114 results on '"Aydın, Fatma"'
Search Results
2. Kültürel bir miras olan Taşpınar (Aksaray) el dokuma halılarının korunması ve turistik ürün olarak sürdürülebilirliği
- Author
-
Ceylan, Serdar, Aydın, Fatma Emiroğlu, and Bulut, İhsan
- Subjects
Turizm ,Hand-woven carpet ,Turistik ürün ,El dokuma halı ,Aksaray ,Taşpınar ,Touristic product ,Tourism - Abstract
Araştırmanın amacı, araştırma sahasındaki el dokuma halı kültürünün geçmişini ve günümüzdeki durumunu anlamak ve bu kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilirlik durumunu değerlendirmektir. Çalışma nitel araştırma yöntemi ile yapılmış olup, görüşme ve gözlem tekniği uygulanmıştır. Nitel bulgular, alıntılama tekniğine göre kelime, cümle ve paragraflar şeklinde betimlenerek yorumlanmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, el dokuma halıcılığının araştırma sahasında Selçuklu döneminden günümüze kadar yapılageldiği tespit edilmiştir. Önceden her evde halı dokunmakta iken, yaklaşık 25 yıldır Taşpınar Belediyesi’nin halı dokuma evinde halılar dokunmaktadır. Kasabada kadınların sosyal güvencesiz ve düzenli bir ücret almadan halı dokudukları, dokudukları halı miktarına göre düşük bir ücret aldıkları belirlenmiştir. Sonuç olarak, geleneksel el dokuma halılarının turizmde pazarlanabilme durumunda, kadınların ücretlerinde artış ve devamlılık olacaktır. Bu durumda yörenin geleneksel halı kültürünün korunması ve sürdürülebilirliği sağlanacaktır. The aim of the study is to understand that cultural and historical situation of hand-woven carpet in the study area, and to evaluate the conservation and sustainability of this cultural heritage. The study was made in the qualitative method, and interview and observation technics also had been applied in the study. Qualitative data which is form of words, sentences and paragraphs, was interpreted as descriptive. According to the findings of the study, hand woven carpet had been made in the study area since the Seljuk period. While carpet was woven in every house in the past, they do to woven in the carpet house of Taşpınar Municipality for the last 25 years. It is determined that the women who hasn’t any social insurance and a regular income, take a very low fee for carpet which is woven. As a result, if hand woven carpet which is traditional and original, can be marketed in the tourism, there will be an increase and continuity in wages of the women. In this situation, conservation and sustainability of the hand woven carpet which is traditional in the region, will be ensured.
- Published
- 2022
3. SON DÖNEM TÜRKİYE'SİNDE HİNT ALT KITASI MERKEZLİ HADİS ARAŞTIRMALARI: BİR BİBLİYOGRAFYA DENEMESİ.
- Author
-
Aydın, Fatma
- Abstract
Copyright of Journal of International Social Research is the property of Journal of International Social Research and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. İşletme ve İktisadî Bilimler: Metodoloji, Araştırma ve Uygulama
- Author
-
Aydın, Fatma Fehime
- Published
- 2022
5. Güncel Ekonomi Çalışmaları II
- Author
-
Aydın, Fatma Fehime and Levent, Cemalettin
- Published
- 2022
6. VÜRÛD ORTAMINDAKİ YEREL İNANIŞLAR VE BUNLARIN HADİSLERE YANSIMASI.
- Author
-
Aydın, Fatma
- Abstract
Copyright of Journal of International Social Research is the property of Journal of International Social Research and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
7. Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Covid-19'un Politika Boyutunun Mekânsal Panel Veri Yaklaşımı ile Analizi
- Author
-
Aydın, Fatma Fehime
- Published
- 2022
8. Gelir Düzeyi, Tüketim Harcamaları ve Mutluluk Arasındaki İlişki
- Author
-
Aydın, Fatma Fehime
- Published
- 2022
9. Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Alanında Uluslararası Araştırmalar VII
- Author
-
Levent, Cemalettin and Aydın, Fatma Fehime
- Published
- 2021
10. TEORİK PERSPEKTİFTEN İKTİSADİ VE FİNANSAL OLGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Author
-
Levent, Cemalettin and Aydın, Fatma Fehime
- Published
- 2021
11. SECİLMİŞ OECD ÜLKELERİ VE TÜRKİYE’DE KADIN İŞGÜCÜ ÜZERİNE BİR TARTIŞMA
- Author
-
Aydın, Fatma Fehime and Levent, Cemalettin
- Published
- 2021
12. SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ: TRA2 VE TRB2 BÖLGELERİNDE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA
- Author
-
Levent, Cemalettin and Aydın, Fatma Fehime
- Abstract
Sağlık sektörü, tıbbi hizmetler sağlayan, tıbbi ekipman veya ilaç üreten, sağlık sigortası imkanı veren veyahastalık halinde olan insanlara sağlık hizmeti sağlayan işletmelerden oluşur. Sağlığın korunmasına katkısağlayan sağlık sektörü aynı zamanda mal ve hizmetleri üreten, dağıtan ve tüketen değerler, standartlar,kurumlar ve aktörler olarak da ifade edilmektedir. Sağlık sektörü dünya genelinde kadınların hâkim olduğubir sektördür ve önemli bir istihdam alanını oluşturmaktadır. Bununla birlikte sağlık sektörü dünyanın en çokbüyüyen sektörü olmasının yanı sıra çoğu ülkenin GSYİH’sinin önemli bir bölümünü oluşturmakta oluptoplumun ve ekonominin en temel sektörlerinden birisi konumunda yer almaktadır. Özellikle son yıllardagelişmekte olan ülkeler sağlık sektörünün gelişimine yönelik önemli reformlar geliştirmektedir. Bu reformlarile sağlık sektörünün güçlendirilmesi ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlanması hedeflenmektedir.Dolayısıyla sağlık sektörü günümüzde büyük önem taşımasıyla birlikte literatürde çok sayıda akademikçalışmaya konu olmuştur. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı; TRA2 ve TRB2 bölgelerinde sağlıksektörünün genel görünümünü araştırmaktır. Çalışmada TÜİK’in 2007-2019 dönemine ait bölgeselistatistiksel verilerinden hareketle tablolar oluşturulmuştur. TRA2 ve TRB2 bölgeleri arasında sağlıkhizmetlerinin sunumu ve erişilmesi hususunda karşılaştırma yapılmıştır. Özellikle sağlık personelleri nicelikolarak söz konusu iki bölge bazında karşılaştırılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre; TRA2 ve TRB2bölgesinde genel olarak sağlık sektörünün geliştiği ve TRB2 bölgesinin TRA2 bölgesine kıyasla daha çokgeliştiği sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan TRB2 bölgesinin sağlık personelleri, hastane ve yatak sayısındaTRA2 bölgesine göre daha iyi durumda olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca bu çalışma ile söz konusubölgelerde sağlık sektörünün geliştirilmesine katkı sağlanması hedeflenmektedir. The health sector consists of businesses that provide medical services, manufacture medical equipment ordrugs, provide health insurance, or provide health care to people in a state of illness. The health sector, which contributes to the protection of health, is also expressed as values, standards, institutions, and actors thatproduce, distribute and consume goods and services. The health sector is a sector dominated by womenworldwide and constitutes an important area of employment. In addition to being the most growing sector inthe world, the health sector constitutes a significant part of the GDP of most countries and is one of the mostbasic sectors of society and economy. Especially in recent years, developing countries have been developingimportant reforms for the development of the health sector. With these reforms, it is aimed to strengthen thehealth sector and contribute to economic development. Therefore, the health sector has been the subject ofmany academic studies in the literature, with its great importance today. In this context, the main purpose ofthe study is to investigate the general outlook of the health sector in TRA2 and TRB2 regions. In the study,tables were created based on the regional statistical data of TURKSTAT for the period 2007-2019.Comparisons were made between the TRA2 and TRB2 regions in terms of the provision and access to healthservices. In particular, health personnel were compared quantitatively on the basis of these two regions.According to the findings obtained in the study; it has been concluded that the health sector has developed ingeneral in the TRA2 and TRB2 regions and the TRB2 region has developed more than the TRA2 region. Onthe other hand, it has been observed that the TRB2 region is in better condition than the TRA2 region in thenumber of health personnel, hospitals, and beds. In addition, this study aims to contribute to the developmentof the health sector in these regions. 
