91 results on '"Savaş, Nazan"'
Search Results
2. Evaluation of online training programme for health service providers developed for prevention of child marriages and forced marriages
- Author
-
Dilbaz, Berna, primary, Günay, Türkan, additional, Uzuntaş, Ahmet, additional, İnandı, Tacettin, additional, Okyay, Pınar, additional, Tokuç, Burcu, additional, Babaoğlu, Asya, additional, Önen, Özlem, additional, Mermer, Gülengül, additional, Balcı, Elçin, additional, Abacıoğlu, Filiz, additional, Savaş, Nazan, additional, Koşan, Zahide, additional, and Yıldırımkaya, Gökhan, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Ergonomics-Related and Work-Related Musculoskeletal Disorders in A High-Hazard Factory in Hatay Region
- Author
-
ERDEM, Mehmet, primary and SAVAŞ, Nazan, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. The Relationship Between Women's Mental Health and Domestic Violence in Semirural Areas: A Study in Turkey
- Author
-
Savas, Nazan and Agridag, Gulseren
- Published
- 2011
5. Birinci Basamak Merkez Laboratuvarı HbA1c Verilerine Göre XXXX’da Glisemik Kontrol Durumu ve İlişkili Faktörler
- Author
-
KARABİBER, Cansu, primary and SAVAŞ, Nazan, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
6. Treatment of lateral epicondilitis using three different local injection modalities: a randomized prospective clinical trial
- Author
-
Dogramaci, Yunus, Kalaci, Aydiner, Savaş, Nazan, Duman, I. Gokhan, and Yanat, A Nedim
- Published
- 2009
- Full Text
- View/download PDF
7. DÜNYA BANKASI'NIN SAĞLIK REFORMLARI ÜZERİNE ETKİSİ ; TÜRKİYE’DE SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM ÖRNEĞİ
- Author
-
Savaş, Nazan, primary
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
8. Birinci basamak merkez laboratuvan HbA1c verilerine göre Hatay'da glisemik kontrol durumu ve ilişkili faktörler.
- Author
-
Karabiber, Cansu and Savaş, Nazan
- Subjects
HIGH density lipoproteins ,GLYCEMIC control ,BLOOD lipids ,OLDER people ,GLYCOSYLATED hemoglobin ,KIDNEY transplantation - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Public Health is the property of Turkish Journal of Public Health and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
9. THE IMPACT OF THE WORLD BANK ON HEALTH REFORMS; EXAMPLE OF HEALTH TRANSFORMATION IN TURKEY
- Author
-
SAVAŞ, Nazan
- Subjects
Public Environmental and Occupational Health ,Sağlık reformları,dünya bankası,Türkiye ,Halk ve Çevre Sağlığı ,Health reforms,world bank,Turkey - Abstract
Dünyada birçok ülkede sağlık alanında 40 yıldan bu yananeoliberal dönüşüm/reform gerçekleşmektedir. Dönüşümün başlangıcı 1978 yılındayapılan Washington Mutabakatı’na dayandırılmaktadır. Bu derlemede Dünya BankasıGrubu’nun (DBG) Türkiye örneğinde sağlık reformları üzerine etkisinindeğerlendirilmesi amaçlanmıştır. Derlemede 1978-2018 dönemi sağlık reformlarıyla ilgili DBG dökümanları,Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı dökümanları, bilimsel literatürincelenmiş, sağlık reformlarıyla ilgili olaylar ve yasal düzenlemelerkronolojik olarak tablolaştırılmıştır. Türkiye’de sağlık reformu sağhükümetler, sol-sağ koalisyon hükümetleri ya da askeri darbe hükümetininyönetimini kapsayan uzun vadeli bir sürece yayılmış, belirli bir düzeniçerisinde ve birbirini destekler müdahaleler şeklinde yapılandırılmıştır.Süreç sağ muhafazakar bir parti olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2002yılında iktidara gelmesi ve dört dönem iktidarda kalması ile büyük ölçüdehızlandırılmış ve yasal düzenlemelerin büyük bir kısmı tamamlanmıştır. Busüreçte DBG pekçok rapor yazmış, ikraz anlaşmaları imzalanmış ve reformlailgili yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Özellikle son yıllarda DBG’ninTürkiye’de desentralize olması ve Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) ikincibüyük merkezinin Türkiye’de açılmasıyla sağlık reformu DBG’nin kontrolü altındagerçekleştirilmiştir. Sağlık reformu süreci içinde olanülkelerde DBG’nin etkisi gözlenmeli, izlenmeli ve sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesikontrol edilmelidir., There has been a neoliberal change taking place for 40 yearsin a lot of countries within the field of health. Beginning of the change wasbased on Washington Consensus made in 1978. In this review, it was aimed toassess the effect of the World Bank Group (WBG) on health reforms in theexample of Turkey. In the review, WBG documents, Ministry of Health of Turkeydocuments and scientific literature related to health reforms belonging to1978-2018 period were investigated, additionally related events and legislativeregulations were tabularized chronologically. Health reform in Turkey has spread over a long term process during therulerships of right-winger, left-right coalition or military coup governmentsand it has been structured in the form of interventions being in a specificorder and supporting each other. The process has been accelerated substantiallyand legal regulations were completed to a great extent after the Justice andDevelopment Party, which is a right conservative party, came into power in 2002and remained in power for four terms. Within this period, many reports havebeen written by the WBG, Loan agreements have been signed and legislativeregulations related to reform have been made. Particularly in recent years,health reform has been actualized as a result of decentralization of the WBGand establishment of second largest center of the International FinanceCorporation (IFC) in Turkey. WBG's impact on thecountries within the process of health reform should be observed and monitored;and the commercialization of health care services should be controlled.
- Published
- 2019
10. Search of house Mite’s Fauna and investigation of relationship between house dust mite and allergyin the provence of Hatay, Turkey
- Author
-
Gülkan, Burcu, Değerli, Serpil, Çulha, Gülnaz, Savaş, Nazan, ÖZÇELİK, SEMRA, and ÖZÇELİK, SEMRA
- Subjects
Gülkan B., Değerli S., Çulha G., Savaş N., ÖZÇELİK S., -Search of house Mite’s Fauna and investigation of relationship between house dust mite and allergyin the provence of Hatay, Turkey.-, KUWAIT MEDICAL JOURNAL, cilt.51, no.1, ss.78-84, 2019 - Published
- 2019
11. Notifiable communicable diseases in Turkey and their notification status: Antakya sample
- Author
-
Alışkın, Ömer, Savaş, Nazan, and Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi
- Subjects
Communicable diseases ,Notification ,Bildirim ,Bulaşıcı hastalıklar - Abstract
Introduction: The aim of this study was to determine the frequency and notification status of notifiable infectious diseases (NIDs) in primary, secondary and tertiary healthcare institutions in Antakya. Materials and Methods: This cross-sectional research was conducted in 2015, in Antakya. In 19 family medicine units, 1 state, 1 private and 1 university hospitals representing health care institutions, the electronic codes of NIDs (Groups A, B, C, D) for the year 2014 in accordance with the case identification in surveillance system were analyzed by being scanned based on ICD-10 diagnostic codes. Descriptive statistics and Chi-square test were used in the analyses, and p< 0.05 was considered significant. Results: Having made 30 different types of 3923 NID diagnoses, 75.2% of the NIDs were in Group A, 15.0% in Group D, and 9.8% in Group C; 16.4% of the diagnoses were gotten in Syrian refugees. The wrong ICD-10 diagnostic code was given to 59.8% of the NIDs. 41.9% of the NIDs were notified; 51.7% of Group A, 17.7% of Group D and 0.6% of Group C were notified. State hospital notified 54.5% of the NIDs, private hospital 30.9% of and university hospital 12.0% (p< 0.001). Most frequently diagnosed NIDs were rabies and rabies risky contact (32.4%), varicella (18.4%), rotavirus (11.0%), toxoplasmosis (7.5%), leishmaniasis (7.3%), acute hepatitis A (6.7%), brucella (4.7%) and tuberculosis (3.1%). In Syrian patients, the most frequently diagnosed NCD was leishmaniasis (27.0%). Among the cases with NIDs diagnosis, the most notified ones were salmonella (100.0%), malaria (100.0%), rabies and rabies risky contact (96.8%), measles (81.0%), tuberculosis (76.9%), acut hepatitis A (26.3%), brucellosis (26.1%) and rotavirus (%16.6). Conclusion: NIDs are frequently observed in Turkey in the Antakya sample, and more than half of them are not notified, Giriş: Bu çalışmanın amacı, Antakya’da birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti kurumlarında bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıkların (BZBH) görülme sıklığını ve bildirim durumunu saptamaktır. Materyal ve Metod: Bu kesitsel çalışma 2015 yılında Antakya’da yapılmıştır. Sağlık kurumlarını temsil eden 19 aile hekimliği birimi, bir devlet, bir özel ve bir üniversite hastanesinde sürveyans sistemi olgu tanımlamasına uygun BZBH (A, B, C, D Grubu)’lerin 2014 yılı elektronik kayıtları, ICD-10 tanı kodlarına göre taranarak analiz edilmiştir. Analizlerde tanımlayıcı istatistikler ve ki-kare testi kullanılmış, p< 0.05 önemli kabul edilmiştir. Bulgular: Otuz farklı tipte 3923 BZBH tanısı konulmuş olup, %75.2’si A, %15.0’ı D ve %9.8’i C grubundadır; %16.4’ü Suriyeli sığınmacılara aittir. BZBH’lerin %59.8’ine yanlış ICD-10 kodu verilmiştir. BZBH’lerin %41.9’u bildirilmiştir; Grup A’nın %51.7’si, Grup D’nin %17.7’si ve Grup C’nin %0.6’sı bildirilmiştir. BZBH’lerin devlet hastaneleri %54.5’ini, özel hastaneler %30.9’unu, üniversite hastaneleri ise %12.0’ını bildirmiştir (p< 0.001). En sık tanısı konulan BZBH’ler; kuduz ve kuduz riskli temas (%32.4), suçiçeği (%18.4), rotavirüs infeksiyonu (%11.0), toksoplazmozis (%7.5), leyşmanyaz (%7.3), akut hepatit A (%6.7), brusellozis (%4.7) ve tüberküloz (%3.1)’dur. Suriyeli sığınmacılarda en çok tanısı konulan leyşmanyadır. BZBH tanısı konulanlar içinde en çok bildirimi yapılanlar; salmonella infeksiyonu (%100.0), sıtma (%100.0), kuduz ve kuduz riskli temas (%96.8), kızamık (%81.0), tüberküloz (%76.9), akut hepatit A (%26.3), brusella (%26.1) ve rotavirüs (%16.6)’tür. Sonuç: Bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar Türkiye’de Antakya örneğinde sık gözlenmekte olup, yarısından fazlası bildirilmemektedir
