42 results on '"Şener, Göksel"'
Search Results
2. Sıçanlarda Radyasyona Bağlı Kardiyopulmoner Sistem Hasarında Myrtus Communisin Koruyucu Etkisi:TROD-GROG-003 Çalışması.
- Author
-
Aytekin, Aynur, İşçi, Oğuzhan, Yay, Nagehan Özyılmaz, Karaoğlu, Sümeyye Yılmaz, Ertaş, Buşra, Şen, Ali, Ceylan, Cemile, Akbay, Tuğba Tunalı, Ercan, Feriha, Şener, Göksel, and Atasoy, Beste
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Oncology / Türk Onkoloji Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
3. Sıçanlarda Radyasyona Bağlı Santral Sinir Sistemi Hasarında Myrtus Communisin Koruyucu Etkisi: TROD-GROG-005 Çalışması.
- Author
-
Aslan, Dicle, Alan, Burcu, Yay, Nagehan Özyılmaz, Karaoğlu, Sümeyye Yılmaz, Ertaş, Büşra, Şen, Ali, Ceylan, Cemile, Akbay, Tuğba Tunalı, Ercan, Feriha, Şener, Göksel, and Atasoy, Beste
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Oncology / Türk Onkoloji Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
4. Sıçanlarda Radyasyona Bağlı Gastrointestinal Sistem Hasarında Myrtus Communisin Koruyucu Etkisi: TROD-GROG-002 Çalışması.
- Author
-
Kılıç, Melisa Bağcı, Varan, Melike Pekyürek, Atasoy, Özüm, Yay, Nagehan Özyılmaz, Pazarbaşı, Seren Ede, Ertaş, Büşra, Şen, Ali, Ceylan, Cemile, Akbay, Tuğba Tunalı, Ercan, Feriha, Şener, Göksel, and Atasoy, Beste
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Oncology / Türk Onkoloji Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
5. Riboflavin Treatment Reduces Apoptosis and Oxidative DNA Damage in a Rat Spinal Cord Injury Model
- Author
-
SAKARCAN, Sinem, ERŞAHİN, Mehmet, EMİNOĞLU, Mehmet Emin, ÇEVİK, Özge, AK, Esin, ERCAN, Feriha, ŞENER, Göksel, and Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
- Subjects
Omurilik hasarı,riboflavin,oksidan hasar ,Health Care Sciences and Services ,Spinal cord injury,riboflavin,oxidative damage ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,Genel ve Dahili Tıp - Abstract
Amaç: Omurilik hasarı inflamatuar yanıta ve oksidatif strese yol açarak çeşitli organ sistemlerinde zararlı etkiler oluşturur. Riboflavin insan ve hayvanda sağlığın sürdürülmesinde önemli role sahip olan ve kolayca absorbe edilen mikrobesindir. Bu çalışma omurilik yaralanmasına bağlı omurilik ve böbrek dokusunda riboflavinin koruyucu etkilerini araştırmak üzere planlandı.Yöntemler: Omurilik hasarı oluşturmak için anestezi altındaki sıçanlara T10 seviyesinde 100 g/cm şiddetinde ağırlık düşürme metodu uygulandı. Hasarlı hayvanlara riboflavin 25 mg/kg dozunda ya da taşıyıcı çözelti tedavisi hasardan 15 dakika sonra verildi ve 7 gün süreyle devam edildi. Hasardan sonra 7.günde nörolojik testin arkasından hayvanlar dekapite edilerek spinal ve böbrek dokuları alındı. Dokularda histolojik tayinler yapıldı ve malondialdehit (MDA), glutatyon (GSH), 8-hidroksi-2-deoksiguanozin (8-OHdG) düzeyleri ile myeloperoksidaz (MPO), süperoksid dismutaz (SOD) ve katalaz aktiviteleri tayin edildi.Bulgular: Omurilik hasarı dokularda GSH düzeylerinde ve SOD aktivitesinde azalamaya, MDA düzeyinde ve MPO ve kaspaz aktivitelerinde artışa neden oldu. Riboflavin tedavisi bu parametreleri geri çevirdi ve histolojik bulgularda düzelme gösterdi.Sonuç: Çalışmamızda Omurilik hasarı, dokuya nötrofil göçüne ve oksidan strese yol açarken, antiapoptotik ve nöroprotektif özellikleri ile riboflavin lipid peroksidasyonunu ve nötrofillerin dokuya infiltrasyonunu inhibe etti. Ayrıca, çalışmamız riboflavinin antiapoptotik ve antioksidan etkisinin sadece omurilikte değil omurilik hasarında ikincil olarak ortaya çıkan böbrek hasarında da önemli faydaları olduğunu gösterdi., Objective: Spinal cord injury (SCI) leads to an inflammatory response and results in oxidative stress, which has deleterious effects on several organ systems. Riboflavin is an easily absorbed micronutrient that plays an important role in maintaining health in humans and animals. The present study was designed to investigate the putative protective effect of riboflavin against SCI-induced spinal cord and kidney damage.Methods: In order to induce SCI, the standard weight-drop method was used to induce a moderately severe injury (100 g/cm force) at the T10 vertebral level. Injured animals were given either 25 mg/kg riboflavin or carboxymethyl cellulose 15 min after injury, and this regimen was repeated twice daily for 7 days. On the 7th post-injury day, a neurological examination was performed and rats were sacrificed. Spinal cord and kidney samples were harvested and prepared for a histological examination. Tissue levels of malondialdehyde (MDA), glutathione (GSH), and 8-hydroxy-2′-deoxyguanosine (8-OHdG) and activities of myeloperoxidase (MPO), superoxide dismutase (SOD), and caspase-3 were determined.Results: SCI caused a significant decrease in tissue GSH levels and SOD activities, which were accompanied by significant increases in MDA and 8-OHdG levels and MPO and caspase-3 activities. However, riboflavin treatment reversed these parameters and improved histological findings.Conclusion: SCI caused tissue injury through oxidative stress and neutrophil infiltration into tissues. Riboflavin inhibited tissue injury through its neuroprotective and antiapoptotic effects. Moreover, our study demonstrated that riboflavin not only exerts antioxidant and antiapoptotic effects on the spinal cord but also has a significant impact on preventing kidney damage secondary to SCI.
- Published
- 2017
6. 2-MERCAPTOETAN SÜLFONAT (MESNA)’IN, PROTAMİN SÜLFATIN TETİKLEDİĞİ MESANE HASARI ÜZERİNDEKİ KORUYUCU ETKİLERİ
- Author
-
SAĞLAM, Beyhan, CİKLER, Esra, ZEYBEK, Ali, ÇETİNEL, Şule, ERCAN, Feriha, and ŞENER, Göksel
- Subjects
MESNA,Protamin sülfat,Mesane - Abstract
Amaç: Bu morfolojik ve biyokimyasal çalışmanın amacı 2-mercaptoetan sulfonat (MESNA)’ın protamin sülfat (PS)’ ın tetiklediği mesane hasarı üzerindeki koruyucu etkilerinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Wistar albino dişi sıçanlar kateterize edilerek mesane içine fosfat tamponu (kontrol grubu) ya da fosfat tamponu içinde çözünmüş PS (PS grubu) infüze edildi. PS + MESNA grubundaki sıçanlara PS verilmesinden sonra, 3 gün boyunca, 50 mg/kg MESNA i.p. olarak enjekte edildi. Mesane morfolojleri ışık ve taramalı elektron mikroskopi düzeylerinde incelendi; ayrıca dokudaki malondialdehit ve glutatyon düzeylerine de bakıldı. Bulgular: PS grubunda ülserli alanlar, düzensiz mukus tabakası, inflamatuvar hücre infiltrasyonu ve mast hücre sayısında artış gözlendi. PS + MESNA grubunda PS grubuna oranla, normal ürotel görüntüsü ve glikozaminoglikan tabakası ile inflamatuvar hücrelerin ve mukozal mast hücrelerinin sayısında azalma izlendi. PS’ nin tetiklemesi ile oluşan hasarda önemli rol oynayabilecek olan serbest radikallerin ortaya çıkması sonucunda malondialdehit düzeyi artmış glutatyon düzeyi ise düşmüş bulundu. PS + MESNA grubunda morfolojik bulgularla uyumlu olarak, malondialdehit düzeyi önemli derecede düşmüş, glutatyon düzeyi ise artmıştır. Sonuç: Bu bulgular, mesane mukozasında PS’ ın tetiklediği morfolojik hasar ve biyokimyasal değişikliklerin MESNA tedavisi ile önemli düzeyde önlenebileceğini göstermektedir.
- Published
- 2015
7. SULU SARIMSAK ÖZÜTÜNÜN SUDAN KAÇINMA STRESİNİN TETİKLEDİĞİ DERİDEKİ MAST HÜCRE DEGRANÜLASYONUNA KARŞI KORUYUCU ETKİSİ
- Author
-
ÇİKLER, Esra, SAĞLAM, Beyhan, ZEYBEK, Ali, ERCAN, Feriha, ÇETİNEL, Şule, and ŞENER, Göksel
- Subjects
Deri,Mast hücresi,Sudan kaçınma stresi,Sulu sarımsak özütü - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı sulu sarımsak özütü (=aqueaous garlic extract, AGE)’ nün, sudan kaçınma stresi (SKS)’ nin tetiklediği derideki mast hücre degranülasyonu üzerindeki etkilerinin araştırılmasıdır.Gereç ve Yöntem: Wistar albino sıçanlar, kronik sudan kaçınma stresi (SKS grubu)’ ne maruz bırakıldı. Hayvanlar SKS’ne maruz bırakıldıktan sonra 250mg/kg AGE i.p. olarak enjekte edildi (SKS + AGE grubu). Dermal mast hücreleri toluidin mavisi ile boyanarak ışık mikroskopi düzeyinde incelendi.Sonuçlar: SKS grubunda hem granüllü hem de degranüle olmuş mast hücrelerinin sayısı kontrol grubundakilere oranla artmıştır. SKS + AGE grubundaki granüllü ve degranüle olmuş olgun mast hücrelerinin sayısı SKS grubundakilere oranla azalmıştır.Tartışma: Kronik AGE tedavisi SKS’nin tetiklediği dermisteki mast hücre artışını ve yoğunluğunu azaltmıştır ve stresin tetiklediği deri rahatsızlıklarında tedavi edici ajan olarak kullanımı çalışmalara açık görülmektedir.Anahtar Kelimeler: Deri, Mast hücresi, Sudan kaçınma stresi, Sulu sarımsak özütü
- Published
- 2015
8. SEREBRAL İSKEMİ/REPERFÜZYONA BAĞLI OKSİDAN BEYİN HASARINA KARŞI MELATONİN VE AMLODİPİNİN KORUYUCU ETKİLERİ
- Author
-
TOKLU, Hale, DENİZ, Mustafa, YÜKSEL, Meral, KEYER-UYSAL, Meral, and ŞENER, Göksel
- Subjects
melatonin,amlodipin,beyin,iskemi / reperfüzyon,lipid peroksidasyonu - Abstract
Amaç: Bu çalışmada melatonin ve amlodipinin iskemi/reperfüzyon (İ/R) ile oluşan beyin hasarına karşı olası koruyucu etkileri araştırıldı. Yöntem: Wistar Albino sıçanlar 15 dakika bilateral carotid arter oklüzyonunu takiben 24 saat süreyle reperfüzyona bırakıldı. Melatonin ve amlodipin 10mg/kg ip veya 50µg/sıçan icv dozlarında reperfüzyondan hemen önce uygulandı. Nörolojik tayin sonrası hayvanlar dekapite edildi. Beyin dokularında malondialdehit (MDA) ve glutatyon (GSH) düzeyleri ile myeloperoxidaz (MPO) ve Na+-K+-ATPaz aktiviteleri tayin edildi. Dokuda serbest radikal oluşumu luminol ve lusigenin kemiluminesans (KL) yöntemi ile ölçüldü. Beyin ödemi yaş/kuru ağırlık üzerinden, kan beyin bariyer (KBB) geçirgenliği de Evans Mavisi (EM) extravazasyonu ile değerlendirilidi. Bulgular: Çözücü uygulanan grup ile karşılaştırıldığında nörolojik bozuklukların melatonin ve amlodipin gruplarında düzeldiği belirlendi. İskemi/reperfüzyon beyinde GSH ve Na+-K+-ATPaz aktivitesinde azalma ve bununla birlikte MDA, MPO ve KL düzeylerinde artışa neden oldu. Buna karşılık melatonin ve amlodipin tedavileri tüm incelenen biyokimyasal parametrelerdeki değişimi ve İ/R nin neden olduğu beyin ödemini geri çevirdi. Sonuç: Bu bulgulara göre gerek melatonin ve gerekse amlodipin muhtemelen antioksidan özellikleri aracılığı ile global iskemiye bağlı olarak meydana gelen nörokimyasal ve davranışsal değişikleri module edebileceği düşünülmektedir.Anahtar Kelimeler: melatonin, amlodipin, beyin, iskemi / reperfüzyon, lipid peroksidasyonu
- Published
- 2015
9. Deneysel renovasküler hipertansiyonda melatoninin böbrek, kalp ve beyin doku faktörü aktiviteleri üzerine etkileri
- Author
-
Alturfan, Ebru, Yarat, Ayşen, and Şener, Göksel
- Subjects
Renovasküler hipertansiyon,melatonin,doku faktörü,böbrek,kalp,beyin,sıçan - Abstract
Objective: The aim of the present study was to investigate the effect of melatonin on tissue factor activities (TFa) of kidney, heart and brain in an angiotensin II-dependent renovascular hypertension (RVH) in rats. Methods: RHV was induced in Wistar albino rats by placing renal artery clip (two-kidney, one-clip; 2K1C). Starting on the operation day (RHV-Mel-1) and 3 weeks after the operation (RHV-Mel-2), the rats received melatonin (10 mg/kg/day) while the control group received 1 mL/kg/day saline with 1% alcohol for the following 6 weeks. Indirect blood pressure (BP) measurement was made by the tail-cuff method. At the end of the 9th week, after BP recordings, kidney, heart and brain tissues were excised and stored at -200C until the analysis of TFa. TFa of tissues were determined according to Quick’s one stage method and results are expressed as seconds. Results: 2K1C caused increase in BP and TFa of the kidney significantly but did not change TFa of heart and brain compared with the control group. In RVH-Mel-1 group, TFa of kidney decreased compared with the RVH group. TFa of kidney increased in RVH-Mel-2 group compared with the control. On the other hand, the TFa of heart increased in both melatonin-treated RVH groups compared with the control group. Conclusion: Increased TFa of kidney in RVH group might promote renal artery stenosis and thrombosis development. On the other hand, increased TFa of heart in melatonin treated groups might provide additional hemostatic protections to this vital organ in order to prevent from excessive bleeding.Key words: Renovascular hypertension, melatonin, tissue factor, kidney, heart, brain, rat, Amaç: Çalışmamızın amacı anjiotensin II bağımlı renovasküler hipertansiyon (RHV) oluşturulmuş sıçanların böbrek, kalp ve beyin dokularının doku faktörü aktivitesi (TFa) üzerine melatoninin etkilerini incelemektir. Yöntem: RHV Wistar albino sıçanlarda renal arter klips (iki böbrek, bir klips, 2K1C) yerleştirerek oluşturulmuş, kontrol grubuna ise klips yerleştirilmemiştir. Operasyon gününde (RHV-Mel-1) veya operasyondan 3 hafta sonra başlayacak şekilde (RHV-Mel-2) sıçanlara 6 hafta boyunca melatonin (10 mg/kg/gün), kontrol grubuna ise 1 mL/kg/gün salin ile %1 alkol verilmiştir. İndirekt kan basıncı (BP) ölçümü “tail-cuff” metodu ile yapılmıştır. 9. haftanın sonunda BP ölçümleri yapılmıştır. Böbrek, kalp ve beyin dokuları çıkartılarak TFa ölçümlerine kadar -200C’de saklanmıştır. Dokuların TF aktiviteleri “Quick’s one stage” metoduna göre yapıldı ve sonuçlar saniye olarak verildi. Bulgular: Oluşturulan 2K1C modeli BP’de ve böbrek TFa’da kontrolle karşılaştırıldığında anlamlı artışa neden oldu; ancak, kalp ve beyin TFa’yı etkilemedi. RVH-Mel-1 grubunda, böbrek TFa değeri, RHV grubuyla karşılaştırıldığında azaldı. Böbrek TFa değerlerinin RVH-Mel-2 grubunda kontrol grubuna göre artmış olduğu bulundu. Ancak kalp TFa değerleri kontrol grubuyla karşılaştırıldığında melatonin ile tedavi edilen her iki RHV grubunda arttı. Sonuç: RHV grubunda artmış böbrek TFa renal arter stenozu ve tromboz gelişimine neden olabilir. Melatonin ile tedavi edilen gruplarda artmış kalp TFa değerleri ise bu hayati organı aşırı kanamadan koruyacak ilave bir hemostatik koruma sağlayabilir.Anahtar Kelimeler : Renovasküler hipertansiyon, melatonin, doku faktörü, böbrek, kalp, beyin, sıçan
- Published
- 2013
10. Sıçanlarda renovasküler hipertansiyonun ve diltiazem ile tedavisinin bazı doku ve kan parametrelerine etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Şener, Göksel, Şimşek, Şükran, Farmakoloji Anabilim Dalı, and Diğer
- Subjects
Diltiazem ,Blood ,Pharmacy and Pharmacology ,Hypertension ,TIP ,FARMAKOLOJİ ,Drug evaluation ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Rats - Abstract
61 VI. ÖZET Bu çalışmanın amacı renovasküler hipertansiyonun bazı doku ve kan parametrelerine ve iki haftalık diltiazem tedavisinin bu parametrelerde oluşabilecek değişikliklere etkilerini incelemektir. Bu amaçla Wistar Albino türü 72 adet sıçan, kontrol (n=8), sham (n=16) ve hipertansiyon (n=48) olmak üzere üç gruba ayrıldı. Klip işleminden sonra hipertansiyon gelişmeyen 10 adet sıçan deney dışı bırakıldı. Sham ve hipertansiyon grupları akut ve kronik alt gruplara ayrıldı. Akut periyod cerrahi işlemden üç hafta, kronik periyod ise on beş hafta sonrası olarak belirlendi. Sıçanlarda Goldblatt 1 B1K (bir böbrek, bir klip) yön temi ile hipertansiyon geliştirildi. Diğerlerine sham operasyonu uygulandı. Yüksek kan basıncı ve kalp hızının etkilerini araştırmak için aşağıdaki paramet reler incelendi. Vücut ağırlığı, kalp ağırlığı, serum kreatinin, hematokrit, serum lipid peroksidasyonu, serum ve aort kolesterol ve fosfolipidleri, beyin Na+, K+-ATPaz. Akut hipertansiyon ve akut sham gruplarına ait serum lipid peroksidasyonu, se rum ve aort lipidleri ve beyin Na+, K+-ATPaz değerleri arasında anlamlı farklılık bulunmadı. Kronik hipertansiyon ve kronik sham gruplarına ait vücut ağırlığı, serum kreatinin değerleri, serum ve aort lipidleri arasında da anlamlı farklılık bulunmadı. Akut ve kronik hipertansiyon gruplarında kan basıncı, kalp hızı ve hematokrit düzeyleri artmış bulundu. Serum kreatinin düzeyleri sadece akut hipertansiyon grubun da yüksek bulundu. Kronik hipertansiyon grubuna ait diğer sonuçlar ise, serum lipid peroksidasyonunda artış, beyin Na+, K+-ATPaz'ında düşüş ve ventriküler hipertrofi göstergesi olarak bilinen kalp ağırlığında artış şeklindeydi. Diltiazem uygulanan gruplarda beklenen antihipertansif etki görüldü. Diltiazem akut hipertansiyon grubunda kan basıncı, kalp hızı ve serum kreatinin düzeylerini düşü rürken kronik hipertansiyon grubunda kan basıncı, kalp hızı serum lipid peroksidasyonunda düşüşe ve beyin Na+, FC-ATPaz'ında artışa yol açtı. Diltiazemin ventriküler hipertrofiyi düzeltmedeki yetersizliği olasılıkla tedavi süresinin kısa olmasına bağlıdır.62 Bu çalışmada ilginç olan bir bulgu da diltiazem uygulanan kronik hipertansiyon grubunda beyin Na+, K+-ATPaz'ındaki artıştır. Diltiazemin santral etkilerine ilişkin bilgi oldukça azdır. Diltiazem kan-beyin engelini kolay aşamamasına rağmen bu ilacın beyin deki düşük konsantrasyonlarının bazı psikiyatrik bozukluklarda tedavi edici etkileri olduğu bilinmektedir. Bu bulgular ışığında sonuçlarımız diltiazemin antihipertansif etkilerini oluştur mada periferik mekanizmalar yanında, beyin Na+, K+-ATPaz'ına etkisi nedeniyle santral mekanizmalarında rolü olduğunu düşündürmektedir. 63 VII. SUMMARY The purpose of this study was to investigate the effects of renovascular hypertension on some tissue and blood parameters and also the effects of two weeks of diltiazem treatment on any such changes. For this purpose 72 Wistar Albino rats were used. The rats were divided into control (n=8), sham (n=16) and hypertension (n=48) groups. Ten of the rats were excluded from the study because they remained normotensive after clip operations. The sham and hypertension groups were divided into acute and chronic subgroups. The acute and chronic periods were defined as the first three weeks and fifteen weeks after the surgical procedure respectively. The rats were rendered hypertensive using the Goldblatt 1K1C (one kidney, one clip) model, others underwent a sham operation. In order to investigate the effects of increased blood pressure and heart rate, the following were determined; body weight, heart weight, serum creatinine, hematocrit, serum lipid peroxidation, serum and aortic cholesterol and phospolipids and brain Na+, K+-ATPase. Between the acute sham and acute hypertension groups, there were no significant differences in body weight, heart weight, serum lipid peroxidation, serum and aortic lipids and brain Na+, K+-ATPase. Also between the chronic sham and chronic hypertension groups there were no significant differences in body weight, serum creatinine, serum and aortic lipids. For the following all differences were significant: In the acute and chronic hypertension groups blood pressure, heart rate, and hematocrit increased. Serum creatinine levels increased only in the acute hypertension group. Other results from the chronic hypertension group were; an increase in serum lipid peroxidation, a decrease in brain Na+, K+-ATPase and an increase in heart weight which indicating development of ventricular hypertrophy.64 In the diltiazem treated groups, following treatment, the diltiazem had as expected, an antihypertensive effect on the hypertensive rats. Diltiazem decreased blood pressure, heart rate and, serum creatinine levels in the acute hypertension group, and decreased blood pressure, heart rate, serum lipid peroxidation and increased brain Na+, K+-ATPase levels in the chronic hypertension group. There was no clear evidence however that diltiazem therapeutically improved ventricular hypertrophy but this may have been due to insufficient duration of treatment. The most interesting finding of this study was the increase in brain Na+, K+- ATPase in the diltiazem treated chronic hypertension group. There is little information available on the central effects of diltiazem. Although diltiazem cannot cross the blood- brain barrier easily, even small amounts of this agent in the brain are known to have a therapeutic effect on some psychiatric disorders, In the light of these findings the results of this study suggest that the antihypertensive action of diltiazem as well as being peripheral may also be central in that it affects brain Na+, K+-ATPase. 86
