88 results on '"ÜNLÜ, Ali"'
Search Results
2. Meme Kanseri Olan Hastalarda Serum Homoarjinin ve İskemi Modifiye Albumin Düzeyleri
- Author
-
ÇETİN, BAHADIR, ARI, ZEKİ, KOSOVA, FUNDA, ABUŞOĞLU, SEDAT, BEKSAÇ, ÖZGÜ KEMAL, SEPİCİ DİNÇEL, AYLİN, ÜNLÜ, ALİ, and ABUŞOĞLU, GÜLSÜM
- Published
- 2020
3. Periferik arter hastalarında yükselmiş serum homositrulin düzeyleri.
- Author
-
ONMAZ, Duygu ERYAVUZ, AYDOĞAN, Canan, AYGÜL, Nazif, SİVRİKAYA, Abdullah, ABUŞOĞLU, Sedat, and ÜNLÜ, Ali
- Subjects
PERIPHERAL vascular diseases ,LIQUID chromatography-mass spectrometry ,RECEIVER operating characteristic curves ,ARTERIAL stenosis ,PLATELET lymphocyte ratio - Abstract
Copyright of Turkish Bulletin of Hygiene & Experimental Biology / Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji is the property of Refik Saydam National Public Health Agency and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. Gestasyonel diabetes mellitus tanısında bir biyobelirteç olarak serum prokalsitonin düzeyi
- Author
-
Baldane, Süleyman, İPEKCİ, Süleyman Hilmi, KEBAPCILAR, Ayşegül, ABUŞOĞLU, Sedat, ÖZTÜRK, Bahadır, ÜNLÜ, Ali, ÇELİK, Çetin, and KEBAPCILAR, Levent
- Subjects
Gestational diabetes mellitus,procalcitonin ,Health Care Sciences and Services ,Gestasyonel diabetes mellitus,prokalsitonin,inflamasyon ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri - Abstract
Purpose: The aim of this study was set as to compare procalcitonin levels of gestational diabetes mellitus patients and healthy pregnant individuals and evaluate link between serum procalcitonin concentration and metabolic parameters of gestational diabetes mellitus. Materials and Methods: 142 pregnant individual who consulted to Endocrinology Division were taken to the study. According to the oral glucose tolerance test results, 57 were diagnosed gestational diabetes mellitus, and 85 healthy pregnant were included in the control group. For the serum analysis, samples were obtained after overnight fasting and between 7:00 AM and 8:00 AM.Results: In the gestational diabetes mellitus group serum procalcitonin levels was found significantly higher than control group. A positive correlation was found between serum procalcitonin levels and fasting glucose and oral glucose tolerance test 60. minute glucose levels. Conclusion: Our results shown that levels of serum procalcitonin in gestational diabetic mellitus were significantly higher than healthy pregnancies for the first time. This result supports the knowledge that chronic low-grade inflammation plays an important role in the pathogenesis of gestational diabetes mellitus. Procalcitonin level may be considered as a new biomarker for chronic low-grade inflammation in patients with gestational diabetes mellitus, Amaç: Bu çalışmanın amacı gestasyonel diabetes mellitus hastalarında ve sağlıklı gebelerde serum prokalsitonin düzeylerini karşılaştırmak ve prokalsitonin düzeyinin diğer metabolik parametreler ile ilişkisini değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Endokrinoloji Bilim Dalı polikliniğine başvuran 142 gebe çalışmaya dahil edildi. Oral glukoz tolerans testi sonuçlarına göre 57 gebeye gestasyonel diabet mellitus tanısı konuldu. 85 sağlıklı gebe ise kontrol grubuna dahil edildi. Serum analizi için tüm kan örnekleri bir gecelik açlık sonrası oral glukoz tolerans testi başlangıcında sabah 7:00 ve 8:00 saatleri arasında alındı.Bulgular: Gestasyonel diabet mellitus grubunda serum prokalsitonin düzeyleri kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulundu. Serum prokalsitonin düzeyi ile açlık glukozu ve oral glukoz tolerans testi 60. dakika glukoz düzeyleri arasında anlamlı pozitif korelasyon bulundu.Sonuç: Bu çalışmada gestasyonel diabet mellitus’lu gebelerde serum prokalsitonin düzeylerinin sağlıklı gebelere göre anlamlı olarak yüksek olduğu ilk kez gösterilmiştir. Bu sonuç kronik düşük-dereceli inflamasyonun gestasyonel diabet mellitus patogenezinde önemli role sahip olduğu bilgisini desteklemektedir. Prokalsitonin düzeyi gestasyonel diabet mellitus hastalarında kronik düşük-dereceli inflamasyonun yeni bir biyobelirteci olarak düşünülebilir.
- Published
- 2017
5. Sosyal bilgiler öğretmenlerinin küresel vatandaşlık ve sosyal bilgiler dersinde küresel vatandaşlık eğitimine yönelik algı ve görüşleri
- Author
-
Ünlü, Ali, Özdemir Özden, Döndü, and Sosyal Bilgiler ve Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Eğitim ve Öğretim ,Education and Training - Abstract
Bu çalışma, Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin küresel vatandaşlık algıları ve Sosyal Bilgiler dersinde küresel vatandaşlık eğitimine yönelik görüşlerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Temel nitel araştırma modeli kullanılan araştırmanın katılımcılarını 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı resmi ortaokullarda görev yapan 20 Sosyal Bilgiler öğretmeni oluşturmuştur. Veriler yarı yapılandırılmış görüşmeler aracılığı ile toplanmıştır ve `tematik analiz yöntemi` kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada şu sonuçlara ulaşılmıştır:-Öğretmenlerin çoğunluğu küresel vatandaşlığı, evrensel değerlere sahip olma olarak tanımlamıştır. Öğretmenlere göre bir küresel vatandaşın sahip olması gerekli yeterliklerin başında ise farklılıklara saygı ve çevresel duyarlılık gelmektedir.-Öğretmenlerin küresel vatandaşlık eğitiminde etkili olan boyutları; okul, aile, kitle iletişim araçları-medya, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve toplum şeklinde sıraladıkları belirlenmiştir.-Kimi öğretmenlerin etkili küresel vatandaşlığı kazandırmada ilkokul dönemini, kimi öğretmenlerin ise ortaokul dönemini daha önemli gördükleri belirlenmiştir.-Öğretmenlerin görüşlerine göre okullarda küresel vatandaşlık eğitimine yönelik olarak rutin çalışmalar, ders dışı çalışmalar, sosyal-kulüp çalışmaları, belirli gün ve haftalardaki çalışmaların yapıldığı belirlenmiştir.-Öğretmenlere göre küresel vatandaşlık eğitiminde en fazla rol Sosyal Bilgiler dersi rol oynamaktadır. Etkili olan diğer dersler ise Türkçe, İngilizce, Fen Bilimleri, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Görsel Sanatlar, Müzik, Matematik, İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi, Oyun ve Fiziki Etkinlikler, Rehberlik, Teknoloji ve Tasarım ve kimi seçmeli dersler olarak sıralanmıştır. Ayrıca bazı öğretmenler tüm dersler de küresel vatandaşlık eğitimin verilebileceğini belirtmiştir.-Sosyal Bilgiler derslerindeki küresel vatandaşlık eğitim sürecinin rutin davranışlar, kullanılan yöntem-teknik ve etkinlikler, özel çalışmalar ile kullanılan araç-gereç ve materyaller olmak üzere dört boyutta gerçekleştiği belirlenmiştir.-Öğretmenler Sosyal Bilgiler dersi öğretim programının küresel vatandaşlık eğitimine uygun yöntem ve teknikleri içerdiğini düşündükleri belirlenmiştir. Ancak öğretmenlerinin özellikle ilgili öğrenmelerin Küresel Bağlantılar öğrenme alanındaki belli konulara serpiştirilerek verildiğini ifade etmişlerdir.-Öğretmenlere göre; ailelerin küresel bilinç ve duyarlılık düzeyinin düşük olması ve sosyo-ekonomik düzeylerinin farklı olması, öğrencilerin küresel vatandaşlık konusunda bilinçsiz, isteksiz ve ilgisiz olmaları, öğretmenlerin ders yüklerinin fazla olması ve uygulamalı çalışmalarınyapımının zor olması, okulların altyapı/fiziki açıdan yetersiz olması, programın çok yoğun ve yetersiz olması ve ilgili konuların program sonunda olması, ders saatlerinin az olması, okul dışı çevredeki olumsuz davranış örnekleri ve yapılmak istenen çalışmalara yöneticiler tarafından destek verilmemesi küresel vatandaşlık eğitiminde sıklıkla karşılaşılan sorunlardır.-Sosyal Bilgiler öğretmenleri etkili küresel vatandaşlık eğitimi için öncelikle yöneticilerin okullarda yapılan çalışmaların desteklenmesi, okul dışı çevredeki basın yayın organları ve sivil toplum kuruluşlarının daha fazla sorumluluk alması, öğrenci ve velilerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılması, okullarda erken yaşlarda ilgili eğitimin verilmesi, uygulamaya dönük etkinliklerin daha çok yapılması, yaparak yaşayarak öğrenmelerin arttırılması, ilgili gezilerin daha sık yapılması, bütün derslerde küresel vatandaşlık yeterliklerine yer verilmesi, ders saatinin arttırılması, programda küresel vatandaşlığa yönelik içeriğin genişletilmesi gibi önerilerde bulunmuşlardır on global citizenship education and their views about global citizenship education in Social Studies lesson. In the 2016-2017 academic year, 20 Social Studies teachers working in official secondary schools of Kütahya Provincial Directorate of National Education constituted the participants of the study, which used the basic qualitative research model. Data were collected through semi-structured interviews and analyzed using the `thematic analysis method`. The following results were reached in the research:-The majority of teachers defined global citizenship as having universal values. According to the teachers, respect for differences and environmental sensitivity are the most important competences that a global citizen should have.-According to teachers' opinions, dimensions of effective global citizenship education are school, family, mass media-media, local governments, non-governmental organizations and society.-It was determined that some teachers considered the primary school period and some teachers considered the secondary school period more important in gaining effective global citizenship.-According to teachers' opinions, it was determined that routine citizenship, extracurricular activities, social-club activities, and specific days and weeks were conducted for global citizenship education in schools.-According to teachers, the most important role in global citizenship education is Social Studies lesson. Other effective lessons are Turkish, English, Physical Sciences, Religious Culture and Moral Knowledge, Visual Arts, Music, Mathematics, Human Rights, Citizenship and Democracy, Game and Physical Activities, Guidance, Technology and Design and some elective lessons. In addition, some teachers stated that global citizenship education can be provided in all lessons.-It has been determined that the global citizenship education process in Social Studies lessons takes place in four dimensions as routine behaviors, methods-techniques and activities used, special studies and tools and materials used.-Teachers think that the curriculum of Social Studies lesson includes methods and techniques suitable for global citizenship education. However, their teachers stated that especially related learning is given by interspersing certain topics in the field of Global Connections.According to teachers; low level of global awareness and sensitivity of families and different socio-economic levels, students being unconscious, reluctant and indifferent about global citizenship, teachers' lesson loadings being high and practical studies being difficult, schools being inadequate in terms of infrastructure / physics, the program is very intense. and inadequate and related issues at the end of the program, short hours, negative behaviors in the environment outside the school and the lack of support from managers for the studies to be carried out are frequently encountered problems in global citizenship education.-Social Studies teachers should support the work of the administrators in schools for effective global citizenship education, increase the responsibility of the media and non-governmental organizations in the non-school environment, carry out activities aimed at raising the awareness of students and parents, providing relevant education in schools at an early age, to do more, to increase the learning by doing, to make more frequent trips, to include the global citizenship competencies in all lessons, to increase the lesson hours, the content of the program for the global citizenship 217
- Published
- 2017
6. Changes in Serum Levels of ADMA, SDMA and L-NMMA with Helicobacter Pylori Eradication
- Author
-
Baldane, Süleyman, Korkmaz, Hüseyin, İpekçi, Süleyman Hilmi, Sözen, Mehmet, Abuşoğlu, Sedat, Akar, Tarık, Ünlü, Ali, Selçuk Üniversitesi, and Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi
- Subjects
Tıbbi Araştırmalar Deneysel - Abstract
Amaç: Artmış asimetrik dimetil arjinin (ADMA) düzeyleri başta kardiyovasküler sistem olmak üzere birçok sistemde nitrik oksit (NO) düzeylerini azaltarak olumsuz etkilere neden olur. Helicobacter pylori (H. pylori) enfeksiyonun ADMA düzeylerinde artışa neden olduğu bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı H. pylori ile enfekte bireylerde eradikasyon tedavisinin ADMA ve diğer metilarjinin metabolizma ürünlerinin serum düzeylerine etkisini değerlendirmek olarak belirlendi.Yöntemler: 14C üre nefes testi ve gaita antijen testlerinin her ikisinde pozitiflik tespit edilen hastalar H. pylori ile enfekte kabul edildi. Hastalara 14 günlük eradikasyon tedavisi (günde 2 kez 40 mg pantoprazol, günde iki kez 1000 mg amoksisilin ve günde iki kez 500 mg klaritromisin) verildi. Eradikasyon tedavisi öncesinde ve eradikasyon sağlanan hastalarda tedaviden 3 ay sonra ADMA, simetrik dimetil arjinin (SDMA) ve N-monometil-L-arjinin (L-NMMA) serum düzeylerinin ölçümü için kan örnekleri alındı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 45 hastadan 23'ü kadın ve 22'si erkek idi. Hastaların ortalama yaşı 32,4±8 idi. Hastaların serum ADMA, SDMA ve L-NMMA düzeylerinde eradikasyon tedavisi sonrasında, tedavi öncesine göre anlamlı düzeylerde azalma olduğu görüldü.Sonuç: Bu çalışmada H. pylori eradikasyonu ile plazma ADMA, SDMA ve L-NMMA düzeylerinde anlamlı azalma olduğu gösterildi. H. pylori eradikasyonuna bağlı azalan serum ADMA, SDMA ve L-NMMA düzeylerinin, başta kardiyovasküler sistem olmak üzere bütün sistemlerde oluşturabileceği yararlı etkilerin değerlendirilmesi için geniş çaplı, uzun süreli çalışmalara ihtiyaç vardır, Objective: Increased asymmetric dimethylarginine (ADMA) levels are associated with reduced nitric oxide (NO) levels in many systems, particularly the cardiovascular system, and cause adverse effects. The objective of this study is to evaluate the effect of eradication therapy in patients infected with Helicobacter pylori (H. pylori) on the serum level of ADMA and other metabolic products of methylarginine.Methods: Patients who were found positive both in urea breath tests and stool antigen tests were considered to have H. pylori infection. These patients received eradication therapy for 14 days (twice daily pantoprazole 40 mg, twice daily amoxicillin 1000 mg, and twice daily clarithromycin 500 mg). Blood samples were taken to measure serum ADMA, symmetric dimethylarginine (SDMA), and N-monomethyl-Larginine (L-NMMA) levels before eradication therapy and 3 months after the therapy for patients for whom eradication was achieved. Results: A total of 23 of the 45 patients included in the study were female, whereas 22 were male. The mean age of the patients was 32.4±8 years. Significant reductions in the serum ADMA, SDMA, and L-NMMA levels of the patients were observed post-eradication therapy versus pre-eradication therapy. Conclusion: This study demonstrated significant reductions in serum ADMA, SDMA, and L-NMMA levels with H. pylori eradication. Further extensive long-term studies are needed to evaluate the positive effects that reduced serum ADMA, SDMA, and L-NMMA levels after H. pylori eradication can have on all systems, particularly the cardiovascular system
