7 results on '"Kaytanci, Uğur Bülent"'
Search Results
2. Exchange Rate Pass-Through In Turkey: ARDL Bounds Testing Approach
- Author
-
KAYTANCI, Uğur Bülent, primary and KAYTANCI, Bengül Gülümser, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
3. The Key Points of Relations of Economics and Philosophy of Science
- Author
-
KAYTANCI, Uğur Bülent
- Subjects
Economics ,Bilim Felsefesi,İktisat’ta Yöntem,Mantıksal Pozitivizm ,Philosophy of Science,Methodology in Economics,Logical Positivism ,İktisat - Abstract
This paper studiesthe relations of philosophy of science and economics. Whether in reality innature or in social reality, it is thanks to the findings of scientificresearch, methods and philosophy of science. Methodology in economics is theway to reveal the laws of motion of the economic world. The relation ofphilosophy of science and economics has been appeared before economics is ascience. Aristotle is a person who is first thinkers that investigate ofproblems on the area of philosophy of science, emphasizes that essence of homeeconomics has been formed production for using. Improvements at naturalsciences have been prepared to birth of economics. Adam Smith is a person whohas been won scientific legality to economics with explain the labour theory ofvalue. Neo-classical economics has been explained to value with utility insteadof labour by approach of marginal utility. Along with logical positivism, whichhas been called the traditional view in philosophy of science, philosophy ofscience has become an independent science discipline. Popper developed theprinciple of falsifiability versus the principle of verifiability of logicalpositivism. Keynes upset the theoretical basis of the schools of classical andneo-classical economics which based on “automatically full employmentequilibrium” by use to experiences of the great depression during the 1930s.Neo-classical theory renovate and develop itself due to happenings in economythat is falsifying to some part of prudence of Keynes. Important thinkers atfield of philosophy of science which criticize logical positivism and improvingto new developments belonging to methodology was Kuhn, Lakatos and Feyerabend afterPopper. Theories and methodologies have been changeable at all sciences withinof time. In that case we can goes to the way of avail of affluence of differentmethodologies although engaged to a single method., Bu çalışmada bilim felsefesi veiktisat ilişkisi incelenmektedir. Doğadaki gerçeklik olsun, sosyal gerçeklikolsun, bilimin onun üzerine eğilip yasaları bulup çıkarması, yöntem, bilimfelsefesi sayesindedir. İktisatta yöntem ise, ekonomik dünyanın hareketyasalarını ortaya çıkarmakta izlenecek yol oluyor. Bilim felsefesi ve iktisatilişkisi, iktisat bilim haline gelmeden önce başlamıştır. Bilim felsefesialanındaki sorunları inceleyen ilk düşünürlerden biri olan Aristotales, evidaresinin özünü, kullanım için üretimin oluşturduğunu vurgulamaktadır. Doğabilimlerindeki devrim niteliğindeki ilerlemeler, iktisat biliminin doğuşunuhazırlamıştır. Adam Smith, emek-değer yasasını açıklayarak iktisata bilimselmeşrutiyetini kazandıran kişi olmuştur. Neo-klasik iktisat, marjinal faydayaklaşımıyla değeri emek yerine faydaya atfetmiştir. Bilim felsefesindegeleneksel görüş olarak adlandırılmış olan mantıksal pozitivizm ile birlikte,bilim felsefesi, bağımsız bir bilim disiplini olmuştur. Popper, mantıksalpozitivizmin doğrulanabilirlik ilkesine karşı yanlışlanabilirlik ilkesinigeliştirmiştir. Keynes 1930’lardaki büyük dünya bunalımının tecrübelerini dekullanarak, klasik ve neo-klasik iktisat okullarının “kendiliğinden tamistihdam dengesi”ne dayanan teorik temellerini altüst etti. Ekonomidekigelişmelerin Keynes’in öngörülerinin bir kısmını yanlışlamasına paralel birşekilde neo-klasik teori de kendisini yeniledi ve geliştirdi. Bilim felsefesialanında Popper’den sonra mantıksal pozitivizmi eleştiren ve yönteme ilişkinyeni açılımlar geliştiren önemli düşünürler Kuhn, Lakatos ve Feyerabendolmuştur. Bütün bilimlerde, zaman içinde teoriler ve yöntemlerdeğişebilmektedir. O halde günümüzde tek bir yönteme bağlı kalmak yerine farklıyöntemlerin zenginliğinden istifade etme yoluna gidilebilir.
