122 results on '"Kaya, Betül"'
Search Results
2. In vitro anti-Helicobacter pylori, anti-urease and anti-gastric cancer activities of novel hydrazones
- Author
-
Maryam, Zahra, Kaya, Betül, Bostancı, Hayrani Eren, Kısa, Dursun, Çelik, İsmail, Acar Çevik, Ulviye, and Kaplancıklı, Zafer Asım
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. Benzimidazole‐Containing Compounds as Anticancer Agents.
- Author
-
Acar Çevik, Ulviye, Işik, Ayşen, Kaya, Betül, Kapavarapu, Ravikumar, Rudrapal, Mithun, Halimi, Gresa, Karakaya, Abdüllatif, Maryam, Zahra, Celik, İsmail, Evren, Asaf Evrim, Ünver, Hakan, Rana Bagci, Emine, Yildirim, Merve, Özkay, Yusuf, and Kaplancikli, Zafer Asım
- Subjects
EPIDERMAL growth factor receptors ,ANTINEOPLASTIC agents ,VASCULAR endothelial growth factors ,CARBONIC anhydrase ,PHOSPHATIDYLINOSITOL 3-kinases ,POLYMERASES ,TUBULINS - Abstract
Cancer is the second leading cause of death today and remains a threat to human health. The advent of multi‐drug resistance and adverse effects make the current first‐line anti‐cancer medicines inadequate, despite the fact that numerous efforts have been made in the field of cancer therapy and significant progress has been made in the diagnosis and treatment of cancer. Consequently, the development of novel anticancer drugs with high activity and minimal toxicity is imperative. The benzimidazole ring has attracted the attention of medicinal chemists due to its medicinal and pharmacological properties. The heterocyclic pharmacophore of benzimidazole is a crucial scaffold for developing pharmaceuticals and drugs. In this review, we summarized the recent progress of benzimidazole as a privileged scaffold for the discovery of anti‐cancer agents based on biological targets, such as VEGFR (Vascular Endothelial Growth Factor), PI3 K inhibitors (Phosphoinositide 3‐kinase), EGFR kinase inhibitors (Epidermal Growth Factor Receptor), PARPs (Poly ADP‐ribose polymerases), Tubulin Polymerization, HAT/HDAC (histone acetylase/histone deacetylase), SphK1 (Sphingosine kinase‐1 inhibitors), aromatase, carbonic anhydrase, and topoisomerase inhibitors. The last 5 years of literature have been reviewed and relevant studies have been summarized in this review. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
4. New Benzimidazole-Triazole Derivatives as Topoisomerase I Inhibitors: Design, Synthesis, Anticancer Screening, and Molecular Modeling Studies
- Author
-
Çevik, Ulviye Acar, primary, Kaya, Betül, additional, Celik, Ismail, additional, Rudrapal, Mithun, additional, Rakshit, Gourav, additional, Karayel, Arzu, additional, Levent, Serkan, additional, Osmaniye, Derya, additional, Sağlık Özkan, Begüm Nurpelin, additional, Baysal, Merve, additional, Atlı Ekliog̈lu, Özlem, additional, Özkay, Yusuf, additional, and Kaplancıklı, Zafer Asım, additional
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
5. Synthesis and anticancer activity evaluation of some novel imidazo[1,2-a]pyridine based heterocycles containing S-alkyl/aryl moiety.
