Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010, Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Social Sciences, 2010, İnsan sadece düşünen, inanan ve madde üreten değil; aynı zamanda eser de meydana getiren bir varlıktır. Tarihe bakıldığında en ilkelinden en gelişmişine yeryüzündeki bütün toplumların sanatla meşgul oldukları ve sanat eseri meydana getirdikleri görülür. Sanat eseri meydana getirmemiş bir din ve topluluk yok gibidir. Çünkü güzellik ve sanat doğuştan insanda fıtraten mevcuttur. Diğer yandan insanlığın hayatında inançlar da çok önemli bir yer tutar. Nitekim sanat eserlerine bakıldığında, bir kültürün inançları ve meydana getirdikleri eserler arasındaki güçlü ilişki ve etkileşimin varlığı hemen göze çarpar. Çünkü sanat, dil ve din kültürlerin ve medeniyetlerin en önemli unsurlarıdır. Güzel sanatların bir dalı olan müzik de doğal olarak inanç ve yargı gibi kültür unsurlarını içerisinde barındırmaktadır. Ancak inanç, din ve müzik kavramlarının yan yana konulması ilâhî kitaba sahip kültürlerde genel olarak çeşitli tepki ve tartışmalara yol açmış; müzik insanlık tarihi boyunca kimi zaman yüceltilmekle birlikte, genellikle şeytanî ve nefsanî olduğu gerekçesiyle reddedilerek yasaklanmıştır. Diğer dinlerde olduğu gibi İslâm dünyasının da yan yana getirmede en zorlandığı iki kavram aynı şekilde yine ?din? ve ?müzik? tir. İnsanlığın İslâmiyet'le tanışmasından bu yana, yaklaşık on dört asır Müslüman toplumların her biri kendi içerisinde bir takım sıkıntılar, çelişmeler ve çekişmeler yaşamaktadır. İslâmiyet'in kabulü ile birlikte X. asırdan sonra bizde de bu sıkıntılar aynen görülmektedir. Müzik ve din kelimeleri yan yana kullanıldığında, temelde aynı dinin mensubu olduklarını ve aynı kitaba inandıklarını söyleyen insanların bir kesimi sanatın İslâm'la bağdaşmayacak kadar lüzumsuz olduğunu söyleyebilmekte, bir kesimi ise İslâm'ı sanata tahammül edemeyecek kadar geri zannedebilmektedir. İşin ilginç olan tarafı, birbirine taban tabana zıt görüşleri savunan bu insanların ?müziğin İslâm'da yasak olduğu? ön yargısında birleşmeleridir. İslâm kültürünün bir mirası olarak günümüze kadar gelen bu taban tabana zıt görüş ve uygulamaların temelindeki ciddi sorun ayet, sünnet ve hadislerin yanlış ya da istenildiği şekilde yorumlanması ve üstelik bu yorumların bir takım kurumsallaştırılmış dinî kavramlar adı altında, bağlayıcı ve karşı çıkılamayacak şekilde topluma dayatılmasıdır. Esasen Kuran'da müziğin haram olduğuna ilişkin kesin bir hüküm olmamasına rağmen; ayet, sünnet ve hadisler zorlanarak müziğin lehinde ve aleyhinde olanlar tarafından kendi görüşlerini destekleyecek şekilde deliller ve hükümler üretilmeğe çalışılmıştır. Bu delil ve hükümlerin dayandırıldığı bilgi ve görüşler ise genellikle diğer konularda olduğu gibi önceki âlim-hoca ve kaynaklardan alınarak benimsenmiş, savunulmuş ve aynı şekilde kendilerinden sonra gelen öğrenci ve takipçilerine aktarılmıştır. Bilgi, içtihat ve fetvalar zinciri böyle devam etmektedir. Geleneğin nakli veya kısaca ?nakil? dediğimiz bu yöntem çoğu zaman hatalı veya yanlış görüşlerin de kemikleşerek aktarılmasına sebep olmuştur ve olmaktadır. İslâm'da müziğin yeri konusu da böyledir. Bu nedenle, tartışmaları bir zaman dilimi ile sınırlı tutmak bir hayli güç. Sorun zaman ve mekân üstü. Çünkü dinin kendisi zaman ve mekân üstü. Dolayısıyla günümüzdeki tartışmaları asırlardır gelenekten gelen tartışmalardan tamamen ayrı bir yere koymak da esasen mümkün değil. Bu güçlüklere rağmen, ?