50 results on '"liberal demokrasi"'
Search Results
2. Popülizmin Siyasal Sisteme Etkileri.
- Author
-
AKDOĞAN, Yalçın
- Subjects
POLITICAL systems ,POLITICAL culture ,POLITICAL doctrines ,POLITICIANS ,POLITICAL movements - Abstract
Copyright of Amme Idaresi Dergisi is the property of Public Administration Institute for Turkey & the Middle East (TODAIE) and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
3. Fukuyama’nın Tarihin Sonu Liberal Demokrasi İddiası ve Liberalizme Giden Yolda Devlet İnşası
- Author
-
Kahraman Gürbüz
- Subjects
fukuyama ,history ,imperialism ,liberal democracy ,philosophy of history ,emperyalizm ,liberal demokrasi ,tarih ,tarih felsefesi ,History (General) ,D1-2009 - Abstract
Tarih ve tarih felsefesi kavramları ile ilgili geçmişten günümüze birçok tanımlama yapılmış, farklı görüşler ve anlayışlar ortaya konmuştur. Modern tarih bilimi anlayışının temelleri özellikle aydınlanma dönemiyle birlikte atılmaya başlanmıştır. Aydınlanma döneminden günümüze kadar geçen süreçte, tarihin bir amacının olduğu ve bu amaca doğru ilerleyen bir süreç olduğu görüşünü savunan tarihçiler, filozoflar ve düşünürler olmuştur. Francis Fukuyama da bu görüşü benimsemiş ve liberal demokrasi anlayışının dünya genelinde kabul gören en ideal yönetim anlayışı olduğunu, tarihin amacına ulaştığını iddia ederek tarihin sonu tezini ortaya koymuştur. Liberal demokrasi anlayışının sosyalizm, monarşi ve faşizm gibi yönetim şekilleri karşısında mutlak zaferini ilan etmiştir. Bu anlayışın evrenselleşmesinin önünde engel olarak gördüğü devletlerin, ulus inşası veya devlet inşası olarak adlandırdığı uygulamalarla kontrol altına alınması ve sistemin parçası haline getirilmesi gerektiğini savunmuştur. Bunun uygulayıcısı olarak da Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ni görmüştür. Demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi söylemlerle toplumların etki altına alınmasını ve liberal ekonomik düzenin kurucusu ABD’nin dünyada tek hâkim güç olmasını hedeflemiştir. Literatür analizine dayalı nitel araştırma yöntemi kullanılarak hazırlanan bu çalışmanın amacı, tarih ve tarih felsefesi üzerine yapılan tanımlardan yola çıkarak, özellikle ilerlemeci tarih anlayışında tarihin sonu kavramından kastedilenin ne olduğunu açıklamak, günümüzde bu görüşün önde gelen savunucularından olan Fukuyama’nın aslında neyi amaçladığının anlaşılmasına katkı sağlamaktır.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. Fukuyama'nın Tarihin Sonu Liberal Demokrasi İddiası ve Liberalizme Giden Yolda Devlet İnşası.
- Author
-
Gürbüz, Kahraman
- Subjects
PHILOSOPHY of history ,IMPERIALISM ,DEMOCRACY - Abstract
Copyright of Universal Journal of History & Culture is the property of Universal Journal of History & Culture and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
5. AMERİKAN POPÜLİSTLERİ POPÜLİST MİYDİ? LİBERAL POPÜLİZM ELEŞTİRİSİNİN SINIRLARI ÜZERİNE.
- Author
-
Ateş, Kazım
- Abstract
Copyright of Ankara University SBF Journal / Ankara Üniversitesi SBF Dergisi is the property of Ankara University SBF Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. Demokrasinin Güncel Tehdidi: Popülizm
- Author
-
Atıf Çiçekli and Aylin Çiçekli
- Subjects
popülizm ,sağ popülizm ,sol popülizm ,liberal demokrasi ,faşizm ,Language and Literature - Abstract
Toplumların evrimlerini düşündüğümüzde; demokrasi sistemleri, toplumsal bilinçleri, inanç sistematikleri, eğitimleri, kültürleri, sorun çözme yöntemleri vb. farklılık arz etmesine rağmen, modern ve gelişmiş toplumlar ile gelişmekte olan toplumların benzer sorunlar karşısında benzer çözüm yollarına gittiğini görmekteyiz. Demokrasilerin toplumlar tarafından sindirilmesi ve demokrasi kültürünün yerleşmesi kolay olmamakta ve birçok defa demokrasilerden geri dönüşler yaşanmaktadır. Ancak belli bir olgunluğa gelmiş olan demokratik sistemlerde ve demokrasileri gelişim aşamasında olan sistemlerde nasıl oluyor da bir sorun karşısında benzeri sonuçlar ortaya çıkıyor? Çalışmada bu durumun popülizm ile ilişkisi araştırılmaya çalışılmıştır. Tanımlanması ve genel hatlarının çizilmesi çok zor olan popülizmin kavramsal tanımlanması yapılmaya çalışılmıştır. Popülizmin gerçek hayatta genellikle sağ popülizm şeklinde gerçekleştiği göz önüne alındığında, çalışma popülizm ve faşizm arasındaki ilişkiye de büyük önem vermektedir. Makalenin dikkat çektiği hususlardan bir diğeri ise liberal demokrasinin krizi içerisinde popülizmin oynadığı kritik roldür. Elitlere karşı halkı iktidara çağıran popülizm liberal dünyanın meşruiyet krizini çözme noktasında başarısız olsa da, demokrasiye yeni bir ivme kazandırma noktasında anlamlı sonuçları içerisinde barındırmaktadır.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
7. ANTİK ÇAĞIN TEHLİKELİ YÖNETİMİNDEN GÜNÜMÜZÜN VAZGEÇİLMEZ REJİMİNE: DEMOKRASİ.
- Author
-
AKINCI, Abdulvahap and KOYUNCU, Emrullah Mert
- Subjects
- *
BIRTHPLACES , *NEW democracies , *NINETEENTH century , *DEMOCRACY , *COMPARATIVE studies - Abstract
When we talk about democracy today; rather than a form of government, it is considered to be the most righteous, indispensable, and even sacred concept. However, the concept of democracy has had different meanings throughout history. The concept of democracy was considered as a dangerous, unfavourable, and corrupted form of government by Aristoteles and Platon in its place of birth, Ancient Greek. Different types of democracy emerged after the 19th century. When these differences are considered, the question “Is democracy then and democracy now similar” comes to mind. In this study, comparisons have been made between ancient and modern democracy. By making a comparative analysis, the change in the concept of democracy has been tried to be examined. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
8. Demokrasinin Güncel Tehdidi: Popülizm.
- Author
-
Çiçekli, Atıf and Çiçekli, Aylin
- Abstract
Copyright of Selçuk University Journal of Faculty of Letters is the property of Selcuk Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
9. Ancient Athenian Direct Democracy: Any Liberal Democratic Potential?
- Author
-
Yavuz Selim Alkan
- Subjects
doğrudan demokrasi ,antik atina demokrasisi ,liberal demokrasi ,liberalizm ,direct democracy ,ancient athenian democracy ,liberal democracy ,liberalism ,Finance ,HG1-9999 - Abstract
This study aims to assess the claims whether or not the direct democracy in ancient Athens can be properly regarded as a liberal democracy or had the potentials to evolve into a liberal democratic regime. For this purpose, firstly, a brief examination of liberal democracy is provided focusing on the basic tenets of liberalism; namely individualism, the limited conceptualisation of the state, negative freedom, and rights. Then, the basic principles and ideals of ancient Athenian direct democracy are briefly analysed to unveil its liberal democratic potential. The main argument raised in this study is that some essential characteristics of the Athenian version of direct democracy, viz. protecting the individual from the state interference and having several immunities to protect the negative liberties of citizens, were like liberal values and the indicators of the political regime’s liberal potential. It is also argued that it is much more persuasive to argue that ancient Athenian direct democracy had liberal democratic potentials because it facilitated the extension of core liberties than the claim that Athenian democracy could have evolved into a more liberal democratic political regime if historical conditions had been different. Methodologically, this is a qualitative study in analytic and normative political-philosophical theory.
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
10. AVRUPA'DA SOL-POPÜLİZMİN İKTİDAR DENEYİMİ: SYRIZA VE PODEMOS.
- Author
-
Yıldırım, Yavuz
- Abstract
Copyright of Ankara University SBF Journal / Ankara Üniversitesi SBF Dergisi is the property of Ankara University SBF Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
11. PROSEDÜREL DEMOKRASİ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
- Author
-
Faik KURTULMUŞ
- Subjects
liberal demokrasi ,prosedürel demokrasi ,hukukun üstünlüğü ,demokratik gerileme ,dikey hesap verebilirlik ,liberal democracy ,procedural democracy ,rule of law ,democratic backsliding ,vertical accountability ,Social sciences (General) ,H1-99 - Abstract
ÖZ: Hukukun üstünlüğü, liberal demokrasinin bir şartı olarak kabul edilse de prosedürel demokrasinin bir şartı olarak görülmemektedir. Bu makale, Robert Dahl’ın sunduğu prosedürel demokrasi tanımını merkeze alarak hukukun üstünlüğünün prosedürel demokrasinin de gereği olduğunu savunmakta ve prosedürel demokrasi ile hukukun üstünlüğü arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Bu makale üç iddiayı savunmaktadır. İlkin, prosedürel demokrasi için şart olan hakların güvence altına alınması ve seçimlerin adil ve özgür olmasının sağlanması için hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi gereklidir. İkinci olarak, prosedürel demokrasinin temel amaçlarından biri olan dikey hesap verebilirliğin, seçmenlerin seçilenlerden hesap sorabilmesinin, sağlanmasında hukukun üstünlüğü büyük önem taşır. Son olarak, hukukun üstünlüğüyle ilgili sistematik kusurlar, prosedürel demokrasinin gereklerinin kısmen yerine getirildiği rejimlerin daha otoriter rejimlere dönüşmesini kolaylaştırmaktadır. ABSTRACT: It is commonly thought that while the rule of law is a requirement of liberal democracy it is not a requirement of procedural democracy. Using Robert Dahl’s account of procedural democracy, this article examines the relationship between the rule of law and procedural democracy. It argues that the rule of law is, in fact, a requirement of procedural democracy. This article defends three claims. First, the protection of political liberties, and free and fair elections, which are both essential for procedural democracies, depend on the rule of law. Second, the absence of the rule of law undermines the relationship of vertical accountability between politicians and voters—an essential aspect of procedural democracy. Finally, shortcomings of a regime with respect to the rule of law facilitates democratic backsliding in regimes that partially satisfy the requirements of procedural democracy.
