27 results on '"Sarı, Nil"'
Search Results
2. İki COVID-19 hastası bağlamında etik sorunların tartışılması
- Author
-
Sarı, Nil and Rektörlük
- Abstract
[No abstract]
- Published
- 2021
3. 19'uncu yüzyılda Osmanlı Devletinin bulaşıcı salgın hastalıklarla mücadelesinde kurumlaşma ve tıp biliminin uygulanması
- Author
-
Sarı, Nil and Rektörlük
- Abstract
Bulaşıcı salgın hastalıklar tarih boyunca insan hayatının bir parçasıydı. Bazen uzun yıllar süren salgın dönemlerinde dalgalar halinde şiddetlenen bulaşıcı hastalıklar ilk görüldüğü yerden tüm dünyaya canlar alarak yayılırdı. Çiçek ve hıyarcıklı veba gibi hemen bulaşan, hızla yayılan, ürkütücü biçimde ölüme yol açarak insan nüfusunu kırıp geçiren bazı hastalıkların etkenleri tanınmasa da bulaşıcı oldukları biliniyordu. Cüzam ve frengi gibi yavaş ilerleyen, yıllarca kalıcı olabilen, mağdurlarını yaşayan ölülere dönüştüren kronik bazı hastalıkların da bulaştığı biliniyordu. Ancak, 19’uncu asrın son çeyreğine kadar bulaşma yolları bilinemeyen salgın hastalıklar en ziyade pis ve kokuşmuş havaya atfedildi. Hipokrat’ın miasma teorisine dayanan bu görüş bakterilerin hastalık etkeni olarak tespitine dek hüküm sürdü.
- Published
- 2021
4. Osmanlı hekimliğinde sağlıklı yaşam için duygu durumunun gözetilmesi
- Author
-
Sarı, Nil
- Subjects
Psikoloji ,Osmanlı Hekimliği ,Emotions ,Autonomous Nervous System ,Psychology ,Heyecan ,Otonom Sinir Sistemi ,Duygu ,Ottoman Medicine - Abstract
Kişinin duygu durumu Osmanlı dönemi tıp metinlerinde “nefsin ha-reketi” (hareket-i nefsâniyye) başlığı altında anlatılır. Osmanlı Türkçesi ile yazılı klasik dönem tıp kitaplarında sağlıklı yaşam için zaruri görülen şartlardan biri de duygu durumunun düzenlenmesidir. Bu çalışmada konuyla ilgili bilgiler 15. ve 17. yüzyılda yazılan dört tıp kitabından yorumlanarak aktarılmıştır. Dönemin tıp felsefesi bağlamında nefsin hareketi doğrultusunda oluştuğu var sayılan öfke, korku, sevinç, kuruntu, utanma, keder, kaygı gibi başlıca duygu durumlarının bedende yol açtığı tepkiler ve davranışa yansımaları “nefsin belirtileri” (ârâz-ı nefsanî) olarak ifade edilir. “Nefsin hareketsizliği” (sükûn-i nefsânî) ise olumsuz yönüyle duygu eksikliği, olumlu yönüyle düşüncenin heyecanı sakinleştirmesi olarak tanımlanır. Hipokrat ve Galen’in tıp felsefesini ve İslam tıbbını izleyen batılılaşma öncesi Osmanlı dönemi hekimleri, duygu ve düşüncenin bedene etkisinin farkındadır. Sağlığa zararlı bulunan aşırı duygulanmanın önlenmesi ve heyecanın bedene zararının giderilmesi için çeşitli tedbirler öngörülür. Duygu durumunu dengeye getirme amacıyla, ilaçla tedavinin yanı sıra davranış tedavisi, uğraş tedavisi gibi çeşitli destek tedavileri tavsiye edilir. Dostlarla birlikteliğin, sohbetin ve müzikle tedavinin yararı üstünde durulur. Fazla heyecanın önüne geçmenin bir yolu da erdemli bir kişiliğin geliştirilmesidir. Bu araştırmada ayrıca, konuyu ve özel kavramları aydınlatma amacıyla, günümüz tıp bilgisi çerçevesinde metinleri yorumlamaya yönelik çalışma da yapılmıştır. Emotions are described under the title of “movement of the spirit” (hareket-i nefsāniyye) in Ottoman medical manuscripts. One of the “essential” conditions for a healthy life is the regulation of mood, as described in medical books of the pre-modern period, written in Ottoman Turkish. In this study, examples related to the subject are gathered from four medical books of the 15th and 17th centuries. The main emotional states such as anger, fear, joy, worry, shame, grief, anxiety and their reactions in the body and reflection on the behavior are assumed to be formed in line with the movements of the spirit, expressed as “signs of the soul” (ārāz-ı nefsani), in the context of the medical philosophy of the period. “The unmoving soul” (sükūn-i nefsāni) is defined as apathy, in a negative way and positively as contemplation aimed to calm excitement. As the followers of the medical philosophies of Hippocrates and Galen and Islamic medicine, Ottoman physician writers of the pre-modern period were aware of the body’s reactions to feelings and thoughts. They identified some symptoms that appeared under the influence of emotions, described them and explained them with the medical philosophy of the period. Various measures are foreseen to prevent and eliminate excessive affect. In the medical manuscripts selected as an example in this study, various methods such as medical therapy, behavioral therapy, occupational therapy are recommended in order to balance the mood. Emphasis is placed on the benefits of music and conversation with friends. One way to avoid too much excitement is to develop a virtuous personality. In this research, in order to explain the meaning and special concepts of the subject, a study was also made to interpret the texts within the frame-work of today’s medical knowledge.
