Search

A 20-year-old male patient under the treatment of Dasatinib for chronic myeloid leukemia was admitted with symptoms and signs of right heart failure. As a result of the transthoracic echocardiographic evaluation of the patient, severe enlargement of the right heart chambers was detected and systolic pulmonary arterial pressure was measured up to 105 mmHg. As a result of the other tests performed for pulmonary hypertension, it was thought that it might be secondary to the tyrosine kinase inhibitor Dasatinib with the exclusion of the other causes of pulmonary hypertension. Echocardiographic and symptomatic improvement was observed in the follow-up after Dasatinib treatment was changed to another tyrosine kinase inhibitor, Nilotinib. Key words: chronic myeloid leukemia, dasatinib, nilotinib, pulmonary hypertension, right heart failure A 20-year-old male patient under the treatment of Dasatinib for chronic myeloid leukemia was admitted with symptoms and signs of right heart failure. As a result of the transthoracic echocardiographic evaluation of the patient, severe enlargement of the right heart chambers was detected and systolic pulmonary arterial pressure was measured up to 105 mmHg. As a result of the other tests performed for pulmonary hypertension, it was thought that it might be secondary to the tyrosine kinase inhibitor Dasatinib with the exclusion of the other causes of pulmonary hypertension. Echocardiographic and symptomatic improvement was observed in the follow-up after Dasatinib treatment was changed to another tyrosine kinase inhibitor, Nilotinib. &nbsp

Coronary artery fistula is a rare congenital anomaly. Thebesian veins are multiple coronary artery microfistula that cominicates coronary arteries and ventricles. Most patients with this anomaly are asymptomatic, but some patients may be symptomatic and have a presentation of myocardial ischemia, thrombosis and embolism, heart failure and arrhythmias. We present a case with exertional dyspnea and angina whose myocardial perfusion scintigraphy demonstrated inferior and apical defect with complete reversibility. Coronary angiography showed no coronary stenosis, but capillary blush draining into the left ventricular cavity through multiple microfistulae from the left anterior descending artery, circumflex artery and right coronary artery mimicking left ventriculography. Because of these small multiple fistulas are managed medically, the patient was discharged on a beta blocker, aspirin and ranolazine therapy. The patient stated a reduction in his symptoms one month later., Koroner arter fistülü nadir bir konjenital anomalidir. Thebesian venler, ventrikülle koroner arterler arasında bağlantı oluşturan çoklu koroner arter mikrofistülleridir. Hastaların çoğu asemptomatik olmakla birlikte bazı hastalar semptomatik olabilmekte ve miyokardiyal iskemi, tromboz ve emboli, kalp yetmezliği ve aritmilerle gelebilmektedir. Yazımızda efor dispnesi ve anginası bulunan, miyokard perfüzyon sintigrafisinde geri dönüşlü inferior ve apikal defekt saptanan bir vaka sunulmuştur. Hastanın koroner anjiografisinde koroner darlık saptanmadı ancak sol ön inen arter, sirkümfleks arter ve sağ koroner arterden çoklu mikrofistüller aracılığıyla sol ventriküler kaviteye boşalan ve sol ventrikülografi görüntüsü oluşturan kapiller boyanma izlendi. Küçük mikrofistüllerden dolayı hastaya medikal tedavi verildi. Hasta beta bloker, aspirin ve ranolazin tedavisi ile taburcu edildi. Bir ay sonraki kontrolde hasta yakınmalarında azalma olduğunu belirtti.

Amaç: Bu çalışmanın amacı, akut anteriyor segment miyokard infarktüsü (AMI) sonrası sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEF) için GRACE skorunun prediktif değerini araştırmaktır. Akut miyokard enfarktüsünde (AMI) hızlı ve tam reperfüzyona rağmen, sol ventrikül fonksiyonunun yetersiz düzelmesi LVEF'de azalmaya neden olabilir.Yöntemler: AMİ ile başvuran 710 hasta retrospektif olarak incelendi ve 290 hasta çalışmaya alındı. Hastalar LVEF'ye göre iki gruba ayrıldı ve LVEF % 50 olanlar ise korunmuş EF grubu (grup 2) olarak tanımlandı. Tüm hastaların GRACE risk skorları hesaplandı.Bulgular: Grup 1'e 132 hasta dahil edildi, 158 hasta grup 2'ye dahil edildi. Hastane içi ölüm GRACE risk skoru ve hastane içi ölüm / MI GRACE risk skoru grup 1'de daha yüksek bulundu. Risk skorlaro ve LVEF arasında anlamlı negatif korelasyon bulundu. Çok değişkenli regresyon analizinde hastane içi ölüm risk skoru ve hastane içi ölüm / MI risk skorunun depresif LVEF'nin bağımsız olarak öngördürücüsü olduğu bulunmuştur.Sonuçlar: GRACE risk skoru, primer PKG ile tedavi edilen akut ön segment AMI hastalarında depresif LVEF'yi öngörmede klinik olarak önemli bir role sahiptir., Purpose: The aim of the study is to investigate the predictive value of GRACE score for left ventricular ejection fraction (LVEF) after acute anterior segment acute myocardial infarction (AMI). Despite rapid and complete reperfusion in AMI, inadequate recovery of left ventricular function may result in a decrease in LVEF.Materials and Methods: We retrospectively analyzed 712 patients presented with AMI and 290 patients were included. Patients were divided into two groups according to LVEF and a value

