Search

Bilgi ve iletişim teknolojileri hayatın her alanında etkisini göstermektedir. Bu alanların başında da eğitim gelmektedir. Eğitimin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla teknoloji entegrasyonu projeleri gerçekleştirilmektedir. Ancak bu projeler teknolojik araç temini ile sınırlı kalmaktadır. Bu bağlamda teknoloji entegrasyonu modelleri önemli olmaktadır. Alanyazında birçok teknoloji entegrasyonu modeli bulunmaktadır. Teknolojik Pedagojik İçerik Bilgisi (TPİB) modeli bu modellerden biridir. Bu çalışmanın da temelini oluşturan bu model ile bir ders süreci tasarlanmıştır. Tasarlanan ders süreci bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesinde İngilizce, Türkçe, İlköğretim Matematik ve Sınıf eğitimi anabilim dallarında yürütülmüştür. 2020-2021 eğitim döneminin güz döneminde uzaktan eğitim yoluyla gerçekleştirilen çalışmanın 60 katılımcısı bulunmaktadır. Süreç sonunda katılımcıların TPİB düzeylerinin ve BİT kullanım aşamalarının değiştiği söylenebilir. TPİB boyutları ile BİT kullanım aşamaları arasında da bir ilişkiden söz etmek mümkündür. Cinsiyet, internet kullanım yılı ve öğrenim görülen anabilim dallarının TPİB düzeylerini etkileyen değişkenler olmadığı belirlenmiştir. Buna bağlı olarak öğretmen adaylarının TPİB düzeylerinin ve BİT kullanım aşamalarının geliştirilmesi amacıyla eğitim sürecinin teknoloji odaklı tasarlanması önerilebilir.

Bilgi ve iletişim teknolojileri hayatın her alanında etkisini göstermektedir. Bu alanların başında da eğitim gelmektedir. Eğitimin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla teknoloji entegrasyonu projeleri gerçekleştirilmektedir. Ancak bu projeler teknolojik araç temini ile sınırlı kalmaktadır. Bu bağlamda teknoloji entegrasyonu modelleri önemli olmaktadır. Alanyazında birçok teknoloji entegrasyonu modeli bulunmaktadır. Teknolojik Pedagojik İçerik Bilgisi (TPİB) modeli bu modellerden biridir. Bu çalışmanın da temelini oluşturan bu model ile Öğretim Teknolojileri ders süreci tasarlanmıştır. Tasarlanan ders süreci bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesinde İngilizce, Türkçe, İlköğretim Matematik ve Sınıf eğitimi anabilim dallarında yürütülmüştür. 2020-2021 eğitim döneminin güz döneminde uzaktan eğitim yoluyla gerçekleştirilen çalışmanın 60 katılımcısı bulunmaktadır. Süreç sonunda katılımcıların TPİB düzeylerinin ve BİT kullanım aşamalarının değiştiği söylenebilir. TPİB boyutları ile BİT kullanım aşamaları arasında da bir ilişkiden söz etmek mümkündür. Cinsiyet, internet kullanım yılı ve öğrenim görülen anabilim dallarının TPİB düzeylerini etkileyen değişkenler olmadığı belirlenmiştir. Buna bağlı olarak öğretmen adaylarının TPİB düzeylerinin ve BİT kullanım aşamalarının geliştirilmesi amacıyla eğitim sürecinin teknoloji odaklı tasarlanması önerilebilir.

