33 results on '"Qāḍī Abd al-Jabbār"'
Search Results
2. A Modified Free-Will Defense: A Structural and Theistic Free-Will Defense as a Response to James Sterba.
- Author
-
Balci, Elif Nur
- Subjects
- *
PROOF of God , *CHRISTIAN ethics , *ISLAMIC theology , *FREE will & determinism , *GOOD & evil , *JUSTICE , *POSSIBILITY - Abstract
In his book Is a Good God Logically Possible?, James Sterba argues that the Plantingian free-will defense, which reconciles the existence of a good and omnipotent God with the existence of evil, is a failed argument when it comes to the terrible evils in the world. This study discusses that Sterba's claim is invalid when Plantinga's free-will defense is modified with a structural perspective. In order to reconcile the structural and inevitable possibility of evil with God's moral imperatives, a structural free-will defense was complemented by an Islamic moral theology that Mu'tazila and its great scholar Qādi Abd al-Jabbar advanced. Such a modified free-will defense can show that the existence of all evil, including terrible ones, is still compatible with a good and omnipotent God. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
3. EL-EMÂLÎ BAĞLAMINDA KÂDÎ ABDÜLCEBBÂR’IN ZÜHD HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ.
- Author
-
KARAHÜSEYİN, Samet
- Subjects
- *
ASCETICISM , *SUFISM , *HADITH , *ISLAMIC theology , *SECTS - Abstract
Qadi Abd al-Jabbar is one of the leading theologians (kalam) of Mu‘tazilite thought, who performed important political duties at a time when the Abbasids weakened and the Buyids were on the rise politically. Therefore, both his political and theological views also represent his school (Mu‘tazilah). Another data supporting this situation is that a significant part of the Mu‘tazilite sources are his own works. Thus, while understanding Qadi Abd al-Jabbar and his works will be to a large extent to understand his sect, his views that can only be reached can be seen as the new horizons of Mu‘tazilah. While this is the case, understanding Qadi Abd al-Jabbar and his works will be to a large extent to understand his sect, while his only accessible views can be seen as the new horizons of Mu‘tazilah. The main source of this study is the work al-Emali, written by Qadi Abd al-Jabbar on the science of Hadith and presented to the world of science after being investigated in recent years. The present study focuses on the concept of asceticism (zuhd) and the interpretations of some hadiths related to it, which focuses on mysticism (sufism), not with many possible aspects from al-Emali. During this operation, the emphasis will be on the theologian (mutakallim) personality of Qadi Abd al-Jabbar rather than the hadith (muhaddis). When this work is carefully examined, it can be understood that Qadi has different perspectives on both his scientific personality and his theological methodology. Some of the Mu‘tazilite thought and Qadi Abd alJabbar’s views on asceticism (zuhd) are related to the hadiths he includes in alEmali and are briefly explained. Based on these explanations, some approaches of Qadi Abd al-Jabbar that can contribute to the moral dimension of the principle of Amr bi-al-Ma‘ruf wa Nahy ‘an-al-Munkar will also be comprehended. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. İslam’da Akılcı Yaklaşımın Rivayet Felsefesi (Kādî Abdülcebbâr Örneği)
- Author
-
Abdulvasıf Eraslan
- Subjects
hadis ,muʿtezile ,kādî abdülcebbâr ,rivayet felsefesi ,haberin nakli ,ḥadith ,muʿtazila ,qāḍī abd al-jābbār ,narration philosophy ,conveying of khabar ,Islam. Bahai Faith. Theosophy, etc. ,BP1-610 - Abstract
İslam’ın ikinci kaynağı olan sünnetin taşıyıcısı olan rivayetler, raviler tarafından farklı düzeylerde aktarılmıştır. Rivayetlerin aktarılma düzeyi arasındaki farklılığın sebepleri başta Muʿtezilî âlimler olmak üzere kelam ve usûlcüler tarafından araştırma ve tartışma konusu olmuştur. Bu konulardan biri de rivayetin/haberin aktarılmasına etki eden faktörler ile aktarılmasına engel olan husuların ne olduğudur. Bu konuya farklı bir boyut kazandıran âlimlerin başında Kādî Abdülcebbâr (öl. 415/1025) gelmektedir. O, mensubu bulunduğu akılcı/rasyonalist mezhebin yaklaşımı doğrultusunda hareket ederek haberin rivayeti konusunda felsefi bir bakış açısı geliştirmiştir. Buna göre bir rivayetin aktarılma sıklığı; haberin dini bir niteliğe sahip olup olmaması, muhatap üzerindeki etkisi, sıradanlaşması, kendisine duyulan ihtiyaç gibi konular çerçevesinde ele alınmalıdır. Dolayısıyla bu çalışmada, Kādî Abdülcebbâr’ın görüşleri doğrultusunda haberin nakli etkileyen unsurlar üzerinde durulmuştur. Diğer bir ifadeyle bir haberin / rivayetin, toplumun bireyleri tarafından dillendirilmesini ve tekrar edilmesini sağlayan etkenler ile bir sözün naklledilmesine engel olan sebeplerin ne olduğu veya ne olabileceği hususları üzerinde durulmuştur. Kādî Abdülcebbâr rivayetlerin/haberlerin naklini veya tekrarını etkileyen unsurları; insanın toplumsal, psikolojik ve inanç yönüyle ilintili olarak ele almış ve örneklendirmeye çalışmıştır. Bu etkenler iki yönlü bir etkiye sahiptir. Kimisi haberin nakledilmesini gerektirirken kimisi de haberin yayılmasını ve nakledilmesini engellemekte veya zayıflatmaktadır. Bu etkenler kaynak itibariyle insanın psikolojk yönüyle alakalı olsa da eylem sürecinden farklılaşmaktadır. Bunlardan birincisi haberin