67 results on '"YAYLA, ATİLLA"'
Search Results
2. Gezi Park Revolts: For or Against Democracy?
- Author
-
YAYLA, ATİLLA
- Published
- 2013
3. 15 Temmuz Öncesi ve Sonrası Analizi, Yaşananların Geleceğe Etkileri
- Author
-
Panelistler: Yayla, Atilla, Alkan, Haluk, Bülbül, Kudret, Şahin, Mehmet, Kızıltaş, Ekrem, and NEÜ, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
- Abstract
Kitap, Ülkemizin geleceği gençlerimizin pek çoğunun ilk kez gördüğü, 50 ve üzeri yaşlardakilerin ise 20. yüzyılda bıraktığı 15 Temmuz gecesi, FETÖ ve benzeri terör yapılanmaları ile mücadelenin her düzeyde verilmesinin gerekliliğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Başta eğitim alanı olmak üzere mücadeleyi göstermelik yapmak yerine "adalet" ilkesi çerçevesinde ama "merhamet" duygusundan ayrılarak yapmak ise; mağduriyetlerin oluşmamasının en büyük teminatıdır. Herkesin kendi üzerine düşeni bu düstur çerçevesinde yapması, bu mücadelenin başarısı için ilk unsurdur. FETÖ'nün sebep değil, sonuç olduğu ve yapının ayrıntılı biçimde analiz edilmesi gerektiği açıktır. Manevi değerlere saldırmak için fırsat kollayanlar için de 15 Temmuz'un neden oluşturmasına izin verilmemelidir. 15 Temmuz, ülkenin başta yöneticileri olmak üzere sosyal devlet anlayışının ihmal edilemez olduğunu tüm sorumluluk sahiplerine göstermiştir. Amacı, 40 yılı aşkın bir süredir ilmik ilmik ördükleri hain senaryolarla halk ile devletin arasını açmak yabancı unsurlar ile işbirliği içinde zafiyet oluşturarak ülkemize diz çöktürmek isteyen bu yapı ile mücadelede üniversitelerin de üzerine önemli görevler düşmektedir. Bu bağlamda Ekrem Kızıltaş, Haluk Alkan, Atilla Yayla, Doç. Dr. Mehmet Şahin ve Prof. Dr. Kudret Bülbül'ün panelist olarak kadıldığı 15 Temmuz Öncesi ve Sonrası Analizi, Yaşananların Geleceğe Etkileri adıyla düzenlenen panelin kitaplaştırılması sonucu ortaya çıkmıştır.
- Published
- 2022
4. İlliberal Liberteryenler: Neden Liberteryenizm Liberal Bir Görüş Değildir ve Bu İyi Bir Şeydir; Samuel Freeman’e Cevap
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Subjects
İlliberal Liberteryenler,Liberteryenizm,Samuel Freeman ,Political Science ,Siyasi Bilimler - Abstract
Samuel Freeman’in liberal düşünce dünyasında epeyce ilgi çeken yazısını daha önce çevirmiş ve Liberal Düşünce Dergisi’nde (2011’de) yayınlamıştım: “İlliberal Lİberteryenler: Liberteryenizm Niçin Liberal Bir görüş Değildir?” (Liberal Düşünce, Yıl 2011, Cilt , Sayı 64, ss. 5-39 https://dergipark.org.tr/tr/ pub/liberal/issue/48185/609813 ). Dergi’nin yazının yayınlandığı sayısında benim bu yazıya yönelik bir eleştirim de yer almıştı: “Amerikan Liberalizmi Ne Kadar Liberal?” (Liberal Düşünce, Yıl 2011, Cilt , Sayı 64, ss. 41-68 https:// dergipark.org.tr/tr/pub/liberal/issue/48185/609816) . Daha sonra bu yazılarbaşka birkaç yazıyla birlikte bir kitapta derlendi: Hangi Liberalizm (Liberte Yayınları, 2013, (https://www.liberte.com.tr/hangi-liberalizm). Aslında Freeman’e sadece benim gibi klasik liberaller değil anarko-kapitalistler de cevap vermişti.
- Published
- 2021
5. Turkey's quest for freedom [Interview with Atilla Yayla by Windybank, Susan.]
- Author
-
Yayla, Atilla
- Published
- 2004
6. Akademide Grup Düşün Çoklukçu Bölüm Siyaseti ve Profesyonel Piramit
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Subjects
Grupdüşün,Çoklukçuluk,Bölüm çoklukçuluğu ,Political Science ,Siyasi Bilimler - Abstract
Amerikan futbolunda farklı takımların taraftarları kurallarla, hakemlikle ve performans değerlendirmeyle ilgili genel meselelerde anlaşabilirler, çünkü bu tür meseleler herhangi bir özgül takıma destekten tefrik edilebilirdir. Ancak, akademide kuralların ve performans standartlarının özgül inançlar için destekten ayrılamaz olduğunu görürüz. Akademiya’da ideolojik hassaslıklar ve taahhütler (bağlılıklar-commitments) tüm akademik teşebbüsün (enterprise) nosyonlarıyla bağlı olmaya meyleder. Bu yüzden, birinin pozisyonunun nasıl hakem değerlendirmesine tabi tutulması (umpired) veya değerlendirilmesi gerektiğiyle birinin belli bir “takım” için desteği birbirinden ayrılabilir değildir.
- Published
- 2021
7. 25. Yılını Tamamlarken Liberal Düşünce Dergisi
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Subjects
Social ,Political Science ,Siyasi Bilimler ,Sosyal ,Liberal Düşünce Dergisi,25.Yıl,Liberal Düşünce - Abstract
Türkiye’de en çok yapılan işlerden birinin dergi çıkarma teşebbüsü olduğu konuyla ilgilenenlerin malûmu. Bu heves, bazen lise yıllarında da boy göstermekleberaber, daha ziyade üniversite hayatında kendini dışa vurur. Farklı şehirlerden gelen ama bir şekilde tanışmış ve ortak ilgileri ve fikirleri olduğunu tespit etmiş gençlerden müteşekkil küçük gruplar dertlerini anlatmak, bazen (şiir gibi) belli alanlarda ses getirmek bazen (sosyalistler veya İslamcılar gibi) tüm dünyaya yeni bir nizam vermeye yönelik ilk adımları atmak üzere bir dergi kurmaya karar verir. Büyük bir heves ve heyecanla işe koyulur ve dergiyi çıkartır.
