27 results on '"Mangır, Fatih"'
Search Results
2. Contribution of Transportation Infrastructure Investments to Economic Growth: Panel Cointegration Analysis for Selected Countries
- Author
-
Kabaklarlı, Esra, Mangır, Fatih, and Ayhan, Fatih
- Subjects
Social ,Economic Growth ,Ulaşım Altyapısı,Ekonomik Büyüme,Ortak İlişkili Etkiler Analizi ,Transportation Infrastructure,Economic Growth,Common Correlated Effect Analysis ,Common Correlated Effect Analysis ,Ulaşım Altyapısı ,Ekonomik Büyüme ,Ortak İlişkili Etkiler Analizi ,Transportation Infrastructure ,Sosyal - Abstract
Buçalışmada, 1995-2015 yılları için seçilmiş 17 OECD ülkesi ve Rusya içinulaştırma altyapı harcamalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi ampirikolarak analiz edilmiştir. Panel eşbütünleşme ve Ortak İlişkili Etkiler analizikullanılarak elde edilen sonuçlara göre, ulaştırma altyapı harcamaları ilebüyüme arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Seçilmiş ülkeörneklerinden elde edilen sonuçlar, bu ülkelerde ulaştırma altyapı yatırımlarınıiyileştiren ve arttıran ekonomi politikalarının dizayn edilmesinin oldukçaönemli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yüzden sonuçlar, ülke kararmekanizmalarının planlama açısından, ulaştırma altyapı harcamalarına daha çokönem vermesi ve altyapı kapasitelerini arttırmaları yönünde kararlar almasınıönermektedir. Kamu sektörü altyapıyıekonomik kalkınmada katalizör olarak değerlendirmelidir., Thisstudy examines the relationship between infrastructure and economic growthusing data of selected 17 OECD countries and Russia for the period 1995 to2015. We employ recently developed panel methods to test for unit roots andCommon Correlated Effect estimator to detect relationship among the variables.We find mostly positive and significant long-run response of economic growth totransportation infrastructure for the countries in this study. According toresults of the analysis; it is essential for these countries to design economypolicies which improve and increase the transportation infrastructureinvestment. Based on findings, this study suggests that the public sectorproviders should assess the infrastructure system as a catalyst for economicdevelopment.
- Published
- 2018
3. Yerel Yönetimler İçin 'Akıllı Şehir' Stratejileri: Konya Türkiye Örneği
- Author
-
Mangır, Fatih, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası Ticaret Bölümü, and Mangır, Fatih
- Subjects
Türkiye ,akıllı şehir ,Social ,Turkey ,Smart City ,Globalization,Smart City,Turkey,Konya Metropolitan ,Küreselleşme,Akıllı şehir,Türkiye,Konya Büyükşehir ,Konya Metropolitan ,Globalization ,Sosyal ,Küreselleşme ,Konya Büyükşehir - Abstract
Büyükşehirler her dönem tüm vatandaşların ve yöneticilerin önemli derecede dikkat ini çekmişlerdir. 21.yy da hem ekonomik hem siyasi açıdan tüm yerel yönetimler için daha çok dikkat ve daha iyi göç politikaları gerekmektedir. 21. Yy da değişen talebin karşılanması daha iyi yasam için karşılaşılan temel sorundur. Bu ihtiyacı karşılamak i çin akıllı şehir projeleri ve regülasyonları oluşturmak, vatandaşların daha iyi yasam sağlamaları ve yerel hükümet kararlarının teknoloji kullanarak alınmasına hizmet edecektir. Türkiye de Akıllı şehir projeleri Avrupa Birliği ve ABD den daha azdır. Bunun temel nedeni fon ve nitelikli beşeri sermaye eksikliğidir. Konya İç Anadolu bölgesinde 40.814 km2 alana yerleşmiş ve 2,1 milyon nüfusu ile Türkiye nin en büyük 7. şehridir. Yıllardır Konya Büyükşehir Belediyesi bu eksikliği gidermek için teknolojiye ve dij ital sistemlere yatırım yapmaktadır. Bu çalışmada, küreselleşmeye karşı daha iyi yönetim için yeni bir çözüm olan akıllı şehir kavramı tanımlanacak daha sonra Türkiye de akıllı şehir projeleri Konya özelinde detaylı olarak tartışılacaktır., Metropolitan cities have drawn enormous attention for all citizens and governors in every period. More attractions and better immigration policies are needed to be develope d both politically and economically by all local governments in 21th century. The challenge to meet the change of demands successfully is the main necessity of the better life in the 21st century. Solutions of such necessity create the rise of smart city p rojects and regulations to serve citizens better life and local governments’ decisionprocess by using technology. Smart City projects in Turkey are fewer in number than those in European countries and in the US. Barriers for this are mainly lack of fundin g and qualified human capital. Konya, the largest city in Turkey with a surface area of 40.814 km2 and seventh largest city with approximately 2.1 million metropolitan populations, is situated in "Middle Anatolia". For several years, Konya Metropolitan Mun technology and digital systems to fulfill this gap. icipality has been tried to invest In this article, we define the concept of smart city as a new solution for a better management towards globalization. And then, the development process of smart city and detailed analysis of the projects in Turkey and particularly Konya will be discussed.
- Published
- 2016
4. Kamusal ve Özel Sermayeli Bankaların CAMELS Performans Analizi: Türkiye Örneği
- Author
-
Öztürk Karaçor, Zeynep, Mangır, Fatih, Kodaz, Şevket Süreyya, and Kartal, Mustafa
- Subjects
Social ,Research Subject Categories::SOCIAL SCIENCES ,Finansal Krizlerin Öngörülebilirliği,Bankacılık Sektörü,Kamu ve Özel Sermayeli Bankalar,CAMELS Performans Analizi,Türkiye ,Sosyal ,Predictability of Financial Crises,Banking Sector,Public and Private Equity Banks,CAMELS Performance Analysis,Turkey - Abstract
DOI: 10.17336/igusbd.320962, 1980’li yıllardan sonra krizlerin sayısı ve şiddeti giderek artmış olup; finansal krizlerin öngörülebilirliği ve öncü göstergeleri konusu daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. CAMELS analizi, finansal açıdan sorun yaşayan bankaların tespit edilmesi amacıyla ABD’de geliştirilen bir yöntemdir. Söz konusu analiz yardımıyla bankaların performansları değerlendirilmekte ve böylece sorunlu bankalar tespit edilebilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların 2003- 2015 dönemindeki performanslarını CAMELS modeli yardımıyla karşılaştırmalı olarak analiz etmektir. Çalışmada örneklem olarak Türkiye’de faaliyet gösteren 3 kamusal sermayeli ve 9 özel sermayeli banka olmak üzere toplam 12 banka ele alınmıştır. Elde edilen sonuçlara göre; özel sermayeli bankalar sermaye yeterliliği, yönetim kalitesi ve aktif (varlık) kalitesi açısından daha iyi bir görüneme sahipken; kazanç durumu ve likidite bakımından ise tam tersi bir durum söz konusudur. Diğer yandan kamusal sermayeli bankalar özel sermayeli bankalara oranla piyasa risklerine karşı daha duyarlıdırlar., After the 1980s, the number and severity of crises has increased steadily; Predictability of financial crises and leading indicators have begun to gain more importance. CAMELS Analysis is a system developed in USA to identify the banks experiencing problems from the financial point of view. By means of analysis concerned, the performances of banks have been assessed and, thus, the banks with problem have been identified. The aim of this study is to analyze comparatively the performances, in the period 2003-2015, of the banks being in active in Turkey by means of CAMELS Model. In the study, a total of 12 banks,3 public banks and 9 private banks, were dealt with. According to the results obtained, while private banks had a better view in terms of capital sufficiency, managerial quality and asset quality, there was an opposite situation in terms of gain and liquidity. On the other hand, public deposit money banks are more sensitive to market risks compared to private deposit money banks.
