Search

An ischemia/reperfusion (IR) injury of small intestine is a serious and common condition that is a result of the blockage of the superior mesenteric artery (SMA) due to some significant clinical problems. In the present study, we evaluated the effect of Mesna on systemic injury induced by IR in small intestine and liver, kidney and lung of rats. Thirty-two Wistar albino female rats were randomly divided into four groups as control, ischemia, IR (Sham) and IR+Mesna. Ischemia period was executed by clamping SMA for 2 h and after when reperfusion was permitted by removing the clamp from SMA for 2 h. Superoxide dismutase (SOD), glutathione peroxidase (GPx) and catalase (CAT) activities were measured spectrophotometrically in the tissues. Microscopic examination was performed with Hematoxylin-Eosin (H&E) staining for light microscopy and double staining (Uranyl acetate and Reynolds’lead citrate) for electron microscopy. Oxidative damage was determined in ischemia (p < 0.05) and IR groups (p < 0.05) by Chiu score in small intestine and also antioxidant enzyme activities in all groups. Significant recovery in SOD, GPx and CAT activities in IR+Mesna group was determined but the effect of oxidative damage was not reduced significantly histopatologically. Mesna treatment caused recovery in SOD, GPx and CAT activities but not achieved an improvement in the histopathologic findings in level of light microscopy in IR damages but contains the signs of improving at electron microscopy level in Mesna dose and application time of IR., İnce bağırsağın iskemi/reperfüzyon (İR) hasarı, önemli klinik problemler nedeniyle superior mezenterik arterin (SMA) tıkanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan ciddi ve yaygın bir durumdur. Bu çalışmada, Mesna'nın ince bağırsak, karaciğer, böbrek ve akciğerde İR ile indüklenen sistemik hasar üzerindeki etkisi değerlendirildi. Otuziki Wistar albino dişi sıçan, rastgele dört gruba ayrıldı: Kontrol, iskemi, İR (Sham) ve İR+Mesna. Superior mezenterik arter (SMA) 2 saat klemplenerek iskemi ve ardından klemp SMA'dan çıkarılarak 2 saat reperfüzyon uygulandı. İnce bağırsak, karaciğer, böbrek ve akciğer dokularında, antioksidan enzim aktiviteleri spektrofotometrik olarak ölçüldü. Mikroskobik inceleme için hematoksilen-eozin (H&E), elektron mikroskobik inceleme için çift boyama (uranil asetat ve Reynolds kurşun sitrat) yapıldı. İskemi (p < 0.05) ve IR gruplarında (p < 0.05) ince bağırsakta Chiu skoru ve ayrıca tüm gruplarda antioksidan enzim aktiviteleri ile oksidatif hasar belirlendi. IR+Mesna grubunda SOD, GPx ve CAT aktivitelerinde anlamlı iyileşme saptandı ancak oksidatif hasarın etkisi histopatolojik olarak önemli ölçüde azalmadı. Mesna uygulaması, SOD, GPx ve CAT aktivitelerinde düzelme sağladı ancak histopatolojik bulgularda ışık mikroskobi düzeyinde İR hasarında anlamlı bir iyileşmeye neden olmadı, ancak uygulanan İR süresi ve Mesna dozunda, ultrastrüktürel olarak iyileşme belirtileri içerdi.

19th National Anatomy Congress on Correlation of Static Postural Control Data of Patients with Ankylosing Spondylitis and Healthy Subjects -- SEP 06-09, 2018 -- Konya, TURKEY Objective: The goal of our study was to determine how ankylosing spondylitis, a chronic inflammatory disease, affected patient's balance.Materials and Methods: Thirty-one healthy volunteers and thirty-five patients with ankylosing spondylitis and no comor-bidities affecting their balance participated in the study. Bipedal balance analysis was performed with the subjects' eyes open and closed in each group. The position of the center of pressure during the measurement was evaluated.Results: The mediolateral deviation of the center of pressure (p=0.035) and the total path length (p=0.042) were signifi-cantly higher in the patient group when measured with eyes open. PL was significantly longer in the patient group when measured with eyes closed (p=0.002).Conclusion: We observed that ankylosing spondylitis negatively affected the balance in patients. Since this disease usually occurs in the young population, it should be taken into consideration that balance impairment can complicate daily life, espe-cially in the professional world. Therefore, it can be useful to consider the balance disorder in the treatment, and the patients should be monitored for an extended period.