- Published
- 2017
7. Behçet Hastalarında Metilglioksal, İskemi Modifiye Albumin Düzeyleri ve Prolidaz Aktivitesinin Araştırılması.
- Author
-
ERYAVUZ ONMAZ, Duygu, SİVRİKAYA, Abdullah, ABUŞOĞLU, Sedat, YILMAZ, Sema, ABUŞOĞLU, Gülsüm, TUTKUN, Lütfiye, and ÜNLÜ, Ali
- Subjects
ERYTHROCYTES ,ALDEHYDES ,BEHCET'S disease ,BLOOD sedimentation ,COMPARATIVE studies ,ENZYMES ,HIGH performance liquid chromatography ,ISCHEMIA ,NEUTROPHILS ,SERUM albumin ,SPECTROPHOTOMETRY ,VASCULITIS ,DESCRIPTIVE statistics ,LYMPHOCYTE count ,PLATELET count - Abstract
Copyright of Journal of Harran University Medical Faculty / Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi is the property of Harran University Medical Faculty and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
8. 2008 ve 2010 Yılları Arasında İstanbul Bağcılar İlçesinde Gençler Arasında Madde Kullanım Yaygınlığı, Risk ve Koruma Faktörlerinin Değerlendirilmesi
- Author
-
ÜNLÜ, Ali and EVCİN, Uğur
- Subjects
Gynecology ,medicine.medical_specialty ,business.industry ,Cigarette,Alcohol,Drug,Substance Use,Risk Factors ,medicine ,Sigara,Alkol,Uyuşturucu,Madde Kullanımı,Risk Faktörleri ,Beşeri Bilimler, Ortak Disiplinler ,Electrical and Electronic Engineering ,Substance use ,business ,Humanities, Multidisciplinary ,Atomic and Molecular Physics, and Optics - Abstract
Most of the studies on youth substance use in Turkey focus on drug prevalence. However, it is difficult to understand the changes in prevalence of substance use with cross-sectional studies because risk and protective factors also change in time. The aim of this study is to evaluate the risk factors studied in the literature and changes in prevalence of substance use between 2008 and 2010 in Bağcılar, Istanbul. The sample size of the survey was 2627 in 2008 and 2150 in 2010. The results of the analysis show that cigarette smoking and alcohol use have increased among youth while risk factors such as academic failure, schools absence, substance use of peers, deviant behaviors and activities without adult supervision have increased., Türkiye’de öğrencilerin madde kullanımı üzerine yapılan birçok araştırma madde kullanım yaygınlığı üzerine yoğunlaşmaktadır. Kesitsel çalışmalarla öğrenciler arasındaki madde kullanım oranındaki değişimi anlamak yeterli değildir; çünkü davranışlarına etki eden risk ve koruma faktörleri zamanla farklılık göstermektedir. Bu araştırmanın amacı; İstanbul Bağcılar ilçesinde 2008 ve 2010 yıllarında öğrencilerin madde kullanım oranlarını ve literatürde kabul edilen risk faktörlerindeki değişimi değerlendirmektir. 2008 yılında 2627, 2010 yılında ise 2150 öğrenciye ulaşılarak yapılan ankette, sigara ve alkol kullanımında belirgin bir artış olduğu, madde kullanımına etki eden faktörler olan akademik başarı, okula devamsızlık, arkadaşlar arasında madde kullanım yaygınlığı, suç işleme oranları ve boş vakitlerini olumsuz aktivitelerle değerlendirme biçimlerinde artış olduğu görülmüştür.
- Published
- 2016
9. Kurumsal Teori Bağlamında AB Uyelik Sürecinde Türk Polisinde Değişim
- Author
-
YILDIZ, Serdar and ÜNLÜ, Ali
- Subjects
Kişi-Örgüt Uyumu,Örgütsel Vatandaşlık Davranışı - Abstract
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de mobilya sanayi sektöründe faaliyet gösteren büyük ölçekli işletmelerin çalışanlarından alınan verilere göre davranışları üzerindeki etkisini belirlemeye yöneliktir. Araştırmanın çalışma evreni; Kayseri ili büyük ölçekli mobilya sanayi işletmeleri çalışanlarıdır. Araştırmanın örneklemi, 9 işletmenin çalışanları arasından 409 kişiden oluşmaktadır. Çalışanların kişi-örgüt uyumu algılarının, örgütsel vatandaşlık davranışları boyutlarından diğerlerini düşünme, ileri görev bilinci, sivil erdem, centilmenlik ve nezakete dayalı bilgilendirme üzerinde pozitif etkileri olduğuna ilişkin beş hipotez oluşturulmuş ve hipotezler kabul edilmiştir. Araştırma sonucuna göre çalışanların kişi-örgüt uyumu algılarının, örgüt gelişimine destek olmak örgütsel vatandaşlık davranışı boyutu üzerinde daha yüksek pozitif etkisi bulgulanmıştır
- Published
- 2014
10. Asymmetric dimethylarginine levels in Behçet’s disease
- Author
-
Öztürk, Bahadır, Vatansev, Hüsamettin, Taner, Alpaslan, Yılmaz, Sema, Dağlı, Mehmet, Ünlü, Ali, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Biyokimya ve Moleküler Biyoloji - Abstract
Amaç: Behçet Hastalığı (BH), etiyolojisi tam olarak anlaşılmamış, kronik, inflamatuvar multisistemik bir vaskülittir. Nitrik Oksit (NO), endotel hücrelerinde Nitrik Oksit Sentaz (NOS) enzimi tarafından sentezlenen, vasküler sistem için önemi olan bir moleküldür. Asimetrik dimetilarjinin (ADMA) NOS'ın endojen inhibitörüdür. Bu çalışmada BH'larında ADMA düzeyleri ve ataklarla ilgisinin araştırılması amaçlandı.Metod: 34 Behçet hastası ve 34 sağlıklı kontrol çalışmaya dâhil edildi. Serum ADMA, arjinin ve sitrülin düzeyleri HPLC yöntemi ile saptandı. ESR ve CRP düzeyleri rutin yöntemlerle analiz edildi.Bulgular: Literatür bilgilerine ters olarak Behçet hastalarında ADMA düzeyleri kontrol grubuna göre düşük bulundu. Bunun aksine Arjinin ve Sitrülin düzeyleri Behçet hastalarında anlamlı derecede yüksek bulundu. Hasta grubunda Arjinin/ADMA oranları yüksek bulundu. ADMA ve CRP düzeyleri arasında ters bir korelasyon vardı. Arjinin değerleri de sitrülin ve CRP düzeyleri ile koreleydi. Sonuç: BH da genç yaşta atakların sayısının fazla olmasının sebeblerinden birisi düşük ADMA düzeyleri olabilir. Bizim çalışmamız hasta grubundaki düşük ADMA düzeylerine, yaşlanma ile BH alevlenmelerini ve NO aracılıklı inflamasyonu azaltması nedeniyle muhtemel önleyici bir rol yüklemektedir, Objective: Behçet's disease (BD) is a chronic, inflammatory, multisystem vasculitis and the etiology is not yet fully understood. Nitric Oxide (NO) is an important molecule for the vascular system which synthesised by the Nitric Oxide Synthase (NOS) enzyme. Asymmetric dimethylarginine (ADMA) is an endogenous inhibitor of NOS. Therefore, we aimed to investigate levels of the ADMA and its relation with exacerbations in BD patients.Methods: The subjects enrolled in this study were recruited from 34 patients with BD and 34 healthy controls. Serum levels of ADMA, arginine and citrulline were measured by HPLC with fluorescence detection. The ESR and CRP levels analyzed by routinely used methods.Results: In contrast to information in the literature, ADMA levels were found to be decreased in BD patients when compared to control. Inversely, Arginine and Citrulline levels were significantly increased in BD patients. Increased Arginine/ADMA ratios were found in the patient group. There was an inverse relation between ADMA and CRP levels. Arginine values were also correlated CRP and Citrulline levels.Conclusion: One of the reasons of high number of BD attacks in young age may be low levels of ADMA. Our study suggests that the reduced levels of ADMA in patients group may impose a possible preventive role to ADMA through decrease of NO-mediated inflammation and exacerbations of BD with aging
- Published
- 2014
11. Evaluation of Prevalence of Substance Use, Risk and Protective Factors between 2008 and 2010 in Bağcılar, Istanbul
- Author
-
Ünlü, Ali and Evcin, Uğur
- Subjects
Alkol ,Madde Kullanımı ,Risk Factors ,Sigara ,Drug ,Substance Use ,Cigarette ,Alcohol ,Uyuşturucu ,Risk Faktörleri - Abstract
Türkiye’de öğrencilerin madde kullanımı üzerine yapılan birçok araştırma madde kullanım yaygınlığı üzerine yoğunlaşmaktadır. Kesitsel çalışmalarla öğrenciler arasındaki madde kullanım oranındaki değişimi anlamak yeterli değildir; çünkü davranışlarına etki eden risk ve koruma faktörleri zamanla farklılık göstermektedir. Bu araştırmanın amacı; İstanbul Bağcılar ilçesinde 2008 ve 2010 yıllarında öğrencilerin madde kullanım oranlarını ve literatürde kabul edilen risk faktörlerindeki değişimi değerlendirmektir. 2008 yılında 2627, 2010 yılında ise 2150 öğrenciye ulaşılarak yapılan ankette, sigara ve alkol kullanımında belirgin bir artış olduğu, madde kullanımına etki eden faktörler olan akademik başarı, okula devamsızlık, arkadaşlar arasında madde kullanım yaygınlığı, suç işleme oranları ve boş vakitlerini olumsuz aktivitelerle değerlendirme biçimlerinde artış olduğu görülmüştür., Most of the studies on youth substance use in Turkey focus on drug prevalence. However, it is difficult to understand the changes in prevalence of substance use with cross-sectional studies because risk and protective factors also change in time. The aim of this study is to evaluate the risk factors studied in the literature and changes in prevalence of substance use between 2008 and 2010 in Bağcılar, Istanbul. The sample size of the survey was 2627 in 2008 and 2150 in 2010. The results of the analysis show that cigarette smoking and alcohol use have increased among youth while risk factors such as academic failure, schools absence, substance use of peers, deviant behaviors and activities without adult supervision have increased.
