65 results on '"SEVİNÇ, İsmail"'
Search Results
2. Evaluation of knowledge levels and attitudes of health management department students about epilepsy disease; a cross-sectional study
- Author
-
Gökgöz Durmaz, Funda, Cihan, Fatma Gökşin, Sevinç, İsmail, and Kızmaz, Muhammet
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
3. BİR KAMU DİPLOMASİ ARACI OLARAK ULUSLARARASI ÖĞRENCİ HAREKETLİLİĞİ
- Author
-
Sevinç, İsmail, primary and Metin, Bahadır, additional
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
4. Mesleki Tatmin, Mesleki Bağlılık ve Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişkiler: Mali Hizmetler Uzmanlığı Kariyer Mesleği Üzerine Bir Araştırma
- Author
-
DEMİREL, Abdullah, primary and SEVİNÇ, İsmail, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
5. Kentsel Politika Yapımı ve Uygulamada Kent Konseylerinin Rolü: Selçuklu ve Nilüfer Belediyeleri Üzerinden Karşılaştırmalı Bir Analiz.
- Author
-
Gürbüzer, Ayhan, Sevinç, İsmail, Alodalı, M. Fatih Bilal, and Işık, Rıdvan
- Abstract
Copyright of Journal of Academic Value Studies is the property of Asos Egitim Bilisim Danismanlik and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
6. PUBLIC POLICY ON VIOLENCE AGAINST WOMEN IN TURKEY: A PROCESS MODEL ANALYSIS.
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and SALMAN, Tuğba
- Subjects
- *
VIOLENCE against women , *GOVERNMENT policy , *PUBLIC opinion , *CIVIL society , *POLICY analysis , *SOCIAL problems - Abstract
Public policy is an area where the relationship between the state and society can be seen concretely. Governments propose solutions to solve problems arising in every field. Public policy is also an activity in the face of any problem carried out by governments by doing nothing and staying silent as well as such activities. In the face of this problem, governments form public policies with legal regulations, decisions and actions. In this context, violence against women is a social problem that has been keeping up to date in Turkish public opinion. In this study, Turkey’s policy of combating violence against women is investigated and policy analysis is performed from the stage of coming to the fore to the evaluation stage according to the process model, which is one of the policy analysis methods. The policy of combating violence against women is discussed under the headings of the definition of the problem and putting it on the agenda, formulation, enactment, implementation and evaluation and it is analyzed in this context. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
7. Tek Parti Döneminde Türk Kamu Bürokrasisinde Yapılan Yapısal Değişiklikler.
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and ÖZÇELİK, Mehmet
- Subjects
REPUBLICANS - Abstract
Copyright of Necmettin Erbakan University Journal of the Faculty of Political Science / Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi is the property of Necmettin Erbakan University Journal of The Faculty of Political Science and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
8. The Effect of Professional Satisfaction Level on Professional and Organizational Commitment: A Study on Financial Services Specialist Career Profession
- Author
-
Demirel, Abdullah, Sevinç, İsmail, and NEÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Mesleki ve örgütsel bağlılık ,Professional and organizational Commitment ,Professional satisfaction ,Financial services expertise ,Mesleki tatmin ,Public personnel management ,Mali hizmetler uzmanlığı ,Kamu personel yönetimi - Abstract
Doktora Tezi, Kamu yönetiminin bir alt dalı olan kamu personel yönetimi; kamusal hizmetlerin sunumunda önemli rol oynayan insan unsurunun, kamu hizmetine girmesi, eğitilmesi, ilerlemesi, hizmet gereklerine göre en uygun biçimde yararlanılması ile görevinin sona ermesine kadar olan süreci konu edinen yönetsel düzenlemelerdir. Kamu sektörü, refah devleti anlayışı çerçevesinde, zamanla en büyük işveren konumuna gelerek aşırı derecede büyümüş ve kamusal hizmetlerin sunumunda etkinlik, verimlilik ve kalitenin düşmeye başladığı ifade edilmektedir. 1980’li yılların başından itibaren yaşanan yeni kamu yönetimi yaklaşımı içerisinde yer alan yeni kamu işletmeciliği anlayışı ile birlikte özel sektörde uygulanan insan kaynakları yaklaşımına benzer bir yapının kamusal örgütlere de uygulanmasına karar verilmiştir. Böylelikle kamu personel yönetiminde, özel sektörün elde etmiş olduğu tecrübe ve kazanımlar kamu personel yönetimine, kamunun sahip olduğu nitelik ve özellikler de dikkate alınarak aktarılmaya başlanmıştır. Bu süreçte, kamu personel yönetiminde, norm kadro, kamu personel sayısının optimizasyonu vb. bazı yenilikler ve değişiklikler görülmüştür. Bunların içerisinde, kamu örgütlerinde kariyer uzman personel istihdam edilmesi de yer almıştır. Kariyer uzman olarak adlandırılan bu yeni istihdam biçimi, zamanla tüm kamu örgütlerinde yaygınlaşmış ve sayıları hızla artmıştır. Bu artış ile birlikte, merkezi ve kurumsal uygulamalardan kaynaklı farklı ücret rejimlerinin ortaya çıkması kamu personel yönetiminde yeni bir sorunu da beraberinde getirmiştir. Bu sorun her ne kadar “eşit işe eşit ücret” düzenlemesi ile bertaraf edilmekte istense de bazı kariyer uzmanların kapsam dışı tutulması; adaletsizlik algısı, dışlanma, ayrımcılık vb. olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durumun, mesleki tatmin, mesleki ve örgütsel bağlılık vb. önemli psikolojik tutum ve davranışları da etkilediği ifade edilmektedir. Bu çalışmada, kamu personel yönetimi içerisinde yer alan ve eşit işe eşit ücret düzenlemesi kapsamının dışında tutulan tek merkez kariyer personeli olan ve genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin merkez teşkilatlarında görev yapan mali hizmetler uzmanlarının, mesleki tatmin düzeyleri ile mesleki ve örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkinin sosyo-demografik özellikler ile birlikte incelenmiştir. Çalışma sonucunda, mali hizmetler uzmanlarının mesleki tatmin düzeyinin düşük olduğu, mesleki bağlılıklarının örgütsel bağlılıklarına göre daha yüksek olduğu ve mesleki tatmin düzeyinde yaşanacak herhangi bir değişimin, mesleki ve örgütsel bağlılığı da aynı doğrultuda etkileyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca mesleki tatminin, mesleki ve örgütsel bağlılık düzeyinin bazı sosyo-demografik özelliklere (yaş, kıdem vb.) göre de değişkenlik gösterdiği gözlemlenmiştir., Public personnel management, which is a sub-branch of public administration; These are the administrative regulations that deal with the process of the human element, which plays an important role in the provision of public services, from entering the public service, training, progressing, making use of it in the most appropriate way according to the service requirements, and ending the duty. It is stated that the public sector, within the framework of the welfare state understanding, has grown to the position of the largest employer over time and the efficiency, productivity and quality in the provision of public services have begun to decline. It has been decided to apply a structure similar to the human resources approach applied in the private sector to public organizations, together with the new public management approach, which has been included in the new public management approach since the beginning of the 1980s. Thus, the experience and achievements of the private sector in public personnel management have begun to be transferred to public personnel management, taking into account the qualifications and characteristics of the public. In this process, in public personnel management, norm staff, optimization of the number of public personnel, etc. some innovations and changes have been seen. Among these, employment of career specialist personnel in public organizations took place. This new form of employment, called career specialist, has become widespread in all public organizations over time and their number has increased rapidly. Along with this increase, the emergence of different wage regimes originating from central and institutional practices has brought along a new problem in public personnel management. Although it is desired to eliminate this problem with the regulation of “equal pay for equal work”, some career experts are excluded from the scope; perception of injustice, exclusion, discrimination, etc. caused negative effects. This situation, professional satisfaction, professional and organizational commitment, etc. it is stated that it also affects important psychological attitudes and behaviors. In this study, the socio demographic relationship between the professional satisfaction levels and the professional and organizational commitment of financial services specialists, who are the only central career personnel included in the public personnel management and are excluded from the scope of equal pay for equal work regulation, and who work in the central organizations of the public administrations within the scope of general government, is investigated analyzed along with the features. As a result of the study, it was concluded that the level of professional satisfaction of financial services specialists is low, their professional commitment is higher than their organizational commitment, and any change in the level of professional satisfaction will affect professional and organizational commitment in the same direction. In addition, it has been observed that the level of professional satisfaction, professional and organizational commitment varies according to some socio-demographic characteristics (age, seniority, etc.).
- Published
- 2022
9. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Ortaya Çıkarabileceği Fırsatlar ve Sorun Alanları.
- Author
-
Yalınız, Orhan and Sevinç, İsmail
- Abstract
Copyright of Journal of Academic Value Studies is the property of Asos Egitim Bilisim Danismanlik and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
10. TÜRK SİYASETİNDE KADINLARIN İNTİHAP (SEÇME VE SEÇİLME) HAKKI ELDE ETME SÜRECİ VE EKEKON GAZETESİNE YANSIMALARI
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and PALAVAR, Aybike
- Subjects
Social ,Women’s Right,The Right to Vote and Stand for Election,Women Deputies ,Sosyal ,Kadın Hakları,Seçme ve Seçilme Hakkı,Kadın Milletvekilleri - Abstract
The position of women in social and political life has been always been a controversial issue. A variety of roles have been attributed to the women from the ancient times to Turkish old societies and modern societies. In some societies women have an active role, but on the other hand in some societies they have been restricted in a limited area. Since the foundation of Republic, the role of women both in social and political life have been continued to be discussed and women has achieved their political rights in 1934. Then, in the 1935 General Elections, 17 women deputies entered the Grand National Assembly including Bahire Bediz Morova Aydilek, deputy of Konya. The parliamentary records and Ekekon, a local newspaper of Konya has been added in our study., Kadının toplumsal ve siyasal yaşamdaki konumu her zaman tartışmalı bir konu olagelmiştir. Antik medeniyetlerden modern toplumlara değin kadına çeşitli roller atfedilmiştir. Kimi medeniyetlerde kadın toplumda etkin bir role sahip olurken kimilerinde çok kısıtlı bir alana sıkıştırılmıştır. Cumhuriyetin ilanıyla kadınların hem toplumsal hem de siyasal yaşamda konumu tartışılmaya devam etmiş, verilen çabaların sonucu olarak kadınlar siyasal haklarını 1934 yılında elde etmiştir. Akabinde 1935 yılında yapılan genel seçimlerde içlerinde Konya Milletvekili olan Bahire Bediz Morova Aydilek’in de bulunduğu 17 kadın milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yerlerini almıştır. Çalışma kapsamında dönemin meclis tutanakları ve mahalli gazetelerden EKEKON Gazetesi incelenerek kadınların seçme ve seçilme süreçleri analiz edilmeye çalışılmıştır.
- Published
- 2021
11. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU FAALİYETLERİNİN YILLIK RAPORLAR ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Author
-
AKYILDIZ, Betül and SEVİNÇ, İsmail
- Subjects
Kamu Denetçiliği Kurumu,Denetim,Yıllık Raporlar ,Social ,Sosyal - Abstract
Ombudsmanlık kurumu, kamu yönetimlerinin denetlenmesi ve vatandaşların idare karşısında haklarının korunması temel amacıyla kurulmuş bir denetim mekanizmasıdır. Halkın şikayetlerini dinleyen ve bu şikayetleri inceleyip yönetimin aksayan yönlerini ortaya koyan kurum, bu sonuçları hem muhatap idare ile hem parlamento ile hem de kamuoyu ile paylaşmaktadır. Haksız eylem ve işlemlere karşı vatandaşı savunmak için oluşturulan kurum, tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile insan haklarını geliştirmeye ve hak arama kültürünü yerleştirmeye hizmet etmektedir. Türkiye’de Kamu Denetçiliği Kurumu, idarenin her türlü eylem, işlem, tutum ve davranışını insan haklarına dayalı adalet anlayışı içerisinde hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönünden incelemekle görevlendirilmiştir. Bu bağlamda, çalışmada kurumun yıllar bazında faaliyetlerine ve bu faaliyet alanlarını nasıl geliştirdiğine değinilmiştir. Kuruma yapılan başvuruların nitelikleri ve kurumun kısa sürede aldığı yol analiz edilmeye çalışılmıştır. İyi yönetim ilkeleri ile beraber hedeflenen daha etkin ve verimli denetimin, Türk kamu yönetimi sistemini daha demokratik ve insan haklarına saygılı hale getireceği düşünülmektedir.