During abdominal dissection of a 32-year-old Caucasian female cadaver, an anomalous artery originating from the anterior aspect of the abdominal aorta was found. This artery had its origin between the superior mesenteric and inferior mesenteric arteries. It was 2.2 mm in diameter and formed an arch ascending to the left of the midline supplying the transverse colon. It was divided into right and left branches; the former anastomosing with the right colic artery, the latter with the left. During the diagnostic imaging of the abdominal vasculature and the practice of colonic surgery, the possibility of the existence of an anomalous artery must be kept in mind. Turkish Başlık: A. Mesenterica Media Olarak Doğrudan Aortadan Köken Alan A. Colica Media Anahtar Kelimeler: A. mesenterica media; aorta abdominalis; a. colica media; kalın bağırsak cerrahisi Otuz iki yaşında beyaz, kadın bir kadavrada gerçekleştirilen karın bölgesi disseksiyonu sırasında aortanın ön yüzünden köken alan anormal bir arter bulundu. Bu arterin başlangıç noktası a. mesenterica superior ile a. mesenterica inferior arasındaydı. Çapı 2.2 mm idi ve orta hattan sola doğru bir kavis yaparak yukarı ilerlemekte, colon transversum'u beslemekteydi. Sağ ve sol olmak üzere iki dala ayrılıp sağ dalı ile a. colica dextra, sol dalı ile de a. colica sinistra ile birleşmekteydi. Karın damarlarının teşhis amaçlı görüntülenmesi ve kalın bağırsak cerrahisi sırasında anormal bir arter varlığının olasılığı akılda bulundurulmalıdır., Otuz iki yaşında beyaz, kadın bir kadavrada gerçekleştirilen karın bölgesi disseksiyonu sırasında aortanın ön yüzünden köken alan anormal bir arter bulundu. Bu arterin başlangıç noktası a. mesenterica superior ile a. mesenterica inferior arasındaydı. Çapı 2.2 mm idi ve orta hattan sola doğru bir kavis yaparak yukarı ilerlemekte, colon transversum'u beslemekteydi. Sağ ve sol olmak üzere iki dala ayrılıp sağ dalı ile a. colica dextra, sol dalı ile de a. colica sinistra ile birleşmekteydi. Karın damarlarının teşhis amaçlı görüntülenmesi ve kalın bağırsak cerrahisi sırasında anormal bir arter varlığının olasılığı akılda bulundurulmalıdır.

1881 yılında doğan Nurettin Ali BERKOL 1902’de tıbbiye’den mezun oldu ve ardından Askeri Tıbbiye’deki Anatomi kürsüsünde çalışmaya başladı. Anatomi bilgisini arttırmak için Fransa’ya giden Berkol orada öğrendiği tekniklerle yurdumuza döndü. O tekniklerden birisi de daha önce ülkemizde uygulanmamış olan tahnit yöntemidir. Tahnit, kadavraları fiske etmek için formol verilmesi ve soğuk hava depolarında saklanması yöntemidir. Nurettin Ali Berkol aynı zamanda dekanlık, rektörlük ve milletvekilliği görevlerinde de bulunmuş olup Türk Antropoloji Merkezi’nin de kurucusudur. 1955 yılında vefat eden Berkol için öğrencisi Şehsuvaroğlu, hocası için duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etmektedir: “O vazife hayatında olsun, hususiyetinde veya aile muhitinde olsun daima bir sevgi ve hürmet halesiyle mutat olarak yaşadı ve bu hava içinde ve 40 seneyi aşan hocalık hayatında birçok değerli hocalar yetiştirdiği gibi 8000 kadar gencin hekimlik mesleğine karışmasına yardım etti.” Türkiye’de modern Anatominin kurucularından Hasan Mazhar Paşa’nın yanında yetişen Berkol’un, Anatomi alanındaki çalışmaları ve getirdiği yeniliklerle yeni kuşak Anatomistlere ilham kaynağı olacağı inancındayız, Nurettin Ali Berkol was born in 1881 and graduated from medical school in 1902; and then he began to work at the department of anatomy in Military Medical School. Berkol went to France to improve anatomy knowledge and he returned our country with techniques he learned there. One of those techniques is the embalming method that was not previously applied in our country. The meaning of embalming methods is that giving formalin to fix cadavers and store in cold storage. Nurettin Ali Berkol also worked as dean, rector and deputy and he was the founder of the Turkish Anthropology Centre. Berkol died in 1955. His student whose name was Sehsuvaroglu expressed his thoughts and feelings as follows; “He lived always with full of love and respect in his work life and in his private or family life. He trained many valuable teachers and helped approximately 8,000 young people to interfere with medical profession in over 40 years of teaching.”

