17 results on '"Dönmez, Rasim Özgür"'
Search Results
2. Türk Atasözlerinde çatışma nedenleri
- Author
-
Mamatoğlu, Nihal, Dönmez, Rasim Özgür, Keskin, Seçil, Dönmez, Burcu Albayrak, BAİBÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, Mamatoğlu, Nihal, Dönmez, Rasim Özgür, Keskin, Seçil, and Dönmez, Burcu Albayrak
- Subjects
Sosyal Çalışma ,Kültürel Çalışmalar - Abstract
Bu çalışmanın temel amacı Türk Atasözleri üzerinden Türk kültüründe çatışma neden-lerini analiz etmektir. Bu amaçla; klasik atasözü çalışması gerçekleştirilmiştir. Araştır-manın sonunda ilk olarak Türk kültüründe çatışmanın doğal bir süreç olarak algılandığı sonucuna ulaşılmıştır. Öyle ki; çatışma yaratıcı düşünce üretimi ve problemlerin çözümü için gerekli görülmektedir. Yine Türk kültüründe çoğunlukla problem yaratacak durum-ların açıkça ortada olduğuna inanıldığı görülmüştür. Özellikle küçük ve önemsiz görü-len çatışmaların tedbir alınmadığında daha büyük problemlere neden olacağı algısının hakim olduğu bulunmuştur. Araştırma sonunda Türk kültüründe çatışma nedenlerinin 7 genel başlıkta değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır. İlk olarak; Türk kültüründe; dini, ahlaki, ailevi vb. değerler konusunda toplum hassasiyetlerine özen göstermemenin çatışmaların temel nedeni olarak algılandığı bulunmuştur. Ayrıca, kaynakların paylaşı-mında yaşanan adaletsizlik çatışmalara davetiye çıkaran bir başka nedendir. Öte yandan, kişiler arası ilişkiler çatışma nedenleri arasında genel bir başka başlık olarak ortaya çık-makta; ilişkilerdeki özensizlik, güç dengesizliği, ortak çıkarların sona ermesi gibi pek çok durum bu başlık altında ele alınmaktadır. Bundan başka; inançsızlık, saldırganlık, aşırılık gibi bazı kişilik özelliklerinin, ilişki içinde birbirinin zıttı ya da olumsuz anlamda birbirinin benzeri kişilik özelliklerinin özellikle çatışma nedeni olarak görüldüğünün altı çizilmektedir. Buna ek olarak, kişilerin iletişim tazı, kullanılan dil ve üçüncü şahısların yanlış yönlendirmeleri bir başka çatışma nedeni büyük başlığı olarak iletişime işaret etmektedir. Türk atasözleri daha önce yaşanan çatışmaların bir karşılık bulma ve ilahi adalet beklentisi içinde yeni çatışmalara neden olduğuna işaret etmektedir. Son olarak özellikle liderlerin güç paylaşımı ve gücünü nasıl kullandığı bir çatışma nedeni olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada tüm çatışma nedenleri Türkiye kültürün toplulukçu ve güç mesafesi yüksek bir kültür olma özellikleriyle tartışılmıştır. The main objective of this study is to analyze the causes of conflicts in Turkish cul-ture through Turkish proverbs. In this regard classic proverb study has been done in this study. At the end of the study, it was first reached the conclusion that conflict in Turkish culture is perceived as a natural process. Such that; conflict is considered necessary for creative thinking production and problem solving. Once again, in Turkish culture it was seen the situations that create problems are believed clearly obvious. It was found the do-minant perception that when precautions are not taken, especially small and unimportant conflicts will lead to bigger problems. 7 general causes of conflicts have been found in Turkish proverbs. They can be named as social sensitivity issues, distributional justice, interpersonal relationships, personality, communication, reactions to previous conflicts and power balance. Each causes of conflict heading have been discussed in the light of literature. First of all, in Turkish culture, it was found that inattention to social sensibility about religious, moral, family values was perceived as basic reason of conflicts. Also, injustice in sharing resources is another reason that causes conflicts. On the other hand, interpersonal relations are emerging as general title among conflict reasons; plenty of situations like negligence in relationships, power imbalances, end of common interests are discussed under this heading. Furthermore, it was underlined that personality traits like disbelief, aggression, intenseness; opposite personality traits of each other or similar personality traits of each other in the negative meaning in relation are especially seen as reason of conflict. In addition, people's mode of communication, the language used and third parties misleads are refers to another conflict reason major title as communication. It has been found that the cultural properties of Turkish proverbs about conflicts consis-tent with the characteristics of being power distant and collective culture like the results of Turkey's national culture studies. In this study it has been also focused on the causes of conflicts in relation to advice given by the Turkish proverbs. Finally, in some cases the criticism have been carried out as causes of conflicts in the Turkish proverbs.