- Published
- 2017
5. Relationship Between Poverty and Economic Development: A Study on the Regions of Turkey
- Author
-
Ay, Ahmet, primary, Fırat, Emine, additional, and Mangır, Fatih, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
6. KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE ULUSLARARASI SERMAYE HAREKETLERİ VE MAKROEKONOMİK ETKİLERİ: 2001-2006 TÜRKİYE ÖRNEĞİ
- Author
-
Mangır, Fatih, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, and Mangır, Fatih
- Subjects
Uluslararası Sermaye Hareketleri,Finansal Krizler,Uluslararası Finansal Liberalizasyon ,Uluslararası Sermaye Hareketleri ,Financial Crisis ,International Financial Liberalization ,International Capital Flows ,Uluslararası Finansal Liberalizasyon ,Finansal Krizler - Abstract
1980 sonrası dönem gelişmekte olan ülkeler için dışa açık ekonomik politikaların uygulandığı ve büyümelerinin sürdürülmesi için uluslararası sermaye hareketlerinin önem kazandığı bir süreçtir. 1970'lerin sonunda yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal olumsuzluklar ve gelişmeler sonrası Türkiye'de ithal ikameci sanayileşme stratejisi terk edilmiştir. Türkiye ekonomisinin dış dünya ile liberalizasyonu 24 Ocak 1980'de uygulanan ekonomik reformla başlamıştır. 1989 yılında ise uluslararası sermaye hareketleri serbest bırakılmıştır. Ekonominin finansal kanallarını dış dünyaya entegre edebilmek ve düşük tasarruf sorununu çözebilmek adına ülkeye çekilen uluslararası sermaye, mali sektörü rahatlatmış ancak ülke ekonomisi dünyada meydana gelen gelişmelere oldukça duyarlı hale getirmiştir. Türkiye ekonomisinde uluslararası sermaye bolluğu içersinde yatırımcılar yüksék faiz düşük kur uygulamasından dolayı yüksek karlar elde etmişlerdir. Türkiye ekonomisi bu yapıdan etkilenerek 1990'li yıllardan sonra finansal krizlerle karşı karşıya kalmıştır. 2001 sonrası uygulanan istikrar programı ile enflasyon ve bütçe dengelerindeki olumlu gelişmeler ve serbest kur politikaları bu kırılgan yapıyı nispeten azaltmış, sürdürülen istikrarlı büyüme sonrası uluslararası sermaye girişleri hız kazanmıştır. Bu çalışma da, uluslararası finansal liberalizasyon kapsamında Türkiye ekonomisinde uygulanan liberalisazyon süreci analiz edildikten sonra, Türkiye'de 2001-2006 yılları arasında uluslararası sermaye hareketlerinin makro ekonomik etkileri test edilmiştir., Open macro economic policies have been practiced in developing countries and international capital flows have gained importance for sustainable growth of developing countries since 1980's. Importsubstitution policy has been abandoned due to the economical, social and political problems experienced at the end of 1970 years. Economic integration of Turkish economy with the rest of the world has been launched by implying economic reforms on 24 January 1980. International capital flows have been liberalized in 1989. International capital flows attracted into Turkish economy to integrate financial channels into the rest of the world and to resolve low-saving problems have led to relieve financial sector but make Turkish economy vulnerable to the changes in the world. Investors have gained high profit due to high interest rate and low exchange rate in abundance of international capital flows in Turkish economy. Turkish economy has been affected by this structure and experienced financial crisis after 1990's. This structure has become relatively less vulnerable and more flexible because of the implementation of Transition to a Strong Economy Program in 2001 and positive progress in inflation and budget indicators. Rapid capital flows has also increased by means of the sustainable growth. In this study, liberalization processes in Turkish economy and macroeconomic effects of international capital flows have been analyzed in the framework of financial liberalization theory and then macroeconomic effects of international capital flows have been tested.
- Published
- 2014
7. AN ANALYSIS FOR THE RELATIONSHIP BETWEEN TRADE OPENNESS AND ECONOMIC GROWTH: EVIDENCE FOR TEN AFRICAN COUNTRIES
- Author
-
Mangır, Fatih, primary, Kabaklarlı, Esra, additional, and Ayhan, Fatih, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
8. Textile and Clothing Industries in Turkey and Power of Competition
- Author
-
Ay, Ahmet, Mangır, Fatih, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Ay, Ahmet, and Mangır, Fatih
- Subjects
Textile ,Tekstil ,clothing ındustry ,Rekabet Gücü ,competition ,Hazır Giyim - Abstract
Tekstil ve hazır giyim sektörü dünya ekonomilerinin gelişim ve kalkınma sürecinde en önemli ve en eski sanayii dallarından biridir. Emek yoğun üretim teknolojisine dayandığı için gelişmekte olan ülkelerde rekabet avantajları doğmuş bu yüzden dünya da kısıtlayıcı tedbirlerin çok sık uygulandığı sektör olmuştur. Emeğin bol olduğu ülkelerinin sağladığı maliyet avantajı, bu sektörde küresel rekabetin daha yoğun yaşanmasına neden olmuştur. Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesi ile yirmi yıldır ülke ihracatının lokomotifi olan Türk Tekstil (ve Hazır Giyim / Konfeksiyon) Sanayi sağladığı milli hasıla ve yarattığı istihdam bakımından ülke ekonomisinin temel direklerindendir. Böylesi bir ortamda bu payın koruyabilmesi için sektörde önceliklerin ve mevcut durumun iyi bir şekilde tespit edilmesi ve rekabet süreci içinde kalite ve teknoloji avantajların etkin kullanabilmesi gerekmektedir., The Textiles and clothing industries are the oldest and most essential industry of the world economies' developing and growth process. Since textile and clothing industries depend on product of labor, the developing countries have gained competition advantages but this also led to increasing restrictions have been applied in this sector. The cost advantages for the labor abundant countries have caused intensive global competition in this sector. Being the locomotive sectors of export and creating value and employment for national income, textile and clothing sectors are the main pillar of Turkish economy and own to the largest share of production capacity in European Union. In order to save this share in this situation, priorities and current profile of the sector has to be underlined and quality and technological advantages should be assessed efficiently.
- Published
- 2009
9. The relationship between inflation and unemployment in Turkey (1990-2011)
- Author
-
Mangır, Fatih, Erdoğan, Savaş, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
İşletme Finans ,İktisat - Abstract
u çalışmada, 1990 ve 2011 yılları arasında, Türkiye ekonomisine ait işsizlik oranları ile enflasyon oranlarının üç aylık değerleri kullanılarak bu göstergelerin arasındaki ekonomik ilişki incelenmeye çalışılmıştır. Orijinal Kısa Dönem Phillips Eğrisi, bir ekonomide işsizliğin nedenlerini ortaya koymaya çalışır. Bu yaklaşıma göre, işsizliğin azaltılması enflasyonun artmasına veya tam tersi işsizliğin artmasına neden olacaktır. Phillips Eğrisi yaklaşımının doğruluğunu test etmek için, değişkenler arasında doğrusal olmayan ters model oluşturulup regresyon analizi yapılmış ve değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisine bakılmıştır. Analiz sonuçlarımız, incelenen dönemde Türkiye'de Philips eğrisinin kısa dönemde teorik varsayımlarını desteklememektedir., n this study, the relationship between inflation and unemployment rates belonging to Turkish Economy between 1990 and 2011 has been tried to analyze with quarterly data. Short-run Phillips curve aims to describe the reasons of the unemployment in an economy. According to this approach, a decrease in unemployment has led to an increase in inflation and vice versa. To test the accruancy of such an approach related to the Short-run Phillips Curve, regression analyze has been performed by the non-lineer inversed model between variables and Granger-causality relationship between variables has been analysed. Our empri-cal results does not support the theortical assumptions of Short -run Phillips curve for the study period in Turkey.
- Published
- 2012
10. Tax burden and economic growth: 1989-2011 Turkey experience
- Author
-
Mangır, Fatih, Ertuğrul, Hasan Murat, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
İşletme ,İktisat - Abstract
Bu çalışmada Türkiye’de vergi yükü ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki 1988– 2011 dönemi için araştırılmış ve Peseran (2001) tarafından önerilen sınır testi eş bütünleşme analizi ile vergi yükünün GSYH üzerindeki uzun dönem ilişkisi araştırılmıştır. Daha sonra ARDL yöntemiyle vergi yükü ile GSYH arasında uzun ve kısa dönem ilişkiler analiz edilmiştir. Model sonuçlarına göre vergi yükü ile GSYH arasında eş bütünleşme bulunmuş, ARDL model sonuçlarına göre ise uzun ve kısa dönemde vergi yükü ile GSYH arasında istatistiksel olarak negatif ilişki bulunmuştur. Sonuç olarak Türkiye’de vergi yükünün artırılması yönünden uygulamaların büyümeyi negatif etkilediği yönünde sonucun içsel büyüme teorisinin vergi politikaları hakkında öne sürdüğü görüşlerle örtüştüğü görülmektedir., In this study the relation between tax burden and GDP was investigated for the period 1988-2011 and co-integration analysis with Pesaran bounds testing (2001) is applied to estimate long term effect of tax burden on GDP. And then to the existence of long and short run relationships between GDP and tax burden, auto-regressive distributed lag (ARDL) bounds approach was employed. Results suggest that the existence of co-integration relationship between GDP and tax burden and the short and long run results indicate that tax burden is statistical significant and negatively affects economic growth. As a result, the negative effect of applications to increase the tax burden stated by the theory of endogenous growth is overlapping with our test results.