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
12. DEMOKRASİ ANLAYIŞINDA YENİ BİR YAKLAŞIM: MÜZAKERECİ DEMOKRASİ
- Author
-
Rıfat KARAKOÇ and Miray ÖZDEN
- Subjects
demokrasi ,müzakere ,müzakereci demokrasi ,liberal demokrasi ,History of scholarship and learning. The humanities ,AZ20-999 ,Social sciences (General) ,H1-99 - Abstract
En basit ve genel tanımıyla; halkın kendi kendini yönetmesi olarak tanımlayabildiğimiz demokrasi, tarihsel süreç içerisinde farklı toplumlarda farklı şekillerde uygulanagelmiştir. Günümüzde uygulanan ve geniş ölçekli kabul görmüş olan liberal temsili demokrasi modeli ise birçok açıdan yetersiz bulunmakta ve eleştirilmektedir. Bu eleştiriler aynı zamanda liberal temsili demokrasiye farklı alternatifler geliştirilmesi çalışmalarını da içermektedir. Özellikle kentsel nüfusun artması ile birlikte, kentlerin siyaset açısından cazibe merkezleri haline dönüşmesi, etkinlik ve verimlilik kavramlarının demokratik ilkeler temelinde tekrar gözden geçirilmesi gerekliliğini de doğurmuştur. Bu çerçevede ortaya konulan ve oldukça da teveccüh gören yeni demokrasi modelleri, vatandaşların karar alma süreçlerinde daha aktif olabilme isteğini karşılama ihtiyacı üzerinden daha kapsayıcı uygulamalar etrafında şekillenerek katılım ve müzakere kavramları üzerinden yeniden yorumlanmaya başlanmıştır. Müzakereci demokrasi yaklaşımı da, klasik demokrasi modellerinin eleştirildiği hususlara alternatif olarak modern dönem demokrasi anlayışı üzerinden şekillenmiş bir yaklaşım olması sebebiyle dikkat çekmektedir. Bu amaçla çalışmada, klasik demokrasi anlayışının eleştirilen hususları üzerinden değerlendirilme yapılarak, müzakereci demokrasinin temel varsayımları açıklanmaya çalışılacaktır. Bununla birlikte tarihsel ve teorik köken olarak demokrasinin gelişimi, liberal temsili demokrasinin özellikleri ve eleştirilen yönleri de tartışılacaktır.
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
13. AVRUPA DEMOKRASİSİNE YÖNELİK GÜNCEL BİR TEHDİT: POPÜLİST RADİKAL SAĞIN YÜKSELİŞİ
- Author
-
İbrahim Saylan and Müge Aknur
- Subjects
populist radical right ,liberal democracy ,western europe ,popülist radikal sağ ,liberal demokrasi ,batı avrupa ,Political science ,Political science (General) ,JA1-92 - Abstract
Son yıllarda popülist radikal sağ partiler Avrupa’da hızlı bir yükseliş içerisindedir. Popülizm, yerlicilik ve otoriterliği birleştiren bu partiler küreselleşme, Avrupa Birliği (AB), göçmen, mülteci ve İslam karşıtı söylem ve politikaları ile özellikle ekonomik bağımsızlıklarını ve kültürel kimliklerini kaybetme endişesi taşıyan seçmenlerin desteğini almaktadırlar. Dışlayıcı söylem ve politikaları ile söz konusu partiler Batı Avrupa’nın yerleşik demokrasilerini özellikle kişisel özgürlükler, siyasi haklar ve siyasal çoğulculuk temelinde tehdit ederek, liberal demokrasinin temel ilke ve kurumlarında aşındırıcı etkilere sebep olmaktadırlar. Bu çalışma söz konusu tehditleri Avusturya, Almanya, Hollanda, İtalya ve Fransa örnekleri çerçevesinde incelemektedir.
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
14. Müslümanlar İçin Demokrasi Ne İfade Ediyor?: Demokrasinin Gerekli Görülen Özellikleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma
- Author
-
Nazlı Çağın Bilgili
- Subjects
demokrasinin anlamı ,müslüman dünya ,mena ,rantçı devlet ,liberal demokrasi ,seçim demokrasisi ,the meaning of democracy ,muslim world ,rentier state ,liberal democracy ,electoral democracy ,Social sciences (General) ,H1-99 - Abstract
Demokrasinin var olan alternatifler içerisindeki en iyi siyasal sistem olarak kabul edilmesinin ardından Dünya’nın pek çok bölgesini etkisi altına alan demokratikleşme dalgaları birbiri ardına yaşanmıştır. Demokratikleşme literatüründe belki de son yirmi yıldır en çok tartışılan konu ise Müslüman Dünya olarak da anılan Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın bu dalgalardan etkilenmemiş olması ve bölgede gerçek bir demokratikleşmenin yaşanmamış olmasıdır. Müslüman Dünya’daki demokrasi açığını ve bunun altında yatan nedenleri tartışmaya açan literatüre katkıda bulunmayı hedefleyen bu çalışma, Dünya Değerler Araştırması’nın World Values Survey altıncı dalga verisini kullanarak, farklı bölgelerdeki bireylerin demokrasiden anladıklarını karşılaştırmaktadır. Çalışmanın bu konuya odaklanmasının ana nedeni ise şimdiye kadar konu üzerine yapılan çalışmaların neredeyse tamamının bölge halkının demokrasiyi desteklediği/önemli gördüğü sonucuna ulaşmış olmasına rağmen bölgede hatırısayılır bir değişimin yaşanmamış olmasıdır. Öyleyse sorulması gereken önemli sorulardan biri; acaba bölge halkı demokrasi derken neyi/nasıl bir yönetim şeklini kast etmektedir. Bahsi geçen veri setinde demokrasinin tanımlanmış dokuz farklı özelliği sıralanmakta –gelir eşitliği, ordunun ve dini otoritelerin rolü, yurttaşlık hakları, kadın erkek eşitliği vb.- ve görüşmecilere bu özelliklerden herbirini ne kadar gerekli gördükleri sorulmaktadır. Bu çalışmada hangi özelliklerin hangi bölgelerde daha gerekli görüldüğü üzerinden yapılan karşılaştırmada farklı bölgelerdeki bireylerin demokrasiyi hangi motivasyonlarla tercih ettikleri, önemli gördükleri anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda, dünyada demokratikleşmenin rol modeli olarak kabul edilen Batı demokrasileri ile demorasi açığı en ciddi boyutta olan bölgesi olarak kabul edilen Müslüman Dünya karşılaştırılırken aynı zamanda literatürde çeşitli kereler dikkat çekilmiş olan Arap-Arap olmayan Müslüman ülkeler farkına da değinilmekte ve bu iki bölge ayrı ayrı ele alınmaktadır. Analizler göstermektedir ki, tüm bölgelerde önemli görülen özelliklerin yanı sıra bölgeleri ayrıştıran çok önemli faktörler de mevcuttur. Örneğin, “hükümetler yetersiz kaldığında ordunun gücü devralması” Batı ile Müslüman Dünya’yı birbirinden net bir biçimde ayırırken –bu Batı demokrasilerinde kabul edilemez bir durumdur-, “devletin gelir eşitliği sağlaması” Arap Müslüman ülkeler ile Arap olmayan Müslüman ülkeleri belirgin bir biçimde ayrıştırmaktadır –ikinci grup tarafından son derece gerekli bir özellik olarak görülmektedir.
- Published
- 2019
15. PROSEDÜREL DEMOKRASİ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ.
- Author
-
KURTULMUŞ, Faik
- Subjects
- *
LIBERTY , *RULE of law , *LEGAL procedure , *DEMOCRACY , *POLITICIANS - Abstract
It is commonly thought that while the rule of law is a requirement of liberal democracy it is not a requirement of procedural democracy. Using Robert Dahl’s account of procedural democracy, this article examines the relationship between the rule of law and procedural democracy. It argues that the rule of law is, in fact, a requirement of procedural democracy. This article defends three claims. First, the protection of political liberties, and free and fair elections, which are both essential for procedural democracies, depend on the rule of law. Second, the absence of the rule of law undermines the relationship of vertical accountability between politicians and voters—an essential aspect of procedural democracy. Finally, shortcomings of a regime with respect to the rule of law facilitates democratic backsliding in regimes that partially satisfy the requirements of procedural democracy. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
16. Uluslararası Bir Sorun Alanı Olarak Kıbrıs'a İlişkin Tarihsel ve Teorik Öğeler Üzerinden 'Demokratik Barış Teorisi'nin Eleştirisi.
- Author
-
ELÇİ, İsmail Hakkı
- Abstract
The purpose of this article is to examine the Democratic Peace Theory in the framework of the Cyprus issue between Turkey and Greece. This inquiry has been carried out in four stages. First, the intellectual background of the Democratic Peace Theory was discussed, and then the theory was briefly introduced conceptually and theoretically. In the third stage, the periods when Michael Doyle, one of the main theorists of the theory, declared both countries as liberal-democratic or vice versa, were evaluated through the institutions that the theory applied to define a country as liberal-democratic and the situations of both countries in these periods were analyzed. In the conclusion part, the relationship between the decisions of both countries to fight or not to fight and the type of regime they have is examined. In this study, it was concluded that Michael Doyle defined both Turkey between the periods 1971-1974 and Greece between the periods 1967-1975 as the two anti-liberal regimes countries, and indicates that linking the war of the two countries in 1974 to this situation is not a sufficient realistic approach. Not only the regime types but also the Cold War era dynamics and the international interests of the two countries were effective in the war decision of both countries. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
17. CARL SCHMITT: İSTİKRARDAN 'İSTİSNA'YA SİYASAL DÜZEN.
- Author
-
ZENGİN SALİHİ, Hatice Sevgi
- Abstract
Copyright of Akademik Hassasiyetler is the property of Huzeyfe Suleyman Arslan and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
18. DEMOKRASİ ANLAYIŞINDA YENİ BİR YAKLAŞIM: MÜZAKERECİ DEMOKRASİ.
- Author
-
KARAKOÇ, Rıfat and ÖZDEN, Miray
- Subjects
- *
DELIBERATIVE democracy , *CITY dwellers , *NEW democracies , *DEFINITIONS , *DELIBERATION - Abstract
In general definition; Democracy, which we can define as the selfgovernment of the people, has been applied in different ways in different societies within the historical process. The liberal model of democracy, which is applied today and widely accepted, has been found insufficient and criticized in many respects. These criticisms also include efforts to develop different alternatives to liberal representative democracy. Especially with the increase of the urban population, the transformation of cities into centers of politics and the necessity of reviewing the concepts of effectiveness and efficiency on the basis of democratic principles also required. The new models of democracy, introduced in this framework, have been re-interpreted through the concepts of participation and deliberation by shaping around more inclusive practices over the need to meet citizens' desire to be more active in decision-making processes. The deliberative democracy also draws attention because it is an approach shaped through the modern era of democracy, as an alternative to the issues in which classical democracy models are criticized. For this purpose, the main assumptions of deliberative democracy will be explained by evaluating the criticized issues of classical democracy understanding. Also, the development of democracy as a historical and theoretical origin, the characteristics and criticism of liberal representative democracy will also be discussed. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
19. İKTİDARI DÖNEMİNDE ANAP'IN DEMOKRASİ ANLAYIŞI: SİYASALAR, SÖYLEMLER VE ÖZAL LİDERLİĞİ.
- Author
-
TUTANÖZ, Melih Nadi
- Abstract
Copyright of Omer Halisdemir Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dergisi is the property of Omer Halisdemir University, Faculty of Economics & Admistrative Sciene and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
20. AVRUPA DEMOKRASİSİNE YÖNELİK GÜNCEL BİR TEHDİT: POPÜLİST RADİKAL SAĞIN YÜKSELİŞİ.
- Author
-
AKNUR, Müge and SAYLAN, İbrahim
- Abstract
Copyright of Ankara Review of European Studies (ARES) / Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi (AAÇD) is the property of Ankara University European Union Research Centre and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
21. CHANTAL MOUFFE'UN AGONİSTİK DEMOKRASİ KURAMINA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ.
- Author
-
ÇELİK, Adem
- Abstract
Copyright of Kafkas University, Journal of Economics & Administrative Sciences Faculty / Kafkas Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dergisi is the property of University of Kafkas, Faculty of Economics & Administrative Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
22. AVRUPA DEMOKRASİSİNE YÖNELİK GÜNCEL BİR TEHDİT: POPÜLİST RADİKAL SAĞIN YÜKSELİŞİ.
- Author
-
AKNUR, Müge and SAYLAN, İbrahim
- Abstract
Copyright of Ankara Review of European Studies (ARES) / Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi (AAÇD) is the property of Ankara University European Union Research Centre and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
23. Müslümanlar İçin Demokrasi Ne İfade Ediyor?: Demokrasinin Gerekli Görülen Özellikleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma.