- Published
- 2016
3. Türk Atasözlerinde Çatışma Sebepleri
- Author
-
MAMATOĞLU, Nihal, DÖNMEZ., Rasim Özgür, KESKİN, Seçil, and DÖNMEZ ALBAYRAK, Burcu
- Subjects
Social ,Antropoloji ,Literature ,Anthropology ,Linguistics ,Edebiyat ,Dil Bilim ,Çatışma,ulusal kültür,atasözü,güç kültürü ,Sosyal - Abstract
Bu çalışmanın temel amacı Türk Atasözleri üzerinden Türk kültüründe çatışma neden-lerini analiz etmektir. Bu amaçla; klasik atasözü çalışması gerçekleştirilmiştir. Araştır-manın sonunda ilk olarak Türk kültüründe çatışmanın doğal bir süreç olarak algılandığı sonucuna ulaşılmıştır. Öyle ki; çatışma yaratıcı düşünce üretimi ve problemlerin çözümü için gerekli görülmektedir. Yine Türk kültüründe çoğunlukla problem yaratacak durum-ların açıkça ortada olduğuna inanıldığı görülmüştür. Özellikle küçük ve önemsiz görü-len çatışmaların tedbir alınmadığında daha büyük problemlere neden olacağı algısının hakim olduğu bulunmuştur. Araştırma sonunda Türk kültüründe çatışma nedenlerinin 7 genel başlıkta değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır. İlk olarak; Türk kültüründe; dini, ahlaki, ailevi vb. değerler konusunda toplum hassasiyetlerine özen göstermemenin çatışmaların temel nedeni olarak algılandığı bulunmuştur. Ayrıca, kaynakların paylaşı-mında yaşanan adaletsizlik çatışmalara davetiye çıkaran bir başka nedendir. Öte yandan, kişiler arası ilişkiler çatışma nedenleri arasında genel bir başka başlık olarak ortaya çık-makta; ilişkilerdeki özensizlik, güç dengesizliği, ortak çıkarların sona ermesi gibi pek çok durum bu başlık altında ele alınmaktadır. Bundan başka; inançsızlık, saldırganlık, aşırılık gibi bazı kişilik özelliklerinin, ilişki içinde birbirinin zıttı ya da olumsuz anlamda birbirinin benzeri kişilik özelliklerinin özellikle çatışma nedeni olarak görüldüğünün altı çizilmektedir. Buna ek olarak, kişilerin iletişim tazı, kullanılan dil ve üçüncü şahısların yanlış yönlendirmeleri bir başka çatışma nedeni büyük başlığı olarak iletişime işaret etmektedir. Türk atasözleri daha önce yaşanan çatışmaların bir karşılık bulma ve ilahi adalet beklentisi içinde yeni çatışmalara neden olduğuna işaret etmektedir. Son olarak özellikle liderlerin güç paylaşımı ve gücünü nasıl kullandığı bir çatışma nedeni olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada tüm çatışma nedenleri Türkiye kültürün toplulukçu ve güç mesafesi yüksek bir kültür olma özellikleriyle tartışılmıştır.
- Published
- 2016
4. Siyasal Şiddet, Batı Kollektif Kimliğinin Yeniden Oluşumu ve İslam
- Author
-
Dönmez, Rasim Özgür, BAİBÜ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, and Dönmez, Rasim Özgür
- Subjects
[No Keywords] - Abstract
Bu çalışma, 11 Eylül ve sonrasında ABD’nin “Küresel Savaş Hali” nedeniyle ortaya çıkan sistematik siyasal şiddet çerçevesinde, Batı kolektif kimliğinin İslam’ı ötekileştirerek güvenlik bağlamında nasıl yeniden yapılandığını inceleyecektir. Bu çerçevede 11 Eylül sonrasında, siyasal şiddet kavramının, hem eylem ve hem de söylem olarak Batı Dünyası ile İslam arasındaki kolektif sınırları nasıl antagonistik bir şekilde ayrıştırdığı çalışmanın temel konusu olacaktır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm, siyasal şiddet kavramı ve kolektif kimlik üzerine vurgu yapacaktır. İkinci bölüm ABD’nin küresel terörizmle mücadelesi çerçevesinde “risk”, siyasal şiddet ve güvenlik sarmalı çerçevesinde İslam’ın Batı güvenlik paradigmasında ötekileştirilmesi ilişkisini inceleyecektir. Son bölüm ise, güvenlik çerçevesindeki ötekileştirmenin Batı sınırları içindeki Müslümanlara karşı nasıl yapıldığı ve sonuçları üzerinde duracaktır. This study explores how US’ policy of “war on teror” as a reaction to the events of 11 September led to form Western collective identity on the grounds of security. It also tries to examine how political violence sharpens the collective borders of Islam and the Western World. The study is made of three sections.The first evaluates the relationship between political violence and collective identity. The second examines risk, poltical violence, security and otherisation of Islam in the context of the US’ struggle against terrorism. The last section analyses how this otherisation occurs the West and its consequences.
- Published
- 2006
5. Türkiye'de kesişen - çatışan dinsel ve etnik kimlikler
- Author
-
Altuntaş, Nezahat, Enneli, Pınar, Dönmez, Rasim Özgür, Hiperlink (Firm), Altuntaş, Nezahat, Enneli, Pınar, Dönmez, Rasim Özgür, and Hiperlink (Firm)
- Subjects
- Ethnicity--Social aspects--Turkey, Etnik--Sosyal yönü--Türkiye, Etnisite--Siyasal yönleri--Türkiye, Ethnicity--Political aspects--Turkey
- Published
- 2010
6. Globalization, Western Modernization and Terrorism: Political Islam Against the West
- Author
-
DÖNMEZ, Rasim Özgür
- Subjects
Social ,Modernleşme,Siyasal İslam,Şiddet,Globalleşme ,Modernisation,Violence,Globalization,Political Islam ,Sosyal - Abstract
Bu makalenin amacı küreselleşme, modernlik (modernite) ve şiddet ilişkisini siyasal İslam ve Batı ekseninde incelemektir. Çalışma, küreselleşme ve modernlik küresel siyasal şiddeti neden ve nasıl besliyor sorusuna siyasal İslam'ın oluşum ve gelişim serüveni içerisinde değişen küresel sosyo-politik, ekonomik ve psikolojik şartları göz önünde bulundurarak cevap aramaktadır. Bu çerçevede çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm küreselleşme, modernlik ve siyasal şiddet ilişkisini inceleyerek kavrama "siyasal şiddet" kavramına yol açan sebepleri irdelemektedir. İkinci bölüm ise şiddet, küreselleşme, Batı modernleşmesi ve İslam ilişkisini incelemektedir., The aim of the article is to evaluate the relationship between globalization, modernity and violence in the context of the antagonistic relationship between political Islam and the West. To put it more succinctly, this study seeks an answer for the question "why and how do globalization and modernity breed global political violence?". It tries to answer to this question by means of evaluating the formation, the development and the transformation process of political Islam by considering and examining the role of the West, modernity and the changing political, economic and psychological conditions stemming from globalization. In this framework, this study consists of two sections. The first section evaluates the effects of globalization and modernity on the formation of political violence. The second section explains and examines the relationship between globalization, modernity, violence and political Islam.
