12 results on '"Psychological support programme"'
Search Results
2. Sigara bırakma poliklinikleri için psikolojik destek modülü geliştirilmesi
- Author
-
Bilgen, Serap, Yararbaş, Görkem, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, and Madde Bağımlılığı Anabilim Dalı
- Subjects
Acceptance And Commitment Therapy ,Psychological support programme ,Smoking ,Kabul Ve Kararlılık Terapisi ,Dependency ,Addiction ,Smoking cessation ,Sigara Bırakma ,Tütün Bağımlılığı ,Nicotine Addiction ,Psikoloji ,Tobacco ,Nikotin Bağımlılığı ,Psychology ,Smoking Cessation ,Bağımlılık ,Narcotic dependence ,Psychological support ,Tobacco Addiction - Abstract
Sigara Bırakma Poliklinikleri için Psikolojik Destek Modülü Geliştirilmesi Amaç: Sigara Bırakma Poliklinikleri için Psikolojik Destek Modülü Geliştirilmesi ve geliştirilen modülün test edilmesidir. Metot: İlk aşamada Kabul ve Kararlılık Terapisi temelli metaforlar, örnekler, psikoeğitim ve müdahalelerden oluşan yapılandırılmış bir görüşme formu geliştirilmiştir. İkinci aşamada ise randomizasyon yöntemiyle farklı iki gruba atanan katılımcılardan bir bölümü Standart Tedavi, diğer grup katılımcıları ise Standart tedaviye ek olarak Psikolojik Destek Modülü almışlardır. Her iki tedavi de 2 ay içerisinde (toplam üç seans) bireysel görüşme formatında verilmiştir. Her iki grup katılımcılarının müdahale öncesi ve sonrası ölçümleri alınarak katılımcıların nikotin bağımlılığı, sigara içme arzuları, depresyon ve anksiyete skorları incelenmiştir. Bulgular: Psikolojik Destek Modülü uygulanan katılımcıların anksiyete ve depresyon skorlarının istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstererek düştüğü bulgulanmıştır. (p0.05). Her iki grubun da kendi içinde nikotin bağımlılığı ve sigara içme arzuları anlamlı olarak düşmekle beraber (p0.05). Sonuç: Çalışmanın sonuçları Psikolojik Destek Modülünün sigara bırakma konusunda destekleyici bir tedavi modeli olarak kullanılabileceğini göstermektedir., Developing Psychological Support Programme for Smoking Cessation Clinics Objective: To develop and test Psychological Support Module for Smoking Cessation Outpatient Clinics. Method: In the first stage, a structured interview form consisting of metaphors, examples, psychoeducation and interventions, which are based on Acceptance and Commitment Therapy, was developed. In the second stage, some of the participants who were assigned to two different groups by randomization method have taken Standard Treatment and the other group participants have taken Psychological Support Module in addition to Standard Treatment. Both treatments were given in individual interview format within 2 months (3 sessions in total). Measures of both groups were taken before and after the intervention and the participants' nicotine dependence, smoking desires, depression and anxiety scores were examined. Results: It was found that anxiety and depression scores of the participants to whom were applied Psychological Support Module decreased with a statistically significant difference (p0.05). Although nicotine dependence and smoking desires decreased significantly in both groups (p0.05). Conclusion: The results of the study show that Psychological Support Module can be used as an additional treatment model for smoking cessation.
- Published
- 2019
3. Boşanma sonrası psikolojik destek programının bireylerin uyum düzeylerine etkisi
- Author
-
Karadeniz Özbek, Selda, Demir, Melek, and Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı
- Subjects
Psychological adjustment ,Psikoloji ,Married couples ,Divorce ,Psychological support programme ,Psychology ,Adjustment level ,Adaptation ,Psychological support - Abstract
Bu tezin amacı `Boşanma Sonrası Psikolojik Destek Programının` boşanmış bireylerin boşanmaya uyum düzeyi üzerindeki etkililiğini incelemektir. Araştırma, resmi boşanma süresinin üzerinden en fazla iki yıl geçmiş 15 kadın üzerinde yürütülmüştür. Araştırmada öntest–sontest kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkeni, öntest ve sontest arasında uygulanan 11 oturumluk Boşanma Sonrası Psikolojik Destek Programı'dır. Araştırmanın bağımlı değişkeni, boşanmış bireylerin uyum düzeyleridir. Her iki gruba araştırmada kullanılan Fisher Boşanmaya Uyum Ölçeği öntest ve sontest olarak uygulanmıştır. Araştırma bulgularını elde etmek Mann Whitney U Testi ve Wilcoxon işaretli sıralar testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular Boşanma Sonrası Destek Programının boşanmış bireylerin boşanmaya uyum düzeyleri üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. The purpose of this thesis is to examine the effectiveness of the `Post-Divorce Psychological Support Program` on the level of adjustment to the divorce of divorced individuals. This research was carried out with 15 women who had been up to two years on the official divorce period. In this study pre-test-post-test with a control group, the experimental design model was used. The independent variable of the study is the 11-week Post-Divorce Psychological Support Program applied between pre-test and post-test. The dependent variable of the study, the adjustment level of the divorced individuals. The Fisher Divorce Adjustment Scale was used in both groups as pre-test and post-test. Mann Whitney U Test and Wilcoxon signed rank test was used to obtain the research findings. Findings from the research show that the Post-Divorce Support Program effects on divorced individuals' level of adjustment with divorce. 159