- Author
-
BİLGİLİ, Nazlı Çağın
- Subjects
INCOME inequality ,POLITICAL systems ,CIVIL rights ,MUSLIMS ,DEMOCRACY - Abstract
Copyright of Selcuk University Social Sciences Institute Journal is the property of Selcuk University Social Sciences Institute Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
24. PLURALISM AND DEMOCRATIC THEORY: FOUNDATIONS AND CHALLENGES.
- Author
-
ÇETİN, Sefa, HAMŞİOĞLU, Oğuz, ÇETİN, Reha Atakan, and TURAN, Erol
- Subjects
PLURALISM ,DEMOCRACY ,LIBERALISM ,SEPARATION of powers ,FEDERAL government ,EQUALITY - Abstract
Copyright of Journal of the Cukurova University Institute of Social Sciences is the property of Cukurova University Institute of Social Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
25. Avrupa’da Sol-Popülizmin İktidar Deneyimi: Syriza ve Podemos
- Author
-
YILDIRIM, Yavuz
- Subjects
Social ,Geography, Planning and Development ,Management, Monitoring, Policy and Law ,Yunanistan ,İspanya ,Liberal demokrasi ,Avrupa siyaseti ,Toplumsal hareketler ,Sosyal - Abstract
Popülizm hakkında, demokrasilerin otoriterleşmesi tartışmasıyla ilgi kurularak, hem teorik açıdan hem de çeşitli ülke örnekleriyle pek çok çalışma yapıldı. Önceki dönemlerde genellikle Latin Amerika üzerinden anlaşılan bu tartışma, Avrupa kanadında ise aşırı-sağ eğilimlerle birlikte ele alınmaktadır. Bu çalışmada farklı olarak sol-popülist eğilimler sahip Syriza’nın ve Podemos’un partileşme ve hükümet ortağı olma süreçleri aktarılmıştır. Çalışmada öncelikle sağ ve sol-popülizmin teorik zeminleri ve söylemsel farklılıkları, yakın dönem çalışmalara odaklanarak, genel çerçevesiyle analiz edilmiştir. Devamında iki parti üzerinden solpopülist siyasetin hükümet deneyimi anlatılmıştır. Çalışmanın temel sorusu, sol popülist eğilime sahip hareketlerin partileşme ve hükümet olma sürecinde ne düzeyde değişime uğradığıdır. Gerek Syriza gerekse Podemos ülkelerindeki ana akım siyasetin işleyişini önemli ölçüde değiştirememiştir. Ancak partilerin kendilerini yeniden konumlandırmaları, demokratik tartışmayı yeniden gündeme getirmeleri ve siyasal tartışmaların genel seyrini etkilemeleri açısından belirleyici aktörlere dönüşmüştür. Sonuç olarak yazıya konuolan partilerin radikal öğelerden sıyrılıp merkez siyasetin oyuncusu olsa bile demokratik işleyişte pratik ve normatif dönüşümlere yol açtığı vurgulanabilir.
- Published
- 2022
26. LİBERAL DEMOKRATİK ANAYASACILIK ANLAYIŞI BAĞLAMINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ 1924 ANAYASASTNIN DEĞERLENDİRİLMESİ.
- Author
-
ÖZKUL, Fatih
- Abstract
Copyright of Journal of Judgments by the Court of Jurisdictional Disputes / Uyusmazlik Mahkemesi Dergisi is the property of Court of Jurisdictional Disputes of the Republic of Turkey and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
27. Farklı Bir Perspektiften Popülizm, Demokrasi ve Diktatörlük
- Author
-
ÖZKAN, Zeynep
- Subjects
Liberal Demokrasi ,Demokrasi Araçları ,Diktatörlük ,Popülizm ,Popülist Strateji - Abstract
Bu çalışma popülizm kavramının, demokrasi ve diktatörlük ile ilişkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Popülizmin demokratik rejimlere, temel hak ve özgürlüklere karşı tehlike oluşturup oluşturmadığı noktası üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede popülist hareketin ortaya çıkması akabinde demokrasinin de varlığını sürdürme çabası popülizm de her daim var olabileceği düşüncesi ile güncelliğini koruyabilmektedir. Popülizm, popülist akımlar, demokrasi ve diktatörlük konuları güncelliklerini yitirmeden, sınır ve zaman tanımadan gelecekte de tartışılacaktır. Akademik araştırmada literatür taraması olarak adlandırılan süreç kapsamında araştırma konusu ile ilgili daha önce yayınlanan eserlerin araştırılması, bulunması, incelenmesi, okunması, tasnif edilmesi, özetlenmesi ve sentez edilmesi gibi çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
28. ANTAGONİZMADAN- AGONİZMAYA RADİKAL DEMOKRASİ.
- Author
-
ESER, HAMZA BAHADIR and TAYLAN, ÖMER
- Abstract
Copyright of Conservative Thought / Muhafazakar Düşünce is the property of Muhafazakar Dusunce Dergisi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
29. Popülizm, Liberal Demokrasi ve Faşizm Denklemi
- Author
-
Salim Orhan, Dicle Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Kamu Hukuku Bölümü, and Orhan, Salim
- Subjects
Fascism ,Populism ,İnsan hakları ,Faşizm ,Halk ,People ,Popülizm ,Elite ,Liberal democracy ,Human rights ,Immunology and Allergy ,Seçkinler ,Liberal demokrasi - Abstract
Popülizm kavramı, günümüzdeki siyasi analizlerin ve tartışmaların egemen kavramlarından biri haline gelmiştir. Coğrafi olarak dünyanın çeşitli bölgelerinde politik ve ideolojik açıdan birbirinden oldukça farklı –hatta karşıt– çizgilerde bulunan birçok siyasi hareketi ve aktörü tanımlama ve niteleme maksadıyla, çağdaş siyaset biliminin temel bir kavramı olan popülizm kavramına başvurulmaktadır. Ancak popülizmin kendisi müphem ve muğlak bir kavram olup henüz net ve evrensel bir tanıma sahip değildir. Belirsiz bir kavram olmasından dolayı popülizm, bir taraftan gerçek demokrasi diğer taraftan faşist diktatörlük şeklinde birbirine tamamen zıt siyasi pozisyonlar üzerinden tanımlanacak kadar geniş bir kullanıma sahiptir. Bu çalışma, popülizm kavramını incelemeyi ve bu kavramın iki zıt siyasi anlayış ve pozisyon olarak liberal demokrasi ve faşizm (faşist diktatörlük) ile ilişkisini tespit etmeyi amaçlamaktadır. The term of populism has become one of the main concepts of the current political analyses and debates. The term of populism, a main concept of contemporary political science, is referred to with the aim of identifying and characterizing many political movements and actors that are quite different -even opposite- politically and ideologically in various parts of the world. However, since populism itself is a vague and complex concept, it does not yet have a clear and universal definition. As it is a vague term, populism has such a wide range of usage that it can be defined by thoroughly opposing political positions, in the form of true democracy on the one hand, and fascist dictatorship on the other hand. This study aims to analyse the concept of populism and to determine its relation to liberal democracy and fascism (fascist dictatorship) as two opposing political understanding and stance.
- Published
- 2020
30. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Demokratik Açıdan İrdelenmesi
- Author
-
Çil, Mehmet İhsan and Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Hükümet sistemleri ,Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ,Liberal demokrasi - Abstract
Egemenliğin kullanım aracı olan demokrasi olgusu bir yönetim modeli ve aynı zamanda siyasi bir rejimdir. Gelişmiş tüm siyasi sistemler için demokratik bir rejim kurmak zorunlu bir idealdir. Bu idealin hayata geçirilmesinde hükümet sistemlerinin rolü kritik önemdedir. Demokrasi ile hükümet sistemleri arasındaki ilişkiye bakıldığında bir ülkede uygulanmakta olan hükümet sisteminin hangisi olduğu kadar devletin demokratik ilkelerle hangi boyutta/çerçevede uyumlu olduğunun da önem taşıdığı görülmektedir. Bununla birlikte hükümet sistemlerinin kurumsal yapısı, teorik, pratik uygulamaları, demokrasinin oluşumu ve demokratikleşmenin sürdürülebilirliği açısından hayati bir rolü olduğu da bilinen bir gerçektir. Bu çalışmada, Türkiye’de 2018 yılından beri uygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin teorik çerçevesinin ve pratik uygulamalarının demokratik açıdan irdelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada demokratik hukuk devleti olma uğraşı içerisindeki Türkiye’nin, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte bu amaca ne denli ulaştığı; liberal demokrasi ilkelerini ne düzeyde benimsediği ve hayata geçirdiği değişiklikler bağlamında tespit edilmeye çalışılmıştır. Nitel araştırma yaklaşımından durum çalışması modelinin kullanıldığı bu araştırmada cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi literatür/yazın taraması ile derinlemesine, bütüncül bir yaklaşımla araştırılmış, elde edilen veriler liberal demokrasi teorisi bağlamında analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda, henüz olgunlaşma aşamasında olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin liberal demokrasi ilkeleri ile uyumlu olmadığı bulgularına ulaşılmıştır. Elde edilen bulgularda mevcut sistemin demokratik ilkelerin işlemesini engelleyici teorik ve pratik bazı düzenlemeleri içerdiği saptanmıştır. Bununla birlikte, mevcut hükümet sisteminin, hukuk devleti; kuvvetler ayrılığı, yasalara uyma zorunluluğu, hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması ve yargısal denetime tabi olma ilkeleri açısından liberal demokrasi anlayışı ile örtüşmediği sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin daha demokratik ve katılımcılığı esas alan bir yönetim hedefini gerçekleştirme yolunda teorik, yapısal ve kurumsal açıdan revize edilmesinin önemini ortaya koymuştur.