- Published
- 2019
4. Türkiye’de Kamu Harcamalarının Dışlayıcılık ve Tamamlayıcılık Etkilerinin Araştırılması
- Author
-
KAYTANCI, Uğur Bülent
- Subjects
Social ,Sosyal ,Kamu Harcamaları,Dışlayıcılık,Tamamlayıcılık,ARDL Sınır Testi ,Government Expenditures,Crowding Out,Crowding In,ARDL Bounds Test - Abstract
Government expenditures affect the economic development with directly and through crowding in or crowdingout of the private sector. Different results have been reached by texts produced on Turkey and other countriesrelated with public expenditures that crowd in or crowd out private investments. At the same time thesestudies show variety in respect to inquiring period, econometric approaches and characteristic of expenditures.Investigation of crowding out and crowding in effects of the government expenditures on private investmenthas been important in terms of direction of development policies for our country. In the mentioned direction thispaper studies existence of crowding out and crowding in effects of public expenditures on private investments.For this purpose existence of relation of private investments with government expenditures has been studiedthrough ARDL bound test for the Turkish economy in the period 1985Q4-2016Q2. According to results of ourstudy, we can say that government expenditures crowd out private investments in point of both long run andshort run relations., Kamu kesimi harcamaları ekonomik gelişmeyi doğrudan ve özel kesimi desteklemesi (tamamlayıcılık) ya dadışlaması yoluyla etkileyebilmektedir. Gerek Türkiye gerekse de diğer ülkeler üzerine yapılmış çalışmalardakamu harcamalarının özel yatırımları desteklemesi ve dışlamasına ilişkin farklı sonuçlara ulaşılmaktadır. Aynızamanda bu çalışmalar ele aldıkları dönem, ekonometrik yaklaşımlar ve harcamaların niteliği itibarıyla da çeşitlilikgöstermektedirler. Ülkemiz için, kamu harcamalarının özel kesim yatırımlarını dışlayıcılık ve tamamlayıcılıketkilerinin araştırılması kalkınma politikalarına yön verilebilmesi açısından büyük önem arz etmektedir.Anılan doğrultuda bu çalışma, Türkiye’de kamu harcamalarının özel yatırımlar üzerindeki dışlayıcılık ve tamamlayıcılıketkilerinin varlığını araştırmaktadır. Bu amaçla, özel yatırımlar ile kamu harcamaları arasındakiilişkinin varlığı, Türkiye ekonomisi için 1985Q4-2016Q2 döneminde ARDL sınır testi yaklaşımıyla incelenmiştir.Çalışmamızda elde edilen bulgulara göre, hem uzun hem de kısa dönem ilişkiler bakımından, Türkiye’de,kamu harcamalarının özel kesim yatırımlarını dışladığını ifade edebiliriz.
- Published
- 2017
5. Wage theories and applications regarding wage conditions in the Turkish manufacturing industry
- Author
-
Kaytanci, Uğur Bülent, Erk, Nejat, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Ücret Teorileri ,Economics ,Wage Theories ,Marjinal Verimlilik Teorisi ,Granger Causality Test ,Efficiency Wage Theory ,Etkin Ücret Teorisi ,Granger Nedensellik Testi ,Ekonomi ,Marginal Productivity Theory ,Efficiency wage theories - Abstract
Bu doktora tezinde, ücret teorileri incelenmekte; Türkiye İmalat Sanayiinde ücret yapısının nasıl olduğunu ve Türkiye için uygun ücret politikalarının nasıl olması gerektiğini tartışmaya açabilmek için; neo-klasik bir yaklaşım olan ?Marjinal Verimlilik Teorisi? ve Keynesyen bir yaklaşım olan ?Etkin Ücret Teorisi? ekonometrik analizlere tabi tutulmakta ve bu ekonometrik analizlerin yanında, karşılaştırmalı veri incelemeleri de yapılmaktadır.Klasik ücret teorisi, değerin emek-değer teorisi ile ifade edilmesine ve üretim faktörlerinin bölüşüm ilişkilerinin açıklanmasına dayanır. Ekonomide rekabetçi şartlar varsayılmaktadır ve bu şartlar altında reel ücret dengesi geçimlik düzeyde oluşur. Marjinal verimlilik teorisi, değerin fayda teorisi ile ifade edilmesiyle klasik ücret teorisinden ayrılır. Ücret dengesi, reel ücretin emeğin marjinal ürününe eşit olduğu durumda oluşur. Marjinal verime eşit ücrete razı olmayan işçilerin sendikalaşarak pazarlık güçlerini artırmaları ya da devletin koruyucu tedbirler almasını sağlayarak ücretlerini yükseltmeyi başarmaları, zorunlu olarak işsizliğe neden olmaktadır. Bu nedenle neo-klasik iktisat teorisine