naklini gerektiren etkenler olup Kādî tarafındanالداعي şeklinde isimlendirmiştir. İkincisi de haberin naklini engelleyen etkenler olup الصوارف diye isimlendirilmiştir. Kādî Abdülcebbâr’dan önce bu kavramları sözlük anlamıyla kullananlar olduğu gibi bunları haberin nakliyle bağlantılı bir şekilde kullananlar da olmuştur. Örneğin Ebu’l-Hasan el-Eş’arî (öl. 324/935) ve el-Kelâbâzî (öl. 380/990) bu kavramları sözlük anlamıyla kullanırken Cessâs (öl. 370/981) ise bunları haberin nakliyle irtibatlandırmıştır. Kādî’nın çağdaşı Bâkıllânî (öl. 403/1013) de bu kavramları Kādî’yla yakın bir anlamda kullanmıştır. Kādî Abdülcebbâr ile birlikte bu kavramalar daha sık kullanılmış ve terimsel bir anlam kazanmıştır. Ondan sonra yazılan kelam ve usûl eserlerinde bu kavramlar daha sistematik bir şekilde kullanılmıştır. Kādî’nın öğrencilerinden el-Basrî (öl. 436/1045), Şerîf el-Murtazâ (öl. 436/1045) ayrıca Hârûnî (öl. 424/1032), İbn Hazm (öl. 456/1064), Ebû Yâ’lâ (öl. 458/1066), Şîrâzî (öl. 476/1084) ve Cüveynî (öl. 478/1086) de bu kavramları haberlerin nakliyle bağlantılı bir şekilde kullanmıştır. Bir eylemin yapılmasına veya yapılmamasına yönelik dâʿîler, birden fazla olabildiği gibi kuvvet açısından da birbirinden farklı olabilmektedir. Kişinin haberin nakline yönelik eylemi, dâʿîlerin gücü/kuvvetiyle doğru orantılıdır. Bir eyleme yönelik güçlü dâʿîler, kişiyi onu gerçekleştirmeye daha çok motive ederken, etki açısından daha zayıf olan dâʿîler ise daha az oranda kişiyi eylemi gerçekleştirmeye yönlendirmektedir. Dolayısıyla aynı dâʿîlere sahip iki haberin aynı oranda nakledilmesi gerekir. Çünkü bunların naklini sağlayan asıl unsur yani dâʿî aynı kuvvete sahiptir. Bu doğrultuda aynı durumu paylaşan ve aynı zaman diliminde bulunan iki haberden birinin nakledilip diğerinin nakledilmemesi doğru değildir. Yani bir şeyin nakli, âdet/العادة yasası çerçevesinde devâî/الدواعي ve ihtiyacın kuvveti doğrultusundadır. Haberlerin nakil durumu, onu nakletmeye yönelik eğilimlere veya nakletmekten alıkoyan hususlara bağlıdır. Bu etkenlerin içerisinde haberin naklini sağlayan ve bu konuda insanları güdüleyen hususlar dâʿî, insanları bunu aktarmaktan alıkoyan husus ve unsurlar da sârif kavramıyla ifade edilmiştir. Bunlar da haberi nakleden kişinin psikolojik durumu, haberin sıradanlaşması, habere duyulan ihtiyaç, haberin söyleniş zamanına olan uzaklığı, haberin dini bir niteliğe sahip olması ve aktaranları ilgilendiren bir korku durumunun bulunup bulunmadığıyla yakından alakalıdır. Buna göre habere dair dâʿî veya devâî varsa nakledilir, yoksa veya bu hususta sârif veya savârif varsa nakledilmez veyahut daha az nakledilir. Haberlerin sahip olduğu dâʿîler ve sârifler de aynı kuvvete sahip değillerdir. Bu doğrultuda haberlerin zarûrî bilgi ifade etmesi de haberde bulunan dâʿîlere bağlıdır. Haberin söylendiği ortam, ortamda bulunan yani olaya tanıklık edenlerin sayısı, haberin muhatabın dikkatleri üzerindeki etkisi, sonraki zamanlarda söylenen habere müracaat etme ihtiyacı, haberin işlevselliği, konusu, yayılmasını engelleyebilecek faktörler, söylendiği zamana olan uzaklığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
5. Mâtürîdî ile Kâdî Abdülcebbâr'a Göre Fâtiha Sûresinde İnsanlığa Sunulan Hikmetler.
- Author
-
ORAL, Osman
- Abstract
Copyright of Journal of Islamic Research / İslâmi Araştırmalar Dergisi is the property of Turkey Economical & Cultural Solidarity (TEK-DAV) Foundation and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
6. Muʿtezile’ye Göre Hz. Peygamber’in Fiillerinin Bağlayıcılığı
- Author
-
Abdulvasıf Eraslan
- Subjects
sunnah ,muʿtazila ,actions of the prophet ,teessî ,qâḍī abd al-jâbbâr ,sünnet ,muʿtezile ,hz. peygamber’in fiilleri ,kâdî abdülcebbâr ,General Works ,Islam ,BP1-253 ,Philosophy (General) ,B1-5802 - Abstract
Vahye muhatap beşer bir elçi olarak Hz. Peygamber’den pek çok fiil sadır olmuştur. Bunların bir kısmı peygamberlik vazifesi (dinî konular) ile alakalı olurken diğer bir kısmı ise gündelik yaşama dair olmuştur. Örnekliği Kur’ân ile sabit olan Hz. Peygamber’in bu davranışlarının bağlayıcılığı ile bağlayıcılık derecesi, âlimlerce tartışılmıştır. Sünnetin önemli bir kısmını oluşturan Hz. Peygamber’in fiillerine yönelik sergilenen farklı tutumlar, tarihsel süreç içerisinde örnekliğinin ne ve nasıl olması gerektiğine dair çeşitli anlayışların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çalışmada Muʿtezilî âlimlerin günümüze ulaşan bazı kaynakları esas alınarak Hz. Peygamber’in fiillerine yönelik yaklaşımları ortaya koyulmuştur. Sünnî mezhep âlimlerinin ortaya koyduğu anlayışla benzer veya farklı yönlerinin anlaşılabilmesi için de klasik ve modern döneme dair literatür değerlendirmesine yer verilmiştir. Hz. Peygamber’in örnekliğini ifade etmek üzere âlimler tarafından kullanılan farklı kavramlara dikkat çekilmiş ve Muʿtezilî âlimlerce yaygın bir şekilde kullanılan teessîyle münasebeti üzerinde durulmuştur.
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
7. KÂDÎ ABDÜLCEBBÂR'DA HZ. PEYGAMBER'İN NÜBÜVVET DELİLLERİ.
- Author
-
ÜNVERDİ, Veysi and ÜNVERDİ, Mustafa
- Subjects
PROPHETS ,GOD in Islam ,SUNNI Islam ,MIRACLES ,THEOLOGIANS - Abstract
Copyright of Dinbilimleri Journal is the property of Dinbilimleri Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. Mu'tezile'nin Mucize Anlayışı ve Nazzâm'ın Sarfe Teorisi Bağlamında Genel Bir Değerlendirme.