- Author
-
Kaya, Betül, Yurttaş, Leyla, Baysal, Merve, Korkut Çelikateş, Büşra, Kaplancıklı, Zafer Asım, and İmamoğlu, Rizvan
- Subjects
- *
IMIDAZOPYRIDINES , *NON-small-cell lung carcinoma , *BINDING sites , *ANTINEOPLASTIC agents , *MOIETIES (Chemistry) , *PYRIDINE - Abstract
Here we report the synthesis and anticancer activities of fourteen novel imidazo[1,2-a]pyridine derivatives (6a-6n) containing S-alkyl/aryl moiety. The target compounds were obtained via a six-step synthetic route. 1-(4-Aminophenyl)ethan-1-one was the starting material. In the last step, 2-chloro-N-[4-(imidazo[1,2-a]pyridin-2-yl)phenyl]acetamide (5) was allowed to react with various aliphatic/aromatic thiol derivatives, affording the final compounds 6a-6n. The cytotoxicity of the compounds was evaluated against A549 (human non-small cell lung cancer), C6 (rat glioma), MCF-7 (human breast carcinoma) and HepG2 (human liver carcinoma) tumor cells and NIH/3T3 (mouse embryonic fibroblast cells) healthy cells. First step MTT assay reported that compounds 6a, 6d, 6e and 6i exhibited antiproliferative activity against all tested tumor lines. Second step BrdU cell proliferation assay and flow cytometric analysis revealed that compounds 6d and 6i inhibited DNA synthesis on HepG2 cell line time-dependently by apoptotic pathway. Molecular docking study of compounds 6d and 6i with caspase-3 and caspase-9 revealed their binding interactions with the enzyme's active site, confirming the experimental findings. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
6. Design, synthesis and apoptotic effects of novel benzoxazole compounds
- Author
-
Kaya, Betül, primary, Yurttaş, Leyla, additional, Akalın-Çiftçi, Gülşen, additional, and Aksoy, Mehmet Onur, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
7. INTEGRATED METHODOLOGY FOR THE ASSESSMENT OF INDUSTRY 4.0 MATURITY LEVEL
- Author
-
Kılıç, Hüseyin Selçuk, primary, Kalender, Zeynep Tuğçe, additional, Korkmaz, Can, additional, and Kaya, Betül, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
8. Sağlık Bilimleri Alanında Uluslararası Araştırmalar-II
- Author
-
Yıldız, Günay; SBU Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Selvi, Fatih; SBU Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bedel, Cihan; SBU Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Zortuk, Ökkeş, Ulutaş Deniz, Elif; Atatürk Üniversitesi, Zeybek Aydoğan, Kader; Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Kaya, Betül; Bülent Ecevit Üniversitesi, Baloğlu, İsmail; Konya Meram Üniversitesi, Metin , Sema; Bülent Ecevit Üniversitesi, Akar, Ali; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Keser, Gaye; Marmara Üniversitesi, Korkmaz , Rümeysa; Bülent Ecevit Üniversitesi, Şimşek, Esmanur; Bülent Ecevit Üniversitesi, Söğüt, Hasan Can; İstanbul Arel Üniversitesi, Kesmez, Ufuk; Atatürk Üniveresitesi, Özkal Eminoğlu, Didem; Atatürk Üniveristesi, Şener, Sanem; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Güven, Tuğba; Atatürk Üniversitesi, Dişli Gürler, Ayşe; Acıbadem Kayseri Hastanesi, Öner, Süleyman Kaan; Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Şengül, Seydi Ahmet; Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Alkan, Sevil; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Karaman, Enes; Savur Prof. Dr. Aziz Sancar District State Hospital, Kasar, Zehra Seznur; Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Orhan, Figen; Atatürk Üniversitesi, Yıldız, Günay; SBU Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Selvi, Fatih; SBU Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bedel, Cihan; SBU Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Zortuk, Ökkeş, Ulutaş Deniz, Elif; Atatürk Üniversitesi, Zeybek Aydoğan, Kader; Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Kaya, Betül; Bülent Ecevit Üniversitesi, Baloğlu, İsmail; Konya Meram Üniversitesi, Metin , Sema; Bülent Ecevit Üniversitesi, Akar, Ali; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Keser, Gaye; Marmara Üniversitesi, Korkmaz , Rümeysa; Bülent Ecevit Üniversitesi, Şimşek, Esmanur; Bülent Ecevit Üniversitesi, Söğüt, Hasan Can; İstanbul Arel Üniversitesi, Kesmez, Ufuk; Atatürk Üniveresitesi, Özkal Eminoğlu, Didem; Atatürk Üniveristesi, Şener, Sanem; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Güven, Tuğba; Atatürk Üniversitesi, Dişli Gürler, Ayşe; Acıbadem Kayseri Hastanesi, Öner, Süleyman Kaan; Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Şengül, Seydi Ahmet; Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Alkan, Sevil; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Karaman, Enes; Savur Prof. Dr. Aziz Sancar District State Hospital, Kasar, Zehra Seznur; Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, and Orhan, Figen; Atatürk Üniversitesi
