zayıf korelasyon olduğu saptanmıştır. Mutluluk düzeyinin Mizah Yaşantıları ile ilişkisi incelendiğinde ise; katılımcı mizah (r=0,50), Kendini geliştirici mizah (r=0,52) ile orta düzeyde pozitif bir korelasyon saptanırken, Saldırgan mizah (r=-0,42) ve Kendini yıkıcı mizah (r=-0,43) arasında negatif yönde orta düzeyde korelasyon olduğu saptanmıştır. Veri toplama aracı olarak Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (KPSÖ), Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu (OMÖ-K) ve Mizah Yaşantıları Ölçeği (MYÖ) kullanılmıştır. Öğrencilerin öğrenim gördüğü sınıf düzeyine göre Psikolojik Sağlamlık Puanı ile Kendini Geliştirici Mizah Puan ortalaması ikinci sınıf öğrencilerinde düşük iken Saldırgan ve Kendini Yıkıcı Mizah Puanları ikinci sınıf öğrencilerinde diğer sınıflara göre daha yüksektir. Psikolojik Sağlamlık Puanı, cinsiyetlere göre anlamlı fark gösterirken diğer parametreler cinsiyete göre anlamlı bir fark göstermemektedir. Psikolojik sağlamlık puanı erkeklerde kadınlara göre daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. Akademik başarısı yüksek olan öğrencilerin psikolojik sağlamlık, mutluluk ve mizah tarzlarına katılımcı ve kendini geliştirici mizah ile olumlu yönde anlamlı derecede yüksek puan aldığı saptanmıştır. Elde edilen bulgulara dayanarak psikolojik sağlamlık ile mutluluk düzeyi ve mizah tarzları arasında cinsiyete, akademik başarı, aile yapısı, babanın eğitim düzeyi ve sınıf düzeyine göre anlamlı farklılık bulunmuştur., Improving knowledge and skills in university is one of the most crucial challenges in a person's life. Especially, medical education is longer, more stressful, and intenser process than other education fields. Students often testify the situations the concern of development of professional skills as well as which might be perceived as personal traumas(diseases, disabilities, unhappiness, death etc.) in their educational lives. The medical students who are stressed as being exposed to these kind of challenges and stresses, dealing with problems, finding solutions and maintaining the improvement of positive emotions skill also gains importance. Therefore, the psychological resilience, happiness level and the skills of usage of positive humour of doctor candidates have crucial roles in their future lives. The main aim of this study is analysing the relationship between psychological resilience and the humour and happines level of medical students at Çukurova University in their first three years of schooling. Another aim of the study is to understand the differences of this relationship according to different demographic scales. The study consists of 393 people in total which includes 185 males and 208 females. All of the participants are medical students in different levels (1th, 2nd and 3th degrees) of their study at Çukurova University. According to this study there is a mid-level correlation (r=0,63) between the psychological resilience and happiness of the participants. However, the correlation between their psychological resilience and humour differs according to kind of humour. In this scale: SMPS and participatory humour has r=0,38 corelation; and humour of self development has r=0,49 which both are considered as positive, mid-level correlations. On the other hand, SMPS and agresive humour has r=-0,29 correlation; while it has -0,26 which both are considered as weak and negative correlations. In addition, the relationship between happiness and senses of humour has been examined. In this scale: the correlation between happiness and participatory humour is r=0,50; happiness and humour of self development r=0,42 which are classified as mid-level and positive. However, the correlation between happiness and agressive humour is r=0,42; and self destructive humour is r=-0,43 which are classified as mid-level and, negative. The study has three different data collection arguments: Brief Resilient Coping Scale(BRCS); BriefForm of happiness Scale of Oxford (BFHS-O); and, humour experience scale(HE). The average of psychological resiliencepoint and humour of self development point low among the second degree medical students while the average of agressive point and self destructive point is higher than other students. The points of psychological resilience differ according to genders while other results have no valuable differences in comparison of genders. The point of psychological resilience of males is higher than females according to the analysed data. The used data has shown that successful students have higher points of psychological resilience, happiness and, in some cases of humour (participatory and self development). Based on acquired findings, significant differences have found in terms of gender, academic success, family structure, educational background of father, and class level between psychological resilience and happiness level with humour styles.