- Published
- 2021
13. EKONOMİK KALKINMA VE YOKSULLUK İLİŞKİSİ
- Author
-
Aydın, Fatma Fehime and Levent, Cemalettin
- Abstract
Günümüz dünyasında toplumları birbirinden ayıran en önemli unsur kalkınmışlıktır. Kalkınmakavramı, ekonomik, sosyal ve beşerî anlamda ifade edilen geniş bir kavramdır. Özellikle İkinciDünya Savaşı’ndan sonra daha popüler hale gelmiştir. Kalkınma kavramının birçok göstergesi(İnsani gelişme endeksi, beşerî sermaye, fiziki yaşam kalitesi endeksi vb.) olmakla birlikte dahaçok kişi başına gelir dağılımı ile ölçülmektedir. Kişi başına gelir dağılımındaki adaletsizliğinkaldırılması ekonomik kalkınmanın sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. Gelir dağılımıadaletsizliğinin kaldırılmasıyla aynı zamanda yoksullukla da daha etkin bir şekilde mücadeleedilmiş olur. Çünkü yoksulluğun en önemli nedeni gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Buyüzden ekonomik kalkınmanın en önemli amaçlarından biri de gelir dağılımındaki adaletisağlayarak yoksulluğu önlemektir. Yoksulluk, barınmadan beslenmeye, eğitimden sağlığakadar geniş bir mahrumiyeti kapsar. Günümüzde dünya ülkelerinin çoğunluğu ekonomikkalkınmanın sağlanmasıyla yoksulluğun önüne geçileceğini ifade etmektedirler. İstihdam veasgari istihdam politikalarındaki gelişmeler yoksulluğun sosyo-ekonomik anlamdaetkilenmesine neden olmaktadır. Yoksullaşan birey, hırsızlık, gasp, cinayet ve insan ticareti gibiyasa dışı faaliyetlere yönelmektedir. Bu yüzden yoksulluk, siyasi, ekonomik ve psikolojikyapıyı tehdit eden bir unsur haline gelmektedir. Yoksullukla mücadele etmenin en iyi yolueğitimdir. Eğitimli bireyler donanımlı olmakla birlikte nitelikli işlerde çalışabilmektedirler. Bubağlamda çalışmanın temel amacı; ekonomik kalkınma ve yoksulluk ilişkisini TRB2 ve TRA1bölgeleri için araştırmaktır. Çalışmada TÜİK’in Bölgesel İstatistiksel Verileri’nden hareketletablolar oluşturularak yorumlanmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre; TRB2 bölgesindeyoksulluk oranlarının TRA1 bölgesine göre daha düşük olduğu belirlenmiştir. Ancak eşdeğerhane halkı kullanılabilir fert gelirine göre Gini Katsayısı’na bakıldığında TRB2 bölgesinde gelireşitsizliğinin daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Son olarak (2009 bazlı) kişi başına GSYİH’yabakıldığında TRA1 bölgesinde daha yüksek olduğu görülmektedir. Dolayısıyla ekonomikkalkınmanın sağlanmasında kişi başına gelir eşitliği önemli rol oynamakta olup yoksulluğunazalmasında çok önemli bir etkendir. In today's world, the most important factor that separates societies from each other isdevelopment. The concept of development is a broad concept expressed in the economic, social,and human sense. It became more popular, especially after the Second World War. Althoughthere are many indicators of the concept of development (human development index, humancapital, physical life quality index, etc.), it is mostly measured by income distribution per capita.Elimination of inequality in per capita income distribution plays an important role in ensuringeconomic development. With the removal of income inequality, poverty will also be combatedmore effectively. Because the most important cause of poverty is inequality in incomedistribution. Therefore, one of the most important goals of economic development is to preventpoverty by providing justice in income distribution. Poverty encompasses a wide range ofdeprivation, from shelter to food, from education to health. Today, most of the countries in theworld state that poverty will be prevented by providing economic development. Developmentsin employment and minimum employment policies cause poverty to be affected in socioeconomic terms. The impoverished individual tends to illegal activities such as theft, extortion,murder, and human trafficking. Therefore, poverty becomes an element that threatens thepolitical, economic, and psychological structure. The best way to combat poverty is througheducation. Although educated individuals are equipped, they can work in qualified jobs. In thiscontext, the main purpose of the study is; to investigate the relationship between economicdevelopment and poverty for TRB2 and TRA1 regions. In the study, tables were created andinterpreted based on the Regional Statistical Data of TURKSTAT. According to the findingsobtained in the study; It has been determined that poverty rates in the TRB2 region are lowerthan in the TRA1 region. However, when the Gini Coefficient is examined according to theequivalent household disposable income, it is observed that income inequality is higher in theTRB2 region. Finally, looking at GDP per capita (based on 2009), it is seen that it is higher inthe TRA1 region. Therefore, per capita income equality plays an important role in ensuringeconomic development and is a very important factor in reducing poverty. 
- Published
- 2021
14. Multisistem inflamatuar sendromlu çocuklarda hastalık şiddetini etkileyen faktörler.
- Author
-
Tekin, Zahide Ekici, Sezer, Müge, Çelikel, Elif, Aydın, Fatma, Kurt, Tuba, Tekgöz, Nilüfer, Karagöl, Cüneyt, Coşkun, Serkan, Kaplan, Melike Mehveş, Öner, Nimet, Polat, Merve Cansu, Yahşi, Aysun, Emeksiz, Serhat, and Acar, Banu Çelikel
- Abstract
Copyright of Pamukkale Medical Journal is the property of Pamukkale Journal of Medicine and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
15. Türkiye'de Kamu Harcamalarının Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi
- Author
-
Gül, Mesut and Aydın, Fatma Fehime
- Published
- 2020
16. The effect of advertorial use of female figure on brand image and purchase intention
- Author
-
Aydın, Fatma, Şahin, Esen, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans
- Abstract
Üretimdeki artışa paralel olarak marka sayıları da artmakta ve bu markalar pazarda rekabetin artmasına neden olmaktadır. Rekabetteki bu artışa bağlı olarak tüketicide satın alma niyeti oluşturmaya yardımcı olması için markalar, tutundurma karması elemanlarından biri olan reklamı tercih etmektedir. Reklamlarda kullanılan imgeler aracılığıyla hedef kitlenin kararlarını etkilemek ve marka imajını güçlendirmek temel amacı oluşturmaktadır. Reklamlarda kullanılan imgelerden biri olan kadın imgesi, reklamların hatırlanmasına ve satışlarını artırmaya katkısı olduğu için sıklıkla işletmeler tarafından kullanılan bir yöntemdir. Belirtilen bu nedenlerden dolayı çalışmanın amacı, reklamlarda kullanılan kadın imgelerinin marka imajı ve satın alma niyeti üzerine etkisini incelemek olarak belirlenmiştir. Reklamlarda kadın imgesi kullanımının; marka imajı ve satın alma niyeti üzerinde etkisini ve bu kavramlar arasında ilişki olup olmadığını anlamak için anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemi zaman, maliyet gibi temel kısıtlar nedeniyle Konya ili merkezi ile sınırlı tutulmuştur. Anketler kolayda örnekleme yöntemi ile 508 kişiye ulaşılarak cevaplandırılmıştır. Araştırma sonucunda reklamlarda kadın imgesi kullanımının, marka imajı ve satın alma niyeti üzerinde etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır., Correspondingly with the increase in production, the number of brands is also increasing and these brands cause an increase in competition in the market. Due to this increase in competition, brands prefer advertising, which is one of the elements of the promotional mix, to help create purchasing intention in consumers. The main purpose is to influence the decisions of the target market and strengthen the brand image through the images used in advertisements. The female image, one of the images used in advertisements, is frequently preferred by companies because it contributes to the recallment of advertisements and increase their sales. For these reasons, the aim of the study was determined to examine the effect of female images used in advertisements on brand image and purchase intention. The use of female image in advertisements; A questionnaire was conducted to understand the effect on the brand image and purchase intention and whether there is a relationship between these concepts. The sample of the study was limited by Konya city center due to basic constraints such as time and cost. The questionnaires were answered by reaching 508 people using the convenience sampling method. As a result of the research, it was concluded that the use of female image in advertisements has an effect on brand image and purchase intention.
- Published
- 2020
17. PFAPA sendromunun klinik seyrinde MEFV gen mutasyonlarının ilişkisi.
- Author
-
Tekgöz, Nilüfer, Tekin, Zahide Ekici, Çelikel, Elif, Aydın, Fatma, Kurt, Tuba, Sezer, Müge, Karagöl, Cüneyt, Coşkun, Serkan, Kaplan, Melike Mehveş, Polat, Merve Cansu, Öner, Nimet, and Acar, Banu
- Subjects
PHARYNGITIS ,GENETIC mutation ,AUTOINFLAMMATORY diseases ,DEMOGRAPHIC surveys ,DATA analysis - Abstract
Copyright of Journal of Turkish Society for Rheumatology is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
18. Çocukluk Çağı Behçet Hastalığında Mukoza ve Cilt Tutulumu.
