ÖZET MİMARLIKTA VE ENDÜSTRİYEL TASARIMDA EKSPRESYONİSTTİK YAKLAŞIMLAR Bu çalışmada, mimarlık ve endüstriyel tasarım disiplinleri değerlendirilirken organik ve ekspresyonisttik terimlerinin anlamları irdelenmektedir. Bu araştırmanın ana teması; ekspresyonisttik mimarlık ve ekspresyonisttik endüstriyel tasarım ile ilişkileri göz önünde tutularak, organik mimarlık ve organik endüstriyel tasarım arasındaki benzerlik ve farklılıkları anlamaya çalışmaktır. Tüm çalışma boyunca; organik ve ekspresyonisttik terimlerinin gelişimi, var ise anlamlarındaki ayrılık veya benzerlik ayrı ayrı hem mimarlık hem de endüstriyel tasarım tarihsel perspektifi içerisinde vurgulanmaya çalışılmıştır. Tez çalışması boyunca savunulan ana düşünce her iki disiplinin söz konusu iki yaklaşıma ilişkin farklılığı üzerine şekillenmiştir. Her iki disiplinin teori ve uygulama süreçlerindeki farklılıkları bir yana; tarihsel perspektifte, söz konusu disiplinlerde görülen herhangi bir yaklaşım, eğilim ya da `ramler` bile zaman zaman farklı anlaşılmıştır. Bu farklılık zamandizinlerinde bile görülebilir. Mimarlıkta görülen organik yaklaşımın endüstriyel tasarımda görülen organik yaklaşım ile eşzamanlı olmadığını anlamak oldukça kolay görülmektedir. Benzer bakış açısıyla ekspresyonist yaklaşım için de durum aynıdır. Doğal olarak mimarlıkta anlaşılan organik ile endüstriyel tasarımda anlaşılan organik aynı şey değildir diyebiliriz. Organik mimarlık ve organik endüstriyel tasarımdaki kronolojik ve anlamsal farklılıklar bir yana, mimarlık disiplininin kendi içinde organik ve ekspresyonisttik terimleri farklı anlamlar taşır. Kısaca, organik mimarlık ile ekspresyonist mimarlık aynı şey değildir, öte yandan, hem mimarlık ve hem de endüstriyel tasarım alanındaki ekspresyonisttik eğilimlerin eşzamanlı olduğu görülmektedir. Endüstriyel tasarım çerçevesinden bakıldığında organik ve ekspresyonisttik terimlerinin aynı anlama geldiği anlaşılmaktadır. Bu çalışma, öngörülenlere erişebilmek amacıyla organik ve ekspresyonisttik kavramlarının irdelenmesiyle başlar. Asıl amaç bu iki terimi mimarlık ve endüstriyel tasarım kapsamında açıklığa kavuşturmaktır. Tez çalışmasının başından sonuna metin içinde irdelenenmiş olan konu, bu tezin temelini oluşturan beş anahtar kelime etrafında gelişmektedir: Mimarlık, Endüstriyel Tasarım, Organik, Ekspresyonisttik, Plastik Formlar. Bu konulara ilişkin kaynaklar değerlendirilmiş ve çalışma kapsamı içine alınmıştır. Araştırma boyunca, her iki terimin tarihsel gelişimi ancak ve ancak mimarlık ve endüstriyel tasarım disiplinleri ile sınırlandırılmıştır. Organik ve ekspresyonisttik terimlerinin diğer sanatlarda nasd anlaşıldığı zorunlu karşılaştırmalar dışında göz ardı edilmiştir. XIBu tez çalışması - herhangi bir binanın veya endüstriyel ürünün tarih boyunca tasarım evrimi değil - organik ve ekspresyonisttik terimlerinin 'Tasarım Tarihi' olarak adlandırılabilir çünkü tüm tez boyunca araştırılan, mimari tasarımda ve endüstriyel tasarımda organik ve ekspresyonisttik kavramlarının geçmişidir. Ayrıca şimdiki zamanı daha iyi anlamak ve yakın geleceğe ışık tutabilmek için tez çalışması boyunca her iki yaklaşım tarihsel bir görüş açısıyla yorumlanmaya, diğer disiplinlerle bağlantıları açımlanmaya ve yaşadığımız bugünle flişkilendirflmeye çalışılmıştır. Bu tez çalışması kasaca problemi ve bu problemin tez içinde nasıl ele alındığını gösteren Giriş bölümü ile başlamaktadır. İkinci bölümde araştırma konusu 19. yy sonu ile 20. yy başı arasındaki dönemde ele alınmaktadır. Bu bölüm mimarlık ve endüstriyel tasarımda akıcı formların doğuşunu ve gelişimini içerir. Üçüncü bölümde tez konusu olan organik ve ekspresyonisttik terimleri mimarlık kapsamında incelenir. Bu bölümde organik mimarlık Frank Lloyd Wright'in anladığı şekilde değerlendirilmiştir. Ayrıca bu bölümde ekspresyonisttik mimarlık, 20. yüzyılın başından günümüze kadar farklı mimarların teorik ve pratik çalışmaları üzerinden gidilerek ele alınmıştır. Dördüncü bölümde endüstriyel tasarım kapsamında organik ve ekspresyonisttik terimlerinin eşanlamlı olduğunu vurgulanmaya çalışılmıştır. Beşinci bölüm Sonuç bölümüne karşılık gelmektedir ve her iki terimin farklı disiplinlerdeki benzerliklerini ve farklılıklarını değerlendirip genel bir yoruma ulaşma gayreti taşır. Her iki disiplinde organik ve ekspresyonist kabul edilebilecek tüm örneklere ulaşmak elbette mümkün değildir. Olabildiğince çok örneğe ulaşabilmemin en uygun yolu bu örneklerin yer aldığı basılı kaynaklara ulaşarak fotokopilerini çekmek ya da bilgisayar ekranına tarayarak taşımaktı. Ancak bu ikinci elden örneklere ulaşma yöntemi, basıldığı kaynaklardaki tanımlamalardan dolayı bir önyargı oluşmasına neden olabilir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bu tez çalışması, mimarlık ve endüstriyel tasarım alanlarında gerçekleştirilmiş olan organik ve/veya ekspresyonisttik olarak tanımlanabilen tüm örneklerin katalog laması değildir. Bu nedenle belli başlı, diğer