- Published
- 2019
12. PREVALENCE OF SKIN DISEASES AMONG CHILDREN AND ADOLESCENTS LIVING IN AN ORPHANAGE IN ANTAKYA, TURKEY
- Author
-
SERARSLAN, GAMZE and SAVAŞ, NAZAN
- Published
- 2005
13. Does transcutaneous nerve stimulation have effect on sympathetic skin response?
- Author
-
Okuyucu, E. Esra, Turhanoğlu, Ayşe Dicle, Guntel, Murat, Yılmazer, Serkan, Savaş, Nazan, and Mansuroğlu, Ayhan
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
14. Are the students in medicine, nursing and allied health higher schools protected from Hepatitis B: A cross-sectional study from Hatay, Turkey
- Author
-
İnandı, Tacettin, primary, Savaş, Nazan, additional, Peker, Ersin, additional, Duran, Nizami, additional, and Harmancı, Hande, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
15. Notifiable Communicable Diseases in Turkey and Their Notification Status: Antakya Sample
- Author
-
Alışkın, Ömer, primary and Savaş, Nazan, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
16. Evaluation of purified protein derivates test at tuberculosis dispensary in Hatay, Turkey, applied to Turks and Syrian refugees (2012-2015)
- Author
-
Savaş, Nazan, primary, Barutcu, Gülnur, additional, and Yeniçeri, Arif, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
17. Bir Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Çalışanlarında İş Sağlığı-Güvenliği Durumu ve Risk Faktörleri
- Author
-
Sarb, Gülay, primary, Karabiber, Cansu, additional, Kerman, Beyza, additional, Akay, Muhammed, additional, Atakan, Yağmur, additional, Coşgun, Dilan, additional, Çelik, Abdullah, additional, Ekri, Ayşegül, additional, Geçici, Ömer Faruk, additional, Güngör, Abdurrahman, additional, Koçer, Merve, additional, Külahlıoğlu, Merve, additional, Sat, Burcu, additional, Şahin, Erdem, additional, Usluer, Halil Oktay, additional, Yakut, Emre, additional, and Savaş, Nazan, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
18. Causes and prevalence of consanguineous marriage, child health, happiness in relationships and life satisfaction among the women in Hatay
- Author
-
İnandı, Tacettin, Savaş, Nazan, Arslan, Evrim, Yeniçeri, Arif, Peker, Ersin, Alışkın, Ömer, Erdem, Mehmet, Durmaz, Elif, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Halk ve Çevre Sağlığı - Abstract
Amaç: Bu çalışma Hatay'da akraba evliliği sıklığını, nedenlerini ve bunların çocuk sağlığına, kadınların ilişkilerindeki mutluluk düzeyine ve yaşam doyumuna etkilerini değerlendirdi. Yöntem: Kesitsel nitelikteki araştırmada evreni, Hatay'da yaşayan evli, boşanmış ya da eşi ölmüş kadınlar oluşturdu. Çalışma örneklemi çok aşamalı örneklemle seçilen 584 kadın idi. Veriler yüz yüze anket formu ile Nisan-Mayıs 2014'te kadınların evlerinde toplandı. Ölçüm aracı olarak kullanılan soru kâğıdı 'kişisel bilgiler, doğurganlık bilgileri, hastalık ve engellilik durumu, evlilik bilgileri, sosyal ve ekonomik faktörler, evlilik şekli üzerine düşünceler, ilişkilerde mutluluk ölçeği ve yaşam doyum ölçeği' bölümlerini içerdi. Bulgular: Akraba evliliği sıklığı %34.4 idi ve düşük öğrenim düzeyi, düşük ekonomik durum ve düşük gelirle ilişkili idi (p0.05). Sonuç: Hatay'da akraba evliliği çok yaygındır; düşük ekonomik durum ve öğrenim düzeyiyle ilişkilidir. Çocuk sağlığı üzerine olumsuz etkileri vardır., Objective: This study assessed the causes and prevalence of consanguineous marriages, their effects on the children's health, on life satisfaction and on relationship's relation to the happiness of the women. Methods: In this cross-sectional study, the population consisted of married, divorced or widowed women in Hatay, Turkey. The study sample was 584 women selected by a multistage sampling method. The data were collected during April and May 2014 at the women's homes with a face to face interview. The questionnaire included socio-demographic characteristics, fertility, marital status, social and economic factors, opinions on marriage type, the Happiness Scale in Relationships and Life Satisfaction Scale of the women and child health. Results: The prevalence of consanguineous marriage was 34.4%, and low education, low economic status and low income were the associated factors (p 0.05). Conclusion: Consanguineous marriages are very common in Hatay, and they are associated with low economic and educational levels. It has negative effects on the offspring's health.
- Published
- 2016
19. The Effects of Elimination of Gate-Keeping on Tertiary Care and the Social Insurance System
- Author
-
SAVAŞ, Nazan, ÖZER, Cahit, and İNANDI, Tacettin
- Subjects
Health Care Sciences and Services ,lcsh:R ,Gate-keeping ,lcsh:Medicine ,health expenditures ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,university hospital ,Gate-keeping,university hospital,health expenditures - Abstract
The aim was to investigate the effects of elimination of gatekeeping on a university hospital and Social Insurance Institute (SII). Electronic records of 2006-2007 were analyzed. The mean outpatient visits was 273.8±69.9 before the gate-keeping elimination, it was 471.8±114.7 after the gate-keeping elimination (p
- Published
- 2011
20. The Evaluation of Quality of Life of Patients with Seborrheic Dermatitis
- Author
-
Doğramacı, Asena Çiğdem, Yurtman Havlucu, Deniz, Savaş, Nazan, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
quality of life ,depression ,lcsh:Dermatology ,Seborrheic dermatitis ,Skindex-29 ,DLQI ,lcsh:RL1-803 ,anxiety ,Dermatoloji - Abstract
Amaç: Seboreik dermatit üzerinde sarı yağlı skuamların olduğu eritematöz plaklarla karakterize sık görülen bir hastalıktır. Hastalığın kronik seyri, düzelme ve alevlenme dönemleri göstermesi ve henüz etkili bir tedavi yönteminin olmaması nedeniyle hastaların yaşam kalitesinde bozulmaya neden olabilir. Bu çalışmada seboreik dermatitin hastaların yaşam kalitesine olan etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya seboreik dermatit tanısı alan 65 hasta alınmıştır. Hastalardan HAD, Skindex-29 ve DLQI formlarını doldurmaları istenmiştir. Verilerin istatistiksel analizinde Kolmogorov Smirnov normal dağılıma uygunluk testi, korelasyon, ki kare ve Kruskal Wallis testleri kullanıldı. Analizler SPSS for Windows v. 11.5 paket programı kullanılarak yapıldı. Bulgular: Hastaların DLQI puanları ile HAD-A ve HAD-D puanları arasında orta derecede pozitif korelasyon saptanırken Skindex-29 puanları ile arasında güçlü pozitif korelasyon saptanmıştır. Seboreik dermatit hastaların emosyonel durumu olumsuz yönde etkilemektedir (p, Objective: Seborrheic dermatitis is a common disease characterized by the presence of erythematous plaques with oily-yellow desquamation. The chronic nature of disease, periods of remission and exacerbation and lack of efficient treatment modalities may cause impairment of quality of life of the patients. The aim of the study was to evaluate the effect of seborrheic dermatitis on the quality of life of the patients. Methods: Sixty-five patients with seborrheic dermatitis were enrolled the study. Patients were asked to fill HAD, Skindex-29 and DLQI. Kolmogorov Smirnov, correlation, chi square and Kruskal Wallis were used in statistical analyses. All analyses were performed using SPSS for Windows v 11.5. Results: DLQI scores were moderately positive correlated with HAD-A and HAD-D scores, while strongly positive correlated with Skindex-29 scores. Seborrheic dermatitis negatively impact emotional condition of patients (p
- Published
- 2008
21. Unintended pregnancies, induced abortions and risk factors in women admitted to hospitals due to birth or abortion in Hatay
- Author
-
Savaş, Nazan, primary, İnandı, Tacettin, additional, Arslan, Evrim, additional, Peker, Ersin, additional, Durmaz, Elif, additional, Erdem, Mehmet, additional, Alışkın, Ömer, additional, and Yeniçeri, Arif, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
22. Middle school teachers' featured attitude, behavior for prevention of violence in schools ; a sudy, development scale in Turkey
- Author
-
Savaş, Nazan, İnandı, Tacettin, Peker, Ersin, Alışkın, Ömer, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Genel ve Dahili Tıp - Abstract
Ortaokul öğretmenlerinin okullarda şiddeti önlemede öne çıkan tutum ve davranışlarını belirleyerek ölçek geliştirmek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Antakya evrenini temsil eden 232 öğretmen seçilerek, araştırmacıların geliştirdiği anket ve ölçek uygulanmış, geçerlilik ve güvenilirlik analizi yapılmıştır. Bulgular: Ölçeğin Kaiser-MayerOlkin değeri 0.873, Barlett test sonucu 2505.7 (p, The aim was to determine the middle school teachers' featured behavior to prevent violent and to create a scale. Method: 232 teachers who represent population of Antakya participated. The Scale that is created by the researchers were performed. The validity and reliability analysis were done. Result: Kaiser-Mayer-Olkin value of the scale is 0.873, result of the Barlett test is 2505.7 (p
- Published
- 2015
23. Are the students in medicine, nursing and allied health higher schools protected from Hepatitis B: A cross-sectional study from Hatay, Turkey.
