Search

Bu araştırmada 2 ay boyunca tanen içeren meşe (Quercus hartwissiana) yapraklan ile beslenen kuzularda anemi oluşup oluşmadığının belirlenmesi amaçlanmiştir. Bu amaçla, 8-9 aylik toplam 42 adet dişi Tuj irki kuzu kullanıldı. Kuzular 7 eşit gruba aynıldı ve aşağıdaki beslenme gruplan oluşturuldu: Kontrol grubu, 0 g yaprak + 0 g PEG (polietilen glikol, tanenleri bağlamak amacıyla), 1. grup; 85 g yaprak + 0 g PEG, 2. grup: 185 g yaprak + 10 g PEG, 3. grup: 185 g yaprak + 20 g PEG, 4. grup: 370 g yaprak + 0 g PEG, 5. grup: 370 g yaprak + 20 g PEG ve 6. grup: 370 g yaprak + 40 g PEG. Tüm gruplara 272 g konsantre yem ve yaprakla birlikte kaba yem miktan 645 g olacak şekilde kuru of veri Kuzular bireysel metabolizma kateslerinde tutuldular ve günde iki defa (saat 08.00 ve 16.00'da) beslendiler. Denemenin sonunda (60 gün) alinan kan ör neklerinde; alyuvar sayisi, hemoglobin miktan, hematokrit değer, ortalama alyuvar hacmi, ortalama alyuvar hemoglobini, ortalama alyuvar hemoglobin derişimi ve minimum ve maksimum ozmotik hemoliz değerleri belirlendi. Ölçülen parametreler yönünden gruplar arasında istatistiksel öneme sahip bir farkdilik bulunmadı. Sonuç olarak, diğer meşe türlerinin aksine, çalışmada kullanılan Quercus hartwissiana še kuzulan 2 ay süreyle beslemenin anemiye neden olmadığı belirlendi., Aim of this study was to investigate whether feeding tanniniferous oak leaves (Quercus hartwissiana) for two months results in anaemia in lambs. For that purpose, 42 Tuj ewe lambs (8-9-month-old) were used and the lambs were randomly allocated to one of seven treatment groups (n = 6) as follows: control group, Og leaf Og PEG (polyethylene glycol, for binding tannins), group 1; 185 g leat Og PEG, group 2. 185 g leal + 10g PEG, group 3, 185 g leal + 20g PEG, group 4; 370 gleaf + O₂ PEG, group 5, 370 g leaf 20g PEG, group 6: 370 g leaf 40, PEG, AR groups were given 272 g concentrate and varying amounts of hay, such that the amount of leaf plus to hay was equal to 645 g. The lambs were fed in individual me tabolism cages twice daily at 08.00 and 16.00 h and had access to water at all times. Blood samples were collected at the end of the experiment (Day 60) and red blood cell count, haemoglobin concentration, haematocnt values, mean corpuscular volume, mean corpuscular haemoglobin, mean corpuscular haemoglobin concentration and maximum and minimum osmotic haemolyss values were determined Groups did not differ significantly in terms of the parameters measured. In conclusion, contrary to the reports related to other quercus species, in the current study, feeding Quercus hartwissiana for two months did not result in anaemia in lambs.