Supplemental Digital Content is available in the text, Rationale: Pulmonary embolism (PE) is a common diagnostic consideration for patients who present to the emergency department (ED) with chest pain, dyspnea, or both. In addition, PE has a very high mortality in patients who are hemodynamically unstable. An electrocardiography, bedside transthoracic echocardiogram, and computed tomography pulmonary angiogram are usually performed to confirm the diagnosis. Patient concerns: A 53-year-old man was admitted to the cardiology clinic with complaints of dyspnea, chest pain, and general weakness after walking. He had a history of hypertension and smoking. Diagnosis: During synchronous recording of echocardiographic images, a large mobile thrombus detached from the right atrium, and first embolized to the right ventricle and then to the main pulmonary artery from the right heart chambers. Soon after, shortness of breath developed which clinically worsened the patient. Transthoracic echocardiogram which demonstrated the thrombus in the pulmonary artery or right heart chambers was suspected of causing acute massive PE. Interventions: The patient was transferred to Critical Care Unit for monitoring; 100 mg of alteplase was initiated immediately and alleviated the hemodynamic instability within 2 hours of intravenous administration. Outcomes: To the best of our knowledge, this is the first synchronous echocardiographic recording showing the embolization of a thrombus from the right atrium, first to the right ventricle and then to the main pulmonary artery. Lessons: Transthoracic echocardiography provides a safe, rapid, and noninvasive diagnostic tool for evaluation of suspected massive PE. Thrombolytic therapy is useful for treating acute massive PE that leads to hemodynamic instability.

Drug eluting stents (DES) are superior to bare metal stents except in patients scheduled surgery recently, high risk of bleeding and in patients cannot use long-term dual antiplatelet therapy. DESs are being used increasingly due to low rate of restenosis. However, especially in the early stage, it is reported that caution against the development of coronary artery aneurysm (CAA) is required because of delayed endothelialization with DES. In this case report, we present a case with very late development of CAA after DES implantation., İlaç salınımlı stentler (İSS), yakın dönemde cerrahi girişim planlı ya da ikili antiplatelet tedaviyi uzun dönem kullanamayacak olan ve kanama riski yüksek hastalar haricinde çıplak stentlere üstündür. İSS kullanımı, düşük restenoz oranları nedeniyle giderek artmaktadır. Ancak İSS kullanımında gecikmiş endotelizasyon nedeniyle özellikle erken dönemde koroner arter anevrizması (KAA) gelişimine karşı dikkatli olunması gerektiği bildirilmektedir. Bu yazıda İSS uygulanmasından çok uzun süre sonra KAA gelişen bir olgu sunulmuştur.

Amaç: Hipertansiyon, kardiyovasküler hastalık, serebrovasküler hastalık ve böbrek yetmezliği gibi hedef organ hasarlarının gelişmesinde major rol oynayan bir risk faktörüdür ve tedavi edilmesi ile koroner arter hastalığı ve inme gibi hastalıkların görülme riskinde azalma olduğu bilinmektedir. AKBT ile HT tanı ve tedavisi ofis ölçümlerine kıyasla daha ön plana çıkmaktadır. AKBT'de gece ve gündüz KB ölçümlerinde NDHT paterni gösteren hastalarda DHT paterni gösterenlere göre daha yüksek oranda serebrovasküler hastalık ve sol ventrikül kütlesi, kardiyovasküler mortalite ve morbiditede artış olduğu gözlenmiştir. Strain (S) ve Strain Rate (SR) bölgesel miyokardiyal fonksiyonların, konvansiyonel EKO parametrelerinde etkilenmenin görülmediği subklinik evrede kantitatif olarak belirlenmesinde fayda sağlamaktadır ve kalp hastalığının teşhis ve takibinde bu teknik artık daha geniş kullanım alanı bulmaktadır. P-terminal force değerinin AF, inme, SolVH ve kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye yatış ya da ölüm kompozit son noktaları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. EKG de pratik olarak hesaplanabilme avantajı mevcuttur. Bu çalışmanın amacı, hipertansif hastalarda, iki boyutlu speckle tracking ekokardiyografi ve elektrokardiyografi parametreleri kullanarak sol atriyal (LA) miyokardiyal doku diyastolik fonksiyonları üzerine dipper ve nondipper hipertansiyonun etkisini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Ağustos 2015 ile Mayıs 2016 tarihleri arasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Polikliniğine başvuran fizik muayene, laboratuvar ve konvansiyonel görüntüleme yöntemleriyle tespit edilmiş hedef organ hasarı bulunmayan, ayaktan kan basıncı takibine göre dipper (DHT) ve nondipper (NDHT) olarak gruplandırılmış toplam 72 hasta ve 39 hiçbir hastalığı olmayan kontrol grubu alındı. Kan basıncında gece boyunca en az %10 oranında azalma olmayan hastalar NDHT olarak sınıflandırıldı. Bu hasta ve kontrol gruplarına 2D transtorasik ekokardiyografi yapılarak konvansiyonel parametreler, pulse dalga doppler ile mitral giriş akımları, doku doppler ile sol ventrikül dolum basınçları, strain görüntüleme ile sol atriyumun global fonksiyonları araştırıldı. Tüm olgulara elektrokardiyografi uygulanarak P dalga dispersiyonu ve P terminal force değerleri hesaplandı.Bulgular: Çalışmaya alınan toplam 111 hastanın yaşları 19 ile 80 arasında olup DHT grubunda 13 kadın (%43,3), 17 erkek (%56,7) olmak üzere toplamda 30 hasta, NDHT grubunda ise 21 kadın (%50) ve 21 erkek (%50) olmak üzere toplam 42 hasta bulunaktaydı. Kontrol grubu ise 14 kadın (%35,9), 25 erkek (%64,1) sağlıklı bireyden oluşmaktaydı. Her iki hasta grubu ve kontrol grubu karşılaştırıldığında gruplar arasında boy ve cinsiyet ve sigara kulanım sıklığı arasında fark yoktu. DHT ile NDHT grupları arasında yaş farkı yoktu (55,33±10,58 ile 57,38±10,9) ve kontrol grubu daha genç hastalardan oluşmaktaydı (34,44±10,4). Kontrol grubunda kilo, VKİ, VYA değerleri DHT ve NDHT gruplarına kıyasla daha düşük saptandı ancak DHT ile NDHT grupları arasında fark yoktu (kontrol ve hasta grupları arasında p