- Published
- 2016
43. Developing a model to explain psychological resilience among divorced women
- Author
-
Soylu, Yağmur, Doğan, Süleyman, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı
- Subjects
Boşanmanın Üzerinden Geçen Süre ,Resilience ,Sosyal Destek ,Divorced women ,Social Support ,Psikolojik Sağlamlık,Boşanma,Boşanmış Kadınlar,Problem Odaklı Başa Çıkma,Duygu Odaklı Başa Çıkma,Sosyal Destek,Benlik Saygısı ,Self esteem ,Self Esteem ,Social support ,Problem Odaklı Başa Çıkma ,Psikoloji ,Emotion Focused Coping ,Boşanmış Kadınlar ,Divorce ,Benlik Saygısı ,Psychology ,Psikolojik Sağlamlık ,Problem Focused Coping ,Duygu Odaklı Başa Çıkma ,Divorced Women ,Boşanma ,Time Passed Over Divorce - Abstract
Bu araştırmanın amacı, boşanmış kadınlarda psikolojik sağlamlığı açıklamaya yönelik bir model geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda, duygu odaklı ve problem odaklı başa çıkma tarzlarının benlik saygısı ve sosyal destek aracılığıyla psikolojik sağlamlıkla ilişkisi incelenmiştir. Ayrıca kurulan modelin boşanmanın üzerinden geçen süreye göre farklılık gösterip göstermediği de incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi amaçlı örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir ve 304 boşanmış kadından oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Ego-Sağlamlığı Ölçeği (ESÖ), Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği (SBÇTÖ), Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (RBSÖ) – Kısa Form, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu (KBF) kullanılmıştır. Araştırma kapsamında kullanılan ölçme araçlarının doğrulayıcı faktör analizleri yapılmıştır. Verilerin analizi Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın bulguları, boşanmış kadınlarda sosyal destek ve benlik saygısı ile psikolojik sağlamlık arasında pozitif yönde doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanında, duygu odaklı başa çıkma ve psikolojik sağlamlığın benlik saygısı aracılığıyla ilişkili olduğu görülmüştür. Ayrıca problem odaklı başa çıkma ve psikolojik sağlamlığın hem sosyal destek hem de benlik saygısı aracılığıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. Son olarak, modelde yer alan değişkenler arasındaki ilişkilerin boşanmanın üzerinden geçen süreye göre farklılaştığı saptanmıştır. Boşanmanın üzerinden geçen sürenin daha az olduğu grupta, benlik saygısı ve psikolojik sağlamlık arasındaki doğrudan ilişki istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bulunmazken, diğer tüm doğrudan ilişkiler istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bulunmuştur. Ayrıca problem odaklı başa çıkma değişkeninin psikolojik sağlamlık değişkeni ile arasında olan, sosyal destek değişkeninin aracılık yaptığı dolaylı ilişki istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bulunmuşken duygu odaklı başa çıkma değişkeninin psikolojik sağlamlık değişkeni ile arasında olan, benlik saygısı değişkeninin aracılık yaptığı ve problem odaklı başa çıkma değişkeni ile psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkide benlik saygısının aracılık yaptığı dolaylı ilişkiler istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bulunmamıştır. Diğer bir ifadeyle, benlik saygısı ile psikolojik sağlamlık arasındaki hem doğrudan hem de dolaylı ilişkiler anlamlı düzeyde bulunmamıştır. Boşanmanın üzerinden geçen sürenin daha çok olduğu grupta ise sosyal destek ve psikolojik sağlamlık arasındaki ve problem odaklı başa çıkma ile sosyal destek arasındaki ilişkiler anlamlı düzeyde bulunmamışken, diğer tüm doğrudan ilişkiler anlamlı düzeyde bulunmuştur. Bununla birlikte, duygu odaklı başa çıkma değişkeni ile psikolojik sağlamlık değişkeni arasındaki ilişkide, benlik saygısı değişkeninin aracılık yaptığı dolaylı ilişki ve problem odaklı başa çıkma ile psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkide, benlik saygısının aracılık yaptığı dolaylı ilişki istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bulunmuşken, problem odaklı başa çıkma değişkeni ile psikolojik sağlamlık değişkeni arasındaki ilişkide, sosyal destek değişkeninin aracılık yaptığı dolaylı ilişki istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bulunmamıştır., The purpose of this research was to develop a model that explains psychological resilience among divorced women. In this context, social support and self esteem mediated relationship between emotion focused and problem focused coping styles and resilience was examined. Moreover whether the model show difference due to time passed over divorce or not was examined. The sample of the research was determined by porposive sampling method. The sample of the study was 304 divorced women. Ego Resilence Scale (ERS), Ways of Coping Scale (WCS), Rosenberg Self Esteem Scale (RSES), Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS) and