- Published
- 2021
5. Historical development of midwifery in Turkey
- Author
-
Sarı, Nil and Rektörlük
- Subjects
Türkiye ,Eğitim ,Turkey ,Ebelik ,Training ,Institutionalization ,Modernleşme ,Midwifery ,Kurumlaşma ,Modernization - Abstract
19’uncu yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren tıp eğitiminin Avrupa bilgi ve tecrübesine yönelmesi sonrasında sağlık çalışanlarının meslek hayatlarında büyük değişiklik olmaya başlamıştır. Ebeler modernleşme sürecinde nasıl etkilenmiştir sorusunun cevabı arşiv belgelerinden ve dönemin yayınlarından izlenebilmektedir. Bu çalışmada, el yazması ve matbu Osmanlı Türkçesiyle yazılı kitaplar ile arşiv belgelerine inilerek Batılılaşma öncesi ve sonrasında ortaya çıkan değişimler kısaca ele alınmıştır. 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar usta-çırak usulü ile yetişen geleneğe bağlı ebeler bağımsız bir meslek sahibiydi. Doğumu yaptıran ebe zor doğumlara da müdahale eder, yeni doğana ve lohusaya bakıp tedavi eder, anne sütünün gelmesi için uğraşmanın yanı sıra harici bir takım cerrahi girişimlerde de bulunabilirdi. 1840 tarihinden itibaren Tıp Mektebi’nin imtihanını başaranlara çalışma izni verileceği şartı ile birlikte gelenekten gelen ebelerin mesleklerini uygulamaları diplomasız sağlıkçılar olarak engellenmeye çalışıldı. Tarihi süreç içinde ebeler mesleki bağımsızlığını yitirdi ve kadın ebeler tıp mezunu erkek ebelerin yardımcısı oldular. Cumhuriyet’in ilk döneminde süregelen diplomalı ebe yetersizliği, köy ebelerinin yetiştirilmesiyle çözümlenmeye çalışılmıştır. Modernleşmenin en önemli bir sonucu ise ana-çocuk sağlığına büyük yarar sağlayan doğumevlerinin ve kadın hastalara mahsus hastane ve koğuşların açılmış olmasıdır., Beginning from the second quarter of the 19th century, after medical education turned towards European knowledge and experience, a great change began in the professional lives of healthcare professionals. The answer to the question of how midwives were affected in the modernization process can be followed from archive documents and publications of the period. In this study, the changes that occurred before and after westernization were briefly discussed by studying manuscripts, archive documents and printed books written in Ottoman Turkish. Until the middle of the 19th century, traditional midwives trained through masterapprentice method were independent professionals. The midwife who gave birth could also intervene in difficult deliveries, look after and treat the newborn and the puerperal, as well as make some external surgical interventions in addition to trying to bring breast milk. As of 1840, in line with the issued regulation, those midwifes who succeeded in the proficiency examination of the Medical School were given permission for practicing normal delivery. In the historical process, female midwives lost their professional independence and became assistants of male midwives graduated from the Royal Medical School. In the first period of the Turkish Republic, the inadequacy of graduated midwives was tried to be solved by the training of village midwives. However, one of the most important consequences of modernization is that maternity homes, hospitals and wards for female patients have been opened, which greatly benefited maternal and child health.
- Published
- 2021
6. Alveolar Bone Formation Enhancement Induced by The Combination of Propolis Extract and Bovine Bone Graft Through SMAD3 Expression and Woven Bone in The Socket Preservation (An In Vivo Study)
- Author
-
Ari, Muhammad Dimas Aditya, Kresnoadi, Utari, Azhar, Imam Safari, Sari, Nila, and Riawan, Wibi
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
7. AKİL MUHTAR ÖZDEN.
- Author
-
Sarı, Nil, Vatanoğlu, Elif, Ataman, Ahmet Doğan, Topçu, İbrahim, Belbez, Ümit Zeyneb, Karlıkaya, Esin, Gündoğdu, Ferda, Kurt, Ümit Emrah, and Kınık, Necla
- Published
- 2006
8. BESİM ÖMER AKALIN 1862-1940.
- Author
-
Sarı, Nil, Gündoğdu, Ferda, Karlıkaya, Esin, Topçu, İbrahim, Vatanoğlu, Elif, Belbez, Ümit Zeyneb, Ataman, Ahmet Doğan, Kurt, Ümit Emrah, and Kınık, Necla
- Published
- 2005
9. HASAN REŞAT SIĞINDIM.
- Author
-
Sarı, Nil, Ataman, Ahmet Doğan, Topçu, İbrahim, Belbez, Ümit Zeyrieb, Karlıkaya, Esiri, Vatarioğlu, Elif, Gündoşdu, Ferda, Kurt, Ümit Emrah, and Kınık, Necla
- Published
- 2007
10. ESAD IŞIK PAŞA 1865-1936.
- Author
-
Sarı, Nil, Kurt, Ümit Emrah, Ataman, Ahmet Doğan, Topçu, Ahmet, Belbez, Ümit Zeyneb, Karlıkaya, Esin, Vatanoğlu, Elif, Gündoğdu, Ferda, and Kınık, Necla
- Published
- 2006
11. Şerafeddin Sabuncuoǧlu, the author of the earliest pediatric surgical atlas: Cerrahiye-i Ilhaniye
- Author
-
Cenk Büyükünal, S.N. and Sari, Nil
- Published
- 1991
- Full Text
- View/download PDF
12. Hekim Şerafeddin Sabuncuoğlu'nun Cerrahiyetü'l Haniyye adlı eserinde yer alan cerrahi aletlerin tanımlanması, çizimi, sınıflanması ve karşılaştırılması
- Author
-
Kurt, Ümüt Emrah, Sarı, Nil, and Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı
- Subjects
Ethics-medical ,History of medicine ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Surgical instruments ,Books ,Surgery ,Ottoman history ,Medical History and Ethics ,Ottoman Period - Abstract
Osmanlı cerrahisine ilişkin geniş bilgi içeren Cerrâhiyyetü'l-Hâniyye'de yer alan cerrahi alet açıklamaları ve resimleri, cerrahi tarihine ışık tutacak şekilde kapsamlı olarak çalışılmamıştır. Nüshalar arasında farklılık gösterebilen ve şematik olmaları sebebiyle pek anlaşılmayan bu alet resimlerine ilişkin yazma içinde de çok az açıklama verilmiştir. Ancak buradaki alet isimleri, resimleri ve açıklamaları karşılaştırmalı olarak dikkatle ele alındıkları zaman kullanılan cerrahi aletler açısından kapsamlı bir bilgi ortaya konmuş olacaktır.Bu bağlamda bilinen üç nüshası olan yazmanın, orijinallerinden alınan kopyaları tezin ana kaynağını oluşturmuştur. Kopyaların içerdiği alet resimleri, açıklamalar, isimler ve minyatürler dikkatle tasnif edilmiştir.Türk tıp tarihinin en önemli resimli cerrahi kitabında 104 adet cerrahi aletin adı verilmiş, bunlardan 88 tanesinin resmi çizilmiştir. Geriye kalan 16 aletin 11 tanesi minyatürler üzerinde gösterilmiş, 5 tanesi çizilmemiştir. Bu tez çalışmasında, yazmada yer yer açıklamaları yapılan cerrahi aletler, nüsha farklılıkları da dikkate alınarak, tüm veriler ışığında ölçülü ve üç boyutlu olarak yeniden çizilmiştir. 