58 results on '"Yalçın, Süleyman"'
Search Results
2. Internet Addiction on Psycho-Social Symptoms of Happiness and Aggression through Difficulties in Emotion Regulation: Evidence Following COVID-19 Pandemic
- Author
-
Kavaklı, Mehmet, primary, Yalçın, Süleyman Barbaros, additional, and Coşkun, Muhammet, additional
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. 2D MXenes with antiviral and immunomodulatory properties: A pilot study against SARS-CoV-2
- Author
-
Unal, Mehmet Altay, Bayrakdar, Fatma, Fusco, Laura, Besbinar, Omur, Shuck, Christopher E., Yalcin, Süleyman, Erken, Mine Turktas, Ozkul, Aykut, Gurcan, Cansu, Panatli, Oguzhan, Summak, Gokce Yagmur, Gokce, Cemile, Orecchioni, Marco, Gazzi, Arianna, Vitale, Flavia, Somers, Julia, Demir, Emek, Yildiz, Serap Suzuk, Nazir, Hasan, Grivel, Jean-Charles, Bedognetti, Davide, Crisanti, Andrea, Akcali, Kamil Can, Gogotsi, Yury, Delogu, Lucia Gemma, and Yilmazer, Açelya
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
4. The Effect of Career Anxiety on High School Students' Career Decision Making.
- Author
-
Yalçın, Süleyman Barbaros and Koyuncu, Ecenur
- Subjects
ANXIETY ,HIGH school students ,VOCATIONAL education ,CAREER development ,ONE-way analysis of variance - Abstract
This study aimed to examine the effect of career anxiety on high school students' career decision)making. The study group of the research consists of a total of 449 students, 146 boys (32.5%) and 303 girls (67%), who continue their education in different high schools in Konya center and districts. Research data was obtained using the "Personal Information Form" prepared by the researchers, the "Career Anxiety Scale" developed by Çetin-Gündüz and Nalbantoğlu-Yılmaz (2016) and the "Vocational Decision Making Inventory" developed by Çakır (2004). A relational screening model based on a descriptive method was used in the research. In the analysis of the data, parametric statistical techniques such as t test, one-way analysis of variance (ANOVA), Tukey test, correlation and regression analysis techniques were used according to the normality test. According to the research findings, there is a significant relationship between both career anxiety regarding family influence and career anxiety regarding career choice and all sub-dimensions of career decision-making. In addition, there is a low level positive relationship between students' career concerns related to family influence and the sub)dimensions of internal conflicts, not knowing oneself well enough, lack of profession and field knowledge, and irrational beliefs about career choice, and a moderate positive relationship between the students' career concerns and the external conflicts sub-dimension. It was found that there was a relationship. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
5. Pozitif Psikoloji Çerçevesinden Yunus Emre.
- Author
-
Avşaroğlu, Selahattin, Kale, Kübra, and Yalçın, Süleyman Barbaros
- Abstract
Copyright of Social Sciences Studies is the property of Social Sciences Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
6. The moderating effect of gender in the relationship between narcissism and selfie-posting behavior
- Author
-
Arpaci, Ibrahim, Yalçın, Süleyman Barbaros, Baloğlu, Mustafa, and Kesici, Şahin
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
7. The Mediating Role of Resilience between Career Adaptability and Life Satisfaction
- Author
-
Yalçın, Süleyman Barbaros, Çarkıt, Ersoy, Koçakoğlu, Merve Gül, and Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/eğitim fakültesi/eğitim bilimleri bölümü/rehberlik ve psikolojik danışmanlık anabilim dalı
- Subjects
career adaptability ,resilience ,life satisfaction ,life design ,career construction ,Resilience ,Education and Educational Research ,Career construction ,Career adaptability ,Life satisfaction ,Eğitim, Eğitim Araştırmaları ,Life design - Abstract
Drawing on the Life Design approach, the present study, it was aimed to examine the mediating role of resilience between career adaptability and life satisfaction in Turkish university students. Of the participants, 226 (78.7%) were female and 61 (21.3%) were male university students. The ages of the participants ranged from 19 to 37, with a mean age of 21.23 (SD = 2.36). The mediating role of resilience in the association between career adaptability and life satisfaction was tested drawing on the structural equation modelling. In this study, it was found that resilience has a partial mediator role in the relationship between career adaptability and life satisfaction. This finding shows that career adaptability positively predicts life satisfaction both directly and indirectly through resilience in university students. Based on the findings of this study, it can be said that it is easier for university students with high career adaptability to adapt to adverse conditions and recover themselves. Thus, these university students may evaluate their lives as more satisfactory. The results of this study are discussed and theoretical and practical implications are presented.
- Published
- 2022
8. Bağımlılık ve Önleyici Yaklaşımlar
- Author
-
Editörler: Mızırak, Zekeriya, Traş, Zeliha, Yalçın, Süleyman Barbaros, Mızırak, Zekeriya, Yalçın, Süleyman Barbaros, editor:Traş, Zeliha, Zekeriya Mızırak: 0000-0003-0878-0008, Süleyman Barbaros Yalçın: 0000-0001-8818-8252, Zeliha Traş: 0000-0003-2670-0868, NEÜ, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, and NEÜ, Siyasal Bilgiler Fakültesi, İktisat Bölümü
- Abstract
Kitap, Birey hayata ailesiyle tanışarak başlıyor. Duyguları orda tadıp, ikinci evi olan okul ortamındaki akranlarıyla ve öğretmenleriyle duygularını tanımaya devam ediyor. Bu süreçte sevgi, saygı ve aitlik ihtiyacının karşılanmaması bireye ilk darbeyi vurabiliyor. Bebeklikte aile ortamında başlayan hayat, kapılarını kitle iletişim araçlarına ve sosyal medyaya açıyor. Bu araçlar okulla devam eden çocukluk dönemi ve ardından gelen başlı başına çalkantılı bir dönem özelliği taşıyan ergenlik döneminde misafir olmaktan çıkıyor. Ve her anlamda yaşanılan bağımlılıkları gençlerimiz arasında yayılmasını hızlandırabilen bu ve başka birçok faktör… Bireye, aileye, akranlara, okula, üniversiteye, topluma, sivil toplum kuruluşlarına, bağımlılık uzmanlarına, kanun yapıcı ve uygulayıcılara, kitle iletişim araçlarına ve sosyal medyaya düşen sorumlulukları yine bu meslek elemanları gözünde değerlendirip analiz ettiğimiz çalıştayı 18 Nisan 2019 tarihinde Konya’da gerçekleştirdik. Amacımız Türkiye’nin her kesiminde ikamet eden ve bağımlılıkla ilgilenen farklı meslek gruplarını bir araya getirerek madde bağımlılığından korunma yollarını raporlaştırmaktır. Her bir katılımcının bağımlılık konusunda yaşadığı tecrübelere ve uzmanlık alanlarına başvurulmuş, ortaya bağımlılığın önleyici yüzünü gösteren bir kitapçık çıkmıştır.
- Published
- 2022
9. İnce Bağırsak Gastrointestinal Stromal Tümörleri SS-020
- Author
-
İnce Bağırsak Gastrointestinal, Stromal Tümörleri, Sağiroğlu, Jülide, Erol, Cem, Göztepe Prof, Yalçın, Süleyman, Şehir Hastanesi, and Kliniği, Genel Cerrahi
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
10. Ergenlerin Tercih Ettiği Kitaplarda Yer Alan Başkahramanların Mesleklerinin İncelenmesi
- Author
-
Alabay, Mine, primary and Yalçın, Süleyman Barbaros, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
11. Türk Dilinde *l Çokluk Eki.
- Author
-
Alkaya, Ercan and Yalçın, Süleyman Kaan
- Subjects
SUFFIXES & prefixes (Grammar) ,DIALECTS ,TURKISH language ,TERMS & phrases ,TRANSBOUNDARY waters ,LANGUAGE & languages - Abstract
Copyright of Journal of Dil Araştırmaları is the property of Journal of Dil Arastirmalari and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
12. Yurtta Kalan Üniversite Öğrencilerinin Duygu Düzenleme ile Öz-Şefkat Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
- Author
-
Gün, Saliha, primary, Türkmen, Osman Oğulcan, additional, and Yalçın, Süleyman Barbaros, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
13. Artificial Neural Network Based Automatic VoltageRegulator for a Stand-Alone Synchronous Generator
- Author
-
Yalçın, Süleyman Samet, KAPLAN, ORHAN, and BAL, GÜNGÖR
- Published
- 2019
14. The Obstacle to Happiness: Early Maladaptive Schemas
- Author
-
Yalçın, Süleyman Barbaros, Kavaklı, Mehmet, Kesici, Şahin, Ak, Mehmet, Süleyman Barbaros Yalçın: 0000-0001-8818-8252, Mehmet Ak: 0000-0003-1771-5654, Şahin Kesici: 0000-0003-3823-5385, Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı, and Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Erken dönem uyumsuz şemalar ,Early maladaptive schemas ,Happiness and schema ,Happiness ,Mutluluk ,Mutluluk ve şema - Abstract
Bu araştırmada, bireylerin erken dönem uyumsuz şemalarının mutluluk düzeylerini yordayıp yordamadığı ve hangi erken dönem uyumsuz şemaların mutluluğun önünde engel olabileceğinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 198'ü (%78,3) kız, 55'si erkek (%21,7) olmak üzere toplamda 253 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında Hills ve Argyle, (2002) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Doğan ve Çötok (2011) tarafından yapılan Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu ile Young (1994) tarafından geliştirilen Türkçe geçerlik ve güvenirliği Soygüt, Karaosmanoğlu ve Çakır (2009) tarafından yapılan Young Şema Ölçeği-Kısa Form 3 kullanılmıştır. Bu araştırmada elde edilen sonuçlara göre, mutluluk ile tehditler karşısında, dayanıksızlık, karamsarlık, başarısızlık, sosyal izolasyon, duyguları bastırma, onay arayıcılık ve yetersiz özdenetim erken dönem uyumsuz şemaları arasında negatif yönde anlamlı düzeyde ilişki olduğu saptanmıştır. Üniversite öğrencilerinin karamsarlık ve başarısızlık erken dönem uyumsuz şemalarının ise mutluluk düzeylerini yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın katılımcıları olan genç öğrencilerin karamsarlık ve başarısızlık erken dönem uyumsuz şemalarının giderilmesi için aileler, öğretmenler ve ruh sağlığı çalışanları birlikte çalışmalı, koruyucu tedbirler anlamında ise eğitim sistemlerinin gözden geçirilmesinin gerektiği düşünülmektedir., The aim of this study is to determine whether individuals’ early maladaptive schemas will indicate their happiness levels or not and to find out which early maladaptive schemas will pose a handicap for individuals’ happiness. Relational screening model was used in the study. The study group consisted of the 253 university students; 198 (78.3%) females and 55 (21.7%) males. “The Qxford Happiness Questionnaire Short Form”, developed by Hills and Argyle (2002) and adapted into Turkish by Doğan and Çötok (2011), and “Young Schema Scale-Short Form 3”, developed by Young (1994) and adapted into Turkish by Soygüt, Karaosmanoğlu, and Çakir (2009) were used in the study. According to the results obtained from the study, it was found out that there is a coherent association aspect between happiness and Vulnerability to Harm & Illness, Pessimism/Negativity, Failure, Social Isolation, Emotional Inhibition, Approval-Seeking and Insufficient Self-Control in terms of negative. Moreover, university students’ Pessimism/Negativity and Failure schemas were found to be the predictors of their happiness levels. Families, teachers and mental health workers should work together to resolve the Pessimism/Negativity and Failure early maladaptive schemas of the university students. As for preventive measures, the education system must be reviewed.
- Published
- 2018
15. Üniversite Öğrencilerinde Pozitif-Negatif Duygu ve Mükemmeliyetçiliğin Yordayıcısı Olarak Öz Anlayış.
- Author
-
Çarkıt, Ersoy and Yalçın, Süleyman Barbaros
- Subjects
STRUCTURAL equation modeling ,MULTIDIMENSIONAL scaling ,COLLEGE students ,FORECASTING ,AGE groups - Abstract
Copyright of Journal of Turkish Educational Sciences is the property of Journal of Turkish Educational Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
16. Effect of some heavy metals on exopolysaccharide production of Pseudomonas spp. isolated from waste water
- Author
-
Yalçın, Süleyman, Öztürk, Şahlan, and Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü
- Subjects
Pseudomonas stutzeri ,Heavy metal ,Ekzopolisakkarit ,Exopolysaccharide ,Pseudomonas aeruginosa ,Ağır metal - Abstract
Bu çalışmada atık su arıtma havuzlarından alınan örneklerden 50 adet Pseudomonas spp. izole edilmiştir. İzolatların; koloni morfolojileri, gram boyama sonuçları ve VITEK 2 Compact 30 (biomerieux) cihazında yapılan tür tanımlamaları sonucunda 27 adet Pseudomonas aeruginosa ve 23 adet Pseudomonas stutzeri oldukları tespit edilmiştir. Tanımlanan izolatlar 10 ppm Cr(VI), Cd(II), Cu(II) ve Mn(II) konsantrasyonlarına maruz bırakılarak bu metallere karşı canlılıkları tespit edilmiş ve her metal için canlılığını en çok koruyan izolatlar seçilmiştir. Aynı zamanda izolatların canlılık değerlerine göre uygulanacak metallerin 4 farklı derişimi belirlenmiştir. Buna göre Cr(VI) için S9, S17, S18, S24 ve S46 izolatlarının canlılıklarını en çok korudukları tespit edilmiş ve bu izolatlara uygulanacak Cr(VI) konsantrasyonları 5, 7,5, 10, 15 ppm olarak belirlenmiştir. S10, S23, S32, S44 ve S50 izolatları Cd(II) için en dirençli olup uygulanacak konsantrasyonlar 10, 20, 30, 40 ppm olarak belirlenmiştir. Cu(II) için S7, S8, S25, S32 ve S45 dirençli izolatlar seçilerek uygulanacak konsantrasyonlar 10, 20, 40, 80 ppm belirlenmiştir. Mn(II) metali için ise S10, S29, S32, S44 ve S50 dirençli izolatlara uygulanacak Mn(II) konsantrasyonları 100, 200, 300, 400 ppm olarak belirlenmiştir. Seçilen izolatlara belirlenen metal konsantrasyonları verilerek yüzde ölüm değerleri tespit edilmiş ve LC50 değerleri hesaplanmıştır. Buna göre en dirençli izolatlar Cr(VI) metalinde S24, Cd(II) metainde S32, Cu(II) metalinde S8 ve Mn(II) metalinde S37 olduğu tespit edilmiştir. 50 adet izolatın metale maruz bırakılmadan ekzopolisakkarit (EPS)' leri elde edilmiştir. Buna göre en yüksek EPS miktarı Pseudomonas aeruginosa S20 (52,03 mg/L) ve Pseudomonas stutzeri S39 (52,03 mg/L) izolatlarında, en düşük EPS miktarı ise Pseudomonas stutzeri S25 (17,81 mg/L) ve Pseudomonas stutzeri S45 (17,18 mg/L) izolatlarında olduğu görülmüştür. Her metal için seçilen izolatlar, belirlenen konsantrasyonlarda metale maruz bırakılarak EPS izolasyonu gerçekleştrilmiştir. 15 ppm Cr(VI) konsantrasyonunda en yüksek EPS üretiminin Pseudomonas stutzeri S46 izolatında (74,68 mg/L), en düşük EPS üretiminin ise Pseudomonas stutzeri S18 izolatında olduğu (39,37 mg/L) tespit edilmiştir. 40 ppm Cd(II) konsantrasyonunda en yüksek EPS üretiminin Pseudomonas stutzeri S23 izolatında (60,93 mg/L), en düşük EPS üretiminin ise Pseudomonas aeruginosa S10 izolatında olduğu (40,93 mg/L) belirlenmiştir. 80 ppm Cu(II) konsantrasyonunda en yüksek EPS üretiminin Psedomonas stutzeri S45 izolatında (74,06 mg/L), en düşük EPS üretiminin ise Pseudomonas aeruginosa S8 izolatında olduğu (28,28 mg/L) görülmüştür. 400 ppm Mn(II) konsantrasyonunda en yüksek EPS üretiminin Pseudomonas stutzeri S44 izolatında (46,40 mg/L), en düşük EPS üretiminin ise Pseudomonas stutzeri S50 izolatında olduğu (26,56 mg/L) tespit edilmiştir. Sonuç olarak artan metal dozlarına maruz kalan Pseudomonas spp. izolatlarının ürettikleri EPS miktarlarında da artış olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma ile atık sulardan izole edilen Pseudomonas spp. izolatlarının bazı ağır metallerin EPS üretimine etkisi biyoteknolojik açıdan vurgulanmıştır. In this study, 50 Pseudomonas spp. have been isolated from the instances of waste water purification pool. 27 Pseudomonas aeruginosa and 23 Pseudomonas stutzeri strains were detected according to colony morphologies, gram staining and type definitions that have been made in the vitek 2 compact 30 (biomerieux) device. Identified isolates were exposed by 10 ppm Cr(VI), Cd(II), Cu(II) and Mn(II) concentrations and detected their viabilities against these metals and by this way determined the most resistant isolates for each metal. Also, four different concentrations of these metals were determined according to viability of isolates. It was determined S9, S17, S18, S24 and S46 isolates protect their viability and concentrations of Cr(VI) were as 5, 7, 5, 10, 15 ppm. S10, S23, S32, S44 and S50 isolates were the most resistant isolates to 10, 20, 30, 40 ppm concentrations of Cd(II). S7, S8, S25, S32 and S45 isolates were selected based on resistance to 10, 20, 40, 80 ppm concentrations of Cu(II). Mn(II) concentrations were determined as 100, 200, 300, 400 ppm for S10, S29, S32, S44 and S50 resistant isolates. % death volues of isolates were determined by treated with metal concentrations and LC50 values of metals were calculated. Accordingly, the most resistive isolate in Cr(VI) metal is S24, in Cd(II) is S32, in Cu(II) is S8 and in Mn(II) metal is S37. It has been obtained exopolisaccharides (EPS) of the 50 isolates without exposing them to the metal. Accordingly, it has been found that the highest amount of EPS is in Pseudomonas aeruginosa S20 (52,03 mg/L) and in Pseudomonas stutzeri S39 (52,03 mg/L) isolates, the lowest amount of EPS is in Pseudomonas stutzeri S25 (17,81 mg/L) and in Pseudomonas stutzeri S45 (17,18 mg/L) isolates. Isolates selected for each metal by exposing them to the specified concentrations, EPS isolation has been carried out. In 15 ppm Cr(VI) concentration it has been found that the Pseudomonas stutzeri of the highest EPS production is in S46 isolates (74,68 mg/L) while the lowest Pseudomonas stutzeri is in S18 (39,37 mg/L). In 40 ppm Cd(II) concentration; the Pseudomonas stutzeri of the highest EPS production is in S23 (60,93 mg/L), while the lowest EPS production is in Pseudomonas aeruginosa S10 isolates (40,93 mg/L). In 80 ppm Cu(II) concentration, the Pseudomonas stutzeri of the highest EPS production is in S45 isolate (76,06 mg/L) while the lowest EPS production is in Pseudomonas aeruginosa S8 isolates (28,28 mg/L). In 400 ppm Mn (II) concentration, the Pseudomonas stutzeri of the highest EPS production is in S44 isolates (46,40 mg/L), while the Pseudomonas stutzeri of the lowest EPS production is in S50 isolates (26,56 mg/L). As a result, exposed to increasing metal dose of Pseudomonas spp., the amount of EPS produced by the isolates has been found to be increased. By this study it has been expressed the effect of some heavy metals of Pseudomonas spp isolates, which have been isolated from wastewater, to the EPS production in terms of biotechnology.