- Published
- 2014
12. Investigation of the (DDAH1) T87M mutation of dimethylarginine dimethylaminohydrolase (DDAH E.C. 3.5.3.18) (DDAH 1) enzyme and the levels of asymmetric dimethylarginine (ADMA) in patients with coronary heart disease
- Author
-
Abuşoğlu, Sedat, Ünlü, Ali, Çelik, Hüseyin Tuğrul, Taner, Alpaslan, Kayrak, Mehmet, Öç, Mehmet, NEÜ, Meram Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri, Kardiyoloji Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Koroner Kalp Hastalığı ,Risk Assesment ,Genetik Polimorfizm ,Genetic Polymorphism ,Coronary Heart Disease ,Dimetilarjinin Dimetilamino Hidrolaz ,Genel ve Dahili Tıp ,Risk Değerlendirmesi ,Dimethylarginine Dimethylaminohydrolase - Abstract
Amaç: Koroner kalp hastal ı ğ ı olan bireylerde genetik olarak polimorfizm olmas ı kardiyovasküler olaylara yatk ı nl ı ğ ı arttı rabilir. Dimetilarjinin Dimetilamino Hidrolaz (DDAH) enziminde bu genetik de ğ iş imin saptanmas ı ile bu hastal ı k grubunda daha ileri tedavi protokolleri geliştirilmesine katk ı sa ğ lamak için koroner kalp hastalar ı nda Asimetrik Dimetil Arjinin (ADMA) seviyeleri ve DDAH 1 (E.C. 3.5.3.18) enziminin T87M mutasyonu incelendi. Materyal ve Metot: Konya bölgesinde ya şayan 50 koroner kalp hastası ve 50 kontrol bireyi çal ı şmaya dahil edilmiştir. Serum örneklerinden ADMA yüksek performansl ı s ı vı kromatografisi, tam kan örneklerinden izole edilen DNA örneklerinden DDAH 1 T87M mutasyonu PCR yöntemi ile çal ı şı ld ı . Bulgular: ADMA düzeyleri hasta grubunda kontrol grubuna k ı yasla anlaml ı olarak yüksek bulunmu ş olup Arjinin/ADMA oranlar ı nda istatistiksel olarak bir farkl ı l ı k gözlenmemiş tir (Sı ras ı yla p0,001 ve p0.08). Hasta grubunda trigliserid düzeyleri kontrol grubuna k ı yasla anlaml ı olarak yüksek (p0,033), Yüksek yo ğ unluklu lipoprotein (HDL)-kolesterol seviyeleri ise dü ş ük tespit edilmiştir (p0,001). Hasta grubundan bir kiş ide DDAH 1 T87M gen polimorfizmi heterozigot bulunurken homozigot varyant hiçbir kat ı l ı mcı da gözlenmemiştir. Diğ er katı l ı mcı larda genin ilgili bölgesi wild tip olarak belirlenmiştir. Sonuçlar: Daha geniş bir toplum kesimi ile yapı lacak polimorfizm çal ı ş malar ı ve bu polimorfik bireylerde risk etmenlerinin detayl ı olarak incelenmesi yüksek ADMA düzeylerinin kardiyovasküler olaylardaki rolünü netle ş tirilmesi ad ı na katk ı sa ğ layacaktı r., Background: Genetic polymorphism may enhance the predisposition to cardiovascular events in patients with coronary heart disease (CHD). The aim of this study is to contribute further treatment protocol development via investigation serum ADMA levels and dimethylarginine dimethylaminohydrolase DDAH 1 (E.C. 3.5.3.18) T87M mutation of CHD patients. Material and Methods: 50 CHD patients and 50 healthy volunteers from Konya region were included to this study. Serum ADMA levels were analyzed by high performance liquid chromatograpy. DDAH (E.C. 3.5.3.18) T87M mutation were determined by PCR from extracted whole blood DNA samples. Results: ADMA levels were significantly higher in patient group compared to control group and there was no statistically diffference between groups for Arginine / ADMA ratio (p
- Published
- 2014
13. Asymmetric dimethylarginine and arginine levels in DEDE patients with rheumatoid arthritis
- Author
-
Vatansev, Hüsamettin, Öztürk, Bahadır, Yılmaz, Sema, Sivrikaya, Abdullah, Dağlı, Mehmet, Kıyıcı, Aysel, Ünlü, Ali, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Biyokimya ve Moleküler Biyoloji - Abstract
Amaç: Romatoid artrit (RA) ataklar ile seyreden kronik inflamatuar bir hastalıktır ve sıklıkla erken ateroskleroz gelişimi ile birliktedir. RA hastalarında erken ateroskleroz gelişimini hızlandıracak birçok faktör bulunmaktadır. Yüksek serum asimetrik dimetil arjinin (ADMA) düzeyleri endotel bütünlüğünü ve fonksiyonunu bozarak ateroskleroz gelişimini hızlandıran bağımsız bir faktör olarak kabul edilmektedir. Çalışmamızda RA hastalarında ADMA, arjinin ve sitrülin düzeylerini, hastalık aktivasyonundaki olası rolü içinde aktivite parametreleri ile ilişkisini araştırmayı amaçladık. Yöntemler: RA tanısı almış ve romatoloji kliniğinin takibinde olan 92 RA hastası ve bilinen herhangi bir hastalığı olmayan 34 sağlıklı kontrol çalışmaya dâhil edildi. Serum ADMA, arjinin ve sitrülin düzeyleri pre-kolon derivatizasyon-HPLC yöntemi ile saptandı. Rutin takip parametreleri olarak kullanılan eritrosit sedimantasyon hızı ve CRP değerleri hasta dosyasından alındı. Bulgular: ADMA düzeyleri RA hasta grubunda anlamlı derecede artarken, arjinin düzeylerinde azalma saptandı. Sitrülin seviyelerinde anlamlı bir değişikliğe rastlanmadı. Arjinin ve sitrülin arasında anlamlı zayıf bir korelasyon saptanırken, ADMA, arjinin ve sitrülin ile CRP, sedimantasyon hızı, hastalık şiddeti ve süresi arasında önemli bir ilişki saptanmadı. Sonuç: Bulgularımızda yüksek ADMA düzeylerinin azalan arjinin düzeyleri ile birlikte olmasının romatoid artritte artan arjinin-ADMA dönüşümünün bir göstergesi olabileceği yanında, bu hastalarda artan prematür ateroskleroz gelişiminde de rol oynayabileceğini göstermektedir. Yüksek ADMA düzeylerinin NO bağımlı vazodilatasyonu engellemesi nedeni ile prematür ateroskleroz gelişiminde, ADMA'nın rolünün inflamasyondan bağımsız olabileceğini düşündürmektedir, Objective: Rheumatoid arthritis (RA) is a chronic inflammatory disease and it is associated with premature atherosclerosis development. RA patients have multiple factors to develop premature atherosclerosis. Enhanced asymmetric dimethylarginine (ADMA) is considered as a risk factor for the development of atherosclerosis by inducing endothelial dysfunction. The aim of this study was to investigate the role of asymmetric dimethylarginine, arginine and citrulline levels in patients with RA and their relation to the disease activity parameters for possible role on the disease activity. Methods: 92 patients with RA and 34 healthy controls were included the study. Patients and control blood samples collected for ADMA, arginine and citrulline levels. ADMA, arginine and citrulline levels were measured by pre-column derivatization fluorescence HPLC method. CRP and ESR levels examined on the same day were taken from the patient records. Results: While ADMA levels significantly increased, arginine levels decreased in the patient group. There was no difference in citrulline levels between both groups. Only citrulline and arginine showed a weak positive correlation. ADMA, arginine, and citrulline levels showed no correlation with either biochemical parameters such as CRP or ESR, or disease activity or disease severity. Conclusion: Our study has shown that an increase in ADMA levels with the decrease in arginine levels suggests an increase in arginine turnover to ADMA. Increased ADMA levels can be used for an increased risk for premature development of atherosclerosis in patients with RA. Since high ADMA levels prevent the NO-dependent vasodilatation, a possible role of ADMA in development of premature atherosclerosis may be independent from inflammation
- Published
- 2013
14. Astımlı Çocuklarda Serum Periostin ve Soluk Havasında Nitrik Oksit Düzeyi.
- Author
-
DIKENER, Ahmet Hakan, ÖZDEMIR, Hülya, CEYLAN, Ayça, ÜNLÜ, Ali, and ARTAÇ, Hasibe
- Subjects
NITRIC oxide analysis ,ALLERGIES ,ASTHMA in children ,BIOMARKERS ,PEPTIDES ,POLLEN ,RESPIRATION ,SEVERITY of illness index ,CHILDREN - Abstract
Copyright of Asthma Allergy Immunology / Astim Allerji Immunoloji is the property of Turkish National Society of Allergy & Clinical Immunology and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
15. Gestasyonel diabetes mellitus tanısında bir biyobelirteç olarak serum prokalsitonin düzeyi.
- Author
-
Baldane, Süleyman, İpekci, Süleyman Hilmi, Kebapcılar, Ayşegül, Abuşoğlu, Sedat, Öztürk, Bahadır, Ünlü, Ali, Çelik, Çetin, and Kebapcılar, Levent
- Abstract
Copyright of Cukurova Medical Journal / Çukurova Üniversitesi Tip Fakültesi Dergisi is the property of Cukurova University, Faculty of Medicine and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
16. Yoğun bakımda izlenen travma hastalarında 'Revize travma skoru' ve 'Travma ve yaralanma şiddeti skoru'nun prognoz ile ilişkisinin değerlendirilmesi
- Author
-
Ünlü, Ali Rıza, Ülger, Fatma, Dilek, Ahmet, Barış, Sibel, Murat, Naci, Sarıhasan, Binnur, and OMÜ
- Subjects
Cerrahi - Abstract
Amaç: Yoğun bakım ünitelerinde takip edilen hastalarda, hastalığın şiddetini değerlendirmek için skorlama sistemlerinin kullanımı prognozun daha güvenilir olarak öngörülmesini sağlar. Bu çalışmada, travmalı yoğun bakım hastalarında, APACHE II ve GKS ile birlikte RTS ve TRISS’ın mekanik ventilasyon gereksinimi ve prognozu öngörmeye katkısının retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada travmalı 349 hasta incelenmiştir. Hastaların yaş, cinsiyet, travma etiyolojisi, klinik tanıları, mekanik ventilasyon gereksinimi, mekanik ventilasyonda ve yoğun bakım ünitesinde kalış süreleri, mortalite oranları ve APACHE II, GKS, RTS ve TRISS skorları kaydedilip değerlendirildi. Bulgular: Hastaların ortanca APACHE II skoru 13, GKS 9, RTS 6 ve TRISS 10,8 idi. APACHE II ve TRISS arttıkça, GKS ve RTS azaldıkça mekanik ventilasyon gereksinimi ve mortalite oranlarının yükseldiği saptanmıştır. TRISS ve yaş artışının ve düşük RTS’nin mortalite artışı ile güçlü korelasyon gösterdiği bulunmuştur. Sonuç: RTS ve TRISS gibi travma skorları, hastaların mekanik ventilasyon gereksinimini ve prognozunu öngörmeye yardımcıdır ve APACHE II ve GKS gibi güvenilirliği kanıtlamış skorlar ile birlikte kullanıldığında, yoğun bakıma hasta kabulüne, izlem ve tedavisine katkı sağlayacaktır. Objective: The use of scoring systems to evaluate severity of illness in ICU trauma patients provides prediction of more reliable prognosis. The aim of this study was to retrospectively evaluate the value of revised trauma score (RTS) and trauma and injury severity score (TRISS) in addition to APACHE II and Glasgow coma score (GCS) in the prediction of mechanical ventilation and prognosis in ICU trauma patients. Material and Methods: In this study, 349 trauma patients were examined. Patients were rated in terms of age, gender, etiology of trauma, clinic diagnoses, requirement for mechanic ventilation, duration of mechanic ventilation, and intensive care unit stay, mortality rates, GCS, APACHE II, RTS, and TRISS soring systems. Results: Median scores of APACHE II, GCS, RTS and TRISS were 13, 9, 6, and 10.8, respectively. When APACHE II and TRISS increased and GCS and RTS decreased, mechanical ventilation requirement and mortality increased. Logistic regression analysis revealed that high TRISS, older age and low RTS were strongly correlated with mortality. Conclusion: Using different scoring systems such as RTS and TRISS allows better prediction of the mechanical ventilation requirement and prognosis, and when used with APACHE II and GCS scoring systems with established reliability will contribute to the triage, monitorization and management of patients in ICU.