- Abstract
Dear Readers, We have completed our book thanks to our friends who do valuable studies in the light of science. The concept of health, which continues to be important in every age, has once again revealed its importance with the covid-19 epidemic that has affected the world for the last few years and the earthquake disaster that our country has experienced deeply. We, the healthcare professionals who believe in the continuity of education, think that societies equipped with knowledge and using intelligence and evidence-based knowledge will pass the health exams with much less injury and loss. For this reason, the aim of the book for us is to shed some light on future studies and to illuminate the darkness by warning its readers through the known information and unknowns in it. We hope that our presented book will be easy to understand and will open new horizons for all humanity as well as supporting scientists from faculties of medicine, dentistry, pharmacy and veterinary medicine. I would like to thank the scientists working in the health sciences and our team of authors who supported our book. Dr. Enes Karaman, Sevgili Okuyucularımız , Kitabımızı bilim ışığında değerli çalışmalar yapan dostlarımız sayesinde tamamladık. Her çağda önemini sürdüren sağlık kavramı son birkaç yıldır dünyayı etkisi altına alan covid-19 salgını ve ülkemizin derin bir şekilde etkisini yaşamış olduğu deprem afeti ile önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Eğitimin sürekliliğine inanan biz sağlık çalışanları bilgi ile donanmış ve akıl ile kanıta dayalı bilgiyi kullanan toplumların sağlık sınavlarını çok daha az yara alarak ve daha az kayıp ile atlatacağını düşünüyoruz. Bu sebeple kitabın bizim için amacı içindeki bilinen bilgiler ve bilinmeyenler vasıtasıyla okuyucularını uyarmak suretiyle gelecekteki çalışmalara bir parça olsun ışık tutabilmek, karanlığı aydınlatabilmektir. Sunulan kitabımızın kavramasının kolay olması ile tıp, diş hekimliği, eczacılık, veterinerlik fakülteleri bilim insanlarına destek olmasının yanında tüm insanlık için yeni ufuklar açmasını temenni ediyoruz. Sağlık bilimlerinde çalışan bilim insanlarına ve kitabımıza destek veren yazar ekibimize teşekkür ederim. Dr. Enes Karaman
- Published
- 2023
9. Socio spatial assessment of tourism climate comfort in Aydın province with GIS
- Author
-
Kaya, Betül Gülay, Güngör, Şenay, and Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/fen-edebiyat fakültesi/coğrafya bölümü/beşeri ve iktisadi coğrafya anabilim dalı
- Subjects
Geographic information systems (GIS) ,Sociology ,Tourism climate index ,Aydın city ,Aydın ,Coğrafi bilgi sistemleri (CBS) ,Turizm iklim indeksi ,Sosyoloji - Abstract
Geçtiğimiz birkaç on yılda turizm birçok ülkede en önemli ekonomik faaliyetlerden biri haline geldi. Buna karşın son yıllarda Dünya genelinde hem salgın hem de savaş nedeniyle turizm faaliyetlerinde düşüş görülmektedir. Salgın ve savaşların yanı sıra küresel iklim değişikliğine bağlı olarak artan sıcaklık turizm aktivitelerini de etkilemektedir. İnsanlar bu artan sıcaklık karşısında kendilerini en rahat hissettiği ortamlarda turizm faaliyetlerini sürdürmek istemektedir. İnsan faaliyetlerine etki eden en önemli faktör biyoklimatik konfor koşullarıdır. Bu koşulların belirlenmesi önemlidir. Biyokonfor koşulları için çeşitli indeksler geliştirilmiştir. Turizm aktivitelerinin değerlendirilmesi için kullanılan en yaygın indekslerden biri turizm iklim indeksi (Tİİ)'dir. Bu çalışmada ilk olarak Meteoroloji Genel Müdürlüğünden (MGM) Aydın İli 2021 yılına ait aylık periyotta sıcaklık, aylık ortalama ve maksimum bağıl nem (%), aylık ortalama rüzgâr şiddeti (km/saat), aylık ortalama yağış (mm) ve aylık ortalama güneşlenme süresi (saat) verileri temin edilmiştir. Veriler excel ortamında düzenlenmiştir. Sonra turizm iklim konforunu (TİK) değerlendirilebilmesi için Tİİ değeri hesaplanmıştır. Açık kaynak koldu QGIS yazılımı içerisine meteorolojik gözlem istasyonları ve TİK değerleri atılmıştır. Ters mesafe ağırlıklı enterpolasyon yöntemi kullanılarak aylık TİK haritası üretilmiştir. Bu haritalar üzerinde Aydın İli turizm iklim konforu incelendiğinde yılın her ayı için çeşitli turizm aktiviteleri için uygun alanlar olduğu görülmüştür. In the past few decades, tourism has become one of the most important economic activities in many countries. However, in recent years there has been a decline in tourism activity worldwide, both due to the pandemic and war. Aside from pandemics and wars, the increasing temperature due to global climate change also affects tourism activities. People want to continue their tourism activities in