- Published
- 2019
4. Çocuklar için boşanmaya uyum programının altı yaş çocuklarının benlik algısı kavramlarına etkisi
- Author
-
Kirimli Taşkin, Fatma, Aksoy, Ayşe Belgin, and Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Psychological support programme ,Eğitim ve Öğretim ,Divorced families ,Preschool education ,Psycho-educational program ,Psikoloji ,Self perception ,Divorce ,Preschool childrens ,Education and Training ,Psychology ,Adaptation ,Children ,Child development - Abstract
Bu araştırmada anne babaları boşanmış altı yaş çocuklarına uygulanan `Çocuklar İçin Boşanmaya Uyum Programı`nın çocukların benlik algıları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, bir danışmanlık merkezine başvurmuş olan boşanmış ailelerin çocukları oluşturmuştur. Araştırma ön test-son test kontrol gruplu deneysel desende gerçekleştirilmiştir. Deney grubuna anne babaları boşanmış 6 çocuk, kontrol grubuna anne babaları boşanmış 6 çocuk olmak üzere toplam 12 çocuk dahil edilmiştir. Deney grubundaki çocuklara on iki hafta süreyle haftada bir kez Çocuklar İçin Boşanmaya Uyum Programı uygulanmıştır. Kontrol grubundaki çocuklara bu süre boyunca boşanma ile ilgili herhangi bir program uygulanmamıştır. Veri toplamada `Kişisel Bilgi Formu` ve `Demoulin Çocuklar İçin Benlik Algısı Ölçeği` uygulanmıştır. Verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistiksel metodları, Mann Whitney U testi ve Wilcoxon Signed Ranks test kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, Çocuklar İçin Boşanmaya Uyum Programı'na katılan çocukların öz yeterlik, öz saygı ve benlik algısı toplam puanlarının kontrol grubu çocuklarının son test puanlarına göre daha yüksek olduğu, verilen eğitimin olumlu etkisi olduğu görülmüştür. Çocuklar İçin Boşanmaya Uyum Programı'na katılmanın cinsiyete ve anne baba eğitim düzeyine göre benlik algısı ölçeği puanlarında fark ortaya çıkarmadığı görülmüştür. `Children of Divorce Intervention Program` which is applied to the six years old children of divorced parents, was analyzed in this study in terms of its effects on children's self-perceptions. The group of participants in this study consists of the children of divorced parents who applied to a counseling center. The study was performed by experimental pattern in pre-test and post-test control group. Total 12 children, as to be 6 children of divorced parents in experiment group and 6 children of divorced parents in control group, were included to the experiment group. Children of Divorce Intervention Program was applied to the children in experiment group once a week during twelve weeks. No program related with divorce was applied to the children in control group during this period. `Personal Data Collection Form` and `Demoulin Self-Perception Scale for Children` was applied in data collection. Descriptive statistical analysis methods, Mann Whitney U test and Wilcoxon Signed Ranks test was used in the analysis of data. At the end of the study, it is observed that the total points of self-efficacy, self-esteem and self-perception of the children of divorced parents participating to Children of Divorce Intervention Program are higher than the post-test points of children in control group and the education given to the children has positive effect. It is observed that participation to Children of Divorce Intervention Program did not reveal any difference in self-perception scale points according to gender and parental education level. 129
- Published
- 2017
5. The effects of problem solving training on problem solving skills and some of the psychological variables of mothers' who have children with autism spectrum disorder
- Author
-
Tekin Ersan, Deniz, Cavkaytar, Atilla, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, and Özel Eğitim Anabilim Dalı
- Subjects
Problem solving ,Psychological consulting ,Handicapped children who need special education ,Psychological support programme ,Eğitim ve Öğretim ,Problem solving ability ,Mother education ,Education ,Special education ,Otizm ,Özürlü çocukların aileleri ,Education and Training ,Autistic disorder ,Psychological support - Abstract
Tez (doktora) - Anadolu Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Özel Eğitim Anabilim Dalı, Kayıt no: 384986, Araştırmanın temel amacı, "problem çözme eğitiminin otizm spektrum bozukluğu olan çocuğa sahip annelerin problem çözme beceri düzeyleri ile aile stresi, stres belirtileri, durumluk ve sürekli kaygı, depresyon gibi bazı psikolojik değişkenler üzerindeki etkisini" belirlemektir. Çalışma doğrultusunda, otizm spektrum bozukluğu olan çocuğa sahip anneler için problem çözme becerileri eğitimi vermek için, sosyal problem çözmede beş boyutlu yaklaşıma dayalı, 8 oturumluk bir psiko-eğitsel program hazırlanmıştır. Programı değerlendirmek için 11 otizm spektrum bozukluğu olan çocuğa sahip anne ile maraton grup şeklinde gerçekleştirilen pilot uygulama gerçekleştirilmiştir. Pilot uygulama sonrasında, gerekli düzeltmeler yapılarak programa son hali verilmiştir. Araştırma, 2 X 3 karışık desende, ön test, son test ve izleme ölçümlü kontrol gruplu olmak üzere yarı deneysel desen şeklinde desenlenmiştir. Araştırma örneklemi uygun örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Araştırmaya katılım gönüllülük esasına dayanmaktadır. Araştırmaya, Muğla ilinde yaşayan, otizm spektrum bozukluğu tanılı çocuğa sahip 11 kontrol grubu ve 10 deney grubu olmak üzere toplam 21 anne katılmıştır. Program psiko-eğitsel grup çalışması şeklinde uygulanmıştır. 