- Author
-
Tekin, Zahide Ekici, Çelikel, Elif, Aydın, Fatma, Kurt, Tuba, Sezer, Müge, Tekgöz, Nilüfer, Karagöl, Cüneyt, Coşkun, Serkan, Kaplan, Melike Mehveş, and Acar, Banu Çelikel
- Abstract
Copyright of Osmangazi Journal of Medicine / Osmangazi Tip Dergisi is the property of Eskisehir Osmangazi University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
19. G7 ÜLKELERİNDE SOSYAL HARCAMALARIN EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNE ETKİSİ
- Author
-
Aydın, Fatma Fehime
- Published
- 2019
20. Serum salusin-B düzeyleri ile koroneryavaş akımının ilişkisi
- Author
-
Aydın, Fatma
- Subjects
Koroner Yavaş Akım ,Coronary slow flow ,Salusin βeta ,Endotel Disfonksiyon ,Atherosclerosis ,Ateroskleroz ,Endothelial Dysfunctıon - Abstract
Koroner Yavaş Akım (KYA) mikrovasküler ve endotelyal disfonksiyon, yaygın ateroskleroz, inflamasyon, trombosit disfonksiyonu gibi durumlara bağlanmasına rağmen patofizyolojisi henüz netliğe kavuşmamıştır. Son çalışmalar Salusin-??nın, aterosklerozun patofizyolojik süreçleri üzerinde etkisi olduğunu göstermiştir. Bu nedenle Salusin-??nın KYA ile potansiyel bir bağlantısı olup olmadığını araştırdık. Çalışmamıza KYA tanısı almış 39 olgu ile sağlıklı 40 olgu dahil edildi. Yavaş akım ve kontrol grubunun karekteristik özellikleri karşılaştırıldığında; yaş, vücut kitle indeksi, sistolik kan basıncı, diyabet, hiperlipidemi, sigara içme oranları düzeyleri benzer idi (Tüm p değerleri > 0.05). Erkek cinsiyet oranı, diyastolik kan basıncı, hipertansiyon bulunma oranları (Tüm p değerleri < 0.05), yüksek duyarlı C- reaktif protein (2.80 ± 1.6?e karşın 2.21±1.2 mg/dl, p=0.011) hem de Salüsin beta (1205 [ 330-2092 ]?e karşın 162 [29-676], pg/ml, p0.001). Tek ve çok değişkenli lojistik regresyon analizine alındığında sadece vücut kitle indeksi (Unstandartized Beta ± SE = 0.178 ± 0.08, p = 0.036) ve serum Salüsin beta düzeyleri (Unstandartized Beta ± SE = 0.006 ± 0.01, p 0.05). Male sex ratio, diastolic blood pressure, hypertension (all p-values < 0.05), -high sensitive C- reactive protein (2.80 ± 1.2 vs. 2.21 ± 1.2 mg / dl, p = 0.011) as well as salicide beta (1205 [330-2092] versus 162 [29-676], pg / ml, p 0.001). When taken into single and multivariate logistic regression analysis, only body mass index (Unstandard Beta ± SE = 0.178 ± 0.08, p = 0.036) and serum salusin beta levels (Unstandard Beta ± SE = 0.006 ± 0.01, p
- Published
- 2019
21. Abdülmecid Sivasî’s work named Şerh-i Cezîre-i Mesnevî (obsarvation-comparative text)
- Author
-
Aydın, Fatma, Derdiyok, İ. Çetin, and Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Şerh ,Cezîre-i Mesnevî ,Commentary ,Abdülmecid Sivasî ,karşılaştırmalı metin ,comparative text - Abstract
TEZ12054 Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019. Kaynakça (s. 316-346) var. xix, 991 s. ;_29 cm. Abdülmecid Sivasî, on yedinci yüzyılın önemli portrelerinden biridir. Şeyhî mahlasıyla şiirler yazan bir şair, Halvetiliğin Şemsiyye kolunu İstanbul’a taşıyan bir şeyh, dönemin padişahlarına fikirlerini sunan bir danışman, dinî ve tasavvufî bir çok konuda yazan bir yazar ve özellikle tasavvufî eserlere şerhler yazan bir şarihtir. Yaşadığı dönemde bir selefi hareketi olan Kadızadelilere karşı Sivasîler hareketine liderlik etmiştir. Tekke ile medrese arasında yaşanan bu çatışmayı yaşamı boyunca ilmî düzeyde tutarak halk içinde oluşabilecek şiddet olaylarını engellemiştir. Bu çalışmada, Yusuf-ı Sîneçâk’ın Cezîre-i Mesnevî adlı eseri üzerine Abdülmecid Sivasî’nin yapmış olduğu şerhi karşılaştırmalı metin olarak hazırlanarak eserin içeriği incelenmiştir. Yaptığımız araştırmalar sonucunda Abdülmecid Sivasî’nin Şerh-i Cezîre-i Mesnevî adlı eserinin yedi nüshasına ulaşılmıştır. Nüsha karşılaştırılması yapılarak asıl esere en yakın metin meydana getirilmesi hedeflenmiştir. Metin incelemesi ile dönemin edebî ve kültürel ortamına dair bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır. Yusuf-ı Sîneçâk’ın eseri üzerine bir şerh olmasına rağmen eser bu eserde olmayan beyitleri de kapsamaktadır. Abdülmecid Sivasî farklı Mesnevî ciltlerinden beyitler ekleyerek şerh etmiştir. Bu çalışmamızın bilim dünyasına hem eser üzerine karşılaştırmalı bir metin kurulması hem de içeriğinin dönemin özelliklerini yansıtması açısından katkı sağlamasını umuyoruz. Abdulmecid Sivasî is one of the important portraits of the seventeenth century. He is a poet who wrote poems as Şeyhî, a sheikh of Şemsiyye, a consultant, presenting his ideas to the sultans of the period, a writer who writes about mystical and İslamic subjects, and especially a commentary on sufistic works. During his time he was the leader of the Sivasî movement against the Kadızadeliler, a predecessor movement. This conflict between Tekke and madrasa has been kept at scientific level throughout the life and prevented the violence that may occur in the public. Yusuf-ı Sîneçâk wrote Cezire-i Mesnevi in the sixteenth century by selecting couplets from Mevlânâ's famous work, Masnavi. Abdülmecid Sivasî in the seventeeth century, commented this work under the name of Şerh-i Cezîre-i Mesnevî. In this study, the commentary of Abdulmecid Sivasî was prepared as a comparative text and the content of the work has been examined. As a result of our research, seven copies of Abdulmecid Sivasî's Şerh-i Cezîre-i Mesnevî were reached. It is aimed to create a text that is closest to the original work. It was aimed at obtaining information about the literary and cultural environment of the period with text analysis. Although there is an annotation on the work of Yusuf-ı Sîneçâk, the work also includes couplets that are not in this work. Abdülmecid Sivasî annotated by adding couplets from different Mesnevi volumes. We hope that this study will contribute to the world of science, both in terms of creating a comparative text on the work and its content in terms of reflecting the characteristics of the period.
- Published
- 2019
22. Fındık zarının et emülsiyonlarının özellikleri üzerine etkisi ve sosis üretiminde kullanımı / Fatma Merve Aydın ; Danışman Hüseyin Gençcelep
- Author
-
Aydın, Fatma Merve, Gençcelep, Hüseyin, and OMÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
TEZ YÜK LİS A975f 2019 ,Sosis yapımı - Abstract
Tez (yüksek lisans) -- Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 2019 Libra Kayıt No: 131253 …
- Published
- 2019
23. Mutlu Çocuklar Mutlu Yetişkinler mi Oluyor?
- Author
-
Doğan, Tayfun and Aydın, Fatma Tuba
- Subjects
- *
ADVERSE childhood experiences , *CLIENT satisfaction , *MENTAL health , *POSITIVE psychology , *LITERATURE reviews - Abstract
Many psychological theories emphasize the significance of early childhood events. A review of the literature reveals that studies concentrate on the consequences of adverse childhood experiences on the physical and mental health of individuals. A few studies have so far examined the effects of positive childhood experiences on mental health. This research aims to investigate the relationship between positive childhood experiences and happiness. 695 adults (488 female and 207 male) participated in the study. Positive Childhood Experiences Scale served to gather the data regarding the childhood experiences, and The Oxford Happiness Questionnaire is employed to measure the happiness of the participants. According to the results of this study, a positive correlation was found between positive childhood experiences and happiness. Positive childhood experiences explain 23% of happiness and 24% of life satisfaction. In parallel to positive childhood experiences points, the happiness and life satisfaction of the participants also increases. According to the happiness level of participants, those who inform to be very happy have higher levels of positive childhood experiences in comparison to those who feel a moderate level of happiness or declare to be unhappy. The results are discussed in the context of the literature. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
24. The Quran said animals and pronunciation purposes
- Author
-
Aydın, Fatma, Yılmaz, Muhammet, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 0-Belirlenecek, and Aydın, Fatma
- Subjects
Religion ,Mesaj ,Koran ,Din ,Animals ,Message ,Hayvanlar ,Kur'an-ı Kerim ,İslamiyet ,Islam - Abstract
Dünyada yaşam alanını paylaştığımız canlıların en büyük kısmını hayvanlar oluşturmaktadır. Yaşam sırasında karşılaştığımız tecrübeler ve hayvanlara olan merakımız onlara farklı bir boyutla bakmamıza neden olmaktadır. Kur'an'ın hayvanlardan bahsetmesi ise var olan ilgimizi bu konuyla ilgili araştırma yapmaya sevketmiştir. Bu tezde Kur'an'da zikri geçen hayvanları makâsıd çerçevesinde oluşturarak bizlere hangi mesajları verdiklerini anlatmaya çalıştık.Tezimiz Kur'an'da varlıklar, Ku'ran'da zikri geçen hayvanlar ve bunlar üzerinden verilen mesajlar olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde genel olarak canlı nedir? Kur'an'da ki varlık alanlarına göre canlılardan bahsettik, ikinci bölümde Kur'an'da hayvan kavramını açıkladık. Kur'an'da zikri geçen hayvanları hayvan türlerine göre gruplandırdık. Hayvanlar üzerinden verilen mesajları ise makâsıd çerçevesinde açıklayarak verdikleri mesajlardan bahsettik. Son olarak Kur'an'da ahlâki ilkeleri vurgulamada hayvan figürlerini açıkladık. Tüm bunlar ışığında tezimizde dikkatimizi çeken en önemli hususlardan biri peygamber hayatlarında geçen hayvan figürlerinin sebebi ve ne gibi mesajlar içerdiği olmuştur. Live the life we share some of the largest areas in the world are the animals. Our curiosity to experience the animals we encounter during life and cause us to look at them in a different dimension. Our interest is to speak of the Qur'an he has been prompted to do research on the subject animal. In this thesis, forming the framework makâsıd remembrance of the animals in the Qur'an, we try to explain what messages they give to.Our thesis assets in the Qur'an, the last chanting in animals and is divided into two parts, namely the message through them. What generally live in the first chapter? We talked about living according to the Qur'an being the area we have to explain the concept in the Qur'an in the second chapter animals. We grouped according to the animal species chanting the Quran. We talked about the messages on animals in the context of the message given by explaining the makâsıd. Finally we explain the moral principles of the Qur'an emphasizing animal figures. All this is one of the most important prophets in the light of our thesis attracted our attention because of the animal figures in their lives and what was contained such messages. 121
