Search

Bu araştırmanın amacı, yabancı dil olarak Türkçe eğitmenlerinin sınıf yönetiminde karşılaştıkları sorunları ve çözüm önerilerini belirlemektir. Nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasına dayanan araştırmanın örneklemini, Harran Üniversitesi TÖMER’de ve Şanlıurfa’da PİKTES projesi kapsamındaki okullarda yabancı dil olarak Türkçe derslerini yürüten yedi (7) eğitmen oluşturmaktadır. Kolay ulaşılabilir durum örnekleminin benimsendiği araştırmanın katılımcılarından 4’ü kadın; 3’ü ise erkektir. Yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanarak eğitmenlerle yapılan odak grup görüşmesinden elde edilen veriler, betimsel analizle incelenmiştir. Odak grup görüşmesine katılan her eğitmene, araştırmanın güvenirliği için “OG-E1, OG-E2, OG-E3...” şeklinde harf ve numaradan oluşan kodlar verilmiştir. Araştırmada, sınıf yönetiminde karşılaşılan sorunların; ana dilde ve hedef dilde kullanılan alfabenin farklılığı, materyal eksikliği, kültürel farklılık, öğretim programıyla ilgili eksiklikler, iletişimsizlik, öğretim yöntem ve tekniklerinde geleneksel yaklaşımların benimsenmesi, sınıfların teknolojik araçlarla donatılmaması (sınıfı gerekli teknolojik araçlarla teçhiz etmeme vb.), öğrencilerin derse geç gelmeleri ve devamsızlık yapmaları, ev ödevlerini yapmamaları gibi durumlardan kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır. Yabancı dil olarak Türkçe eğitmenlerinin sınıf yönetiminde karşılaştıkları sorunların; dil öğrenenlerin ihtiyacına ve dil düzeyine uygun, dil bilimine dayalı, teknoloji destekli modern öğretim yaklaşım, yöntem ve tekniklerin eğitim ortamıyla bütünleştirilmesi ve benimsenmesiyle çözülebileceği anlaşılmıştır., The main purpose of this research is to identify the problems encountered by instructors of Turkish as a foreign language and suggest solutions. The sample group of this research, which is based on case study as one of the methods of qualitative research, consists of seven instructors who carry on the “Turkish as a foreign language” classes in Harran University, Turkish Application and Research Center (TARC called as TÖMER in Turkish) and in schools within the scope of the PIKTES project in Sanlıurfa. Four of the participants are female and three of the participants are male in the study in which the easily accessible case sample is adopted. The data were examined through descriptive analysis. Each of the participants who attended the focus group discussion were named letters and numbers as “OG-E1, OG-E2, OG-E3...” for the sake of the credibility of the research. The results indicated that the problems encountered by instructors of Turkish as a foreign language can be solved by integrating and adopting modern teaching approaches, using methods and techniques that are based on linguistics, supporting teaching process with technology, making the process suitable for language learner’s needs and abilities, and adopting them all together within the educational environment.