8 oturum süren program, haftada bir olmak üzere, 45+45 dakikalık oturumlar halinde gerçekleştirilmiştir. Ön test, son test ve izleme ölçümlerinde veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan demografik bilgi formu, problem çözme becerisini ölçmek için "Problem Çözme Becerileri Envanteri Kısa Formu", aile stresini ölçmek için "Aile Stresini Değerlendirme Ölçeği", stres belirtilerini değerlendirmek amacı ile "Stres Belirtileri Ölçeği", durumluk ve sürekli kaygı düzeyini değerlendirmek için "Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği" ve depresyon düzeyini değerlendirmek için "Zung Depresyon Ölçeği" kullanılmıştır. Ölçekler, iki ay süren uygulamadan önce ve sonra ön test-son test olarak annelere uygulanmıştır. Ayrıca, annelerden programa yönelik memnuniyet düzeylerini ölçmek için de veri toplanmıştır. Son test ölçümlerinin yapılmasından bir ay sonra, hem kontrol hem de deney grubundan alınan izleme ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, grupların tüm ölçeklerden aldıkları puanlar ilişkisiz örneklemler için t- testi ile karşılaştırılmış ve grupların, tüm ölçeklerde, başlangıç düzeyinde eşit olduğu sonucuna varılmıştır. Tüm ölçeklerden elde edilen puanlar üzerinde, karışık ölçümler için iki faktörlü varyans analizi gerçekleştirilmiş ve zaman X grup ortak etkisi anlamlı bulunan değerlerde, karşılaştırma için Bonferonni testi kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcıların memnuniyetini belirlemeye yönelik verileri ise yüzdelik değerleri hesaplanarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, otizm spektrum bozukluğu olan çocuğa sahip anneler için hazırlanan psiko-eğitsel programın, tamamlayan annelerin problem çözme becerisi, aile stresi, stres belirtileri, durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmaya katılan annelerin problem çözme beceri düzeyleri anlamlı ölçüde artmış, stres belirtileri, durumluk kaygı düzeyleri uygulama sonrası yapılan ölçümlerde, aile stresi ve sürekli kaygı düzeyleri ise izleme ölçümlerinde, başlangıç düzeyine göre anlamlı olarak azalmıştır. Çalışmaya katılan annelerin depresyon düzeylerinde ise anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Kontrol grubundaki annelerin, tüm ölçeklerde ve tüm ölçümlerde anlamlı bir değişme bulunmamıştır.
- Published
- 2015
6. Tek ebeveynli ailelerde psikolojik tepkiler ile psikolojik destek almanın klinik sosyal hizmet açısından analizi: Yalova örneği
- Author
-
Acar, İmran, Yıldız, Recep, and Sosyal Hizmet Anabilim Dalı
- Subjects
Death ,Psikoloji ,Divorce ,Psychological support programme ,Psychological responses ,Clinical psychology ,Psychology ,Divorced families ,Sosyal Hizmetler ,Psychological help ,Social Services ,Yalova - Abstract
Tek ebeveynli ailelerin sayısı dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de artış göstermektedir. Ölüm, boşanma, uzun süreli ayrılık, evlenmeden anne-baba olmak gibi koşullar altında tek ebeveynli olan bireyler bu sürecin öncesinde ve/veya sonrasında çeşitli toplumsal ve bireysel olaylar yaşar ve bunun sonucu olarak olumlu ya da olumsuz etkilenirler.Aile, farklı yönleriyle ve sorunlarıyla disiplin ve meslek olduğu günden bu yana sosyal hizmetin konusu olmuştur. Gerektiğinde ailenin ya da aile bireylerinin sorunlarına eğilerek sorunların çözümü ya da önlenmesinde bireysel ve toplumsal mesleki uygulamalarını yürütür. Klinik sosyal hizmet bireylerin, grupların, ailelerin ya da toplumun ruh sağlığı ve sorunları ile ilgili diğer psikiyatri ekibi elemanlarıyla koordine çalışır ve mesleki uygulamalarını gerçekleştirir.Türkiye'de boşanma ile tek ebeveyn olmuş ailelerin sayısı giderek artmaktadır. Bu durum aile bireylerinin yeni hayatlarına olumlu ya da olumsuz değişiklikler olarak yansımaktadır. Bu Yalova ile genelinde boşanma sonrası tek ebeveyn olmuş anne ve çocuklarının psikolojik durumları ve psikolojik destek alma ihtiyaçları, destek almama/alamama nedenlerini incelemek üzere anket çalışması ile gerçekleştirilmiştir. Klinik sosyal hizmet uygulamaları bu çerçevede ve tek ebeveynli ailelerin psikolojik ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların giderilmesi açısından değerlendirilmekte ve irdelenmektedir. Amounts of single parent families rise in Turkey as well as in the World. Being single parents depend on death, divorce and long-term separateness. Under these conditions members of single parent families experience some social and individual changes before and/or after this process. They are affected positively or negatively as a result of being single parent family member.Family has been the subject of social work discipline and profession with its different aspects and problems ever since. If necessary, social work shall be executed individual and social professional practice to prevent and solve family and family member?s problems. Clinical social work professions coordinate with other related psychiatric profession team about individuals, groups, families or community mental health and mental health problems.Amount of single-parent families because of divorce is growing in Turkey. This new situation causes a positive or negative changes family members? lives. This study was conducted to investigate single parent mothers and their children psychological status after divorce, needs of their taking psychological support, and reasons of having no support in Yalova. Data is collected by a survey form prepared by investigator. Clinical social work practices are evaluated and discussed in the context of psychological needs of single-parent families and in terms of the satisfaction of needs. 129