- Published
- 1994
11. Sudan kaçınma stresi uygulanmış erkek sıçan mesanesinde oksitosin etkisi: Işık ve elektron mikroskobik inceleme.
- Author
-
Esin, A. K., PİŞİRİCİLER, Rabia, DÜLGER, Esra CİKLER, ŞEHİRLİ, Ahmet Özer, ŞENER, Göksel, TETİK, Şermin, and ÇETİNEL, Şule
- Abstract
Copyright of Marmara Pharmaceutical Journal is the property of Marmara University, Faculty of Pharmacy and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
12. Karanlığın hormonu: Melatonin.
- Author
-
şener, Göksel
- Subjects
- *
MELATONIN , *PHARMACOKINETICS , *ANTIOXIDANTS , *ANTINEOPLASTIC agents , *CIRCADIAN rhythms , *TREATMENT of eye diseases , *BLOOD disease treatment - Abstract
The hormone melatonin (5-methoxy-N-acetyltryptamine) is synthesized primarily in the pineal gland and retina, and in several peripheral tissues and organs. The endogenous rhythm of secretion is generated by the suprachiasmatic nuclei and entr ained by the light and dark cycle. It helps regulate other hormones and maintains the body's circadian rhythm. Melatonin is ubiquitously distributed and because of its small size and amphiphilic nature it is able to reach easily all cellular and subcellular compartments. It is a natural occurring compound with well-known antioxidant properties and has been proven as a powerful cytostatic drug in vitro as well as in vivo. The efficacy of melatonin has been assessed as a treatment of ocular diseases, blood diseases, gastrointestinal tract diseases, cardiovascular diseases, diabetes, rheumatoid arthritis, fibromyalgia, chronic fatigue syndrome, infectious diseases, neurological diseases, sleep disturbances, aging and depression. This review summarizes the pharmacokinetic properties and physiologic and pharmacological effects of melatonin [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2010
13. Deney hayvanlarında lityum tuzlarının kalsiyum antagonistleri ile birlikte ve tek başlarına uygulanmalarının bazı davranış ve biyokimyasal parametrelere etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Şener, Göksel, Şimşek, Şükran, Farmakoloji Anabilim Dalı, and Diğer
- Subjects
Calcium channel blockers ,Pharmacy and Pharmacology ,TIP ,FARMAKOLOJİ ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Lithium - Abstract
35 - ÖZET Çalışmamızda lityum ve diltiazemin tek başına ve bir likte kullanımlarının deney hayvanlarında bazı davranış para metrelerine ve serum iyon düzeylerine etkileri araştırıldı. Bu amaçla 36 adet Wistar Albino türü sıçan kullanıldı. Sıçanlar 9'ar adetlik dört gruba ayrıldı. Kontrol grubuna intraperitonâl (i.p.) serum fizyolojik in jeksiyonları yapıl dı. Diğer üç grup lityum klorür (L), diltiazem hidroklorür (D) ve lityum klorür + diltiazem hidroklorür (L+D) olarak belir lendi. Lityum uygulanan gruplara lityum klorür (MERCK) 2 mmol/kg dozunda i.p. olarak, diltiazem uygulanan gruplara ise 1,3 mg/kg dozunda diltiazem hidroklorür (Mustafa Nevzat İlaç Sanayi) subkutan (s.c.) olarak uygulandı. Tüm in jeksiyonlar 14 gün süresince her gün aynı saatte yinelendi. 14. günde tüm gruplara ekspolorasyon ve mental depres yon testleri uygulandıktan sonra eter anestezisi altında kalpten kan örnekleri alındı. Ayrılan serumlarda sodyum, po tasyum, lityum ve kalsiyum iyon tayinleri yapıldı. Bulgularımızı değerlendirdiğimizde; 1- L grubu serum kalsiyum değerlerinin kontrol grubuna göre az anlamlı bir artış gösterdiğini (p
- Published
- 1989
14. Investigation of the Efficacy of Dodder (Cuscuta sp.) Plant Against Liver Fibrosis and Brain Damage Caused by Bile Duct Ligation Method
- Author
-
Albayrak, Ömercan, Şener, Göksel, Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
cuscuta sp ,Fibroz ,beyin hasarı ,küsküt Fibrosis ,brain damage ,karaciğer ,liver - Abstract
Amaç: Bu çalışmada küsküt otundan elde edilen ekstrenin safra kanalı bağlama (SKB) yöntemi ile sıçanlarda oluşturulan karaciğer hasarına ve ona bağlı gelişen ensefalopatiye karşı olası bağlı koruyucu etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Spraque Dawley sıçanlar Kontrol, Küsküt (Küs), SKB ve SKB+Küs olarak 4 gruba ayrılmıştır. Safra bağlama işlemi safra kanalının çift ligasyonu ile yapılmıştır. 28 gün boyunca serum fizyolojik (SF) ya da 250 mg/kg küsküt otu ekstresi oral gavaj ile verilmiştir. 28. günün sonunda yeni obje tanıma ve Morris su labirent testleri ile bilişsel değerlendirmeler yapılmıştır. Deney sonunda grupların yarısında kan beyin bariyeri ölçümü yapılırken diğer yarısı dekapite edilerek serum ve doku örnekleri alınmıştır. Kan örneklerinde AST (aspartat aminotransferaz), ALT (alanin transaminaz), DB (direkt bilirubin) ve TB (total bilirubin), karaciğer ve beyin dokularında ise TGF-beta, 8-OHdG, Na+/K+-ATPaz, hidroksiprolin tayinleri ve histolojik incelemeler yapılmıştır. Bulgular: Safra kanalı bağlı hayvanlarda bilişsel performansın düşük olduğu ve kan-beyin-bariyeri (KBB) geçirgenliğinin arttığı bulunmuştur. Kolestaz gelişen sıçanların serum ALT, AST, TB ve DB düzeyleri ile dokularda TGF-beta, 8-OHdG ve hidroksiprolin düzeyleri yüksek Na+/K+-ATPaz düzeyleri düşük bulunmuştur. Küsküt tedavisi bilişsel performansı, KBB geçirgenliği ve biyokimyasal parametreler anlamlı derecede (p
- Published
- 2022
15. Metotreksat ile oluşan böbrek hasarına karşı Momordica Charantia’nın (Kudret Narı) koruyucu etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Çetin, Melisa, Şener, Göksel, Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Methotrexate ,Oksidatif hasar Kidney ,Momordica Charantia ,Oxidative damage ,Böbrek ,Metotreksat - Abstract
Metotreksat ile Oluşan Böbrek Hasarına Karşı Momordi̇ca Charanti̇a’nın (Kudret Narı) Koruyucu Etki̇leri̇ni̇n İncelenmesi̇Öğrencinin Adı: Melisa ÇETİNDanışmanı: Prof. Dr. Göksel ŞENERAnabilim Dalı: FarmakolojiAmaç: Sitotoksik kemoterapötik ajan olan metotreksat (MT) birçok hastalığın tedavisinde kullanılır. Metotreksatın vücutta oluşturduğu toksisite, yaşam kalitesini düşürmekte ve kullanımında sınırlamalara sebep olmaktadır. İlacın oluşturduğu böbrek hasarı, eliminasyonunu geciktirdiğinde nefrotoksisite gibi birçok toksisiteye yol açmaktadır.Momordica Charantia (MC) antioksidan özelliği ile bilinen meyveli bir bitkidir ve geleneksel tıpta sıklıkla tedavi edici özelliklerinden yararlanılmıştır. Bu çalışma Momordica Charantia’nın, metotreksat kaynaklı oksidatif böbrek hasarı üzerindeki koruyucu etkisinin belirlenmesini amaçlamaktadır.Gereç ve Yöntem: 24 adet Spraque Dawley türü sıçan Kontrol+Tuzlu Su (K), Metotreksat (MT)+TS ve MT+MC olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Böbrek hasarını indüklemek için intraperitonal olarak 20 mg/kg metotreksat (MT) uygulandı. 5 gün boyunca her gün MT+MC grubuna 50 mg/kg dozunda oral yolla Momordica Charantia ekstresi verildi. 5. günün sonunda dekapite edilen deneklerden böbrek doku örnekleri alındı. Oksidatif hasar belirteçleri olan Glutatyon (GSH), malondialdehit (MDA), miyeloperoksidaz (MPO), 8-hidroksi-2'-deoksiguanozin (8-OHdG) ve kaspase-3 aktivitesi miktarları değerlendirildi. İstatistiksel analiz, GraphPad Prism 5.0 kullanılarak yapıldı.Bulgular: Metotreksat uygulanan grup ile kontrol grubu karşılaştırıldığında MDA, MPO, 8-OHdG seviyelerinde anlamlı olarak artış gözlemlenirken GSH seviyesinde düşüş gözlemlendi. Kudret narı ekstresi ile tedavi edilen MT grubunda MDA, MPO, 8-OHdG seviyeleri MT grubuna göre anlamlı olarak azalırken GSH seviyesi arttı.Sonuçlar: İleride yapılacak çalışmalarla birlikte ilaca bağlı oksidatif hasarın sebep olduğu böbrek hasarında Momordica Charantia bitkisinin koruyucu ajan olarak kullanımının tedaviye yenilikçi yaklaşım getireceği düşünmekteyiz. Objective: Methotrexate (MT) is an antineoplastic agent used in the treatment of cancer. The severe side effects of this drug limit metotreksat’s effectiveness. Momordica Charantia (MC) is fruity plant known for its therapeutic properties. This study focus to determine the potential protective effects of the bitter melon extract against methotrexate-induced oxidative kidney damage.Method: 24 Spraque Dawley rats were divided into 3 groups: Control (C), MT, and MT+MC. Methotrexate was administered 20 mg/kg intraperitoneally as single dose. In the MT+MC group, 50 mg/kg dose of MC was administered for 5 days orally. After the 5th day, the subjects were decapitated and kidney tissue samples were taken to analyze glutathione (GSH), malondialdehyde (MDA), myeloperoxidase (MPO), 8-hydroxy-2’-deoxyguanosine (8-OHdG) and caspase-3 activity. GraphPad Prism 5.0 was used for the statistical analysis.Results: When the MT group was compared with the control group, a meaningful increase was observed in MDA, MPO, 8-OHdG levels, while GSH levels decreased. MDA, MPO, 8-OHdG levels were significantly reduced in the MT group treated with Momordica Charantia extract compared to the MT group, while the GSH level increased.Conclusion: Our study supports that Momordica Charantia extract can be used to treat drug-induced oxidative kidney damage. With future studies, we believe using Momordica Charantia extract for drug-induced oxidative damage will bring an innovative method to treatment.
- Published
- 2022
16. Platanus orientalis (Çınar ağacı) bitkisinin üriner sistem taş hastalığı üzerine etkisi
- Author
-
Adakul, Betül Ayaz, Şener, Göksel, Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacology ,Farmakoloji - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı Platanus orientalis (PO) bitki ekstresinin üriner sistem taş hastalığında taş oluşumunu önlemek üzere koruyucu etkilerini ve üriner sistemde oluşmuş olan taşların böbrekteki hasarını azaltıcı etkileri olduğunu göstermektir.Gereç ve Yöntem: Üriner sistem taş hastalığı modeli Sprague-Dawley sıçanlara %0,75 etilen glikol ve %1 amonyum klorür içeren içme suyu 35 gün boyunca verilerek oluşturulmuştur. Sıçanlar kontrol, model, koruyucu tedavi ve tedavi grubu olmak üzere 4 gruba ayrılmıştır. Tedavi gruplarına 100 mg /kg dozunda PO ekstresi p.o. uygulanmıştır. Deney süresi sonunda 24 saatlik idrarları toplanan sıçanlar dekapite edilerek böbrek dokuları alınmıştır. İdrar numunelerinde taş oluşumu göstergeleri; böbrek dokularında taş oluşumunun böbrekte oluşturacağı etkilere yönelik parametreler incelenmiştir.Bulgular: Üriner sistemde taş oluşturulmuş grupta idrar numunelerinde kalsiyum ve sitrat seviyelerinde düşüş yanı sıra oksalat seviyelerinde artış; böbrek numunelerinde de miyeloperoksidaz, kaspaz-3, N-asetil-β-D glukozaminidaz aktiviteleri, malondialdehit, 8-hidroksi-2'-deoksiguanozin, tümör nekroz faktör-α,interlökin-1β seviyelerinde artışın yanı sıra süperoksitdismutaz aktivitesi ve glutatyon seviyelerinde düşüş gözlenerek modelin başarılı bir şekilde oluşturulmuş olduğu görülmüştür. Tedavi gruplarında ise tüm bu parametrelerin kontrol seviyelerine çekildiği gözlenmiştir. Sonuç: PO ekstresinin üriner sistem taş hastalığında güncel tedavi yaklaşımlarına ek olarak fayda sağlayabileceği düşünülmüştür. Aim: The aim of this study is to show the protective effects of Platanus orientalis (PO) plant extract to prevent stone formation in urinary system stone disease and to reduce the damage of stones formed in the urinary system in the kidney.Material and Methods: The urinary system stone disease model was designed by giving drinking water containing 0,75% ethylene glycol and 1% ammonium chloride to Saprague-Dawley rats for 35 days. Rats were divided into 4 groups as control, model, preventive ant treatment group. PO extract was administered to the treatment groups at dose 100 mg/ kg (p.o.). At the end of experiment the rats whose urine was collected 24 hours were decapitated and kidney tissues were obtained. Indicators of stone formation in urine samples and parameters for the effects of stone formation in kidney tissues on the kidney samples were examined.Results: In the group with stones in the urinary system it was observed that the model was successfully established by observing an increase in myeloperoxidase, caspase-3, N-acetyl-βd-glucoseaminidase activities, malondialdehyde, 8-hydroxi-2-deoxyguanosine, tumor necrosis factor-α, interleukin-1β, levels as well as a decrease in superoxide dismutase activity and glutathione levels in kidney samples and a decrease in calcium and citrate levels as well as an increase in oxalate levels in urine samples. In the treatment groups, it was observed that all these parameters were back to control levels.Conclusion: PO extract could provide benefits in addition to current treatment approaches in urinary system stone disease.