- Published
- 2022
31. LİBERAL ÖĞRETİ VE YEREL YÖNETİMLERİN İLİŞKİSELLİĞİ: TEORİK BİR İNCELEME.
- Author
-
SAĞIR, Hayriye
- Abstract
Liberalism, one of the contemporary political ideology, has been first begun to be used in political terminology in 19th century. In the middles of 18th century, liberal thought, which firstly arises in France and England, and which is known "laissez faire, (let them leave to do)" generally developed as a reaction to mercantilist thought. Liberalism constitutes the fundamental philosophical and intellectual foundations of modern world. It is a form of thought shaped in parallel with developments in modern world as well as in forming the basic paradigm behind the developments of modern world. The societies based on liberalism shaping the living style of new world have pioneered to the values emerging in the world today; kept the political balances of world in their hands; formed the center of world economy; and created a great welfare and richness for their own citizens. Today, none of the societies closed to the liberal thoughts in the political and economic sense could create the political and economic richness created by the societies having liberal philosophy. In this study carried out, the form of liberal thought and the reasons of success of thought under consideration will be studied. Liberal thought has adopted a decentralisation-oriented administration system. Democracy, equality, pluralism, and freedom are basic principles of liberal ideology and local domain is the place where these values are used optimally. However liberal thought's universalisation of local government system by ignoring non-Western world is the focal point of criticisms levelled at liberal thought. In this study, liberal way of thinking and the causes of the success of this, and liberalism and local government relationship as doctrines consolidating each other will be discussed. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
32. Criticism of democratic peace theory based on historical and theoretical elements of Cyprus as an international problem area
- Author
-
İsmail Hakkı Elçi and Anadolu Üniversitesi
- Subjects
Turkey ,Greece ,Ocean Engineering ,Beşeri Bilimler, Ortak Disiplinler ,Kıbrıs ,Humanities, Multidisciplinary ,Democratic Peace ,Türkiye ,Liberal Demokrasi ,Demokratik Barış,Türkiye,Yunanistan,Kıbrıs,Liberal Demokrasi ,Cyprus ,Liberal Democracy ,Demokratik Barış ,Yunanistan ,Safety, Risk, Reliability and Quality ,Democratic - Abstract
Bu makalenin amacı Türkiye-Yunanistan arasındaki Kıbrıs meselesi üzerinden Demokratik Barış Teorisi’nin (DBT) sorgulanmasıdır. Bu sorgulama dört aşamada yapılmıştır. Öncelikle DBT’nin düşünsel arka planı ele alınmış, ardından teori kavramsal ve kuramsal açıdan kısaca tanıtılmıştır. Üçüncü aşamada teorinin başlıca teorisyenlerinden biri olan Michael Doyle’un her iki ülkeyi liberal-demokratik ya da tersi ilan ettiği dönemler yine teorinin bir ülkeyi liberal-demokratik olarak tanımlamak için başvurduğu kurumlar üzerinden değerlendirilmiş; her iki ülkenin bu dönemlerdeki durumları analiz edilmiştir. Sonuç bölümünde ise her iki ülkenin savaşma ya da savaşmama kararları ile sahip oldukları rejimin türü arasındaki bağıntı sorgulanmıştır. Bu çalışmada temel olarak; Michael Doyle’un Türkiye’yi 1971-1974 ve Yunanistan’ı 1967-1975 dönemlerinde anti-liberal rejimlere sahip iki ülke olarak tanımlayıp 1974 yılında savaşmalarını bu duruma bağlamasının tek başına yeterli gerçekçi bir yaklaşım olmadığı sonucuna varılmış, her iki ülkenin savaş kararı almalarında sadece rejim türlerinin değil; Soğuk Savaş dönemi dinamiklerinin ve iki ülkenin uluslararası çıkarlarının da etkili olduğu kanaatine ulaşılmıştır., The purpose of this article is to examine the Democratic Peace Theory in the framework of the Cyprus issue between Turkey and Greece. This inquiry has been carried out in four stages. First, the intellectual background of the Democratic Peace Theory was discussed, and then the theory was briefly introduced conceptually and theoretically. In the third stage, the periods when Michael Doyle, one of the main theorists of the theory, declared both countries as liberal-democratic or vice versa, were evaluated through the institutions that the theory applied to define a country as liberal-democratic and the situations of both countries in these periods were analyzed. In the conclusion part, the relationship between the decisions of both countries to fight or not to fight and the type of regime they have is examined. In this study, it was concluded that Michael Doyle defined both Turkey between the periods 1971-1974 and Greece between the periods 1967-1975 as the two anti-liberal regimes countries, and indicates that linking the war of the two countries in 1974 to this situation is not a sufficient realistic approach. Not only the regime types but also the Cold War era dynamics and the international interests of the two countries were effective in the war decision of both countries.
- Published
- 2021
33. DEMOKRASİ VE KADIN: "BİR DIŞLANMA SERÜVENİ".
- Author
-
KARAMANLI, Merve
- Abstract
This article aims to express women's marginality which has gone on for decades and turning out this marginality again and again in democracy. In this context, firstly, different definitions of democracy are taken in hand and its' history that moved on since fifth century until present is related briefly. Secondly, the question of how women's marginality which appeared in Ancient Regime and Social Agreement is faded in by using intellectual's thoughts and works in that century. After that, in contemplation of all this marginality was moved to the present and is reproduced within liberal democracy, the imperfections of contemporary liberal democracies are explicated. Finally, the question of what can we do to remove this marginality is tried to debate in a feminist view. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
34. Küresel Demokrasi Ya Da Dünya-Devlet Tasarımı: Liberal Demokrat Kozmos Projesi Üzerine Bir Değerlendirme.
- Author
-
Öztürk, Emre
- Abstract
Copyright of Sosyologca is the property of Sosyologca and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2014
35. A NEW APPROACH TO DEMOCRACY: DELIBERATIVE DEMOCRACY
- Author
-
Rıfat Karakoç and Miray Özden
- Subjects
deliberation ,democracy ,liberal democracy ,müzakere ,müzakereci demokrasi ,General Medicine ,demokrasi ,liberal demokrasi ,deliberative democracy - Abstract
DergiPark: 726760 trakyasobed In general definition; Democracy, which we can define as the self-government of the people, has been applied in different ways in different societies within the historical process. The liberal model of democracy, which is applied today and widely accepted, has been found insufficient and criticized in many respects. These criticisms also include efforts to develop different alternatives to liberal representative democracy. Especially with the increase of the urban population, the transformation of cities into centers of politics and the necessity of reviewing the concepts of effectiveness and efficiency on the basis of democratic principles also required. The new models of democracy, introduced in this framework, have been re-interpreted through the concepts of participation and deliberation by shaping around more inclusive practices over the need to meet citizens' desire to be more active in decision-making processes. The deliberative democracy also draws attention because it is an approach shaped through the modern era of democracy, as an alternative to the issues in which classical democracy models are criticized. For this purpose, the main assumptions of deliberative democracy will be explained by evaluating the criticized issues of classical democracy understanding. Also, the development of democracy as a historical and theoretical origin, the characteristics and criticism of liberal representative democracy will also be discussed. En basit ve genel tanımıyla; halkın kendi kendini yönetmesi olarak tanımlayabildiğimiz demokrasi, tarihsel süreç içerisinde farklı toplumlarda farklı şekillerde uygulanagelmiştir. Günümüzde uygulanan ve geniş ölçekli kabul görmüş olan liberal temsili demokrasi modeli ise birçok açıdan yetersiz bulunmakta ve eleştirilmektedir. Bu eleştiriler aynı zamanda liberal temsili demokrasiye farklı alternatifler geliştirilmesi çalışmalarını da içermektedir. Özellikle kentsel nüfusun artması ile birlikte, kentlerin siyaset açısından cazibe merkezleri haline dönüşmesi, etkinlik ve verimlilik kavramlarının demokratik ilkeler temelinde tekrar gözden geçirilmesi gerekliliğini de doğurmuştur. Bu çerçevede ortaya konulan ve oldukça da teveccüh gören yeni demokrasi modelleri, vatandaşların karar alma süreçlerinde daha aktif olabilme isteğini karşılama ihtiyacı üzerinden daha kapsayıcı uygulamalar etrafında şekillenerek katılım ve müzakere kavramları üzerinden yeniden yorumlanmaya başlanmıştır. Müzakereci demokrasi yaklaşımı da, klasik demokrasi modellerinin eleştirildiği hususlara alternatif olarak modern dönem demokrasi anlayışı üzerinden şekillenmiş bir yaklaşım olması sebebiyle dikkat çekmektedir. Bu amaçla çalışmada, klasik demokrasi anlayışının eleştirilen hususları üzerinden değerlendirilme yapılarak, müzakereci demokrasinin temel varsayımları açıklanmaya çalışılacaktır. Bununla birlikte tarihsel ve teorik köken olarak demokrasinin gelişimi, liberal temsili demokrasinin özellikleri ve eleştirilen yönleri de tartışılacaktır.
- Published
- 2020
36. Liberal democracy and Justice and Development Party: 2003 - 2018
- Author
-
Demirkol, Fırat
- Subjects
Liberal Demokrasi ,Türk Siyasi Hayatı ,Turkish Political Life ,Adalet ve Kalkınma Partisi ,Justice and Development Party ,Liberal Democracy ,Liberalism ,Liberalizm - Abstract
Danışman: PROF. DR. NAİL ÖZTAŞ Yer Bilgisi: İstanbul Gelişim Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Konu: Siyasal Bilimler = Political Science, İlgili çalışma Türkiye siyasi hayatının en önemli aktörlerinden birisi olan Ak Parti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidar sürecinde ortaya koyduğu uygulamalar ve değişimlerin liberal demokrasi çerçevesinde değerlendirilmesini amaçlamıştır. Bu çalışmanın çerçevesinin liberal demokrasi olarak belirlenmesinin sebebi dönemimizde demokrasinin genel olarak uygulandığı ve geçerli sayıldığı modern versiyonunun çeşitli değişiklikler göstermek ile birlikte 'liberal demokrasi' olarak kabul edilmesindendir. ilgili çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. Bu üç ana bölümün dışında Giriş, ve Genel Değerlendirme ve Sonuç Bölümleri ile çalışmanın ana gövdesi oluşturulmaktadır. Çalışmanın birinci bölümü üç alt başlıktan oluşmakta ve bu başlıklar içerisinde demokrasi kavramından başlanarak altı ana kriter üzerinden modern demokrasi olarak kabul edilen liberal demokrasi anlatılmaktadır. Birinci bölümün üçüncü alt başlığında ise Türkiye'nin Osmanlı Devleti döneminden başlamak üzere demokratikleşme adımları incelenmiş ve özellikle günümüzdeki siyasi tartışmaların da gündeminde olan merkez-çevre rekabeti üzerinde durulmuştur. Çalışmanın İkinci Bölümünde ise, Adalet ve Kalkınma Partisi dört başlık altında incelemeye alınmıştır. Bu başlıkların altında Ak Parti'nin iktidarına giden süreci, siyasi geçmişi, felsefi ve siyasi kişiliği ve dönemlerine ayrılması şeklinde ortaya konulmuştur. Üçüncü Bölümünde ise Birinci Bölümde liberal demokrasinin temeli olarak açıklanan altı ilke kapsamında 2003 – 2018 yılları arasında Ak Parti iktidarı döneminde ortaya konan uygulamaların ve yönetimin değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu değerlendirme yapılırken İkinci Bölümde ortaya konan dönemsellikle bağlantılı olarak uygulamalardaki değişimler ifade edilmeye çalışılmıştır. Son olarak Genel Değerlendirme ve Sonuç kısmında ise Ak Parti iktidarının 16 yıllık dönemini kapsayan bu çalışma neticesinde iktidar tarafından ortaya konulan uygulamaların liberal demokrasi kapsamında belirlenen ilkeler doğrultusunda değerlendirilmesi yapılmıştır. Yapılan çalışma neticesinde Ak Parti iktidarının iktidara geldiği 2002 yılı sonu ile 2007 yılları arasında yoğun bir liberalleşme politikası uyguladığı, devamındaki süreçte 2007-2011 yılları arasında daha düşük yoğunlukta bir liberalleşme uygulaması dönemi olduğu ve 2011-2016 yılları arasında eleştirilmek ile birlikte kısmi bir liberal eğilim ortaya koyduğu ancak 2016-2018 yılları arasındaki dönem içerisinde ise liberal demokrasi uygulamaları noktasında daha fazla eleştirildiği sonucu ortaya çıkmaktadır., This study aimed to evaluate the practices and changes of AK Party (the Justice and Development Party [Adalet ve Kalkınma Partisi]) and its leader Recep Tayyip ERDOĞAN (who is one of the most important players in Turkey's political life) within the framework of liberal democracy during his government. The reason why the framework of this study is determined as liberal democracy is that the modern version of democracy, which was generally applied and considered valid in our period, was accepted as "liberal democracy" with various changes. The related study consists of three main parts. Apart from these three main sections, the main body of the study is formed with the Introduction, General Evaluation and Conclusion sections. The first part of the study consists of three subtitles. Under these subtitles, starting from the concept of democracy, liberal democracy, which is accepted as modern democracy, is explained over six main criteria. In the third sub-title of the first chapter, Turkey's democratization steps, beginning the Ottoman period, were examined. And especially the center-periphery competition, which is also on the agenda of current political discussions, has been emphasized. In the second part of the study, AK Party was examined under four headings. Under these headings, the process of the AK Party to power, its political history, philosophical and political personality have been divided into periods. In the Third Part, within the scope of the six principles explained as the basis of liberal democracy in the First Chapter, the practices and the administration of the AK Party rule between 2003 and 2018 are evaluated. While making this evaluation, the changes in practices in connection with the periodicity set out in the Second Chapter were tried to be expressed. Finally, in the General Evaluation and Conclusion section, as a result of this study covering the 16-year period of the AK Party government, the practices put forward by the government were evaluated within the framework of the principles determined within the scope of liberal democracy. As a result of study, Ak Party government implemented an intense liberalization policy between the end of 2002 and 2007, in the following period, there was a period of less intense liberalization period between 2007-2011 and a partial liberal tendency emerged with criticism between 2011-2016. However, in the period between 2016-2018, it appears that it was criticized more in term of liberal democracy practises.