- Published
- 2004
7. Türkiye'de sivil toplum tartışmaları
- Author
-
Dönmez, Rasim Özgür, Çetinsaya, Gökhan, and Diğer
- Subjects
Kamu Yönetimi ,Public Administration ,Left ideologies ,Islamic ideology ,Liberalism ,Conservatism ,Civil society - Abstract
ÖZET TÜRKİYE'DE SİVİL TOPLUM TARTIŞMALARI Sivil toplum kavramı Batı'da, 1968 öğrenci hareketleri, feminizm, çevrecilik gibi akımlar sayesinde moda bir hale gelmiştir. Kavram daha sonra, Ortadoğu gibi diğer bölgelere yayılmış ve İslamcıların bile literatürüne girmiştir. Sivil toplum Türkiye'de ise, 1980'lerin başlarından itibaren, güncel bir hale gelmiş, böylece tüm toplumsal grupların ağzında devlete karşı vurgulanan bir kavram olmuştur. Bu bağlamda da sivil topluma anlamından farklı misyonlar yüklenmeye başlanmış, bu da kavramı, Batı'da kullanıldığı gibi analitik bir araç olarak değil de, amaç olarak görülmesini sağlamıştır. Bunun sonucunda da, sivil toplum adına, total projeler, `devletsiz sivil toplum` ve `sivil toplum eşittir demokrasi` gibi sivil toplum kavramıyla uyuşmayacak farklı fikirler üretilmeye başlanmıştır. Kısacası Türkiye'deki sivil toplum, siyasal alana katılım için vurgulanan taktiksel bir kavram haline gelmiştir. n SUMMARY CIVIL SOCIETY DEBATES IN TURKEY The concept of civil society became a current topic in West by means of movements such as the movement of 1968, the feminism movement and the movement of the enviromentalists. This concept, at a later time, spread into such regions as the Middle East and entered into the literatüre of Islamic movement as well. Whereas in Turkey, the concept of civil society, starting at the begining of the 1980's, became a current topic and thus took the form of being a concept that is emphasized against the goverment, by all the parts of the society. In this connection, diferrent missions were started to be entered into in the field of civil society and they were started to be conceived, not as an analytical tool as used in West, but as an objective. As a result of this, on behalf civil society, total projects, `civil society without state` and `civil society identifying with democracy` and similar civil society concept were started to be used, while generating different opinions which were in fact not compatible with the concept of civil society. In summary, civil society in Turkey, has entered into a condition of being a tactical concept which is emphasized to participate in activities in political field. 128
- Published
- 2000
8. Yeni Siyasetin Kodları ve Ortadoğu'daki Devrimler: Gerçekten Devrim mi?
- Author
-
Dönmez, Rasim Özgür
- Subjects
- *
REVOLUTIONS , *AUTHORITARIANISM , *GLOBALIZATION , *CAPITALISM ,MIDDLE Eastern politics & government, 1979- - Abstract
This study aims to answer two cardinal questions: the first one is what has gone wrong for some of the authoritarian regimes in the Middle East? and to what extend can we call civil insurgency in the Middle east as revolution? The study argues that the Middle Eastern countries witnessing revolution attempts cannot adopt themselves to "new politics", namely open society stemming from the outcomes of globalisation and capitalism. Therefore this study is comprised by two sections. The first section analyses the concept of "new politics". the new codes and the patterns of new politics is evaluated in this section. The last section will analyse to what extend we can call civil insurgencies in the Middle east as revolution by. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2011
9. Savaş, Patriyarka ve kapitalizm:Türkiye'de bulunan Suriyeli kadınlar örneği
- Author
-
Canoğlu, Nagihan, Dönmez, Rasim Özgür, and Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Subjects
Refugees ,Civil war ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Patriarchy ,Woman body ,Syrians ,Women ,Legal status ,Turkish-Syrian relations ,Capitalism ,Commodization - Abstract
Yüksek lisans tez çalışmasında, Suriye'deki iç savaş ortamından kaçarak Türkiye'ye sığınan ve halen Türkiye'de bulunan Suriyeli kadınlar örneği üzerinden savaş, kapitalizm ve patriyarka ilişkisi incelenmiştir. Bu anlamda genel olarak toplumsal cinsiyet ve patriyarkal kapitalizm kavramları üzerinde durulacaktır. Yeni bir hayat kurma umuduyla savaştan kaçarak sığınmacı konumuna gelen Suriyeli kadınlar, göç esnasında olduğu kadar, mülteci kamplarında ya da `öteki` kimlikleriyle kamp dışında zor ekonomik koşullar altında, sefalet içinde hayatta kalmaya çalışırken, cinsel istismar ve insan tacirlerine karşı savunmasız hale gelmektedir. Özellikle Türkiye'nin 2011 yılında olduğu gibi büyük nitelikte bir kitlesel göç akını için alt yapısının yeterli olmaması ve Suriyelilerin hukuki statülerinin 22 Ekim 2014'te Geçici Koruma Yönetmeliği yayımlanana kadar geçen sürede belirlenememiş olması patriyarkal kapitalist bir kaos ortamında Suriyeli kadınları şiddet, yoksulluk, sömürü ve istismarla karşı karşıya bırakmıştır. Bu nedenle, Şanlıurfa ve Bolu illerinde bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında, 24 ayrı Suriyeli kadın ile derinlemesine mülakatlar yapılmış ve elde edilen veriler sivil toplum örgütlerinin raporları ile desteklenerek, patriyarkal kapitalizmin Suriyeli kadınların yaşam mücadelesine, kimlik ve cinsiyet deneyimlerine etkisi analiz edilmeye çalışılmıştır. Kadınların savaş ve göç deneyimlerindeki farklılıklar onların mekan algılarını şekillendirmektedir. Patriyarkal kapitalizmin Suriyeli kadınlar üzerindeki etkisi, ucuz iş gücü olarak kullanılma ve kadın bedeninin metalaşması şeklinde görülmektedir. Ataerkil toplum yapısı ve toplumsal baskılar hem Suriyeli hem de Türkiye'deki kadınların mağduriyetlerini pekiştirmektedir. Bu nedenle analiz esnasında Türk