göre ekonomide her türlü müdahale şartları engellenmelidir. Gerek iktidar teorisi gerekse de pazarlık teorisi, ücretlerin tespitinde toplu pazarlık ve örgütlenmenin önemini vurgulamaktadır. Keynes, ekonomilerin eksik istihdam düzeyinde de dengeye gelebileceğini ifade etmesiyle geleneksel iktisat düşüncesinden ayrılır. Keynes, geleneksel iktisadın, gerek parasal ücret indirimleri sayesinde reel ücretlerin düşürülmesi ile istihdam artışı sağlanabileceği düşüncesine, gerekse de işçilerin, sendikalaşarak, pazarlık güçlerini artırmak yoluyla veya devletin koruyucu tedbirler almasını sağlayarak ücretlerini yükseltmeyi başarmalarının, zorunlu olarak işsizliğe neden olacağı yönündeki düşüncelere karşı çıkar. Keynes, işçilerin çok küçük dahi olsa parasal ücret indirimlerine karşı koyduklarını ve bu nedenle nominal ücret katılığının olduğunu ifade etmektedir. İşçilerin örgütlenmelerini ve birlikte hareket etmelerini de olumsuzlamamaktadır. Yatırım teorisi ile ücreti belirleyen olgu, marjinal verimlilik teorisinde olduğu gibi üretkenlik olarak sunulmaktadır. Fakat, buradaki farklılık, marjinal verimlilik teorisi işçinin üretimi üzerine yoğunlaşırken, yatırım teorisi, emek girdisi ve ona yapılan yatırım üzerine yoğunlaşmaktadır. Yeni Keynesyen yaklaşımlar olan, İçerdekiler-Dışardakiler Modeli, Etkin Ücret Teorisi ve Zımni Sözleşme Modeli, ücret katılıkları ve eksik rekabet dikkate alınarak oluşturulmuş yaklaşımlardır. Etkin Ücret Teorisi'ne göre, işçilerin fiziksel sağlıkları ve üretkenlikleri, işgücüne ödenen ücretler ile pozitif bir ilişkiye sahiptir. Bu temelde firmalar, yüksek ücret ödeyerek, işçilerin daha sağlıklı ve daha üretken olmalarını sağlarlar.Yaptığımız uygulama çalışmaları göstermektedir ki; marjinal verimlilik teorisi Türkiye İmalat Sanayiinde 1963-1998 döneminde, toplam ve özel kesimlerde açıklayıcı olamamakta, kamu kesiminde ise, 20: Gıda, 25: Ağaç, 27: Kağıt, 33: Metalden gayri ve 34: Metal sektörlerinde açıklayıcılık gücüne sahipken, 22: Tütün ve 37: Elektrik makinaları sektörlerinde ise kısmi açıklayıcılık gücüne sahiptir. Etkin ücret teorisi ise, Türkiye İmalat Sanayiinde, 1963-1998 dönemi için, kısmi açıklayıcı bir özelliğe sahiptir. Yani ücretler verimliliğin Granger anlamında nedenselidir. Daha açık bir deyişle, bazı sektörlerde ücretler verimliliği öngörmemize olanak tanımaktadır. Sonuçların bazı sektörlerde bu teoriyi desteklediği, bazılarında ise desteklemediği anlaşılmaktadır. Sektörler gözönüne alındığında, Türkiye İmalat Sanayiinde göreceli olarak yüksek ücretlerin var olduğu, sırasıyla, 31: Kimya, 21: İçki, 34: Metal, 37: Elektrik makinaları, 38: Taşıt araçları, 27: Kağıt, 36: Makine, 28: Matbaacılık ve 30: Kauçuk sektörlerinde, ücretler ile emek üretkenliği arasında, ücretten verimliliğe doğru bir istatiksel nedensellik ilişkisinin var olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedensellik ilişkisinin yanında, aynı zamanda bu sektörler, 1964-1998 dönemine ait saat başına emeğin ortalama ürünündeki büyüme oranları, yani verimlilikteki artış oranları açısından, 28: Matbaacılık sektörü dışında, Türkiye İmalat Sanayii sektörleri içinde ilk sıralarda yer almaktadırlar. In this Ph. D. Dissertation, theories of wage determination have been examined; ?Marginal Productivity Theory,? a neo-classical approach and ?Efficiency Wage Theory,? a Keynesian approach, have been investigated using econometric methods. In addition, an in debt study and a comparison of data have been made to start a discussion regarding the structure of the wage formation in the Turkish Manufacturing Industry and to determine the appropriate wage policies for Turkey.The Classical Wage Theory relies on the expression of value by the labour theory of value and the explanation of division by the factors of production. It is assumed that competitive conditions exist in the economy under which the equilibrium real wage is formed at the subsistence level. Marginal Productivity Theory differs from Classical Wage Theory by the expression of value with marginal utility theory. Wage equilibrium is formed where real wage is equal to the marginal product of labour. Increasing workers? bargaining power