Objective: The purpose of this study is to constitute a normative walking kinematic database and to investigate the differences between 7-11 aged children and between the left and right sides of those age groups. Materials and Methods: Fifty children between the 7 and 11 years old (10 from each age group) participated in this study. The measurements were made with Zebris© CMS 70 P 3D motion analysis system. Flexion- extension, abduction-adduction angles of the hip joint, the flexion-extension of the knee and ankle joints and foot rotations for each age group for both sides were recorded. Results: Even all the groups' gait patterns were similar with the literature, 9 years old group has lower knee flexion and higher ankle extensions (p

Çalışmanın amacı; sosyal değişme sürecinde toplumun güreş sporuna olan değer yargılarının belirlenmesidir. Bunun için; Bursa ilinde 10 ilköğretim okulunda eğitim gören 1135 öğrenci velisine anket uygulanmıştır. Toplumun güreş sporuna karşı ilgi, tutum, bilgi ve değer yargılarının belirlenmesinin, güreşin toplumdaki yerinin güçlendirilmesi ve popülaritesinin artması için yapılacak çalışmalara yön vereceği, hipotezinden hareket edilmiştir. Bu çerçevede, toplumun güreşe ilgi duyma (%33,9) ve bilgi düzeylerinin düşük olmasına rağmen güreş, ata sporu (%85,6), Türk milletinin en önemli sporu (%59,1) ve Türk ulusunu önde hissettiren bir spor (%57,0) olarak toplum tarafından sahiplenilmektedir. Katılımcılar, çoğunlukla devletin güreşi daha fazla desteklemesi ve okullarda öğretilmesi beklentisi içerisindedirler. Yine güreş, tarih ve kültürle ilişkilendirilirken, dinle doğrudan ilişkilendirilmemiştir. Ayrıca araştırma sonuçları; toplumun güreş sporuna olan ilgi duyma ve bilgi düzeyleri ile değer yargılarının cinsiyet, yaş, gelir ve eğitim durumu değişkenleri arasında da anlamlı farklılıklar olduğunu göstermektedir.

Objectives: The aim of this study was to determine range of motion values of lumbar spine in Turkish people by using 3D motion analysis method. Patients and Methods: The study included 100 subjects (50 males, 50 females; range 18 to 22 years). The Zebris® 3D Motion Analysis System was used for the measurement. Lateral bending, flexion, extension, pelvic tilt were evaluated in the measurements. Results: The average value for total lateral flexion at lumbar spine was found to be 51.3°±7.5 in males and 52.7°±9.9 in females. Total flexion-extension was 81.0°±11.1 in males and 80.2°±10.2 in females. L4-L5 flexion, L5-S1 extension values were statistically high in women (p, Amaç: Bu çalışmanın amacı Türk toplumunda üç boyutlu hareket analiz metodunu kullanarak lumbal omurga hareket kapasitesi değerlerini tespit etmektir. Hastalar ve Yöntemler: Ölçümlere 100 gönüllü denek (50 erkek, 50 kadın; dağılım 18-22) alındı. Hareket ölçümleri için “Zebris© 3D Motion Analysis System” kullanıldı. Ölçümlerde lateral fleksiyon, fleksiyon, ekstansiyon, pelvik tilt hareketleri değerlendirildi. Bulgular: Lumbal bölge total lateral fleksiyon erkeklerde 51.3°±7.5, kadınlarda 52.7°±9.9 olarak bulundu. Total fleksiyon ekstansiyon hareketi erkeklerde 81.0°±11.1, kadınlarda 80.2°±10.2 idi. L4-L5 fleksiyon, L5-S1 ekstansiyon değerleri istatistiksel olarak kadınlar için daha yüksek iken (p

