13 results on '"YEŞİLKAYA, Nazan"'
Search Results
2. John Rawls’ Justice As Fairness: A Political Conception
- Author
-
YEŞİLKAYA, Nazan
- Subjects
Religion ,Din Bilimi ,Felsefe ,John Rawls ,adalet ,politik liberalizm ,makul kapsamlı doktrinler ,Philosophy ,justice ,political liberalism ,reasonable comprehensive doctrines ,jhon rawls - Abstract
John Rawls'un “hakkaniyet olarak adaletin” çağdaş toplumdaki etkisi, kamusal alanda adaletin dağıtılmasında temel faktör olarak bir ahlak ve adalet koşulu sağladığı için oldukça geniştir. Bu bağlamda, Rawls'un adalet kavramının siyasi liberalizmi, adaletin merkezinde saygı, eşitlik, rasyonellik, makullük, özgürlük ve kamusal alandaki kişinin özerkliği olacak şekilde açıkladığı sonucuna varılabilir. Rawls'u farklı kılan, “adalet” ve “rasyonelliğin” insanları sosyal iş birliği yapmaya motive edebileceği fikridir. Toplum, insanlara bireyleşme ve iyiliğin peşinde koşma ortamını sağladığı ve fayda sunduğu için sosyal iş birliğini sürdürmeye motive eder. Çoğulculuğun ve dünya görüşlerinin çeşitliliğinin bireyin toplumsal yaşamını çerçevelediği gerçeğinden hareketle Rawls, birey ve devlet arasındaki bağlantıyı deşifre etmek için politik liberalizm yaklaşımını kullanır. Rawls'un politik liberalizmi, farklı makul kapsamlı görüşler arasında paylaşılan adalet ideallerinin mümkün olduğunu varsayar ve bu, toplumun temel yapısının ve sosyal iş birliğinin temelini oluşturur. “Hakkaniyet olarak adalet”in önemli bir yönü, adaletin neyle ilgili olduğuna dair tam bir ahlaki veya metafizik doktrin veya yorum sağlama iddiasında olmamasıdır. Bunun yerine, “hakkaniyet olarak adalet”, karar verme ve seçim yapma eylemini vurgular. Rawls'un "hakkaniyet olarak adalet"i, aşkın adaleti insan kararlarının ve seçimlerinin alanına getirir. Bu makale, “siyasi bir kavram olarak hakkaniyet olarak adalet”i haklı çıkarmak için siyasi liberalizmin eleştirel bir değerlendirmesini yapmaktadır., The impact of John Rawls’ “justice as fairness” in contemporary society is far and wide since it provides an ethos and condition of fairness as the essential factor in the dispense of justice in the public domain. In this regard, it could be inferred that Rawls’ concept of justice accounts for political liberalism in such a way that central to justice are respect, equality, rationality, reasonableness, freedom, and autonomy of the person that is carried over in the public domain. What made Rawls different is the idea that “justice” and “rationality” can motivate people to undertake social cooperation. As society provides the setting for individuation and the pursuit of good, it motivates people to pursue social collaboration because it is good. Considering the fact that pluralism and diversity of worldviews frame the social life of the individual, Rawls uses the approach of political liberalism to decipher the connection between the individual and the state. Rawls’ political liberalism assumes that shared ideals of justice between different reasonable comprehensive views are possible, and this underlies the basic structure of society and social cooperation. An important aspect of “justice as fairness” is that it does not claim to provide a complete moral or metaphysical doctrine or interpretation of what justice is all about. Instead, “justice as fairness” emphasizes the act of making decisions and choices. Rawls' "justice as fairness" has brought transcendent justice into the domain of human decisions and choices. This article will make a critical assessment of political liberalism to justify “justice as fairness as a political concept”.
- Published
- 2022
3. FELSEFİ BİR SORUN OLARAK YAPAY ZEKÂ
- Author
-
YEŞİLKAYA, Nazan, primary
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. YAPAY ZEKÂDA ETİK SORUNLAR