by unionizing and having the government impose protective policies for workers who do not assent to a wage rate equal to marginal productivity cause indispensable unemployment. For this reason, according to the neo-classical theory, all sorts of intervention conditions in the economy should be prevented. Both the power theory and the bargaining theory emphasize the importance of collective bargaining and workers? being organized in the determination of wages. Keynes differs from orthodox economic thought as he suggests that economies can be in equilibrium below the full employment level. Keynes disagrees with the orthodox economic ideas 1) that the reductions in money wages can lower real wages and increase employment; and 2) that a wage push by workers via increasing their bargaining power by unionizing and having the government impose protective policies can lead to involuntary unemployment. Keynes suggests a rigidness of wages because workers resist even small reductions in the monetary wages they receive. He also does not denounce workers getting organized and acting in unity. The issue that determines the wage in Investment Theory is productivity as it is in the Marginal Productivity Theory. The difference here, however, is that while the Marginal Productivity Theory concentrates on worker?s production, Investment Theory focuses on labor input and investment in it. New Keynesian approaches of the Insider-Outsider Model, Efficiency Wage Theory, and the Model of Implicit Contracts are built by taking into account wage rigidities and imperfect competition. According to the Efficiency Wage Theory, the physical health and productivity of workers are positively related to the wages paid to workers. On this basis, firms ensure that workers are healthier and more productive by paying higher wages.For the total, private, and public sections of the Turkish Manufacturing Industry, the tests in this study indicate that the Marginal Productivity Theory is not explanatory in all sectors of the total and private sections for the period of 1963-1998. However, the Marginal Productivity Theory has explanatory power in the public section of 20: Food; 25: Wood; 27: Paper; 33: Different from Metal; and 34: Metal; and has partial explanatory power in 22: Tobacco; and 37: Electrical machinery sectors of the industry. The Efficiency Wage Theory, on the other hand, is partially explanatory in the Turkish Manufacturing Industry for the 1963-1998 period. In other words, wages cause productivity in a Granger sense. What this really means is that wages allow us to foresee productivity in some sectors. The results support this theory in some sectors and do not support in others. When all the sectors are considered, in the ones with relatively high wages, 31: Manufacture of chemicals; 21: Beverage; 34: Metal; 37: Electrical machinery; 38: Transport equipment; 27: Paper; 36: Machinery; 28: Printing; and 30: Rubber, there exists a statistical causality relationship from wages to productivity. In addition, these same sectors, with the exception of 28: Printing, are ranked among the highest in term of per hour labor productivity growth among all the sectors of the Turkish Manufacturing Industry for the 1964-1998 period. 267
- Published
- 2008
6. TÜRKİYE'DE KAMU YATIRIM HARCAMALARININ UZUN DÖNEMLİ BÜYÜMEYE ETKİLERİ.
- Author
-
ATEŞ, Sanlı and KAYTANCI, Uğur Bülent
- Abstract
Copyright of Journal of Faculty of Political Science is the property of Journal of Faculty of Political Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2015
7. MARJİNAL VERİMLİLİK TEORİSİ VE TÜRKİYE İMALAT SANAYİİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA.
- Author
-
Lopcu, Kenan, Kaytanci, Uğur Bülent, and Ateş, Sanlı
- Subjects
MARGINAL productivity ,MANUFACTURING industries ,LABOR productivity ,REAL wages ,WAGES & labor productivity ,ECONOMIC conditions in Turkey, 1960- - Abstract
Copyright of Journal of the Cukurova University Institute of Social Sciences is the property of Cukurova University Institute of Social Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2010
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.