- Published
- 2022
17. Skopolamin ile oluşturulan hafıza bozukluklarına karşı Petroselinum crispum ekstresinin etkisinin incelenmesi
- Author
-
Usta, Gözde Karakadıoğlu, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacology ,Health ,Farmakoloji ,Sağlık - Abstract
Amaç: Skopolamin uygulamalarında, motor fonksiyon, kaygı, kısa süreli hafıza, dikkat gibi çeşitli bilişsel davranışlarda bozulmalar meydana gelmektedir. Bu çalışmada Petroselinum crispum (PC) ekstresinin sıçanlarda skopolamin kaynaklı hafıza bozuklukları üzerindeki tedavi edici özelliklerinin biyokimyasal yöntemler ile araştırılması amaçlandı.Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda her iki cinsten yetişkin Wistar albino türü toplam 32 sıçan kullanıldı. Rastgele seçilen sıçanlar kontrol grubu, skopolamin grubu, skopolamin + galantamin grubu ve skopolamin + PC grubu olarak dört gruba ayrılmıştır. Çalışma 14 gün sürdü. 14. gün sonunda hayvanların bilişsel performanslarını değerlendirmek amacıyla yeni obje tanıma testi ve Morris su tankı testi uygulamaları yapıldı. Bilişsel testlerin ardından hayvanlar dekapite edilerek hipokampus ve prefrontal korteks dokuları alındı. Bu dokularda asetilkolinesteraz (AChE), malondihaldehit (MDA), glutatyon (GSH) düzeyleri; Western blot yöntemiyle mACh reseptör M1, bcl-2/bax, kaspaz-9 ve kaspaz-3 ekspresyon düzeyleri ölçüldü.Bulgular: Davranış testi uygulamalarında skopolamin grubundaki hayvanların performanslarındaki düşüş PC uygulamasıyla beraber artış gösterdi. GSH, bcl-2/bax oranı, ve mACh M1 düzeylerinin PC uygulamasıyla korunduğu ve anlamlı artış gösterdiği bulundu. Skopolamin grubunda artan AChE aktivitesi, MDA düzeyi, kaspaz-3 ve kaspaz-9 ekspresyon düzeyi, PC uygulamasıyla anlamlı azalma gösterdi. Sonuç: Beyinde skopolaminin neden olduğu oksidatif hasara bağlı gelişen hafıza bozukluklarında Petroselinum crispum ekstresinin koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir.--------------------Objective: Scopolamine administration cause many cognitive impairments including cognitive behaviors such as motor function, anxiety, short-term memory, and attention. In this study, the aim to investigate that Petroselinum crispum (PC) extract against protective effects on scopolamine-induced memory impairment by using biochemical methods.Material and Method: In this study, a total of 32 Wistar albino rats of both sexes were used. Rats were randomly assigned to 4 group as follow control group scopolamine group, scopolamine + galantamine group and scopolamine + PC group. The study was performed in 14 days. To evaluate the cognitive performance of the rats, new object recognition test and Morris water maze test were performed at the end of 14 days. After cognition tests, the rats were decapitated and hippocampus and prefrontal cortex tissues were collected. Acetylcholinesterase (AChE) activity, malondialdehyde (MDA) and glutathione (GSH) levels were studied on the tissue samples. Additionally, M1 receptor expression, bcl-2/bax ratio, caspase-9 and caspase- 3 expressions were measured by Western blot method.Results: The results of the cognitive assessment showed that cognitive ability of SCOP group was decreased and administration of PC extract was increased. Scopolamine induced AChE activity, caspase-3 and caspase-9 expressions and MDA levels while M1 receptor expression, bcl-2/bax ratio and GSH levels significantly reduced. All treatment with PC extract reversed the effects of scopolamine treated group.Conclusion: The results propose that PC extract has protective effects against scopolamine induced oxidative stress and memory dysfunctions.
- Published
- 2021
18. Sıcanlarda oluşturulan deneysel alzheimer modelinde Beta vulgaris L. var. cicla yapraklarının tedavi edici etkisinin incelenmesi
- Author
-
Ertaş, Büşra, Şener, Göksel, Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacology ,Farmakoloji - Abstract
Amaç: Çalışmanın amacı antiinflamatuar ve antikolinesteraz etkinliği bilinen Beta vulgaris L. var. cicla (pazı) bitkisinin yapraklarının deneysel Alzheimer modelinde kognitif fonksiyonlar ve nöropatolojik parametreler üzerine olası tedavi edici etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: 2-3 aylık erkek Sprague-Dawley (250-300 gram) sıçanlar kontrol, intraserebroventriküler streptozotosin (STZ) grubu, Beta vulgaris L. var. cicla ekstresi (STZ + BV) ve rivastigmin (STZ + Riv) uygulanan tedavi grupları olmak üzere 4 gruba ayrılmıştır. Alzheimer modeli oluşturmak için tüm STZ gruplarına intraserebroventriküler yoldan STZ (3 mg/kg; bilateral) uygulaması yapılmıştır. Cerrahi uygulamadan sonra 3 gün hayvanlarda anksiyetinin olmaması adına beklenmiş ardından tedavi gruplarının 21 günlük tedavileri yapılmıştır. Deney sonunda hayvanların kognitif fonksiyonları yeni obje tanıma testi, pasif sakınma testi, Morris’in su tankı testi ile değerlendirilmiştir. Hayvanlar dekapite edildikten sonra alınan hipokampus ve serebral korteks dokularında biyokimyasal, histopatolojik ve immünohistokimyasal incelemeler yapılmıştır. Bulgular: Yapılan değerlendirmeler sonucunda Alzheimer modeli oluşturulan hayvanların öğrenme ve bellek fonksiyonlarının bozulmuş olduğu görülmüştür. Ek olarak bu grupta amiloid beta, tau, glikojen sentaz kinaz 3 beta, proinflamatuar sitokin düzeylerinde ve asetilkolinesteraz enzim aktivitesinde artış gözlemlenmiştir. İmmnohistokimyasal analizlere göre amiloid beta peptit ve tau peptid ekspresyonlarında artış olmuştur. Beta vulgaris L. var. cicla ekstresi tedavisi grubunda bilişsel performanslarda ve nöropatolojik parametrelerde iyileşme görülmüştür.Sonuçlar: Beta vulgaris L. var. cicla yapraklarının ekstresi deneysel Alzheimer modelinde kognitif ve nörokimyasal iyileşme sağlamıştır. Aim: The aim of the study is to investigate the possible therapeutic effect of the leaves of Beta vulgaris L. var. cicla (chard) plant, which has known anti-inflammatory and anticholinesterase activity, on cognitive functions and neuropathological parameters in an experimental Alzheimer's model.Material and Method: 2-3 months old male Sprague-Dawley (250-300 grams) rats were divided into 4 groups as control, intracerebroventricular streptozotocin (STZ) group, Beta vulgaris L. var. cicla extract (STZ + BV) and rivastigmine (STZ + Riv) treatment groups. To induced an Alzheimer's model, intracerebroventricular STZ (3 mg/kg; bilaterally) was administered to all STZ groups. After the surgical application, it was waited for 3 days for the animals to be free of anxiety, and then the treatment groups were treated for 21 days. At the end of the experiment, the cognitive functions of the animals were evaluated with the new object recognition test, passive avoidance test, and Morris water test. Biochemical, histopathological and immunohistochemical analyzes were performed on the hippocampus and cerebral cortex tissues taken after the animals were decapitated.Results: As a result of the evaluations, it was observed that the learning and memory functions of the animals for which Alzheimer's model was created were impaired. In addition, an increase was observed in amyloid beta, tau, glycogen synthase kinase 3 beta, proinflammatory cytokine levels and acetylcholinesterase enzyme activity in this group. According to immunohistochemical analysis, there was an increase in amyloid beta peptide and tau peptide expressions. Beta vulgaris L. var. cicla extract treatment group showed improvement in cognitive performances and neuropathological parameters.Coclusion: Extract of Beta vulgaris L. var. cicla leaves provided cognitive and neurochemical improvement in experimental Alzheimer model.
- Published
- 2021
19. Böbrek taş hastalığı modelinde urtica dioica bitkisinin koruyucu ve tedavi edici etkileri
- Author
-
Keleş, Rümeysa Macide, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacology ,Böbrek taşı ,Kidney diseases ,Farmakoloji ,Kidney calculi ,Böbrek hastalıkları - Abstract
Amaç: Bu çalışmada böbrek taşı hastalığı modelinde, Urtica dioica (UD) etanol ekstresinin taş oluşumunu önleyici ve olası tedavi edici etkilerinin araştırılması hedeflenmiştir.Gereç ve Yöntem: 40 adet erişkin Spraque Dawley sıçan kontrol, etilen glikol (EG), UD ile ön tedavi ve tedavi olmak üzere dört gruba ayrılmıştır (n=10). Taş hastalığı, 8 hafta süresince %0,75 EG’nin içme suyuna ilavesi ile oluşturulmuştur. Kontrol grubuna 8 hafta normal içme suyu verilmiş ve gastrik gavajla taşıyıcı uygulanmıştır. Koruyucu gruba, 8 hafta boyunca EG ile eş zamanlı UD (700 mg/kg) oral olarak uygulanmış, tedavi grubuna ise 8 hafta EG uygulanmış son 4 hafta UD (700 mg/kg) uygulaması yapılmıştır. 8 haftanın sonunda 24 saatte toplanan idrar örneklerinde kalsiyum, sitrat, oksalat ve fosfat düzeyleri bakılmış ve kanda kreatinin ve üre tayinleri yapılmıştır. Böbrek dokularında, glutatyon (GSH), malondialdehit (MDA), kaspaz-3, N-asetil-β- glukozaminidaz (NAG), 8-hidroksi-2′-deoksiguanozin (8-OHdG), tümör nekroz faktörü alfa (TNF-α) tayinleri ve histopatolojik değerlendirmeler yapılmıştır.Bulgular: EG grubunda idrarda kalsiyum ve sitrat seviyeleri kontrole göre anlamlı olarak azalırken oksalat seviyeleri yükselmiş; kanda ise kreatinin ve üre artmıştır. UD tedavisi bu parametreleri anlamlı olarak geri çevirmiştir. EG uygulaması sonucu MDA, 8-OHdG ve TNF-α seviyeleri ve kaspaz-3 ile NAG aktivitesi artarken, UD tedavi grubunda bu değerler azalmıştır. GSH seviyeleri EG grubunda azalmış, UD ön tedavi grubunda artmıştır. Histopatolojik incelemeler sonucu UD ile tedavi edilen gruplarda iyileşmeler olduğu gözlemlenmiştir.Sonuç: Sonuçlar, Urtica dioica’nın böbrek taşlarının hem önlenmesinde hem de tedavisinde etkili olduğunu ve bu etkinin altında yatan mekanizmanın, UD’nin antioksidan ve antiinflamatuvar etkisi olabileceğini düşündürmektedir.--------------------Aim: In this study, we aimed to evaluate the possible preventive and therapeutic effects of Urtica dioica (UD, single nettle) ethanol extract on the kidney stone disease. Materials and methods: Forty adult Sprague-Dawley rats were divided into four groups (n = 10): control, ethylene glycol (EG), UD preventive group, UD treatment group. Stone formation was induced by adding 0,75% EG to their drinking water. The control group was given normal drinking water for 8 weeks and was administered vehicle by gastric gavage. UD (700 mg/kg) was given orally for 8 weeks to the preventive group and for last 4 weeks to the treatment group, respectively. At the end of the 8 weeks, 24-hours urine was obtained, and calcium, citrate, oxalate and phosphate levels were measured. In blood samples creatinine and urea levels, in tissue samples glutathione (GSH), malondialdehyde (MDA), caspase-3, N-acetyl-β-glucosaminidase (NAG), 8-hydroxy-2-deoxyguanosine (8-OHdG), tumor necrosis factor, alpha (TNF-α) levels were measured. Histopathological analyses were also performed in tissue samples.Findings: In 24-hour urine samples, calcium and citrate levels were decreased and oxalate levels were increased in EG group. In addition, serum levels of creatinine and urea were increased in EG group. Tissue MDA, 8-OHdG and TNF-α levels, and caspase-3 and NAG activities were elevated in EG group while GSH level was decreased in EG group. On the other hand, UD treatment reversed these changes where histological examination also showed an improvement in UD treated groups. Conclusion: Our results suggest that UD is effective both in prevention and treatment for kidney stones. The mechanism underlying this effect may be the antioxidant and anti-inflammatory effects of UD.
- Published
- 2020
20. Myrtus communıs (mersin) bitkisinin üriner sistem taş hastalığı üzerine etkisinin incelenmesi
- Author
-
Gülertürk, Öznur, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Urinary calculi ,Ethylene glycols ,Urinary tract ,Myrtus communis L ,Pharmacy and Pharmacology ,Animal experimentation ,DNA damage ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Myrtle ,Acute kidney injury - Abstract
Amaç: Üriner sistem taş hastalığı (USTH), böbrek fonksiyon bozukluğuna ve kalıcı renal hasara yol açabilen önemli bir ürolojik hastalıktır. Bu çalışmada, Myrtus communis (MC) bitkisinin taş oluşumunu engelleyici ve taşa bağlı hasara karşı tedavi edici etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Üç aylık erkek, 250-300 g ağırlığında 32 adet Wistar albino sıçan randomize edilerek kontrol, etilen glikol (EG), MC koruyucu tedavili ve MC tedavili olmak üzere dört gruba (n=8) ayrılmıştır. Taş hastalığı modeli için sıçanlara %0,75 EG içeren içme suyu 8 hafta süre ile verilmiştir. Çalışma sonunda hayvanlar metabolik kafeslere alınarak idrarda kalsiyum, oksalat, sitrat ve kreatinin tayinleri için 24 saatlik idrar örnekleri toplanmıştır. Böbrek dokularında histolojik incelemeler ile osteopontin, N-asetil-β-glukozaminidaz (NAG), myeloperoksidaz (MPO), kaspaz-3 aktivitesi, oksidatif DNA hasarı (8-OHdG) tayinleri yapılmıştır. Bulgular: 24 saatlik idrar örneklerinde EG grubunda kalsiyum, sitrat ve kreatinin düzeyleri azalırken, oksalat düzeyleri artmış, tedavi gruplarında ise kontrol seviyelerine geri dönmüştür. Dokuda MPO, 8-OHdG, kaspaz-3 ve NAG aktivitesi anlamlı olarak artmış ve iki tedavi grubunda da bu değişiklikler geri çevrilmiştir. Histolojik bulgular da biyokimyasal bulguları desteklemiştir. Sonuç: Myrtus communis koruyucu veya tedavi edici ajan olarak kullanıldığında, muhtemelen antioksidan özellikleri ile kristal formasyon ve agregasyonu nedeniyle oluşan kristalüri ve böbrek hasarını önleyebilir. Böylece MC, oksidatif böbrek hücre hasarı ve böbrek taşı oluşumunu önlemede klinik bir uygulama alanına sahip olabilir.Anahtar Sözcükler: etilen glikol, böbrek hasarı, myrtus communis, oksidatif DNA hasarı, kristalüri. Aim: Urinary system stone disease (USSD) is an important urological disease that can lead to renal dysfunction and permanent renal damage. In this study, we evaluated the preventive and curative effects of Myrtus communis (MC) extract on USSD in rats.Materials and metods: Thirty-two Wistar albino rats of 3 months-old were randomized and divided into 4 groups (n=8); control (C), ethylene glycol (EG), EG+preventive MC, EG+curative MC extract groups. USSD was induced by adding 0.75% EG to drinking water of rats for 8 weeks. At the end of the experiment, 24-hour urine was collected to analyze calcium, citrate, and creatinine levels. In kidney tissues, histological analyses and osteopontin, N-acetyl-β-glucosaminidase (NAG), myeloperoxidase (MPO), caspase-3 activity, oxidative DNA damage (8-OHdG) levels were measured.Results: In 24-hour urine samples, calcium, citrate and creatinine levels were decreased in the EG group, while oxalate levels increased and in the treatment groups these parameters returned to control levels. MPO, 8-OHdG, caspase-3 and NAG activity were significantly increased in tissue and these changes were reversed in both treatment groups. Histological findings also supported biochemical findings.Conclusion: Myrtus communis can prevent crystalluria and kidney damage due to crystal formation and aggregation, when used as either a preventive or therapeutic agent probably through antioxidant properties. Thus, MC might have clinical implications in preventing oxidative renal cell injury and ultimately kidney stone formation.Key words: Ethylene glycol, kidney damage, myrtus communis, oxidative DNA damage, crystalluria. 62
- Published
- 2019
21. Yüksek yağlı diyetle oluşturulmuş obez sıçanlarda gelişen beyin hasarı üzerinde myrtus communis l. ekstraktının etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Yarımbaş, Gizem, Şener, Göksel, Özbeyli, Dilek, Farmakoloji Anabilim Dalı, and Farmakoloji (ECZ) Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacology ,Myrtus communis L ,Farmakoloji ,Brain ,Plants-medicinal ,Diet ,Rats ,Plant extract ,Pharmacy and Pharmacology ,Animal experimentation ,Obesity ,Brain diseases ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Dietary fats - Abstract
