34 results on '"TOPUZ, ŞENAY"'
Search Results
2. Autism Spectrum Disorder and Genetic Testing: Parents’ Attitudes-Data from Turkish Sample
- Author
-
Ayhan, Aynur Bütün, Beyazıt, Utku, Topuz, Şenay, Tunay, Çağla Zeynep, Abbas, Maryam Nazhad, and Yılmaz, Serkan
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
3. Development of the Breastfeeding Myths Scale
- Author
-
Yilmaz Sezer, Neslihan, primary, Aker, Menekşe Nazlı, additional, Gönenç, İlknur M., additional, and Topuz, Şenay, additional
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
4. Development of the Breastfeeding Myths Scale.
- Author
-
Sezer, Neslihan Yilmaz, Aker, Menekşe Nazlı, Gönenç, İlknur M., and Topuz, Şenay
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
5. The effect of vırtual realıty on women's perceıved paın, fear, anxıety, and vıews about the procedure durıng hysterosalpıngography: a randomızed controlled trıal “Virtual Reality during Hysterosalpingography”
- Author
-
Yılmaz sezer, Neslihan, primary, Nazlı Aker, Menekşe, additional, Gönenç, İlknur M., additional, TOPUZ, Şenay, additional, and Emre ŞÜKÜR, Yavuz, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. THE EFFECT OF VIRTUAL REALITY ON WOMEN’S PERCEIVED PAIN, FEAR, ANXIETY, AND VIEWS ABOUT THE PROCEDURE DURING HYSTEROSALPINGOGRAPHY: A RANDOMIZED CONTROLLED TRIAL
- Author
-
Sezer, Neslihan Yılmaz, primary, Aker, Menekşe Nazlı, additional, Gönenç, İlknur, additional, Topuz, Şenay, additional, and Şükür, Yavuz Emre, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
7. Breastfeeding self-efficacy and related factors during early postpartum period
- Author
-
Topuz, Şenay, primary, DUMAN, Nuriye BÜYÜKKAYACI, additional, Uysal, Gülzade Kuşoğlu, additional, and Öcalan, Dilek, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. Oral dental health of women during pregnancy
- Author
-
Topuz, Şenay, Güneş, Aylin, Büyükkayacı Duman, Nuriye, and [Belirlenecek]
- Subjects
Pregnancy ,Diş Sağlığı ,Nursing ,Hemşirelik ,Oral Hygiene ,Dental Health ,Gebelik ,Ağız Hijyeni - Abstract
Gebelik dö neminde kadının ağ ız diş sağ lığ ı hem ğebe kadının, hem de döğ acak çöcuğ un ğelecek ağ ız diş sağ lığ ında belirleyici ölmasından dölayı çök ö nemlidir. Bu çalışmada kadınların ğebelik dö nemindeki ağ ız, diş sağ - lığ ı durumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılan araştırmanın ö rneklemini Kırıkkale Ü niversitesi Hastanesi’ne başvuran döğ um aşamasındaki 212 kadın öluşturmuştur. Veriler literatu - re dayalı ölarak hazırlanan anket förmu kullanılarak töplanmış, IBM SPSS (Statistical Packağe för Söcial Sciences) v.22 paket pröğramında uyğun istatistiksel yö ntemlerle değ erlendirilmiştir. Çalışmaya katılan kadınların yaş örtalamasının 27.8±6.65 yaş (min 17-max 42) ölduğ u, %70.3’u nu n dişlerini du zenli fırçaladığ ı, du zenli fırçalayanların da %59.7’sinin ğu nde en az iki kez diş fırçaladığ ı, diş ipi (%9) ve ağ ız ğarğarası (%17) kullanım öranlarının ise çök du şu k ölduğ u tespit edilmiştir. Kadınların %36.6’sı ğebelik sırasında diş fırçalama alışkanlığ ının değ iştiğ ini, diş fırçalama alışkanlığ ının değ iştiğ ini belirten kadınların %30.9’u ğebelik dö neminde diş fırçalamayı daha du zenli hale ğetirdiğ ini, %69.1’i ise diş eti kanaması, diş fırçası ve diş macununun bulantı hissini artırdığ ı veya diğ er nedenlerden dölayı diş fırçalama sıklığ ının azaldığ ını ya da dişini fırçalamadığ ını belirtmiştir. Kadınların ağ ız diş sağ lığ ı ile ilğili bilğilerinin ve uyğulamalarının yeterli ölmadığ ı, ayrıca ğebelikte diş fırçalama öranların azaldığ ı tespit edildiğ inden, ğebelik ö ncesi dö nemden başlayarak kadınlara könu hakkında hemşireler ve ebeler tarafından eğ itimler verilmesinin uyğun ölacağ ı sönucuna varılmıştır. Durinğ preğnancy, öral dental health öf the wömen is very impörtant. This study was döne tö determine the öral and dental health status öf wömen durinğ preğnancy. The sample öf this descriptive and crösssectiönal study cönsisted öf 212 wömen whö applied tö Kırıkkale Üniversity Höspital. The data were cöllected usinğ a questiönn aire based ön the literature and evaluated usinğ appröpriate statistical methöds in the IBM SPSS (Statistical Packağe för Söcial Sciences) v.22 pröğram. The averağe ağe öf the wömen whö participated in the study is 27.8±6.65 (min 17-max 42), 70.3% reğularly brushinğ their teeth, 59.7% öf wömen whö brush reğularly did brushinğ at leastt wice a day, and the rate öf usinğ dental flöss and möuth wash was very löw. 36.6% öf the wömen stated that their teeth brushinğ habit schanğed durinğ preğnancy and 30.9% öf them stated that they did brushinğ möre reğularly durinğ preğnancy. Since it was determined that wömen's knöwledğe and practices aböut öral and dental health were nöt sufficient, and the rate öf tööth brushinğ durinğ preğnancy decreased, it was cöncluded that it wöuld be appröpriate tö train wömen aböut the subject by nurses and midwives startinğ fröm the prepreğnancy periöd.