Objectives: Studies on body composition are primarily concerned with somatotypes and measuring adiposity. The object of this study was to determine some body proportions of handballers. Study Design: The study included 57 male handballers from six teams competing in the regional first league between universities. Body proportions were determined using anthropometric measuring techniques, and percent adiposity with the use of a Holtain skinfold caliper according to the Yuhasz' technique. Results: The handballers were found to be normal according to body mass index, medium built according to the Cormique index, mezotiskelie according to the Monourier index, broad-shouldered according to acromio-iliac index, and narrow-hipped according to the hip index. The mean body fat percentage was measured as 16.7±4.1. Conclusion: Due to peculiar features of handball, the players are expected to have wider shoulders and narrower hips than normal individuals. Although some of these anthropometric features can be acquired by means of constant exercises, taking these into consideration while choosing appropriate candidates will surely have a positive influence on future success. Turkish Başlık: Eltopu Oyuncularında Vücut Ölçümlerinden Elde Edilen Oranlar Anahtar Kelimeler: Antropometri; spor; yağ dokusu/anatomi ve histoloji; vücut kompozisyonu; boy; vücut kütle indeksi; skinfold kalınlığı; somatotip Amaç: Beden yapısı ile ilgili çalışmalarda ilk akla gelen somatotip ve beden yağının belirlenmesidir. Çalışmamızda eltopu oyuncularının vücutlarıyla ilgili bazı oranların (proportion) belirlenmesi amaçlandı. Çalışma Planı: Üniversitelerarası Bölgesel 1. Lig müsabakalarına katılan altı takımdan toplam 57 erkek eltopu oyuncusunun vücut ölçümlerine ait oranlar antropometrik ölçüm teknikleri kullanılarak belirlendi ve yağ ölçümleri yapıldı. Vücut yağ yüzdesi ölçümleri “Holtain skinfold kaliper” ile Yuhasz yöntemine göre yapıldı. Bulgular: Eltopu oyuncularının, beden kütle indeksine göre normal, Cormique indeksine göre orta gövdeli, Monourier indeksine göre mezotiskelie, akromio-iliak indekse göre normalden geniş omuzlu, kalça indeksine göre dar kalçalı oldukları belirlendi. Vücut yağ yüzdesi ortalaması 16.7±4.1 bulundu. Sonuç: Eltopu sporunun kendine özgü özellikleri nedeniyle, oyuncuların antropometrik olarak normalden daha geniş omuzlu ve daha dar kalçalı oldukları düşünülebilir. Bu antropometrik verilerin bir kısmı sonradan yapılan antrenmanlar sonucu kazanılmış olsa da, sporcuların bu verilere uyan kişilerden seçilmesinin başarıya olumlu etkisi olacaktır.

It is not uncommon for the muscular branches from the facial artery to be cut during routine dissections. On a cadaver, we detected three branches above normal diameter originating from the facial artery on the left side. Of these branches, two joined the masseter muscle, and the other ran along the medial edge of the masseter muscle, gave a branch to the masseter muscle, and then advanced deeply to the external surface of the buccinator muscle. The transverse facial and the masseteric arteries from the superficial temporal and the maxillary arteries, respectively, were normal in appearance. Anatomists, surgeons, and dentists should be familiar with the vascular variations of the masseter muscle, which pose significant risks for injuries during dissections. Turkish Başlık: Masseter Kasının Vasküler Organizasyonunda Bir Anomali Anahtar Kelimeler: Anatomi; arter/anatomi ve histoloji; kadavra; karotis arter, eksternal; masseter kas/kan desteği/anatomi ve histoloji Fasyal arterden gelen musküler dalların rutin diseksiyon sırasında kesilmesi sıktır. Kadavra üzerindeki diseksiyon sırasında bir olguda, sol tarafta fasyal arterden çıkan ve çapı normalden büyük üç dallanma gözlendi. Bu dalların ikisi masseter kasına, diğeri masseter kasının medial kenarından geçip bu kasa bazı dallar verdikten sonra, derinde businator kasının dış yüzüne gidiyordu. Superfisyal temporal arterden gelen transvers fasyal arter ve maksiller arterden gelen masseterik arter doğal durumda gözlendi. Masseter kasının vaskülarizasyonundaki bu değişkenlik ve çeşitlilik anatomistler, cerrahlar ve diş hekimlerince bilinmelidir. Özellikle ameliyatlar sırasında kesilme olasılığına karşı dikkat edilmelidir.