- Published
- 2020
12. Atatürk Dönemi Türkiye Cumhuriyeti İle Mao Zedong Dönemi Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ulus Devletleşme Sürecinin Karşılaştırmalı Analizi
- Author
-
Sevinç, İsmail, primary and KARAMANOĞLU, Hande, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
13. TÜRK KAMU YÖNETİMİ AÇISINDAN KALKINMA PLANLARINDAKİ YÖNETSEL REFORM HEDEFLERİNİN İNCELENMESİ (1963-2023)
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and KAHRAMAN, Selçuk
- Subjects
Social ,Türk Kamu Yönetimi,Kalkınma Planları ,Sosyal - Abstract
Organik vedinamik bir yapıya sahip olduğu genel kabul gören kamu yönetiminin belirlidönemlerde kendini yenileme ihtiyacının doğduğu ifade edilebilir. Bu bağlamdayönetsel, siyasal, ekonomik ve toplumsal boyutları olan kalkınma planlarıçeşitli hedef ve stratejilerden oluşmakta ve belli periyotlar içerisinde yaşamageçirilmesi hedeflenen yol ve yöntemleri ortaya koymaya çalışmaktadır. Buaçıdan kalkınma planları hükümetlerin kamu politikalarını daha rasyonelgerçekleştirebilmelerinde ve kamu yönetiminin daha etkin ve sistematikişletilebilmesinde önemli görevler üstlenebilmektedir. Ayrıca bu planlarçerçevesinde yönetsel yapı da yeni bir görünüm kazanabilmektedir. Bu çalışmadaTürkiye’de sistematik ve dönemsel planlama sürecinde kamu yönetiminde kurumsaldinamiklerin düzenlenmesi ve dönüşmesine yönelik konuların ortaya konulmasıaçısından 1960 öncesi dönemdeki planlamaya ilişkin önemli gelişmeler dikkatealınarak 1963 yılından itibaren hazırlanan ulusal kalkınma planları öneçıkarılmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı uhdesinde beş yıllık kalkınma planlarıolarak başlayan bu planlama dönemlerindeki kamu yönetimini ilgilendirenişlevsel ve yapısal unsurların ortaya konulması adına 1963-2023 yıllarıarasında on bir kalkınma planı nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan belgeincelemesi ve içerik analizi tekniği kullanılarak bu çalışmanın hazırlanmasıhedeflenmiştir.
- Published
- 2019
14. THE VARIABLE STRUCTURE OF GLOBAL SECURITY AND ITS IMPACT ON TERRORIST ORGANIZATIONS: DAESH TERRORIST ORGANIZATION CASE
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and BABAHANOĞLU, Veysel
- Subjects
Küreselleşme,Güvenlik,Terör Örgütleri,Küresel Dönüşüm ,Globalization,Security,Terrorist Organizations,Global Transformation - Abstract
İnsan yaşantısının kendinden çok daha uzaklarda alınan kararlar ve gerçekleşen olaylar sonucunda şekillendiği küreselleşme sürecinde güvenlik konusunda da çeşitli değişimler yaşanmıştır. Uluslararası siyasette küreselleşme ile birlikte yaşanan güç dengelerindeki değişim, devletlerin ve insanların risk ve tehdit algılarındaki değişim beraberinde güvenlik konusunda da çeşitli dönüşümlerin yaşanmasını zorunlu kılmıştır. Yaşanan bu değişim ile birlikte güvenlik kavramı herkesin üzerinde uzlaştığı, sınırlarını çizebildiği bir alan olmaktan uzaklaşmıştır. İnsan hareketliliğinin dünya genelinde sınır tanımadan hızlı ve kolay biçimde gerçekleşmesi, kapitalistleşme ile birlikte ekonomik hareketliliğin uluslararası ticarette yoğunlaşması, internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte sanal bir dünyanın oluşması çok yönlü ve çok boyutlu bir güvenlik algısını da beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda güvenlik, ulus devletlerin askeri anlamdaki güvenlik anlayışından başta toplumsal olmak üzere siber güvenlik, çevre güvenliği, ekonomik güvenlik ve insani güvenlik vb. alanlara evrilmiştir.Güçlenen, genişleyen ve derinleşen küreselleşme olgusu, sınırların ortadan kalkmasını, sosyal, siyasal ve ekonomik hızlı dönüşümleri ortaya çıkarmış ve bu dönüşüm devlet dışı aktörlerin sayısını ve gücünü artırmıştır. Tüm bu dönüşümler güvenlik kavramında da baş döndürücü bir değişimin araçları olmuştur. Aktörler arası çıkar çatışmaları güç rekabetini ve çatışmayı doğurmuştur. Ayrıca küreselleşmenin olumsuz etkileri dışında demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, adil bölüşüm olmasa da ekonomik büyüme vb. olumlu katkıları güvenliği salt askeri içerikli olmaktan çıkarmış, anılan boyutları katmıştır.Küreselleşme ile birlikte terör örgütlerinin de dâhil olduğu tüm aktörler daha esnek, daha hızlı hareket edebilen, kaynak çeşitliliğine sahip ve zaman zaman da uluslararası meşruiyetten uzak tutumlar içine girebilmektedirler. Bu durum güvenliği diğer aktörler için daha önemli ve kritik bir olgu haline de dönüştürmektedir. Bu bağlamda terör örgütleri, bilgiye, beşeri ve ekonomik kaynaklara daha kolay erişebilmekte, coğrafi kolay hareketlilik sayesinde daha etkili olabilmektedir. İletişim ve ulaşım kolaylıkları terör örgütlerini daha güçlü ve etkili kılabilmektedir.Bu çalışmanın temel amacı küreselleşmenin ortaya çıkardığı dönüşümler ile bu dönüşümlerin de etkisiyle güvenlik kavramındaki değişimlere odaklanılarak, bunun neden ve sonuçlarının ortaya konulmasıdır. Terör örgütlerinin amaçlarına ulaşmak için izledikleri yöntemler, kaynaklara erişimleri ve eylemlerinin nicelik ve niteliğindeki dönüşümler de çalışmanın amacının ortaya konulmasında incelenen hususlardandır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır., In the process of globalization in which human life is shaped as a result of the decisions and events taken far far away from itself, there have also been various changes in security. In international politics, the change in power balances with globalization and the perception of states and people's risks and threats necessitated a variety of transformations in security. With this change, the concept of security has gone away from being an area where everyone has agreed on and can draw their boundaries. The rapid and easy realization of human mobility worldwide Without Borders, the intensification of economic mobility with capitalism in international trade, the expansion of internet usage and the creation of a virtual world have brought together a versatile and multidimensional security perception. In this context, security, especially in the military sense of security of nation states, cyber security, environmental security, economic security and humanitarian security, etc. it's evolved into concepts.The phenomenon of globalization, which has become stronger, expanding and deepening, has caused the elimination of borders, social, political and economic transformations. This transformation has increased the number and strength of non-state actors. All these transformations have also been instrumental in a dizzying change in the concept of security. In addition to the negative effects of globalization, positive contributions such as democracy, human rights, the rule of law, and economic growth, although not just division, have been removed from the security of military content and added the aforementioned dimensions to the process. With globalization, all actors, including terrorist organizations, can move more flexibly, have a diversity of resources and from time to time engage in attitudes that are far from international legitimacy. This makes security more important and critical to other actors. In this context, terrorist organizations can easily access information, human and economic resources, be more effective thanks to geographical mobility. Communication and transportation facilities can make terrorist organizations more powerful and effective.The main purpose of this study is to focus on the transformations caused by globalization and the changes in the security concept with the impact of these transformations and to reveal the reasons and consequences. The methods followed by terrorist organizations to achieve their objectives, access to resources and the quantifiable transformations of their actions are among the subjects to be examined in the determination of the purpose of the study. Qualitative research methods were used in this study.
- Published
- 2019
15. KÜRESEL GÜVENLİĞİN DEĞİŞKEN YAPISI VE TERÖR ÖRGÜTLERİ ÜZERİNE ETKİSİ: DEAŞ TERÖR ÖRGÜTÜ ÖRNEĞİ
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and BABAHANOĞLU, Veysel
- Subjects
Social ,Küreselleşme,Güvenlik,Terör Örgütleri,Küresel Dönüşüm ,Sosyal ,Globalization,Security,Terrorist Organizations,Global Transformation - Abstract
In the process of globalization in which human life is shaped as a result of the decisions and events taken far far away from itself, there have also been various changes in security. In international politics, the change in power balances with globalization and the perception of states and people's risks and threats necessitated a variety of transformations in security. With this change, the concept of security has gone away from being an area where everyone has agreed on and can draw their boundaries. The rapid and easy realization of human mobility worldwide Without Borders, the intensification of economic mobility with capitalism in international trade, the expansion of internet usage and the creation of a virtual world have brought together a versatile and multidimensional security perception. In this context, security, especially in the military sense of security of nation states, cyber security, environmental security, economic security and humanitarian security, etc. it's evolved into concepts.The phenomenon of globalization, which has become stronger, expanding and deepening, has caused the elimination of borders, social, political and economic transformations. This transformation has increased the number and strength of non-state actors. All these transformations have also been instrumental in a dizzying change in the concept of security. In addition to the negative effects of globalization, positive contributions such as democracy, human rights, the rule of law, and economic growth, although not just division, have been removed from the security of military content and added the aforementioned dimensions to the process. With globalization, all actors, including terrorist organizations, can move more flexibly, have a diversity of resources and from time to time engage in attitudes that are far from international legitimacy. This makes security more important and critical to other actors. In this context, terrorist organizations can easily access information, human and economic resources, be more effective thanks to geographical mobility. Communication and transportation facilities can make terrorist organizations more powerful and effective.The main purpose of this study is to focus on the transformations caused by globalization and the changes in the security concept with the impact of these transformations and to reveal the reasons and consequences. The methods followed by terrorist organizations to achieve their objectives, access to resources and the quantifiable transformations of their actions are among the subjects to be examined in the determination of the purpose of the study. Qualitative research methods were used in this study., İnsan yaşantısının kendinden çok daha uzaklarda alınan kararlar ve gerçekleşen olaylar sonucunda şekillendiği küreselleşme sürecinde güvenlik konusunda da çeşitli değişimler yaşanmıştır. Uluslararası siyasette küreselleşme ile birlikte yaşanan güç dengelerindeki değişim, devletlerin ve insanların risk ve tehdit algılarındaki değişim beraberinde güvenlik konusunda da çeşitli dönüşümlerin yaşanmasını zorunlu kılmıştır. Yaşanan bu değişim ile birlikte güvenlik kavramı herkesin üzerinde uzlaştığı, sınırlarını çizebildiği bir alan olmaktan uzaklaşmıştır. İnsan hareketliliğinin dünya genelinde sınır tanımadan hızlı ve kolay biçimde gerçekleşmesi, kapitalistleşme ile birlikte ekonomik hareketliliğin uluslararası ticarette yoğunlaşması, internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte sanal bir dünyanın oluşması çok yönlü ve çok boyutlu bir güvenlik algısını da beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda güvenlik, ulus devletlerin askeri anlamdaki güvenlik anlayışından başta toplumsal olmak üzere siber güvenlik, çevre güvenliği, ekonomik güvenlik ve insani güvenlik vb. alanlara evrilmiştir.Güçlenen, genişleyen ve derinleşen küreselleşme olgusu, sınırların ortadan kalkmasını, sosyal, siyasal ve ekonomik hızlı dönüşümleri ortaya çıkarmış ve bu dönüşüm devlet dışı aktörlerin sayısını ve gücünü artırmıştır. Tüm bu dönüşümler güvenlik kavramında da baş döndürücü bir değişimin araçları olmuştur. Aktörler arası çıkar çatışmaları güç rekabetini ve çatışmayı doğurmuştur. Ayrıca küreselleşmenin olumsuz etkileri dışında demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, adil bölüşüm olmasa da ekonomik büyüme vb. olumlu katkıları güvenliği salt askeri içerikli olmaktan çıkarmış, anılan boyutları katmıştır.Küreselleşme ile birlikte terör örgütlerinin de dâhil olduğu tüm aktörler daha esnek, daha hızlı hareket edebilen, kaynak çeşitliliğine sahip ve zaman zaman da uluslararası meşruiyetten uzak tutumlar içine girebilmektedirler. Bu durum güvenliği diğer aktörler için daha önemli ve kritik bir olgu haline de dönüştürmektedir. Bu bağlamda terör örgütleri, bilgiye, beşeri ve ekonomik kaynaklara daha kolay erişebilmekte, coğrafi kolay hareketlilik sayesinde daha etkili olabilmektedir. İletişim ve ulaşım kolaylıkları terör örgütlerini daha güçlü ve etkili kılabilmektedir.Bu çalışmanın temel amacı küreselleşmenin ortaya çıkardığı dönüşümler ile bu dönüşümlerin de etkisiyle güvenlik kavramındaki değişimlere odaklanılarak, bunun neden ve sonuçlarının ortaya konulmasıdır. Terör örgütlerinin amaçlarına ulaşmak için izledikleri yöntemler, kaynaklara erişimleri ve eylemlerinin nicelik ve niteliğindeki dönüşümler de çalışmanın amacının ortaya konulmasında incelenen hususlardandır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır.