- Published
- 2021
9. KADINLARIN GEBELİK DÖNEMİNDEKİ AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI DURUMLARI
- Author
-
TOPUZ, Şenay, primary, GÜNEŞ, Aylin, additional, and BÜYÜKKAYACI DUMAN, Nuriye, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
10. Autism Spectrum Disorder and Genetic Testing: Parents’ Attitudes-Data from Turkish Sample
- Author
-
Ayhan, Aynur Bütün, primary, Beyazıt, Utku, additional, Topuz, Şenay, additional, Tunay, Çağla Zeynep, additional, Abbas, Maryam Nazhad, additional, and Yılmaz, Serkan, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
11. MIDWIFERY STUDENTS' SEXUAL MYTHS AND ASSOCIATED FACTORS
- Author
-
TOPUZ, Şenay, primary
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
12. EBELİK ÖĞRENCİLERİNİN DUYGUSAL ZEKÂLARININ BOYUN EĞİCİ DAVRANIŞLARINA ETKİSİ
- Author
-
TOPUZ, Şenay
- Subjects
Health Care Sciences and Services ,Emotional Intelligence,Addictive Behavior,Midwifery ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,Duygusal Zekâ,Bağımlı Davranış,Ebelik - Abstract
Introduction: Developing submissive behaviors andhaving low emotional intelligence adversely affectpersonal development of an individual and cause adecline in success. For this reason, it is important thatmidwifery students should have high emotionalintelligence and low submissive behaviors in terms oftheir personal and professional development.Aim: This study aimed to determine midwiferystudents' emotional intelligence, submissive behaviorlevels, and the factors affecting them.Method: The study was carried out in descriptive model.The questionnaire forms were applied to 70 students.Data were collected using an information form, theEmotional Intelligence Evaluation Scale (EIES) and theSubmissive Acts Scale (SAS). Results: The emotionalintelligence level was found to be low in 45.7% of thestudents, medium in 37.2%, and high in 17.1%. Themean SAS score of the students was 123.57 + 32.54, andthe mean EIES score of the students was 34.8 + 7.02.The difference between the mean scores of EmotionalIntelligence Evaluation Scale (EIES) and SubmissiveActs Scale (SAS) and the individual characteristics wasdetermined to be statistically insignificant (p> 0.05).Conclusion: It was determined that a significant part ofthe students had low emotional intelligence, and thatthe mean SAS score was moderate., Giriş: Düşük duygusal zekâ ve boyun eğici davranışlarbireysel gelişimi etkilemekte ve başarıda düşüşe nedenolmaktadır. Bu nedenle ebelik öğrencilerinin kişisel vemesleki gelişimleri açısından yüksek duygusal zekâyave düşük boyun eğici davranışlara sahip olmaları önemlidir.Amaç: Bu çalışma, ebelik öğrencilerinin duygusal zekâlarının boyun eğici davranışlarına etkisini belirlemekamacı ile yapılmıştır.Yöntem: Çalışma tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, 2017-2018 öğretim yılında bir devletüniversitesinin ebelik bölümüne kayıtlı olan dördüncüsınıf öğrencileri oluşturmuştur. Çalışmaya katılmayıkabul eden 70 öğrenciye anket formları uygulanmıştır.Veriler, bir bilgi formu, Duygusal Zekâ DeğerlendirmeÖlçeği (DZÖ) ve Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği (BEDÖ)ile toplanmıştır. Araştırmanın verileri bilgisayar ortamında SPSS 21 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde, frekans, yüzde hesaplamaları ve ki kare testi kullanılmıştır.Bulgular: Duygusal zekâ düzeyi öğrencilerin%45,7’sinde düşük,% 37,2'inde orta,% 17,1'inde yüksekbulunmuştur. Öğrencilerin DZÖ puan ortalaması123,57+32,54, BEDÖ puan ortalaması ise 34,8+7,02olarak bulunmuştur. DZÖ ve BEDÖ puan ortalamalarıile bireysel özellikler arasındaki farkın ise istatistikselolarak anlamlı olmadığı tespit edilmiştir. (p> 0.05).Sonuç ve Öneriler: Öğrencilerin önemli bir kısmınındüşük duygusal zekâya sahip olduğu, boyun eğici davranışlarının ise orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin duygusal zekâlarını ve kendine güvenlerinigeliştirmek için müfredatların güncellenmesi önerilebilir.
- Published
- 2018
13. EFFECT of GENDER COURSE on GENDER PERCEPTION
- Author
-
GÖNENÇ, İlknur Münevver, TOPUZ, Şenay, YILMAZ SEZER, Neslihan, YILMAZ, Serkan, and BÜYÜKKAYACI DUMAN, Nuriye
- Subjects
Health Care Sciences and Services ,Toplumsal Cinsiyet,Toplumsal Cinsiyet Rolü,Ebelik Öğrencisi,Algı ,Gender,Gender Role,Midwifery Student,Perception ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri - Abstract
ÖzetAmaç: Ebe ve hemşirelerin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan üreme sağlığı sorunlarının önlenmesi ve azaltılmasında önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Ebe ve hemşirelerin toplumsal cinsiyet rolleri açısından eşitlikçi bir bakış açısı kazanarak meslek hayatına başlamaları, mesleki eğitim sürecinde aldıkları dersler ve içerikleri ile yakından ilişkilidir. Bu çalışma toplumsal cinsiyet dersinin, öğrencilerin toplumsal cinsiyet algısı üzerine etkisini değerlendirmek amacı ile yapılmıştır. Yöntem: Bu çalışmanın evren ve örneklemini, 2017-2018 eğitim-öğretim yılında Ankara'daki bir devlet üniversitesinde ebelik bölümü üçüncü sınıfta okuyan ebelik öğrencileri oluşturmuştur. Çalışma tanımlayıcı türde yapılmıştır. Veriler kişisel bilgi formu ve Altınova ile Duyan tarafından geliştirilen Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Çalışmanın verileri SPSS 21 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmamızda Toplumsal Cinsiyet dersini alan öğrencilerin Cinsiyet Ölçeği Algısı puan ortalamalarının, almayanlara göre daha yüksek olduğu, aradaki farkın da istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p= 0,014). Çalışmamızda çekirdek aileye sahip öğrencilerin ortalama puanlarının geniş ailelere göre daha düşük olduğu, aralarındaki farkın da istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (p = 0,01). Sonuç: Çalışmamızın sonucunda toplumsal cinsiyet dersi alan öğrencilerin toplumsal cinsiyet algı ölçeği puan ortalamalarının almayanlara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle toplumsal cinsiyet ve ilişkili kavramların ebelik ve hemşirelik bölümlerinin eğitim müfredatlarına eklenmesi, toplumsal cinsiyet rollerini konu alan hizmet içi eğitim programlarının düzenlenmesi önerilebilir.İngilizce ÖzetGirişMateryal ve YöntemBulgularTartışmaSonuçReferanslar
- Published
- 2018
14. The Effect On Submissive Behavior Of Emotional Intelligence Of Midwifery Students
- Author