Amaç: Obezitenin bilinen etkilerinin yanında, yapılan son çalışmalar obez bireylerin kognitif bozukluklar gösterdiğini ve erken bunama riski taşıdıklarını göstermiştir. Yapılan çalışmalarda Myrtus communis (MC) ekstraktının antiinflamatuvar ve antioksidan özellikleri gösterilmiştir. Bu çalışmada, MC ekstraktının obezitenin neden olduğu oksidatif beyin hasarına karşı etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda Wistar albino yetişkin erkek sıçanlar standart diyet alan kontrol, yüksek yağlı diyet (YYD) alan ve YYD ile beslenerek son 4 hafta MC ekstraktı (100 mg/kg, oral) uygulanan YYD + MC olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Çalışma 16 hafta sürmüştür. Deney sonunda yeni obje tanıma testi uygulanan hayvanlar dekapite edilerek hipokampus dokuları ve kan örnekleri alınmıştır. Bu dokularda asetilkolinesteraz (AChE) ve Na-K ATPaz aktiviteleri ile malondialdehit (MDA), glutatyon (GSH) ve 8-hidroksi-2'deoksiguanozin (8-OHdG) ve kolesterol düzeyleri incelenmiştir.Bulgular: YYD grubundaki hayvanların yeni obje tanıma testi performanslarında düşüş meydana geldiği ve MC uygulamasının bu düşüşü önlediği, buna paralel olarak YYD grubunda artan AChE aktivitesinin MC tarafından baskılandığı, azalan NA-K ATPaz aktivitesinin MC tarafından korunduğu ve yükseldiği anlaşılmıştır. Oksidatif hasarı gösteren MDA ve 8-OHdG düzeyleri de YYD grubunda yüksek, MC uygulanan grupta ise azalmış olarak bulunmuştur.Sonuç: Bulgularımız obeziteye bağlı beyinde gelişebilecek oksidatif hasara ve onun yol açabileceği hafıza bozukluklarına karşı MC ektraktının olumlu etkileri olduğunu göstermiştir.Anahtar sözcükler: Myrtus communis, obezite, oksidatif stres, asetilkolinesteraz Objective: Besides known effects of obesity, recent studies suggests that obese individuals have cognitive impairment and the risk of early dementia. Antiinflammatory and antioxidant effects of Myrtus communis (MC) extract were shown with previous studies. In this study, we aimed to assess effects of MC extract on oxidative brain injury caused by obesity.Material and Method: Wistar albino rats were divided into three groups as control group that was fed with standard diet for 16 weeks, high-fat diet group that was fed with high-fat diet for 16 weeks and high-fat diet + MC group that was fed with high-fat diet for 16 weeks and administered with MC extract (100 mg/kg, oral) during last 4 weeks. At the end of the study, novel object recognition test was performed and hippocampus tissues and blood samples were collected after decapitation. Acetylcholinesterase (AChE) and Na-K ATPase activities, malondialdehyde (MDA), glutathione (GSH), 8-hydroxy-2'-deoxyguanosine (8-OHdG) and cholesterol levels were studied on the tissue samples.Results: The study findings showed that novel object recognition test performance of high-fat diet group was decreased, administration of MC extract prevented the decrease. In parallel, increased AChE activity in high-fat diet group was suppressed and decreased Na-K ATPase activity was protected and increased by administration of MC extract. MDA and 8-OHdG levels were observed increased in high-fat diet group and decreased in high-fat diet + MC group.Conclusion: The results showed that MC extract has positive effects on oxidative injury and cognitive impairment that may be caused by obesity.Key words: Myrtus communis, obesity, oxidative stress, acetylcholinesterase 53
- Published
- 2019
22. Renovasküler hipertansif sıçanlarda kognitif fonksiyonların değişim mekanizmaları ve myrtus communis ekstresinin olası etkisinin incelenmesi
- Author
-
Çevikelli Yakut, Zatiye Ayça, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacy and Pharmacology ,Angiotensin II ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Myrtle - Abstract
Amaç: Çalışmanın amacı, deneysel renovasküler hipertansiyon modelinde meydana gelen kognitif fonksiyonlardaki değişimler üzerinde antikolinesteraz, antioksidan, antiinflamatuvar aktiviteleri olduğu ileri sürülen Myrtus communis'in olumlu etkisini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Dişi ve erkek Wistar-Albino sıçanlar kontrol (K), renovasküler hipertansiyon (RVH) ve amlodipin (RVH+Aml), ramipril (RVH+Ram), nikorandil (RVH+Nik) ve Myrtus communis ekstresi uygulanan (RVH+MC) tedavi grupları olmak üzere 6 gruba ayrılmıştır. Tüm RVH gruplarına Goldblatt'ın 2 böbrek 1 klip yöntemi uygulanmıştır. Deney sonunda hayvanların kognitif fonksiyonları yeni obje tanıma testi ve Morris'in su tankı testi ile değerlendirilmiştir. Her gruptan 6 hayvanın kan beyin bariyer bütünlüğü incelenmiş, diğerleri dekapite edilerek biyokimyasal incelemeler için kan ve hipokampüs doku örnekleri alınmıştır. Serumda sitokinler (IL-1 β, IL-6, TNF-α), hipokampüs dokusunda matriks metalloproteinaz (MMP)13, sodyum potasyum adenozin trifosfataz, farklılaşma kümesi (CD)36, amiloid beta (Aβ), neprilisin düzeyleri ve asetilkolinesteraz aktivitesi incelenmiştir.Bulgular: RVH modeli oluşturulan hayvanlar sistolik kan basıncı düzeylerinde, kan beyin bariyeri permeabilitelerinde, hipokampüs dokularında MMP13, CD36, Aβ, neprilisin düzeylerinde ve asetilkolinesteraz aktivitelerinde, serum IL-1β, IL-6, TNF-α düzeylerinde artış, hipokampüste sodyum potasyum adenozin trifosfataz düzeylerinde azalma, davranış testlerindeki performanslarında ise düşüş göstermiştir. Myrtus communis ekstresi uygulanan grupta biyokimyasal parametreler geri dönerken, davranış testlerindeki performanslarında iyileşme bulunmuştur. Sonuçlar: Myrtus communis ekstresi renovasküler hipertansiyonda kognitif ve nöronal fonksiyonlarda iyileşme sağlamıştır. Anahtar Sözcükler: Renovasküler hipertansiyon, Kognitif bozukluk, Anjiyotensin 2, Mersin bitkisi Aim: The aim of study is to investigate the positive effects of Myrtus communis, which is suggested to have anticholinesterase, antioxidant and antiinflammatory activities on changes in cognitive functions in experimental renovascular hypertension model. Material and Method: Female-male Wistar-Albino rats were divided into 6 groups as control (C), renovascular hypertension (RVH) and treatments with amlodipin (RVH+Aml), ramipril (RVH+Ram), nicorandil (RVH+Nik) and Myrtus communis extract (RVH+MC). RVH was induced using Goldblatt's 2-kidney 1-clip method. At the end of experiment, cognitive functions of animals were evaluated with new object recognition and Morris water maze tests. The blood brain barrier (BBB) integrity of 6 animals from each group was examined and remaining animals were decapitated to obtain blood and hippocampus tissue samples for biochemical analysis. Cytokines (IL-1 β, IL-6, TNF-α) were measured in the serum while in the hippocampal tissues matrix metalloproteinase (MMP)13, sodium potasium adenosine triphosphatase, cluster differentiation (CD36), amyloid beta (Aβ), neprilisin levels, acetylcholinesterase activity were investigated.Results: RVH animals demonstrated increase in systolic blood pressure, BBB permeability, hippocampus MMP13, CD36, Aβ, neprilysin levels, acetylcholinesterase activities and serum IL-1β, IL-6, TNF-α levels; on the other hand sodium potasium adenosine triphosphatase levels and performances of behavior tests were found to be decreased. In Myrtus communis treatment group, all the biochemical parameters were back to control levels in a parallel with improvement in behavior test performances. Conclusion: Myrtus communis extract improved cognitive and neuronal functions in renovascular hypertension.Key Words: Renovascular hypertension, cognitive impairment, angiotensin 2, myrtle. 226
- Published
- 2019
23. Deneysel üriner sistem taş hastalığı modelinde Cotinus Coggygria’nın koruyucu ve tedavi edici etkileri
- Author
-
Gümrü, Salih, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacology ,Farmakoloji - Abstract
Amaç: Çalışmamızda üriner sistem taş hastalığında Cotinus coggygria (CC, duman ağacı) bitki ektresinin potansiyel tedavi edici etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: 250-300 gr ağırlığında 32 erkek Wistar albino sıçan kontrol (K), etilen glikol (EG), CC ön tedavi ve CC tedavi şeklinde 4 gruba (n=8) ayrılmıştır. Böbrek taşı oluşturulacak grupların içme suyuna 8 hafta %0,75 EG ilave edilmiştir. Ön tedavili gruba EG uygulaması ile eş zamanlı şekilde 8 hafta CC uygulanmıştır. Tedavi grubuna ise 8 hafta EG, son 4 hafta EG ile birlikte CC tedavisi verilmiştir. 8 hafta sonunda metabolik kafese alınan hayvanlarda elektrolit tayinleri için 24 saatlik idrar örnekleri toplanmış, ardından eter anestezisi altında intrakardiyak kan numuneleri alınarak dekapite edilmiştir. Böbrek dokularında malondialdehit (MDA), 8-hidroksi-2′-deoksiguanozin (8-OHdG), osteopontin (OPN), myeloperoksidaz (MPO), kaspaz-3, N-asetil-β-glukozaminidaz (NAG) tayinleri ve histopatolojik değerlendirmeler yapılmıştır. Bulgular: Kalsiyum, sitrat ve kreatinin düzeyleri EG grubunda kontrol grubuna göre anlamlı oranda azalırken oksalat ve ürat düzeyleri yükselmiş; ön tedavi grubunda bu değerler tedavi grubundan daha belirgin olarak düzelmiş ve kontrole yaklaşmıştır. Kan ve dokuda bakılan tüm parametreler EG’nin böbrek dokusunda oksidan hasara ve inflamasyona yol açtığını histolojik bulgular eşliğinde gösterirken, CC ekstresi böbrek hasarını iki tedavi şeklinde de düzeltmiştir. Sonuç: Bulgular, antioksidan ve antiinflamatuvar etkiye sahip Cotinus coggygria’nın böbrek taşı hastalarında profilaktik ve tedavi edici özellikleri ile klinik bir alternatif olabileceğine işaret etmektedir.--------------------Aim: This study aims to analyze the potential therapeutic effects of Cotinus coggygria (CC) on the urinary system stone disease.Materials and methods: Thirty-two male Wistar albino rats between 250-300 gr were divided into 4 (n=8) groups: (1) control (C), (2) ethylene glycol (EG), (3) CC pre-treatment and (4) CC treatment. The EG, pre-treatment and CC treatment groups were given drinking water with 0,75% EG to induce stone formation. In the pre-treatment group, EG and CC were administered simultaneously for 8 weeks. The treatment group was given EG for 8 weeks accompanied by CC treatment during the last 4 weeks. At the end of 8 weeks, the rats were transferred to a metabolic cage where urine samples were collected for 24 hours. The rats were decapitated after intracardiac blood sampling. On the renal-tissue samples, malondialdehyde (MDA), 8-hydroxy-2′-deoxyguanosine (8-OHdG), osteopontin (OPN), myeloperoxidase (MPO), caspase-3, N-acetyl-β-glycosaminidase (NAG) were measured and histopathological analyses were performed.Findings: Compared to the control group, levels of calcium, citrate and creatinine decreased significantly and oxalate and urate levels increased in the EG group. In the pre-treatment group, the values improved significantly reaching the levels in the control group. The analyses reveal that EG causes oxidative damage and inflammation in renal tissues, and both treatments with the CC extract helped to improve kidney damage.Conclusion: The findings indicate that, with its prophylactic and therapeutic characteristics, Cotinus coggygria can be a clinical alternative for kidney-stone patients.
- Published
- 2019
24. Deneysel omurilik hasarına bağlı cinsel işlev bozukluğunda mezenkimal kök hücre tedavisinin incelenmesi
- Author
-
Albayrak, Ömercan, Şener, Göksel, and Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Stem cell therapy ,Omirilik hasarı ,Treatment methods ,Tedavi ,Yeni teknolojilerTreatment methods ,Spinal cord injury ,Stem cell therapyTedavi yöntemleri ,Treatment ,Kök hücre tedavisi ,Stem cell therapyOmirilik hasarı ,Tedavi yöntemleri ,New technologiesOmirilik hasarı ,Kök hücre tedavisiSpinal cord injury ,Yeni teknolojiler ,New technologies - Abstract
ÖZETAmaç: Bu çalışmamızda kahverengi yağ dokusu kaynaklı mezenkimal kök hücrelerin (kYD-MKH) omurilik hasarına (OH) bağlı erektil disfonksiyon (ED) tedavisi üzerindeki koruyucu etkileri araştırıldı.Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 250-300 g ağırlığında 24 adet erkek Wistar sıçan kullanıldı. Hayvanlar; kontrol, OH+T ve OH+kYD-MKH tedavili 3 gruba ayrıldı. OH lı gruplarda anestezi altında T5 ve T12 omurları ağırlık düşürme modeli uygulandı. 5 μL içinde 3x105 hücre kYD-MKH’leri 5 dakika süre ile OH’lı bölge içine lokal olarak uygulandı. Dört hafta sonunda tüm sıçanların nörolojik muayeneleri ve ardından intrakavernozal basınç (İKB) ölçümleri yapıldı. Dekapitasyon sonrasında omurilik ve korpus kavernozum doku örnekleri alındı. Dokuda nöronal nitrik oksit sentaz (n-NOS), proto-onkogen protein olan c-FOS ve sinir büyüme faktörü (NGF) tayinleri yapıldı.Bulgular: Omurilik hasarı İKB değerlerini kontrole göre artırdı. Tedavi olarak taşıyıcı uygulanan OH li grupta omurilik ve korpus kavernozum dokusunda NGF ve n-NOS seviyeleri düşük, c-FOS ise yüksek bulundu. Kök hücre tedavisi, bu değerleri geri çevirdi.Sonuç: kYD-MKH tedavisi, omurilik ve korpus kavernozum dokularında hasarı düzeltmiş ve böylece cinsel işlev bozukluğunu da normale getirmiştir.ABSTRACTAim: The aim of this study is to investigate the protective effects of adipose derived mesenchymal stem cell (AD-MSC) on erectile dysfunction (ED) due to spinal cord injury (SCI). Material and Method: In our study 24 male Wistar rats weighing 250-300 g were used. Animals were divided 3 group as control, SCI+vehicle, and SCI+AD-MSC. In the OH groups, a weight drop model was applied to the T5 and T12 vertebra under anesthesia. 3 x 105 cells in 5 μL AD-MSC were applied for 5 minutes by local transplantation into the OH region. At the end of the four-week period, neurological examinations of all rats and then intracavernosal pressure (ICP) and mean artery pressure (MAP) measurements were performed. Spinal cord and corpus cavernosum tissue samples of the decapitated rats were taken. Neuronal nitric oxide synthase (n-NOS), proto-onkogen protein c-FOS and nerve growth factor (NGF) analyses were performed in the tissues.Results: Spinal cord injury increased ICP values compared to control. Nerve growth factor and n-NOS levels were low and c-FOS was high in the spinal cord and corpus cavernosum of the SCI group treated with carrier as treatment. Stem cell therapy has reversed these values to back.Conclusion: As a result of this study, AD-MSC therapy ameliorated and reversed spinal cord and corpus cevarnosum tissues and restored ED.
- Published
- 2018
25. Cotinus coggygria yapraklarının etanol ekstresinin yanık yaralarının tedavisindeki etkisinin incelenmesi
- Author
-
Önel, Hüseyin, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacology ,Plant extract ,Treatment ,Ethanol ,Pharmacy and Pharmacology ,Cotinus coggygria ,Farmakoloji ,Wounds and injuries ,Oxidative damage ,Farmakolojik Olaylar ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Burns ,Pharmacological Phenomena - Abstract
Amaç: Bu çalışmamızda Cotinus coggygria bitkisinin etanolik ekstresinin yanık tedavisindeki koruyucu etkileri araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Deneylerde kullanılacak 200-250 g ağırlığındaki Wistar Albino türü dişi sıçanlar taklid uygulama yapılan kontrol grubu, yanık hasarı uygulanan grup ve yanık hasarı sonrası Cotinus coggygria ekstresi uygulanan tedavi grubu olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Her grup kendi içinde 4. ve 48. saatlerde incelenmek üzere 2 şer alt gruba ayrıldı. Çalışmada hafif eter anestezisi altında sıçanların sırt derileri tıraş edilerek, açıkta kalan sırt bölgesi 90 ᵒC su banyosunda 10 saniye bekletildi. Taklid kontrol grubunun da aynı şekilde sırtı tıraşlandı ve 10 saniye süreyle 25 ᵒC suda tutuldu. Tedavi gruplarında yanıktan hemen sonra %5’lik Cotinus coggygria etanol ekstresi basit krem içerisinde epidermal olarak uyguldı. Yanık işlemini takip eden 4. ve 48. saatlerde dekapitasyon yapılarak kan ve deri doku örnekleri alındı. Serum örneklerinde TNF-α, ve IL-1β, doku örneklerinde ise hidroksiprolin, myeloperoksidaz aktivitesi ve DNA oksidasyonu tayin edildi. Bulgular: Serumda artan sitokinler her iki dönemde de Cotinus coggygria ekstresi tedavisi ile azaldı. Deride yanık hasarı ile artan MPO aktivitesi ve DNA oksidasyonu ile azalan hidroksiprolin düzeyleri ise Cotinus coggygria tedavisi ile geri döndü. Sonuç: Yanığa bağlı deri hasarının tedavisinde Cotinus coggygria yapraklarından elde edilen ekstrenin alternatif bir tedavi yaklaşımı olabileceği düşünülmektedir.--------------------Aim: This study was designed to investigate the effects of Cotinus coggygria on burn wound injuries. Materials and Methods: Under brief ether anesthesia, dorsum of the rats was shaved and exposed to 90 ᵒC water bath for 10 s, which resulted in partial-thickness second-degree skin burn involving 30% of the total body surface area. Cotinus coggygria extract in cold cream (5%) was locally administered immediately after the thermal trauma and were repeated once daily in 48 h groups. Rats were decapitated either 4 or 48 h after burn injury and serum samples obtained for evaluation of proinflammatory cytokines; TNF-α and IL-1β levels. Furthermore hydroxyproline, myeloperoxidase activity and DNA oxidation were determined in tissue samples. Results: Burn injury caused increase in both TNF-α and IL-1β levels when compared to control group. On the other hand in Cotinus coggygria treated group both of these cytokine levels were found to be decreased. Similarly reduced hydroxyproline levels, and increased myeloperoxidase activity and DNA oxidation were also reversed with Cotinus coggygria treatment. Conclusion: Our results showed that Cotinus coggygria extract may have some beneficial therapeutic effects against thermal trauma, by reducing proinflammatory cytokines and oxidative skin damage.