- Author
-
İPEK, Mikail
- Abstract
Copyright of Journal of Eskişehir Osmangazi University Faculty of Theology is the property of Journal of Eskisehir Osmangazi University Faculty of Theology and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
9. Mu'tezile'nin Hatmü'n-Nübüvve Savunması: Kâdî Abdulcabbâr Örneği.
- Author
-
İPEK, Mikail
- Abstract
Copyright of Mevzu is the property of Ali Sever and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
10. Kâdî Abdülcebbâr’ın Marifetullah Teorisi
- Author
-
Mehmet Şaşa
- Subjects
Kâdî Abdülcebbâr ,Marifetullah ,Akıl ,Nazar ,İstidlâl ,Qāḍī Abd al-Jabbār ,Ma‘rifatullah ,Reasoning (aql) ,Intellect (nazar) ,Argumentation (istidlal) ,Islam ,BP1-253 ,Practical Theology ,BV1-5099 ,Moral theology ,BV4625-4780 - Abstract
Bu çalışmada Kadı Abdulcebbar’ın görüşlerinden hareketle marifetullah ve bu konuya taalluk eden diğer meseleler incelenmiş ve ortaya konulmuştur. Bu bağlamda kendisine ilahî mesaj ulaşsın ya da ulaşmasın kişiye Allah’ı bilmenin vâcip olup olmadığı incelenmiştir. Aynı zamanda marifetullah, vâcip ise bu vücûbiyetin akıl ile mi yoksa nakil ile mi sabit olduğu konusu ele alınmıştır. Ayrıca Allah’ı bilmede nazar ve istidlalin rolü gözetilerek, marifetullah meselesinde nazar ve istidlalin dinî hükmü ve kaynağı tespit edilmiş ve değerlendirilmiştir. Bunların yanı sıra Allah’ın hangi yönlerden bilgiye konu olamayacağı, hangi cihetlerden bilinebileceği üzerinde durulmuştur. Aynı şekilde marifetullahın zorunlu bilgi olup olmadığı, değilse bunun gerekçelerinin neler olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca marifetullah konusunda taklidin bilgi kaynağı olup olmayacağı, her hangi bir açıdan akıl yürütmeksizin sadece taklidî bir bilgiyle Allah’ı bilmenin yeterli olup olmadığı incelenmiştir. Son olarak Kadı Abdulcebbar’ın, kendilerine ilahî davet ulaşmayıp Allah’ı bilmeyen kişilerin ahiretteki durumunun ne olacağına yönelik görüşleri belirtilmiştir. Kadı Abdulcebbar’ın bu meselelerdeki yaklaşımı ortaya konulmakla beraber bu meselelerle ilgili bir takım analizler ve değerlendirmeler de yapılmıştır.
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
11. Kādî Abdülcebbâr ve Ebü'l-Muîn en-Nesefî'nin Büyük Günah Hakkındaki Görüşlerinin Karşılaştırılması.
- Author
-
GÜLVERDİ, Selim
- Abstract
Copyright of BEÜ Ilahiyat Fakültesi Dergisi is the property of Bulent Ecevit University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
12. İslam'da Akılcı Yaklaşımın Rivayet Felsefesi (Kādî Abdülcebbâr Örneği).
- Author
-
Eraslan, Abdulvasıf
- Subjects
SINGLE people ,THEOLOGIANS ,TIME measurements ,MOTIVATION (Psychology) ,NARRATORS ,TWO-way communication ,ZAKAT - Abstract
Copyright of Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi / Cumhuriyet Theology Journal is the property of Cumhuriyet Universitesi, Ilahiyat Fakultesi / Cumhuriyet University, Faculty of Theology and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
13. KÂDÎ ABDÜLCEBBÂR'IN YÜKSELİŞİ VE DÜŞÜŞÜ.
- Author
-
Reynolds, Gabriel Said
- Subjects
- *
OPEN-ended questions , *PERSONAL names , *PALACES , *ADVENTURE & adventurers , *READING , *ZAKAT , *ACHIEVEMENT - Abstract
While investigating Islamic thought, the defects in the form of reading and interpretation can be added to some structural difficulties. The more deficient it is to consider thought out of the nature of its occurrence and development, the more wrong it is to perceive it as an object that suddenly dies and disappears. It is as wrong to dedicate the history of thought only to a state or dynasty as it is to think around a school or person. As far as it is to attribute the achievements of political history to the history of thought, to condemn thought for the failures of political history is also open to question. Qadi Abd al-Jabbar, handled in the light of these approaches, is one of the most important representatives of the thought of Mu'tazilite. He was one of the leading names in the intellectual adventure of his school, as he had active duties in the palace of the Buyids. This article tries to shed light on the political relations that he wrote his works reflecting his views. On this occasion, it was tried to eliminate some question marks on the theological thought of Mu'tazilah and Qadi Abd al-Jabbar. Thus, different perspectives can be presented to the world of ideas formed through Qadi Abd al-Jabbar. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
14. Mutezile'ye Göre Hz. Peygamber'in Fiillerinin Bağlayıcılığı.
- Author
-
ERASLAN, Abdulvasıf
- Abstract
Copyright of Journal of Ilahiyat Researches / Ilahiyat Tetkikleri Dergisi is the property of Ataturk University Coordinatorship of Scientific Journals and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
15. Son Dönem Mutezilesi ve Determinizm: Filozofların Tuzağı: Wilferd Madelung.
- Author
-
Bektaş, Kevser Demir
- Subjects
- *
VIS major (Civil law) , *PHILOSOPHERS , *SCHOLARS , *MATTER , *HUMAN beings - Abstract
Fakhr al-Dīn al-Rāzī, who states the definitive authority of deterministic Ash'arite view on the matter of human acts, based his opinion on this matter on the Mu'tazilite scholar Abu'l-Husayn al-Basrī's claim that "every act necessarily requires a motive to occur". It has been suggested that this view of Abu'l-Husayn al-Basrī which propounds a necessary link between act and motive, inevitably leads to a double form of determinism: determination of the act by the motive and determination of the act by God, the creator of the motive. But it is hard to say that this claim of determinism is valid for the whole Mu'tazilah, especially for Qādī 'Abd al-Jabbār who hadn't accepted a necessary relationship between act and motive. This could be true, however, for Abu'l-Husayn al-Basrī and his school who had propounded a necessary link between act and motive. Yet it cannot be said that they had fallen into such an absolute determinism as al-Rāzī who was influenced by philosophers. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
16. MU'TEZİLE VE ŞÎA ARASINDA FİKRİ BAĞLANTI MESELESİ İLAHİ ADALET İLKESİ BAĞLAMINDA KÂDÎ ABDÜLCEBBÂR VE EBÛ CA'FER ET-TÛSÎ ARASINDA BİR KARŞILAŞTIRMA
- Author
-
KORKMAZGÖZ, Rıza
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
17. MU'TEZİLE VE ŞÎA ARASINDA FİKRİ BAĞLANTI MESELESİ: TEVHİD İLKESİ BAĞLAMINDAKÂDÎ ABDÜLCEBBÂR VE EBÛ CA'FER ET-TÛSÎARASINDA BİR KARŞILAŞTIRMA.