Bu çalışmanın amacı, yenilikçi eğitim uygulamalarından sınıf içi teknoloji destekli biçimlendirici ölçme değerlendirme becerilerine dair yetkinliğin, öğretmenlerin sınıf yönetimi becerileri üzerindeki etkisini araştırmaktır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden biri olan olgubilim araştırması ile desenlenmiştir. Araştırmanın evrenini 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı içerisinde İzmir ili sınırları içerisinde resmi ortaokullarda görev yapan fen bilgisi ve ilköğretim matematik öğretmenleri oluşturmuştur. Araştırmanın çalışma grubu ise amaçlı örneklem oluşturma esasına göre; teknoloji destekli biçimlendirici ölçme becerileri hakkında bilgi, beceri ve yaratma düzeylerinde mesleki gelişime yönelik olarak 2021 yılında düzenlenmiş olan bir TÜBİTAK 4005 projesine katılmış olan öğretmenlerden gönüllü olanlar ile oluşturulmuştur. Araştırmacı tarafından, katılımcıların teknoloji destekli biçimlendirici değerlendirme ve sınıf yönetiminin boyutları hakkındaki sınıf uygulamalarına dair deneyimlerinin ortaya çıkarılmasını amaçlayan yarı yapılandırılmış bir görüşme formu hazırlanmıştır. Görüşme formundan çevrimiçi olarak elde edilen katılımcı görüşlerine betimsel analiz yapılmıştır. Görüşmelerde alınan cevaplar metin haline getirildikten sonra, veri güvenirliği sağlamak için katılımcılara geri gönderilerek doğrulatılmıştır. Teknoloji destekli biçimlendirici ölçme ve değerlendirme becerilerinin, öğretmenlerin sınıf yönetiminin beş boyutundaki mesleki yeterliklerine olumlu etkileri olduğuna dair algıları olduğu tespit edilmiştir. Dört boyutu oluşturan “Sınıf ortamının fiziksel düzeni”, “sınıfta ilişkilerin düzenlenmesi”, “davranış düzenleme” ve “süre kullanımı” yeterlikleri boyutlarında mesleki yeterliklerin bilgi ve beceri düzeyinde geliştiği; “Plan-program düzenleme” boyutunda ise olumlu anlamda mesleki gelişim hissedildiği ancak bu gelişimin bilgi düzeyinde kaldığı, yıllık ve günlük ders planlarına hiç yansıtılmadığı ancak haftalık ders planlarına yansıtıldığı sonuçlarına ulaşılmıştır., The aim of this study is to investigate the impact of in-class technology-assisted formative assessment skills, one of the innovative educational practices, on teachers’ classroom management skills by using the phenomenological research method, one of the qualitative research methods, in order to describe the experiences of teachers and to understand their common experiences. The study population consisted of teachers working in public secondary schools in İzmir, Türkiye in the 2021/22 academic year, with the study sample consisting of volunteer teachers who participated in a TUBITAK 4005 project organized in 2021 for professional development to the extent of possessing necessary knowledge, skills, as well as being creative about technology-assisted formative assessment skills in line with the purposive sampling method. The researcher prepared a semi-structured interview form, aiming to reveal the participants’ experiences in classroom practices on the dimensions of technology-assisted formative assessment and classroom management. A descriptive analysis was conducted on the participants opinions collected via an online interview form. After the answers received in the interviews were transcribed into text, they were sent back to the participants to ensure data reliability and verification. In conclusion, teachers have been found to have perceptions that technology-assisted formative assessment and evaluation skills have positive effects on teachers’ professional competencies in the five dimensions of classroom management. According to the results obtained: Their professional competencies improved in terms of knowledge and skills considering the dimensions of “physical layout of the classroom environment”, “establishment of relationships in the classroom”, “regulation of behaviour” and “use of time”, which make up the four dimensions. In fact, their professional competencies turned out to have improved in a positive sense in the dimension of “making plans and programs”. Despite the improvement, that development remained at the level of knowledge, and it was never reflected in the annual and daily lesson plans, but only included in the weekly lesson plans.

Bu araştırma sınıf öğretmenlerinin bilişim teknolojisi kullanma düzeyleri ile sınıf yönetimi becerileri arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu araştırmada nicel araştırmada modellerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Hatay İli Arsuz İlçesinde görev yapan 135 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. 135 katılımcının % 59,3’ü (80) kadın, % 40,7’si (55) erkektir. Araştırmanın verileri “Bilişim Teknolojisi Kullanım Düzeylerini Belirleme Ölçeği” ve “Sınıf Yönetimi Beceri Ölçeği” toplanmıştır. Ölçeklerin ve alt boyutlarının normallik dağılımları incelerek, verilerin analizinde problem durumlarına uygun olarak, betimsel (aritmetik ortalama, standart sapma) ve ilişkisel (Spearman Korelasyon katsayısı) istatistik tekniklerinden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin bilişim teknolojisi kullanma düzeylerinin yüksek; sınıf yönetimi becerilerinin çok yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Sınıf öğretmenlerinin bilişim teknolojisi kullanım düzeyleri ile sınıf yönetimi becerileri arasında ise ilişkinin pozitif yönlü düşük düzey ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Öte yandan araştırma