- Published
- 2012
11. Taxation of capital within the context of international financial integration: Tobin tax
- Author
-
Ay, Ahmet, Mangır, Fatih, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
İşletme ,İktisat - Abstract
90’lı yıllardan sonraki dönem, birçok gelişmekte olan ülke açısından uluslararası finansal entegrasyon uygulamalarının hız kazandığı dönem olarak kabul edilmektedir. Gelişmekte olan ülkeler “kaynak yetersizliği”ne dayanan düşük yatırımın yol açtığı istikrarsız büyüme oranlarının çözümü olarak başvurdukları uluslararası sermaye hareketlerini çekmeyi hedefleyen istikrar politikaları uygulamışlardır. Ancak Doğu Asya, Latin Amerika, Brezilya ve Türkiye’de görülen ve genelde uluslararası sermaye hareketlerinin kırılganlığının yol açtığı finansal krizler ülke ekonomilerinin dışa açılmasını destekleyen politikaların sorgulanmasına ve alternatif politika uygulamalarının gerekliliğini destekleyen görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu görüşler doğrultusunda sermaye giriş ve çıkışlarına kontrol getirilmesi “alternatif politikalar” demetinde atılması gereken ilk adımdır. Tobin Vergisi bu kontrollerin üzerinde en çok tartışılan örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Literatürde konuyla ilgili iki alt başlık öne çıkmıştır: 1) Düşük oranda koyulan sermaye kontrolleri ülkelerin vergi karlarını olumlu etkileyecek midir? 2) Ülkesel, Bölgesel ve küresel bir yapıda parasal işlem vergisi koyulabilir mi etkinliği ne olur? Bu çalışmada bu sorular cevaplanmaya çalışılacaktır. Literatürde Tobin vergisi başta olmak üzere parasal işlem vergilerinin etkinliğinin zayıf ve başarısız olduğu yönünde görüşler ağır basmaktadır. Ancak geçmişte yaşanan ve belki de ilerde yaşanabilecek olası krizlerin dünya ve ülke ekonomisinde yol açtığı yüksek maliyetler üzerine bir çözüm denemesi olan Tobin’in Nobel ödülü haklılığını doğrulamakta ve popülaritesini hiç kaybetmemesinin nedeni olmaktadır, It has been accepted that the practices of International financial integration have been accelerated the period following the 90 years. Developing countries have been conducted stability programs aimed at pulling international capital flows which are applied for solution of instable growth triggering “lack of sources”. However, financial crises seen in East Asia, Latin America and Turkey generally caused by international capital flows volatility led to criticize open macro economics rise in necessities of alternative economic politics. According to these views, controls over capital inflows and outflows are thought as a first step in these alternative politics. Tobin tax is seen as most discussed one of these controls. In literacy, there are two sub-topics discussed: 1) will low amount of capital control affects the tax decision of applied country? 2) Is it possible to put a currency tax in country or regional and global base and if it is so, how affect this will be? In this study, these two questions tried to analyze. In literacy, studies supporting that Tobin tax and other capital control are ineffective and unsuccessful are dominant. However, high costs of crisis emerged in the past and may be seen in the future led to prove that Nobel Prize of Tobin and his permanent popularity
- Published
- 2007
12. The deficit-reduction debate in the USA: an investigation of cointegration and causality
- Author
-
Mangır, Fatih, primary and Sawhney, Bansi, additional
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
13. Defence Expenditures and Economic Growth Nexus: A Panel Data Analysis.
- Author
-
Mangır, Fatih and Kabaklarlı, Esra
- Subjects
MILITARY budgets ,ECONOMIC development ,COEFFICIENTS (Statistics) ,HUMAN capital ,LIFE expectancy - Abstract
This paper has tried to analyse the nexus between defence expenditures and economic growth using panel data from sixteen countries spanning from 1991 to 2013. A panel fixed effect model has been estimated for the all countries and the results show a negative effect on economic growth due to military expenditures, but this negative effect is negligible due to the statistically insignificant value of the coefficients. Thus, the effect of military expenditure on economic growth is very low compared to the effect of expenditures on the other undependable variables, the human capital, the fertility rate and life expectancy coefficients. The present study supports the Barro-growth model by stating that defence expenditures are neither effective nor an efficient way of achieving higher growth in the economy. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2016
14. TÜRKİYE İÇİN İKİZ AÇıKLAR HİPOTEZİ TESTİ (1980-2011).
- Author
-
MANGıR, Fatih
- Subjects
KEYNESIAN economics ,BUDGET deficits ,BALANCE of trade ,RICARDIAN equivalence theorem ,COINTEGRATION - Abstract
Copyright of Academic Review of Economics & Administrative Sciences is the property of Academic Review of Economics & Administrative Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
15. Free Trade Vs Protection, the Free Movement of Goods In the European Union, Adaptation of Turkey
- Author
-
Mangır, Fatih, Acet, Hakan, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Mangır, Fatih, and Acet, Hakan
- Subjects
Türkiye ,Protectionism ,Turkey ,Malların Serbest Dolaşımı ,Free Trade,Protectionism,Free movement of goods,European Union,Turkey ,Free movement of goods ,Korumacılık ,European Union ,Serbest Ticaret,Korumacılık,Malların Serbest Dolaşımı,Avrupa Birliği,Türkiye ,Avrupa Birliği ,Serbest Ticaret ,Free Trade - Abstract
Malların serbest dolaşımı, Avrupa Birliğinin başarıhikayelerinden bir tanesi olup, Avrupa Birliğinin dört temel serbestisinden kişilerin, hizmetlerin ve sermaye biridir. Bu yüzden AB Müktesebatıfasıl başlıklarından ilki malların serbest dolaşımıilkesine uyumdur. Malların serbest dolaşımıdışticaret politikasıaraçlarından gümrük vergisi, ihracat ve ithalat miktar kısıtlamalarıve eşetkili önlemler, tarife benzeri araçlar ve ticarette görünmez engellerin kullanılmasının yasaklanmasıhedeflenir. Bu amaçla, Birliğe üye ülkelerin kuruluşanlaşmasında belirlenen ortak ticaret politikasına uyumu ve ticari malların belirlenen standartlara uyumunu sağlamasıgerekmektedir. Bu bağlamda, Malların serbest dolaşımıfasılı, bu uyumla ilgili teknik şartlarıbelirlemektedir. Bu uyum sadece üye ülkeleri değil, Birlikle ortak Pazar içinde ticaret yapan üçüncü ülkelerin ticari mallarınıda kapsamakta ve bu yüzden üçüncü ülkeler birlik içinde herhangi bir teknik engelle karılaşmamak adına belirlenen kurallara uygun mallarıithal etmelidirler. Birlik ayrıca 1968 yılında Gümrük birliği kurduğu için, üçüncü ülkelere karşıbir Ortak Gümrük Tarifesi OGT uygulanmaktadır. Serbest dolaşıma dahil olan mallar; topluluk menşeli mallar, üçüncü ülke menşeli mallar ve bir üye devlet gümrüğünce gümrüklenip topluluğa giren mallarıiçermektedir. Serbest dolaşım ile gümrük vergileri ve miktar kısıtlamalarıüyeler arasında kaldırılmıştır. Türkiye ile Avrupa Birliği AB arasında malların serbest dolaşımıyla ilgili hükümlerin belirlenmesinde, 1963 Ankara Anlaşması, 1971 Katma Protokol ve 1996 yıllarıarasında imzalanan Gümrük Birliği üç önemli kilometre taşıdır. 1999 yılında Helsinki Zirvesi ile Türkiye’nin adaylığının kabul edilmesinin ardından Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında malların serbest dolaşımıhususunda gerekli uyumun sağlanmasıkonusu yeniden gündeme gelmiştir. Topluluk mevzuatının bir parçasıolan malların serbest dolaşımıTürkiye’nin üyelik yükümlülüklerini yerine getirmek için uyum göstermesi gereken alanlardan birisini oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacımalların serbest dolaşımıkonusunda Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasındaki uyum seviyesinin belirlenmesi ve üyelik müzakerelerinin başlamasıhalinde Türkiye’deki ulusal mevzuatın nasıl değişeceği konusunun incelenmesidir., Free trade policies imply that goods, services, labor force and capital can circulate without any barriers. Although sustainability of free trade is debatable, principle of free movement of goods is first step of beginning stage of economics integration. However, practicing free trade is not an easy goal when hardness of globalization economy is considered. Therefore, countries prefer to partial trade by blocking trade that are derived from regional integration levels, remove the trade barriers of goods and apply protectionism for foreign trade. The main goal of free movement of goods is to success the law of one price by globally equalizing the supply surplus and demand surplus. Some economists criticize free trade and claim that free trade causes may income inequality between countries. As for some economist, they support free trade. Additionally, they take the claim one step forward and say "soldier pass borders of the countries who do not allow goods to pass their border." Free trade supporters argue that trade opens the barriers for the exchange of goods that increase economic profits. Historically, Word economy was hit by the several crises led to the decline growth and trade volume of economies and protection policies become popular to solve trade deficit and unemployment problem. Crisis periods generated the criticizes functioning of the free market Pareto optimum and regional economic integration started to choose the 2.nd optimal cooperative policy choices and The European Union as a model for regional integration has been open trade inside the border but protect its agriculture, manufactures, industries and workers from the rest of the world. The first step required to create a regional community such as a free trade area, a customs union, a single market, a single currency is to the principle of free movement of the goods. In order to bring the advantages of free trade, free movement of goods Mundell’s factors of production, and flexible wage has been considered by the European Union as the one of the main success conditions of monetary union since Rome Treaty was signed. 