- Published
- 2020
37. THE ARAB SPRING IN TUNISIA: A LIBERAL DEMOCRATIC TRANSITION?
- Author
-
YÜKSEL, Başak AKAR and BİNGÖL, Yılmaz
- Subjects
- *
DEMOCRATIZATION , *FREEDOM of association , *SOCIAL change , *HUMAN rights , *ARAB Spring Uprisings, 2010-2012 ,TUNISIAN Revolution, 2010-2011 - Abstract
The Arab Uprising has risen to the academic arena recently in several aspects. What is happening in that territory calls attention to the structure of the uprising. Tunisia, the first cycle in the Arab Spring, witnesses a short but bloody transition. This transition, which is called the Jasmine Revolution, comes to an end with the surrender of power by the incumbent regime to the opposition without any compromise. These events begin with an economic reasoning but then continue with liberal-democratic demands. In this study, we will first cover Tunisia's political background in search of its democratic heritage. We will then consider such democratic institutions before and during the transitions as elections, freedom of expression, freedom of association and other issues regarding human rights. Finally we will discuss the possibility of democratic consolidation in Tunisia. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2013
38. Kurumsalcı perspektiften kurumlar, siyasal rejim tipleri ve ekonomik kalkınma ilişkisi
- Author
-
Kutlay, Mustafa, Şen, Ömer Faruk, Kutlay, Mustafa, and Şen, Ömer Faruk
- Abstract
This study examines the relationship between political regime types and economic development. The existence, direction of determination, the degree of causality and the empirical dimensions of this relationship have been discussed widely in the literature. This thesis has emerged in a context in which the international power structure is undergoing a sea change in favour of emerging countries and the number of illiberal regimes is on the rise at a time that liberal development models have lost appeal in the post-2008 crisis. The main aim of the thesis is to reconsider the relationship between different constellations of political institutions and economic development performance, which have gained importance in a changing world order, and to contribute to the elucidation of causal mechanisms. In this thesis, in order to test the modernization theory's hypothesis based on the fact that economic development will ultimately lead to democracy, the Chinese case will be considered as the most likely case and it will be shown that modernization framework appears to lost its validity. It is also argued that political regime type, as explanatory variable, is one of the determinants of economic development. It is hypothesized in particular that liberal democratic regimes offer a more favourable political-institutional framework than illiberal institutional structures in promoting and sustaining economic development. In this thesis, an institutional analysis is developed from a comparative perspective in order to unveil the causal mechanisms. Liberal democratic regimes increase economic productivity through inclusive institutions as well as through civil rights and freedoms embedded in this institutional framework. They indirectly encourage human and social capital, technological development and inovation and development-enhancing economic reforms, and provide non-market conditions for development through conflict management institutions providing social and political stabilit, Bu çalışmada kurumlar, siyasal rejim tipleri ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişki incelenmektedir. Söz konusu ilişkinin varlığı, belirlenim yönü, nedensellik derecesi ve ampirik boyutları literatürde kapsamlı bir şekilde tartışılmaktadır. Bu tez uluslararası güç yapısının yükselen ülkeler lehine değiştiği, illiberal rejimlerin sayısının arttığı ve 2008 Krizi-sonrası dönemde demokrasi-merkezli kalkınma modellerinin cazibesini yitirdiği bir bağlamın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Tezin temel amacı ise küresel güç geçişleri döneminde önem kazanan siyasal rejim-ekonomik kalkınma ilişkisini tekrar ele almak ve nedensellik mekanizmalarının aydınlatılmasına katkı sağlamaktır. Bu tezde Modernleşme kuramının ekonomik kalkınmanın nihai olarak demokrasiye neden olacağı yönündeki varsayımını test etmek amacıyla Çin örneği 'en-olası vaka' analizi olarak ele alınmakta ve bu teorinin günümüzde geçerli olmadığı ortaya konmaktadır. Bu tezde ayrıca siyasal rejim tiplerinin açıklayıcı değişken olarak ekonomik kalkınmayı belirlediği savunulmaktadır. Spesifik olarak ise, ekonomik kalkınma performansı ve sürdürülebilirlik açısından liberal demokratik rejimlerin diğer kurumsal yapılara kıyasla daha elverişli bir çerçeve sunduğu hipotezi ileri sürülmektedir. Tezin bu bölümünde nedensellik mekanizmalarını aydınlatmak amacıyla karşılaştırmalı perspektiften kurumsalcı bir analiz geliştirilmektedir. Liberal demokratik rejimler demokratik, anayasal ve ekonomik kurumlar ve koruduğu sivil hak ve özgürlükler vasıtasıyla ekonomik üretkenliği artırmakta ve dolaylı olarak beşeri sermaye, sosyal sermaye, teknolojik gelişmeyi ve kalkınma-yanlısı ekonomik reformları teşvik etmesi ve toplumsal ve siyasal istikrarı sağlayan çatışma yönetimi kurumları vasıtasıyla kalkınma için gerekli olan piyasa-dışı koşulları sağlamaktadır.
- Published
- 2019
39. MODERN DEVLETİN ÇEŞİTLİLİKLE İMTİHANI.
- Author
-
Çolak, Yılmaz
- Subjects
NEW democracies ,CULTURAL pluralism ,NATIONALISTS ,CULTURAL rights ,DEMOCRACY ,LIBERALISM - Abstract
Copyright of Conservative Thought / Muhafazakar Düşünce is the property of Muhafazakar Dusunce Dergisi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2011
40. Demokrasi ve Liberalizmin Zorunlu Birlikteliği.
- Author
-
AKINCI, Abdulvahap
- Subjects
- *
DEMOCRACY , *LIBERALISM , *ECONOMIC development , *NATIONALISTS , *RELIGIOUS movements - Abstract
Democracy and liberalism are considered the most commonly spoken and written concepts. In the principles of democracy and liberalism, some of points are found contrast and concurrent, the contrasts can be said decrease over time. Rising and falling of liberal democracies are concerned in the chronological framework, the level of economic development of countries is considered that a significant determinant. Despite the rapid rise in the number of states, regimes calling democracy, democracy in these countries are important differences between the observed practices. Liberal democracies strengthened their positions effective today, even though they are threatened by nationalist and religious alternatives. This paper presents foresight on the future of liberal democracies. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2011
41. İnsan hakları açısından siyasal bir yönetim biçimi olarak demokrasinin irdelenmesi
- Author
-
Düger, Yunus, Kuçuradi, İoana, Felsefe Ana Bilim Dalı, Kuçuradi, İoanna, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Düger, Yunus
- Subjects
Siyasal Bilimler ,Demokrasi ,Political Science ,Deliberative democracy ,Sosyal demokrasi ,Human philosophy ,Democracy ,Management systems ,Philosophy ,İnsan hakları ,Müzakereci demokrasi ,Felsefe ,Yurttaşlık ,Democratic government ,Liberal democracy ,Citizenship ,Human rights ,Political system ,Social democracy ,State ,Liberal demokrasi ,Human - Abstract
Bu çalışmanın amacı, demokrasi ve insan hakları kavramları arasındaki ilişkiyi felsefî bir bakış açısıyla irdelemeye çalışmaktır. Özellikle 20. yüzyıldan günümüze kadar gerek siyaset felsefesi alanında gerekse diğer sosyal bilimler disiplinlerinde, insan hakları ve demokrasi tartışmaları çoğu kez birlikte ele alındığı için, her iki kavram birbiriyle karıştırılmaktadır. Günümüzde siyasal, sosyal ve ekonomik alandaki birçok olumlu gelişmeler ve özgürlükler demokrasiyle eşleştirilmektedir. Demokrasi olumlu her şeyi ifade eden bir kavram haline gelmiştir. Bu açıdan, demokrasinin insan haklarının korunmasında ve gelişiminde en iyi yönetim biçimi olduğu yönünde yaygın bir görüş egemendir. Oysa çokpartili seçimlere indirgenmiş prosedürel bir yönetim biçimi olarak yaygınlık gösteren demokrasi, insan haklarının korunduğu bir yönetim biçimi olabileceği gibi, temel hakların ihlâl edildiği, hatta demokratik usuller yoluyla ortadan kaldırıldığı bir yönetim biçimi de olabilir. Demokrasi ve insan hakları teorik ve pratik açıdan ayrılabilir kavramlardır. İnsan hakları dediğimiz haklar, demokratik olmayan bir ülkede de var olabilir ve korunabilir. Başka bir ifadeyle demokrasisiz bir insan hakları olabilir. Demokrasi ile insan hakları arasında yapısal olarak zorunlu bir bağlantı bulunmamaktadır. İnsan hakları, çokpartili demokratik bir siyasal yönetimle olduğu kadar tekpartili otokrasiyle de bağlantılı olabilir. Demokrasi, insan haklarının bir “önkoşulu” değil, insan hakları, demokrasinin bir “önkoşulu” olabilir., The goal of this study is to explore the relationship between the concepts of human rights and democracy from a philosophical point of view. Especially, starting from the 20th century until the present day, within political philosophy and various disciplines of social sciences the concepts of human rights and democracy have been falsely equated with each other, as a result of which these two topics are discussed together in most debates. In our time many positive progressions and enhancements in freedom within the political, social and economic fields, have been linked to democracy, which has become a notion that describes all good things. When considered from this angle, the opinion that democracy being the optimal system of goverment, is dominatingly prevalent. However, although democracy, which presents itself as a system of government induced to multi-party election procedures, can be a government system that protects human rights, can also become a system where fundamental rights are violated or even eliminated through democratic procedures at times. Democracy and human rights are concepts that can be seperated theoretically, as well as practically. Rights which we refer to as human rights may exist and be sustained even in non-democratic countries. In other words human rights can exist without democracy. There are no mandatory structural links between democracy and human rights. Democracy may be connected to a multi-party political management as much as a single-party autocracy management system. Democracy is not a “prerequisite” for human rights, rather human rights are “prerequisite” for democracy
- Published
- 2017
42. Kurumsalcı perspektiften kurumlar, siyasal rejim tipleri ve ekonomik kalkınma ilişkisi
- Author
-
Şen, Ömer Faruk, Kutlay, Mustafa, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Lisansüstü Programı, TOBB University of Economics and Technology Graduate School of Economics and Social Sciences, Management Graduate Programs, and Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı
- Subjects
Organizations ,China ,Economic development ,International Relations ,Çin ,Uluslararası İlişkiler ,Liberal democracy ,Development ,Siyasal rejim tipleri ,Political administrative ,Democracy ,Political regime types ,Liberal demokrasi - Abstract
Bu çalışmada kurumlar, siyasal rejim tipleri ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişki incelenmektedir. Söz konusu ilişkinin varlığı, belirlenim yönü, nedensellik derecesi ve ampirik boyutları literatürde kapsamlı bir şekilde tartışılmaktadır. Bu tez uluslararası güç yapısının yükselen ülkeler lehine değiştiği, illiberal rejimlerin sayısının arttığı ve 2008 Krizi-sonrası dönemde demokrasi-merkezli kalkınma modellerinin cazibesini yitirdiği bir bağlamın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Tezin temel amacı ise küresel güç geçişleri döneminde önem kazanan siyasal rejim-ekonomik kalkınma ilişkisini tekrar ele almak ve nedensellik mekanizmalarının aydınlatılmasına katkı sağlamaktır. Bu tezde Modernleşme kuramının ekonomik kalkınmanın nihai olarak demokrasiye neden olacağı yönündeki varsayımını test etmek amacıyla Çin örneği 'en-olası vaka' analizi olarak ele alınmakta ve bu teorinin günümüzde geçerli olmadığı ortaya konmaktadır. Bu tezde ayrıca siyasal rejim tiplerinin açıklayıcı değişken olarak ekonomik kalkınmayı belirlediği savunulmaktadır. Spesifik olarak ise, ekonomik kalkınma performansı ve sürdürülebilirlik açısından liberal demokratik rejimlerin diğer kurumsal yapılara kıyasla daha elverişli bir çerçeve sunduğu hipotezi ileri sürülmektedir. Tezin bu bölümünde nedensellik mekanizmalarını aydınlatmak amacıyla karşılaştırmalı perspektiften kurumsalcı bir analiz geliştirilmektedir. Liberal demokratik rejimler demokratik, anayasal ve ekonomik kurumlar ve koruduğu sivil hak ve özgürlükler vasıtasıyla ekonomik üretkenliği artırmakta ve dolaylı olarak beşeri sermaye, sosyal sermaye, teknolojik gelişmeyi ve kalkınma-yanlısı ekonomik reformları teşvik etmesi ve toplumsal ve siyasal istikrarı sağlayan çatışma yönetimi kurumları vasıtasıyla kalkınma için gerekli olan piyasa-dışı koşulları sağlamaktadır., This study examines the relationship between political regime types and economic development. The existence, direction of determination, the degree of causality and the empirical dimensions of this relationship have been discussed widely in the literature. This thesis has emerged in a context in which the international power structure is undergoing a sea change in favour of emerging countries and the number of illiberal regimes is on the rise at a time that liberal development models have lost appeal in the post-2008 crisis. The main aim of the thesis is to reconsider the relationship between different constellations of political institutions and economic development performance, which have gained importance in a changing world order, and to contribute to the elucidation of causal mechanisms. In this thesis, in order to test the modernization theory's hypothesis based on the fact that economic development will ultimately lead to democracy, the Chinese case will be considered as the most likely case and it will be shown that modernization framework appears to lost its validity. It is also argued that political regime type, as explanatory variable, is one of the determinants of economic development. It is hypothesized in particular that liberal democratic regimes offer a more favourable political-institutional framework than illiberal institutional structures in promoting and sustaining economic development. In this thesis, an institutional analysis is developed from a comparative perspective in order to unveil the causal mechanisms. Liberal democratic regimes increase economic productivity through inclusive institutions as well as through civil rights and freedoms embedded in this institutional framework. They indirectly encourage human and social capital, technological development and inovation and development-enhancing economic reforms, and provide non-market conditions for development through conflict management institutions providing social and political stability.