- Author
-
YEŞİLKAYA, Nazan, primary
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
5. The Role of Identification in Frankfurt's Account of Autonomy.
- Author
-
Yeşilkaya, Nazan
- Subjects
AUTONOMY (Psychology) ,LIBERTY ,REASON ,PHILOSOPHERS - Abstract
Copyright of Journal of Academic Social Science Studies is the property of Journal of Academic Social Science Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. Yapay Zekaya Dair Etik Sorunlar
- Author
-
YEŞİLKAYA, Nazan
- Subjects
Social ,Felsefe Tarihi ,Etik ,Yapay Zekâ Etiği ,Yapay Zekânın Etik Sorunları ,Yapay Zekâya Dair Kaygılar ,Sosyal - Abstract
Bilim kurgunun karanlık vizyonlarını bilim gerçekliğine dönüştürebilen insan-dışı zekânın etik sorunları, akıllı makineler neredeyse her yerde bulunur hale geldikçe çoğalıyor ve popüler ilgi odağı haline geliyor. İnsan-dışı zeki yapıların felsefi ve etik analizini gerektiren tematik sorunları, etik kaygıları ve sorumluluk alanlarını değerlendiren bu makalede, inovasyon hızı dikkate alınarak herhangi bir teknolojik başıboşluğun yaşanmaması adına yapay zekâ etiğinin kaçınılmazlığı vurgulanmakta ve etiğin inovasyona nasıl yerleştirileceği üzerinde durulmaktadır. Etik robota doğru ilerlenen şu günlerde, insanlığın ve hatta gezegenin ortak yararını hedef alarak, dönüştürücü teknoloji olarak lanse edilen yapay zekâ destekli sistemlerin, inşa edilebilmesi için etik sorunların ve etik kaygıların şimdiden açıklığa kavuşturulması gerekliliği bu makalenin konusudur. Yapay zekânın geleneksel ahlaki kavramlarımızı, etik yaklaşımlarımızı ve ahlaki teorilerimizi yeniden tanımlama potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken bu çalışmada, yapay zekânın gelişimi ve kullanımından kaynaklanan etik sorunlar felsefi bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Ayrıca yapay zekâ etiğinin önemini, yapay zekâda etik ilkelere duyulan ihtiyacı ve kaygıları kapsayarak, alandaki güncel araştırmalardan örneklere yer vermektedir. Özellikle, yapay zekânın ortaya koyduğu bazı etik zorluklara kısa bir genel bakış sunmakta, bu alanda yakın gelecekteki düzenlemeler için birtakım zorlukların ana hatlarını çizmekte ve tartışmaktadır.
- Published
- 2022
7. Transhümanizmde Adaleti Tesisin İmkanına İlişkin Bir Değerlendirme
- Author
-
UMUT, Tuba Nur and YEŞİLKAYA, Nazan
- Subjects
Social ,Applied Mathematics ,General Mathematics ,Transhümanizm,İnsani Geliştirme Teknolojileri,Biyo-iktidar,Öjeni,Erdem,Adalet ,Sosyal - Abstract
Modern sonrası dönemde evrim teorisi, insanı gelişim aşamasında ortaya çıkan formlardan bir forma indirgerken teknoloji, insanı “geliştirmeye açık” manipülasyon nesnesi kılmış, böylelikle rasyonel süjenin özel konumu sarsılmıştır. Anti-özcü yaklaşımlarda insan ile insan üretimi teknoloji arasındaki sınırların bulanıklaştığına dair düşünceler felsefi gündemde yer bulmuştur. Yeni teknolojilerin mümkün kıldığı transhümanist hareket, evrim sürecindeki insanın teknolojik müdahale ile geliştirilmesine ve insan olmanın ötesine giden yeni bir anlayışa kapı aralamıştır. Fakat transhümanizm, ortaya koyduğu ideallerin ahlaki sonuçlarına ilişkin yeterli bir soruşturmaya girişmemektedir. Bu çalışmada gelişen insan tasavvuru ile transhümanist düşüncede yapılan felsefi ve ahlâki değerlendirmeler arasındaki boşluklara dikkat çekilecek olup söz konusu düşüncenin hazırlıksız olduğu yeni durumda bu tasavvurların bizleri belli erdemler açısından hususen adalet açısından karşı karşıya bırakacağı sorunlara genel itibariyle işaret edilecektir. Makalede özellikle Ray Kurzweil, John Harris, Nick Bostrom gibi çağdaş düşünürlerce ortaya koyulan transhümanist söylemin, adil bir toplum ideali ortaya koymada yetersiz kaldığı yönündeki eleştiriler, felsefi bir çerçevede, biyo-iktidar ilişkileri de gözetilerek adalet erdemi üzerinden değerlendirilecektir.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
8. JOHN RAWLS VE ROBERT NOZICK’İN ADALET ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ
- Author
-
Yeşilkaya, Nazan and Yeşilkaya, Nazan
- Subjects
John Rawls ,Felsefe Tarihi ,Robert Nozick ,Adalet ,Liberal Adalet - Abstract