- Author
-
KORKMAZGÖZ, RIZA
- Abstract
The Issue of intellectual relation between Mu'tezile and Şîa has always been on the agenda since fourth century to present. Especially Sunni theologians claim that the Shi'i-Imamite was influenced largely by the Mu'tazilite theology while Imamite theologians reject such an effect and point out that their understanding of theology is based on the Kur'an and the words of Shi'i leaders. With this study we aimed to make a small contribution to this discussion by making a comparison on the principle of tawhid between Qadi Abd al-Jabbar who has played a major role in the transfer of Mu'tazilite thought from the past to the present and Ebu Ja'far al-Tûsî who was a prolific scholar in the field of both theology and other Islamic sciences. This comparison, which we made on the basis of both works, shows us that there is a complete agreement between two aforesaid ones except of the details of the controversy. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
18. Qadi Abd al-Jabbar on testimony, an epistemological approach
- Author
-
Abbas Dehqaninejad
- Subjects
epistemology ,testimony ,qadi abd al-jabbar ,sources of knowledge ,belief ,occurrence of miracles ,Philosophy of religion. Psychology of religion. Religion in relation to other subjects ,BL51-65 - Abstract
Epistemology of Testimony is one of the new branches of epistemology which seeks to cope with issues like the nature of testimony, its acceptability, and its relation to other sources of knowledge. This debate was also important for some Muslim theologians especially Qadi Abd al-Jabbar, who was one of the most important Mu’tazilite theologians. He believes that testimony is a way of reaching knowledge and responds to the doubts raised by some Islamic sects that reject testimony as a source of knowledge. He also believes -like Plantinga and some new philosophers in epistemology- that in transmission of knowledge, the main thing that transfers is the belief of the speaker and its properties. He also asserts that testimony is as reliable as other sources of knowledge and is not reducible to them. He has used his epistemic concepts about testimony as a foundation for proving some other religious beliefs such as occurrence of miracles.
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
19. Kadı Abdülcebbâr'ın Teklif Anlayışı
- Author
-
Mustafa Bozkurt
- Subjects
Qadi Abd al-Jabbar ,Kadi Abdulcebbar ,Proposal ,reason revelation ,divine revelation ,Philosophy. Psychology. Religion ,Moral theology ,BV4625-4780 - Published
- 2015
20. The Differentiation of Mu‘tazilite Kalām Thought in the Context of the Conception of Qādī Abd al-Jabbār’s Faith
- Author
-
Karahüseyin, Samet
- Subjects
Kādî Abdülcebbâr ,Qādī Abd al-Jabbar ,Mu‘tezilî Düşünce ,Kelâmî Farklılaşma ,Kalām ,Thought of Mu‘tazilite ,Conception of Faith ,Kelâm ,Theological Differentiation ,Kelâm - İslam Mezhepleri Tarihi ,İman Anlayışı - Abstract
Çalışmamız Mu‘tezilî düşüncenin farklılaşması kapsamında Kādî Abdülcebbâr (öl. 415/1025)’ın kelâmî görüşlerine odaklanmayı hedeflemiştir. Bu bağlamda ekolünün el-menziletü beyne’l-menzileteyn prensibi altında iman anlayışını örneklem olarak irdelediğimiz Kādî Abdülcebbâr, selefleriyle bazı yönlerden farklılaşarak ayrışmakta ve en önemlisi de ekolünün iman anlayışını yeniden şekillendirmeye çalışan yorumlarda bulunmaktadır. Kelâm alanına dair te’lîf etmiş olduğu el-Muğnî, el-Muhtasar fî Usûli’d-Dîn, Fadlu’l-İ‘tizâl, Kitâbu Usûli’l-Hamse, Şerhu’l-Usûli’l-Hamse’nin yanı sıra Müteşâbihu’l-Kur’ân ve Tenzîhu’l-Kur’ân ani’l-Metâin adlı eserlerinin ekolünün ve kendisinin kelâmî birikimini aktarmadaki rolü ortadayken kendisine nisbet edilerek ismi zikredilen ancak kelâmî görüşlerinin açıklamasında hadislerin delâletine ağırlık verdiği el-Emâlî adlı eseri ise farklı bakış açıları içermektedir. Bu bağlamda Kādî Abdülcebbâr’ın iman tanımında dil ile ikrâr, organlarla amel ve kalbin itikâdının vurgulanması, imanın mahiyetinde nâfileleri de devreye sokması, iman-amel ilişkisine her fırsatta değinmesi, imanın artıp eksilebileceğine yönelik açıklamaları, imanda istisnâ ve mukallidin imanı gibi hususlardaki fikirleri genel anlamda kelâm eserlerinden ortaya koyulup incelenebilmektedir. Bu çalışmada daha ziyade hadislerin önemini vurguladığı ve ekolünün beş esasını (el-Usûlü’l-Hamse) bazı seçme hadislere getirmiş olduğu yorumlarla desteklediği el-Emâlî adlı eserdeki iman ile ilgili rivâyetlerin tetkikine tahsis etmekteyiz. Kādî Abdülcebbâr’ın iman tanımının kapsamındaki ibadet ve tâatların kapsamı bağlamında Cübbâîler’den farklılaşıp Allâf’ın çizgisine yöneldiği anlaşılmaktadır. Kanaatimizce en önemli farklılaşma örneğini ise, yapmış olduğu iman tanımına delil olarak gösterdiği hadis rivâyetleri ve bunların açıklaması oluşturmaktadır. Buna göre Kādî’nın iman tanımı ve mahiyetine dâir görüşleri kelâmî derinlikten ziyâde tasavvufî yorumlarla bezenmiş görünmektedir. Bu da çalışmamızın özgün değerini ifade edebilmek adına önemsediğimiz bir durum olarak öne çıkmaktadır. Kendisinin inanç, ibadet ve ahlâk vurgusuyla birlikte bütüncül bir iman anlayışını benimsediği anlaşılmaktadır. Kādî Abdülcebbâr’ın iman anlayışında el-Emâlî adlı eserinin etkisi ve böylelikle Mu‘tezilî düşüncenin Kelâm-Tasavvuf ilişkisine dâir yeni perspektifler sunabilecek potansiyelde olması seleflerinden farklılaştığı noktaları işaret etmektedir. Bu sayede Mu‘tezile düşüncesinin sadece kelâm değil aynı zamanda tasavvuf birikimi de bazı yönlerden yeniden irdelenebilecektir. Çalışmamız esnasında Kādî Abdülcebbâr’ın görüşleri tasvirî ve objektif bir tutumla ortaya koyulduktan sonra fikirleri mukayeseli ve analitik yöntemlerle incelenmiştir., Our study has aimed to focus on the theological views of Qādī Abd al-Jabbār (d. 415/1025) within the scope of the differentiation of Mu‘tazilite thought. In this context, Qādī Abd al-Jabbār, whose conception of faith we have examined as an example under the principle of al-manzilah bayna al-manzilatayn of his school, differs from his Salaf scholars in some aspects, and most important of all, he is in the comments that try to restatement his school’s conception of faith. In addition to the books of al-Mughnī, al-Mukhtasar fī Usūl al-Dīn, Fadl al-I‘tizāl, Kitāb Usūl al-Khamsah, Sharh al-Usūl al-Khamsah besides Mutashabih al-Qur’ān and Tanzīh al-Qur’ān ‘an al-Maṭāin whom he wrote about the field of Kalām and while the role of the school of conveying his theological knowledge is obvious, what his work named as al-Amalī, which is referred to himself, but gives weight to the evidence of hadiths in the explanation of his theological views, includes different perspectives. In this context, in the definition of faith, Qādī Abd al-Jabbār’s opinions on issues such as confession with language, doing with limbs, and the belief of the heart, his putting supererogatory practices into play in the nature of faith, mentioning the relationship between faith and doing at every opportunity, explanations regarding the possibility of