146- Ö Z E T Moda bir aynadır. Kostüm tarihinin renkli sayfalarını dik katle inceleyenler ve aynı zamanda günümüz dünyasında görünen kostümler hakkında dikkatle gözlem yapanlar için, moda aynası pek çok olguyu yansıtır. Bireysel davranışları harekete geçiren içgüdüleri toplum yaşamı içinde sosyo-psikolojik ilişkileri ve farklı sosyal yapıların norm ve değerlerini gösterir. Üç temel teori, modanın kökenini açıklamamız konusunda bizi aydınlatır. Giyinik olmayan ilkel insan gibi, bir çocukta da eşit miktarda olan süsleme içgüdüsü) kökeninin temelinde yer alan içgüdüler arasında önemli bir yer tutar. Hemen ardından, psikolojik ve fiziksel fonksiyonu olan korunma içgüdüsü gelir giyineni iklime ait koşullardan, kir ve vücuda gelebilecek tehlikelerden koruma yi amaçlar.Uygarlık ile birlikte ilk kez ortaya çıkan örtünme teorisi ise, üçüncü içgüdüyü yansıtır. Çıplaklıktan kaynaklanan utanma duygusu ilkel insan tarafından bilinmemekteydi.Çekindikleri tek olgu, uygun yerlerde yeterli miktarda süslemeye sahip olmaları gereği idi. Günümüzde, gelişmiş medeniyetlerin tipik görünümü, hiç bitmeyen gösteriş oyununa hizmet ederek onu desteklemekle birlikte, dönemin belirgin cinsel çekiciliğini de modaya yansıtır. Modanın toplum içinde yayılması bazı sosyo-psikolojik nedenlere bağlıdır. Birey in ilgili olduğu sosyal gruplarda oluşan taklit ve farklılık gibi belli rekabetler »modanın gelişmesinde rol oynayan davranışlardır. Rekabetçi davranışlar, taklit, farklılaşma, tipik modaya uygun kişinin davranışlarıdır. Bunlar, modanın dinamik karekterine yön ver irken, çoğunluk tarafından benimsenen psikolojik ısrar, modanın gruplarca tanınmasını sağlar. Grup içinde, mo--147- da öncüleri ve takipçileri modanın tutunması ve yayılması konusun da önemli rol oynarlar. Paris, gerçek bireysellik özelliğine sahip olması nedeniyle ve yaşadığı dönemin ruhuna yakın ilgisi ile, tüm moda kesiminde öncülük niteliğini korumaktadır ve kitle üretimi, son yıllarda moda teşvikçileri ve moda takipçisi kitleler arasın da aracı rolünü üstlenmiş durumdadır. Modanın yayılması modern ha yatın yaşam biçimine, son moda giysilerin kolaylıkla bulunabilmesi ne, moda propagandasına, yeni stilleri desteklemeye bağlı olarak hızlanmış gözükmektedir. Moda, yaşam biçimimize şekil veren sosyal, ekonomik, politik ve dini etkileşimleri de yansı tır.Moda aracılığı ile toplumun kül türünü görebiliriz ve moda kelimesinin anlamı, her çağın kültürüne uyum sağlamak olarak değiştirebilir.Bu yansımaları, saray modasının ihtişamı içinde üstünlük duygularının ifadesi olarak incele dik. Aynı şekilde, yerel giysiler, topluca çalışmaya ihtiyacı olan fertlerin sade, pratik giysilerini ve statik bir dünya görüşünü yansıtır. Burjuva stili, materyalist, yarışmacı tavırları, sanayileşmemiş görüntüyü, kitle modaları ise, bireyselleşmenin önemini yitir meşini gösterir. Yeni modalar artık belirli bir ferd için yapılmıyor, önceden tanınmayan, çalışan kitleler için üretiliyor. Bunlar, zorunlu olarak giysilere standart ölçüler getirir. Christian Dior, `Her dönem kendi görüntüsünü arar, bu görüntünün aynası, gerçeğin aynası olur. `demektedir. Böylece, moda dikkatlice bakanlar için her çağın gerçeğini ve yukarıda incelemiş olduğumuz beş sosyal yapıyı yansıtır. Çağın görüntüsü olan, günümüz modaları, modern re sim, mimarlık ve müzikte bulunan aynı amaçlı eğilimlerle hareket noktasını bulur. Modada kullanılan formlar sınırlıdır ve R.Barthes tarafından bildirdiği gibi sınırsız değildir. Fakat, bu formların-148- sürekli değişimi, çağın kültürünün fikirlerini göstermek için uyarlanır. Hangi formun kullanıldığı, neden kombinasyon yapıldığı dönemin ruhuna bağlıdır.Moda, bundan dolayı, kültürü yansıtır.Malzemeleri, renkleri, formları, süsleme çeşitlerini yahut da toplumun öncelik verdiği sade stilleri temsil eder.Giysilerdeki farklılık, hiyerarşik yahut eşitlik yapısını, insanların fakirlik ve zenginliğini, bireysel özgürlüğün miktarını yahut kişiliğin bastırılmasını gösterir. En doğrusu, moda, bireysel seçimin bir ifadesidir, insanlar tarafından oluşturulur. `Giysiler bize bireysel görünüm verir, onlar bizi yansıtır`. Giysi, onu taşıyan kişiliğini, zerafet ve uyum la birleştirerek, o dönemin kültürü ile bağdaşmalıdır.Modanın bir birini izleyen dönemlerine baktığımızda, kültürün modaya ayna gibi yansıdığını görebiliriz. Kostümler. daima toplumun kültürüne, sanatsal bakış açısına ekonomisine, politik yapısına, dini ve sosyal etkileşimlerine paralellik sağlar. İncelememizden anlaşılacağı üzere moda, toplumu yansıtan bir aynadır. Ümit ederim ki, modaların tarihsel dizisine, yayılması ve kökenine ait bu kısa araştırma, moda sosyolojisine katkı sağlama amacına ulaşabilsin. -149- SUMMARY Fashion is a mirror. For those who look carefully through the colourful pages of the history of costume, and at the same tüne attentively ponder the clothes visible in the contemporary world about us, the glass of fashion reflects a great number of things. As we have seen it shows forth the primary instincts motivation individual behaviour ; the social-psychological relations underly ing group life and the norms and values which determine the cul ture of