- Published
- 2019
16. A REVIEW ON THE PERSONAL DATA PROTECTION AUTHORITY OF TURKEY
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and KARABULUT, Niyazi
- Subjects
Social ,personal data,protection,authority ,Sosyal ,kişsel verilerin korunması,kişisel veri,kurum - Abstract
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2016 yılı şubat ayında 6698 sayılı kanunun verdiği yetkileri ugulamak üzere kurulmuş idari ve finansal otonomiye sahip bir kurumdur. Bu çalışmada kurumun misyonları ve vizyonu üzerinden etki ve cezalandırma kapasiteleri incelenmektedir. Kurumun incelenmesi ile kuruma neden ihtiyaç duyulduğu, kurumun kişisel verilerin korunmasında nasıl rol aldığı ve ne ölçüde başarılı olduğu sorularına cevap aranmaktadır. Bu soruların cevaplarından yola çıkılarak bu çalışmada temel olarak kurumun nasıl daha etkili ve başarılı olabileceğinin analiz edilmesi ve buna yönelik olarak önerilerde bulunulması hedeflenmektedir. Bu kapsamda kurumun güçlü,ve zayıf yönleri ile sunduğu fırsatlar ve karlıaştığı tehditler ele alınmıştır. Çalışmanın sonucunda ise kurumun operasyonel açıdan eksikliklerinin olduğu ve toplum tarafından henüz yeterince tanunmamasından dolayı kuruma yapılan başvuru sayısının düşük bir seviyede kaldığı saptanmıştır. Bu sonuçlara yönelik olarak kurumun gelişmiş ülke örneklerinden yola çıkarak bağımsız hareket etme kapasitesini geliştirmesi, tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermesi ve kurumsal ve işlevsel kapasitesini artırması üzerine önerilerde bulunulmuştur., The Personal Data Protection Authority which has administrative and financial autonomy and public legal personality was established in order to perform the duties stipulated by Law No. 6698 in February 2016. In this study, the power of sanction and the capacity to impact of the authority are examined over its missions and visions. By examining the authority, this study tries to find the answers of the questions of why it is needed, how it protects personal data, and to what extent it is successful. Eventually, this study aims to analyze how this authority can be more efficient and accordingly to give suggestions of implementation for future studies in the light of a swot analysis. As a result of the study, it was found that the Authority’s operational capacity is not in a satisfying level and it is not known by public enough. The number of applications and complaints are also not in a satisfying level. In return, it is recommended in this study that, the authority should develop its operational capacity, act more independently, and propagate and extend its functions by taking good examples from the world.
- Published
- 2019
17. Türkiye’de Kalkınma Planları Çerçevesinde Avrupa Birliği Katılım Sürecinin Değerlendirilmesi
- Author
-
Kahraman, Selçuk, Kutlu, Önder, Sevinç, İsmail, and KMÜ
- Subjects
Türkiye ,Kamu Yönetimi ,Development Plans ,Avrupa Birliği ,Kalkınma Planları,Türkiye,Avrupa Birliği,Kamu Yönetimi ,Kalkınma Planları - Abstract
Türkiye’de beş yıllık kalkınma planlarında Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki gelişmeler yakından takip edilmiştir. İlk beş yıllık kalkınma planları arasında Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ilişkiler ve yasal gelişmeler çerçevesinde büyük oranda ekonomik konular üzerinden hedefler belirlenmeye çalışılmıştır. VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı’ndan itibaren Avrupa Topluluğu ve VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’ndan itibaren Avrupa Birliği’ne tam üyelik ve katılım hedefleri çerçevesinde sadece ekonomik hedefleri içeren politikalar değişime uğramıştır. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile birlikte ilk olarak işçi hakları, fikri ve sınai haklar ile ombudsmanlık kurumunun ihdası vb. Avrupa Birliği katılım sürecinin bir parçası olarak düşünülen ve ilk defa ekonomik konular dışındaki çeşitli alanlara yönelik politikalar hedeflenmeye başlanmıştır. VIII., IX. ve X. Beş Yıllık Kalkınma Planlarında ise neredeyse tüm kamusal hizmet alanlarına yönelik Avrupa Birliği’ne katılım şartları arasında görülen yeni strateji ve hedefler yoğun olarak yer almıştır. Bu bağlamda çalışmada beş yıllık kalkınma planları içerisinde Türkiye’nin Avrupa Birliği endeksli politikalarının ve stratejilerinin hangi alanlarda yoğunlaştığı ve işlendiği, her bir kalkınma planı üzerinde içerik analizi yöntemi ile irdelenmeye çalışılmıştır. Kalkınma planları incelenirken Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde Türk kamu yönetiminin değişen çehresini de yakından izlemek mümkün olmuştur. Bu bağlamda beş yıllık kalkınma planlarında, yönetsel ve kurumsal pratiklerin çeşitli alanlarda geliştirilmesine yönelik temel prensipler üzerinde durulmuş, merkezi idarenin yeniden düzenlenmesi, yerel yönetimlerde etkinlik, yargı dışı yeni denetim mekanizmalarının geliştirilmesi vb. birçok yönetsel hedefe de doğrudan yer verildiği görülmüştür. Turkey has closely followed the developments in the European Union (EU) member countries in its five-year development plans. The first five-year plan attempted to determine targets largely on economic issues within the framework of the relations vis a vis European Economic Community and new legal regulations. As of the sixth and seventh development plans, the old plans focusing solely on economy were amended with the framework of full membership and accession to the European Community and the EU, respectively. With the introduction of the seventh five-year plan, for the first-time policies towards a variety of non-economic issues like labor rights, intellectual and industrial property rights, and foundation of ombudsman institution were adopted as a part of EU accession negotiations. In the eighth, ninth and tenth five-year development plans, intensively included new strategies and goals with regard to almost all public services which are regarded to be among the EU accession conditions. In this respect, this study attempts to investigate the focus of Turkey’s EUcentered policies and strategies in five-year development plans via content analysis of each development plan. It was possible to closely observe the changing face of the Turkish public administration in the European Union's full membership process while the development plans were being examined. It has been directly addressed to administrative targets such as the reorganization of central administration, effectiveness in local governments, and the recovery of new jurisdictional mechanisms. In this context, five-year development plans emphasize the basic principles for the administrative and institutional practices in various fields.
- Published
- 2018
18. Bilgi Paylaşma Davranışının Sağlık Çalışanları Arasında İncelenmesi
- Author
-
Kurşun, Arzu, Sevinç, İsmail, Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Yönetimi Bölümü, and Sevinç, İsmail
- Subjects
Health Workers ,Cooperation ,Knowledge Sharing Behavior ,Interaction ,Bilgi Paylaşma Davranışı ,Öğrenen Organizasyonlar ,Sağlık Çalışanı ,İş birliği ,Etkileşim - Abstract
Bilgi paylaşmanın yetersiz olması, sağlık kurumlarını ve hasta bakım kalitesini etkileyen önemli bir sorundur. Çünkü yetersiz bilgi, hasta üzerinde geri dönüşümsüz problemlere yol açabilir. Bu çalışmanın amacı, hastanede görev alan sağlık personelinin bilgiyi paylaşma davranışının belirlenmesi ve personelin eleştirel düşünme becerisinin bilgiyi paylaşma davranışı üzerindeki etkisinin belirlenmesidir. Araştırmanın evrenini Konya ilinde bulunan bir tıp fakültesi hastanesinde görev yapan sağlık personelleri (hemşire, doktor, teknisyen, biyolog vb.) oluşturmaktadır. Verilerin analizi SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 16,0 istatistik programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar % 95 güven aralığında, anlamlılık p, Shortage of knowledge sharing behavior is an important problem affecting the health care organizations and patient care quality. Because the shortage of knowledge sharing can lead to irreversible problems on the patient. The aim of this study is to determine knowledge sharing behaviour of health workers and the impact of critical thinking skills over the knowledge sharing behaviour. The population of research consist of health workers who are woking in medical school in Konya. Data analysis was made by SPSS 16.0 (Statistical Package for Social Sciences). Results were evaulated at %95 confidence interval and p
- Published
- 2016
19. Fiziksel Engelli Bireylerin Üniversite Eğitimi Sırasında Karşılaştıkları Sorunlar (Akdeniz Üniversitesi Örneği)
- Author
-
Sevinç, İsmail, Çay, Murat, and Başka Kurum
- Subjects
Unhindered University ,Engelli Öğrenci ,Disabled Student ,Social Policy ,Sosyal Politika ,Engelsiz Üniversite - Abstract
Ülkemizde engelli bireyler eğitim-öğretim, topluma katılım, istihdam ve erişilebilirlik vb. birçok alanda çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. Sosyal refah anlayışının gelişmesi ve sosyal adaletin sağlanma çabaları ile bu sorunlara çözümü bulunabilmektedir. Ancak çözüm için gerekli uygulamaların geliştirilmesi ve gerekli adımların atılması sadece engelli bireylerin ve onların yakın çevresinde yer alan kişilere bağlı değildir. Engelli bireylerin yaşadıkları sorunların çözümü tüm bireylerin ve sistemlerin farkındalığının artmasına ve bu doğrultuda çaba göstermesine bağlıdır. Engelli bireylerin olması gereken ve olduğu tüm sistemler, bireylerin özellikleri göz önüne alınarak geliştirilmeli, yasalar konmalı ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için zemin hazırlanmalıdır. Üniversiteler birey ve toplumun gelişimini sağlayan önemli eğitim kurumlarının başında gelmektedir. Bugün üniversiteler yaptıkları araştırmalar ve uygulamalarla topluma ve dünyaya yön vermektedir. Böylesine önemli bir kurumun içerisinde engelli bireylerin nitelikli bir biçimde yer al(a)maması üniversitelerin amaçlarıyla ve uygulamalarıyla örtüşmemektedir. Sosyal refahın ve adaletin gerçekleştirilmesi engelli bireylerin de her alanda olması beklendiği gibi yükseköğretim kurumlarında da engelli bireylerin var olmasıyla ilişkilidir. Tüm bunlar göz önünde tutularak yapılan bu çalışmanın temel amacı Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olan fiziksel engellilerin yaşadıkları sorunların ortaya konularak bu sorunların sosyal politika ve yasalar bağlamında değerlendirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olan 10 fiziksel engelli birey ile yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden görüşme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada veri toplamak için araştırmacı tarafından geliştirilen ‘Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu’ kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Akdeniz Üniversitesi merkez yerleşkesinde öğrenim gören fiziksel engelli öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise Akdeniz Üniversitesi merkez yerleşkesinde farklı fakülte ve yüksekokullarında öğrenim gören öğrencilerden yansız atama yöntemi ile seçilen 10 fiziksel engelli öğrenci oluşturmaktadır.Yapılan çalışmada fiziksel engellilerin üniversite eğitimi esnasında çeşitli sorunlar yaşadıkları, bu sorunların birçoğunun fiziksel şartlarla ilişkili olduğu, diğer bireylerin engelli öğrencilere tutumunun da yaşanılan sorunlarda etken olduğu saptanmıştır. Fiziksel engelli bireylerin ulaşım ve erişim alanında yaşadıkları sorunların ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırdığı anlaşılmıştır. Fiziksel engelli bireyler genel olarak aldıkları üniversite eğitimini yeterli bulmakla birlikte eğitim esnasında yaşadıkları sorunlara ilişkin çeşitli bulgular elde edilmiştir. Bununla birlikte yaşanılan sorunların çözümünde sosyal politikanın ve yasal mevzuatın önemli bir role sahip olduğu düşünülmektedir. Fiziksel engelli bireylerin üniversite eğitimi sırasında yaşadıkları sorunların çözümü için gerekli yasal ve politik gelişmelerin neler olabileceği elde edilen bulgular ışığında değerlendirilmiştir. Fiziksel engelli bireylerin daha iyi bir üniversite eğitimi almaları için yerel yönetimlere ve üniversitelere düşen görev ve sorumlulukların üzerinde önemle durulmalıdır., In our country disabled people face various problems in many fields such as education and training, collective participation, employment accessibility. There is a solution to these problems in the struggle to develop social welfare and social justice. However, the development of the necessary solutions and necessary steps are not solely dependent on persons with disabilities and persons in their immediate surroundings. The solution of the problems of disabled people depends on the awareness of all individuals and people’s efforts. All systems needed by disabled people should be developed and aws for various applications must be enacted. Universities are one of the most important educational institutions that provide individual and community development. Today, universities are leading the world with their researches and applications. The fact that disabled students have many problems in the universities does not overlap with the aims of the universities. For this purpose, a semi-structured interview was held with 10 disabled students who are students at Akdeniz University. The data obtained were assessed by taking into account the social policies developed for the disabled in our country, the legislation and the policies introduced and monitored by the higher education institutions. It has been observed that the disabled have experienced various problems during their university education. These problems are related to the attitudes of individuals and legal practices. Social policy and legal legislation have been seen to play an important role in the solution of the problems experienced. Problems and solutions that disabled people experience during university education are evaluated in the light of findings.
