25 results on '"Türkteki, Sinem"'
Search Results
2. Toward an understanding of the exchange in ancient scented oils through organic residue analysis of Bronze Age Near Eastern ceramic bottles by GC‐MS
- Author
-
Tarhan, İsmail, primary, Massa, Michele, additional, Türkteki, Murat, additional, and Türkteki, Sinem, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Early Bronze Age sealing tradition of Küllüoba Höyük in the context of Anatolian sealing practice
- Author
-
Türkteki, Sinem Üstün
- Subjects
anatolia ,Archaeology ,aegean ,bullae ,Early Bronze Age ,Anatolia ,Aegean ,early bronze age ,sealing ,pintadera ,CC1-960 - Abstract
Different ideas have been put forward by the researchers for the functions of the seals made of baked clay, stone and metal. The most common view among these is that particularly beginning from the Early Bronze Age, seals were used for expressions of ownership and registration. Another view is that seals could be stamping tools used on the body or in textile printing. The pottery with seal impressions recovered in exca vations is important archaeological evidence demonstrating that the find termed a ‘seal’ was used also for decorative purposes. A total of 11 stamp seals dated to the Early Bronze Age were recovered from Küllüoba Höyük between the years of 1996 and 2019. It could be observed that the stamp seals uncovered in Küllüoba share many common characteristics with those unearthed in other contemporary settlements in Anatolia. Particularly, the close resemblance of the motifs seen on the stamping surfaces of the seals gives rise to the thought that there was a common sealing tradition in Anatolia in the Early Bronze Age. Towards the end of the Early Bronze Age, an organized trade had developed as a result of the close relations with distant regions. This study aims to examine the seals that have been found in the excavations at Küllüoba Höyük, located in Western Central Anatolia, which lay along a significant trade route and which has provided important data on urbanization and trade in the EBA.
- Published
- 2021
4. EVALUATION OF A CLAY-COVERED VOTIVE PIT FROM KÜLLÜOBA IN LIGHT OF INTERDISCIPLINARY RESEARCH.
- Author
-
Türkteki, Murat, Gündem, Can Yumni, Balcı, Hüreyla, Tarhan, İsmail, Türkteki, Sinem, Emlük, Ebedin, and Özcan, A. Cavit
- Subjects
GEMS & precious stones ,INTERDISCIPLINARY research ,BRONZE Age ,POTSHERDS ,RITES & ceremonies ,METALLURGY - Abstract
Copyright of TÜBA-AR: Turkish Academy of Sciences, Journal of Archaeology is the property of Turkish Academy of Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
5. Kültürel Miras Potasında Bir Sosyal Sorumluluk Projesi Olarak 'Çocuklar İçin Arkeoloji Atölyesi'
- Author
-
TÜRKTEKİ, Sinem
- Subjects
Arkeoloji ,Archaeology ,General Medicine ,Archaeology,Cultural Heritage,Social Responsibility,Education,Child ,arkeoloji,kültürel miras,sosyal sorumluluk,eğitim,çocuk - Abstract
Günümüz ile geçmiş arasında bağlantı kurarak, eski çağlarda var olan toplukluların yaşayış biçimleri hakkında bilgi edinmemizi sağlayan arkeoloji, aynı zamanda kazılarda bulunan eserlerin yorumlanması ve korunmasına da hizmet etmektedir. Yaşadığımız coğrafyadaki kültür çeşitliliği sadece bu topraklarda yaşayan insanların değil tüm insanlığın ortak kültür mirasıdır. Arkeoloji biliminin bir başka misyonu da söz konusu bu kültürel mirasın sahiplenilmesini sağlayarak, gelecek kuşaklara doğru ve sağlıklı biçimde aktarmaktır. Kültürel mirasına sahip çıkan, bulunduğu coğrafyadaki çeşitliliğin değerini içinde bulunduğu doğa ile algılayan nesillerin yetişmesi, kültürel mirasını koruyan ve geliştiren bir bilince sahip kuşakların oluşmasına da olanak sağlamaktadır. Yaşadığımız coğrafyanın arkeolojik zenginliğine karşın, topluma yönelik çalışmalar yetersiz olmakla birlikte son senelerde toplum için arkeoloji eğitimi konusunda kazı ve üniversitelerin yürüttüğü eğitim projeleri hazırlanmış ve konu ile ilgili ilerleme kaydedilmiştir. Bu bağlamda, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Deneysel Arkeoloji ve Uygulama Merkezi çatısı altında “Çocuklar İçin Arkeoloji Atölyesi” faaliyetleri yürütülmekte, bu proje etkinlikleri ile projeye katılan çocukların, tarihi olguları daha iyi kavramaları, kültür mirasını koruma bilincinin artması ve arkeolojik kazı çalışmaları hakkında bilgi edinmeleri sağlanmaktadır. Aynı zamanda, arkeologların çalışma şartlarını deneyimleyerek öğrenen çocuklar, görev ve sorumluluk gibi kavramları da ekip çalışmasının içerisinde tecrübe etme olanağı bulmaktadırlar. Bu proje ile, çocukların, görerek, hissederek, algılayarak ve yaparak öğrenme yöntemiyle, kültürel mirasa karşı duyarlılıklarının gelişmesi, eğitimin ve bilimin gücünü kavraması, edindikleri bilgileri yakın çevreleriyle paylaşması ve kazanımlarının kalıcı davranış değişikliklerine dönüştürmesi hedeflenmektedir. Bu çalışma, aktif uygulama olanağı bulunan “Çocuklar İçin Arkeoloji Atölyesi” eğitimleri ile çocuklardaki olumlu geri bildirim ve kazançların ne olduklarını ayrıca kültürel miras, arkeoloji bilinci kazandırma ve sosyal sorumluluk alanlarında çocuklar için yapılabilecekleri anlatmaktadır. Ülkemizde bu tür çalışmaların yetersiz olması sebebiyle arkeoloji literatüründe referans alınabilecek yayın sayısının da az hatta neredeyse hiç olmaması, bu çalışmanın, ileride bu tür bir projeyi hayata geçirmek isteyen bilim insanlarına katkı sağlayacağını ümit etmekteyiz., Archeology enables us to obtain information about the lifestyles of the communities that existed in ancient times by establishing a connection between the present and the past and at the same time serves science by interpreting and preserving the artifacts found in excavations. The cultural diversity in the geography we live in is not only the common cultural heritage of the people living in these lands, but also of all humanity. Another mission of archeology is to ensure the embrace of this cultural heritage and to transfer it to future generations in a correct and healthy way. Raising generations that protect their cultural heritage and perceive the value of the diversity in their geography with the nature they live in also enables the formation of generations with a consciousness that preserves and develop their cultural heritage. Despite the archaeological resources of the land we live in, education of the society on the matter was insufficient until recently. The progress has been achieved lately with the excavations and educational projects at universities for the society. In that regard, a “Workshop of Archaeology for Kids” project is undertaken by the University of Bilecik Şeyh Edebali Center of Experimental Archaeology and Implementation, where attending children are aimed to better understand historical events, increase their awareness to historic preservation and learn about archaeological excavation work. Children learn by practicing the working conditions of archaeologists as well as have the opportunity to experience concepts such as duty and responsibility in teamwork. Children learn by practicing the working conditions of archaeologists as well as have the opportunity to experience concepts such as duty and responsibility in teamwork. This project aims to develop children’s awareness of cultural heritage through viewing, touching, perceiving and making as well as grasping the power of education and science. It aspires to have them share this knowledge with their circle of friends and cause a permanent change in behavior. The present study examines the positive feedbacks and benefits for children through "Archeology Workshop for Children" courses as well as what can be done for children to raise awareness in the fields of cultural heritage, archeology and social responsibility. Due to the lack of such studies in our country, the number of publications that can be referenced in the archeology literature is also few to almost none, which suggests that this study may contribute to scientists who will organize such workshops in the future.