- Published
- 2016
25. The effect of red cell distrubition width on acute kidney injury in patient with metastatic lung cancer hospitalized in intensive care unit
- Author
-
Yılmaz Aydın, Fatma, Yıldırım, Yaşar, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, TR165388, and Yılmaz Aydın, Fatma
- Subjects
Intensive care units ,Erythrocytes ,Neoplasm metastasis ,Red cell distribution width ,Erythrocyte count ,Onkoloji ,Acute kidney injury ,Akut böbrek hasarı ,Nefroloji ,Oncology ,Nephrology ,Lung neoplasms ,Intensive care ,Neoplasms ,Akciğer kanseri ,RDW ,Lung cancer ,Kidney failure-acute ,Lung diseases - Abstract
Giriş ve Amaç: Akciğer kanseri tüm dünyada en yüksek mortalite hızına sahip bir kanser türüdür. Bu hastalarının YBÜ'ne yatış endikasyonları kanser ilişkili, tedavi ilişkili veya komorbid hastalıklara bağlı olabilmektedir. Bu hastalarda en sık ölüm nedenlerinin başında akut böbrek hasarı (ABH) ve enfeksiyon gelmektedir. Tam kan sayımında bakılan eritrosit dağılım genişliği (RDW) dolaşımdaki eritrositlerin büyüklüklerinin dağılımını gösteren önemli bir indekstir. Akciğer kanserli hastalarda yüksek RDW düzeyinin sağ kalımı olumsuz etkilediği ve bu hasta popülasyonunda ölüm riskini tahmin etmek için kullanılabileceği bilinmektedir. Bizde mevcut literatür bilgileri ile bu popülasyonda RDW'nin akut böbrek hasarı gelişimi üzerine etkisini araştırdık. Materyal ve metod: Bu çalışmaya 2010-2014 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama hastanesi Dahili Yoğun Bakım Ünitesi ve Tıbbi Onkoloji Yoğun Bakıma yatırılan ve tedavileri yapılan metastatik Akciğer kanser (malignite) tanısı olan 143 hasta dahil edildi. Çalışma retrospektif olarak düzenlendi. Hastaların demografik özellikleri, etyolojileri, komorbid durumları ve laboratuar bulguları dosyalarından alındı. Yoğun bakımda kalış süresi ve sonuçları kaydedildi.Hastaların yoğun bakıma kabul ediliş anındaki ve 48 saat sonraki kreatinin düzeyi, RDW, Hb, MCV, CRP, Albumin, yoğun bakımda kalış süresi ve sonuçları kaydedildi. Vakalar RDW değeri >16,8 ve ≤16,8 olmak üzere iki gruba ayrıldı. Grup 1 RDW >16,8 olan 62 hasta, Grup2 ise RDW ≤16,8 olan 81 hastadan oluşturuldu. Gruplar takiben akut böbrek yetmezliği gelişimi, mortalite ve yoğun bakımda kalış süreleri açısından tetkik edildi. Bulgular: Toplam 143 Evre 4 Akciğer malignite hastası çalışmaya dahil edildi. Çalışma populasyonu 122 erkek (85.3%) ve 21 (14.7%) kadın hastayı içermektedir. Hastaların ortalama RDW değerleri 16.53±1.91 olup, %43.4'ünde RDW >16,8 idi. Hastaların %60.1 'de ABH geliştiği saptandı. RDW≤ 16.8 olan hasta grubu ile karşılaştırıldığında, RDW> 16.8 olan hasta grubunda ortalama yaş (p16.8 (p16.8 olan hastalarda ölüm riski RDW skoru ≤16.8 olan hastalarla karşılaştırıldığında anlamlı oranda daha fazla saptandı (RR = 2.98, % 95GA: 1.24-7.14). Sonuç: Tam kan sayımının önemli bir parametresi olan RDW ileri evre akciğer kanserli olguların yoğun bakım takipleri esnasında ABH gelişmesini gösteren önemli bir parametre olabileceği görüşündeyiz. Çalışmamızın sonucu olarak RDW yüksekliği durumunda hastaların daha yüksek ABH ile presente oldukları, yoğun bakım ünitelerinde daha fazla kaldıkları ve aynı zamanda kliniğin daha mortal seyrettiği görülmektedir. Anahtar sözcükler: Akciğer kanseri, RDW, Akut böbrek hasarı Introduction: Lung cancer has the highest mortatity rate among the cancers worldwide. İndications for intensive care unit (ICU) hospitalization for these patients can be related to cancer itself, cancer therapy or comorbid disease. Acute kidney injury (AKI) and infections are the leading cause of mortality in these patient group. Red cell distribution width (RDW) is an important index showing distribution of the size of the erythrocytes in circulation. İt is known that high RDW levels in lung cancer patients adversely affect the survival of these patients and can be useful for predicting the risk of death in this patient population. We investigated the effect of RDW on acute kidney injury in this population in the light of current literature.Materials and methods: 143 patients with diagnosis of metastatic lung cancer which were hospitalized in medical intensive care unit and oncology intensive care unit at dicle university faculty of medicine research hospital between 2010 and 2014 were included to this study. the study was designed as retrospectively. The demographic characteristics, etiology, comorbid conditions and laboratory findings were recorded from the patient files. Length of stay in ICU was recorded. Creatinine, RDW, Hg, MCV, CRP, albümin levels were recorded at the time of admission and after 48 hours. Patients were divided into two groups according to RDW levels ( RDW >16.8 and RDW ≤ 16,8). Group1( RDW>16,8) and group 2(RDW≤ 16,8) were consisted of 62 patients and 81 patients respectively. Groups were compared according to development of AKI, mortality and length of stay in the ICU.Results: 122 male (%85,3) and 21 female (%14,7) were included to this study.mean RDW values of the patients was 16,53±1.91 and RDW was higher than 16,8 in 43,4% of patients. AKI was developed in 60,1% of patients. mean age (p16,8 (p
- Published
- 2016
26. POZİTİF PSİKOLOJİ VE AİLE TERAPİSİ
- Author
-
SARI, TUĞBA, ÇOLAK, TUĞBA SEDA, TUNÇ, EMİNE, Aydın, Fatma Tuğba, and KAYNAK, ÜMRE
- Published
- 2017
27. Sünnette Şahsa Özel Uygulamalar ve Bunların Bağlayıcılığı
- Author
-
Aydın, Fatma and Aydın, Fatma
- Subjects
Kişiye özel uygulama ,sünnet,hadis,kişiye özel uygulama,kişiye özel ruhsat,hukukî bağlayıcılık ,Kişiye özel ruhsat ,Hukukî bağlayıcılık ,Sünnet ,Hadis ,sunnah,hadith,personal application,personal permission,judicial binding - Abstract
One of the indicators of that the Prophet was taking under consideration the status of the persons whom addressed and the circumstances surrounding them while making a judgment on a particular topic, is there are some of “individual-personal” applications for particular people in sunnah. Although there is no such categorical distinction as general or individual in sunnah practices, it can be seen in our resources certain applications to been defined as ‘individual-personal’. This study, aims to examine two applications, which defined as private to person in the Prophet’s sunnah and utterance the views of sects in this respect. And also, intend to draw a general frame for possibility of a permission to identify for particular people and the conditions required for and judicial binding of these permissions, Hz. Peygamber’in bir konuda hüküm verirken, muhatap olduğu şahısların durumlarını ve onları çevreleyen şartları dikkate aldığının göstergelerinden biri, sünnette şahsa özel nitelikli bazı uygulamaların vârid olmasıdır. Sünnetin, hüküm çıkarmada kendisinden istifade edilmesi açısından, genel ve şahsa özel şeklinde kategorik bir ayrımı mevcut olmamakla birlikte, kaynaklarımızda belirli uygulamalar hakkında “kişiye / kişilere özel” kaydının mevcut olduğu görülmektedir. Bu çalışma Resûlullah’ın sünnetinde vârid olup da şahsa özel olarak nitelendirilen uygulamalardan ikisini incelemeyi ve bu bağlamda mezhep görüşlerini zikretmeyi hedeflemektedir. Ayrıca bir hükmün şahsa özel olarak nitelendirilmesinin imkânı, bunun için gerekli şartlar ve bu hükümlerin bağlayıcılığı hakkında genel bir çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır
- Published
- 2015
28. Hicaz Bölgesi câhiliye kültürü çerçevesinde hadislerde sosyal gerçeklik
- Author
-
Aydın, Fatma, Yücel, Ahmet, and Temel İslam Bilimleri Anabilim DalıHadis Bilim Dalı
- Subjects
İslam Dini ,Hadis - Abstract
ÖZETBu çalışma Hz. Peygamber’in hadislerinin, vârid oldukları sosyo-kültürel ortamla olan ilişkisini farklı cihetlerden tahlil etmeyi ve bunu özellikle örnekler üzerinden irdelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada cahiliye kültürünün dini, siyasi ve sosyo-ekonomik boyutlarına işaret eden örnek hadisler seçilerek onları anlamada doğdukları sosyal gerçekliği bilmenin önemi üzerinde durulacaktır. Ayrıca hadis âlimlerinin, “mana”, “kasd/maksad”, “murad”, “hikmet”, “vech”, “sır” vb. kavramlar ekseninde hadislerle onların vürûd ortamı arasında kurdukları irtibatlara yer verilecektir.ABSTRACTThis study aims at analyzing the relation of His Holiness Prophet Muhammad’s hadiths with the sociocultural environment they arose from different aspects and using examples to discuss it. In the study, after the example hadiths which become outstanding by pointing out the religious, political and socioeconomic dimensions of the jahiliyyah cul ture are selected, it will be focused on the value and importance of the social reality that they arose to comprehend them. Furthermore, the study includes relations which are formed between the hadiths and their creation environment by the hadith religious scholars by considering the concepts such as “meaning”, “intent/aim”, “wish”, “wisdom”, “direction” and “mystery”.