environments where they feel most comfortable in the face of increased temperatures. Bioclimatic comfort is the most important factor affecting human activity. It is important to set these conditions. Several indexes have been developed for biocomfort conditions. One of the most common indices used for assessing tourism activity is the tourism climate index (TCI). In this study first obtained data from the General Directorate of Meteorology (MGM) on the monthly period in 2021 on temperature, average monthly and maximum relative humidity (%), average monthly wind intensity (km/h), average monthly rainfall (mm), and average monthly sunbathing time (hour). The data has been edited in the excel environment. Then the TCI value was calculated so that tourism climate comfort (TIC) could be assessed. Open source code QGIS software includes meteorological observation stations and TIC values. A monthly TIC map is produced using the inverse-distance weighted interpolation method. When the climate comfort of Aydin Ili tourism was studied on these maps, it was found that there were suitable sites for various tourism activities for each month of the year.
- Published
- 2022
10. İki kere farklı öğrencilere yönelik bilim ve sanat merkezi öğretmenlerinin yaklaşımlarının incelenmesi
- Author
-
ÖNER, Galip, primary and KAYA, Betül, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
11. EXAMINATION OF SCIENCE AND ART CENTER TEACHERS' APPROACHES TO TWICE EXCEPTIONAL STUDENTS
- Author
-
ÖNER, Galip and KAYA, Betül
- Subjects
Eğitim, Bilimsel Disiplinler ,İki kere farklı ,DEHB ,özel yetenekli öğrenci ,bilim ve sanat merkezi ,öğretmenler ,Twice exceptional ,ADHD ,gifted students ,science and art center ,teachers ,Education, Scientific Disciplines - Abstract
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bilim ve sanat merkezlerinde sanat veya genel yetenek alanında özel yetenekli çocuklara yönelik öğretim desteği verilmektedir. Her ne kadar homojen bir grup olduğu varsayılsa da her okulda karşılaşıldığı gibi bilim ve sanat merkezlerinde de farklı özel gereksinimlere sahip öğrenciler bulunmaktadır. Bu öğrenciler özel yeteneğine ek olarak sahip oldukları farklılıklar nedeniyle “iki kere farklı” olarak adlandırılmaktadır. Özel yetenekli öğrencilerin bu farklılıklarının öğretmenler tarafından bilinmesi ve buna göre öğrenme-öğretme sürecini tasarlaması bu öğrencilerin daha iyi kazanımlar elde etmesi için önemlidir. Bu araştırmanın odak noktasını ise her 25 çocuktan birinde görülmekte olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu oluşturmaktadır. Bu bağlamda araştırmanın amacı iki kere farklı öğrencilere yönelik bilim ve sanat merkezi öğretmenlerinin düşünce ve yaklaşımlarını ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu bir bilim ve sanat merkezinde görev yapmakta olan farklı branşlardan 20 öğretmen oluşturmaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden temel nitel araştırmanın kullanıldığı bu araştırmada veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Veriler nitel veri tekniklerinden betimsel ve içerik analizi kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin iki kere farklı öğrencilere ilişkin yeterli bilgiye ve uygulama yaklaşımına sahip olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır., Educational support is provided in science and art centers affiliated with the Ministry of National Education for gifted children in the field of art or general talent in Turkey. Students here receive education in homogeneous groups according to their art or general ability. Although the groups are homogeneous, it can be said that there are individual differences in these classes as in every school. The focus group of this research is students who are both gifted and have attention deficit and hyperactivity disorder. Because of these features, these students are called “Twice Exceptional”. It is important for an effective teaching process that teachers know the individual differences between two different students. In this context, the research aims to reveal the thoughts of the teachers working in the science and art center about twice exceptional students and their approaches to the teaching process. The study group of the research consists of 20 teachers from different branches. In this research, in which basic qualitative research, one of the qualitative research methods, was used, the data were collected through a semi-structured interview form. The data were analyzed by descriptive and content analysis, one of the qualitative data analysis techniques. As a result of the research, it was concluded that the teachers did not have sufficient knowledge and practice approaches to twice exceptional students.
