Back to Search Start Over

Şanlıurfa ili Germuş Surp Asdvadzadzin Kilisesi koruma projesi

Authors :
Kirmizi, İsrafil
Eres Özdoğan, Zeynep
Mimarlık Ana Bilim Dalı
Publication Year :
2019
Publisher :
Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019.

Abstract

Şanlıurfa İli coğrafi konumundan dolayı tarih öncesi dönemden beri birçok topluluğa ev sahipliği yapmış bir bölgededir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan kentte yapılan kazılarda çıkan buluntular Neolitik Çağ'dan beri bölgede yerleşik hayata geçildiği kanıtlamaktadır. Bu kazılardan en çok bilineni ise 2018 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne giren Göbekli Tepe kazılarıdır. Tarihi çağlar boyunca birçok topluluğun bir arada yaşadığı kent 1517 yılında Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Farklı inançlardan pek çok cemaatin bir arada yaşadığı kentte anıtsal yapı niteliğinde birçok dini yapı bulunmaktadır. 19. yüzyılda kent nüfusunun yaklaşık % 20'sini oluşturan Ermeniler, kentte önemli anıtsal yapılar yaptırmışlardır. 1915 yılında çıkarılan Tehcir Kanunu ile cemaatini kaybeden bu yapılar günümüzde işlevleri değiştirilerek kullanılmaya devam edilmişlerdir. Günümüzde Surp Asdvadzadzin ve On İki Havari kiliseleri cami olarak, Aziz Petrus ve Aziz Paulus Kilisesi kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Germuş Surp Asdvadzadzin Kilisesi ise 1915 yılından 2003 yılına kadar depo olarak kullanılmıştır. 2003 parsel mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne geçmesiyle yapı işlevsiz kalmıştır.Bu tez çalışması kapsamında Germuş Surp Asdvadzadzin Kilisesi ve Germuş Köyü incelenmiştir.Günümüzde yaygın olarak Germuş Kilisesi olarak bilinen Surp Asdvadzadzin Kilisesi, Dağeteği Mahallesi'nde, Kentsel Arkeolojik Sit Alanı içerisinde bulunan 5 pafta, 330 parsel üzerinde yer almaktadır. 3375 m2 büyüklüğündeki parselde kilise yapısı dışında bir yapı bulunmamaktadır. Kitabesi olmayan yapının kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak çan kulesinin ve kubbelerinin olması nedeniyle yapının Tanzimat Döneminde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Germuş Surp Asdvadzadzin Kilisesi hakkında ulaşılabilen yazılı kaynaklardan Papaz Apraham Arevyan tarafından yayınlanan Badmutyun Yetesyo (Urfa Tarihi) kitabında Germuş Köyü'nde yer alan eski kilisenin 19. yüzyılda yıkılmasıyla Başpiskopos Khoren Mıkhıtaryan döneminde 1881 yılında yeni bir kilise inşa edildiği bilgisine ulaşılmıştır. Bu bilgiler ışığında yapının inşa tarihi 1881 yılı olarak kabul edilebilir. Tez kapsamında, yapının ayrıntılı belgeleme çalışmaları yapılmıştır. Koruma kararlarının verilmesine yardımcı olması için yapıdaki hasarlar tespit edilmiş ve nedenleri araştırılmıştır. Yapılan bu çalışmalardan sonra yapının restitüsyon projesi hazırlanmıştır. Restitüsyon projesi yapıdaki izler, elde edilen yazılı belgeler, eski fotoğraflar ve sözlü görüşmeler ışığında hazırlanmıştır. Ayrıca hem restitüsyon projesine yardımcı olması hem de bölgenin kilise mimarisinin daha iyi anlaşılması için Şanlıurfa kent merkezinde yer alan ve aynı dönemde inşa edilen kiliselerin 1/200 ölçeğinde planları çizilmiştir.Germuş Surp Asdvadzadzin Kilisesi üç nefli, bazilikal planlı bir yapıdır. Dikdörtgen planlı yapı dıştan 28.85 x 18.45 metredir. Narteks bölümünün açıklıkları kapatıldığı için kilisenin girişi sonradan açılan ve güney cephesinde bulunan kapıdan sağlanmaktadır. Yapının üst örtüsü düz toprak damdır kârgir beden duvarının iç ve dış yüzeyi kesme taşlardan oluşmaktadır. Zemin katta narteks, naos, bema, pastophoria, apsis, apsidiyol mekânları bulunmaktadır. 1.katta ise narteks mekânının üzerinde yer alan koro katına bulunmaktadır. Çatı kotuna ulaşım koro katının güneybatı köşesinde bulunan dairesel planlı merdiven ile sağlanmaktadır. Kapı ve pencere doğramaları sökülen yapıda sadece bazı pencerelerin demir parmaklıkları günümüze ulaşabilmiştir.Yapının ayrıntılı belgelenmesinden sonra uygun müdahale yöntemleri belirlenmiş ve restorasyon projesi hazırlanmıştır. Günümüzde Germuş Köyü'nde yapıyı kilise işlevinde kullanacak cemaatin olmamasından dolayı işlevinin değiştirilmesi önerilmiştir. Yapının bütünlüğünü bozmayacak müze işlevi önerilmiştir. 1915 yılından sonra köy de yaşayan az sayıda Ermeni nüfusu 1920'lerde Uceymi Sadun Paşa'nın köye yerleşmesiyle köyü terk etmiştir. 19. yüzyıl sonlarında 800 haneli köyde Uceymi Sadun Paşa ile beraber köye yerleşen az sayıdaki nüfus kilise yapısının doğusunda bulunan konutları kullanmıştır. Yapının güney ve batısında bulanan yerleşim yeri kullanılmamıştır. Bu nedenle köy yerleşiminin büyük bir bölümü yıkılmıştır. