10 results on '"Başkal, Nilgün"'
Search Results
2. Metabolik sendromu olan kadınlarda el osteoartrit şiddeti ile serum rezistin seviyelerinin ilişkisi.
- Author
-
Doğancı, Ekin Başak, Aydoğan, Berna İmge, Başkal, Nilgün, and Tuncer, Safiye
- Abstract
Copyright of Journal of Turkish Society for Rheumatology is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
3. Diabetes Mellitus'taki arteriyal kan basıncı değişikliklerinde plazma renin-aldosteron düzeyleri
- Author
-
Başkal, Nilgün, Erdoğan, Gürbüz, and Diğer
- Subjects
Diabetes mellitus ,Endocrinology and Metabolic Diseases ,Renin ,Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları ,Blood pressure ,Aldosterone - Abstract
ÖZET Bu çalışma, Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Klinik ve Polikliniğinde yatırıla rak ve aytan izlenen 49 DM lu hastada yapıldı. Hastalar kan basınçları na göre üç grupta toplandılar. Birinci grup normal kan basınçlı., ikinci grup ortostatik hipotansiyonlu, üçüncü grup ise hipertansiyonlu hasta lardan oluşuyordu. Yatarak ve ayakta pozisyonlarda PRA ve PAA değerleri Ölçüldü. Ortostatik hipotansiyonlu grupta, yatarak ve ayakta alınan PRA değerlerinin en düşük düzeylerde olduğu ve diğer gruplardan anlamlı fark lılık gösterdiği bulunmuştur. Hipertansiyonlu grupta ise, ayakta alınan PRA nin normal kan basınçlı gruptan anlamlı derecede düşük olduğu bulun muştur. Sonuç olarak, ortostatik hipotansiyonlu ve hipertansiyonlu DM lu hastalarda PRA nin normal kan basınçlı DM lu hastalardan düşük oldu ğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar, komplikasyonlu diabetiklerde hiporeni- neminin bulunduğunu bildiren görüşleri desteklemektedir. PAA değerlerin de ise o rtos^tattlctnp o tansiyonlu grupta yatarak eh düşük düzeyler elde edilmiştir. ?34- 38
- Published
- 1985
4. Böbrek amiloidozisinde serum çinko düzeyi ve oral çinko absorbsiyon testinin tanı değeri
- Author
-
Başkal, Nilgün, Özdemir, İlhan, and İç Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Nefroloji ,Nephrology - Abstract
Bu çalışma, Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi iç Hastalıkları Kliniği'nde 1980 yılında, tanıları perkütan böbrek iğne biopsisi ile konulan 15 amiloid ile amiloid ol mayan 14 öbür böbrek hastasında yapıldı. Olguların açlık serum çinko düzeyleri ile idrarla 24 saatte attıkları çinko değerleri ölçüldü. Ek olarak bu hastalarda çinkonun oral absorbsiyonu incelendi. 11 kişilik kontrol grubunda sapta nan değerler hastaların değerleri ile karşılaştırıldı. Çalışma kapsamındaki tüm hastaların serum çinko düzeyinin normallerden düşük, yine çinkonun gastrointesti nal absorbsiyonunun bozuk olduğu saptandı. Proteinüri dere celerine paralel olarak serum çinko düzeyinin düştüğü, ab- sorbsiyonun da bozulduğu görüldü. Hastaların idrar çinko düzeylerinin normallerden farklılık göstermediği bulundu. Yine bu hastalarda serum albumıni azaldıkça serum çinkosu nun da azaldığı bulundu. Bu bulgu, çinkonun kanda albumine bağlandığı, albuminin azalmasının çinko eksikliğine yol aç tığı görüşünü desteklemektedir. Parankima! böbrek hastalıklarında etyolojiye bağlı olmaksızın serum çinko düzeyleri ve gastrointestinal çinko absorbsiyonu aynı değerlerde bulundu. Bu sonuç, serum çinko düzeyinin ve oral çinko absorbsiyon testinin böbrek amilci- dozisinin öbür parankimal hastalıklardan ayrılmasında ya rarlı olmadığını göstermiştir. 42