- Published
- 2017
20. Development agencies as new actors of regional development: criticisms and expections
- Author
-
Sevinç, İsmail, Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Yönetimi Bölümü, and Sevinç, İsmail
- Subjects
Eleştiri ve Beklentiler ,Bölgesel Kalkınma ,Kalkınma Ajansları - Abstract
Kalkınma ajansları bölge ölçeğinde çalışan, kalkınmanın bölge ölçeğindeki kurumsal yapılarını oluşturan yapılanmalar olarak ortaya çıkmışlardır. Bölge bazında kalkınmanın örgütlenmesi ihtiyacı, doğal, ekonomik ve toplumsal şartların bölgeler arasında farklılık göstermesi sonucunda ortaya çıkan bölgeler arası gelişmişlik farklarının kapatılması gereğinden doğmaktadır. Bölgesel dengesizliklerin giderilememesi, ülkelerin gelişme hızının düşmesine, o bölgenin üretim kaynaklarının gelişmiş merkezlere doğru akmasına neden olabilmektedir. Ülkelerin kaynaklarının etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlamak amacıyla kalkınma ajansları kurulmuştur. Çalışmada öncelikle bölge ve kalkınma kavramları ele alınmış, kalkınma ajanslarının Avrupa Birliği bağlamında ortaya çıkışı ortaya konulmuş, kalkınma ajanslarına hem bölgesel hem de ulusal anlamda getirilen eleştiriler ve beklentiler ortaya konulmaya çalışılmıştır, Development agencies emerged as foundations that operate at local level and that embodies institutionalization of development at local level. The need for organization of development at regional level arises from the need to gap the differences in natural, economic and social conditions in regions. Not being able to remove differences lead to decrease in countries growth rate and to the flow of production sources of regions to already developd central regions. Development agencies were founded to ensure effective use of country’s resources and enhance regional development by tapping local potential and to contribute abatement of inter-regional and intra-regional differences. In this study, initially the concepts of region and development were discussed, the emergence of development agencies in the context of European Union and e xpectations and criticisms of development agencies at regional and national level are presented
- Published
- 2015
21. TÜRKİYE DE KALKINMA PLANLARINDA KAMU PERSONELİNİN ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASINA YÖNELİK HEDEFLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail, primary
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
22. The Transformation Of Public Administration In Central Asia Countries
- Author
-
ERTAŞ, Handan, SEVİNÇ, İsmail, Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Yönetimi Bölümü, Ertaş, Handan, and Sevinç, İsmail
- Subjects
Transition Countries ,Devlet ,Geçiş Ülkeleri ,Orta Asya Ülkeleri ,State,Transition Countries,Globalization,New Public Management,Central Asia Countries ,New Public Management ,Devlet,GeçişÜlkeleri,Küreselleşme,Yeni Kamu Yönetimi,Orta Asya Ülkeleri Çalışmanın türü: Araştırma ,Yeni Kamu Yönetimi ,Central Asia Countries ,Küreselleşmeeri ,Globalization ,State - Abstract
Kamu Yönetiminde idareyi geliştirme, yeniden düzenleme ya da yapısal dönüşüm, dünyadaki tüm ülkelerinin gündeminde olan bir konudur. Siyasi rejimi ne olursa olsun kamu yönetiminin dönüşümü, bugün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gündemini meşgul eden konuların başında gelmektedir. Özellikle 1980’den sonra dünyada yaşanan gelişmeler, kamu yönetiminin yapısal dönüşümünü bir ihtiyaç olmaktan çıkartıp bir zorunluluk haline getirmiştir. Kamu yönetimi alanında yaşanan değişimi anlayabilmek öncelikle dünyada yaşanan değişim sürecini anlamaktan geçmektedir. Kamu yönetimi alanında yaşanan değişimin siyaset, ekonomi ve toplumsal alandaki temel düşünce akımları, tarihsel dönüm noktası niteliğindeki önemli olaylar ve olgularla birlikte ele alıp değerlendirmek bir zorunluluk haline gelmiştir. Özellikle Doğu Blok’unun çökmesiyle birlikte dünya genelindeki iki taraflı politik güç rekabeti ve ideolojik bloklaşma son bulmuştur. Merkezi planlamacı kamu yönetimi sistemlerinin esnekleşmesi, iletişim ve bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte ekonomik alanda hızlı bir uluslararasılaşma yaşanmıştır. Buna ek olarak ulus devletlerin sınırlarını aşan şiddetli bir rekabet tüm dünyaya egemen olmuştur. Bu periyotta bireyin temel hak ve özgürlüklerinin önemi ortaya çıkmıştır. Bu durum vatandaşın kamu otoritesi ve devlete karşı olan bakış açısını değiştirmiştir. Diğer taraftan kamu hizmetinin kaliteli ve şeffaf bir biçimde yerine getirilmesine yönelik istek ve beklentiler artmıştır. Ayrıca bu durum, demokratik mekanizmalara işlerlik ve etkinlik kazandırmış ve vatandaşların yaygın bir biçimde yönetime katılma taleplerinin gündeme gelmesine yol açmıştır. Böylece bir önceki döneme ait zihniyet dünyası ve bu dünyaya has yönetim analayışı değişmiştir. Özgürlükçü, ekonomik ve siyasal düşüncenin temel dayanakları olan bireycilik, esneklik, girişimcilik, etkenlik, kar elde etme, risk alma ve yarışmacılık gibi unsurlar, ortaya çıkan yeni ekonomik, toplumsal ve siyasal yapılanmanın temel değerleri haline gelmiştir. Bu çalışmada kamu yönetimindeki bu dönüşümün temel araçlarından faydalanarak bağımsızlık sonrası Orta Asya ülkelerinde söz konusu olan kamu yönetimi reformları incelenmektedir. Çalışmada gerek merkezi planlamacı ekonomik sistemden serbest piyasaya geçişi sağlayan kamu yönetimi reformları, gerekse devlet vatandaş ilişkileri ve yeni anlayışta ki devletin rolünü ilgilendiren dönüşüm süreçleri de ele alınmıştır. Böylece bu ülkelerde ne derece bir değişim olduğu ve ne derece geçmiş yapıyla bağlantılı bir direnç yaşandığı, dönüşümün kurumsal yapılarının ne derece oluşturulabildiği ortaya konulmaya çalışılmıştır., Developing, reforming or structural transformation of management in Public Administration is an issue in all countries agendas. No matter what the political regime is, transformation of public administration is one of the issues that occupies the agendas of developed and developing countries. Developments especially after 1980 made structural transformation of public administration compulsory rather than necessity. One must understand the process of change in the world to be able to understand the change in public administration. The change in public administration is to be discussed and evaluated in collaboration with politics, economy, mainstream movement of thoughts in society and important milestones and facts in history. Especially, after the downfall of the Eastern Block, the bilateral politic power opposition and the ideological blocking had ended. The flexibility of the public administration systems caused the improvement of the communication and the information systems and also it caused a rapid internalization in economy. In addition, the violent opposition which was beyond the boundaries had covered the whole world. In this period, the individual rights and independence had revealed its importance. This situation had changed the citizens’ public authority and the point of view against the government. On the other hand, people started to demand a more qualified and transparent public service. In addition, this situation brought operability and activity to democratic mechanisms and it also caused citizens to be a part of the administration. Thus, the mentality and the administration understanding which were belong to the previous period had changed. Individualism, flexibility, entrepreneurship, effectiveness, profit obtainment, risk taking and competitiveness had become main factors of the new economic, social and political reconstruction. In this study, reforms in public administration of Central Asia countries after independence is analyzed by making use of basic means of transformation in public administration. Public administration reforms both are ensuring the transition from central planning economy system to free market economy and relations between state and citizen relationships, transformation processes in state’s role in new understanding. Thereby, it is aimed to put forth to what extend the change happened in these countries, to what extend the resistance related to the previous structure happened and to what extend organizational structure of transformation was constituted.
- Published
- 2014
23. Studies of restructuring in Ministry of Health in the context of new public administration
- Author
-
Sevinç, İsmail and Özer, Kubilay
- Subjects
Social ,Yeni Kamu Yönetimi,Sağlık Bakanlığı,Yeniden Yapılandırma ,New Public Administration,Ministry of Health,Restructuring ,Sosyal - Abstract
Dünya’da değişen kamu politikaları kaçınılmaz olarak ülkemiz kamu yönetimini etkilemektedir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan sosyal devlet anlayışı, 1970 yılında dünyada yaşanan ekonomik kriz sonrası devlet yapılanmasında özel sektörün teknik ve uygulamalarının kullanılması gibi yeni yaklaşımlar ve arayışlarla değişmeye başlamıştır. Bu yaklaşımlar arasında en önemli yere sahip olan kuşkusuz Yeni Kamu Yönetim anlayışı olmuştur. Yeni kamu yönetim anlayışı, klasik kamu yönetimi ile özel sektör yönetim anlayışı arasında çok özel bir yere ve tekniğe sahiptir. Özel sektör mantığı ve yönetim uygulamalarını kamuya uygulayan bu yeni teknik, insan kaynaklarının yönetimine öncelik vermektedir. Bu bağlamda 1960’lı yıllarda benimsenen sağlıkta sosyalizasyon politikalarından 1980’li yıllarda vazgeçilmeye başlanarak 1981, 1983, 1987 ve 1990 yıllarında sağlıkta özel sektörü ön plana çıkarmaya çalışan sağlık politikaları gündeme gelmiş, ancak önemli bir aşama kaydedilmemiştir. 2003 yılında Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı da yasalaşamayınca Sağlıkta Dönüşüm Programı adı verilen reform ile ülkemizde sağlık ortamı yeniden yapılandırılmaya başlanmıştır. Finansal açıdan Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası tarafından desteklenen ve Dünya Sağlık Örgütü’nün belirleyici olduğu program, Türkiye’nin sağlık sorunlarını çözmeye yönelik olduğu söylense de dünyadaki sağlıkta dönüşüm ile uyum içindedir. Yerel karar alıcıların toplumun gereksinimlerine daha iyi yanıt verebilecek olması, toplumun yerel hizmetlerin planlanması ve denetlenmesine katılımının demokrasiyi geliştirecek olması ve yerel düzenlemenin kaynakların daha etkin kullanılmasını sağlayacak olması desantralizasyon uygulamalarının temel gerekçeleri olarak ifade edilmektedir. Ancak Latin Amerika’da yaşanan deneyim, Dünya Bankası patentli bu gerekçeleri doğrulamamıştır. Çünkü Latin Amerika’da desantralizasyon uygulaması sonrasında verimli işletmeler haline gelen sağlık kurumları, kazançlarını maksimize etmek için olmayan hasta olmayan insanlar, yanlış teşhisler, mükerrer hesaplar ve yazılmayan ilaçlar için kesilen faturalar vb. yollarla her zaman kârı öncelemişlerdir. Reformların gerekçesi olan kalite ise bu “verimli işletmelerin” unutulan bileşeni olmuştur. Öte yandan Latin Amerika tecrübesi yerel önceliklerin sağlık politikaları açısından her zaman doğru kararlar veremediğini de göstermiştir.2011 yılında çıkarılan 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile üçlü yapı güçlü yapı diye savunulan Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatı yapısı Bağlı Kuruluşlar, Sağlık Politikaları Kurulu ve Hizmet Birimleri şekline dönüştürülmüştür. Bunun Sağlık Bakanlığı taşra teşkilatına yansıması ise İllerde Sağlık Müdürlüğü’nün yanı sıra Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Kamu Hastane Birlikleri Sekterlikleri’nin kurulması olmuştur. Bu çalışmada sağlıkta yaşanan küresel dönüşümün Sağlık Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı üzerine etkileri incelenmek istenmiştir., Public policies changing in the world inevitably affect public administration of our country. Social state approach emerging after Second World War, after World Economic Crisis in 1970, have begun to change with new approaches and searches such as the use of techniques and practice of private sector in government structuring. Among these approaches, the one which has an important place doubtlessly has been approach of New Public Administration. This new technique applying the logic and management applications of private sector to public prioritizes to the management of human resources. In this context, by beginning to give up socialization policies in health in 1980s, adopted in 1960s, in the years of 1981, 1983, 1987 and 1990, health policies that bring private sector into the forefront have became the main topic, however, an important progress was not recorded. In 2003, when Public Administration Basic Draft failed to become law, health environment in our country started to be restructured with the reform called Transformation Program in Health. With statuary decree numbered 663, issued in 2011, structure of central organization of Ministry of Health, argued as “triad structure and strong structure”, was turned into Subsidiaries, Board of Health Policies, and Service Units. The reflection of this to Provincial Organization of Ministry of Health have been the foundation of Health Directorships in the provinces as well as Directorships of Public Health, and Secretariat of Public Hospital Unity in the provinces. In this study, the effects of global transformation experienced in health on Central and Provincial Organization of Ministry of Health have been studied.