- Published
- 2022
12. Bilim ve Sanat Merkezi Öğretmenlerinin İki Kere Farklı Öğrencilere Karşı Yaklaşımlarının İncelenmesi
- Author
-
Kaya, Betül and Öner, Galip
- Abstract
MilliEğitim Bakanlığı’na bağlı bilim ve sanat merkezlerinde sanat veya genel yetenekanlamında özel yetenekli çocuklara yönelik öğretim destekleri verilmektedir.Ancak her okulda karşılaşıldığı gibi bilim ve sanat merkezlerinde de farklıözel gereksinimlere sahip öğrenciler de bulunabilmektedir. Özel yeteneğine ek olaraksahip oldukları bu farklılıklar dolayısıyla bu öğrenciler iki kere farklıolarak adlandırılmaktadır. Özel yetenekli öğrencilerin bu farklılıklarınınöğretmenler tarafından farkında olunması ve bu ihtiyaçlarına göre eğitimalmaları önem arz etmektedir. Özel yetenekli çocuklar, her çocukta aynıolmaksızın, depresyona yatkınlık, kurallara karşı aşırı direnç gibi özellikleresahiptirler. Bunun yanında öğrenme güçlüklerine de yatkındırlar. Özel yetenekliçocuklarda en sık görülen öğrenme güçlüklerinden biri de dikkat eksikliği vehiperaktivite bozukluğudur. Özel yetenekli bireylerin sahip olduğu özelliklerile dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) yaşayan bireylerin sahipolduğu özelliklerin benzerlik göstermesi de durumu karmaşık hale getirmektedir.Çünkü sadece özel yetenekli ya da sadece DEHB’li bir bireyin ihtiyaçlarıylaikisini de bünyesinde taşıyan bireylerin ihtiyaçları birbirinden farklılıkgöstermektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu problemi yaşayanöğrencilerin özelliklerine bakıldığında; aşırı konuşma, diğer bireylerin sözünükesme, koşma, komutları takip edememe, zihin aktivitesi gerektiren işlerden kaçmagibi okul hayatını zorlaştıracak davranışlar gözlemlenmektedir. Hem özelyetenekli olan hem de dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu problemiyaşayan bireylerde ise rutin görevleri reddetme, uygunsuz şakalara yatkınlık,konular arası geçişe uyum sağlayamama, otoriteyi reddetme ve inatçılık gibidavranışların olduğu görülmektedir. İki kere farklı bireyler belirtilen özelliklerdendolayı yönlendirilmeye daha çok ihtiyaç duymaktadırlar. Bu yönlendirmede enbüyük pay ise öğretmenlere düşmektedir. Bu bağlamda araştırmanın amacı bilim vesanat merkezi öğretmenlerinin iki kere farklı öğrencilere yönelik yaklaşım veuygulamalarını ortaya koymaktır. Araştırmanınçalışma grubunu Kayseri Çetin Şen Bilim ve Sanat Merkezi’nde görev yapmakta olanfarklı branşlardan 20 öğretmen oluşturmaktadır. Nitel araştırma yöntemlerindenfenomenolojinin kullanıldığı bu araştırmada veriler yarı yapılandırılmışgörüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Veriler nitel veri analiztekniklerinden biri olan betimsel analiz ile çözümlenmiştir. Araştırmasonucunda genel anlamda bireysel farklılıklar ile ilgili bilgi ve tecrübesahibi olan öğretmenlerin, iki kere farklı öğrenciler ile ilgili eğitimeksikliği yaşadıkları ve bundan kaynaklı onlarla çalışma konusunda yeterli olamadıklarıve ayrıca kendilerini bu konuda çok yeterli hissetmedikleri sonucunavarılmıştır. Bu noktada, rehber öğretmen eksikliğinin, sorumlu olunan öğrencisayılarının fazlalığının, ders saatlerinin azlığının, bilim ve sanatmerkezlerini çeşitli yetersizliklerinin olumsuz etkileri üzerinde durulmuştur.Katılımcılar kendilerini yeterli hissettikleri noktaların ise sınıf mevcudununazlığına ve esnek öğretim sürecine bağlı olarak farklılaştırılmış eğitimuygulamaları olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı tarafından2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programıkapsamında 1919B012003934 başvurunumarasıyla desteklenmiştir.