- Published
- 2012
17. İlköğretim okullarında sınıf ortamında öğrenci davranışlarının öğretmenler üzerinde oluşturduğu stres
- Author
-
Ünlü, Ali, Ünal, Semra, and Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Stress - Abstract
Bu araştırmanın amacı ilköğretim okullarında öğrenci davranışlarının, öğretmenler üzerindeki etkilerinin oluşturduğu stres düzeyini ortaya çıkarmak ve öğrenci davranışlarının öğretmenler üzerindeki etkilerinin oluşturduğu stresi azaltmaya yönelik önlemler alınmasında ilgililere katkıda bulunmaktır.Veri toplama aracı olarak anket uygulaması gerçekleştirilmiş ve öğretmenlerin öğrenci davranışlarından kaynaklanan strese maruz kalma durumları analiz edilmiştir.Araştırma kapsamında öğretmenlere uygulanan anketlerden toplanan veriler Excel programında bilgisayar ortamına geçildikten sonra SPSS istatistik paket programının yardımı ile çözümlenmiştir.Ankette üç bölüm yer almıştır. Birinci bölümde, anket uygulanan öğretmenlere ilişkin bilgi formu; ikinci bölümde öğretmenlerin öğrenci davranışlarından kaynaklanan stres düzeyini belirlemeye yönelik hazırlanmış 37 ifade bulunmakta; üçüncü bölümde ise öğretmenlerin konuyla ilgili düşüncelerini yazabilmeleri için yer almıştır. İkinci bölümdeki değerlendirmeler ?pek çok? seçeneğine 5;?hiç? seçeneğine 1 puan verilerek gerçekleştirilmiştir.Araştırma sonuçlarına göre,anket çalışmasına katılan örneklem grubunu oluşturan öğretmenlerin bağımsız sorulara verdikleri yanıtlardan en yüksek puanı ?Öğrencilerin dersi dinlememesi? ifadesinin aldığı, en düşük puanı ?Öğrencilerin öğretmen sınıfa geldiğinde ayağa kalkmaması? ifadesinin aldığı görülmüştür. The aim of this study is to identify the level of stress brought on by the student behaviors in primary schools on the teachers and contribute to the authorities in decreasing the amount of stress the teachers undergo due to student behaviors.Puplic survey was conducted as a means of data collection and the teachers? being subjected to stress caused by student behaviors was analyzed.Having been documented onto computer using EXCEL,the data collected through the survey conducted on teachers were worked out with the help of SPSS statistics program.There were three parts on the survey.The first part included information about the teachersundergoing thesurvey,the second part included 37 statements prepared in order to identilfy the level of stress on teachers caused by student behaviors,and the third part included space so that the teachers could write down their own ideas about the topiç.The evaluations were carried out assingning 5 to ?very much? option and 1 point to ?not at all?option.Accordinng to the results of the survey, ?students?not listening to the course? received the highest point and ?students?not standing up once the teacher has enterd in the classroom? got the lowest grade out of the answers the teachers included in the sample group gave to the independent questions. 151
- Published
- 2008
18. Kara Harp Okulu Kütüphanesi koleksiyonunun kullanım analizi: Bir koleksiyon geliştirme önerisi
- Author
-
Ünlü, Ali Murat, Küçük, Emin, and Bilgi ve Belge Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Bilgi ve Belge Yönetimi ,Information and Records Management - Abstract
Hiçbir kütüphanenin var olan tüm bilgi kaynaklarım bünyesinde bulundurması ve hizmete sunabilmesi olanaklı değildir. Bu nedenle bilgi merkezleri bilgi kaynaklarım sağlarken, sınırlı olan kaynaklarım kullanıcılarının gereksinimlerini en iyi biçimde sağlayacak koleksiyonları oluşturmak amacıyla kullanmak zorundadırlar. Kullanıcı gereksinimlerim karşılayan bir koleksiyonun oluşturulmasmdaki en önemli koşul, kullanıcı gereksinimlerinin ve bilgi merkezinin içinde bulunduğu sistemin iyi tanınması ve tanrmlanmasıdrr. Bu da, bilgi merkezlerinde koleksiyon geliştirme politikasının bir sonucudur. Bu çalışmanın temel amacı da Kara Harp Okulu Kütüphanesinin koleksiyon kullanım analizini yaparak, kullanıcı ve kütüphanenin çevresini tanımlayarak, koleksiyon geliştirme politikasının olmamasının yarattığı sorunları saptamak, elde edilen veriler doğrultusunda Kara Harp Okuluna yönelik bir koleksiyon geliştirme politikası oluşturmaktır. Çalışma Kara Harp Okulu ve kütüphanesi, kütüphane koleksiyonu ve kullanıcıları incelenerek gerçekleştirilmiştir. Araştırmamızda betimleme yöntemi kullanılmış, kullanım analizi yapılırken örnekleme yöntemi kullanılmış ve veri toplama tekniği olarak da Kara Harp Okulu öğretim elemanları ve öğrencilerine anket uygulanmıştır. Ayrıca öğretim elemanları, öğrenciler ve kütüphane yetkilileri ile görüşmeler yapılmıştır. Araştrrmanm temel hipotezi; `Kara Harp Okulu Kütüphanesinin mevcut bir koleksiyon geliştirme politikasınıın olmaması, koleksiyonun gehşimini ve kullanımını olumsuz etkilemektedir` şeklinde belirlenmiştir. Araştırma sonunda, Kara Harp Okulu Kütüphanesi koleksiyonunun %37,70'inin hiç kullanılmadığı, koleksiyonun büyük oranda bağış materyaller ile oluştuğu ve bu bağış materyallerin kullanım oranının düşük olduğu, kütüphanede mevcut kitapların %85,97'sinin 2000 yılı ve öncesi basımh olduğu ve koleksiyonun ivedilikle bir ayıklamadan geçirilmesi ve bu ayıklamanın rutin aralıklarla yapılması gerektiği, yeni sağlanan yayınların eski sağlanan yayınlara oranla daha fazla okunduğu, koleksiyondaki kitapların okunma oranları ile dilleri arasında bir ilişki olmadığı sonuçlarına ulaşılmış ve hipotezlerimizin tamamı kanıtlanmıştır. Anahtar Sözcükler Koleksiyon geUştirme, koleksiyon yönetimi, Kara Harp Okulu Kütüphanesi It is virtually impossible for a library to collect every kind of information since that exists and to make it available. Therefore, information center while acquiring data resources, have to use their limited financial resources appropriately in order to provide their users' needs as much as possible. While developing the most suitable collection for the users, the most important prerequisite is to know and identify the needs of its users and the system that is maintained in the information center. This is a result of a collection development policy that will be adopted by the information center. The basic aim of this study is to form a collection development policy concerning the Turkish Military Academy through the data obtained by analysing the collection use in the abovementioned Academy, by defining the library environment and its users, by analysing the problems which stems from the absence of any collection development policy. The basic hypothesis of this study has been identified as ` The absence of a collection development policy in the Turkish Military Academy has a negative effect on collection development and the use. The research has made it clear that 37,70 per cent of the Turkish Military Academy Library collection is never being used; the collection is to a great extent made of donation the circulation of which is low; 85,97 per cent of the existing books in the library are 2000 or pre-2000; and an immediate weeding process is required and this weeding process should be done on a regular basis's; recently acquired books are being circulated at high percentage in comparison to the circulation of the dated books. Besides, it is concluded that there is no correlation between the circulation and the language in books are written. As a conclusion all our hypothesis are proved. Key Words Collection development, collection management, Turkish Military Academy 148
- Published
- 2006
19. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde kalkınma ajansı bağlamında bölgesel kalkınma politikalarının gelişimi
- Author
-
Ünlü, Ali İhsan, Konukman, Aziz, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Economics ,Ekonomi - Abstract
II. Dünya Savaşı'ndan sonra, güçlü merkezi devletçiliğin ve ulusalcılığınyükselişi ile beraber kalkınmacılıktaki temel yaklaşım olarak, devletbürokrasisince oluşturulup uygulamaya konulan, yeniden dağıtımcı planlıkalkınmadan, tepeden aşağıya yapılanan sürekli denetimden ve top yekün birgelişmeyi Keynescil politikalarla gerçekleştirmeye çalışan genel bir eğilimdensöz etmek mümkündür. 1970'lerle beraber gelen ve tüm dünyayı etkileyenekonomik bunalımın ardından zayıflamaya başlayan merkeziyetçi eğilimlerlebirlikte, daha önceki refah arayışlarının temelini oluşturan devletin rolü, bu kez,problemlerin kaynağı olarak gösterilmeye başlanmış ve gittikçe güçlenenglobalizasyon aktörleri karşısında zayıflama eğilimine girmiştir. Neo-liberal vemoneterist yaklaşımlarla gelen de-regülatif ve de-santralize anlayış, bölgeselgelişme konusundaki eğilimleri güçlendirmiştir. Ancak sadece kar etmegüdüsüyle hareket edilmesinin, bölgeler arası gelişmişlik farklarında bir süresonra yakınsamalar başlatacağı konusundaki aşırı iyimserlik de, 1990'larlaberaber sona ermiştir. Böylece bölgesel kalkınmacılıkta devletin yeni ve dahagevşek rollerle ortaya çıktığı yeni bir kalkınmacılıktan söz edilmeyebaşlanmıştır. Bu yeni model, merkezi otoritenin, yetkilerini, yerinden yönetim,dahası, yönetişim esasları çerçevesinde yerel ile paylaşımına dayanmakta vegözlerini doğrudan doğruya global aktörlere çeviren ve uluslararası rekabetkaygısıyla hareket edebilen yerel dinamiklerin oluşturduğu bir bölgeyiamaçlamaktadır.Türkiye'nin, Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecindeki kalkınma çabalarıve bu aşamada Avrupa Birliği ile uyum çerçevesinde oluşturmakta olduğu yenimodel ile bu modelin yeni kurumlardan kalkınma ajansları, yukarıda bahsigeçen son kalkınma fazına karşılık gelmektedir. After World War II, it is possible to talk about a re-distributiveplanned development which is created and applied by the statebureaucracy, a continuous control from top to bottom and a tendency torealize total development using Keynesian policies as a basic approach todevelopment, along with the rise of strong centralized government andnationalism. After the economic crisis that affected the whole world in the1970's and as the centralized tendencies began to weaken, the role of thestate, which until then was seen as the foundation of the efforts to achievewelfare, was portrayed as the source of the problems and began toweaken against the strengthening actors of globalization. The de-regulative and de-centralized understanding which came with the neo-liberal and monetarist approaches strengthened the tendencies aboutregional development. However, the over optimism that actions with thesole goal of maximizing profit would lead to the reduction of thedifferences between the development state of various regions ended in1990's. Consequently, a new development model where the state had anew and more laid-back role was put forward. This new model dependedon the sharing of the rights of the central government with localgovernment on the basis of the principles of local government andmoreover governance, and aimed to create a region constituted of localdynamics that could directly deal with global actors and act withinternational competition in mind.Turkey's development efforts during its integration with theEuropean Union and the new model and development agencies it hasformed at this stage while it gets in line with the Union, correspond to theabove mentioned final phase of development. 234
- Published
- 2006
20. Nonlinear regression modeling and computer analysis
- Author
-
Ünlü, Ali Reha, Mazmanoğlu, Adnan, Matematik Anabilim Dalı Uygulamalı Matematik Programı, and Diğer
- Subjects
Matematik ,Regresyon Analizi ,İstatistik ,Statistics ,Mathematics ,Doğrusal Olmayan Sistemler - Abstract