sonucunda, sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetim becerilerinin “Her zaman” düzeyinde olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte öğretmenlerin kendilerini bilişim teknolojisi kullanma bakımından en çok “Sosyal Etik ve Yasal Hükümler” alt boyutlarında; en düşük ise “İletişim” alt boyutlarında yeterli gördükleri belirlenmiştir. Bu araştırmanın sonuçları ilgili literatür çerçevesinde tartışılmış ve gelecek araştırmalara yönelik öneriler sunulmuştur., The aim of the study is to examine the relationship between the primary school teachers’ level of information technology usage and classroom management skills. Correlational research model which is one of the Quantitative Research models was used in research. The sample of the study consists of 135 primary school teachers’ in Arsuz which is a district in the province of Hatay. Out of 135 participants, 59, 3 % (80) are female and 40, 7 % (55) are male teachers. Data of the study was collected with the “Teachers’ Level of Information Technology Usage Scale” and “Classroom Management Skills Scale”. The data were evaluated in accordance with the problem situations discussed in the study by using descriptive (arithmetic average, standard deviation) and relational statistical techniques (Spearman's Correlation). The statistical methods to be used in the analysis of the data were determined by examining the normality distributions of the scales and their subdimensions. As a result of the research, the primary school teachers’ level of information technology usage skills were determined to be high and their classroom management skills was found to be very high. It was seen that the relation between teachers‟ the primary school teachers’ level of information technology usage and classroom management skills is positively, reflective, low-level and significant. The findings have revealeted that they have a high level of perceived classroom management skills. The findings also indicated teachers find themselves mostly in Social Ethical and Legal Provisions sub-dimensions; the lowest was determined to be sufficient in Communication sub-dimensions. The findings of this study have been discussed within the framework of the related literature, and suggestions have been offered for researches to be done in the future.

Öğretmen adaylarının izledikleri öğrenme süreçlerinde taşıdıkları akademik motivasyon hem mevcut öğrenim süreçleri hem de gelecekte sahip olacakları mesleğin gerekliliklerini yerine getirmeleri adına önem taşımaktadır. Sürdürülen eğitim-öğretim sürecinde hizmet veren öğretim elemanlarının bu anlamda sağladığı katkı ve benimsedikleri sınıf yönetimi yaklaşımları da önemli bir etki oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Eğitim Fakültelerinin Temel Eğitim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalında öğrenim gören öğretmen adaylarının akademik motivasyon düzeyleri belirlenmeye çalışılmış ve elde edilen bulgular aracılığı ile sürdürülen sınıf yönetim süreçlerine katkı sağlanması hedeflenmiştir. Çalışmada, “Akademik Motivasyon Ölçeği” aracılığı ile Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim dalında öğrenim gören öğretmen adaylarından veri toplanmıştır. 2022 Güz Döneminde öğrenim gören 228 öğretmen adayının 144 kadarına %95 güven düzeyi ve %5 hata payı kapsamında ulaşılmıştır. Yedi boyut ve yirmi sekiz madden oluşan ölçme aracının uygulanması ile elde edilen verilere göre akademik motivasyon düzeyi yüksek bulunmuştur, cinsiyete, sınıf düzeyine, başarı puan ortalamalarına göre anlamlı fark göstermemiştir. Çalışmaya ait veriler SPSS paket programı ile analiz edilmiş olup, cinsiyet ve başarı puan ortalamalarına göre anlamlı fark durumu bağımsız örneklem t – testi ve sınıf düzeyine göre anlamlı fark durumu tek yönlü varyans analizi ile ele alınmıştır., The academic motivation of the prospective teachers in the learning processes they follow is important both for their current learning processes and for fulfilling the requirements of the profession they will have in the future. The contribution of the teaching staff in this sense and the classroom management approaches they adopt also have a significant impact on the ongoing education and training process. In this study, it was tried to determine the academic motivation levels of teacher candidates studying in the Department of Primary Education Classroom Teaching of Education Faculties, and it was aimed to contribute to the classroom management processes carried out through the findings. In the study, data were collected from prospective teachers studying at Manisa Celal Bayar University, Department of Primary Education, Classroom Teaching, by means of "Academic Motivation Scale". About 144 of the 228 prospective teachers studying in the Fall Semester of 2022 were reached within the scope of 95% confidence level and 5% margin of error. According to the data by the application of the measurement tool consisting of seven dimensions and twenty – eight items, the level of academic motivation was found as high, and there was no significant difference in terms of gender, grade level and academic achievement score averages. The data of the study were analyzed with the SPSS package program, and the case of significant difference according to gender and academic achievement score averages was handled by independent sample t – test and the case of significant difference according to class level was handled by one – way ANOVA analysis of variance.