- Published
- 2016
24. Kamu Yönetiminin Denetlenmesinde Yeni Bir Yöntem Olarak Ombudsmanlık Kurumunun Uygulanabilirliği
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail
- Abstract
Ombudsman; kendiliğinden ya da vatandaşlar tarafından yapılan şikâyet üzerine harekete geçerek, yaptığı inceleme sonucunda görev alanı kapsamında bulunan kurumlar tarafından gerçekleştirilen işlem ya da eylemlerin, hukuka, kanuna ya da hakkaniyete aykırı olduğu kanaatine varırsa, barışçıl yollarla uyuşmazlığı çözmeye çalışmaktadır. Açıklamış olduğu görüş ve kanaatlerinin bir bağlayıcılığı olmamasına karşın kamuoyu nezdindeki etkinliği ve yıllık olarak parlamentoya sunduğu raporlar, ombudsmanın gücü olmaktadır. Ombudsman uygulanan ülkelerde idarelerin ombudsman tarafından verilen kararlara büyük oranda uyma eğiliminde oldukları bilinmektedir. Vatandaşların kamu yönetimi ile ilgili memnuniyetini artırmaya çalışan ve yönetim kademelerinin mevzuata uygun davranmasını sağlamak için birçok denetim yolları bulunmaktadır. Bu denetim yollarından biri de ombudsmanlık kurumu denetimidir. Ombudsmanlık kurumu, 1809 yılında anayasal kurum olarak ilk kez İsveç’te uygulanmış, daha sonra Avrupa ülkelerinde yayılmaya başlamıştır. Halen yüzü aşkın ülkede uygulanmakta olan ombudsmanlık sistemi, ülkemizde uzun yıllar tartışılmış ancak yakın zamana kadar uygulama alanı bulamamıştır. Bu konuyla ilgili yapılan anayasal ve yasal düzenlemelerle 2012 yılında ombudsmanlık kurumu, Kamu Denetçiliği Kurumu adıyla ülkemizde de faaliyete geçmiştir. Çalışmada ombudsmanlık kurumunun tanımı ve tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkışı, örnek ülke uygulamaları, ülkemizde ombudsmanlık kurumunun yasal oluşum süreci açıklanmış, bu bağlamda ombudsmanlık kurumunun ülkemizde uygulanabilirliği tartışılmıştır.
- Published
- 2015
25. Benim Adım Khan Filmi: Otizmin Medyadaki Yansıması
- Author
-
TÜRKMEN, Ayşen, KALPAKLI, Fatma, and SEVİNÇ, İsmail
- Subjects
Otizm,benim adım Khan,medya,tematik analiz - Abstract
Yaşamın erken dönemlerinde başlayan ve yaşam boyu süren, bireyi fiziksel, sos- yal ve psikolojik yönlerden etkileyen otizm her geçen gün medyanın da ilgisini çeken bozukluklardan biri haline gelmiştir. Özellikle sinema sektöründe otizmi konu edinen filmlere sıklıkla rastlanmaktadır. Bu filmlerden biri Karan Johar’ın yönettiği Benim Adım Khan (My Name is Khan) filmidir. Filmde otistik bozukluğu olan Khan karakte- rinin günlük yaşamda karşılaştığı kültürel ve adaptasyon sorunları işlenmektedir. Bu esnada, seyirci de otistik bir çocuğun gözünden farklı bir dünyaya adım atmakta ve seyircinin kafasında yeni perspektifler yaratılmaktadır. Filmde Khan 9/11 olaylarında Amerika’da yaşayan bir Müslüman ve koyu renkli bir cilde sahip olması nedeni ile diğer otistik çocuklardan üç kat daha fazla zorlanmak- tadır. Bu özelliği ile Benim Adım Khan filmi, otizmi konu alan diğer filmlerden ay- rılmaktadır. Bu çalışma Benim Adım Khan adlı filmin tematik incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
- Published
- 2015
26. Sosyal Belediyecilik Uygulamalarında Kent Bilgi Sistemlerinin Kullanımı: Konya Büyükşehir Belediyesi Örneği
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail
- Subjects
Social ,sosyal belediyecilik,kent bilgi sistemi,Konya Büyükşehir Belediyesi ,social municipal work,city information system,Konya metropolitan municipality ,Sosyal - Abstract
Social policies, which have gained importance after Industrial Revolution have substantially changed in line with economic understanding. With global oil crisis in the 1970s, the process of transformation in which wealth state enter has also influenced wealth. This process of transformation which can be summarized as passage to free market economy by abandoning Keynesian economic policies, governments come to decentralize their non-fundamental duties to local administrations, private sector or non-governmental organizations. Together with social policy practices of central administrations, local administrations have come to the fore as fundamental social politic actors by moving with the times. The weight of local administrations insocial policy systems can vary along countries and in recent years it is seen that municipalities in Turkey has started come to the fore with social policy practices. The concept of social policy is adopted in municipal work as social municipal work. In this context, with social data center project by the Konya Metropolitan Municipality a detailed investigation is carried out on the social fabric of the city. The project aims to inform every relief institution about any relief received in the system, to help those who are indeed need, to prevent repetitive aids and thus abuse, fairly distribute relief supplies, prevent waste of recourses by informing relief institutions to a maximum extend. In this study, the importance of data about social fabric needed to make optimal decisions in conduction of civic services and information obtained was analyzed., Sanayi Devrimi sonrası önem kazanan sosyal politikalar, ekonomik anlayışa bağlı olarak büyük değişimler yaşamıştır. 1970’li yıllardaki dünya petrol krizi ile refah devletinin girdiği dönüşüm süreci, refah belediyeciliğini de etkilemiştir. Keynesyen ekonomi politikalarının terk edilerek serbest piyasa ekonomisine doğru geçiş olarak özetlenebilecek olan bu dönüşüm sürecindedevletler asli görevlerinin dışındaki görevlerini yerel yönetimlere, özel sektöre ya da sivil toplum kuruluşlarına desantralize etmeye başlamışlardır. Merkezi yönetimlerin sosyal politika uygulamaları ile birlikte yerel yönetim birimleri de günün şartlarına uyum sağlayarak temel sosyal politika aktörleri olarak öne çıkmışlardır. Yerel yönetimlerin sosyal politika sistemi içerisindeki ağırlıkları ülkeden ülkeye değişebilmekte, Türkiye’de ise son yıllarda belediyelerin sosyal politika uygulamalarıyla ön plana çıktıkları gözlemlenmektedir. Sosyal politika kavramı, yerel yönetimlerde sosyal belediyecilik adını almış; bu bağlamda Konya Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal veri merkezi projesiyle kentin sosyal dokusuna dair detaylı bir incelemesi yapılmakta, proje ile yapılan herhangi bir yardımdan diğer yardım kuruluşunun bilgisinin olması, gerçek ihtiyaç sahibine yardım yapılması, tekrarlı yardımların ve istismarın engellenmesi, yardımların adaletli olarak dağıtılması, yardım yapacak kurumun maksimum oranda bilgilendirilerek kaynak israfının engellenmesi ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin yardım almasının sağlanması hedef alınmıştır. Çalışmada kentsel faaliyetlerin yerine getirilmesinde optimum karar verebilmek için ihtiyaç duyulan sosyal dokuya ait verilerin önemi vurgulanmış ve elde edilen bilgiler incelenmiştir.
- Published
- 2015
27. Avrupa Birliği Sıgma (Support for Improvement ın Governance and Management) Programı'nın Türk kamu yönetimine yansımaları
- Author
-
Acar, Ali, Sevinç, İsmail, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, Acar, Ali, and Sevinç, İsmail
- Subjects
Türk Kamu Yönetimi ,Sigma ,Turkish Public Administration - Abstract
Sigma programı (Support for Improvement in Governance and Management-Orta ve Doğu Avrupa Ülkelerinde Yönetişim ve Yönetimi Geliştirmek için Destek), Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yönetişim ve yönetimi geliştirmek için destek bağlamında oluşturulmuş, aday ülkelerin özellikle genel yönetsel kapasitelerinin geliştirilmesine destek sağlamak için kullanılan bir teknik destek mekanizmasıdır. Sigma, 1992 yılında OECD’nin Kamu Yönetimi Direktörlüğü’ne bağlı olarak kurulmuş, AB ile OECD’nin ortak bir girişimidir. Büyük bir kısmı AB’nin PHARE Programı tarafından finanse edilen bu girişim, onüç (Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Makedonya, Macaristan, Litvanya, Letonya, Polonya, Slovakya ve Slovenya) eski Sovyet bloğu ülkelerinin kamu yönetimi alanındaki reformlarını desteklemek amacıyla başlatılmıştır. 2004 yılı itibariyle Türkiye de Sigma programından yararlanmaya başlamıştır. Sigma’nın temel amaçları;rogramdan yararlanan ülkelerin yönetsel verimliliğini artırmak ve kamu sektöründe çalışan personelin demokratik değerler, etik ve hukukun üstünlüğüne bağlı kalmalarını desteklemek amacıyla oluşturmaya çalıştıkları iyi yönetişim konusunda destek sağlamak, AB ile bütünleşme planları ve uluslararasılaşma çerçevesindeki sorunları aşabilmek için merkezi idarede yerel kapasitenin oluşturulmasına destek sağlamak, kamu yönetimi reformu konusunda AB ve diğer destek programları kapsamındaki girişimleri desteklemek ve bu alandaki farklı destek mekanizmaları arasında eşgüdümün sağlanmasına katkıda bulunmak olarak ifade edilmektedir. Çalışmada Sigma programı doğrultusunda Türk kamu yönetimindeki çalışmalar ortaya konulmaya çalışılacaktır., Sigma (Support for Improvement in Governance and Management) is established to improve governance and management as a support in Central and Eastern European countries and it is a technical support program for the candidate countries to develop the general administrative capacity development. Sigma was established related to OECD’s Public Management Directorate and it is a common initiative of the EU and OECD. Funded by a large part of the EU’s PHARE program, this initiative is initiated in order to support the reforms in public administration of thirteen (Albania, Bosnia-Herzegovina, Bulgaria, Czech Republic, Estonia, Macedonia, Hungary, Lithuania, Latvia, Poland, Slovakia and Slovenia) former Soviet bloc countries. In 2004, Turkey has begun to take advantage of the Sigma program. Main objectives of Sigma are; increasing the administrative efficiency of program benefited countries in order to support the public sector employees’ democratic values, bound ethics and rule of law, supporting the local governance in central administration in order to overcome the problems in the framework of the issues related to EU integration plans and internationalization, supporting the entreprises in the scope of issues related to public administration reform EU and other support programs and contributing to the coordination between the different support mechanisms. In this study, the works in Turkish public administration will be put forward in line with the Sigma program.