- Published
- 2015
29. Demokrat Parti iktidarı uygulamalarının bir taşra kenti basınına yansımaları Balıkesir örneği:( 1950- 1960)
- Author
-
Aydın, Fatma, Çevik, Zeki, Tarih Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Tarih ,History ,Balıkesir ,Siyasal Bilimler ,Political Science ,Demokrat Parti ,The Democratic Party ,Demokrat Parti İktidarı ,Balıkesir Basını ,Press ,The Power of the Democratic Party ,Balikesir Press ,Political parties ,Local journalism ,Political history ,Balıkesir press ,Democrat Party ,Newspapers ,Local press - Abstract
Balıkesir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Ana Bilim Dalı, Atatürk'ün ölümü üzerine önce Cumhurbaşkanı ardından "Milli şef" olan İsmet İnönü, yoğun çabalar sayesinde Türkiye Cumhuriyetini savaş dışında tutabilmiş ancak savaşın getirdiği yenidünya düzenine kapılarını kapatamamıştır. Rusya'nın düşmanca tavırları üzerine Batı'nın yanında yer almaya çalışan Türkiye'nin Batı dünyasında hoş görülmeyen tek partili siyasi hayata son vermesi gerekliydi. Savaş'ın getirdiği ağır vergiler halk üzerinde bir memnuniyetsizlik yaratırken, Çiftçiyi topraklandırma kanunu ile mecliste de kaynaşmalar başlamış ve güçlü bir muhalefetin temelleri atılmıştır. 7 Ocak 1946 tarihinde kurulan yeni muhalefet partisi halk tarafından ilgiyle karşılanmıştır. 1946 seçimleri sırasında yeniden iktidarı ele geçiren Cumhuriyet Halk Partisi'nin baskılarına rağmen Demokrat Parti muhalefet sıralarını iyi kullanabilmiş ve 1950 seçimlerinde iktidarı on yıl boyunca bir daha bırakmamak üzere ele almıştır. 1950 ve 1954 seçimleri arasını kaplayan ilk dönem Demokrat Parti'nin ülke kalkınması adına önemli gelişmelere imza attığı bir dönem olmuştur. 1954 – 1957 seçimleri arasındaki ikinci dönem ise Demokrat Parti'nin muhalefete karşı sert tedbirler aldığı dönemdir. 1957 seçimleri ile başlayan ve 27 Mayıs 1960 darbesiyle son bulan son dönem ise Demokrat Parti'nin güç kaybetmeye başladığı ve politikada hırçınlaştığı dönem olmuştur. Çalışmamız 1950 – 1960 Demokrat Pati'nin iktidar dönemini içermekte ve bu dönem süresince Türkiye'deki ve çalışmamızın temel noktasını teşkil eden Balıkesir'deki icraatları yer almaktadır. Tezimizin ana kaynağını Balıkesir basını oluşturmaktadır. Dönemin Balıkesir basınında, Demokrat Parti'ye yandaş ve muhalif olan gazetelerin yanı sıra tarafsız kalmaya çalışan gazeteler de mevcuttur. Tezimizin Türk siyasi tarihiyle ilgili bölümünde her gazetenin tutumuna ve yorumlarına yer verilmeye çalışılmıştır., After the death of Ataturk, İsmet İnönü who was the president priorly and being national chief afterwards kept Turkish Republic away from battle with vigorous effects but he couldn't close Turkey's doors to the new world's order.Because of the hostile behaviors of Russia,Turkey trying to stand by the West needed to put an end to the single-party system. While the heavy durites are causing to discontent on public,the contractions began with the law on provision of land for farmers and the foundations of a powerful opposition were laid.The new opposition party founded on 7 January, 1946 was welcomed warmly by the public.In spite of the pressures of the Republican People's Party which came to power in the elections in 1946, The Democratic Party used the opposition parts well and came to power in 1950 for the ten years continuously. The first period including the elections of 1950 and 1954 was an important period on which the Democratic Party contributed to the improvements fort he development of the country.The second period between 1954 and 1957 elections was the time the Democratic Party took severe measures against the opposition.The last period beginning with 1957 elections and ending with the military coup on 27 May,1960 was the period in which the Democratic Party began to lose power and got ill-tempered in politics. This study involves the power period of the Democratic Party between 1950 and 1960 and its practises during this period in Turkey and in Balikesir.The main source of this study is the Balikesir Press.In the Balikesir Press of that time, along with the newspapers being either supporters or opposers of the Democrat Party, there were also unbiased newspapers.In the Turkish History part, the attitudes and comments of each newspaper are tried to be mentioned.
- Published
- 2014
30. Investigation of Selectivity of Gillnets Equipped with Different Hanging RatiosUsing in the Catching of Luciobarbus mystaceus (Pallas, 1814)
- Author
-
Aydın, Fatma, Yüksel, Fahrettin, and Tunceli Meslek Yüksekokulu
- Subjects
Seçicilik ,Keban Baraj Gölü ,Luciobarbus mystaceus ,Galsama Ağları ,Keban Dam Lake ,Donam Faktörü ,Hanging Ratio ,Selectivity ,Gillnet - Abstract
Bu çalışmada, Luciobarbus mystaceus (Pallas, 1814) avcılığında kullanılan farklı donam faktörlerine göre donatılmış multifilament galsama ağlarının seçicilik özellikleri araştırılmıştır. Keban Baraj Gölü (Elazığ)’nün 5. Avlak Sahası olarak sınırları belirlenmiş olan Pertek Bölgesinde yürütülen arazi çalışmaları Mayıs 2011 ile Temmuz 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, donam faktörleri dışında bütün özellikleri aynı olan 60 m uzunluğunda, 100 göz derinliğinde 5 adet multifilament galsama ağı kullanılmıştır. Ağ materyali olarak 110 mm göz açıklığında (göz kenarı 55 mm), 210d/3 numara kalınlığında beyaz renkli poliamid (nylon) ip kullanılmıştır. Her bir ağ farklı donam faktörüne (0,30; 0,40; 0,50; 0,60 ve 0,70) göre donatılmıştır. Yapılan 24 avcılık denemesinde 216 adedi L. mystaceus olmak üzere toplam 576 adet balık yakalanmıştır. Tür gözetilmeksizin yapılan değerlendirmede 0,40 donam faktörüne göre donatılan ağın en verimli ağ olduğu (4,87 kg/gün/60 m ağ), 0,70 donam faktörüne göre donatılan ağın ise en verimsiz ağ olduğu (3,45 kg/gün/60 m ağ) görülmüştür. Bütün ağların ortalama birim çabadaki av miktarı 4,19 kg/gün/60 m ağ olarak tespit edilmiştir. Yakalanan L. mystaceus bireylerinin total boy uzunluklarının 45-48 cm arasında yoğunlaştığı, bu boy aralığından uzaklaştıkça ağlara takılan balık sayısının azaldığı görülmektedir. Sonuç olarak, farklı donam faktörleriyle avlanan L. mystaceus’ların total boyları, vücut ağırlıkları ve dorsal yüzgeç hizasındaki vücut genişlikleri arasındaki farkın istatistikî bakımdan önemli olmadığı (P>0,05), galsama arkası hizasındaki vücut genişlikleri arasındaki farkın ise önemli (P, In this study, it was examined to the selectivity characteristics of multifilament gillnet equippedwith different hanging ratios using in the catching of Luciobarbus mystaceus (Pallas, 1814). Fishingoperations was conducted in Pertek Region, which was determined as 5th fishing place of Keban DamLake (Elazig-Turkey), between May 2011 and July 2012. In the study, it was used five gillnets, which allhad the same properties except for hanging ratio. Nets were 60 m long and 100 mesh deep. Net materialwas made of white color polyamide (nylon) rope (multi-filament) with 110 mm exact mesh size (meshwidth is 55 mm), and thickness of 210d/3 no. Each gillnets was equipped with different hanging ratio(0.30; 0.40; 0.50; 0.60 ve 0.70). Two hundred sixteen of 576 fish caught totally in 24 fishing trials weretarget species (Luciobarbus mystaceus). As a result of evaluation made regardless of species, it wasobserved that the net equipped with 0.40 hanging ratio (4.87 kg/days/60 m net) was the most efficient net,and the net equipped with 0.70 hanging ratio (3.45 kg/days/60 m net) was the most inefficient net. Catchper average unit effort of all nets was 4.19 kg/days/60 m net. It was seen that total length of L. mystaceuswas concentrated between 45- 48 cm; number of fish got caught using the net decreased as going far fromthis length range. Consequently, it was determined that difference among fish in terms of total length,body weight and body width on level of dorsal fin of L. mystaceus caught with various hanging ratio wasnot statistically significant (P > 0.05), difference between fish in terms of body width on posterior level ofgill was statistically significant (P < 0.05).
- Published
- 2014
31. Investigation of relationship between Total lengths and body girths of luciobarbus mystaceus (Pallas, 1814) caught with gillnets with different hanging ratios
- Author
-
Aydın, Fatma, Yüksel, Fahrettin, and Tunceli Meslek Yüksekokulu
- Subjects
Seçicilik ,Gillnets ,Galsama Ağları ,Luciobarbus Mystaceus ,Donam Faktörü ,Hanging Ratio ,Selectivity - Abstract
Luciobarbus mystaceus Keban Baraj Gölü balıkçılığında en önemli türlerden birisidir. Ekonomik değeri oldukça yüksektir. Bu türün avcılığı bölgede galsama ağları ile yapılmaktadır. Galsama ağları seçiciliği en yüksek balık yakalama aletidir. Türün morfolojik yapısı yakalanabilirliği önemli derecede etkilemektedir. Bu araştırmada, L. mystaceus bireylerinde total boy ile vücut çevresi arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma Mayıs 2011 ile Temmuz 2012 tarihleri arasında Keban Baraj Gölü’nün Pertek Bölgesi’nde yürütülmüştür. Farklı donam faktörlerine (0,30; 0,40; 0,50; 0,60 ve 0,70) sahip galsama ağlarıyla yakalanan balıklarda total boy ile galsama arkası ve dorsal yüzgeç hizasından ölçülen vücut genişlikleri arasında kuvvetli doğrusal bir ilişkinin bulunduğu tespit edilmiştir., Luciobarbus mystaceus is one of the most important fish species in the Keban Dam Lake fisheries. Its economic value is considerably high. Catching of this species is carried out with gillnets in the region. Gillnet is the most selective fishing gear. Morphological structure of fish affect to catchability. In this study, it is investigated that relationship between total length and body girth of L. mystaceus. The investigation was carried out in the Pertek Region of Keban Dam Lake between May 2011 and July 2012. In the fishes caught with gillnets with five different hanging ratios (0.30; 0.40; 0.50; 0.60 ve 0.70), it was determined that strong linear relationship between total length and body girth which measured on posterior level of gill and on level of dorsal fin.