With this study, 25 postgraduate thesis studies prepared between 2010-2020 on classroom management were examined and content analysis was carried out with certain criteria. Content analysis was carried out in the context of the theses, the years of preparation, the types of universities where the theses were prepared, sampling regions, sampling methods, selected regions for sampling, data collection tools, analysis types and subject variable.As a result of the research, it was determined that the majority of the 25 theses prepared on classroom management were master's theses, and there were very few doctoral theses on the subject. In addition, it was observed that more Eastern Anatolia regions were chosen as the sample region, postgraduate theses were generally prepared in state universities, and survey and interview techniques were the most used data collection tools., Bu çalışma ile sınıf yönetimi konusunda 2010-2020 yılları arasında hazırlanmış 25 adet lisansüstü tez çalışması mercek altına alınarak belli kriterler eşliğinde içerik analizi yapılmıştır. Çalışmaya konu edilen tezler, hazırlanma yılları, tezlerin hazırlandığı üniversitelerin türleri, örneklem bölgeleri, örneklem belirleme yöntemleri, örneklem için seçilen bölgeler, veri toplama araçları, analiz türleri ve konu alan değişken bağlamında içerik analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda, sınıf yönetimi konusunda hazırlanan 25 tezin büyük çoğunluğunun yüksek lisans tezi olduğu, konu hakkında doktora tezinin çok az sayıda bulunmakta olduğu belirlenmiştir. Ayrıca örneklem bölgesi olarak daha fazla Doğu Anadolu bölgesinin seçildiği, lisansüstü tezlerin genelde devlet üniversitelerinde hazırlandığı ve veri toplama araçlarından en fazla anket ve görüşme tekniğinden yararlanıldığı görülmüştür.

Bu çalışmada, beden eğitimi öğretmeni adayları için özel öğretim yöntemleri öz-yeterlilik ölçeğini geliştirme, geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yaparak alana kazandırmak amaçlanmıştır. Çalışmanın örneklemini 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Kırıkkale Üniversitesi beden eğitimi ve spor öğretmenliği bölümü öğrencileri oluşturmaktadır. İki aşamada gerçekleştirilen çalışmanın ilk aşamasında Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) için 168, ikinci aşama olan Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) için ise 153, toplamda 321 üniversite öğrencisi katılmıştır. Çalışmada ölçeği oluşturmak için ilgili alanyazın taranarak 59 maddelik soru havuzu oluşturulmuştur. AFA sonrası binişik ve faktör yükü düşük 18 madde ölçekten çıkartılmıştır. AFA sonucunda 3 faktörlü yapının toplam varyansın 48,5’ini açıkladığı görülmüştür. Ardından 3 faktörlü yapının doğruluğunu sınamak için DFA yapılmıştır. Uyum iyiliği değerlerini yakalamak için gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra ölçeğin uyum iyiliği değerlerinin iyi ve kabul edilir seviyede olduğu görülmüştür. Ölçeğin birleşim ve ayrışım geçerliliği için AVE, CR, MSV ve ASV değerleri hesaplanmıştır ve ölçeğin birleşim ve ayrışım geçerliğini sağladığı görülmüştür. Ayrıca ölçek genelinde Cronbach Alpha değeri .941 olarak bulunmuştur. Üç faktörden oluşan 41 maddelik *** ölçeğinin analizleri sonucunda geçerli ve güvenilir bir araç olarak alanda kullanılabilir nitelikte olduğu görülmüştür ve alana kazandırılmıştır.