-
Topuz, Şenay, Yılmaz Sezer, Neslihan, Gönenç, İlknur Münevver, Büyükkayacı Duman, Nuriye, and Büyükkayacı Duman, Nuriye
- Subjects
Bağımlı Davranış ,Duygusal Zekâ ,Ebelik ,Addictive Behavior ,Midwifery ,Emotional Intelligence - Abstract
Giriş: Düşük duygusal zekâ ve boyun eğici davranışlar bireysel gelişimi etkilemekte ve başarıda düşüşe neden olmaktadır. Bu nedenle ebelik öğrencilerinin kişisel ve mesleki gelişimleri açısından yüksek duygusal zekâya ve düşük boyun eğici davranışlara sahip olmaları önemlidir. Amaç: Bu çalışma, ebelik öğrencilerinin duygusal zekâlarının boyun eğici davranışlarına etkisini belirlemek amacı ile yapılmıştır. Yöntem: Çalışma tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, 2017-2018 öğretim yılında bir devlet üniversitesinin ebelik bölümüne kayıtlı olan dördüncü sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Çalışmaya katılmayı kabul eden 70 öğrenciye anket formları uygulanmıştır. Veriler, bir bilgi formu, Duygusal Zekâ Değerlendirme Ölçeği (DZÖ) ve Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği (BEDÖ) ile toplanmıştır. Araştırmanın verileri bilgisayar ortamında SPSS 21 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde, frekans, yüzde hesaplamaları ve ki kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Duygusal zekâ düzeyi öğrencilerin% 45,7’sinde düşük,% 37,2'inde orta,% 17,1'inde yüksek bulunmuştur. Öğrencilerin DZÖ puan ortalaması 123,57+32,54, BEDÖ puan ortalaması ise 34,8+7,02 olarak bulunmuştur. DZÖ ve BEDÖ puan ortalamaları ile bireysel özellikler arasındaki farkın ise istatistiksel olarak anlamlı olmadığı tespit edilmiştir. (p> 0.05). Sonuç ve Öneriler: Öğrencilerin önemli bir kısmının düşük duygusal zekâya sahip olduğu, boyun eğici davranışlarının ise orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin duygusal zekâlarını ve kendine güvenlerini geliştirmek için müfredatların güncellenmesi önerilebilir. Introduction: Developing submissive behaviors and having low emotional intelligence adversely affect personal development of an individual and cause a decline in success. For this reason, it is important that midwifery students should have high emotional intelligence and low submissive behaviors in terms of their personal and professional development. Aim: This study aimed to determine midwifery students' emotional intelligence, submissive behavior levels, and the factors affecting them. Method: The study was carried out in descriptive model. The questionnaire forms were applied to 70 students. Data were collected using an information form, the Emotional Intelligence Evaluation Scale (EIES) and the Submissive Acts Scale (SAS). Results: The emotional intelligence level was found to be low in 45.7% of the students, medium in 37.2%, and high in 17.1%. The mean SAS score of the students was 123.57 + 32.54, and the mean EIES score of the students was 34.8 + 7.02. The difference between the mean scores of Emotional Intelligence Evaluation Scale (EIES) and Submissive Acts Scale (SAS) and the individual characteristics was determined to be statistically insignificant (p> 0.05). Conclusion: It was determined that a significant part of the students had low emotional intelligence, and that the mean SAS score was moderate.
- Published
- 2018
15. Temel Hemşirelik Becerileri Öğrenim Rehberi
- Author
-
TAŞCI, Sultan, ÖZKAN, Birgül, BİÇER, Sevil, KORKUT BAYINDIR, Sevda, AYDINLI, AYŞE, GÖRİŞ, Songül, ÇOBAN, sibel, KULA ŞAHİN, SENNUR, KORKMAZ, ZÜBEYDE, TOPUZ, ŞENAY, SUNGUR, GÖNÜL, UĞUR, ÖZLEM, AYDIN, Tülay, BAYAT, Meral, BAŞER, Mürüvvet, and MUCUK, Salime
- Published
- 2017
16. Reproduction and sexual health among university students
- Author
-
Büyükkayacı Duman, Nuriye, Yılmazel, Gülay, Topuz, Şenay, Başçı, Ayşe Burcu, Koçak, Derya Yüksel, and Büyükgönenç, Lale Ayşegül
- Subjects
Reproduction ,education ,University Students ,Sexual Health - Abstract
Aim: This study aimed at determining the knowledge, attitudes and behaviors of the university students about reproduction health (RH) and sexual health (SH). Material and Method: This descriptive and cross-sectional study was completed 448 university students from Hitit University dur-ing 2013-2014 academic years. The data were collected by using a 40-item questionnaire form which was questioned socio-demographic features, knowledge and approaches about RH/SH. The data were evaluated with percentages, Chi-square and Fisher's Exact Test. Results: It was noted in our study that only 8.9% of the students had sexual relation experience (F: 6.4%; M: 17.3%) and 36% of students got close with the opposite sex without sexual intercourse. Also 51.6% of students did not receive education on RH/SH so far 66.6% of students told that they did not know sexually transmitted diseases and 21.9% of students expressed that they did not know FP methods. There were statistically significant differences be-tween male students and female students in terms of receiving education on RH/SH, talking with parents on sexual issues com-fortably, sexual relation experience, getting close with the opposite sex without sexual intercourse, using family planning methods, contraction of STDs and knowledge about STDs (p
- Published
- 2016
17. Perception of Violence Against Women Among Health Care Proffessionals And Affecting Factors
- Author
-
Büyükkayacı Duman, Nuriye, Büyükgönenç, Lale Ayşegül, Güngör, Tayfun, Yılmazel, Gülay, Topuz, Şenay, Koçak, Derya Yüksel, Hitit Üniversitesi, and Kırıkkale Üniversitesi
- Subjects
Kadına Yönelik Şiddet ,Etkileyen Faktörler ,Violence Against to Women ,Health Professional ,Perception ,Sağlık Çalışanları ,Affecting Factors ,Algılayış ,Cerrahi - Abstract