toplumunun penceresinden de bakılarak karşılıklı etkileşimleri ortaya konmaya çalışmıştır. In this Master's thesis, the relationship between war, capitalism and patriarchy were examined over the sample of Syrian women in Turkey who escape from the civil war in Syria. In this sense, generally the concepts of gender and patriarchal capitalism will be emphasized. The Syrian women who have escaped from the war in the hope of starting a new life are becoming vulnerable to sexual exploitation and human trafficing, as well as during migration, in refugee camps or with their `other` identities accompaniying them outside of the refugee camps either, under difficult economic conditions while trying to survive in poverty. Especially, Turkey's infrastructure hasn't been sufficient enough to afford a great quality of mass migration influx as it was in 2011 and the Syrians legal status could not be determined until publication of the Temporary Protection Regulation on 22 October 2014 lead to confront Syrian women with violence, poverty, exploitation and abuse in patriarchal capitalist chaotic atmosphere. In this sense, in-depth interviews were conducted with 24 Syrian women living in provinces of Şanlıurfa and Bolu. The field work was supported by reports of civil society organizations and the effect of patriarchal capitalism on the women's struggle for life, their gender and identity experiences have been tried to be analyzed. The differences in war and migration experiences of women affect their spatiality. The influence of patriarchal capitalism on Syrian women is seen being used as cheap labor and as commodification of female body. The patriarchal social structure and social oppressions reinforce the victimization of women Syrian and Turkish either. Therefore, it was tried to reveal the interaction between the Turkish society and Syrian refugees by looking local people's window during the analysis. 200
- Published
- 2018
10. Yeni toplumsal hareketler bağlamında Müslüman Kardeşler
- Author
-
Biçen Gören, Kübra Betül, Dönmez, Rasim Özgür, and Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Subjects
Middle East ,Siyasal Bilimler ,Islamic discourse ,Social movements ,Political Science ,International Relations ,Islamic ideology ,Uluslararası İlişkiler ,Muslim Brotherhood ,Egypt ,Religious-politics relations ,Islam - Abstract
Küreselleşme sonucunda ortaya çıkan yeni sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kalan klasik toplumsal hareketler yerini yeni toplumsal hareketlere bırakmaya başlamıştır. Yeni toplumsal hareketler devrimci ideolojilerden vazgeçerek toplumun çoğulcu yapısına önem vermektedir. Bu çalışmada her geçen gün önemini artıran yeni toplumsal hareketler, Mısır Müslüman Kardeşler özelinden incelenmiştir. Mısır ulus devlet olma sürecini geç tamamlamış, İngiltere gibi eski sömürgeci ülkelerin etkisi altında kalmıştır. Uygulanan neo-liberal politikalar ülkede eşitsizliğin daha da keskinleşmesine yol açmıştır. İşsizlik, fakirlik, şehirlere göç gibi nedenlerle birey kendini toplumdan ayrı hissederek yalnızlaşmıştır ve devlet görevlerini yerine getirmekte yetersiz kalmıştır. Sosyal hizmetlerin yetersizliği ise İslami sivil toplum kurumları tarafından giderilmeye çalışılmıştır. Mısır'da İslami canlanmanın en önemli nedenlerinden biri olan Müslüman Kardeşler yeni toplumsal hareketler bağlamında incelediğinde İhvan'ın kaynakları mobilize ederek halkın ihtiyaçlarını karşıladığı, devletin ulaşmakta yetersiz kaldığı yerlere ulaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Böylece İhvan yalnız kalan bireyi toplumun bir parçası hâline getirmiştir. İslami kimliği ile ön plana çıkan Cemiyet kendi İslami kimliklerini moderniteyle beraber yeniden oluşturmaya çalışmaktadır. Ancak iktidara gelen Cemiyet'in ulus devletin reflekslerinden kurtulamadığı ve bu yüzden iktidarı elinde bulundurmada başarısız olduğunu görülmektedir. The classical social movements are giving their place to the new social movements due to failing to satisfy the find more creative solutions to the occurred problems as a result of the globalization. The new social movements are placing importance on the pluralist structure of the society instead of the revolutionary ideology. In this study; the new social movements increased its importance, has analyzed specific to The Society of the Muslim Brothers in Egypt. Egypt has completed late the being a nation state process and impressed of the old colonialist states as like England. The inequality has sharpened as a result of the performed neoliberal policies in the state. The persons felt alone themselves and become distant from the society due to unemployment, poverty, migration to the big cities etc. and finally, the state has shirked its duty. The Islamic non-governmental organizations tried to complete the inadequacy of the social services. When we researched The Society of the Muslim Brothers which is an important resource of the Islamic movement in Egypt, we have reached the end of The Society of the Muslim Brothers is satisfying the needs of the society by the mobilizing the resources and they are reaching to the places where is the state fails to satisfy. Thereby, the person has made a part of the society with the help of The Society of the Muslim Brothers while it was alone in the past. The association which precedes with its Islamic identification, has been trying again to set up its Islamic Id with modernization. It is clear that the societycomes into power, cannot dispose the nation state reflexes and therefore they are unsuccessful to providing the power in the country. 130
- Published
- 2017
11. Sivil toplum, Neo-Osmanlıcılık ve İHH
- Author
-