- Author
-
Inandi, Tacettin, Savaş, Nazan, Peker, Ersin, Duranc, Nizami, and Harmancı, Hande
- Subjects
HEPATITIS B ,HEALTH occupations students ,SCHOOL nursing ,ENZYME-linked immunosorbent assay ,WORK-related injuries ,HOSPITAL emergency services - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Public Health is the property of Turkish Journal of Public Health and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
24. Association Between Internet Use and Sleep Problems in Adolescents
- Author
-
EKİNCİ, Özalp, ÇELİK, Tanju, SAVAŞ, Nazan, and TOROS, Fevziye
- Subjects
Research Article - Abstract
Sleep problems are commonly encountered in adolescents. It has been shown that electronic media have a negative influence on the sleep quality and daytime functioning in adolescents. This study aims to investigate the association between internet use and sleep problems in adolescents.A total of 1212 adolescents were recruited to the study. Self-report study questionnaire included two main parts: Young's Internet Addiction Scale (IAS) and a semi-structured inquiry on sleep habits/problems.Of the study sample, 16% (n=198) reported their sleep quality as bad or very bad. One-fourth of the sample reported using internet everyday and 27% of them reported spending more than one hour when online. The mean IAS total score was 35.56±13.87. Adolescents with a higher IAS score reported getting to bed later in the night, needing more time to fall asleep and having an increased number of awakenings in the night than the adolescents with lower IAS score (p=.001). They were also found to have higher frequencies of several sleep problems including difficulty in initiating and sustaining sleep, difficulty in waking up and feelings of sleepiness in day. In addition, sleep quality of them was worse when compared to the adolescents with a lower IAS score (p=.001).Problematic sleep habits and sleep problems were found to be more frequent in adolescents with a higher IAS total score. Health care providers must be aware of the possible negative impact of excessive and uncontrolled internet use on adolescents' sleep habits.Uyku sorunları ergenlerde sık olarak görülmektedir. Elektronik medyanın ergenlerin uyku kalitelerini ve günlük işlevselliklerini olumsuz etkilediği gösterilmiştir. Bu çalışma ergenlerde internet kullanımı ile uyku problemleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır.Toplam 1212 ergen çalışmaya dahil edildi. Kendi bildirim çalışma anketi iki ana bölüm içeriyordu: Young’ın İnternet Bağımlılık Ölçeği (İBÖ) ve uyku alışkanlıkları/uyku problemleri üzerine yarı yapılandırılmış bir ölçek.Çalışma örnekleminin %16’sı uyku kalitelerini kötü ya da çok kötü değerlendirdi. Örneklemin dörtte biri interneti hergün kullandığını bildirirken, %27’si online olduğunda bir saatten fazla zaman geçirdiğini bildirdi. Ortalama İBÖ total skoru 35,56±13,87 idi. Yüksek İBÖ skoru olan ergenlerin düşük İBÖ skoru olanlara göre gece yatağa daha geç gittiği, uykuya dalmak için daha uzun süreye ihtiyaç duyduğu ve gece daha sık uyandığı bildirildi (p=0,001). Yüksek İBÖ skoru olan ergenlerde içlerinde uykuya dalma ve sürdürme güçlükleri, uyanma güçlüğü ve gün içinde uykulu hissetmeyi içeren çok sayıda uyku probleminin daha sık olduğu bulundu. Ayrıca, uyku kaliteleri düşük İBÖ skoru olan ergenlere göre daha kötü idi (p=0,001).Problemli uyku alışkanlıkları ve uyku sorunlarının yüksek İBÖ skoru olan ergenlerde daha sık olduğu bulundu. Sağlık çalışanları, aşırı ve kontrolsüz internet kullanımının ergenlerin uyku alışkanlıkları üzerine yaptığı muhtemel olumsuz etkiler konusunda farkında olmalıdırlar.
- Published
- 2014
25. Hatay'da iyot eksikliği olan kırsal bölge ile iyot eksikliği olmayan kent merkezinde 6-12 yaş çocuklarda idrarda iyot , bakır, çinko , selenyum ve molibden düzeyleri
- Author
-
Çelik, Tanju, Savaş, Nazan, Kurtoğlu, Selim, Sangün, Özlem, Aydın, Zeki, Didin, Mustafa, Mısıroğlu, Seher, Öztürk, Hasan, Öktem, Murat, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Pediatri - Abstract
Amaç: İyot eksikliğine bağlı tiroid hastalıkları ülkemizde ve Dünya’da yaygın olarak görülmektedir. Bu çalışmada ülkemizin Hatay ilinde iki okulda (endemik guatr bölgesinde) 6-12 yaş arası çocuklarda idrarda iyot eksikliği ve ona eşlik edebilecek selenyum, çinko, bakır ya da molibden eksikliğinin olup olmadığını araştır- mayı amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma sahada yapılan olgu kontrol ça- lışması olup, çalışmaya 6-12 yaş arası öğrenciler dahil edilmiştir. İlimiz merkezine bağlı Tanışma köyünden 114 olgu Hatay şehir merkezinden (Antakya) 100 olgu çalışmaya alındı. Çalışmaya alı- nan öğrencilerin idrar örneklerinden iyot, selenyum, çinko, bakır ve molibden seviyeleri ölçüldü. Bulgular: İyot eksikliği Tanışma Köyü’nde sırasıyla ciddi (%5), orta (%18,4) ve hafif (%43) olarak belirlendi. Hatay merkezde %7 hafif iyot eksikliği saptandı. Kontrol grubunda orta ve ağır iyot eksik- liğine rastlanmadı. Gruplar arasında idrar iyot atılımında anlamlı fark saptandı (p0,05). Çıkarımlar: İyot eksikliğine selenyum ve çinko eksikliği eşlik ede- bilmektedir. Özellikle endemik guatr bölgesinde iyot eksikliği tes- pit edilen olgularda selenyum ve çinko eksikliği düşünülmelidir. (Türk Ped Arş 2014; 49: 111-6), Aim: Thyroid diseases related with iodine deficiency are observed commonly in our country and in the world. In this study, we aimed to investigate iodine deficiency in urine and selenium, zinc, copper or molybdenum deficiencies which may accompany this in children aged between 6 and 12 years in two schools in the province of Hatay (endemic goitre region). Material and Methods: This study is a case-control field-study in which students aged between 6 and 12 years were included. One hundred fourteen subjects from the village of Tanışma related to the center of our province and 100 subjects from the city center of Hatay (Antakya) were included in the study. Iodine, selenium, zinc, copper and molybdenum levels were measured in the urine samples of the students included in the study. Results: Iodine deficiency was found with a severe (5%), moder- ate (18.4%) and mild degree (43%), respectively in the village of Tanışma. Mild iodine deficiency (7%) was found in the center of Hatay. No moderate and severe iodine deficiency was found in the control group. A significant difference was found between the groups in terms of urine iodine excretion (p0.05). Conclusions: Selenium and zinc deficiency may accompany iodine deficiency. Selenium and zinc deficiency should be considered in individuals who are found to have iodine deficiency especially in en- demic goitre regions. (Türk Ped Arş 2014; 49: 111-6)
- Published
- 2014
26. The Prevalence and Resistance Patterns of Pseudomonas aeruginosa in Intensive Care Units in a University Hospital
- Author
-
Savaş, Lütfü, Duran, Nizami, Savaş, Nazan, Önlen, Yusuf, Ocak, Sabahattin, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Pseudomonas aeruginosa,prevalence,ICUs,resistance,antibiotic ,health care facilities, manpower, and services ,Cerrahi - Abstract
The intensive care units (ICUs) are burdened with a high frequency of nosocomial infections often caused by multiresistant nosocomial pathogens. Pseudomonas aeruginosa has emerged as one of the most problematic Gram-negative pathogens. The objective of this study was to identify frequency of Pseudomonas aeruginosa from the various clinical samples in ICUs, and to investigate resistance patterns against various antibiotics widely used for treatment. This study was carried out between September 2000-September 2002. Antimicrobial susceptibility testing was performed by the disc diffusion method according to NCCLS (National Commitee for Clinical and Laboratory Standards) guidelines. The following antibiotics were tested: imipenem, meropenem, aztreonam, ciprofloxacin, ceftazidime, cefepime, piperacillin, norfloxacin and the aminoglycosides (gentamicin, netilmicin, tobramycin, and amikacin). Pseudomonas aeruginosa were isolated from 16.4 % (152/928) of the patients in ICUs. The highest Pseudomonas aeruginosa isolation was obtained in the burns unit (26.9%, 78/290) followed by, cardiovascular surgical ICU (17.6%, 13/74) general surgical ICU (24/164, 14.6 %), internal ICU (17/180, 9.4%) and coronary ICU (20/220, 9.1%). There is a statististically significant difference between surgical ICU and medical internal ICU (P < 0.05). The most effective antibiotics were carbapenems (imipenem and meropenem) and the resistance rates were detected as 15% and 20.4%, respectively among 152 Pseudomonas aeruginosa strains. In conclusion, the frequency of Pseudomonas aeruginosa was found to be high in patients treated at ICUs. The results demonstrate that the resistance rates are alarmingly high. To reduce the emergence and spread of antimicrobial-resistant pathogens in ICUs, monitoring and optimisation of antimicrobial use should be considered carefully. These findings suggest that the resistance rates of aminoglycosides, 3th generation antibiotics and quinolone are increasing progressively in Turkey.
