Search

Objective: Colorectal cancers are in third place in terms of incidence and second in terms of mortality. This study aims to type the polyps detected during colonoscopy according to the Paris classification, perform polypectomy with the appropriate technique, classify them as histopathological, determine the presence of dysplasia, and review the risk status of colorectal cancer. Material and Method: Our study is a retrospective study presented as a one-year review of 124 patients who were found to have colonic polyps due to colonoscopy, who underwent polypectomy with the appropriate technique, and whose histopathological determination was completed. Results: The study was conducted between 2021 and 2022 with a total of 124 cases, 37.9% female and 62.1% male. The mean age of the cases was 58.58 ± 14.40 years. The way the polyps were removed was determined according to the polyp size and the Paris classification. Polypectomy was performed with biopsy forceps for

Amaç: İzoniazid (INH) kullanımına bağlı karaciğer testlerinde bozukluk sık rastlanan bir tablo olsa da hiperbilirubineminin ön planda olduğu tablolar nadiren görülmektedir. Olgu: Romatoid artrit tanısı ile izlenen 5 3 yaşındaki erkek hasta halsizlik, idrarda koyulaşma ve ciltte sararma yakınması ile başvurdu. Yaklaşık bir yıldır tosilizumab 560 mg/4 hafta kullandığı ve bu tedavi altında son 6 aydır remisyonda olduğu öğrenildi. Hastalık aktivitesi baskılandıktan sonra steroid, sulfasala-zin ve hidroksikloroldn tedavilerinin aşamalı şekilde kesilmiş olduğu ve halen tosilizumab tedavisinin yanı sıra sadece metot-reksat 15 mg/hafta, entekavir 0.5 mg/gün kullandığı görüldü. Tosilizumab tedavisi öncesinde 3 hafta kadar INH kullandığı, karaciğer enzimleri yükselince ilaca devam edilememiş olduğu öğrenildi. Sonrasında yapılan cjuantiferon testi negatif saptandığından INH almaksızın tedavisine devam edilmişti. Laboratu-var testlerinde ALT: 464 U/L AST:622 U/L ALP 210 U/L GGT276 U/L total bilirubin 17.77 direkt bilirubin 16.36 mg/d L saptandı. Hasta hospitalize edildi. Yatışı sırasında hastanın yanında hala izoniazid olduğu görüldü. İlaçlarım yazdırmak için başvurduğu aile hekiminin 9 ay INH kullanıp kullanmadığım sorması üzerine ilaca tekrar haşladığım söyledi.2hafta sonra ise halsizlik ve sararma yalanmasını geliştiğini ifade etti. Yakm zamanda başka ilaç, besin takviyesi, alkol ya da bitkisel tedavi almamıştı. Yapılan testler ile viral hepatit aktivasyonu ve otoim-mün hepatit olasılıkları dışlandı. Üst batın bilgisayarlı tomografisi çekildi. Safra kesesi ve koledok çevresinde ödem raporlandı. Hastaya AIR kolanjiyografi yapıldı ve koledokta herhangi bir obstruksiyon olmadığı görüldü. Bilirubin değerlerinin total 24.91 direkt 17.62 mg/dL'ye çıkması ve tedaviye dirençli kaşıntı yakmması nedeniyle gastroenterolojinin önerisiyle 3 kez plaz-maferez uygulandı. Bd hafta içerisinde klinik açıdan belirgin rahatlaması oldu. Laboratuvar düzelme ise 8 haftayı buldu. Sonuç: INH hepatotoksisitesi ile ilişkili 2 farklı tablo tanımlanmıştır. Bunlar çoğunlukla asemptomatik olan hafif seyirli INH hepatotoksisitesi ve idiyosenkrazik bir reaksiyon olduğuna inanılan ve çok daha ağır klinik tablolara neden olabilen INH he-patitidir. INH hepatotoksisitesinde asıl beklenen hepatoselüler hasar olsa da vakaların % 10 kadarında kolestatik sarılık tablosunun da görülebileceği bildirilmiştir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]

62 yaşında erkek hasta üç ay önce başlayan bel ve sağ kalça ağrısı nedeniyle spondiloartrit tanısı ile yönlendirilmişti. Ağnsmm özellikle geceleri istirahat sırasında arttığım, verilen ilaçlarla kısmi ve kısa süreli rahadama hissettiğini ifade eden hasta son dört ayda 6-7 kilo kaybettiğini belirtti. Ateşi olmadığını fakat gece terlemesi yakınması olduğunu bildirdi. Sakroiliak eklem MRG'sinde sağ iliak kemikte yaygın kemik iliği ödemi raporlanmışü. Sedimantasyon 68 mm/saat, CRP değeri ise 2.88 ıııg/dL (0-1) olarak saptanmıştı. Brusella testi negatifti, tüberküloz açısından temas öyküsü yoktu. HLA-B27 pozitifti. Spondiloartrit açısından aile öyküsü yoktu. Uç ay öncesine kadar inflamatuvar bel ağrısı ya da periferik artrit yakınması olmamıştı. Topuk-taban ağnsı tariflemedi. Psöriazis, inflamatuvar barsak hastalığı, üveit, Behçet hastalığı, ailevi Akdeniz ateşi anamnezi negatifti. Fizik muayenesinde sağ kalça harekede-rinin özellikle dış rotasyon ve abdüksiyon olmak üzere her yöne ağrılı okluğu, faber testinin ve sakroiliak kompresyon testinin sağ tarafta pozitif olduğu saptandı. Palpasyonla hepatosplenomegali ya da patolojik boyutta lenf nodu saptanmadı. İstirahat ile artan ağn, non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçlara iyi eevap vermesi, sakroiliak eklem MRG'de raporlanmış olan kemik iliği ödemi ve HLA-B27 pozitifliği spondiloartrit tanısını desteklese de hastanın yakın-malannın akut ve gürültülü şekilde başlaması, yaşı, kilo kaybı ve gece terlemesi tariflemesi, sakroiliak MRG'de spondiloartritlerde alışık olunanın dışında tüm sağ iliak kemikte yaygın ve yer yer eklemden uzak kemik iliği ödeminin bulunması ve akut faz göstergelerindeki yükseklik ayırıcı tanıda infeksiyöz ve malign patolojilerin dışlanmasını gerektirdiği için hastadan cjuantiferon testi istendi, balgam ve idrarda aside dirençli basil arandı. Toraks ve batın görüntülemeleri yapıldı. Durumu açıklayacak patolojik bir bulgu saptanmayınca kemik sintigrafisi yapıldı. Sintigrafide sağ 8. kosta-da, sağ femur başında ve sağ iliak kemikte simetriğine göre artmış tutulum raporlandı. Durumun öncelikle benign kemik patolojilerini, fibröz displazi ve Paget hastalığım düşündürdüğü belirtildi. Hasta kemik biyopsisi için yönlendirildi. Sağ iliak kemikten alınan biyopside primer kemik lenfoması ya da diffüz B hücreli lenfoma-nm kemik tutulumu raporlandı. Hasta tedavisinin düzenlenmesi için hematoloji bölümüne yönlendirildi. [ABSTRACT FROM AUTHOR]