Akdeniz, Berrin, Dönmez, Rasim Özgür, and Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Subjects
Governance ,Soft power ,IHH ,International Relations ,Nongovernmental organizations ,Islamic Union ,Uluslararası İlişkiler ,Political parties ,Young Ottomans ,Ponottoman ,Turkish foreign policy ,Civil society - Abstract
Bu tez çalışması; İHH'nın, Türk dış politikasının önemli bir parametresi olan Neo-Osmanlıcılık siyaseti üzerinde, nasıl bir fonksiyona sahip olduğunu analiz etmeyi amaçlamaktadır. Özellikle ANAP döneminden, Neo-Osmanlıcılığın büyük bir ivme kazandığı AK Parti dönemine kadar yaşanan dış politika gelişmeleri içerisinde, İHH'nın hangi noktada yer aldığı ve devlet eksenli siyasete nasıl bir katkı sağladığı sorusu irdelenmiştir. Bu bağlamda, Neo-Osmanlıcılık nedir?, Neo-Osmanlıcılık dış politika kapsamında nasıl uygulanmaktadır? ve İHH'nın insani yardım kapsamında yürüttüğü faaliyetlerin, Neo-Osmanlıcılık politikasında nasıl bir yer teşkil ettiği? sorularına da cevap aranmaktadır. Çalışma kapsamında Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan dönemleri incelenmiş ve üç dönemdeki Neo-Osmanlıcı dış politika hamleleri analiz edilmiştir. Neo-Osmanlıcılığın tamamiyle yumuşak güç unsurları üzerine kurgulanan bir politika olması, devletlerin sert güç yani askeri güç unsurlarından tamamen sıyrılmasını gerekli kılmıştır. Bu nedenle liderler tepki çekecek bir emperyal tutum yerine sivil insiyatifler yoluyla Neo-Osmanlıcılığın yayılmasını daha doğru bulmuş bu noktada sivil toplum kuruluşları son derece kritik görevler üstlenmişlerdir. İHH Vakfının hem İslami hassasiyetler taşıyan bir sivil toplum kuruluşu olması hem de insani yardım faaliyetlerini referans alması, İslami-muhafazakar ilkeleri odak noktası olarak belirleyen xihükümetlerin dış politika hedefleriyle, İHH'nın dünya algısının paralellikler arz etmesine neden olmuştur. Bu nedenle, her üç lider döneminde de, Türk dış politikasının temel argümanı haline gelen Neo-Osmanlıcılık ideolojisinde İHH, son derece önemli roller üstlenmiş, neredeyse yarı-devlet kuruluşu gibi faaliyet yürütmüştür. Anahtar Kelimeler: Neo-Osmanlıcılık, Yumuşak Güç (Soft Power), Yönetişim, Sivil Toplum Kuruluşları, İslam Birliği, This thesis aims to analyze the function of IHH in the Neo-Ottomanist foreign policy runing by the right wing government's' since the 1980s namely beginning with the ANAP period to the AK Party. Within this context, the questions of -What is NeoOttomanism? By which Instruments is Neo-Ottomanism realized in Turkish foreign policy? What is the place of humanitarian activities carried out by IHH in the NeoOttomanism policy? –are tried to be replied. Under the scope of this study, the periods of Turgut Özal, Necmettin Erbakan and Recep Tayyip Erdoğan were examined. The Neo-Ottomanism, a foreign policy that is completely built on soft power elements, required the states to be eluded from hard power. For this reason, leaders considered to spread of Neo-Ottomanism by means of civil initiatives instead of an imperialist attitude in order to avoid reactions by which civil society organizations undertook very critical tasks. IHH Foundation a civil society organization that possesses Islamic sensitivities and takes humanitarian aid activities as a reference, runs its activities parallel with the foreign policy targets of governments prioritizing the Islamic-conservative principles. For this reason, IHH undertook very important roles in the Neo-Ottomanism foreign policy beginning in the leadership of Turgut Özal, going onwards. It carried out its activities as almost a half governmental agency. While governments tried to reach to the same purpose through political attempts, IHH used civil initiatives and tried to fill the gap left behind by the state. Key words: Neo-Ottomanism, Soft Power, Governance, Civil Society Organizations, Islamic Unio 257
- Published
- 2014
12. 11 Eylül sonrası Ortadoğu'da değişen dengeler Hamas'ın örgüt perspektifi, iç ve dış ilişkileri
- Author
-
Güngör, Abdullah Polat, Dönmez, Rasim Özgür, and Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Subjects
El-Fetih ,Middle East ,Palestine Liberation Organization ,Hamas organization ,Event of September 11th ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,The Arab Spring - Abstract
Bu çalışmada Ortadoğu coğrafyası içinde önemli bir aktör haline gelen İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) örgüt perspektifi ile iç ve dış ilişkileri analiz edilmiştir. Bu bağlamda genel olarak toplumsal hareketler ve özelinde radikal toplumsal hareketler kavramları üzerinde durulacaktır. Çünkü Hamas'ın kuruluşundan itibaren sivil toplum örgütü mü yoksa radikal bir oluşum mu olduğuna yönelik sorular bulunmaktadır. Birinci Filistin İntifadası ile birlikte ortaya çıkan örgütün İkinci İntifada boyunca yürüttüğü politika şiddet tekelini benimseyen ve bölgedeki çözüm sürecine karşı bir davranış olarak nitelenmiştir. Hamas'ın Filistin Kurtuluş Örgütü ve İsrail arasında yapılan Oslo Görüşmeleri'nin karşısında yer alması buna örnek gösterilebilir. Çalışmanın asıl konusu 11 Eylül sonrası bölgede değişen dengelerdir. Bu durum Hamas'ın söylem farklılığı ile birlikte 2006 yılındaki Filistin yasama seçimlerine yansımıştır. Bundan sonraki süreçte örgüt yasal ve sivil bir hale gelmiştir. Bu bağlamda Hamas'ın Gazze'deki iktidarı, Mısır başta olmak üzere çeşitli ülkelerle kurduğu diyalog, Filistin siyaseti ve toplumu üzerinde 2011 Arap Baharı'nın etkisi çalışmanın son bölümünde analiz edilmiştir. Örgüt politik bir aktör haline geldikten sonra, son yaşanan Arap Baharı ile birlikte sistem içerisine dâhil edilmek istenmiştir. Dolayısıyla Hamas ilerde El Fetih ile ulusal birlik hükümeti kurmak için