research Amaç: Bu çalışma, sağlık çalışanlarının kadına yönelik şiddet algılayışları ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma, 5-6 Mayıs 2011 tarihlerinde Çorum Devlet Hastanesi'nde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada belirlenen tarihlerde ulaşılabilen, çalışmaya katılmayı kabul eden tüm sağlık çalışanları (N=255) araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler, anket formu aracılığı ile ve yüz yüze görüşme yöntemiyle toplanmış, SPSS 17.0 istatistik paket programı kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmada sağlık çalışanlarının %56.9'u şiddetin herhangi bir türü ile karşılaştıklarını, %68.6'sı şiddetle ilgili herhangi bir eğitim almadıklarını bildirmiştir. Kadına yönelik şiddet konusunda yasaların yapabileceği bir şeyin olmadığı (Erkek:%59.3; Kadın:%73.0), (Hekim;%61.9; Hemşire;%73.9; Diğer Sağlık Personeli;%55.6) ve aile yaşamının özel olup yaşananlara kimsenin müdahale etmemesi gerektiği (Erkek:%46.9; Kadın:%71.3), (Hekim;%57.1; Hemşire;%63.3; Diğer Sağlık Personeli;%44.4) görüşlerine katılmayan kadınların ve hemşirelerin oranı diğerlerine göre daha yüksektir. Sonuç: Sağlık çalışanlarının mezuniyet öncesi ve sonrası eğitimlerinde kadına yönelik şiddet konusuna yer verilmesi ve erkekler arasında farkındalık yaratma çalışmalarının hızlandırılması önerilebilir Aim: This study was carried out to determine health staff’s perceptions of violence against women and effective factors.Material and Methods: The study was carried out at Çorum State Hospital May 2011. It can be accessed on the dates specified in the study, who agreed to participate in this study all of them consisted (N = 255) the sample.. The data was collected with a questionnaire form by using face to face method and statistical analysis was performed by SPSS 17.0.Results: In the study, 56.9% of health professionals reported that they faced with any type of violence and 68.6% of reported they didn’t take any training on violence. The proportions of women and nurses were higher than the others about there was nothing that the laws could do on violence (Men:59.3%; Women:73.0%; Doctors:61.9%; Nurses:73.9%; Other Health Professionals:55.6%) and about any one should not intervene to the violence because of the special family life (Men:46.9%; Women:71.3%; Doctors:57.1%; Nurses:63.3%; Other Health Professionals:44.4%).Conclusion: In under graduate and postgraduate trainings of health care professionals subject are as about violence against women should be given and more efforts should be spent for raising awareness among men
- Published
- 2016
18. The knowledge, attitudes and behavior of women in reproductive age about emergency contraception
- Author
-
Koçak, Derya Yüksel, Büyükkayacı Duman, Nuriye, Topuz, Şenay, Yılmazel, Gülay, Güngör, Tayfun, Başçı, Ayşe Burcu, and Hitit Üniversitesi
- Subjects
Üreme Çağı ,Acil Kontrasepsiyon ,Kadınlar ,Cerrahi - Abstract
research Amaç: Bu çalışma Üreme Çağındaki (15-49 yaş) kadınların acil kontrasepsiyona ilişkin bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki çalışmanın evrenini Çorum il merkezinde yaşayan 15-49 yaş arası üreme çağındaki tüm kadınlar, örneklemini ise basit rastgele örneklem yöntemiyle seçilen, gönüllü olarak çalışmaya katılmayı kabul eden 179 kadın oluşturdu. Örneklem büyüklüğünün hesaplanmasında power analizi (%80) yöntemi kullanıldı. Çalışmanın verileri literatür incelenerek araştırmacılar tarafından hazırlanan 16 maddelik anket formu kullanılarak toplandı. Çalışmadan elde edilen veriler SPSS 23.0 istatistik paket programında değerlendirildi. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, Ki-kare ve Fisher'in Kesin Testi kullanıldı.Bulgular: Çalışmamızda yaklaşık olarak her iki kadından birisi (%52.5) halen bir aile planlaması yöntemi kullanmakta ve bu kadınların çoğu (%72.3) halen modern kontraseptif yöntemleri kullanmaktadır. Çalışmamızda kadınların acil kontrasepsiyon ile ilgili bilgi, tutum ve davranışları incelendiğinde; her dört kadından üçünün (% 74.9) acil kontrasepsiyonun tanımını bildiği; her dört kadından üçünün (%78.6) daha önce 2 ve daha fazla kez acil kontrasepsiyon yöntemi kullandığı; yaklaşık her on kadından sekizinin (%85.5) acil kontrasepsiyonun hangi durumlarda kullanıldığını bildiği belirlendi. Çalışmamızda kadınların eğitim seviyesi arttıkça acil kontrasepsiyon terimini bildiğini ifade eden (p=0.015) ve acil kontrasepsiyon yöntemlerini kullandığını belirten kadınların sayısının arttığı belirlendi (p=0.001). Ayrıca açalışmada kadınların ve eşlerinin eğitim seviyesi ve kadınların gelir seviyesi arttıkça acil kontrasepsiyon terimini duyan kadınların sayısının arttığı belirlendi (p=0.01, p=0.004 ve p=0.024).Sonuç: Bu bulgular, incelediğimiz toplulukta acil kontrasepsiyon ihtiyacının mevcut olduğunu ancak yöntem hakkında yeterli bilginin olmadığını göstermektedir. Bu nedenle özellikle düşük eğitim seviyesine sahip kadın ve erkekler ile düşük sosyoekonomik seviyedeki kadınların AKY hakkında bilgilendirilmesi ve bu yöntemlere ulaşımın kolaylaştırılması önerilir. Aim: This studyhas been carried outto determine the knowledge andattitudes ofwomen of reproductive age.Material and Methods: The universe of this descriptiveandcross-sectional study consisted of all women betweentheages of 15-49 who live in the city center of Corum. The sample of this study selected by randomsampling and consisted of 179 women who agreed to participatevoluntarily. The calculation of thesample size,power analysis(80%)method was used. The study datawere collected using a16-itemquestionnaire which was developedby the researchersexaminedthe literature. The dataobtained from this studywereanalyzed using SPSS23.0statistical software package. In the evaluation ofthe data, percentage, Chi-square and Fisher's ExactTest was used.Results: Approximately one of every two women(52.5%) currently use a family planning method and the majority (72.3%) continues to use modern contraceptive methods. The knowledge and attitudes about women emergency contraception examined; Three out of every four women (74.86%) said that they know the definitionof emergency contraception. Three out of every four women (78.6%) stated that two or more times using the method of emergency contraception earlier. Nearly eight out of every ten women surveyed (85.5%) stated that they know that emergency contraception is used in which conditions. In the research, it was found out that the number of women stated that knows the term of 'emergency contraception' and emergency contraception methods used was increase with womens education levels. That the number of women stated that hear the term of 'emergency contraception' increases with women's and spouses educational level and women's income levels.Conclusion: These findings demonstrate that our population is in need of emergency contraception. Therefore it is recommended to woman to have the low levels of education and low socioeconomic level of men and women to be informed about EC and provide access to this method.
