Search

Nowadaysobesity is in the threating disease classification and has been reached thecontagious levels. Contemplate relation of obesity with diabetes mellitus,coronary heart disease and hypertension emphasizes the importance of treatment.Obesity treatment is not only for improving the systemical situation alsonecessary for preventing oral diseases. Because obesity is related tocaries, periodontitis, and dry mouth. Clinicians who will treat obeseindividuals have an important role. Due to the body coarseness, enlargedtongue, contracted mouth opening and current systemical diseases make casesmore complex. As a result, providing general systemical health and mouth care,dentists who treat obese individuals need to join multidisciplinary groups. Encouragingthese individuals about healthy nutrition and physical activities could gain afavor for protection from oral diseases and obesity., Obezite günümüzde, sistemik sağlığı tehdit eden hastalıklararasına girmiş olup, birçok ülkede salgın oranlarına erişmiştir. Diabetesmellitus, koroner kalp hastalığı ve hipertansiyon gibi çeşitli sistemikhastalıklarla ilişkili olarak seyredebilmesi tedavi edilmesinin ne kadar önemliolduğunu vurgulamaktadır. Obezite tedavisi yalnızca sistemik durumuiyileştirmek için değil, aynı zamanda ağız hastalıklarının önlenebilmesi içinde gereklidir. Çünkü obezite, çürük, periodontitis ve ağız kuruluğu gibiçeşitli ağız hastalıklarıyla da ilgilidir. Obez bireylerin diş tedavisiniüstlenecek klinisyenlere de büyük iş düşmektedir. Vücut yapısının iriliği,dilin genişlemiş olması ve ağız açıklığının daralması gibi tedaviyi zora sokandurumların yanında, varolan diğer sistemik hastalıklar sebebiyle de vaka dahakompleks bir hale gelebilmektedir. Sonuç olarak, genel sistemik sağlığın veağız bakımının kapsamlı olarak sağlanabilmesi için diş hekimlerinin de obezbireyleri tedavi eden multidisipliner gruba katılması gerekmektedir. Obezbireylere sağlıklı beslenme davranışının ve uygun fiziksel aktivitenin teşvikedilmesinin, ağız hastalıklarının ve obezitenin önlenebilmesinde veyaazaltılabilmesinde fayda sağlayabileceği düşünülmektedir.

Bu çalışmanın amacı; klinik ve radyolojik değerlendirmeler ışığında, generalize agresif periodontitis tanısı konulmuş bireylerde, kök yüzeyi düzleştirmesi tedavi, kök yüzeyi düzleştirmesine ilave olarak kullanılan Er,Cr:YSGG lazer ve kök yüzeyi düzleştirmesine ek olarak diyot lazerlerin periodontal tedavi etkinliğinin, periodontal klinik indekslerin (PI, SCD, KAS, GI ve SKI) ve biyokimyasal verilerin (TNF-α, IL-1β, IL-37 ve IL-8) değişimine göre belirlemektir. Yaptığımız çalışmada tüm gruplarda tedavi öncesine göre tedavi sonrasında 3. ay klinik indekslerde istatistiksel olarak anlamlı bir azalma belirlenmiştir. Gruplar arasında tedavi öncesine göre tedavi sonrasında 3. ay klinik indeksler açısından en başarılı grup kök yüzeyi düzleştirmesine ilave Er,Cr:YSGG lazer uygulanan grup, sonrasında kök yüzeyi düzleştirmesine ilave diyot lazer uygulanan grup, daha sonra ise kök yüzeyi düzleştirmesi grubu olmuştur. Tüm gruplarda tedavi öncesine göre tedavi sonrasında 3. ay TNF-α, IL-1β, IL-37 ve IL-8 seviyeleri de istatistiksel olarak anlamlı bir azalma gözlenmiştir. Gruplar arasında tedavi öncesine göre tedavi sonrasında 3. ay biyokimyasal belirteç açısından en başarılı grup kök yüzeyi düzleştirmesine ilave Er,Cr:YSGG lazer uygulanan grup, sonrasında kök yüzeyi düzleştirmesine ilave diyot lazer uygulanan grup, daha sonra ise kök yüzeyi düzleştirmesi grubu olmuştur. Klinik parametreler ve biyokimyasal analizler neticesinde; generalize agresif periodontitisin periodontal tedavisinde konvansiyonel mekanik tedaviye ilave olarak Er,Cr:YSGG lazer ve diyot lazerin periodontal tedavide faydalı olacağı sonucuna varılmıştır The aim of this study was to evaluate the effectiveness of diode and Er, Cr: YSGG lasers as adjunct to conventional mechanical periodontal treatment by assessment of periodontal clinical indexes (PI, PPD, CAL, GI, and BOP) and biochemical markers (TNF-α, IL-1β, IL-37, and IL-8). 26 patients who diagnosed as generalised aggressive periodontitis were divided three groups; Upper right jaw was the first group which only scaling and root planning was performed. Upper left side of jaw was second group which Er,Cr:YSGG lazer applied as adjunct to scaling root planning treatment. And the last group was that diode laser applied as adjunct to scaling and root planning treatment in lower jaw. 3 months after treatment compared to before treatment in all groups; it was found a statistically significant reduction in clinical periodontal index and biochemical markers levels of TNF-α, IL-1β, IL-37, and IL-8. With reference to clinical periodontal index and biochemical markers; Er,Cr:YSGG laser group showed best scores and diode laser group, root planing group scores followed it respectively. In light of clinical parameters and biochemical analysis, it was cocluded that diode and Er,Cr:YSGG laser applications as adjunct to conventional mechanical periodontal treatment has benficial effects on periodontal treatment. 114