- Published
- 2013
32. Galsama ağlarının seçiciliği ve seçiciliği etkileyen faktörler
- Author
-
Yüksel, Fahrettin, Aydın, Fatma, and Tunceli Meslek Yüksekokulu
- Subjects
Balık ,Seçicilik ,Fisheries Technique ,Fish ,Galsama Ağları ,Mesh Size ,Ağ Göz Açıklığı ,Selectivity ,Gillnet ,Balıkçılık Tekniği - Abstract
Bir populasyondan maksimum düzeyde ve sürekli faydalanabilmek için o populasyona uygulanan avcılık tekniğinin düzenlenmesi gerekir. Yakalanması istenmeyen büyüklükteki balıkların ve hedef dışı türlerin av kompozisyonunun dışında kalması, ancak kullanılan av aletinin seçiciliğinin ayarlanması ile mümkündür. Galsama ağları, seçiciliği oldukça yüksek olan bir balık yakalama aletidir. Göze büyüklüğü ile yakalanan balık büyüklüğü arasında önemli bir ilişki vardır. Bunun yanında, ağın donam faktörü, kullanılan materyalin yapısı, esnekliği, kalınlığı, rengi, uygulanan avcılık metodu, balığın yakalanış şekli ve avlanan balığın morfolojik özellikleri galsama ağlarının boy ve tür seçiciliğini etkilemektedir., In order to make use of a population perpetually and in a maximum level, the fishing technique applied to a population should be organized. It is only possible to leave out the off-target species and the fish in undesirable sizes by arranging the selectivity of fishing materials. Gillnets are highly selective fishing tool. There is a significant relation between the mesh size and the fish. Besides that; the hanging ratio, the structure of used material, flexibility, thickness, the colour, the applied fishing method, how the fish is caught and the morphological characteristics of the fish affect the height and species selectivity of gillnets.
- Published
- 2012
33. Luciobarbus mystaceus (Pallas, 1814) avcılığında kullanılan farklı donam faktörlerine göre donatılmış galsama ağlarının seçiciliğinin araştırılması
- Author
-
Aydın, Fatma, Yüksel, Fahrettin, Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Ana Bilim Dalı, and Tunceli Meslek Yüksekokulu
- Subjects
Seçicilik ,Keban Baraj Gölü ,Su Ürünleri ,Luciobarbus mystaceus ,Donam Faktörü ,Aquatic Products ,Galsama Ağı - Abstract
Bu tez çalışmasında, Keban Baraj Gölü Pertek Bölgesinde Luciobarbus mystaceus (Pallas, 1814) avcılığında kullanılan galsama ağlarının seçicilik özelliklerinin belirlenmesi için farklı donam faktörlerine göre donatılan ağlarla denemeler yapılmış, ağların seçicilik özellikleri belirlenerek mevcut stoğa zarar vermeyecek en uygun donam faktörünün hangisi olduğunu belirlenmeye çalışılmıştır. Keban Baraj Gölü'nde sürdürülebilir verimli balıkçılığın tesis edilmesi için yapılacak avcılık düzenlemelerine kaynak teşkil etmesi bakımından, galsama ağlarının seçicilik parametrelerine donam faktörünün etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır.Keban Baraj Gölü'nün 5. Avlak Sahası olarak sınırları belirlenmiş olan Pertek Bölgesinde yürütülen tez çalışması Mayıs 2011 ile Temmuz 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, donam faktörleri (E) dışında bütün özellikleri aynı olan 60 m uzunluğunda 100 göz derinliğinde 5 adet galsama ağı kullanılmıştır. Ağ materyali 110 mm tam göz boyunda (göze genişliği 55 mm), 210d/3 numara kalınlığında beyaz renkli poliamid (nylon) ipten (multifilament) yapılmıştır. Yapılan 24 avcılık denemesinde 216 adedi hedef tür (Luciobarbus mystaceus) olmak üzere toplam 576 adet balık yakalanmıştır.Tür gözetilmeksizin yapılan değerlendirmede 0,40 donam faktörüne göre donatılan ağın en verimli ağ olduğu (4,87 kg/gün/60 m ağ), 0,70 donam faktörüne göre donatılan ağın ise en verimsiz ağ olduğu (3,45 kg/gün/60 m ağ) görülmüştür. Bütün ağların ortalama birim çabadaki av miktarı 4,19 kg/gün/60 m ağ olarak tespit edilmiştir. Yakalanan L. mystaceus bireylerinin total boy uzunluklarının 45-48 cm arasında yoğunlaştığı, bu boy aralığından uzaklaştıkça ağlara takılan balık sayısının azaldığı görülmektedir.Sonuç olarak, farklı donam faktörleriyle avlanan L. mystaceus'ların total boyları, vücut ağırlıkları ve dorsal yüzgeç hizasındaki vücut genişlikleri arasındaki farkın istatistiki bakımdan önemli olmadığı (P>0,05), galsama arkası hizasındaki vücut genişlikleri arasındaki farkın ise istatistiki bakımdan önemli (P 0.05), difference between fish in terms of body width on posterior level of gill-net was statistically significant (P < 0.05).Key words: Keban Dam Lake, Pertek fishing place, Luciobarbus mystaceus, Gill-net, Selectivity, Hanging ratio, 62
- Published
- 2012
34. Kadınların Emek Gücüne Katılması ile Doğurganlık, Boşanma ve Ücret Haddi Arasındaki İlişki: Türkiye Üzerine Bir Araştırma
- Author
-
Aydın, Fatma Fehime, KUTLAR, Aziz, and ERDEM, Ekrem
- Published
- 2011
35. Gövdede multipl yüzeyel bazal hücreli karsinoma tedavisinde topikal 5-fluorourasil ve kriyoterapi kombinasyonu
- Author
-
Aydın, Fatma, Şentürk, Nilgün, Yıldız, Levent, Koca, Rafet, Cantürk, Tayyar, Yalın, Türkay, Turanlı, Yaşar, and OMÜ
- Subjects
Dermatoloji - Abstract
Bazal hücreli karsinoma beyaz ırkta en sık gözlenen deri kanseridir. Bazal hücreli nevüs sendromu klinik olarak çok sayıda bazal hücreli karsinoma oluşumu ve çeşitli gelişimsel anomalilerle karakterizedir. Topikal 5-Fluorourasil ve kriyoterapi, bazal hücreli karsinomanın tedavisinde kullanılan yöntemler arasındadır. Burada topikal 5-Fluorourasil ve krioterapi kombinasyonu ile başarılı bir şekilde tedavi edilen multipl bazal hücreli karsinomalı bir olgu sunulmaktadır. Basal cell carcinoma is the most common skin cancer of the white population. Basal cell nevus syndrome is characterized by the development of multiple basal cell carcinomas and various developmental anomalies. Topical 5-fluorouracil and cryotherapy are the methods that can be used in the treatment of basal cell carcinomas. Herein we report a patient with multiple basal cell carcinomas who have been successfully treated with the combination of 5-fluorouracil and cryotherapy.