15. yüzyıl Osmanlı cerrahisinde kullanılan cerrahi aletler kullanım amaçlarına göre sınıflanmış, kullanım yerlerine göre sıralanmışlardır. Yazmadaki ipuçlarından yararlanılarak aletler tanımlanmıştır. Şerafeddin Sabuncuoğlu ve eserininin tıp tarihi açısından önemi bu tez çalışmasıyla bir kez daha vurgulanmıştır. It is quite evident that until now the surgical tools and instruments mentioned in 'Cerrahiyetü?l Haniyye', one of the most important manuscripts on Ottoman surgery written in the 15th century, have been less studied according to the view of the history of surgery. Due to the insufficient drawings and definitions in the texts and the variations of the illustrations of the tools and instruments in the three existing copies of this manuscript, it?s generally hard to get enough knowledge upon surgical instruments of that time. However if the names, definitions and the drawings of the instruments are evaluated comparatively some useful information could be achieved.The main basics of this thesis are the three copies of the manuscript kept in Paris and İstanbul libraries. The illustrations of the surgical instruments, their names and definitions, and the colorful drawings depicting the physician and patients in each of these three copies were collected and classified carefully. In the most important surgical manuscript of the Turkish medical history, 'Cerrahiyetü?l Haniyye', the names of 104 surgical instruments are given and 88 of these instruments are illustrated separately. Eleven of the rest of the instruments are depicted in the hands of the physician treating. Only five instruments are not illustrated but defined in the text.In this thesis all of the surgical instruments mentioned in the copies of the manuscript are carefully re-drawn in 3D with the proper size and scale in the light of the definitions and illustrations of the copies with respect to the variations. These 15th century Ottoman surgical instruments are classified and listed according to their functions and purpose of utilization. With the help of the clues found in the manuscript copies, some of the instruments are re-defined. Consequently, this study will once again underline the importance of both Şerafeddin Sabuncuoğlu and his book in the field of medical history. 559
- Published
- 2012
13. Örneklerle Türkiye Tıp Encümeni'nin bilimsel faaliyetleri (1946-1966)
- Author
-
Topçu, İbrahim, Sarı, Nil, and Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Medical History and Ethics - Abstract
ÖZET Osmanlının son dönemlerinde başlayan, tıp eğitim ve öğretim dilinin Türkçeleştirilmesi ve yabancı tıp kitaplarının dilimize kazandırılması mücadelesi Cemiyet-i Tıbbıye-i Osmaniye ve sivil tıp okulunun kurulması gibi bir çok faydalı işin gerçekleşmesine vesile olmuştur. Cumhuriyetle birlikte yeni bir azimle mücadeleye devam edilmiş, cemiyetin adı Türkiye Tıp Encümeni olarak değiştirilmiştir. Daha sonraları Türkiye Tıp Akademisi adını alan bu önemli kuruluşun 1946-1966 yılları arasında tıp alanında ülkemizde gerçekleştirdiği bilimsel faaliyetler araştırılmıştır. Bu zaman dilimi içerisinde büyüklü küçüklü tüm etkinliklerle ilgili olabildiğince detaylı bir çalışma yapılmış, bunun için bizatihi o dönemden bize miras kalan encümene ait arşiv belgeleri referans alınmıştır. Bu çalışmamızın bizden sonra bu konularda çalışmalar yapacak olanlara yardımcı olabilmesini diliyoruz. 111 SUMMARY The adoption into Turkish language of Medicine training and education language arid the struggle for adaptation of foreign medical books to Turkish, starting in the last period of Ottoman Empire, caused useful consequences like the foundation of Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye (Ottoman Medicine Society) and civil Medical School. The struggle continued with a new will in the new Turkey Republic and the nome of the Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye was transformed to Türkiye Tip Encümeni (Turkey Medicine Committee). After that the nome was transformed to Türkiye Tıp Akademisi (Turkey Medicine Academy) and we investigated the scientific activities in medical field of this important academy between the time period of 1946- 1966 in Turkey. All of the scientific activities were investigated in detail between these time period and achives documentations that were inherited from the Türkiye Tıp Encümeni (Turkey Medicine Committee) were determined as referance point. We wish that our study can help to the other researches interested with this topic. 112 144
- Published
- 2003
14. Yoğun bakım ünitelerinde aydınlatılmış onam ile ilgili etik sorunlar
- Author
-
Ercan, Seffat, Sarı, Nil, and Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Medical History and Ethics - Abstract
ÖZET Bu tezin amacı, yoğun bakım ünitelerinde aydınlatılmış onamla ilgili etik sorunların ve aydınlatılmış onamın bu alanda geçerli ve uygulanabilir bir yöntem olup olmadığının araştırılmasıdır. Hastanın kendisine uygulanacak tanı ve tedavi yöntemlerine, hekim tarafından onlarla ilgili olarak bilgilendirildikten sonra onam vermesi biçiminde tanımlanan aydınlatılmış onam, günümüzde tıbbi etik açısından üzerinde en çok çalışılan konulardan biridir.Biz bu çalışmamızda özellikle yoğun bakım üniteleri gibi ölümle yaşam arasındaki çizgide hizmet verilen bir alanda henüz yaygın biçimde yer almayan aydınlatılmış onamı çeşitli boyutlarıyla tanıtmayı ve onun bu alandaki uygulama koşullarını ortaya koymayı amaçladık. Bilindiği gibi tıp, amacı doğrudan insana hizmet olan bir etkinliktir.Bunun yanında, onamın dayandığı özerklik ilkesi, insanın temel bir hakkıdır.Tıpta bireyin özerkliğinin gerçekleşmesi ancak hastanın aydınlatılmış onamının alınmasıyla olanaklıdır.Bu nedenle aydınlatılmış onam alma işlemi gündelik tıp uygulamalarının temel öğelerinden biridir.Yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların çoğu karar verme yeteneğine sahip olmadıkları için onları temsil eden yakınları onam alma işlemi konusunda hekimlerin muhatabı olmaktadırlar. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve İstanbul Tıp Fakültesi 'nin yoğun bakım ünitelerinde yaptığımız alan araştırması ışığında yoğun bakım ünitelerinde aydınlatılmış onam uygulaması ile ilgili bazı saptamalar ve önerilerde bulunduk. SUMMARY The main objective of this thesis Is to study whether or not informed consent is a valid and applicable procedure intencive care units. Informed consent is being defined as the obtaining of patients permission after his /her receiving the necessary and therapeutic procedures planned to be applied on him/her. Recently many studies on this subject have been published in the field of medical ethics. In the present study we tried to Introduce various dimensions of Informed consent which is not widely used in intensive care units that serve potients in the thin line between life and death. We also aimed at claryfying the conditions of practicing Informed consent in intensive care units. Medicine Is an activity which has the aim of serving man directly. And the principle autonomy, on which consent Is based, Is a basic right of human beings. The realization of the Individuals autonomy in medicine is possible only If the physcian obtains the imformed consent of the patient. Thus,to get an informed consent Is one of the basic activity within the medical routine.Because of most of the patients in intensive care units don't have the ability to fake a decision, relatives or surrogates of patients are responsible against physcians while taking consent procedure. We tried to constitute our suggestions and determinations in the light of our area research for practicing informed consent in the intensive care units of Cerrahpaşa Faculty of Medicine and Istanbul Faculty of Medicine. 2611
