In this paper, the discourse of “the return of the classical”, which shines out as a nostalgic discourse in response to modernism in theological circles in the Islamic world, is examined. To this end, first of all, it is to investigate what kind of meaning the concept of classical has in the context of tradition. The concept of classical is sometimes used to describe a historical period, sometimes a school and a doctrine, and often texts belonging to ancient religious disciplines. Today, two contradictory approaches to classical texts draw attention: Classicist and historicist approaches. The classical approach tries to freeze the meaning of the text, which it assumes to be valid in a period of history, and to bring it to the present. In this sense, the classical texts of the Islamic civilization can be carried to the present and comprehended by processes such as translation, and critical edition. On the other hand, the historicist approach abstracts the text from its traditional dimension and accepts it as a product of false consciousness. In this respect, the classical approach grasps tradition in the limited sense of "text tradition", which has exhausted its function in history. Thus, a classical text is considered to have an ultimate, universal, metaphysical, and "worldless" meaning. On the other hand, the historicist approach ignores both traditions as praxis and tradition as text tradition. This leads to the design of an invalid meaning for the classical text to the extent that it is perspectivist, reductionist and anachronistic. This paper discusses why these two approaches cannot be successful in maintaining both the historical meaning of a classical text and the dynamism of the tradition through which the classics keep alive., Yazımızda İslam dünyasında ilahiyat çevrelerinde modernizme cevaben nostaljik bir söylem olarak öne çıkan “klasiğin geri dönüşü” söylemi ele alınmaktadır. Bu maksatla öncelikle klasik kavramının gelenek tasavvuru bağlamında nasıl bir anlam alanına sahip olduğu araştırılmaktadır. Klasik kavramı bazen tarihsel bir dönemi, bazen bir ekol ve öğretiyi, çoğu zaman da kadim dini disiplinlere ait metinleri nitelemek için kullanılmaktadır. Günümüzde klasik metinlere yönelik birbiriyle çelişen iki tavır dikkat çekmektedir: Klasikçi ve tarihselci yaklaşım. Klasikçi yaklaşım, metne ilişkin tarihin bir döneminde geçerli olduğunu varsaydığı anlamı dondurarak bugüne taşıma gayreti içindedir. Bu anlamda İslam medeniyetine ait klasik metinler, tercüme, edisyon kritik gibi süreçlerle bugüne taşınabilir ve kavranabilir durumdadır. Öte yandan tarihselci yaklaşım, metni geleneksel boyutundan soyutlayarak yanlış bilincin bir ürünü olarak kabul etmektedir. Bu bakımdan klasikçi yaklaşım, geleneği tarihte işlevini tüketmiş sınırlı “metin geleneği” anlamıyla kavramaktadır. Böylece klasik bir metin, nihai, tümel, metafiziksel ve “dünyasız” bir anlamla mukayyet sayılmaktadır. Diğer yandan tarihselci yaklaşım da hem praksis olarak geleneği, hem de metin geleneği anlamında geleneği göz ardı etmektedir. Bu da klasik metin için perspektife dayalı, indirgemeci ve anakronistik olduğu ölçüde geçersiz bir anlamın tasarlanmasına yol açmaktadır. Yazımız, bu iki yaklaşımın klasik bir metnin hem tarihsel anlamını, hem de klasiğin kendisiyle hayatiyetini sürdürdüğü geleneğin dinamizmini sürdürmede niçin başarılı olamayacağını tartışmaktadır.