- Published
- 1981
5. EDITORIAL.
- Author
-
Başkal, Nilgün
- Subjects
- *
ENDOCRINOLOGY , *METABOLISM - Published
- 2015
6. Editör'den.
- Author
-
BAŞKAL, Nilgün
- Subjects
- *
ENDOCRINOLOGY , *METABOLISM - Published
- 2012
7. Primer hiperparatiroidizmde P27/KİP1 ve casr ekspresyonu;klinik, laboratuvar parametreler ve kemik yoğunluğu ile ilişkileri
- Author
-
Şengül Ayçiçek, Gözde, Başkal, Nilgün, and İç Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Surgical treatment ,Hyperparathyroidism ,Parathyroid glands ,Endocrinology and Metabolic Diseases ,Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları ,Gene expression ,Parathyroid hormone ,Bone density - Abstract
Giriş: Primer hiperparatiroidizm (PHPT) vakalarının çoğu sporadik olmasına rağmen, sporadik adenomların moleküler patogenezi henüz net anlaşılamamıştır. Bu çalışmada amacımız, p27 kinaz inhibitör proteini 1 (p27/Kip1) ve kalsiyum algılayıcı reseptör (CaSR) ekspresyonlarının, primer hiperparatiroidi patogenezinde yer alıp almadığını ve bu ekspresyonların hastaların klinik, laboratuvar parametreleri ve kemik yoğunluğu ile ilişkili olup olmadığını değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Ankara Üniversitesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı ve Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı' nda yürütüldü. PHPT tanısı almış, adenom tanısı histopatolojik olarak doğrulanmış 51 hasta ile, tiroid cerrahisi sırasında paratiroid bezi çıkarılmış ve patoloji sonucu normal saptanmış 20 hasta çalışmaya alındı. Patoloji preparatlarında p27/Kip1 ve CaSR ekspresyonları immünohistokimya (İHK) yöntemiyle incelendi. Adenom grubundaki hastaların klinik laboratuvar parametreleri ve kemik yoğunluğu ile ilgili gen ekspresyonları arasındaki ilişki ayrıca değerlendirildi.Bulgular: p27/Kip1 ve CaSR ekspresyonu, adenom hasta grubunda belirgin olarak daha düşük olarak saptandı (p0,05). Conclusion: The expression of both p27/Kip1 and CaSR are reduced in PHPT patients. This reduction may play an important role in the pathogenesis of PHPT. Also these molecules can be used for diagnosis of adenoma in some patients. CaSR expression can show which patients will response better to calcimimetic treatment. These molecules may not be useful to understand prognosis and severity of disease. 69
- Published
- 2014
8. Metformin tedavisi sırasında gelişebilen vitamin B12 eksikliğinin oral kalsiyum replasmanı ile geri döndürülmesi ve bir yıllık takiplerde metforminin metabolik etkileri
- Author
-
Bozkirli, Emre, Başkal, Nilgün, and İç Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Gastroenteroloji ,Clinical Microbiology and Infectious Diseases ,Gastroenterology ,Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları - Abstract
Metformin tip 2 diyabetlilerde uzun zamandır yaygın olarak kullanılmakta olan bir oral antidiyabetik ilaçtır. Yan etkileri gastrointestinal sistemde olup özellikle anoreksi, bulantı ve diare şeklindedir. Son yıllarda, metformin kullanan hastaların %10- 30'unda vitamin B 12 eksikliğinin gelişebileceği de bildirilmiştir. Bu çalışmada; metformin kullanan hastalarda oluşabilecek vitamin B 12 eksikliği sıklığının saptanması, eksikliğin görüldüğü hastalarda oral kalsiyum karbonat tedavisiyle düzelmenin sağlanıp sağlanamayacağı ve bir yıllık metformin tedavisiyle hastaların ağırlık, bel çevresi, VKI, glikohemoglobin düzeyleri ve lipid profillerinde oluşacak değişikliklerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya toplam 91 hasta dahil edilmiştir. Hastalar çalışma başlangıcında araştırılacak parametreler yönünden değerlendirilmiş ve sonrasında metfonrıin tedavisine başlanmıştır. Tedavinin dördüncü, sekizinci ve onikinci aylarında hastalar aynı parametreler yönünden tekrar değerlendirilmiş, kontrollerinde vitamin B 12 eksikliği saptanan hastalara 1 .2 gr/gün oral kalsiyum karbonat tedavisi verilmiştir. Çalışmayı tamamlayan 62 hastanın verilerinden elde edilen sonuçlara göre; metformin kullanan hastaların 6'sında (%9.68) B 12 vitamini eksikliği geliştiği görülmüş ve eksiklik saptanan hastaların tamamında oral kalsiyum karbonat tedavisiyle anlamlı düzelme sağlanmıştır. Ayrıca bir yıllık metformin tedavisi sonunda hastaların ağırlık, bel çevresi, VKI ve glikohemoglobin değerlerinde istatistik! olarak anlamlı azalma saptanmış ve lipid profillerinde olumlu gelişmeler gözlenmiştir. Sonuç olarak metforminin, özellikle obez tip 2 diabetli hastalarda tek basma veya diğer oral antidiyabetik ilaçlarla birlikte güvenle kullanılabileceği ve metformin kullanan hastalarda görülebilmesi olası vitamin B 12 eksikliğinin oral kalsiyum karbonat tedavisiyle geri döndürülebilmesinin mümkün olacağı görülmektedir.Anahtar Kelimeler: Diabetes Mellitus, Metformin, Vitamin B 12, Kalsiyum Karbonat 26 