- Published
- 2002
15. The Principle of justice in medicine according to the health politics ethics and medical ethics
- Author
-
Önal, Gülsüm, Sarı, Nil, and Deontoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Medical History and Ethics - Abstract
ÖZET Tezin temel amacı, ilke olarak adaletin tıptaki önemini vurgulamaktır; bütün zamanlarda olduğu gibi, yaşadığımız modern çağda da, dünyamıza adalet gerekiyor. Sınırları zor çizilen ve göreli bir kavram olan adaletin, tıp etiğinde karşılığı dört temel ilkeden biri olan adalet ilkesidir. Ancak tek bir ilkede şekillenmiş olsa da, tıpkı toplumsal adalet gibi, tıpta da - insanın kendini gerçekleştirme olanaklarıyla ilgili her konuyu içerebilecek kadar - geniş kapsamlıdır. Özü itibarıyla, haklara ve hakların kullanımında eşitliğe dayanan adalet ilkesi, tıpta da karşılığını sağlıkla ilgili haklarda bulur. Ancak bu hakların herkes için eşit gerçekleşmesini sağlayacak olan ekonomik kaynaklar sonsuz değildir. Ayrıca var olan sağlık bakım kaynaklarına eklenen yeni olağan üstü tedavi imkanları, tıpta kaynak kısıtlılığını dolayısıyla hakların kullanımıyla ilgili sorunları daha da artırmaktadır. Bu sorunlar, tıp etiğinin tüm alt kümelerinde (araştırma etiği, sağlık politikaları etiği, klinik etik), birbiriyle bağlantılı olmakla beraber ayrı kümeler oluşturur. Sorun kümelerinin tümünü tek bir çalışmada ele almak mümkün olmadığından, tez çalışması, sağlık politikaları etiği ve klinik etik açılardan adalet ilkesi ile sınırlandırılmıştır. Etik dayanağı temel insan hakları olan adalet ilkesi, her iki alanda da, var olan sağlık kaynaklarının adil dağıtımının sağlanmasında yol gösterirken, ekonomik boyut da devreye girer; sınırlı olan kaynaklar, yine adaletin gerçekleşebilmesi için, aynı zamanda verimli dağıtılmalıdır. Dolayısıyla tıpta adalet ilkesinin etik ve ekonomik olmak üzere iki temel yönü, hem ulusal planda hem de klinik uygulamalar sırasında kaynak dağıtımında belirleyici önem kazanır. Makro (büyük ölçekli) dağıtım dediğimiz ulusal planda kaynaklar dağıtılırken, bütçenin sağlık hizmetleri ve diğer toplumsal hizmetler arasında adil dağıtımı ve sağlık bütçesinin kendi içinde adil düzenlenmesi esastır. Mikro (küçük ölçekli) dağıtımın söz konusu olduğu klinik tıp uygulamasında ise, tedavi imkanlarının herkesin ihtiyacını karşılayamadığı durumda, o tedaviye aday kişiler arasından adil seçimin hangi ölçülerle yapılacağı, kullanılan ölçülerin etiğe uygunluğu ve nasıl ahlaklı kalınacağı esas sorudur. Hekimin klinik uygulama sırasında verdiği tahsis kararı, aynı zamanda sağlık politikaları etiğine de ait bir karardır ve sağlık kaynakları tıbbi malzemelerle sınırlı değildir. Bunun 225anlamı, makro ya da mikro dağıtımda olsun, tahsis kararlarının her düzeyinde, sağlığın bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğidir. Bu çalışmada, çağdaş sağlık anlayışı gereği bütüncül bir yaklaşımla ele alınan sağlık ve sağlık kaynaklarının, dağıtıcı adalet ilkesi ışığında nasıl dağıtılması gerektiği ve ülkemizde bu konudaki mevcut durum araştırılmıştır. Bunu yaparken, hem `adalet duygusu`, hem de tıp etiğinin eleştirel yöntemi korunmaya çalışılmış, sağlık hizmetlerinde adalet konusu ile ilgili `var olan` ve `olması gereken` in arasındaki farka yoğunlaşılmıştır. Tıp etiği ile ilgili her bir araştırmanın en genel amacı olan `olan ve olması gereken` e bakış, ancak somut verilerle mümkündür. Çalışmamızın veri havuzunda, Türkiye Sağlık İstatistikleri, Türkiye Sağlık Mevzuatının kısa değerlendirmesi bulunmaktadır. Ayrıca, bizim için ülkemizdeki hekim ve hastaların sağlık kaynaklarının dağıtımı ile ilgili bilgi ve tutumlarının bilgisi belirleyici önemde olduğundan, bu bilgiye erişmek amacıyla konuyla ilgili sınırlı bir tutum araştırması yapılmış ve bu araştırmanın sonuçlan temel önerileri belirlemiştir. Gerek tutum araştırması gerekse tüm çalışmanın sonuçlan göstermiştir ki; Tıpta adalet ilkesinin uygulanabilmesi için, etiğe uygun sınırlarda belli bazı ölçülere, bu ölçülerin normatif dayanaklarına ve bunlar hakkında bilginin paylaşımına ihtiyaç vardır. Oluşturulması gereken etik standartlar ışığında,. Sağlık kaynakları dağıtılırken, insan için en önemli `değer` olan sağlık, bütüncül ve haklara dayalı bir yaklaşımla ele alınmalı,. Sağlık politikaları etiği açısından, makro dağıtımda - ulusal kaynaklar dağıtılırken `sağlıkta eşitlik` hedeflenmeli,. Klinik etik açısından, mikro dağıtımda - tedavi imkanları dağıtılırken, hastalar arasında tercih yapmak gerektiğinde, hiçbir ölçü - hiçbir ilke ve yalnızca meslek kesiminden kişiler tek başına belirleyici olmamalıdır. Tahsis kararlarında, temel etik gaye, bütün denge unsurlarının gözetilmesidir. Buna bağlı olarak, adalet ilkesi gerçek anlamını; birey ve toplum arasında - farklı felsefi yaklaşımlar arasında - farklı tıp etiği ilkeleri arasında kurulan doğru dengede bulur. 226 SUMMARY The main aim of this thesis is to emphasize the importance of justice as a principle in the medical profession. Throughout history our world has needed justice, and in contemporary life it is still necessary. Justice is a relative concept and therefore it is difficult to define it precisely; its equivalent in medical ethics is one of the four basic principles: the justice principle. However, even if it is considered as a single principle, in medicine -just as in social justice- it is so broad that it can include all issues related to individual self idendity. In essence, the principle of justice depends on human rights and on equality in the practice of these rights; its reflection in medicine appears in the rights related to health. However, the economic resources available to ensure equal rights for everybody are not absolute. Besides, newly developed health care techniques increase the pressure put on already insufficient resources. Though inter-related, these problems are dealt with under different headings in all subcategories of medical ethics, such as research ethics, health policy ethics, clinical ethics, etc. Since it is not possible to cover all these groups of problems in a single study, this thesis is limited to a discussion of the principle of justice as applied to health policy ethics and clinical ethics. The ethical basis of the principle of justice is basic human