- Published
- 2020
8. Totaliterizm ve Dezenformasyon
- Author
-
YAYLA, Atilla, primary
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
9. Judiciary as a means of social order
- Author
-
Yayla, Atilla and İstanbul Medipol Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
- Subjects
Political Science ,Justice ,Siyasi Bilimler ,Yargı ,Judiciary ,Social Order ,Spontaneous Order ,Kendiliğinden Doğan Düzen ,Hukuk ,Toplumsal Düzen,Kendiliğinden Doğan Düzen,Hukuk,Adalet,Yargı ,Social Order,Spontaneous Order,Law,Justice,Judiciary ,Toplumsal Düzen ,Adalet ,Law - Abstract
Her insanın toplumda başka beşerî kurumlar yanında hukuku da ilgilendiren bir sosyal yeri ve sosyal rolü vardır. Toplumsal düzen insanların beka mücadelesinin ana aracıdır. Genel olarak insanın beka mücadelesi özel olarak güvenlik, özgürlük, refah gibi beka mücadelesinin alt parçaları toplumsal düzenle kuvvetli ilişkilere sahiptir.Toplumsal düzen insana aradığı istikrarı ve önünü görme imkânını sağlar. Kendiliğinden doğan düzen teorisi ekonomiyle birlikte dil, ahlâk, para-finans, hukuk gibi birçok sosyal kurumun nasıl aynı şekilde doğduğunu açıklamaya yönelir. Özgür bir toplum için gerekli bir hukuk sistemi tarihin ileri bir döneminde yaşadığımız için bir ölçüde amaçlı olarak dizayn edilebilir. Ancak tarihe baktığımızda hukuk sistemlerinin aslında evrimle ortaya çıktığını görürüz ve bugün bile evrim -tedricî ilerleme-iyileşmelere ulaşmanın en uygun yoludur. Hukuk, beşerî hayatın akışı içinde, anonim süreçler ve katkılarla mevcudiyet kazanmıştır. Adalet birçok kimse için esasla ilgilidir ama esas hakkında sağlıklı bir yargıya ulaşmak-varmak işleyişi yoğunlaşmış teknik bilgiye dayanan usul kurallarının geliştirilmesini ve uygulanmasını gerektirir., Every individual has a social role with regards to the legal institutions as well as other human institutions. Social order is a means of the perpetuity of human beings. Struggles for perpetuity in general, for other components such as freedom, security, welfare in particular have steady relations with social order. Social order provides stability and predictability for a person. The theory of spontaneous order offers explanations for the emergence of not only economics but also other social institutions such as language, morality, money-finance and the law/legal system. A legal system that is required for a free society might be intentionally designed to some extent since we live in a late period of history. However, legal systems emerge through evolution and even today evolutionary/gradual reformation is the best way for progress. Thus the law has gained entity via anonimous procedures and contributions in the course of human life. Moreover, for many people justice is related with the essence, meanwhile a meaningful judgement of the essence requires the execution of procedural codes/rules based on orderly technical knowledge.
- Published
- 2019
10. Liberteryen Teoride Özgürlüğün ve Siyasetin Sınırları
- Author
-
TANER, Ahmet and YAYLA, Atilla
- Subjects
Liberteryenizm,Anarko kapitalizm,Öz-sahiplik,Saldırmazlık aksiyomu ,Political Science ,Siyasi Bilimler ,Libertarianism,Anarcho-capitalism,Self-ownership,Non-agreession axiom - Abstract
Libertarianism is a social theory which aims to re-define liberalism on the base of a rationalist-objective ethic. Libertarians seek to build an absolute and unlimited realm of freedom, by means of self-ownership and non-aggression axiom, for individuals. The prominent feature of libertarianism, which differentiates it from classical liberal tradition, is that it defends individual freedom on an ethical code or value, not its consequences. This essay aims to examine whether anarcho-capitalist model of society is historically and cognitively realistic or not, thereby identifying its position within the liberal tradition. Libertarians, who hold the state as the greatest threat to freedom, advocate anarcho-capitalism, in which private firms provide justice and security, against the state with coercive monopoly. Libertarians are convinced that the stateless society is the best fit model to the rational nature of human. However, they fail to provide sufficient and compelling answers about how to resolve the tensions of rights or freedoms among individuals, how to ensure social order and peace in an anarcho-capitalist society., Liberteryenizm, liberalizmi rasyonalist–objektif bir etik temelde yeniden tanımlamayı amaçlayan bir teoridir. Liberteryenler,“öz sahiplik” ve “saldırmazlık aksiyomu” kavramlarıyla bireye mutlak ve sınırsız bir özgürlük alanı oluşturmayı çalışırlar. Liberteryenizmi liberal çizgiden farklılaştıran en önemli özellik, bireysel özgürlüğü, liberalizmin ortaya çıkaracağı sonuçlar üzerinden değil, tamamen objektif bir ahlâkî kod üzerinden savunmasıdır. Bu makale, liberalizmin özgürlük nosyonunu ve sınırlı devlet ilkesini bireysel özgürlüklerin korunması açısından yeterli görmeyen liberteryenizmin liberal gelenek içindeki yerini belirleyerek, devletsiz bir toplum modelinin kuramsal ve tarihsel açıdan gerçekçiliğini incelemeyi amaçlamaktadır. Özgürlüğe yönelik en büyük tehdidin devletten kaynaklandığını öne süren liberteryenler, devletin cebir tekelini elinde tuttuğu bir siyasal sistem yerine, “güvenlik” ve “adâlet” hizmetlerinin özel firmalarca sunulduğu anarko kapitalist modeli savunurlar. Liberteryen teorisyenler, bu sistemin insanın rasyonalist doğasına en uygun model olduğuna inansalar da, liberteryen toplumda bireyler arasındaki hak ve özgürlük çatışmasının nasıl önleneceği, toplumsal barışın ve düzenin nasıl sağlanacağı, devletin var olmadığı bir siyasal sistemde güven ve istikrar sorununun nasıl çözüleceği gibi sorulara yeterli ve ikna edici cevaplar sunamazlar.
- Published
- 2018
11. Hayekyen Kendiliğinden Doğan Düzen ve Uluslararası Güç Dengesi
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Subjects
Political Science ,Siyasi Bilimler ,Edwin van de Haar,Kendiliğinden doğan düzen,Hayek,Liberalizm - Abstract
Düşünce kuruluşlarının ve az sayıdaki bilim insanının çoğu zaman belli bir ülkenin dış politikası üzerine çalışmalarına rağmen, uluslararası ilişkiler nadiren ihtimamlı klasik liberal söylemde bir konu teşkil eder. Geçmiş bir asırda veya ona yakın bir sürede, klasik liberaller, çoğu zaman açıklamalarını serbest ticaret ve küreselleşme bir artarsa dünyanın daha ahenkli ve barışçıl bir yer olacağı düsturuyla sınırlayarak, bu konu hakkında ziyadesiyle kendinden memnun oldu...
- Published
- 2018
12. The limits of freedom and policy in libertarian theory
- Author
-
Taner, Ahmet, Yayla, Atilla, and İstanbul Medipol Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
- Subjects
Öz-Sahiplik ,Libertarianism ,Non-Aggreession Axiom ,Anarko Kapitalizm ,Self-Ownership ,Liberteryenizm ,Saldırmazlık Aksiyomu ,Anarcho-Capitalism - Abstract
Liberteryenizm, liberalizmi rasyonalist–objektif bir etik temelde yeniden tanımlamayı amaçlayan bir teoridir. Liberteryenler,“öz sahiplik” ve “saldırmazlık aksiyomu” kavramlarıyla bireye mutlak ve sınırsız bir özgürlük alanı oluşturmayı çalışırlar. Liberteryenizmi liberal çizgiden farklılaştıran en önemli özellik, bireysel özgürlüğü, liberalizmin ortaya çıkaracağı sonuçlar üzerinden değil, tamamen objektif bir ahlâkî kod üzerinden savunmasıdır. Bu makale, liberalizmin özgürlük nosyonunu ve sınırlı devlet ilkesini bireysel özgürlüklerin korunması açısından yeterli görmeyen liberteryenizmin liberal gelenek içindeki yerini belirleyerek, devletsiz bir toplum modelinin kuramsal ve tarihsel açıdan gerçekçiliğini incelemeyi amaçlamaktadır. Özgürlüğe yönelik en büyük tehdidin devletten kaynaklandığını öne süren liberteryenler, devletin cebir tekelini elinde tuttuğu bir siyasal sistem yerine, “güvenlik” ve “adâlet” hizmetlerinin özel firmalarca sunulduğu anarko kapitalist modeli savunurlar. Liberteryen teorisyenler, bu sistemin insanın rasyonalist doğasına en uygun model olduğuna inansalar da, liberteryen toplumda bireyler arasındaki hak ve özgürlük çatışmasının nasıl önleneceği, toplumsal barışın ve düzenin nasıl sağlanacağı, devletin var olmadığı bir siyasal sistemde güven ve istikrar sorununun nasıl çözüleceği gibi sorulara yeterli ve ikna edici cevaplar sunamazlar. Libertarianism is a social theory which aims to re-define liberalism on the base of a rationalist-objective ethic. Libertarians seek to build an absolute and unlimited realm of freedom, by means of self-ownership and non-aggression axiom, for individuals. The prominent feature of libertarianism, which differentiates it from classical liberal tradition, is that it defends individual freedom on an ethical code or value, not its consequences. This essay aims to examine whether anarcho-capitalist model of society is historically and cognitively realistic or not, thereby identifying its position within the liberal tradition. Libertarians, who hold the state as the greatest threat to freedom, advocate anarcho-capitalism, in which private firms provide justice and security, against the state with coercive monopoly. Libertarians are convinced that the stateless society is the best fit model to the rational nature of human. However, they fail to provide sufficient and compelling answers about how to resolve the tensions of rights or freedoms among individuals, how to ensure social order and peace in an anarcho-capitalist society.