A Personal Questionnaire (PQ) were used to collect data in this study. A confirmatory factor analysis of instruments was conducted. Structural Equation Modelling (SEM) was utilized for the data analysis. The findings of the research demonstrated that there were direct positive relationships between social support and resilience and self esteem and resilience. In addition, emotion focused coping and resilience were found to be indirectly related through self esteem. Furthermore, problem focused coping and resilience were found to be indirectly related through both social support and self esteem. Finally, it was found that the relations between variables in the model differed due to time passed over divorce. In the group the time passed over divorce was less, the direct relationship between self esteem and pschological resilience was found at statistically significant levels. All of the other direct relationships between the other variables were statistically significant. Also, problem focused coping and psychological resilience were found to be indirectly related through social support. But indirect relationships between emotion focused coping and pyschological resilience through self esteem and problem focused coping and psychological resilience through self esteem were not statistically significiant. In other words, both direct and indirect relationships between self-esteem and psychological resilience were not significant. In the group the time passed over divorce was more, while the direct relationships between social support and psychological resilience and problem focused coping and social support were not found at a statistically significiant level, all of the other direct relationships were found significant. However, indirect relationships between emotion focused coping and psychological resilience through self esteem and problem focused coping and psychological resilience through self esteem were found significant. On the other hand, the direct relationship between problem focused coping and psychological resilience through social support wasn't significiant.
- Published
- 2016
44. Investigation of resilience and religiosity levels of university students (Case of Dicle University)
- Author
-
Sezgin, Kasım, Çayır, Celal, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Din Psikolojisi Bilim Dalı, TR159416, and Sezgin, Kasım
- Subjects
Resilience ,Din ,Pozitif psikoloji ,Religiousness ,Religious psychology ,Psikolojik sağlamlık ,Üniversite Öğrencileri ,Dindarlık ,religiosity ,University students ,Religion ,Psikoloji ,Positive psychology ,Psychology - Abstract
Pozitif psikoloji, son yıllarda psikoloji biliminde çok çalışılan alanlardan birisidir. İnsanın olumlu yönlerine odaklanan pozitif psikoloji insanın güçlü yönlerine vurgu yapmaktadır. Psikolojik sağlamlık; felaket, travma, güçlükler, zorluklar ve süregelen belirgin yaşam stresleriyle karşılaşıldığında uyum sağlayabilme yeteneği olmakla birlikte yaşamdaki zorluklara karşı gelebilmek için bireyin sahip olduğu gücü geliştirme kapasitesi olarak tanımlanabilir. Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık ve dindarlık düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Buna yönelik ilişkisel tarama modelinde nicel bir çalışma yapılmıştır. Bu araştırma Dicle Üniversitesi’nde farklı fakültelerde eğitime devam eden öğrenciler üzerinde yapılmıştır. Araştırmada üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeylerinin yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Dindarlık boyutlarına göre üniversite öğrencilerinin büyük çoğunluğunun inançlı olduğu, dini bilgi düzeylerinin yüksek olduğu, duygu ve etki boyutunda ise ortanın üstünde oldukları görülmüştür. Ayrıca cinsiyet değişkenine göre erkeklerin psikolojik sağlamlık düzeylerinin kadınlara oranla daha yüksek olduğu; kadınların ise dindarlığın etki ve duygu boyutlarındaki düzeylerinin erkeklerden daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anne eğitim durumu yükseldikçe psikolojik sağlamlık düzeyi de artarken, baba eğitim düzeyine göre psikolojik sağlamlığın farklılaşmadığı elde edilen önemli sonuçlardan biridir. Son olarak dindarlığın duygu boyutuyla psikolojik sağlamlık düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Psikolojik Sağlamlık, Dindarlık, Pozitif Psikoloji, Din, Üniversite Öğrencileri Positive psychology is one of the most studied topics in the field of psychology in recent years. Positive psychology which focuses on positive sides of human, emphasizes strengths of human. Resilience can be defined the ability to adapt when faced with disaster, trauma, difficulties and individual’s developmental capacity of their power to come against the difficulties of life. This study aimed to investigate the level of religiosity and the resilience of