The aim of the present study is to describe erythrocyte glutathione level and sodium – potassium contents at acute serious haemorrhage. The experiment was performed on adult male 15 Sprague-Dawley rats. Haemorrhage was performed by withdrawing a total volume of 2.1 ml of blood / 100 g body weight over a period of 10 min. Blood was collected twice; before haemorrhage and 1 hour after haemorrhage. Haemorrhage caused approximately 20 % decrease in hematocrit, red blood cells count, amount of haemoglobin and about 60 % decrease in mean arterial pressure but 46 % increase in heart rate. Interestingly, erythrocyte glutathione value does not change in pre- and post-haemorrhage. Moreover, haemorrhage increased plasma and erythrocyte sodium values but decreased plasma and erythrocyte potassium values. In conclusion, due to hemorrhagic shock, increased production of reactive oxygen species is a feature of haemorrhagic shock and decreased erythrocytes by haemorrhage can respond to oxidative stress by upregulating antioxidant defence in terms of increased production of glutathione. Moreover, the observed high sodium concentrations associated with a potassium decrease in red blood cell can be defect in cellular function due to severe hemorrhagic shock. Çalışmanın amacı akut ciddi kan kaybında alyuvar glutatyon ve alyuvar sodium – potasyum seviyesini belirlemektir. Çalışmada 15 adet Sprague Dawley ırkı erkek yetişkin sıçan kullanılmıştır. Kanatma işlemi 10 dakikalık bir periyotta 100 g vücut ağırlığı başına 2.1 ml kan alınarak gerçekleştirildi. Kan örnekleri kanatmadan önce ve kanatmadan 1 saat sonra olmak üzere iki kez toplandı. Kanatma, hematokrit, alyuvar sayısı ve hemoglobin miktarında yaklaşık % 20, arterial kan basıncında yaklaşık % 60 ve kalp atım sayısında yaklaşık olarak % 46 artmaya neden oldu. İlginç olarak alyuvar glutatyon seviyesi, kanama öncesi ve kanama sonrasında değişiklik göstermedi. Ayrıca, kanama plazma ve alyuvar sodyum seviyelerini arttırırken plazma ve alyuvar potasyum seviyelerini düşürdü. Sonuçta, hemorajik şoktan dolayı reaktif oksijen türlerinin üretimi artabilir ve bu da azalan alyuvarlar glutatyon üretimini artırarak antioksidan savunmayı düzenlemeye ve oksidatif strese cevap vermeye çalışıyor olabilir. Ayrıca, ciddi kan kaybından kaynaklanan alyuvarlarda düşük potasyum seviyesi ile birlikte yüksek sodyum konsantrasyonu hücresel fonksiyonlarda defekte neden olabilir.

Eight dogs, 8-10 months aged, were used in the investigation. The dogs were divided into two equal groups as control and experimental. Both groups were fed diet containing 0.2% cholesterol for 16 days. At 10 th. day of this period, plasma cholesterol levels were incereased four times to begining of this period in both groups. The increases in cholesterol levels in both groups caused no roughness in erytrocytes surface. After 10 th. day of 16 day period, experimental group received daily 50μl of onion oil with 200 g of ground meat additon to cholesterol-supplemented diet whereas control group continued feeding cholesterol-suplemented diet and 200 g of ground meat for six days. At the 5 th. and 6 th. days of period of onion oil administration (15 th. and 16 th. days of total period). Plasma cholesterol levels in experimental group decreased slightly higher than control group and before onion oil administation, while plasma glucose level decreased significantly as compared to before onion oil administration and the same sampling time of control group (P, Çalışmada 8-10 aylık 8 adet köpek kullanıldı. Hayvanlar deneme ve kontrol olmak üzere iki eşit gruba ayrıldı. Her iki grup 16 gün boyunca %0.2 oranında kolesterol ihtiva eden rasyonla beslendi. Bu periyodun 10. gününde plazma kolesterol düzeyi her iki grupta yaklaşık 4 kat arttı. Bu artış her iki grupta alyuvar memb ranlarında her hangi bir bozukluğa yol açmadı. Bu 16 günlük periyodun 10. gününden sonra 6 gün süreyle de. neme grubuna aynı diyete ek olarak her gün 200 gr krymaya karıştırılarak 50ul soğan yağı yedirilirken, kontrol gurubunun diyetine sadece aynı miktar kıyma ilave edildi. Soğan yağı uygulama periyodunun 5. ve 6. günlerinde (toplam periyodun 15. ve 16. günleri) plazma kolesterol ve glikoz düzeyi deneme gurubunda, kontrol gurubuna ve soğan yağı uygulanmadan önceki değerlere göre daha fazla azalırken, deneme grubunda plazma glikoz düzeyindeki azalma istatistiksel açıdan önemliydi. (P