- Published
- 2014
27. Prospective Analysis of Antibiotic Susceptibility Patterns of MRSA in a Turkish University Hospital
- Author
-
Savaş, Lütfü, Duran, Nizami, Önlen, Yusuf, Savaş, Nazan, Erayman, Mustafa, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Staphylococcus aureus,MRSA,antibiotic,resistance,susceptibility ,biochemical phenomena, metabolism, and nutrition ,bacterial infections and mycoses ,Cerrahi - Abstract
Methicillin-resistant Staphylococcus aureus (MRSA) is an important nosocomial pathogen. The prevalence of MRSA in many countries is increasing and, in some hospitals, more than half of all S. aureus disease isolates are MRSA. MRSA strains are becoming increasingly multiresistant, and have recently developed resistance to vancomycin, which has been used successfully to treat MRSA for more than 30 years. In-vitro determination of resistance patterns of S. aureus is critical in terms of administering suitable antimicrobial treatments. The objective of this study was to identify the frequency of MRSA from various clinical samples and resistance patterns against various antibiotics used broadly for treatments. All isolated S. aureus strains were identified using standard procedures and tested for oxacillin resistance according to methods of the National Committee for Clinical Laboratory Standards. A total of 345 coagulase-positive Staphylococci and 187 MRSA were isolated. We found that the incidence of MRSA in intensive care units (ICUs) and burn center was 23.4% (145/620) and 29.6% (32/108), respectively. This rate was 7% (10/143) in the other units. Resistance rates of MRSA were 29.9% for trimethoprim-sulfamethoxazole, 60.8% for clindamycin, 71.8% for erythromycin, 7.7% for teikoplanin, 90.1% for gentamycin, 88.8% for ofloxacin, 88.1% for norfloxacin and 100% for penicillin. All isolates were found to be sensitive against vancomycin. In our region, although methicillin resistance increased in S. aureus strains, teicoplanin resistance remained low in MRSA, suggesting an effective alternative treatment for Staphylococcus aureus infections. These results indicated that vancomycin seemed to be the only antimicrobial agent effective against MRSA and it could be the choice of medicine in treating multidrug resistant MRSA infection.
- Published
- 2014
28. Cutaneous leishmaniasis and its status in Hatay province, Turkey
- Author
-
Çulha, Gülnaz, Doğramacı, Çiğdem Asena, Savaş, Nazan, Gülkan, Burcu, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Farmakoloji ve Eczacılık - Abstract
AMAÇ: Yurdumuzda Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Çukurova yöresinde endemik olarak görülen kutanöz leishmaniasis (KL) yıllardır önemini koruyan bir halk sağlığı problemidir. Çalışmada 2006-2011 yılları arasında Hatay İl Sağlık Müdürlüğü ve Mustafa Kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesi Parazitoloji Laboratuvarı verilerinin birlikte analizi ile Hatay ilinde KL olgularının ve odaklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. YÖNTEMLER: Parazitoloji Laboratuvarına Ocak 2006-Temmuz 2011 tarihleri arasında farklı polikliniklerden KL şüphesiyle başvuran 596 hastadan smear örnekleri alınmıştır. Ayrıca lezyonun süresi, sayısı, yeri, hastanın yaşı ve yerleşim yerini (ilçe ve köy olarak) içeren bilgi formları doldurulmuştur. KL şüpheli lezyonlardan smear yapılarak, Giemsa boyası ile boyanmış, 100X immersiyon objektifi ile mikroskop incelemesi yapılarak parazitin amastigot formu görünen olgulara pozitif KL tanısı konmuştur. İstatistiksel yöntemlerde ki kare testi kullanılmıştır. BULGULAR: İncelenen 596 olgudan 273 (%45,8)’ü KL açısından pozitif bulunmuştur. Pozitif olguların 139 (%50,9)’u kadın, 134 (%49,1)’ü erkek hastadır. Olguların 39 (%14,3)’unda birden fazla lezyona rastlanmıştır. Lezyonun kadınlarda baş-boyun ve gövde kısmında daha çok (p=0,036, p=0,240) erkeklerde bacakta daha fazla olduğu (p=0,014) saptanmıştır. KL tanısı konan yaş gruplarının 0-12 yaş 73 (%26,7) ve 13-24 yaş arasında 89 (%32,6) kişi olduğu, lezyon süresinin çoğunlukla 0-6 ay arasında bulunduğu saptanmıştır. Hatay İl Sağlık Müdürlüğü’ne 2006-2011 yılları arasında yapılmış tüm bildirimler incelenmiş, Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi Parazitoloji Laboratuvarından yapılan bildirimler dışındaki hastaların kayıtları da incelenmiştir. Toplam 269’u erkek, 266’sı kadın hasta olmak üzere 535 hasta belirlenmiştir. İl Sağlık Müdürlüğü verilerinde yaş, cinsiyet, yaşadığı ilçe yanısıra hastanın kliniğinin değerlendirildiği gözlemlenmiştir. SONUÇ: Hatay’da önceki yıllara göre KL’nin yeni enfeksiyon odaklarının varlığı tespit edilmiştir. Bu odakların Hassa, Samandağı ve Altınözü ilçelerinde ve özellikle Suriye sınırına çok yakın olan köylerde olmasının Hatay’da olgu sayısını daha da artırabileceğini düşündürmektedir. Bu nedenle KL saptanan ilçe ve köylerde düzenli aralıklarla tarama yapılması, kayıtların düzenli tutulabilmesi ve tedavilerinin sağlanması için İl Sağlık Müdürlüğü ile birlikte tanı ve tedavi konusunda eğitimler verilmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır., OBJECTIVE: Cutaneous leishmaniasis (CL), which is endemic in the South-East Anatolia and Cukurova areas, has been an important public health problem for years. This study is an: analysis of Mustafa Kemal University, Research Hospital, Parasitology Laboratory and Hatay Provincial Health Directorate’s data collected between years 2006-2011, to determine more recent cutaneous leishmaniasis sources in Hatay province and reasons for this increasing trend. METHODS: Smear samples were collected from 596 patients who applied to the Parasitology Laboratory in between January 2006-July 2011. Information forms including the lesion’s duration, number, location (as providence and village), patient’s age and location have been filled. In cases suspected of cutaneous leishmaniasis, a smear was performed, stained with Giemsa and microscopy examination was performed with 100X immersion objective. Positive CL recognition was placed on cases when the amastigot form of parasite was observed. Ki square test was used for statistical analyses. RESULTS: Two hundred seventy three cases of 596 patients (45.8% of patients) were found to be CL positive. One hundred thirty nine (50.9%) of positive cases were female and 134 (49.1%) of positive cases were male. Thirty nine (14,3%) of 273 positive cases have more than one lesion. The lesion locations of head, neck and trunk were most commonly involved among women (p=0,036, p=0,240), on the other hand leg was most common side on men (p=0,014). CL commonly observed at ages between 0-12 in 73 (26.7%) cases, and ages between 13-24 in 89 (32.6%) cases. Most of the lesion durations were between 0-6 months. All the cases notified to Hatay Provincial Health Directorate between years 2006- 2011 were assessed except the cases belong to Mustafa Kemal University, Research Hospital, Parasitology Laboratory. Total of 535 patients (269 men, 266 women; including our patients) were notified. It is noticed that Provincial Health Directorate’s data includes only age, gender, year and town and also clinical features of the patient CONCLUSION: In Hatay, unlike previous years, presence of new CL focal points were observed. These cases are concentrated at Hassa, Samandağı and Altınözü towns and particularly at regions very close to Syrian border. These locations could be the reasons for increased number of CL cases. For this reason performing periodical screenings at the provinces and towns where CL was diagnosed should be realized. Moreover, giving seminars and educational sessions were planned in collaboration with Hatay Provincial Health Directorate.