- Published
- 2006
36. Kalsipotriol losyon, mometazon furoat losyon ve kombinasyonlarının saçlı deri psoriazisi tedavisindeki etkinliğinin karşılaştırılması
- Author
-
Yılmaz, Hamiyet, Aydın, Fatma, Şentürk, Nilgün, Cantürk, Tayyar, Turanlı, Ahmet Yaşar, and OMÜ
- Subjects
Dermatoloji - Abstract
Saçlı deri psoriazisi tedavisinde topikal kortikosteroidler ve kalsipotriol losyon en çok tercih edilen ajanlardır. Genellikle etkinliği arttırmak ve yan etkileri azaltmak için kombinasyon tedavileri kullanılmaktadır. Çalışmamızda kalsipotriol losyon, mometazon furoat losyon ve her iki ajanın kombinasyonunun saçlı deri psoriazisindeki etki ve yan etkilerini karşılaştırmayı amaçladık. Hafif ve orta şiddetteki saçlı deri psoriazisi olan 45 hasta randomize olarak üç eşit gruba ayrıldı. Birinci gruba kalsipotriol losyon, ikinci gruba mometazon furoat losyon ve üçüncü gruba her iki losyon 4 hafta boyunca uygulattırıldı. Çalışma sonunda, her üç grupta da yayılım skorları, kaşıntı skorları, toplam klinik belirti skorları ve psoriazis saçlı deri şiddet indeksi değerlerinde başlangıca göre azalma kaydedildi (p0.05). Kombine grupta kalsipotriol grubuna göre daha az sayıda yan etki gözlendi. Sonuç olarak mometazon losyon ve kalsipotriol losyon saçlı deri psoriazisinde etkili olmakla birlikte, her iki ajan kombine olarak kullanıldığında, etkinliğinin daha fazla, yan etkilerinin ise daha az olduğu gözlenmiştir. Background: Topical corticosteroids and calcipotriol lotion are the most preferred agents for the treatment of scalp psoriasis. Since combination treatments increase effectiveness and decrease side effects, they are usually preferred for treatment of scalp psoriasis. The aim of our study was to compare the effectiveness and side effects of momethasone furoate lotion, calcipotriol lotion and combination of these two agents for the scalp psoriasis. Materials and Methods: Forty-five patients who had mild to moderate scalp psoriasis were randomly divided to three groups. Calcipotriol lotion for the first group, momethasone furoate lotion for the second group and combination of these two agents for the third group were used for four weeks. Results: At the end of the study extent score, itching score, total clinical sign score and psoriasis scalp severity index were found to be decreased in all of the groups (p
- Published
- 2005
37. İzotretinoin ve asitretin kullanan hastalarda kemik mineral yoğunlukları
- Author
-
Cantürk, Ferhan, Saraç, Nalan, Aydın, Fatma, Tosun, Canbaz Fevziye, Alaylı, Gamze, Akyol, Yeşim, Cantürk, Tayyar, and OMÜ
- Subjects
Dermatoloji - Abstract
İzotretinoin ve asitretin vitamin A türevi sentetik retinoidler olup, iskelet sistemi üzerine yan etkilerinin olduğu bilinmektedir. Çalışmamızda oral sentetik retinoid kullanan hastaların kemik mineral yoğunluğu ölçümlerini yaparak osteoporoz riski taşıyıp taşımadıklarını tespit etmeyi amaçladık. Çalışmaya 0.5 mg/kg/gün dozunda 16’sı asitretin ve 3’ü izotretinoin alan toplam 19 hasta alındı. Tedavi öncesinde ve 6. ayın sonunda lomber vertebraların (L2-L4) ve sol kalçanın (femur boynu ve trokanterik bölge) kemik mineral yoğunluğu ölçümleri (g/cm2) Dual Energy X-Ray Absorbsiometri ile yapıldı. Tedavi öncesi ve sonrası kemik mineral yoğunluğu ölçümlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p0.05). Sonuç olarak, düşük doz (0,5 mg/kg/gün) ve kısa dönem (6 ay) izotretinoin ve asitretinin kullanımının, lomber vertebra ve kalçada osteoporoz yapıcı etkisinin olmadığı bulundu. Background and design: Isotretinoin and acitretin, known as retinoids, are synthetic derivaties of vitamin A. They have been known to cause a variety of skeletal side effects. The aim of the study was to determine whether the patients receiving synthetic retinoids are under the risk of osteoporosis. Material and Method: Nineteen patients who received 0.5 mg/kg/day dose of acitretin (n16) and isotretinoin (n3) were included in this study. Bone mineral density (g/cm2) of left hip (neck, trochanter) and lumbar spine (L2-L4) were measured by Dual Energy X-Ray Absorptiometry before and at the sixth month of the therapy. Results: We didn‘t find statistically significant difference in bone mineral density (p>0.05). Conclusion: Short term (six months) isotretinoin and acitretin with a low dose of 0.5 mg/kg/day were not due to osteoporosis at the lumbar spine and the hip.
- Published
- 2004
38. Seboreik dermatit tedavisinde topikal metronidazol: Plasebo kontrollü çift kör çalışma
- Author
-
Fındık, Gül, Aydın, Fatma, Şentürk, Nilgün, Cantürk, Tayyar, Turanlı, Ahmet Yaşar, and OMÜ
- Subjects
Dermatoloji - Abstract
Seboreik dermatit'in kesin bir tedavisi bulunmamakta birlikte, hastalığın kontrolunde sikhkla topikal steroid ve antifungal ajanlar kullanilmaktadir. Son zamanlarda topikal metronidazolun antiinflamatuar etkilerinden dolayı tedavide bir seçenek olabileceği görüşü ileri sürülmektedir. Biz de çalışmamızda, seboreik dermatitte topikal metronidazolun (o/oO.75) etkisini değerlendirmeyi amaçladık. Seboreik dermatitli 40 hasta, randomize olarak iki gruba ayrıldı. İlk gruba topikal % 0.75 metronidazol jel ve ikinci gruba da topikal taşıyıcı jel (plasebo) günde iki kez uygulanması önerildi. Lezyonlar şiddet skoru He 0-2-4-6 ve 8. haftalarda değerlendirildi. Hastaların 33'u (plasebo grubunda 18, metronidazol grubunda 15 hasta) çalışmayı tamamlayabildi. Çalışmayı tamamlayamayan hastaların 6'sı yan etkiler nedeni ile tedaviyi bıraktı ve bu hastalardan 5'i metronidazol grubunda idi. İki grup arasında 4. hafta ve tedavi sonunda ortalama şiddet skorları arasında fark ol-madığı tespit edildi (p0.001). Bu çalismada, seboreik dermatit tedavisinde topikal metronidazolun plaseboya bir üstünlüğü olmadığı tespit edilmiştir. Background and design: There is no definitive treatment but topical steroid creams and antifungal agents, are commonly used to control seborrhoeic dermatitis. Recently it is suggested that topical metronidazole with its anti-inflamatory effects could be useful in seborrheic dermatitis. In this study we aimed to evaluate the effectiveness of topical 0.75 °/o metronidazole gel. Material and Method: Forty patients with seborrheic dermatitis were randomly assigned to two treatment groups. Patients in first group were applied topical 0.75 % metronidazole gel and second group placebo (vehicle gel). Lesions were evaluated with the severity score at 2nd-4th-6th-8th weeks. Results: Thirty-three patients completed the study ( 15 patients in the metronidazole group, 18 patients in the placebo group). One patients in the placebo group, five patients in the metronidazole group left the study because of the side effects. There is no statistically significant difference in the severity score between two groups. Conclusion: In the present study we concluded that the effect of the metronidazole °/o 0.75 gel in the treatment of seborrheic dermatitis was not superior to placebo.
- Published
- 2004
39. Eritrodermi: 45 hastanın klinik bulgularını içeren retrospektif bir çalışma
- Author
-
Şentürk, Nilgün, Aksoy, Luna, Aydın, Fatma, Cantürk, Tayyar, Turanlı, Ahmet Yaşar, and OMÜ
- Subjects
Dermatoloji - Abstract
Amaç: Eritrodermi, vücudun tam veya tama yakın kısmının eritem ve deskuamasyonu ile karakterize bir durumdur ve bir çok dermatozun seyri sırasında ortaya çıkabilmektedir. Biz bu çalışmada, eritrodermi tanısı ile takip edilen hastaların, klinik ve laboratuar özeliklerini araştırmayı amaçladık. Materyal-Metod: Kliniğimizde eritrodermi tanısıyla izlenen hastaların dosyalan, klinik ve laboratuar özellikleri, etyolojide rol oynayan faktörler ve hastalıklarının seyri açısından retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya alınan 45 hastanın ortalama yaşlan 44.227.3 ve erkek/kadın oranı 3:2 idi. Bulgular: Daha önce var olan bir dermatolojik hastalığın alevlenmesi (% 53.3) en sık rastlanan etyolojik faktördü. On hastada (% 22.2) eritroderminin farklı gruplardan ilaç kullanımına bağlı olarak ortaya çıktığı saptandı. Dokuz hasta (% 20), etyolojide hiçbir faktör saptanamadığı ve histopatolojik olarak ayırt edilemediği için idiopatik eritrodermi olarak kabul edildi. İzlem sırasında 4 hasta sepsis komplikasyonu ile kaybedildi. Sonuç: Sonuç olarak, eritroderminin daha çok altta yatan dermatolojik hastalığın alevlenmesine bağlı olarak ortaya çıktığı ve ileri yaştaki erkek hastalarda daha sık olduğu gözlendi. Purpose: Erythroderma is characterized by erythema and desquamation of all or almost all skin and occurs during various dermatoses. In this study, we aimed to investigate the clinical and laboratory characteristics of erythrodermic patients, Material and Methods: Files of the patients diagnosed as erythroderma, were investigated for the clinical and laboratory features, etiologic factors and prognosis, retrospectively. The mean age of the 45 patients was 44.2±27.3, and male/female ratio was 3:2. Results: The most common etiological factor was the exacerbation of previously diagnosed dermatologie disorders (53.3 %). In 10 patients (22.2%) erythroderma was found to be caused by various drugs. Nine patients whose etiologic factors have not been identified, and histopathologic examinations were indifferent, were accepted as idiopathic erythroderma. Four patients died due to sepsis during hospitalization period. Conclusion: In conclusion, erythroderma was observed most commonly due to exacerbation of underlying dermatologie disorders in elderly men.
- Published
- 2003
40. Juvenil idiyopatik artritli hastalarda üveit gelişimine neden olan risk faktörlerinin değerlendirilmesi.
- Author
-
Tekgöz, Pakize Nilüfer Akpınar, Çelikel, Elif, Aydın, Fatma, Tekin, Zahide, Kurt, Tuba, Sezer, Müge, Karagöl, Cüneyt, Coşkun, Serkan, Kaplan, Melike Mehveş, Özmen, Serkan, and Acar, Banu
- Abstract
Copyright of Journal of Turkish Society for Rheumatology is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
41. Çocukluk Çağı Alopesi Areata Hastalarının Klinik Özellikleri ve Seyri.
- Author
-
Özden, Müge Güler, Bayramoğlu, Nilgün Er, Aydın, Fatma, Şentürk, Nilgün, Cantürk, Tayyar, and Turanlı, Ahmet Yaşar
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Dermatology / Turk Dermatoloji Dergisis is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2010
- Full Text
- View/download PDF
42. Çocukluk Çagi Psoriasis Tedavisinde Sistemik Retinoid Tedavisi: 19 Mayıs Üniversitesi Deneyimi.