Filistin Kurtuluş Örgütü'ne katılma kararı almıştır.Anahtar Kelimeler: İslami Direniş Hareketi (Hamas), 11 Eylül Sonrası Düzen, FilistinKurtuluş Örgütü, El Fetih, Arap Baharı In this study has been analyzed from organizational perspective of Hamas and its internal and external relations, which has become an important actor in the geography of the Middle East. In this context, the study will focus on the concept of social movements in general and radical social movements in particular. Since the beginning of there have been questions whether Hamas is a radical organization or non-governmental organization. Emerged with the first Palestinian Intifada, Hamas was against resolution process and has adopted a monopoly of violence during the Second Intifada. An example of this can be shown that Hamas took place against the Oslo talks between Israel and the Palestine Liberation Organization. The main subject of the study relates to the changing balances in the region the aftermath of 9/11. This situation reflected the Palestinian legislative elections in 2006 together with the difference discourse of Hamas. In the next period, the organization has become a civil and legal. In this context, Hamas rule in Gaza, established dialogue with various countries, particularly in Egypt and the impact of the Arab Spring of 2011 on Palestinian politics and society were analyzed in the last part of the study. After it has become a political actor, with the recent Arab Spring asked to be included in the system. Therefore, Hamas has decided to join the Palestine Liberation Organization to establish a national unity government with Fatah in the future.ey Words: Islamic Resistance Movement (Hamas), Post-September 11 order, Palestine Liberation Organization, Al Fatah, Arab Spring 127
- Published
- 2013
13. Türkiye'de kritik enerji altyapı güvenliği: Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı örneği
- Author
-
Keçeci, Fikret Orçun, Dönmez, Rasim Özgür, and Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Subjects
Pipelines ,Energy ,International Relations ,Baku-Tbilisi-Ceyhan Petrol Pipeline ,Uluslararası İlişkiler ,Energy security ,Enerji - Abstract
Yüksek lisans tez çalışması, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı örneği kapsamında Türkiye'de kritik enerji altyapı güvenliğini incelemiştir. Sanayi Devrimi'nden itibaren, enerjinin her geçen gün daha önemli bir konuma yükseldiği görünmektedir. Enerjinin, 11 Eylül 2001 terör saldırıları sonrasında Kopenhag Okulu dâhilinde güvenlikleştirme yaklaşımı çerçevesinde incelendiği ifade edilebilmektedir. Enerji ve enerji güvenliği, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere pek çok ülkede ulusal güvenlik konusu kapsamına alındığı görülmektedir. Özellikle petrolün elli yıllık bir ömrü kaldığı kabul edildiğinde, enerji ve enerjiye duyulan ihtiyaç, kaynak arzı, transit ülke ve talep ülkelerinden oluşan boru hattı güzergâhlarını ve nakil yollarıyla birbirlerine ulaştırılmasını zaruri kılmıştır.Buradan hareketle, Türkiye'nin kritik enerji altyapı ve enerji güvenliği incelenmeye çalışılmış, bu inceleme sırasında dünya örnekleri ile karşılaştırılmalar yapılarak Türkiye'nin mevcut konumu ve algısının ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Güvenlik Yaklaşımları, Enerji Güvenliği, Boru Hatları, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Kritik Enerji Altyapı Güvenliği Security approaches have begun to transform since the 1970s and this transition process has continued after the collapse of Soviet Union. In spite of returning to the traditional security approaches after the September (9/11), 2011 attacks, the new approaches have strengthened their position in the literature. For this reason, energy and energy security constituted a priority in agendas of countries in the last decade and caused to serious competition geopolitically in this area. The Western countries have begun to develop various action and protection policies in this topic. In this sense, Turkey has begun to developing policy embodying itself in the Baku-Tbilisi-Ceyhan Crude Oil Pipeline commissioned in 2006. However, Turkey has remained behind the many Western world countries because of its the specific dynamics or own sense of security in terms of critical infrastructure security. In this regard, the aim of the study is to understand how Turkey provides critical energy infrastructure security by comparing Turkey with its correspondents in the world focusing on the strong and weak sides of the country. The securitization approach of the Copenhagen school is used as a tool to understand the perception of Turkish state elite on critical infrastructure security.Key Words: Security Approaches, Energy Security, Pipelines, The Baku-Tbilisi-Ceyhan Crude Oil Pipeline, Critical Energy Infrastructure Security 253
- Published
- 2013
14. Yurttaşlık kavramı ve Türkiye'de yurttaşlık bağlamında ötekileştirilen kimlikler: Transseksüeller
- Author
-
Cürül, Burçak, Öke, M. Kemal, Dönmez, Rasim Özgür, and Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Kamu Yönetimi ,Siyasal Bilimler ,Public Administration ,Sociology ,Political Science ,Sosyoloji - Abstract
