Search

Chronic kidney disease (CKD) is a nephrological syndrome characterized by chronic, progressive and non-reversible nephron loss due to various diseases. When the CKD-EPI eGFR rate falls below 45 ml/min, patients should be closely monitored by a multidisciplinary team in the nephrology low clearance out-patients clinics. The core members of this team are nephrologists and nurses involved in patient training and education. Education nurses are the most convenient staff for communicating with patients easily. The duties of the education nurse include helping the patients and their families to adjust to lifestyle changes, preventing discrepancies, and helping patients and their families to cope with the problems they face, and helping them to adapt in the disease process and return in their daily life. Changes in the patient's condition can be detected in the early stages and early intervention is provided. Patients can take responsibility for their treatment and care by increasing their satisfaction, In this case, low clearance out-patients nursing educational process is examined according to the nursing diagnoses developed by the North American Nursing Diagnosis Association (NANDA) and Functional Health Pattern Model which is developed by Gordon in 1982., Kronik böbrekhastalığı (KBH), çeşitli hastalıklara bağlı olarak gelişen kronik, progresif vedönüşümsüz nefron kaybı ile karakterize olan bir nefrolojik sendromdur. CKD-EPI eGFH hızı 45 ml/dk’in altınadüştüğü zaman hastalar, Nefroloji DüşükKlirens Polikliniklerinde multidisipliner bir ekip çalışmasıyla daha yakındanizlenmelidir. Bu ekibin çekirdek üyelerini nefroloji uzmanı ve eğitim hemşirelerioluşturmaktadır. Hastalarla iletişimi en kolaysağlayan kişiler hemşirelerdir. Eğitim hemşiresinin görevleriarasında hasta ve ailesininyaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlamasına yardım etmek, uyumsuzluklarıönlemek, hasta ve ailesinin karşılaşılacak sorunlarla baş etme becerilerinigeliştirerek hastalığa uyumlarını arttırmaya yardımcı olmak da bulunmaktadır.Hastaların durumundaki değişiklikler erken dönemde saptanıp erken müdahaleedilmekte, hastaların tedavi ve bakımlarına ilişkin sorumluluk almasısağlanarak memnuniyetleri artırılabilmekte, günlük yaşamdaki rollerine geridönmelerine yardımcı olunabilmektedir. Buolguda Düşük Klirens Polikliniği hemşirelik eğitim süreci; 1982’de Gordontarafından geliştirilmiş olan Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Modeline (FSÖ)’negöre saptanan veriler, Kuzey Amerika Hemşirelik Tanıları Birliği (NANDA)tarafından geliştirilen hemşirelik tanıları doğrultusunda incelenmiştir.

Bu araştırmada ilköğretim birinci kademede verilen performans görevlerine ilişkin öğretmen ve veli görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, 2011-2012 öğretim yılında Samsun il merkezinde bulunan 15 ilköğretim okulunda görev yapan 180 sınıf öğretmeni ve 160 öğrenci velisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma verileri anket ve yarı yapılandırılmış görüşme yoluyla elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde yüzde, frekans, aritmetik ortalama, standart sapma ve t testinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda performans görevlerinin öğrencileri araştırmaya sevk ettiği, onlara başarmış olma duygusu yaşattığı, el becerilerini geliştirdiği ve çocuk-ebeveyn ilişkisine katkı sağladığına ancak velilerin kaynaklara ulaşmada sıkıntı yaşadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca araştırma sonucunda ilköğretim birinci kademede performans görevlerine ilişkin görüşlerde katılımcıların öğretmen veya veli olma durumuna göre anlamlı bir faklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Öğretmenlerin performans görevlerine ilişkin görüşlerine bakıldığında cinsiyetlerine göre anlamlı bir faklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Bu farklılığın erkek öğretmenler lehine olduğu saptanmıştır