Çocukların internetin sunduğu olanaklardan yararlanmaları ve internet ortamında maruz kalabilecekleri risklerden korunmaları konusunda, ebeveynlerin tutumları ve denetimleri önem taşımaktadır. Bu araştırmanın temel amacı, çocukların internet kullanımına ilişkin ebeveyn arabuluculuğunun incelenmesidir. Araştırma, kesitsel tarama modelinde desenlenmiştir. 2018-2019 öğretim yılında 416 ortaokul öğrencisinden veri toplanmıştır. İlk olarak alanyazın taraması yapılarak araştırmanın kuramsal çerçevesi ve bu doğrultuda değişkenler belirlenmiş; madde havuzu oluşturulmuştur. Ardından, ölçek geliştirme çalışmaları yapılmıştır. Ayrı örneklemlerden elde edilen verilerle açımlayıcı (n=868) ve doğrulayıcı (n=360) faktör analizi yapılmıştır. Analizler sonucunda dört faktör ve 23 maddeden oluşan, açıklanan varyansı %50.04 olan `Ebeveyn Arabuluculuğu Ölçeği` geliştirilmiştir. Ebeveyn arabuluculuğu ölçeğinin; izlemeli, güvenli, aktif ve teknik olmak üzere dört alt boyutu bulunmaktadır. İnternet kullanımına ilişkin ebeveyn arabuluculuğunun demografik özellikler bağlamında değerlendirilmesi amacıyla çıkarımsal istatistik tekniklerinden (bağımsız örneklem t testi, tek yönlü varyans analizi) yararlanılmıştır. Analizler sonucunda ortaokul öğrencilerinin bakış açısıyla ebeveynlerin orta düzeyde arabuluculuğa sahip olduğu bulunmuştur. Bulgulara bağlı olarak çocukların internet kullanımında ebeveyn arabuluculuğunun çocuğun yaşı, öğrenim düzeyi, cinsiyeti, ailede kaçıncı çocuk olduğu; ailedeki çocuk sayısı, ebeveynlerin eğitim durumları ve ailenin gelir düzeyi bağlamında farklılık sergilemediği görülmüştür. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak ebeveynlere, kurumlara ve araştırmacılara öneriler sunulmuştur. Parents' attitudes and supervision are important for their children to benefit from online opportunities and beware of the pertaining risks. The main purpose of this study was to investigate the parental mediation of children's Internet use. The study was designed with a cross-sectional survey model. Data were collected from 416 secondary school students in the 2018-2019 academic year. Firstly, the theoretical framework of the study and the variables were determined, and an item pool was prepared. Then, scale development studies were conducted. Exploratory (n=868) and confirmatory (n=360) factor analysis were conducted using data from two separate samples. As a result of the analysis, the parental mediation scale with four factors and 23 items with an explained variance of 50.04% was obtained. The parental mediation scale has four factors as monitoring, safety, active and technical. In order to investigate parental mediation with regard to several background variables, inferential statistical techniques (independent sample t-test, one-way analysis of variance) were used. Results showed a medium level of parental mediation from the perspective of secondary school students. No significant differences were observed in parental mediation with regard to age, education level and gender of the children, the number of children in the family, the educational status of their parents and the family income. Based on the results of the research, suggestions regarding the parents, institutions and researchers are presented. 87

Meyve sularının yoğunlaştırılmasıyla elde edilen geleneksel bir ürün olan pekmez, diğer birçok gıda maddesi gibi taklit ve tağşişe maruz kalabilmektedir. Bu çalışmada, geleneksel üzüm, keçiboynuzu ve dut pekmezine hile amaçlı katılan glukoz şurubu ilavesinin tespiti amaçlanmıştır. Saf pekmez örneklerinin ve % 2,5 ile % 50 (w/w) aralığında glukoz içerecek şekilde laboratuvar koşullarında üretilen hileli pekmez örneklerinin, L*, a*, b* değerleri, su aktivitesi, pH ve °Briks değerleri ölçülmüş ve birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Saf ve hileli pekmez örneklerine ait L* değerleri arasındaki farkın tüm pekmez türleri için istatistiki olarak önemli (P

