Public art in urban space: The case of Yeldeğirmeni, İstanbul

Sanat ve mekan, büyük sosyokültürel değişimlerin etkisinde dönüşen sosyal pratiklerin yansıma alanlarındandır. Büyük sosyopolitik evrilmelere sahne olmuş 1960`ları takip eden dönemde sanat, galeri ve müzelerin dışına taşmaya başlayarak kamusallığını artırmış ve mekan ile arasındaki ilişkiyi daha da kuvvetlendirmiştir. Günlük hayata dahil oluşuyla kamusal sanat, kısa süre içerisinde yayılmış ve mekan tasarımının araçlarından biri olmuştur.Kamusallık ve sanat olgularının sosyal dinamiklere bağlı olarak degişen anlam ve imgelemi sebebiyle, kamusal sanat pratikleri de yeni deneyimlenme şekilleri ile dönüşüm geçirmektedir. Kamusal sanat formlarından biri olan muraller de kent mekanlarında sıklıkla görünmektedir. Fakat murallerin algılanışı, bulundukları mekanın fiziksel niteliği ile oldukça koşullanır durumdadır. Bu bağlamda, araştırmanın başlıca amacı kent mekanı ve kamusal sanatın algılanma kapasitesi arasındaki koşullu ilişkileri ortaya çıkarmaktır. Bu amaca bağlı olarak üretilen tez çalışması, kamusal sanat algısını incelemek adına, yıllık gercekleştirilen İstanbul Mural Festivali kapsamında üretilmiş pek çok murale ev sahipliği yapan Yeldeğirmeni Mahallesi`nin mekansal, görünürlük ve kent manzarası analizlerine odaklanmaktadır. Art and space are considerable reflection areas of social practices which have been transformed with the great social and cultural changes in the world. Following the influential socio-political movements in the 1960s when art went out of galleries and museums, the contact between these two domains got much closer in the way of increased publicness. With its involvement in daily life, public art became widespread within a short period of time and turned out to be one of the aspects of spatial design as well.Because of the meaning and imagination of both the phenomenon of publicness and art transformed due to emerging social dynamics, the practice of public art is being transformed with the new forms of user experience in space. As one of the public art forms, murals commonly appear in urban spaces in recent years. However, the perceived quality of murals is highly conditioned by the physical quality of the space. In this context, the main purpose of the research is to reveal the conditional relationship between the urban space and the performative capacity of public art. In accordance with this purpose; this study focused on spatial, visibility and townscape analysis of Yeldeğirmeni Neighborhood which hosts many murals that were produced within the context of the annual Istanbul Mural Festival for examining the perception of public art in urban space. 175