- Published
- 2018
26. Examination of mesenchymal stem cell therapy in sexual dysfunction due to experimental spinal cord injury
- Author
-
Albayrak, Ömercan, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Spinal cord ,Pharmacy and Pharmacology ,Spinal cord injuries ,Stem cell transplantation ,Erectile dysfunction ,Stem cells ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Sexual dysfunction-physiological ,Sexual functions - Abstract
Amaç: Bu çalışmamızda kahverengi yağ dokusu kaynaklı mezenkimal kök hücrelerin (kYD-MKH) omurilik hasarına (OH) bağlı erektil disfonksiyon (ED) tedavisi üzerindeki koruyucu etkileri araştırıldı.Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 250-300 g ağırlığında 24 adet erkek Wistar sıçan kullanıldı. Hayvanlar; kontrol, OH+T ve OH+kYD-MKH tedavili 3 gruba ayrıldı. OH lı gruplarda anestezi altında T5 ve T12 omurları ağırlık düşürme modeli uygulandı. 5 μL içinde 3x105 hücre kYD-MKH'leri 5 dakika süre ile OH'lı bölge içine lokal olarak uygulandı. Dört hafta sonunda tüm sıçanların nörolojik muayeneleri ve ardından intrakavernozal basınç (İKB) ölçümleri yapıldı. Dekapitasyon sonrasında omurilik ve korpus kavernozum doku örnekleri alındı. Dokuda nöronal nitrik oksit sentaz (n-NOS), proto-onkogen protein olan c-FOS ve sinir büyüme faktörü (NGF) tayinleri yapıldı.Bulgular: Omurilik hasarı İKB değerlerini kontrole göre artırdı. Tedavi olarak taşıyıcı uygulanan OH li grupta omurilik ve korpus kavernozum dokusunda NGF ve n-NOS seviyeleri düşük, c-FOS ise yüksek bulundu. Kök hücre tedavisi, bu değerleri geri çevirdi.Sonuç: kYD-MKH tedavisi, omurilik ve korpus kavernozum dokularında hasarı düzeltmiş ve böylece cinsel işlev bozukluğunu da normale getirmiştir. Aim: The aim of this study is to investigate the protective effects of adipose derived mesenchymal stem cell (AD-MSC) on erectile dysfunction (ED) due to spinal cord injury (SCI). Material and Method: In our study 24 male Wistar rats weighing 250-300 g were used. Animals were divided 3 group as control, SCI+vehicle, and SCI+AD-MSC. In the OH groups, a weight drop model was applied to the T5 and T12 vertebra under anesthesia. 3 x 105 cells in 5 μL AD-MSC were applied for 5 minutes by local transplantation into the OH region. At the end of the four-week period, neurological examinations of all rats and then intracavernosal pressure (ICP) and mean artery pressure (MAP) measurements were performed. Spinal cord and corpus cavernosum tissue samples of the decapitated rats were taken. Neuronal nitric oxide synthase (n-NOS), proto-onkogen protein c-FOS and nerve growth factor (NGF) analyses were performed in the tissues.Results: Spinal cord injury increased ICP values compared to control. Nerve growth factor and n-NOS levels were low and c-FOS was high in the spinal cord and corpus cavernosum of the SCI group treated with carrier as treatment. Stem cell therapy has reversed these values to back.Conclusion: As a result of this study, AD-MSC therapy ameliorated and reversed spinal cord and corpus cevarnosum tissues and restored ED. 78
- Published
- 2018
27. Postmenapozal diyabetik sıçanlarda myrtus communis subsp. communis'in kognitif ve nöronal fonksiyonlar üzerine etkisi
- Author
-
Kadıoğlu, Süha Beril, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Cognition disorders ,Myrtus communis L ,Farmakoloji ,Diyabet ,Rats ,Postmenopause ,Diabetes mellitus ,Cognition ,Hastalıklar ,Pharmacy and Pharmacology ,Memory ,Komplikasyonlar ,Memory disorders ,Eczacılık ve Farmakoloji - Abstract
Amaç: Çalışmanın amacı, deneysel olarak oluşturulan postmenapozal diyabet modelinde meydana gelen kognitif fonksiyonlardaki bozulmalarda, antikolinesteraz, fitoöstrojenik ve hipoglisemik aktiviteleri olduğu ileri sürülen Myrtus communis subsp. communis'in etkisinin araştırılmasıdır.Gereç ve Yöntem: Dişi Sprague-Dawley sıçanlar 7 gruba ayrıldı; Kontrol (K), Overektomi (OVT), Diyabet (D), Overektomi ve diyabet (OVT+D), Overektomi, diyabet ve östrojen tedavili (OVT+D+E2), overektomi, diyabet ve donepezil tedavili (OVT+D+Don) ve overektomi, diyabet ve Myrtus communis subsp. Communis tedavili (OVT+D+MC). Deneylerin başında ve sonunda kan şekeri ölçümleri yapıldı. Deney sonunda yeni obje tanıma testindeki performansları değerlendirilen hayvanlar dekapite edilerek kan ve doku örnekleri alındı. Serumda östradiol düzeyleri ve hipokampus dokusunda neprilisin, amiloid beta (Aβ), asetilkolinesteraz (AChE), kolin asetil transferaz (ChAT), beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BKNF), insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1), Doublecortin (DCX), TUC-4, polisialillenmiş nöral hücre adezyon molekülü (PSA-NHAM) ve nöronal nikotinik asetilkolin reseptörünün α7 alt ünitesi (α7 – nAChR) incelendi.Bulgular: Overektomi + diyabet grubunda kan glikoz düzeylerinde, AChE ve Aβ düzeylerinde artış, BKNF düzeylerinde azalma ve yeni obje tanıma testi performanslarında düşüş meydana geldiği görüldü. MC ekstresi uygulanan grupta kan glikoz düzeylerinde ve AChE düzeylerinde anlamlı değişiklik bulundu. Yeni obje tanıma testi performanslarında ve hipokampus dokusunda kolinerjik nöron dejenerasyonu ile ilgili ChAT enziminde, α7 – nAChR düzeylerinde, Aβ'nın degredasyonundan sorumlu neprilisin düzeylerinde, BKNF ve IGF-1 düzeylerinde, ve nörogenezde rolü olan PSA-NHAM düzeylerinde iyileşme olduğu bulundu. Sonuçlar: Myrtus communis subsp. communis ekstresi postmenapozal diyabette hem kan şekerini düşürmüş hem de kognitif ve nöronal fonksiyonlarda iyileşme sağlamıştır. Anahtar Sözcükler: Postmenapozal diyabet, Myrtle, Bellek bozukluğu Aim: The aim of the study is to investigate the positive effects of Myrtus communis subsp. communis on memory with suggested anticholinesterase, phytoestrogenic and hypoglycaemic activities in cognitive functioning impairment on the experimental model of postmenopausal diabetes. Material and Method: Female Sprague-Dawley rats were divided into 7 groups; Control (C), Overectomy (OVT), Diabetes (D), Overectomy and diabetes (OVT + D), ovectectomy, diabetes and estrogen (OVT + D + E2), ovectectomy, diabetes and donepezil (OVT + D + Don), ovectectomy, diabetes and Myrtus communis subsp. communis (OVT + D + MC). Blood glucose measurements were made at the beginning and end of the experiments. After decapitation, blood and tissue samples were taken. Serum estradiol levels were measured, in hippocampus; neprilysin, amyloid beta (Aβ), acetylcholinesterase (AChE), choline acetyl transferase (ChAT), brain-derived neurotrophic factor (BDNF), insulin-like growth factor-1 (IGF-1), polysialylated neural cell adhesion molecule (PSA-NCAM) and α7 subunit of neuronal nicotinic acetylcholine receptor (α7-nAChR) were examined, and perfor-mance of animals in the novel object recognition test (NORT) was evaluated. Results: Animals with overectomy and diabetes showed increased levels of blood glucose, AChE and Aβ, decreased levels of BDNF, and decreased performance of novel object recognition test. Significant decrease observed in blood glucose levels and AChE levels in the group receiving MC extract and we found improvement in NORT performances and in hippocampus tissue; ChAT and α7-nAChR levels related with cholinergic neuron degeneration, neprilisin levels which is responsible for Aβ degradation, PSA-NCAM levels related with neurogenesis and BDNF and IGF-1. Conclusion: Myrtus communis subsp. communis extract has improved cognitive and neuronal functions in postmenopausal diabetes. Key Words: Postmenopausal diabetes, Myrtle, Memory impairment 141
- Published
- 2017
28. Investigation of the possible protective effects of melatonin treatment against oxidative injury in intestinal tissues in streptozotocin-induced diabetic rats
- Author
-
Akçay, Gizem Buse, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Sağlık etkisi ,Pharmacy and Pharmacology ,Streptozotocin ,Oxidative damage ,Diyabet ,Tedavi ,Pineal gland ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Diabetes mellitus-experimental ,Antioxidants ,Rats ,Melatonin - Abstract
ÖZETAmaç: Bu çalışmadaki amacımız pineal bezden salgılanan ve güçlü antioksidan ve antiinflamatuar etkilere sahip bir hormon olan melatoninin diyabetik hayvanlarda barsak dokusunda meydana gelen değişikliklere karşı olası faydalı etkilerini incelemektir.Gereç ve Yöntem: Sprague-Dawley cinsi erkek sıçanlar; Kontrol (n=10), Diyabet (D) (n=10), Diyabet+İnsülin (D+Ins) (n=10), Diyabet+Melatonin (D+Mel) (n=10), Diyabet+İnsülin+Melatonin (D+Ins+Mel) (n=10) grupları olmak üzere 5 gruba ayrıldı. Diyabet oluşturmak için sıçanlara 60 mg/kg, intraperitoneal (i.p) streptozotosin uygulaması yapıldı. Tedavi gruplarına 10 hafta boyunca her gün melatonin (M; 10 mg/kg, i.p.) ve/veya insulin (I; 6 U/kg i.p.) uygulandı. Deney sonunda kan şekeri ölçülen sıçanlar dekapite edilerek barsak dokuları alındı. Dokularda malondialdehit (MDA) ve glutatyon (GSH) düzeyleri, süperoksid dismutaz (SOD), miyeloperoksidaz (MPO) ve kaspaz-3 aktivitesi, tayinleri yapıldı Dokular ışık mikroskopu altında histolojik olarak incelendi. İstatistiksel analizler için Graphpad Prism 5.0 programı kullanıldı. Bulgular: Diyabetik hayvanların barsak dokusundaki incelemelerde oksidan hasarı gösteren MDA düzeyi ve MPO ve kaspaz aktivitelerinin arttığı, GSH düzeyleri ve SOD aktivitesinin azaldığı görüldü. Buna karşılık antioksidan etkiye sahip olduğu bilinen melatoninin, diyabet grubundaki incelemelere göre MDA düzeylerini azalttığı, MPO ve kaspaz aktivitelerini baskıladığı belirlendi. Ayrıca melatonin uygulanan sıçanlarda barsak dokusunda GSH düzeyleri ve SOD aktivitesi artmış bulundu. Tek başına insülin uygulanan grupta MDA düzeylerinde ve SOD aktivitesinde olumlu yönde düzelmeler görüldü. Ancak kombine uygulama yapılan grupta tüm parametreler tek başlarına uygulamaya göre anlamlı olarak geri çevrildi.Sonuçlar: Melatoninin enzimatik antioksidan seviyesini arttırarak, serbest radikal üretimini azaltarak barsak dokusunu diyabete bağlı oksidan hasardan koruduğu görülmüştür. Tip I diyabetik hastalarda insülin tedavisi ile birlikte melatonin suplemanının hastalığa bağlı komplikasyonları azaltarak yaşam kalitelerini artırabileceği düşünülmektedir.ABSTRACTAim: The aim of this study is to investigate possible beneficial effects of melatonin, a hormone secreted from the pineal gland and possessing strong antioxidant and antiinflammatory effects, on changes of intestinal tissue in diabetic animals.Material and Method: Sprague-Dawley male rats were divided into 5 groups; Control (n = 10), Diabetes (D) (n = 10), Diabetes + Insulin (D + Ins) (n = 10), Diabetes + Melatonin (D + Mel) (D + Ins + Mel) (n = 10). To generate diabetes, 60 mg / kg intraperitoneal (i.p.) streptozotocin was administered to the rats. Treatment groups received melatonin (M; 10 mg / kg, i.p.) and / or insulin (I; 6 U / kg i.p.) daily for 10 weeks. At the end of the experiment, the rats whose blood sugar was measured were decapitated and bowel tissues were taken. Malondialdehyde (MDA) and glutathione (GSH) levels, superoxide dismutase (SOD), myeloperoxidase (MPO) and caspase-3 activity were assayed in the tissues. The tissues was examined histologically under a light microscope. Graphpad Prism 5.0 program was used for statistical analysis.Results: MDA levels and MPO and caspase activities, GSH levels and SOD activity were decreased in the intestinal tissues of diabetic animals. MDA levels and MPO and caspase activities, which indicating oxidative damage level, were increased and GSH levels and SOD activity decreased in the intestinal tissues of diabetic animals. In contrast, melatonin, which is known to have antioxidant activity, has been shown to reduce MDA levels and suppress MPO and caspase activities in comparison to the diabetes group. In addition, GSH levels and SOD activity in the intestine were increased in melatonin treated rats. In the insulin group, improvement in MDA levels and SOD activity was positive. owever, in the combined treatment group, all parameters were significantly reversed by application alone.Conclusion: It has been shown that melatonin increases the level of enzymatic antioxidants and reduces free radical production, thereby protecting the bowel tissue from diabetic oxidant damage. In type 1 diabetic patients, melatonin supplementation with insulin therapy is thought to improve quality of life by reducing complications related to the disease.
- Published
- 2017
29. Caloric restriction and exercise in metabolic syndrome, cardiovascular hemodynamics, the effect of erectile function and antioxidant systems
- Author
-
Özçelik, Reyhan, Şener, Göksel, Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Cardiovascular system ,Penile erection ,Pharmacy and Pharmacology ,Caloric tests ,Farmakoloji ,Hemodynamics ,Erectile dysfunction ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Metabolic syndrome ,Exercise ,Eczacılık ,Antioxidants ,Tıp - Abstract
Amaç: Çalışmanın amacı, metabolik sendromda egzersizin (EG) ve kalori kısıtlamasının (KK) kardiyovasküler hemodinamiye, erektil fonksiyona ve antioksidan sistem parametrelerine etkilerini incelemektir.Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 3 aylık erkek Sprague sıçanlar kullanılmıştır. Hayvanlar 5 gruba (Kontrol, MS, MS+KK, MS+EG, MS+KK+EG) ayrılmıştır. 3 ay süreyle % 10 luk furktoz solüsyonu uygulanarak metabolik sendrom modeli oluşturulmuştur. Sonrasında 6 hafta süreyle %40 kalori kısıtlaması ve yüzdürme uygulanmıştır. Deney başında, 3. ayında ve sonunda vücut ağırlıkları, kan şeker ve kan basıncı ölçümleri yapılmıştır. Dekapitasyon sonrası, kan ve doku (kalp, aort ve korpus kavernozum) örnekleri alınmıştır. Kanda sitokin değerleri, dokularda antioksidan ve oksidatif stres parametreleri incelenmiştir. Aort ve korpus kavernozum dokularında izole organ banyosunda izometrik kasılma çalışmaları yapılmıştır. Bulgular Graphpad Prism v5 programı ile değerlendirilmiştir.Bulgular: Egzersiz ve kalori kısıtlaması uygulanan metabolik sendromlu hayvanlarda kan basıncında anlamlı değişiklik gösterilmiştir. Bu uygulamaların aort ve korpus kavernosum dokularının kasılma-gevşeme yanıtlarında, ayrıca oksidatif stres parametrelerinden malondialdehit, glutatyon ve superoksid dismutaz düzeylerinde olumlu etkileri olduğu belirlenmiştir. Sonuçlar: Egzersiz ve kalori kısıtlamasının metabolik sendromda kardiyovasküler hemodinamide ve oksidatif stres parametrelerinde iyileşme sağlamıştır.Anahtar Sözcükler: Metabolik sendrom, egzersiz, kalori kısıtlaması, erektil fonksiyon, kardiyovasküler hemodinami, antioksidan sistem Aim: The aim study is the examine the effect of exercise and caloric restriction to cardiovascular hemodynamics, erectile function and antioxidant system parameters in metabolic syndrome.Material and Method: Male Sprague rats were used in our study. The animals were divided into five categories; (Control MS, MS+CR, MS+EXE, MS+CR+EXE). The metabolic syndrome model was created by use of %10 fructose solution for three months. After then, swimming exercise and %40 caloric restriction applied for for six weeks. At the beginning, at the end of third month and at the end of experiment; body weight, blood sugar and blood pressure measurements were performed. At the begining and last, blood pressure of the animals were measurered. After decapitation, blood and tissue (heart, aorta and corpus cavernosum) samples were collected. In blood, cytokine levels and in tissue samples antioxidant and oxidative stress parameters were examined. In isolated tissue bath, isometric contraction study was performed with aorta and corpus cavernosum tissues. Data was assessed with Graphpad Prism v5 program.Results: Significant difference was shown in blood pressure of metabolic syndrome animals applied exercise and caloric restriction. Contraction-relaxation responses of aorta and corpus cavernosum oxidative stres parameters like melondialdehyde, glutathione, superoxide dismutase showed significant improvements. Conclusion: Exercise and caloric restriction improved cardiovascular hemodynamics and provided benefits in apoptotosis, oxidative stres parameters. In future studies, long term applications will be planned.Key Words: metabolic syndrome, exercise, caloric restriction, erectile function, cardiovascular hemodynamics, antioxidant system 80
- Published
- 2015
30. Effect of exercise and caloric restriction to cardiovascular hemodynamics, erectile function and antioxidant systems in aging
- Author
-
Macit, Çağlar, Şener, Göksel, Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Aging ,Cardiovascular system ,Penile erection ,Pharmacy and Pharmacology ,Sex disorders ,Diet therapy ,Hemodynamics ,Erectile dysfunction ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Exercise ,Antioxidants ,Diet ,Tıp - Abstract