Culturally responsive teaching is the design of teaching to enable culturally diverse students to learn by using their cultural characteristics, experiences, and perspectives. The cultural differences of every child require teachers to implement educational practices responsive to cultural values. The purpose of the study was to evaluate the classroom behaviors of teachers with foreign students and their teaching management processes. Based on the information obtained through classroom observations, the opinions of teachers and school principals were taken. The findings indicate that teachers have poor communication with foreign students. On the other hand, it was revealed that they did not have any problems during the teaching process, but they did not make any preparations for foreign students before the lesson, they did not behave responsively to cultural values during the lesson and they considered themselves sufficient in this regard. Within the scope of the findings, it was important to take precautions and provide training to increase teachers' awareness and skills regarding culturally responsive teaching practices both in the pre-service period and in the service., Kültürel değerlere duyarlı eğitim, kültürel olarak farklı öğrencilerin kültürel özelliklerini, deneyimlerini ve bakış açılarını kullanarak öğrenmelerini sağlamak için öğretimin tasarlanmasıdır. Her çocuğun sahip olduğu kültürel farklılıklar, öğretmenlerin kültürel değerlere duyarlı eğitim uygulamaları gerçekleştirmelerini gerektirir. Araştırmanın amacı da bu gereklilik bağlamında, yabancı uyruklu öğrencilere sahip öğretmenlerin sınıf içi davranışlarını ve öğretimi yönetme süreçlerini değerlendirmektir. Bu kapsamda sınıf gözlemleri yapılmış ve elde edilen bilgilere dayanarak öğretmen ve okul yöneticilerinin görüşleri alınmıştır. Elde edilen bulgular, öğretmenlerin yabancı uyruklu öğrenciler ile iletişimlerinin sınırlı olduğunu göstermektedir. Buna karşın, öğretim süreci içerisinde sorun yaşamadıkları, fakat yabancı uyruklu öğrencilere yönelik ders öncesi bir hazırlık yapmadıkları, ders esnasında kültürel değerlere duyarlı davranış sergilemedikleri ve kendilerini de yeterli gördükleri ortaya konulmuştur. Bulgular kapsamında hem hizmet öncesi dönemde hem de hizmet içinde öğretmenlerin kültürel değerlere duyarlı eğitim uygulamalarına yönelik farkındalıklarının ve becerilerinin arttırılmasını sağlayacak önlemlerin alınması ve eğitimlerin verilmesi önemli görülmektedir.

Discipline is an important dimension of classroom management. Preschool teachers can apply many discipline models in the classroom management process. These models can be used to prevent a behavior problem before it occurs, or they can also be used in the process of dealing with an existing problem or inappropriate behavior. While supportive and appropriate disciplinary practices facilitate the classroom management process, unsupportive practices can negatively affect it. For this reason, it is very important to consider the discipline models that teachers can apply in the classroom management process. The purpose of this review article is to examine the discipline models that can be applied in the preschool classroom management process. To this end, first of all, the concept of classroom management was defined and the factors affecting classroom management are mentioned. Then, discipline models, which are an important element of classroom management, and the basic points of these models are discussed. Next, the ways that teachers can follow in the process of applying the models and the roles of teachers and children are mentioned. After that, the strengths and weaknesses of the models are given. In this way, it is aimed that teachers have an idea about different discipline strategies, and it is aimed that they can more easily choose the appropriate strategies for classroom management processes. In addition, it is thought that knowing the different discipline models that can be applied in the preschool period will help teachers to realize their educational goals and achievements., Disiplin, sınıf yönetiminin önemli bir boyutudur. Okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetim sürecinde başvurabilecekleri pek çok disiplin modeli bulunmaktadır. Bu modeller bir davranış problemi meydana gelmeden önce o problemin meydana gelmesini önlemek amacı ile kullanılabileceği gibi, var olan bir problem ya da uygunsuz davranışla baş etmek için süreç içerisinde de kullanılabilmektedir. Destekleyici ve uygun disiplin uygulamaları sınıf yönetim sürecini kolaylaştırırken, destekleyici olmayan uygulamalar sınıf yönetim sürecini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu sebeple sınıf yönetim sürecinde öğretmenlerin başvurabilecekleri disiplin modellerinin ele alınması oldukça önemlidir. Bu derleme çalışmasının amacı okul öncesi sınıf yönetim sürecinde başvurulabilecek disiplin modellerini incelemektir. Bu doğrultuda öncelikle sınıf yönetiminin tanımı yapılmış ve sınıf yönetimine etki eden faktörlere değinilmiştir. Ardından sınıf yönetiminin önemli bir unsuru olan disiplin modelleri ve bu modellerin dayandığı temel noktalar ele alınmıştır. Daha sonra modellerin uygulanma sürecinde öğretmenlerin başvurabilecekleri yollar ile öğretmen ve çocukların rollerine değinilmiş; daha sonra ise modellerin güçlü ve zayıf yönlerine yer verilmiştir. Bu yolla öğretmenlerin farklı disiplin stratejileri hakkında fikir sahibi olmaları ve sınıf yönetim süreçlerine uygun stratejileri daha kolay seçebilmeleri hedeflenmektedir. Ayrıca okul öncesi dönemde başvurulabilecek farklı disiplin modellerinin bilinmesinin öğretmenlerin eğitim hedef ve kazanımlarını gerçekleştirmelerine yardımcı olacağı düşünülmektedir.