- Published
- 2013
7. Examining the qualities of the homeroom teacher/student relationship
- Author
-
Williams, Simon, G.Mcdonald, and Eğitim Programları ve Öğretimi Anabilim Dalı
- Subjects
Teacher-student relations ,Class teachers ,Commitment ,Psychological support programme ,Primary education teachers ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Primary education students ,Anxiety ,Education programs ,Primary education schools - Abstract
Bu vaka örneği araştırmasının amacı Ankara'da bir özel Türk okulunda öğrenci/sınıf öğretmen ilişkisinin özelliklerini araştırmaktır. Araştırma soruları TPS'teki öğrenci/sınıf öğretmenlerinin özelliklerinin çalışılması ve gelişen bir duygusal destek programında sınıf öğretmenlerinin rolü üzerine odaklanmıştır. Katılımcılar, 2010-2011 okul yılında altıncı sınıftan sekizinci sınıfa kadar olan sınıflardaki, çoğunluğu Türk öğrencilerden oluşan 142 kişi ve 2011-2012 okul yılında, çoğunluğu Türk olan 151 öğrencidir. Bu sınıflardaki öğrencilerin onaltısı farklı kültürlerden gelmektedir. Sınıf öğretmenlerinin, önemli sayıda bir kısmı Türk olmakla beraber, genellikle uluslarası öğretmenler olup çoğu Kuzey Amerika'dan gelmiştir. 36 kapalı uçlu sorudan oluşan anket cevap almayı ve simetrik bir aynı fikirde ve aynı fikirde olmayan ölçek üzerinde anlaşma ve karşıtlık derecesini belirlemekte kullanılmıştır. Kullanılan anket `öğrenci-öğretmen ilişkisini ölçümü' nden (Creasey, Jarvis, & Knapcik, 2009) uyarlamıştır. Anket, Mayıs 2011, Eylül, 2011 ve Ocak 2012'de uygulanmıştır. Bütün verinin analiz edilmesi sonucunda, TPS'teki duygusal yardım programının etkili olduğu, öğrencilerin çoğunun öğretmenlerine bağlı hissettikleri ortaya çıkmıştır. Endişe düzeyi genellikle düşük çıkmıştır. TPS'teki sınıf öğretmenleri, öğrencilerine bağlı hissetmektedirler ve öğrencilerle yakın çalışmanın stres ve kaygıyı azalttığını düşünmektedirler. Bununla birlikte verideki eğilim, akademik yıl ilerledikçe, bağlılıkta azalma ve endişede artışa işaret etmektedir. Bu araştırmanın bulguları göstermektedir ki, TPS'teki duygusal destek programının, tam gücüyle çalışabilmesi için, bir takım değişiklikler yapılması gerekebilir. The purpose of this case study was to examine the characteristics of the student/homeroom teacher relationship at the Turkish Private School (TPS) in Ankara, Turkey. The research questions focussed on examining the qualities of the student/homeroom teacher relationship at TPS and the role that homeroom teachers played in an evolving pastoral care programme. The participants consisted of 142 predominantly Turkish students enrolled in grades six through eight in the 2010 ? 2011 academic year and 151 predominantly Turkish students during the 2011 ? 2012 academic year. Sixteen of the students in these grades were from a different cultural background. Homeroom teachers were predominantly international, mostly from a North American background, although there were a significant number of Turkish homeroom teachers. The questionnaire used to gather data consisted of 36 closed ended questions designed to illicit a response and specify the level of agreement or disagreement on a symmetric agree or disagree scale. The questionnaire used was adapted from 'A measure to assess student-instructor relationships' (Creasey, Jarvis, & Knapcik, 2009). The questionnaire was administered in May 2011, September 2011 and January 2012. Examination of the overall data suggests that the pastoral care programme at TPS is an effective one, with most students feeling connected to their homeroom teachers. Levels of anxiety were generally low. Homeroom teachers at TPS felt connected to their students and were working closely with their students to reduce stress and anxiety, however, the trend in the data seems to suggest a decrease in connectedness and an increase in anxiety over the academic year. The findings of this research suggest that the pastoral care programme at TPS could undergo a number of changes, to live up to its full potential. 148
- Published
- 2012
8. İnsani yardım çalışanlarının yardım arama davranışına ilişkin bir inceleme: 'Psikolojik belirtiler, psikolojik sağlamlık ve sosyal destek algısı'
- Author
-
Şavur, Eylen, Akdur, Recep, and Disiplinlerarası Sosyal Psikiyatri Anabilim Dalı
- Subjects
Psychiatry ,Disasters ,Behavior ,Psychological support programme ,Psychology ,Psychology-social ,Humanitarian aid ,Emergencies ,Psikiyatri - Abstract