İslâm'da Müzik Üzerine Çağdaş Tartışmalar? konulu bu çalışma ile asırlardır süregelen görüş ve tartışmalar belirli bir usul ve metodoloji çerçevesinde ele alınmış ve özellikle son dönem diyebileceğimiz 1930-2008 dilimi arasındaki çağdaş görüş ve tartışmaların ışığı altında bir senteze ve sonuca ulaşılmağa çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Müzik, İslâm'da müziğin yeri, çağdaş görüş ve tartışmalar., Human beings aren?t only beings that produces thoughts, beliefs, and material goods, but at the same time they bring forth works of art. When we look at history, from the most primitive to the most developed societies on earth, we see they have all been interested in and brought forth works of art. It?s as if there isn?t any society or religion that hasn?t brought forth works of art. That?s because human beings have a propensity for beauty and art from birth. Besides this, belief holds a very important place in people?s lives. When we look at cultures and their artistic works we notice immediately the strong relationship and effect between the beliefs of the people of that culture and their art works. That?s because art, language and religion are the most important elements of a culture or a civilization. Music, as a branch of the fine arts, is also naturally included in the beliefs and criteria of a culture. But when the concepts of religion, belief, and music are brought together, the cultures of the Sacred Books have brought forth the various reactions and arguments; throughout history music has been thought to exalt people, but mostly it has been called the work of Satan, the devil, and feeds our animalistic selves, and so has been refused and forbidden. Like the other religions, the world of Islam has had to struggle with the concept of music and religion being brought together. Since the introduction of Islam almost fourteen generations have passed, and every Moslem society has lived with some difficulties, contradictory situations, and various arguments. As the generation after the X generation we too are living these same difficulties. When we bring the words `religion? and `music? together, some people who say they are members of the same religion and believe in the same sacred book say that art is useless and has no place in Islam, and some think that art couldn?t be endured within Islam. The interesting thing is that the people defending the two opposite views have come together in their prejudice on the subject of `music in Islam is forbidden?. The two opposite views have held sway in the Islamic culture until today even because there is a very serious problem at the core of the interpretation of the verses, the life of the prophet, or the stories that have come down about him; or they may have been interpreted as people wanted and have become institutionalized in the name of religious concepts, and they depend on the ties and the inability of the society to come against them. In spite of there being no definite judgment in the Qu?ran about music?s being forbidden, they have tried to force some meanings of the verses, life of the prophet, and stories about him to support their own ideas as proof and judgment , sometimes against music, sometimes for it. Generally the information and views about the proof and judgments, like any subject, depend on past scholars and religious leaders, and resources; they are defended and in the same way passed on to the students and followers after them. The chain of information, opinion and religious decrees continues thus. The traditional way of `transferring? is often faulty or contains mistaken views or ideas, and causes fossilized transference. The subject of music in Islam is this way. For this reason, it is very difficult to limit the discussion to one time period. The problem, time, and place are irrelevant. That?s because religion itself is outside of time and place. So, today?s discussions come from generations-long traditional discussions and to put them in a separate compartment is not possible. In spite of these difficulties, this work on the subject of `Contemporary Discussions of Music in Islam? within a framework of a definite form and methodology has been taken up; it is a research subject based on what could be called this last period, 1930?2008; it is a synthesized version held under the light of contemporary views and discussions. The Key Words are: Music, the place of music in Islam, contemporary views and discussions., Yüksek Lisans, M.Sc.