Today, metaphor means creating a perception of thinking that embodies concepts that are similar to each other in general. At the same time, it directs the individual to think creatively, imagine and establish relationships between concepts. The fact that pre-service teachers from different branches produce metaphors about classroom management allows to approach the literature from a different perspective. This study was carried out in order to reveal the metaphorical views of teacher candidates about the concept of classroom management. In the method of the study, the phenomenology design was used as a qualitative research design. In the 2021-2022 academic year, 166 teacher candidates from different branches, studying in the 4th grade of Sivas Cumhuriyet University Faculty of Education, participated in the study. While analyzing the data in the study, descriptive analysis and content analysis methods were used. In the semi-structured interview form, “Classroom management …………. like this; because……………” sentence was asked to be filled by the teacher candidates. As a result of the analysis of the data, 80 metaphors emerged. Metaphors are grouped under 9 different categories according to their common features. As a result, it was seen that pre-service teachers have creative, rich, cognitive and affective approaches about classroom management., Günümüzde metafor, genel olarak birbirine benzeyen kavramları somutlaştıran bir düşünme algısı oluşturma anlamına gelmektedir. Aynı zamanda bireyi yaratıcı düşünmeye, hayal etmeye ve kavramlar arasında ilişki kurmaya yönlendirmektedir. Farklı branşlardan oluşan öğretmen adaylarının sınıf yönetimi ile ilgili metafor üretmeleri, literatürü farklı bir açıdan ele almayı sağlamaktadır. Bu çalışma öğretmen adaylarının sınıf yönetimi kavramına ilişkin metaforik görüşlerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın yönteminde nitel araştırma deseni olarak olgu bilim deseninden yararlanılmıştır. Yapılan çalışmaya 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi 4. sınıfta öğrenim gören farklı branştan 166 öğretmen adayı katılmıştır. Çalışmada verilerin analizi yapılırken betimsel analiz ve içerik analizi yönteminden yararlanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan “Sınıf yönetimi …………. gibidir; çünkü……………” cümlesinin öğretmen adayları tarafından doldurulması istenmiştir. Verilerin analizi sonucu 80 metafor ortaya çıkmıştır. Metaforlar ortak özelliklerine göre 9 ayrı kategori başlığı altında gruplandırılmıştır. Sonuç olarak, öğretmen adaylarının sınıf yönetimi hakkında yaratıcı, zengin, bilişsel ve duyuşsal yaklaşımlara sahip oldukları görülmüştür.