different social structures. Of the three main theories put forward to explain the ori gin of fashion, the decoration instinct, equally present in the dttld as in the uncouth savage, seems to be the primary instinct behind the origin of clothes.lt is soon followed by the protection inst inct, which has both a psychological and a physical aspect ;besides warding off evil spirits and unfriendly atmosphere, it also protects the wearer against climatic severities, dirt, and bodily dangers a- rising in professional life, wartime and from the practice of spouts The third instinct, that of modesty first appears with civilizati on. Shame arising on the sight of nakedness is unknown to the sava ge, whose only worry is to have the right amount of ornaments in the appropriate place. In our time, the hunger after variety and change, typical of higher civilizations, serves as an added encoura gement to the never-ending game of exhibitionism and modesty adop ted to give the fashions of the time a certain sexual attractive ness. The diffusion of fashion in society has social-psy chologi' cal aspects.lt is the result of individual aspirations as they are given form in those groups of society with which an individual-150- comes into contact.Certain competitive attitudes, such as imitation and differentiation are typical of fashionable behaviour ; they give rise to the characteristic fickleness of fashion, and the popular ity periods of varying lenths enforced by a psychological insisten ce which practically compels people to comply with the mode. Within the group, fashion leaders and adherents have important roles to f ulfil. Paris, due to its genuine individuality and close contact with the spirit of the age, has grasped the role of primary leader ship and mass-production has in recent years taken over an inter mediary role between the fashion instigators and the masses of wo uld be fashion followers.The spread of fashion is accelerated by modern mobility, the easy availability of fashionable clothing and the effects of fashion propaganda, advocating new styles. This all helps to hurry along the fashion cycles with their varying ups and downs, reflecting the speed and changeability of our modern age. Fashion mirrors the interplay of social, economic, political and religious influences which together shape the way of life of a social structure. Fashion reflects the culture of a society and the meaning of the word `fashion` changes to suit the culture of each age. We have seen this reflection in the splendour of court dress, expressive of feelings of super iority. It s counterpart the clothing of the peasantry, portrays a practical simplicity depen dent on communal work and a static view of the world.Bourgeois styles demonstrate a materialistic.competitive attitude, typical of early industrialism ; mass fashions show forth the decline of individualism, and the new modes are no longer made for a particu lar individual, but manufactured for the unknown working masses. They necessarily bring a certain standardization of dress. As Chr-is-151- tian Dior pointed out, `each age seeks its own image, the mirror of that image being the mirror of truth` ( 245 ). So fashion, for those who look attentively.mirrors in these five social structures, the truth about each era. Present day fashions reflect the same tenden cies as are to be found in modern paint ing, architecture and music Of course the forms used in fashion are finite and not infinite as stated by R. Barthes(246) ; but the continual change of these forms is adapted to express the ideas of the culture of an age. Which forms are used, and how they are combined depends on the spi rit of the time. Fashion, therefore, reflects culture.lt mirrors the materi als, colours, forms, kinds of ornamentation or the simplicity of sty les favoured by a society. Differences of clothing portray the hi erarchical or equalitarian structure, the poverty or..wealth of a people, the amount of individual freedom enjoyed or the suppressi on of per sonality. Fashion, at its best, is an expression of indivi dual choice, it is created by people. `clothes gave us individuality they made men of us` (247 ). Clothing should be elegant, a harmonious frame reflecting the personality, of the wearer, in tune with the culture of the time. By looking at the sequence of fashions, we see the culture reflected as in a mirror;the costumes seen are not of a higher or lower standard than the culture from which they sprang Clothing is always matched to culture, to the level of artistic taS te,to the economic techniques, to the political structure, to the religious and social influences of a time. Fashion, therefore, is a mirror reflecting society.lt is (245)Beaton,C,The Glass of Fashion, London, 1956. (246)Barthes,R,Le bleu est a la mode cette annee, Revue française de sociologie Premiere annee, no. 2, Paris, 1960. (247)Carlyle,Th, Sartor Resartus, London, 1907, p. 49.-152- hoped that this brief investigation into the origin, diffusion and historical sequences of fashions enables Sociology of Fashion to understood clearly more people in society..Rurulv 156