ÖZETDOĞRUSAL OLMAYAN REGRESYON MODELLER VEB LG SAYARLI ÇÖZÜMLEMEDoğrusal regresyon modelleri, parametrelerin doğrusal şekilde göründüğü modellerdir.Doğrusal olmayan regresyon modelleri ise, en az bir parametrenin doğrusal olmayan şekildegöründüğü modellerdir. Örneğin Yt = Xtθ + εt bir doğrusal olmayan regresyon modelidir.Burada θ tahmin edilecek parametredir. Doğrusal olmayan regresyon modellerinin tahminözellikleri, genelde bağımsız ve aynı normal dağılımlı rasgele değişkenli doğrusal regresyonmodellerininkinden farklıdır. Doğrusal modeller yansız, normal dağılımlı, minimumvariyanslı tahminler verirken, doğrusal olmayan regresyon modelleri genelde bunu sadeceörnek boyutu çok büyük olduğunda yapabilmektedir. Doğrusal olmayan regresyonËmodellerinde Y için bulunan değerler her zaman sağlıklı değildir. Bunun nedeni model/verikümesi kombinasyonunun ?gerçekten doğrusal olmaması? dır. Parametre tahminlerininçıkarımı ayrıca ?parametre etkisinin doğrusal olmaması? niceliğini de içerir. Gerçek doğrusalolmama kabul edilebilir derecede az olsa bile, parametrelerin etkisi doğrusal olmamaparametrelerin en küçük kareler tahminlerine Gauss-Newton yöntemi gibi standartalgoritmaları kullanarak yakınsama elde etmeyi zorlaştırır.Bu çalışmada doğrusal olmayan regresyon modeli tanımı, özellikleri, belli başlı doğrusalolmayan regresyon modellerinin tanımları ve özellikleri, ilgili teoremler ve sayısal örneklerverilmiş, istatistiksel testler yapılmış, modellerin parametrelerinin tahminlerinin özellikleri vedavranışları incelenmiştir. Ayrıca yazılan bilgisayar programıyla tüm doğrusal olmayanregresyon modellerinin örnek verilerde kolayca kullanımı sağlanmış ve bu verilerdeki tümözelliklerin hesabı kolayca yapılmıştır.Bu çalışmayla doğrusal olmayan regresyon modellerinin bilgisayar programı ile çözümü veyapılacak sayısal uygulamalarda kullanıcılara kolaylık sağlaması ve geniş bir kaynak taramasıamaçlanmıştır.Ayrıca yayın taraması, modelin bilgisayar programının yazılması ve bu programın biruygulamayla test edilmesinin çalışmaya katkı sağlayacağı düşünülmüştür.Bu çalışmanın bir diğer amacı da gerçekte bilim adamları tarafından tarımsal araştırmalar,biyoloji, mühendislik ve diğer uygulamalı bilim alanlarında uygulamadan elde edilen verilerebenzer örnek boyutuna sahip problemlerde tahminlerin özelliklerini incelemektir.Eylül, 2006 Ali Reha ÜNLÜ ABSTRACTNONLINEAR REGRESSION MODELING AND COMPUTERANALYSISLinear regression models are models where the parameters appear linearly, whereas innonlinear models parameters appear nonlinearly. For example Yt = Xtθ + εt is a nonlinearregression model. Here, θ is the parameter to be estimated. Estimation properties of thenonlinear regression models are generally different from nonlinear models with anindependent and identically normal random variable. While linear models gives unbiased,normally distributed and minimum varianced estimates, nonlinear models tend to do this onlyËwhen the sample size is very big. In nonlinear models the values found for Y aren?t tooreliable. The reason of this is the ?intrinsic nonlinearity? of model/data set combination. Theinterpretation of parameter estimates also includes the?parameter-effects nonlinearity?quantity. Even if the intrinsic nonlinearity is acceptiblally small, parameters effectsnonlinearity makes difficult to obtain convergence with applying standart alghoriyms asGauss-Newton method to least squares estimates.In this study, the nonlinear regression model definition, properties, definition and propertiesof notable nonlinear regression models and involved theorems and numeric examples aregiven, statistical tests are made, and properties and behaviours of the estimates of the modelparameters are examined. Furthermore with the computer program which was written, theusage of all nonlinear models in sample data is provided, and the estimation of all propertiesin this data made easily.With this study the application of nonlinear regression models to computer program and thatthe numeric examples which will be made, help the users and a large source tracing ispurposed.Furthermore, it is thought that the source tracing, writing of the computer program of themodel, and testing of this program with an application will contribute.Another purpose of this study is to examine the properties of the estimates in problems whichare similar to ones in which was obtained by scientists in agricultural studies, biology,engineering and, in the other applicative sciences in application.September, 2006 Ali Reha ÜNLÜ 75
- Published
- 2006
21. Örgütsel etik ve sosyal sorumluluk Konya sanayi bölgesinde bir uygulama
- Author
-
Ünlü, Ali, Şimşek, M. Şerif, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Şimşek, Mehmet Şerif, and İşletme Anabilim Dalı
- Subjects
Konya industrial region ,Sosyal sorumluluk ,İşletme ,Konya sanayi bölgesi ,Organizational ethics ,Social responsibility ,Örgütsel etik ,Business Administration - Abstract
İnsanlık tarihi kadar eski olan etik ve sorumluluk kavramları, kapsadıgı alan itibariyle genisleyerek günümüzde daha da önemli bir hale gelmistir. Degisen ve gelisen bilimin yanı sıra insanlıgın kültür seviyesinin yükselmesi, toplumun daha duyarlı hale gelmesi; üreten ve tüketen kesim arasındaki iliskilerin etik ve sosyal sorumluluk sınırları içerisinde gelismesini zorunlu hale getirmistir. İsletmelerin, kâr elde etme amacı yanında bazı sosyal kalıplara uyması, hatta topluma karsı sorumluluklar üstlenmesi de, bugün kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıs bulunmaktadır. Özellikle günümüz isletmelerinin, örgütsel etik ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri, hem isletmelerin devamı açısından hem de toplumsal refah açısından son derece önemlidir. Örgütsel Etik ve Sosyal Sorumluluk Konya Sanayi Bölgesinde Bir Uygulama adlı tez çalısmamızın ilk bölümünde örgütsel etik kavramı; ikinci bölümünde sosyal sorumluluk kavramı irdelendikten sonra; üçüncü bölümde Konya sanayi bölgesindeki lider isletmelerin, örgütsel etik ve sosyal sorumluluk kavramlarına bakıs açıları ve duyarlılıklarının incelendigi uygulamaya yer verilmistir. Uygulama sonuçlarına göre Konya sanayi bölgesinde faaliyet gösteren isletmelerin, örgütsel etik ve sosyal sorumluluk yönünden duyarlı oldukları gözlenmistir., Nowadays the terms ?ethics and responsibility? which are as old as the history of mankind, have become more important due to the range they cover. In addition to the developing and changing science, the rise in the level of human culture and the society?s becoming more sensitive have made the relationships between the producers and consumers necessary to develop in the limitations of ethics and responsibility. Today it is inevitable that the businesses not only obey certain social patterns but they even undertake some responsibilities for the sake of society as well as their aim to gain profit. It is considerably significant that especially today?s businesses act being aware of the organizational ethics and social responsibility in terms of both their own sustainability and the social wealth. After having explained the concept of organizational ethics in the first chapter of the study, named as ?Organizational Ethics and social Responsibility: A Case Study in Konya Industrial Region?, and in the second chapter the concept of responsibility, we mentioned a case study examining the views of leading businesess in Konya industrial region about the concepts of organizational ethics and social responsibility and their sensitivity. According to the results of the study, it has been found out that the businesses functioning in Konya industrial region are sensitive in terms of organizational ethics and social responsibility.
- Published
- 2005
22. Bazı ekmeklik buğday genotiplerinin su baskınına tolerans derecelerinin belirlenmesi
- Author
-
Ünlü, Ali İhsan, Kılınç, Mehmet, and Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Ziraat ,Agriculture - Abstract
IÖZETBAZI EKMEKL K BUĞDAY GENOT PLER N N SU BASKININA TOLERANSDERECELER N N BEL RLENMESBu çalışma; 2003-2004 yetiştirme mevsiminde, Mustafa Kemal Üniversitesi,Ziraat fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümüne ait araştırma ve uygulama alanında TesadüfBlokları deneme deseni bölünmüş parseller düzenlenmesine göre 3 tekerrür, 2 uygulama(ana parsel; Su baskını ve Kontrol denemesi olarak) ve 24 çeşitle (23 buğday ve 1triticale çeşidi) yürütülmüştür. Bitki materyalleri, Türkiye'nin değişik tarımsal araştırmakuruluşlarından elde edilmiştir. Parseller, her sıra 2,5 m uzunluğunda, sıra arası 20 cmolarak ve her parsel 6 sıra olacak şekilde kurulmuştur. Su baskını yapılan deneme sapakalkma döneminde (Zadox 30 dönemi) 15 gün süreyle 3-8 cm su yüksekliği olacakşekilde su altında bırakılmıştır. Denemede, her parsel için başaklanma süresi,başaklanma-olgunlaşma süresi, olgunlaşma süresi, bitki boyu, başak boyu, başaktabaşakçık sayısı, metrekarede sap sayısı, metrekarede başak sayısı, başak bağlayan saporanı, başakta tane sayısı, başaktaki tane ağırlığı, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı,tane verimi gibi özellikler incelenmiştir. Su baskını uygulaması sonucu, başaklanmasüresi, metrekarede sap sayısı, başak bağlayan sap oranı artmış, başaklanma-olgunlaşmasüresi, olgunlaşma süresi, bitki boyu, başak boyu, başakçık sayısı, metrekarede başaksayısı, başakta tane sayısı, başaktaki tane ağırlığı, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı vetane verimi azalmıştır. Antakya ekolojik koşullarında yapılan bu çalışmada su baskınıuygulaması sonucu en yüksek tane verimi `Pamukova 97' çeşidinde, en düşük taneverimi ise `Doğankent' çeşidinde belirlenmiştir. Kontrol koşullarında elde edilen enyüksek tane verimi `Golia' çeşidinde, en düşük tane verimi ise `Gönen 98' çeşidindebelirlenmiştir. Yapılan çalışmada ayrıca başaklanma süresi, başaklanma-olgunlaşmasüresi, bitki boyu, başak bağlayan sap oranı, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ve taneverimi özelliklerine ait uygulama x çeşit interaksiyonları önemli çıkmıştır.2005, 58 sayfaAnahtar Kelimeler: Ekmeklik Buğday, Su Baskını, Tolerans Derecesi, BitkiselÖzellikler IIABSTRACTIDENTIFYING TOLERANCE LEVELS OF SOME BREAD WHEATGENOTYPES AGAINST WATERLOGGING STRESSThis experiment was conducted at fields of Crop Science Department ofAgricultural Faculty of Mustafa Kemal University during one growth period of 2003-2004. Randomized complete block design with split plot arrangements was used with 3replication and 2 treatments (whole plot) and 23 wheat and 1 triticale varieties (splitplot). Plant materials were obtained from diverse source of Agricultural ExperimentalStations in Turkey. Plots contained 6 rows, 2.5 m long and 0.2 m between rows.Waterlogging stress treatment was performed during jointing stage (Zadox stage 30) byflooding the plots for 15 days with 3-8 cm water above the soil surface. Agronomictraits such as heading date, spike maturity date, maturity date, plant height, spikeletnumber per spike, stems per square meter, spikes per square meter, spike/stem rate,spike length number of kernels per spike, kernel weight pers pike, thousand kernelweight, test weight, and grain yield were measured to assess the waterlogging tolerance.There was significant differences between treatments for most of the traits.Waterlogging significantly increased the heading date, spike/stem rate but decrease thespike maturity date, maturity date, plant height, spikelet number per spike, spikes persquare meter, kernels per spike, kernel weight pers pike, thousand kernel weight, andgrain yield. The highest grain yield was obtained from the cv. `Pamukova 97? andlowest from `Dogankent? under waterlogged conditions. Control treatments resulted inhighest grain yield in cv. `Golia? and the lowest in `Gönen?. There was also significanttreatment x genotype interaction for heading date, spike maturity date, plant height,spike/stem rate, thousand kernel weight, test weight, and grain yield.2005, 58 pagesKey Words: Bread Wheat, Waterlogging, Tolerance Level, Plant Characteristic 67
- Published
- 2005
23. Sığırlarda süt veriminin tahmininde kullanılan metodların karşılaştırılması
- Author
-
Ünlü, Ali Riza, Yavuzer, Ümit, and Zootekni Anabilim Dalı
- Subjects
Zooloji ,Zoology - Abstract
57
- Published
- 2004
24. Effect of Peroxynitrite on Plasma Antioxidant Level and Tyrosine Nitration
- Author
-
ÇİMEN, BEHZAT, KUTLUAY, TÜRKER, YAMAN, HALİL, ÜNLÜ, ALİ, TÜRKÖZKAN, NURTEN, and KARABIÇAK, UFUK