Yüksek Lisans Tezi, Bu çalışmada, okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetim becerileri ile öz-yeterlik inançları arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmada genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim öğretim yılında Konya ili merkez ilçelerinde Millî Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı resmi anasınıfı ve anaokullarında aktif görev yapan, basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirlenen 396 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışmada okul öncesi öğretmenlerine veri toplama aracı olarak araştırmacının oluşturduğu “Kişisel Bilgi Formu” uygulanmıştır. Çalışmada öğretmenlerin sınıf yönetim becerilerini belirlemek amacıyla Kaplan (2018) tarafından geliştirilen “Okul Öncesi Öğretmenlerinin Sınıf Yönetimi Becerileri Ölçeği” (OÖÖ-SYBÖ) uygulanmıştır. Öğretmenlerin öz-yeterlik inanç düzeylerini belirlemek amacıyla Tepe ve Demir (2012) tarafından geliştirilen “Okul Öncesi Öğretmenlerinin Öz-Yeterlik İnançları Ölçeği” kullanılmıştır. Değerlendirme araçlarını öğretmenlere uygulayabilmek için Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gerekli izinler alınmıştır. Araştırmada okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetim becerileri puanları ile öz-yeterlik puanları arasındaki ilişkiyi belirleyebilmek adına Pearson Korelasyon Analizi yapılmıştır. Yapılan basit doğrusal regresyon analizi sonucuna göre sınıf yönetimi becerileri toplam puanları öz yeterlik inançlar toplam puanlarının anlamlı düzeyde yordamaktadır, Araştırmada öğretmenlerin yaşı, meslekteki görev süresi, çocukların sayısı, sınıfta yardımcı öğretmen olup olmaması, kaynaştırma öğrenci olup olmaması, sınıfta çocuk başına yeterli alan olup olmaması değişkenleri ile öğretmenlerin sınıf içi fiziksel düzenlemeler alt boyut puan ortalamaları arasında anlamlı fark olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin çocuk başına yeterli alan ve görev durumları iletişim ve davranış düzenlemeleri alt boyut puanları arasında anlamlı düzeyde farklılık olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin öz-yeterlik inançları ile yaşı, mesleki durumu, meslekteki görev süresi, çocukların sayısı, sınıfta yardımcı öğretmen olup olmaması, kaynaştırma öğrenci olup olmaması, sınıfta çocuk başına yeterli alan olup olmaması arasında anlamlı düzeyde bir fark elde edilmemiştir., The aim of this study is to examine the relationship between preschool teachers' classroom management skills and self-efficacy beliefs. Relational screening model was used in this study. The study group of the study consisted of 396 preschool teachers who are currently working in the official kindergartens and nursery classes affiliated to the Ministry of National Education (MEB) in the central districts of Konya province. Participants were determined by simple random sampling method. "Personal Information Form" created by the researcher was applied to the preschool teachers as data collection tool. In addition, "Preschool Teachers' Classroom Management Skills Scale" (SPS-SYLL) developed by Kaplan (2018) was applied in order to determine teachers' classroom management skills. The “Preschool Teachers' Self-Efficacy Beliefs Scale” developed by Tepe and Demir (2012) was used to evaluate the teachers' self-efficacy belief levels. Consent form and permissions were pre-signed from the Konya Provincial Directorate of National Education in order to apply the assessment tools to the teachers. In the study, Pearson Correlation Analysis was conducted in order to find out the relationship between preschool teachers' classroom management skills scores and their self-efficacy scores. According to the results of the simple linear regression analysis, the total scores of classroom management skills predicted the total scores of self-efficacy beliefs significantly. In the study, it was observed that there was a significant difference in favor of the mean scores of teachers' in-class physical arrangements sub-dimension in the variables of teachers' age, tenure in the profession, number of children, whether there is an assistant teacher in the classroom, whether there is an inclusion student, and whether there is enough space per child in the classroom. It was determined that there was a significant difference between “enough space per child and duty status variables” and “ the mean score of communication and behavior regulations sub-dimension”. There was no significant difference between the teachers' self-efficacy beliefs and their age, professional status, tenure in the profession, number of children, whether there is an assistant teacher in the classroom, whether there is an inclusion student, whether there is enough space per child in the classroom.

Bu çalışmada sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetim becerilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bazı kişisel değişkenlere göre sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetimi becerilerinin farklılaşma durumu da incelenmiştir. Çalışma verilerinin elde edilmesinde, Denizel Güven ile Cevher (2005) tarafından 40 maddelik bir ölçek şeklinde uyarlanmış olan “Sınıf Yönetim Becerileri Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışmaya, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Denizli ili Çal ilçesindeki resmi ilkokullarda görev yapan 65 öğretmen dahil edilmiştir.Çalışma sonucunda ilkokullarda görev yapan öğretmenlerin sınıf yönetim beceri düzeyleri ortalamanın üstünde bulunmuştur. Erkek öğretmenlerin sınıf yönetim becerilerinin kadınlara oranla daha yüksek olduğu görülmüştür. 41 yaş üstü öğretmenlerin sınıf yönetimi becerilerinin 36-40 yaş aralığındakilere oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetim becerilerinin mesleki kıdeme çalışılan okuldaki kıdeme ve okutulan sınıf düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Sınıf öğretmenlerinin yaşlarının ve mesleki kıdemlerinin artması ile sınıf yönetimi beceri düzeylerinin yükseldiği sonucuna göre mesleğe yeni başlayan daha genç öğretmenler hizmet içi eğitimler ile desteklenebilirler.