Amaç: Çalışmanın amacı, yaşlanmada egzersizin (Egz) ve kalori kısıtlamasının (KK) kardiyovasküler hemodinamiye, erektil fonksiyona ve antioksidan sistem parametrelerine etkilerini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmada hayvanlar 3 aylık ve 15 aylık (Yaşlı-sed, Yaşlı+KK, Yaşlı+Egz, Yaşlı+KK+Egz) gruba ayrılmışlar ve yaşlı gruplara 6 hafta süresince %40 KK ve yüzdürme uygulanmıştır. Deney başında ve sonunda kan basıncı ve EKO ölçümleri yapılmıştır. Dekapitasyon sonrası, kan ve doku (kalp, aort ve korpus kavernozum) örnekleri alınmıştır. Kanda oksidan hasar göstergeleri, dokularda apoptotik belirteçler, antioksidan ve oksidatif stres parametreleri incelenmiştir. Aort ve korpus kavernozum dokularında izole organ banyosunda izometrik kasılma çalışmaları yapılmıştır. Dokular, histolojik olarak ışık mikroskopunda incelenmiştir. Bulgular Graphpad Prism v5 programı ile değerlendirilmiştir.Bulgular: Egzersiz ve kalori kısıtlaması uygulanan yaşlı hayvanların kan basıncında anlamlı değişiklik gösterilmiştir. Bu uygulamaların aort ve korpus kavernosum dokularının kasılma-gevşeme yanıtlarında, kalp, aort ve korpus kavernosum dokularında apoptotik belirteçlerden kaspaz-3, Bax, Bcl-xL, ve p53 ve ayrıca oksidatif stres parametrelerinden 8-OHdG, malondialdehit, glutatyon ve süperoksit dismutaz düzeylerinde olumlu etkileri olduğu belirlenmiştir. Dokulardaki histolojik incelemelerde de biyokimyasal incelemeleri destekler şekildedir. Ayrıca, yaşlanmayla azalan NOS aktivitesi, cGMP ve eNOS ve artan iNOS düzeyinin egzersiz ve kalori kısıtlaması uygulaması ile düzeldiği belirlenmiştir.Sonuçlar: Egzersiz ve kalori kısıtlamasının yaşlanmada kardiyovasküler hemodinamide, apoptotik, oksidatif stres parametrelerinde iyileşme sağlamıştır. Aim: The aim study is the examine the effect of exercise and caloric restriction to cardiovascular hemodynamics, erectile function and antioxidant system parameters.Material and Method: In the study, animals were seperated as 3 month-aged and 15 month-aged (O-SED, O-CR, O-EXE, O-CR-EXE) groups and during 6 weeks, 40% CR and swimming were administered to aged animals. At the begining and last, blood pressure and ECHO of the animals were measured. After decapitation, blood and tissue (heart, aorta and corpus cavernosum) samples were collected. In blood, oxidative damage parameters and in tissue samples apoptotic, antioxidant and oxidative stress parameters were examined. In isolated tissue bath, isometric contraction study was performed with aorta and corpus cavernosum tissues. Tissues were examined as histologically at light microscopy. Data was assessed with Graphpad Prism v5 program.Results: Significant difference was shown in blood pressure of old animals applied exercise and caloric restriction. Contraction-relaxation responses of aorta and corpus cavernosum and apoptotic parameters like caspase-3, Bax, Bcl-xL and p53, oxidative stres parameters like 8-OHdG, melondialdehyde, glutathione, superoxide dismutase and in histological examinations of heart, aorta and corpus cavernosum tissues showed significant improvements. NOS activity, cGMP, and eNOS levels that decreased and iNOS level increased with aging showed normalization with exercise and caloric restriction. Conclusion: Exercise and caloric restriction improved cardiovascular hemodynamics and provided benefits in apoptosis, oxidative stres parameters. In future studies, long term applications will be planned. 163
- Published
- 2015
31. Investigation of the possible protective effects of quercetin against cisplatin-induced urogenital organ toxicity
- Author
-
Çadirci, Selin, Şener, Göksel, Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Ürogenital Organlar ,Sisplatin ,Antioksidan Sistem ,Toxicity ,Urogenital system ,Kuversetin ,Farmakoloji ,Apoptosis ,Antioxidants ,Tıp ,Apoptoz ,Pharmacy and Pharmacology ,Quercetin ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Cisplatin ,Eczacılık - Abstract
1.ÖZETSisplatin’e bağlı ürogenital organ toksisitesine karşı kuversetinin olası koruyucu etkilerinin incelenmesiAmaç: Çalışmanın amacı, sisplatin’e bağlı ürogenital organ toksisitesine karşı kuversetinin olası koruyucu etkilerinin incelemektir.Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 4 aylık erkek sıçanlar kullanılmıştır. Hayvanlar 4 gruba (kontrol+ SF, kontrol+kuversetin, sisplatin+SF, sisplatin+kuversetin) ayrılmıştır. Hayvanlara eter anestezisi uygulanarak oral gavaj aracılığı ile 21 gün boyunca SF ve kuversetin uygulanmıştır. Dekapitasyon sonrası kan ve doku (böbrek, mesane, testis ve korpus kavernozum) örnekleri alınmıştır. Kanda DNA hasarı, dokularda apoptotik belirteçler, antioksidan ve oksidatif stres parametreleri incelenmiştir. Mesane ve korpus kavernozum dokularında izole organ banyosunda izometrik kasılma çalışmaları yapılmıştır. Bulgular Graphpad Prism v5 programı ile değerlendirilmiştir.Bulgular: Yapılan izometrik kasılma çalışmaları sonucu korpus kavernozum ve mesane dokularının kasılmalarında iyileşme gözlemlenirken, kavernoz dokunun gevşeme yanıtları incelendiğinde kuversetinin herhangi iyileştirici etkisi gözlemlenmemiştir. Alınan dokularda, apoptotik belirteçlerden kaspaz-3 ve oksidatif stres parametrelerinden 8-OHdG, malondialdehit, glutatyon, süperoksit dismutaz düzeylerinde olumlu etkileri olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Sisplatin’e bağlı ürogenital organ toksisitesine karşı kuversetinin koruyucu etkileri gözlemlenmiştir.Anahtar sözcükler: Sisplatin, kuversetin, antioksidan sistem, apoptoz, ürogenital organlar.2.SUMMARYInvestigation of the possible protective effects of quersetin against cisplatin-induced urogenital organ toxicity.Aim: The aim of this study is investigate of the possible protective effects of quersetin against cisplatin-induced urogenital organ toxicity.Material and Method: In the study, animals were divided into 4 groups (control+SF, control+quercetin, cisplatin+ SF, cisplatin+quercetin). For 21 days, quercetin and SF was administered to the animals via oral gavage under ether anesthesia. After decapitation, blood and tissue (kidney, bladder, testis, corpus cavernosum) samples were collected. In blood DNA damage and in tissue samples apoptotic, antioxidant and oxidative stress parameters were examined. In isolated tissue bath, isometric contraction study was perfomed with corpus cavernosum and bladder tissues. Data was assessed with Graphpad Prism v5 program.Results: As a result of performed isometric contraction of the corpus cavernosum and bladder tissues improvements was observed but when we examined cavernosum tissue’s relaxation responses, there was not any healing effects of quercetin. Apoptotic parameter caspase-3 and oxidative stress parameters, 8-OHdG, malondialdehyde, glutathione, superoxide dismutase showed significant improvements.Conclusion: Quercetin improved cisplatin dependent reproductive organ toxicity and provided benefits in apoptosis, oxidative stress parameters.Key Words: Cisplatin, quercetin,antioxidant system,apoptosis, reproductive organ
- Published
- 2015
32. Protective effects of Nigella sativa against tissue damage and hemodynamic changes caused by renovascular hypertension in rats
- Author
-
Taşar, Nur, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacy and Pharmacology ,Lipid peroxidation ,Farmakoloji ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Hypertension-renovascular ,Glutathione ,Nigella ,Tıp - Abstract
Sıçanlarda renovasküler hipertansiyonun neden olduğu doku hasarına ve hemodinamik değişikliklere karşı Nigella sativa’ nın koruyucu etkilerinin araştırılması.ÖZETBu çalışmada renovasküler hipertansiyon (RVH) nedenli böbrek, kalp ve beyin dokularında oluşan hasara karşı nigella sativanın koruyucu etkileri araştırılmıştır. Sham (n=8) veya 2B-1K operasyonu yapılan Wistar albino sıçanlarına operasyonun 3. haftasından başlayarak devam eden 4 hafta süresince intraperitoneal olarak nigella sativa (0.2 mg/kg/gün; n=8) veya ayçiçek yağı verilmiştir. Kalp fonksiyonlarını değerlendirmek için indirek kan basıncı ölçümleri ve ekokardiyografik görüntüleme yapılmıştır. 7. haftanın sonunda sıçanlar dekapite edilerek kan ve doku (kalp, beyin, böbrek) örnekleri alınmıştır. 2B-1K hipertansiyon, kan basıncını artırarak ve sol ventrikül fonksiyonunu azaltarak, periferal hedef organlardaki oksidatif doku hasarının göstergesi olan kalp, böbrek ve beyin dokularında glutatyon ve Na+/K+-ATPaz’da önemli ölçüde düşüş yapmış aynı zamanda lipid peroksidasyonu artırmıştır. Ayrıca endotelyal nitrik oksit sentaz (eNOS) ve indüklenebilir (iNOS) seviyeleri de 2B-1K’ye bağlı olarak değişmiştir. Bunlara ek olarak serumda asimetrik dimetilarjinin (ADMA) seviyesi artmış ve nitrik oksit seviyesi ise azalmıştır. NS ile 4 haftalık tedavi sonunda incelenen parametrelerin değerleri geri çevrilmiş; endojen antioksidanların artışı ve lipid peroksidasyonun inhibisyonu ile hedef organlardaki hipertansiyon indüklü oksidatif hasar düzelmiş ve kardiyovasküler fonksiyonlar iyileştirilmiştir. Protective effects of Nigella sativa against tissue damage and hemodynamic changes caused by renovascular hypertension in rats.SUMMARYIn the present study the protective effects of nigella sativa against renovascular hypertension (RVH)- induced kidney, heart and brain tissue damage were investigated. Wistar albino rats were divided into sham-operated (n=8) or 2B-1K groups, in which rats received either intraperitoneally nigella sativa (0.2 mg/kg/day; n=8), or vehicle (sunflower oil, n=8) starting by the 3rd week of the operation for the consecutive 4 weeks. Indirect blood pressure recordings and echocardiographic imaging were made to evaluate the cardiac function. At the end of the 7th week, the animals were decapitated and blood and tissue (heart, brain, kidney) samples were taken. 2K1C hypertension resulted in increased blood pressure, and reduced left ventricular function, leading to increased lipid peroxidation concomitant with significant reductions in glutathione, Na+/K+-ATPase in the cardiac, renal and brain tissues, indicate the presence of oxidative tissue damage in peripheral target organs. Furthermore endothelial nitric oxide synthase (eNOS) and inducible nitric oxide synthase (iNOS) levels were found to be altered due to 2B-1K. In addition, asymmetric dimethylarginine (ADMA) levels increased and nitric oxide levels were decreased in serum samples. On the other hand, 4-week treatment with NS reversed all the measured parameters, ameliorated hypertension-induced oxidative injury in the target organs and improved cardiovascular functions through the augmentation of endogenous antioxidants and the inhibition of lipid peroxidation by maintaining a balance in oxidant/antioxidant status.
- Published
- 2010
33. Safra kanalı bağlama yöntemi ile deneysel olarak siroz oluşturulan siçanlarda karaciğerde gelişen hasara karşi Çörek Otu (Nigella Sativa) yaği' nın koruyucu etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Akmandor İnaç, Tülay, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Liver ,Pharmacy and Pharmacology ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Nigella - Abstract
Bu çalışmada deney hayvanlarında safra kanalı bağlama (SKB) yöntemi ile deneysel olarak oluşturulan sıçan siroz modelinde karaciğer dokusunda meydana gelen oksidan hasar ve fonksiyonel değişiklikler incelenerek, çörek otu (Nigella sativa, ÇO) yağı' nın bu değişiklikler üzerindeki olası koruyucu etkilerinin biyokimyasal ve histolojik yöntemlerle araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla Wistar albino sıçanlardan 3 grup oluşturuldu. Gruplar: 1- Yalancı-operasyon yapılan ve intraperitonel (i.p.) serum fizyolojik uygulanan kontrol grubu, 2- Safra kanalı bağlanan (SKB) ve i.p. serum fizyolojik injeksiyonu yapılan sıçanlar, 3- SKB ve i.p. olarak 10 mg/kg/gün ÇO uygulanan grup. Safra kanalı bağlanan ve yalancı operasyon yapılan hayvanlarda tüm uygulamalara 28 gün devam edildi. Deney sonunda sıçanlar dekapite edilerek kan ve karaciğer doku örnekleri alındı. Kan örneklerinde laktat dehidrojenaz (LDH), aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), karaciğer dokusundan alınan örneklerde glutatyon (GSH), malondialdehit (MDA) düzeyleri, myeloperoksidaz (MPO) aktiviteleri ile kollajen içeriği tayin edildi.Sonuçlar incelendiğinde SKB sıçanların karaciğer dokusunda siroza bağlı olarak MDA, MPO, kollajen ve serumda ölçülen AST ve ALT ile doku hasarının bir göstergesi olan LDH değerleri artarken karaciğer fonksiyonlarının da bozulduğu belirlendi. Buna karşılık ÇO yağı uygulamasının incelenen biyokimyasal parametrelerdeki değişiklikleri geri çevirdiği belirlendi. Histolojik sonuçlar da biyokimyasal parametrelere uyum sağlar bir şekilde SKB sıçanlarda hasarı ve ÇO yağı ile tedavi yapılan grupta ise düzelmeyi gösterdi. Bu sonuçlar, ÇO yağı uygulamasının sirozun neden olduğu karaciğer dokusundaki hasarı ve fonksiyonel bozulmayı önleyerek siroz hastalarının yaşam kalitesini düzeltebileceğini ve mortalite riskini azaltabileceğini düşündürmektedir. The aim of this study was to investigate the possible protective role of Nigella sativa oil on bile duct ligation-induced jaundice in the rats. The protective effect of NS was investigated by measuring the oxidative damage and the functional changes in the liver by using biochemical and histological parameters. Wistar albino rats were divided into three groups. Groups were as follows: 1- Sham operated and intraperitoneally (i.p.) saline (%0.9 NaCl) injected control group. 2- Bile-duct ligated and i.p. saline-treated group, 3- Bile-duct ligated and i.p. 10 mg/kg/day Nigella sativa (NS) oil treated group. Treatments were continued for 28 days. At the end of the experimental period rats were decapitated and blood and liver samples were taken. In the blood samples lactate dehydrogenase (LDH), an index of generalized tissue damage, and hepatic function tests, namely, aspartate aminotransferase (AST) and alanine aminotransferase (ALT) determination were carried out, while in the liver tissue samples glutathione (GSH), malondialdehyde (MDA) and collagen levels and myeloperoxidase (MPO) activity were assayed. In saline-treated BDL group, there were alterations in all of the studied biochemical parameters and these were reversed with NS oil treatment. Histological results also support these findings. The present results indicate that NS oil treatment could prevent cirrhosis induced changes and ameliorate the quality of life in jaundiced patients and reduce mortality. 70
- Published
- 2009
34. Sıçanlarda Doksorubisin'in neden olduğu kardiyak toksisite ve hemodinamik değişikliklere karşı Resveratrol'ün koruyucu etkilerinin araştırılması
- Author
-
Tatlidede, Elif, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacy and Pharmacology ,Doxorubicin ,Oxidative damage ,Apoptosis ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Cardiomyopathies - Abstract
Bu çalışmada doksorubisinin neden olduğu kardiyotoksisite ve hemodinamik değişiklikler incelenerek, resveratrolün bu değişiklikler üzerindeki olası koruyucu etkilerinin biyokimyasal ve histolojik yöntemlerle araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla Wistar albino sıçanlardan 4 grup oluşturuldu. İlk gruptaki sıçanlara sadece serum fizyolojik, ikinci gruba resveratrol (RVT), diğer gruplara doksorubisin (DOKS) ve DOKS + RVT uygulandı. Serum fizyolojik ve RVT, DOKS uygulamasından 2 hafta önce uygulanmaya başlandı. DOKS uygulaması sonrasında hayvanlar 3 hafta gözlendi. Deney başlangıcı ve sonunda tüm gruplardaki hayvanların kan basıncı, kalp hızları ve vücut ağırlıkları kaydedildi. 7 hafta sonunda sıçanlar dekapite edilerek kan ve doku (kalp) örnekleri alındı. Tüm gruplardan alınan kan örneklerinde sitokin (İL-1beta, TNF-alfa), laktat dehidrojenaz (LDH), kreatin kinaz (KK), aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), total antioksidan kapasite (AOC), 8-hidroksi-2'-deoksiguanozin (8-OHdG), trigliserid (TG), total kolesterol (TC), kan üre azotu (BUN) ve kreatinin, kalp dokusundan alınan örneklerde glutatyon (GSH), malondialdehit (MDA) düzeyleri, miyeloperoksidaz (MPO) ve Na+/K+-ATPaz aktiviteleri ile kollajen içeriği tayin edildi. Sonuçlar incelendiğinde DOKS grubunda bulunan sıçanların kalp hızları ve kan basınçlarının kontrol grubuna göre anlamlı olarak düştüğü, DOKS + RVT grubunda ise bu düşüşün önlendiği görüldü. Serumda yapılan incelemelerde DOKS uygulamasının incelenen biyokimyasal parametrelerde meydana getirdiği değişikliklerin RVT tedavisi ile anlamlı olarak düzeldiği gözlendi. Benzer şekilde kalp dokusunda artan malondialdehit ve kollajen düzeyleri ile miyeloperoksidaz aktivitesinin, azalan Na+/K+-ATPaz aktivitesi ve glutatyon düzeylerinin ise RVT tedavisi ile geri çevrildiği ve kontrol değerlere yaklaştığı belirlendi. Bu sonuçlar, resveratrol uygulamasının doksorubisinin neden olduğu değişiklikleri önleyerek doksorubisine bağlı kalp yetmezliği gelişen hastaların yaşam kalitesini düzeltebileceğini ve mortalite riskini azaltabileceğini düşündürmektedir. The aim of this study was to investigate the possible protective role of resveratrol on doxorubicin-induced cardiotoxicity and hemodynamic changes using biochemical and histological parameters. Wistar albino rats were divided into four groups. First group was administered saline only and served as control. The second group was treated with resveratrol (RVT); and the other groups were treated with doxorubicin (DXR) or DXR plus RVT, respectively. RVT or saline treatment was done 2 weeks before DXR administration. Rats were observed after a 3-week post-treatment period. Blood pressure, heart rate and body weight were monitored for all groups at the begining and at the end of experiment. After 7 weeks rats were decapitated. Trunk blood was taken for the determination of cytokines (IL-1beta, TNF-alpha), lactate dehydrogenase (LDH), creatine kinase (CK), aspartate aminotransferase (AST), alanine aminotransferase (ALT), total antioxidant capacity (AOC), 8-hydroxy-2'-deoxyguanosine (8-OHdG), triglyceride (TG), total cholesterol (TC), blood urea nitrogen (BUN) and creatinine, while the heart samples were obtained to measure glutathione (GSH), malondialdehyde (MDA) and collagen levels, myeloperoxidase (MPO) and Na+/K+-ATPase activity. In saline-treated DXR group, there were alterations in all of the studied biochemical parameters which were also reversed with RVT treatment. Furthermore, DOX treatment causes increase in the heart MDA, MPO and collagen content while GSH and Na+/K+-ATPase activities were decreased. On the other hand, these DXR-induced biochemical changes in the heart tissue were reversed significantly with RVT treatment. The present results indicate that RVT administration could prevent DXR-induced changes and ameliorate quality of life in patients with DXR-induced heart failure and reduce mortality. 82
- Published
- 2008
35. Sıçanlarda doksorubisin’in neden olduğu kardiyak toksisite ve hemodinamik değişikliklere karşı Resveratrol’ün koruyucu etkilerinin araştırılması
- Author
-
Tatlıdede, Elif, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Farmakoloji ,Tıp - Abstract