rights; in both subcategories it serves as a guide for the just allocation of current health care resources. However, unfortunately, the economic aspect has to be considered. In order to ensure justice, limited resources must be used effectively. Therefore, the two basic aspects of the principle of justice -ethical and economic- play a determining role in the allocation of resources, both during clinical applications and in terms of a national budget. On a broader -macro- scale, the basic questions are the just allocation of the budget between health services and other social services, and the just regulation of the bugdet for health within itself. On a narrower -micro- scale, for clinical applications, in the case of insufficient health care capabilities, the basic questions are which criteria will be used for selection, whether or not these criteria are ethical, and how to maintain ethical values. The decision concerning allocation that the physician makes during clinical application is, at the same time, a decision concerning health policy ethics. And health care resources do 227not cover only medical instruments. Therefore, in either broad or narrow scale, it is necessary to make well-considered and far-ranging decisions at every level of the health care allocation process. In this study, health and health care resources are dealt with in accordance with contemporary health views, and attention is paid to how they should be allocated and to the current situation of our country. Also, both the `sense of justice` and the method of critical thinking in medical ethics are observed with a concentration on the difference between `what is` and `what should be` as related to the issue of justice in health services. The general purpose of every individual research on medical ethics is to look at `what is` and `what should be`; and this is possible only throgh use of actual data. Health Statistics in Turkey and a short appraisal of Health Laws in Turkey were used in the preparation of this study. However, since the approaches and the knowledge of the physicians and patients in our country concerning the allocation of health care resources are a determing factor, a limited attitudinal survey was conducted, and its results have defined the basic suggestions of this study. The results of both the attitudinal survey and the entire research project have shown that in order to be able to apply the principle of justice in medicine, it is necessary to contain certain measurements within ethical limits, provide normative bases for these measurements, and share the knowledge of these issues. In light of these standards:. Allocation of health care resources should be carefully and thoroughly handled using a rights-based approach.. From the point of view of health policy ethics, -allocation in macro scale- `equality in health` should be aimed for in the allocation of national resources.. From point of view of clinical ethics, for the allocation of health care units, and in the case of the necessity of choosing between patients, a single measurement, or a single principle, or individuals drawn exclusively from the medical sector must not be the sole determining factor. In decisions concerning allocation, as a basic ethical purpose, all the factors must be weighed and balanced. Thus, the principle of justice finds its real meaning in the correct equilibrium to be formed between the individual and society, between different philosophical approaches, and between the different principles of medical ethics. 228 250
- Published
- 2001
16. Atatürk'ün sağlığı hastalıkları ve ölümü
- Author
-
Akçiçek, Eren, Sarı, Nil, and Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Medical History and Ethics - Abstract
VII. ÖZET Atatürk'ün, 57 yıllık ömrünün millete adanmış bir hayat olduğu görülmektedir. Sağlık hayatımn incelenmesinde çok çeşitli hastalıklar ve rahatsızlıklar geçirmiş olmasına rağmen, çok yüksek bir direnç ve dayanma gücü vardır. Gençliğinden beri içki alışkanlığı, aşın sigara ve kahve tüketimi olmuştur. Uyku ve beslenmesine de dikkat etmemiş, insan gücünü aşan şekilde çalışmıştır. Kendi sağlığına önem vermemiştir. Çeşitli travmalar yanında, sıtma hastalığı, kronik pyelonefrit olarak kabul edilen böbrek hastalığı, koroner kalb hastalığı ile iki defa pnömoni, değişik zamanlarda soğuk algınlıkları (gripal enfeksiyonlar) geçirmiştir. Son hastalığı karaciğer sirozu olup, geç teşhis edilmiştir. Kanunda biriken assit için üç defa ponksiyon yapılmıştır. Üçüncü ponksiyonundan sonra girdiği karaciğer komasından çıkamayarak, bu tablo içinde vefat etmiştir. Otopsi yapılmamıştır. Naşı tahnit edilmiştir. Tabutu, geçici olarak 15 yıl Etnografya Müzesi'nde bekletilmiş, 10 Kasım 1953 'de Anıtkabir'de defnedilmiştir. 333 VIII. SUMMARY Atatürk's Health, Illnesses and Death It can clearly be seen that Atatürk devoted his whole life to his nation, Upon the examination of his health throughout his life, one can observe that he had a very high level of resistance and endurance, despite having had many diseases and illnesses. From his youth on wards he was in the habit of drinking alcohol smoking and consuming excessive amounts of coffee.. He did not pay attention to sleep and diet, yet worked to a degree exceeding human limits. He neglected his own health. Apart from various injuries, he had a record of malaria, a nephrological disease suspected chronic pyelonephritis, a coronary disorder, pneumonia (twice), and many colds (influenza). He finally suffered from cirrhosis, which was diagnosed too late. The fluid accumulated in his abdominal area was drained away three times by punction. Affer the third punction, he died of the hepatic coma. No autopsy way carried out on his body, which was later embalmed. His coffin was kept for a transitional period lasting 15 years in the Ethnography museum and then, on November 10, 1953, was burned in `Anıtkabir`. 334 407
- Published
- 2000
17. Gunyetü'l-Muhassılin ve Panzehir Risalesi'ne göre (18. yüzyılda) zehir ve panzehir
- Author
-
Tuğ, Ramazan, Sarı, Nil, and Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Medical History and Ethics - Abstract