- Published
- 2021
6. Hacılar Kronoloji Sorunu ve Yeni Bir Yaklaşım Gereksinimi
- Author
-
TÜRKTEKİ, Sinem, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
7. İlk Tunç Çağı’nda Likya/Pisidya Kültür Bölgesi Çanak- Çömlek Geleneğinin Yeni Veriler Işığında Değerlendirilmesi
- Author
-
TÜRKTEKİ, Sinem, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. ESKİŞEHİR, BİLECİK VE KÜTAHYA İLLERİ YÜZEY ARAŞTIRMALARI ERKEN İLK TUNÇ ÇAĞI III ÇANAK-ÇÖMLEĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Author
-
TÜRKTEKİ, Sinem, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
9. Mimari ve Çanak-Çömlek Geleneği Üzerinden Neolitik Dönem’de Pisidya/Göller Bölgesi’nin Batı Anadolu’daki Yeri Hakkında Yeni Gözlemler
- Author
-
TÜRKTEKİ, Sinem and ÇALIK, Emir Dilara
- Subjects
Arkeoloji ,Archaeology ,Neolitik Dönem,Pisidya/Göller Bölgesi,Mimari,Çanak çömlek,Tapınak ,Neolithic Period,Architecture,Pottery,Pisidia/Lake District,Shrine - Abstract
In Pisidia/Lakes Region, the architectural and pottery development of the Neolithic period is known from the settlements of Hacılar, Bademağacı, Kuruçay, and Höyücek, at which excavations have been finalized in the region. The archaeological data collected from these settlements clarify in detail the architectural and pottery development of Pisidia/Lakes Region in the Neolithic Period and are significant in determining the place of the Southeastern Anatolia Region within the Neolithisation process. In this context, the data obtained from the aforementioned excavations provide important clues to understand the cultural structure of the region’s Neolithic Period and the network of relations established between the region and its contemporary settlements. One of the primary objectives of this study is to ascertain the direction and existence of communication between the said region and the neighboring and distant regions in the Neolithic Period. The data acquired from the excavations necessitate a re-evaluation especially of pottery wares and forms, for the purpose of using a common language for the region. In this context, the pottery finds of the settlements were renamed in this study. In light of the archaeological data, concerning the chronology problem at Hacılar, and especially the controversial issue of the intended purpose of Höyücek during the Shrine and the Sanctuary Phases, a different perspective tried to be captured through new suggestions., Pisidya / Göller Bölgesi’nde, Neolitik Dönem’e ait mimari ve çanak çömlek gelişimi bölgede kazıları tamamlanmış olan, Hacılar, Bademağacı, Kuruçay ve Höyücek yerleşmelerinden bilinmektedir. Söz konusu bu yerleşmelerden elde edilen arkeolojik veriler, Neolitik Dönem’de Pisidya / Göller Bölgesi’ne ait mimari ve çanak çömlek gelişimini ayrıntılarıyla aydınlatmakta olup Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Neolitikleşme sürecindeki yerinin belirlenebilmesi açısından da önem arz etmektedir. Bu çalışmanın öncelikli amaçları arasında, Neolitik Dönem’de, söz konusu bölgenin, komşu ve uzak bölgeler arası iletişimin yönünün ve varlığının saptanması yer almaktadır. Bu bağlamda, söz konusu bu kazılardan elde edilen veriler, bölgenin Neolitik Dönemi’ne ait kültürel yapısı ve çağdaş yerleşmelerle kurduğu ilişki ağının anlaşılması açısından önemli ipuçları sunmaktadır. Kazılardan elde edilen veriler, bölge için ortak bir dil kullanabilmek amacıyla, özellikle çanak çömlek mal ve form gruplarında yeniden değerlendirme yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu bağlamda, çalışmada, yerleşmelere ait çanak çömlek buluntuları tekrar isimlendirilmiştir. Özellikle, Hacılar’daki kronoloji problemi ile Höyücek’in Tapınak ve Kutsal Alanlar Dönemi’ndeki tartışmalı olan kullanım amacına yönelik de, arkeolojik veriler ışığında yeni öneriler sunularak farklı bir bakış açısı yakalanmaya çalışılmıştır.
- Published
- 2020
10. Mimari ve Çanak-Çömlek Geleneği Üzerinden Neolitik Dönem’de Pisidya/Göller Bölgesi’nin Batı Anadolu’daki Yeri Hakkında Yeni Gözlemler
- Author
-
Üstün Türkteki, Sinem, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
11. BEYCESULTAN EARLY BRONZE AGE I POTTERY GROUP IN THE LIGHT OF NEW DATA
- Author
-
Türkteki, Sinem Üstün
- Subjects
transitional period ,Early Bronze Age ,pottery ,Beycesultan ,South-Western Anatolia - Abstract
The beginning of the Anatolian Early Bronze Age ( EB I- 3400-3000 BC), roughly contemporary with the Late Uruk period in Mesopotamia, is marked by the rise of small kingodms whose exact character is not clearly definable because of the absence of writing. In this period, the cultural settings of the Anatolian Peninsula are rather varied and seem at least in part to reflect the large range of environmental diversity across the region, and the numerous imposing mountain ranges that act as natural barriers to interaction. Decades of research on pottery analysis have contributed to broadly define geo-cultural groups whose boundaries often coincide with major natural borders. This paper aims at presenting new evidence on one of these cultural groups, the “Pisidia/Lakes Region”, through the chrono-typological and spatial distribution analysis of ceramic assemblages from ca 40 years of survey projects in the area. During Pisidia/Lake District survey, red or black brilliantly burnished, thin walled and shallow fluted pottery and amphorae characterizing the Beycesultan EBA culture was discovered for the first time in the region. Furthermore a comparison is made to other better-known cultural groups, and with stratified contexts from excavated sites in the western Anatolia including for instance Manisa-Gavurtepe, Beycesultan and Küllüoba. Brilliantly black burnished shallow fluted pottery from Manisa-Gavurtepe"s early phases sign to the western border of Beycesultan EBA I culture. In addition to this, few examples of same type of pottery from Küllüoba excavations shows that, Beycesultan EBA I culture has also relations with northern regions.