Türkiye, eğitimde reform çalışmaları sonucu 2005-2006 yılından itibaren yeni ilköğretim programını uygulamaya başlamıştır. Yenilenen ilköğretim programı öğrenci merkezli yapılandırmacı yaklaşımı benimsemiştir. Öğrenme sonucundan çok öğrenme sürecinin değerlendirilmesini esas alan yaklaşım sonucu programın ölçme ve değerlendirme boyutunda da yenilikler olmuştur. `Yeni durum belirleme` diğer adıyla `alternatif durum belirleme` yaklaşımlarından performansa dayalı durum belirleme içinde yer alan performans görevleri ilköğretim birinci kademede en sık kullanılan teknikler arasındadır. Performans görevlerini uygulama sürecinde karşılaşılan olumlu ve olumsuz durumların belirlenmesinde, yaşanılan olumsuzlukların düzeltilmesinde öğretmenlerin ve velilerin önemli bir yeri vardır.Bu araştırmada ilköğretim birinci kademede verilen performans görevlerine ilişkin öğretmen ve veli görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, 2011-2012 öğretim yılında Samsun il merkezinde bulunan 15 ilköğretim okulunda görev yapan 180 sınıf öğretmeni ve 160 öğrenci velisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma nicel ve nitel yöntemin bir arada kullanıldığı karma yöntemle gerçekleştirilmiş; nicel veriler hazırlanan ölçme araçları ile nitel veriler ise yarı yapılandırılmış görüşme yoluyla toplanmıştır. Nicel verilerin analizinde yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmış, araştırmanın alt amaçlarına yönelik olarak t-testi, Kruskal Wallis H testi ve varyans analizi kullanılmıştır. Nitel veriler ise betimsel çözümleme tekniği ile analiz edilmiştir.Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre; performans görevlerinin öğrencileri araştırmaya sevk ettiği, okul ile ev arasındaki etkileşimi artırdığı, öğrencilerin özgüvenini geliştirdiği; ancak öğrencilerin kaynaklara ulaşmada problem yaşadığı, performans görevlerinin veliler tarafından yapıldığı, ailelerin ekonomik yönden yük olarak düşündüğü, değerlendirilmesinin zaman aldığı gibi görüşler ortaya çıkmıştır.Anahtar Kelimeler : Performans Görevleri, Alternatif Durum Belirleme, Yapılandırmacı Yaklaşım Turkey has applied new elementary program as a result of innovation works in education area in 2005-2006. Renewed education program adopted the learner centred constructivist approach. As a result of the approach which focuses on the evaluation of learning process rather than the result of learning, there became some innovations in testing and evaluation format of the program. One of the approaches of `new situation determining` in other words `alternative situation determining`, performance tasks which take place in the performance-based situation determining is one of the mostly used techniques in elementary schools. Teachers and parents have an important role in defining the positive and negative situations and improving these negative situations during the application process of performance tasks.In this research, it is aimed to define both parents and teachers' views about the performance tasks given in elementary schools. This research was completed with 180 elementary school teachers who work in 15 elementary schools in Samsun city centre and 160 student parents between 2011–2012 academic years. The research was completed with the composed method where quantitative and qualitative methods were applied; quantitative data prepared with testing tools and qualitative data with semi constructivist meetings were collected. Percentage, frequency, average, and standard deviation values were calculated in the analysis of quantitative data and t-test, Kruskal Walis H test and variance analysis were used for sub aims of the research. According to the findings at the end of the research, elementary school teachers and parents think that performance tasks have such benefits, they let the students do research, increase the interaction between school and home, improve students' self-confidence; however, there has appeared some opinions that students have problems to access the resources performance tasks are done by the parents, they sometimes become burden to parents economically, it also takes time to evaluate them.Key Words :Performance Tasks, Alternative Situation Determining, Constructivist Approach 129

Treatment of malignancy in patients with chronic renal failure has been an issue of debate since mid 1970’s. Any stage of chronic renal disease is seen in patients with malignancy with a high frequency such as 50-60%. Nowadays, incidence of end-stage renal failure is increasing worldwide and the majority of these patients undergo hemodialysis. Doses of the cytotoxic treatment and application of the drugs with appropriate timing according to the hemodialysis periods is important in these patients because of the side effects and efficacy of the treatment; when there is a coexisting malignancy. In this paper, tolerance and dose arrangement of the chemotheraupetics used in treatment of solid tumors in patient with end stage renal failure who undergo hemodialysis have been reviewed with current litearure, Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda malignite tedavisi 1970’li yılların ortalarından itibaren tartışılmaya başlanmıştır. Maligniteli hastalarda, %50-60 gibi yüksek oranlarda kronik böbrek hastalığının herhangi bir evresine rastlanılmaktadır. Günümüzde son dönem böbrek yetmezliği SDBY sıklığı tüm dünyada giderek artmakta ve bunların büyük çoğunluğu da hemodiyaliz tedavisi görmektedir. Bu hastalarda, eşlik eden malignite varlığında sitotoksik tedavilerin dozu ve diyaliz tedavi seansları dikkate alınarak doğru zamanlama ile uygulanması, tedavinin etkinliği veya yan etkileri açısından çok önemlidir.Bu yazıda hemodiyaliz tedavisi gören son dönem böbrek yetmezlikli hastalarda, eşlik eden solid tümörlerin tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının tolerans ve doz ayarlanması güncel literatür eşliğinde gözden geçirildi

The etiology of chronic kidney disease is multifactorial but diabetes mellitus and hypertension are the main factors. One of the rare causes is Fabry disease. Fabry disease is often overlooked in the diagnosis due to the low awareness of the disease, its rare occurrence, and the various clinical variants. The disease has X-related recessive inheritance and all men who carry the diseased X gene are therefore affected. The disease exhibits mosaicism in women due to the ionization in females. Fabry disease is detected by enzyme activity, gene analysis evaluation, and the measurement of accumulated metabolites in the blood or tissue. Enzyme replacement therapy and supportive therapy are used for the treatment. The clinician must be alert to not miss the disorder as it can have various manifestations, Kronik böbrek hastalığı etiyolojisinde diyabetes mellitus ve hipertansiyon başta olmak üzere birçok neden vardır. Etiyolojide yer alan nadir görülen nedenlerden biri de Fabry hastalığıdır. Fabry hastalığı farkındalığı düşük olması, nadir görülmesi ve çeşitli klinik varyantları olması nedeniyle sıklıkla tanıda gözden kaçmaktadır. Hastalık X’e bağlı resesif geçtiği için geni taşıyan tüm erkekler etkilenir. Kadınlarda iyonizasyon olması nedeniyle kadınların hastalıktan etkilenmesi mozaizm gösterir. Fabry hastalığı tespitinde enzim aktivitesi, gen analiz değerlendirilmesi ve biriken metabolitlerin kanda veya dokularda ölçümü kullanılır. Tedavisinde enzim replasman tedavisi ve destek tedavi uygulanır. Hastalığın kliniğe yansıması farklı olduğundan klinisyen tanıyı gözden kaçırmamak için dikkatli olmalıdır