- Published
- 2022
13. Analysis of Bioclimatic Comfort Conditions with Tourism Comfort Index in Aydın Province
- Author
-
KAYA, Betül Gülay and GÜNGÖR, Şenay
- Subjects
Engineering ,Aydın İli ,Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ,Mekânsal Analiz ,Turizm İklim İndeksi (Tİİ) ,QGIS Yazılımı ,Mühendislik ,Aydın City ,Geographical Information Systems (GIS) ,Spatial Analysis ,Tourism Climate Index (TCI) ,QGIS Software - Abstract
Geçtiğimiz birkaç on yılda turizm birçok ülkede en önemli ekonomik faaliyetlerden biri haline geldi. Son yıllarda Dünya genelinde hem salgın hem de savaş nedeniyle turizm faaliyetlerinde düşüş görülmektedir. Özellikle soğuk ülkelerden yaz aylarında Türkiye’ye turistler gelmektedir. Salgın ve savaşların yanı sıra küresel iklim değişikliğine bağlı olarak artan sıcaklık turizm aktivitelerini de etkilemektedir. İnsanlar bu artan sıcaklık karşısında kendilerini en rahat hissettiği ortamlarda turizm faaliyetlerini sürdürmek istemektedir. İnsan faaliyetlerine etki eden en önemli faktör biyoklimatik konfor koşullarıdır. Bu koşulların belirlenmesi önemlidir. Biyokonfor koşulları için çeşitli indeksler geliştirilmiştir. Bu çalışmada Aydın İli 2021 yılı haziran, temmuz ve ağustos aylarına ait sıcaklık, aylık ortalama ve maksimum bağıl nem (%), aylık ortalama rüzgâr şiddeti (km/saat), aylık ortalama yağış (mm) ve aylık ortalama güneşlenme süresi (saat) verileri temin edilmiştir. Veriler excel ortamında düzenlenmiştir. Veriler düzenlendikten sonra turizm iklim konforunun hesaplanmasında en yaygın olarak turizm konfor indeksi (TCI) formülü ile çalışma alanında yer alan meteorolojik gözlem istasyonlarına ait TCI değeri hesaplanmıştır. Açık kaynak koldu QGIS yazılımı içerisine meteorolojik gözlem istasyonları ve TCI değerleri atılmıştır. Ters mesafe ağırlıklı enterpolasyon yöntemi kullanılarak haziran, temmuz ve ağustos aylarına ait TCI haritası üretilmiştir. Bu haritalar üzerinde Aydın İli turizm iklim konforu değerlendirilmiştir., In the past few decades, tourism has become one of the most important economic activities in many countries. In recent years, there has been a decrease in tourism activities worldwide due to both epidemic and war. In Particular, Tourists come to Turkey from cold countries in the summer months. In addition to epidemics and wars, increasing temperature due to global climate change also affects tourism activities. People want to continue their tourism activities in environments where they feel most comfortable in the face of this increasing temperature. The most important factor affecting human activities is bioclimatic comfort conditions. It is important to identify these conditions. Various indices have been developed for bio comfort conditions. In this study, it was used for the data which are the temperature, monthly average and maximum relative humidity (%), monthly average wind speed (km/hour), monthly average precipitation (mm) and monthly average sunshine duration (hours) data for the months of June, July and August 2021 in Aydın Province has been provided. The data were organized in an excel environment. After the data were arranged, the TCI value of the meteorological observation stations in the study area was calculated with the most common Tourism Comfort Index (TCI) formula in calculating the tourism climate comfort. Meteorological observation stations and TCI values were imported into the open-source QGIS software. TCI maps for the months of June, July and August were produced using the inverse distance-weighted interpolation method. It has been evaluated on these maps for Aydın Province tourism climate comfort.