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
12. THE PLACE OF THE OWL-FACED IDOLS IN ANATOLIA WITH REFERENCE TO KÜLLÜOBA EXAMPLES.
- Author
-
Türkteki, Sinem Üstün
- Subjects
- *
FIGURINES , *HUMAN beings in art , *NEOLITHIC Period , *RAW materials , *REGIONAL differences - Abstract
Anthropomorphic figurines, observed in the world since the Upper Palaeolithic, and their earliest appearance in Anatolia is in the Neolithic. Figurines shaped in different forms and made of various raw materials (baked clay, stone, bone, metal etc.), and idols, which start to be seen from the Early/Middle Chalcolithic, are among the find groups that could provide information about the beliefs, relationship networks, positions within the socio-economic organisation, and art of the human communities to which they belong. The differences seen among the idols, the types of which varied between geographical areas, stem from regional beliefs and understanding of art. The increase in the settlements excavated in Anatolia after the earlier excavations of Troy has furthermore enabled the recovery of called 'Owl-Faced Idols', in other regions of Anatolia. In Küllüoba, located in the Seyitgazi District of Eskişehir Province, seven owl-faced idols were found as a result of excavations carried out since 1996. As in Troy and Seyitömer, the fact that the number of idols recovered in Küllüoba is larger than in other settlements makes its chrono-typological development more definable. In the light of the Küllüoba examples, evaluated here for the first time, this article aims to determine the origin and development of owl-faced idols in Anatolia. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
13. HACILAR KRONOLOJİ SORUNU VE FARKLI BİR YAKLAŞIM GEREKSİNİMİ.
- Author
-
TÜRKTEKİ, Sinem ÜSTÜN
- Subjects
NEOLITHIC Period ,ARCHAEOLOGICAL dating ,EXCAVATION ,ARCHAEOLOGICAL excavations ,ANCIENT cemeteries ,LAKES ,POTTERY - Abstract
Copyright of Anatolia / Anadolu is the property of Ankara University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
14. Early Bronze Age sealing tradition of Küllüoba Höyük in the context of Anatolian sealing practice.
- Author
-
Türkteki, Sinem Üstün
- Subjects
BRONZE Age ,EXCAVATION ,ARCHAEOLOGICAL excavations ,URBANIZATION ,TRADE routes ,TEXTILE printing - Abstract
Different ideas have been put forward by the researchers for the functions of the seals made of baked clay, stone and metal. The most common view among these is that particularly beginning from the Early Bronze Age, seals were used for expressions of ownership and registration. Another view is that seals could be stamping tools used on the body or in textile printing. The pottery with seal impressions recovered in excavations is important archaeological evidence demonstrating that the find termed a 'seal' was used also for decorative purposes. A total of 11 stamp seals dated to the Early Bronze Age were recovered from Küllüoba Höyük between the years of 1996 and 2019. It could be observed that the stamp seals uncovered in Küllüoba share many common characteristics with those unearthed in other contemporary settlements in Anatolia. Particularly, the close resemblance of the motifs seen on the stamping surfaces of the seals gives rise to the thought that there was a common sealing tradition in Anatolia in the Early Bronze Age. Towards the end of the Early Bronze Age, an organized trade had developed as a result of the close relations with distant regions. This study aims to examine the seals that have been found in the excavations at Küllüoba Höyük, located in Western Central Anatolia, which lay along a significant trade route and which has provided important data on urbanization and trade in the EBA. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2020
15. Une inscription carienne sur oenochoé au Musée de Sadberk Hanım
- Author
-
TEKOĞLU, ŞEYHMUS RECAİ and TÜRKTEKİ, SİNEM
- Published
- 2012
16. Göller bölgesi ilk tunç çağı 1-2 çanak çömleği
- Author
-
Üstün Türkteki, Sinem, Karul, Necmi, and Arkeoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Arkeoloji ,Archeology ,Archaeology ,Pottery ,Early Bronze Age ,Pot ,Lakes region - Abstract
Antik dönemlerde Pisidya olarak bilinen ?Göller Bölgesi?, coğrafi olarak Isparta ve Burdur illerinin tümünü, Konya ilinin Sultandağları sırasının batısında kalan Beyşehir bölgesini ve Antalya'nın kuzey kesimini kapsamaktadır. Bu bölgede Prof. Dr. M. Özsait başkanlığında 1972-2011 yılları arasında gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında, yerleşmelerin yüzeyinden toplanmış olan İTÇ 1 ve İTÇ 2 dönemlerine ait çanak çömleğin incelenmesi bu tezin konusunu oluşturur. Bu malzemenin değerlendirilmesinde bölgede bugüne kadar yapılmış olan Kuruçay, Bademağacı, Yarım Höyük ve bölge dışındaki Karataş-Semayük ve Beycesultan kazıları önemli rol oynamıştır. Bu şekilde öncelikle, bugüne kadar hakkında henüz yeterince bilgi sahibi olmadığımız bölgenin İTÇ 1 ve İTÇ 2 çanak çömleğinin özellikleri, gelişimi ve yakın çevresinin çanak çömlek grupları ile olan ilişkileri ele alınmış ve sonra da bu çanak çömleğin ?Batı Anadolu genelinde taşıdığı anlam ve önem eldeki veriler doğrultusunda ortaya konulmaya çalışılmıştır. The Lake District which was known as ?Pisidia? in antiquity encompasses the entire provinces of İsparta and Burdur, as well as the Beyşehir area of the Konya Province in the west of Sultandağları and the northern part of Antalya province. The topic of the thesis is the study of the EB 1 and 2 sherd material collected from the settlement mounds in this region during the surface surveys carried out under the auspieces of Prof. Mehmet Özsait between the years 1972-2011. The excavations of Kuruçay, Bademağacı and Yarım Höyük situated in the area under investigation, as well as Karataş-Semayük and Beycesultan outside the region, played an important role in the evaluation of the material. Thus, first of all, the characteristics and development of the pottery of the EB 1 and 2 periods of the region and interconnctions between the neighbouring regions have been investigated. Then, the meaning and importence of this potttery for entire western Anatolia have been analyised. 281
- Published
- 2012
17. Une Inscription Carienne sur Œnochoé au Musée de Sadberk Hanim
- Author
-
Türkteki, Sinem, primary and Tekoǧlu, Recai, additional
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
18. In the light of the archaeological data, the burial traditions seen in the Lycian and Pisidian regions from the Neolithic Period to the end of the Early Bronze Age
- Author
-
Özatalay, Hasan Giray, Türkteki, Sinem, and Özatalay, Hasan Giray
- Subjects
Pisidia Region ,Kalkolitik Dönem ,Likya ve Pisidya Bölgeleri ,Neolitik Dönem ,İlk Tunç Çağ ,Burial Tradition ,Early Bronze Age ,Lycia Region ,Ölü Gömme Geleneği ,Neolithic Age ,Chalcolithic Age - Abstract