- Published
- 2018
13. On Turkey’s classical revolution of July 15
- Author
-
Yayla, Atilla
- Subjects
Revolution ,Coup ,Politik Değişiklik ,Politik Sistem ,Violence and Revolution ,Darbe ,Demokrasi ,Şiddet ve Devrim ,Political Change ,Democracy ,Political System ,Devrim - Abstract
The British, American and French revolutions are called as classical revolutions. They carry three main components of revolutions: a period of time in which political changes occur expeditiously; an intensive competition and/or fight between different groups to monopolize political power; and relatively extensive public/popular participation during almost every phase of the ongoing political transformation process. The same goes for what the Turkish people commited on July 15. It is a big event that has the three components of revolutions. Turkey is now among the nations that have a saga to support freedom and democracy. İngiliz, Amerikan ve Fransız devrimleri klasik devrimler olarak adlandırılırlar. Devrimlerin üç temel öğesini barındırırlar: politik değişikliklerin süratle meydana geldiği zaman dilimi; politik gücü tekelleştirmek için farklı gruplar arasındaki yoğun rekabet ve/veya çatışma ve devam etmekte olan politik dönüşümün hemen hemen her safhasında nispeten geniş çaplı bir halk katılımı. Aynen 15 Temmuz’da Türk Milleti’nin yaptığı gibi. 15 Temmuz devrimlerin üç öğesini taşıyan oldukça önemli bir olaydır. Türkiye şu anda özgürlük ve demokrasiyi savunan destanlara sahip milletler arasındadır.
- Published
- 2016
14. Terör ve Terörizm Kavramlarına Genel Bakış
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Terör ve Terörizm
- Published
- 2015
15. Amerika Birleşik Devletleri'nde Kilise ve Devlet Ayrılığının Tarihî Kökleri ve Felsefî Temelleri
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Bu çalışmada, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kilise ve devlet ayrılığının tarihî ve fikrî temelleri incelenmeye çalışılmıştır. Ülkede kalıcı ilk kolonilerin kurulduğu XVII. yüzyıldan, din ve devlet faaliyetleri arasındaki ilişkileri düzenleyen anayasa değişikliğinin (İlk Tadil) kabul edildiği 1791 yılına kadarki dönem, kilise ve devlet arasındaki ilişkiler bakımından değerlendirilmeye çalışılmıştır. Din olgusunun, kuruluşundan itibaren sosyal ve siyasal hayatta çok önemli bir role sahip olduğu Amerika'da, kilise ve devlet ayrılığı, ülkedeki dinî kompozisyondan etkilenerek formüle edilmiştir. Çoğulcu dinî yapı içerisindeki her mezhep, bu ayrılığı kendi din hürriyetinin garantisi olarak algılamıştır. Bunun sonucunda, muhtelif dinî grupların, üzerinde büyük ölçüde mutabık kaldıkları ayrılık, ülkedeki dinî yapıları güçlendiren bir uygulama olmuştur. Bu düşüncelerden hareketle tez üç bölüm olarak hazırlanmıştır. İlk bölümde, konunun kavramsal temelleri ve kilise-devlet ilişkilerinin Hıristiyan gelenekteki yeri açıklanmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde ise, dinin kuruluşa olan etkileri ele alınmıştır. Ülkedeki kolonilerin din hürriyeti ve kilise-devlet ilişkileri konusundaki uygulamaları bu kapsamda incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise, Bağımsızlık sonrası dönemde, İlk Tadil'e etki ettiği düşünülen temel yaklaşımlar üzerinde durulmuştur. Isaac Backus, John Witherspoon, George Washington, John Adams, John Locke, Thomas Jefferson ve James Madison gibi önemli isimlerin, kilise ve devlet ayrılığı konusundaki görüşlerine bu bölümde yer verilmiştir. In this study the historical and philosophical base of the separation of church and state in the United States of America was analysed, evaluating the period from XVIIth century when the first permanent colonies were founded in the country till the adoption of constitutional amendment (The First Amendment) in 1791 that regulates the relationship between religion and state action. In the United States, where religion has featured in social and political life from the founding, the separation of church and state has been formulated related to religious composition in the country. Every sect in this pluralist religious structure perceived the separation as the guarantee of its own religious freedom. As a result, the separation upon which diverse religious groups largely agreed has been a practice that enriches the religious structures in the country. The dissertation is divided into three chapters grounded on cited ideas. The conceptual base of the subject and place of church-state relations in Christian tradition was expressed in chapter one. The imprint of religion to the founding was discussed in chapter two. Religious freedom and church-state relations practices of the colonies in the country was analysed in this context. In the third chapter, leading approaches which are considered to effect the First Amendment in the period after Independence was emphasized. Also in this chapter, the thoughts regarding the separation of church and state of personage like Isaac Backus, John Witherspoon, George Washington, John Adams, John Locke, Thomas Jefferson and James Madison were expounded.
- Published
- 2010
16. Atilla Yayla ile Liberalizm Demokrasi Liberaller İslamcılar ve Türkiye Üzerine Söyleşi
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Subjects
Atilla Yayla ile Liberalizm Demokrasi Liberaller İslamcılar ve Türkiye Üzerine Söyleşi ,Social ,Sosyal - Abstract
Eskiyeni: Öncelikle size şunu sormak istiyorum.Liberalizm nedir? Din mi, ideoloji mi, siyasi veya iktisadi bir sistem midir?Atilla Yayla: Liberalizmin ne olduğu hakkında yazarlarınmeşreplerine göre farklı noktalara vardığını görüyoruz. Bu senin soruniçerisinde bir noktayı netleştirmek lazım. Liberalizm bir din değildir tabiiki; yahut da dini bir nitelik kazanma potansiyeline sahip bir ideolojideğildir.