- Published
- 2016
17. 6. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN YAZMA BECERİLERİNDE GÖRÜLEN HATALARIN SINIFLANDIRILMASI
- Author
-
Akbaba, Rabia Sena, Yalçın, Süleyman Kaan, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Eğitim, Eğitim Araştırmaları - Abstract
Yazma becerisi, kişinin genellikle ilköğretim döneminde kazandığı ve diğer dil becerileri gibi hayatı boyunca gereksinim duyup kullandığı bir beceri türüdür. Bu becerinin sınıf düzeyi arttıkça gelişmesi beklenmektedir. Bu yönüyle sınıf kademesi arttıkça öğrenciden beklenen şey, yazma becerisini geliştirerek hatalardan uzak bir metin ortaya koyabilmesidir. Bu beklentinin karşılanması her bireyde değişiklik göstermektedir. Kimi öğrenciler, yazma öğretimiyle doğru orantılı olarak eksiksiz metinler ortaya koyarken kimi öğrenciler de beklenen düzeylerin altında veya çok altında metinler yazmaktadırlar. Metinlerini hatalı bir şekilde yazan öğrencilerin bireysel bir şekilde değerlendirilmesi ve çeşitli yöntemler kullanarak o hatalarının en aza indirilmesi gerekmektedir. Yazma eğitiminde hataların tespit edilmesi, hataların nasıl ve ne yönde giderileceğini anlamak açısından çok önemlidir. Bu nedenle, öncelikle metinlerdeki hataların hangi noktalarda olduğunun tespit edilmesi gerekmektedirBu araştırmada, öğrencilerin yazmış olduğu metinler, araştırmacılar tarafından belirlenen hata başlıkları göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Hatalar; kelime, cümle, paragraf ve metin olmak üzere dört düzeyde başlıklandırılmış ve nerelerde daha çok hata yapıldığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Doküman analizi tekniğiyle incelenen metinlerdeki yazma hatalarının daha çok nerelerde yapıldığı tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda, öğrencilerin kelime düzeyinde yaptıkları hataların çoğu yazım hatalarından oluşmaktadır. Cümle düzeyinde noktalama işaretleri, ardından da anlatım bozukluğu başlığında daha çok hata yapıldığı görülmektedir. Paragraf düzeyinde öğrencilerin cümleler arası bağ kurmada ve giriş, gelişme, sonuç bölümlerine uygun cümle yazmakta zorlandıkları tespit edilmiştir. Metin düzeyinde ise en fazla yapıldığı tespit edilen hata, öğrencilerin paragraflar arasında anlamlı bir geçiş sağlayamamalarıdır Bu araştırma, uygulamaya dayalı olması, metinlerde rastlanan hataların alan yazından da yararlanılarak çeşitli başlıklar altında incelenmesi, öğrencilerin yazma hatalarının nerede daha çok olduğunun belirlenmesi ve hataların nasıl giderilebileceğine yönelik öneriler sunulması bakımından önemlidir. Writing is a skill obtained in primary school period, needed and used life long as other language skills. This skill is expected to develop parallel with class up-grading. In this sense, the student is expected by to develop her / his writing skill producing a text with less errors parallel to developing class grade. To obtain this expectation varies according to each one. While some students produce error-free texts in direct proportion to their writing education, some others write texts below or much more below the expected level. It is needed to evaluate the students who write texts with errors each by each and to decrease those errors to the minimum. To detect the errors in writing education is significant to understand how and in which way those errors will be eliminated. That’s why, primarily, to detect the place of the errors in texts is required In this study, the texts written by the students have been evaluated in the light of error topics determined by the researchers. The errors are classified under four topics; word, sentence, paragraph and text, and where the errors appear the most is tried to be established. Where the writing errors done the most in the texts examined with data analysis technic is detected. At the end of the analysis, it is observed that the writing errors at the level of word consist of clerical errors. At the level of sentence, the errors under the titles of punctuation errors, and then ambiguity are observed more. At the level of paragraph, it is observed that the students have difficulty to connect the sentences, to write proper sentences for introduction, development and conclusion parts. At the level of text, the most common error is that the students cannot construct a meaningful transition between the paragraphs. This study is significant as it is based on application, the errors are observed under various titles under cover of the literature, the errors of the students are detected according to their place, and it proposes some advice about how the errors could be eliminated.
- Published
- 2016
18. Foreign language learning anxiety of foreign students while learning Turkish as a foreign languageTürkçeyi yabancı dil olarak öğrenen yabancı uyruklu öğrencilerde yabancı dil öğrenme kaygısı
- Author
-
Yalçın, Süleyman Barbaros, primary and Sarıgül, Ece, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
19. Tüketicilerin bölge orijinli içme sütü tüketim memnuniyetlerine dayalı ürün profillerinin belirlenmesi: Iğdır İli örneği.
- Author
-
Topcu, Yavuz and Yalçın, Süleyman
- Abstract
Copyright of Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi is the property of Ondokuz Mayis Universitesi, Ziraat Fakultesi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
20. Üniversite öğrencilerinin duygularını ifade edebilmelerinin aleksitimi ve psikolojik ihtiyaçlarına göre incelenmesi
- Author
-
Yalçın, Süleyman Barbaros, Hamarta, Erdal, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Enstitüler, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Üniversite öğrencileri ,Alexithymia ,Emotion ,Eğitim ve Öğretim ,Expression ,Self explanation ,Aleksitimi ,Education psychology ,Duyguları ifade etme ,Eğitim psikolojisi ,University students ,Psychological needs ,Psikolojik ihtiyaçlar ,Alexitmia ,Education and Training ,Emational expression ,Students ,Kendini anlatma - Abstract
Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin duygularını ifade etmeleri ile aleksitimi ve psikolojik ihtiyaçları arasındaki ilişkiyi çeşitli değişkenlere göre incelemektedir. Araştırmanın bağımsız değişkenleri cinsiyet, sınıf, yaş, aile içerisinde kendini ifade edebilme, aleksitimi, psikolojik ihtiyaçlardır. Araştırmanın bağımlı değişkeni ise duyguları ifade etmedir. Bu araştırmanın evrenini Selçuk Üniversitesi'nin farklı fakültelerinde öğrenim görmekte olan 1. ve 4. sınıf öğrenciler oluşturmaktadır. Çalışma evreni, Eğitim Fakültesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Tıp Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Konservatuar ve Teknik Eğitim Fakültesi olarak belirlenmiştir. Araştırma örneklemi bu fakültelerin çeşitli bölümlerinde öğrenim görmekte olan 1, ve 4. sınıf öğrencilerinden tesadüfi küme örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Araştırma örneklemi 461'i kız 313'ü erkek olmak üzere toplam 774 öğrenciden oluşmaktadır. Verilerin analizinde t testi, tek yönlü varyans analizi, tukey testi, regresyon analizi ve pearson momentler çarpım korelâsyonu kullanılmıştır. Araştırma ile ilgili bulgular incelendiğinde; cinsiyet değişkenine göre duyguları ifade etme ölçeğinin yakınlık ve olumlu duygu alt boyutlarında, kız öğrencilerin puan ortalamalarının erkek öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksek olduğu görülmektedir. Olumsuz duygu alt boyutunun ise cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadığı bulunmuştur. Üniversite öğrencilerinde, duyguları ifade etme ölçeğinin yakınlık alt boyutu puan ortalamasına bakıldığında; dördüncü sınıf öğrencilerinin puan ortalamalarının birinci sınıf öğrencilerinden anlamlı ölçüde yüksek olduğu görülmektedir. Duyguları ifade ölçeğinin olumlu duyguları ifade etme ve olumsuz duyguları ifade etme alt boyutlarına bakıldığında ise I. Sınıf öğrencileri ile IV. Sınıf öğrencilerinin skorlarının farklılaşmadığı gözlemiştir. Ebeveynlerin eğitim durumu değişkenine göre ise; duyguları ifade edebilmenin yakınlık, olumlu duygu, olumsuz duygu alt boyutlarından alınan skorların gruplar arasında anlamlı düzeyde faklılaşmadığı bulunmuştur. Yaşamlarını geçirdikleri yerleşim yeri değişkeni ile ilgili bulgulara göre; öğrencilerin duygularını ifade etme ölçeğinin yakınlık, olumlu duygu ve olumsuz duygu alt boyutlarında anlamlı düzeyde fark olduğu görülmektedir. Yaşamının büyük çoğunluğunu büyük şehir, şehir ve ilçe de geçiren üniversite öğrencilerin yakınlık alt ölçeği puan ortalamaları yaşamının çoğunluğunu köyde yaşayanlardan anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Aile içerisinde kendilerini ifade edenler ile kısmen ifade eden öğrencilerin yakınlık alt boyutu puan ortalamaları, kendini ifade edemeyen öğrencilere göre daha yüksektir. Üniversite öğrencilerinde psikolojik ihtiyaçlardan başarı, ilişki, özerklik, başatlık boyutları ile duyguları ifadenin yakınlık ve olumlu duygu alt ölçek puanları arasında pozitif yönlü ilişki olduğu görülmektedir. Ayrıca üniversite öğrencilerinin duyguları ifade olumsuz duygu alt ölçek puanlarının psikolojik ihtiyaçlardan başarı, ilişki, özerklik, başatlık ile de pozitif yönlü ilişkili olduğu bulunmuştur. Üniversite öğrencilerinin duyguları ifade yakınlık alt boyutu skorlarının; aleksitimi ölçeğinin duyguları tanıma zorluğu, duyguları ifade zorluğu, dışa dönük düşünce skorları ile negatif yönlü anlamlı düzeyde ilişkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca duyguları ifade olumsuz duygu alt ölçek puanları ile aleksitimi duyguları ifade zorluğu arasında negatif yönlü anlamlı düzeyde ilişki gözlenmiştir. Yakınlık duygusu psikolojik ihtiyaçlardan başarı ihtiyacı ile pozitif yönde anlamlı bir ilişkiye sahip görünürken, aleksitimide duyguları tanıma güçlüğü ile negatif yönde ilişkili görünmektedir., This study examines the relationship between emotion expression of university students with alexithymia and phsycological needs according to different variables. The independent variables of this study are gender, seniority, age, expression of emotion in family, alexithymia and phsycological needs. Dependent variable is expression of emotions. Total field of this study is the students from different faculties of Selcuk University, from first class to fourth. Field of this study is composed of the students from Faculty of Education, Faculty of Professional Education, Faculty of Dentistry, Faculty of Medicine, Faculty of Theology, Faculty of Economics and Management, Faculty of Fine and Arts, Conservatory and Faculty of Technical Education. Sample of the survey is selected with random cluster sampling from first to fourth class students of these faculties. It is composed of 774 students, 313 were males and 461 were females. Data analysis was made using t-test, one way variance analysis, tukey test, regression analysis and Pearson?s Moments Correlation Coefficient. When the results are examined it?s found that according to gender variable, females had significantly higher score than males on emotion expression closeness and positive feelings subscales. Negative emotion subscale scores didn?t change according to gender variable. According to seniority variable, fourth class students? average score of emotion expression closeness subscale was significantly higher than first class students?. Fourth and first class students? scores didn?t differ in expression of negative and positive feelings which are the subscales of Emotion Expression Scale. According to educational status of parents variable; it is found that there was no significant difference between groups on closeness ,positive and negative feelings subscales of emotion expression. According to accomodation variable; there was significant difference between emotion expression closeness, negative and positive emotions subscale scores. Students who lived in big cities, cities and towns had higher closeness subscale scores than students who lived in villages. Students who could express him/her self and who sometimes could express him/her self in families had significantly higher closeness subscale scores than the other students who could not express him/herself in their families. Moreover, psycological needs of success, relationship, autonomy and dominance scores seemed to have positive relationship with emotion expression closeness and positive feelings subscale scores. Furthermore, it is found that there was a positive relationship between emotion expression negative feelings subscale scores and psycological needs of success, relationship, autonomy and dominance scores. There was a negative significant relationship between emotion expression closeness subscale and difficulty in recognition of emotions, difficulty in expression of emotions and extrovert toughts subscales of alexitymia. Moreover, there was negative significant relationship between difficulty in emotion expression in alexithymia and expression of negative emotions subscale scores. Closeness subscale had a positive significant relationship with need of success but a negative relationship with difficulty in recognition of emotions.
- Published
- 2010
21. Hepatit C Virusunun Aile İçi Bulaşması.
- Author
-
Kaymakoğlu, Sabahattin, Ökten, Atilla, Çakaloğlu, Yılmaz, Badur, Selim, Beşışık, Fatih, Acar, Arif, Ulağoğlu, Celal, Erdem, Levent, and Yalçın, Süleyman
- Published
- 1992
22. Sindirim Sistemi ve Tüberküloz.
- Author
-
Yalçın, Süleyman
- Published
- 1989
23. Development and Validation of the Online Proactive Career Behavior Scale.
- Author
-
Korkmaz, Ozan, Doğanülkü, Hacı Arif, Bakioğlu, Fuad, and Yalçın, Süleyman Barbaros
- Abstract
In today’s technology world, the number and use of online tools has almost reached its peak. Depending on the developments in technology, individuals’ approaches and behaviors regarding their careers have also begun to change. However, validated measures that measure individuals' online proactive career behavior appear to be lacking today. The current study aims to develop and validate the scale to measure online proactive career behaviors. The participants of the study consist of 942 university students in Türkiye (aged between 19 to 42). The findings showed that the developed scale met the validity and reliability criteria. In addition, it seemed that the online proactive career behaviors obtained within this current study may represent the career behaviors in the Career Construction Model of Adaptation as proactive career behaviors. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
24. Üniversite öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçları, geleceğe ilişkin tutumları ile algılanan gelecekteki istihdam edilebilirlik arasındaki ilişkinin incelenmesi
- Author
-
Koçakoğlu, Merve Gül, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Geleceğe Yönelik Tutum ,Algılanan Gelecekteki İstihdam Edilebilirlik Algısı ,Psikolojik İhtiyaçlar ,Perceived Future Employability Perception ,Psychological Needs ,Attitude Towards the Future - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçları, geleceğe ilişkin tutumları ile algılanan gelecekteki istihdam edilebilirlik arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Nicel bir çalışma olan bu araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Verileri toplamak amacıyla etik kurul onayı ve kurum izni alındıktan sonra gönüllülük esasına dayalı olarak veriler toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 295 kadın (%43,6) 381 erkek (%56,4) olmak üzere toplam 676 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplama araçları olarak Yeni Psikolojik İhtiyaçları Değerlendirme Ölçeği, Geleceğe Yönelik Tutum Ölçeği, Algılanan Gelecekteki İstihdam Edilebilirlik Ölçeği ve araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmada toplanan veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) paket programına aktarılarak istatistiksel analizler yapılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde bağımsız örneklemler t-testi, One Way ANOVA, Pearson korelasyon analizi, çok değişkenli doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda üniversite öğrencilerinin gelecekteki istihdam edilebilirlik algısı puan ortalamalarının cinsiyet değişkenine göre anlamlı şekilde farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Üniversite öğrencilerinin fakülte/yüksekokul değişkenine göre yapılan karşılaştırma sonucunda; Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin algılanan gelecekteki istihdam edilebilirlik puan ortalamasının hem Mimarlık ve Tasarım Fakültesi hem de Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğrencilerinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu bulunmuştur. Üniversite öğrencilerinin gelecekteki istihdam edilebilirlik algısı puan ortalamalarının sınıf düzeyine göre anlamlı şekilde farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Bu araştırmada Algılanan Gelecekteki İstihdam Edilebilirlik Ölçeği ile Geleceğe Yönelik Tutum Ölçeği alt boyutlarından olumlu ve planlı; Yeni Psikolojik İhtiyaçları Değerlendirme Ölçeği alt boyutlarından başarı, ilişki, özerklik ve başatlık arasında pozitif yönlü ilişki bulunmuştur. Ayrıca Algılanan Gelecekteki İstihdam Edilebilirlik Ölçeği ile Geleceğe Yönelik Tutum Ölçeği alt boyutlarından kaygılı alt boyutu arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan çok değişkenli doğrusal regresyon analizi sonucunda Geleceğe Yönelik Tutum Ölçeği alt boyutlarından olumlu ve planlı alt boyutun gelecekteki istihdam edilebilirlik algısı puanları üzerinde yordayıcı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Yeni Psikolojik İhtiyaçları Değerlendirme Ölçeği alt boyutlarından başarı, ilişki ve özerklik alt boyutunun gelecekteki istihdam edilebilirlik algısını yordadığı bulunmuştur., It is aimed to examine the relationship between university students' psychological needs, their attitudes toward the future, with their employability in the perceived future in this study. A correlational model was used in this research, which is a quantitative study. To collect the data, the data were collected on a voluntary basis after the approval of the ethics committee and the permission of the institution. The study group of the research consisted of 676 students, 295 of whom were women (43.6%) and 381 of whom were men (56.4%). New Psychological Needs Assessment Scale, Future Attitude Scale, Perceived Future Employability Scale, and Personal Information Form prepared by the researcher were used as data collection tools. The data collected in the research were transferred to the SPSS (Statistical Package for Social Sciences) package program and statistical analyzes were made. Independent samples t-test, One Way ANOVA, Pearson correlation analysis and multivariate linear regression analysis were used in the analysis of the data obtained. As a result of the research, ıt has been determined that the mean score of university students' perception of future employability does not differ significantly according to gender. As a result of the comparison of university students made according to the faculty/school variable; It was found that the perceived future employability score average of the Vocational School of Technical Sciences students was significantly higher than the students' score of both the Faculty of Architecture and Design and the Faculty of Engineering and Natural Sciences. It has been determined that the mean score of university students' perception of future employability does not differ significantly according to class level. In this study, a positive relationship was found between ''positive'' and ''planned'' which are sub-dimensions of the Perceived Future Employability Scale and the Future Attitude Scale, and ''achievement'', ''relationship'', ''autonomy'' and ''dominance'', which are sub-dimensions of the New Psychological Needs Assessment Scale. In addition, a negative relationship was found between the Perceived Future Employability Scale and the anxious sub-dimension of the Future Attitude Scale. As a result of the multivariate linear regression analysis, it was determined that the positive and planned sub-dimensions of the Future Attitude Scale were predictors on the future employability perception scores. Additionally, ''achievement'', ''relationship'' and ''autonomy'' sub-dimensions of the New Psychological Needs Assessment Scale were found to predict future employability perception.