Adaletin ne olduğu, adil olan ve olmayan ayırımına nasıl ulaşıldığı, adil bir toplum inşa etmenin mümkün olup olmadığı minvalindeki sorular etik ve politik kuramların gündeminde olmakla beraber, liberal adalet teorilerinin de odağında yer almaktadır. Bu çalışmada, tanımlanamayan; ancak doğası üzerine çokça fikir yürütülen ve tartışılan bir kavram olan adalet konusunu, liberal adalet teorileriyle ön plana çıkan, John Rawls ve Robert Nozick perspektifinde yeniden gündeme almayı amaçladık. Bu makale, liberal adalet kuramı kapsamında fikir beyan eden her iki düşünürün adelete ilişkin teorilerine yer verecektir. Böylelikle, her iki fiozofun adalete dair söylemleri, farklılık ve benzerlikleri açısından değerlendirilerek, adalet kavrayışımıza yönelik işlevsel katkılarının olup olmadığı irdelenecektir. Bu amaçla gerek Rawls’ın gerekse Nozick’in adalet teorilerinin adaleti anlama ve anlamlandırma arayışımıza katkı sağlayıp sağlamadığı sorgulanacaktır. Çalışmamız, Rawls’ın hakkaniyet olarak adalet görüşüne; bireyin özgürlüğünü ve haklarını ön plana çıkararak ele alan Nozick’in adalet kuramına kısaca yer verecek olup, her iki düşünürün adalet görüşlerinin bir tür karşılaştırmasını sunarak makaleyi çerçeveleyecektir.
- Published
- 2020
9. Biotechnological Assets as a New Type of Entity and the Problem of Justice
- Author
-
YEŞİLKAYA, Nazan, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
10. FELSEFİ BİR SORUN OLARAK YAPAY ZEKÂ.
- Author
-
YEŞİLKAYA, Nazan
- Abstract
Copyright of Bozok University Journal of Faculty of Theology / Bozok Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi is the property of Bozok University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
11. Transhümanizmde Adaleti Tesisin İmkânına İlişkin Bir Değerlendirme.
- Author
-
Yeşilkaya, Nazan and Umut, Tuba Nur
- Abstract
Copyright of Artuklu Akademi is the property of Artuklu Akademi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
12. Yeni Bir Varlık Türü Olarak Biyoteknolojik Varlıklar ve Adalet Sorunu.
- Author
-
YEŞİLKAYA, Nazan
- Subjects
- *
ARTIFICIAL intelligence , *HUMAN behavior , *HUMAN genome , *INTERNATIONAL law , *HUMANITY , *INTEGRITY ,WESTERN countries - Abstract
In today's world, it is thought that biotechnological entities such as cyborgs, whose bodies are integrated with technology and introduced as the equivalent of humans, will be a part of the 21st century. It is possible to say that artificial intelligence and cybernetic applications will spread to the field of law both directly and indirectly in the near future. These entities face the problem of “otherization” and their objections to being made “other” can be counted as demands for rights, freedom, and equality. As a result of this situation, there may be a problem of "otherization" and identity, which we can describe as discrimination, showing privilege or excluding those whose genetic structure is differentiated by biotechnological applications. Along with this new post-humanist situation that will emerge, the discussions of inequality and injustice of subjects who will be in an advantageous and disadvantaged position will soon become widespread, and this issue will appear as a sensitive problem. This study points out the effect of biotechnological assets such as cyborgs on the field of law both directly and indirectly. The idea that the Western world, which is at the center of contemporary philosophical theorists, offers unlimited priority to technology and that the universalization of new technology applications carried out for human development and changing human nature may lead to new injustices in ethical and political terms, and that this situation will promise nothing but wholesale destruction of everything is the main problem of the study. In the emergence of the relationship between the subject and justice, the transformation of humans into the objects of knowledge and the reduction of humanity to an object of study by modernity is closely related to the philosophical transformation of the problem of justice. For this reason, our study aims to bring the emerging justice problems to the agenda by discussing from an ethical and political perspective how the post-human will transform justice and law, taking into account how today's technologies reflect on the future of human nature. Undoubtedly, one of the most worrying problems of our time is that human definitions/descriptions are in danger due to the blurring of ontological boundaries, and the reflection of this issue on the law as well as on the justice can reach serious dimensions. In this study, the connection between the question of justice and the subject will be dealt with on an ethical and political basis. Our study aims to evaluate the criticisms emerging within the post-anthropological philosophies by investigating the possibility of contributing to the solutions of the law and justice problems, and to make a philosophical contribution to the understanding of justice, which is an important problem of our age. In addition, the study argues that in the post-humanist age, it is necessary to redefine humanity with elements such as artificial intelligence, robotics, and the human genome, and to spend time thinking about the effects of this situation on law and justice. It also tries to put forward the belief that the science of law, which is one of the life practices that we have to reinvent, should improve its attitude towards artificial intelligence and artificial life, with justifications and with reference to transhumanist studies. As a result, this study argues that the activities of science and technology should be reviewed and established in terms of compliance and acceptability with the requirements and ethical values in the world of law to ensure that future generations live humanely, and that integrity of justice is not damaged. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
13. Yeni Bir Varlık Türü Olarak Biyoteknolojik Varlıklar ve Adalet Sorunu
- Author
-
Nazan Yeşilkaya and Yeşilkaya, Nazan
- Subjects
history of philosophy ,media_common.quotation_subject ,Post-Antropolojik Felsefeler ,adalet ,cognitive hybridization ,History of Philosophy,Post-Anthropological Philosophies,Post-Human Jurisprudence,Biotechnological Entities,Cyborg,Cognitive Hybridization,Expanded Mind,Justice ,expanded mind ,Media Technology ,biotechnological entities ,Adalet ,felsefe tarihi ,Theology ,History of philosophy ,media_common ,cyborg ,bilişsel melezleşme ,Felsefe Tarihi,Post-Antropolojik Felsefeler,Post-Human Hukuk Dönemi,Biyoteknolojik Varlıklar,Siborg,Bilişsel Melezleşme,Genişletilmiş Zihin,Adalet ,Philosophy ,Philosophy. Psychology. Religion ,Felsefe Tarihi ,post-antropolojik felsefeler ,Beşeri Bilimler, Ortak Disiplinler ,siborg ,Humanities, Multidisciplinary ,Genişletilmiş Zihin ,justice ,Siborg ,post-anthropological philosophies ,Justice (virtue) ,post-human jurisprudence ,biyoteknolojik varlıklar ,genişletilmiş zihin ,Biyoteknolojik Varlıklar ,Bilişsel Melezleşme ,post-human hukuk dönemi ,Post-Human Hukuk Dönemi - Abstract
Günümüz dünyasında bedenleri teknoloji ile bütünleşmiş, insanın muadili olarak lanse edilen siborg veya yarı robot-yarı insan gibi biyoteknolojik varlıkların 21. yüzyılın parçası olacağı düşünülmekte olup yapay zekâ ve sibernetik uygulamaların yakın zamanda hem doğrudan hem de dolaylı olarak hukuk alanına sirayet edeceğini söylemek mümkündür. Özellikle de bu varlıkların “ötekileştirilme” sorunuyla yüz yüze gelmesi ve “öteki” kılınmalarına dair itirazları genellikle hak, özgürlük ve eşitlik talepleri şeklinde gündeme gelebilmektedir. Söz konusu durumun neticesinde genetik yapısı biyoteknolojik uygulamalarla farklılaşanlara yönelik bir ayrım gözetmek, ayrıcalık göstermek veya onları dışlamak şeklinde tarif edebileceğimiz bir “ötekileştirme” ve kimlik sorunu söz konusu olabilecektir. Ortaya çıkacak olan yeni posthümanist durumla beraber avantajlı ve dezavantajlı konumda olacak öznelerin eşitsizlik ve adaletsizlik söylemleri yakın zamanda yaygınlık kazanacak ve bu husus hassas bir sorun olarak belirecektir. Bu çalışma; biyolojik seleksiyona beşerî müdahalenin dahil olmasıyla gerçekleşen, bedenleri teknoloji ile bütünleşmiş ve insanın alternatifi olan varlık türü olarak lanse edilen siborg veya yarı robot-yarı insan gibi biyoteknolojik varlıkların hem doğrudan hem de dolaylı olarak hukuk alanına sirayet etmesine işaret etmektedir. Çağdaş felsefe kuramcılarının odağında yer alan, Batı dünyasının teknolojiye sunduğu sınırsız öncelik ile insani gelişim adına yürütülen yeni teknoloji uygulamalarının evrenselleşerek insan doğasını değiştirmesinin etik ve politik anlamda yeni adaletsizliklere yol açabileceği ve bu durumun her şeyin toptan bir yıkımından başka bir şey vaat etmeyeceği düşüncesi söz konusu çalışmanın ana problemidir. Özne ile adalet ilişkisinin ortaya çıkışında modernliğin insanı bilgi nesnesine dönüştürmesi ve insanlığı üzerinde çalışılan bir nesneye indirgemesi adalet sorunsalının felsefi dönüşümüyle de yakından bağlantılı olduğu için çalışmamız, günümüz teknolojilerinin insan doğasının geleceğine ne şekilde yansıdığını dikkate alarak post-human’ın adaleti ve hukuku ne şekilde dönüştüreceğini etik ve politik bir perspektiften tartışmak suretiyle konuyla ilgili beliren adalet sorunlarını gündeme taşımayı amaçlamaktadır. Çağımıza dair en kaygı verici sorunlardan biri kuşkusuz ontolojik sınırların bulanıklaşmasıyla insan tanımlarının/tasvirlerinin tehlike altında olması ve bu hususun adalete olduğu kadar hukuka yansımalarının da ciddi boyutlara varabilmesidir. İnsanın biyoteknolojik müdahalelerle almış olduğu yeni hâl sadece etik alanını değil politik ve hukuki zemini de kapsayacak biçimde tartışılması gereken bir durumdur. Çalışmamız, sözü edilen sorunlara hukuk ve adalet düzleminde katkı sunma imkânını araştırarak post-antropolojik