- Published
- 2001
25. Assos VI no'lu mezar anıt ve yakın çevresi için bir koruma ve düzenleme projesi
- Author
-
Ünlü, Ali Emrah, Kahya Sayar, Yegan, and Diğer
- Subjects
Graves ,Restoration ,Architecture ,Conservation ,Mimarlık ,Monuments ,Archeological areas - Abstract
ASSOS VI NO'LU MEZAR ANIT VE YAKIN ÇEVRESİ İÇİN BİR KORUMA VE DÜZENLEME PROJESİ ÖZET Bu tez çalışmasında, arkeolojik alanlarda, kazısı tamamlanmış kısımların, belgeleme, koruma, onarım ve sergileme sorunlarının ele alınması, düzenleme sürecinin tanımlanması, yöntemlerinin belirlenmesi, bu süreçte restoratör mimann rolü ve etkinliğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Assos Batı Nekropolü Mezarlar Caddesi VI No'lu Mezar Anıt ve yakın çevresi, bir uygulama alanı olarak seçilmiş, bu alandaki mezar yapılarının; kazı, rölöve, envanterleme, restitüsyon, koruma-onanm ve sergileme aşamaları tanımlanmış ve çözümler önerilmiştir. Bu çözümler ışığında bir koruma ve düzenlenme projesi geliştirilmiştir. Tez kapsamında, VI No'lu Mezar Anıt yapısı detaylı bir biçimde ele alınmışlar. Bu yapı ile ilgili uygulamaya yönelik restitüsyon ve koruma-onanm projesi geliştirilmiştir. Kazı sonrası ortaya çıkarılan ve ayrıntılı olarak belgelenen mimari elemanlar ve aynı nitelikteki yeni doğal taşlar kullanılarak, yapı için bir 'kısmi anastylosis' önerilmektedir. Anastylosis ile, yapının ve dağınık durumda yerde bulunan mimari elemanlarının dış şartlara karşı korunması, aynı zamanda da kendisini ifade edebilecek bir hale gelmesi amaçlanmıştır. VI No'lu Mezar Anıt üzerinde tanımlanan süreç, Batı Nekropolü'nde yer alan diğer yapılar için de uygulanabilir niteliktedir. Arkeolojik alanlarda yapılan çalışmaların önemli bir kısmını restitüsyon sorunlarının aşılması oluşturmaktadır. Yeterli verinin günümüze kadar ulaşamamış olması, geçmişte fazlaca belgeleme ve araştırmaların yoğun olarak yapılmaması ve bir çok yapının toprak altmda olması gibi nedenler restitüsyon çalışmalarım bu alanlarda yapılacak araştırmaların ağırlıklı sorunu haline getirmiştir. Restitüsyon zorluklarının aşılabilmesi için doğru ve detaylı bir belgeleme çalışmasının yapılması gereklidir. Kazı çalışmaları sırasında ve sonrasında yapılacak belgeleme sürecinde restoratör mimann bulunması ve yapıyı kazı çalışmasını da içeren bir süreçte incelemesi, bu zorlukların aşmasmda önemli yer tutmaktadır. Batı Nekropolü için önerilen projede; kazılar sonrası ortaya çıkarılan yapıların koruma altına alınarak bozulmalarının engellenmesini, gerekli koruma ve onarım çalışmalarından sonra doğru biçimde sergilenmelerini, konu ile ilgili uzman olmayan kişilerin uygarlık tarihi ile ilgili mesaj alabilmelerini, yapıların sürdürülebilir bir koruma ve bakım programı ile sürekli kontrol altmda tutulmalarım sağlayıcı öneriler getirilmektedir. Arkeolojik alanda bulunan yapıların, tek yapı ölçeğindeki uygulamalar yerine, alanın bütünü X1Udeğerlendirilerek hazırlanacak bir program dahilinde ele alınmaları önerilmiştir. Alanın bütünü için bir ziyaret güzergahı belirlenerek, bir ziyaretçi yönetim programı oluşturulmuş ve gerekli alt yapıyı sağlayacak arkeolojik alan hizmet yapılan tasarlanmıştır. XIV A CONSERVATION PROJECT FOR THE TOMB NO VI AND ITS SURROUNDINGS IN WESTERN NECROPOLIS AT ASSOS. SUMMARY The proposed project envisages the documentation, conservation, restoration and exhibition problems of architectural remains that have been exposed by archaeological excavations. The preparation process, the role and activity of the architect as a conservator and the methods of conservation for the selected area have been discussed. The Western Necropolis at Assos has been taken as the study area. The processes of excavation, documentation, restitution, conservation and exhibition of the architectural remains have been defined. A conservation project for the archaeological area has been prepared. The Tomb No.VI on the Street of Tombs has been studied in detail. A restitution, conservation and restoration project has been prepared for the tomb. The anastylosis of the tomb with using its own (fallen) architectural fragments (which are classified and located in the project) and a few new fragments of the same quality, is proposed One of the most important work on archaeological sites for the architects, is finding solutions for the restitution problems. The lack of enough documentation of the remains and the excess of the uncovered parts makes restitution a major problem for the specialists who work on archaeological sites. A good analysis of the site and detailed documentation of the remains are important (necessary) data for getting over with the restitution problems. The conservation architect should begin the documentation while the remains are being excavated for determining the positions of the fallen fragments. Archaeology as a disipline intends to read the full range of evidence from a site (objects, context, architecture, so on) and then to use the discoveries to further knowledge that can or must be used to interpret the site for the public. Archaeological sites are nonrenewable resources. They must be managed and maintained well. Additional training should be provided for the preparation of specialists who might become responsible for the management of the site. xvIn the proposed project solutions for these topics have been discussed :. The conservation of the uncovered remains,. Anastylosis, consolidation and conservation projects for the monumental tombs of the Street of Tombs,. To organize an efficient exhibition for the remains after the conservation and restoration, so they can be easily understood by non-specialists,. To constitute a sustainable conservation and control for the archaeological site,. Design of the service spaces (visitor center: shelters, information boards, security office, wc, car&bus parking, book store, etc.) for the archaeological site,. To prepare a visitor management programme, and guiding the visitors by information and direction boards, Good interpretation enables visitors to understand archaeology and can convert them from puzzed tourists into advocates for archaeological research and conservation. xvi 317
- Published
- 2001
26. Levels of Nitric Oxide and Nitrotyrosine in Serum of Patients with Mild Asthma
- Author
-
ÇALIKOĞLU, MUKADDER, ÜNLÜ, ALİ, ÇİMEN, BEHZAT, ULUBAŞ, BAHAR, ERCAN, BAHADIR, and TAMER, LÜLÜFER
- Published
- 2000
27. E. coli Lipopolisakkaritlerinin plazma malondialdehit ve 3-nitrotirozin düzeylerine etkisi
- Author
-
KUTLUAY, TÜRKER, KARABIÇAK, UFUK, ÇİMEN, BEHZAT, YAMAN, HALİL, TÜRKÖZKAN, NURTEN, ÜNLÜ, ALİ, and ERBİL, M KEMAL
- Published
- 2000
28. In vivo ve in vitro olarak plazmada peroksinitrit harabiyetinin 3-nitrotirozin ölçümüyle gösterilmesi
- Author
-
TÜRKÖZKAN, NURTEN, BALABANLI, KANUNİ BARBAROS, ERBİL, M KEMAL, ÜNLÜ, ALİ, ÇİMEN, BEHZAT, YAMAN, HALİL, and KARABIÇAK, UFUK
- Published
- 1999
29. Helicobacter Pylori Eradikayonu ile ADMA, SDMA ve L-NMMA Serum Düzeylerinin Değişimi.
- Author
-
Baldane, Süleyman, Korkmaz, Hüseyin, İpekçi, Süleyman Hilmi, Sözen, Mehmet, Abuşoğlu, Sedat, Akar, Tarık, Ünlü, Ali, and Kebapcılar, Levent
- Abstract
Copyright of Journal of Academic Research in Medicine is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
30. Kısa süreli entübasyona bağlı larenks travmaları
- Author
-
Ünlü, Ali and Diğer
- Subjects
Wounds and injuries ,Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat) ,Larynx ,Kulak Burun ve Boğaz ,Intubation ,Laryngeal diseases - Abstract
ÖZET Bu çalışmada Edirne ili ve yakın çevresinden gelerek Tıp fakültesi hastahanesinde öpere edilen hastalar üzerinde kısa süreli entübasyona bağlı larenks travmaları araştırılmıştır. Kısa süreli entübasyon uygulamalarında; boğaz ağrısı, yutma güçlüğü.ses kısıklığı gibi bulguların sık olarak ortaya çıktığı ve çoğu olguda tedavi gerekmeksizin düzeldiği gözlenmiştir. Tedavi ve gözlem gereken olguların dört ile altı hafta içinde tam olarak düzeldiği, nadiren cerrahi girişim gerektiren problemlerinde ortaya çıkabileceği gözlenmiştir. Larengeal yaralanmanın iki saati aşan entübasyonlarda anlamlı olarak daha fazla bulunduğu saptanmıştır. Gelişmiş tıp merkezlerinde bile endotrakeal entübasyona bağlı sorunların ortaya çıkabileceği vurgulanmaktadır. Bu konuda larengologun dikkatli olması gerektiği, yutma güçlüğü ve ses kısıklığı semptomları ile başvuran hastaların entübasyon öyküsü açısından dikkatle sorgulanması gerektiği vurgulanmıştır. 43 48
- Published
- 1994
31. 2008 ve 2010 Yılları Arasında İstanbul Bağcılar İlçesinde Gençler Arasında Madde Kullanım Yaygınlığı, Risk ve Koruma Faktörlerinin Değerlendirilmesi.
- Author
-
Ünlü, Ali and Evcin, Uğur
- Abstract
Most of the studies on youth substance use in Turkey focus on drug prevalence. However, it is difficult to understand the changes in prevalence of substance use with cross-sectional studies because risk and protective factors also change in time. The aim of this study is to evaluate the risk factors studied in the literature and changes in prevalence of substance use between 2008 and 2010 in Bağcılar, Istanbul. The sample size of the survey was 2627 in 2008 and 2150 in 2010. The results of the analysis show that cigarette smoking and alcohol use have increased among youth while risk factors such as academic failure, schools absence, substance use of peers, deviant behaviors and activities without adult supervision have increased. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
32. İstanbul devlet liselerinde suç ve şiddet yaygınlığı: Okul türlerinin karşılaştırılması.
- Author
-
ÜNLÜ, Ali, EVCİN, Uğur, YILMAZ, Hatice BURAKGAZİ, and DALKILIC, Alican
- Abstract
Objective: The literature suggests school structures and sociocultural environment and the networks within schools play important role in crime and violence among youth. This study aimed to evaluate the prevalence and variation of crime and violence across public high school (HS) types in Istanbul. Methods: This cross-sectional study was conducted in May-June, 2010 in Istanbul public HS. The schools and classrooms within schools were selected by stratified random sampling, which recruited approximately 20% of HS population. The survey instrument included questions from European School Survey Project on Alcohol and Other Drugs and Youth in Europe Survey. Turkish translations of both were previously used in research. Trained counselors conducted the surveys and confidentiality was assured by anonymous optic forms. The data were analyzed by SPSS 16. Results: Crime and violence rates were higher in occupational HS, followed by regular and Anatolian HS. However Anatolian HS students reported that more of their friends were involved in crime and violence than that of regular and occupational HS. Regardless of school type violence was more prevalent than crime and students reported use of violence on others more frequently than being a victim of violence. Conclusions: Based on our results crime and violence rates were higher among occupational HS students than regular and Anatolian HS students. This might be related to school structure and resources and socioeconomic status of students. Possibility of attributing different values to crime and violence might explain higher violence rates than crime rates. Considering the findings of this study while developing school policies might be beneficial. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
33. Spinal Anestezinin Perkütan Nefrolitotripsi Sonuçlarına Etkisi.
- Author
-
İsen, Kenan, Dedeoğlu, Serhat, Hatipoğlu, Namık Kemal, Kılı, Rıfat, ünlü, Ali Rıza, and Dedeoğlu, Andaç
- Subjects
SPINAL anesthesia ,KIDNEY stones ,LUMBAR puncture ,HEMOGLOBINS ,ANALGESICS ,HEADACHE - Abstract
Copyright of Istanbul Medical Journal is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
34. SOSYO-EKONOMİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLERİN SOKAK SATICILARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: İSTANBUL'DAN KESİTSEL BİR ÇALIŞMA.
