Search

Beyin MR segmentasyonu klinik uygulamalarda önem arz etmektedir. Beyin analizi çeşitli yaklaşımlarla bulgular ve anatomik bölgelerin doğru segmentasyonuna dayanır. Beyin MRI analizi, epilepsi, şizofreni, alzheimer, kanser ve bulaşıcı dejeneratif hastalıklar gibi beyin bozukluklarının tedavisi için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hasta MRI görüntülerinin doktorlar tarafından manuel segmentasyonu görüntülerin dilim dilim ana hatlarının çıkarılmasını gerektirir. Ancak manuel segmentasyonun uzman görüşü ve teknolojik kısıtları nedeniyle bazı dezavantajları vardır. Bununla birlikte görüntü yorumlama son derece zaman alan bir işlemdir. Tecrübeye bağlı olarak hata yapma oranı da yüksektir. Bu çalışmada, beyin MR görüntülerinden otomatik tümör tespiti için uçtan uca Çok Ölçekli Çok Düzeyli Ağ (Multi-Scale Multi-Level Network MM-Network) modeli önerilmiştir. Gerçekleştirilen çalışmada, UNet'teki evrişimli ağ seviyesinde çoklu uzamsal ölçeklerin küresel bağlamsal özelliklerini birleştirerek, ağlar boyunca özellik haritalarının boyutuna bağlı olarak alıcı alanın farklı oranlarda genişlemesini sağlayan genişletilmiş evrişim modülünden yararlanılmıştır. Yapılan deneysel çalışmalarda önerilen model ile yüksek doğrulukta tümör tespiti sağlanmıştır.

Bu çalışmada rekreasyon alanlarında orman toprağının farklı kullanım koşullarına bağlı fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki değişim araştırılmıştır. Bu kapsamda İstanbul Hekimbaşı Kent Ormanı içerisinde bulunan farklı kullanım şekillerinin olduğu alanlardan iki farklı toprak derinliğinde toprak örneklemesi ve toprak yüzeyinden ölü örtü örneklemesi yapılmıştır. Sahadaki yoğun kullanıma bağlı olarak toprak hacim ağırlığı, iskelet miktarı, toprak reaksiyonu (pH) ve kum oranının arttığı, topraktaki inorganik karbon (IOC), organik karbon (OC), organik madde (OM), azot (N) oranları ve hektardaki toplam miktarları ile birlikte katyon değişim kapasitesinin (KDK) ve ölü örtü miktarının azaldığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak insan kullanımının daha yoğun olduğu alanlarda toprağın verimliliği ve sürdürülebilirliği üzerinde olumsuz etkilere neden olduğu belirlenmiştir. Bu etkilerin en aza indirilmesi için alanın taşıma kapasitesinin toprak özelliklerine en az düzeyde zarar verecek şekilde planlanması gerekmektedir. İnsanların tam alan yerine sahadaki belirli noktaları kullanması, yürüyüş yolları dışındaki alanlara insan girişlerinin azaltılması en başta alınacak önlemler olarak düşünülmektedir.

Web uygulamalarının kullanım oranındaki artış ile birlikte sayısı artan kötücül web siteleri ve saldırılar, son kullanıcıya ciddi zararlar vermektedir. Kişisel ve hassas bilgilerin çalınmasına yönelik bu saldırılardan biri Kimlik Avı saldırısıdır. Yayımlanan güvenlik raporlarında son yıllarda milyonlarca yeni kimlik avı sahteciliği yapan web sayfası tespit edildiği ifade edilmektedir. Böylesi kritik bir durumda bu web sayfalarının tespiti büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, bir veri kümesi ile birlikte literatürde bulunan makine öğrenmesi sınıflandırma algoritmaları kullanılarak karşılaştırmalı analiz yapılmıştır. Analiz sonuçları, Kimlik Avı Sahteciliği çalışmalarında kullanılan sınıflandırma algoritmalarının hangi koşullarda tercih edilmesi gerektiği hakkında farklı parametreler bulunduğunu göstermektedir.