1963 Ankara Agreement, 1971 The Additional Protocol, 1996 Custom Union are three important milestones determined the procedures about the free movement of goods between Turkey and European Union. Adapting certain regulations and decisions in the fields of free movement of goods has been negotiated since Turkey was accepted as candidate country for EU membership following the Helsinki European Council of December 1999. As one of the chapters in Union’s acquis communautaire, adaptation of free movement of goods must be realized to prepare Turkey for future membership. The purpose of this study is to evaluate Turkey's ability to apply Union’s measures on the basis of the principle of the free movement of goods. For this reason, Section I details the discussion of the free trade-protection and the impacts on free movement of goods. Section II concentrates the principle of free movement of goods in EU. Section III summarize and analyzes the progress reports of Turkey to determine to what extent Turkey meets the EU’s criteria of free movement of goods.
16. Turkey Labor Market for the Effect of Regulation of the State Unemployment: 1988-2018 Periods of Intervention Analysis
- Author
-
Karaçor, Zeynep, Mangır, Fatih, Güvenek, Burcu, Kayhan, Asiye, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Karaçor, Zeynep, Mangır, Fatih, Güvenek, Burcu, and Kayhan, Asiye
- Subjects
İşgücü Piyasası,Düzenleme,İşsizlik,Müdahale Analizi ,Unemployment ,Müdahale Analizi ,Intervention Analysis ,Düzenleme ,Labor Market ,İşsizlik ,İşgücü Piyasası ,Labor Market,Regulation,Unemployment,Intervention Analysis ,Regulation - Abstract
İşgücü piyasasının iki önemli göstergesi olan istihdam ve işsizlik aynı zamanda ekonominin makro düzeyde gidişat hakkında da önemli fikirler verir. İstihdam ve işsizlik tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli sorunların başında gelmektedir.Özellikle 1970’li yıllardan itibaren tüm dünyada işsizlik oranlarının artışı ve istihdamın azalmasının beraberinde getirdiği ekonomik problemler, bu sorunlara yönelik araştırma ve düzenlemelerin artışına sebep olmuştur. İstihdam ve işgücü piyasasında belirlenen ilişki önemli bir yere sahip olup yasalarla düzenlenmiştir. İşgücü ile ilgili düzenlemeler aktif ve pasif işgücü piyasası politika ve düzenlemeleri olarak kategorize edilmektedir. Aktif işgücü piyasası düzenlemeleri, işsiz olarak nitelendirilen nüfusun işgücü piyasasında işe yerleştirilmesi hedefi üzerine odaklanmaktadır. Bu sebeple iş arayanların niteliklerini geliştirme, istihdam performansını arttırma ve yeni iş imkânı yaratma gibi konular üzerine eğilmektedir. Pasif işgücü düzenlemeleri ise işsizlik ödemeleri ve işsizlik sigortası gibi konulara ağırlık vermektedir. Ülkemizde de bu piyasaya yönelik pek çok düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenlemelerden önemli iki tanesi 2003 yılında yürürlüğe giren ve Türkiye işgücü piyasasında önemli değişikliklere sebep olan 4857 sayılı İş Kanunu ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu’dur.4857 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte işgücü piyasasının esnekleşmesi yolunda önemli bir adım atılmıştır. Çalışma hayat hayatının dinamik alt yapısı, teknolojik gelişmeler, rekabet, mevcut çalışma biçimlerinin değişerek yeni çalışma biçimlerinin oluşması gibi konular 4857 sayılı İş Kanunun çıkarılmasına neden olmuştur. Bu kanunla işgücü piyasasının esnekleşmesi gündeme gelmiştir. Hem işçi hem işverenin haklarını hem de piyasanın ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bu kanunla çalışma hayatı düzenlenmeye çalışılmıştır. İşçi ve işverenin kendi ihtiyaçlarına göre çalışma koşullarının belirlenmesinin önündeki engellerin kaldırılması amaçlanmıştır.4857 sayılı İş Kanunu’nun 90. Maddesine dayanılarak çıkarılan 4904 sayılı İş Kanunu ise işgücü piyasasında görülen mevcut boşlukların doldurulmasını hedef edinmiş ve İş Kurumu ile ilgili yeni düzenlemelere yer vermiştir. Bu doğrultuda İş Kurumu’nun sadece iş ve işçi bulma hizmetiyle sınırlı kalmaması, işgücüne gerekli eğitim, danışmanlık vb. hizmetleri sağlayarak vasıflı işgücü yaratılması yolunda adımlar atmasına karar verilmiştir.Bu çalışmada 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu’nun ve bu kanunlarla hayata geçirilen düzenlemelerin işsizlik üzerindeki etkileri 1988-2018 dönemi için Müdahale Analizi Yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir., Employment and unemployment, which are two important indicators of the labor market, also provide important view into the macro state of the economy. Employment and unemployment are one of the most important problems in Turkey like most states in the World. Especially since the 1970s, an increase in the unemployment rates and economic problems accompanied by the decrease in the employment all over the world have given rise to the studies and regulations on these problems. The relationship between the employment and labor market has an important issue and is regulated by legislations. The labor regulations are categorized as active and passive labor market policies and regulations. Active labor market regulations focus on the target of creating jobs to the unemployed population in the labor market. Therefore, it focuses on improving the qualifications of job seekers, increasing employment performance and creating new jobs. Passive labor regulations focus on issues such as unemployment benefits and unemployment insurance.In our country, there are many regulations for labour market. These regulations entered into force in 2003. The Labour Law No. 4857 and Turkish Employment Agency Law No.4904 are two of these regulations which led to major changes in the labor market in Turkey. With the entry into force of Law No. 4857, an important step towards the flexibility of the labor markethas been taken. Issues such as the dynamic infrastructure of working life, technological developments, competition, the creation of new working patterns by changing existing working styles have led to the adoptation of Labor Law No. 4857. With this law, the flexibility of the labor market has come to Turkish agenda. This law, which considers the rights of the employer and the workers with the needs of the market, has tried to regulate working life. It is aimed to remove the obstacles in determining the working conditions according to the needs of the employer and the employee. The Labor Law No. 4904, which was enacted on the basis of Article 90 of the Labour Law No. 4857, aimed to fill the existing gaps in the labor market and introduced new regulations regarding Turkish Employment Agency. Regardingly, it was determined that the Employment Agency should not limited only to create employment and employment services; also should provide services about training, supervising to create skilled workforce. This study evaluated the effects of the Labour Law No. 4857 and Turkey Business Organization Law No.4904 entered into force in 2003 on unemployment through theIntervention Analysis Method for the 1988-2018 period
17. Endüstri 4.0 ile dijital değişimin bankacılık sektörüne etkileri, zorlukları ve sonuçları: Konya örneği
- Author
-
Çelik, Sebile Buket, Mangır, Fatih, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Banking Sector ,Dijitalleşme ,Competition ,Rekabet ,Endüstri 4.0 ,Konya province ,Bankacılık Sektörü ,Digitalization ,Industry 4.0 ,Konya ili - Abstract