Anadolu Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından ortak yürütülen program. Bu çalışma, Likya ve Pisidya bölgeleri içerisinde yer alan arkeolojik yöntemlerle saptanmış olan mağara ve höyükler içerisinde, dönemsel olarak Neolitik Dönem’den İlk Tunç Çağı’nın sonuna kadar ve kazı hafirleri tarafından “ölü gömme geleneği” olarak ifade edilmiş bilgiler kapsamında oluşturulmuştur. İlk olarak arkeoloji disiplini içerisinde değerlendirilen “ölü gömme geleneği” başlığı altında ele alınan (mezar tipi vb.) belli başlı bazı uygulamalara değinilerek bu kavramın içeriğinde yer alan arkeolojik verilerin neler olduğu belirtilecektir. Ardından söz konusu bölgenin konumu ifade edildikten sonra, arkeolojik olarak literatürde kronolojiye uygun bir şekilde bölgede Neolitik Dönem, Kalkolitik Dönem ve İlk Tunç Çağı dönemi saptanmış höyük ve mağaralarda elde edilmiş olan mezar bulguları işlenecektir. Her dönem işleyişinin sonunda dönemsel değerlendirme başlığı altında eldeki bulgular genel olarak ifade edilecek, daha sonra genel değerlendirme bölümünde de elde edilen verilerin üzerinden tekrar geçilecektir. Likya ve Pisidya bölgeleri haricinde Anadolu’da yer alan dönem olarak çağdaş yerleşimlerde elde edilmiş olan ölü gömme gelenekleri bulgularından yola çıkılarak oluşturulmuş tablolar ile tez kapsamı dahilinde bölgede ortaya konan bulgular mukayese edilerek benzerlik ve farklılıklar sonuç bölümünde ele alınacaktır. This study was created within the scope of the information expressed as "the tradition of burials" by excavation excavators, from the Neolithic Age to the end of the Early Bronze Age, within the caves and mounds determined by archaeological methods in the Lycia and Pisidia regions. First of all, some of the main applications (type of burial, etc.) discussed under the title of "burial tradition", which are evaluated within the archeology discipline, will be mentioned and what archaeological data are included in the content of this concept will be specified. Then, after the location of the aforesaid region is stated, it will be tried to examine the grave findings obtained in the mounds and caves identified in the Neolithic, Chalcolithic Period, and Early Bronze Age in accordance with the chronology in the literature. It is planned to consider the burial traditions separately for each period and to make periodic evaluations at the end of the section. However, it is aimed to examine the data as a whole and to present detailed results in the general evaluation section. Apart from the Lycia and Pisidia Regions, it is aimed to evaluate the similarities and differences in the conclusion section by comparing the burial traditions of the region within the scope of the thesis and the tables created on the basis of the findings of the burial traditions found in Anatolia and in contemporary settlements.
- Published
- 2021
19. Batı anadolu ilk tunç çağı disk yüzlü figürinleri
- Author
-
Demirkol, Mikail, Türkteki, Sinem, and Arkeoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
3rd Millennium BC ,Batı Anadolu ,Arkeoloji ,Archeology ,Figürin ,Disk Yüzlü ,MÖ. 3.bin ,Figurine ,Archaeology ,Western Anatolia ,Early Bronze Age ,West Anatolia ,Dics-Faced ,İlk Tunç Çağı - Abstract
Anadolu Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından ortak yürütülen program. Hiç şüphesiz tarih öncesi dönem arkeolojisinde en önemli veriler çanak çömleklerden elde edilmektedir. Gerek tarihlendirme, gerekse kültürel bilginin elde edildiği çanak çömlek dışında ise küçük buluntular olarak tanımlanan ve özellikle Tarihöncesi dönem Arkeolojisi'nde dini inanışlar, günlük yaşam ve kültürel-ticari ilişkiler hakkında bilgi veren buluntular da diğer önemli veri grubunu oluşturmaktadır. Bu grup içerisinde değerlendirilen figürin ve idoller ise çoğunlukla dini inanışlar ile ilişkilendirilmektedir. "Disk yüzlü figürin" ya da "ablak yüzlü figürin" olarak bilinen ve bu çalışmanın konusunu oluşturan disk yüzlü figürin tipi İç Batı Anadolu'ya özgü olup sadece Batı Anadolu'nun iç kesiminde Frigya Kültür Bölgesi ve Büyük Menderes Yukarı Porsuk Kültür Bölgesi içerisinde kalan yerleşimlerden ele geçmiştir. İlk Tunç Çağı'nın başında ortaya çıkan ve İlk Tunç Çağı I- II dönemlerinde yoğun olarak rastlanan söz konusu figürinler İTÇ III döneminde ise hiç ele geçmemiştir. Batı Anadolu'da Neolitik ve Kalkolitik dönemlerden beri sınırları daha çok çanak çömlek özelliklerine bağlı olarak saptanan kültür gruplarının varlığı bilinmektedir. Çanak çömlek üretiminde olduğu gibi figürin ve idollerde de kültür bölgeleri arasındaki farklılıklar ve bölgesel sınırlar gözlemlenebilmektedir. Disk yüzlü figürinler üzerinde, gerek simgesel gerekse dekoratif öğeler yer almaktadır. Bu öğeler, ustaların sanatsal yeteneklerini ve dönem toplumunun geleneklerini yansıtması açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmada, gelenekler sonucu ortaya çıkan disk yüzlü figürinlerin, teknik anlamda incelemesi ve gruplandırması ile özgün veriler elde edilmeye çalışılmıştır. Batı Anadolu sınırları içerisinde kalan 17 yerleşim yerine ait veriler, bölgesel sınırlar ve kronolojik düzen içerisinde irdelenerek gelişimi ele alınmaya çalışılmıştır. Yukarıda değinilen özellikler doğrultusunda, Demircihöyük, Seyitömer, Kusura, Kaklık Mevkii ve Küllüoba Kazısı 'ndan elde edilen figürinlerin kronolojik düzen içerisinde kültür bölgelerine göre ayrımı yapılmış ve ortaya çıkarılan bu sonuç ile Şarhöyük, Yukarı Söğütönü I, Bolvadin/ Üçhöyük, Bavurdu, Banaz, Manahoz, Akhisar, Çıkrık ve Nudra gibi yüzey buluntusu ya da karışık tabakadan ele geçirilen eserlerin tarihlendirilmesine çalışılmıştır. No doubt, potteries are the most important archaeological materials to understand the prehistorical periods and an other important material groups named small finds comes second row after ceramics for obtaining cultural and chronological information of the ancient societies and their settlements. Small finds usually explains daily life styles, habits, traditions, trade relationship, decorating and adornment etc... The figurines and idols that are grouped under named of small find mostly associated with religious belief. Known as "Disc-Faced Figurines" or "Chubby-Faced Figurines", which constituent the subject of this thesis, are a specific figurine type of inner western Anatolia and they found only in the two sub-regions defined as Frygian Cultural Region and Great Menderes Upper Sakarya Cultural Region. These figurines emerged at the beginning of the Early Bronze Age and uncovered intensely in many settlement during the EB I-II but these figurines at issue didn't caught nowhere during EB III. There are some well known cultural regions in Western Anatolia. These region as known determined by studies on some ceramics groups and limits of these zones are depending on features and distributions of material culture found around the from the Neolithic and Chalcolithic periods onwards recent periods of Western Anatolia. Likewise it is possible to observe some regional similarities and differences for disc-faced figurines. There are some symbolic and decorative elements on this figures which is very important in terms of reflecting the life and tradition of ancient societies, their belief shapes and artistic aspects etc... This study is trying to obtain the specific and original data on the disc-faced figurines with technical examining and classifying according to their contexts and region in which they occur. The datas comes from 17 settlement within boundaries of western Anatolia has been examined in chronological plane and has been discussed with their regional developments and changes. Based on this method, the figurines found at sites Demircihüyük, Seyitömer, Kusura, Kaklık Mevkii and Küllüoba classified to cultural region in their chronological plane and the figurines come from mixed layer of sites and surveys on the sites of Şarhöyük, Yukarı Söğütönü I, Bolvadin/Üçhöyük, Bavurdu, Banaz, Manahoz, Akhisar, Çıkrık and Nudra were tried dating according to this classification results.