- Published
- 2023
25. Üniversite öğrencilerinin kişilerarası ilişki tarzlarının bağlanma stilleri ve duygusal zeka açısından incelenmesi
- Author
-
Mutlu, Cansu, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Bağlanma Stilleri ,Attachment Styles ,Duygusal Zekâ ,Kişilerarası İlişkiler ,Interpersonal Relationships ,Emotional Intelligence - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Genç yetişkinlik dönemindeki bireylerin sosyal yaşam içerisinde kurmuş oldukları ilişkiler ile yaşamlarının kalitesini belirlediği yapılan araştırmalar ile ortaya koyulmuş bir gerçektir. Bu ilişkilerin niteliğini belirleyici birçok unsur olabileceği gibi çevresel etkenlere göre de farklılık gösterebilmektedir. Amaç: Bu araştırma ile kişilerarası ilişki tarzlarının genç yetişkinlerin bağlanma stilleri ve duygusal zekâ becerileri ile olan ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: İlişkisel tipteki bu çalışma Ekim 2022'de gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini Konya ili merkez fakültelerindeki 600 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Verilerin toplanması için Kişisel bilgi formu, Kişilerarası ilişkiler Ölçeği, Duygusal Zekâ Özellik Ölçeği ve Üç boyutlu Bağlanma Stilleri Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Üniversite öğrencilerine uygulanmış olan bu araştırmada Güvenli bağlanma ile Besleyici ilişki tarzı arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki, zehirleyici ilişki tarzı ile ise negatif yönlü anlamlı ilişki elde edilmiştir. Duygusal zekâ ile besleyici kişilerarası ilişki tarzı arasında pozitif yönlü ilişki, zehirleyici kişilerarası ilişki tarzı ile ise negatif yönlü bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Besleyici kişilerarası ilişki tarzını güvenli bağlanma, iyi oluş, duygusallık ve sosyallik anlamlı olarak yordamaktadır. Tüm bağımsız değişkenler besleyici kişilerarası ilişki tarzının %34.9'unu açıklamaktadır. Zehirleyici kişilerarası ilişki tarzını güvenli ve kaçınan bağlanma, öz kontrol ve sosyallik anlamlı olarak yordamaktadır. Tüm bağımsız değişkenler zehirleyici kişilerarası ilişki tarzının %30.7'sini açıklamaktadır Sonuç: Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin kişilerarası ilişki tarzlarının alt boyutlarından biri olan Zehirleyici ilişki tarzını kadınlara göre daha fazla benimsedikleri ortaya çıkmıştır. Cinsiyete göre farklılaşan bir diğer değişken bağlanma stillerinden Güvenli bağlanma olmuştur. Güvenli bağlanmanın kadınlarda erkeklere göre daha yüksek olduğu bulgusu elde edilmiştir. Besleyici ilişki tarzını benimsemiş olan bireylerde romantik ilişkiye sahip olma olasılığının daha yüksek olduğu, romantik ilişkisi olmayan bireylerin kaygılı-kararsız bağlanma stiline sahip bireylerden oluştuğu ortaya çıkmıştır., It is a fact that has been revealed by researches that individuals in young adulthood determine the quality of their lives with the relationships they have established in social life. While there may be many factors that determine the quality of these relations, they may also differ according to environmental factors. Aim: The aim of this study was to examine the relationship between interpersonal relationship styles and young adults' attachment styles and emotional intelligence skills. Materials and Methods: This study of relational type was carried out in October 2022. The population of the research consisted of 600 university students in the central faculties of Konya. Personal information form, Interpersonal Relations Scale, Emotional Intelligence Trait Scale, and Three-dimensional Attachment Styles Scale were used to collect data. Results: In this study, which was applied to university students, a positive and significant relationship was found between secure attachment and nurturing relationship style, and a negative relationship between toxic relationship style and toxic relationship style. It has been revealed that there is a positive relationship between emotional intelligence and nurturing interpersonal style, and a negative relationship with toxic interpersonal relationship style. Nutrient interpersonal style was significantly predicted by secure attachment, well-being, emotionality and sociability. All independent variables explain 34.9% of the nurturing interpersonal relationship style. Secure and avoidant attachment, self-control and sociability significantly predict toxic interpersonal relationship style. All independent variables were 30% of the toxic interpersonal relationship style. Conclusion: It was revealed that university students who participated in the research adopted the Toxic relationship style, which is one of the sub-dimensions of interpersonal relationship styles, more than women. Another variable that differed according to gender was Secure Attachment, one of the attachment styles. It was found that secure attachment was higher in women than men. It has been revealed that individuals who have adopted the nurturing relationship style are more likely to have a romantic relationship, and individuals who do not have a romantic relationship consist of individuals with an anxious-ambivalent attachment style.
- Published
- 2023
26. Investigation of the 'alzheimer's day life center' effects on alzheimer's patients and caregivers
- Author
-
Oğuz, Büşra, Güney, Figen, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Nöroloji Anabilim Dalı
- Subjects
Social Work ,Gündüzlü Bakım ,Day Care ,Bakım Veren ,Alzheimer ,Sosyal Hizmet ,Alzheimer Merkezi ,Alzheimer's Center ,Caregiver - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu çalıĢmada Alzheimer Gündüz YaĢam Merkezinin Alzheimer Hastaları ve Bakım Verenleri Üzerine Etkileri araĢtırıldı. ÇalıĢma Necmettin Erbakan Üniversitesi, Karatay Belediyesi ve Türkiye Alzheimer Derneği iĢbirliğiyle hizmet veren Konya Alzheimer Gündüz YaĢam Merkezi'nde gerçekleĢtirildi. ÇalıĢma Alzheimer hastalarına bakım veren 20 aile bireyleriyle yürütülmüĢtür. Bakım verenlere yöneltilen sorular ile Alzheimer Gündüz YaĢam Merkezinin Alzheimer hastaları ve bakım verenleri üzerine etkilerinin incelenmesi hedeflenmiĢtir. Elde edilen bulgulara göre bakım veren aile bireylerinin en büyük sorunlarından biri ekonomik zorluklardır. Bakım veren aile bireylerinin kendilerine gerekli zamanı ayıramadığı, hasta bakımı nedeniyle birtakım sosyal ve psikolojik sorunlara maruz kaldıkları belirlenmiĢtir. Diğer taraftan, Alzheimer hastası bireylerin, gündüz yaĢam merkezlerinde gördüğü bakımın, hastalığın seyri üzerine önemli olumlu etki gösterdiği belirlenmiĢtir. Sonuç olarak, bakım veren aile bireylerine yöneltilen sorular ile hem bakım veren aile üyelerinin sorunları belirlenmiĢ, hem de Alzheimer hastalarının bakımına yönelik iyileĢtirici sonuçlar elde edilmiĢtir. Elde edilen sonuçlar ıĢığında, gündüz yaĢam merkezlerinin Alzheimer hastaların günlük bakımlarında önemli bir yer aldığı, bu kapsamda kurumsal hizmetlerin artırılması gerektiği düĢünülmektedir., In this study, the Effects of Alzheimer's Day Life Center on Alzheimer's Patients and Their Caregivers were investigated. The study was carried out at the Alzheimer's Day Living Center, which provides services in cooperation with Necmettin Erbakan University, Karatay Municipality and Turkey Alzheimer's Association. The study was conducted with 20 family members who care for Alzheimer's patients. It was aimed to examine the effects of Alzheimer's day life center on Alzheimer's patients and their caregivers with the questions directed to the caregivers. According to the findings, one of the biggest problems of caregiver family members is economic difficulties. It has been determined that family members who give care cannot allocate the necessary time for themselves, and they are exposed to some social and psychological problems due to patient care. On the other hand, it has been determined that the care of individuals with Alzheimer's disease in day life centers has a significant positive effect on the course of the disease. As a result, with the questions directed to the caregiver family members, both the problems of the caregiver family members were determined and curative results were obtained for the care of Alzheimer's patients. In the light of the results obtained, it is thought that day life centers have an important place in the daily care of Alzheimer's patients, and institutional services should be increased in this context.
- Published
- 2022
27. Perception of the elderly and alzheimer's disease in nurse working in a hospital (sample of Konya Numune Hospital)
- Author
-
Karakuşak, Hatice, Güney, Figen, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Nöroloji Anabilim Dalı
- Subjects
Bakım ,Elderly ,Nurse ,Yaşlı ,Hemşire ,Alzheimer Merkezi ,Care ,Alzheimer's Disease ,Alzheimer’s Center ,Alzheimer Hastalığı - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmeler, teknolojik buluşlar ve yenilikler ortalama yaşam süresini uzatmakta ve beraberinde birçok problemi de getirmektedir. Alzheimer hastalığı daha çok yaşlılık döneminde görülen problemlerden biridir. Günümüzün modern koşullarında aileler Alzheimerlı yaşlıya bakım vermede zorluklar yaşamakta ve alternatif bakım desteklerine olan ihtiyaçları artmaktadır. Alzheimerlı yaşlılarda yaşanan değişimler sadece Alzheimerlı hastaları değil bakım veren bireylerinde yaşam kalitesini etkilemektedir. Hemşireler Alzheimerlı yaşlılara bakım verirken çeşitli problemlerle karşılaşmakta bakım kalitesi de bu durumdan olumlu ya da olumsuz şekilde etkilenmektedir. Bu çalışmada, hemşirelerin bakım verdikleri yaşlı ve Alzheimer hastası bireylerin bakımında yaşadığı güçlükleri, ihtiyaçları ve diğer sorunların saptanmasını belirlemek tespit edilen problemlerin çözümüne yönelik önerilerin ortaya konması amaçlanmıştır. Araştırmada Konya Numune Hastanesi örneklem olarak alınmıştır. Araştırma kapsamında 20 hemşire ile görüşme yapılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada veri toplama amacı olarak ise yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma elde edilen bulgular ışığında Alzheimer hastasına bakım veren hemşirelerin bilgilerinin istenilen düzeyde olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca bakım veren hemşirelerin desteklerinin artırılması gerektiğidir. Özellikle alanında profesyonel bakım sağlayan hemşirelerin sayısının artmasının sağlanabilmesi Alzheimerlı yaşlının yaşam kalitesinde önem arz etmektedir. Araştırmada öne çıkan bulgulardan bir diğeri ise ülkemizde Alzheimerlı yaşlıya gündüz bakım veren merkezlere olan ihtiyacın giderek artmasıdır., Developments, technological inventions and innovations in the world and in our country extend the average life expectancy and bring with it many problems. Alzheimer's disease is one of the problems seen mostly in old age. In today's modern conditions, families have difficulties in caring for the elderly with Alzheimer's and their need for alternative care support is increasing. Changes in the elderly with Alzheimer's affect not only the patients with Alzheimer's, but also the quality of life of their caregivers. Nurses encounter various problems while caring for the elderly with Alzheimer's, and the quality of care is positively or negatively affected by this situation. In this study, it was aimed to determine the difficulties, needs and other problems experienced by nurses in the care of elderly and Alzheimer's patients, and to reveal suggestions for the solution of the identified problems. Konya Numune Hospital was taken as a sample in the study. Within the scope of the research, 20 nurses were interviewed. Qualitative research method was used in the study. Semi-structured interview form was used as the purpose of data collection in the study. In the light of the findings of the research, it has been determined that the knowledge of the nurses who care for Alzheimer's patients is not at the desired level. On the other hand, the support of the nurses giving care should be increased. In addition, increasing the number of nurses providing professional care in the field is important in the quality of life of the elderly with Alzheimer's. is the increasing need for Alzheimer's Day Life centers in our country.
- Published
- 2022
28. The investigation of relationship between reactions and psychological flexibility of families of children receiving special education: A mixed method study
- Author
-
Demirtaş, Zehra, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Mixed method ,Special education ,Özel eğitim ,Psikolojik esneklik ,Family reactions ,Aile tepkileri ,Karma yöntem ,Psychological flexibility - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmanın amacı, özel eğitim alan çocukların ailelerinin tepkileri ile psikolojik esneklikleri arasındaki ilişkinin karma yöntemle araştırılmasıdır. Araştırmanın nicel çalışma grubunu, Konya ilinde yaşayan ve burada çeşitli rehabilitasyon merkezlerine kayıtlı olan çocukların ebeveynleri oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında, 335 anneye (%83.8), 40 babaya (%10) ve 25 diğer bakım verenlere (%6.3), toplamda 400 kişiye, ulaşılmıştır. Çalışmanın nicel kısmında Aile Tepkileri Ölçeği, Psikolojik Esneklik Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Veriler Pearson Korelasyon analizi aracılığı ile analiz edilmiştir. Korelasyon analizi ile, aile tepkileri alt boyutları olan şok/inkâr /suçluluk, pazarlık, depresyon, farkındalık ve kabul ile psikolojik esneklik alt boyutları olan değer ve değer doğrultusunda davranış, an‟da olma, kabul, bağlamsal benlik ve ayrışma arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre değer ve değer doğrultusunda davranış ile depresyon arasında negatif yönlü anlamlı düzeyde bir ilişki tespit edilmiştir. Farkındalık ve kabul arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Aile Tepkileri Ölçeği toplam puanı ile an‟da olma arasında anlamlı bir ilişki mevcuttur. Çalışmanın nitel kısmında aile tepkilerinde ortaya çıkan, an‟da olma kategorisi de çalışmanın iki kısmının örtüştüğünü doğrulamaktadır. Bağlamsal benlik ile kabul arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Aile Tepkileri Ölçeği‟nin alt boyutları ile psikolojik esnekliğin ayrışma alt boyutu arasındaki ilişki incelendiğinde ise, ayrışma ile şok/inkâr /suçluluk, pazarlık, depresyon, farkındalık ve kabul arasında anlamlı ilişkilere rastlanmamıştır. Nitel çalışma grubunu ise araştırmanın nicel kısmına katılıp nitel kısmı için de gönüllü olan 26 ebeveyn oluşturmuştur. Araştırmanın nitel kısmında yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Ailelerin çocuklarının durumunu ilk olarak öğrenmelerine yönelik ebeveyn gözlemi ve çevre gözlemi adlı iki tema oluşmuştur. Ailelerin bedensel tepkileri arasında en dikkat çekeni, somatizasyondur. İlk etapta duygusal tepkilere yönelik olumsuz, ayrımsız ve değişiklik gözlenmedi şeklinde yanıtlar alınmıştır. Ailelere düşünsel tepkileri sorulduğunda; geleceğe yönelik endişeler, ilk andaki inkâr, geçmişe yönelik pişmanlıklar, geleceğe yönelik umut ve beklentiler ve manevi düşünceler temaları ortaya çıkmıştır. Davranışsal tepki olarak ise ebeveynlerin bilgi edinme, kendini adama, dini faaliyetlerde bulunma gibi davranışları olduğu ve destek beklentisi içinde oldukları görülmüştür. Ayrıca zaman içerisinde ailelerde özellikle duygusal ve düşünsel boyutta iyileşmeler olduğu gözlenmiştir. Araştırma sonunda, nicel bulguların büyük oranda nitel bulguları desteklediği görülmüştür. Elde edilen sonuçlar literatür ışığında tartışılmıştır., The aim of this research is to investigate the relationship between the reactions of the families of children receiving special education and their psychological flexibility using mixed method. The quantitative study group of the research consists of the parents of children living in Konya and registered in various rehabilitation centers there. Within the scope of the study, 335 mothers (83.8%), 40 fathers (10%), and 25 other caregivers (6.3%), a total of 400 people, were reached. In the quantitative part of the study, Family Reactions Scale, Psychological Flexibility Scale, and Personal Information Form were used. Data were analyzed using Pearson Correlation analysis. With the correlation analysis, the relationships between family reactions sub dimensions shock/denial/guilt, bargaining, depression, awareness and acceptance, and psychological flexibility sub-dimensions value and behavior in line with value, being in the moment, acceptance, contextual self and cognitive defusion were examined. According to the research findings, a significant negative correlation was found between value and behavior in line with value and depression. A positive and significant relationship was found between awareness and acceptance. There is a significant relationship between the Family Reactions Scale total score and being in the moment. The category of being in the moment, which emerged in family reactions in the qualitative part of the study, also confirms that the two parts of the study overlap. A positive relationship was found between the contextual self and acceptance. When the relationship between the sub-dimensions of the Family Reactions Scale and the cognitive defusion sub-dimension of psychological flexibility was examined, no significant relationship was found between cognitive defusion and shock/denial/guilt, bargaining, depression, awareness and acceptance. For the qualitative part, 26 parents were volunteers. In the qualitative part of the research, a semi structured interview form was used and the data were analyzed by content analysis method. There were two themes, parent observation and environmental observation, for families to learn about their children's condition for the first time. Among the bodily reactions of families, the most striking one is somatization. In the first stage, negative, indiscriminate and no change was received for emotional reactions. When parents were asked about their intellectual reactions; The themes of worries about the future, denial at the first moment, regrets about the past, hopes and expectations for the future, and spiritual thoughts emerged. As a behavioral reactions, it was observed that parents had behaviors such as acquiring knowledge, devotion, and religious activities, and they were in expectation of support. In addition, it has been observed that there are improvements in families, especially in emotional and intellectual dimensions, over time. At the end of the research, it was seen that the quantitative findings largely supported the qualitative findings. The results were discussed in the light of the literature.