Araştırma kapsamında; insani yardım çalışanlarının yardım arama davranışına ilişkin bir inceleme yapılmış, insani yardım çalışmalarına katılanlar ile katılmayan yardım çalışanlarının `psikolojik belirtiler, psikolojik sağlamlık ve sosyal destek algısı' açısından karşılaştırılması yapılmıştır. Araştırmaya afet deneyimi olan 115 kişi ile afet deneyimi olmayan 110 kişi olmak üzere toplam 225 afet çalışanı katılım sağlamıştır.Türkiye'de yapılan çalışmaların büyük bir bölümün travmatik yaşantı deneyiminden doğrudan etkilenen gruplar üzerine odaklandığı ve buna ilişkin önerileri içerdiği görülmektedir. Doğrudan etkilenen gruplar üzerine yapılan araştırmalar ile bu araştırmaların ışığında sunulan önerilerin yanında; uzun yıllar insani yardım çalışmalarının parçası olmuş bu nedenle travma yaşamış ve gelecekte de travma yaşama olasılığı yüksek bulunan yardım çalışanlarının (sağlık hizmetleri, arama-kurtarma, destek hizmetleri, psikolojik sağaltım vd.) yaşadıkları süreçlerin değerlendirilebilmesi ve travmatik olaydan etkilenme düzeylerinin azaltılabilmesi, problemlerle baş etme becerilerinin yükseltilebilmesi, uzun süreli psikiyatrik danışma destek ve tedavilerinin yürütülebilmesi için alanda yapılan çalışmaların sayısının arttırılmasının önemli olduğu düşünülmektedir.Araştırma sonucunda psikolojik yardım alma davranışında `psikolojik destek ihtiyacı'nın etkisi olduğu görülmüştür. Bununla birlikte psikolojik destek ihtiyacının giderilmesinde `sosyal destek algısının' önemli bir değişken olduğu görülmüş, psikolojik sağlamlık ile `psikolojik destek alma' davranışı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Within the scope of the research; a survey has been realized on help research behaviour of humanitarian relief workers, a comparison between relief workers who participated in humanitarian works and the ones who did not participate in the studies has been fulfilled in terms of ?psychological signs, resilience and social support perception?. In total 225 disaster workers, 115 of which have disaster experience and 110 of which does not have disaster experience have been participated in the research.It is seen that the major part of the studies made in Turkey focuses on the groups directly affected from traumatic experience and contain suggestions with respect to this. Besides the researches made on directly affected groups and the suggestions presented in the light of these researches; it is deemed that increasing the number of studies made in the field is significant so as to evaluate the processes experienced by the relief workers (health services, search and rescue, supporting services, psychological treatment, etc.) who have been part of humanitarian relief works over many years, to this respect experienced trauma and will experience trauma also in the future with a high degree of probability, and so as to mitigate their level of being affected by the traumatic event, enhance their problem coping skills, implement their long term psychiatric consultation, support and treatments.In consequence of the research, it is seen that `need for psychological support? has an impact upon the behaviour of receiving psychological help. However, it is seen that the `social support perception? constitute an important variable in meeting the need for psychological support, a meaningful relation between resilience and the behaviour of `receiving psychological support? could not be detected. 97
- Published
- 2012
9. Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi Sigara Bırakma Ünitesi'ne Ocak 2007-Aralık 2009 tarihleri arasında başvuran bireylerin bazı özellikleri ve sigara bırakma olasılıkları
- Author
-
Şengelen, Meltem, Tezcan, Sabahat, and Epidemiyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Treatment ,Nicotine ,Oncology ,Psychological support programme ,Neoplasms ,Smoking ,Dependency ,Smoking cessation ,Onkoloji ,Hospitals-university - Abstract
Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Sigara Bırakma Ünitesine 2007-2009 tarihleri arasında sigarayı bırakmak için başvuran bireylerin sigara bırakma durumları ve 1 yıl boyunca sigara bırakmayı sürdürme olasılıkları değerlendirilmiştir. Başvuran 740 kişiden 172'si (%23,2) ilk görüşmeden sonra programa devam etmemiş, 568'i (%76,8) programa devam ederek izlenmiştir. İzlenen ve izlenemeyen grup çalışma durumu dışında sosyo-demografik özellikleri açısından farklı değildir; çalışmayanlarda izlenme durumu daha düşüktür. Nikotin bağımlılığı düzeyi, bırakmayı planlama, kararlılık, kendine güvenme, daha önce bırakmayı denemiş olma ve önerilen tedavi türü izlenen ve izlenemeyen gruplarda farklı dağılımlar göstermiştir. İzlenen 568 bireyden %33,7'si altı ay, %25,4'ü 1 yıl süreyle sigarayı bırakmıştır. Çalışanlar ve emekliler, yaşadığı evde sigara içen başka kişi bulunmayanlar, sabah ilk sigarayı 30 dakikadan sonra içenler, nikotin bağımlılığı düzeyi düşük olanlar ve önerilen tedaviyi alanlar 6 ve 12 ay süreyle sigara bırakmada daha başarılı bulunmuştur. Sigarayı bırakanların yaşam tablosu analizi ile hesaplanan sigara bırakmayı sürdürme olasılıkları altıncı ayda %51, 12. ayda %40'dır. Yirmibeş yaşından küçük olanların, çalışmayanların, sigara içmeye 10 yaşından önce başlayanların, yaşadığı evde sigara içen başka kişiler bulunanların 12. ayda sigara bırakmayı sürdürme olasılıkları daha düşüktür. Cox regresyon analizinde 25 yaşından küçük olanlarda sigara bırakmayı sürdürememe olasılığı 40 yaşından büyük olanlardan 2 kat fazladır. Davranış desteği ile birlikte gerektiğinde uygun farmakolojik tedavi verilmesi ve bu sürecin bütün aşamalarının izlenebilmesi sigara bırakma başarısını arttırmaktadır. In this study the 6 month and 12 month quit success and smoke-free survival in 12th month of participants who attended Hacettepe University Oncology Hospital Department of Preventive Oncology Smoke Cessation Unit are assessed. Among 740 attendants in 3 years 172 (23.2%) were lost to follow-up