ÖZET Tez çalışmamızda Osmanlı'nın meşhur hekimlerinden Ahmed Sânî'nin tercüme eseri Gunyetü 'l-Muhassılîn'in Sümûm bahsi ile aynı hekimin telif eseri Panzehir adlı risalesi incelenmiştir. Tez konusu ele alınmadan önce zehirlerle ilgili sözcükler tanımlanmış ve kısaca İslâm Tıp Teorisi'nden bahsedilmiştir. Ele aldığrmız metnin Sümûm bahsinde; zehir tedavileri, zehirlerden korunma, ağız yoluyla alman zehirlerin tedavisi, zehirli haşerat ısmnalanyla meydana gelen zehirler ile zehirli alet cerahatierinin tedavileri, haşeratı savan ve önleyen drog ve tedbirler, bütün zehirlere karşı kullanılan ortak ilaçlar başlıkları allında incelenen konular bir sınıflamaya tabi tatulmuştur. Zehirlerden korunmada; bağışıklık, aşılama, beslenme ile ilgili uyanlar, haşerata karşı alman tedbirler ve kümes hayvanları besleme gibi `koruyucu hekimlik` üzerinde duruhnuştur. Belirtilerine göre zehirler; sıcak, soğuk, kuru ve yaş olarak `hılüar nazariyesi` temelinde bir sınıflamaya tabi tutulmuş, tedavileri de bu esasa göre yapılmıştır. Ağız yoluyla alman zehirin belirtileri ve tedavileri tek tek tanımlanarak ele alınmıştır. Haşerat zehMerinin tedavisinde de her bir zehirli hayvanın türü ve cinsine göre belirtileri ve tedavileri üzerinde durulmuş, ayrıca kuduz tedavisi de işlenmiştir. Panzehir Risalesi' nde; madenî ve hayvani olmak üzere iki türü bulunan özel bir panzehir (bezoar taşı) ele alınmış, bunun yararlan ve kullanım alanlan anlatılmıştır. 70 SUMMARY In this thesis, one of the mast promenent Ottoman physician Ahmed Sam's Sümûm part of Gunyetü'l-Muhassılîn, which is a atranslated work, and his Panzehir named pamphlet are discussed. Before discussing the main subject, related words about poison are defined. At the same time, Islam Medicine Theory is briefly mentioned. The main topics of Sümûm part of the considered text are: poison treatment, how to protect from poison, treatment of poison taken orally, poisoning insects bite, treakment of suppuration as o result of poisoning machine, insect preventive drugs and measures, and drugs used in common against all kind of poison. How to protect oneself from poisoning; immunization, vaccination, nutrition are mentioned. Besides measures taken against insects, preventive medicine like fattening of poultry is also discussed. Poison according to its symptoms; on the basis of `humural` theory, these are classified as hot, cold, dry, and wet. Meanwhile, their treatment are considered in the same way. Symptoms and treatment of poison taken orally are carefully analyzed. About the treatment of insect poisoning, each species and animal kinds are considered according to their symptoms and treatment. Furthermore, treatment of rabbies is explained in the same way. Panzehir named pamphiet is about a special antidote, bezoar stone. This antidote is divided into two as metallic and animallike. Finally, uses and benefits of bezoar stone are discussed. 71 139
- Published
- 1999
18. 18. yüzyıla ait Türkçe 'müfredat' kitapları ve Türk tıp tarihindeki yeri
- Author
-
Aydin (Zülfikar), Bedizel, Sarı, Nil, and Diğer
- Subjects
History of medicine ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Education-medical ,Medical History and Ethics - Abstract
229
- Published
- 1996
19. Adliyeye intikal eden tıp deontolojisine ait vak'aların hukuki ve deontolojik yönlerinin değerlendirilmesi
- Author
-
Başağaoğlu, İbrahim, Sarı, Nil, and Deontoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Ethics-medical ,Diş Hekimliği ,Dentistry ,Forensic medicine ,Law ,Physician patient relations - Abstract
209 - ÖZET Bu çalışmamızda, Ocak 1983'den, Ağustos 1987'ye kadar olan dönemde deontoloji kurallarının sınırları dışına çıkılması sonucunda hukukî, ahlâki ve idarî açılardan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne ve Adliye'ye intikal etmiş hadiselerin değerlendirilmesi yapılmıştır. Hadiseler `Adlî` ve `İdarî` mahiyette suçlar olmak üzere ikiye ayrılarak incelenmiştir. Adlî ve İdarî mahiyette olan suçların konusu, bunların yıllara göre dağılımı ve hangi hususlarda yığışım göster dikleri belirlenmiş ve tablolarda gösterilmiştir. Adlî ve İdarî mahiyetteki kararların neler olduğu ve yıllara göre dağılımı da ayrı bir tabloda gösterilmiştir. Adlî mahiyette olan suçlar TCK. maddelerine göre genel başlıklar altında toplanmış ve her bir suçun; tanımı, suçun maddi ve manevi unsuru ile o suçla ilgili TCK. 'nun maddeleri belirtilmiştir. Her konunun sonuna o konuyla ilgili örnekler verilmiştir. Yargıtay kararları ile ilgili olmayan adlî örnekler ile idarî mahiyette olan suçlarla ilgili örnekler; inceleme konusu, şikayet konusu, savunma, sonuç, kanunlardaki yeri, Tıbbî Deontoloji Nizamnamesi'ndeki yeri şeklinde sıra ile ele alınmış ve sonunda olayların deontolojik yönden yo-- 210 - rumu yapılmıştır. Çalışmadaki amacımız ise, hekimlerin, hastaları, meslekdaşları, sağlık personeli ve sağlık kurumları ile olan ilişkilerinde karşılaştığı sorunların neler olduğunu, bu sorunların hangi konularda yığışım gösterdiklerini, yıllara göre ne gibi bir dağılım gösterdiğini saptamak, olaylar üzerin de tartışarak uygun davranış modelini belirlemek ve nihayet bu verilerden yararlanarak hekimleri meslek hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunlar ve deontolojik sorumlulukları konu unda aydınlatmak ve yardımcı olabilmektir. - 211 - SUMMARY In this study, we evaluated offenders who disobeyed the rules of medical ethics between January 1983 and 1987 and were refered to Istanbul Medical Administration and Court because of juridical, moral or administrative offenses. The cases were evaluated in two groups, as juridical and administrative. The subject distribution to years and the frequency of juridical and administrative offenses were detected and shown in tables. The juridical and administrative law decisions and their distribution to years were also shown in tables. The juridical offenses were grouped according to the articles of the Turkish Criminal Law. The definition, financial and moral aspects of the cases and their punish ments were considered. After each article examples about that article were given. Juridical and administrative cases were examined as complaint, inquiry, defence and result. The article of Law and the article of The Turkish Medical Deonthology Code related with each case was given. In the end the cases were discussed in correspondance with medical ethics.- 212 The purpose of the study was to show the problems encountered by doctors in their relations with their patients, colleagues, medical personnel and health organisations; to show the frequency of these problems and their distribution to years, by discussing the cases to find out the appropriate way of conduct, and finally making use of these data to explain doctors the problems and ethical r esponsabilities they encounter and as a result helping them to solve such problems. 245
- Published
- 1988
20. Tabip Şani-zade Mehmed Ataullah
- Author
-
Zülfikar, Mükerrem Bedizel, Sarı, Nil, and Diğer
- Subjects
History of medicine ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Şani-zade Mehmed Ataullah Efendi ,Medical History and Ethics - Abstract