- Published
- 2022
29. Examining the relationship between university students’ perceptions of coping with trauma, self compassion and life stress with mixed method
- Author
-
Çetin, Kübra, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Stres ,Travma ,Başa Çıkma ,Life Stress ,Coping ,Self-Compassion ,Öz Şefkat ,Stress ,Trauma ,Yaşam Stresi - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin travma ile başa çıkabilme algısının öz şefkat ve yaşam stresi ile ilişkisini karma yöntemle incelemektir. Araştırmanın nicel kısmında ilişkisel tarama metodu kullanılmıştır. Nicel çalışma grubu 574 (%76.1) kadın ve 180 (%23.9) erkek olmak üzere 754 kişiden oluşmaktadır. Nicel veri toplama araçları olarak Travma ile Başa Çıkabilme Algısı Ölçeği, Öz Duyarlık Ölçeği, Güncellenmiş Öğrenci Yaşamı Stres Envanteri kullanılmıştır. Nicel veri analizlerinde betimsel istatistik, t testi, tek yönlü ANOVA, Pearson korelasyon analizi, aşamalı regresyon analizi kullanılmıştır. Bu araştırmada Travma ile Başa Çıkabilme Algısı ve Öz Şefkat cinsiyete göre farklılaşmamaktadır. Yaşam Stresi kadın öğrencilerde erkek öğrencilere göre anlamlı olarak daha yüksektir. Sosyoekonomik düzeye göre Öz Şefkat ve Yaşam Stresi puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Bu araştırmada Öz Şefkatin Bilinçlilik alt boyutu Travma ile Başa Çıkabilme Algısını anlamlı düzeyde yordamaktadır. Araştırmanın nitel kısmında olgu bilim metodu kullanılmıştır. Nitel çalışma grubunu 11 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Nitel araştırma verileri içerik analizi ile analiz edilmiştir. Bu araştırmada travma sonrası başa çıkabilmeye yönelik Sosyal Destek, İnanç, Yardım, Yeni Kararlar ve Meşguliyetler olmak üzere dört tema ortaya çıkmıştır. Nicel ve nitel araştırma sonuçları ilgili literatür ile desteklenerek tartışılmıştır., The aim of this study is to examine the relationship between university students' perception of coping with trauma and self-compassion and life stress using a mixed method. Relational screening method was used in the quantitative part of the study. The quantitative study group consisted of 754 people, 574 (76.1%) women and 180 (23.9%) men. As quantitative data collection tools, the Perception of Coping with Trauma Scale, the Self-Compassion Scale, and the Updated Student Life Stress Inventory were used. Descriptive statistics, t-test, one-way ANOVA, Pearson correlation analysis, stepwise regression analysis were used in quantitative data analysis. In this study, the perception of coping with trauma and selfcompassion do not differ according to gender. Life stress is significantly higher in female students than in male students. There is a significant difference between Self Compassion and Life Stress scores according to socioeconomic level. In this study, Consciousness sub-dimension of Self Compassion significantly predicted Perception of Coping with Trauma. In the qualitative part of the study, the phenomenology method was used. The qualitative study group consists of 11 university students. A semi-structured interview form prepared by the researcher was used. Qualitative research data were analyzed by content analysis. In this research, four themes emerged as Social Support, Faith, Help, New Decisions and Occupations for coping with post-traumatic. Quantitative and qualitative research results are discussed with the support of the relevant literature.
- Published
- 2022
30. Investigation of Physical and Emotional Violence of Adolescent Students According to the Views of Parents, Guidance Teachers, Classroom Teachers, School Administrators, and Subject Teachers
- Author
-
Topaloğlu, Ali Coşkun, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Emotional violence ,Fiziksel şiddet ,Duygusal şiddet ,Physical violence ,Ergenlik dönemi ,Adolescence - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmanın amacı ergenlik dönemindeki lise öğrencilerin uğradıkları fiziksel ve duygusal şiddetin öğrenci, ebeveyn, rehber öğretmen, sınıf öğretmeni, yönetici ve branş öğretmenlerin görüşlerine göre incelemektir. Bu amaçla araştırmanın çalışma grubunu 2020-2021 eğitim öğretim yılında Diyarbakır ilinin çeşitli liselerinde öğrenimine devam eden farklı sınıf seviyelerinden ve farklı başarı sıralamalarından 10 öğrenci, lisede çocuğu olan farklı sosyo-ekonomik ve eğitim seviyelerinden 10 veli, liselerde görevli 10 rehber öğretmen, 10 branş öğretmeni, 10 yönetici ve 10 sınıf rehber öğretmeni oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Veriler katılımcılarla yüz yüze görüşerek toplanmıştır. Görüşmede elde edilen verilerin analizinde nitel veri analiz yöntemlerinden betimsel analiz ve içerik analizi kullanılmıştır. Kelime ve kelime grupları kodlanarak ana tema ve alt temalar belirlenmiştir. Araştırmada elde edilen veriler örnek görüşlerle beraber tablolarda gösterilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre lise öğrencilerinin uğradıkları fiziksel ve duygusal şiddete ilişkin görüşlerden oluşan bulgular temalar altında toplanmıştır. Katılımcılar fiziksel şiddeti fiziksel müdahale, vücut bütünlüğüne zarar vermek, tekme atmak, tokat atmak, yumruk atmak, kesici delici aletlerle saldırmak şeklinde belirtmişlerdir. Katılımcılar duygusal şiddeti, soyut bir eylem olarak değerlendirdiği, kanıtlanmasının ve sonuçları itibariyle bir yaptırım uygulanmasının zor olduğunu ifade etmişlerdir. Duygusal şiddetin psikolojik ve sözel şiddet şeklinde algılandığı sonucuna ulaşılmıştır. Fiziksel ve duygusal şiddet davranışının nedeni aile, çevre, okul ve birey kaynaklı olduğu görülmüştür. Fiziksel ve duygusal şiddete uğrayan öğrencilerin güvensizlik, kaygı, içe kapanma ve öfke hissettikleri ortaya çıkmıştır. Öğrenciler, fiziksel ya da duygusal şiddetle baş etmek için yardım istemek, iletişim kurmak, rehberlik servisine danışmak ve uzak durmak yöntemlerini kullandıklarını belirtmişlerdir. Rehber öğretmenler fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalan öğrencilere yönelik yapılan çalışmaların psikolojik danışmanlık hizmeti olduğunu belirtmişlerdir. Duygusal şiddetin bir şiddet türü olarak algılanması noktasında öğrencilere yönelik duyguları tanıtmak, duygusal şiddeti tanıtmak, rol oynama tekniklerinden faydalanma, vaka örneği ve duygusal sınır oluşturmak olduğunu belirtmişlerdir. Çocuğun fiziksel ve duygusal şiddetle baş etmesine yardımcı olmak için öğrenci, öğretmen ve velilere yönelik rehber öğretmenler tarafından çalışmaların yapıldığı görülmüştür. Fiziksel ve duygusal şiddet olaylarının daha çok öğrenciler arasında ve velilerden öğrencilere yönelik olduğu görülmüştür. Okullarda öğrenciye yönelik fiziksel ve duygusal şiddet olayının yaşanma sıklığının orta ve düşük düzeyde olduğu belirtilmiştir. Öğrenciye yönelik fiziksel ve duygusal şiddetin önlenmesi noktasında alınan tedbirlerin güvenlik görevlisi bulundurma, kamera sistemi, rehberlik servisi çalışmaları, müşavirlik hizmeti ve nöbetçi öğretmen uygulaması olduğu görülmüştür. Öğrencilerin ders esnasında öğretmenler ve öğrenciler tarafından fiziksel ve duygusal şiddete uğradığı bildirilmiştir. Öğrencilerin ders dışında öğretmen, öğrenci, yönetici ve veliler tarafından fiziksel ve duygusal şiddete uğradığı belirtilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular literatür bağlamında tartışılmış ve sonuçlara ilişkin öneriler sunulmuştur., The aim of this research is to examine the physical and emotional violence experienced by high school students in adolescence according to the views of students, parents, school counselors, class teachers, administrators and subject teachers. For this purpose, the study group of the research consists of 10 students from different grade levels and different success rankings, continuing their education in various high schools in Diyarbakır in the 2020-2021 academic year, 10 parents from different socioeconomic and educational levels who have children in high school, 10 school counselors, 10 subject teachers, 10 administrators and 10 class teachers working in high schools. A semi-structured interview form created by the researcher was used to collect the data. Data were collected through face-to-face interviews with the participants. In the analysis of the data obtained during the interview, descriptive analysis and content analysis, which are among the qualitative data analysis methods, were used. The main themes and sub-themes were determined by coding the words and word groups. The data obtained in the research are shown in the tables together with the sample opinions. According to the results of the research, the findings consisting of opinions about physical and emotional violence suffered by high school students were gathered under themes. Participants stated physical violence as physical intervention, harming bodily integrity, kicking, slapping, punching, and attacking with sharp objects. Participants stated that they consider emotional violence as an abstract act, that it is difficult to prove and sanction due to its consequences. It has been concluded that emotional violence is perceived as psychological and verbal violence. It has been observed that the cause of physical and emotional violence behavior is family, environment, school and individual. It has been revealed that students who have been subjected to physical and emotional violence feel insecurity, anxiety, introversion and anger. The students stated that they used the methods of asking for help, communicating, consulting the school counselor and staying away from physical or emotional violence. Counselors stated that the studies conducted for students exposed to physical and emotional violence are psychological counseling services. They stated that at the point of perceiving emotional violence as a type of violence, it is to introduce feelings towards students, to introduce emotional violence, to use role-playing techniques, to create case examples and emotional boundaries. It has been observed that studies are carried out by counselors for students, teachers and parents to help the child cope with physical and emotional violence. It has been observed that physical and emotional violence incidents are mostly among students and towards students from parents. It has been stated that the frequency of physical and emotional violence against students in schools is medium and low. It has been observed that the measures taken to prevent physical and emotional violence against students are having a security guard, camera system, guidance service works, consultancy service and a teacher hall monitor. It has been reported that students were subjected to physical and emotional violence by teachers and students during the lesson. It was stated that students were subjected to physical and emotional violence by teachers, students, administrators and parents outside of the classroom. The findings obtained as a result of the research were discussed in the context of the literature and suggestions were presented regarding the results.
- Published
- 2021
31. The Examination of the Relationship among Resilience, Life Skills and Perceived Social Support
- Author
-
Gün, Saliha, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Algılanan sosyal destek ,Life skills ,Resilience ,Perceived social support ,Yaşam becerileri ,Psikolojik dayanıklılık - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılıkları ile yaşam becerileri ve algılanan sosyal destek düzeyleri arasındaki yordayıcı ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Nicel bir çalışma olan bu araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Konya ilinde öğrenimlerine devam eden üniversite öğrencileri oluşturmuştur. Araştırma için etik kurul onayı ve kurum izni alındıktan sonra, sınıf ortamında öğrencilere açıklamalar yapılarak gönüllülük esasına göre veriler toplanmıştır. Araştırmaya 440 kız (%62,7) ve 262 erkek (%37,3) olmak üzere toplam 702 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırmada verileri toplamak amacıyla Yetişkinler için Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği, Yaşam Becerileri Ölçeği, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği’nin Gözden Geçirilmiş Formu ve araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde SPSS 25.0 paket programı kullanılmış ve çoklu regresyon analizi testinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda yaşam becerileri (karar verme ve problem çözme, yaratıcı ve eleştirel düşünme, iletişim ve kişilerarası iletişim, öz farkındalık ve empati, stres ve duygularla başa çıkma) ile algılanan sosyal desteğin (aile, arkadaş, özel bir insan); psikolojik dayanıklılığın alt boyutlarından olan kendilik algısına ilişkin varyansın %31.8’ini, gelecek algısına ilişkin varyansın %16.4’ünü, yapısal stile ilişkin varyansın %11.4’ünü, sosyal yeterliliğe ilişkin varyansın %14’ünü, aile uyumuna ilişkin varyansın %32.1’ini ve psikolojik dayanıklılığın son alt boyutu olan sosyal kaynaklara ilişkin varyansın ise %33.4’ünü açıkladığı tespit edilmiştir., The proposed aim of this study is to examine the predictive relationship between the resilience, life skills and perceived social support levels of university students. Relational screening model was used in this research. The study group of the research is consisted of university students studying in Konya. A total 702 university students, 440 girls (62.7%) and 262 boys (37.3%), participated in the study. After receiving moral institutional approval and institutional permit, datas were collected by giving necessary explanations to students based on voluntariness. The Adult Psychological Resilience Scale, the Revised Form of the Multidimensional Scale of Perceived Social Support, the Life Skills Scale and the Personal Information Form prepared by the researcher were used in the study by the purpose of collecting data. The SPSS 25.0 package program was used in the analysis of the research data and it was benefited from multiple regression analysis test. As a result of the research, it was found that life skills (decision making and problem solving, creative and critical thinking, communication and interpersonal communication, self-awareness and empathy, coping with stress and emotions) and perceived social support (family, friend, significant other) predicted; 31.8% of the variance related to perception of self, which is one of the sub-dimensions of resilience, 16.4% of the variance related toplanned future, 11.4% of the variance related to structural style, 14% of the variance related to social competence, 32.1% of the variance related to family cohesion and 33.4% of the variance related to social resources.
- Published
- 2021
32. The Views of University Students about Using Waterpipe Who Use Waterpipe
- Author
-
Toraman, Betül, Yalçın, Süleyman Barbaros, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Üniversite öğrencileri ,Nargile kullanımı ,Hookah usage ,Nargile ile ilgili görüşler ,Views on hookah ,University students - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmada nargile kullanan üniversite öğrencilerinin nargile kullanımı ile ilgili görüşleri incelenmiştir. Araştırma nitel araştırma tekniği çerçevesinde yürütülmüş, fenomenolojik araştırma deseni benimsenmiştir. Çalışma grubunun belirlenmesinde ölçüt ve kartopu örnekleme yöntemleri kullanılmıştır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak ve katılımcılarla yüz yüze görüşmeler yapılarak toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2019-2020 eğitim öğretim yılında Necmettin Erbakan Üniversitesinde öğrenim gören 33 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin analizinde betimsel analiz ve içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen temalar: nargile kullanımına başlama, nargile kullanımına başlamada etkenler, vücutta gelişen tepki, duygudurum değişikliği, yoksunluğa izin vermeme, nargile sağlığa zararlıdır, nargilenin zararlarına rağmen gerekçeler bulma, nargile kullanımını bırakma isteği, nargile kullanımını azaltma isteği, nargile kullanımını azaltma/bırakma isteği duyulmama, nargile kullanımını bırakma/azaltma sürecinde başarısızlık, beraber nargile kullanımı, arkadaş grubunun farklılaşması, aile ilişkilerine nötr etki, aile ilişkilerine olumsuz etki ve aile ilişkilerini destekleyici etki başlıklarıdır. Araştırma sonucunda araştırmaya katılan öğrencilerin yarısından fazlasının nargile kullanımı dışında sigara da kullandığı, öğrencilerin büyük çoğunluğunun nargile kullanımına 13-18 yaşları arasında; arkadaş ortamı, nargile kafeler ve aile faktörleri ile başladıkları belirlenmiştir. Öğrencilerin nargile kullanımına başlamalarına merak, arkadaş ortamı, nargilenin kokusu, aromatik oluşu, nargileye özentilik, nargile kullanırken role girmek, nargilenin zevk/keyif vermesi, diğer tütün ürünlerine alternatif oluşu, nargilenin görünüşü ve nargileye özendirici sosyal medya faktörleri etken olmuştur. Öğrencilerin yarısından fazlasının nargile kullanmadıkları zamanlarda nargile kullanmak istedikleri, nargileye karşı yoğun istek duydukları saptanmıştır. Öğrencilerde nargileye ulaşamadıklarında başka tütün ürünü ile telafi etme isteği, vücutta gerginlik, ani çıkış (tepkisel davranış), nargilenin tadını hayal edip hissetmek gibi tepkiler saptanmıştır. Öğrencilerin nargile kullanmadıkları zamanlarda gerginlik, sinir, boşluk hissi, keyifsizlik gibi duygusal değişimler yaşadıkları bulgulara yansımıştır. Ayrıca az sayıda öğrenci nargile kullanımında yoksunluğa izin vermediklerini nargileye ulaşmak için çabaladıklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin yarısından fazlası arkadaşları ile birlikte nargile kullanmaktadırlar. Birlikte nargile kullanan öğrencilerin arkadaş çevresi nargile kullanımını desteklemektedirler. Az sayıda öğrenci arkadaşlarına rol model olduklarını, arkadaşlarının nargile kullanımına etken olduklarını ifade etmiştir. Öğrencilerin nargile kullanımından sonra oluşan baş ağrısı mide bulantısı gibi fiziksel nedenlere bağlı olarak nargile kullanımını bırakma girişiminde bulundukları belirlenmiştir. Nargile kullanımını azaltmaya ve bırakmaya yönelik girişimleri olan öğrencilerin; stres, aileden uzak kalma, arkadaş ortamının nargile kullanımını destekleyici etkisi gibi faktörlerden dolayı nargile kullanımını bırakamadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin nargileyi aile bilgisi dışında kullanması, ailenin nargile kullanımını kabullenmesi ve nargile kullanım sıklığının az olması nedenleriyle nargile kullanımının aile içi ilişkilerini olumlu ya da olumsuz etkilemediği belirlenmiştir., In this study, the opinions of university students, smoking Hookah on the usage of hookah were analyzed. The research was conducted within the framework of qualitative research technique and the Phenomenological Research pattern was adopted. Criteria and snowball sampling methods were used to determine the working group. Research data were collected by the researcher using a semi-structured interview form and by conducting face-to-face interviews with the participants. The research working group consists of 33 students who are studying at Necmettin Erbakan University in the 2019-2020 academic year. Descriptive analysis and content analysis were used in the analysis of the data. The themes that are obtained in the research are: take up smoking hookah, the factors of taking up smoking hookah, the developing reaction in the body, mood swings, disallowing deprivation, harms of hookah smoking, despite the harms of hookah; finding reasons and excuses, desire of quitting hookah, desire of declining the usage of hookah, undesirable feeling of declining/quitting the usage of hookah, failure in the process of quitting/reducing hookah usage, hookah usage in collaboration, the differentiation of the friend group, neutral effect on family relations, negative effect on family relations and supportive effect on family relations. As a result of the study, it was determined that more than half of the students participating in the study also used smoking besides the use of hookah, and the vast majority of students took up smoking hookah from 13 to 18 with friend environment, hookah cafes and family factors. Curiosity, the friend surroundings, the smell of hookah, the aromatic nature of hookah, the wannabe of hookah, the role of playing when using hookah, the pleasure/pleasure of hookah, the alternative to other tobacco products, the appearance of hookah and social media factors that encourage hookah were the main factors for the students' taking up to smoke hookah. It was found that 80% of the students have strong desire or want to use hookah when they do not use hookah. When the students could not reach the hookah, they had reactions such as the desire to make up for it with another tobacco product, tension in the body, sudden outburst (reactive behavior), imagining and feeling the taste of the hookah. 51% of students use hookah with their friends. The friends of the students who smoke hookah together support the usage of hookah. A small number of students stated that they are role models to their friends and their friends are leading factors in smoking hookah. It has been determined that students attempt to quit using hookah due to physical causes such as headache or nausea that occurs after the usage of hookah. It was concluded that students who had attempts to reduce and quit smoking hookah could not quit smoking hookah due to the factors such as stress, staying away from family, and the encouragement and support of friend surroundings. Due to the fact that students smoke hookah outside the family's knowledge, the family accepts the use of hookah, and the frequency of hookah use is low, it was determined that hookah smoking does not affect their domestic relationships positively nor negatively.