increase or decrease in faith, an exception in faith and the faith of muqallid are generally understood. It can be revealed and examined from the works of Kalām. In this paper, we dedicate to the study of the narrations about faith in the work called al-Amalī, which emphasizes on the importance of hadiths and supports the five principles of his school (al-Usūl al-Khamsah) with the comments he brought to some selected hadiths. It is understood that in the context of worship and obedience within the scope of the definition of faith, Qādī Abd al-Jabbār differed from the Jubbāis and turned to the line of Abū al-Huzayl al-Allāf. In our opinion, the most important example of differentiation is the hadith narrations that he used as evidence for his definition of faith and their explanation. Accordingly, Qādī’s views on the definition and nature of faith seem to be adorned with mystical interpretations rather than theological depth and competence. This is a situation that we care about to express the original value of our work. It is understood that he adopted a holistic understanding of faith with an emphasis on belief, worship, and morality. The effect of al-Amalī on the conception of faith of Qādī Abd al-Jabbār, and thus the potential to offer new perspectives on the relationship between Mu‘tazilite theology and thought of Sufism, points to the points where it differs from its Salaf scholars. Thus, not only theology but also the accumulation of Sufism of Mu‘tazilite thought will be re-examined from some aspects. During our study, after the views of Qādī Abd al-Jabbār were presented with a descriptive and objective attitude, his ideas were examined with comparative and analytical methods.
- Published
- 2022
21. Qādī Abd al-Jabbār's defending of reflection (Naẓar)
- Author
-
Aluç, Betül, Koloğlu, Orhan Şener, and Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı/Kelam Bilim Dalı.
- Subjects
Şüphe ,Kâdî Abdülcebbâr ,Qādī Abd al-Jabbār ,Knowledge ,Istidlāl ,Nazar ,İstidlâl ,Suspicion ,Bilgi - Abstract
"Kâdî Abdülcebbâr'ın Nazar Savunusu" isimli bu tez, istidlâli bilginin temelini oluşturan nazar yönteminin Kâdî Abdülcebbâr'ın bilgi anlayışında nasıl konumlandığını tartışmaktadır. Araştırmanın birinci bölümünde bilgi ve nazar konusu hakkında kısa bir bilgilendirilmede bulunulmuş, bu minvalde nazarın ihtiva ettiği özellikler, yapılan bilgi tanımları ve bu bilgilerin tasnif edilme şekilleri açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca nazara alternatif olarak gösterilen bilgi elde etme yöntemleri ve bu yöntemlerin geçersiz görülme nedenlerine değinilmiştir. Tezin ikinci bölümünü daha anlaşılır kılması bakımından Kâdî Abdülcebbâr'ın nazar anlayışından kısaca bahsedilmiştir. Araştırmanın ikinci bölümünde ise muhaliflerin nazarın imkanı, bilgiyi meydana getirme şekli ve meydana gelen bilginin niteliği gibi konulara yönelik itirazları ve Kâdî Abülcebbâr'ın bu itirazlara verdiği cevaplar detaylıca işlenmiştir. This thesis entitled "Qādī Abd al-Jabbār's Defending of Reflection (Naẓar)" discusses the position of the reflection (naẓar) method, which forms the basis of inferential (istidlālī) knowledge, in Qādī Abd al-Jabbār's understanding of knowledge. In the first chapter of the study, a brief information was given about the subject of knowledge and the reflection (naẓar) method. In this regard, features of reflection (naẓar) and definitions put forward about knowledge itself and and the ways knowledge is classified are explained. In addition, other methods of obtaining knowledge, which are offered as an alternative to the method of reflection (naẓar), and the reasons why these methods are considered invalid are mentioned. In order to make the second chapter of this thesis more comprehensible, Qādī Abd al-Jabbār's understanding of reflection (naẓar) is briefly touched upon. In the second chapter, objections concerning the possibility of reflection (naẓar), its forming of knowledge and the nature of knowledge resulted from it and Qādī Abd al-Jabbār's responds to these objections are discussed in detail.
- Published
- 2022
22. MU'TEZİLE EKOLÜNÜN TARİHSEL SERÜVENİ.
- Author
-
AYDINLI, Osman
- Abstract
Mu'tazila school, the most important representative of rationalist-hadari religious discourse in Islamic tradition, is known with its basic principles such as systematical thinking and rationalism, individual responsibility, individual piety, religion and world view based on reasoning. Also it approaches to the issues by research, questioning, and examining by criticizing. Mu'tazila has determined its main principles as 'al-usul al-khamsah (five main principles) and presented the dedication to these principles as a prerequisite for the commitment of the school. Among those principles, Tawhid (oneness) and 'Adalet (Justice) have been the principles that took the attention at most. Within the school, Bagdad and Basra dissociation occurred in time because of the political and intellectual reasons within the school. Mu'tazila, as a free thinking tradition, gave ground to rationalist tendencies within Islamic tradition. Mu'tazila school, beginning from the 2nd century of Hejira, started to take form in Basra and completed its progression in Bagdad which was the center of the caliphate during Abbasid reign. During this period, Mutazilite discipline (doctrine) has established itself as the official ideology. Despite the fact that the school had a certain amount of followers in many Islamic cities, today, it has no followers anymore. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2017
23. MÜTEKADDÎMÎN DÖNEMİ KELAM DÜŞÜNCESİNDE VARLIK VE ZAT: KÂDÎ ABDÜLCEBBÂR VE CÜVEYNÎ EKSENLİ BİR OKUMA.
- Author
-
KAŞ, Murat
- Abstract
Copyright of Journal of Islamic Civilization Studies / İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi (IMAD) is the property of Islam Medeniyeti Arastirmalari Dergisi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
24. A Modified Free-Will Defense: A Structural and Theistic Free-Will Defense as a Response to James Sterba
- Author
-
ELİF NUR ERKAN BALCI
- Subjects
Religious studies ,God ,moral ,morality ,evil ,theism ,Mu’tazila ,James Sterba ,Qādi Abd al-Jabbar ,justice - Abstract
In his book Is a Good God Logically Possible?, James Sterba argues that the Plantingian free-will defense, which reconciles the existence of a good and omnipotent God with the existence of evil, is a failed argument when it comes to the terrible evils in the world. This study discusses that Sterba’s claim is invalid when Plantinga’s free-will defense is modified with a structural perspective. In order to reconcile the structural and inevitable possibility of evil with God’s moral imperatives, a structural free-will defense was complemented by an Islamic moral theology that Mu’tazila and its great scholar Qādi Abd al-Jabbar advanced. Such a modified free-will defense can show that the existence of all evil, including terrible ones, is still compatible with a good and omnipotent God.