- Published
- 2019
20. Neolitik Dönem'de Pisidya / Göller bölgesi mimari ve çanak çömlek geleneği
- Author
-
Çalik, Emir Dilara, Türkteki, Sinem, and Arkeoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Anatolia architecture ,Arkeoloji ,Archeology ,Pisidia ,Pottery ,Neolithic Period ,Archaeological materials ,Pot ,Lakes region ,Archaeological settlement ,Archeological areas - Abstract
Arkeoloji terminolojisinde Neolitik terimi ilk kez 1865 yılında, J. Lubbock tarafındankullanılmıştır. Başlangıçta sadece Avrupa tarih öncesi kültürleri için kullanılan Neolitikkavramı, daha sonra aynı teknolojik aşamaların görüldüğü diğer bölgeler için de kullanılmayabaşlamıştır. Söz konusu bu dönem uzun yıllar bir devrim olarak görülmüştür. Bunun nedeniise insan emeğiyle ortaya çıkan ürün, toprağı işleme, mülkiyet anlayışı, nüfustaki çoğalma,meslek dallarının belirlenmesi, köyler arasında ticaretin başlaması, sosyal sınıfın ortaya çıkışıve birçok sosyo-ekonomik gelişmelerin besin üretimiyle birlikte ortaya çıktığı (Esin 2004)düşüncesidir.Bu çalışmada, Antalya'nın kuzeyinde yer alan Pisidya / Göller Bölgesi'nin Neolitik Dönem'eait mimari ve çanak çömlek gelişimi incelenecektir. Çalışma alanı kuzey – güneydoğrultusunda, Burdur Gölü çukurundan, Antalya kıyı düzlüğünü Anadolu Yaylası'ndanayıran Toros Dağları'nın güney yamaçlarına kadar olan, Burdur – Antalya karayolunungeçtiği, yaklaşık 60 km uzunluğundaki dar şerit içindeki alandır.Söz konusu bölgede yer alan Hacılar, Bademağacı, Kuruçay ve Höyücek yerleşmelerindeyapılmış olan kazılardan elde edilen bilgiler esas alınarak, bölgenin Neolitik Dönem'ininmimari ve çanak çömlek gelişimi toparlanacaktır. Ayrıca yakın bölgelerle benzer ve farklıözellikleri karşılaştırılarak arasındaki ilişki değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bölgelerarasında iletişimin yönünü ve varlığını saptamak amacıyla çalışmanın hem mimari hem deçanak çömlek özelliklerini kapsaması önemlidir. In the archeological terminology, the term Neolithic was first used in 1865 by J. Lubbock.The Neolithic concept, which was initially used for European prehistoric cultures, was laterused for other regions where the same technological stages were seen. The reason of thisperiod is called as the Neolithic Revolution, the product emerged with human labor, soilprocessing, property conception, population growth, the emergence of branches of theprofession, the beginning of trade between the villages, the emergence of social class andmany socio-economic developments together with food production is created (Esin 2004) .In this study, Neolithic architecture and pottery development of Pisidia - Lake Region in thenorth of Antalya will be examined. The study area is in the north - south direction, from theBurdur Lake pit, to the southern slopes of the Taurus Mountains, which separates the Antalyacoastal plain from the Anatolian Plateau.Based on the information obtained from the excavations at the Hacılar, Bademağacı, Kuruçayand Höyücek settlements in the region, the architectural and pottery development of theNeolithic Period of the region will be improved. In addition, the relationship between similarand different features of the nearest regions will be evaluated. It is important that the studycovers both architectural and pottery characteristics in order to determine the direction andexistence of communication between regions. 346
- Published
- 2019
21. Neolitik Dönemde Pisidya/Göller bölgesi mimari ve çanak çömlek geleneği
- Author
-
Çalık, Emir Dilara and Türkteki, Sinem
- Subjects
Kuruçay ,Pisidya ,Bademağacı ,Neolitik ,Hacılar ,Mimari ,Höyücek ,Göller Bölgesi ,Çanak Çömlek - Abstract
Anadolu Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından ortak yürütülen program. Arkeoloji terminolojisinde Neolitik terimi ilk kez 1865 yılında, J. Lubbock tarafından kullanılmıştır. Başlangıçta sadece Avrupa tarih öncesi kültürleri için kullanılan Neolitik kavramı, daha sonra aynı teknolojik aşamaların görüldüğü diğer bölgeler için de kullanılmaya başlamıştır. Söz konusu bu dönem uzun yıllar bir devrim olarak görülmüştür. Bunun nedeni ise insan emeğiyle ortaya çıkan ürün, toprağı işleme, mülkiyet anlayışı, nüfustaki çoğalma, meslek dallarının belirlenmesi, köyler arasında ticaretin başlaması, sosyal sınıfın ortaya çıkışı ve birçok sosyo-ekonomik gelişmelerin besin üretimiyle birlikte ortaya çıktığı (Esin 2004) düşüncesidir. Bu çalışmada, Antalya'nın kuzeyinde yer alan Pisidya / Göller Bölgesi'nin Neolitik Dönem'e ait mimari ve çanak çömlek gelişimi incelenecektir. Çalışma alanı kuzey – güney doğrultusunda, Burdur Gölü çukurundan, Antalya kıyı düzlüğünü Anadolu Yaylası'ndan ayıran Toros Dağları'nın güney yamaçlarına kadar olan, Burdur – Antalya karayolunun geçtiği, yaklaşık 60 km uzunluğundaki dar şerit içindeki alandır. Söz konusu bölgede yer alan Hacılar, Bademağacı, Kuruçay ve Höyücek yerleşmelerinde yapılmış olan kazılardan elde edilen bilgiler esas alınarak, bölgenin Neolitik Dönem'inin mimari ve çanak çömlek gelişimi toparlanacaktır. Ayrıca yakın bölgelerle benzer ve farklı özellikleri karşılaştırılarak arasındaki ilişki değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bölgeler arasında iletişimin yönünü ve varlığını saptamak amacıyla çalışmanın hem mimari hem de çanak çömlek özelliklerini kapsaması önemlidir. In the archeological terminology, the term Neolithic was first used in 1865 by J. Lubbock. The Neolithic concept, which was initially used for European prehistoric cultures, was later used for other regions where the same technological stages were seen. The reason of this period is called as the Neolithic Revolution, the product emerged with human labor, soil processing, property conception, population growth, the emergence of branches of the profession, the beginning of trade between the villages, the emergence of social class and many socio-economic developments together with food production is created (Esin 2004) . In this study, Neolithic architecture and pottery development of Pisidia - Lake Region in the north of Antalya will be examined. The study area is in the north - south direction, from the Burdur Lake pit, to the southern slopes of the Taurus Mountains, which separates the Antalya coastal plain from the Anatolian Plateau. Based on the information obtained from the excavations at the Hacılar, Bademağacı, Kuruçay and Höyücek settlements in the region, the architectural and pottery development of the Neolithic Period of the region will be improved. In addition, the relationship between similar and different features of the nearest regions will be evaluated. It is important that the study covers both architectural and pottery characteristics in order to determine the direction and existence of communication between regions.