- Published
- 2021
33. Derleme Sözlüğü'ndeki mekân adları
- Author
-
Çeçen, Ertuğrul, Yalçın, Süleyman Kaan, and Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı
- Subjects
Linguistics ,Dilbilim - Abstract
Tarih boyunca insanlar duygu, düşünce ve isteklerini bir başkasına aktarmaihtiyacı hissetmiştir. Dil; insanların kendi arasında anlaşmasını sağlayan, insanınihtiyaçlarına cevap veren ve ırkını, tarihini, kültürünü, coğrafyasını, yaşayış şekliniyansıtan çok büyük bir yapıdır. Bu büyük yapıyı inceleyen bilim, dil bilimdir. Dil bilim,dilin genel ve özel niteliklerini araştıran, dilin sorunlarına yönelen, diller arasındakiortaklıkları ve farklılıkları inceleyen, kendi içerisinde farklı dallara ayrılan ve birçokbilim dalıyla da ilişkili olan geniş bir alandır.Yer adları bilimi, yer adlarını inceleme konusu edinen bilim dalıdır. Dil biliminen önemli alt kollarından biri olan yer adları bilimi, geçmişe ışık tutması ve dili birçokbilim dalıyla beraber incelemesi sebebiyle üzerinde en çok çalışılan dallardan biri halinegelmiştir.Yer adları kavramının yapılan çalışmalarda daha çok belirli bir yere verilen özeladlandırmaları kapsadığı görülmektedir; ancak eldeki çalışmada Derleme Sözlüğü'ndekiherhangi bir mekâna verilmiş olan ve özel ad kategorisinde değerlendirilmeyen halkadlandırmalarına yer verilmiştir.Çalışmada ağız araştırmaları konusunda yapılmış en büyük çalışmalardan biri olan `Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü`ndeki mekân adları tespit edilmiştir. Tespit edilen mekân adları, birçok açıdan değerlendirilerek kendi içerisinde semantik sınıflamaya tabi tutulmuştur. Bu çalışma, halk ağzında kullanılan mekân adlarını detaylı bir şekilde açıklamayı ve Türkiye'deki yer adları bilimine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Throughout history, people have felt the need to convey their feelings, thoughtsand desires to someone else. Language; It is a very large structure unique to human beingsthat enables people to agree among themselves, responds to human needs and reflectstheir race, history, culture, geography and way of life. The science that studies this greatstructure is linguistics. Linguistics is a broad science that studies the general and specialfeatures of the language, addresses the problems of the language, examines thecommonalities and differences between languages, and deals with many disciplines. Thescience of place names is the branch of science that takes place names as a subject ofstudy.The science of place names, one of the most important sub-branches of linguistics,has become one of the most studied branches because it sheds light on the past andexamines the language with many branches of science.It is seen that the concept of place names mostly covers special names given to aparticular place; However, in the current study, the public naming given to any venue inthe Compilation Dictionary and not considered in the special name category is included.In this study, one of the largest studies on dialect research in `In TurkeyCompilation Dictionary of the Public Dialect` space and place names in the area havebeen identified. The place and venue names that were determined were evaluated frommany angles and subjected to classification. In this study, a detailed public description ofthe place names used in the mouth and place venue in Turkey aims to contribute toscience. 203
- Published
- 2020
34. Lise öğrencilerinin algıladıkları ebeveyn tutumları ve stresle baş edebilme yaklaşımının öznel iyi oluş düzeylerini yordaması
- Author
-
Ertaş, İhsan, Yalçın, Süleyman Barbaros, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Danışman: 0000-0001-8818-8252, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Öznel İyi Oluş ,Psikoloji ,Algılanan Ebeveyn Tutumları ,Stresle Baş edebilme Yaklaşımı ,Psychology ,Perceived Parental Attiude ,Stress Management Approach ,Subjective Wellbeing - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmada; lise öğrencilerinin algıladıkları ebeveyn tutumları ve stresle baş edebilme yaklaşımının öznel iyi oluşu düzeylerini yordaması incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu Van ilinde 2018/2019 eğitim ve öğretim yılında eğitim gören 5 farklı liseden değişik sınıf düzeylerinde 500 öğrenci oluşturmuştur. Katılımcıların demografik bilgilerini belirlemek için Kişisel Bilgi Formu, öznel iyi oluş düzeylerini belirlemek için '' Ergen Öznel İyi Oluş Ölçeği (EÖİÖ)'', algılanan ebeveyn tutumlarını belirlemek için '' Leuven Algılanan Ana Babalık Ölçeği Ergen Sürümü (LAABÖ/e)'', stresle baş edebilme yaklaşımını belirlemek için '' Ergenler İçin Başa Çıkma Ölçeği (EBÇÖ)'' kullanılmıştır. Verilerin analizinde katılımcıların öznel iyi oluş, stresle baş edebilme yaklaşımları ve algılanan ebeveyn tutum arasındaki ilişkisini analiz etmek için Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı tekniğinden yararlanılmıştır. Stresle baş edebilme yaklaşımları ve algılanan ebeveyn tutumunun öznel iyi oluşu anlamlı düzeyde yordayıp, yordamadığı ise çoklu regresyon analizi tekniği ile hesaplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre lise öğrencilerinde öznel iyi oluşun alt boyutu olan aile ile ilişkilerde doyum alt boyutu ile algılanan ebeveyn tutumunun baba duyarlılık, baba davranışsal denetim baba özerklik desteği, anne duyarlılık, anne davranışsal denetim, anne özerklik desteği ve başa çıkma yaklaşımlarının aktif başa çıkma ve kaçınan başa çıkma alt boyutlarının pozitif yönde anlamlı olarak ilişkili olduğu görülmüştür. Öznel iyi oluşun alt boyutu olan olumlu duygular alt boyutu ile algılanan ebeveyn tutumunun baba duyarlılık, baba davranışsal denetim baba özerklik desteği, anne duyarlılık, anne davranışsal denetim, anne özerklik desteği ve başa çıkma yaklaşımlarının aktif başa çıkma ve kaçınan başa çıkma alt boyutlarının pozitif yönde anlamlı olarak ilişkili olduğu görülmüştür. Öznel iyi oluşun alt boyutu olan yaşam doyumu alt boyutu ile algılanan ebeveyn tutumunun baba duyarlılık, baba davranışsal denetim baba özerklik desteği, anne duyarlılık, anne davranışsal denetim, anne özerklik desteği ve başa çıkma yaklaşımlarının aktif başa çıkma alt boyutunun pozitif yönde anlamlı olarak ilişkili olduğu görülmüştür. Öznel iyi oluşun alt boyutu olan önemli diğerleri ile ilişkiler alt boyutu ile algılanan ebeveyn tutumunun baba duyarlılık, baba davranışsal denetim baba özerklik desteği, anne duyarlılık, anne davranışsal denetim, anne özerklik desteği ve başa çıkma yaklaşımlarının aktif başa çıkma ve kaçınan başa çıkma alt boyutlarının pozitif yönde anlamlı olarak ilişkili olduğu görülmüştür. Ayrıca araştırma sonuçlarına göre; lise öğrencilerinde öznel iyi oluşun alt boyutu olan aile içi ilişkilerden doyum alt boyutunu algılanan ebeveyn tutumunun alt boyutlarından anne duyarlılık, baba duyarlılık, baba özerklik alt boyutları, öznel iyi oluşun olumlu duygular alt boyutunu anne duyarlılık, anne psikolojik kontrol, olumlu duygular alt boyutu, öznel iyi oluşun yaşam doyumu alt boyutunu anne davranışsal denetim, baba duyarlılık alt boyutu ve öznel iyi oluşun önemli diğerleri ile ilişkilerden doyum alt boyutunu anne duyarlılık ve baba duyarlılık alt boyutu yordamaktadır. Başa çıkma yaklaşımlarının alt boyutları ise öznel iyi oluşun alt boyutlarını yordama da önemli bir etkiye sahip değil., In this Study the perceived parental attitudes of high school students, stress coping approach and subjective well-being levels were examined. The sample of the study consisted of 500 students from 5 different high schools at different grade levels in the 2018-2019 academic year in the province of Van. Personal Information Form was used to determine the demographic information of the participants, The Adolescent Subjective Well-Being Scale (ESSS) was employed to determine the level of subjective well-being level, Adolescent Version of Leuven Perceived Parenting Scale (LAABÖ / e) was employed to determine the perceived parental attitudes and Adolescents Stress Coping Scale was used to determine the Stress Coping Approach. The relationship between subjective well-being, stress coping approaches and perceived parental attitude was analyzed through Pearson Moments Multiplication Correlation Coefficient Technique. Multiple Regression Analysis Technique was used to determine whether stress coping approaches and perceived parental attitude predicted significantly the subjective well-being. According to the results of the study, the sub-dimension of subjective well-being were related to relationship with the family: High school students perceived parental attitude, father behavioral control and father autonomy support, maternal sensitivity, maternal behavioral control, maternal autonomy support and coping approaches were found to be positively correlated to active coping and avoiding coping subscales. It was found that the perceived parental attitude, the father's sensitivity, the father's behavioral control, the father's autonomy support, the maternal sensitivity, the maternal behavioral control, the maternal autonomy support, and the coping approaches were significantly correlated to the active coping sub dimension. Positive emotion as the sub dimension of subjective well-being; perceived parental attitude, father sensitivity, father behavioral control, father autonomy support, mother sensitivity, mother behavioral control, mother autonomy support coping approaches were found to be positively correlated to active coping and avoiding coping sub dimension. In addition, with respect to the results of the research; In the high school students, satisfaction from family relations, which is a sub-dimension of subjective well-being, predicted by perceived parental attitude sub-dimensions, mother sensitivity, father sensitivity, father autonomy. The positive emotion sub-dimension of subjective well-being is predicted by the sub-dimensions of perceived parental attitude, maternal sensitivity, maternal psychological control and sub-dimensions. Life satisfaction sub-dimension of Subjective well-being, is predicted by perceived parental sub-dimensions, mother behavioral control, and father sensitivity sub-dimension and satisfaction from relationships with important others, which is a sub-dimension of subjective well-being, is predicted by the sub-dimension of perceived parental attitude, the maternal sensitivity and father sensitivity sub-dimension. The sub-dimensions of coping approaches have no significant effect on predicting the sub-dimensions of subjective well-being.
- Published
- 2020
35. Lise öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlarının ve affedicilik tutumlarının akran zorbalığını yordaması
- Author
-
Çoban, Kemal, Yalçın, Süleyman Barbaros, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Peer victimization ,Psychological needs ,Self forgiveness ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Basic needs ,Peer - Abstract
Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlarının ve affetme tutumlarının akran zorbalığını yordama düzeyini incelemektir. Araştırmanın örneklemi, Şanlıurfa ve Gaziantep illerinde öğrenim gören 353 lise öğrencisinden oluşmaktadır. Veri toplama araçları olarak ''Temel İhtiyaçlar Ölçeği'', ''Affedicilik Ölçeği'' ve ''Akran Zorbalığı Belirleme Ölçeği'' kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarının analizinde ''Pearson Momentler Çarpımı Analizi ve Çoklu Regresyon Analizi'' kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, affetme ile akran zorbalığının alt boyutları olan sözel zorbalık, eşyalara zarar verme zorbalığı, izolasyon (dışlama) mağduru olma, eşyalara zarar verme mağduru olma ve cinsel mağdur olma arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Temel psikolojik ihtiyaçları karşılama düzeyi ile akran zorbalığı alt boyutlarından olan sözel mağdur olma ve izolasyon (dışlama) mağduru olma arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Diğer değişkenler arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Araştırmanın diğer alt amaçlarına bakıldığında, ait olma temel psikolojik ihtiyacının akran zorbalığının bütün alt boyutlarını yordadığı görülmüştür. Bunun dışında, affetmenin izolasyon (dışlama) mağduru olmayı yordadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca eğlence temel psikolojik ihtiyacının fiziksel zorbalığı, fiziksel mağduriyeti, sözel zorbalığı, cinsel zorbalığı ve cinsel mağduriyeti anlamlı bir şekilde yordadığı sonuçlarına da varılmıştır. Özgürlük temel psikolojik ihtiyacının, söylenti çıkarma ve yayma zorbalığını, eşyalara zarar verme zorbalığını, eşyalara zarar verme mağduriyetini ve cinsel zorbalığı yordadığı görülmüştür.Anahtar kelimeler: Temel psikolojik ihtiyaçlar, Affedicilik, Akran zorbalığı, Akran mağduriyeti, Lise Öğrencileri The purpose of this research is to study on what level psycholocigal needs and forgiveness attitudes of high school students predict peer bullying. The sample of the study is consisted of 353 high school students from Şanlıurfa and Gaziantep provinces high schools . As for data collection 'Basic needs scale'', ''Forgiveness scale'' and '' Peer bullying determination scale'' were used. To analyze the results '' pearson product-moment correlation coefficient and multiple regression analysis '' were used.Results of the study shows a negative meaningful relation between forgiveness and sub-dimensions of peer bullying which are verbal bullying, object damaging bullying, victimization of exclusion and sexual victimization. Positive meaningful relations between the level of satisfaction of basic psychological needs and verbal victimization and victimization of exlusion which are sub dimensions of peer bullying were found . any other meaningful relation could not be found between other variables. When other sub goals of the study is viewed one can see that two of basic psychological needs belonging and entertainment predict physical bullying and victimization meaningfully; two of basic psychological needs belonging and entertainment predicts being a verbal bully, the need of belonging predicts being a verbal victim, the need of belonging predicts bullying of exclusion and the need of belonging and forgiveness predict victimization of exvclusion,the needs of freedom and belonging predict rumour bullying and spreading rumour bullying ; the need of belonging predicts being a victim of rumour and spreading rumour ; the needs of belonging and freedom predict object damaging bullying and being a victim of it ; the needs of entertainment, freedom and belonging predicts sexual bullying ; the needs of entertainment and belonging predict being a victim of sexual bullying.Keywords : Basic psychological needs, Forgiveness, Peer bullying, Peer victimization, High School Students 137
- Published
- 2019
36. Mülteci öğrencilerin eğitim gördüğü okullardaki rehberlik ihtiyaçlarının rehber öğretmen görüşlerine göre incelenmesi
- Author
-
Uyanik, Ahmet, Yalçın, Süleyman Barbaros, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Guidance education ,Refugees ,Teacher opinions ,Emigrants ,Eğitim ve Öğretim ,Education problems ,Education and Training ,Guidance ,Syrians ,Education establishments ,Education - Abstract
Bu araştırmanın amacı okullarda yer alan Suriyeli öğrencilerin rehberlik ihtiyaçlarını okullarında yer alan okul rehber öğretmeni görüşlerine göre incelemektir.Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın deseni olarak nitel araştırma desenlerinden olan durum çalışması seçilmiştir. Araştırma evrenini Konya ilinin Meram, Selçuklu ve Karatay ilçelerinde kamuda çalışan 30 rehber öğretmen oluşturmaktadır. 2018-2019 Eğitim Öğretim yılı içinde yapılan bu çalışmada araştırmanın verilerini toplamak için araştırmacının oluşturduğu yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler toplandıktan sonra içerik analizi ile yöntemiyle analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular incelendikten sonra kişisel rehberlik, eğitsel rehberlik ve mesleki rehberlik alanında alt temalar ortaya konulmuştur. Kişisel rehberlikte; Suriyeli öğrencilerin dil ve iletişim sorunu, akran zorbalığına maruz kalma, okul içinde fiziksel şiddeti kullanma ve okul ortamında ayrımcılığa maruz kalma sorun alanları ortaya çıkmıştır. Eğitsel rehberlikte ise; hazırbulunuşluk seviyesinin sınıf ortamının altında olması, okul ve sınıf kurallarına aykırı davranma ve düşük okul motivasyonu en çok bahsedilen sorun alanları arasında yer almıştır. Mesleki rehberlikte ise; gelecek meslek planlarının olmaması, Türkiye'de yükseköğrenim hedefi olmaması ve ailelerin kız çocuklarının eğitimine karşı olması gibi alt başlıklı sorun alanları ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın okullarda bulunan geçici koruma statüsündeki Suriyeli öğrencilerle ile ilgili yapılacak okul rehberlik hizmetlerine katkı sunulacağı düşünülmektedir. The aim of this study is to examine the guidance needs of Syrian students taking place in schools according to the opinions of the school guidance counselors in their schools.Qualitative research method was used in the research. The case study, which is one of the qualitative research designs, was chosen as the design of the research. The research population consists of 30 counselors working in the public in Meram, Selçuklu and Karatay districts of Konya. In this study, which was conducted in 2018-2019 academic year, semi-structured interview form formed by the researcher was used to collect the data of the research. The data were analyzed by means of content analysis. After examining the findings, sub-themes were introduced in the field of personal guidance, educational guidance and vocational guidance. In personal guidance; Problems of language and communication among Syrian students, exposure to peer bullying, use of physical violence within the school and exposure to discrimination in the school environment have emerged. In educational guidance; the level of readiness below the classroom environment, violations of school and classroom rules, and low school motivation were among the most mentioned problem areas. In vocational guidance; The lack of future career plans, lack of goals, such as higher education in Turkey and took the family to be entitled to the education of girls against problem areas have emerged. It is thought that this study will contribute to the school guidance services related to the temporary protection status of the Syrian students in the schools. 123
- Published
- 2019
37. Mülteci öğrencilerin eğitim gördüğü okullardaki rehberlik ihtiyaçlarının rehber öğretmen görüşlerine göre incelenmesi
- Author
-
Uyanık, Ahmet, Yalçın, Süleyman Barbaros, Danışman: 0000-0001-8818-8252, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Suriye ,Geçici Koruma ,Rehberlik İhtiyacı ,Mülteci Öğrenciler - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmanın amacı okullarda yer alan Suriyeli öğrencilerin rehberlik ihtiyaçlarını okullarında yer alan okul rehber öğretmeni görüşlerine göre incelemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın deseni olarak nitel araştırma desenlerinden olan durum çalışması seçilmiştir. Araştırma evrenini Konya ilinin Meram, Selçuklu ve Karatay ilçelerinde kamuda çalışan 30 rehber öğretmen oluşturmaktadır. 2018-2019 Eğitim Öğretim yılı içinde yapılan bu çalışmada araştırmanın verilerini toplamak için araştırmacının oluşturduğu yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler toplandıktan sonra içerik analizi ile yöntemiyle analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular incelendikten sonra kişisel rehberlik, eğitsel rehberlik ve mesleki rehberlik alanında alt temalar ortaya konulmuştur. Kişisel rehberlikte; Suriyeli öğrencilerin dil ve iletişim sorunu, akran zorbalığına maruz kalma, okul içinde fiziksel şiddeti kullanma ve okul ortamında ayrımcılığa maruz kalma sorun alanları ortaya çıkmıştır. Eğitsel rehberlikte ise; hazırbulunuşluk seviyesinin sınıf ortamının altında olması, okul ve sınıf kurallarına aykırı davranma ve düşük okul motivasyonu en çok bahsedilen sorun alanları arasında yer almıştır. Mesleki rehberlikte ise; gelecek meslek planlarının olmaması, Türkiye'de yükseköğrenim hedefi olmaması ve ailelerin kız çocuklarının eğitimine karşı olması gibi alt başlıklı sorun alanları ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın okullarda bulunan geçici koruma statüsündeki Suriyeli öğrencilerle ile ilgili yapılacak okul rehberlik hizmetlerine katkı sunulacağı düşünülmektedir., The aim of this study is to examine the guidance needs of Syrian students taking place in schools according to the opinions of the school guidance counselors in their schools. Qualitative research method was used in the research. The case study, which is one of the qualitative research designs, was chosen as the design of the research. The research population consists of 30 counselors working in the public in Meram, Selçuklu and Karatay districts of Konya. In this study, which was conducted in 2018-2019 academic year, semi-structured interview form formed by the researcher was used to collect the data of the research. The data were analyzed by means of content analysis. After examining the findings, sub-themes were introduced in the field of personal guidance, educational guidance and vocational guidance. In personal guidance; Problems of language and communication among Syrian students, exposure to peer bullying, use of physical violence within the school and exposure to discrimination in the school environment have emerged. In educational guidance; the level of readiness below the classroom environment, violations of school and classroom rules, and low school motivation were among the most mentioned problem areas. In vocational guidance; The lack of future career plans, lack of goals, such as higher education in Turkey and took the family to be entitled to the education of girls against problem areas have emerged. It is thought that this study will contribute to the school guidance services related to the temporary protection status of the Syrian students in the schools.