1X- ÖZET Türk bilim, kültür ve tıp tarihine unutulmaz kat kıları olan Şânîzâde Mehmed Atâullah (1771?-1826) Süleymaniye Tıp Medresesinde ve Halıcı oğlu Mühendishânesinde tahsîl görmüştür. Arapça, harsça, İtalyanca, oransızca ve Rumca biliyordu. Eyüp kadılığı, Çorlu Medresesi müderrisliği, Haremeyn Evkaf Müfettişliği ve Vakanüvislik vazifelerinde- bulundu. Bilhassa tababet sahasındaki derin bilgisi ve ortaya koyduğu anatomi, fizyoloji, dahiliye, cerrahî ve eczacılıkla ilgili eserler devrin tıp eğitiminde -büyük bir boşluğu doldurmuşlardır. Devrinde gereği gibi takdîr edilmemiş olan Şânîzâde'nin hemen her sahada çalışmaları vardır. Askerliğe, matematiğe, coğrafyaya âit telif ve tercüme eserlerinin yanısıra bir divançe tertib edecek kadar şâirdi. Ayrıca hat sanatıyla, resimle, musikîyle, saatçilikle ve hattâ avcılıkla meşgul olmuştur. 1/ -SUMMARY Şânîzâde,who made valuable contributions to the Turkish medicine, science and culture, had his educa tion at the `Sijleymaniye Tap Medresesi` (Medical School of SUleymaniye) and `Halıcıoglu Münendishânesi (School of Engeneering). He knew Arabic, Persian, Italian, French and Greek languages. He served as the judge (kadz) of Eyüp, Proffesor of Çorlu Medresesi, super visor of the religous foundation (evkaf) at Mecca and Medina (Haremeyn) and chronicler. Above all his profound knowledge on medicine and his works on anatomy, physiology, internal medi cine, surgery and pharmacology, provided for the needs in medical education. In his day, he was not properly appreciated. He wrote nearly in all fields. Besides his works and trans tations on military subjects, mathematics, geography he also was a poet and had a booklet of- peotry. He also worked on calligraphy, painting, music, watchmaking and even hunting. 147
- Published
- 1986
21. İngiliz cerrah William Wittman' ın 19. yy. başında İstanbul, Yafa ve Mısır' daki gözlemleri, uygulamaları ve raporları
- Author
-
Görgey, Şefik, Sarı, Nil, and Diğer
- Subjects
History of medicine ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Wittman, William ,Medical History and Ethics - Abstract
110- XIV-OZET William Wittman, 1799-1802 yılları arasında İngiliz askeri ekibinin bir üyesi olarak Osmanlı ülkesinde bulunmuş, bir yıl İstanbul'da kaldıktan' sonra İngiliz askeri ekibi ile birlikte Osmanlı ordusuna katılarak Yafa, El-Ariş, bilbîs yo lu ile Mısır'a gitmiştir. Bu süre içinde Osmanlı ordusunda rastladığı hastalıkları, ordunun sağlık koşullarını ve teda vi etmeye çalıştığı hastaları tek tek vak'alar halinde kale me alan Wittman, gözlemlerini üç rapor halinde seyahatname sinin sonuna eklemiştir. William Wittman1 m bu raporlarından 19. yy. başında Mısır'da bulunan Osmanlı ordusunda diare ve dizanterinin ya nısıra veba ve tropikal sıtma 'ya rastlandığını Öğreniyoruz. Wittman' ın tedavi etmeye çalıştığı vak'alar incelen diğinde onun hastalığın etiyolojisi konusunda düşünürken 18. yüzyılda etkili olan tıp kuramlarından biri olan 'miasma dü şüncesi 'nin etkisi altında olduğu ancak tedavide yüzyıllar dan beri uygulana gelmekte olan hıltlar kuramını esas aldığı görülmektedir. -111- SUMMARY British Surgeon William Wittman visited the Otto man Empire `between the years 1799 and 1802 as a member of the British military mission. The British military mis- sion traveled trough Jaffa, El-Arish and Be.lbeis to 2gypt with the Ottoman army. During this time Wittman recorded the health problems and the diseases which were prevalent in the Ottoman army. He also recorded the cases which he tried to cure. Acording to Wittman' s reports, plague, tropical ma laria, diarrea and dysentery was prevalent in the Ottoman army in Egypt between 1799 and 1802. William Wittman was influenced by the 'Miasma the ory1 but prefered to treat hia patients acording to the humoral theory. 118
- Published
- 1989
22. 20. yüzyılın başlangıcında kurulan ve İstanbul'da halen çalışmakta olan eczanelerin tanıtılması
- Author
-
Sivas, Süheyla, Sarı, Nil, and Diğer
- Subjects
Pharmacies ,History of medicine ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Medical History and Ethics - Abstract
Bu araştırmada 20. yüzyılın başında kurulmuş olan ve günümüze kadar devam eden oniki eczane araştırılmıştır. Eczanelerde eskiden kalan otoklav, pilül takımları, teraziler, mantar sıkıcılar, övül ve süpozituvar kalıpları, cam ve porselen havanlar, cam ve porselenden yapılmış ölçü kapları, drog kutuları, el yapımı ampuller, etiketler, şiddetli ve hafif şiddetli zehir dolapları gibi araç ve gereç fotoğrafla tespit edilmiştir. Ancak ele alman bu eczanelerin 20. yüzyıl başındaki çalışma yöntemleri ile bugünkü çalışmaları arasında hiçbir benzerlik bulunmadığı görülmüştür. Değişen çalışma yöntemleri ile beraber tarihi değeri olan pekçok malzemenin de yok olarak yerini hazır ilâç satışına bıraktığını tespit etmiş bulunuyorum. Twelve pharmacies, founded in the beginning of the twentieth century are studied in this thesis. I took photographs of the material handed down from these drugstores, such as autoclaves, pilule sets, balances, cork pressers, suppository blocks, glass and porcelain mor tars, glass and porcelain measure pots, drug boxes, handmade ampules, etiquettes, cupboards for toxic and slightly toxic drugs etc. As a result I have realized that when the methods of preparing drugs is compared, there are no similarities, between the situation of today's and the methods used in the beginning of the 20th Century. As all the old methods of preparing drugs have changed, most of the old material is also lost. Now ready-made drugs are being sold at all of these drugstores. 83
- Published
- 1987
23. Arap harfleri ile Türkçe basılmış tıbbi süreli yayınların incelenmesi ve İstanbul kütüphaneleri tıbbi süreli yayınlar toplu kataloğu (1849-1928)
- Author
-
Dinç (Özkan), Gülten, Sarı, Nil, and Deontoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Publications ,Collective catalogues ,Medical History and Ethics ,Periodicals - Abstract
202- IX ÖZET Tez' de 1849-1928 yılları arasında Arap harfleri ile Türkçe silmiş olan tıbbî süreli yayınlar incelenmiştir. Önce konuya gi- } olarak tıbbî süreli yayınların tarihçesi verilmiş, daha sonra her bir yayın; yayınlayan kişi yada kurum, yayın müdürü, yayın *i, yönetim yeri, yayın süresi, yayın günü, matbaası, boyutları, simli olup olmadığı, sayfa ve sütun sayısı, yazarları gibi çeşit- fizik özellikleri ile içerikleri açısından incelenmiştir, Dergi- ? bu yönleri ile incelenirken, İstanbul kütüphanelerinde mevcut rıları ve bu sayıların bibliyografik künyeleri de birlikte veril etir. Ayrıca elde edilen bilgiler ışığında her derginin kısa de rlendirmesi yapılmıştır.. Araştirmahm. en sonunda ise tıbbî süreli çınların alfabe Ve târih sırasına göre listesi ile bu yayınların ıgi konularda olduğunu gösterir bir liste de bulunmaktadır. -203- SUMMARY Medical periodicals published in Turkish, in Arabian alphabet between the years 1849-1928 is studied in this thesis. First, a gene ral history of medical periodicals is given, later each periodicals is introduced with its physical and inner specialities j publisher, editor, publishing address, office, period of publish, publishing pe- period, print press, measures dimensions! whether its illustrated or not, number of page and columns, writers are given. The copies aval*`, lable of each periodical in Istanbul libraries and the bibliographi cal information are also listed. Utilizing these findings data, each periodical is evaluated and criticized. In the end an alphabetical and chronological list of the periodicals is given. Also a list clas sifying the periodicals according to their subjects is added. 221