- Published
- 2014
29. Ergenlerde İnternet kullanımı ile uyku problemleri arasındaki ilişki
- Author
-
Ekinci, Özalp, Çelik, Tanju, Savaş, Nazan, Toros, Fevziye, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Nörolojik Bilimler ,Psikiyatri - Abstract
Giriş: Uyku sorunları ergenlerde sık olarak görülmektedir. Elektronik medyanın ergenlerin uyku kalitelerini ve günlük işlevselliklerini olumsuz etkilediği gösterilmiştir. Bu çalışma ergenlerde internet kullanımı ile uyku problemleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Toplam 1212 ergen çalışmaya dahil edildi. Kendi bildirim çalışma anketi iki ana bölüm içeriyordu: Young’ın İnternet Bağımlılık Ölçeği (İBÖ) ve uyku alışkanlıkları/uyku problemleri üzerine yarı yapılandırılmış bir ölçek. Bulgular: Çalışma örnekleminin %16’sı uyku kalitelerini kötü ya da çok kötü değerlendirdi. Örneklemin dörtte biri interneti hergün kullandığını bildirirken, %27’si online olduğunda bir saatten fazla zaman geçirdiğini bildirdi. Ortalama İBÖ total skoru 35,56±13,87 idi. Yüksek İBÖ skoru olan ergenlerin düşük İBÖ skoru olanlara göre gece yatağa daha geç gittiği, uykuya dalmak için daha uzun süreye ihtiyaç duyduğu ve gece daha sık uyandığı bildirildi (p=0,001). Yüksek İBÖ skoru olan ergenlerde içlerinde uykuya dalma ve sürdürme güçlükleri, uyanma güçlüğü ve gün içinde uykulu hissetmeyi içeren çok sayıda uyku probleminin daha sık olduğu bulundu. Ayrıca, uyku kaliteleri düşük İBÖ skoru olan ergenlere göre daha kötü idi (p=0,001). Sonuç: Problemli uyku alışkanlıkları ve uyku sorunlarının yüksek İBÖ skoru olan ergenlerde daha sık olduğu bulundu. Sağlık çalışanları, aşırı ve kontrolsüz internet kullanımının ergenlerin uyku alışkanlıkları üzerine yaptığı muhtemel olumsuz etkiler konusunda farkında olmalıdırlar., Introduction: Sleep problems are commonly encountered in adolescents. It has been shown that electronic media have a negative influence on the sleep quality and daytime functioning in adolescents. This study aims to investigate the association between internet use and sleep problems in adolescents. Method: A total of 1212 adolescents were recruited to the study. Self-report study questionnaire included two main parts: Young’s Internet Addiction Scale (IAS) and a semi-structured inquiry on sleep habits/problems. Results: Of the study sample, 16% (n=198) reported their sleep quality as bad or very bad. One-fourth of the sample reported using internet everyday and 27% of them reported spending more than one hour when online. The mean IAS total score was 35.56±13.87. Adolescents with a higher IAS score reported getting to bed later in the night, needing more time to fall asleep and having an increased number of awakenings in the night than the adolescents with lower IAS score (p=0.001). They were also found to have higher frequencies of several sleep problems including difficulty in initiating and sustaining sleep, difficulty in waking up and feelings of sleepiness in day. In addition, sleep quality of them was worse when compared to the adolescents with a lower IAS score (p=0.001). Conclusion: Problematic sleep habits and sleep problems were found to be more frequent in adolescents with a higher IAS total score. Health care providers must be aware of the possible negative impact of excessive and uncontrolled internet use on adolescents’ sleep habits.
- Published
- 2014
30. Hatay’da akraba evliliği sıklığı, nedenleri, çocuk sağlığı, ilişkilerde mutluluk ve yaşam doyumu
- Author
-
İnandı, Tacettin, primary, Savaş, Nazan, additional, Arslan, Evrim, additional, Yeniçeri, Arif, additional, Erdem, Mehmet, additional, Durmaz, Elif, additional, Peker, Ersin, additional, and Alışkın, Ömer, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
31. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ SAĞLIK PERSONELİNİN SİGARA İÇME VE BAĞIMLILIK DURUMU
- Author
-
Alışkın, Ömer, primary, Savaş, Nazan, additional, İnandı, Tacettin, additional, Peker, Ersin, additional, Erdem, Mehmet, additional, and Yeniçeri, Arif, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
32. THE FACTORS RELATED TO HABIT OF SMOKING CIGARETTE AND ADDICTION OF NICOTINE IN BURSA
- Author
-
GÖÇMEN, Hayrettin, SAVAŞ, Nazan Nalci, OCAK, İbrahim, CEYLAN, Esma, URSAVAŞ, Ahmet, KARADAĞ, Mehmet, COŞKUN, Funda, DURMUŞ, Eda, and GÖZÜ, Oktay
- Subjects
Smoking habit,nicotine addiction,Fagerstrom nicotine addiction score ,Sigara alışkanlığı,nikotin bağımlılığı,Fagerstrom nikotin bağımlılık skoru - Abstract
Sigara öne mli bir sağlık sorunudur. Sağlık Bakanlığı verilerine göre erişkin nüfusumuzun 1/3'ü sigara içmektedir.Çalışmamızda, Bursa'da sigara içme yaygınlığı ve nikotin bağımlılık durumu ile ilişkili olabilecek demografik verileri araştırmayı amaçladık. KOAH günü etkinliklerinde Bursa'da bir alışveriş merkezinde gönüllülerden, sigara ve fagerstrom nikotin bağımlılık durumlarını belirlemek için anket formunu doldurması istendi. Katılımcıların demografik verileri, meslek, ekonomik ve eğitim durumları kaydedilerek değerlendirildi. Çalışmada 298 gönüllü (%62.7 erkek, %38.3 kadın, ortalama yaş 44.9±3.3 yıl) değerlendirildi. Olguların %61.7'si sigara içmekteydi. (Erkeklerin %73.4'ü, kadınların %41.4'ü). Sigara içme oranı erkeklerde anlamlı derecede yüksekti. Sigara içenlerin ortalama fagerstrom skoru 3.6±2.3 idi. Sigara içme süresi, sigara paket yılı ile fagerstrom skoru arasında ilişki yoktu. Serbest meslek grubunda sigara içimi diğer meslek gruplarına oranla anlamlı derecede yüksekti. Sigara içenlerin %29.9'u uzun sigara içmekteydi. Uzun sigara içenler (yaş ortalaması 47.1±2.0 yıl), kısa sigara içenlere (yaş ortalaması 42.0±1.4) oranla anlamlı derecede yaşlıydı. Uzun sigara içenlerin ortalama sigara içme (p=0.025) ve paket yılı (p=0.006) kısa sigara içen gruba oranla anlamlı derecede yüksekti. Toplumumuzda erkeklerde ve serbest meslek grubunda sigara içme oranı yüksektir. İçilen sigara miktarı, nikotin bağımlılığı ile korele olmayabilir. Uzun sigara içimi ileri yaş grubu, daha fazla sigara içim yılı ve paket yılı ile ilişkilidir., Smoking cigarette is an important health problem in Turkey. Everyone of three adults smokes according to the data of The Ministry of Health. In our study, we aimed to evaluate smoking and nicotine addiction status and related demographic factors in Bursa's public. Were asked from participants to fill a questionnaire including their smoking and demographic status, in COPD day at a mall in Bursa. Their datas were recorded and evaluated. In this study were evaluated 298 participants (111 female, 187 male) with a mean age of 44.9±3.3 years. 61.7% of the participants was smoking (73.4% of the male and 41.4% of the female). The rate of smoking was significantly higher in male (p0.05). In self employed persons, smoking was significantly higher than other job groups (p
- Published
- 2011
33. Bilateral primary breast lymphoma: A rare case
- Author
-
Yetim, İbrahim, Durgun Yetim, Tülin, Özkan, Orhan Veli, Diner, Güvenç, Savaş, Nazan, Davran, Ramazan, Helvacı, Rahmi, Kaya, Hasan, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
immune system diseases ,hemic and lymphatic diseases ,skin and connective tissue diseases ,Cerrahi - Abstract
Primary non Hodgkin’s lymphoma of the breast is rare. Bilateral involvement of the breasts is even morerare. Lymphomas are divided into two groups: Hodgkin’s Lymphoma and non Hodgkin’s lymphoma. Diffuse large cell non Hodgkin’s lymphoma is the most common type. A 56 year old female presented with masses in both breasts. An excisional biopsy was obtained from both tumoral masses. Histopathological assessment revealed diffuse large cell non Hodgkin’s lymphoma and chemotherapy was started. Here we present the case of bilateral primary breast lymphoma while discussing clinical characteristics, treatment modalities and the outcomes., Memenin primer Non-Hodkgin lenfoması nadirdir. Bilateral tutulum oranı düşüktür. Lenfomaların bilinen iki türü vardır. Bunlar hodking lenfoma ve nonhodking lenfomadır. En sık alt tip olarak diffüz büyük hücreli non-hodking lenfoma izlenir. Olgumuz 56 yaşında bayan hasta, memede kitle ile başvurdu. Kitleden eksizyonel biopsisi alındı. Histopatolojik ve immunhistokimyasal olarak değerlendirildi. Sonuç Non-hodkin diffüz büyük B hücreli lenfoma ile uyumlu geldi ve primer kemoterapi ile tedavi edildi. Makalede nadir gözlenen bilateral primer meme lenfomalı olguyu klinik özellikleri, tedavi yaklaşımı ve sonuçları ile değerlendirerek sunduk.