- Published
- 2019
38. Ortaokul öğrencilerinin ders çalışma alışkanlıklarının ebeveyn, öğretmen ve öğrenci görüşlerine göre incelenmesi
- Author
-
Oltulu, Mervenur, Yalçın, Süleyman Barbaros, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Danışman: 0000-0001-8818-8252, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Parents ,Opinions of students ,Teacher opinions ,Study methods ,Secondary school students ,Study habits ,Family support ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Parenting behaviors - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmada, ortaokul öğrencilerinin ders çalışma alışkanlıkları öğretmen, veli ve öğrenci görüşlerine göre tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma nitel araştırma tekniği çerçevesinde fenomenolojik araştırma deseni benimsenmiştir. Çalışma grubunun belirlenmesinde ölçüt ve kartopu örnekleme yöntemleri kullanılmıştır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak ve katılımcılarla yüz yüze görüşmeler yapılarak toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 eğitim öğretim yılında çeşitli ortaokullarda öğrenim gören farklı sınıf seviyelerinden 10 öğrenci, ortaokulda çocuğu olan 10 veli ve ortaokulda görevli bu öğrencilerin derslerine giren 10 öğretmen katılmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz ve içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmada elde temalar öğretmenler için ders çalışmayı etkileyen faktörler, bireysel farklılıklar, ders çalışma alışkanlığını geliştirme, bilişsel sorunlar, ev ve okul ortamı, yakın arkadaş ve zamanı kullanma olarak oluşturulmuştur. Veliler için ders çalışma etkileyen faktörler, velilere düşen görevler, çocuklarına düşen görevler, çalışma ortamı ve zamanı verimli kullanma temalarından oluşmaktadır. Öğrenciler için ders çalışma, olumlu ve olumsuz faktörler, anne ve babanın olumsuz özellikleri, öğretmenlerin olumsuz özellikleri ve zamanı kullanma temalarına ayrılmıştır. Sonuç olarak öğretmenler, öğrenciler ve velilere göre aile ortamının ve desteğinin çok önemli olduğu, sosyal ağların, cep telefonu, televizyon ve bilgisayarın ders çalışmayı olumsuz olarak etkilediği ortaya çıkmıştır. Araştırma sonucunda ortaya çıkan bulgular literatür ve ilgili araştırmalar çerçevesinde tartışılmış ve sonuçlarla ilgili öneriler sunulmuştur., In this analysis the study habits of middle school students were tried and later determined according to the opinions of their peers, teachers, and parents. Phenomenological research design was adopted within the framework of qualitative research technique. Criteria and snowball sampling methods were used to determine the study group. The research data was collected by the researcher using semi-structured interview form and face-to-face interviews with the participants. The study group in the study consisted of 10 students from different classes . Along with ten parents whose children are in secondary school; ten teachers also participated in this research. Descriptive analysis as well as content analysis were used to interpret the data. In regards to the Teachers, the results obtained from the research demonstrated how course work is affected by the educators' personality traits. The results also demonstrated how teachers can help improve study habits, cognitive problems, home and school environment, and the use of time. For parents, the factors that affect the course work consist of parental duties, the duties of their children, the working environment and the use of time. For students, the course is devoted to positive and negative factors; negative characteristics of parents, negative characteristics of teachers and use of time. As a result, it was found that family environment and support was very important for teachers, students and parents. On the other hand, social networks, mobile phones, television and computers negatively affect the study environment. Lastly, the findings of the study were discussed within the framework of related literature and research. The results were later presented.
- Published
- 2019
39. Günümüzde ergenlik dönemi gençlerin tercih ettiği kitapların cinsiyet rolleri bakımından incelenmesi
- Author
-
Alabay, Mine Begümhan, Yalçın, Süleyman Barbaros, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Danışman: 0000-0001-8818-8252, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Cinsiyet rolleri ,Books ,Puberty ,Gender roles ,Gender Roles ,Youngs ,Preference ,Reading Textbooks ,Psikoloji ,Psychology ,Book reading ,Ergenlik ,Okuma kitapları ,Reading textbooks - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırma ergenlerin tercih ettiği kitaplardaki toplumsal cinsiyet rollerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma nitel gelenekten faydalanarak yapılmış bir doküman analizidir. Araştırmanın evrenini Konya ilinde, 15-18 yaş aralığındaki ergenler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi 2018-2019 Eğitim Öğretim yılında Konya'nın merkez ilçeleri olan Karatay, Meram ve Selçuklu'da bulunan üç okulda lise düzeyinde öğrenim gören öğrencileri kapsamaktadır. Araştırmada inceleme yapılacak kitapların belirlenmesi amacıyla her bir okuldan 9, 10, 11,12. sınıf öğrencilerine en son okudukları beş kitabın isimleri sorulmuştur. Elde edilen veriler incelenmiş, en çok okunan kitaplar belirlenerek incelemeye alınmıştır. Veriler içerik analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Verilerin belirli bir anlam bütünlüğünün yakalanması amacıyla kelime ve kelime grubu kodlama şekli kullanılarak ana tema ve alt temalar oluşturulmuştur. İçerik analizi sonucu elde edilen bulgulara göre kadın ve erkek rollerinde; roman içerisindeki rol dağılımında, verilen mesleklerde adil bir dağılımın olmadığı sonucuna varılmıştır. Kitapların, yazıldığı yıllara göre toplumsal cinsiyet rol dağılımlarında değişimin olduğu, cinsiyetçi dilin yerini eşitlikçi bir yapıya bıraktığı gözlemlenmiştir. Kadın ve erkek kahramanların okurlarına cinsiyetleri doğrultusunda birbirlerinden farklı iletilerde bulunduğu sonucuna varılmıştır. Kadın kahramanların görünüşlerinin, erkek kahramanlara göre daha detaylı anlatıldığı ve olumsuz alıntıları daha fazla yer verildiği görülmüştür. Kahramanların yaşları ile ilgili yapılan incelemelerde kadınların yaşları ilerledikçe oluşan fiziksel deformasyona vurgu yapılırken, erkek kahramanlara yönelik olumsuz bir ileti bulunamamıştır., This research was carried out to examine gender roles in books preferred by adolescents. The research is a document analysis made by using qualitative tradition. The population of the study consists of adolescents aged 15-18 years in Konya. The sample of the study consists of the students who get educate in the high schools of Konya in the 2018-2019 academic year and in the three schools in Meram and Selcuklu. 9th 10th, 11th and 12th grade students from each school were asked to the names of the five books that they have read last in the research. The data obtained were analyzed and the most widely read books were identified and examined. The data were analyzed by content analysis method. The main theme and sub-themes have been created by using the word and word group encoding format for the purpose of capturing a certain meaning of the data. According to the findings of content analysis, it was found that in the distribution of the role in the novel, it was concluded that there is no fair distribution in the given professions. It has been observed that there is a change in gender role distribution and the place of sexist language in an egalitarian structure. It is concluded that male and female heroes have different messages from their readers according to their gender. It is observed that the appearance of female heroes is explained in more detail than male heroes and negative quotations are mentioned more. In the researches about the ages of the heroes, while the stress of the physical deformation that occurs as the women progressed, no negative message about the male heroes was found.
- Published
- 2019
40. Examination of Loneliess of University Students According to Emotion Regulatory Skills
- Author
-
Ari, Sakine İlkim, Yalçın, Süleyman Barbaros, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Psikoloji ,Psychology - Abstract
Araştırmanın genel amacı, Meslek Yüksek Okulu Öğrencilerinin Duygu Düzenleme Becerilerinin, öğrencilerin yalnızlığını yordayıp yordamadığını incelemektir. Bu amaca bağlı olarak, cinsiyet ve eğitim süresinin değişkenlerine göre öğrencilerin yalnızlık puan ortalamalarında anlamlı farklılaşma var mıdır? sorularına cevap aramıştır. Veriler, 318 öğrenciden (K:215; E: 105) toplanmıştır. Araştırmada UCLA Yalnızlık Ölçeği ve Ergenler İçin Duygu Düzenleme Ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin, Dışsal İşlevsel Duygu Düzenleme alt boyutu, Yalnızlık puanlarının % .06 sını yordamaktadır. Cinsiyete göre öğrencilerin yalnızlık puanları farklılaklaşmaktadır (p
- Published
- 2018
41. Üniversite öğrencilerinin özgecilik, kişilik özellikleri ve sosyal problem çözme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi
- Author
-
Oktar, Saliha, Yalçın, Süleyman Barbaros, Enstitüler, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Üniversite öğrencileri ,Psikoloji ,Sosyal problem çözme becerisi ,Social problem solving skills ,Psychology ,Özgecilik ,Personality traits ,Problem solving ability ,Social problems ,Altruism ,Personality ,University students - Abstract
Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin özgecilik, içe-dışa dönük kişilik özellikleri ve sosyal problem çözme becerileri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini 2016 öğretim yılında Konya ilinde öğrenim gören üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmaya 454 (309 kız, 145 erkek) üniversite öğrencisi katılmıştır. Veri toplama aracı olarak Eysenck Kişilik Envanteri'nin dışa dönüklük alt ölçeği, özgecilik ölçeği ve Sosyal Problem Çözme Envanteri- Kısa Formu kullanılmıştır. Araştırma verileri SPSS® Statistics v24.0 programı kullanılarak Pearson korelasyon testi, lineer çoklu regresyon analizi, t-testi ve ANOVA ile analiz edilmiştir. Çalışmada kızların erkeklerden daha yardımsever oldukları bulunmuştur. İçe dönük kişilerle karşılaştırıldığında dışa dönük kişiler özgecilik ve alt boyutlarının tümünden anlamlı olarak daha yüksek puan almışlardır. Dışa dönüklük, özgecilik ve sosyal problem çözme becerisi arasında pozitif yönlü korelasyon vardır. Dışa dönüklük ve sosyal problem çözme becerisi özgeciliği anlamlı olarak yordamaktadır. Sonuç olarak dışa dönük ve/veya sosyal problem çözme becerisi yüksek olan insanlar daha özgecidir. Ayrıca özgeciliğe sosyal problem çözme becerisinin katkısını belirlemek için ileri araştırmalar önerilir., In this study, the relation between the altruism, extroverted personality traits and social problem solving skills of university students was investigated. The sample of the study constitutes university students who are studying in Konya in the academic year of 2016. The research was conducted on 454 students (309 females, 145 males). The following scales were used as data collection tools: Eysenck Personality Inventory's Extraversion subscale, Altruism Inventory and Social Problem Solving Inventory- Short Form. Data were analyzed by Pearson correlation test, linear multiple regression analysis, t-test and ANOVA using SPSS® Statistics v24.0. It was determined that girls were more helpful than boys. Compared to intorverted persons, extroverted persons had significantly higher scores on altruism and all its sub-dimensions. Positive correlations were found between extraversion and altruism and social problem solving skills. According to the regression analysis, both extraversion and social problem solving skills significantly predicted altruism. As a result, people who are high in extroversion and/or social problem solving skills are more altruistic. In addition, further research is recommended to determine the contribution of social problem solving skills to altruism.