Tez (yüksek lisans) - Anadolu Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uzaktan Eğitim Anabilim Dalı, Kayıt no: 481617, Bu çalışmanın temel amacı, kullanıcı konumunda olan ebeveyn ve çocuklar tarafından oluşturulacak bir web sayfa içeriğinin Hetagoji yaklaşımına dayalı olarak özelleştirilmesinin aile ve çocuk ile birlikte yapılmasına ilişkin uzman görüşlerinin incelenmesidir. Araştırmanın temel amacına ulaşmak için Hetagoji yaklaşımının ögeleri dikkate alınarak, web sayfa içeriklerinin özelleştirilmesi şu alt sorularla sorgulanmıştır: (1) Problem çözücü olarak ebeveynler ve çocuklar izleyecekleri yolu seçmede nasıl bağımsızlaşacaklardır? (2) Ebeveynler ve çocuklar öğrenmelerinin sorumluluklarını almada zorluklara karşı nasıl bir tutum sergileyecektir? (3) Ebeveynler ve çocuklar karmaşa ve belirsizlik karşısında uzun dönemli olarak meraklarını nasıl sürdüreceklerdir/koruyacaklardır? (4) Ebeveynler ve çocuklar alışık olmadıkları durumlar karşısında yeterliklere uyum sağlamayı nasıl öğreneceklerdir? (5) Ebeveynler ve çocuklar kültürel işbirlikleri, merak ve dış dünya ile iletişimin sağlanmasında birbirlerine nasıl mentörlük edeceklerdir? Araştırma, nitel bir durum çalışması özelliği taşımaktadır. Çalışmaya gönüllü olarak katılan beş alan uzmanı ile 2017 yılında odak grup görüşmesi yapılmıştır. Odak grup görüşmesinden elde edilen veriler içerik analizi ve tümevarımsal analiz yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analizlerin sonucunda kullanıcı konumunda olan ebeveyn ve çocuklar tarafından özelleştirilecek web sayfası içeriklerinin Heutagogy yaklaşımına dayalı olarak yapılmasına ilişkin ana temalar ve alt temalar elde edilerek öneriler sunulmuştur.

Açık ve uzaktan öğretimde kullanılan teknolojilerden biri televizyondur. Etkileşimli televizyon, geleneksel televizyona ek olarak kullanıcılara etkileşimli içerik ve birden fazla etkileşim boyutu sunmaktadır. Öğrenenin etkin ve etkileşimde olduğu öğrenme ortamları, öğretim süreçlerinin kalitesini artırmaktadır. T-öğrenme, içinde etkileşimi barındıran ve TV temelinde gerçekleşen bir öğrenme biçimidir. Bu çalışmanın amacı, açık ve uzaktan öğretimde bir araç olarak kullanılan etkileşimli televizyonun özelliklerini t-öğrenme bağlamında incelemektir. Bu amaçla çalışmada, tarihsel ve teknolojik gelişimi bağlamında TV, etkileşimli TV ve t-öğrenme alanyazın ışığında açıklanmıştır. Açık ve uzaktan öğretimde t-öğrenmeye ilişkin öneriler sunulmuştur.

İnternetin, bilgi erişimi ve paylaşımı konusunda sunduğu olanaklar gün geçtikçe artmaktadır. İnternet kullanıcıları, içerik üretiminin ve paylaşımının yanında içeriklere yorum yapma olanağına sahip olmaktadır. Ancak bu durum, geçerli ve yararlı bilgiyi ayırt etmeyi zorlaştırmaktadır. Yanıltıcı, provokatif ya da hakaret içerikli iletilerin yaygınlaşmasıyla birlikte eleştirel düşünme, dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığı becerileri önem kazanmıştır. Bilgisayarlar aracılığıyla gerçekleştirilen iletişim ağının genişlemesi, çevrimiçi kullanıcıların etkileşim içinde oldukları forum, blog ve sosyal medya gibi platformların oluşumuna olanak sağlamıştır. Çevrimiçi ortamların yaygın kullanımı, farklı kullanıcıları tahrik ederek duygusal tepkiler vermeleri yönünde kışkırtmak anlamına gelen "Trollük" kavramının oluşumuna zemin hazırlamıştır. Bu çalışmanın amacı, trollük kavramını ve trollerin karakteristik özelliklerini trol motivasyonları, tanımı ve özellikleri bağlamında değerlendirebilmektir. Trollük örnekleri verildikten sonra trol davranışların nedenlerine, alanyazında bulunan trollük çalışmalarına ve bulgularına yer verilmiş; bunların yanında trollüğün önlenmesine yönelik öneriler sunulmuştur. The internet provides opportunities growingly for accessing and sharing information day by day. Internet users get to comment, besides of creating and sharing content. However, this situation makes difficult distinguishing true and useful information. The skills of critical thinking, digital literacy and media literacy have gained importance as a result of propagation of messages which contains misleading, provocative or insulting elements. The platforms such as forums, blogs and social media that users interact with each other online on, emerged from expanding of computer mediated communication. Widespread use of online platform paved the way for emerging of the concept of trolling which means provocating people to react emotionally. This study aims to evaluate the concept of trolling and characterics of the trolls in the context of motivations, definition and properties of trolling. Thus, after giving examples of trolling; the reasons results trolling and findings of other studies concerns trolling explained, besides that suggestions made for preventing trolling.