bir deyişle çok radikal sayılabilecek, hatta bazen tesadüfen seçilmiş örnekler üzerinden gidilerek konu açımlanmaya çalışılmıştır. XII SUMMARY ORGANIC AND EXPRESSIONISHC TRENDS IN ARCHITECTURE AND INDUSTRIAL DESIGN La this study while evaluating architecture and industrial design, the meanings of both organic and expressionistic have been discussed. The main theme of this research is to understand the differences or similarities between organic architecture and organic industrial design and their relation to expressionistic architecture and expressionistic industrial design. The whole study is going to emphasize this distinction and the development of two terms: - organic and expressionistic - separately within a historical perspective of industrial design and architecture. The major argument supported throughout the study is shaped by such a difference between these two disciplines relating to these distinctive trends. Besides the other differences relating to both theoretical and practical processes of them, some attitudes or some trends or in other words some `isms` within the historical perspective seems to be understood differently. This difference has been also seen in their chronology. It is very easy to understand that the period of the organic trend in architecture is not synchronous with the organic trend in industrial design. The same is also true for the term, expressionism. Naturally, the meaning of organic in architecture differs from the meaning in industrial design. Beside their chronological difference, expressionistic architecture is definitely different from organic architecture according to Wright's understanding. On the other hand, expressionistic trends falls nearly in the same period in both areas and in the end we see that the meaning of organic industrial design has the same meaning with expressionistic in industrial design. In order to achieve its objectives the study begins with the analysis of the concepts of organic and expressionistic The purpose is to clarify the meanings of the terms within the context of industrial and architectural design. In the light of this objective literature is reviewed and various questions are juxtaposed. From the beginning to the end of the text, discussion revolves around the five key words forming the basis of the object of the thesis: Architecture, Industrial Design, Organic, Expressionistic, Plastic Forms. Relevant sources regarding these issues are also introduced and discussed within the scope of the study. The area of research on the historical evolution of terms is limited to the certain two disciplines that are architecture and industrial design. The understanding of organic and expressionistic in other kinds of art are to be neglected except necessary comparisons. This study can be called as 'Design history' of the terms of organic and expressionistic because this thesis is studying the past of organic and ixexpressionistic attitudes in architectural and industrial design. It is therefore studying these two attitudes by interpreting and explaining the links with other disciplines within a historical vision and relate them to the time we live in, to reveal and understand the present and to project the near future. The thesis begins with the introduction which points out very briefly the problem and demonstrates how it is manipulated. In Chapter II the field of research was examined within the period of the late 19 century and the beginning of the 20th century. It illustrates the birth and the rise of the fluid forms both in architecture and industrial design. The third part, Chapter m, is concerned with the same issue under the frame of architecture. This section is about the historical development of the terms both organic and expressionistic in architecture. Attracts an attention to the background of the two concepts in this area. In this chapter organic architecture has been examined as what Frank Lloyd Wright introduced. Separately, expressionistic architecture has been evaluated with the works and the ideas of the individual architects from the beginning and to tine end of the 20th century. Chapter IV, is going to emphasize the synonimity of the two terms - organic and expressionistic - under the context of industrial design. The fifth part which corresponds to the Conclusion, discusses the thesis in terms of the similarities and the differences between the two concepts in two different disciplines. There are actually some difficulties to obtain all the examples of the organic and the expressionistic design. The only possible way in order to get their pictures is copying or scanning them from the published books. This second hand observation may cause such a prejudice, accepting them in their given definitions. Definitely, this study is not a cataloguing of all the examples of architecture and industrial design with the two determinants of organic and expressionistic. 182