- Published
- 2019
22. Frigya ve Beycesultan ilk Tunç Çağı I kültür bölgeleri çanak çömleğinin karşılaştırılması
- Author
-
İncaman, Ebru, Türkteki, Sinem, Şahin, Fatma, and Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Arkeoloji ,Archeology ,Pottery ,Inland of Western Anatolia ,Pot ,Beycesultan İTÇ I Kültür Bölgesi ,Phrygia ,Earthenware ,Frigya Kültür Bölgesi ,Early Bronze Age ,Beycesultan Tumulus ,The Phrygian Cultural Region ,Çanak Çömlek ,İç Batı Anadolu ,The Cultural Region of Beycesultan EBA I ,İlk Tunç Çağı - Abstract
Anadolu Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından ortak yürütülen program. “Frigya ve Beycesultan İlk Tunç Çağı I Kültür Bölgeleri Çanak Çömleğinin Karşılaştırılması” konulu bu tez, esasen İlk Tunç Çağı’na Geçiş ve İlk Tunç Çağı I Dönemi’nde, “Frigya Kültür Bölgesi”, Demircihöyük ve Yukarı Sakarya Çanak Çömlek Grupları ile Beycesultan İTÇ I Kültür Bölgesi yerleşimlerinin, çanak çömlek mal grupları, formları, kulp ve tutamakları ile bezeme türleri bakımından karşılaştırılmasını kapsamaktadır. Bu bağlamda önce kültür bölgelerinin şekillenmeye başladığı dönem olan, İTÇ’ye Geçiş Dönemi’ni temsil eden yerleşmelerin çanak çömlek özellikleri ayrıntılı olarak verilmiştir. Bu dönem çanak çömleğinin söz konusu yerleşmelerde benzer şekilde, Geç Kalkolitik Çağ çanak çömleğinden devam eden özellikler barındırdığı görülmüştür. Kültür bölgelerinin sınırlarının daha da belirginleştirilip, artık adlandırıldığı İTÇ I Dönemi’nde ise söz konusu kültür bölgelerinde bu dönemi temsil eden yerleşmelerin çanak çömleği ayrı ayrı tanıtılmıştır. Yerleşmelerdeki İTÇ I Dönemi çanak çömleğinin bir önceki dönemden devam eden özelliklerinin yanı sıra yeniliklerinde ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. İki kültür bölgesi çanak çömleğindeki yerel ve ortak özelliklerin belirlenmeye çalışıldığı karşılaştırma sonucunda ise, her iki kültür bölgesinin de kendine özgü çanak çömlek özelliklerini korumalarının yanında birbirlerinden etkiledikleri açık bir şekilde görülmüştür. This thesis, named as “The Comparison of Earthenware-Assets from the Early Bronze Age I’s Stratums of Phrygia and Beycesultan”, include the comparison of artifacts from the “Phrygian Cultural Region”, the earthenware groups of Demircihöyük and Upper Sakarya region and the earthenware-assets groups from the stratums in Beycesultan EBA I cultural region for their earthenware-assets groups, their forms, and the handles and lugs of these earthenware. In this context, firstly the earthenware characteristics of ancient towns representing a transition period to EBA, when the cultural regions began to take shape, are treated in detail. It seems that the earthenware of these ancient towns from this transition period have some similar characteristics with the ones of Late Chalcolithic period. In EBA I, a period when the boundaries of cultural regions became more clear up to be designated, the earthenware of ancient towns in his cultural region are introduced respectively. Some improvements in the earthenware of EBA I from these towns are observed, as well as the former features from the previous period. As a consequence of comparison, a process that I try to define the local and common features of earthenware-assets from two cultural regions, it seems clearly that the earthenware assets from these two cultural regions have typical features, besides that they interacted each other.
- Published
- 2018
23. The introduction and development of gammadion cross (Swastika) motif until the beginning of the first millenium BC in Anatolia
- Author
-
Taçyıldız, Derya and Türkteki, Sinem
- Subjects
Gamalı Haç ,Swastika ,Tunç Çağı ,Neolitik ,The Bronze Age ,Anatolia ,Neolithic ,Anadolu - Abstract
Anadolu Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından ortak yürütülen program. Çıkış noktası tarih öncesi topluluklara dayanan motif şekil olarak, kollarında gamaların ( Γ ) yer aldığı artı (+) işaretinin meydana getirdiği sembol olarak tarif edilmektedir. Çeşitli bilim adamları tarafından değişik anlamlar yüklenen söz konusu motifin anlamı da her zaman merak konusu olmuştur. Bu çalışmayla, Gamalı Haç (Swastika) motifinin Önasya’da ortaya çıkışı, Anadolu’da motifin görüldüğü yerleşmeler ve malzemenin değerlendirilmesi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Ayrıca, söz konusu motifin taşıdığı anlamlara çeşitli bilim adamlarının görüşleriyle harmanlanarak sunulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, Anadolu merkezli olarak çalışmada, Gamalı Haç (Swastika) motifli buluntu 37 yerleşme tespit edilmiştir. Kazı ve mezarlık alanları olmak üzere toplamda 96 adet Gamalı Haç (Swastika) motifli buluntu tez kapsamında değerlendirilmiş ve varılan sonuçlar aktarılmaya çalışılmıştır. Gamalı Haç (Swastika) motifi Anadolu ile Mezopotamya’da neredeyse aynı kronolojik sırada ele geçirilmiştir. Söz konusu motif her iki bölgede de MÖ 7. binyılın ortalarından itibaren görülmeye başlanmıştır. Kuzey ve Orta Mezopotamya’da en erken veriler Samarra kültüründen gelmekle birlikte, Anadolu’da Çatalhöyük ve Bademağacı Höyüğü motifin ilk olarak ortaya çıktığı yerleşmelerdendir. Motif tezin kapsadığı dönem aralığı baz alındığında, MÖ I. binyıla kadar kesintisiz bir şekilde Anadolu’da varlığını sürdürmüştür. En yoğun ele geçirildiği dönem ise, İTÇ II dönemi olarak saptanmıştır. Arkeolojik verilerle değerlendirildiğinde çeşitli bilim adamları tarafından değişik anlamlar yüklenen söz konusu motifin günümüzde de kullanım alanı ve anlamının toplumdan topluma farklılık gösterdiği bilinmektedir. Ancak genel olarak tarihöncesi toplumların kültürünün içinde sosyal ve dini alanlarının bir parçası olarak kullanıldığı düşünülmektedir. The exit point is based on pre historic symbols, the gamma ( Γ ) on their arms is said to have developed the plus ( + ) signs. The symbol mentioned, has always been given different meanings between scientist and the real meaning has always been a topic of curiosity. The first emerge of the Swastika in Asia Minor, the places the sign has been seen in Anatolia and material evaluation is the topic of this work. The meaning of the sign due to the opinion of various scientists has been tried to be displayed. In this context, in Anatolian Centered works, Swastika signs have been found in 37 habitats. These findings are from excavation and graveyard in total there are 96 Swastika findings which have been tried to be evaluated and emerged results have been tried to be displayed in this thesis. The Swastika has been taken in to possession about the same chronologic time in Mesopotamia and Anatolia. The mentioned sign, in both areas, has been started to occur about the 7th century BC. The first appearances in the Samarra cultures in Centre and North Mesopotamia, Çatalhöyük and Bademağacı Höyüğü in Anatolia were the first areas were the sign has been seen. When the time line about the sign in the thesis is taken into account, the sign subsisted the first century BC without interruption in Anatolia. It has been determined that this sign was used the most in the early bronze age. Due to the different meanings given from scientist and archeological excavations, it is known, the sign has different meanings and different uses in society in our day. Nevertheless it is believed that the sign was used in cultural, social and religious fields in the prehistoric time.