Bu çalışmanın amacı; periodontitis tanısı almış bireylerde, başlangıç periodontal tedavi uygulamasına ek olarak uygulanan diyot lazerin periodontal tedavideki etkinliğinin klinik periodontal indeksler (Gingival İndeks, Plak İndeksi, Sondlamada Kanama, Sondlanabilir Cep Derinliği, Klinik Ataçman Seviyesi) ve biyokimyasal belirteçler (TNF-α, IL-1β, CTX) açısından değerlendirilmesidir. Çalışmamıza, 22 sistemik olarak sağlıklı, periodontitis hastası dahil edilmiştir. Başlangıçta, 1, 3 ve 6. aylarda klinik periodontal parametreleri kaydedilmiş ve DOS örnekleri toplanmıştır. Rastgele seçilen çenelerin bir tarafını kontrol grubu bir tarafını lazer grubu oluşturmuştur. Kontrol grubunda yalnız kök yüzeyi düzleştirmesi uygulanmış, lazer grubunda ise kök yüzeyi düzleştirmesine ilave olarak diyot lazer uygulanmıştır. Çalışmamızda elde edilen sonuçlara göre, klinik parametrelerde her iki grupta da anlamlı bir düşüş izlenmiştir ancak gruplar arasında anlamlı bir fark izlenmemiştir.Biyokimyasal parametreler yönünden değerlendirildiğinde, TNF-⍺ ve IL-1ß seviyelerinde her iki grupta da başlangıç seviyelerine göre anlamlı bir düşüş meydana gelmiştir. CTXI seviyelerinde ise kontrol ve test grubunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Biyokimyasal parametreler yönünden gruplar arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Çalışmamızın sonucunda, periodontitis tedavisinde diyot lazer uygulamasının klinik ve biyokimyasal parametreler açısından periodontal tedaviye istatistiksel olarak anlamlı bir yarar sağlamadığı izlenmiştir. Bu konuyla ilgili daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.Anahtar Kelimeler: Periodontitis, Diyot lazer, TNF-⍺, IL-1ß, CTXI The aim of this study was to evaluate effectiveness of diode lasers addition to inital periodontal theraphy by assessment of periodontal clinical indexes (GI,PI, PPD, CAL, GI) and biochemical markers (TNF-α, IL-1β, CTXI). 22 systemically healthy, periodontitis patients were included in this study. Clinical periodontal parametres were recorded and GCF samples were collected in baseline, 1st, 3rd and 6th months. Test and control sites were chosen by randomization. At the control site, patients received SRP treatment alone; at the contralateral test site, they received SRP and laser treatment. Both groups showed significantly decrease in clinical parametres but there was no difference between groups. A significant decrease was shown in TNF-⍺ and IL-1ß levels in both groups. In control and test groups, no statistically significant differences were observed in CTXI levels. There was no significant difference between groups, in terms of biochemical parametres. It was concluded that, diode lasers did not provide significant improvements to periodontal treatment of periodontitis in terms of clinical and biochemical parameters. Further studies are needed on the use of laser for the treatment of periodontitis.Key Words: Periodontitis, Diode Laser, TNF-⍺, IL-1ß, CTXI 118