- Published
- 2016
19. The knowledge, attitudes and behaviours of the university youths about reproduction health and sexual health
- Author
-
Büyükkayacı Duman, Nuriye, Yılmazel, Gülay, Topuz, Şenay, Başçı, Ayşe Burcu, Koçak, Derya Yüksel, and Büyükgönenç, Lale Ayşegül
- Subjects
Üreme Sağlığı ,Davranış ,Behavior ,Knowledge ,Attitude ,Cinsel Sağlık ,Tutum ,Reproduction Health ,Sexual Health ,Bilgi - Abstract
Amaç: Bu çalışma üniversiteli gençlerin üreme sağlığı (ÜS) ve cinsel sağlığa (CS) ilişkin bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki araştırmanın örneklemini Hitit Üniversitesinde 2013-2014 öğretim döneminde öğrenim gören 448 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri ile ÜS ve CS hakkındaki bilgi ve yaklaşımlarını sorgulayan 40 maddelik bir soru formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, ki- kare testi ve Fisher’in kesin ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %8.9’unun cinsel ilişki deneyiminin olduğu (K:%6.4; E:%17.3), %36’sının karşı cinsel ilişki dışında yakınlaşma yaşadığı ve %51.6’sının ise şimdiye kadar ÜS/CS ile ilgili eğitim almadığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin %.66.6’sı cinsel yolla bulaşan hastalıkları (CYBH) ve korunma yollarını, %21.9’u ise aile planlaması yöntemlerini bilmediklerini ifade etmiştir. ÜS/CS eğitimi alma, ebeveynleri ile cinsel konularda rahat konuşabilme, cinsel ilişki deneyimi, cinsel ilişki dışında karşı cinsle yakınlaşma, aile planlaması yöntemi kullanma, CYBH ge-çirme, CYBH’ı bilme açısından kız ve erkek öğrenciler arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p
- Published
- 2015
20. URINARY CONTINENCE AND SEXUALITY
- Author
-
TOPUZ, Şenay
- Subjects
Urinary Incontinence,Sexuality ,Üriner inkontinans,Cinsellik,Hemşirelik - Abstract
Üriner inkontinans, mesane içi basınç maksimal üretral kapanma basıncını aştığında ortaya çıkan, kişinin istemsiz olarak idrar kaçırmasıdır. Üriner inkontinas prevelansı yaşla birlikte artan ve her yaş grubu insanı içine alan bir sorun olmakla beraber özellikle kadınları etkileyen bir sağlık sorunudur. Üriner inkontinans kadının günlük iş ve ev içi aktivitelerini etkilediği gibi, cinsel yaşamını da olumsuz yönde etkilenmektedir. Hemşireler cinsiyetlerinin verdiği avantajla, üriner inkontinans sorunu ile mücadele eden ve cinsellik dahil daha birçok sorununa çözüm arayan kadınlara klinisyen, danışman, eğitici, araştırıcı, destekleyici ve koordinatör rolleriyle multidisipliner sağlık ekibi içinde vazgeçilmez bir rol üstlenerek hizmet vermektedirler. Bu derlemede üriner inkontinansın tanımları, tipleri, insidans ve prevalansı, cinsellikle bağlantısı ve bu bağlamda hemşirelere düşen önemli görevler tartışılacaktır., Urinary incontinence is the one's involuntary leakage of urine, which arises when intravesical pressure exceeds the maximal urethral closure pressure. Despite not posing a lethal incidence, urinary incontinence restricts ones' physical and social lives, and causes the development of such emotional problems, which may reach up to depression. Urinary incontinence affects not only the daily routines, and domestic activities of the women, it adversely affects the sexual lives of women as well. Nurses, with the advantage they exercise thanks to their gender, they render indispensable services within the multidisciplinary health staff, acting in the roles of clinician, consultant, instructor, supporter, and coordinator, to the women, struggling against the problem of urinary incontinence, and seeking remedies for their numerous problems, including sexuality. In this review, urinary incontinence definitions, types, incidence and preevelans the connection to sexuality and in this context the important roles nurses will be discussed.
- Published
- 2014
21. Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitelerinde Çalışan Hemşirelerin Deliryum Konusuna İlişkin Bilgi Düzeyleri
- Author
-
TOPUZ, Şenay and DOĞAN, Nevin
- Subjects
Deliryum,Yoğun Bakım,Hemşirelik Bakımı - Abstract
Amaç: Deliryum özellikle yoğun bakımlarda sık görülen bir sağlık sorunu olmasına rağmen hekim ve hemşireler tarafından kolay tanımlanamayan ve atlanan bir durumdur. Bu araştırmada yoğun bakımda çalışan hemşirelerin deliryum hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın evrenini Ankara’daki bir üniversite hastanesinin yoğun bakım ünitelerinde çalışan 85 hemşire oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş evrenin bütününe ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada veriler, araştırmacılar tarafından konuya ilişkin literatürden yaralanılarak hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler uygun istatistiksel yöntemlerle değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırma grubunu oluşturan hemşirelerin % 67.6’sı deliryumun tanımını bildiklerini ifade etmişlerdir. Ancak deliryumun tanımını bildiğini ifade eden hemşirelerden 28 kişi doğru tanımı yapabilmiştir. Hemşirelerin % 73.2’ si depresyon, deliryum ve demans arasındaki farkı bildiğini ifade etmiştir. Hemşirelerin % 98,6’sı yoğun bakımda hastaların görebileceği bir yerde saat, % 95,9’u takvim olması gerektiğini, ayrıca hemşirelerin % 63.5’ ide aydınlatmanın tavandan yapılması gerektiğini belirtmişlerdir. Sonuç: Hemşirelerin çoğunun deliryum konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı, bildiğini ifade eden hemşirelerin ise tam olarak deliryumu tanımlayamadığı, ancak hemşirelerin çoğunluğunun yoğun bakım ünitesindeki risk faktörlerini büyük oranda bildikleri ve bunlara dikkat ettikleri saptanmıştır. Deliryum konusuna müfredat içinde yeterli zaman ayrılarak yer verilmesi, deliryumu tanılama, önleme ve tedaviye yönelik hemşirelere hizmet içi eğitim programlarının düzenlenmesi, konuyla ilgili olarak hemşirelerin kurum dışındaki diğer kurs, konferans ve eğitim seminerlerine katılımlarının desteklenmesi önerilebilir
- Published
- 2014
22. Prematüre bebeği olan annelere yapılan ev ziyaretlerinin postpartum depresyon, annelik rolü ve yenidoğan sağlığına etkisi
- Author
-
DUMAN BÜYÜKKAYACI, Nuriye, YILMAZEL, Gülay, TOPUZ, Şenay, and BÜYÜKGÖNENÇ, Lale
- Subjects
Premature,Postpartum Depression,Adaptation toMotherhood Role,Newborn,Home Visiti ,Prematüre,Postpartum Depresyon,Annelik ,reproductive and urinary physiology - Abstract
Prematüre bebekler ve annelerinin doğum sonrası dönemde pek çok sorun ile karşılaşma ihtimalleri vardır. Bu nedenle anne ve bebeklerinin bakım gereksinimleri artmıştır. Bu çalışma, prematüre bebeği olan annelere taburculuk sonrası yapılan ev ziyaretlerinin postpartum depresyon, annelik rolüne uyum ve yenidoğan sağlığına etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. kolik, umblikal kord enfeksiyonu, umlikal kord kanaması ve üriner sistem enfeksiyonu açısından gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak önemsiz bulunurken, konak, pişik, pamukçuk ve konjuktivit bakımından gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak müdahale grubu lehine önemli bulunmuştur (p, Premature infants and their mothers in the postpartum period are likely to encounter with many problems. Therefore, the requirements for the care of mothers and babies have increased. The aim of this study is to determine the effect of planned home visits to the mothers with premature babies after hospital discharge upon their postpartum depression, adaptation to motherhood role and newborn’s health