after the first appointment whereas 568 (76.8%) were followed-up. There was no difference in socio-demographic characteristics except labor status between the participants who were followed-up and lost to follow-up. Nicotine dependency levels, preparedness, planning to quit, self-efficacy, previous quit attempts and proposed treatment type differed between the two groups. Among the follow-up group 33.7% were successful in giving up smoking during 6 months while 25.4% were successful in giving up smoking during 12 months. Retired participants and those with income generating work, those living with non-smokers, those smoking first cigarette in the morning after 30 minutes, those with low nicotine dependency levels and those using the proposed treatment showed better success in giving up smoking during 6 and 12 months. Among the quitters probability of going on relapse-free is 51% at 6th month and 40% at 12th month. Participants younger than 25 years old, without income generating work, commencing smoking before age 10 and living with smokers tended to relapse more. In Cox regression analysis participants younger than age 25 tended to relapse 2 times more than participants aged 40 and more. Close follow-up of all participants and behavioral support with appropriate pharmacological treatment increases the success in giving up smoking. 144
- Published
- 2011
10. The effectiveness of cognitive-behavioral group psycho-education in the treatment of obesity
- Author
-
Yardimci, Beril, Küey, Levent, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı, Boratav, Hale Bolak, Özmen, Mine, and Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Treatment ,Psychotherapy-group ,Psikoloji ,Nutrition and Dietetics ,Body image ,Psychopathology ,Group counselling ,Psychological support programme ,Cognitive behaviour therapy ,Beslenme ve Diyetetik ,Psychology ,Self esteem ,Obesity - Abstract
99 pages Obesity is a pervasive public health problem and cost-effective treatment modalities are needed. In this study, the aim is to evaluate the effects of cognitive behavioral psychoeducation on weight loss and on general psychopathology, self-esteem and body image. Weight loss is operationalized through BMI and the psychological parameters through SCL- 90, Rosenberg Self-Esteem Scale and Body Image Inventory. The patients from the Endocrinology Clinics in the Cerrahpasa and Sisli Etfal Hospitals were referred to psychoeducation. The sample consisted of 29 people and there were 2 groups. While the 14 participants in the intervention group attended weekly psycho-education meetings for 2 months and got a food plan, the participants in the control group only got a food plan. At the beginning and at the end of eight weeks all participants filled out the inventories and got weighted. Repeated measures ANOVA is used for testing the hypotheses. The BMI loss and the decrease in the general psychopathology were found to be significant in the intervention group, while there were no changes observed in the control group. The verbal feedback of participants offered valuable information to moderate the psycho-education. Further research is needed to investigate the effect of the variables that moderate the treatment success in different segments of society. Obezite yaygınlığı giderek artan bir halk sağlığı sorunudur ve tedavisinin önemli bir parçası olan psikolojik müdahalelerde hem ekonomik hem de etkinliği kanıtlanmış yöntemler gereklidir. Araştırmanın hedefi, obezite tedavisinde bilişsel–davranışçı psikoeğitimin kilo kaybı, genel psikopatoloji, benlik saygısı ve beden algısına olan etkisini ölçmektir. Araştırmada kilo kaybını değerlendirmek için Beden Kitli Dndexi (BKD), psikolojik parametreler için SCL-90, Rosenberg Benlik Saygısı Envanteri ve Beden Algısı Ölçeği kullanılmıstır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Sisli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Endokrinoloji Kliniği’ne ilk kez başvuran obezite tanısı konmuş kişiler psikoeğitime yönlendirilmiştir. Örneklem grubu 29 kişiden oluşmaktadır, psikoeğitim grubu ve kontrol grubu olmak üzere 2 gruba ayrılmıştır. 14 katılımcıdan oluşan psikoeğitim grubu 8 hafta boyunca 2 saat süren psikoeğitime katılmıştır ve diyetisyen tarafından yazılan yem planını uygulamaları beklenmiştir. Kontrol grubundan sadece yeme planı verilmiştir. Tüm katılımcılar 8 haftanın basında ve sonunda ölçekleri doldurmuştur. Hipotezler, tekrarlayan ölçümlerde ANOVA ile test edilmistir. Psikoeğitim grubununda BKD ve genel psikopatolojide anlamlı derecede düşüş gözlemlenirken, kontrol grubunda hiçbir ölçekte fark görülmemiştir. Katılımcıların sözel geribildirimleri psikoeğitimin etkisini anlamak ve geliştirmek adına önemli bilgiler teşkil etmektedir. Obezite tedavisinde uzun dönemli davranış değişikliği ve kilo kaybına destek olan tedavi etkenlerinin araştırılması önemlidir. Abstract………………………………………………………………………………………...3 1 Introduction…………………………………………………………………………….8 1.1 Obesity: Definition and Etiology ………………………………………………8 1.2 Obesity as a Risk Factor………………………………………………………..8 1.3 Prevalence……………………………………………………………………..10 1.4 Obesity in Turkey……………………………………………………………..10 1.5 Treatment of Obesity………………………………………………………….11 1.6 Weight Loss Treatments: Short-term or Long-term Efficacy………………...13 1.7 Relevance of this study………………………………………………………..14 2 Background…………………………………………………………………………...15 2.1 Cognitive Behavioral Therapy for Weight Loss……………………………...15 2.2 Group Format in Psycho-education for Weight Loss and the Role of Group Leader…………………………………………………………………………24 2.3 Psychological Parameters and Obesity………………………………………..25 2.3.1 Psychopathology and Obesity…………………………………………27 2.3.2 Self-Esteem and Obesity…………………............................................28 2.3.3 Body Image and Obesity………………………………………….......29 3 Aims & Hypothesis………..