university students. For that reason, a quantitative relational survey model was conducted. The study was conducted with students studying at different faculties of Dicle University. In the research, students’ level of resilience was found to be high. According to the dimensions of religiosity; vast majority of university students were found to be believers, their levels of religious knowledge is high and in the dimensions of feeling and effect they are upper middle level. In addition, according to the gender variable men were found to have higher levels of resilience than women; whereas, in the effect and feeling dimensions of religiosity women were found to have higher level of religiosity than men. One of the remarkable conclusions is that the more maternal education level the more is resilience levels; however, paternal education level does not differentiate the resilience level. Finally, a meaningful positive relationship was found between the feeling dimension of the religiosity and resilience levels. Keywords: Resilience, religiosity, Positive psychology, Religion, University students
- Published
- 2016
45. The relationship between emotional intelligence and resilience in secondary school students
- Author
-
Ak, Çağla, Arcan, Kuntay, Psikoloji Ana Bilim Dalı, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Ak, Çağla
- Subjects
Protective factors ,Psikoloji ,Duygusal zeka ,Emotional intelligence ,Resilience ,Secondary school students ,Psychology ,Psikolojik sağlamlık ,Koruyucu faktörler - Abstract
Bu tezin amacı, duygusal zeka ile koruyucu faktörleri temel alan psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkiyi, ortaokul öğrencilerinden oluşan örneklemde incelemektir. Ergenlik döneminde, yaşanan sıkıntılarla ve problemlerle baş etmede kaynak sağlayan koruyucu faktörler ile duygusal zeka arasında anlamlı ilişkiler olması literatürde yer alan araştırma sonuçlarına dayalı olarak öngörülmektedir. Araştırmanın örneklemi, ortaokulda öğrenim gören 461 öğrencinden oluşmaktadır. Veri toplama amacıyla, Bar-On Duygusal Zeka Ölçeği Çocuk ve Ergen Formu, Psikolojik Sağlamlık ve Ergen Gelişim Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde, SPSS 22.0 programı kullanılarak, T-testi, Tek Yönlü Varyans Analizi ve Pearson Korelasyon Analizi uygulanmıştır. Araştırmanın sonucuna göre, duygusal zekanın alt ölçekleri puanları (bireylerarası, birey içi, uyum, genel ruh hali, olumlu etki ve toplam puanı) ile koruyucu faktörlerin alt ölçeklerinin puanları arasında anlamlı pozitif ilişkiler olduğu bulunmuştur. Ancak duygusal zekanın stres yönetimi alt boyutu puanları ile koruyucu faktörlerin puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Duygusal zeka puanlarının ve koruyucu faktörlerin puanlarının demografik değişkenlere göre (cinsiyet, sınıf düzeyi, başarı notu, kardeş sayısı, anne-babanın medeni durumu, anne-babanın eğitim düzeyi, anne-babanın çalışma durumu, ekonomik gelir, bireyin kendisinin ve aileden birinin psikolojik yardım alma durumu) farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Araştırmanın sonuçları ilgili literatür doğrultusunda tartışılmış, gelecek çalışmalar için önerilere yer verilmiştir., The aim of this study was to investigate the relationship between emotional intelligence and psychological resilience within protective factors in a sample of secondary school students. It was hypothesized that there were significant relatipships between emotional intelligence and protective factors which help to cope with difficulties and stress during adolescence, regarding studies which take place in literature. The sample of the study consists of 461 students in a secondary school in Istanbul. In order to collect data, Bar-On Emotional Quotient Inventory: Youth Version, Resilience/Youth Development Module, and Personal Information Form were used. In analysis of the data, statistical analyses were conducted by using SPSS 22.0 software. The results revealed that, there were significant and positive correlations among subtests of emotional intelligence (interpersonal, intrapersonal, adaptability, general mood and the total scores) and subtests of protective factors. However, the relationships between stress management of emotional intelligence and protective factors was not statistically significant. Differentiation of emotional intelligence and protective factors scores according to demograpfic variables (gender, class, final grade, number of siblings, parents' marital status, parental education level and parental employment status, economic income, history of psychological support and family history of psychological support) of participants was also investigated. The results of the study were discussed in the light of the relevant literature and suggestions for future studies were detailed.