- Author
-
Özden, Müge Güler, Denizli, Hilal, Aydın, Fatma, Şentürk, Nilgün, Cantürk, Tayyar, and Turanlı, Ahmet Yaşar
- Subjects
PSORIASIS treatment ,PEDIATRIC therapy ,RETINOIDS ,TREATMENT effectiveness ,PEDIATRIC dermatology ,THERAPEUTICS - Abstract
Copyright of Archives of the Turkish Dermatology & Venerology / Turkderm is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2010
- Full Text
- View/download PDF
43. Çocukluk çağı birincil ve ikincil Raynaud fenomeni olgularının değerlendirilmesi.
- Author
-
Sezer, Müge, Çelikel, Elif, Aydın, Fatma, Tekin, Zahide Ekici, Kurt, Tuba, Tekgöz, Nilüfer, Karagöl, Cüneyt, Coşkun, Serkan, Kaplan, Melike Mehveş, and Acar, Banu Çelikel
- Abstract
Copyright of Journal of Turkish Society for Rheumatology is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
44. Sakroileitin eşlik ettiği Ailevi Akdeniz ateşi, enflamatuvar barsak hastalığı ile entezit ilişkili artritin karşılaştırılması.
- Author
-
Karagöl, Cüneyt, Çelikel, Elif, Aydın, Fatma, Tekin, Zahide Ekici, Kurt, Tuba, Coşkun, Serkan, Kaplan, Melike Mehveş, Tekgöz, Nilüfer, Sezer, Müge, Hızlı, Şamil, and Acar, Banu Çelikel
- Abstract
Copyright of Journal of Turkish Society for Rheumatology is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
45. Pyoderma Gangrenosum.
- Author
-
Taşdelen-Fışgın, Nuriye, Aydın, Fatma, Tanyel, Esra, Çandır, Nihat, Sünbül, Mustafa, Bektaş, Ahmet, Tülek, Necla, and Leblebicioğlu, Hakan
- Published
- 2006
46. YOĞUN BAKİM ÜNİTESİNDE ÜRİK ASİT YÜKSEKLİĞİNİN AKUT BÖBREK HASARİ VE MORTALİTE ÜZERİNE ETKİSİ.
- Author
-
Aydın, Fatma Yılmaz
- Abstract
Amaç: Ürik asit pürin metabolizmasının son ürünüdür. Atılımının yaklaşık %80'i böbrekler yoluyla olmaktadır. Ürik asit yüksekliği; distal tubül ve toplayıcı kanallarda çökme sonucu akut ürik asit nefropatisine, medullanın interstisyumunda birikimiyle kronik ürat nefropatisine ve son olarak ürik asit taşları oluşturarak böbrek hasarına neden olabilir. Yoğun bakım ünitesine yatırılan hastalarda Akut Böbrek Hasarı (ABH) gelişiminin mortaliteyi arttırdığı bilinmektedir. Bizde bu bilgiler ışığında yoğun bakım ünitesine yatırılan hastalarda ürik asit yüksekliğinin akut böbrek hasarı gelişimi ve mortalite üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. Gereç-Yöntem: Çalışmamızda 01 Ocak-01 Eylül 2019 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Dahiliye Yoğun Bakım Ünitesine yatırılan cinsiyet ayrımı yapılmayan 110 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Hastaların yaş, cinsiyet, başvuru anındaki serum ürik asit değerleri, serum kreatinin düzeylerine ve yoğun bakımda kalış sürelerine bakıldı. Akut Böbrek Hasarı KDIGO kriterleri kullanılarak değerlendirildi. Hastalar ürik asit değeri <7.2 mg/dl (Grup 1) ve >=7.2 mg /dl (Grup 2) olacak şekilde iki gruba ayrıldı (Hastanemiz serum ürik asit referans değerleri 2.6-7.2 mg/dl). Gruplar ABH gelişimi ve mortalite açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların 54'ü erkek, 56'sı kadın hastaydı. 74 hastada (%67.3) ABH gelişti ve 70 hasta (%63.6) ex oldu. Grup 1'de 51 hasta, Grup 2 'de 59 hasta mevcuttu. Gruplar arasında cinsiyet açısından istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p:0.257). Grup 1 ve Grup 2'de ABH gelişme oranı sırasıyla %35.3- %94.9 saptanırken ex olanların oranı %45- %79.6 olup bu bulgular istatiksel olarak anlamlıydı (p<0.01). Gruplar arası dağılım Tablo 1'de gösterilmiştir. Yoğun bakım ünitesinde kalış süreleri median değer olarak gruplar arasında sırasıyla 13 (%95 CI: 8.9-17.2) ve 6 (%95 CI: 4.2-7.8) olup Log rank testiyle grup 2 de istatiksel olarak anlamlı düşük saptandı (p:0.003). Grupların Kaplan-meier sağ kalım analizi şekil 1'de gösterilmiştir. Cox regresyon analiziyle serum ürik asit değerinin >=7.2 mg /dl olması ABH'ını 2.9 kat (p<0.001) ve mortaliteyi 2.1 kat (p:0.005) arttırdığını tespit ettik. Sonuç: Çalışmamızda serum ürik asit yüksekliğinin ABH'ı ve mortaliteyi arttırdığı görülmektedir. Bu nedenle yoğun bakım hastalarında serum ürik asit düzeyinin yakın takip edilmesi gerekmektedir. Hiperürisemi saptanan hastalarda uygun medikal tedavi ile serum ürik asit düzeyinin düşürülmesi hem ABH'nı hem de mortaliteyi azaltabileceği kanaatindeyiz. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
47. Hemodiyaliz Hastalarında Okült Hepatit B ile Hepatit C Prevalansı ve Fibrometer ile Karaciğer Fibrozis Düzeyinin Değerlendirilmesi.
- Author
-
Demir, Yakup, 2,Ülkiye Yetim, Erdal İnci, Mermutluoğlu, Çiğdem, Aydın, Fatma Yılmaz, Yılmaz, Zülfikar, and Çelen, Mustafa Kemal
- Abstract
Objective: In this study, it was aimed to determine the HCV prevalence and the occult HBV prevalence by HBV DNA analysis in serum samples of HBsAg patients undergoing routine hemodialysis. It was also aimed to determine the liver fibrosis level with fibrometer, which is a non-invasive method. Methods: The study included 100 patients who applied for routine hemodialysis and were negative for HBsAg in screening tests. In samples from the patient, ALT, HBsAg, Anti-HBc IgG, HBV DNA, Anti HCV, HCV RNA and fibrometer were studied from serum samples from the same system. HBsAg negative and HBV DNA positive occult hepatitis B were accepted. Results: HBV DNA was found positive in 100 positive 4 (4%). Viral load was <10 IU/ml in two of the HBV DNA positive cases, and 17 and 16 IU/ml in the other two cases. While Anti HCV positive was detected in one patient; HCV RNA could not be detected in any patient. While there was a significant difference in scores compared to those who did not have occult B; The score of histological activity and necrosis were not significantly different. Conclusion: Since antigen asntibody-based serology tests may be insufficient in the diagnosis of occult HBV, determination of HBV DNA level in special groups such as hemodialysis patients is important in terms of early recognition of occult HBV and preventing important complications such as cirrhosis and hepatocellular cancer. The absence of a previous study on occult hepatitis B and fibrometer in the literature has increased the importance of this study. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
48. NON HODGKIN LENFOMA TANILI HASTADA GELİŞEN VENTRİKÜLER TAŞİKARDİ ATAĞININ NADİR BİR NEDENİ: MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ.
- Author
-
Kadiroğlu, Ali Kemal, Geneş, Dilek, Yıldırım, Yaşar, Aydın, Emre, Yılmaz Aydın, Fatma, Yıldırım, M. Serdar, Demir, Nizam, Düzköprü, Yakup, Bodakçı, Erdal, and Akbay, Ahmet
- Subjects
HEAD - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Medical & Surgical Intensive Care Medicine / Dahili ve Cerrahi Yoğun Bakım Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
49. HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM TANILI OLGULARIMIZ VE KLİNİK SONUÇLARIMIZ.
- Author
-
Kadiroğlu1, Ali Kemal, Yıldırım, Yaşar, Yılmaz, Zülfükar, Yıldırım, M. Serdar, Demir, Nizam, Ekmen, Önder, Aydın, Emre, Aydın, Fatma, Bacaksız, Ferhat, and Düzköprü, Yakup
- Subjects
HEAD - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Medical & Surgical Intensive Care Medicine / Dahili ve Cerrahi Yoğun Bakım Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
50. Açık yabancı dil bilgisi ve bu bilginin İngilizce Öğretmenliği Programı birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerin yabancı dilde okuma ve yazma becerilerine yansımasının incelenmesi
- Author
-
Durmuşoğlu Köse, Gül, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, and Aydın, Fatma
- Subjects
Açık Yabancı Dil Bilgisi ,İngilizceyi Yabancı Dil Olarak Öğrenen Öğrenciler ,Üstdil Bilgisi ,Çözümlenmiş Bilgi - Abstract
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de bir devlet üniversitesinde İngilizce Öğretmenliği bölümünde okuyan birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerin, açık yabancı dil bilgisini oluşturan çözümlenmiş bilgi ve üstdil bilgi düzeylerini ölçmek; birinci ve dördüncü sınıf öğrencileri sahip oldukları yabancı dil açık bilgi düzeyi açısından karşılaştırmak ve bu bilgi düzeyi ile İngilizce okuduğunu anlama ve yazma becerileri arasında bir ilişki olup olmadığını, varsa bu ilişkinin ne düzeyde olduğunu ortaya koymaktır. Bu çalışmaya, 120 birinci sınıf ve 113 dördüncü sınıf öğrencisi olmak üzere, toplam 233 İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencisi katılmıştır.
- Published
- 2021
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.