- Published
- 2009
17. Kürt Meselesine Liberal Bir Bakış
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Hiçbir meseleyi soğukkanlı bir şekilde, kavga gürültü çıkarmadan, yıllanmış ve yanlışlanmış fikirlerimizin ve donmuş bakış açılarının esiri olmadan tartışamıyoruz. Hemen hemen her konuda böyleyiz. Özellikle Kürt meselesinde. Ortalık yine ısınıyor, tozlar havalanıyor, ilişkiler karmaşıklaşıyor. Doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırma imkânı azalıyor. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi bu beni de üzüyor ve düşünmeye sevk ediyor. İfade özgürlüğünün genişlemesini beklerken daralacağının anlaşılması beni biraz telaşlandırıyor da. Bu konudaki görüşlerimi derli toplu kamuya aktarmazsam bir daha –en azından bir süre- bunu yapamayabileceğimden korkuyorum. Bu yüzden, bu yazıda, Türkiye’nin iki kronik probleminden birini –diğeri, din özgürlüğü ve laiklik, başka bir yazının konusu olmalıdır- Kürt meselesini ele alacağım.
18. Marksizm Niçin Hâlâ Popüler?
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Entelektüel dünyada cevaplanması gereken çok önemli bir soru var. Bu soru Marksizm’le ilgili ve ısrarla ihmal edilmekte, görmezden gelinmekte; hatta, onun dile getirilmesine yönelik çabalar bazen doğrudan ve kaba saldırılarla, bazen ince, kurnaz, örtülü ve dolaylı baskılarla engellenmekte.1 Soru şu: Teorik olarak çürütülmesine, tarihî olarak hayat tarafından yalanlanmasına rağmen Marksizm entelektüel muhitlerde niçin hâlâ yaygın kabul görmekte ve itibarlı bir yer işgal etmekte? Bu sorunun yersiz ve haksız olduğu söylenemez. Bir başka teori Marksizm kadar başarısız olmuş olsaydı, çoktan tarihin çöplüğüne atılmış olurdu. Oysa, Marksizm bu âkıbete uğramadı.2 Neden? Bu açıklanması gereken bir fenomen.
19. Sosyalizm ve Sosyalistler Üzerine Düşünceler
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Sosyalizm ve Sosyalistler Üzerine Düşünceler
20. Atilla Yayla Prof. Dr., SORULAR
- Author
-
YAYLA, Atilla
21. Krize Piyasa Ekonomisi İçinden Bakışlar
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Özellikle ABD ve İngiltere‘yi etkileyen ve yavaş yavaş bu ülkelerden dünyaya sirayet etme istidadı gösteren finansal piyasalar ve finansal kuruluşlar krizi kapitalizm adını verdikleri bir canavardan nefret eden çevrelere seslerini yeniden yükseltme fırsatı verdi. Sağcı ve solcu piyasa ekonomisi karşıtları şimdi piyasa ekonomisi ile özdeşleştirdikleri kapitalizmin nihayet çökmekte olduğunu sevinçle ilan ediyorlar. Peşinden, krizi çözmek için devlet(ler)in müdahale etmesine yönelik kuvvetli talepler geliyor. Acaba bu krizlerin sebebi gerçekten serbest piyasalar ve serbest ekonomi modeli mi? Kapitalizm hakikaten ölüyor mu? Devletler bu krizleri çözebilir mi? Bu krizler kapitalizmin yerine yeni ve daha başarılı bir modeli ikame etmenin yolunu açabilir mi?
22. Klâsik Liberalizm Nedir?
- Author
-
RAİCO, Ralph and YAYLA, Atilla
- Abstract
“Klâsik liberalizm” özel mülkiyeti, engelsiz bir piyasa ekonomisini, hukukun hâkimiyetini, din ve basın özgürlüğünün anayasal garantilerini ve serbest ticarete dayanan uluslar arası barışı savunan ideolojiyi anlatmak için kullanılan terimdir. Yaklaşık 1900’lara kadar bu ideoloji yalnızca liberalizm olarak bilindi. Vasıflandırıcı “klâsik vasfı” en azından İngilizce konuşulan ülkelerde (fakat, meselâ, Fransa’da değil) genellikle gereklidir, çünkü liberalizm eşitlikçi hedefler uğruna özel mülkiyete ve piyasaya geniş ölçekli müdahalelerle birleştirilme noktasına gelmiştir. Liberalizmin bu versiyonuna –eğer hâlâ öyle adlandırılabilirse– bazen “sosyal” veya (hatalı şekilde) “modern” yahut “yeni” liberalizm” adı da verilmektedir. Bu yazıda liberalizm kelimesini klâsik türü ifade etmek için kullanacağız.
23. Kâzım Berzeg’in Ardından
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Türkiye 7 Şubat 2016 günü acı bir kayıp yaşadı. Kâzım Berzeg İstanbul’da evinden çıkıp gazete almaya giderken bir kalp krizi geçirdi ve vefat etti (Doğumu 1938, Samsun). Kâzım Berzeg çok yönlü bir insandı. Meslek olarak çiftçilik ve hukukçuluk yaptı. Çiftçilik tecrübesi onun piyasa ekonomisinin önemini ve devletin ekonomik hayata müdahalelerinin zararını çok erken anlamasını sağlamıştı. Kâzım bey her zaman ziraat ve ticaret odalarında serbest piyasanın ne olduğunu daha iyi anlayacak insanlar bulunduğuna inandığını vurgulardı
24. Smith’ten Menger’e ve Hayek’e: Kendiliğinden Doğan Düzen Geleneğinde Liberalizm
- Author
-
HORWİTZ, Steven and YAYLA, Atilla
- Abstract
Son zamanlarda hem politik soldan hem politik sağdan düşünürler Aydınlanma ve normal olarak onunla ilişkilendirilen siyasal liberalizm hakkında gittikçe daha fazla eleştirel yorumlar yapmaktalar. Bu eleştirilerin birçoğu Aydınlanma liberalizmi geleneğinin insanları süperrasyonel veya aşırı derecede atomize varlıklar olarak resmetmesi endişesi etrafında toplanır. Münekkitler Aydınlanma liberalizmiyle ilişkili gördükleri bilgi ve sosyal etkileşim görüşünün daha yeni insan ve toplum kavramlarıyla bir temasının (ilişkisinin) olmadığını düşünürler. Ancak, bu tür eleştiriler Aydınlanma liberalizminin değişik kollarını karıştırmaya meyillidir. Bilhassa, eleştirmenler İskoç Aydınlanmasında doğan liberal geleneğe mensup düşünürlerin eserlerinin çok az farkındadır. İskoç türü aydınlanma liberalizmi türü ile İngiliz ve Fransız versiyonları arasındaki farklar İskoç versiyonunu bu eleştirilerin bazılarından daha muaf hâle getirir. Özellikle, İskoç versiyonu liberalizmin kendiliğinden doğan düzen üzerindeki vurgusu ve yine onun bir komünikasyon biçimi olarak piyasa mübadelesi konsepti ona araştırmaya değer farklı bir yaklaşım kazandırır.2
25. Gezi Üzerine Analizler
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Türkiye Tarihi’nin en önemli ve ilginç olaylarından veya olay silsilelerinden biri Haziran 2013 sonu ve Temmuz 2013 başlarında yaşandı. Bu olaylarla ilgili yazılı ve sözlü yorumlar yapanlar dünya görüşlerine ve olayların hangi parçaları üzerinde yoğunlaştıklarına bağlı olarak olaya değişik isimler ve anlamlar verdi. Buna paralel açıklamalar geliştirdi. Bazıları Gezi olaylarının çevre duyarlılıkları olan insanlara yönelik polis şiddetine tepkiden ibaret olduğunu söyledi. Bazıları hükümetin hayat tarzlarına yönelik müdahalelerinin veya müdahale etme ihtimallerinin olayların ardındaki asıl faktör olduğunu vurguladı. Başbakan’ın üslûbunu bunun en büyük delili olarak sundu. Bazıları Gezi’de aslında bir tür “devrim” gerçekleştiğini söyledi. Bundan sonra Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, yepyeni bir gençliğin yine yepyeni değerlerle geldiğini ve ülkeyi değiştireceğini iddia etti. Gezi olayları popüler yorumcular yanında akademisyenlerin de ilgisini çekti. Bazı sosyoloji hocaları yüzeysel “derin” sosyolojik analizler yapmaya çalıştı. Kimi ampirik araştırmacılar Gezi’ye dizilen güzellemelere olgusal temeller sağlamak için amaçlı araştırmalar gerçekleştirmeye gayret etti.