- Published
- 2016
46. Ergenlerin çocukluk dönemi istismar yaşantıları ile davranış problemleri ve psikolojik sağlamlıkları arasında ilişkinin incelenmesinde otomatik düşünceler ve bilişsel duygu düzenleme stratejilerinin aracı rolü
- Author
-
Kaya, İdris, Çeçen Eroğul, Ayşe Rezan, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
psikolojik sağlamlık ,Childhood abuse / neglect ,otomatik düşünceler ,Eğitim ve Öğretim ,automatic thoughts ,Cognitive emotion regulation ,Automatic thoughts ,Adolescents ,Çocukluk dönemi istismar/ihmal ,Psychosocial problems ,Behavioral disorders ,cognitive emotion regulation strategies ,Psikoloji ,Behavioural attitude ,davranış problemleri ,Education and Training ,Psychology ,Childhood traumatic experience ,bilişsel duygu düzenleme stratejileri ,resilience ,behavioral problems - Abstract
Bu araştırmanın amacı ergenlerin çocukluk dönemi istismar/ihmal yaşantıları ile davranış problemleri ve psikolojik sağlamlık düzeyleri arasındaki ilişkide bilişsel duygu düzenleme stratejileri ve otomatik düşüncelerin aracı rolünü incelemektir. Araştırmanın örneklemi Gaziantep'te ortaöğretim kurumlarına devam eden yaşları 14 ile 19 arasında değişen (x = 16.15; Ss= 1.42) 338'i (% 51.1) kadın, 322'si (% 48.9) erkek olmak üzere toplam 671 ergenden oluşmaktadır. Çalışmada ergenlerin çocukluk dönemi istismar/ihmal yaşantılarını belirlemek için Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeği-Kısa Form (ÇÖYÖ-KF), davranış problemlerini belirlemek için 11- 18 Yaş Grubu Gençler için Kendini Değerlendirme Ölçeği (YSR-11/18), psikolojik sağlamlık düzeyini belirlemek için Yılmazlık Ölçeği (YÖ), otomatik düşüncelerini belirlemek için Çocuklar için Otomatik Düşünceler Ölçeği (CATS), bilişsel duygu düzenleme stratejilerini belirlemek için Bilişsel Duygu Düzenleme Ölçeği (BDDÖ) ve demografik özellikleri belirlemek için ise Demografik Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırma bulguları; ergenlerin çocukluk dönemi istismar/ihmal yaşantıları ile psikolojik sağlamlık düzeyleri arasındaki ilişkide uyumlu bilişsel duygu düzenleme stratejileri ve otomatik düşüncelerin tam aracı rolünün olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte ergenlerin çocukluk dönemi istismar/ihmal yaşantıları ile davranış problemleri arasındaki ilişkide uyumsuz bilişsel duygu düzenleme stratejileri ve otomatik düşüncelerin kısmi aracılık etkisi olduğu belirlemiştir. Diğer taraftan çocukluk dönemi istismar/ihmal yaşantıları ile psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkide uyumsuz bilişsel duygu düzenleme stratejilerinin ve istismar/ihmal yaşantıları ile davranış problemleri arasındaki ilişkide ise uyumlu bilişsel duygu düzenleme stratejilerinin aracılık etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Bulgular kapsamında son olarak, davranış problemlerinin varyansının açıklanmasında etkili değişkenlerin sırasıyla otomatik düşünceler, çocukluk dönemi istismar/ihmal yaşantıları ve uyumsuz bilişsel duygu düzenleme stratejileri olduğu; psikolojik sağlamlığın varyansını açıklayan en önemli değişkenlerin ise sırasıyla uyumlu bilişsel duygu düzenleme stratejileri ve otomatik düşünceler olduğu görülmüştür. Araştırmadan elde edilen bulgular ilgili literatür çerçevesinde tartışılmış, araştırmacı ve uygulayıcılara bazı öneriler sunulmuştur.Anahtar kelimeler: Çocukluk dönemi istismar/ihmal, davranış problemleri, psikolojik sağlamlık, otomatik düşünceler, bilişsel duygu düzenleme stratejileri The purpose of this research is to examine the mediating role of the automatic thoughts and cognitive emotion regulations strategies on the relationship among childhood maltreatment experiences, behavioral problems and resilience level of adolescents. The sample of the study has consisted of 671 adolescents (338-girl, 322-boy) who attend high schools and whose ages change between 14 and 19 (x = 16.15 Sd: 1.42) in Gaziantep/Turkey. To determine childhood abuse/neglect; Childhood Trauma Questionnaire Short Form (CTQ-S), for adolescent behavioral problems; Youth Self Report (YSR/11-18), for automatic thoughts; Children's Automatic Thoughts Scale (CATS), for resilience levels Resiliency Scale (RS), for cognitive emotion regulation strategies; Cognitive Emotion Regulation