Back to Search
Start Over
İslâm Tarihinde Tıbbın Gelişmesi ve Silvan’da Tıp
- Source :
- Volume: 30, Issue: 30 9-43, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Publication Year :
- 2013
- Publisher :
- Harran Üniversitesi, 2013.
-
Abstract
- At the time of the Prophet Muhammed, although there were few doctors who had book based knowledge of medicine, medical knowledge were generally based on experience and narrations transmitted generation after generation. Islam emphasized the health, and the Prophet Muhammed suggested that people took precaution against diseases. His sayings on health were later collected on books called Tıb al-Nabawi. With the conquest during the period of Rightly Guided Khalifs and Umayyads Muslims faced new medical knowledge and had them translated into Arabic. They were able to establish hospitals within the first century of Islam. With the Abbasids, translations increased and many hospitals were constructed. Towards the end of Abbasids, there were more than a thousand of medical doctors and some of whose books were taught in the west for a number of centuries. In the XIIth century, there were more than one hospital in the cities such as Baghdad, Damascus, Cairo, Harran, and at least one hospital in other cities. Meyyâfârikîn was an important city during the period of Hamdânîs , Marwânîs , Seljuks , Artuks and Ayyubs. During these periods along with the following many others worked as doctors: Jibrâîl b. Ubaydullah b. Buhtishû (d. 396/1006), Ubaydullah b. Jibrâîl (d. 450/1058), Zâhidü’lUlamâ Abû Mansûr b. İsâ al-Fârikî (XIth century), Mitrân Nasîbîn (XIth century), İbn Butlân (d. 458/1066), Abû Sâlim al-Nasrânî. The city was almost destroyed in the occupation of Mongols in 1260 and was never gained its popularity. It is narrated that there was a hospital in Mayyâfârikin in the end of Xth century, though it is not known when it was exactly built. Jibrâîl b. Ubaydullah, an important member of the family of Buhtishû who worked in the palaces and hospitals of Baghdad from the time of Khalif Mansur, decided to settle down in Mayyâfârikin. We know that his son Ubaydullah lived in this city. These two suggest that there was an hospital in the end of the Xth century. Seyfuddevle from the Marwanis established a big hosptial in this city. The sources also mention that Artuks built a hospital in this city. Although the governing families changed in the Muslim territories, the institutes remained the same. The medical programs designed by the Seljuk were copied by the western medical institutes. It is highly likely that this program was also applied to the medical students in Mayyâfârikîn. Born in Baghdat, an important doctor, Ubaydullah b. Jibrâîl, the last line of the Buhtishû family, was educated in Meyyâfârikîn. He was so famous that doctors from Basra asked him to write a medical book<br />Hz. Peygamber döneminde farklı yerlerde kitabî bilgi almış birkaç hekim bulunmakla birlikte, bu dönemdeki tıp bilgisi genellikle tecrübeye dayanan ve geleneksel olarak kuşaktan kuşağa rivayet yoluyla taşınan halk tabâbetinden ibaretti. İslâmiyet sağlıklı olmaya önem vermiş ve Hz. Peygamber insanların hastalıklara karşı tedbir almalarını tavsiye etmişti. Hz. Peygamber’in sağlıkla ilgili tavsiyeleri sonradan Tıbbü’n-Nebevî adıyla bilinen kitaplarda toplanmıştır. Râşid Halifeler ve Emevîler döneminde fetihlerin genişlemesiyle Müslümanlar tıp konusunda farklı bilgilerle karşılaştılar ve bunları erken zamanda tercüme ettiler. Diğer taraftan İslâm’ın doğuşunun üzerinden 100 yıl bile geçmeden hastane kurma başarısını gösterdiler. Abbâsî devletinin kuruluşuyla birlikte tercüme hareketleri ve hastane kurma faaliyetleri hızlandı. Abbâsîlerin sonuna doğru gelindiğinde İslâm dünyasında sayıları binlerle ifade edilen hekim yetişti ve bunlardan bazılarının eserleri sonradan Batı’da birkaç yüzyıl ders kitabı olarak okutuldu. XII. yüzyılda Bağdat, Şam, Kahire, Harran gibi şehirlerde birden fazla, diğer kentlerde de ise genellikle bir hastanenin bulunduğu görülmektedir. Hamdânîler , Mervânîler , Selçuklular , Artuklular ve Eyyûbîler zamanında Meyyâfârikîn önemli bir kültür merkezi idi. Moğol istilasında (1260) şehir büyük hasar gördü ve bir daha eski parlak günlerine dönemedi. Bu dönemlerde Meyyâfârikîn’de Cibrâîl b. Ubeydullah b. Buhtisû‘ (ö. 396/1006), Ubeydullah b. Cibrâîl (ö. 450/1058), Zâhidü’l-Ulemâ Ebû Mansûr b. İsâ el-Fârikî (XI. yüzyıl), Mitrân Nasîbîn (XI. yüzyıl), İbn Butlân (ö. 458/1066), Ebû Sâlim en-Nasrânî ve daha birçok hekim şehirde hekimlik yaptı. Tam olarak ne zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte, X. yüzyılın sonralarında Meyyâfârikin’de hastane olduğu rivayet edilmektedir. Halife Mansûr döneminden itibaren Bağdat saray ve hastanelerinde sağlık hizmetleri veren Buhtişû ailesinin önemli hekimlerinden Cibrâîl b. Ubeydullah’ın Meyyâfârikîn’de yerleşmeye karar vermesi, oğlu Ubeydullah’ın da burada yerleşmiş olması X. asrın sonunda burada bir hastane kurulmuş olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Mervanîlerden Seyfüddevle ise şehirde büyük bir hastane kurmuş bulunuyordu. Ayrıca Artuklular’ın da burada bir hastane kurmuş olduğu kaynaklarda zikredilmektedir. Bağdat doğumlu olmakla birlikte Meyyâfârikîn’de yetişen en büyük hekim, Buhtişû ailesinin son halkasını teşkil eden Ubeydullah b. Cibrâîl’dir. Ubeydullah, bazı konularda kendilerini aydınlatmak üzere Basralı hekimlerin kendisinden kitap yazmalarını isteyecek kadar zamanında ünlü ve yetkin bir hekimdi.
Details
- ISSN :
- 13032054 and 25647741
- Database :
- OpenAIRE
- Journal :
- Volume: 30, Issue: 30 9-43, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Accession number :
- edsair.tubitakulakb..73b25fa2790e446191fc9f27bc6e2a11