- Published
- 2011
34. BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE AYAKTAN VE YATARAK TEDAVİ ALAN HASTALARIN MEMNUNİYET DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLER SATISFACTION LEVELS OF IN PATIENTS AND OUT PATIENTS OF A UNIVERSITY HOSPITAL AND RELATED FACTORS
- Author
-
Erdem, Mehmet, primary, Öztoprak, Yağmur, additional, Ülgen, Cansu, additional, Emlik, Betül Eslem, additional, Gül, Kutluhan Furkan, additional, Yıldız, Asiye, additional, Mert, Abdurrahman, additional, Dönmez, Mehmet, additional, Güldoğan, Sedat, additional, Bastacı, Feryal, additional, Arpacı, Anıl, additional, Nacak, Kübra Gizem, additional, Yeniçeri, Arif, additional, and Savaş, Nazan, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
35. Stabil sarkoidoz hastalarında atopi ve allerjik hastalıkların sıklığının değerlendirilmesi
- Author
-
Nalci Savaş, Nazan, Uzaslan, Esra, and Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Göğüs Hastalıkları ,Chest Diseases - Abstract
Solunum yolu ile alınan pek çok antijenik stimulus farklı immunolojik reaksiyonlara yol açmaktadır. Bunun sonucunda ise alerjik rinit, astım gibi alerjik hastalıklardan, sarkoidoz gibi granülomatöz hastalıklara kadar geniş spektrumda solunum hastalıkları oluşmaktadır. Sarkoidoz, T lenfosit, mononükleer fagosit infiltrasyonu ve etkilenen organlarda granülomlar ile karakterize, etyolojisi tam aydınlatılamamış, multiorgan disfonksiyonuna yol açan sistemik bir hastalıktır. Hastalık bilinmeyen sarkoid stimulus ile oluşmakta bunun sonucunda dormant T hücreler ve makrofajlardan çeşitli proinflamatuar sitokinler üretilmektedir. Sarkoidozda bronkoalveoler sıvısında T helper 1 sitokinler interferon-? (IFN-?) ve interlökin-2 (IL-2) görülmektedir.Atopi, tek ya da pek çok çevresel antijene Th2 tip immün cevap olarak oluşmaktadır. Atopi riskini etkileyen ana nedenler antijenik maruziyetin miktarı, süresi ve lokal mikroçevresel sitokin profilidir. Sarkoidoz hastalarında Th2 sitokin profilinin suprese ve aktif olmadığına inanılmaktadırAraştırmamızda amacımız stabil sarkoidoz hastalarında atopi ve alerjik hastalıkların sıklığının değerlendirilmesidir.Çalışmamıza stabil dönemde toplam 40 sarkoidoz hastası alındı. Bu hastaların tümüne deri prick testi ve alerjik yakınmaları sorgulamak amacı ile ECRHS II anketi uygulandı. İstatistiksel değerlendirme Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı'nda SPSS 13.0 paket programı kullanılarak yapıldı.Tüm hastaların %32.5'inde atopi pozitif olarak saptandı. Atopi olan grupta yaş ortalaması 50.3±2.4 iken atopi olmayan grupta 46.1±2.3 bulundu (p>0.05). Erkekler ve kadınlar arasında atopi sıklığı bakımından farklılık saptanmadı. Atopi olan ve olmayan olgular solunum fonksiyon parametrelerinden FEV1, FEV1%, FVC ve FVC% açısından değerlendirildiğinde, her 2 grup arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı. (p>0.05). Hastaların sarkoidoz evresine bakılmaksızın solunum fonksiyon testinde FEV1 ve FVC %70 altı ve üstü olarak oluşturulmuş gruplar arasında atopi sıklığı açısından fark olmadığı görüldü.Atopik olan grup ile nonatopik grup karşılaştırıldığında egzema, atopik grupta istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha sık saptandı (p=0.032).Hastalar sarkoidoz evrelemesine göre evre 1 ve 2 olarak değerlendirildi. Evre 1'de atopi %30, evre 2 `de %35 olarak saptandı. Tüm hastalara ECRHS II anketi uygulandı. Atopik olan ve olmayan hastalarda ECRHS II anketi solunum semptomları, dispne sıklığının değerlendirilmesi ve alerjik hastalıklar bakımından farklılık saptanmadı. Atopi durumu göz önüne alınmaksızın evre 1 ve 2 hastalarda ECRHS II anketi solunum semptomları, dispne sıklığının değerlendirilmesi ve alerjik hastalıklar bakımından farklılık saptanmadı.Bulgularımız stabil sarkoidoz hastalarında atopi oranını beklenenin üzerinde sonuçlanmıştır; ancak, olgu sayısı sınırlı olduğu için bu sonuç daha geniş serili çalışmalarla desteklenmelidir. Several airborne antigenic stimuli may cause different immunologic reactions that may result in a broad spectrum of respiratory disorders from asthma and allergic rhinitis to granulomatous disorders such as sarcoidosis. Sarcoidosis is a multiorgan disorder of unknown etiology characterized by T lymphocyte and mononuclear phagocyte infiltration and granuloma formation in affected sites. The disease is believed to be triggered by an unknown sarcoid stimulus that activates dormant T cells and macrophages to produce various proinflammatory cytokines. In sarcoidosis, the bronchoalveolar fluid T cells have been shown to release T helper 1 (Th1) cytokines, such as interferon-? (IFN-?) and interleukin-2 (IL-2) spontaneously.Atopy is developed as a result of Th2 type immune response to single or multiple environmental antigens. The intensity and duration of antigenic exposure and the local microenvironmental cytokine profile are the main contributors that affect the risk of atopy. In patients with sarcoidosis, Th2 cytokine profile are believed to be supressed and nonactive.In this study we aimed to investigate atopy and allergic diseases frequency in stabil sarcoidosis patients.40 sarcoidosis patients were enrolled in our study. Skin prick tests (SPT) and European Community Respiratory Health Survey (ECRHS) questionnaire were applied to all cases. Statistical analyses were performed at Uludag University Biostatistics Department using SPSS version 13.0 programme.The ratio of atopy in sarcoidosis was 32.5%. Mean age in atopic patient is 50.3±2.4 years, in nonatopic patient is 46.1±2.3 years (p>0.05). No difference were observed between men and women concerning atopy frequecy. When atopy pozitive and negative cases are compared according to pulmonary function parameters FEV1, FEV1%, FVC ve FVC%, there is no statistical significant difference detected between 2 groups (p>0.05) Without concerning stage of the sarcoidosis patients, between the groups formed according to pulmonary function test (as over and under FEV1 ve FVC 70%) there was no difference observed concerning atopy frequency.When compared atopic and nonatopic groups, eczema were confronted significantly more frequently in atopic group. (p=0.032)Patients were evaluated as stage 1 and Stage 2 according to sarcoidosis staging system. Atopy were observed 30% in stage 1 and 35% in stage 2. All patients were questioned for ECRHS II. No difference were observed for atopic and nonatopic patients concerning ECRHS II questionere pulmonary symptoms, evaluation and dyspne frequency and allergic diseases. Without taking atopy situation into consideration, no difference were observed stage 1 and 2 sarcoidosis patients concerning ECRHS II questionnaire pulmonary symptoms, evaluation and dyspne frequency and alergic diseases.Results are demonstrated that atopy frequency is higher than the expected for stable sarcoidosis patients, however, this result should be supported by wide range study, since the number of cases with in this study in rather small. 62
- Published
- 2009
36. Serum levels of nitric oxide and malondialdehyde in patients with brucellosis
- Author
-