Questionnaire (CERQ), and for demographic variables; Demographic Information Form have been used. Research findings have shown that adaptive cognitive emotion regulation strategies and automatic thoughts have entire mediator role in the relation between adolescents' childhood abuse/neglect experience and resilience levels. However maladaptive cognitive emotion regulation strategies and automatic thoughts have partial mediating role in the relation between adolescents' childhood abuse/neglect experience and behavioral problems. On the other hand maladaptive cognitive emotion regulation strategies have no mediating effect on relationship between adolescents' childhood abuse/neglect experience and resilience levels and adaptive cognitive emotion regulation strategies have no mediating effect on relationship between adolescents' childhood abuse/neglect experience and behavioral problems. In explaining the variance of behavioral problems, it has been found that the most effective variables are respectively the automatic thoughts, childhood abuse / neglect experiences and maladaptive cognitive emotion regulation strategies; adaptive cognitive emotion regulation strategies and automatic thoughts are respectively the most important variables to explain the variance of resilience. The findings of the study were discussed regarding the relevant literature, some recommendations were presented to researchers and practitioners.Keywords: Childhood abuse / neglect, behavioral problems, resilience, automatic thoughts, cognitive emotion regulation strategies. 287
- Published
- 2015
47. Ergenlerde mutluluk ve yaşam doyumunun yordayıcısı olarak psikolojik sağlamlık ve psikolojik ihtiyaç doyumu
- Author
-
Toprak, Handan, Sapmaz, Fatma, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Yrd. Doç. Dr. Fatma Sapmaz, and Sakarya ÜniversitesiEğitim Bilimleri Enstitüsü,Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bilim Dalı
- Subjects
Öznel iyi oluş ,Psikoloji ,Psikolojik ihtiyaç doyumu ,Psychological needs ,Resilience ,Happiness ,Psychology ,Life satisfaction ,Psikolojik sağlamlık ,Adolescents ,High schools students - Abstract
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır. Bu çalışmanın amacı, ergenlerde psikolojik sağlamlık ve psikolojik ihtiyaç doyumunun mutluluk ve yaşam doyumunu anlamlı biçimde yordayıp yordamadığını tespit etmek ve ergenlerin mutluluk, yaşam doyumu, psikolojik sağlamlık ve psikolojik ihtiyaç doyumu düzeylerini çeşitli demografik değişkenler açısından incelemektir. Araştırmanın örneklemi; 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Karadeniz Ereğli' deki 6 farklı lisenin 10, 11 ve 12. sınıflarında okuyan toplam 477 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada öğrencilerin cinsiyetleri, sosyoekonomik düzeyleri, anne-baba yaşamsal durumları ve anne-baba eğitim düzeyleri hakkında bilgi toplamak amacıyla Demografik Bilgi Formu, yaşam doyumu düzeylerini belirlemek amacıyla Diener, Emmons, Larsen ve Griffin (1985) tarafından geliştirilen ve Türkçe` ye uyarlaması Yetim (1993) tarafından yapılan Yaşam Doyumu, psikolojik ihtiyaç doyumu düzeylerini tespit etmek amacıyla Deci ve Ryan (1991) tarafından geliştirilen ve Cihangir-Çankaya ve Bacanlı (2003) tarafından Türkçe` ye uyarlanan İhtiyaç Doyumu Ölçeği, mutluluk düzeylerini belirlemek amacıyla Hills ve Argyle (2002) tarafından geliştirilen ve Akıncı-Çötok ve Doğan (2011) tarafından Türkçe` ye uyarlanan Oxford Mutluluk ve psikolojik sağlamlık düzeylerini belirlemek amacıyla Smith ve diğerleri (2008) tarafından geliştirilen ve Doğan (2013) tarafından Türkçe' ye uyarlanan Psikolojik Sağlamlık Ölçeği Kısa Formu kullanılmıştır. Veriler; SPSS 15 istatistik programı kullanılarak, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu, Basit ve Çoklu Regresyon Analizi, ANOVA ve t testi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda psikolojik ihtiyaç doyumunun ve psikolojik sağlamlığın ayrı ayrı mutluluğu ve yaşam doyumunu anlamlı biçimde yordadıkları tespit edilmiştir. Araştırmanın bağımlı değişkenleri olarak işlem gören mutluluk ve yaşam doyumu, bağımsız değişkenleri olarak işlem gören psikolojik sağlamlık ve psikolojik ihtiyaç doyumu kavramlarının demografik değişkenlerle ilişkilerine