- Published
- 2022
25. KÂDÎ ABDULCEBBÂR'IN RÜ'YETULLAH'IN REDDİNE İLİŞKİN DAYANAKLARI.
- Author
-
ÜNVERDİ, Veysi
- Abstract
Qadi Abd al-Jabbar has rejected visibility of Allah because of ontological and epistemological reasons. According to him the acclaim of visibility requires the existence of Allah in particular environment and direction. This means that transcendental presence is similar tofinite and limited cases. As to Mu'tazila tawhid principle it is impossible for Allah to resemble a creature. So that the rejection of visibility of Allah is inevitable in order to protect Him from embodying and similitude. In accordance with those thoughts Abd al-Jabbar has interpreted verses on visibility of Allah on the basis of reason, so that he has built a doctrine on foresight of mind instead of the arguments of the verses. This can be inferred from his declaration which indicates that the verses on tawhid and justice should be understood by principles of mind. As conclusion he built his arguments on the basis of tawhid principle and declared negative view of Mu'tazila on visibility of Allah. Moreover according to him the narrated evidences asserted for visibility of Allah do not bear epistemological merit in terms of certainty and indication. This study aims to reveal the conclusion of reading written sources of Islam by the principles of mind. The selection ofits interpretation instead of the actual thing will lead conclusions that cannot be accepted, or at least cannot be proved. Therefore it is the right decision to speak via verses instead of reason on issues of transmission such as life of the Hereafter. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
26. KÂDÎ ABDULCEBBÂR'A GÖRE ALLAH-İNSAN İLİŞKİSİNDE İLAHÎ YARDIM.
- Author
-
Hümeyra Koç, Z.
- Subjects
- *
QADIS , *GOD , *LIBERTY , *RESPONSIBILITY , *FATE & fatalism , *WILL - Abstract
This article deals with Qadi Abd al-Jabbar's thoughts on Divine Assistance (Lutf) in terms of God and Human relationship. Qadi Abd al-Jabbar first, with a rational base, explains the concept of Lutf on the basis of human freedom (at-tamkin) and responsibility (at-taklif); secondly, treates the divine assistance as a contingent and merit depending on the will of man. This Mu'tazilî perspective has a rational and moral roots, unlike Ash'ari's position that premised that everything is part of destiny of God. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
27. EBU'L-MUÎN EN-NESEFÎ ve KADI ABDÜLCEBBAR'A GÖRE İMANDA TAKLİDİN GEÇERLİLĞİ.
- Author
-
Ünverdi, Veysi
- Subjects
- *
MUSLIM theologians , *PROPHETS , *THEORY of knowledge , *CONFIRMATION (Christianity) , *FAITH , *IGNORANCE (Theory of knowledge) - Abstract
The issue of whether following others in faith or imitation is valid in religion has been a hot debate among Muslim theologians or Mutakillimûn technically speaking. In spite of the fact that they criticized this imitation, they never labeled the people who were tarred with this brush as "heathens or infidels." Of course the lifestyle of the Prophet, who never acted this way, was a model for these scholars. Abu'l-Muîn an-Nasafî discusses the topic in his Tabsira and gave no any credit to this kind of faith; however, he did not nullify its validity, as the core of the faith is confirmation in his thought. And its opposite is denial. So every single one who declares himself as believer is considered believer irrespective of their faith being inductive/istidlâlî. Qadî Abd al-Jabbâr was much more harsh in evaluating the relation between knowledge and faith. Imitation in faith is a kind of ignorance, to him, and has no any validity. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
28. The Bindingness of the Prophet’s Acts in View of Mu’tazila Thought
- Author
-
Abdulvasıf Eraslan
- Subjects
muʿtazila ,lcsh:Islam ,sünnet ,qâḍī abd al-jâbbâr ,sunnah ,teessî ,muʿtezile ,kâdî abdülcebbâr ,Religion ,Din Bilimi ,lcsh:B ,lcsh:Philosophy. Psychology. Religion ,lcsh:BP1-253 ,Sunnah,Muʿtazila,Actions of the Prophet,Teessî,Qâḍī Abd Al-Jâbbâr ,actions of the prophet ,hz. peygamber’in fiilleri ,Sünnet,Muʿtezile,Hz. Peygamber’in Fiilleri,Teessî,Kâdî Abdülcebbâr - Abstract
Vahye muhatap beşer bir elçi olarak Hz. Peygamber’den pek çok fiil sadır olmuştur. Bunların bir kısmı peygamberlik vazifesi (dinî konular) ile alakalı olurken diğer bir kısmı ise gündelik yaşama dair olmuştur. Örnekliği Kur’ân ile sabit olan Hz. Peygamber’in bu davranışlarının bağlayıcılığı ile bağlayıcılık derecesi, âlimlerce tartışılmıştır. Sünnetin önemli bir kısmını oluşturan Hz. Peygamber’in fiillerine yönelik sergilenen farklı tutumlar, tarihsel süreç içerisinde örnekliğinin ne ve nasıl olması gerektiğine dair çeşitli anlayışların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çalışmada Muʿtezilî âlimlerin günümüze ulaşan bazı kaynakları esas alınarak Hz. Peygamber’in fiillerine yönelik yaklaşımları ortaya koyulmuştur. Sünnî mezhep âlimlerinin ortaya koyduğu anlayışla benzer veya farklı yönlerinin anlaşılabilmesi için de klasik ve modern döneme dair literatür değerlendirmesine yer verilmiştir. Hz. Peygamber’in örnekliğini ifade etmek üzere âlimler tarafından kullanılan farklı kavramlara dikkat çekilmiş ve Muʿtezilî âlimlerce yaygın bir şekilde kullanılan teessîyle münasebeti üzerinde durulmuştur., Hz. Muhammad performed many actions as a prophet who has contact with revelation. Some of these acts were related to his duty of prophethood or religious issues, while others were about daily life. These acts of the Prophet and the degree of their bindingness have been discussed by scholars. Different attitudes towards the actions of the Prophet caused the emergence of various understandings about what and how should be exemplary throughout the historical process. In this study, based on some sources of Muʿtezilî scholars, approaches to the acts of Prophet have been presented. In order to understand the similar or different aspects by Sunni sect scholars about the Prophet’s acts, literature review about the classical and modern periods is included in the study. Attention was drawn to the different concepts used in order to express the exemplariness of the Prophet by the scholars, and their relationship wity the “teesi” commonly used by Muʿtezilî scholars is also emphasized.