- Published
- 2022
14. Analysis of Bioclimatic Comfort Conditions with Tourism Comfort Index in Aydın Province
- Author
-
KAYA, Betül Gülay, primary and GÜNGÖR, Şenay, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
15. İKİ ÜNİVERSİTE PERSONELİNİN AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI KONUSUNDA BİLGİ, TUTUM VE DAVRANIŞLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
- Author
-
KÜÇÜKYILDIZ, Elif Nihan and İŞİNER KAYA, Betül
- Subjects
Medicine ,tutum ve davranış ,diş çürüğü ,ağız ve diş sağlığı ,oral hijyen ,periodontal hastalık ,attitude and behavior ,dental caries ,oral and dental health ,oral hygien ,periodontal disease ,Tıp - Abstract
PurposeOral and dental health is an integral part of general health and depends on the correct and regular practice of oral hygiene habits of individuals.The best way to determine the importance and perspective people give to oral health is to evaluate their knowledge,attitudes,behaviors. For this purpose,questionnaire questions about oral and dental health were asked to academic and administrative staff working at Burdur Mehmet Akif Ersoy University(BMAU) and Tetova University(TU) and compared with each other.MethodsThe study was carried out with a total of 297 participants,169 from BMAU;128 from TU. Questionnaire with 26 questions evaluate the socio-demographic characteristics of the participants,theirtooth brushing and use of oral care tools,their nutritional habits,their level of knowledge about oral and dental health, and their status and frequency of going to the dentist. The obtained data were statistically analyzed according to the significance level of p, AmaçAğız ve diş sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olup bireylerin ağız hijyen alışkanlıklarını doğru ve düzenli olarak uygulamalarına bağlıdır. İnsanların ağız sağlığına verdiği önem ve bakış açısını belirlemenin en iyi yolu ise bilgi, tutum ve davanışların değerlendirilmesidir. Bu amaçla Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (BMAU) ve Tetova Üniversitesinde (TU) çalışan akademik ve idari personeline ağız ve diş sağlığına yönelik anket soruları yöneltilmiş ve birbirleriyle karşılaştırılmıştır.YöntemBMAU’dan 169 kişi, TU’dan 128 kişi olmak üzere toplam 297 katılımcı ile çalışma gerçekleştirilmiştir. 26 soruluk anket çalışması; katılımcıların sosyo-demografik özelliklerini, diş fırçalama ve ağız bakım araçlarını kullanma durumlarını, beslenme alışkanlıklarını, ağız ve diş sağlığı hakkındaki bilgi düzeylerini, diş hekimine gitme durumlarını ve sıklığını değerlendirmektedir. Elde edilen veriler p
- Published
- 2022
16. Development and Validation of Gas Chromatography - Mass Spectrometry Method for Determination of Aldrin and Dieldrin in Serum
- Author
-
Kaya, Betül İşiner and Gürler, Mukaddes
- Subjects
Aldrin dieldrin ,dieldrin - Abstract
Aim: Exposure to many banned pesticides continues all over the world and in our country due to the long half-lives of pesticides. Therefore, the purpose of the study was to obtain a rapid, simple, and convenient method for the simultaneous determination of aldrin and dieldrin. Material and Methods: Method improving and validation assessment are the most important elements for establishing reference techniques and reliable analysis results. In order to analyze analytes, validation of the analytical method is carried out by checking the parameters of specificity, recovery, precision, linearity, the limit of detection (LOD), and the limit of quantification (LOQ). Results: In our study, an easily applicable, so rapid, effective, and safe GC-MS method was created for the determination of aldrin and dieldrin in serum. In the developed method, 4,4'-Dichlorobenzophenone (4,4-DBP) was used as the internal standard. Aldrin and dieldrin were analyzed in serum in a very short time of 4 minutes. Linear correlation coefficients (R2 ? 0.99) of the linear calibration curves between a range of 1-250 ng/mL of analytes in serum were established. The limit of detection for aldrin and dieldrin were 0.28 and 0.29 ng/mL, respectively. More than 80% recovery of aldrin and dieldrin were obtained at high concentrations, and consistent relative standard deviation (RSD ? 6.03%) values were found for both pesticides. Conclusion: This new method can reliably and quickly be used in routine analysis. The study showed that exposure to aldrin and dieldrin can be detected and monitored in such a short time as four minutes.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
17. INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN NICOTINE AND COTININE CONCENTRATIONS IN HUMAN BIOLOGICAL SAMPLES BY A GC-MS METHOD.