bakıldığında; ergenlerde cinsiyetin yalnızca ilişki ihtiyacı ve psikolojik sağlamlık düzeylerinde, sosyo- ekonomik düzeyin mutluluk ve yaşam doyumu düzeylerinde, annenin sağ olma durumunun psikolojik sağlamlık haricinde tüm değişkenler üzerinde anlamlı farklılıklar oluşturduğu, ancak babanın sağ olma durumunun hiçbir değişken üzerinde anlamlı bir farklılık oluşturmadığı görülmektedir. Ayrıca baba eğitim düzeyinin psikolojik sağlamlık haricinde tüm değişkenler üzerinde anlamlı farklılıklar oluşturduğu, ancak annenin eğitim düzeyinin hiçbir değişken üzerinde anlamlı bir farklılık oluşturmadığı görülmektedir. Araştırma sonuçları, elde edilen bulgular ışığında tartışılmış ve ileride yapılacak çalışmalara ilişkin önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Öznel İyi Oluş, Yaşam Doyumu, Psikolojik Sağlamlık, Psikolojik İhtiyaç Doyumu The purpose of this study is to identify whether the psychological resilience and the satisfaction of psychological needs are the predictors of the subjective well-being and life satisfaction in the high school adolescents or not and to examine the levels of subjective well-being, life satisfaction, psychological resilience and the satisfaction of the psychological needs of the adolescents in terms of various demographic variables. The population of the study is consisted of a total of 477 students who are studying in grades 10, 11 and 12 at 6 different schools in town Ereğli, province Zonguldak during the 2012- 2013 academic year. In our research, demographic information form was used in order to collect information about the students' gender, socioeconomic status, vital status of parents and educational level of parents. Having the purpose of determining the life satisfaction levels of the students, the Life Satisfaction Scale developed by Diener, Emmons, Larsen and Griffin (1985) and the Turkish adaptation of which was conducted by Yetim (1993), and of determining the happiness levels of the student, the Oxford Happiness Questionnaire-Short Form developed by Hills and Argyle (2002) and adapted into Turkish by Akıncı-Çötok and Dogan (2011) were used. A Needs Satisfaction Scale developed by Deci and Ryan (1991) and adapted into Turkish by Cihangir-Çankaya and Bacanlı (2003) was used in order to determine the level of the satisfaction of psychological needs of the students. And for the level of psychological resilience of the students, the Short Psychological Resilience Scale developed by Smith et al (2008) and adapted into Turkish by Dogan (2013) was used. The data were analyzed by using SPSS 15 statistical software and Pearson Product Moment Correlation, Simple and Multiple Regression Analysis, one-way analysis of variance (ANOVA) and the methods of a t- test. As a result of the study, it has been determined that the psychological need satisfaction and psychological resilience significantly predicted the happiness. When we look at the relation of the subjective well-being which has been treated as the dependent and the independent variables of the research, and the demographic variables of the concepts of life satisfaction, psychological resilience and psychological needs satisfaction, it can be seen that the sex in the adolescent causes only a relationship need subscale and a significant difference in the psychological resilience level, the socio-economic level causes a significant difference of subjective well-being and life satisfaction levels, the mother being alive causes a significant difference with regard to all variables except the psychological resilience, however, the father being alive does not cause any significant difference with regard to all variables, the father's educational level causes a significant difference with regard to all variables except the psychological resilience, however, the mother's educational level does not cause any significant difference with regard to all variables. The research results have been discussed in the light of the study findings and recommendations have been made for future studies. Keywords: Subjective Well-Being, Life Satisfaction, Psychological Resilience, Psychological Needs Satisfaction
- Published
- 2014