Savaş, Lütfü, Önlen, Yusuf, Savaş, Nazan, Polat, Gürbüz, Aslan, Gönül, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Genel ve Dahili Tıp - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı bruselloz hastalarında serum nitrik oksit (NO) ve malondialdehit (MDA) düzeylerini saptamak; bulunan NO ile MDA değerlerini, eritrosit sedimentasyon hızı (ESR), aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT) gibi laboratuvar testleri ve ateş, terleme, eklem ağrısı gibi klinik bulgularla karşılaştırmaktı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 39 brusellozlu hastada tedaviden önce ve kontrol grubu olarak 20 sağlıklı kişide NO ve MDA düzeyleri araştırıldı. NO düzeylerini saptamak için Green yöntemi ile nitrat düzeyleri ölçüldü. MDA düzeylerini saptamak için Yagi metodu kullanıldı. Bulgular: Brusellozlu hastalarda serum NO ve MDA düzeyleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p< 0.05). NO ile brusella serum aglütinasyon testi (SAT), AST, ALT, ateş, terleme ve eklem ağrısı arasında anlamlı bir ilişki yoktu. Buna karşılık NO düzeyleri yüksek olanlarda ESR değerleri yüksekti (p< 0.05). Yine MDA ile ESR, ALT, SAT, ateş ve eklem ağrısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken (p> 0.05), AST 40 IU/L’nin üzerinde olanlarda MDA değerleri düşük bulundu (p< 0.05). Ayrıca terleme öyküsü olanlarda MDA değerleri yüksekti (p< 0.05). Sonuç: Bu yüksek NO ve MDA değerlerinin klinik olarak anlamlı olup olmadığını göstermek için bu konuda daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç vardır., Objective: The aim of this study was to determine serum levels of nitric oxide (NO) and malondialdehyde (MDA) in patients with brucellosis and to compare these levels with laboratory tests such as erythrocyte sedimentation rate (ESR), aspartate aminotransferase (AST), alanine aminotransterase (ALT), brucella serum agglutination test (SAT), as well as clinical findings such as fever, sweating, and arthricular pain for the diagnosis of brucellosis. Material and Methods: In this study, serum NO and MDA levels were determined in 39 patients with brucellosis before treatment, and in 20 healthy individuals as a control group. Nitrate levels were measured by Green’s method, and Yagi’s method was used to determine MDA levels. Results: Serum NO and MDA levels were significantly raised in patients with brucellosis when compared to those of the control group (p< 0.05). There was no relation between serum levels of NO, SAT, AST, ALT, or fever, sweat, and arthricular pain. Contrarily, the ESR was also high in patients with high levels of NO (p< 0.05). In addition, there was no relation between MDA and ESR, ALT, SAT, fever, and arthricular pain (p> 0.05); however, in patients with AST levels higher than 40 IU/L, levels of MDA were low (p< 0.05). Furthermore, MDA levels were high in patients with a history of sweating (p< 0.05). Conclusion: Further studies are needed in order to determine whether high levels of NO and MDA in patients with brucellosis are clinically significant.
- Published
- 2005
37. The comparison of the serological methods in diagnosis of brucellosis
- Author
-
Savaş, Lütfü, Önlen, Yusuf, Savaş, Nazan, Ocak, Sebahattin, Arslan, Bahadır, Akçalı, Aylin, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri - Abstract
Bu çalışmada Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Hastanesi polikliniklerine bruselloz kliniğini düşündüren bulgularla başvurmuş olan hastalara ait 4707 serum örneği seroepidemiyolojik açıdan değerlendirildi. Mevsimsel dağılım açısından Serum Aglutinasyon Testi (SAT) pozitifliğinin en sık ya: aylarında olduğu görüldü. 4707 serumun 166 (%3.5)'sının SAT'ı 1/160 ve üzerindeki dilüsyonlarda pozitif. 4541 (%96.5)'nin SAT'ı negatif bulundu. Tüm serumların 3436 (%73.0)'sı kadın, 1271 (%2 7.0) 'i erkek hastalardan alınmıştı. Benzer şekilde SAT'ı 1/160 ve üzerindeki dilüsyonlarda pozitif olan serumların 109 (%65.7)'u kadın. 57 (%34.3)'si erkek hastalara ait idi. Bütün serumlarda brusellozım serolojik tanısında kullanılan Rose Bengal ile SAT karşılaştırmalı olarak çalışıldı. SAT negatif 4541 (%96.5) serumun 123 (%2.6)'ünde Rose Bengal pozitif. Rose Bengal negatif olan 44S4 (%95.3) serumun 66, In this study 4707: sera which are belong to patients presenting to Başkent University of Adana Hospital with clinical findings of brucellosis were evaluated seroepidemiologically. According to seasonal distribution the highest rate of the positive SAT was seen in summer. Of the 4707 sera, 166 (3.5%) were SAT positive between 1/160 and 1/1280 dilutions and 4541 (96.5%) were negative. Of whole these sera, 3436 (73.0%) were belong to female and 1271 (2 7.0%) were belong to male patients. Of the 166 sera, 109 (65.7%) were belong to female and 57(34.3%) were belong to male patients. In all sera Rose Bengal test and SAT were compared. Rose Bengal test was found positive in 123 (2.6%) of 4541 SAT negative sera and SAT was found positive in 1/160 dilutions and more in 66 (1.4%) of 4484 (95.3%) sera (p< 0.001).
- Published
- 2005
38. Prevalence of pediculosis capitis in primary school children in Antakya
- Author
-
Serarslan, Gamze, Çulha, Gülnaz, Savaş, Lütfü, Yiğit, Hakan, Akçalı, Cenk, Önlen, Yusuf, Savaş, Nazan, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Dermatoloji - Abstract
Amaç: Antakya’da ilkokul öğrencilerinde pedikülozis kapitis sıklığının saptanması amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Altı okulun kız ve erkeklerden oluşan toplam 3935 öğrencisi pedikülozis kapitis yönünden incelendi. Okullar, iyi ve kötü olarak iki sosyo-ekonomik sınıfa göre gruplandı. Sonuçların değerlendirilmesinde ki-kare testi kullanıldı. Bulgular: Pedikülozis kapitis sıklığı toplam %17.6 olarak bulundu. Baş biti kızlarda erkeklere oranla çok daha fazla tespit edildi (X²=486.9, df=1, p, Objective: To study the prevalence of pediculosis capitis among primary school students in Antakya. Material and Methods: A total of 3935 school children of both sexes enrolled in six schools were examined for the presence of pediculosis capitis. Schools were grouped into two socio-economic classes: Good and poor. The chi-squared test was performed to analyze the results. Result: The overall prevalence of pediculosis capitis was found to be 17.6%. Head lice was much more commonly detected in girls than boys (X²=486.9, df=1, p
- Published
- 2004
39. Ergenlerde İnternet Kullanımı ile Uyku Problemleri Arasındaki İlişki
- Author
-
EKİNCİ, Özalp, primary, ÇELİK, Tanju, additional, SAVAŞ, Nazan, additional, and TOROS, Fevziye, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
40. Cutaneous leishmaniasis and its status in Hatay province, Turkey
- Author
-
Çulha, Gülnaz, primary, Doğramacı, Çiğdem Asena, additional, Gülkan, Burcu, additional, and Savaş, Nazan, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
41. Doğankent Sağlık Eğitim Araştırma Bölgesindeki 15-49 yaş kadınların ruh sağlığı ve aile içi şiddete maruz kalma açısından değerlendirmesi üzerine bir çalışma
- Author
-
Savaş, Nazan, Ağrıdağ, Gülseren, and Halk Sağlığı Anabilim Dalı
- Subjects
Halk Sağlığı ,Public Health - Abstract
ÖZET Kadınlarda ruhsal sorunlar bir toplum sağlığı sorunudur. Ayrıca kadına yönelik aile içi şiddet de kadın için fiziksel ve ruhsal sağlık sonuçlan doğurabilmektedir. Bu araştırma, kadınlardaki ruhsal sorunların birinci basamakta Prime MD testi ile tanımlanması ve bu tanı ile kadına yönelik aile içi şiddetin ilişkisini araştırmak üzere planlanmış kesitsel analitik bir araştırmadır. Çalışma Doğankent Sağlık Eğitim Araştırma Bölgesi'nde sosyokültürel yapıya göre tabakalanmış sağlık ocakları merkezinde, sistematik seçilmiş 15-49 yaş evlenmiş 395 kadında yapıldı. Yaşı ortalaması 32.31±8.14 olan araştırma grubunun %41.3'ünde en az bir ruhsal bozukluk saptandı. Tek veya başka tanılarla birlikte duygudurum bozukluğu %22.8, anksiyete bozukluğu %24.8 ve somotoform bozukluk %16.9 idi. Aüe içi şiddet puanlan on üzerinden en düşük 0.33, en yüksek 7.94 olmak üzere ortalama 2.98±1.32 olarak bulundu. Evliliklerinde kadının ya da ailesinin onayı yoksa, nikahı yoksa, geliri kötüyse, kadın çalışmıyorsa ve kocasından korkuyorsa aile içi şiddet puanlan daha yüksekti (p
- Published
- 2003
42. Improvement of monosymptomatic enuresis after adenotonsillectomy in children with obstructive sleep apnea syndrome
- Author
-
GÖKÇE, AHMET, primary, ASLAN, SÜNDÜS, primary, YALÇINKAYA, FATİH RÜŞTÜ, primary, DAVARCI, MÜRSEL, primary, KAYA, YUSUF SELİM, primary, SAVAŞ, NAZAN, primary, GÖRÜR, SADIK, primary, DAĞLI, ŞAFAK, primary, KİPER, AHMET NAMIK, primary, and BALBAY, MEVLANA DERYA, primary
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
43. The Prevalence of the Palmaris Longus Agenesis: A Study in Afghan Population
- Author
-
DOĞRAMACI, Yunus, primary, KALACI, Aydıner, additional, SAVAŞ, Nazan, additional, ESEN, Erdinç, additional, UÇAR, Edip, additional, DUMAN, İ. Gökhan, additional, KANATLI, Ulunay, additional, and YANAT, A. Nedim, additional
- Published
- 2010
- Full Text
- View/download PDF
44. Ortaokul öðretmenlerinin okullarda þiddeti önlemede öne çýkan tutum ve davranýþlarý; Türkiye'den bir ölçek geliþtirme çalýþmasý.