Bu tez de, Türkiye'de yaşayan transseksüel yurttaşların Anayasal hak ve yükümlülükler açısından devletle olan ilişkileri ele alınmıştır. Bu doğrultuda transseksüel yurttaşlar, politik kimlik algısı üzerinden analiz edilmektedir. Bu çalışmada transseksüel yurttaşların yurttaşlık algıları yapılan derinlemesine görüşmeler sonucunda, Anayasada yer alan yurttaşlık haklarından ne ölçüde yararlandıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca bu tezde transseksüel yurttaşların yurttaşlık haklarının kullanımında herhangi bir ayrımcı uygulamaya maruz kalıp kalmadığı, varsa ayrımcı uygulamalarla mücadele etme yöntemleri, yeni hak talepleri doğrultusunda devletten beklentileri, sosyalizasyonları içinde politik olarak kendilerini nereye koydukları incelenmiştir. Bu doğrultuda, Türkiye'de yaşayan transseksüel yurttaşların günlük hayatta karşılaştıkları zorluklar ve ayrımcılıklar, aile ve sosyal çevreyle ilişkileri, politikaya ve medyaya yaklaşımları, yaşamlarını kazanma şekilleri, yurttaş olarak kamusal alanda yaşadıkları problemler ve geleceğe dair beklentileri betimlenmeye çalışılmıştır.Bu tezde; tarihsel süreçlerle birlikte günümüze değin uzanan yurttaşlık olgusu, toplumsal cinsiyet, cinsel kimlik ve ötekililik algısı çalışmanın temel boyutlarındadır. Dolayısıyla bu kavramların birbirleriyle dinamik ilişkileri ortaya konarak, kavramsal tartışma sürdürülmeye çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Yurttaşlık, Toplumsal Cinsiyet, Transseksüeller, Yurttaşlık Hakları, Devlet-Yurttaş İlişkisi The present study examines the relationships of transsexual citizens living in Turkey with the state in terms of constitutional rights and liabilities. In this respect, transsexual citizens are analyzed based on political identity perception. In this study, the citizenship perceptions of transsexual citizens and to what extent they use their citizenship rights identified in the Constitution are tried to be discovered. Moreover, the present study examines whether the transsexual citizens are subjected to any discriminatory practices when using their citizenship rights, how they struggle with any such discriminatory practice, their expectations from the state regarding demands for new rights and the place they put themselves politically in their socialization process. In this respect, the difficulties and discrimination that transsexual citizens experience in daily life, their relationships with their families and social environment, their approach to politics and media, the way they earn their living, the problems they encounter in public sphere as a citizen and their expectations from future are described.The main aspects of the study are the citizenship phenomenon which still exists with historical continuum, gender mainstreaming, sexual identity and the perception of otherness. Thus, the study aims to reveal the dynamic relationship among these concepts and maintain a conceptual discussion.Key Words: Citizenship, Gender Mainstreaming, Transsexual Citizens, Citizenship Rights, State-Citizen Relationship. 216
- Published
- 2012
15. Popüler kültürde milliyetçilik: Komplo kitapları
- Author
-
Tunçer, Çağla Pinar, Dönmez, Rasim Özgür, and Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Nationalism ,Conspiracy ,Siyasal Bilimler ,Political Science ,Discourse ,Popular culture - Abstract
Popüler Kültürde Milliyetçilik: Komplo Kitapları Bu çalışmada popüler kültür alanının Gramscian anlamda hegemonik bir mücadele alanı olarak tanımlanmasından hareketle, popüler komplo kitaplarında Türk milliyetçi söylemleri incelenmektedir. Bu bağlamda komplo teorilerinin popülerleşmesine dikkat çekilerek, komplo zihniyetinin gündelik hayatta normalleşen milliyetçilikle ilgisi ortaya koyulmaya çalışılmaktadır.Birinci bölümde popüler kültür kavramı tanımlanarak milliyetçilikle ilişkisine değinilmiştir. Popüler kültür, gündelik hayatta milliyetçiliğin yeniden üretildiği ve söylemsel mücadelenin sürdüğü bir alan olarak görülmekte, bu üretimin nasıl gerçekleştirildiğine dair örneklere yer verilmektedir.İkinci bölümde komplo teorileri tanımlanmakta ve bu teorilerin popülerleşmesine, diğer bir ifadeyle komplo zihniyetinin yaygınlaşmasına neden olan etmenler incelenmektedir. Söz konusu etmenlerle milliyetçilik arasındaki bağ vurgulanarak, komplo teorilerinin milliyetçi söylemler tarafından nasıl araçsallaştırıldığına değinilmektedir.Üçüncü bölümde Türk milliyetçiliğinin yapısal özellikleri vurgulanarak, özellikle 11 Eylül 2001'den sonra değişen dünya konjonktüründen nasıl etkilenildiği ve bunun komplo teorilerine nasıl yansıdığı ele alınmaktadır. Bu bağlamda, seçilen kitaplardaki milliyetçi söylemler söylem analizi yöntemiyle incelenmektedir. Kitaplarda öne çıkan söylemsel temalar eşliğinde yapılmaya çalışılan analizle milliyetçi söylemlerin vurguları, biz ve öteki tanımları, endişeleri, gelecek öngörüleri ve beklentileri ortaya koyulmaya çalışılmaktadır.Sonuç bölümünde ise, popüler kültür alanındaki hegemonik mücadelenin unsurlarından olan komplo kitaplarının ve bu kitaplarda dile gelen komplo teorilerinin milliyetçi söylemleri yeniden üreten, meşrulaştıran ve normalleştiren araçlar olduğu ve bu yönleriyle toplumsal barışın ve demokrasinin gelişmesini olumsuz yönde etkiledikleri vurgulanmaktadır.Anahtar kelimeler: Popüler kültür, söylem, hegemonya, milliyetçilik, komplo zihniyeti. Nationalism in Popular Culture: Books of ConspiracyIn this study, considering the definition of popular culture field as a hegemonic arena by Gramscian theory, Turkish nationalist discourse in popular culture books is analyzed. In this sense, by pointing out the popularization of the conspiracy theories, the relation between conspiracy mindset and nationalism that is becoming normal in daily life is trying to reveal.In the first part of the study, the linkage between popular culture and nationalism is referred by giving the definition of popular culture. Popular culture is seen as a field in which nationalism is regenerated in daily life and discursive struggle is carried on, and examples are mentioned on how this regeneration is done.In the second part of the study, conspiracy theories are identified, and the factors which lead up the popularization of