- Author
-
Ünlü, Ali and Evcın, Uğur
- Subjects
DRUG dealers ,DEMOGRAPHY ,CONTENT analysis ,STATISTICS - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Police Studies / Polis Bilimleri Dergisi is the property of Turkish National Police Academy and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2011
35. Televizyon ve internet dizilerinin ekonomi politik açıdan incelenmesi: Mucize Doktor ve Fi örneği = A Political analysis of television and internet series: Miracle Doctor and Fi example
- Author
-
Ünlü, Ali, 1994- author 219602, Kılıç, Seyfi, 1981- thesis advisor 200689, and Süleyman Demirel Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı. issuing body 182133
- Subjects
Süleyman Demirel Üniversitesi - Abstract
Medya, kapitalist piyasa içerisinde kâr elde etmek amacıyla faaliyet gösteren bir endüstridir. Söz konusu kâr elde etme süreci hem üretilen ürünlerin reklamının yayınlanması hem de başlı başına iletişim içeriklerinin kendisinin birer meta haline gelmesi yoluyla sağlanmaktadır. Medya endüstrisinde diziler gerek ulaştıkları izleyici kitlesi gerekse de sahip olduğu ekonominin büyüklüğü açısından en önemli içerik biçimlerinden biridir. Özellikle ekonomi politik yaklaşım açısından ele alındığında diziler metalaşma ve reklamlar yoluyla izleyicinin emtialaşması süreçleri açısından incelenmektedir. Günümüzde teknolojinin gelişimiyle birlikte diziler televizyon dışında internet platformlarında da yayınlanmaya başlamıştır. Bununla birlikte dizilerin, söz konusu internet platformlarında yayınlanması reklam, metalaşma ve izleyicilerin emtialaşması açısından farklılık yaratıp yaratamayacağı tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Buradan hareketle bu çalışmada iki farklı mecranın reklam, metalaşma ve izleyicilerin emtialaşması açısından karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Fox Tv'de yayınlanan Mucize Doktor dizisi ile internet dizi platformu Puhu Tv'de yayınlanan Fi dizisi reklam biçimleri ve reklam süreleri açısından incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda reklam biçimi ve reklamların süresi bakımından her iki mecranın benzer özellikler gösterdiği, her iki mecranın da farklı reklam biçimleriyle izleyicileri yoğun biçimde reklama maruz bıraktığı ve dolayısıyla izleyicilerin emtilaştırıldığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ekonomi Politik, Metalaşma, İzleyici Emtialaşması, Reklam, İnternet Dizisi, Televizyon Dizisi., Media is an industry operating in the capitalist market that aims to make profit. This profit making process is provided both by publishing the advertisements of the products produced and making the communication contents themselves a commodity. In the media industry, TV series are one of the most important forms of content regarding both the audience they reach and the size of the economy they have. Especially when economy is considered in terms of political approach, TV series are examined in terms of commodification processes of the audience through commercials. Nowadays, with the development of technology, TV series have started to be broadcast on internet platforms apart from television. However, the broadcasting of the series on these internet platforms has brought the question whether they can make a difference in terms of advertising, commodification and commodification of the audience. From this point of view, this study aimed to compare two different media in terms of advertisement, commodification and commodification of the audience. For this purpose, the Miracle Doctor broadcast on Fox TV and the Fi series broadcast on the internet series platform Puhu Tv were studied in terms of advertising formats and advertising durations. As a result of this study, it was determined that both ways have similar characteristics in their ad format and the duration that expose the audience to ads intensively with different formats, and makes them commodified. Keywords: Political Economy, Commodification, Audience Commodity, Advertising, Internet Series, Television Series., Tez (Yüksek Lisans)- Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı, 2020., Kaynakça var.
36. P116 - MCF-7 MEME KANSERİ HÜCRE PROLİFERASYONUNA D VİTAMİNİNİN ETKİSİ.
- Author
-
KORUCU, Emine Nedime, ÜNLÜ, Ali, TEKIN, Gülsüm, and ÖZTÜRK, Bahadır
- Abstract
Giriş: Vitamin D, kemik metabolizması, immun cevabın düzenlenmesinde, hücre proliferasyonu ve diferansiasyonunun düzenlenmesinde ve bu durumlarla ilişkili birçok hastalıkla (osteoartirit, diabet, kanser, kardiovasküler hastalıklar, tuberküloz) doğrudan ilişkili olduğu belirtilmektedir. D vitamini hücre siklusu ve hücre büyümesinin regülasyonu, hücresel diferansiasyon, apopitozis, immün modulasyon, hormonal entegrasyon, hücresel sinyal yollarını da içeren farklı biyolojik aktivitelerde kritik rolleri olan steroid bir hormondur. 1,25 (OH) 2D3'ün hem normal hem de kanser hücresi proliferasyonunu inhibe ettiği belirtilmektedir. Biz bu çalışmada in vitro vitamin D'nin farklı konsantrasyonlarının invaziv meme kanser hücresi olan MCF-7 proliferasyonuna etkisini araştırmayı amaçladık. Metod: Çalışmada MCF-7 hücre hattındaki proliferasyona D vitaminin farklı dozlarının (1, 5, 10, 25, 50, 75, 100 \ıM) etkisini değerlendirmek için gerçek zamanlı hücre analizörü (xCELLigence, Roche Diagnostics GmbH, Penzbeerg, Germany) kullanıldı. 10.000 hücre/well E-plate 16®'nın her bir kuyusuna ekildi. Hücre sayısındaki değişiklikler 138 saat boyunca her 15 dk da bir analiz edilmiştir. İstatistik analizinde, kontrol ve farklı dozların karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizi ile, ikincil karşılaştırmalar Tukey HSD ile yapıldı. Anlamlılık seviyesi 0,05 olarak alındı. Bulgular: Doz grupları arasındaki farklılık tedavinin 96. saatinde anlamlı bulundu. (p:0,000 ) 50, 75,100 µM konsantrasyonda vitamin D nin antiproliferatif etkisi gözlendi. Hücre proliferasyonunu sırasıyla %47,86 ve %23,8 inhibe etti ve 48. saatte inhibisyon başladı. 50 µM vitamin D 96. saatte %92,54 hücre proliferasyonunu inhibe etti. Sonuç: Çalışmada; 50, 75,100 µM konsantrasyonlarında MCF-7 hücre hattında zamana ve doza bağımlı vitamin D nin antiproliferatif etkisi gözlendi. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2012
37. P049 - TALEBİN AZ OLDUĞU KEMİLUMİNESANS ANALİZLERİNDE ÖRNEK BEKLETİLMESİNİN ANALİT STABİLİTESİNE ETKİSİ.
- Author
-
AKYUREK, FİKRET, ÜNLÜ, ALİ, SİVRİKAYA, ABDULLAH, and KAHVECİ, YASEMİN
- Abstract
Amaç: Laboratuvarların doğru, güvenilir ve verimli çalışması gerekmektedir. Günümüz sağlık sistem politikaları laboratuvarlarımızda yapılan analizlerin doğru, güvenilir olması yanı sıra ekonomik olarak da sonuçlandırılmasını teşvik etmektedir. Fakültemiz rutin laboratuvarında sayıca az gelen bazı analitlerin biriktirilerek çalışmasının sonuçlara etkisini incelemeyi amaçladık. Yöntem: Laboratuvarımızdan sayıca az istenen CA-125, CEA, PAPP-A, ve F HCG gibi testleri biriktirerek çalıştığımızda sonuçlarımızın güvenirliliğini ölçtük. Bu amaçla bu testlerin gün içi ve günler arası tekrarlanabilirliklerini kontrol ettik. Kan örnekleri laboratuvarımıza ulaştığında serum ayırma işleminden sonra rutin analiz gerçekleştirildi. Analiz sonrası her bir analit için belirtilen cut-off değerleri ile örnek havuzu oluşturuldu. Daha sonra numuneler CA-125 için >20U/ml ve <20U/ml, CEA için <10ng/ml ve >10ng/ml, F HCG için >30 mIU/ml ve <30IU/L, PAPP-A için <3000mlU/L ve <3000mlU/L olarak ayrıştırıldı. Ayrıştırılan numunelerden kendi aralarında havuz oluşturuldu. Oluşturulan havuzlardaki numuneler gün içi 10 kez arka arkaya okutuldu. Arta kalan numuneler Eppendorf tüplere porsiyonlanarak -20°C de saklandı ve her gün birer numune çözdürülerek 2 hafta süreyle aynı testler ölçüldü. Bulgular: Gün içi tekrarlanabilirlilik düzeyi ölçülen tüm parametreler için analiz sonucu oldukça güvenilir bir aralıkta bulundu. Günler arası varyasyon analiz edildiğinde ise FBHCG için %10 CV değeri hesaplandı. Diğer tüm analizlerde CV değerleri %10'nun altında hesaplanırken, CEA CV değerleri %5'in altında bulundu. Sonuç: Test edilen parametrelerin gün içi ve günler arası tekrarlanabilirlik çalışmasında bulunan ortalamalar, standart sapmalar ve % CV değerleri üretici firmanın vermiş olduğu değerlerle uyumlu bulundu. Bu veriler ışığında maliyet verimliliğini artırmak için, az sayıda talep edilen örneklerin uygun koşullarda muhafaza edilmek koşuluyla biriktirilerek çalışılmasında, herhangi bir problem olmadığını düşünmekteyiz. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2012
38. VİTAMİN D TAKVİYESİ: ARTILARI, EKSİLERİ.
- Author
-
ÜNLÜ, Ali
- Abstract
İyonize kalsiyum kas kontraksiyonu, kemik oluşumu, kan pıhtılaşması ve hücre adezyonu, hücre içi sinyal ve hücre büyüme farklılaşmasında oldukça fazla role sahiptir. Tüm vertebralılarda kalsiyum dengesini oluşturan en önemli faktörlerden biri vitamin D'dir. Cildimizin UVB ışınlarına mağruz kalması sadece kolesterolün 7 Dehidro kolesterole dönüşümünü sağlamakla kalmayıp, 1-25 (OH)2 Vitamin D3 sentezine giden önemli bir yolu başlatır. Vitamin D3 B halkası açılmış bir steroid molekülüdür ve vitaminler gibi reaksiyonlarda aracı molekül olmaktan ziyade etkisini direkt olarak vitamin D reseptörüne bağlanarak gösterdiğinden bir hormon olarak da sıklıkla adlandırılır. Sanayileşme ve kirli hava şehirlerinin artışı 20. yüzyıl başlarında raşitizm ve osteomalazi olgularında patlamaya yol açmış ve hem balık yağı hem de güneşe maruziyetin arttırılmasıyla D vitamini arttırmaya yönelik girişimler ile bu hastalıklar tedavi edilmiştir. 1941 yılında ABD ve Kanada'da yaşayanların enlemleri ile kanser mortaliteleri arasındaki farklılığın gösterilmesi, aktif vitamin D metabolitinin böbrek dışı dokularda da sentez edilebilmesi, kemik metabolizması ilgili dokular haricinde D vitamin reseptörünün gösterilmesi, D vitamininin kemik dışı faydaları da olabileceğini göstermiş ve kanser ağırlıklı olmak üzere klinik bazlı çalışmaların artışına neden olmuştur. Vitamin D uygulanan in vitro çalışmalardaki antitümoral etkinlik ve VDR gen-knockout farelerde gelişen kolon hiperplazileri vitamin D'nin antikanserojen bir molekül olduğuna işaret etmektedir. Son 10 yılda D vitamini ile ilgili literatür artışını takiben son 5 yılda ABD'de vitamin D takviye uygulamaları 10 kat artmıştır. D vitamin takviyelerinin genelde plazma D vitamin konsantrasyonunda artışa neden olduğu gözlenirken biyoyararlanımında farklılıklar olduğu gözlenmektedir. Uzun dönem yüksek serum vitamin D düzeylerinin muhtemel yan etkileri konusunda bilgiler son derece kısıtlıdır. NHANES III ve Framingham çalışmalarında 40 ng/ml düzeyinin üstündeki vitamin D düzeyleri artan mortalite ve kardiovasküler hastalık oranını göstermiştir. Yine epidemiyolojik çalışmalar yüksek vitamin D düzeylerine sahip kişilerde artan pankreas kanser insidansına işaret etmektedir. Panelimizin bu bölümünde D vitamin gereksinimi, takviye gerektiren durumlar, takviyenin avantaj ve dezavantajları değerlendirilecektir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2012
39. P239 - YAZ AYLARINDA KONYA BÖLGESİNDE HASTANEMİZE BAŞVURAN KİŞİLERİN 25-OH VİTAMİN D3 DÜZEYLERİ.
- Author
-
TOPCU, Cemile, SİVRİKAYA, Abdullah, VATANSEV, Hüsamettin, ÖZTÜRK, Bahadır, SARAÇLIGİL, Beyza, YALÇIN, Birgül, and ÜNLÜ, Ali
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
40. P235 - HASTANEMİZ NÖROLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARDA VİTAMİN B12 DÜZEYLERİ.
- Author
-
EVLİYAOĞLU, Nurcan, VATANSEV, Hüsamettin, BARAN, Hatice, ÖZTÜRK, Bahadır, KORUCU, E. Nedime, and ÜNLÜ, Ali
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
41. P215 - CİNSİYET VE YAŞ GRUPLARININ PT INR VE APTT DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ.
- Author
-
SİVRİKAYA, ABDULLAH, BARAN, HATİCE, ÖZTÜRK, BAHADIR, VATANSEV, HÜSAMETTİN, and ÜNLÜ, ALİ
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
42. P212 - DİYABETİK ANNE BEBEKLERİNİN KALP TİPİ YAĞ ASİDİ BAĞLAYICI PROTEİN DÜZEYLERİ.
- Author
-
VATANSEV, Hüsamettin, ARSLAN, Derya, GÜN, Fatmagül, ÇİMEN, Derya, YALÇIN, Birgül, and ÜNLÜ, Ali
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
43. P187 - BOR TOKSİSİTESİ UYGULANMIŞ BİTKİLERDE (MERCİMEK VE ARPA) FARKLI AZOT KAYNAKLARININ BÜYÜME VE STRES PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ.