- Published
- 2017
43. Abdülkerim Suruş'da çağdaş problemler ve din
- Author
-
Batoor, Qari Feriaghun, Baykan, Erdal, Danışman: 158092, and NEÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe Anabilim Dalı
- Subjects
Liberal Demokrasi ,BBC ,Sosyoloji ,Modernity ,Sociology ,Modernite ,Liberal Democracy ,Felsefe - Abstract
BBC Farsça web sitesinin sunduğu rapora göre Abdülkerim Suruş, dini düşünürler arasında en çok tartışılan, İran toplumunun son otuz yılındaki Şii düşünürlerinin en etkileyicisi ve reformisti olarak tanımlandı. Suruş, felsefe, sosyoloji, din-siyaset ilişkisi, modernite ve liberal demokrasi gibi alanları ve konuları kapsayan çok geniş bir spektrumda dile getirdiği özgün fikirleriyle düşünce dünyasının ilgisini çeken çağdaş bir düşünürdür. Suruş, 2004 yılında Hollanda'da Erasmus Ödülünü kazanmıştır. 2009 yılında ise "Foreign Policy" dergisi tarafından yürütülen kamusal bir anket sonucunda dergi, onun adını dünyanın en iyi yüz aydınları listesinde yer vermiştir. Çalışmada takip edilen yöntem şudur: Biz konuları tasviri bir zemine oturttuktan sonra inceleme ve analizlerimizi yapmaya çalıştık. Araştırmamızın sağlam olabilmesi için kaynak temini sırasında genelde Suruş'un kendi kitap ve araştırmalarına, özelde ise kendi ülkesinde nasıl anlaşılacağını tespit edebilmek için daha çok İranlı yazarlarının eserlerine bakmayı uygun gördük. Abdülkerim Suruş'da Çağdaş Problemler ve Dinin ele alındığı bu çalışmada, Suruş'un tutarsız bir görüşe sahip olması ve günden güne fikirlerinin değişmesinin nedenini daha ziyade onun akademik sahadan çok siyasi bir mücadele içerisinde olmasından kaynaklandığını gördük., According to the report by the BBC Persian Website, Soroush was described to be the most discussed one among the religious philosophers and the most influential and reformist of the Shia philosophers of Iranian society in the recent 30 years. Soroush is a modern philosopher who draws the attention of the world with his specific thoughts expressed in a wide spectrum including the fields and subjects such as philosophy, sociology, religion-politics relation, modernity and liberal democracy. Soroush won the Erasmus Prize in 2004 in the Netherlands. As a result of a public survey by the "Foreign Policy" journal in 2009, he was included in the list of the top 100 intellectuals of the world. The method followed in the study is as follows: We tried to do our examinations and analysis after placing the subject on a descriptive ground. In order to make our study firm, we consider appropriate to look at Soroush's books and researches in general and to look at the works of more Iranian authors in order to determine how to understand his country in private. In this study in which Modern Problems and Religion in Soroush are discussed, we have seen that reason of having inconsistent opinions and changing his ideas from day to day is caused by his struggle in political field rather than academic one.
- Published
- 2017
44. Azerbaycan'da demokratikleşme çabaları: 1991 sonrası bağımsızlık sürecinin genel analizi
- Author
-
Miraliyev, Ramil, Yıldırım, Yavuz, Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Miraliyev, Ramil
- Subjects
Azerbaycan ,Liberal Demokrasi ,Restructuring ,Democracy in Azerbaijan ,Kamu Yönetimi ,Azerbaijan ,Public Administration ,Social Democracy ,Democratization ,Azerbaycan’da Demokrasi ,Sosyal Demokrasi ,Liberal Democracy ,Independence - Abstract
20. yüzyılda dünyada yaşanan gelişmeler, önemli değişimlere neden olmuştur. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) dağılmasından sonra 1960'lı yıllardan 1990'lı yıllara kadar devam eden kutuplaşma (bu kutuplaşmaya "kapitalist ve sosyalist karşı durması" da denilebilir) son bulmuş. Soğuk Savaş dönemi, ilk önce "Doğu Bloğu" sonra da bu bloğa önderlik eden SSCB'nin dağılması sonucunda sosyalizm çıkmaza girmiştir. Sonuçta Doğu Bloğu'nu oluşturan ülkeler ve SSCB'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan ülkeler yeni düzene liberal politikalara geçiş yaptılar. Eskiden kapalı devlet yapısına sahip olan bu ülkeler küreselleşmenin de etkisiyle yeniden yapılanmaya gidildi. SSCB'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, çağdaş dünyaya uyum sağlamak için demokratikleşme sürecine geçiş yaptı. 1990'lı yıllara kadar demokrasi açısından nerdeyse hiç deneyimimi olmayan Azerbaycan, kısa süre içerisinde ilerleyişler elde etti. Fakat bu süreç halen istenilen düzeyde değildir. Bu tezde öncelikle genel olarak demokrasinin günümüze kadar olan değişim süreci ele alınmıştır. Özellikle Kapitalizm ve Sosyalizm, Liberal demokrasi ve Sosyal demokrasi karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Daha sonra Azerbaycan'da demokratikleşme süreci ele alınmıştır., Developments in the world of the twentieth century, has led to significant changes. The Union of Soviet Socialist Republics (USSR) after the collapse continued polarization (this polarization "to stand up against the capitalist and socialist" in the know said) has ended up to 1990 from 1960. The first so-called cold war period "Eastern Bloc", then the result of the dissolution of the USSR entered Socialism impasse that leads to this blog. The result after the collapse of the Eastern bloc countries that make up the country gained its independence from the USSR and made the transition to liberal policies of the new order. These countries used to having a closed state structures were restructured with the impact of globalization. Azerbaijan gained independence after the collapse of the USSR, the transition to the democratization process in order to adapt to the modern world made of. In terms of the democracy until the 1990s almost no experience without Azerbaijan, pleaded with the progress achieved in a short time. However, this process has not reached the desired level. This thesis is primarily dealt with the overall process of change to present democracy. Especially Capitalism and Socialism, Liberal democracy and Social democracy were comparatively investigated. Then democratization process in Azerbaijan were discussed.