- Published
- 2018
42. Azerbaycan Türkçesindeki alıntı sözcüklerin ses bilgisi açısından değerlendirilmesi
- Author
-
Canpolat Canal, Fatma, Yalçın, Süleyman Kaan, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Sound events ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Phonetic changes ,Turkish Language and Literature ,Quotation word ,Azeri language - Abstract
Küreselleşen dünyada toplumların başka kültürlerle ilişkiye geçmesi, dillerin birbirinden etkilenmesi ve kelime alışverişinde bulunması gayet doğal bir süreçtir. Çeşitli nedenler ve ihtiyaçlar sonucunda bir dile başka bir dilden girmiş ve o dilde benimsenmiş olan sözcüklere alıntı sözcük denilir.Her dilde belirli oranda alıntı sözcük yer almaktadır. Oğuz grubu Türk lehçeleri içerisinde yer alan Azerbaycan Türkçesi de bu yazı dillerinden biridir. Azerbaycan Türkçesi tarih boyunca içinde bulunduğu bölgenin farklı uluslarının dillerinden etkilenmiştir. Günümüzde de yabancı dillerden etkilenmeye devam etmektedir.Bir dile giren alıntı sözcüklerde geldikleri dilden ayrılan fonetik özellikler bulunabilir. Bu durumda dil almış olduğu sözcükleri kendi fonetik yapısına uydurma veya yaklaştırma çabası içine girer. Bu nedenlerden ötürü alıntı sözcüklerde az veya çok ses değişiklikleri veya ses olayları meydana gelir.Bu çalışmada yapılan fonetik incelemeler doğrultusunda tespit edilen alıntı sözcüklerin Azerbaycan Türkçesine ne şekilde girdiği, hangi ses değişikliklerine ve ses olaylarına uğradığı ele alınmış ve bu fonetik tespitler istatistiksel veriler, tablolar ve grafiklerle desteklenmiştir. In the globalizing world, it is a natural process for societies to relate to other cultures, to influence languages and to exchange words. As a result of a variety of reasons and needs, we have entered a language from another language, and we call it a quote from the words adopted on that particular language.There is a quote in each locality. Azerbaijani Turkish as well as Turkish in Turkey, in the region where the language is influenced by different nations. Nowadays both languages continue to be influenced by foreign languages due to the difficulties that the age brings.Quotations entered into a language may have phonetic properties separated from the dots they arrive. In this case, it tries to adapt or approximate the words it has taken to its phonetic structure. Because of these reasons, the quoted words have more or less sound.The phonetics of this study were examined in terms of how they entered the Azerbaijani Turkic language, the changes in their voice and their voice events, and these phonetic determinations were supported by statistical data, tables and graphs. 409
- Published
- 2018
43. Hümik asit uygulamalarının mısır (Zea mays L.) bitkisinin kök gelişimi ve besin elementleri alımına etkisi
- Author
-
Güngör, Kutluhan, Yalçın, Süleyman Rifat, and Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim Dalı
- Subjects
Ziraat ,Unit root ,Agriculture ,Micronutrient elements ,Macronutrient elements - Abstract
Bu çalışmada, artan dozlarda uygulanan humik asitin, mısır bitkisinin kök ve toprak üstü aksamının uzunluk, kuru-yaş ağırlıklarına olan fiziksel etkilerinin yanı sıra, yine gövde ve kök kısımlarında N, P, K, Ca ve Mg gibi makro elementler ile Fe, Cu, Zn ve Mn gibi mikro elementlerin içeriği araştırılmıştır. Bu amaçla, 2 ayrı mısır çeşidine topraktan 0, 50, 100, 150 ve 200 mg kg-1 olacak şekilde humik asit uygulanmıştır. Deneme, tesadüf parselleri deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Polietilen kaplı plastik saksılara, 4.5 kg toprak doldurularak, her saksıya 8 tohum ekilmiş ve çimlenme sonrası her saksıdaki bitki sayısı 3 olacak şekilde seyreltme yapılmıştır. 60 günlük gelişim süresi sonunda bitkiler hasat edilmiş, kök-gövde uzunlukları ve kuru ağırlıkları belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, Hazar F1 çeşidinde gövde kuru ağırlık artışını 200 mg kg-1 humik asit uygulamasının artırdığı, kök kısmında yine 200 mg kg-1 humik asit uygulamasının yaş ağırlık ve kuru ağırlığı istatistiki olarak önemli ölçüde artırdığı, Helen F1 çeşidinin gövde uzunluğu bakımından 200 mg kg-1 humik asit uygulamasının, yine gövde kuru ağırlığı bakımından 100 ve 150 mg kg-1 humik asit uygulamasının önemli etkisinin olduğu, kök uzunluğu bakımından ise, 150 mg kg-1 humik asit uygulamasının en iyi doz olabileceği belirlenmiştir. Makro ve mikro element içerikleri incelendiğinde ise, Hazar F1 çeşidinin gövde kısmı için, dozlar arttıkça N içeriğinin azaldığı, buna karşın K içeriği bakımından 200 mg kg-1, Zn içeriği bakımından 50 mg kg-1 humik asit uygulamasının önemli bir etki yarattığı, Fe ve Cu bakımından humik asit uygulamalarının kontrole göre içeriğini düşürdüğü, kök kısmında ise, 150 mg kg-1 humik asit uygulamasının P, K ve Ca elementleri açısından önemli bir artışa yol açtığı, Fe ve Mn'da 150 mg kg-1, Cu ve Zn'de ise 200 mg kg-1 humik asit uygulamasının en uygun doz olabileceği saptanmıştır. Helen F1 çeşidinin makro ve mikro besin element içerikleri incelendiğinde ise, gövde de, P elementi açısından 50 mg kg-1, K elementi için 100 mg kg-1'nin istatistiki olarak önemli bir etki yarattığı, buna karşın, humik asit uygulamalarının kontrole göre Ca içeriğini düşürdüğü, Cu ve Zn bakımından 50 mg kg-1 humik asit uygulamasının uygun doz olacağı, kök kısmı incelendiğinde ise, K yönünden 200 mg kg-1, Ca ve Mg'da ise, 50 mg kg-1'in önemli bir etkiye sahip olduğu, Fe, Zn ve Mn için ise 50 mg kg-1 humik asit uygulamasının daha uygun doz olacağı görülmüştür. In this study, the chemical effects of humic acid applications applied at increasing doses on the length, dry-wet weights of root and body parts of corn plant, as well as macro (N, P, K, Ca) and micro elements (Fe, Cu, Zn, Mn) in body and root parts were investigated. For this purpose, humic acid was applied in the soil form of 0, 50, 100, 150 and 200 mg kg-1 from 2 different corn variety. This study was conducted as randomized block design with 3 replicates. In a polyethylene covered plastic pot, 4.5 kg of soil was filled, 8 plants were planted in each pot, and after germination, the number of plants in each pot was reduced to 3. At the end of the 60 day, the plants were harvested, root-body lengths and dry weights were determined. According to the results obtained from the study, it was observed that in the Hazar F1 variety, application of 200 mg kg-1 humic acid to body dry weight and application of 200 mg kg-1 humic acid in the root part significantly increased wet and dry weight. Also observed that, application of 200 mg kg-1 humic acid in terms of body length and a significant effect of 100 and 150 mg kg-1 humic acid application in terms of body dry weight of the Helen F1 variety. In terms of root length, 150 mg kg-1 humic acid application was found to be the best dose. When the macro and micro element contents are examined, for the body part of the Hazar F1 variety, as doses increased, N content decreased, whereas the application of 200 mg kg-1 for K content and 50 mg kg-1 for Zn content had a significant effect, in terms of Fe and Cu, the application of humic acid decreased the content of the control, in the root part, 150 mg kg-1 humic acid application leads to a significant increase in P, K and Ca elements, 150 mg kg-1 in Fe and Mn, and 200 mg kg-1 humic acid in Cu and Zn could be the most appropriate dose. When the macro and micro nutrient contents of Helen F1 were examined, it was found that 50 mg kg-1 for P element, 100 mg kg-1 for K element had a significant effect for the body part, on the other hand, humic acid applications reduced Ca content compared to control, 50 mg kg-1 humic acid application in terms of Cu and Zn would be appropriate, in the root part, 200 mg kg-1 in K element, 50 mg kg-1 in Ca and Mg have a significant effect and 50 mg kg-1 humic acid can be applied in Fe, Zn and Mn. 55
- Published
- 2018
44. Lise öğrencilerinin öğrenme yaklaşımları ile akademik, sosyal ve duygusal yetkinliklerinin kişiler arası problem çözme becerilerini yordaması
- Author
-
Arslan, Mehmet, Yalçın, Süleyman Barbaros, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Academic self-efficacy ,Emotional capability ,Eğitim ve Öğretim ,Social self-efficacy ,Deep learning ,Problem solving ability ,High schools students ,Psikoloji ,Learning methods ,Competence ,Education and Training ,Psychology ,Learning ,Emotional skills - Abstract
Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin öğrenme yaklaşımları (derin ve yüzeysel yaklaşım) ile yetkinliklerinin (duygusal, sosyal ve akademik yetkinlik) kişiler arası problem çözme becerilerini yordayıp yordamadığını araştırmaktır.Araştırma genel tarama modelinin bir alt türü olan ilişkisel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma evrenini, 2016 yılında Konya il merkezinde lise düzeyinde farklı okul ve sınıflarda eğitim görmekte olan öğrencilerden tesadüfi küme örnekleme yöntemi ile seçilmiş, 153' ü erkek, 257'si kız toplam 410 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada öğrencilerin öğrenme yaklaşımlarını belirlemek amacıyla 'Öğrenme Yaklaşımları Envanteri' Lise formu kullanılmıştır. Öğrencilerin yetkinliklerini belirleyebilmek için 'Ergenlerde Yetkinlik Beklentisi Ölçeği' kullanılmıştır. Öğrencilerin kişiler arası problem çözme becerilerini belirlemek amacıyla 'Kişiler arası Problem Çözme Envanteri' kullanılmıştır. Verilerin analizinde, değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı tekniği kullanılmıştır. Ayrıca; öğrenme yaklaşımları ve yetkinlik beklentileri değişkenlerinin kişiler arası problem çözmenin alt boyutlarını yordayıp yordamadığına bakmak için çoklu doğrusal regresyon analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçları, probleme olumsuz yaklaşımın yordayıcıları; yüzeysel yaklaşım, derin yaklaşım, sosyal yetkinlik beklentisi ve duygusal yetkinlik beklentisi bulunmuştur. Yapıcı problem çözmenin yordayıcıları; derin yaklaşım, duygusal yetkinlik beklentisi ve akademik yetkinlik beklentisi bulunmuştur. Kendine güvensizliğin yordayıcıları; yüzeysel yaklaşım ve sosyal yetkinlik beklentisi bulunmuştur. Sorumluluk almamanın tek yordayıcısı yüzeysel yaklaşım bulunmuştur. Israrcı-sebatkâr yaklaşımın yordayıları; derin yaklaşım, sosyal yetkinlik beklentisi, akademik yetkinlik beklentisi ve yüzeysel yaklaşım bulunmuştur. Bulgular; lise öğrencilerinin öğrenme yaklaşımları ve yetkinlik beklentileri kişiler arası problem çözme becerilerini yordadığını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Öğrenme Yaklaşımı, Yetkinlik Beklentisi, Kişiler Arası Problem Çözme, Lise Öğrencisi The aim of this research is to investigate whether high school students' learning approaches and Self-efficacy (emotional, social and academic) have predicted interpersonal problem solving skills. The research was conducted in accordance with the relational screening model, a subtype of the general screening model. The study's study group is consists of 410 students, 153 of whom are male and 257 are girls, selected by random cluster sampling method from the students who are educated in different schools and classes in Konya city center high school level in 2016. In order to determine the learning approaches of the students in the research, `Learning Process Questionnaire` high school form was used. In order to determine the Self-efficacy of the students, the Adolescent Self-Efficacy Expectation Scale ' was used. The 'Interpersonal Problem Solving Inventory' was used to determine the interpersonal problem solving skills of the students. To reveal the associations among variables pearson correlation moments coefficient was used. Also to determine the predicted interpersonal problem solving skills with approach to learning and self-efficacy multilinear regression analysis was used. The results of the research revealed: Predictors of Approaching problems in a negative way; surface approach, deep aproach, social self-efficacy, emotional self-efficacy. Predictors of Constructive problem solving; deep approach, emotional self-efficacy, academic self-efficacy. Predictors of Lack of self-confidence; surface approach, social self-efficacy. prediction of Unwilling to take responsibility; surface approach. Predictors of Insistent-persevering approach; deep aproach, social self-efficacy, academic self-efficacy, surface approach. Key Words: Approaches to Learning, Self-efficacy, Interpersonal Problem Solving, High School Students 139
- Published
- 2017
45. Lise öğrencilerinde kaygı ve stresin yordayıcısı olarak kariyer kararı yetkinlik beklentisi
- Author
-
Atılgan, Selin, Yalçın, Süleyman Barbaros, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Yalçın, S. Barbaros, and Enstitüler, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Stres ,High school students ,Expectations ,Lise öğrencileri ,Anxiety ,High schools students ,Stress ,Psikoloji ,Career expectation ,Kariyer ,Competence ,Student expectations ,Kaygı ,Psychology ,Students ,Career decision making difficulties ,Career - Abstract
Bu çalışmanın temel amacı; lise öğrencilerinde kaygı ve stresin yordayıcısı olarak kariyer kararı yetkinlik beklentisi ile arasında anlamlı bir ilişki ortaya koymaktır.Bu araştırma, genel tarama modelinin bir alt türü olan "İlişkisel tarama" türünde bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini 2017-2018 eğitim ve öğretim yılında Kastamonu Merkez Lisesi, Kastamonu Endüstri Lisesi, Kastamonu Fen Lisesi, Kastamonu Mustafa Kaya Anadolu Lisesi, Kastamonu Göl Anadolu Lisesi, Kastamonu Sağlık Meslek Lisesi ve Kastamonu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasından tesadüfi olarak seçilmiş 352 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada, öğrencilerin bazı kişisel özelliklerini belirleyebilmek için araştırmacı tarafından hazırlanan "Kişisel Bilgi Formu", kariyer kararı yetkinlik beklentilerini belirlemek amacıyla "Kariyer Kararı Yetkinlik Beklentisi Ölçeği Kısa Formu(KKYBÖ-KF)" ve kaygılarını ölçmek amacıyla "Kaygı Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma kapsamında Problem çözme ile durumluk kaygı puanı arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Problem çözme, kendini doğru bir şekilde değerlendirme, meslekler hakkında bilgi toplama, hedef belirleme, plan yapma ve kariyer kararı yetkinlik beklentisi ile algılanan stres alt ölçeği Yetersiz Özyeterlilik Algısı puanı arasında negatif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Sürekli Kaygı ile Stres/ Rahatsızlık Algısı puanı arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Çalışmanın temel amacı kapsamında elde edilen veriler literatür ışığında değerlendirilmiştir. Sonraki çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur., Aim of the this study is that examine relationship between decision making and compatence expectation which based on anxiety and stress. This study is subtype of general screening model which is relational search. Research' sampling occured randomly choosen with 352 students in Kastamonu Central High School, Kastamonu Industrial High School, Kastamonu Science High School, Kastamonu Mustafa Kaya Anatolian High School, Kastamonu Lake Anatolian High School, Kastamonu Health Vocational High School and Kastamonu Imam Hatip High School in 2017-2018 education term. Informed consesnt form has created to gain information from students, Career Decision Compatence Expectation Scale Short Form has created to determine career decision compatence expectation, Anxiety Scale has crated to measure anxiety. Within the scope of the study, there is a significant positive correlation between problem solving and state anxiety scores. There is a significant negative correlation between perceived stress subscale and inadequate self-efficacy perception score, as well as problem solving, self-evaluation, profiling, goal setting, planning and career decision competence. There is a significant positive correlation between Perceived Anxiety and Stress / Discomfort Score. Datas obtained within the scope of the main purpose of the study were evaluated in the light of the literature. Suggestions have been made for further studies.
- Published
- 2017
46. İlköğretim 5, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki serbest okuma metinlerinde yer alan alıntı sözcüklerin incelenmesi
- Author
-
Karakaya, Muhamed, Yalçın, Süleyman Kaan, and Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Textbooks ,Turkish lesson ,Books ,Language education ,Eğitim ve Öğretim ,Turkish ,Linguistics ,Primary education schools ,Turkish education ,Reading texts ,Loan words ,Education and Training ,Dilbilim ,Quotation word - Abstract
Bu çalışmanın veri kaynağı, ilköğretim 5, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki serbest okuma metinleridir. Çalışma, doküman incelemesi aracılığıyla birleştirilen verilerin içerik analizine dayanmaktadır. Araştırmada söz konusu metinlerde kullanılan tüm sözcükler taranarak önce pdf formatına, sonra da veri süzmesi amacıyla sırasıyla word ve excel formatlarına aktarılmıştır. Metinlerdeki Türkçe ve alıntı sözcüklerin tekrarsız halleri dikkate alınmıştır. Çalışmanın sonunda da metinlerdeen sık tekrar edilen 100 sözcük liste halinde verilmiştir.Çalışma sonucunda sözcüklerin tekrarsız kullanımları incelendiğinde, 5. sınıfta 2482 sözcüğün %17'sinin (423); 6. sınıfta 2322 sözcüğün %15'inin (358); 7. sınıfta 2477 sözcüğün %16'sının (400); 8. sınıfta 2061 sözcüğün %17'sinin (356) alıntı sözcük olduğu görülmüştür. Genel anlamda, yapılan incelemeden elde edilen bulgular eşliğinde, ilköğretim5, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki serbest okuma metinlerinin alıntı sözcük varlığı açısından, belirgin şekilde birbirleri arasında tutarsızlık arz ettiği; kimi metinlerin alıntı sözcük sayısı bakımından hafif kaldığı, kimininse öğrenci seviyesi düşünüldüğünde çok ağır olduğu tespit edilmiştir. Bu yönüyle ders kitaplarındaki söz konusu metinlerin, genel olarak, Türkçe Öğretim Programlarının yabancı sözcükler konusundaki alt amaçlarına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Thedatasource of thisstudy is freereadingtexts in the 5th, 6th, 7th and 8th gradeTurkishtextbooks of primaryeducation. Thestudy is based on thecontentanalysis of thedatacombinedthroughthedocumentreview. İn theresearch, allthewordsused in thetextswerescanned in thebrowserandtransferredtopdf format firstandthentowordandexcelformatsrespectivelyfor data filtering. Theirregularity of theTurkishandcitedwords in thetexts is takenintoconsideration. At theend of thestudy, the 100 mostfrequentlyrepeatedwords in thetextsarelisted.Whenstudyingtherepetitiveuse of words in theresult of thestudy, 17% of the 2482 words in the 5th sentence (423); 15% of the 2322 words in the 6th grade (358); 16% of the 2477 words in the 7th class (400); Inthe 8th grade, it wasseenthat 17% of the 2061 words (356) werequotedwords. In general terms, in thecontext of thefindingsobtainedfromtheexamination, it wasfoundthatthefreereadingtexts in the 5th, 6th, 7th and8th gradeTurkishtextbooks of elementaryschoolclearlyshowedinconsistencybetweeneachother in terms of citationwordexistence; Some of thetextshavebeenfoundto be light in terms of thenumber of quotedwords, andsomeareveryheavywhenconsideringstudentlevel. Inthisrespect, it has beenconcludedthatthetexts in thetextbooksgenerally do not complywiththesub-objectives of theTurkishteachingprograms on foreignwords. 130
- Published
- 2017
47. Lise öğrencilerinin psikolojik dayanıklılık ve çatışma çözme davranışlarının öznel iyi oluşlarını yordaması
- Author
-
Akdoğan, Bulut, Yalçın, Süleyman Barbaros, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Subjective well-being ,Conflict ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Hardiness on psychological ,High schools students ,Conflict management ,Education psychology ,Conflict resolution - Abstract