- Published
- 2011
28. Konya'daki sağlık ocaklarının etkinlik düzeylerinin veri zarflama analizi yöntemiyle değerlendirilmesi
- Author
-
Özata, Musa, Sevinç, İsmail, Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Yönetimi Bölümü, Özata, Musa, and Sevinç, İsmail
- Subjects
Cottage Hospitals ,Veri Zarflama Analizi ,Sağlık Ocakları ,Data Envelopement Analaysis - Abstract
Bu çalışma Konya şehir merkezindeki sağlık ocaklarının etkinlik düzeylerinin tespit edilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Veriler Konya İl Sağlık Müdürlüğü’nün 2007 yılı istatistiklerinden elde edilmiştir. Etkinlik değerlendirmesi Veri Zarflama Analizi (VZA) ile yapılmıştır. VZA modelinin girdi değişkenleri; sağlık ocaklarında görev yapan hekim, hemşire ve ebe sayıları; çıktı değişkeni ise muayene, aşı-enjeksiyon ve ebe ev ziyaretleri sayılarıdır. Bu araştırma sonucunda sağlık ocaklarının etkinlik ortalaması %83.77 olarak hesaplanmıştır., This study has been performed to find out the efficiency of cottage hospitales in the city center of Konya. Data has been obtained from Konya Health Diractorate Province of statistics 2007. Efficency evaluation has been done by means of Data Envelopement Analaysis (DEA). Input variables of DEA models are the numbers of general practitioner, nurses and midwifery, as for that, output variables of DEA models are the numbers of vaccinationinjection, consulitation and midwifery home visites. At the end of this research, the average efficiency level of cottage hospitals is measured 83.77 %.
- Published
- 2010
29. TURK KAMU YÖNETİMİNDE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ KULLANIMI
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail
- Subjects
Türk kamu yönetimi ,bilgi ,bilgi teknolojileri ,internet - Abstract
Son yıllarda bilgi teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler, klasik örgütsel yapı ve fonksiyonları önemli oranda etkilemektedir. Gerek kamu gerekse özel sektör örgütlerinin bu değişim dalgalarına kayıtsız kalmaları olanaklı değildir. Bu bağlamda Türk kamu yönetiminin, bilgi çağına girilmesiyle hizmet sunumunda verimlilik ve etkinlik konusunda kimi yönetsel sorunlarla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Bu sorunların çözülebilmesinde bilgi teknolojileri kullanımının etkili olacağı ileri sürülmektedir.
- Published
- 2014
30. Büyüme sürecindeki aile işletmelerinin karşılaşabilecekleri sorunlar: Konya'da faaliyet gösteren aile işletmelerinde bir uygulama
- Author
-
Sevinç, İsmail, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, and Sevinç, İsmail
- Subjects
Aile İşletmeleri ,Family Business ,Örgütsel Sorunlar ,Organizational Problems - Abstract
Günümüzde rekabet koşullarının sürekli değiştiği ve yoğunlaştığı bir konjonktür sergilenmektedir. Diğer bir anlatımla teknolojilerin sürekli ve hızla yenilendiği; ürünlerin yaşamsal evrelerinin kısalıp pazar koşullarının farklılaştığı; ürüne, pazara, rakiplere, müşterilere vb. ilişkin araştırmaların süreklilik kazandığı bir rekabet dünyasında yaşamaktayız. Bu durum, bölgesel düşünmekten öte küresel düşünmeyi ve davranmayı zorunlu duruma getirmektedir. Büyümeye bağlı olarak örgütsel yapı ile yönetsel tarzda olan değişimler ve sorunlar diğer işletmeler gibi aile işletmelerini de etkilemektedir. Aile ve işletme sistemlerini bir arada bulundurmaları, büyüme ile birlikte aile işletmelerini kendine özgü sorunlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Aile işletmelerinin karşılaştıkları sorunlar rol çatışmaları, aile üyeleri ve diğer çalışanlar arasında ücretleme ve iş yükünde dengesizlikler, karar almada yaşanan çatışmalar, aile bireyleri arasında çekişme, rekabet ve kurumsallaşmada yaşanan güçlükler vb. sıralanabilir. Büyüme, işletmenin ölçeğinde meydana gelen artışlardır. Artışlar ise işletmenin yapısal ya da işlevsel nitelikleriyle ölçülür. Bu nitelikler işletmenin girdileri, çıktıları ve kaynaklarıdır. Büyüme, örgütsel değişimin bir alt bileşenidir. Bununla birlikte işletmeler yaptıkları işleri ya da imajlarını, ölçeklerinde bir artış olmadan da değiştirebilirler. Büyüme ve değişim birbirinden bağımsız ya da birlikte gerçekleşebilir., Today, a lasting, rapid and dense conjuncture is seen. In other words, we are living in a competitive world where technologies are been renewed progressively and fast; the lifecycle of product is getting shorter and the market condition is differentiated; the research for product, competitors, clients are conducted continuously. And this is the reason why we have to think and act globally rather than regionally. Innovations and problems related with development in organizational structure and administrative type also affect family business similar to other businesses. Involving together family and organizations systems create special problems for family businesses. The problems of family business may be ranked from the role conflicts, the inequalities between waging and the work capacity to the conflict in decision process, the competitions among families, the difficulties experienced in competitions and becoming institutions, etc. The growth is the rising of business capacity. And this increase is measured by the structure and function of organization. These qualities are the sources, input and output of the organization. The growth is the sub-element of organizational change. Moreover, the organizations are able to alter their image and work without changing their capacity. Growth and change can occur both simultaneously and separately.
- Published
- 2005
31. 1980 Sonrası Türk Kamu Yöneti̇mi̇ni̇n Merkez Örgütünde Yapılan Reform Çalışmaları
- Author
-
Acar, Ali, Sevi̇nç, İsmail, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, Acar, Ali, and Sevi̇nç, İsmail
- Subjects
Reform Studies ,Türk Kamu Yönetimi ,Yönetsel Sorunlar ,Reform Çalışmaları ,Governance Problems ,Turkish Public Administration - Abstract
Kamusal ürün ve hizmet sunan örgütlerin, kalite seviyesi yüksek bir örgütsel yapıya kavuşturulmalarının kaçınılmaz bir gereksinim olduğu, artık tartışma konusu bile yapılmamaktadır. Türk kamu yönetim sistemi, günün koşullarına uydurularak çoğunlukla Osmanlı yönetim sisteminin devamıdır. Cumhuriyet’in kuruluşundan planlı döneme kadar yapılan yönetimde yeniden düzenleme çalışmalarının daha çok gereksinimler ortaya çıktıkça yapıldığı ve planlı kalkınma dönemine geçildikten sonra yapılan yeniden düzenleme çalışmalarının ise kalkınma planlarıyla birlikte ele alındığı görülmektedir. Çalışmanın amacı yönetimde reform kavramının anlamının ortaya konulması, Türk kamu yönetiminde yönetimde reform kavramının nasıl algılandığı ve uygulandığı üzerinde durulmuştur. Ayrıca 1980 sonrası hazırlanan kalkınma planlarında kavramın ne şekilde ele alındığı ve sunulan tekliflerin neler olduğunun ortaya konulması amaçlanmıştır., The necessity of obtaining high-level quality for organizations serving public product and services is now a non-debatable subject. Turkish public administration system adapted to actual conditions is mostly the continuity of Ottoman administration system. From the foundation of republic to the planned period, re-regulations studies were conducted mostly after appearing of necessities and followed to planned development period, it’s seen that re-regulations studies were performed with the period of planned development. The aim of the study is to emphasize importance for maintaining the meaning of reform in administration and the way of understanding and implementing reform in Turkish public administration. Also, how the development plans have been handled with after 1980 and the context of proposals have been tried to figure out.
- Published
- 2005
32. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN KAMU SEKTÖRÜNE UYGULANMASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR
- Author
-
ACAR, Ali and SEVİNÇ, İsmail
- Subjects
Total Quality Management,Public Administration,Problems ,Toplam Kalite Yönetimi,Kamu Yönetimi,Sorunlar - Abstract
Today, total quality management means a management philosophy- rather than simply a management technique- for the institutions that develop to adapt to the changing conditions and want to survive and be successful by catching up with changes in customer satisfaction. Total quality management is a management philosophy which aims to continuously improve the quality of processes with the participation of everyone in an institution, and of products and services which come into being as a result of these processes and to meet and serve beyond the needs and expectations of domestic and foreign costumers. It is obvious that organizations with classical management philosophy fall short in solving the problems they face in today’s competitive market and have serious problems to survive. As a matter of fact, organizations adopt new management techniques to improve efficiency and effectiveness of their companies. In this context, total quality management which emerged in the 1950s in Japan and which provide significant advantages for organizations was first started to be used in private sector. Public organizations that understood the advantages of total quality management which was successfully applied in private sector started to apply this managerial method in their bodies. When the condition of the public organizations in our country is considered, it is obvious that total quality management can make significant contributions to rehabilitate current structure and to improve the efficiency, effectiveness and quality of social services public institutions provide. Although the problems of public administration are different, they were classified under major groups. The problems mentioned are not only self-contained but when combined also lead to an inefficient structure and functioning throughout the country. In particular, extreme centralization understanding have done away with flexibility and incapacitated public administrators for the exertion and delegation of authority. The principles of the participation of employees in total quality management, teamwork, continuous improvement, change in internalization, the creation of a culture of quality, importance and priority to the individual with means of new application will bring in many benefits for public administration. Public institutions, which function slowly with a classical understanding, are to show effort to internalize total-quality management without drowning in unwarranted and unnecessary discussions both to get rid of their problems and to function according to the requirements of the modern era. Accordingly, the general problems a public institution to implement total quality management can face can be listed as follows: non-belief in quality, resistance to change, overestimation of the total quality management, not being able to properly analyze the current situation, having ordinary expectations, managers' bad attitudes, lack of rewards for achievements, not being citizen and service focused, not being able to provide quality education and training. Total quality management can be defined as the satisfaction of customers with the improvement of the quality of an institution in all processes with the participation of all workers to contribute development and creativeness with planned and systematic approach and with continuous development and improvement. With rational managerial philosophy, total quality management aims to achieve the production of services and products according to pre-determined paradigm and quality standards. Total quality management can be defined as a managerial approach which focuses on quality in an organization with the participation of all members and which aims to be successful in the long run via customer satisfaction, and which aims to be beneficial to all members of an organization and the society. The concept of quality has become one of the most important mottos of societies and institutions. While the process of globalization brings about the shrinkage of state sector, new understandings in management have increased the expectations of people from the state. Today, people expect the services government provides to be qualified. With privatization and with handing over of authority in the local governments, the level of expected quality of services has risen as well. It is not possible for the public sector to ignore the opportunities to provide rapid and efficient service with the help of information technologies and to isolate itself from these developments. The transfer of innovations from private sector to public sector is also regarded to be a social responsibility. Citizens are the end users of the products and services provided by public organizations. Concordantly, the opinions of citizens about the products and services provided are important. User-centered or citizen-centered public service understanding is no longer a luxury but expectation of all citizens. The best way to meet these expectations is to use the applications of total quality management. In the case of certain services, it may not be possible for public administration to view citizens as customers. However, the adaptation of “customer-centered” public service approach in public administration can substantially increase the quality of public services. Therefore, there is no disadvantage to adopting customer or citizen-centered public service approach in public administration. In public administration, “customer centeredness” can also be referred as “citizen-centeredness”. Concordantly, in citizencentered approach, citizens are not regarded as a customer as in private sector but as the recipient, supervisor and providers of public services. Passive citizens who only pay taxes and watch administrative activities have now become “active citizens”-more than just a customer- who are beneficiary of public services, who supervise the efficiency and performance of public activities and who take part in administrative, political and democratic processes. The theoretical developments in the 21st century with regard to new requirements so as to increase the quality, effectiveness and efficaciousness of public service increased search for quality in public services. In the 21st century, public institutions can only survive with adopting citizen/customer centered administrative understanding and realizing it to improve the quality of public services. The fact that traditional public administration have not been successful in increasing service quality and accomplishing adequate efficiency in the world and Turkey alike since the 1980s led to search for quality in the public sector and speeded up adoption of citizen/customer centered management understanding. Considering the rapid transformation in the world, it is obvious that public sector falls behind private sector and thus cannot meet citizens’ demands. Although there are many reasons why total quality management comes up in public administration, the need for change stands out as the main reason. Now citizens do not only pay taxes for the sustainability of public institutions but also express their worries about the quality of the services. In conclusion, robust sustainment of organization life in public institutions where the sources are limited will be possible with the improvement of quality of services and reduction of costs through total quality management applications, Kamu yönetiminin sorunları farklı olmasına karşın belli başlı gruplarda toplanmıştır. Belirtilen bu sorunlar salt kendi çapında sorun olmayıp birleşerek tüm ülke çapında etkin olmayan, verimsiz bir yapı ve işleyişe neden olmaktadır. Özellikle aşırı merkeziyetçilik anlayışı esnekliği yok etmiş, yetki devri ve kullanımı konularında kamu yöneticileri görevlerini yerine getiremez duruma gelmişlerdir. Özellikle toplam kalite yönetimine çalışanların katılımı, takım çalışması, sürekli gelişme, değişimi içselleştirme, kalite kültürünün yaratılması, bireye önem ve öncelik verme vb. bir çok ilkesinin yeni uygulama araçlarıyla birlikte kamu yönetimine getireceği yararlar oldukça fazladır. Klasik anlayışla yavaş işleyen kamu kurumlarının hem sorunlarından kurtulabilmesi hem de çağın gereklerine göre işleyebilmesi için yersiz ve gereksiz tartışmalar içinde boğulmadan toplam kalite yönetimi ile bütünleşme yönünde bir çaba sarfetmeleri gerekli olmaktadır. Özel ya da kamu sektöründeki bir kurumun karşılaştığı ve karşılaşabileceği ortak sorunlar genel sorunlar olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda toplam kalite yönetimini uygulayacak olan bir kurumun karşılaşacağı genel sorunlar arasında kaliteye olan inançsızlık, değişime karşı direnç, toplam kalite yönetimini olduğundan fazla yüceltmek,mevcut durumun yeterince analiz edilmemesi, sıradan beklentilere sahip olmak, yönetimin ve yöneticilerin tutumu, başarıların ödüllendirilmemesi, vatandaş ve hizmet odaklı olma, eğitim ve yetiştirmenin yetersizliği gibi konular incelenip analiz edilecektir.