Web uygulamalarının kullanım oranındaki artış ile birlikte sayısı artan kötücül web siteleri ve saldırılar, son kullanıcıya ciddi zararlar vermektedir. Kişisel ve hassas bilgilerin çalınmasına yönelik bu saldırılardan biri Kimlik Avı saldırısıdır. Yayımlanan güvenlik raporlarında son yıllarda milyonlarca yeni kimlik avı sahteciliği yapan web sayfası tespit edildiği ifade edilmektedir. Böylesi kritik bir durumda bu web sayfalarının tespiti büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, bir veri kümesi ile birlikte literatürde bulunan makine öğrenmesi sınıflandırma algoritmaları kullanılarak karşılaştırmalı analiz yapılmıştır. Analiz sonuçları, Kimlik Avı Sahteciliği çalışmalarında kullanılan sınıflandırma algoritmalarının hangi koşullarda tercih edilmesi gerektiği hakkında farklı parametreler bulunduğunu göstermektedir.

The aim of this work was to evaluate the phenolic profiles and anti-inflammatory, antioxidant and gastro-protective activities of Cnicus benedictus L., a type of milk thistle cultivated in Turkey. The total phenolic content (TPC), total flavonoid content (TFC), ferric reducing antioxidant power (FRAP) and the 2,2-diphenyl-1-picryhydrazyl (DPPH) free radical scavenging activity was measured to determine antioxidant capacity. The anti-urease and anti-xanthine oxidase activities were used to determine the gastro-protective and anti-inflammatory potential of the plant extracts, respectively. The TPC was 337.40 and 635.10 mg of gallic acid equivalents (GAE)/100 g and TFC was 41.05 -119.12 mg of quercetin equivalents (QE)/100 g in the root and leaf extracts, respectively. The root and leaf extracts of Cnicus benedictus L., were exhibited different inhibition values against both of the enzymes. The inhibition effect of the both enzymes were calculated as IC50 (mg/mL) in terms of 50% inhibition of the enzymes. The xanthine oxidase activity of the leaf and root was 18.53 and 19.75 mg/mL and the urease activity were 2.29 mg/mL and 11.53 mg/mL, respectively. Fifteen phenolic compounds were determined by high-performance liquid chromatography (HPLC-UV). Vanillic, silibinin B, ferulic acid and rutin were found major amount of the plant. In conclusion, the plant have high potential beneficial nutraceuticals and consumption of the together with its roots and leafs will be beneficial in terms of nutrition.

Bu çalışmada, yapay sinir ağları kullanılarak altın fiyat değişim yönü tahmin edilmiştir. Altın fiyatındaki değişimlerin tahmini araştırmacılar ve özellikle yatırımcı olan karar vericiler açısından önem taşıyan bir konudur. Literatürde altın fiyatını etkileyen parametrelerin belirlenmesi ve altın değerinin tahmin edilmesi amacıyla farklı yöntemler ile yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. Tahmin yöntemleri, kantitatif ve kalitatif yöntemler olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu çalışmada kantitatif yöntemler arasında yer alan yapay sinir ağları kullanılarak altın fiyatındaki değişim yönünün (Artış - Azalış) tahmin edilmesi hedeflenmiştir. Çalışmada 2007 ile 2015 yılları arasındaki aylık veriler kullanılmıştır. Çalışmada bağımlı değişken olarak Türkiye’deki altının gram fiyatı esas alınmış ve bağımsız değişkenler olarak ham petrol fiyatı, dolar endeksi, dolar kuru, Standard amp;Poor’s 500 endeksi, BIST100 endeksi, Türkiye enflasyon, tahvil ve faiz oranları, ABD enflasyon, tahvil ve faiz oranları, gümüş ve bakır fiyatları kullanılmıştır. Çalışmada, bağımlı değişkenin gelecekteki değerinin tahmininin yapılması için, bağımsız değişkenlerin bir ay önceki değerleri kullanılmıştır. Çalışma neticesinde gram altın fiyatındaki değişim yönünün tahmin başarım oranı %75,24 olarak bulunmuştur.