- Published
- 1989
24. Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti salnamesi
- Author
-
Özaydin, Zuhal, Sarı, Nil, and Deontoloji Anabilim Dalı
- Subjects
History of medicine ,Health institutions ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Medical History and Ethics - Abstract
158 - VI ÖZET Osmanlı H.Ahmer Cemiyeti tarafından 1913'de çıkarılan Salname, H.Ahmer'in kuruluş tarihçelerini, Trablusgarb ve Balkan Savaşlarındaki faaliyetlerini, Balkan Savaşında ülkemize sağlık ekibi ve para olarak yapılan yardımları içermektedir. Ayrıca Salname, H.Ahmer'in yapmayı planladığı yardımları da ele almaktadır. 159 - VII SUMMARY The yearbook (Salname) published in 1913, by The Society of the Red Crescent of the Ottoman Empire comprises information about the following: the foundation of the Society of the Red Crescent; the activities of the Society in the Tripolitania War and during the wars started by the Balkanic countries against the Ottoman Empire; the health service teams organized by the society and financial contributions of the society to the army during the Balkanic wars. In addi tion the year book gives an outline of the plans it aims to realize in the future. 195
- Published
- 1987
25. Diyarbakır yöresi halk ilaçları ve tedavi yöntemleri
- Author
-
Değer, Mebrure, Sarı, Nil, and Diğer
- Subjects
Medicine-traditional ,Diyarbakır ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Medical History and Ethics - Abstract
83 - Ö Z E T Bu çalışmada `Diyarbakır yöresi halk ilaçları ve tedavi yöntemlerini` inceledik. Diyarbakır tarihi bir kent olup; Mezopotamya ve Anadolu uygarlıkları ile komşudur. Bu nedenle folkloru çok zengindir. Konumuzu üç bölümde inceledik: 1- Bitkiler, 2- Hastalıklar, 3- İnanışlar. Diyarbakır'da halk, hekime gitmekte ve hekimin verdiği ilaçları kullanmakla beraber, aynı zamanda kendi yaptığı ilaçları da kullanmaktadır. RESUME Dans cette etude, nous avons examine des Medicaments folkloriques et des Methodes therapettiques dans la region de Diyarbakır. Diyarbakır est une ville historique et le voisin des civilisations d'Anatolia et Mesopotamie, c'est pour cette raison le folklore de Diyarbakır est tres riche. Nous avons examine nötre sûjet en trois partis: 1- Les plantes, 2- Les maladies, 3- Les croyances En Diyarbakır, le peuple tout en consultant les medecins et en utilisant les medicaments prescrits par eux, emploie aussi des medicaments folkloriques. - 83 - Ö Z E T Bu çalışmada `Diyarbakır yöresi halk ilaçları ve tedavi yöntemlerini` inceledik. Diyarbakır tarihi bir kent olup; Mezopotamya ve Anadolu uygarlıkları ile komşudur. Bu nedenle folkloru çok zengindir. Konumuzu üç bölümde inceledik: 1- Bitkiler, 2- Hastalıklar, 3- İnanışlar. Diyarbakır'da halk, hekime gitmekte ve hekimin verdiği ilaçları kullanmakla beraber, aynı zamanda kendi yaptığı ilaçları da kullanmaktadır. RESUME Dans cette etude, nous avons examine des Medicaments folkloriques et des Methodes therapettiques dans la region de Diyarbakır. Diyarbakır est une ville historique et le voisin des civilisations d'Anatolia et Mesopotamie, c'est pour cette raison le folklore de Diyarbakır est tres riche. Nous avons examine nötre sûjet en trois partis: 1- Les plantes, 2- Les maladies, 3- Les croyances En Diyarbakır, le peuple tout en consultant les medecins et en utilisant les medicaments prescrits par eux, emploie aussi des medicaments folkloriques. 96
- Published
- 1985
26. 'Musavver Eczacı Nevsali' ne göre (Hicri 1330-Rumi 1328/ M. 1912) Osmanlı eczacılığı
- Author
-
Göksoy, Vildan Özkan, Sarı, Nil, and Diğer
- Subjects
History of medicine ,Biography ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Pharmacy ,Medical History and Ethics ,Ottoman Period - Abstract
Ondokuzımcu yüzyıl sonuyla yirminci yüzyıl başlarında aiyasal ve sosyal açıdan değişim geçirmekte olan Osmanlı TUr- kiyesi'nde hemen her kesim yenilikçi hareketler içindedir. Türk eczacıları da, ağırlığını levantenierin ve gayri¬ müslimlerin elinde tuttuğu mesleki ve ticari etkinliklerden rahatsızdırlar. Cemiyetlerin toplantı gündemleri ı meslekî ya¬ yınların ana konuları sürekli olarak, `yerli müstahzaratcılı¬ ğı` ve `millî eczacılığı` işlemektedir. Bu fikir ortamında hazırladığı `Musavver `Eczacı Nevsa- li` ile Nail Halid Bey de, bir anlamda bu ana fikrin kavgası¬ nı vermektedir: ilkönce, Türk eczacıları birbirlerini tanıma¬ lıdırlar. »Dayanışma ve iletişimin bilincine varmalıdırlar.Son¬ ra da, bilimsel çağdaşlığa erişip kendi ayakları üzerinde di¬ kilmeli ve mesleklerini bir çeşit kapitülasyondan kurtarmalı¬ dırlar. `îlk Türk eczacı yıllığı` hüviyetinin haklı sahibi olan `Musavver Eczacı H!evsâli`nin asıl doğum sebebi budur.. 20- 87 - SUMMARY The end of the 19 century and the begining of the 20 were marked by considerable changes in the political and social life of the Ottoman State* Turkish pharmacists vere rivalled by their foreign counterparts. This first `Pharmacist1 s Yearbook` was compiled by Nail Halid Bey to create a cooperation and solidarity among Turkish phar macists in the country and encourage domestic production of medicines. His work also provides legal and technical information related to the practice of pharmacology. 96
- Published
- 1989
27. Ravend risalesi
- Author
-
Şenol (Erciyas), Bilgin, Sarı, Nil, and Diğer
- Subjects
Medicine-traditional ,Pharmacognosy ,Deontoloji ve Tıp Tarihi ,Plants-medicinal ,Rheum ,Medical History and Ethics - Abstract
62- IX- ÖZET Ravend Risalesi 7 bölüm halinde hazırlanmıştır. Bu bölümlerde ravend türleri, türlerin özellikleri, tesirleri, ravend hakkında söylenenler alimlerin. bu husustaki fikirleri mürekkep olarak kullanılışları ve faydaları başka nebatlarla olan benzerlikleri {Garikon, kantriyun-ı kebir) farkları ve mukayesesi anlatılmaktadır. -63- X- SUMMARY The booklet ':itled `Rhubarb Treatise`, is composed in seven chapters and here the kinds of rhubarb, their cha racteristics, effects, writings about rhubarb, scholar;' s ideas about the subject, it's usage in compositions and it's benefits, it's similarities with other herb's (such as... agaricus campestris, centaurium), its differences and com parisons are explained. 64
- Published
- 1987
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.