- Published
- 2016
45. Chantal Mouffe ve liberal siyaset teorisinin demokratik eleştirisi
- Author
-
Karaaslan, Ebuzer, Sarıbay, Ali Yaşar, Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Kamu Yönetimi Anabilim Dalı/Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı., and Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Siyaset ,Antagonism ,Siyasal Bilimler ,Political Science ,Agonistic ,Politics ,Deliberative democracy ,Liberal democray ,Political liberalism ,Agonistic democracy ,Siyasal ,Democracy ,Agonistik demokrasi ,Political ,Agonism ,Müzakereci demokrasi ,Agonizm ,Chantal mouffe ,Mouffe, Chantal ,Liberalism ,Agonistic democray ,Democratic attitude ,Antagonizma ,Criticism ,Liberal demokrasi - Abstract
Bu çalışma temelde Chantal Mouffe'un bakış açısıyla siyasal liberalizmin eleştirisi ve söz konusu eleştiri üzerinden liberal demokrasinin krizine yönelik çözüm önerilerini kapsamaktadır. Mouffe, liberalizmin aydınlanma düşüncesine dayanan rasyonalist ve evrenselci temellerinin siyasalın antagonistik karakterini açıklamakta yetersiz kaldığını iddia etmektedir. Bunun yanı sıra liberalizmin özgürlükçü karakteri ile demokrasinin eşitlikçi ve halk egemenliğini öngören idealleri arasında da bir paradoks bulunduğu görüşündedir. Söz konusu tespitlerden hareketle Mouffe, liberal demokrasiye ve onun müzakereci modeline içkin sorunların nasıl giderileceğine ilişkin agonistik demokrasi adını verdiği yeni bir model ortaya koymaktadır. Çalışmada, liberal demokrasinin krizinin nedenleri konusunda Mouffe'un ortaya koyduğu tespitler kabul edilmekle birlikte, söz konusu krizin aşılması adına ortaya koyduğu agonistik demokrasi perspektifinin zayıf yönleri üzerinden liberal demokrasinin daha da güçlendirilmesi gerektiği savunulmuştur.Anahtar Kelimeler: Chantal Mouffe, Liberal Demokrasi, Müzakereci Demokrasi, Agonistik DemokrasiSiyaset, Siyasal, Antagonizma, Agonizm This work fundamentally contains the criticism of political liberalism from the viewpoint of Chantal Mouffe and solution proposals for liberal democracy's crisis from the point of criticism in question. Mouffe claims that rationalist and universal fundaments, based on enlightenment idea of liberalism is incapable of explaning `politicals antagonist character. On the other hand, she considers that a paradox also exists between liberal character of liberalism and ideals of democracy which is egalitarian and foreseeing public sovereignty. From the designations in question Mouffe sets forth a new model he called agonistic democracy to solve the questions of liberal democracy and its deliberative model. In this study, although designations put forward by Mouffe, concerning the causes of liberal democracy's crisis are admitted, it is advocated that liberal democracy should be more strengthened from the weak points of agonostic democracy perspective she asserted to overcome the crisis.Key Words: Chantal Mouffe, Liberal Democray, Deliberative Democracy, Agonistic Democray, Politics, Political, Antagonism, Agonism 147
- Published
- 2015
46. John Rawls ve Thomas Pogge'de küresel adalet düşüncesi ve insan hakları
- Author
-
Kanımdan, Gamze, Kuçuradi, İoana, Felsefe Ana Bilim Dalı, Kuçuradi, İoanna, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Kanımdan, Gamze
- Subjects
Küresel adalet ,Global justice ,Küreselleşme ,Public reason ,Cosmopolitan approach ,Philosophy ,İnsan hakları ,Felsefe ,Kozmopolit yaklaşım ,Liberal democracy ,Human rights ,Globalization ,Liberal demokrasi ,Kamusal akıl - Abstract
Çağdaş felsefede, son yıllarda insan hakları ve küresel adaletle ilgili tartışmalar canlanmış olsa da, siyaset felsefesinin küresel adalete olan ilgisi henüz çocukluk dönemindedir. İnsan hakları genellikle küresel adaletin temel bir yapıtaşı olarak görmezden gelinmiş, küresel adalete yönelik tartışmalar çoğunlukla ekonomik kaynakların yeniden dağıtımı ya da devletlerin uluslararası arenada birbirleriyle nasıl daha demokratik ilişkiler kurabileceği sorununa odaklanmıştır. Küresel adalet üzerinde geliştirilen yaklaşımların artışına rağmen, bu yaklaşımların adalet düşüncesine insan haklarıyla bakmak konusunda yetersiz kaldıkları göze çarpmaktadır. Fakat insan haklarını koruma gerekliliğinin ve küresel düzeyde adaletin sağlanabilmesine yönelik özlemin, kendine çağın entelektüel zemininde yer bulma çabası memnuniyet yaratmaktadır. Kuşkusuz felsefecinin görevi, çağın sorunlarına ışık tutmak, gözlerinin önünde duran realiteyi değerlendirmek ve insanlara yeni görme olanakları sağlamaktır. Çalışmamız, günümüz dünya düzeninin adaletsizlik yaratan yapılanmasından kaynaklanan problemlere insan hakları penceresinden bakmanın ve insan haklarının talep ettiklerinin dünya düzeyinde gerçekleştirilebilmesi için uygun koşulların nasıl yaratılabileceği problemine katkıda bulunmanın yollarını incelemeyi amaçlamıştır. Çalışmamızın merkezinde yer alan problem, John Rawls ve Thomas Pogge’nin ulusal ve küresel düzeyde adil bir düzenin nasıl olması gerektiğine ilişkin görüşleri ekseninde ele alınmıştır. Amacımız, temele aldığımız problem doğrultusunda iki düşünürün yaklaşımlarını değerlendirmek, her iki yaklaşımla realiteye baktığımızda bunların bize ne gibi bilme olanakları yarattıklarını tartışmaktır. Rawls özgür ve eşit kişiler arasında hakkaniyetli toplumsal işbirliği koşullarını sağlayacak olan adalet ilkelerini oluşturduğu Bir Adalet Kuramı adlı eserinden sonra kaleme aldığı makalelerinde, demokratik toplumların temel gerçeği olan makul çoğulculuk olgusu karşısında, toplumda istikrarın nasıl sağlanacağı problemine yanıt verecek bir adalet anlayışı oluşturma çabasına girer. Makul kapsamlı doktrinlerin her birinin kendi bakış açısından siyasal adalet anlayışını desteklemesiyle ortaya çıkan örtüşen konsensus kavramı, Rawls’un siyasal liberalizmin bu sorununa getirdiği çözüm olarak karşımıza çıkar. Rawls, içeriği siyasal adaletin ilkeleri ile belirlenen kamusal akıl yürütmeyle bir konsensus kurulmasını amaçlamaktadır. Rawls, siyasal liberalizm anlayışından hareketle liberal bir devletin diğer devletlerle ilişkisinde nasıl bir dış politika izlemesi gerektiği sorusunu ise Halkların Hukuku adlı eserinde yanıtlamaya çalışır. Rawls’un asıl problemi, küresel düzeyde adaletin nasıl sağlanabileceği değil, liberal bir devletin diğer devletlerle ilişkilerinin nasıl olması gerektiğidir. Bu nedenle Rawls, adalet meselelerinde kişiyi temel alan kozmopolit yaklaşımların aksine, devlet merkezci bir yaklaşımı tercih ederek halklardan yola çıkar. Bununla birlikte, Rawls’un küresel adalet arayışından uzak duracağını gösteren bir diğer önemli nokta da, bir ülke içinde adaletin ilkeleri belirlenirken, oldukça kapsamlı bir kaynak aktarımını gerektiren fark ilkesini kabul etmesi, halklar arasında daha kapsamlı bir küresel kaynak dağılımı ilkesini tercih etmemesidir. Pogge’nin adalet ve insan hakları tartışmalarına en önemli katkısı, küresel kurumsal yapının analizine odaklanması ve bu analizi yaparken insan haklarını kurumların adaletini değerlendirmede bir kriter olarak kullanmasıdır. Pogge’nin asıl derdi, Rawls’ta olduğu gibi devletlerarası demokratik ilişkilerin nasıl kurulabileceği değil, yoksulluğun bir insan hakkı ihlali olarak kabul edilmesinin temellerini oluşturacak bir küresel adalet anlayışı geliştirmektir. Bir ulusun yurttaşlarının diğerlerinden daha değerli olduğu iddiasına dayanan milliyetçi anlayışın, kişilerin küresel sorumluluğunu görmezden gelme konusunda yarattığı tehlike karşısında, küresel düzende bir reform için öncelikle ulus-devlet yapısının sorgulanması gerekliliğine dikkat çekmesi oldukça önemlidir. Pogge’nin önerdiği egemenliğin dikey boyutlara yayıldığı çok katmanlı bir küresel düzen ve kaynakların yeniden dağılımına ilişkin öne sürdüğü küresel kaynaklar kâr payı önerisi, birçok eleştiriyi beraberinde getirmiş olsa da, küresel sorunlara yönelik çözümler üretme konusunda üzerinde düşünmeye değer niteliktedir., Though the debate about human rights and global justice has been revived in recent years in present-day philosophy, political philosophy’s interest in global justice is yet in its childhood period. Human rights are often ignored as a fundamental constituent of global justice and the discussions have mainly focused on the problem of the re-distribution of economic resources or on how states can establish more democratic relations among them. Despite the increase in the approaches to global justice, most of approaches are insufficient for dealing with the idea of justice from the perspective of human rights. However, it is satisfactory to see that the need to protect human rights and the aspiration for global justice are at the centre of the intellectual debate of our times. In this debate the task of philosophers is to clarify and enlighten the problems of their times, to evaluate what is going on around them and to create a new vision for people. Our study aims at looking at the structures that create injustice in the present world order from the view-point of human rights and at discussing the problem how to create the necessary conditions for the implementation of human rights globally. The central problem of this study has been presented by exposing and discussing the relevant views of John Rawls and Thomas Pogge regarding how a just national and global order could be established. Our aim is to evaluate the approaches of these two thinkers and to discuss the possibilities they present for grasping the global developments. Rawls, in his essays written after the Theory of Justice in which he formulates the principles of justice which will secure the conditions of fair social cooperation among free and equal persons, has attempted to put forward a conception of justice which could respond to the problem of how to ensure stability in pluralist democratic societies. Reasonable comprehensive doctrines, each of which supports political justice from its own viewpoint, and the concept of overlapping consensus are seen as a solution to this problem in Rawls' political liberalism. Rawls, hopes that in this way a consensus of public reasoning could be established whose content is determined by the principles of political justice. Taking as point of departure his conception of political liberalism Rawls, in his book The Law of Peoples, tries to answer the question of which foreign policy a liberal state should pursue in its relations with other states. Rawls' main problem is not how to establish justice at the global level, but how should be the relations of a liberal state with other states. For this reason Rawls, in contrast with the cosmopolitan approaches of justice, which are based on the person, chooses and takes as base the state-centered approach. Another important point that makes Rawls abstain from dealing with global justice is that, when he determines the principles of justice in a country, he accepts the difference principle that requires considerable transfer of funds and not the principle of global resource distribution among the peoples. Pogge's, most important contribution to justice and human rights debate consists of the analysis of the global institutional structure and of taking this analysis as criterion for evaluating human rights institutions. Pogge’s main concern is not how to establish interstate democratic relations as is the case with Rawls, but how to develop a conception of global justice which could constitute the foundations of accepting poverty as a violation of human rights. In the face of the danger created by nationalism, which is based on the claim that the citizens of country are more important than the citizens of another country and which ignores the global responsibilities of individuals, Pogge calls our attention to the necessity to question the nation-state, if we wish a reform of the global order. Pogge's suggestion about the establishment of a multi-layered global order spread to the vertical dimensions of sovereignty and his proposal concerning re-distribution of global resources is worthy of consideration in finding solutions to global problems.
- Published
- 2013
47. Müzakereci demokrasi ve sınırları
- Author
-
Erdoğan, Mustafa, TR10345, and Fakülteler, Hukuk Fakültesi
- Subjects
Liberal Demokrasi ,Örtük/Pratik Bilgi ,Tercih Çarpıtması ,Habermas ,Preference Falsification ,İletişimsel Rasyonalite ,Kamusal Müzakere ,Public Deliberation ,Liberal Democracy ,Communicative Rationality Reasonable Consensus ,Tacit/Practical Knowledge ,Makul Konsensüs - Abstract
Bu makalede demokrasi teorisinde son zamanlarda baskın bir tema haline gelen “müzakereci demokrasi” eleştirel bir bakışla ele alınmaktadır. Özellikle, arka planında Habermas’ın “iletişimsel eylem” kuramı bulunan müzakereci demokrasi anlayışı açıklandıktan sonra, bu teorinin usuli ve epistemolojik öncüllerinden kaynaklanan sınırları üstünde odaklanılmaktadır. Makale, müzakereci demokrasinin merkezi kavramı olan “kamusal müzakere”nin demokratik ideal açısından değerini takdir etmekle beraber, bu noktanın müzakereci demokrasiyi başlı başına veya alternatif bir demokrasi teorisi olarak görmek için yeterli olmadığı vurgusuyla sona ermektedir. This article presents a critical analysis of “deliberative democracy” which has recently been one of the dominant themes in democratic theory. After giving an account of the deliberative democracy based on the Habermasian concept of “communicative action” I focus on the limits of that concept due to its procedural and epistemological premises. The article concludes by emphasizing that though public deliberation as the pivotal concept of deliberative democracy has a privileged place in democratic ideal, this place does not give deliberative democracy a status of being an alternative theory of democracy.