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi denetimde köy yerleşiminde kazılar yapılması önerilmiştir. Kazılarda çıkan eserlerin ise müze işlevinde kullanılacak kilise yapısında sergilenmesi hedeflenmektedir. Yapının koruma önerisi hazırlanırken bütüncül bir koruma anlayışı çerçevesinde köy yerleşimi ile beraber değerlendirilmiştir. Köy yerleşiminin kilise yapısı ile beraber açık hava müzesi olarak sergilenmesi hedeflenmiştir. Kilise yapısının kuzeyinde yer alan 329 no'lu parselde ziyaretçiler için otopark ve karşılama merkezi önerilmiştir. 1953 yılına ait hava fotoğrafı ile güncel hava fotoğrafları üzerinden köy yerleşiminin özgün sokak dokusu tespit edilmiştir. Tespit edilen bu sokak dokusunda koruma projesi kapsamında yürüyüş rotaları belirlenmiştir.2018 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'nde giren Göbekli Tepe'nin Germuş Köyü'ne yakın olması alan için önemli bir avantaj sağlamaktadır. Göbekli Tepe'nin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girmesi ve 2019 yılının Göbekli Tepe yılı olarak ilan edilmesiyle kenti ziyarete gelen turist sayısında büyük artış olmuştur. Germuş Köyü'nün Göbekli Tepe ile beraber bir kültür rotasına dâhil edilerek hem alanın korunmasının sürekliliği hem de köyde yaşayan halka ekonomik katkıda bulunması beklenmektedir. Çalışma alanı için günübirlik iki adet kültür rotası düşünülmektedir. Rotalardan biri Harran arkeolojik alanı diğeri ise Karacadağ bölgesi ile Gaziantep kenti arasında kalan alanı kapsamaktadır. Birinci alternatif olarak ziyaretçilerin önce Germuş Köyü'ndeki açık hava müzesini gezdikten sonra sırasıyla Göbekli Tepe, Senem Mağaraları, Soğmatar Antik Kenti, Şuayp Antik Kenti, Han El-Bar'ur Kervansarayı ve Harran Antik Kenti'ni gezdikten sonra Şanlıurfa kent merkezi ile sonlanmaktadır. İkinci alternatif ise önce Göbekli Tepe daha sonra sırasıyla Germuş Köyü, Karacadağ, Bozova, Halfeti, Zeugma ve Zeugma Mozaik Müzesi'ni kapsamaktadır.Germuş Surp Asdvadzadzin Kilisesi'nin hem çevresiyle hem de daha üst ölçekte kültür rotalarına dâhil edilerek hazırlanan koruma projesi bütüncül bir koruma yaklaşımıyla değerlendirilmiştir. Bu şekilde kilise yapısı ve etrafındaki arkeolojik alanın sürdürülebilir bir koruma anlayışı ile geleceğe aktarılması hedeflenmiştir. Due to its geographical location, Şanlıurfa has been home to many communities since the prehistoric period. Finds from the excavations in the city, which is situated in the Southeast Anatolia Region, prove that settled life has started in the region since the Neolithic Age. The most well-known of these excavations is the Göbekli Tepe excavations, which entered for the UNESCO World Heritage List in 2018. The city, where many communities have lived together throughout historical ages, came under Ottoman rule in 1517. There are many monuments with religious characteristics in the city where many communities from different faiths live together.The Armenians, who make up about 20 % of the city's population in the 19th century, built important monumental buildings in the city. These structures, which lost their community with the Relocation Law enacted in 1915, have continued to be used by changing their functions. Today, the Churches of the Surp Asdvadzadzin and the Twelve Apostles are used as mosques and the Churches of St. Peter and St. Paul are used as the cultural centers. Germus Surp Asdvadzadzin Church was used as a warehouse from 1915 to 2003, which became dysfunctional after the parcel ownership passed to the State Treasury in 2003.Within the scope of this thesis, Germus Surp Asdvadzadzin Church and Germus Village were examined.Surp Asdvadzadzin Church, which is commonly known as Germuş Church today, is located on 330 parcels, 5 sections in the Urban Archaeological Site in Dağeteği Neighborhood. On the parcel with a dimension of 3375 m2, there is no structure other than the church. As it does not have an inscription, the exact construction date of the building is unknown. However, it is understood that the building was built during the Tanzimat Period due to the bell tower and domes. In the book Badmutyun Yetesyo (History of Urfa) published by Pastor Apraham Arevyan, one of the written sources available about Germuş Surp Asdvadzadzin Church, it is stated that the old church in Germuş Village was demolished in the 19th century and a new church was built in 1881 during Archbishop Khoren Mıkhıtaryan. In light of this information, the construction date of the building can be considered as 1881.Detailed documentation studies of the structure were made within the scope of the thesis. In order to help in making conservation decisions, damages in the structure were identified