- Author
-
Savaş, Nazan, İnandı, Tacettin, Peker, Ersin, and Alışkın, Ömer
- Abstract
Aim: The aim was to determine the middle school teachers' featured behavior to prevent violent and to create a scale. Method: 232 teachers who represent population of Antakya participated. The Scale that is created by the researchers were performed. The validity and reliability analysis were done. Result: Kaiser-Mayer-Olkin value of the scale is 0.873, result of the Barlett test is 2505.7 (p<0.001) and Cronbach Alpha reliability coefficient is 0.902. The rate of total variance explained on this scala is 61.9% and it consist of seven factors. These factors, respectively; 1.There were student-centered exercises, which enable students to participate, and evaluation of exercises regularly. 2.There were creating educational environment that improve the students' communication skils and their self-confidence with exercises that are parent-centered. 3.It was about improving students' social relations and their defence skils against violence with teachers' response in the time, place and situation which carry risk for students. 4.There was teachers' contribution to programs that prevent to violence. 5.There were establishing class rules together and taking part in applying these rules. 6.There was a teachers' exercise to make students come together to do an activity against violence. 7.It includes teachers being not prejudiced towards their students and not hiding violent events. Conciliation: As a result theachers' attributes and behaviors which include parents, theachers, students and school environment take an important place to prevent violance in schools. Theachers' situation that is about preventing the violence can be evaluated with the scal e that includes these attributes and behaviors. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
45. Kutanöz leishmaniasis ve Hatay İlindeki durumu.
- Author
-
ÇULHA, Gülnaz, DOĞRAMACI, Çiğdem Asena, GÜLKAN, Burcu, and SAVAŞ, Nazan
- Subjects
CUTANEOUS leishmaniasis ,AMASTIGOTES ,HEALTH education ,MICROSCOPY ,PARASITOLOGY - Abstract
Copyright of Turkish Bulletin of Hygiene & Experimental Biology / Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji is the property of Refik Saydam National Public Health Agency and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
46. Prevalence Of Methicillin-Sensitive And Methicillin-Resistant Staphylococci In Intensive Care Units In A University Hospital
- Author
-
Duran, Nizami, primary, Savaş, Lütfü, additional, Önlen, Yusuf, additional, Savaş, Nazan, additional, Ocak, Sabahattin, additional, and İris, Nur Efe, additional
- Published
- 2005
- Full Text
- View/download PDF
47. Iodine, copper, zinc, selenium and molybdenum levels in children aged between 6 and 12 years in the rural area with iodine deficiency and in the city center without iodine deficiency in Hatay.
- Author
-
Çelik, Tanju, Savaş, Nazan, Kurtoğlu, Selim, Sangün, Özlem, Aydın, Zeki, Mustafa, Didin, Öztürk, Oktay Hasan, Mısırlıoğlu, Seher, and Öktem, Murat
- Subjects
- *
COPPER , *GOITER , *IODINE , *METROPOLITAN areas , *MOLYBDENUM , *RURAL conditions , *SELENIUM , *STUDENTS , *ZINC , *IODINE deficiency - Abstract
Aim: Thyroid diseases related with iodine deficiency are observed commonly in our country and in the world. In this study, we aimed to investigate iodine deficiency in urine and selenium, zinc, copper or molybdenum deficiency which may accompany this in children aged between 6 and 12 years in two schools in the province of Hatay (endemic goitre region). Material and Methods: This study is a case-control field-study in which students aged between 6 and 12 years were included. One hundred fourteen subjects from the village of Tanışma related to the center of our province and 100 subjects from the city center of Hatay (Antakya) were included in the study. Iodine, selenium, zinc, copper and molybdenum levels were measured in the urine samples of the students included in the study. Results: Iodine deficiency was found with a severe (5%), moderate (18.4%) and mild degree (43%), respectively in the village of Tanışma. Mild iodine deficiency (7%) was found in the center of Hatay. No moderate and severe iodine deficiency was found in the control group. A significant difference was found between the groups in terms of urine iodine excretion (p<0.001). A significant correlation was found between the levels of iodine, selenium, zinc and molybdenum (p<0.05). A moderately positive correlation was found between iodine and selenium (p<0.001). A moderately positive correlation was found between iodine and zinc levels (p<0.001) and a weak correlation was found between iodine and molybdenum (p<0.01). No significant correlation was found between iodine level and copper level (p>0.05). Conclusions: Selenium and zinc deficiency may accompany iodine deficiency. Selenium and zinc deficiency should be considered in individuals who are found to have iodine deficiency especially in endemic goitre regions. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
48. Myocardial perfusion SPECT and dobutamine stress tissue Doppler imaging in evaluation of patients with stable angina pectoris.
- Author
-
Yalçın, Hülya, Aktaş, Ayşe, Erol, Tansel, Yapar, Ali Fuat, Aydın, Mehmet, Savaş, Nazan, Yalçın, Fatih, and Müderrisoğlu, Haldun
- Subjects
PERFUSION ,CARDIOMYOPATHIES ,DOBUTAMINE ,DOPPLER echocardiography ,ANGINA pectoris ,PATIENTS - Abstract
Copyright of Anatolian Journal of Cardiology / Anadolu Kardiyoloji Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2010
- Full Text
- View/download PDF
49. Seboreik Dermatitli Hastalarda Yaşam Kalite Değerlendirmesi.
- Author
-
Doğramacı, Asena Çiğdem, Havlucu, Deniz Yurtman, and Savaş, Nazan
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Dermatology / Turk Dermatoloji Dergisis is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2008
50. Toplumda Taní Konmamíş KOAH Síklíğí: Kesitsel Bir Çalíşma.
- Author
-
Göçmen, Hayrettin, SavaŞ, Nazan Nalci, UrsavaŞ, Ahmet, KaradaĞ, Mehmet, CoŞkun, Funda, Gözü, Oktay, Yildiz Demirci, Ayşer, and Ocak, Íbrahim
- Subjects
- *
OBSTRUCTIVE lung diseases , *SPIROMETRY , *RESPIRATORY diseases , *SMOKING , *PHYSICIAN-patient relations , *SOCIAL status - Abstract
Objective: COPD is more common disease in old age group. Apply to doctor delays because more symptoms of COPD are supposed to age. In this study our aim was to determine the frequency of the cases who have spirometric lung diseases that no diagnoses by to doctor. Material and Methods: A spirometry stand was pitched in a great shopping center in Bursa and pulmonary function test was performed with the same type of spirometer to 261 healthy participants in World COPD Day's. Before the test, all the subjects filled a questionnaire including own smoking habits, demographic factors and socioeconomical status. Results: We evaluated 261 subjects with a mean age 45.0 ± 3.3 years and 64.8% of them were males. The mean FEV1, FVC, FEV1/FVC, PEF, FEF25- 75 values of the subjects were 91.0 ± 18.1%, 95.5 ± 14.8%, 92.7 ± 17.4%, 58.8 ± 19.7% and 82.0 ± 26.6% respectively. Spirometric obstructive lung disease in 39 subjects (in 9 severe, in 12 moderate and in 18 mild of them), restrictive lung disease in 19 subjects (in 5 moderate and in 14 mild of them) were found. 20 of 39 subjects who had obstructive lung disease, were females. The frequency of obstructive lung disease that no had diagnosis, was significantly higher in females. In the self employed persons mean FEV1/FVC and mean FEV1 values were significantly lower than other job groups. The numbers of the subjects which were found restrictive lung diseases, were significantly higher in old age group. Negative significant relationship were found between %PEF and %FEF25-75 values and cigarette packet years. Conclusion: Diagnosless lung diseases are more widespread in people. The activities about COPD, may guide to apply to doctor in group have disease. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2008
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.