felsefeler bünyesinde beliren eleştirileri değerlendirmeyi ve çağımızın önemli sorunu olan adalet anlayışına felsefi bir katkı sunmayı hedeflemektedir. Ayrıca, posthümanist çağda yapay zekâ, robotik ve insan genomu gibi düzenlemelerle insanlığın yeniden tanımlanması ve bu durumun hukuk ve adalete etkilerini düşünmeye zaman harcanması gerektiğini savunmakta ve yeniden icat etmek durumunda kaldığımız yaşam pratiklerinden biri olan hukuk biliminin yapay zekâ ve yapay yaşamla ilgili tutumunu geliştirmesi gerektiği kanaatini gerekçeleriyle ve transhümanist çalışmalara atıfla ortaya koyma çabasındadır. Sonuç olarak bu çalışma, gelecek nesillerin insanca yaşaması ve adaletin anlam bütünlüğünün zedelenmemesi için bilim ve teknoloji etkinliğinin hukuk dünyasındaki gereksinimlere ve etik değerlere uygunluk ve kabul edilebilirlik açısından gözden geçirilmesi ve tesis edilmesi gerektiğini savunmaktadır., In today's world, it is thought that biotechnological entities such as cyborgs, whose bodies are integrated with technology and introduced as the equivalent of humans, will be a part of the 21st century. It is possible to say that artificial intelligence and cybernetic applications will spread to the field of law both directly and indirectly in the near future. These entities face the problem of “otherization” and their objections to being made “other” can be counted as demands for rights, freedom, and equality. As a result of this situation, there may be a problem of "otherization" and identity, which we can describe as discrimination, showing privilege or excluding those whose genetic structure is differentiated by biotechnological applications. Along with this new post-humanist situation that will emerge, the discussions of inequality and injustice of subjects who will be in an advantageous and disadvantaged position will soon become widespread, and this issue will appear as a sensitive problem. This study points out the effect of biotechnological assets such as cyborgs on the field of law both directly and indirectly. The idea that the Western world, which is at the center of contemporary philosophical theorists, offers unlimited priority to technology and that the universalization of new technology applications carried out for human development and changing human nature may lead to new injustices in ethical and political terms, and that this situation will promise nothing but wholesale destruction of everything is the main problem of the study. In the emergence of the relationship between the subject and justice, the transformation of humans into the objects of knowledge and the reduction of humanity to an object of study by modernity is closely related to the philosophical transformation of the problem of justice. For this reason, our study aims to bring the emerging justice problems to the agenda by discussing from an ethical and political perspective how the post-human will transform justice and law, taking into account how today's technologies reflect on the future of human nature. Undoubtedly, one of the most worrying problems of our time is that human definitions/descriptions are in danger due to the blurring of ontological boundaries, and the reflection of this issue on the law as well as on the justice can reach serious dimensions. In this study, the connection between the question of justice and the subject will be dealt with on an ethical and political basis. Our study aims to evaluate the criticisms emerging within the post-anthropological philosophies by investigating the possibility of contributing to the solutions of the law and justice problems, and to make a philosophical contribution to the understanding of justice, which is an important problem of our age. In addition, the study argues that in the post-humanist age, it is necessary to redefine humanity with elements such as artificial intelligence, robotics, and the human genome, and to spend time thinking about the effects of this situation on law and justice. It also tries to put forward the belief that the science of law, which is one of the life practices that we have to reinvent, should improve its attitude towards artificial intelligence and artificial life, with justifications and with reference to transhumanist studies. As a result, this study argues that the activities of science and technology should be reviewed and established in terms of compliance and acceptability with the requirements and ethical values in the world of law to ensure that future generations live humanely, and that integrity of justice is not damaged.
- Published
- 2021
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.