Dijital ve teknoloji alanında hızlı gelişmeler tüm sektörlerde hızlı bir rekabet yol açmaktadır. Bu yüzden sektörlerde yer alan firma ve kurumlar bu hızlı gelişme ayak uydurmak için stratejiler uydurmak zorundadır. Para ve finans piyasasının aktörlerinden biri olan bankalarda piyasa başarılı olmak için müşterilerine en iyi hizmeti vermek ve bu amaçla teknolojiyi en etkin biçimde kullanmaya çalışmaktadırlar. Bu çalışma ile bankacılık sektörünün rekabet etme başarısı açısından endüstri 4.0 ile başlayan ve hız kazanan dijitalleşme çabalarının etkisi Konya özelinde ortaya konulmaya çalışılmıştır. Literatürde, dijitalleşmenin firmalara olan etkisi yoğun bir şekilde incelendiği görülmüştür. Ancak Konya ili bazında bankaların Endüstri 4.0 ve dijitalleşme çabalarının bankacılık işlemlerine olan etkisini inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu bağlamda bu çalışmanın literatüre katkı sağladığı ve bu alanda gelecekteki çalışmalara öneriler getirebileceği söylenebilir. Tezde ileri sürülen teori dijitalleşmenin dünya ve Türkiye özelinde bankacılık sektöründe meydana getirdiği değişimler, uygulamada ortaya konan hipotezler Konya merkezde faaliyet gösteren 29 banka şubesinde gerçekleştirilen anketlere göre test edilmiştir. Veriler, tanımlayıcı istatistik ve frekans dağılımlarına göre analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda, Konya’da faaliyet gösteren banka şubelerinin endüstri 4.0 ve dijitalleşme bilgilerinin yüksek olduğu görülmektedir. Ayrıca anket sonuçlarına göre dijitalleşme ve teknoloji banka verimlilik ve etkinliğini arttırdığı görülmektedir., In order to be successful in banks, which are one of the actors of the money and financial market, the message is to provide the best service and to work with this technology in the most efficient way. Rapid changes in digital and technological fields lead to rapid competations in all industries. Therefore, firms and institutions in these sectors have to develop strategies to adopt these changes. Being one of the important actors in money and financial sectors, banks try to use technologies efficiently and do their best services in order to be successfull in this sector. In this study, we try to provide digitalization efforts starting with Industry 4.0 regarding on the competations in banking sector of Konya province specficially. In the litereacy, there a few studies focusing on the effects of digitalization efforts on firms but it has not seen yet the studies focusing directly dgitalization and Industry 4.0 banking sector in Konya. In this connection, this study is aimed at supporting the literacy with this new perspective by providing some suggestions for future studies. We provide theories about digitization in World and Turkey and case study has been conducted with hypothesis related to 29 bank branches located in centre of Konya. Data is analysed with descriptive statistics and frequency ratios As a result of the study, the knowledge and endowments of the digitalization level and Industry 4.0 can be accepted high for bank branch in Konya.
- Published
- 2021
18. Financial liberalization and economic growth relation: Panel data analysis at the scale of selected OECD countries
- Author
-
Karakaş, Mizgin, Mangır, Fatih, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans
- Subjects
Ekonomik büyüme ,Financial liberalization ,Panel data analysis ,Panel veri analizi ,Finansal liberalizasyon ,Economic growth - Abstract
Finansal liberalizasyon süreci ile birlikte yıllarca süre gelmekte olan Keynesyen görüşler, yerini Neo-Klasik görüşlere bırakmıştır. Ülkeler bu yeni görüşler doğrultusunda finansal liberalizasyon süreci ile birlikte dışa açılma politikalarını uygulamaya ve bu uygulamalarını ihracata dayalı olarak gerçekleştirmeye başlamışlardır. 1980 yılından itibaren uygulanan finansal serbestleşme politikaları ile finansal piyasalar hakkında önemli kararlar alınmaya başlanmış ve tüm dünyada etkisini gösteren bu serbestleşmeyle beraber sermaye hesapları da serbest bırakılmıştır. Çalışmamızın amacı tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, finansal liberalizasyon ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi seçilmiş OECD ülkeleri açısından McKinnon-Shaw hipotezi bağlamında ekonometrik analiz yardımıyla değerlendirmektir. Çalışmamızda finansal liberalizasyon sürecinin 1980-2019 dönemi için seçilmiş OECD ülkelerinin GSYH büyümesi üzerinde meydana getirdiği ilişki; geniş tanımlı para arzı, özel sektöre verilen yurtiçi kredi, brüt sabit sermaye oluşumu ve doğrudan yabancı yatırım olmak üzere 4 bağımlı değişken kullanılarak panel veri analizi yöntemi ile incelenmeye çalışılmıştır., With the financial liberalization process, Keynesian views have been replaced by Neo-Classical views. In line with these new views, countries have started to implement their policies of opening up to foreign countries with the financial liberalization process and to realize these applications based on exports. With the financial liberalization policies implemented since 1980, important decisions have been taken on financial markets and capital accounts have been released with this liberalization, which has affected the whole world. The purpose of our study emerges at this point. The aim of this study is to evaluate the relationship between financial liberalization and economic growth with the help of econometric analysis in terms of selected OECD countries in the context of McKinnon-Shaw hypothesis. In our study, the relationship created by the financial liberalization process on the GDP growth of selected OECD countries for the period 1980-2019; It has been tried to be analyzed by panel data analysis method by using 4 dependent variables, which are broad money supply, domestic credit to private sector, gross fixed capital formation and foreign direct investment., Bu çalışma BAP tarafından 19203014 nolu Yüksek Lisans projesi olarak desteklenmiştir.
- Published
- 2021
19. Türkiye’ye Gelen Doğrudan Yabancı Yatırımların Yapay Sinir Ağları ile Tahmin Edilmesi
- Author
-
Işık, Emre, Mangır, Fatih, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Doğrudan Yabancı Yatırım ,Foreign Direct Investment ,Yapay Sinir Ağları ,Artificial Neural Networks - Abstract
Doğrudan yabancı yatırımlar, yönlendikleri ev sahibi ülkelerde yaratacağı sermayeye ek olarak o ülkede uzun vadeli avantajlar sağlayan ve bundan dolayı özellikle gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm ülkelerin kendisine çekmeyi amaçladığı bir dış finansman aracıdır. Dünya çapında yaşanılan küreselleşme süreci ile bu yatırımların miktarı da hız kazanmıştır. Teknolojinin hızla gelişim gösterdiği günümüz dünyasında öğrenebilen ve öğrendiklerini kullanabilen yazılımlara yönelik çalışmalarda büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Yapay sinir ağları, bunlar içerisinde öğrenmeyi en etkin sağlayabilen yöntemlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımların, makine öğretisi yöntemlerinden yapay sinir ağları ile tahmin edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye’ye Ocak 1992-Nisan 2021 tarihlerini kapsayan dönemde gelen doğrudan yabancı yatırımlar yapay sinir ağları ile tahmin edilmiştir. Çalışmada, çok katmanlı algılayıcı (MLP) sinir ağı ve uzun kısa süreli bellek (LSTM) sinir ağı olmak üzere iki farklı sinir ağı modeli kullanılarak tahmin yapılmış ve daha sonra ise geleneksel zaman serisi tahmin modeli olan otoregresif entegre hareketli ortalama (ARIMA) yöntemi tahmin sonuçlarıyla karşılaştırma yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda, hem MLP sinir ağı hem de LSTM sinir ağı ile oluşturulan modellerin, doğrudan yabancı yatırımları tahmin etmede, ARIMA geleneksel zaman serisi tahmin modeline göre daha başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür, Providing long-term beneficiaries in host economies, foreign direct investment are kind of investment serving capital in the host countries and therefore aims to attract all countries especially developing ones. The amounts of these investments have been accelerated during the globalization process througout the world. In the rapid development of technological world, there are great developments in the studies on software that can learn and use what they have learned. Artificial neural networks emerge as one of the most effective methods of learning. The aim of this study is to predict the foreign direct investments in Turkey by artificial neural networks method. For this purpose, foreign direct investments in Turkey in the period covering January 1992-April 2021 are predicted with artificial neural networks. In the study, predictions are made using two different neural network models, Multilayer-Perceptron (MLP) neural network and Long-Short Term Memory (LSTM) neural network, and then the traditional time series prediction model, Autoregressive Integrated Moving Average (ARIMA) method. And also the estimation results are compared. As a result of the study, it is concluded that models by the the MLP neural network and LSTM neural network provide fit results than traditional model.