Sınıf yönetimi daha önceleri öğretmen otoritesi olarak görülürken, son yıllarda öğretmenin sınıfta olumlu öğrenme ortamı oluşturabilmesi olarak kabul görmektedir. Bu çalışmada; 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Denizli ili Çal ilçesindeki resmi ilkokullarda görev yapan 63 öğretmenin katılımı ile ilkokullarda görev yapan öğretmenlerin sınıf yönetimi becerilerinin belirlenmesi ve bazı kişisel değişkenlere göre farklılaşma durumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda; ilkokullarda görev yapan öğretmenlerin sınıf yönetimi becerileri yüksek bulunmuştur. Sınıf yönetimine ilişkin öğretmenlerin planlamada diğer alanlara oranla daha az, liderlik/iletişim alanında diğer alanlara oranla daha yüksek beceriye sahip oldukları belirlenmiştir. Öğretmenlerin sınıf yönetimi becerilerinin cinsiyet, yaş, çalışılan okuldaki kıdem ve okutulan sınıf düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Mesleki kıdeme göre sadece planlama alt boyutunda anlamlı farklılık oluşmuş ve 11-20 yıl arası mesleki kıdeme sahip öğretmenlerin 21 yıl ve üstü mesleki kıdeme sahip olanlara oranla planlama alanındaki beceri düzeylerinin daha düşük olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin sınıf yönetimine ilişkin güncel konuları veya yayınları takip etme durumlarına göre sınıf yönetimi becerileri farklılaşmıştır. Sınıf yönetimi becerisinin; öğrenci grupları, davranış/zaman yönetimi, öğretim materyalleri/ değerlendirme, etkinlik yönetimi ve motivasyon/öğrenme ortamı alt boyutlarında sınıf yönetimi ile ilgili güncel konu ve yayınları bazen veya her zaman takip edenlerin takip etmeyenlere oranla sınıf yönetimi becerilerinin daha iyi düzeyde olduğu bulunmuştur.

Araştırmanın amacı ilkokul 4.sınıf , sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetim tarzlarını belirlemek ve öğrencilerin öz saygı düzeyleri ile arasında ilişkiyi farklı değişkenler açısından incelemektir. Araştırma yöntemlerinden tarama modeline uygun olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Erzincan il merkezinde görev yapan 4.sınıf öğretmenleri ve ilkokul 4.sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini basit seçkisiz örnekleme yöntemine uygun olarak seçilen 45 öğretmen ve 565 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetim tarzını belirlemek amacıyla Sınıf Yönetimi Tarzı Ölçeği, öğrencilere ise Öz Saygı Ölçeği uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS for Windows 24 programı ile analiz edilmiştir. Yapılan analizlerde normal dağılıma uygun olan parametrik testler olan Independent Sample T Test ve One Way ANOVA Analizleri yapılmıştır. Ayrıca normal dağılıma uygun olmayan veriler için parametrik olmayan Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Ek olarak değişkenler arasındaki ilişkilerin incelenmesi bakımından Spearman korelasyon analizi ve Ki kare, regresyon analizi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda ortaya çıkan bulgular ise takdir edilen sınıf yönetim tarzının daha çok tercih edildiği, en az ise aldırmaz sınıf yönetim tarzı profili tercih edildiğidir. Öğretmenlerin sınıf yönetim tarzlarına cinsiyet ve kıdem durumlarının etki III etmediği incelenmiştir. Öz saygı ölçeği alt boyutlarından okul yaşamı bakımından erkeklerin öz saygı düzeyi daha yüksek iken, kızların okul yaşamı öz saygı düzeyi daha düşük olduğu gözlenmiştir. Okul başarısı boyutunda ise kız öğrencilerin puan ortalamaları daha yüksek çıkmıştır. Öğretmenlerin sınıf yönetim tarzları ile öğrencilerin öz saygı düzeyleri arasında ilişki olmadığı belirlenmiştir.