26. Özgürlük Kahramanı Leonard Liggio
- Author
-
YAYLA, Atilla
27. On Turkey’s Classical Revolution of July 15
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Subjects
Revolution,political change,violence and revolution,coup,political system,democracy ,Devrim,politik değişiklik,şiddet ve devrim,darbe,politik sistem,demokrasi - Abstract
The British, American and French revolutions are called as classical revolutions. They carry three main components of revolutions: a period of time in which political changes occur expeditiously; an intensive competition and/or fight between different groups to monopolize political power; and relatively extensive public/popular participation during almost every phase of the ongoing political transformation process. The same goes for what the Turkish people commited on July 15. It is a big event that has the three components of revolutions. Turkey is now among the nations that have a saga to support freedom and democracy., İngiliz, Amerikan ve Fransız devrimleri klasik devrimler olarak adlandırılırlar. Devrimlerin üç temel öğesini barındırırlar: politik değişikliklerin süratle meydana geldiği zaman dilimi; politik gücü tekelleştirmek için farklı gruplar arasındaki yoğun rekabet ve/veya çatışma; ve devam etmekte olan politik dönüşümün hemen hemen her safhasında nispeten geniş çaplı bir halk katılımı. Aynen 15 Temmuz’da Türk Milleti’nin yaptığı gibi. 15 Temmuz devrimlerin üç öğesini taşıyan oldukça önemli bir olaydır. Türkiye şuanda özgürlük ve demokrasiyi savunan destanlara sahip milletler arasındadır.
28. J. M. Zane’in Platon Eleştirisi
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Plato (M. Ö. 428 -348) Antik Yunan’da kökleri önemli devlet adamı ve kanun koyucu Solon’a (Tahminî M. Ö. 640-560) kadar giden önemli bir ailenin çocuğuydu. En mühim Antik Yunan şehir devleti olan Atina ile bir başka Antik Yunan şehir devleti olan Sparta arasında yapılan ve Atina’nın yenilgisiyle sonuçlanan Pelopenez Savaşı’nın başlamasından birkaç yıl önce doğdu. Savaş Atina için bir felaket oldu. Savaştan sonra Atina çökme sürecine girdi. Platon’un ölümünden birkaç yıl sonra Atina Makedonyalılar tarafından işgal edildi (Arnhart, 25)
29. Tüketicinin Korunması
- Author
-
KLEİN, Daniel B and YAYLA, Atilla
- Abstract
Bir mal veya hizmet satın aldığınızda, onun kalitesi ve güvenliği hakkında nadiren mükemmel bilgiye sahipsinizdir. Haklı olarak, “aldatılmak”tan korkarsınız. Tüketicinin korunması ihtiyacı bu yüzden doğar. Ekonomik faaliyet tüketiciler üreticilere güvendiği zaman gelişir, fakat tüketicinin güven için zeminlere-sebeplere sahip olması gerekir. O zaman, tüketiciler sadece kaliteyi ve güvenliği değerlendirmez, fakat aynı zamanda kalitenin ve güvenliğin garanti edilmesini de değerlendirir. Güven garantiye dayanır.
30. Gıda Güvenliği: Aykırı Bir Bakış
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Biz insan cinsi mensupları, diğer canlılar gibi, yaşamak için tüketmek zorundayız. Gıda, barınak, elbise isteriz. Gelir seviyemize ve tercihlerimize bağlı olarak yiyecekleri ve eşyaları tüketmek suretiyle hayatta kalabilir, refah seviyemizi yükseltebilir ve soyumuzu devam ettirebiliriz.
31. Patolojik Altruizm ve Patolojik Regülasyon
- Author
-
RUBİN, Paul H and YAYLA, Atilla
- Abstract
Psikolojide ve biyolojide bilim adamları tarafından son zamanlarda geliştirilen bir kavram “patolojik altruizm” (Oakley, 2013, Oakley vd. 2012). Bir patolojik altruist, “gerçekten altruist davranışlara girişen, fakat tam da yardım etmeye çalıştığı kişiye veya gruba, çoğu zaman tahmin edilmemiş biçimde zarar veren veya irrasyonel biçimde kendisinin altruistik davranışlarının kurbanı olan bir kişi” olarak tanımlanır (Oakley, Knafo, ve McGrath 2012: 4). Bu kavramı Buchanan’ın Samaritan’ın dilemması kavramı ile ilişkilendirebiliriz: Buchanan’ın Samaritan’ı altruist kişidir ve patoloji alıcının Samaritan’ın kendi altruistik davranışlarının kurbanı olacağı şekilde, “hiçbir iş” hücresinde yer almayacak olmasıdır
32. Liberal Düşünce Topluluğu: Çeyrek Asırlık Çınar
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Subjects
Liberal Düşünce Topluluğu,sivil toplum kuruluşları,fikir hareketleri ,Political Science ,Siyasi Bilimler - Abstract
Liberal Düşünce Topluluğu (LDT) 26 Aralık 2017’de 25 yaşını tamamlayıp 26. yaşını sürmeye başladı. Başka bir deyişle çeyrek yüzyılı geride bıraktı. Şüphe yok ki bu, bir fikir kuruluşu için kıvanç verici bir durum. Hatta Türkiye’de benzeri az görülen bir başarı.
33. Filozofların Gemisi Erken SSCB Muhalif Entelektüellere Nasıl Muamele Etti?
- Author
-
GREGORY, Paul R and YAYLA, Atilla
- Abstract
28 Eylül 1922 sabahında Alman vapuru Oberbuergermeister Hacken Petrograd’dan denize açıldı. Vapurun yolcuları Rus entelektüel hayatının kremasını temsil etmekteydi - yazarlar, şairler, gazeteciler, bilim insanları ve filozoflar-. Onların en iyi bilineni, Nikolai Berdiaev, geniş bir şapka ve kısa çizmeler giymiş vaziyette ve kalın bir baston taşıyarak gemide dolaşmaktaydı. Ona ve diğer yolculara meşhur Rusların gemide seyahatini anmak için imzalanacak bir “Altın Kitap” verilmişti. Kitabın kapağında bir önceki seferde bir yolcu olan bariton Fedor Shaliapin’in bir resmi vardı. Bu “Filozoflar Gemisi” Bolşevikler tarafından Rusya’dan ebediyen yasaklanmış Rus entelektüelleri taşımaktaydı. O zamanlar Obedinennoe Gosudarstvennoe Politicheskoe Upravlenie (OGPU, Birleşik Politik Devlet Müdürlüğü) olarak adlandırılan gizli polis onları düşmanlar olarak tutuklamış, sorgulamış ve cezalandırmıştı. Çoğu, Berdiaev gibi, Rusya’yı asla tekrar görmeyecekti.