………………………………………………………….31 4 Method.. ……………………………………………………………………………...33 4.1 Subjects…………………………………………………………………..……33 4.1.1 Demographic Variables……………………………………………….34 4.1.2 Drop-out Rates………………………………………………………...37 4.1.3 Participation Rates…………………………………………………….38 EFFECTIVENESS OF GROUP PSYCHO-EDUCATION IN OBESITY 7 4.2 Design..………………………………………………………………………..38 4.3 Instruments……………………………………………………………………39 4.4 Analysis……………………………………………………………………….43 4.5 Implementation………………………………………………………………..43 5 Results………………………………………………………………………………...49 5.1 Analyses……………………………………...……………...………………..49 5.2 Qualitative Observations……………………………………………………...52 6 Discussion…………………………………………………………………………….56 6. 1 Interpretation of the Results…………………………………………………..56 6.1.1 Sample and Selection………………………………………………….56 6.1.2 Weight Loss…………………………………………………………...57 6.1.3 General Psychopathology……………………………………………..58 6.1.4 Self-Esteem……………………………………………………………59 6.1.5 Body Image……………………………………………………………60 6.2 Practical Implications and Suggestions……………………………………….61 6.2.1 Exercises that are found useful………………………………………..62 6.2.2 Exercises that can be reconsidered ...…………………………………62 6.2.3 What can be added? …………………………………………………..63 6.3 Strengths & Limitations...…………………………………………………….66 6.4 Suggestions for future Research………………………………………………69 References…………………………………………………………………………….70 Appendices……………………………………………………………………………80
- Published
- 2011
11. Sosyal fobi özellikleri gösteren üniversite öğrencilerinde rekreatif aktivitelerin fobik tutumlar üzerine etkisinin araştırılması
- Author
-
Karagün, Elif, Yıldız, Mustafa, Başaran, Zekiye, and Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Spor ,Recreational activities ,Leisure activities ,Psikoloji ,Psychological support programme ,Psychology ,Recreation ,Phobia-social ,Sport psychology ,Sports - Abstract
Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinde görülen sosyal fobi özelliklerinin giderilmesinde rekreatif etkinliklerin etkisini incelemektir. Bu amaçla demografik özelliklerin yanı sıra, yedi sorusu DSM IV'de yer alan sosyal fobi ölçütlerine dayanarak hazırlanan toplam yirmi altı soruluk anket formu, Kocaeli Üniversitesi Yabancı Dil hazırlık sınıfına devam eden toplam 1500 öğrenciye uygulanmıştır. Fobik belirti özelliklerini orta ve şiddetli yaşadığını belirten ve etkinliklere gönüllü katılmak isteyen 50 öğrenci müdahale, katılmak istemeyen 50 öğrenci de kontrol grubu olarak atanmıştır. Müdahale ve kontrol grubu öğrencilerine ön test olarak; Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeği, Utangaçlık Ölçeği, Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri uygulanmıştır. Ön test uygulamaları sonrasında müdahale grubuna; 12 hafta süresince haftada 2 gün ve 2,5 saat; müzik, dans, bowling, resim, heykel, izcilik, binicilik, piknik, yaratıcı drama, buz pateni, voleybol gibi rekreatif etkinliklerin yer aldığı bir program uygulanmıştır. Uygulamaya ilişkin son test ölçümleri 12. haftanın sonunda yapılmıştır. Deneysel boyutta, müdahale ve kontrol gruplu uygulanan ön test -işlem - son test desenine dayalı yöntem izlenmesi sonrasında, veriler SPSS 13.0 paket programında istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda uygulanan ön testler yönünden müdahale ve kontrol grupları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir fark görülmez iken, son testler yönünden Coopersmith Benlik Saygısı Ölçeği (p=.000), Utangaçlık Ölçeği (p=.000) ve Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği (p=.000) puanlarında istatiksel açıdan ileri derecede anlamlı bir fark görülmüştür. Sonuç olarak, bu çalışma rekreatif etkinliklerin sosyal fobi özelliklerinin giderilmesinde etkili olabileceğini göstermektedir.Anahtar Kelimeler: Sosyal Fobi, Utangaçlık, Benlik Saygısı, Rekreatif Etkinlikler The aim of this study is to explore if the recreactive activities influence on the healing of the university students who show social phobic characteristics. By the side of demographic features, we have prepared an inquiry form, contains total 26 questions which seven of these questions are prepared by relying on social-phobia criterions which takes place in DSM-IV; and we have applied this inquiry form to 1500 students who are registered at the Kocaeli Univercity Foreign Language Preparation School. Of those students who have said that they feel the feature of phobical-symptoms either in medium strength or intensively; so we have appointed 50 of them as control group that they were unwilling to join the activities; and 50 of them as intervention group that they were willing to join the activities.We have applied Liebowitz Social Anxiety Scale, Shyness Scale, Coopersmith Self Respect Inventiory as a preliminary test, to the students who are in control group and in intervention group. We have applied a program, which includes recreative activities like volleyball, ice-skating, picnic, creative drama, horse-riding, scouting, sculpture, drawing, bowling, dance, music; 