- Published
- 2014
23. Üriner inkontinansı olan kadınlara uygulanan kegel egzersizlerinin cinsel doyum üzerine etkisi
- Author
-
Topuz, Şenay, Seviğ, E. Ümit, and Hemşirelik Ana Bilim Dalı
- Subjects
Exercise therapy ,Urinary incontinence ,Women ,Nursing ,Hemşirelik ,Orgasm ,Exercise ,Sexuality - Abstract
Bu çalışma, üriner inkontinansı olan kadınlara uygulanan kegel egzersizlerinin, kadın cinsel doyumu üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmış deneysel bir çalışmadır.Çalışmanın örneklemini stres üriner inkontinans tanısı almış 30 kadın oluşturmaktadır. Kadınlara önce tanımlayıcı veri formu, GRCDÖ ve KCİÖ uygulanmış, kegel egzersizleri (Pelvik taban kas egzersizleri) araştırmacı tarafından öğretilmiş ve 3 aylık uygulama sonrası ölçekler tekrar doldurtulmuştur. Araştırmaya alınan kadınların tamamı ilkokul mezunu ve evlidir ve yaş ortalamaları 40' tır.Kadınların uygulama öncesi GRCDÖ doyum, dokunma, vaginismus ve anorgazmi alt gruplarında cinsel sorun yaşadıkları, uygulama sonrası ise vajinismus hariç bu alt gruplarda cinsel doyumun arttığı görülmektedir. Özellikle doyum ve anorgazmide olumlu yönde çok önemli bir değişim yaşanmıştır. Sıklık ve kaçınma alt gruplarında ve toplam puanda da uygulama sonrasında cinsel doyumda artma tespit edilmiştir.Kadınların uygulama öncesinde KCİÖ, doyum alt grubu hariç diğer alt gruplar ve toplam puanlarına göre cinsel işlevlerinin normal olduğu tespit edilmiştir. Uygulama sonrası ise ağrı ve rahatsızlığın azaldığı ve cinsel doyumun arttığı görülmektedir. Ayrıca cinsel istek ve ilgi ve kayganlaşma alt grup puanlarında uygulama öncesi ve sonrası değişim olmamış, uyarılma, orgazm ve toplam puanları uygulama öncesine göre düşmüş, ancak kesme değerinin üstünde kaldığı için normal cinsel işlev devam etmiştir. Doyum alt grubunda ise uygulama sonrası cinsel işlev bozukluğunun devam ettiği söylenebilir.Çalışmanın sonucunda kegel egzersizlerinin kadınların cinsel doyumları üzerine olumlu etki gösterdiği tespit edilmiştir, ancak daha uzun süreli ve daha geniş örneklemli çalışmaların yapılması önerilebilir.Anahtar kelimeler: Üriner inkontinans, kegel egzersizleri, cinsel doyum, hemşirelik. This study is an experimental work aimed at determining the effects of kegel exercises, which is applied to women having urinary incontinence, on woman sexual satisfaction.The sample of the study is consisted of 30 women who are diagnosed with urinary incontinence. Illustrative data form, GRISS and FSFI were initially applied to women, kegel exercises were taught to women by the researcher and after 3 months of application were filled with scales. All of the women who were studied all of them are at least primary school graduate and are married.Before the application it was seen that the women had problems in GRISS satisfaction, touch, vaginismus and anorgasmia sub groups. Yet, after the application it?s seen that the sexual satisfaction raised in these sub groups except vaginismus. A very important positive change was experienced in satisfaction and anorgasmia. A rise in sexual satisfaction was also detected after the application on thickness and avoidance sub groups and on total points.Before the application it was detected on women constituting that their sexual functions were normal in other sub groups and according to their total points except FSFI and satisfaction sub group. After the application it was seen that the pain and restlessness decreased and sexual satisfaction risen. Moreover, before and after the application no change was seen in the sexual desire, interest and slippery sub groups; stimulation, orgasm and total points decreased comparing to pre-application but the normal sexual function continued as it remained above interception value. Regarding the satisfaction sub group, it can be said that the sexual function deformation continued.As a result of the study, it was detected that kegel exercises had positive effect on women?s sexual satisfaction. However, performing of long term and broader sample studies can be offered.Keywords: urinary incontinence, kegel exercises, sexual satisfaction, nursing. 117
- Published
- 2011
24. Sağlık Bilimleri Fakültesi Birinci Sınıftaki Kız Öğrencilerin Genital Hijyen Uygulamaları
- Author
-
Topuz, Şenay, primary, Büyükkayacı Duman, Nuriye, additional, and Güneş, Aylin, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
25. Urinary Continence and Sexuality
- Author
-
Topuz, Şenay, primary
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
26. Knowledge and Practices Breast and Cervical Cancer Screening Among Womens over Age of 40
- Author
-
Büyükkayacı Duman, Nuriye, primary, Yüksel Koçak, Derya, additional, Albayrak, Saniye Ayla, additional, Topuz, Şenay, additional, and Yılmazel, Gülay, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
27. Soldiers Approve of Family Planning Methods But They Don't Use Them
- Author
-
MUCUK, Salime, ÖZKAN, Tülay, Yılmaz Topuz, Şenay, ZİNCİR, Handan, and BAŞER, Mürüvvet
- Published
- 2008
28. Knowledge and Opinions of Nursing Students Regarding Complementary and Alternative Medicine for Cancer Patients.
- Author
-
Topuz, Şenay, Uysal, Gülzade, and Yilmaz, Arzu Akman
- Subjects
ACUPUNCTURE ,ALTERNATIVE medicine ,CANCER patients ,CURRICULUM ,RESEARCH methodology ,NURSING students ,PROFESSIONS ,STUDENT attitudes - Abstract
Background: Cancer patients and their families resort to complementary and alternative medicine practices in order to cope with the effects of the difficult conventional treatments. Student nurses are aware of these practices. Aim: The current study aimed to determine nursing students’ knowledge and opinions regarding complementary and alternative medicine practices in cancer patients, and the factors influencing the students' opinions on this issue. Methodology: This descriptive study was carried out with 148 students. Data collection was implemented by means of a literature-based questionnaire developed by the researchers. Results: Students were more knowledgeable about complementary and alternative medicine practices such as acupuncture (39.2%), and religious practices (34.5%). Only 20.9% of them expressed that they often received information via media and internet, but 58.8% of them thought that this information was insufficient. A majority were in favor of the integration of complementary and alternative practices in the nursing curriculum. Many of them considered they could be implemented together with other medical practices within a multidisciplinary approach, and stated that they did not know if any nursing practice included complementary and alternative treatments. Conclusions: Student nurses had insufficient knowledge about complementary and alternative medicine practices, but they wanted to learn about them. In general, students had positive opinions towards the use of complementary and alternative medicine for cancer patients. Therefore, complementary and alternative practices could be included in the nursing curriculum and nursing practices. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