- Published
- 2012
48. The system for the closure of political parties
- Author
-
Akar, Muhammed, Erdem, Fazıl Hüsnü, Diğer, Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Akar, Muhammed
- Subjects
Parti kapatma ,Siyasal Bilimler ,Public Administration ,Demokrasi ,Political Science ,Siyasi suçlar ,Siyasi partiler ,Democracy ,Kamu Yönetimi ,Political parties closedowns ,Political offences ,Constitutional Court ,Political parties ,Liberal democracy ,Liberal demokrasi - Abstract
ÖZET `Siyasi parti kapatma rejimi` isimli çalışmamı altı konu başlığı altında topladım. Birinci konu başlığı altında batı demokrasilerinde siyasi partilerin doğuşu ve gelişimi ile siyasi partilerin işlevleri üzerinde genel hatlarıyla durdum. Bunun sebebi, Türkiye'nin temel siyasi ve hukuki kurumlarının batılı örneklerine uydurulmaya çalışılmış olmasıdır. Bunu takip eden bölümde liberal demokrasi ve mücadeleci demokrasileri açısından siyasi partilerin kapatılmasını inceledim. `Türkiyede siyasi partilerin yasaklanması rejimi` başlığı altında ise T.C. Anayasasında ve siyasi partiler kanununda zikredilen kapatma nedenlerini ele aldım. Dördüncü başlıkta, kapatma davalarında yetkili organ olan ve günümüze kadar konumu ve yetkileri çokça tartışılan Anayasa Mahkemesi üzerinde özellikle durdum. Beşinci bölümde kapatma kararının nitelikleri ve sonuçlan üzerinde Federal Almanya' daki uygulamalarla karşılaştırma yaptım. Altıncı bölümde günümüze kadar Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan siyasi partilerden bir kısmını ele alıp kapatılma gerekçeleri üzerinde durdum. Sonuç bölümünde ise siyasi parti kapatmaya çağdaş dünyada rastlanmadığını, uygar dünyanın özgürlükçü demokrasiyi benimsediğini, ülkemizde de ibrenin bu yöne dönmesi gerektiğini savundum. II ABSTRACT In my work entitled `The System for the Closure of Political Parties,` I gathered six different subject headings into one study. On the first section, I touched upon the brith and maturing of political reason for this is the establishment of Turkey's foundational political and legal system was based upon western models. In the next chapter, I examined the closure political parties from the perspective of adherents of both liberal and non-liberal democracies. In the third section howewer, O I examined the closure of political parties from the perspective of the constitution and related legal codes o the Turkish Republic. In the fourth chapter, I dealt with the issue of which legal entity in Turkey Possesses the authority the close political parties. In addition, overall functions of the Constitutional Court were dealt with in this section. In the fifth chapter, two topics were analyzed. The first concerned variorus possible results that could arise from the closure of a political party in Turkey, then, these potenitial results were compared with those of Federal Germany's. In the sixth chapter, I analyzed a number of exemples in history of political parties that have been closer by Turkey's Constitutional Court as well as the reason for their closure. In the final concluding chapter, I made the important point that in general, the closure of political parties is not practiced ammongt western democratic countries and made the recommendation that too should avoid this practice. 69
- Published
- 1998
49. Müslümanlar İçin Demokrasi Ne İfade Ediyor?: Demokrasinin Gerekli Görülen Özellikleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma
- Author
-
Bilgili, Nazlı Çağın and Başka Kurum
- Subjects
Electoral democracy ,MENA ,Mena ,Seçim Demokrasisi ,Demokrasinin anlamı,Müslüman Dünya,MENA,rantçı devlet,liberal demokrasi,seçim demokrasisi ,Demokrasinin Anlamı ,Rentier state ,Müslüman Dünya ,Rantçı Devlet ,The meaning of democracy,Muslim World,MENA,Rentier state,Liberal democracy,Electoral democracy ,Liberal Demokrasi ,Seçim demokrasisi ,Rantçı devlet ,Liberal democracy ,Demokrasinin anlamı ,The meaning of democracy ,Liberal demokrasi ,Muslim World - Abstract
Demokrasinin var olan alternatifler içerisindeki en iyi siyasal sistem olarak kabul edilmesinin ardından dünyanın pek çok bölgesini etkisi altına alan demokratikleşme dalgaları birbiri ardına yaşanmıştır. Demokratikleşme literatüründe belki de son yirmi yıldır en çok tartışılan konu ise Müslüman Dünya olarak da anılan Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinin bu dalgalardan etkilenmemiş olması ve bölgede gerçek bir demokratikleşmenin yaşanmamış olmasıdır. Müslüman Dünya’daki demokrasi açığını ve bunun altında yatan nedenleri tartışmaya açan literatüre katkıda bulunmayı hedefleyen bu çalışma, Dünya Değerler Araştırması’nın (World Values Survey) altıncı dalga verisini kullanarak, farklı bölgelerdeki bireylerin demokrasiden anladıklarını karşılaştırmaktadır. Çalışmanın bu konuya odaklanmasının ana nedeni ise şimdiye kadar konu üzerine yapılan çalışmaların neredeyse tamamının MENA halkının demokrasiyi desteklediği/önemli gördüğü sonucuna ulaşmış olmasına rağmen bölgede hatırısayılır bir değişimin yaşanmamış olmasıdır. Öyleyse sorulması gereken önemli sorulardan biri; acaba bölge halkı demokrasi derken neyi/nasıl bir yönetim şeklini kast etmektedir. Bahsi geçen veri setinde demokrasinin tanımlanmış dokuz farklı özelliği sıralanmakta –gelir eşitliği, ordunun ve dini otoritelerin rolü, yurttaşlık hakları, kadın erkek eşitliği vb.- ve görüşmecilere bu özelliklerden herbirini ne kadar gerekli gördükleri sorulmaktadır. Bu çalışmada hangi özelliklerin hangi bölgelerde daha gerekli görüldüğü üzerinden yapılan karşılaştırmada farklı bölgelerdeki bireylerin demokrasiyi hangi motivasyonlarla tercih ettikleri, önemli gördükleri anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda, dünyada demokratikleşmenin rol modeli olarak kabul edilen Batı demokrasileri ile demorasi açığı en ciddi boyutta olan bölgesi olarak kabul edilen Müslüman Dünya karşılaştırılırken aynı zamanda literatürde çeşitli kereler dikkat çekilmiş olan Arap-Arap olmayan Müslüman ülkeler farkına da değinilmekte ve bu iki bölge ayrı ayrı ele alınmaktadır. Analizler göstermektedir ki, tüm bölgelerde önemli görülen özelliklerin yanı sıra bölgeleri ayrıştıran çok önemli faktörler de mevcuttur. Örneğin, “hükümetler yetersiz kaldığında ordunun gücü devralması” Batı ile Müslüman Dünya’yı birbirinden net bir biçimde ayırırken –bu Batı demokrasilerinde kabul edilemez bir durumdur-, “devletin gelir eşitliği sağlaması” Arap Müslüman ülkeler ile Arap olmayan Müslüman ülkeleri belirgin bir biçimde ayrıştırmaktadır –ikinci grup tarafından son derece gerekli bir özellik olarak görülmektedir., Once democracy was accepted as the best possible alternative among the available political systems, waves of democratization have been experienced in different parts of the World, although it cannot be argued that each one of them ended up successfully. Within the democratization debate, however, special attention has been paid to the Middle East and North Africa –a region also called as the Muslim World in short- in the last twenty years at least due to the fact that it has not experienced any wave of democratization whatsoever. Studies on the region focused on finding out the major reasons behind this fact and many quiet surprisingly concluded that people of the region indeed support democracy. This conclusion has been repeated so many times that researchers recently went a step ahead and concentrated on the question of “what do these people really mean with democracy?”. Aiming a contribution to the literature on democratic deficit of the Muslim World and reasons behind it, this study aims to discuss how individuals, in different parts of the world, perceive democracy. Using the 6th wave of World Values Survey and the nine characteristics of democracy that are listed in the relevant questionnaire –equal distribution of income, the role of army and religious authorities, civil rights etc.- different categories of people are compared with regards to which charcateristics they regard as very essential. The reasoning behind is that this will reveal what democracy means for them and what they expect from it. In this respect, while the Muslim World is compared to Western democracies, Muslims living in predominantly Arab countries are, at the same time, compared to other Muslims, with reference to the discussion of “Arab exceptionalism” within the literature. Findings suggest that there are factors that significantly distinguish different categories. For instance, “the army taking over when the government is incompetent” distinguishes the Western democracies from the Muslim World –the former not acepting it-, “state providing income equality” makes the same for Arab and non-Arab Muslims –the latter finding it very essential.
50. Kurumsalcı perspektiften kurumlar, siyasal rejim tipleri ve ekonomik kalkınma ilişkisi
- Subjects
China ,Çin ,Liberal democracy ,Siyasal rejim tipleri ,Political regime types ,Liberal demokrasi - Abstract
Bu çalışmada kurumlar, siyasal rejim tipleri ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişki incelenmektedir. Söz konusu ilişkinin varlığı, belirlenim yönü, nedensellik derecesi ve ampirik boyutları literatürde kapsamlı bir şekilde tartışılmaktadır. Bu tez uluslararası güç yapısının yükselen ülkeler lehine değiştiği, illiberal rejimlerin sayısının arttığı ve 2008 Krizi-sonrası dönemde demokrasi-merkezli kalkınma modellerinin cazibesini yitirdiği bir bağlamın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Tezin temel amacı ise küresel güç geçişleri döneminde önem kazanan siyasal rejim-ekonomik kalkınma ilişkisini tekrar ele almak ve nedensellik mekanizmalarının aydınlatılmasına katkı sağlamaktır. Bu tezde Modernleşme kuramının ekonomik kalkınmanın nihai olarak demokrasiye neden olacağı yönündeki varsayımını test etmek amacıyla Çin örneği 'en-olası vaka' analizi olarak ele alınmakta ve bu teorinin günümüzde geçerli olmadığı ortaya konmaktadır. Bu tezde ayrıca siyasal rejim tiplerinin açıklayıcı değişken olarak ekonomik kalkınmayı belirlediği savunulmaktadır. Spesifik olarak ise, ekonomik kalkınma performansı ve sürdürülebilirlik açısından liberal demokratik rejimlerin diğer kurumsal yapılara kıyasla daha elverişli bir çerçeve sunduğu hipotezi ileri sürülmektedir. Tezin bu bölümünde nedensellik mekanizmalarını aydınlatmak amacıyla karşılaştırmalı perspektiften kurumsalcı bir analiz geliştirilmektedir. Liberal demokratik rejimler demokratik, anayasal ve ekonomik kurumlar ve koruduğu sivil hak ve özgürlükler vasıtasıyla ekonomik üretkenliği artırmakta ve dolaylı olarak beşeri sermaye, sosyal sermaye, teknolojik gelişmeyi ve kalkınma-yanlısı ekonomik reformları teşvik etmesi ve toplumsal ve siyasal istikrarı sağlayan çatışma yönetimi kurumları vasıtasıyla kalkınma için gerekli olan piyasa-dışı koşulları sağlamaktadır., This study examines the relationship between political regime types and economic development. The existence, direction of determination, the degree of causality and the empirical dimensions of this relationship have been discussed widely in the literature. This thesis has emerged in a context in which the international power structure is undergoing a sea change in favour of emerging countries and the number of illiberal regimes is on the rise at a time that liberal development models have lost appeal in the post-2008 crisis. The main aim of the thesis is to reconsider the relationship between different constellations of political institutions and economic development performance, which have gained importance in a changing world order, and to contribute to the elucidation of causal mechanisms. In this thesis, in order to test the modernization theory's hypothesis based on the fact that economic development will ultimately lead to democracy, the Chinese case will be considered as the most likely case and it will be shown that modernization framework appears to lost its validity. It is also argued that political regime type, as explanatory variable, is one of the determinants of economic development. It is hypothesized in particular that liberal democratic regimes offer a more favourable political-institutional framework than illiberal institutional structures in promoting and sustaining economic development. In this thesis, an institutional analysis is developed from a comparative perspective in order to unveil the causal mechanisms. Liberal democratic regimes increase economic productivity through inclusive institutions as well as through civil rights and freedoms embedded in this institutional framework. They indirectly encourage human and social capital, technological development and inovation and development-enhancing economic reforms, and provide non-market conditions for development through conflict management institutions providing social and political stability.
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.