and their causes were investigated. After these studies, the restitution project of the building was prepared. The restitution project was prepared in the light of traces on the building, the related written documents, old photographs and oral interviews. In addition, in order to help the restitution project and to understand the church architecture of the region better, the plans of the churches in Şanlıurfa city center which were built during the same period were drawn on a scale of 1/200.The Germuş Surp Asdvadzadzin Church is a three-nave, basilical-planned building. The rectangular planned structure is 28.85 x 18.45 meters from the outside. Since the openings of the narthex section are closed, the entrance of the church is provided through the door which is opened afterwards and located on the south side. The top cover of the structure is flat earth and the inner and outer surface of the masonry body wall is made of face stones. On the ground floor there are narthex, naos, bema, pastophoria, apse, apsidiyol places. On the first floor, there is a chorus floor above the narthex. Access to the roof level is provided by a circular staircase in the southwest corner of the choir. The millworks of the doors and windows were removed and only the iron bars of some windows were able to survive to the present day.After the detailed documentation of the structure, appropriate intervention methods were determined and the restoration project was prepared. Since there is no congregation to use the structure as a church in Germus Village at present, it is proposed to change the function of the building. A museum, which would not disturb the integrity of the building, was proposed.A small number of Armenian inhabitants living in the village after 1915 left the region after Uceymi Sadun Pasha settled in the village in 1920s. Together with Uceymi Sadun Pasha, a small number of people settled in the village, which had 800 houses at the end of the 19th century, and used the houses in the east of the church structure. The settlement in the south and west of the building was not used. Therefore, a large part of the village was destroyed. Excavations at the village settlement have been suggested under the supervision of the Şanlıurfa Archaeological Museum. The remains of the excavations are aimed to be exhibited in the church structure to be used as a museum.The conservation proposal of the building was evaluated together with the village settlement within the framework of an integrated conservation approach. It is aimed to exhibit the village settlement as an open air museum together with the church structure. On the parcel 329, located in the north of the church, a car park and a reception center for visitors were proposed. The original street texture of the village settlement was determined from the aerial photograph of 1953 and current aerial photographs. Within the scope of the conservation project, walking routes were determined parallel with that identified street texture.The fact that Göbekli Tepe, which was included in the UNESCO World Heritage List in 2018, is close to Germuş Village provides an important advantage for the area. With the addition of Göbekli Tepe to the UNESCO World Heritage List and the announcement of 2019 as Göbekli Tepe Year, the number of tourists visiting the city has increased significantly. Germuş Village is expected to be included in a cultural route together with Göbekli Tepe to contribute to both the continuity of the conservation of the area and the economy of the people living in the village. Two one-day cultural routes are planned for the study area. One of the routes covers the Harran archaeological site and the other covers the area between Karacadağ Region and Gaziantep. The first alternative starts with the visit of the open-air museum in Germuş Village; continues with Göbekli Tepe, Senem Caves, Soğmatar Antique City, Şuayp Antique City, Han El-Bar'ur Caravanserai and Harran Antique City; and ends in Şanlıurfa. The second alternative includes Göbekli Tepe and then Germuş Village, Karacadağ, Bozova, Halfeti, Zeugma and Zeugma Mosaic Museum respectively.The conservation project of the Germuş Surp Asdvadzadzin Church, which was prepared both with its surroundings and by including it to the higher cultural routes, was evaluated with a holistic conservation approach. In this way, it is aimed to transfer the church structure and the surrounding archaeological area to the future with a sustainable conservation approach. 241

Details

Language :
Turkish
Database :
OpenAIRE
Accession number :
edsair.od.....10208..b967d8d21a282a845907142e300a6aa6