VII ÖZET Bu çalışmanın amacı, ilköğretim okulları 2. kademe öğrencilerinin beden eğitimi dersinde uygulanan `Alıştırma yöntemi ile Gösteri yöntemi` nin hangisinin daha etkili olduğunu araştırmaktır. Bu amaçla öğrenciler ve öğretmenler üzerinde bir araştırma yapılmıştır, öğrencilere öğrenmekte çok zorlandıkları Milli eğitim bakanlığı beden eğitimi dersi öğretim programında yer alan voleybolda tenis servis atma tekniği uygulanmıştır. Araştırmaya üç farklı ilköğretim okullarından 6-7-8. sınıf öğrencilerinden 219 kız-231 erkek öğrenci katılmıştır, öğrencilerden 225 alıştırma yöntemi, 225 gösteri yöntemi olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. İlköğretim okulları 6-7-8. sınıflarda beden eğitimi dersine gren 20 beden eğitimi öğretmeni üzerinde de bu konu ile ilgili bir araştırma yapılmıştır. Gruplar ders esnasında denenmiştir. Alıştırma yöntemi ile ders yapan öğrencilere hataları hataları sözlü olarak anında hatalarım düzeltmeleri için söylenmiş, gösteri yöntemi ile ders yapan öğrenciler kamera videoya kayıt ettirilerek hatalarım düzeltme yöntemi uygulanmıştır. Derslerin sonunda ise `FIVB` tarafından onaylanan uluslar arası oyun kurallarına uygun olarak test yapılmış sayısal değerler alındıktan sonra bilgisayar aracılığı ile analize tabi tutulmuş ve analizde yüzde ve frekans hesabı uygulanmıştır. Voleybolda servis atma tekniği ders sonlarında test edilmiş testler incelendiğinde gösteri yöntemi ile ders yapan öğrenci grubunun alıştırma yöntemi ile eğitim yapan gruba göre ö.sınıf öğrencilerinde % 8,7 daha başarılı oldukları, 7sınıf öğrencilerinde % 8,7 daha başarılı oldukları, 8.sınıf öğrencilerinde % 9,5 daha başarılı oldukları görülmüştür. Beden eğitimi öğretmenleri üzerinde yapılan araştırmada ise ; 2. kademe beden eğitimi dersine giren öğretmenlerin %65'i gösteri yönteminin,%35'i ise alıştırma yönteminin daha etkili olduğunu belirtmişlerdir. vm SUMMARY The aim of this working is examine which methot is more effective examine methot and showing methot that is used in physical education lesson. For that reason, it was done an investigation about students and teachers. Students are difficult for serving volleyball was practiced. 219 grils and 231 boys were added to the investigation from 6 th, 7 th, 8 th classes of different schools. Students were divided in to two groups of exercise methot and showing methot. Investigation was done twenty physical education teachers in Muğla. Groups of students were tried in lesson in the students that are studying examine methot, mistakes that students done, were said and the students were corrected their acts. In the students were working with showing methot, mistakes were recarted to a video and it was watched and wanted them to correct themselves. And of the lesson the students were tasted according to the international vollyball ruler. After getting the numerical result, they were examined in computer and percentage and frekans were practiced on this examine. Serving technicks were tested end of lesson and when this test were examined, that was shown. The students grup who educated whith showing methot more succesfull then the students who educatted with examine methots. In 6 th classes %8,7, In 7 th classes %8,7, In 9 th classes %9,5. In the examine that was done on physical education teachers, that was determined %65 of the teachers said showing methot is more effective.%35 of the teachers said examine methot is more effective. 145