Objectives: The effect of sportive exercises on body proportions has always been the subject of investigation. The purpose of this study was to determine some body proportions in football players. Study Design: Anthropometric measurements were performed in 28 football players (mean age 20.6 years) who were students of the School of Sport Sciences. Measurements covered the following: body height, sitting altitude, biacromial, bideltoid, bispinal, and bitrochanteric diameters. Results: The ratio of sitting altitude to height was found as 53.57%. In the breadth of shoulders, biacromial and bideltoid diameters and the breadth of chest were s 36.88 cm, 43.57 cm, and 28.64 cm respectively. Concerning the breadth of pelvis, bicristal, bispinal, and bitrochanteric diameters were 27.55 cm, 25.89 cm, and 30.98 cm, respectively. Conclusion: According to the anthropometric indices, body constitution of football players comprises a long trunk, a proportional trunk build according to the acromial-iliac index, and a narrow hip according to the hip index. Turkish Başlık: Futbolcularda Gövde ile İlgili Antropometrik Ölçüler ve Oranlar Anahtar Kelimeler: Antropometri; vacut yapısı/fizyoloji; boy; referans değeri Amaç: Sportif egzersizlerin vücut oranları üzerindeki etkisi daima araştırılan bir konu olmuştur. Bu çalışmada gelişme sürecindeki futbolcularda bazı vücut oranları araştırıldı. Çalışma Planı: Spor Yüksekokulunda okuyan 28 futbolcuda (ort. yaş 20.6) bazı antropometrik ölçüm teknikleri kullanılarak boy yüksekliği, oturma yüksekliği, biakromiyal genişlik, bideltoid genişlik, toraks genişliği, bikristal genişlik, bispinal genişlik, bitrokanterik genişlik ölçümleri yapıldı. Bulgular: Oturma yüksekliğinin boya oranı %53.57 bulundu. Omuz genişliklerinde, biakromiyal çap, bideltoid çap ve göğüs genişliği sırasıyla 36.88, 43.57 ve 28.64 cm olarak ölçüldü. Pelvis genişliklerinden bikristal çap, bispinal çap ve bitrokanterik çap sırasıyla 27.55, 25.89 ve 30.98 cm bulundu. Sonuç: Antropometriyle ilgili kaynaklarda tanımlanan indeksler ışığında göze çarpan özellikler, futbolcuların uzun gövdeli, akromio-iliyak indekse göre orantılı bir gövde yapısına sahip ve kalça indeksine göre de dar kalçalı kişiler olmalarıdır., Amaç: Sportif egzersizlerin vücut oranları üzerindeki etkisi daima araştırılan bir konu olmuştur. Bu çalışmada gelişme sürecindeki futbolcularda bazı vücut oranları araştırıldı. Çalışma Planı: Spor Yüksekokulunda okuyan 28 futbolcuda (ort. yaş 20.6) bazı antropometrik ölçüm teknikleri kullanılarak boy yüksekliği, oturma yüksekliği, biakromiyal genişlik, bideltoid genişlik, toraks genişliği, bikristal genişlik, bispinal genişlik, bitrokanterik genişlik ölçümleri yapıldı. Bulgular: Oturma yüksekliğinin boya oranı %53.57 bulundu. Omuz genişliklerinde, biakromiyal çap, bideltoid çap ve göğüs genişliği sırasıyla 36.88, 43.57 ve 28.64 cm olarak ölçüldü. Pelvis genişliklerinden bikristal çap, bispinal çap ve bitrokanterik çap sırasıyla 27.55, 25.89 ve 30.98 cm bulundu. Sonuç: Antropometriyle ilgili kaynaklarda tanımlanan indeksler ışığında göze çarpan özellikler, futbolcuların uzun gövdeli, akromio-iliyak indekse göre orantılı bir gövde yapısına sahip ve kalça indeksine göre de dar kalçalı kişiler olmalarıdır.

Amaç: Bu çalışmanın amacı Türk toplumunda üç boyutlu hareket analiz metodunu kullanarak lumbal omurga hareket kapasitesi değerlerini tespit etmektir. Hastalar ve Yöntemler: Ölçümlere 100 gönüllü denek (50 erkek, 50 kadın; dağılım 18-22) alındı. Hareket ölçümleri için “Zebris© 3D Motion Analysis System” kullanıldı. Ölçümlerde lateral fleksiyon, fleksiyon, ekstansiyon, pelvik tilt hareketleri değerlendirildi. Bulgular: Lumbal bölge total lateral fleksiyon erkeklerde 51.3°±7.5, kadınlarda 52.7°±9.9 olarak bulundu. Total fleksiyon ekstansiyon hareketi erkeklerde 81.0°±11.1, kadınlarda 80.2°±10.2 idi. L4-L5 fleksiyon, L5-S1 ekstansiyon değerleri istatistiksel olarak kadınlar için daha yüksek iken (p