- Author
-
TEPE, Muammer, VATANSEV, Hüsamettin, ÖZTÜRK, Bahadır, ÜNLÜ, Ali, AYDEMİR, Tülin, and DİLEK, Hafize
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
44. P137 - LİPEMİNİN BİYOKİMYASAL TESTLERE ETKİSİ.
- Author
-
AKYUREK, Fikret, SİVRİKAYA, Abdullah, DÜNDAR, Niyazi, ÖZTÜRK, Bahadir, VATANSEV, Hüsamettin, and ÜNLÜ, Ali
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
45. P113 - HESPERETİN VE D VİTAMİNİNİN MCF--7 HÜCRE PROLİFERASYONUNA ETKİSİ.
- Author
-
TEKIN, Gülsüm, ÖZTÜRK, Bahadır, KORUCU, E. Nedime, and ÜNLÜ, Ali
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
46. P083 - SEPSİS VAKALARINDA SERUM ASİMETRİK DİMETİL ARJİNİN VE ARJİNİN DÜZEYLERİ.
- Author
-
VATANSEV, Hüsamettin, SİVRİKAYA, Abdullah, VATANSEV, Hakan, ÖZTÜRK, Bahadır, GÜN, Fatmagül, and ÜNLÜ, Ali
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
47. S22 - BORİK ASİTİN İNSAN MEME KANSERİ HÜCRE (MCF-7) PROLİFERASYONUNDA İNHİBİSYONU.
- Author
-
BOZKURT, Şerife Buket, HAKKI, Sema S., and ÜNLÜ, Ali
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
48. S04 - BİYOLOJİK ÖRNEKLERDEKİ ESER ALÜMİNYUMUN YENİ KATI FAZ EKSTRAKSİYON TEKNİĞİ İLE ZENGİNLEŞTİRİLMESİ VE YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ SÜREKLİ IŞIN KAYNAKLI ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROMETRİSİ (HR-CS FAAS) İLE TAYİNİ.
- Author
-
ÇİFTÇİ, Harun, ÖZTÜRK, Bahadır, VATANSEV, Hüsamettin, SİVRİKAYA, Abdullah, AKYÜREK, Fikret, KIYICI, Aysel, and ÜNLÜ, Ali
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Biochemistry / Turk Biyokimya Dergisi is the property of De Gruyter and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
49. Biyolojik sıvılarda imatinib ve metabolitlerinin analizi
- Author
-
Eryavuz, Duygu, Ünlü, Ali, and Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı
- Subjects
Leukemia-myelogenous-chronic-BCR-ABL positive ,Biyokimya ,Neoplasms ,ErbB receptors ,Tyrosine ,Drugs ,Therapeutics ,Biochemistry ,Imatinib mesilat - Abstract
İmatinib mesilat (Gleevec) 2001 yılında Kronik Myeloid Lösemi (KML) tedavisinde kullanılmak üzere FDA (Food and Drug Administration) tarafından onaylanmış ilk tirozin kinaz inhibitörüdür (Wu ve ark 2015). Etki mekanizması BCR-ABL kinazın ATP bağlanma bölgesine bağlanmak için ATP ile yarışarak onkoprotein kinazlar aracılı fosforilasyonu dolayısıyla bu onkoproteinlerin dâhil olduğu lökomogenik yolakları inhibe etmesine dayanmaktadır (Hochhaus ve ark 2017). İmatinibin klinik onkolojiye girmesiyle birlikte KML tedavisinde bir devrim yaşanmıştır (Wu ve ark 2015). İmatinib KML hastalığının ilk basamak tedavisinde yaygın olarak kullanılmakta olup hastalar tarafından genellikle iyi tolere edilmektedir. Bununla birlikte trombositopeni, nötropeni gibi ciddi yan etkilere neden olabilmekte ve zaman içerisinde imatinibe karşı rezistans gelişimi sonucunda tedaviden alınan yanıt azalabilmektedir (Lee ve O'brien 2010).Yapılan araştırmalarda imatinib tedavisine karşı etkin bir terapötik cevabın alınabilmesi için plazma kan düzeyinin 1000 ng/mL, nötropeni gibi ciddi toksik etkilerin önlenmesi için 3000 ng/mL altında olması gerektiği belirtilmiştir (Miura 2015). İmatinib kan düzeylerinin ölçülerek takip edilmesinin pratik bir şekilde doz ayarlamasını sağlamak açısından önemli olabileceği düşünülmekte olup LC-MS/MS, HPLC, ELİSA, kapiller elektroforez gibi yöntemlerle imatinib düzeyleri ölçülebilmektedir (Herviou ve ark 2016).Bizde çalışmamızda bu bulgulardan hareketle terapötik ilaç düzeyi takibinde bir referans metot olarak kabul edilen LC-MS/MS cihazında ölçüm yöntemi geliştirmeyi ve metot validasyonu çalışmalarını yapmayı amaçladık. Çalışmamız sonucunda imatinib için lineer aralığın 12,2-12 500 ng/mL konsantrasyon aralığı olduğunu tespit ettik. Tespit limitini 49 ng/mL, tayin limitini ise 98 ng/mL olarak hesapladık. Tekrarlanabilirlik çalışmamızda ise %CV değerlerinin kabul edilebilir düzeyde olduğunu gördük. İnterferans çalışmamızda bilirubinin önemli ölçüde interferansa neden olduğunu gözlemledik. Geri kazanım çalışmasında ise geri kazanım oranlarının %98'in üzerinde olduğunu tespit ettik. Sonuç olarak geliştirdiğimiz yöntemin imatinib düzeylerinin ölçümü için son derece yeterli, pratik ve güvenilir bir yöntem olduğunu düşünmekteyiz. Imatinib mesylate (Gleevec) is the first tyrosine kinase inhibitor approved by the Food and Drug Administration (FDA) for use in the treatment of Chronic Myeloid Leukemia (CML) in 2001 (Wu et al 2015). The mechanism of action is based on the inhibition of leukomogenic pathways including these oncoproteins, due to the oncoprotein kinases mediated phosphorylation by competing with ATP to bind to the ATP binding site of the BCR-ABL kinase (Hochhaus et al 2017).With the introduction of imatinib into clinical oncology, a revolution has been experienced in the treatment of CML (Wu et al 2015). Imatinib is widely used in the first-line treatment of CML and is generally well tolerated by patients. However, thrombocytopenia may cause serious adverse effects such as neutropenia and the response to treatment may decrease as a result of resistance development against imatinib over time (Lee and O ,brien 2010).In order to obtain an effective therapeutic response to imatinib treatment, plasma blood level should be below 1000 ng / mL and 3000 ng / mL to prevent serious adverse effects such as neutropenia (Miura 2015). Imatinib blood levels are thought to be important in terms of dose optimization and it is possible to measure imatinib levels by methods such as LC-MS / MS, HPLC, ELISA, capillary electrophoresis (Herviou et al 2016).In our study, we aimed to develop measurement method and performed method validation studies in LC-MS / MS device which is accepted as a reference method in the follow up of therapeutic drug level.Therefore, we determined that the linear range for imatinib is 12,2-12 500 ng / mL concentration range. We determined the limit of detection as 49 ng / mL and the limit of quantitation as 98 ng / mL. In our reproducibility study, we found that % CV values were acceptable. In the interference study, we observed that bilirubin caused significant interference. In the recovery study, we found that recovery rates were over 98%. As a result, we believe that the method we have developed is a highly adequate, practical and reliable method for the measurement of imatinib levels. 72
- Published
- 2019
50. Sıvı kromatografi-tandem kütle spektrometre metoduyla fosfodiesteraz inhibitörlerinin analizi
- Author
-
Ahmadbik, Mohammad, Ünlü, Ali, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı, and Enstitüler, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı
- Subjects
Fosfodiesteraz inhibitör ,Phosphodi̇estrease inhi̇bi̇tor ,Chromatography-liquid ,Chromatography ,Mass spectrometry ,Hypertension-pulmonary ,Biyokimya ,Phosphodiesterase inhibitors ,Sildenafil ,Bosentan ,PAH ,LC-MS/MS ,Biochemistry - Abstract
Fosfodiesterazlar, siklik nükleotidleri hidrolize eden ve böylece ikinci haberciler cAMP ve cGMP'nin hücre içi seviyelerini düzenlemesinde önemli bir rol oynayan çeşitli enzimler ailesidir. PDE'ler 11 alt aileden oluşmaktadır. Sildenafil sitrat seçici bir fosfodiesteraz 5 (PDE5) inhibitörüdür, kan damarlarını rahatlatan ve böylece pulmoner kan akışını geliştiren PAH tedavisi için terapötik bir seçenektir. Bosentan (BOS), hem endotelin A hem de endotelin B reseptörleri için afinitesi olan güçlü bir nonpeptid çift endotelin reseptör antagonisti (ERA) 'dır. Hem pulmoner hem de sistemik vasküler rezistansı azaltır, böylece kalp hızını arttırmadan kalp debisini arttırır. İlaç seviyesinin analizi önemlidir çünkü bu ilaçların doz aşımında ciddi yan etkileri vardır. Bu ilaçları ölçmek için yüksek özgüllüğe ve duyarlılığa sahip olan bir yöntem gerekmektedir. Bu çalışmada Sildenafil ve Bosentan analizinde, CLSI kurallarına göre yeni Sıvı Kromatografi Tandem Mass Kütle Spektrometre metodu geliştirilmiştir. Metod validasyon parametreleri içinde linearite, analitik ölçüm limitleri, tekrarlanabilirlik, geri elde, interferans, taşıma, matriks etkisi ve dondurma çözmenin etkisi çalışmaları vii yapılmıştır. Linearite çalışmasında yöntemimiz sildenafil için 1000 ve 0.975 μg/L aralığında, Bosentan için 3125 ve 3.05 μg/L aralığında lineer olarak bulunmuştur. Tekrarlanabilirlik çalışmasından elde edilen en düşük ve en yüksek %CV değerleri sildenafil için sırasıyla 4.7 ile 6.3, bosentan için sırasıyla 4.2 ile 6.3 bulunmuştur. Sildenafil ve bosentan için yapılan geri elde çalışmasında elde edilen sonuçlar %103, Bosentan için %106.6 bir geri elde sağlanmıştır. Numune aktarım miktarı sildenafilde -14.8, bosentan ise -13.6 olarak tespit edilmiştir. CLSI tarafından belirlenen yöntemin kabul edilebilirlik kuralları göz önüne alınarak yapılan performans değerlendirmesinde LC-MS/MS yöntemi kabul edilebilir bulunmuştur., Phosphodiesterases are a diverse family of enzymes that hydrolyze cyclic nucleotides and thus play a key role in regulating intracellular levels of the second messengers cAMP and cGMP. PDEs comprise 11 subfamilies. Sildenafil citrate is a selective phosphodiesterase 5 (PDE5) inhibitor, it is a therapeutic option for the treatment of PAH which relaxes the blood vessels and thereby improves pulmonary blood flow. Bosentan (BOS) is a potent nonpeptide dual endothelin receptor antagonist (ERA) with an affinity for both endothelin A and endothelin B receptors. It decreases both pulmonary and systemic vascular resistance, thereby increasing cardiac output without increasing the heart rate. Analysis of the drug level is important because these drugs have serious side effects in excess of dose. Measuring these drugs should have high specificity and sensitivity. In this study, new Liquid Chromatography-Tandem Mass Mass Spectrometer method has been developed according to CLSI rules for Sildenafil and Bosentan analysis. Within the method validation parameters, linearity, limits of analytical measurement, repeatability, recovery, interference, transport, matrix effect and the effect of freezing resolution were applied. ix In the linearity, our method was found the linearity between 1000 and 0.975 μg/L for sildenafil and 3175 and 3.05 μg/L for Bosentan. The lowest and highest %CV values obtained from the repeatability study were 4.7 and 6.3 respectively for sildenafil and 4.2 and 6.3 respectively for bosentan. The results obtained in the recovery study for 103% for sildenafil and 106.6% for Bosentan. The amount of sample transfer was determined as -14.8 in sildenafil and -13.6 in bosentan. The LC-MS / MS method was found acceptable in the performance evaluation based on the acceptability rules of the method determined by CLSI., Bu araştırma Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından 17202067 proje numarası ile desteklenmiştir.
- Published
- 2018
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.