- Published
- 2016
24. Porsuk vadisi ve çevresi kalkolitik dönem yerleşimleri yontmataş endüstrisi ve hammadde kaynakları
- Author
-
Erikan, Ferhat, Türkcan, Ali Umut, Türkteki, Sinem, and Arkeoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Chipped stone ,Arkeoloji ,Archeology ,Early Chalcolithic ,Erken Kalkolitik ,Chipped Stone Raw Materials ,XRF ,Porsuk Culture ,Chalcolithic Period ,Raw material ,Anadolu-Balkan ,Porsuk Kültürü ,Yontmataş ,Hammadde ,Anatolia-Balkan ,Porsuk valley - Abstract
Anadolu Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından ortak yürütülen program. Prehistorik toplulukların yaşam şekilleri ve teknolojilerinin anlaşılmasında çok önemli bir yere sahip olan yontmataş buluntular tarihöncesi topluluklarının anlaşılmasında önemli bir aktördür. Tezin ana konusunu oluşturan yontmataş endüstrisi ve hammadde kaynakları ile o dönem içinde yaşayan ve farklı yerleşimlere sahip insan topluluklarının günlük yaşamları, yemek alışkanlıkları ve çevrelerinde bulunan hammadde kaynaklarından ne derecede yararlandıkları anlaşılmaya çalışılmıştır. Yüksek lisans tez çalışma konusu olan “Porsuk Vadisi ve Çevresi Kalkolitik Dönem Yontmataş Endüstrisi ve Hammadde Kaynakları”, özellikle Porsuk Vadisi olarak adlandırılan ve içerisinden Porsuk Çayı’nın geçtiği bu vadide yer alan Kanlıtaş Höyük, Orman Fidanlığı, Keskaya ve Aslanapa Kalkolitik Dönem yerleşimlerini kapsamaktadır. Arkeolojik yazında “Porsuk Kültürü” olarak geçen ve Porsuk Çayı’nın oluşturduğu vadi içerisinde bulunan bu yerleşimlerin oluşturduğu tarihöncesi İç Batı Anadolu’daki bu kültür ilk kez İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turan Efe tarafından adlandırılmıştır. Bu kültür içerisinde yer alan yerleşimlerin yontmataş geleneklerinin anlaşılması amacı ile yerleşimlerin Yontmataş buluntuların yeniden değerlendirilmesi; Kanlıtaş Höyük Kazı ve Araştırma Projesi kapsamında yerleşimler arasında ne tür ilişkilerin olduğunun anlaşılması gibi çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında ele alınan yerleşmelerde hammadde kullanım yoğunluğu; hangi hammaddeden ne tür aletleri yaptıkları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu hammaddeler temelinde, kullanılan alet tiplerinin benzerlik ve farklılıkları da anlaşılmaya ve gösterilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda yerleşimler çevresinde tespit edilen hammadde kaynakları ile yine yerleşimlerden alınan üretim artığı örnekleri üzerinde analiz çalışmaları yapılarak hammadde kaynaklarının söz konusu yerleşimler tarafından ne derecede kullanıldığı saptanmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde bölgenin coğrafyası ve jeomorfolojisi hakkında bilgiler verilmektedir. Bunun yanında özellikle Kalkolitik Dönem’in genel özellikleri ve yontmataş teknolojisi ve tipolojisi ele alınmıştır. İkinci bölümde yukarıda değinilen amaçlar doğrultusunda Kanlıtaş Höyük, Orman Fidanlığı, Keskaya ve Aslanapa gibi Porsuk Kültürü’nü oluşturan yerleşimlerin yontmataş buluntularının tasnifi ve değerlendirmesi yapılmış; yerleşimler tarafımızdan ilgili müze elemanları ile tekrardan ziyaret edilmiştir. İkinci bölümde yerleşimler çevresinde yapılan yüzey araştırmasında tespit edilen hammadde kaynaklarından bahsedilmektedir. Çalışmanın üçüncü bölümünde Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Umut Türkcan tarafından kazısı devam etmekte olan Kanlıtaş Höyük ve yine kazısı daha önce İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Turan Efe tarafından yapılmış ve tamamlanmış olan Orman Fidanlığı yerleşimleri yontmataş endüstrisi ayrıntılı biçimde ele alınmıştır. Bunun yanında daha önce yüzey araştırmaları ile tespit edilen Keskaya, Aslanapa yerleşimlerin yontmataş buluntuları da değerlendirilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde ise yüzey araştırması ile söz konusu yerleşimler çevresinde tespit edilen hammadde kaynaklarından alınan örnekler ile yine yerleşimlerden alınan üretim artıkları üzerinde Anadolu Üniversitesi Malzeme Mühendisliği Bölümü’nde yapılan XRF analizi çalışmaları yer almaktadır. Yapılan bu analiz çalışmaları ile elde edilen detaylı analiz verileri üzerinden hammadde kaynağı-yerleşim ilişkileri tarafımızdan en doğru şekilde verilmeye çalışılmış ve karşılaştırmalarla net sonuçlar sunulmaya çalışılmıştır. Beşinci bölümde genel değerlendirme şeklinde Porsuk Vadisi içerisinde bulunan yerleşimlerin yontmataş alet endüstrileri, hammadde kaynakları ve bu aletlerin diğer bölgeler ile ilişkileri, benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Verilere bağlı olarak yapılan bilimsel öneriler doğrultusunda, bu yerleşmelerin özellikle başta Kanlıtaş Höyük olmak üzere birçok hammadde kaynağının var olduğunu ve çevredeki hammadde kaynaklarının yoğun olarak tüketildiğini ortaya koymuştur. Bunların ötesinde, analiz verileri öngörülerimiz doğrultusunda, belirtilen yerleşmeler arasında bir hammadde kullanımını veya alışverişini gösteren veriler ortaya koymuştur. Chipped stone artifacts tradition has a very important role to understand the way of life and technology of prehistoric communites. The main subject of the thesis covers chipped stone industry and raw material resources during the daily life of human communities with different locations, eating habits to understand to what extent they benefit from the supply of raw materials within the vicinity. Master's thesis topic is "The Chipped Stone Industry and Raw Material Sources of Chalcolithic Period Settlements in Porsuk Valley and It’s Vicinity ", specifically called Porsuk Valley and the Porsuk Çayı laid with the Chalcolithic period settlements like Kanlıtaş Höyük, Orman Fidanlığı, Keskaya and Aslanapa. "Porsuk Culture" which covers these prehistoric settlements has been christened for the first time in northwestern Anatolia by Prof. Dr. Turan Efe from Istanbul University. Chipped re-evaluation of the tools of settlements with the aim of understanding the tradition of chipped stone settlement contained in this culture; Kanlıtaş excavation project, such as what kind of relationship among the settlements had made contact with each other. Besides, raw material usage density within the settlements What kind of tools raw materials from which they were determined, were discussed. Based on these raw materials, the similarities and differences of the chipped stone tools types have been studied and tried to represnt. In this context, supplies and raw materials detected around the settlements with the analysis of samples taken from the production debris that were found to understand the raw material sources