Amaç: Sportif egzersizlerin vücut oranları üzerindeki etkisi daima araştırılan bir konu olmuştur. Bu çalışmada gelişme sürecindeki futbolcularda bazı vücut oranları araştırıldı. Çalışma Planı: Spor Yüksekokulunda okuyan 28 futbolcuda (ort. yaş 20.6) bazı antropometrik ölçüm teknikleri kullanılarak boy yüksekliği, oturma yüksekliği, biakromiyal genişlik, bideltoid genişlik, toraks genişliği, bikristal genişlik, bispinal genişlik, bitrokanterik genişlik ölçümleri yapıldı. Bulgular: Oturma yüksekliğinin boya oranı %53.57 bulundu. Omuz genişliklerinde, biakromiyal çap, bideltoid çap ve göğüs genişliği sırasıyla 36.88, 43.57 ve 28.64 cm olarak ölçüldü. Pelvis genişliklerinden bikristal çap, bispinal çap ve bitrokanterik çap sırasıyla 27.55, 25.89 ve 30.98 cm bulundu. Sonuç: Antropometriyle ilgili kaynaklarda tanımlanan indeksler ışığında göze çarpan özellikler, futbolcuların uzun gövdeli, akromio-iliyak indekse göre orantılı bir gövde yapısına sahip ve kalça indeksine göre de dar kalçalı kişiler olmalarıdır. Objectives: The effect of sportive exercises on body proportions has always been the subject of investigation. The purpose of this study was to determine some body proportions in football players. Study Design: Anthropometric measurements were performed in 28 football players mean age 20.6 years) who were students of the School of Sport Sciences. Measurements covered the following: body height, sitting altitude, biacromial, bideltoid, bispinal, and bitrochanteric diameters. Results: The ratio of sitting altitude to height was found as 53.57%. In the breadth of shoulders, biacromial and bideltoid diameters and the breadth of chest were s 36.88 cm, 43.57 cm, and 28.64 cm respectively. Concerning the breadth of pelvis, bicristal, bispinal, and bitrochanteric diameters were 27.55 cm, 25.89 cm, and 30.98 cm, respectively. Conclusion: According to the anthropometric indices, body constitution of football players comprises a long trunk, a proportional trunk build according to the acromial-iliac index, and a narrow hip according to the hip index.

7. ÖZET OMURGA HAREKETLERİNİN ROM DEĞERLERİNİN ÜÇ BOYUTLU HAREKET ANALİZ YÖNTEMİ İLE ÖLÇÜMÜ Omurga hareketlerinin Türklere özgü ROM (Range of Motion) değerlerini tespit etme amacıyla gerçekleştirdiğimiz çalışmamıza, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Yüksekokulu'nda okuyan, 18-22 yaş grubunda gönüllü öğrenciler katıldı. Lumbal bölge ölçümleri için 100 öğrenci (50 erkek, 50 kız), torakal bölge ölçümleri için 50 öğrenci (25 erkek, 25 kız) alındı. Çalışmamızda hareket ölçümleri için `Zebris 3D Motion Analysis System` marka cihaz kullanıldı. Ölçümlerimiz sonucu, lumbal bölge total lateral fleksiyon hareketi erkeklerde ortalama 51,3° ± 7,5, kızlarda ise ortalama 52,7° ± 9,9 olarak bulundu. Total fleksiyon-ekstansiyon hareketi erkeklerde ortalama 81,0° ± 11,1, kızlarda ise ortalama 80,2° ± 10,2 idi. Torakal bölge total lateral fleksiyon hareketi erkeklerde ortalama 55,4° ± 9,6, kızlarda ise ortalama 58,3° ± 12,0 olarak tespit edildi. Total fleksiyon-ekstansiyon hareketi erkeklerde ortalama 53,0° ±11,0 olarak, kızlarda ise ortalama 56,3° ± 7,8 olarak bulundu. Pelvik tilt'in fleksiyon hareketi esnasında total lumbosakral fleksiyon hareketine katkısı erkek öğrencilerde % 46,6, kız öğrencilerde ise % 42,1 olarak gerçekleşti. Ekstansiyon hareketi esnasında katkısı erkek öğrencilerde % 36,8, kız öğrencilerde ise % 26,2 olarak bulundu. Tespit edilen değerler literatürdeki çalışmaların değerleri ile karşılaştırıldığında aralarında ölçüm farkları saptandı. Bu farkların; metodolojik farklar, kullanılan cihaz farklılıkları, özellikle 3 boyutlu hareket analiz yöntemlerinde ölçüm için belirlenecek noktaların seçimi, denekler arasındaki yaş grubu ayrılıkları ile ölçüm yapılan toplulukların antropolojik, coğrafik, ve günlük aktivite farklarından kaynaklandığı genel görüşü benimsendi. Anahtar Kelimeler: Omurga hareketi, hareket genişliği, hareket analizi, pelvik tilt 66 8. SUMMARY MEASUREMENT OF ROM VALUES OF THE SPINE MOTION WITH THE 3D MOTION ANALYSIS SYSTEM Volunteers between ages of 18 and 22, who were studying at Trakya University Medical Faculty and Medical High School were participated in our study which we made to determine the ROM ( Range of Motion ) values of spine motion at Turks. 100 students (50 men, 50 women) were taken for lumbar spine measurements and 50 students (25 men, 25 women) for thoracal spine. In our study, the device named `Zebris 3D Motion Analysis System` was used for the measurement of motion. At the result of our measurement, the average value for total lateral flexion was found 51,3° ± 7,5 in men and 52,7° ± 9,9 in women at lumbar spine. The average value for total flexion-extension was 81,0° ± 11,1 in men and 80,2° ± 10,2 in women. The average value for total lateral flexion at thoracal spine was found 55,4° ± 9,6 in men and 58,3° ± 12,0 in women. And it was found 53,0° ± 11,0 in men and 56,3° ± 7,8 in women for total flexion- extension. The support of pelvic tilt, to total lumbosacral flexion was % 46.6 in men and % 42,1 in women. The support was % 36,8 in men and % 26.2 in women at the interval of extension. When our findings were compared with the findings of studies in literature, differences between values were found. The common thought for differences were the method, the device used, different determinations of points for measurements especially in 3D motion analysis method, age differences among volunteers, anthropological, geographical and daily activity differences between the groups which were measured. Keywords: Spine motion, range of motion, motion analysis, pelvic tilt 67 90