34. İfade Hürriyeti Nedir ,Niçin Gereklidir?
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Medeniyetle ilgili tartışmalarda üzerinde en kolay ittifak edilecek husus ifade özgürlüğünün medeniyetin temel değerleri arasında yer aldığıdır. Gerçekten, siyasi yelpazenin neresinde yer alırlarsa alsınlar, neredeyse her görüşten insanlar, ifade özgürlüğünün olmadığı bir yerde medeniyetin bulunmadığını kabul ve itiraf etmekte zorlanmayacaklardır Ancak son derece marjinal ve eksantrik kişi ve gruplar bu gerçeği reddedebilir. Onlar bile, çoğu zaman, muhtemelen, doğrudan bir reddiyeye yönelmek yerine, önce ifade özgürlüğünün ne kadar önemli olduğundan ve kendilerinin ifade özgürlüğüne ne çok değer verdiğinden bahsedecek ve ancak ondan sonra “ama” ile başlayan cümlelerle devam edip ifade özgürlüğünün niye sınırlanması hatta yok edilmesi gerektiğini izah etmeye çalışacaktır
35. Klasik Liberalizm
- Author
-
CONWAY, David and YAYLA, Atilla
- Abstract
Liberalizm diğer ideolojilerden, öbür insanlar tarafından empoze edilmiş mümkün olduğu kadar az tahdit ve sınırlamalara tâbi (konu) olma durumu olarak anlaşılmış insan özgürlüğüne çok daha büyük politik önem ve değer vermesiyle ayırt edilebilen bir siyasî ideolojidir. Bütün liberaller kişilerin birbiri üzerindeki güçlerini sınırlayan bir hukuk sisteminin namevcudiyeti hâlinde insanların birbirlerinin elinde kasıtlı sınırlama ve tahditler yaşayacağında hemfikirdir. Buna bağlı olarak liberaller bu sınırlamaları yasaklayan kanunları özgürlüğü tahrip edici olmaktan çok özgürlüğe yardımcı görür.
36. Hayırseverliksiz Merhamet, Hürriyetsiz Özgürlük: Jean Jacques Rousseau’nun Siyasal Fantezileri
- Author
-
HOCUTT, Max and YAYLA, Atilla
- Abstract
Sosyalistler, ilerlemeciler ve siyasal solun benzer sâkinleri (denizen) merhametli oluşlarıyla övünmeyi severler. Bunun kendilerini sağdaki ‘zâlim’ politikacılardan ayırdığını ve onlara bütün siyasal tartışmalarda yüksek bir ahlâkî konum kazandırdığını düşünürler. Kapitalistler çocukların açlıktan ölmesine göz yumarlarken, sosyalistler fakir çocukları doyurmak ister. İlerlemeci politikacılar, hastaları rahat ettirmek ister; onların reaksiyoner emsâlleri ise hastaların ıstırap çekmesini seyredecektir. Solcular zulümle savaşmak ister; onların sağdaki hasımları ise zulmün araçlarıdır. Ve böyle devam eder gider. Bunların hepsini daha önceden işitmişsinizdir; bunlar bildik nakaratlardır– tartışmayı solcuların programlarının daha iyi olduğu temelinde değil, fakat motivasyonlarının daha hâlis olduğu temelinde kazanmaya yönelik bir teşebbüs.
37. Anayasa Değişiklik Teklifine Kısa Bir Bakış
- Author
-
Yayla, Atilla
- Subjects
Anayasa,hükümet sistemi,başkanlık sistemi,parlamenter sistem,bürokratik vesayet,kuvvetler ayrılığı,yürütmenin istikrarı ,Constitution,governmental system,presidential system,parliamentary system,bureaucratic tutelage,separation of powers,stability of executive power - Abstract
Anayasa Komisyonu’nda görüşülerek 21 maddeden 18 maddeye indirilen anayasa değişikliği teklifi esas itibariyle hükümet sistemi değişikliğini amaçlıyor. Bu anlamlı ve gerekli bir arayış, çünkü Türkiye uzunca bir süre sapkın bir parlamenter sistem sahipti ve Ağustos 2014’ten bu yana hiçbir hükümet sistemine sahip değil. Ancak, yargıyla ve yargı üst kuruluyla ilgili bazı müspet değişiklik önerilerine rağmen bu teklifin kuvvetler ayrılığını güçlendirmesi söz konusu değil. Bu bakımdan önceki duruma göre değişen bir şey yok. Meclis’ten geçse ve referandumda halk onayı alınsa bile bu teklif ülkenin anayasa ve hükümet sistemi problemini çözmeyecek ve ilgili tartışmalar, arayışlar devam edecek, Amendment of the constitution that was discussed in Constitutiıonal Commission of the Parliamentary where the amendment was diminished to 18 articles from 21 aims to change governmental system fundamentally. Since Turkey has had an obsessive parliamentary system for a long time the amendment seems a significant and a necessary quest. Besides, Turkey hasn’t had any gover-nmental system since August 2014. Although the amendment includes some positive reforımations on judiciary and supreme council of justice, it doesn’t strengthen checks and balances system. There will be no change in comparison with previous situation. Even the amendment will be passed by the parliament and will be approved by the society via referendum, it will not able to solve constitutional and governmental problems of the country and eventually relevant arguments and the quest will go on
38. İfade Hürriyeti Nedir, Ne Değildir?
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
İfade özgürlüğü uygar toplumun temel değerleri ve kurumları arasında en başta geleni. Aynen genel özgürlük gibi araç olarak da amaç olarak da bir değere sahip. Dolayısıyla hem deontolojik hem sonuçsalcı zeminlerde temellendirilmesi ve savunulması mümkün
39. Amerikan Liberalizmi Ne Kadar Liberal?
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Samuel Freeman’in uzun makalesi “İlliberal Liberteryenler: Liberteryenizm Niçin Liberal Bir Görüş Değil” (“Illiberal Libertarians: Why Libertarianism Is Not a Liberal View”1 , siyaset teorisinde sosyal liberalizm, modern liberalizm, eşitlikçi liberalizm, refah devletçi liberalizm, etatist liberalizm veya Amerikan liberalizmi adıyla bilinen düşünce ekolünü temsil kabiliyeti çok yüksek bir çalışma. Bu ekole, kendisi de onun mensubu olan John Dewey “kolektivist liberalizm” adını vermişti. Freeman, bu çalışmasında, takdire şayan bir çabayla, kendisinin “gerçek liberalizm” olduğuna inandığı bu yaklaşımı, yine liberalizm etiketini kullanan ama yazarın liberal olmadığını düşündüğü liberteryenizm üzerinden açıklamaya, haklılaştırmaya, savunmaya çalışıyor. Kendisi öyle olmadığını iddia etse de, Amerikan liberalizmine “yüksek” sıfatını eklemesi ona diğer “liberalizm” türleri üzerinde bir yer ve değer verdiğini gösteriyor. Her ne kadar Locke, Hume gibi bazı klâsik filozoflara atıfta bulunuyorsa da, Freeman’in ana referansı ünlü 20. Yüzyıl Amerikan siyaset düşünürü J. Rawls ve hukuk düşünürü R. Dworkin; o kadar ki, yazı birçok yerde Rawls’un (ve bazen Dworkin’in) kimi görüşlerini açımlama veya onlara şerh düşme çabasına dönüşüyor. Bu yüzden makalenin “Rawlscu liberalizm” anlayışının (ki buna bazen politik liberalizm de deniyor) bir yansıması ve bu anlayışın klâsik liberalizm/liberteryenizm eleştirisi üzerinden savunusu olduğu da söylenebilir.