Bu araştırmada lise öğrencilerinin çatışma çözme becerilerinin ve psikolojik dayanıklılık düzeylerinin, öğrencilerin öznel iyi olma seviyelerini nasıl etkilediği incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2013-2014 Eğitim- Öğretim yılında Kırıkkale il merkezinde çeşitli ortaöğretim kurumlarında öğrenimlerine devam eden 313' ü kız 235' i erkek toplam 548 lise öğrencisi oluşturmaktadır.Araştırmaya katılan öğrencilerin bazı kişiel bilgilerini elde etmek için ` Kişisel Bilgi Formu`, çatışma çözme becerilerini belirlemek için `Çatışma Çözme Davranışı Belirleme Ölçeği` , psikolojik dayanıklılık seviyelerini belirlemek için `Ergen Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği` ve Öznel iyi oluş seviyelerini belirlemek için de ` Öznel İyi Oluş Ölçeği` kullanılmıştır. Verilerin analizinde t testi, tek yönlü varyans analizi( ANOVA), değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı tekniğinden ve çoklu regresyon yöntemleri kullanılmıştır. Ayrıca tek yönlü varyans analizi sonucunda elde edilen F değerinin anlamlı bulunduğu durumlarda farkın kaynağını saptamak amacıyla Tukey HSD uygulanmış ve veriler .05 anlamlılık düzeyinde test edilmiştir.Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; kız öğrencilerin saldırganlık ve problem çözme puan ortalamaları cinsiyete göre farklılaşmaktadır. Psikokolojik dayanıklılık alt boyutlarından, aile desteği, akran desteği, okul desteği ve empati boyutu puan ortalamalarının cinsiyete göre farklılaşmaktadır. Kız öğrencilerin puan ortalamalarının erkeklere göre pozitif yönde ve anlamlı düzeyde farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Çatışma Çözme Davranışı Belirleme Ölçeği alt boyutlarından, problem çözme becerileri puan ortalamaları, sınıf seviyelerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. 9. ve 10. Sınıf öğrencilerinin puan ortalamalarının, 11. Sınıf puan ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Psikolojik dayanıklılık alt boyutları puan ortalamalarının sınıf seviyesine göre farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Ergen Öznel İyi Oluş ölçeği alt boyutları ile ÇÇDBÖ alt boyutlarından saldırganlık ile negatif yönde, problem çözme ile pozitif yönde 0.01 anlamlılık düzeyinde bir ilişkiye rastlanmıştır. EÖİOÖ alt boyutlarından aile desteği, akran desteği, okul desteği ve mücadele azmi boyutu ile Ergen Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği alt boyutları puanları arasında pozitif yönde ve 0.01 anlamlılık düzeyinde bir ilişki bulunmuştur. Lise öğrencilerin sınıf değişkenine göre öznel iyi oluş seviyelerinde herhangi bir farklılaşmanın olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. EPDÖ alt boyutlarından; aile desteği, akran desteği, okul desteği, mücadele azmi ve uyum boyutunun ve ÇÇDBÖ alt boyutlarından, problem çözme ve saldırganlık boyutunun öznel iyi oluşun önemli bir yordayıcısı oldukları sonucuna ulaşılmıştır. In this study, it has been examined how Conflict Resolution Behavior and Psychological Resililience Level İn high school students affect students' Level of Subjective Well-being. The participants of The study are in total 548 students including 313 girls and 235 boys. They are continur to their education in various school in the center of Kırıkkale in 20013-1014 education academic year.In this study, for the personal information of The students attending the study it has been used ` Personal Informatıon Form` . Moreover, to determine conflict Resolution Behavior, to determine Level of Psychological Resililiance ` Adolescent Psychological Resililiance Scale` and to determine Level of subjective well-being ` Subjective Well-being Scale` have been used. In data analysis t Test analysis of variance (ANOVA), Pearson Product- Moment Correlation Coefficient and multiple regression analysis were used to reveal Correlation. In the cases F- value having result from one way analysis of variance has been found meaningful, Tukey HSD were employed with the aim of appointing the purpose of defference and the signifiance was determined as 0.05.Acoording to the result of the study, the point average of the students' aggression and problem solving was differentiated according to gender. Family support, pair support, school support - the subscales of the point average of psychological Resililiance - and the point of average of empathy dimention were differentiated in accordance with gander. İt has been found that the point average of girls was differentiated relative to boys positively and at a meaningful level. The point average of ıdentification on Conflict Resolution Behavior – the Subscales for ıdentification of Conflict Behavior – was differentiated accordance with class level at a meaningful level. İn addition, the average of ninth and tenth grade students was higher than that of eleventh grade students at the meaningful level. The relatıonshıp between Adolescent Subjective Well Being and Agression - the subscales of ÇÇDBÖ - was negative wheraeas the relatıonshıp between Adolescent Subjective Well being and Problem Solving was positive at 0.01 meaninigful level. İt has been seen that the relationship between family support, pair support, school support and struggle determination – Subscales of EİOÖ – and the point of Psychological Resililiance Subscales was pointive and at 0.01 meaningful level relationship. The high school students' the subjective well-being level wasn't defferentiated in accordance withClass variabilites. The high school students' the subjective well-being level wasn't defferentiated in accordance with class variabilities. The relationship between Adolescent Subjective Well-being and Aggression – the Subscales of ÇÇDBÖ – was negative whereas the relationship between Adolescent Subject Well-being and Problem Solving was positive at 0.01 meaningful level. In has been seen that the relationship between family support, pair support, school support and struggle determination - Subscales of EÖİOÖ – and the point of Psychological Resililiance Subscales was positive and at 0.01 meaningful level relationship.The high school students' the subjective well-being level wasn't defferentiated in accordance with class variabilities. The family support, pair support, school support, struggle determination and adaptation – the Subscales of EPDÖ – and Problem Solving and Agression Dimention – the Subscales of ÇÇDBÖ – were significant predictor of the subjective well-being.Key Words : Conflict Resolution Behavior, Psychological Resililience and Subjective Well-being 132
- Published
- 2017
48. Ebeveynleri boşanmış ve boşanmamış olan lise öğrencilerinin yılmazlık düzeyleri ile algıladıkları sosyal destek düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
- Author
-
Güney, Enes, Yalçın, Süleyman Barbaros, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Resilience ,Adolescent ,Sosyal Destek ,Eğitim ve Öğretim ,Divorced families ,Social Support ,Adolescents ,High schools students ,Social support ,Psikoloji ,Perceived social support ,Ergen ,Resiliency ,Education and Training ,Psychology ,Hardiness on psychological ,Yılmazlık - Abstract
Yüksek Lisans Tezi YÖK Merkezi No:436728, Bu betimsel araştırmada anne babası birlikte ve boşanmış lise öğrencilerinin yılmazlık düzeyleri ve algıladıkları sosyal destek düzeyleri incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Bu araştırma genel tarama modelinin alt türü olan ilişkisel tarama modeli ile yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi 2013-2014 eğitim öğretim yılında Karaman İlinde liselerde okuyan ebeveynleri ayrı ve ayrı olmayan öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmaya 262'si ailesi boşanmış, 322'si ailesi birlikte yaşayan olmak üzere toplam 584 öğrenci (345 kız, 239 erkek) katılmıştır. Veri toplama aracı olarak Gürgan' ın 2006 yılında geliştirdiği Yılmazlık Ölçeği ve Russel (1984) ve arkadaşları tarafından geliştirilen Sosyal Provizyon Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçları Korelasyon analizi ve T testi SPSS programı kullanılarak analiz edilmiştir. Bu araştırmadan elde edilen bulgular sonucunda hem ebeveynleri boşanmış hem de birlikte yaşayan ergenlerde yılmazlık ve algılanan sosyal destek arasında orta düzeyde pozitif yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. Anne babası birlikte olan lise öğrencilerinin anne babası ayrı olanlara göre daha iyimser oldukları görülmüştür., In this descriptive study, the resilience levels of high school students whose parents are divorced or together and their social support levels have been studied and compared. This study has been carried out with relational screening model which is a submodel of general screening model. The high school students of Karaman province in the educational year 2013-2014 whose parents are divorced or together constitute the sample of the study. In total, 584 students(345female, 239male) participated the study and 262 of them have divorced parents and 322 of them have family which lives together. As a data collection tool, resilience scale which is developed by Gurgan in 2006 and social provision scale which is developed by Russel et al. (1984) have been used. The results of the study Correlation Analysis and T test have been analysed by using SPSS programme. In consequence of the findings which have been obtained from this study, a medium-level, positive and meaningful relation between the resilienece and social support both in adolescents whose parents are divorced and in adolescents whose parents are together has been founded out. It has been seen that the high school students whose parents are together are more optimistic than the ones whose parents are divorced.
- Published
- 2016
49. Thought errors of the university students and how their expressing emotions predict their perfectionism attitudes
- Author
-
Ersoy, Çarkıt and Yalçın, Süleyman Barbaros
- Subjects
Expressing the Emotions ,Mükemmeliyetçilik ,Cognitive Distortions ,Bilişsel Çarpıtmalar ,Perfectionism ,Cognitive Errors ,Duyguları İfade Etme ,Bilişsel Hatalar - Abstract
Yüksek Lisans Tezi YÖK Merkezi No:436729, Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin duyguları ifade etme ve bilişsel hataları ile mükemmeliyetçilikleri arasındaki yordayıcı ilişkileri incelemektir. Çalışmaya, 2014-2015 eğitim öğretim yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi'nde okumakta olan 458 üniversite öğrencisi katılmıştır. Katılımcıların kişisel bilgilerini belirlemek amacıyla 'Kişisel Bilgi Formu', mükemmeliyetçilik seviyelerini belirlemek için 'Frost Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği', duyguları ifade etmelerini belirlemek için 'Duyguları İfade Ölçeği', bilişsel hatalarını tespit etmek için 'Bilişsel Hatalar Ölçeği' öğrencilere uygulanmıştır. Verilerin analizinde, değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı tekniği kullanılmıştır. Ayrıca duyguları ifade etme ve bilişsel hataların mükemmeliyetçilik üzerindeki yordayıcı etkisini belirlemek amacıyla hiyerarşik regresyon analizinden faydalanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre olumlu duygu ifadesi, aile beklentileri ve yaptığından emin olamama ile pozitif yönde anlamlı ilişki içindeyken düzen boyutuyla ters yönlü anlamlı ilişki içerisindedir. Aynı zamanda yakınlık ifadesi, ailesel eleştiri ile negatif yönde anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu bulunmuştur. Felaketleştirme, genelleme, kişiselleştirme ve seçici soyutlama ile mükemmeliyetçiliğin hata yapma endişesi, ailesel eleştiri ve yaptığından emin olamama boyutları pozitif yönde anlamlı ilişki içerisinde bulunmuştur. Felaketleştirme, genelleme ve kişiselleştirme ile mükemmeliyetçiliğin aile beklentileri boyutu pozitif yönde anlamlı ilişki içerisinde bulunmuştur. Felaketleştirme ve kişiselleştirme ile kişisel standartlar alt boyutu pozitif yönde manidar ilişki içerisindedir. Hiyerarşik regresyon analizi sonuçlarına göre olumlu duygu ifadesi, mükemmeliyetçiliğin alt boyutlarından düzen, aile beklentileri ve yaptığından emin olamamanın önemli bir yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Yakınlık ifadesi ise mükemmeliyetçiliğin ailesel eleştiri boyutunun önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Felaketleştirme ve kişiselleştirme, mükemmeliyetçiliğin alt boyutlarından hatalara aşırı ilgi olmanın önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Kişiselleştirme, mükemmeliyetçiliğin kişisel standartlar alt boyutunun önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Genelleme, mükemmeliyetçiliğin alt boyutlarından aile beklentilerinin önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Genelleme ve kişiselleştirme, mükemmeliyetçiliğin ailesel eleştiri alt boyutunun önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Felaketleştirme ve kişiselleştirme, mükemmeliyetçiliğin alt boyutlarından yaptığından emin olamamanın önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Bulgular, ilgili literatür ışığında tartışılmış ve önerilere yer verilmiştir., The purpose of this study, is to examine the predictive relations between expressing emotions, cognitive errors and perfectionisim at the university students. The study group is formed by the 458 students whom were taking their studies at the year of 2014-2015 at the Necmettin Erbakan University, Ahmet Keleşoğlu Faculty of Education. To identify the personal identities of the participants ''The Personal Information Form'', to calculate the level of perfectionism of the participants ''Frost's Multidimensional Perfectionism Scale'', to define the way of expressing emotions of the participants ''Expressing Emotions Scale'', to detect the cognitive mistakes of the participants ''Cognitive Errors Scale'' have been used on the participant students. At the analysis of the data, to put forth the association between variables pearson correlation moments coefficient technique has been used. Also, to define the predictive effect of expressing the emotions and the cognitive mistakes on the perfectionism, hierarchical regression analysis has been used. Depending on the results of research, it has been found that expressing emotions has been positively related with family expectations and being not sure of what the oneself's doing, while it has been found that it is negatively related with the order dimension. Also, it has been found that closeness expression is negatively related with the parental critism. It has been found that catastrophizing, overgeneralizing, personalization and selective abstraction are positively related with the dimensions of perfectionism's concern of making mistakes, parental critism and being not sure of what the oneself's doing. It has been found that catastrophizing is positively related with the overgeneralization, personalization and the perfectionism's family expectations dimension. It has been found that catastrophizing and personalization are positively related with perfetionism's personal standarts dimension. According to the hierarchical regression analysis results, it has been found that positive expressed emotions is one of the most important predictors of perfectionism's order, family expectations and being not sure what the oneself's doing sub-dimensions. It has been found that closeness expression is an important predictor of perfectionism's parental critisim sub-dimension. It has been found that catastrophizing and personalization are important predictors of perfectionism's showing excessive concern over mistakes sub-dimension. It has been found that personalization is one of the most important predictors of perfectionism's personal standarts sub-dimension. It has been found that overgeneralization is one of the most important predictors of perfectionism's family expectations sub-dimension. It has been found that overgeneralization and personalization are important predictors of perfectionism's parental criticism sub-dimension. It has been found that catastrophizing and personalization are important predictors of perfectionism's being not sure of what the oneself's doing sub-dimension. Findings have been discussed under the light of literature and suggestions have been included.
- Published
- 2016
50. Üniversite öğrencilerinin düşünce hataları ve duyguları ifade etmelerinin mükemmeliyetçilik tutumlarını yordaması
- Author
-
Çarkit, Ersoy, Yalçın, Süleyman Barbaros, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Cognitive errors ,Psikoloji ,Eğitim ve Öğretim ,Student attitude ,Perfection ,Education and Training ,Psychology ,Emational expression ,University students - Abstract
Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin duyguları ifade etme ve bilişsel hataları ile mükemmeliyetçilikleri arasındaki yordayıcı ilişkileri incelemektir. Çalışmaya, 2014-2015 eğitim öğretim yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi'nde okumakta olan 458 üniversite öğrencisi katılmıştır. Katılımcıların kişisel bilgilerini belirlemek amacıyla 'Kişisel Bilgi Formu', mükemmeliyetçilik seviyelerini belirlemek için 'Frost Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği', duyguları ifade etmelerini belirlemek için 'Duyguları İfade Ölçeği', bilişsel hatalarını tespit etmek için 'Bilişsel Hatalar Ölçeği' öğrencilere uygulanmıştır. Verilerin analizinde, değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı tekniği kullanılmıştır. Ayrıca duyguları ifade etme ve bilişsel hataların mükemmeliyetçilik üzerindeki yordayıcı etkisini belirlemek amacıyla hiyerarşik regresyon analizinden faydalanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre olumlu duygu ifadesi, aile beklentileri ve yaptığından emin olamama ile pozitif yönde anlamlı ilişki içindeyken düzen boyutuyla ters yönlü anlamlı ilişki içerisindedir. Aynı zamanda yakınlık ifadesi, ailesel eleştiri ile negatif yönde anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu bulunmuştur. Felaketleştirme, genelleme, kişiselleştirme ve seçici soyutlama ile mükemmeliyetçiliğin hata yapma endişesi, ailesel eleştiri ve yaptığından emin olamama boyutları pozitif yönde anlamlı ilişki içerisinde bulunmuştur. Felaketleştirme, genelleme ve kişiselleştirme ile mükemmeliyetçiliğin aile beklentileri boyutu pozitif yönde anlamlı ilişki içerisinde bulunmuştur. Felaketleştirme ve kişiselleştirme ile kişisel standartlar alt boyutu pozitif yönde manidar ilişki içerisindedir. Hiyerarşik regresyon analizi sonuçlarına göre olumlu duygu ifadesi, mükemmeliyetçiliğin alt boyutlarından düzen, aile beklentileri ve yaptığından emin olamamanın önemli bir yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Yakınlık ifadesi ise mükemmeliyetçiliğin ailesel eleştiri boyutunun önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Felaketleştirme ve kişiselleştirme, mükemmeliyetçiliğin alt boyutlarından hatalara aşırı ilgi olmanın önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Kişiselleştirme, mükemmeliyetçiliğin kişisel standartlar alt boyutunun önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Genelleme, mükemmeliyetçiliğin alt boyutlarından aile beklentilerinin önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Genelleme ve kişiselleştirme, mükemmeliyetçiliğin ailesel eleştiri alt boyutunun önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Felaketleştirme ve kişiselleştirme, mükemmeliyetçiliğin alt boyutlarından yaptığından emin olamamanın önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Bulgular, ilgili literatür ışığında tartışılmış ve önerilere yer verilmiştir.Anahtar kelimeler: Mükemmeliyetçilik, Bilişsel Hatalar, Bilişsel Çarpıtmalar, Duyguları İfade Etme The purpose of this study, is to examine the predictive relations between expressing emotions, cognitive errors and perfectionisim at the university students. The study group is formed by the 458 students whom were taking their studies at the year of 2014-2015 at the Necmettin Erbakan University, Ahmet Keleşoğlu Faculty of Education. To identify the personal identities of the participants ''The Personal Information Form'', to calculate the level of perfectionism of the participants ''Frost's Multidimensional Perfectionism Scale'', to define the way of expressing emotions of the participants ''Expressing Emotions Scale'', to detect the cognitive mistakes of the participants ''Cognitive Errors Scale'' have been used on the participant students. At the analysis of the data, to put forth the association between variables pearson correlation moments coefficient technique has been used. Also, to define the predictive effect of expressing the emotions and the cognitive mistakes on the perfectionism, hierarchical regression analysis has been used. Depending on the results of research, it has been found that expressing emotions has been positively related with family expectations and being not sure of what the oneself's doing, while it has been found that it is negatively related with the order dimension. Also, it has been found that closeness expression is negatively related with the parental critism. It has been found that catastrophizing, overgeneralizing, personalization and selective abstraction are positively related with the dimensions of perfectionism's concern of making mistakes, parental critism and being not sure of what the oneself's doing. It has been found that catastrophizing is positively related with the overgeneralization, personalization and the perfectionism's family expectations dimension. It has been found that catastrophizing and personalization are positively related with perfetionism's personal standarts dimension. According to the hierarchical regression analysis results, it has been found that positive expressed emotions is one of the most important predictors of perfectionism's order, family expectations and being not sure what the oneself's doing sub-dimensions. It has been found that closeness expression is an important predictor of perfectionism's parental critisim sub-dimension. It has been found that catastrophizing and personalization are important predictors of perfectionism's showing excessive concern over mistakes sub-dimension. It has been found that personalization is one of the most important predictors of perfectionism's personal standarts sub-dimension. It has been found that overgeneralization is one of the most important predictors of perfectionism's family expectations sub-dimension. It has been found that overgeneralization and personalization are important predictors of perfectionism's parental criticism sub-dimension. It has been found that catastrophizing and personalization are important predictors of perfectionism's being not sure of what the oneself's doing sub-dimension. Findings have been discussed under the light of literature and suggestions have been included.Key Words: Perfectionism, Cognitive Errors, Cognitive Distortions, Expressing the Emotions 150
- Published
- 2016
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.