- Published
- 2021
20. Finansal Liberalizasyon ve Ekonomik Büyüme İlişkisi : OECD Ülkeleri Örneği
- Author
-
Karakaş, Mizgin, Mangır, Fatih, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Economics ,Ekonomi - Abstract
Daha sonra doldurulacaktır will be filled later 0
- Published
- 2019
21. Exchange rate and export relationship: The case of Konya province
- Author
-
Yıldırım, Beyza, Mangır, Fatih, and Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü
- Subjects
Exchange Rate ,Foreign Trade ,Döviz Kuru ,Dış Ticaret - Abstract
Türkiye geneli ile karşılaştırıldığında dış ticaret fazlası veren Konya ili, gelişen ekonomik yapısı ile gelecekte önemli bir sanayi kenti olma yolunda adaydır. Bu tezde Konya ilinde ihracat ile reel efektif döviz kuru arasındaki ekonomik ilişkiler, 2002:M01-2018:M10 dönemi aylık verileri kullanılarak, eşbütünleşme analizi Johansen yöntemiyle ve nedensellik analizi Granger yöntemleriyle incelenmiştir. Analiz döneminde yer alan ve yapısal kırılmalı testler tarafından kesin biçimde belirlenen 2008 küresel ekonomik krizinin etkileri de oluşturulan bir kukla değişken yardımıyla analizlere dâhil edilmiştir. Serilerin durağanlığı; Vogelsang ve Perron (1998) yapısal kırılmalı ADF birim kök testi ile sınanmış ve serilerin I(1) oldukları görülmüştür. Seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığı; Johansen (1988) yöntemiyle test edilmiş ve serilerin eşbütünleşik oldukları tespit edilmiştir. Uzun ve kısa dönem analizleri VEC yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Uzun dönem analizinde; reel efektif döviz kurundaki %1'lik artışın, Konya'nın ihracatını ortalama %0,56 oranında azalttığı, 2008 küresel ekonomik krizinin de Konya'nın ihracatını olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir. Kısa dönem analizi sonucunda; reel efektif döviz kurunun, Konya'nın ihracatını yine azalttığı görülmüş olup, bu sonuçlar iktisat teorisi ve önsel beklentilerle uyumludur. Modelin hata düzeltme teriminin katsayısı (-0.05) negatif ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bu durumda; eşbütünleşik hareket eden ihracat ve reel efektif döviz kuru serileri arasında meydana gelen sapmalar uzun dönemde ortadan kalkmakta ve modelin hata düzeltme mekanizması çalışmaktadır. Bu durum, yapılan analizlerin güvenilir olduğunda da bir kanıt oluşturmaktadır. Nedensellik analizi Granger (1969) yöntemiyle yapılmış ve reel efektif döviz kurundan, Konya'nın ihracatına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Bu durum; değişen reel efektif döviz kurunun, Konya'nın dış ticaret rekabet gücünü ve ihracat gelirlerini etkilediğini göstermektedir. Tersine Konya'nın ihracatından reel efektif döviz kuruna doğru nedensellik ilişkisi çıkmamıştır. Bu da akla yatkın bir sonuçtur. Çünkü Konya'nın ihracatı ile elde edilen dövizler, ülke genelindeki nominal döviz kurunu etkileyecek düzeyde değildir. O halde ülke ekonomisini yöneten karar organlarının, reel efektif döviz kurunu, ülkenin dış ticaret rekabet gücünü olumlu yönde etkileyecek biçimde düzenlemeye/tutmaya özen göstermelerinin, ülkenin ihracatını artırma noktasında yararlı olacağı ifade edilebilir. Bu sonuçlardan önerilecek ekonomik politika yorumuna göre, devalüasyon ekonomik olarak beklendiği gibi ihracatı Konya özelinde artırmaktadır. Esneklik yoktur. Bu yüzden yapılan ticaret politikaları kur üzerinden değil daha yapısal daha stratejik olmalıdır., Konya, when compared with overall Turkey, has foreign trade surplus and with its developing economic structure, is a candidate for being an important industrial city in the future. In this thesis, where in the period 2002: M01-2018: M10 monthly data was used, the economic relations between exports and real effective exchange rate in Konya province was investigated by using the cointegration analysis by Johansen method and the causality analysis by Granger method. The effects of the 2008 global economic crisis, which were determined by structural break tests in the analysis period, were also included in the analysis with the help of a dummy variable. The stability of the series; Vogelsang and Perron (1998) were tested with structural fracture ADF unit root test and the series were found to be I (1). The existence of the cointegration relationship between the series was tested by Johansen (1988) method and it was determined that the series were cointegrated. Long and short term analyzes were performed by VEC method. In long-term analysis; It is determined that 1% increase in real effective exchange rate reduced Konya's exports by 0.56% on average, and 2008 global economic crisis has negatively affected Konya's exports. As a result of short-term analysis; real effective exchange rate has been observed to decrease Konya's exports again and these results are in line with economic theory and priorities. The coefficient of the error correction term of the model (-0.05) was found to be negative and statistically significant. In this case; The deviations between the co-operative moving export and real effective exchange rate series are eliminated in the long term and the model's error correction mechanism works. This also provides evidence that the analysis is reliable.The causality analysis was made by the Granger (1969) method and a one-way causality relationship was determined from the real effective exchange rate towards Konya's exports. This shows that the real effective exchange rate affects the foreign trade competitiveness and export revenues of Konya. On the contrary, there is no causal relationship between Konya's exports and real effective exchange rates. This is a plausible result because the currencies obtained by Konya's exports are not at a level to affect the nominal exchange rate throughout the country. Therefore, it can be stated that the fact that the decision-making bodies that manage the economy of the country pay attention to regulate/keep the real effective exchange rate in a way that positively affect the foreign trade competitiveness of the country will be beneficial in increasing the country's exports. According to the economic policy interpretation to be proposed from these results, the devaluation increases exports in Konya as expected in economic terms. Therefore, trade policies should be more structural and more strategic rather than through exchange rate.