Hızla gelişen ve değişen teknoloji ile birlikte içinde bulunduğumuz dönemde eğitim teknolojilerinden etkin bir şekilde faydalanma önem kazanmaktadır. Öğretmenlerin bu gelişim ve değişime uyum sağlama isteği, 21. yüzyıl öğretmen yeterliliklerinin geliştirilmesini mesleki gelişim boyutunda daha gerekli hale getirmektedir. Mesleki gelişimi destekleyebilecek önemli bir örnek olma özelliği taşıyan Araştırma Topluluğu Modeli, çevrimiçi öğrenme araştırmalarına ve uygulamalarına yol göstermesi amacıyla geliştirilmiştir. Yapılandırmacı yaklaşım çerçevesinde geliştirilen modelin içerik odaklı ve bütünleştirmeye uygun bir mesleki gelişim ortamı sunduğunu söylemek mümkündür. Fakülte gelişim modellerinin öğretmenlerin bireysel gelişimleriyle olumlu yöndeki ilişkisi göz önüne alındığında çevrimiçi araştırma topluluklarının öğretmenlerin mesleki gelişimlerinde de anlamlı öğrenmeler meydana getireceğini öngörülmektedir. Bu çalışmada araştırma toplulukları modeli ile mesleki gelişim arasındaki ilişki temele alınarak alanyazın taraması gerçekleştirilmiştir. Araştırma toplulukları modelinin mesleki gelişime etkileri ortaya konmaya çalışılmış ve bu amaçla alanyazındaki ilgili çalışmalardan toplanan bilgiler ışığında çeşitli noktalara değinilmiştir. Araştırma Toplulukları Modeli’ nin öğretmen mesleki gelişimi sürecinde yararlanılabilecek bir model olmasına yönelik kuramsal araştırmalar bulunmakla birlikte uygulamaya dönük çalışmaların yetersiz kaldığı görülmektedir. Bu bağlamda, çevrimiçi öğrenme kuramsal temellerine uygun ve 21.yy öğretmen, öğrenci özellikleriyle uyumlu modeller geliştirilmesine gereksinim duyulmaktadır. Bu gereksinimden hareketle, beş adımdan oluşan Araştırma Toplulukları ile Mesleki Gelişim için Ön Hazırlık Modeli oluşturulmuştur. Geliştirilen ön hazırlık modeli hazırbulunuşluk, motivasyon, okul kültürü, topluluk özellikleri ve içerik boyutlarını içermektedir.

Açık ve uzaktan öğretimde kullanılan teknolojilerden biri televizyondur. Etkileşimli televizyon, geleneksel televizyona ek olarak kullanıcılara etkileşimli içerik ve birden fazla etkileşim boyutu sunmaktadır. Öğrenenin etkin ve etkileşimde olduğu öğrenme ortamları, öğretim süreçlerinin kalitesini artırmaktadır. T-öğrenme, içinde etkileşimi barındıran ve TV temelinde gerçekleşen bir öğrenme biçimidir. Bu çalışmanın amacı, açık ve uzaktan öğretimde bir araç olarak kullanılan etkileşimli televizyonun özelliklerini t-öğrenme bağlamında incelemektir. Bu amaçla çalışmada, tarihsel ve teknolojik gelişimi bağlamında TV, etkileşimli TV ve t-öğrenme alanyazın ışığında açıklanmıştır. Açık ve uzaktan öğretimde t-öğrenmeye ilişkin öneriler sunulmuştur., Television is a technology that is used in open and distance education. Besides the traditional television, interactive television offers interactive content and multiple dimensions of interaction to users. Learning environments that learners are active and interact enhance learning processes. T-learning involves interaction and takes place in the basis of television. The aim of this study is to discuss interactive digital television within the context of t-learning. For this purpose, technological development in the historical context of TV, interactive TV and t-learning is described according to the literature. Recommendations for t-learning in open and distance education are presented.