- Published
- 2013
33. TÜRKİYE'DE KALKINMA PLANLARINDA KAMU PERSONELİNİN ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASINA YÖNELİK HEDEFLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ.
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and KAHRAMAN, Selçuk
- Abstract
Copyright of Journal of International Social Research is the property of Journal of International Social Research and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
34. TÜRKİYE'DE E-DEVLET UYGULAMALARINDA GÜVENLİK RİSKLERİNİN ANALİZİ.
- Author
-
KUTLU, Önder, SEVİNÇ, İsmail, and KAHRAMAN, Selçuk
- Subjects
INTERNET in public administration ,INTERNET security ,BUREAUCRACY ,GLOBALIZATION - Abstract
Copyright of Electronic Turkish Studies is the property of Electronic Turkish Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
35. Türkiye'de Kalkınma Planları Çerçevesinde Avrupa Birliği Katılım Sürecinin Değerlendirilmesi.
- Author
-
KUTLU, Önder, SEVİNÇ, İsmail, and KAHRAMAN, Selçuk
- Abstract
Turkey has closely followed the developments in the European Union (EU) member countries in its five-year development plans. The first five-year plan attempted to determine targets largely on economic issues within the framework of the relations vis a vis European Economic Community and new legal regulations. As of the sixth and seventh development plans, the old plans focusing solely on economy were amended with the framework of full membership and accession to the European Community and the EU, respectively. With the introduction of the seventh five-year plan, for the first-time policies towards a variety of non-economic issues like labor rights, intellectual and industrial property rights, and foundation of ombudsman institution were adopted as a part of EU accession negotiations. In the eighth, ninth and tenth five-year development plans, intensively included new strategies and goals with regard to almost all public services which are regarded to be among the EU accession conditions. In this respect, this study attempts to investigate the focus of Turkey's EUcentered policies and strategies in five-year development plans via content analysis of each development plan. It was possible to closely observe the changing face of the Turkish public administration in the European Union's full membership process while the development plans were being examined. It has been directly addressed to administrative targets such as the reorganization of central administration, effectiveness in local governments, and the recovery of new jurisdictional mechanisms. In this context, five-year development plans emphasize the basic principles for the administrative and institutional practices in various fields. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2018
36. Organizational commitment of public employees: A comparative study
- Author
-
Sevinç, İsmail, Şahin, Ali, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
İşletme ,İktisat - Abstract
Örgütsel bağlılık, bireyin örgütsel amaç ve değerleri kabul etmesi, bu amaçlara ulaşılması yönünde çaba sarf etmesi ve örgüt üyeliğini devam ettirme isteğidir. Hem örgüt hem de çalışanlar bağlamında önemli yararları bulunan örgütsel bağlılığın duygusal (affective), sürekli (continuance) ve normatif (normative) olmak üzere üç türü bulunmaktadır. Araştırmanın amacı Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi hastanesinde çalışan hemşire ve doktorların örgütsel bağlılıklarını karşılaştırmalı olarak ortaya koymaktır., Organizational commitment refers to one’s acceptation of goals and values of the institutional and his efforts to achieve its objectives and desire to maintain his membership in the institution. Having significiant benefits for the employees and organizational, organizational commitment may be grouped in three types: emotional (affective), continuous (continuance) and normative. The aim of this research is to determine organizational commitment of the doctors and nurses working at Faculty of Medicine in Selcuk University in comparative way.
- Published
- 2012
37. BÜYÜME SÜRECİNDEKİ AİLE İŞLETMELERİNİN KARŞILAŞABİLECEKLERİ SORUNLAR: KONYA'DA FAALİYET GÖSTEREN AİLE İŞLETMELERİNDE BİR UYGULAMA
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail
- Subjects
Büyüme,Aile letmeleri,Örgütsel Sorunlar - Abstract
Today, a lasting, rapid and dense conjuncture is seen. Inother words, we are living in a competitive world where technologies are beenrenewed progressively and fast; the lifecycle of product is getting shorter andthe market condition is differentiated; the research for product, competitors,clients are conducted continuously. And this is the reason why we have to thinkand act globally rather than regionally.Innovations and problems related with development in organizationalstructure and administrative type also affect family business similar to otherbusinesses. Involving together family and organizations systems create specialproblems for family businesses. The problems of family business may be rankedfrom the role conflicts, the inequalities between waging and the work capacityto the conflict in decision process, the competitions among families, thedifficulties experienced in competitions and becoming institutions, etc. Thegrowth is the rising of business capacity. And this increase is measured by thestructure and function of organization. These qualities are the sources, input andoutput of the organization. The growth is the sub-element of organizationalchange. Moreover, the organizations are able to alter their image and workwithout changing their capacity. Growth and change can occur bothsimultaneously and separately.Keywords: Growth, Family Business, Organizational Problems.
- Published
- 2010
38. Effects of using informatoin technologies on public institutions: A conceptual and empirical study(Konya sample)
- Author
-
Sevinç, İsmail, Gökçe, Orhan, Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Ana Bilim Dalı, Gökce, Orhan, and İşletme Anabilim Dalı
- Subjects
Kamu Yönetimi ,Bilgi teknolojileri ,Public Administration ,Public institutions ,Kamu kurumları ,Information technologies - Abstract
Bilgi teknolojileri alanında son çeyrek yüzyılda büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve bu zaman dilimi içerisinde bu teknolojilerin kullanımı tüm ülkelerde yaygınlık kazanmıştır. Mikro elektronikteki gelişmelerin devam etmesi, bilgisayarların gücündeki sürekli bir artışın yanında maliyetlerin azalması, yazılım sektöründe önemli gelişmeler ve bilgisayar donanımlarının hacim olarak gittikçe küçülmesi bilgisayarları her yerde gereksinim duyulan araçlar konumuna getirmiştir. 1980'li yıllarla birlikte bilgisayarlaşma ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi, bilgi teknolojileri alanındaki önemli trendlerden biri olarak görülmüş; 1990'lı yıllar geniş bilgisayar ağları kurularak ekonomik faaliyetlerin küreselleşmesinin hız kazandığı yıllar olarak belleklerdeki yerini almıştır. Son yıllarda bilgi teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler, klasik örgütsel yapı ve fonksiyonları önemli oranda etkilemektedir. Gerek kamu gerekse özel sektör örgütlerinin bu değişim dalgalarına kayıtsız kalmaları olanaklı değildir. Bu bağlamda Türk kamu yönetiminin, bilgi çağına girilmesiyle hizmet sunumunda verimlilik ve etkinlik konusunda kimi yönetsel sorunlarla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Bu sorunların çözülebilmesinde bilgi teknolojileri kullanımının etkili olacağı ileri sürülmektedir. Bilgi teknolojilerinin kamu kurumlarında kullanımıyla örgütsel yapı, yönetsel fonksiyonlar ve süreçler ile kurumlarda yapılan iş süreçlerine etkilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini belirlemek ve sonuçlarını vurgulamak amacıyla yapılan bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde bilgi, bilgi toplumu, yaşanan toplumsal dönüşümler ve teknoloji kavramlarının analizi yapılmaya çalışılmış; kamu yönetiminin temel kavramları incelenmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde kamu kurumlarını derinden etkileyen bilgi teknolojilerinin örgütlere girerken geçirdiği aşamaları, bu aşamalar içerisinde bilgi teknolojilerinin örgütsel yapıları ve yönetsel süreçleri nasıl etkilediğini irdeleme, bilgi teknolojilerinin kamu kurumları üzerindeki etkisi ve Türk kamu yönetiminde bilgi teknolojileri politikaları, e-devlet ve Türkiye uygulamaları incelenmiştir. Son bölümde ise merkezi teşkilatın Konya'da bulunan temsilcilerinin bilgi teknolojilerini yönetsel ve örgütsel alanda hangi seviyede kullandıkları; kurumların yönetsel faaliyetlerine olumlu ya da olumlu katkıları, kullandıkları teknoloji ile yaşadıkları fiziksel ve psikolojik değişimler anket sonuçlarına göre istatistiksel olarak yorumlanıp varsayımların doğruluk derecesi tespit edilmeye çalışılmıştır., The last quarter in the century great developments have been recorded in the information technology area; and in this time, usage of these technologies have been spreaded in the whole countries. New developments on micro electronic, reducing costs with the increasing computer power, important improvements in software sector and gradually smaller computers as hardware volumes made those devices necessary in everywhere. With the 1980, mass computerized fields and improvements of communication technologies are seen as the important trends in the information area; the 1990s are placed in minds as the years in which globalization of economic activities becomes rapid in setting the computer webs. In last years, developments in the information technology area influenced the classical organizational institutions and functions in an important degree. It is not possible to stay insensitive to these changing waves for both public and private sector organizations. In this meaning; it is known that Turkish public administration came across with some managing problems in the subject of productivity and effectiveness in service presenting with entering age of information. It is said that usage of information technologies would be effective in solving these problems. This study consists of three sections which are done for determining and stressing the results of that, with the usage of information technologies in public institutions, organizational structure, managing functions and processes, and effects on work processes done in institutions and effects on workers. In first section; it is tried to analyze the information, information community, social reforms,and concepts of technology; and basic concepts of public administration. In second section, the steps of information technologies effecting public institutions deeply when they are entering organisations, and during these steps, examining how to effect organizational structure and managing processes of information technologies, influences of information technology on public institutions and information technology politics in Turkish public administration, e-government and Turkey examples are examined. In the last section; the level of the representatives of central organizations in Konya usinformation technologies in organizational and managing area, positive and negative additions to managing activities of institutions, technology that they are using now, physical and physcological changes are tried to put out reality degree of assumptions according to surveys after statistical commenting.