ÖZETBu çalışmada doksorubisinin neden olduğu kardiyotoksisite ve hemodinamik değişiklikler incelenerek, resveratrolün bu değişiklikler üzerindeki olası koruyucu etkilerinin biyokimyasal ve histolojik yöntemlerle araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla Wistar albino sıçanlardan 4 grup oluşturuldu. İlk gruptaki sıçanlara sadece serum fizyolojik, ikinci gruba resveratrol (RVT), diğer gruplara doksorubisin (DOKS) ve DOKS + RVT uygulandı. Serum fizyolojik ve RVT, DOKS uygulamasından 2 hafta önce uygulanmaya başlandı. DOKS uygulaması sonrasında hayvanlar 3 hafta gözlendi. Deney başlangıcı ve sonunda tüm gruplardaki hayvanların kan basıncı, kalp hızları ve vücut ağırlıkları kaydedildi. 7 hafta sonunda sıçanlar dekapite edilerek kan ve doku (kalp) örnekleri alındı. Tüm gruplardan alınan kan örneklerinde sitokin (İL-1beta, TNF-alfa), laktat dehidrojenaz (LDH), kreatin kinaz (KK), aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), total antioksidan kapasite (AOC), 8-hidroksi-2'-deoksiguanozin (8-OHdG), trigliserid (TG), total kolesterol (TC), kan üre azotu (BUN) ve kreatinin, kalp dokusundan alınan örneklerde glutatyon (GSH), malondialdehit (MDA) düzeyleri, miyeloperoksidaz (MPO) ve Na/K-ATPaz aktiviteleri ile kollajen içeriği tayin edildi. Sonuçlar incelendiğinde DOKS grubunda bulunan sıçanların kalp hızları ve kan basınçlarının kontrol grubuna göre anlamlı olarak düştüğü, DOKS + RVT grubunda ise bu düşüşün önlendiği görüldü. Serumda yapılan incelemelerde DOKS uygulamasının incelenen biyokimyasal parametrelerde meydana getirdiği değişikliklerin RVT tedavisi ile anlamlı olarak düzeldiği gözlendi. Benzer şekilde kalp dokusunda artan malondialdehit ve kollajen düzeyleri ile miyeloperoksidaz aktivitesinin, azalan Na/K-ATPaz aktivitesi ve glutatyon düzeylerinin ise RVT tedavisi ile geri çevrildiği ve kontrol değerlere yaklaştığı belirlendi. Bu sonuçlar, resveratrol uygulamasının doksorubisinin neden olduğu değişiklikleri önleyerek doksorubisine bağlı kalp yetmezliği gelişen hastaların yaşam kalitesini düzeltebileceğini ve mortalite riskini azaltabileceğini düşündürmektedir.Anahtar Sözcükler: Apoptozis, doksorubisin, kardiyomiyopati, oksidatif hasar, resveratrol 2. SUMMARYProtective effects of resveratrol against doxorubicin-induced cardiotoxicity and hemodynamic changes in rats. The aim of this study was to investigate the possible protective role of resveratrol on doxorubicin-induced cardiotoxicity and hemodynamic changes using biochemical and histological parameters. Wistar albino rats were divided into four groups. First group was administered saline only and served as control. The second group was treated with resveratrol (RVT); and the other groups were treated with doxorubicin (DXR) or DXR plus RVT, respectively. RVT or saline treatment was done 2 weeks before DXR administration. Rats were observed after a 3-week post-treatment period. Blood pressure, heart rate and body weight were monitored for all groups at the begining and at the end of experiment. After 7 weeks rats were decapitated. Trunk blood was taken for the determination of cytokines (IL-1beta, TNF-alpha), lactate dehydrogenase (LDH), creatine kinase (CK), aspartate aminotransferase (AST), alanine aminotransferase (ALT), total antioxidant capacity (AOC), 8-hydroxy-2'-deoxyguanosine (8-OHdG), triglyceride (TG), total cholesterol (TC), blood urea nitrogen (BUN) and creatinine, while the heart samples were obtained to measure glutathione (GSH), malondialdehyde (MDA) and collagen levels, myeloperoxidase (MPO) and Na/K-ATPase activity. In saline-treated DXR group, there were alterations in all of the studied biochemical parameters which were also reversed with RVT treatment. Furthermore, DOX treatment causes increase in the heart MDA, MPO and collagen content while GSH and Na/K-ATPase activities were decreased. On the other hand, these DXR-induced biochemical changes in the heart tissue were reversed significantly with RVT treatment. The present results indicate that RVT administration could prevent DXR-induced changes and ameliorate quality of life in patients with DXR-induced heart failure and reduce mortality.Keywords: Apoptosis, cardiomyopathy, doxorubicin, oxidative damage, resveratrol
- Published
- 2008
36. Sıçanlarda deneysel olarak geliştirilen kronik renal yetmezliğin tedavisinde anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörlerinin ve anjiyotensin reseptör antagonistlerinin antioksidan tedavi ile karşılaştırılması
- Author
-
Şehirli, Ahmet Özer, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacy and Pharmacology ,Börek Yetmezliği ,Tedavi ,Böbrek Yetersizliği ,Sıçanlar ,Eczacılık ve Farmakoloji - Abstract
SIÇANLARDA DENEYSEL OLARAK GELİŞTİRİLEN KRONİK RENALYETMEZLİĞİN TEDAVİSİNDE ANJİYOTENSİN DÖNÜŞTÜRÜCÜ ENZİMİNHİBİTÖRLERİNİN VE ANJİYOTENSİN RESEPTÖR ANTAGONİSTLERİNİNANTİOKSİDAN TEDAVİ İLE KARŞILAŞTIRILMASIYazar Adı: Ahmet Özer ŞehirliÖZETBu çalışmada kronik böbrek yetmezliğinin (KBY) yaptığı hemodinamik ve oksidatifdeğişiklikleri inceleyerek ADE İ kaptopril ile anjiyotensin reseptör antagonisti valsartanın budeğişiklikler üzerindeki etkilerinin güçlü bir antioksidan N-asetilsistein (NAC) ilekarşılaştırılması amaçlanmıştır.Bu amaçla Wistar albino sıçanlarda kronik böbrek yetmezliği oluşturuldu. Tedaviligruplarda hayvanlara 45 gün süresince günde bir kez kaptopril, valsartan ve N-asetil sisteinuygulanırken KBY grubuna da SF verildi. Deney boyunca birer haftalık aralıklarlahayvanların kan basıncı ve kalp hızları takip edildi. Deney sonunda 24 saatlik idrarlarıtoplanan sıçanlar dekapite edilerek kan ve doku örnekleri alındı. İdrar örneklerinde, elektrolitve kreatinin düzeyleri; kan örneklerinde sitokin (İL-1β, İL-6, İL-10, TNF-α), LDH, elektrolit,BUN ve kreatinin düzeyleri, lökosit apoptozisi, dokularda glutatyon, malondialdehit vekollajen düzeyleri ve myeloperoksidaz aktivitesi tayin edildi.Sonuçlar incelendiğinde KBY grubunda bulunan sıçanların kalp atım hızları ve kanbasınçları anlamlı olarak arttığı, tedavili gruplarda ise bu değerlerin KBY grubuna göreanlamlı olarak azaldığı görüldü. KBY grubunda idrar hacminin, idrar kreatinin ve elektrolitdüzeylerinin azaldığı, lökositler apoptozis oranının arttığı, serumda kreatinin, BUN, LDH,TNF-α, İL-1β, İL-6 ve elektrolit düzeylerinin yükseldiği, İL-10 düzeylerinin azaldığıgözlenirken tüm dokularda malondialdehit, ve kollajen düzeyleri ile myeloperoksidazaktivitesinin arttığı, glutatyon düzeylerinin ise azaldığı bulundu. Kronik böbrek yetmezliğininserum ve dokularda neden olduğu tüm değişiklikler kaptopril, valsartan ve NAC ileönlenirken NAC ile kombine uygulamada daha anlamlı bir düzelme olduğu saptandı.Bu sonuçlar, KBY'nin oksidan hasara neden olduğunu, bu hasarın da hipertansiyonazemin hazırladığını, buna karşılık kaptopril ve valsartanın N-asetilsistein ile kombineuygulamalarının KBY'de görülen değişiklileri önleyerek mortalite ve morbidite riskiniazaltabileceklerini düşündürmektedir.Anahtar Kelimeler: Kronik böbrek yetmezliği, kaptopril, valsartan, N-asetil-L-sistein. COMPARISON OF ANTIOXIDANT THERAPY WITH ANGIOTENSINCONVERTING ENZYME INHIBITORS AND ANGIOTENSIN RECEPTORANTAGONISTS IN EXPERIMENTAL CHRONIC RENAL FAILURE IN RATS.Author?s Name: Ahmet Özer ŞehirliSUMMARYThe aim of this study is to compare the effects of angiotensin converting enzymeinhibitor, captopril, and angiotensin receptor antagonist, valsartan, on the chronic renalfailure (CRF) related hemodynamic and oxidative damage parameters with that of theantioxidant N-acetyl-L-cysteine (NAC).In Wistar albino rats, following the development of CRF, saline, Captopril (1 mg/kg),Valsartan (1 mg/kg) and NAC (150 mg/kg) were given once a day as single agents or incombinations. Blood pressure and heart rate of the rats were monitored at weekly intervalsthroughout the follow-up period. At the end of 45 days, 24-hour urine was collected tomeasure the electrolytes and creatinine and the rats were decapitated. Trunk blood wastaken for the determination of IL-1β, IL-6, IL-10, TNF-α, leukocyte apoptosis, LDH,electrolytes, BUN and creatinine, while the brain, heart, aorta and kidney samples wereobtained to measure glutathione, malondialdehyde (MDA) and collagen levels, andmyeloperoxidase activity (MPO).In saline-treated CRF group, heart rate and blood pressure were increased, while in theother treatment groups these increases were significantly reversed. In saline-treated CRFgroup, there were decreases in the urine volume, creatinine and electrolyte levels, whileleukocyte apoptosis, serum creatinine, BUN, LDH, IL-1β, IL-6, TNF-α and electrolytelevels were elevated with a concomitant decrease in IL-10 levels. Moreover, in all theexamined tissues, MDA and collagen levels, MPO activity were increased significantly,and the glutathione levels were depressed. On the other hand, these biochemical changeswere reversed in captopril, VAL or NAC-treated groups, while the combination ofcaptopril or valsartan with NAC was found to be more effective. The present resultsindicate that these agents can be considered as choices of treatment in reducing mortalityand morbidity in CRF.Keywords: Chronic renal failure, captopril, valsartan, N-acetyl-L-cysteine. 118
- Published
- 2006
37. Sıçanlarda kronik nikotin uygulamasının aorta ve ürogenital sistemde neden olduğu oksidan hasarın ve bu hasara karşı melatoninin koruyucu etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Kapucu, Caner, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacy and Pharmacology ,Eczacılık ve Farmakoloji - Abstract
1. ÖZET Çalışmada Wistar Albino türü erkek sıçanlar kullanıldı ve dört grup oluşturuldu. Tüm injeksiyonlar intraperitoneal olarak 21 gün süresince uygulandı. 1. Kontrol grubu: serum fizyolojik, 2. Melatonin grubu: 10mg/kg melatonin, 3. Nikotin grubu: 0.6 mg/kg nikotin bitartarat, 4. Nikotin + Melatonin grubu: 0.6 mg/kg nikotin bitartarat ve 10 mg/kg melatonin. Deney sonunda hayvanlar dekapite edilerek kan ve doku örnekleri alındı. Aorta, mesane ve korpus kavernosum doku örneklerinin bir kısmı fonksiyonel incelemeler için izole organ banyosuna yerleştirildi. Aorta ve korpus kavernosum dokularının fenilefrin ile kasılma, asetil kolin ile gevşeme yanıtları, mesane dokusunun da karbakol ile kasılma yanıtları değerlendirildi. Bu dokuların diğer kısımlarmda ve böbrek doku örneklerinde ve serumda oksidan hasan incelemek amacı ile malondialdehit (MDA) ve glutatyon (GSH) tayinleri yapıldı. Böbrek fonksiyonlarını serum örneklerinde yapılan kreatinin ve BUN (Kan Üre Azotu ) ölçümleri ile değerlendirildi. Bulgularımızı değerlendirdiğimizde nikotin uygulanan grupta tüm doku örneklerinde ve serumda MDA düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamlı derecede arttığı, GSH düzeylerinin anlamlı olarak azaldığı ve melatonin tedavisi ile bu değişimlerin geri çevrildiği görüldü. Nikotin grubunda aorta ve korpus kavernosum dokularının fenilefrin ve asetil kolin ile alınan kasılma ve gevşeme yamtlarınm kontrol grubuna göre anlamlı olarak azaldığı, melatonin tedavili grupta ise bu yanıtların düzeldiği görüldü. Benzer şekilde nikotin grubuna ait mesane şeritlerinin karbakol ile alman kasılma yanıtları kontrol grubuna göre azalırken nikotin + melatonin grubunda ise yanıtlar kontrol değere yakın bulundu. BUN ve kreatinin değerlerinin nikotin grubunda, kontrol grubuna göre anlamlı olarak yükseldiği ve melatonin tedavisinin nikotine bağlı oksidan hasan önleyerek böbrek fonksiyonlanndaki bozulmayı önlediği gözlendi. Sonuç olarak nikotinin urogenital sistemde ve aortada oksidan hasara neden olduğu ve buna bağlı olarak doku fonksiyonlannı bozduğu, güçlü bir antioksidan olan melatoninin ise gözlenen bu oksidan hasara karşı dokuları ve fonksiyonlarını koruduğu anlaşılmıştır. 2. SUMMARY The study was carried out on male Wistar albino rats which were divided into 4 groups: All injections were done intraperitoneally for 21 days. 1- Control group: Saline, 2- Melatonin group: 10mg/kg melatonin, 3- Nicotine group: 0.6 mg/kg nicotine bitartarate* 4- Nicotine+Melatonin group: 0.6 mg/kg nicotine bitartarat +10 mg/kg melatonin, At the end of the experiments animals were killed by decapitation and blood and tissue samples were taken. A part of the aorta, urinary bladder and corpus cavernosum tissues were placed in isolated organ baths for functional investigations. The contraction and relaxation responses of aorta and corpus cavernosum to phenylephrine and to acetylcholine and the contraction responses of urinary bladder to carbachol were recorded. In order to interpret the oxidative damage malondialdehyde (MDA) and glutathione (GSH) measurements were performed on kidney, aorta, corpus cavernosum, bladder tissues and in serum. Kidney functions were evaluated by measuring the serum creatinine and BUN (blood urea nitrogen) concentrations. Evaluation of the results demonstrated that in the nicotine group, MDA levels in both the serum and all tissue samples were significantly high and GSH levels were decreased significantly in comparison to the control group; whereas melatonin treatment reversed these changes. In nicotine group the contraction responses to phenylephrine and the relaxation responses to acetylcholine of the aorta and the corpus cavernosum tissue were found to be decreased significantly in comparison to the control group, whereas the same responses in melatonin treated group were found to be recovering. In the same way in the nicotine group the contraction responses of the urinary bladder strips to carbachol were found to be decreased in comparison to the control group and the responses were found to be close to control values in the nicotine+melatonin group. The BUN and creatinine values were found to be increased when compared to the control group and melatonin treatment was expected to eliminate the oxidative damage caused by nicotine also seemed to diminish the disorders in the kidney functions. According to these results, it is concluded that nicotine causes oxidative damage in the urogenital system and the aorta, and thus causes functional disorders in these tissues. On the other hand melatonin appears to protect the tissues against this viewed oxidative damage. 57
- Published
- 2004
38. Sıçanlarda kronik nikotin uygulamasının aorta ve üregenital sistemde neden olduğu oksidan hasarın vebu hasara karşı melatoninin koruyucu etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Kapucu, Caner, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Farmakoloji ,Biyoloji - Abstract
Çalışmada Wistar Albino türü erkek sıçanlar kullanıldı ve dört grup oluşturuldu. Tüm injeksiyonlar intraperitoneal olarak 21 gün süresince uygulandı.1.Kontrol grubu: serum fizyolojik,2.Melatonin grubu: 10 mg/kg melatonin,3.Nikotin grubu: 0.6 mg/kg nikotin bitartarat,4.Nikotin + Melatonin grubu: 0.6 mg/kg nikotin bitartarat ve 10 mg/kg melatonin.Deney sonunda hayvanlar dekapite edilerek kan ve doku örnekleri alındı.Aorta, mesane ve korpus kavernosum doku örneklerinin bir kısmı fonksiyonel incelemeler için izole organ banyosuna yerleştirildi. Aorta ve korpus kavernosum dokularının fenilefrin ile kasılma, asetil kolin ile gevşeme yanıtları, mesane dokusunun da karbakol ile kasılma yanıtları değerlendirildi. Bu dokuların diğer kısımlarında ve böbrek doku örneklerinde ve serumda oksidan hasarı incelemek amacı ile malondialdehit (MDA) ve glutatyon (GSH) tayinleri yapıldı. Böbrek fonksiyonlarını serum örneklerinde yapılan kreatinin ve BUN (Kan Üre Azotu ) ölçümleri ile değerlendirildi. Bulgularımızı değerlendirdiğimizde nikotin uygulanan grupta tüm doku örneklerinde ve serumda MDA düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamlı derecede arttığı, GSH düzeylerinin anlamlı olarak azaldığı ve melatonin tedavisi ile bu değişimlerin geri çevrildiği görüldü. Nikotin grubunda aorta ve korpus kavernosum dokularının fenilefrin ve asetil kolin ile alınan kasılma ve gevşeme yanıtlarının kontrol grubuna göre anlamlı olarak azaldığı, melatonin tedavili grupta ise bu yanıtların düzeldiği görüldü. Benzer şekilde nikotin grubuna ait mesane şeritlerinin karbakol ile alınan kasılma yanıtları kontrol grubuna göre azalırken nikotin + melatonin grubunda ise yanıtlar kontrol değere yakın bulundu. BUN ve kreatinin değerlerinin nikotin grubunda, kontrol grubuna göre anlamlı olarak yükseldiği ve melatonin tedavisinin nikotine bağlı oksidan hasarı önleyerek böbrek fonksiyonlarındaki bozulmayı önlediği gözlendi.Sonuç olarak nikotinin ürogenital sistemde ve aortada oksidan hasara neden olduğu ve buna bağlı olarak doku fonksiyonlarını bozduğu, güçlü bir antioksidan olan melatoninin ise gözlenen bu oksidan hasara karşı dokuları ve fonksiyonlarını koruduğu anlaşılmıştır. Melatonin reverses urinary system and aorta damage in the rat due to chronic nicotine administration SUMMARYThe study was carried out on male Wistar albino rats which were divided into 4 groups: All injections were done intraperitoneally for 21 days.1-Control group: Saline ,2-Melatonin group: 10mg/kg melatonin,3-Nicotine group: 0.6 mg/kg nicotine bitartarate,4-Nicotine+Melatonin group: 0.6 mg/kg nicotine bitartarat + 10 mg/kg melatonin, At the end of the experiments animals were killed by decapitation and blood and tissue samples were taken. A part of the aorta, urinary bladder and corpus cavernosum tissues were placed in isolated organ baths for functional investigations. The contraction and relaxation responses of aorta and corpus cavernosum to phenylephrine and to acetylcholine and the contraction responses of urinary bladder to carbachol were recorded. In order to interpret the oxidative damage malondialdehyde (MDA) and glutathione (GSH) measurements were performed on kidney, aorta, corpus cavernosum, bladder tissues and in serum. Kidney functions were evaluated by measuring the serum creatinine and BUN (blood urea nitrogen) concentrations. Evaluation of the results demonstrated that in the nicotine group, MDA levels in both the serum and all tissue samples were significantly high and GSH levels were decreased significantly in comparison to the control group; whereas melatonin treatment reversed these changes. In nicotine group the contraction responses to phenylephrine and the relaxation responses to acetylcholine of the aorta and the corpus cavernosum tissue were found to be decreased significantly in comparison to the control group, whereas the same responses in melatonin treated group were found to be recovering. In the same way in the nicotine group the contraction responses of the urinary bladder strips to carbachol were found to be decreased in comparison to the control group and the responses were found to be close to control values in the nicotine+melatonin group.The BUN and creatinine values were found to be increased when compared to the control group and melatonin treatment was expected to eliminate the oxidative damage caused by nicotine also seemed to diminish the disorders in the kidney functions. According to these results, it is concluded that nicotine causes oxidative damage in the urogenital system and the aorta, and thus causes functional disorders in these tissues. On the other hand melatonin appears to protect the tissues against this viewed oxidative damage.