used in these settlements to which extent. In the first part of the study, provided information on the geography and the geomorphology of the region. In addition to that general characteristics of Chalcolithic chipped stone artifacts and technology within a separate terminology part were discussed. In the second part of the purposes mentioned above, classification of chipped stone artifacts such as the settlements, Kanlıtaş Mound, Orman Fidanlığı, Keskaya, Aslanapa and which creates the Porsuk culture. The relevant settlements has been visited again by myself with Museum staff. The second section discusses the sources of raw materials uncovered in the survey conducted around these settlements. In the third part of the study, the chipped stone industries between ongoing excavations by Ali Umut Türkcan (Anadolu University Archeology Department) in Kanlıtaş and again excavated before the Istanbul University by Turan Efe from the Archeology Department the Orman Fidanlığı settlements have been discussed in detail Besides detected by earlier surveys Keskaya, with chipped finds the Aslanapa settlement have already been assessed. In the fourth part of the study, situated survey with those obtained from the raw material source which have been detected around settlements with samples again with the production waste. These samples have been analysed by XRF method done in Anadolu University Materials Engineering Department. This analysis with raw material supply through a detailed analysis of data obtained-settlement relations have been studied by us to provide the most accurate and focused on trying to clear results with comparisons. In the fifth chapter in the form of chipped stone industry raw material supply and relations with other regions, have been tried to put out the similarities and differences as an overall assessment of the settlements located in Porsuk Valley, In line with scientific recommendations based on the data, this is the settlement of the existence of many sources of raw materials, including revealed that of the surrounding material sources consumed heavily by in particular the mound Kanlıtaş . Above all, according to our data along with former predictive hypothesis, data from the analysis revealed the raw material used or exchanged between these period settlement which have been stated as in the beginning. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi - BAP - 2015-01.BŞEÜ.04-03. Bilecik Seyh Edebali University Scientific Research Project - BAP - 2015-01.BŞEÜ.04-03.
- Published
- 2016
25. Anadolu'da başlangıcından M.Ö 1.binyıla kadar gamalı haç (Swastika) motifinin ortaya çıkışı ve gelişimi
- Author
-
Taçyildiz, Derya, Türkteki, Sinem, and Arkeoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Bronze Age ,Arkeoloji ,Archeology ,Motifs ,Swastika ,Neolithic Period ,Anatolia - Abstract
Çıkış noktası tarih öncesi topluluklara dayanan motif şekil olarak, kollarında gamaların ( Γ ) yer aldığı artı (+) işaretinin meydana getirdiği sembol olarak tarif edilmektedir. Çeşitli bilim adamları tarafından değişik anlamlar yüklenen söz konusu motifin anlamı da her zaman merak konusu olmuştur. Bu çalışmayla, Gamalı Haç (Swastika) motifinin Önasya'da ortaya çıkışı, Anadolu'da motifin görüldüğü yerleşmeler ve malzemenin değerlendirilmesi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Ayrıca, söz konusu motifin taşıdığı anlamlara çeşitli bilim adamlarının görüşleriyle harmanlanarak sunulmaya çalışılmıştır.Bu bağlamda, Anadolu merkezli olarak çalışmada, Gamalı Haç (Swastika) motifli buluntu 37 yerleşme tespit edilmiştir. Kazı ve mezarlık alanları olmak üzere toplamda 96 adet Gamalı Haç (Swastika) motifli buluntu tez kapsamında değerlendirilmiş ve varılan sonuçlar aktarılmaya çalışılmıştır.Gamalı Haç (Swastika) motifi Anadolu ile Mezopotamya'da neredeyse aynı kronolojik sırada ele geçirilmiştir. Söz konusu motif her iki bölgede de MÖ 7. binyılın ortalarından itibaren görülmeye başlanmıştır. Kuzey ve Orta Mezopotamya'da en erken veriler Samarra kültüründen gelmekle birlikte, Anadolu'da Çatalhöyük ve Bademağacı Höyüğü motifin ilk olarak ortaya çıktığı yerleşmelerdendir. Motif tezin kapsadığı dönem aralığı baz alındığında, MÖ I. binyıla kadar kesintisiz bir şekilde Anadolu'da varlığını sürdürmüştür. En yoğun ele geçirildiği dönem ise, İTÇ II dönemi olarak saptanmıştır.Arkeolojik verilerle değerlendirildiğinde çeşitli bilim adamları tarafından değişik anlamlar yüklenen söz konusu motifin günümüzde de kullanım alanı ve anlamının toplumdan topluma farklılık gösterdiği bilinmektedir. Ancak genel olarak tarihöncesi toplumların kültürünün içinde sosyal ve dini alanlarının bir parçası olarak kullanıldığı düşünülmektedir.Anahtar Kelimeler: Gamalı Haç, Anadolu, Neolitik, Tunç Çağı The exit point is based on pre historic symbols, the gamma ( Γ ) on their arms is said to have developed the plus ( + ) signs. The symbol mentioned, has always been given different meanings between scientist and the real meaning has always been a topic of curiosity. The first emerge of the Swastika in Asia Minor, the places the sign has been seen in Anatolia and material evaluation is the topic of this work. The meaning of the sign due to the opinion of various scientists has been tried to be displayed.In this context, in Anatolian Centered works, Swastika signs have been found in 37 habitats. These findings are from excavation and graveyard in total there are 96 Swastika findings which have been tried to be evaluated and emerged results have been tried to be displayed in this thesis.The Swastika has been taken in to possession about the same chronologic time in Mesopotamia and Anatolia. The mentioned sign, in both areas, has been started to occur about the 7th century BC. The first appearances in the Samarra cultures in Centre and North Mesopotamia, Çatalhöyük and Bademağacı Höyüğü in Anatolia were the first areas were the sign has been seen. When the time line about the sign in the thesis is taken into account, the sign subsisted the first century BC without interruption in Anatolia. It has been determined that this sign was used the most in the early bronze age.Due to the different meanings given from scientist and archeological excavations, it is known, the sign has different meanings and different uses in society in our day. Nevertheless it is believed that the sign was used in cultural, social and religious fields in the prehistoric time.Key Words: Swastika, Anatolia, Neolithic, The Bronze Age 207
- Published
- 2016
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.