- Published
- 2006
39. YENİ YOKSULLUK KONSEPTİ İÇİN SÜRDÜRÜLEBİLİR SOSYAL POLİTİKA ÖNLEM VE ÖNCELİKLERİ.
- Author
-
IŞIK, Abdullah and SEVİNÇ, İsmail
- Abstract
Copyright of Electronic Turkish Studies is the property of Electronic Turkish Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
40. 1980 sonrası Türk kamu yönetiminin merkez teşkilatında yapılan reformlar ve reform çalışmaları
- Author
-
Sevinç, İsmail, Acar, Ali, and Diğer
- Subjects
Kamu Yönetimi ,Public Administration ,Public administration ,Development plans ,After 1980 ,Innovation - Abstract
95
- Published
- 2000
41. BÖLGESEL KALKINMANIN YENİ AKTÖRLERİ OLARAK KALKINMA AJANSLARI: ELEŞTİRİLER VE BEKLENTİLER.
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail
- Abstract
Development agencies emerged as foundations that operate at local level and that embodies institutionalization of development at local level. The need for organization of development at regional level arises from the need to gap the differences in natural, economic and social conditions in regions. Not being able to remove differences lead to decrease in countries growth rate and to the flow of production sources of regions to already developd central regions. Development agencies were founded to ensure effective use of country's resources and enhance regional development by tapping local potential and to contribute abatement of inter-regional and intra-regional differences. In this study, initially the concepts of region and development were discussed, the emergence of development agencies in the context of European Union and expectations and criticisms of development agencies at regional and national level are presented. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
42. Benim Adım Khan Filmi: Otizmin Medyadaki Yansıması.
- Author
-
Türkmen, Ayşe Sonay, Kalpaklı, Fatma, and Sevinç, İsmail
- Abstract
Copyright of Journal of Sociology / Sosyoloji Dergisi is the property of Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2015
43. Orta Asya Ülkelerinde Kamu Yönetiminin Dönüşümü.
- Author
-
ERTAŞ, Handan and SEVİNÇ, İsmail
- Abstract
Copyright of Selcuk University Social Sciences Institute Journal is the property of Selcuk University Social Sciences Institute Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2014
44. The Professional Perception of Social Workers Working In Healthcare1
- Author
-
Sevinc, Ismail, Kirlioglu, Huriye Irem Kalayci, and Kirlioglu, Mehmet
- Published
- 2017
45. Kamu Çalışanlarının Örgütsel Bağlılığı: Karşılaştırmalı Bir Çalışma.
- Author
-
SEVİNÇ, İsmail and ŞAHİN, Ali
- Published
- 2012
46. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN KAMU SEKTÖRÜNE UYGULANMASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR.
- Author
-
ACAR, Ali and SEVİNÇ, İsmail
- Subjects
- *
PUBLIC administration , *TOTAL quality management , *CUSTOMER satisfaction , *PRIVATE sector , *ECONOMIC structure , *PUBLIC institutions , *ECONOMIC development , *PRODUCT quality - Published
- 2011
47. 1980 SONRASI TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN MERKEZ ÖRGÜTÜNDE YAPILAN REFORM ÇALIŞMALARI
- Author
-
ACAR, Ali and SEVİNÇ, İsmail
- Subjects
Türk Kamu Yönetimi,Yönetsel Sorunlar,Reform Çalışmaları ,Turkish Public Administration,Governance Problems,Reform Studies - Abstract
Kamusal ürün ve hizmet sunan örgütlerin, kalite seviyesi yüksek bir örgütsel yapıya kavuşturulmalarının kaçınılmaz bir gereksinim olduğu, artık tartışma konusu bile yapılmamaktadır. Türk kamu yönetim sistemi, günün koşullarına uydurularak çoğunlukla Osmanlıyönetim sisteminin devamıdır. Cumhuriyet’in kuruluşundan planlıdöneme kadar yapılan yönetimde yeniden düzenleme çalışmalarının daha çok gereksinimler ortaya çıktıkça yapıldığıve planlıkalkınma dönemine geçildikten sonra yapılan yeniden düzenleme çalışmalarının ise kalkınma planlarıyla birlikte ele alındığıgörülmektedir. Çalışmanın amacıyönetimde reform kavramının anlamının ortaya konulması, Türk kamu yönetiminde yönetimde reform kavramının nasıl algılandığıve uygulandığıüzerinde durulmuştur. Ayrıca 1980 sonrasıhazırlanan kalkınma planlarında kavramın ne şekilde ele alındığıve sunulan tekliflerin neler olduğunun ortaya konulması amaçlanmıştır., The necessity of obtaining high-level quality for organizations serving public product and services is now a non-debatable subject. Turkish public administration system adapted to actual conditions is mostly the continuity of Ottoman administration system. From the foundation of republic to the planned period, re-regulations studies were conducted mostly after appearing of necessities and followed to planned development period, it’s seen that re-regulations studies were performed with the period of planned development. The aim of the study is to emphasize importance for maintaining the meaning of reform in administration and the way of understanding and implementing reform in Turkish public administration. Also, how the development plans have been handled with after 1980 and the context of proposals have been tried to figure out
48. Comparison of Turkey and Sudan in The Context of E-Government
- Author
-
Hamad Muhammed, Mustafa İbrahim, Sevinç, İsmail, and NEÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Türkiye ,Sudan ,E-devlet ,Dijitalleşme ,Turkey ,Bilgi ve iletişim teknolojileri ,E-Government ,Digitalization ,Information and communications technology - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Gelişmekte olan ülkelere her zaman teknik dönüşüme eşlik eden iş modellerine ve yenilikçi ürün ve hizmetlere dayanan ve önümüzdeki on yılda yarım milyardan fazla insanı yoksulluktan kurtarabilecek dijitalleşme sürecinden birçok fayda bulunmaktadır. Dijitalleşme bugüne kadar gelişmekte olan ülkelerin istihdam yaratma ve ekonomilerini geliştirme yeteneğini büyük ölçüde etkilemiştir. 2009-2011 arasında sayısallaştırma, bu ülkelerin 17 milyon iş yaratmasına yardımcı olmuş ve GSYH'ye 350 milyar dolar katkıda bulunmuştur. Buna ek olarak, çalışmalar gelişmekte olan bir ülke pazarında dijitalleşme düzeyini 10 derece artırmanın, kişi başına GSYH'de %0,70, işsizlik oranında %1,09 azalma sağlayacağını göstermektedir. Aslında, gelişmekte olan ekonomilerin gelişmiş ekonomilerden gelen dijitalleşme sayesinde işsizliği azaltma şansı daha fazladır. E-devlet gelişim endeksine göre 2012 yılında 80'inci sırada yer alan ve 2014'te 71'inci, 2016 yılında 68'inci sıraya yükselen Türkiye, 2020 yılında 53'üncü sıraya yükseldiği için incelenmeye değer bir modeldir. Sudan, e-devlet alanında giderek artan tecrübesiyle, Türkiye'nin e-devlet deneyiminden ders almalı ve bu alanda iki hükümetin imzaladığı anlaşmayı uygulamaya çalışmalıdır., There are many benefits to developing countries from the digitalization process, which is based on business models and innovative products and services that always accompany technical transformation, and could save more than half a billion people out of poverty in the next decade. Digitization has greatly affected the ability of developing countries to create jobs and improve their economies. Between 2009 and 2011, digitization helped these countries create 17 million jobs and contributed $ 350 billion to GDP. In addition, studies show that increasing the level of digitization by 10 degrees in a developing country market will provide a 0.70% reduction in per capita GDP and a 1.09% reduction in unemployment rate. In fact developing economies have a greater chance of reducing unemployment thanks to digitalization from developed economies. Turkey, which ranked 80th in 2012 according to the e-government development index, rose to 71st in 2014 and 68th in 2016, is a model worth examining as it rose to 53rd in 2020. With its increasing experience in the field of e-government, Sudan should follow the experience of Turkey in e-government and strive to implement the agreements signed between the governments of the two countries in this field.
- Published
- 2022
49. Public policy analysis on combating violance against women
- Author
-
Salman, Tuğba, Sevinç, İsmail, and NEÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Süreç Analizi ,Kamu Politikası ,Kadına Şiddet ,Government ,Violence Against Women ,Public Policy ,Process Analysis ,Hükümet - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Kamu politikası devlet ile toplum arasındaki ilişkinin somut olarak görülebildiği alandır. Toplumsal sorunlar karşısında hükümetler mevcut olan sorunu çözmek için çözüm önerileri geliştirir. Kadına yönelik şiddet son zamanlarda kamuoyunda güncelliğini koruyan toplumsal bir sorundur. Bu sorun karşısında hükümet yasalar, yönetmelikler, kararlar ve eylemlerle kamu politikasını oluşturur. Kamu politikası herhangi bir sorun karşısındaki hükümetin gerçekleştirdiği bu tür faaliyetlerin yanı sıra hiçbir şey yapmayıp sessiz kalarak da gerçekleştirdiği faaliyettir. Bu çalışmada Türkiye’nin izlediği kadına yönelik şiddetle mücadele politikası, politika analiz yöntemlerinden biri olan süreç modeline göre, gündeme geliş aşamasından değerlendirilme aşamasına kadar incelenmekte ve politika çözümlemesi yapılmaktadır. Kadına yönelik şiddetle mücadele politikası; sorunun tanımlanması ve gündeme geliş, formüle ediliş, kanunlaştırma, uygulama ve değerlendirme başlıkları altında ele alınmaktadır. Bu analiz sonucunda büyük oranda politikanın sürece uygun olan bir şekilde işlediği görülmüştür. Politikanın oluşturulma ve uygulanma aşamasında ise hükümet etkin rol oynamaktadır., Public policy is the area where the relationship between the state and society can be seen as concrete. In the face of social problems, governments develop solutions to solve the existing problem. Violence against women is a social problem that has been keeping up to date in the public opinion. In the face of this problem, the government creates public policy through laws, regulations, decisions and actions. Public policy is the activity of the government in the face of any problem, besides such activities, it also carries out with nothing but silence. This policy work in combating violence against women in Turkey's watch, according to one of the policy analysis process models are examined from coming to the agenda stage until the evaluation stage and policy analysis is performed. The policy of combating violence against women; definition of the problem and its coming to the agenda, its formulation, enactment, implementation and evaluation covered under these headings. In this analysis, it was seen that the policy was largely handled in a way that suits the process. The government plays an active role in the formulation and implementation of the policy.
- Published
- 2020
50. Türkiye'de vergi denetiminin etkinliği
- Author
-
Bütüner, Seyit Ali, Sevinç, İsmail, and Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Kamu Yönetimi ,Public Administration ,Tax audit ,İşletme ,Control ,Turkish tax system ,Efficiency ,Business Administration - Abstract
Vergi; Devlet ve benzeri kurumlar tarafından üretilen mal ve hizmetleri finanse etme ve / veya sosyo-ekonomik şartların gerektirdiği önlemleri alma yetkisine sahip olanlardan alınan zorunlu, kesin ödemelerdir. Verginin alacaklısı devlet ve benzeri kurumlar olduğu halde, borçlusu, kişilerdir. Gerçek ödeme gücünün idareye bildirilmesi ile toplam vergi hasılatı açısından doğru bir orantı bulunmakta ancak bu eşyanın doğasına terstir. Zira yükümlünün çıkarı, idareye doğru ve gerçek ödeme gücünü deklare ettiği oranda azalmaktadır. Burada, kamu çıkarıyla bireylerin çıkarı arasında paradoksal bir ilişkinin varlığı aşikârdır. Bu paradoksal durumu kaldırmak ya da en aza indirgemek açısından vergisel denetim kaçınılmazdır. Tax; they are obligatory, unpaid and final payments received from those who have the power to finance the goods and services produced by the state and similar institutions and / or to take the measures required by the socio-economic situations in it. The creditor is the state and similar institutions, but the debtor is the person. There is a direct proportion to the taxation of the actual payment power and to the nature of the goods. Because the interest of the debtor decreases as much as he declares the right and actual payment power to the administration. Here, the existence of a paradoxical relationship between public interest and the interests of individuals is evident. In order to remove or minimize this paradoxical situation, tax control is inevitable. 92
- Published
- 2019
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.