- Published
- 2004
39. Sıçanlarda karaciğer iskemi/ reperfüzyon hasarında melatonin ve N-asetilsisteinin koruyucu etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Tosun, Osman, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacy and Pharmacology ,Eczacılık ve Farmakoloji - Abstract
1. ÖZET Bu çalışmada karaciğerde iskemi/reperfüzyonun (İ/R) neden olduğu hasarın bazı biyokimyasal parametreler üzerinden değerlendirilmesi ve melatonin (Mel) ya da N-asetilsisteinin (NAC) tek başına veya birlikte uygulanmasının bu parametrelerde oluşabilecek değişikliklere etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Wistar albino sıçanlarda karaciğer dokusunda 45 dakika süreyle total iskemi oluşturuldu ve takiben 1 saat boyunca reperfüzyona bırakıldı. Melatonin (10 mg/kg) ve/veya NAC (150 mg/kg) uygulanan hayvanlarda ilaç iskemiden 15 dakika ve reperfüzyondan hemen önce intraperitoneal olarak uygulandı. Deney sonunda hayvanlar dekapite edilerek kan ve doku örnekleri alındı. Karaciğer fonksiyonlarım değerlendirmek amacıyla serumda aspartat aminotransarninaz (AST) ve alanin aminotransaminaz (ALT) seviyeleri ölçüldü. Doku örneklerinde glutatyon (GSH), malondialdehid (MDA), protein oksidasyonu (PO) ve myeloperoksidaz (MPO) aktivitesi ölçümleri yapıldı. 45 dakikalık iskemi ve 1 saatlik reperfüzyon sonunda karaciğer GSH düzeyleri anlamlı derecede azalırken melatonin veya NAC uygulaması bu azalmayı kısmen önlenmiştir. Kombine tedavi grubunda ise karaciğer GSH seviyeleri normal değerlere dönmüştür. Malondialdehid, PO, ve MPO aktivitesi değerlerinde ise İ/R sonucunda artış gözlenmiştir. Bu değerlerdeki artış Melatonin veya NAC uygulamasıyla azalırken, bu iki ajanın kombine uygulanmasıyla normal değerlere dönmüştür. Serum AST ve ALT düzeylerinde İ/R sonucunda gözlenen artış da kombine melatonin ve NAC uygulamasıyla önlenmiştir. Bu bulgulara bakarak, melatonin-NAC kombine tedavisinin karaciğerde İ/R olayları sonucu ortaya çıkabilecek serbest radikal aracılı organ hasarı ve disfonksiyonunu önleyerek morbidite ve mortaliteyi önemli oranda azaltabileceği düşünülmektedir. 2. SUMMARY THE PROTECTIVE EFFECTS OF MELATONIN AND N-ACETYLCISTEINE ON HEPATIC ISCHEMIA/REPERFUSION INJURY IN RATS Our aim in this study was to demonstrate the role of free radical formation on functional changes caused by ischemia/reperrasion (I/R) in liver tissue and to investigate whether melatonin and N-acetylcisteine (NAC) alone or in combination have any effect on liver I/R injury. For this purpose Wistar albino rats were subjected to 45 minutes hepatic ischemia followed by 1 hour of reperfusion period. Melatonin (10 mg/kg) or NAC (150 mg/kg) were administered alone or in combination, intraperitoneally, 15 minutes prior to ischemia and just before reperfusion. At the end of the experiment the animals were decapitated and blood and tissue samples were collected. Glutathione (GSH) and malodialdehyde (MDA) levels, protein oxidation (PO) and myleperoxidase (MPO) activity were measured. In tissue samples serum aspartate aminotransaminase (AST) and alanine aminotransaminase (ALT) levels were determined to evaluate the hepatic functions. Hepatic GSH levels which significantly decreased by I/R were elevated to control levels in the combination group whereas treatment with melatonin or NAC alone provided only a limited protection. Hepatic MDA, PO and MPO activity levels were significantly increased by I/R The increase in these parameters were partially decreased by melatonin or NAC alone, whereas treatment with the combination reduced these values back to control levels. The increase in serum AST and ALT levels observed after I/R period were also prevented by treatment with the Mel-NAC combination. 54
- Published
- 2002
40. Sıçanlarda karaciğer iskemi/reperfüzyon hasarında melatonin ve N-asetilsisteinin koruyucu etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Tosun, Osman, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Farmakoloji - Abstract
Bu çalışmada karaciğerde iskemi/reperfüzyonun (İ/R) neden olduğu hasarın bazı biyokimyasal parametreler üzerinden değerlendirilmesi ve melatonin (Mel) ya da N-asetilsisteinin (NAC) tek başına veya birlikte uygulanmasının bu parametrelerde oluşabilecek değişikliklere etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Bu amaçla Wistar albino sıçanlarda karaciğer dokusunda 45 dakika süreyle total iskemi oluşturuldu ve takiben 1 saat boyunca reperfüzyona bırakıldı. Melatonin (10 mg/kg) ve/veya NAC (150 mg/kg) uygulanan hayvanlarda ilaç iskemiden 15 dakika ve reperfüzyondan hemen önce intraperitoneal olarak uygulandı. Deney sonunda hayvanlar dekapite edilerek kan ve doku örnekleri alındı.Karaciğer fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla serumda aspartat aminotransaminaz (AST) ve alanin aminotransaminaz (ALT) seviyeleri ölçüldü. Doku örneklerinde glutatyon (GSH), malondialdehid (MDA), protein oksidasyonu (PO) ve myeloperoksidaz (MPO) aktivitesi ölçümleri yapıldı.45 dakikalık iskemi ve 1 saatlik reperfüzyon sonunda karaciğer GSH düzeyleri anlamlı derecede azalırken melatonin veya NAC uygulaması bu azalmayı kısmen önlenmiştir. Kombine tedavi grubunda ise karaciğer GSH seviyeleri normal değerlere dönmüştür. Malondialdehid, PO, ve MPO aktivitesi değerlerinde ise İ/R sonucunda artış gözlenmiştir. Bu değerlerdeki artış Melatonin veya NAC uygulamasıyla azalırken, bu iki ajanın kombine uygulanmasıyla normal değerlere dönmüştür. Serum AST ve ALT düzeylerinde İ/R sonucunda gözlenen artış da kombine melatonin ve NAC uygulamasıyla önlenmiştir.Bu bulgulara bakarak, melatonin-NAC kombine tedavisinin karaciğerde İ/R olayları sonucu ortaya çıkabilecek serbest radikal aracılı organ hasarı ve disfonksiyonunu önleyerek morbidite ve mortaliteyi önemli oranda azaltabileceği düşünülmektedirSUMMARYTHE PROTECTIVE EFFECTS OF MELATONIN AND N-ACETYLCISTEINE ON HEPATIC ISCHEMIA/REPERFUSION INJURY IN RATSOur aim in this study was to demonstrate the role of free radical formation on functional changes caused by ischemia/reperfusion (I/R) in liver tissue and to investigate whether melatonin and N-acetylcisteine (NAC) alone or in combination have any effect on liver I/R injury.For this purpose Wistar albino rats were subjected to 45 minutes hepatic ischemia followed by 1 hour of reperfusion period. Melatonin (10 mg/kg) or NAC (150 mg/kg) were administered alone or in combination, intraperitoneally, 15 minutes prior to ischemia and just before reperfusion. At the end of the experiment the animals were decapitated and blood and tissue samples were collected.Glutathione (GSH) and malodialdehyde (MDA) levels, protein oxidation (PO) and myleperoxidase (MPO) activity were measured. In tissue samples serum aspartate aminotransaminase (AST) and alanine aminotransaminase (ALT) levels were determined to evaluate the hepatic functions.Hepatic GSH levels which significantly decreased by I/R were elevated to control levels in the combination group whereas treatment with melatonin or NAC alone provided only a limited protection. Hepatic MDA, PO and MPO activity levels were significantly increased by I/R. The increase in these parameters were partially decreased by melatonin or NAC alone, whereas treatment with the combination reduced these values back to control levels. The increase in serum AST and ALT levels observed after I/R period were also prevented by treatment with the Mel-NAC combination.Taken together, our findings show that melatonin and NAC have benefical effects and, due to their sinergistic effects, may protect the liver against the I/R injury when administered in a combination
- Published
- 2002
41. Renal iskemi/ reperfüzyon hasarında Melatonin'in koruyucu etkisi
- Author
-
Şehirli, Ahmet Özer, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pharmacy and Pharmacology ,Eczacılık ve Farmakoloji - Abstract
1. ÖZET Bu çalışmada renal iskemi/reperfuzyon hasarının neden olduğu serbest radikal oluşumunun böbrek dokusunda meydana getirdiği yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri histolojik ve biyokimyasal olarak değerlendirmek, melatonin uygulamasının bu parametrelerde oluşabilecek değişikliklere etkilerini incelemek amaçlanmıştır. Bu amaçla Wistar albino türü sıçanlarda böbrekte 45 dakika süreyle tek taraflı iskemi oluşturuldu (İ grubu). İskemi sonrasında 1,3, 6, 24, 48 saat ve 1 haftalık sürelerle doku reperfuzyona bırakıldı (İRı ^ İR3 a, İResa, İR24 », İR48S. ve İRihaf gruplar). Melatonin (10 mg/kg) ya da çözücü uygulamaları iskemiden 15 dakika ve reperfüzyondan hemen önce intraperitonal olarak uygulandı. Deney sonunda hayvanlar dekapite edilerek kan ve böbrek numuneleri alındı. Böbrek dokusunda glutatyon, malondialdehit düzeyleri, protein oksidasyonu tayini, ve myeloperoksidaz aktivitesi ölçümleri yapıldı ve doku ışık mikroskobu altında incelendi. Serum kreatinin ve BUN (Kan Üre Azotu) konsantrasyonları ölçülerek böbrek fonksiyonu hakkında bilgi edinildi. Çözücü gruplarına ait malondialdehit düzeylerinde, protein oksidasyonunda ve myeloperoksidaz aktivitelerinde kontrol grubuna göre anlamlı bir artış görülürken, melatonin uygulanan gruplarda bu parametrelerde görülen artış anlamlı olarak azalmaktadır. Çözücü gruplarındaki glutatyon düzeylerinde meydana gelen azalmanın^ melatonin uygulamasıyla önlendiği görülmektedir. Serum kreatinin ve BUN düzeylerinin çözücü gruplarında kontrol grubuna göre anlamlı olarak arttığı, melatoninin ise bu artışı anlamlı şekilde inhibe ettiği görülmektedir. Işık mikroskobu incelemelerinde dokuda yaygın nötröfil infiltrasyonu ve özellikle proksimal tübülde geniş bir hasar oluştuğu saptanmıştır. Melatonin uygulanan gruplarda ise dokuda hasarın azaldığı görülmüştür.Bu bulgular ışığında sonuçlarımız melatoninin renal iskemi/reperfüzyon sırasında serbest radikallerin sebep olduğu oksidatif hasara karşı koruyucu etkisinin olduğu ve böylelikle melatoninin serbest radikaller aracılığı ile meydana gelen yapısal ve fonksiyonel hasan önleyerek, transplantasyon sırasında oluşabilecek organ reddini veya graft fonksiyondaki gecikmeyi engelleyebileceğini düşündürmektedir. 2. SUMMARY Our aim in this study was to show the role of free radical formation on morphological and functional alterations induced by renal ischemia/reperfusion and to determine whether melatonin has any effect on these parameters. For this purpose Wistar albino rats were subjected to 45 minutes renal ischemia (I group). After the ischemic period kidney was reperfused for 1, 3, 6, 24, 48 hours and 1 week (IRih, IR3h, IRo» IR241» IRjsh, IRiw groups). Melatonin (10 mg/kg) or vehicle were administered intraperitoneally 15 minutes prior to ischemia and just before reperfusion. At the end of the experiment the animals were decapitated and blood, tissue samples were taken. Glutathione, malondialdehyde levels, protein oxidation and myeloperoxidase activity in the kidney tissue samples were measured. Morphological changes were also observed under light microscope. Serum creatinine and Blood Urea Nitrogen (BUN) levels were also measured in order to evaluate the kidney function. Malondialdehyde, protein oxidation and myeloperoxidase activity were significantly increased in vehicle treated groups compared to control whereas melatonin administration significantly decreased these parameters. The decrease in glutathione levels of vehicle groups were prevented by melatonin administration. Serum creatinine and BUN levels were increased significantly in vehicle groups when compared to the control groups. Melatonin significantly inhibited this increase. The light microscopy examinations exhibit a significant neutrophil infiltration and a serious injury in the proximal tubuler cells. In melatonin treated animals there was neutrophil less infiltration and proximal tubuler cell injury. These findings indicate that melatonin has a protective effect against the I/R injury of the kidney and suggest that beneficial effects of melatonin can be attributed to reducedoxidative damage due to free radicals. Overall, these results suggest that melatonin may be a beneficial agant in preventing the complications of transplantation such as organ rejection or delay in graft function. 368
- Published
- 2001
42. Renal iskemi/ reperfüzyon hasarında melatonin’ in koruyucu etkisi
- Author
-
Şehirli, Ahmet Özer, Şener, Göksel, and Farmakoloji Anabilim Dalı
- Subjects
FARMAKOLOJİ - Abstract
ÖZETBu çalışmada renal iskemi/reperfüzyon hasarının neden olduğu serbest radikal oluşumunun böbrek dokusunda meydana getirdiği yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri histolojik ve biyokimyasal olarak değerlendirmek, melatonin uygulamasının bu parametrelerde oluşabilecek değişikliklere etkilerini incelemek amaçlanmıştır.Bu amaçla Wistar albino türü sıçanlarda böbrekte 45 dakika süreyle tek taraflı iskemi oluşturuldu (İ grubu). İskemi sonrasında 1, 3, 6, 24, 48 saat ve 1 haftalık sürelerle doku reperfüzyona bırakıldı (İR1 sa, İR3 sa, İR 6 sa, İR24 sa, İR48sa ve İR1haf gruplar). Melatonin (10 mg/kg) ya da çözücü uygulamaları iskemiden 15 dakika ve reperfüzyondan hemen önce intraperitonal olarak uygulandı. Deney sonunda hayvanlar dekapite edilerek kan ve böbrek numuneleri alındı.Böbrek dokusunda glutatyon, malondialdehit düzeyleri, protein oksidasyonu tayini, ve myeloperoksidaz aktivitesi ölçümleri yapıldı ve doku ışık mikroskobu altında incelendi. Serum kreatinin ve BUN (Kan Üre Azotu) konsantrasyonları ölçülerek böbrek fonksiyonu hakkında bilgi edinildi.Çözücü gruplarına ait malondialdehit düzeylerinde, protein oksidasyonunda ve myeloperoksidaz aktivitelerinde kontrol grubuna göre anlamlı bir artış görülürken, melatonin uygulanan gruplarda bu parametrelerde görülen artış anlamlı olarak azalmaktadır. Çözücü gruplarındaki glutatyon düzeylerinde meydana gelen azalmanın, melatonin uygulamasıyla önlendiği görülmektedir. Serum kreatinin ve BUN düzeylerinin çözücü gruplarında kontrol grubuna göre anlamlı olarak arttığı, melatoninin ise bu artışı anlamlı şekilde inhibe ettiği görülmektedir.Işık mikroskobu incelemelerinde dokuda yaygın nötrofil infiltrasyonu ve özellikle proksimal tübülde geniş bir hasar oluştuğu saptanmıştır. Melatonin uygulanan gruplarda ise dokuda hasarın azaldığı görülmüştür.Bu bulgular ışığında sonuçlarımız melatoninin renal iskemi/reperfüzyon sırasında serbest radikallerin sebep olduğu oksidatif hasara karşı koruyucu etkisinin olduğu ve böylelikle melatoninin serbest radikaller aracılığı ile meydana gelen yapısal ve fonksiyonel hasarı önleyerek, transplantasyon sırasında oluşabilecek organ reddini veya graft fonksiyondaki gecikmeyi engelleyebileceğini düşündürmektedir.ABSTRACT THE PROTECTİVE EFFECT OF MELATONİN ON RENAL İSCHEMİA-REPERFUSION INJURY IN THE RATOur aim in this study was to show the role of free radical formation on morphological and functional alterations induced by renal ischemia/reperfusion and to determine whether melatonin has any effect on these parameters.For this purpose Wistar albino rats were subjected to 45 minutes renal ischemia (I group). After the ischemic period kidney was reperfused for 1, 3, 6, 24, 48 hours and 1 week (IR1h, IR3h, IR6h, IR24h, IR48h, IR1w groups). Melatonin (10 mg/kg) or vehicle were administered intraperitoneally 15 minutes prior to ischemia and just before reperfusion. At the end of the experiment the animals were decapitated and blood, tissue samples were taken.Glutathione, malondialdehyde levels, protein oxidation and myeloperoxidase activity in the kidney tissue samples were measured. Morphological changes were also observed under light microscope. Serum creatinine and Blood Urea Nitrogen (BUN) levels were also measured in order to evaluate the kidney function.Malondialdehyde, protein oxidation and myeloperoxidase activity were significantly increased in vehicle treated groups compared to control whereas melatonin administration significantly decreased these parameters. The decrease in glutathione levels of vehicle groups were prevented by melatonin administration. Serum creatinine and BUN levels were increased significantly in vehicle groups when compared to the control groups. Melatonin significantly inhibited this increase.The light microscopy examinations exhibit a significant neutrophil infiltration and a serious injury in the proximal tubuler cells. In melatonin treated animals there was neutrophil less infiltration and proximal tubuler cell injury.These findings indicate that melatonin has a protective effect against the I/R injury of the kidney and suggest that beneficial effects of melatonin can be attributed to reduced oxidative damage due to free radicals. Overall, these results suggest that melatonin may be a beneficial agant in preventing the complications of transplantation such as organ rejection or delay in graft function.
- Published
- 2001
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.