these theories, in other words the generality of conspiracy theories have been studied. The linkage between these aforesaid factors and nationalism is underlined and how conspiracy theories have been instrumentalizing by nationalist discourses is mentioned.In the third part of the study, the structural characteristics of Turkish nationalism and how it has affected by word conjuncture, especially after September 11, 2001 and how it has reflected to conspiracy theories is mentioned. In this sense, the nationalist discourse in the books chosen is analyzed with discourse analysis. With the analysis that is being held by the help of featured discursive themes in the books, the nationalist discourses? emphasis, the definition of the others-and-us, concerns, future perspective and hopes are trying to reveal.In the conclusion part of the study, the books on conspiracy that are the factors of hegemonic struggle in popular culture field, and the conspiracy theories in these books are the instruments that regenerates, legalizes and normalizes the nationalist discourses, and their negative effects on social peace and on the development of democracy is underlined.Key Words: Popular culture, discourse, hegemony, nationalism, conspiracy mindset 226
- Published
- 2011
16. İç ve dış politikada medya ve siyaset ilişkisi:Türkiye örneği
- Author
-
Çevik, Evren, Dönmez, Rasim Özgür, and Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Subjects
Media ,Siyasal Bilimler ,İletişim Bilimleri ,Political Science ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Politics ,Turkish press ,Media relations ,Press ,England ,Propaganda ,France ,Communication Sciences ,International policy - Abstract
Medya, günümüzde bireyi bilgilendirmede önemli bir rol üstlense de kurumsal kapsamı, ilişkileri ve yaratabileceği etkiler göz önüne alındığında toplumun ve siyasal sürecin evirilmesinde de etken bir pozisyonda olduğu söylenebilir. Bu nedenle medyanın siyasi aktörler açısından stratejik bir alan olduğu söylenebilir.Bu çalışmada medyanın sahip olduğu dinamikler, siyasi aktörlerle arasındaki ilişkiler ve bu çerçevede siyasal sürecin nasıl şekillendiği üzerinde durulmuştur. Bu ilişki ağının ve siyasal şekillenmenin açıklanmasında tarihten günümüze çeşitli örneklere yer verilmiştir. Bu tez çalışmasının birinci bölümünde basının tarihsel gelişimi dünya siyasetine belli dönemlerde yön vermiş olan İngiltere, Fransa, Sovyet Rusya ve ABD özelinde incelenmiştir. İkinci bölümde ise Türkiye'de medyanın dönüşümü üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda her iki bölümde medya işlenirken iç ve dış politikadaki etkileri incelenmiştir.Genel olarak medyanın siyasal alanı ve toplumu nasıl etkilediği üzerinde durulmuştur. Günümüzde yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmeler analiz edilirken medyanın da ayrıca incelenmesi gerektiği bu araştırmada ortaya koyulmaktadır. Although the media undertakes an important role about informing the individual, when consider the institutional scope, its relations and the possible influence, it could be said that media is in effectual position for evolution of society and political process. Therefore, it is possible to say that media is a strategic point for politic actors.In this study, media?s dynamics, relations with political actors and how it is shaped of the political process is given. Definition of political shaping and the mentioned network of the relations are described with several examples from past to this day. In this thesis study?s first part includes historical developments of the press on the focus of France, the United Kingdom, Soviet Russia and USA are the states which influenced the global politics. In the second part, it is focused on transformation of the media in Turkey. In this context, internal and external politics are studied while analyzing the media?s effects in both of parts.Generally it is focused on how to media influenced the political field and the society. At the present day, when analyzed existent political and social developments, it is introduced that necessity of analyzing the media in this research. 146
- Published
- 2010
17. Kürdistan İşci Partisi (PKK) terör örgütü: etnik terörün fikri yapısı, anatomisi ve şiddet stratejileri
- Author
-
Ergül, Erhan, Dönmez, Rasim Özgür, and Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Siyasal Bilimler ,Political Science ,Ethnic nationalism - Abstract
Eylül 2007, 285 SayfaBu çalışma Kürdistan İşçi Partisi (PKK) terör örgütünün düşüncelerini, örgütsel yapısını ve siyasal şiddet stratejilerini inceleyecektir. Kürt milliyetçiliğinin üzerine oturduğu sosyal, ekonomik ve siyasi faktörler bağlamında, son dönemde bu kavramı sadece kendi öz fikri gibi sahiplenen PKK terör örgütünün ve uluslararası güçlerle ilişkilerini de göz önüne alarak tarihsel gelişme süreci anlatılmaktadır. Özellikle bu süreçte örgütün yaşadığı değişimler ile bunların şiddet stratejilerine etkileri incelenmiştir. This study aims to analyze the mindset, organization structure and violence strategies of the Kurdistan Worker?s Party (PKK) terror organization. Hence, the thesis evaluates the PKK?s historical development concerning, its relationship with some international actors, and by of course, regarding the socio-economic and political evaluation of Kurdish nationalism by which the terror organization allege to lead this ideological movement -Kurdish nationalism- on the behalf of all Kurds in Turkey. It analyses the changing structure of the terror organization in relation with its changing strategies of violence during its evolution process through history. 241
- Published
- 2007
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.