40. Avcı-Toplayıcılar: Orijinal Liberteryenler
- Author
-
MAYOR, Thomas and YAYLA, Atilla
- Abstract
Bu makalede daimî fakat hâlâ karara bağlanmamış bir meseleyi ele almaktayım: Politik ekonominin hangi versiyonu -kollektivist olanı mı yoksa bireyci olanı mı- insanın temel karakteriyle daha uyumludur? İnsan doğal olarak bir bireyin bizzat kendi çabalarının ürünlerine hakkına saygı mı duyar yoksa diğer insanların bu ürünler üzerinde daha fazla (daha yüksek) bir hakka sahip olduğuna mı inanır? İnsan genetik olarak bir bağımsız karar verici olmaya mı programlıdır yoksa, pasif bir rolde, güçlü bir lideri izleyerek kendisini daha rahat mı hisseder? Elbette, filozoflar ve siyasal teorisyenler bu sorulara farklı cevaplar verdiler, fakat cevaplarını hemen her zaman önemli destekleyici deliller olmaksızın ortaya koydular. Bu makalede bu tür delillerin mevcut olduğunu ve bunların gerçekte evrimci biyolojinin ilkelerini antropoloji alanında elde mevcut geniş hacimli literatüre uygulayarak bulunabileceğini öne sürmekteyim.
41. Anayasa ve Devletin Sınırlanması
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Bazen devletin bir teknik aygıt olduğu, olması gerektiği iddia edilir. Varlığının ve faaliyetlerinin teknik yanları da bulunmakla beraber, devlet, özünde, siyasî bir organizasyondur. Bu yüzden, her devlet, kaçınılmaz olarak, bir siyasî felsefeye dayanır. Felsefesi, devletin, başka nitelikleri yanında, anayasacılıkla ilişkisini ve anayasasının niteliklerini de belirler. Her siyasî felsefe şu üç soruya cevap arar: 1) Devletin varlığı meşrulaştırılabilir mi; meşrulaştırılabilirse bu nasıl yapılabilir? 2) Var olacaksa, devlet hangi formatta yapılanmalıdır? 3) Devletin hangi faaliyetlerine müsaade edilebilir, edilmelidir? Devletin varlığını gayri meşru ve gereksiz gören bireyci ve toplumcu anarşist felsefe için ilk soru anlamsız olduğu için diğer sorular da düşer. Gerçi, toplumcu anarşist felsefe birey fikrini ve bilhassa özel mülkiyeti reddettiği için devletin varlığına karşıtlığı çelişik ve temelsizdir, ama bu bir başka tartışmanın konusudur. Anarşizm dışında kalan siyasî teorilerin tamamı devletin gerekli olduğunu kabul eder. Ancak, bu teorilerin (muhafazakârlık, sosyal demokrasi, liberalizm, sosyalizm, faşizm, nasyonal sosyalizm, din devleti taraftarlığı, liberteryenizm) devleti meşrulaştırma biçimleri ve dolayısıyla devlete biçtikleri roller farklıdır.
42. Daha Fazla Kapitalizm İçin Niyetlenilmemiş Bir Savunu
- Author
-
HENDERSON, David R and YAYLA, Atilla
- Abstract
Son birkaç yıldır hakkında en çok konuşulan iktisat kitaplarından biri Thomas Piketty’nin Yirmi-Birinci Yüzyıl’da Kapital’i. Paris School of Economics’te iktisat profesörü olan Piketty, hâlihazırda yüksek olan servet eşitsizliğinin gelecek on yıllarda artacağını ileri sürmekte ve zenginler üzerine daha yüksek vergiler konulmasını savunmakta. Bu insanların “tepedeki yüzde 1” - son yılların bir moda tartışma konusu- hakkındaki güçlü duygularını yansıtmakta.
43. Liberaller Arasındaki Ayrışma Üzerine Serbest Düşünceler
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Tarih sanki bazen daha hızlı akıyor. İlk bakışta bu sözün saçma göründüğünü biliyorum. Ortalama insan için standart zaman hep aynıdır. Ne hızlanır ne de yavaşlar. Ne ise odur ve hep aynı hızla akar. Bu doğru ama insanın zamanla etkileşimi, önemli olayların zaman bakımından yoğunlaşma derecesi dikkate alınınca belki de tarihin bazen gerçekten hızlı aktığını kabul etmek gerekir. İnsanın zamanla etkileşimi ise şahit veya parçası olduğu olaylar üzerinden gerçekleşiyor. Yaşı biraz olgunlaşmış olan herkes, zamanın bazen çok yoğun ve hızlı bazen de aheste ve boş aktığını tecrübe etmiştir.
44. Anayasacılık, Anayasal Demokrasi ve İdeolojiler
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Anayasacılık genellikle demokrasiyle ilişkilendirilir ama ikisi arasında mecburî ve her zaman aynı şekilde tezahür eden bir ilişki yoktur. Anayasacılığın geçmişi modern demokrasininkinden daha eskiye gider ve anayasacılık demokrasinin ima ettiğinden daha geniş bir alanı ilgilendirir. Başka bir deyişle anayasacılık ile demokrasi tam olarak çakışmaz. Hatta anayasacılıkla demokrasi arasında tarihî ve teorik olarak bazı gerginliklerin olduğu görülür. Demokrasi kelimesini yalnız başına kullanmayıp önüne çeşitli sıfatlar eklememiz bu yüzdendir. Bugün popüler kullanımda kısaca demokrasi dediğimiz şey liberal demokrasiye tekabül eder. Liberal demokrasiye çoğulcu demokrasi veya anayasal demokrasi adı da verilir. Liberal demokrasi çoğunluk demokrasisinden (majoriteryen demokrasi) ve ironik biçimde totaliter demokrasi (yahut halk demokrasisi) denilen siyasal rejim türünden çok farklıdır.