- Published
- 2019
22. Döviz kuru ve ihracat ilişkisi: Konya ili örneği
- Author
-
Yildirim, Beyza, Mangır, Fatih, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Economic structure ,Economics ,Export ,Exchange rate ,Konya ,International trade ,Economy ,Ekonomi - Abstract
Türkiye geneli ile karşılaştırıldığında dış ticaret fazlası veren Konya ili, gelişen ekonomik yapısı ile gelecekte önemli bir sanayi kenti olma yolunda adaydır. Bu tezde Konya ilinde ihracat ile reel efektif döviz kuru arasındaki ekonomik ilişkiler, 2002:M01-2018:M10 dönemi aylık verileri kullanılarak, eşbütünleşme analizi Johansen yöntemiyle ve nedensellik analizi Granger yöntemleriyle incelenmiştir. Analiz döneminde yer alan ve yapısal kırılmalı testler tarafından kesin biçimde belirlenen 2008 küresel ekonomik krizinin etkileri de oluşturulan bir kukla değişken yardımıyla analizlere dâhil edilmiştir. Serilerin durağanlığı; Vogelsang ve Perron (1998) yapısal kırılmalı ADF birim kök testi ile sınanmış ve serilerin I(1) oldukları görülmüştür. Seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığı; Johansen (1988) yöntemiyle test edilmiş ve serilerin eşbütünleşik oldukları tespit edilmiştir. Uzun ve kısa dönem analizleri VEC yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Uzun dönem analizinde; reel efektif döviz kurundaki %1'lik artışın, Konya'nın ihracatını ortalama %0,56 oranında azalttığı, 2008 küresel ekonomik krizinin de Konya'nın ihracatını olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir. Kısa dönem analizi sonucunda; reel efektif döviz kurunun, Konya'nın ihracatını yine azalttığı görülmüş olup, bu sonuçlar iktisat teorisi ve önsel beklentilerle uyumludur. Modelin hata düzeltme teriminin katsayısı (-0.05) negatif ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bu durumda; eşbütünleşik hareket eden ihracat ve reel efektif döviz kuru serileri arasında meydana gelen sapmalar uzun dönemde ortadan kalkmakta ve modelin hata düzeltme mekanizması çalışmaktadır. Bu durum, yapılan analizlerin güvenilir olduğunda da bir kanıt oluşturmaktadır. Nedensellik analizi Granger (1969) yöntemiyle yapılmış ve reel efektif döviz kurundan, Konya'nın ihracatına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Bu durum; değişen reel efektif döviz kurunun, Konya'nın dış ticaret rekabet gücünü ve ihracat gelirlerini etkilediğini göstermektedir. Tersine Konya'nın ihracatından reel efektif döviz kuruna doğru nedensellik ilişkisi çıkmamıştır. Bu da akla yatkın bir sonuçtur. Çünkü Konya'nın ihracatı ile elde edilen dövizler, ülke genelindeki nominal döviz kurunu etkileyecek düzeyde değildir. O halde ülke ekonomisini yöneten karar organlarının, reel efektif döviz kurunu, ülkenin dış ticaret rekabet gücünü olumlu yönde etkileyecek biçimde düzenlemeye/tutmaya özen göstermelerinin, ülkenin ihracatını artırma noktasında yararlı olacağı ifade edilebilir.Bu sonuçlardan önerilecek ekonomik politika yorumuna göre, devalüasyon ekonomik olarak beklendiği gibi ihracatı Konya özelinde artırmaktadır. Esneklik yoktur. Bu yüzden yapılan ticaret politikaları kur üzerinden değil daha yapısal daha stratejik olmalıdır. Konya, when compared with overall Turkey, has foreign trade surplus and with its developing economic structure, is a candidate for being an important industrial city in the future. In this thesis, where in the period 2002: M01-2018: M10 monthly data was used, the economic relations between exports and real effective exchange rate in Konya province was investigated by using the cointegration analysis by Johansen method and the causality analysis by Granger method. The effects of the 2008 global economic crisis, which were determined by structural break tests in the analysis period, were also included in the analysis with the help of a dummy variable. The stability of the series; Vogelsang and Perron (1998) were tested with structural fracture ADF unit root test and the series were found to be I (1). The existence of the cointegration relationship between the series was tested by Johansen (1988) method and it was determined that the series were cointegrated.Long and short term analyzes were performed by VEC method. In long-term analysis; It is determined that 1% increase in real effective exchange rate reduced Konya's exports by 0.56% on average, and 2008 global economic crisis has negatively affected Konya's exports. As a result of short-term analysis; real effective exchange rate has been observed to decrease Konya's exports again and these results are in line with economic theory and priorities. The coefficient of the error correction term of the model (-0.05) was found to be negative and statistically significant. In this case; The deviations between the co-operative moving export and real effective exchange rate series are eliminated in the long term and the model's error correction mechanism works. This also provides evidence that the analysis is reliable.The causality analysis was made by the Granger (1969) method and a one-way causality relationship was determined from the real effective exchange rate towards Konya's exports. This shows that the real effective exchange rate affects the foreign trade competitiveness and export revenues of Konya. On the contrary, there is no causal relationship between Konya's exports and real effective exchange rates. This is a plausible result because the currencies obtained by Konya's exports are not at a level to affect the nominal exchange rate throughout the country. Therefore, it can be stated that the fact that the decision-making bodies that manage the economy of the country pay attention to regulate/keep the real effective exchange rate in a way that positively affect the foreign trade competitiveness of the country will be beneficial in increasing the country's exports.According to the economic policy interpretation to be proposed from these results, the devaluation increases exports in Konya as expected in economic terms. Therefore, trade policies should be more structural and more strategic rather than through exchange rate. 134
- Published
- 2019
23. TİCARİ AÇIKLIK VE İKTİSADİ BÜYÜME İLİŞKİSİ: ON AFRİKA ÜLKESİ ÖRNEĞİ
- Author
-
Esra Kabaklarlı, Fatih Ayhan, Fatih Mangir, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, and Mangır, Fatih
- Subjects
Ticari Açıklık ,Economic Growth ,Development economics ,Openness to experience ,Economics ,Trade Openness,Economic Growth,Panel Cointegration,Panel ARDL,PMG Estimator ,Trade Openness ,İktisadi Büyüme ,Ticari Açıklık,İktisadi Büyüme,Panel Eşbütünleşme,Panel ARDL,PMG Tahmincisi - Abstract
The empiricalresults for the relationship betweentrade openness and economic growth have long been a debatable matter ininternational economics literature. To re-investigate the relationship;firstly, we analyzed the homogeneity and cross-sectional dependency tests ofthe variables to determine appropriate unit roots and cointegration tests. Weuse data set includes 10 Africa countries for the period of 1990-2015. Weemploy pool mean group estimator (PMG) under thepanel Autoregressive distributed lag (ARDL) model framework. This studycomplements existing literature by examining the relation between economicgrowth and trade openness using a panel ARDL approach for Africa countries. Theresults of PMG model suggest that an increase in trade openness has positiveimpact on economic growth in the long run. The evidence of a long-runrelationship between the variables implies the validity of the long-runopenness-led growth hypothesis in selected countries., Ticaret açıklığı ve ekonomik büyümearasındaki ilişkinin ampirik sonuçları uzun süredir uluslararası iktisatyazınında tartışmalı bir konu halindedir. İlişkiyi yeniden araştırmak için;öncelikle değişkenlerin birim kök ve eşbütünleşme testlerinin uygunluğununbelirlenmesi amacıyla homojenlik ve kesitsel bağımlılık test sonuçları analizedilmiştir. Çalışmamızın veri seti olarak 10 farklı Afrika ülkesinin 1990-2015yılları arasında verileri kullanılmıştır. Panel otoregresif dağıtılmış gecikme(ARDL) modeli çerçevesinde havuz ortalamalı grup tahmincisi (PMG)kullanılmıştır. Bu çalışma, Afrika ülkeleri için bir panel ARDL yaklaşımıkullanılarak ekonomik büyüme ve ticaret açıklığı arasındaki ilişkiyiinceleyerek mevcut literatürü tamamlamaktadır. PMG modeli sonuçları, ticaretinaçıklıktaki artışın uzun vadede ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkidebulunacağını göstermektedir. Çalışma ile elde edilen değişkenler arasındakiuzun dönemli ilişkinin kanıtı, seçilen ülkelerde uzun dönemli ticari açıklıkodaklı büyüme hipotezinin geçerli olduğunu ima etmektedir.
- Published
- 2017
24. NOMINAL GDP TARGETING AS AN ALTERNATIVE MONETARY POLICY: A COMPARATIVE ANALYSIS
- Author
-
Ertem, Cemil, Selçuk Üniversitesi, and Mangır, Fatih
- Subjects
Para Politikası ,Monetary Policy - Abstract
2008 kriz sonrası ortaya çıkan ekonomik konjonktür, enflasyon hedeflemesi rejiminin başarısının sorgulanmasına ve alternatif para politikalarının tartışılmasına neden olmuştur. Bu tartışmalar içinde yer alan Jeffery A. Frankel‟in de içinde olduğu birçok iktisatçının önerisi, Nominal GSYİH hedeflemesidir. Finansal istikrarsızlık, yüksek işsizlik, durgunluk vb. sorunların çözümünde enflasyon hedeflemesi politikası etkisiz kalmış ve enflasyonun yanında başka ekonomik hedeflerinde kontrol edilebildiği para politikası rejimlerine ihtiyaç artmıştır. Bu nedenden dolayı bu çalışmada, enflasyon hedeflemesi rejimine kadar para politikasının tarihsel gelişimi incelenecektir. Son olarak, enflasyon hedeflemesi rejiminin avantajları ve dezavantajları tartışılacak, Nominal GSYİH hedeflemesiyle karşılaştırmalı analizi yapılacaktır., Economic conjuncture following the crisis of 2008, has led to the question of the inflation targeting regime‟s success and to discuss alternative monetary policies. Nominal GDP targeting is one of the suggested policies by several economists participated in this discussion including Jeffery A. Frankel. Policy of inflation targeting regime has been ineffective to solve such problems as financial instability, high unemployment, recession and necessities of monetary policies regime targeting economic goals other than inflation have been risen up. For this reason, the historical development of monetary policy till inflation targeting regime will be examined. Finally, the pros and cons of inflation targeting regime will be discussed and comparative analyzes will be conducted with nominal GDP targeting.