Bu çalışmada başlıca Formaldehit toksisitesinin önlenmesinde Baicaleinin etkili olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır. Erkek sıçanlardan oluşan 3 gruba 14 gün süre ile intraperitoneal yoldan 10 mg/kg dozunda formaldehid, serum fizyolojik ve 10 mg/kg dozunda intraperitoneal formaldehid ve günlük intraperitoneal 200 mg/kg dozunda Baicalein verildi. Tüm denek gruplarına histolojik inceleme için böbrek dokuları alınarak ötenazi uygulandı. Böbrek dokusu gen ekspresyon ölçümlerinde Baicalein ve formaldehit verilen grup ile kontrol grubu ve formaldehit grubu arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmıştır. Histolojik kesitler incelendiğinde kontrol grubu ile formaldehit grubu arasındaki karşılaştırmalarda tüm ölçüm parametrelerinde istatiksel olarak anlamlı düzeyde fark tespit edilmiştir. Baicalein ve formaldehit verilen grup ile kontrol grubu arasında istatiksel olarak anlamlı seviyede farklılıklar saptanmıştır. Baicalein ve formaldehit verilen grup ile formaldehit verilen grup arasında istatiksel olarak anlamlı düzeyde farklılıklar olmadığı tespit edilmiştir. Baicalein ve formaldehit verilen grup ile formaldehit verilen grupta tubullerde belirgin dejenerasyon ve dilatasyon bulguları ve glomerül çaplarında azalma görülmüştür. In this study, it is determined whether Baicalein is effective or not on Formaldehyde toxicity. 3 groups of rats which has both male members used in the study, first group received 10 mg/kg dose of formaldehyde via intraperitoneal for 14 days, second group received serum physiological for 14 days and the third group received 10 mg/kg dose of formaldehyde via intraperitoneal and 200 mg/kg baicalein daily. All three experiment groups' kidney tissues were taken and then the rats were euthanized. Significant statistical difference determined on gene expression evaluation between formaldehyde and baicalein group and other groups. When histological sections have been evaluated there has been significant statistical difference on all evaluation parameters between formaldehyde group and control group. Significant statistical difference between baicalein and formaldehyde group and control group has been confirmed. No significant statistical differences between baicalein and formaldehyde group and formaldehyde group has been detected. On both baicalein and formaldehyde group and formaldehyde group significant degeneration on tubules, dilatation evidence and reduction on glomerulus diameter has been detected.

Bu çalışmanın amacı, hemşirelerin günlük aktivitelerinin vücut Postur dengesi üzerindeki olası etkilerinin üç boyutlu hareket analiz cihazı kullanılarak araştırılmasıdır. 34 sağlıklı hemşireden oluşan gönüllü denekler üzerinde yapılan çalışmada, kuvvet platformu Zebris© FDM System Type FDM 1.5 (Zebris Medical GmbH) cihazının denge analizi bölümü kullanılmıştır. Testler gözler açık iki ayak üzerinde, gözler kapalı iki ayak üzerinde ve gözler açık sağ ayak üzerinde olmak üzere üç pozisyonda gerçekleştirilmiştir.Gözler kapatıldığında nöbet öncesi ve sonrası güvenilir elips uzunluğu değerlerinde anlamlı farklılık gözlenmiştir(p