Metformin is an oral antidiabetic agent which is used widely for a long time for treating type 2 diabetes. Its main side effects are gastrointestinal, notably anorexia, nausea and diarhea. Recently, development of vitamin B 12 deficiency has been reported in 10-30% of diabetics treated with metformin. In this study; we aimed to find the incidance of vitamin B 12 deficiency development in patients who have been treating with metformin and to see if an improvement will happen when oral calcium carbonate was given to affected patients, also to observe the differences in the patients' weight, waist circumfrances, BMI, HbAic levels and lipid profiles under one year of metformin treatment. Totally 91 patients were included to the study. Patients were evaluated for the parameters which have been searched in the study at the beginning and then metformin was given to the patients. At the fourth, eighth and twelveth months of the treatment, patients were evaluated for the same parameters again and 1.2 gr/d oral calsiyum carbonate was given to the patients which had vitamin B 12 deficiency at the controls. According to the data obtained from the 62 patients who finished the study; vitamin B 12 deficiency was seen in 6 patients (9.68 %) who used metformin and significant improvement was shown in all these patients after using oral calcium carbonate. In addition, after one year of metformin treatment statistically significant decrease was found by the means of patients' weight, waist circumfrance, BMI and HbAic levels and improvement was seen in their lipid profiles. In conclusion, metformin can be used safely as a monotherapy or as a combination with other oral antidiabetic agents, especially on obese type 2 diabetic patients. It is possible to reverse the vitamin B 12 deficiency which can be seen in patients treated with metformin by oral calcium carbonate supplementation.Key Words: Diabetes Mellitus, Metformin, Vitamin B 12, Calcium Carbonate 27 36
- Published
- 2004
9. Mikroalbuminürik ve normoalbunitrik normotansif tip 2 diabetes mellituslu hastalarda 24 saatlik ambulatuvar kan basıncı monitarizasyonu ve ekokardiyografik incelemenin kıyaslanması
- Author
-
Çakir, Mehtap, Başkal, Nilgün, and Diğer
- Subjects
Diabetes mellitus-type 2 ,Diastole ,Diabetic retinopathy ,Echocardiography ,Endocrinology and Metabolic Diseases ,Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları ,Blood pressure ,Albuminuria - Abstract
41
- Published
- 1999
10. Evaluation of the efficacy of L-thyroxine treatment in patients with euthyroid diffuse and nodular goiter
- Author
-
Sevim, Güllü, Başkal, Nilgün, and Diğer
- Subjects
Thyroxine ,Goiter ,Endocrinology and Metabolic Diseases ,Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları ,Goiter-nodular - Abstract
ötiroid difuz ve nodüler guvatr endemik ya da sporadik şekillerde olabilmekte dir. Guvatr ve nodüllerin boyutlarının küçültülmesi için, hastalara sıklıkla,L-Tiroksin (L-T4) tedavisi verilmektedir.Fakat son yıllarda, özellikle nodüler guvatrh hastalarda, L-Tiroksin tedavisinin etkinliği konusunda çelişkili görüşler ileri sürülmektedir.Tiroid bezinin sekretuvar bir ürünü olan tiroglobulinin, ötiroid guvatrh hastalarda, L-T4 tedavisi etkinhğnün bir göstergesi olabileceğini iddia eden yayınlar bulunmaktadır. Bu çalışmada 29 ötiroid difüz ve 27 ötiroid nodüler guvatrh hasta üç ay süre since L-T4 ile tedavi edildiler.Hastalann ST3, ST4, TSH,tiroglobulin düzeyleri ve tiroid ve nodul volümleri, tedaviden önce ve sonra değerlendirildi. Volüm ölçümlerinde yüksek rezolusyonlu sonografi kullanıldı.Nodüllü vakalara biopsi yapılarak sitolojinin benign olduğu gösterildi.Difîiz guvatrh hastalarda tedavi sonrasında tiroid volümü orta lama %13 civarında küçüldü(19.5±8.5 'dan 17.1±7.6'ya).Yirmiüç hastada volümde a- zalma olurken, altı hastada ise volümde büyüme saptandı. Cevap alınamayan bu hastaların TSH değerleri,istatistiki olarak anlamlı olmasa da diğer gruba oranla daha yüksekti.Nodüler guvatrh hastalarda ise tiroid hormonuna yanıt değişkenlik gösterdi. %22 hastada ( 6/27) nodul volümü % 50 ve daha fazla küçülürken,%45 hastada (12/27).volümde % 0 ile 49 arasında azalma oldu.Diğer hastalar ise tedaviye cevap vermediler.Bu üç grup karşılaştınldığma, cevap alınamayan hastalarda sadece ST3 dü zeylerinin diğer iki gruptan daha düşük olduğu gözlendi.Tiroglobulin düzeylerindeki değişiklikler ile volüm değişiklikleri arasında korelasyon bulunamadı. Sonuçta^L-Tiroksin ile supresyon tedavisi guvatr ve nodul boyutlarının küçül- tülmesinde etkilidir.Hastalann büyük bir çoğunluğu,bu tedaviye yanıt vermektedir ler. Tiroglobulin düzeyleri ise tedaviye yanıtın bir göstergesi olmamaktadır. 21 27
- Published
- 1996
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.