- Published
- 2020
29. The Narrative Philosophy of Rational Approach in Islam Abstract (The Case of Qadi Abd Al-Jabbar)
- Author
-
Abdulvasıf Eraslan and Eraslan, Abdulvasıf
- Subjects
Mu'tazila ,Philosophy ,Hadith ,Narration Philosophy ,Conveying of Khabar ,Qadi Abd Al-Jabbar ,Religious studies ,Social Sciences (miscellaneous) - Abstract
İslam’ın ikinci kaynağı olan sünnetin taşıyıcısı olan rivayetler, raviler tarafından farklı düzeylerde aktarılmıştır. Rivayetlerin aktarılma düzeyi arasındaki farklılığın sebepleri başta Muʿtezilî âlimler olmak üzere kelam ve usûlcüler tarafından araştırma ve tartışma konusu olmuştur. Bu konulardan biri de rivayetin/haberin aktarılmasına etki eden faktörler ile aktarılmasına engel olan husuların ne olduğudur. Bu konuya farklı bir boyut kazandıran âlimlerin başında Kādî Abdülcebbâr (öl. 415/1025) gelmektedir. O, mensubu bulunduğu akılcı/rasyonalist mezhebin yaklaşımı doğrultusunda hareket ederek haberin rivayeti konusunda felsefi bir bakış açısı geliştirmiştir. Buna göre bir rivayetin aktarılma sıklığı; haberin dini bir niteliğe sahip olup olmaması, muhatap üzerindeki etkisi, sıradanlaşması, kendisine duyulan ihtiyaç gibi konular çerçevesinde ele alınmalıdır. Dolayısıyla bu çalışmada, Kādî Abdülcebbâr’ın görüşleri doğrultusunda haberin nakli etkileyen unsurlar üzerinde durulmuştur. Diğer bir ifadeyle bir haberin / rivayetin, toplumun bireyleri tarafından dillendirilmesini ve tekrar edilmesini sağlayan etkenler ile bir sözün naklledilmesine engel olan sebeplerin ne olduğu veya ne olabileceği hususları üzerinde durulmuştur. Kādî Abdülcebbâr rivayetlerin/haberlerin naklini veya tekrarını etkileyen unsurları; insanın toplumsal, psikolojik ve inanç yönüyle ilintili olarak ele almış ve örneklendirmeye çalışmıştır. Bu etkenler iki yönlü bir etkiye sahiptir. Kimisi haberin nakledilmesini gerektirirken kimisi de haberin yayılmasını ve nakledilmesini engellemekte veya zayıflatmaktadır. Bu etkenler kaynak itibariyle insanın psikolojk yönüyle alakalı olsa da eylem sürecinden farklılaşmaktadır. Bunlardan birincisi haberin naklini gerektiren etkenler olup Kādî tarafındanالداعي şeklinde isimlendirmiştir. İkincisi de haberin naklini engelleyen etkenler olup الصوارف diye isimlendirilmiştir. Kādî Abdülcebbâr’dan önce bu kavramları sözlük anlamıyla kullananlar olduğu gibi bunları haberin nakliyle bağlantılı bir şekilde kullananlar da olmuştur. Örneğin Ebu’l-Hasan el-Eş’arî (öl. 324/935) ve el-Kelâbâzî (öl. 380/990) bu kavramları sözlük anlamıyla kullanırken Cessâs (öl. 370/981) ise bunları haberin nakliyle irtibatlandırmıştır. Kādî’nın çağdaşı Bâkıllânî (öl. 403/1013) de bu kavramları Kādî’yla yakın bir anlamda kullanmıştır. Kādî Abdülcebbâr ile birlikte bu kavramalar daha sık kullanılmış ve terimsel bir anlam kazanmıştır. Ondan sonra yazılan kelam ve usûl eserlerinde bu kavramlar daha sistematik bir şekilde kullanılmıştır. Kādî’nın öğrencilerinden el-Basrî (öl. 436/1045), Şerîf el-Murtazâ (öl. 436/1045) ayrıca Hârûnî (öl. 424/1032), İbn Hazm (öl. 456/1064), Ebû Yâ’lâ (öl. 458/1066), Şîrâzî (öl. 476/1084) ve Cüveynî (öl. 478/1086) de bu kavramları haberlerin nakliyle bağlantılı bir şekilde kullanmıştır. Bir eylemin yapılmasına veya yapılmamasına yönelik dâʿîler, birden fazla olabildiği gibi kuvvet açısından da birbirinden farklı olabilmektedir. Kişinin haberin nakline yönelik eylemi, dâʿîlerin gücü/kuvvetiyle doğru orantılıdır. Bir eyleme yönelik güçlü dâʿîler, kişiyi onu gerçekleştirmeye daha çok motive ederken, etki açısından daha zayıf olan dâʿîler ise daha az oranda kişiyi eylemi gerçekleştirmeye yönlendirmektedir. Dolayısıyla aynı dâʿîlere sahip iki haberin aynı oranda nakledilmesi gerekir. Çünkü bunların naklini sağlayan asıl unsur yani dâʿî aynı kuvvete sahiptir. Bu doğrultuda aynı durumu paylaşan ve aynı zaman diliminde bulunan iki haberden birinin nakledilip diğerinin nakledilmemesi doğru değildir. Yani bir şeyin nakli, âdet/العادة yasası çerçevesinde devâî/الدواعي ve ihtiyacın kuvveti doğrultusundadır. Haberlerin nakil durumu, onu nakletmeye yönelik eğilimlere veya nakletmekten alıkoyan hususlara bağlıdır. Bu etkenlerin içerisinde haberin naklini sağlayan ve bu konuda insanları güdüleyen hususlar dâʿî, insanları bunu aktarmaktan alıkoyan husus ve unsurlar da sârif kavramıyla ifade edilmiştir. Bunlar da haberi nakleden kişinin psikolojik durumu, haberin sıradanlaşması, habere duyulan ihtiyaç, haberin söyleniş zamanına olan uzaklığı, haberin dini bir niteliğe sahip olması ve aktaranları ilgilendiren bir korku durumunun bulunup bulunmadığıyla yakından alakalıdır. Buna göre habere dair dâʿî veya devâî varsa nakledilir, yoksa veya bu hususta sârif veya savârif varsa nakledilmez veyahut daha az nakledilir. Haberlerin sahip olduğu dâʿîler ve sârifler de aynı kuvvete sahip değillerdir. Bu doğrultuda haberlerin zarûrî bilgi ifade etmesi de haberde bulunan dâʿîlere bağlıdır. Haberin söylendiği ortam, ortamda bulunan yani olaya tanıklık edenlerin sayısı, haberin muhatabın dikkatleri üzerindeki etkisi, sonraki zamanlarda söylenen habere müracaat etme ihtiyacı, haberin işlevselliği, konusu, yayılmasını engelleyebilecek faktörler, söylendiği zamana olan uzaklığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