- Published
- 2016
25. Bütçe açığı ve cari açık ilişkisi:1980-2011 Türkiye örneği
- Author
-
Oltulu, Erkan, Mangır, Fatih, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Economics ,Economy ,Current account deficit ,Bütçe açığı ,Economic effect ,Unit root test ,Cari açık ,Turkey’s economy ,Türkiye ekonomisi ,Johansen cointegratian test ,Ekonomi ,Johansen eş-bütünleşme testi ,Budget deficit ,Birim kök testi ,Budget deficits - Abstract
Teorik olarak, devletin belirli bir dönemde bütçe gelirleri ve bütçe giderleri arasında oluşan fark bütçe açığı olarak ifade edilmekte iken, ulusal harcamaların ulusal gelirleri aşması sonucu oluşan fark ise cari açık olarak ifade edilmektedir. Bu iki açığın kapatılması ülkeler için temel makroekonomik hedeflerinden olmaktadır. Uzun yıllardır, özellikle 1980 sonrası dönemde, devlet bütçesi büyük miktarda açık veren ve 1980'lerin dışa açılma politikasıyla beraber bütçe açığının yanına uzun yıllar birbirinden ayrı düşünemeyeceğimiz cari açık sorunsalı baş göstermiştir. Bu konuyla ilgili pek çok araştırmacı farklı model ve yöntemler kullanarak bütçe ve cari işlem açıkları arasında ilişkinin yönünü incelemiştir. Bu konuya ilişkin olarak hazırladığımız bu çalışmanın temel amacı; Türkiye'de bütçe açıklarının cari açıkla olan ilişkinin tespitidir. Bu amaç çerçevesinde bu iki gösterge arasındaki ilişki eşbütünleşme ve VAR metodu ile analiz edilmiştir., Theoretically, the difference of government budget revenues and expenditures in a given period is accepted as the budget deficit, the difference between national expenditure to exceed national income is expressed current account deficit. The main macroeconomic target is to close the two deficits. For many years, especially in the period after 1980, the countries which have a large amount of government budget deficit and especially in early 1980 with the opening up policy faced to the problem of budget deficit and current account deficit at the same time. Many researchers on this topic, using different models and methods have examined the direction of the relationship between budget and current account deficits. The main purpose of this study was prepared on this matter, whether or not the relationship between two deficits in Turkey empirically investigated through cointegration and VAR analysis.
- Published
- 2012
26. Impact of tax burden on economic growth in Turkey (1988-2010)
- Author
-
Korkmaz, Muharrem, Mangır, Fatih, İktisat Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Vergi yükü ,Eş bütünleşme Analizi ,Cointegration analysis ,Economics ,Tax burden ,Vergi ,Tax ,Growth ,Ekonomi ,Taxes ,Economic growth ,Büyüme - Abstract
ergi yükünün ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin analiz edilmesi, ekonominin karar vericileri için oldukça önemlidir. Gelişmekte olan birçok ülkede uygulanan vergi teşvik politikaları uluslararası sermaye yatırımlarını kendilerine çekmekte ve diğer ülkelerin de bu yönde adımlar atmasına neden olmaktadır. Gerek yerli gerekse yabancı sermayedarların yatırım yapmalarında önemli bir etken olan vergi yükü ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki bu çalışmada incelenmiştir. Türkiye ekonomisinin 1988-2010 yılları arasındaki ekonomik büyüme rakamları ile vergi yükü arasındaki ilişki Johansen eşbütünleşme analizi yaklaşımı çerçevesinde ve Vektör Oto Regresif (VAR) modeline dayandırılarak analiz edilmiştir. Analizin sonucu 1988-2010 yılları arasında Türkiye'de büyümeyle vergi yükü arasında bir eş-bütünleşmenin olduğunu göstermektedir., Analysis of the impact of tax burden on economic growth is crucial for economic decision agencies in economy. An application for Tax incentives in developing countries may attract international capital invesments and leads to get the rest countries follow the same way. In this study, tax burden as an a curicial factor for decision of domestic and international investor and its economic growht?s relation have been analyzed. Therefore, Turkey?s economy growht performance and tax burden?s relation performed by the Johansen cointegration test and VAR model. The results of analysis support the cointegrated relation between tax burden and economic growth between years 1988 and 2010 in Turkey.
- Published
- 2012
27. Finansal Deregülasyonun (1989–2001) Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri: Kasım 2000 ve Şubat 2001 Krizleri
- Author
-
MANGIR, Fatih, Selçuk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası Ticaret Bölümü, and Mangır, Fatih
- Subjects
Theory of Financial Repression ,2000 ve 2001 Finansal Krizleri ,Theory of Financial Repression,Financial Deregulation- Liberalization,1994,2000 and 2001 Financial Crisis ,Finansal deregülasyon- Finansal Liberalizasyon ,Financial Deregulation- Liberalization ,Finansal Baskılama Kuramı,Finansal deregülasyon- Finansal Liberalizasyon,1994,2000 ve 2001 Finansal Krizleri ,Finansal Baskılama Kuramı ,2000 and 2001 Financial Crisis - Abstract
II. Dünya savaşından sonra başlayan ve günümüzde de devam etmekte olan dünya finans piyasalarında yaşanan hızlıdeğişim ekonomik entegrasyonu gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Teknoloji, iletişim, ulaşım alanlarında gerçekleşen yenilikler sermayenin daha hızlıhareket etmesine yol açmaktadır. Bu hızlıdeğişimin iki aktörü vardır. Gelişmişülkeler, azalan ekonomik karlarınıarttırmaya çalışmışlar, azgelişmişülkeler ise III. Dünya borç krizi patlak verdikten sonra bu duruma çözüm bulmak için likidite elde etmeye ve bu yüzden sermaye elde etmeye yönelik düzenlemelere gitmişlerdir. Bu durumda tavsiye edilen faiz oranlarınıüzerindeki baskıların kaldırılıp sermaye ve tasarruf artırımına gidilmesidir. Bu bağlamda, finansal deregülasyon -liberalizasyon- kapsamında finansal araçlarda varolan düzenlemelerin ve kanunların hafifletilerek tasarruf artışına gitmek ve nihai olarak iktisadi istikrarıyakalamak arzulanan hedefler olmuştur. Bu çalışmanın amacı, finansal deregülasyon ve fon akımlarıkonularında teorik çalışma yapmak ve finansal deregülasyon sürecinde Türkiye’nin 1980 sonrasıyaşadığıekonomik değişimi gözden geçirmektir. En son olarak, dünya finansal piyasalarına entegrasyonda yaşanılan Kasım ve Şubat finansal krizleri incelenmiştir., Starting after II.World War and having still continued throughout our years, the rapid changes existed in world financial markets have tried to success in the economic integration. Innovations occured in technologhy, communication and transportation caused capital to move faster than used to be. These rapid changes have two actors. Developed countries tried to increase the diminishing economic profit, and the developing countries took measures focusing to obtain liquidity and so capital accumulation after Thirth World Debt problems occured in order to solve the debt problems. Under this circumcstances, rising capital and savings ratios by lifting of repression over interest rates has been advised to these developing countries. In this context, under financial deregulation, the rise in savings and the ultimately achieving economical stability became the demanding aim by the narrowing of regulation and laws embodied on financial intermadites. The aim of this study is that the subjects of financial deregulation have been analyzied generally and economic change in Turkey experienced after 1980 has been reviewed. Finally,1994 and November 2000 –February 2001 financial crisis resulted in the integration of world financial markets has been studied.
- Published
- 2006
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.