ÖZET Bu çalışmada, Ahmet Emin (YALMAN) Bey'in 1919-1923 yıllan arasında Vakit ve Vatan Gazeteleri'nde yayınlanmış makalelerinden yola çıkılarak Milli Mücadele Dönemi'ni yazarın nasıl değerlendirdiği ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Çalışma, Ahmet Emin Bey'in Memleketin Durumu ve Kurtuluş Çareleri Hakkındaki Görüşleri, T.B.M.M'nin Açılışı ve Yeni Türk Devleti Hakkındaki Görüşleri, Lozan Barış Antlaşması' na Dair Görüşleri ve Değerlendirme olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Bu çalışmada yazarın memleketin durumu ve buna karşı sunduğu kurtuluş çareleri, manda, milli mücadele, saltanat ve hilafet, kurulacak yeni Türk Devleti hakkındaki görüşlerine yer verilmiştir. Ahmet Emin Bey'in makalelerini incelediğimizde Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra memleketin geçirdiği değişimi çok iyi yansıttığını görmekteyiz. Dönemin devlet adamlarını sert bir dille eleştirirken aydın kişilerin bir an önce bir araya gelerek mevcut durum için kararlar almaları, çareler düşünmeleri gerektiğini belirtmektedir. İhtiyaçların bilincinde geçmişten ders alabilen milli bir meclisle memleketin kurtulabileceğini düşünmektedir. Karamsar ve aciz, bir prensip dahilinde hareket edemeyen bir milletin, her türlü tehlikeden uzak bir mevcudiyet ve serbest bir gelişme temin edecek esası, soğukkanlı bir şekilde düşünmesi ve hazırlaması gerektiğini belirtmektedir. Kuvâ-yı Milliye ruhunun mevcut durumu nasıl değiştirdiğine dikkat çekmektedir. Bir milleti ancak kendisinin yönetmesi gerektiği fikrini ileri süren yazar, dönemin ümitsiz şartlarında güçlü bir devletin yardımını kurtuluş çaresi olarak görmektedir. Ancak bu yardımın `manda` olarak nitelendirilemeyeceğini, ekonomik açıdan güçlü bir devletin472 gücümüzü toplayana kadar yardım etmesini tavsiye etmektedir. Ahmet Emin Bey'e göre a dönemde yardım edebilecek tek devlet Amerika'dır. Bununla beraber yabancı uzmanların yardımına ihtiyacımız olduğunu ancak onların sadece bir danışman konumunda olmaları gerektiğini belirtmektedir. Yazarın, Milli Mücadele Dönemi'nde Ankara Hükümeti'nin çalışmalarını görmesiyle memleketin geleceği hakkında şüpheleri katmamış; demokratik, kahraman ve fedakâr bir yapıya sahip olan yeni meclisi desteklemiştir. Misâk-ı Milli ile tek vücut olmuş milletin, kararlarını kabul ettirene kadar hiçbir barış antlaşmasını imzalamayacağını ifade etmiştir. Milli kararlar İtilâf Devletleri'nce kabul edilmediği takdirde askerî yoldan milli mücadeleye devam edileceğini söylemektedir. Modern devlet anlayışını savunan Ahmet Emin Bey, hilafetin ve saltanatın kaldırılışını ülkenin geleceği bakımından şart olarak görmektedir. Türk Milletine en yakışır yönetim biçiminin `cumhuriyet` olduğunu belirtirken hilafet ve saltanatın rejime ters makamlar olduğunu vurgulamaktadır. Hilafetin geçmişte devlete hiçbir fayda sağlamadığını ve gelecekte de sağlamayacağını ifade etmektedir. Ayrıca milletin geleceğini şahsa ya da gruba emanet edemeyeceğini, hakimiyetin yalnızca millete ait olması gerektiğini belirtmektedir. Ahmet Emin Bey, barış antlaşmasının imzalanmasından sonra da ülkenin her bakımdan geliştirilmesi fikrindedir. Bunun için Mitti Mücadele Dönemi'nde olduğu gibi tek rehber olarak yine Mustafa Kemal Atatürk'ü görmektedir. ABSTRACT In this study, by means of the essays published in `Vatan` and `Vakit` newspapers between the years 1919-1923, the commands of Ahmet Emin (Yalman) Bey is given. This study consists of four parts : Ahmet Emin Bey's ideas on the current state of the country and the ways to rescue the country, his commands on the establisment of Turkish Grand National Assembly (T.B.M.M.) and the new Government of Turkey., his ideas on Lozan Reconciliation Pact, and his evaluation. In this study,the commands of author on the state of the country, mandate, national struggle, sultanate and `hilafet`, and the new Turkish Government are given. If the essays of Ahmet Emin Bey are examined, it is seen that he reflected the revolution of the country quite well. While criticizing the governments at those times, he emphasizes that the intellectual people must come together, make decisions, and find solutions for the problems. He believes that knowing the needs and learning lessons from the past, the country can be rescued with an assembly. He thinks that a pesimistic and helpless nation who can not behave within a principle must find a base which will provide an existence that will keep him far away from every kind of danger and help him to develope independently. He stresses on the fact that Kuvâ-yı Milliye idea changed the existing situation. Thinking that only the nation itself should manage itself,the author considers the help of a strong foreign country as a solution for protecting our freedom. He stresses that, this kind of help can not be considered as mandate, but meanwhile he advises that a strong country can help us until we become stronger. According to Ahmet Emin Bey, at those times, Amerika is the only alternative for that duty. Also he emphasizes that we need the help of foreign experts.but just as an474 advisor. Seeing the Ankara Government's hard-working during the national struggle period, the author's suspects on the country's future faded away and he supported the democratic.brave and generous new assembly. He expressed that.the nation - being hand in hand by the national vow- will not sign on any reconciliation until its decisions are accepted. If the national decisions are not accepted by the Deputice States.he told that national struggle will continue by millitary means. Defensing modern government idea.Ahmet Emin Bey considers rejection of hiiafet and sultanate as a must for the sake of the country's future. Expressing that republic is the most suitable administration system for Turkish nation, he emphasizes that hilafet and sultanate are contradicting concepts. He states that hilafet did not provide any benefit for the country in the past, and it won't in the future, either. In addition, he stresses that the future of the nation should not depend on individuals or any groups, but sovereignty should only belong to the nation. After the reconciliation pact was signed, Ahmet Emih Bey thought was to develop the country in all areas. And for this, as it was in the national struggle period, the only pioneer he saw is again Mustafa Kemal Atatürk. 473