29. BİR DEVLET HASTANESİNDE YATAN HASTALARIN MEMNUNİYET DÜZEYLERİ.
- Author
-
Topuz, Şenay, Erdem, Yurdagül, and Akdemir, Hatun
- Abstract
Purpose: This descriptive and cross-sectional study was made to measure the service satisfaction of inpatients in a state hospital. Methods: The study included 82 adult patients hospitalized for at least 3 days and who agreed to complete the survey. The data were collected with a questionnaire including social demographic and health service characteristics and “The Service Satisfaction Measuring Scale”. Results: Those who participated in the research are reasonably satisfied with the services of the hospital (53.63 %). According to the total points of scale, the patients get the highest satisfaction from Patients' rights services (63.01%); and lowest from other health care services, and bureaucratic procedures (48.46%). There isn’t significant correlation between satisfaction levels and social demographic and health service characteristics. Conclusion: As a result, the overall satisfaction of patients were found to above average and patients would prefer this hospital again for another identified health problem. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
30. Satisfaction Levels of Inpatients in a State Hospital
- Author
-
ERDEM, Yurdagül, AKDEMİR, Hatun, and TOPUZ, Şenay
- Subjects
Hasta memnuniyeti,Sağlık hizmeti,Kalite ,Patient Satisfaction,Health Services,Quality - Abstract
Purpose: This descriptive and cross-sectional study was made to measure the servicesatisfaction of inpatients in a state hospital. Methods: The study included 82 adult patients hospitalized for at least 3 days and who agreedto complete the survey. The data were collected with a questionnaire including socialdemographic and health service characteristics and “The Service Satisfaction Measuring Scale”. Results: Those who participated in the research are reasonably satisfied with the services ofthe hospital (53.63 %). According to the total points of scale, the patients get the highestsatisfaction from Patients' rights services (63.01%); and lowest from other health care services,and bureaucratic procedures (48.46%). There isn’t significant correlation between satisfactionlevels and social demographic and health service characteristics. Conclusion: As a result, the overall satisfaction of patients were found to above average andpatients would prefer this hospital again for another identified health problem, Amaç: Bu çalışma bir Devlet hastanesinde yatan hastaların memnuniyet düzeylerini ölçmekamacıyla tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılmıştır. Yöntem: Çalışmaya yetişkin dâhili servislerde 3 gün ve üzeri yatan hastalar dâhil edilmiş veanketi doldurmayı kabul eden 82 hasta araştırmanının örneklemini oluşturmuştur. Veriler sosyodemografik ve sağlık hizmeti ile ilgili özellikleri içeren anket formu ve Hizmet MemnuniyetiniÖlçme Ölçeği (HMÖÖ) aracılığıyla toplanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hastaların memnuniyet düzeyi ortalamalarının %54,4 olduğu vehastaların en çok hasta hakları hizmetlerinden (%63,1), en azda (%48,46) diğer sağlık vebürokratik hizmetlerden memnun oldukları tespit edilmiştir. Sonuç: Araştırmanın sonucunda, hastaların hastaneden genel memnuniyetlerinin ortanınüzerinde olduğu ve bu hastaneyi başka bir sağlık sorununda yeniden tercih edecekleribelirlenmiştir
31. Perception of Violence Against Women Among Health Care Proffessionals And Affecting Factors
- Author
-
DUMAN, Nuriye Büyükkayacı, BÜYÜKGÖNEÇ, Lale, GÜNGÖR, Tayfun, YILMAZEL, Gülay, TOPUZ, Şenay, and KOÇAK, Derya Yüksel
- Subjects
Health professional,violence against to women,perception,affecting factors ,Sağlık Çalışanları,kadına yönelik şiddet,algılayış,etkileyen faktörler - Abstract
Aim: This study was carried out to determine health staff’s perceptions of violence against women and effective factors.Material and Methods: The study was carried out at Çorum State Hospital May 2011. It can be accessed on the dates specified in the study, who agreed to participate in this study all of them consisted N = 255 the sample.. The data was collected with a questionnaire form by using face to face method and statistical analysis was performed by SPSS 17.0.Results: In the study, 56.9% of health professionals reported that they faced with any type of violence and 68.6% of reported they didn’t take any training on violence. The proportions of women and nurses were higher than the others about there was nothing that the laws could do on violence Men:59.3%; Women: 73.0%; Doctors:61.9%; Nurses:73.9%; Other Health Professionals:55.6% and about any one should not intervene to the violence because of the special family life Men:46.9%; Women:71.3%; Doctors:57.1%; Nurses:63.3%; Other Health Professionals:44.4% .Conclusion: In under graduate and postgraduate trainings of health care professionals subject are as about violence against women should be given and more efforts should be spent for raising awareness among men., Amaç: Bu çalışma, sağlık çalışanlarının kadına yönelik şiddet algılayışları ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntemler: Çalışma, 5-6 Mayıs 2011 tarihlerinde Çorum Devlet Hastanesi’nde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada belirlenen tarihlerde ulaşılabilen, çalışmaya katılmayı kabul eden tüm sağlık çalışanları N=255 araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler, anket formu aracılığı ile ve yüz yüze görüşme yöntemiyle toplanmış, SPSS 17.0 istatistik paket programı kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmada sağlık çalışanlarının %56.9’u şiddetin herhangi bir türü ile karşılaştıklarını, %68.6’sı şiddetle ilgili herhangi bir eğitim almadıklarını bildirmiştir. Kadına yönelik şiddet konusunda yasaların yapabileceği bir şeyin olmadığı Erkek:%59.3; Kadın:%73.0 , Hekim;%61.9; Hemşire;%73.9; Diğer Sağlık Personeli;% 55.6 ve aile yaşamının özel olup yaşananlara kimsenin müdahale etmemesi gerektiği Erkek:%46.9; Kadın:%71.3 , Hekim;%57.1; Hemşire;%63.3; Diğer Sağlık Personeli;%44.4 görüşlerine katılmayan kadınların ve hemşirelerin oranı diğerlerine göre daha yüksektir.Sonuç: Sağlık çalışanlarının mezuniyet öncesi ve sonrası eğitimlerinde kadına yönelik şiddet konusuna yer verilmesi ve erkekler arasında farkındalık yaratma çalışmalarının hızlandırılması önerilebilir.