48. The investigation with demographic variables of the relationship between psychological resilience, empathy and self-efficacy of adolescent students exposed to violence (The sample city of Kahramanmaras)
- Author
-
AHMET TOPLU, Çakmak, Soner, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Psikoloji Anabilim Dalı
- Subjects
psikolojik sağlamlık ,Demographic variables ,Kahramanmaraş ,öz-yeterlik ,Resilience ,Violence ,Adolescents ,Adolescence ,Psikoloji ,empati ,psychological resilience ,Psychology ,Ergenlik ,Empathy ,Self-efficacy ,Students ,empathy ,self-efficacy - Abstract
Ergenlerin şiddete maruz kalmalarının yanında şiddete tanık oldukları da görülmektedir. Bu durum ergenleri olumsuz bir şekilde etkilemekte ve ortaya çıkan bu olumsuz durumlardan sonra ergenlerin psikolojik sağlamlıkları ile empati ve öz-yeterlikleri arasındaki ilişki demografik değişkenlerle birlikte araştırılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Kahramanmaraş merkez ilçeleri olan Dulkadiroğlu ve Onikişubat'a bağlı tüm liselerde okuyan toplam 405 ergen öğrenci oluşturmaktadır. Ayrıca basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırma verileri, çocuk ve genç psikolojik sağlamlık ölçeği, empatik eğilim ölçeği, çocuklar için öz-yeterlik ölçeği ve demografik bilgi formu kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma verilerinin analizinde SPSS 22.00 kullanılmış olup, elde edilen bulgular ise ,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, şiddete maruz kalan ergen öğrencilerin psikolojik sağlamlıkları ile empatik eğilimleri arasında pozitif yönlü, zayıf ve anlamlı bir ilişki; psikolojik sağlamlıkları ile öz-yeterlikleri arasında pozitif yönlü, orta güçte ve anlamlı bir ilişki; öz-yeterlik ile empatik eğilimleri arasında ise pozitif yönlü, zayıf ve anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Şiddete maruz kalan öğrencilerde psikolojik sağlamlık ile geçme notu, mazeretsiz devamsızlık, anne babanın beraber ve hayatta olması arasında; empatik eğilim ile sınıf düzeyi, cinsiyet, anne eğitim durumu arasında; öz-yeterlik ile geçme notu arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Akademik öz-yeterlik ile cinsiyet, geçme notu, mazeretsiz devamsızlık, anne babanın beraber olması; duygusal öz-yeterlik ile cinsiyet ve anne eğitim durumu değişkenleri arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Sosyal öz-yeterlik ile hiçbir değişken arasında anlamlı farlılık bulunamamıştır., It is also seen that adolescents witnessed violence as well as exposure to violence. This negatively affects the adolescents, and the relationship between the psychological resilience of the adolescents and their empathy and self-efficacy has been explored together with the demographic variables. The sample of the research consists of a total of 405 students studying in the high schools of Dulkadiroğlu and Onikişubat in the central districts of Kahramanmaras. Also simple random sampling method is used. The research data were collected by using a child and youth resilience scale, empathic tendency scale, self-efficacy scale and demographic information form. SPSS 22.00 was used in the analysis of the research data and the findings were evaluated at ,05 significance level. As a result of the analyzes, there is a positive, weak and meaningful relationship between the psychological resilience and empathic tendencies of the adolescent students who are exposed to violence; a positive, mid-level, and meaningful relationship between psychological resilience and self-efficacy; there was a positive, weak and meaningful relationship between self-efficacy and empathic tendencies. In the students who are exposed to violence, psychological resilience and grade average, absenteeism without excuse, between parents being together and being alive; between empathic tendency and grade level, gender, maternal education status; there was a significant relationship between self-efficacy and grade average. İt was found that there was a meaningful relationship between academic self-sufficiency and gender, grade average, absenteeism, unity of parents; between emotional self-efficacy and gender and maternal education status variables. No significant difference was found between social self-efficacy and any variables.
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.