Çalışmamızın hedefi, ankilozan spondilit hastalarının uzaysal zamansal yürüme parametrelerinin, sağlıklı bireylere göre sapmalarını tespit etmek, bu doğrultuda standart bir ankilozan spondilit yürüme paterni elde etmektir. Yaş ortalamaları, sırasıyla 39,06 ve 39,04 olan, 50 ankilozan spondilit hastası ve 40 sağlıklı gönüllü ile yapılan çalışmamızda, yürüme analizleri, yer tepkime kuvveti ve basınç merkezi kelebek diyagramı verilerinin ölçümlerinde, iki adet Zebris FDM System Type FDM 1.5 kuvvet platformu kullanılmıştır. Analizler, yalınayak, gözler bir noktaya odaklanarak, iki kuvvet platformu üzerinden üç defa yürütülerek yapılmıştır. Ankilozan spondilit hastaları Trakya Tıp Fakültesi Fizik Tedavi Polikliniği tarafından takipli hastalardı. Bu hastalardan 21 kişi anti-TNF alfa tedavisi, 21 kişi steroid olmayan anti inflamatuar ilaç tedavisi, 1 kişi steroid olmayan anti inflamatuar ilaç ve salozoprin tedavisi almaktaydı. 7 kişi ise herhangi bir tedavi görmemekteydi. Üç boyutlu bilgisayarlı yürüme analizleri sonrasında, ankilozan spondilit hastaları ile sağlıklı normal bireylerden oluşan kontrol grubu kıyaslandığında, elde edilen uzaysal zamansal yürüme parametrelerinden adım genişliğinde artma, sağ-sol adım uzunluğu, çift adım uzunluğu, sağ yüklenme fazı ve sol tek destek fazı parametrelerinde azalma istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p

Çalışmamızın hedefi, ankilozan spondilit hastalarının uzaysal zamansal yürüme parametrelerinin, sağlıklı bireylere göre sapmalarını tespit etmek, bu doğrultuda standart bir ankilozan spondilit yürüme paterni elde etmektir. Yaş ortalamaları, sırasıyla 39,06 ve 39,04 olan, 50 ankilozan spondilit hastası ve 40 sağlıklı gönüllü ile yapılan çalışmamızda, yürüme analizleri, yer tepkime kuvveti ve basınç merkezi kelebek diyagramı verilerinin ölçümlerinde, iki adet Zebris FDM System Type FDM 1.5 kuvvet platformu kullanılmıştır. Analizler, yalınayak, gözler bir noktaya odaklanarak, iki kuvvet platformu üzerinden üç defa yürütülerek yapılmıştır. Ankilozan spondilit hastaları Trakya Tıp Fakültesi Fizik Tedavi Polikliniği tarafından takipli hastalardı. Bu hastalardan 21 kişi anti-TNF alfa tedavisi, 21 kişi steroid olmayan anti inflamatuar ilaç tedavisi, 1 kişi steroid olmayan anti inflamatuar ilaç ve salozoprin tedavisi almaktaydı. 7 kişi ise herhangi bir tedavi görmemekteydi.Üç boyutlu bilgisayarlı yürüme analizleri sonrasında, ankilozan spondilit hastaları ile sağlıklı normal bireylerden oluşan kontrol grubu kıyaslandığında, elde edilen uzaysal zamansal yürüme parametrelerinden adım genişliğinde artma, sağ-sol adım uzunluğu, çift adım uzunluğu, sağ yüklenme fazı ve sol tek destek fazı parametrelerinde azalma istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p

Bu çalışmanın amacı, elektronik cihazlar ile yapılan hareketsiz duruş ölçümlerinden elde edilen verilerin normal genç erişkinlerde dağılımlarını tespit etmek ve normatif bir veri tabanının oluşmasına katkı sağlamaktır. 18- 24 yaş arası, sağlıklı 60 (30 kız, 30 erkek) genç erişkin gönüllü denek üzerinde yapılan çalışmada, yer tepkime kuvvetlerinin ölçümü için bir kuvvet platformu olan Zebris© FDM System Type FDM 1.5 kullanılmıştır. Testler, gözler açık iki ayak üzerinde, gözler kapalı iki ayak üzerinde, sırasıyla gözler açık sağ ve sol ayak üzerinde olmak üzere dört pozisyonda gerçekleştirilmiştir.Gözler kapatıldığında her iki grubun ortalama total yol uzunluğu değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir artış görülmektedir (p