32. The Knowledge, Attitudes and Behavior Of Women In Reproductive Age About Emergency Contraception
- Author
-
Yüksel Koçak, Derya, Büyükkayacı Duman, Nuriye, Topuz, Şenay, Yılmazel, Gülay, Güngör, Tayfun, and Başçı, Ayşe Burcu
- Subjects
Acil kontrasepsiyon,kadınlar,üreme çağı ,Emergency contraception,reproductive age,women - Abstract
Aim: This studyhas been carried outto determine the knowledge andattitudes ofwomen of reproductive age.Material and Methods: The universe of this descriptiveandcross-sectional study consisted of all women betweentheages of 15-49 who live in the city center of Corum. The sample of this study selected by randomsampling and consisted of 179 women who agreed to participatevoluntarily. The calculation of thesample size,power analysis 80% method was used. The study datawere collected using a16-itemquestionnaire which was developedby the researchersexaminedthe literature. The dataobtained from this studywereanalyzed using SPSS23.0statistical software package. In the evaluation ofthe data, percentage, Chi-square and Fisher’s ExactTest was used.Results: Approximately one of every two women 52.5% currently use a family planning method and the majority 72.3% continues to use modern contraceptive methods. The knowledge and attitudes about women emergency contraception examined; Three out of every four women 74.86% said that they know the definitionof emergency contraception. Three out of every four women 78.6% stated that two or more times using the method of emergency contraception earlier. Nearly eight out of every ten women surveyed 85.5% stated that they know that emergency contraception is used in which conditions. In the research, it was found out that the number of women stated that knows the term of ‘emergency contraception’ and emergency contraception methods used was increase with womens education levels. That the number of women stated that hear the term of ‘emergency contraception’ increases with women’s and spouses educational level and women’s income levels.Conclusion: These findings demonstrate that our population is in need of emergency contraception. Therefore it is recommended to woman to have the low levels of education and low socioeconomic level of men and women to be informed about EC and provide access to this method., Amaç: Bu çalışma Üreme Çağındaki 15-49 yaş kadınların acil kontrasepsiyona ilişkin bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki çalışmanın evrenini Çorum il merkezinde yaşayan 15-49 yaş arası üreme çağındaki tüm kadınlar, örneklemini ise basit rastgele örneklem yöntemiyle seçilen, gönüllü olarak çalışmaya katılmayı kabul eden 179 kadın oluşturdu. Örneklem büyüklüğünün hesaplanmasında power analizi %80 yöntemi kullanıldı. Çalışmanın verileri literatür incelenerek araştırmacılar tarafından hazırlanan 16 maddelik anket formu kullanılarak toplandı. Çalışmadan elde edilen veriler SPSS 23.0 istatistik paket programında değerlendirildi. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, Ki-kare ve Fisher’in Kesin Testi kullanıldı.Bulgular: Çalışmamızda yaklaşık olarak her iki kadından birisi %52.5 halen bir aile planlaması yöntemi kullanmakta ve bu kadınların çoğu %72.3 halen modern kontraseptif yöntemleri kullanmaktadır. Çalışmamızda kadınların acil kontrasepsiyon ile ilgili bilgi, tutum ve davranışları incelendiğinde; her dört kadından üçünün % 74.9 acil kontrasepsiyonun tanımını bildiği; her dört kadından üçünün %78.6 daha önce 2 ve daha fazla kez acil kontrasepsiyon yöntemi kullandığı; yaklaşık her on kadından sekizinin %85.5 acil kontrasepsiyonun hangi durumlarda kullanıldığını bildiği belirlendi. Çalışmamızda kadınların eğitim seviyesi arttıkça acil kontrasepsiyon terimini bildiğini ifade eden p=0.015 ve acil kontrasepsiyon yöntemlerini kullandığını belirten kadınların sayısının arttığı belirlendi p=0.001 . Ayrıca açalışmada kadınların ve eşlerinin eğitim seviyesi ve kadınların gelir seviyesi arttıkça acil kontrasepsiyon terimini duyan kadınların sayısının arttığı belirlendi p=0.01, p=0.004 ve p=0.024 .Sonuç: Bu bulgular, incelediğimiz toplulukta acil kontrasepsiyon ihtiyacının mevcut olduğunu ancak yöntem hakkında yeterli bilginin olmadığını göstermektedir. Bu nedenle özellikle düşük eğitim seviyesine sahip kadın ve erkekler ile düşük sosyoekonomik seviyedeki kadınların AKY hakkında bilgilendirilmesi ve bu yöntemlere ulaşımın kolaylaştırılması önerilir.
33. Doğum sonu yaşam kalitesinin maternal bağlanmaya etkisi
- Author
-
Dikmen, Rukiye, Topuz, Şenay, and Hemşirelik Ana Bilim Dalı
- Subjects
Quality of life ,Attachment ,Nursing ,Postpartum period ,Hemşirelik ,Delivery ,Maternal attachment - Abstract
Araştırma, Ocak 2016-Haziran 2016 tarihleri arasında Yozgat merkezde bulunan sekiz aile sağlığı merkezinde, 1-1.5 aylık bebeklerini aşıya veya muayeneye getiren annelerle gerçekleştirildi. Veriler kişisel bilgi formu, Maternal Bağlanma Ölçeği (MBÖ), Doğum Sonu Yaşam Kalitesi Ölçeği (DSYKÖ) ile elde edilmiştir. Verilerin analizinde iki grup karşılaştırmaları Mann-Whitney U testi ile, ikiden daha fazla grup karşılaştırmaları Kruskal-Wallis analizi, sayısal değişkenler arası ilişkiler Spearman korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir.Araştırmada, annelerin doğum sonu yaşam kalitesi ölçeği puan dağılımları incelendiğinde; `akraba` alt boyut puan ortalamasının 22,0±3,4, `sosyo-ekonomik` alt boyut puan ortalamasının 20,6±5,3, `eş` alt boyut puan ortalamasının 22,9±4,2, `sağlık` alt boyut puan ortalamasının 20,6±4,1 `psikolojik` alt boyut puan ortalamasının 21,8±3,7 ve `doğum sonu yaşam kalitesi ölçeği` puan ortalamasının 21,5±3,8 olduğu ve `maternal bağlanma ölçeği` toplam puan ortalamasının 91,1±11,5 olduğu saptanmıştır. Normal doğum yapan annelerin MBÖ puan ortalaması sezaryen doğum yapan annelere göre istatiksel olarak yüksek bulunmuştur (p
- Published
- 2019
34. The effect of virtual reality on women's perceived pain, fear, anxiety, and views about the procedure during hysterosalpingography: A randomized controlled trial.
- Author
-
Yılmaz Sezer N, Aker MN, Gönenç İM, Topuz Ş, and Şükür YE
- Subjects
- Humans, Female, Pain etiology, Anxiety etiology, Anxiety prevention & control, Fear, Pain Perception, Hysterosalpingography, Virtual Reality
- Abstract
Background: Hysterosalpingography is a stressful procedure that causes pain and anxiety. Therefore, measures must be taken to reduce or eliminate the pain and anxiety associated with it., Objectives: This paper investigated the effect of virtual reality (VR) during hysterosalpingography on pain, anxiety, fear, physiological parameters, and satisfaction., Methods: A randomized controlled trial design was used. Patients were randomized into two groups (VR group = 31, control group = 31). The study was conducted between April 26 and June 30, 2022. Anxiety was evaluated using the State Anxiety Inventory. Pain, fear, and satisfaction were evaluated using the Visual Analogue Scale (VAS). Temperature, pulse, blood pressure, and oxygen saturation were followed up., Results: There was a significant difference in the mean VAS scores during and 15 min after hysterosalpingography between the VR and control groups. There was no significant difference in the mean SAI scores between the groups. The VR group participants were significantly more satisfied with hysterosalpingography than the control group. There was no significant difference in physiological parameters just before, immediately after, and 15 min after hysterosalpingography between the groups., Conclusion: Virtual reality helps patients experience less pain and fear and makes them more satisfied with hysterosalpingography. However, it does not affect their anxiety and vital signs. Patients are highly satisfied with VR technology., Competing Interests: Declaration of Competing Interest The authors declare that they have no known competing financial interests or personal relationships that could have appeared to influence the work reported in this paper., (Copyright © 2023 Elsevier B.V. All rights reserved.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.