2,5 hours in a day, 2 day in a week and activities has continued in 12 weeks; and the program has applied to the intervention group after the application of the preliminary test. Last tests had been done in the end of the 12th week, regarded to the programs application. We have followed an experimental method which based on the preliminary test- the effect- the last test application, on the control group and intervention group; and the data we have got from the groups has been statistically analyzed on the packet program of the SPSS 13.0.At the result of this research, although we haven?t observed a statistically meaningful difference between the control group and interference group regarded to the applied preliminary tests; though regarding to the application of the last tests which are Coopersmith Self-respect Scale (p=.000), Shyness Schale (p=.000), Liebowitz Social Phobia Scale (p=.000) and the points we have got from them; so we have observed statistically meaningful difference between two groups.As a result, this work shows that, recreative activities can be effective on healing of the characteristic symptoms of social-phobia.Key Words: Social phobia, Shyness, Self respect, Recreative activities. 144
- Published
- 2008
12. The Effect of a psychological support programme to the mothers emotions with disabled infants
- Author
-
Tezel, Dilber, Kulaksızoğlu, Adnan, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Anabilim Dalı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı, and Diğer
- Subjects
Disabled persons ,Disabled children ,Psychological support programme ,Eğitim ve Öğretim ,Physically handicapped children ,Mothers ,Education psychology ,Çocuk Psikolojisi ,Psikoloji ,Emotional problems ,Mentally retardation ,Psychological status ,Education and Training ,Psychology - Abstract
öz Bu araştırma bir psikolojik destek programının engelli bebek annelerinin duygu durumlarını etkileyip etkilemediğini saptamak amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın deneklerini Trakya Üniversitesi Armağan Dönertaş Zihin ve Hareket Engelli Çocuklar Eğitim ve Araştırma Merkezinde eğitim ve rehabilitasyona katılan 1-3 yaş arası serebral palsili bebek anneleri oluşturmaktadır. Gönüllülük ilkesine göre seçilen anneler 10 deney, 10 kontrol grubu olmak üzere toplam 20 kişiden oluşmaktadır. Psikolojik destek programının annelerin duygularını etkileyip etkilemediğini ölçmek amacıyla 8 hafta devam eden yardım sürecinin başında ve sonunda, hem deney hem kontrol grubu annelerine `pozitif negatif duygu ölçeği` uygulanmıştır. Haftada bir kez, bir buçuk saat olarak gerçekleştirilen psikolojik destek sürecine katılan deney grubu annelerine bebeklerinin gelişimleri ile ilgili bilgiler, iletişim ve problem çözme becerilerine yönelik bilgi ve etkinlikler ile duygu ve düşüncelerini paylaşabilmeleri için uygun fırsatlar verilmiştir. Kontrol grubunu oluşturan anneler ile bu süreçte hiçbir uygulamaya katılmamıştır. Program süreci sonunda iki grubun pozitif ve negatif duygularında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Deney ve kontrol gruplarının kendi içlerinde öntest ve sontest duygu puanlarında da anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Fakat gözlemler ve annelerin yaptıkları değerlendirmeler, deney grubu annelerinin tanışmaktan, duygularını paylaşmaktan, bilgi almak ve programa katılmaktan memnun olduklarını göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Psikolojik destek programı, duygular, engelli bebek annesi ABSTRACT This survey has been made to determine whether the psychological support program affects the emotions of mothers who have infants with cerebral palsy between the ages 1-3. Samples of the survey are the mothers of the infants with CP vho had participate education and rehabilitation program at Trakya University Armağan Dönertaş Zihin ve Hareket Engelli Çocuklar Merkezi. The aspect of volunteering has been taken into account in covering samples that are formed from 20 mothers, 10 of which are for the experimental and 10 for the control group. In order to investigate whether the psychological support program affects the emotions of mothers; each mother regardless of what group they belonged to, is appied ` Positive - Negative Affect Schedule` at the begining and at the end of the process of assistance that lasted for eight week. The mothers of the experimental group, who joined the process of psychological support program 1.5 hours a week are given information about development of her babies, information and activities about effective communication and problem solving skills, opportunity to share their feelings, opinions and experiences. During this period the control group did not participate any application. At the end of the program process, there was no significant difference between positive and negative affect of two groups. Also each group's pre-test post- test scores are compared within group and it's not been observed a meaningful divergence. However, the observations and evaluotion of program, made by mothers revealed that, the mothers of experimental group like to meeting each other, sharing feeling, take information and participating this program. Keyword: psychological support programme, emotions, mother with disabled infant 127
- Published
- 2003
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.