Aims: To clarify the syntaxonomic position of the grasslands in Navarre, with special focus on the dry grasslands, and to characterise the resulting syntaxonomic units in terms of diagnostic species and ecological conditions. Study area: Navarre (northern Spain). Methods: We sampled 119 plots of 10 m2 following the standardised EDGG methodology and analysed them together with 839 plots of similar size recorded in the 1990. For the classification, we used the modified TWINSPAN algorithm, complemented by the determination of diagnostic species with phi coefficients of association, which led to the creation of an expert system. We conducted these steps in a hierarchical manner for each syntaxonomic rank. We visualised the position of the syntaxa along environmental gradients by means of NMDS. Species richness, and structural and ecological characteristics of the syntaxa were compared by ANOVAs. Results: We could clearly identify five phytosociological classes: Lygeo-Stipetea, Festuco-Brometea, Molinio-Arrhenatheretea, Nardetea strictae, and Elyno-Seslerietea. Within the Festuco-Brometea a xeric and a meso-xeric order could be distinguished, with two alliances each, and eight associations in total: Thymelaeo-Aphyllanthetum, Jurineo-Festucetum, Helianthemo-Koelerietum, Prunello-Plantaginetum, Carduncello-Brachypodietum, Helictotricho-Seslerietum, Calamintho-Seselietum and Carici-Teucrietum. Conclusions: The combination of numerical methods allowed a consistent and more objective classification of grassland types in Navarre than previous approaches. At the association level, we could largely reproduce the units previously described with traditional phytosociological methods. By contrast, at higher syntaxonomic level, our analyses suggest significant modifications. Most importantly, a major part of the units traditionally included in the Festuco-Ononidetea seem to fall within the Festuco-Brometea. We could show that bryophytes and lichens are core elements of these grasslands and particularly the Mediterranean ones of Lygeo-Stipetea, both in terms of biodiversity and of diagnostic species. We conclude that the combination of our different numerical methods is promising for deriving more objective and reproducible delimitations of syntaxa in a hierarchical manner. Taxonomic references: Euro+Med (2006–2021) for vascular plants, Hodges et al. (2020) for bryophytes and The British Lichen Society (2021) for lichens, except for Endocarpon loscosii, Heppia lutosa, Psora saviczii and P. vallesiaca, which follow Nimis and Martellos (2021), and Buellia zoharyi, Fulgensia poeltii, Lichenochora clauzadei and Toninia massata, which follow Llimona et al. (2001). Syntaxonomic reference: Mucina et al. (2016), except for those syntaxa specifically treated here and given with authorities. Abbreviations: ANOVA = analysis of variance; EDGG = Eurasian Dry Grassland Group; NMDS: non-metric multidimensional scaling; TWINSPAN = Two-Way Indicator Species Analysis.

Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren değişen toplum yapısı ve ekonomik rekabet ortamı, kurumlara kâr etmenin ötesinde sorumluluklar yüklemiştir. Bu değişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) kavramı ile birlikte kurumlar kâr etmenin yanında toplumun refahını hedefleyen faaliyetleri (veya kampanyaları) de icra etmeye başlamışlardır. Fakat bu durum KSS kavramının kampanyalarla özdeşleştirilmesi sonucunu da beraberinde getirmiştir. Carroll’ın KSS Piramidi modeli, KSS’nin bundan çok daha fazlasını kapsadığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda başarılı KSS kampanyalarına imzalara atan kurumların, sorumluluklarını ne derecede yerine getirdiklerinin incelenmesi önem taşımaktadır. Türkiye’de medya sektörünün öncüsü durumundaki Doğan Holding, “Baba beni okula gönder!” gibi toplum tarafından oldukça başarılı kabul edilen bir kampanyayı on yılı aşkın süredir sürdürmektedir. Bu çalışma, başarılı olarak kabul edilen bir kampanyaya sahip Doğan Holding’in kurumsal sosyal performansını Carroll’ın piramidi bağlamında nitel bir yöntem ile değerlendirmeyi amaçlamaktadır.

Rose hip, also known as wild rose, is a summer fruit. The aim of this research is to present physical, chemical, rheological, sensory and antioxidant properties of rose hip marmalades. Rose hips cultivated in Turkey are processed into pulp and then marmalade is made by using vacuum evaporator or classical method. For the purposes of this investigation, marmalades produced on a factory scale using two methods were compared to commercial marmalades purchased on market. The marmalades exhibited high levels of antioxidant activity as well as total phenolic content. The consistency indices for the marmalades were determined to be between 64.2 and 321 Pa·s^n. Colour parameters, namely L, a, b, were measured and correlations between the examined parameters were calculated.