45. Sinan Çetin ile Özgürlük, Sosyalizm ve Kapitalizm Üzerine
- Author
-
YAYLA, Atilla
46. Politik Kapitalizm
- Author
-
G. HOLCOMBE, Randall and YAYLA, Atilla
47. 15 Temmuz ve Türkiye’nin Siyasal Kültürü: Siyasî Partiler Özelinde Bir Değerlendirme
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Subjects
15 July Coup Attempt,FETO,Political Culture,Political Parties ,15 Temmuz Darbe Girişimi,FETÖ,Siyasal Kültür,Siyasî Partiler - Abstract
15 Temmuz darbe girişimi Türk halkının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı sonucu meydanlara inmesi sayesinde önlenmiş oldu. Darbe girişimi gecesi TBMM’de temsil edilen partilerin ve seçmenlerin gösterdikleri tepkiler ve bu tepkilerin şiddeti farklılık göstermiştir. 15 Temmuz’un daha doğru anlaşılması için partilerin ve seçmenlerinin bu tavırlarının analiz edilmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmada 15 Temmuz gecesi yaşananlar ve toplumun gösterdiği demokratik direnç Türkiye’nin siyasal kültürü üzerinden izah edilmektedir. Buradan hareketle darbe girişimine karşı verilen mücadelenin Türkiye’nin siyasal kültürüne olan etkisi ele alınacaktır. Böylelikle gelecekte benzer darbe girişimlerinin yaşanması durumunda toplumun göstereceği tepkinin nasıl olacağına ilişkin birtakım öngörülerde bulunma imkânı doğmaktadır, The coup attempt of July 15 was ousted by the Turkish people who went out after the call of President Recep Tayyip Erdoğan. The reactions of the political parties represented in the TGNA; and of the voters at the night of the coup attempt as well as the intensity of the reactions appeared to be in particular variety. For an appropriate comprehension of July 15, those attitudes of the political parties and their voters should be analyzed. This paper explains the happenings on July 15 and the democratic resistence of the society through the political culture of Turkey. Depending on this explanation, the impact of the struggle against the coup plot over the political culture of Turkey is to be tackled. This analysis hereby provides a path to make some foresights on the potential reactions of the society against similar coup plots if attempted in the future
48. Refahçı Liberallerin Liberteryenizm Eleştirisi
- Author
-
BİRD, Colin and YAYLA, Atilla
- Abstract
Liberteryenizme yönelik refahçı liberal eleştiriler mühimdir, çünkü liberteryenler liberal olduklarını iddia ederler. Gerçekten liberteryenler genellikle bir sahtekârlar dünyasında yegâne gerçek liberaller olduklarını öne sürerler. Liberteryenlerin yorumladığı gibi, liberalizm bireylere, başkalarının da aynısını yapma eşit haklarına saygı gösterdikleri sürece, hayatlarını diledikleri gibi yaşama mutlak hakkını verir. Liberaller bu ilkenin devlet kudretini ancak zor, hile ve hırsızlığa karşı hakları uygulamak için kullanıldığında haklılaştırdığını ve serbest piyasaya tüm kamu müdahalesini, servetin yeniden dağıtımını ve refah devletinin her biçimini dışladığını ileri sürerler. Bu görüşe göre, bugün liberalizm adına bu tür yeniden dağıtım pratiklerini savunanlar, temel liberal fikirleri hayata aktarmaktan ziyade onlara ihanet etmektedir.
49. Liberallerin Ayrışmasının Temelleri
- Author
-
YAYLA, Atilla
- Abstract
Liberaller arasında bir ayrışma süreci yaşanıyor. Bu benim için üzücü, ancak, şaşırtıcı olmaktan uzak. Bir bakıma da kaçınılmaz. Hayat böyle bir şey. Birçok kimse bu ayrışmanın Gezi’yle doğduğunu düşünüyor. Gezi’nin katkılarını inkâr etmemekle beraber, sürecin çok daha önceden işlemeye başladığını düşünüyorum. 28 Şubat sürecinin başlarında da bir ayrışma yaşandı. 2006’da benim İzmir’deki konuşmamdan sonra Kemalistlerin şahsıma karşı açtığı linç kampanyasından etkilenerek kenara çekilenler, saf değiştirenler görüldü. Bunlar nispeten küçük çaplı olduğu için çok dikkat çekmedi. Bu sefer ayrışma gözden kaçırılamayacak kadar büyük ve şiddetli. Peşpeşe birkaç yazıyla bu ayrışmanın temelleriyle ilgili görüşlerimi ve tespitlerimi okuyucularıma aktarmak istiyorum. Şunu peşinen belirtmem gerekir ki, ayrışma derken C. Çandar, H. Cemal gibi gazetecilerle değil, liberal etiketini alenen ve memmuniyetle sahiplenen kimseler arasındaki ilişkilerle ilgili bir durumu kastediyorum. İsmini verdiğim gazetecilerin ve benzerlerinin, daha doğrusu, liberalliğini ilan etmemiş ama bir kısım medyada inatla liberal diye adlandırılan bazı kimselerin durumu, ayrı bir konu.
50. Hayek's critics of socialism
- Author
-
Akman, Tuğba and Yayla, Atilla
- Subjects
Sosyalizm ,Kolektivizm ,Freedom ,Collectivism ,Free Market ,Özgürlük ,Socialism ,Planing ,Serbest Piyasa ,Planlama - Abstract
Bu tez çalışması, Friedrich August von Hayek'in, sosyalizmi eleştirmesiyle ilgilidir. Hayek, savunduğu ve desteklediği liberal düşünceye yaptığı katkıların yanında sosyalizme karşı eleştirileriyle de ün salmıştır. Bu çalışmada, sosyalizm eleştirisine, Hayek'in konu ile ilgili doğrudan yaptığı çalışmalara bakılmıştır ve yine sosyalizm eleştirisi yapılırken farklı kaynaklardan da faydalanılmıştır. 1930'lu yıllardan itibaren dünyada sosyalizm yayılmaya başlamıştır. Sosyalizm ideali ve savunucuları, serbest piyasa ekonomisini, rekabeti kesinlikle reddetmiş ve karşılığında kolektif olarak hareket etmeyi ve planlı ekonomiyi diğer bir ifadeyle kumanda ekonomisini savunmuştur. Çalışmamızda sosyalizm, ütopik ve bilimsel olarak ayrılmıştır. Marx, sosyalizmi bilimsel olarak bir çerçeveye oturtmaya çalışmış ve sosyalizmin en ideal sistem olduğunu iddia etmiştir. Ancak, sosyalizmin uygulanamaz olduğu daha önce ispatlanmış olsa da günümüzde ağırlığını koruduğunu ve özellikle entelektüel camiada desteklenmeye devam ettiğine şahitlik ediyoruz. Özellikle sosyalizmin yayılmasında akademik çevrenin ve entelektüel camianın uzun vadeli etkilerinin fark edilmesi ile sosyalizmin eleştirel anlamda ele alınmasına gerek görülmüştür. Bu tez çalışmasının merkezinde sosyalizmin kolektif olarak hareket etmeyi ve plancılığı savunmasının yanlışları yer almaktadır. Bu araştırmada Hayek'in sosyalizm eleştirilerinin dışında sosyalizm tarihinden ve yine Hayek'in ideolojileri değerlendirmede kullanılabilecek temel ölçütlerinden de faydalanılmıştır. Hayek'in sosyalizm eleştirilerinden farklı olarak, Hayek'in sosyalizm eleştirilerine yöneltilen eleştirilere de yer verilmiştir. This work of thesis is related with Friedrich August von Hayek's critism of socialism. Hayek became famous not only because of contributions to liberal thought which he defended and supported but also because of his critism against Socialism. In this work, it has been searched in socialism critism and directly related studies which have been carried out by Hayek and also different sources have been used while criticizing socialism. Since 1930's socialism has started to spread out in the world. The idea of socalism and its defenders rejected free market economy and competition definitely and in return they defended collective movement (action) and planned economy in other words, command economy. In our work, socialism has been divided into ütopian and scientific parts. Marx has tried to frame socialism scientifically and assorted that socialism is the most ideal system. But although socialism has been proved to be not applicable before we testify that it maintains its importance and continues to be supported in the intellectual circles. Since it has been noticed that academic circles and intellektual environments have long-teim effects on the spreading out of socialism, it is needed to be searched in a critical manner. In the center of this thesis, the mistakes of collective movement and planning in socialism have taken into account. In this investigation, his basic criterions whic can, be used for ideologies have been made use. Apart from Hayek's critism of socialism, the critism directed to Hayek's critism of socialism have been also placed.
- Published
- 2020
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.