- Published
- 2020
30. TEOLOJÍK DÎLDE MECAZA YER BULMANIN İMKÂNI.
- Author
-
CENGİZ, Yunus
- Abstract
This study documents an exploration of Qadi Abd al-Jabbar's thoughts on mejaz (metaphor) and strives to find the answer of the question "Is it pos-sible to use metaphoric words in talking about God and his attributes?" Qadi holds oneself a distance to metaphoric language in these subjects. He find fault with generating a statement depending on metaphors in ac-tual language even in Qur'an. He makes same linguistic analyses to sup-port this argument. He defends that it must be used real words about God and related topics except some circumstances. He comments metaphors in the Qur'an in keeping with principles of muvadaa (linguistic consensus) and qasd (intention). [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2013
31. The late Mu‘tazila and determinism: The philosophers’ trap
- Author
-
Madelung, Wilfer, Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi., and Bektaş, Kevser Demir
- Subjects
Human Acts ,Abu’l-Husayn alBasri ,Kâdî Abdülcebbâr ,Determinism ,Fakhr al-Dīn al-Razi ,Qadi Abd al-Jabbar ,İnsan filleri ,Mu‘tazila ,Determinizm ,Ibn al-Malahimi ,Motiv (Dâî) ,Fahreddîn er-Râzî ,Mutezile ,Motive (Da‘i) ,Ebü’l-Hüseyin el-Basrî ,İbnü’l-Melâhimî - Abstract
“The Late Mu‘tazila and Determinism: The Philosophers’ Trap”, Yād-Nāma in Memoria di Alessandro Bausani, vol. I: Islamistica, (ed. B. Scarcia Amoretti Lucia Rostagno, Roma: Bardi Editore, 1991): 245-257. nsan fiilleri konusunda determinist Eşarî görüşün mutlak hakimiyetini ortaya koyan Fahreddîn er-Râzî, bu konudaki görüşünü Mutezilî âlim Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin “her fiil meydana gelmek için mutlaka bir motive ihtiyaç duyar” iddiası üzerine bina etmiştir. Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin fiil ile motiv arasında zorunlu bir bağ gören bu düşüncesinin kaçınılmaz bir biçimde çift katmanlı bir determinizme yol açtığı ileri sürülmüştür: Fiilin motivle belirlenmesi ve fiilin onun motivinin yaratıcısı olan Allah tarafından belirlenmesi. Ancak bu determinizm iddiasının bütün Mutezile, özellikle de fiil ve motiv arasında zorunlu bir ilişki görmeyen Kâdî Abdülcebbâr açısından geçerli olduğunu söylemek zordur. Mamâfih bu, fiil ile motiv arasında zorunlu bir bağ gören Ebü’l-Hüseyin el-Basrî ve ekolü için doğru olabilir. Ancak yine de onların, felsefecilerden etkilenen Râzî gibi mutlak bir determinizme düştükleri söylenemez. Fakhr al-Dīn al-Rāzī, who states the definitive authority of deterministic Ash‘arite view on the matter of human acts, based his opinion on this matter on the Mu‘tazilite scholar Abu’l-Husayn al-Basrī’s claim that “every act necessarily requires a motive to occur”. It has been suggested that this view of Abu’l-Husayn al-Basrī which propounds a necessary link between act and motive, inevitably leads to a double form of determinism: determination of the act by the motive and determination of the act by God, the creator of the motive. But it is hard to say that this claim of determinism is valid for the whole Mu‘tazilah, especially for Qādī ‘Abd al-Jabbār who hadn’t accepted a necessary relationship between act and motive. This could be true, however, for Abu’l-Husayn al-Basrī and his school who had propounded a necessary link between act and motive. Yet it cannot be said that they had fallen into such an absolute determinism as al-Rāzī who was influenced by philosophers.
- Published
- 2019
32. Mu'tazilite Interpretation of Allah-Human Relationship in the Framework of Grace Theory
- Author
-
Aytepe, Mahsum
- Subjects
Mu'tazila ,Grace ,Qadi Abd al-Jabbar ,Proposal ,Ethic - Abstract
Human is created by Allah, the Lord of the worlds, and is held responsible for the offer. Proposal is both a responsibility and an opportunity for man. The thing that turns the proposal into a possibility is that it is the subject of Allah's help and grace. Mu'tazila explains Allah's help with the concept of grace. Grace refers to the divine help as long as man is obliged. Man, both being subjected to a proposal which was assisted grace and can preserve his freedom as well. The main problem here is how the Mu'tazila, who accepts the freedom of man unquestioningly, will explain this help. Because the Mu'tazila does not accept that the will and the preference of the human being are damaged in any way. This study refers to the real relationship between God and man in the context of the theory of grace, and explains how Mu'tazilian gives an explanation for the paradox of help and freedom.
- Published
- 2017
33. THE BASIS OF QADI ABD AL-JABBAR ON THE REJECTION OF VISIBILITY OF ALLAH
- Author
-
Unverdi, Veysi and [Unverdi, Veysi] Mardin Artuklu Univ, Ilahiyat Bilimleri Fak, Mardin, Turkey
- Subjects
Mu'tazila ,sight ,visibility of Allah ,Qadi Abd al-Jabbar ,mind - Abstract
WOS: 000434572100008, Qadi Abd al-Jabbar has rejected visibility of Allah because of ontological and epistemological reasons. According to him the acclaim of visibility requires the existence of Allah in particular environment and direction. This means that transcendental presence is similar to finite and limited cases. As to Mu'tazila tawhid principle it is impossible for Allah to resemble a creature. So that the rejection of visibility of Allah is inevitable in order to protect Him from embodying and similitude. In accordance with those thoughts Abd al-Jabbar has interpreted verses on visibility of Allah on the basis of reason, so that he has built a doctrine on foresight of mind instead of the arguments of the verses. This can be inferred from his declaration which indicates that the verses on tawhid and justice should be understood by principles of mind. As conclusion he built his arguments on the basis of tawhid principle and declared negative view of Mu'tazila on visibility of Allah. Moreover according to him the narrated evidences asserted for visibility of Allah do not bear epistemological merit in terms of certainty and indication. This study aims to reveal the conclusion of reading written sources of Islam by the principles of mind. The selection of its interpretation instead of the actual thing will lead conclusions that cannot be accepted, or at least cannot be proved. Therefore it is the right decision to speak via verses instead of reason on issues of transmission such as life of the Hereafter.
- Published
- 2015
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.