- Author
-
DURAL, Emrah, KOZLUCA, Hatice Taslak, KAYA, Betül İşiner, MERGEN, Görkem, and SÖYLEMEZOĞLU, Tülin
- Subjects
CIGARETTES ,TOBACCO smoke ,NICOTINE ,COTININE ,GAS chromatography/Mass spectrometry (GC-MS) ,CIGARETTE smoke - Abstract
In this study, a gas chromatography-mass spectrometry method was developed for the determination of nicotine and cotinine wherein human plasma, urine, and saliva. In addition, it was aimed to determine statistically the correlation between nicotine and cotinine levels in urine and saliva samples and nicotine and cotinine levels in blood samples. The limit of quantification was = 0.83 ng/mL and precision were = 4.91 and accuracy (RE%) was between (-4.93) and 4.90. Recovery was detected between 95.4% and 104.7%. The method was employed to determining the nicotine and cotinine concentrations in plasma, saliva, and urine total of 91 samples belong to nonsmokers (n = 37) and active smokers (n = 54) who were healthy (n = 65) and COPD patients (n = 27) and the statistical relationship within the nicotine and cotinine values of the samples were investigated. It was found a correlation (r = 0.752, p = 0.01) between plasma and saliva cotinine levels and estimation equation calculated as y = 1.56x + 43.24. Also, the correlation between plasma and urine cotinine levels was found (r = 0.787, p = 0.01) by the equation that y = 0.31x + 34.59. The results show that by accurately determining the amount of cotinine in both saliva and urine, the exposure risks of both active smokers and those exposed to cigarette smoke with the ETS can be estimated. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
18. The effect of simvastatin treatment on TNF-alpha-induced inflammation in human vascular endothelial cells (HUVECs).
- Author
-
GÖRGÜN, Büşra, İŞİNER KAYA, Betül, KAYA, Kübra, and KOZACI, Leyla Didem
- Subjects
- *
VASCULAR endothelial cells , *WOUND healing , *TUMOR necrosis factors , *UMBILICAL veins , *ENDOTHELIAL cells , *LACTATE dehydrogenase - Abstract
This study investigates the effects of simvastatin (SMV) on human umbilical vein endothelial cells (HUVECs) inflamed by tumor necrosis factor-alpha (TNF-a). Cells were treated with simvastatin (5 µM, 10 µM, and 50 µM) with/without TNF (20 ng/mL). The effects of simvastatin on the proliferation of cells were examined, and its cytotoxic effect was determined by lactate dehydrogenase (LDH) assays. Metalloproteinase expression (MMP-2 and MMP-9) levels of SMV at different concentrations were determined by qPCR, and protein levels were determined by Western blot. The increasing concentrations of SMV down-regulated the expression levels of MMPs. After stimulation with TNF-a, the effect of SMV at different concentrations on wound healing time in case of wound formation was examined. The results interestingly indicated that SMV delayed the closure time 2.5-fold when it was administered alone to HUVECs but did not change the wound closure time in inflamed conditions. The study suggests that inflammation is a required condition in wound healing, and in the absence of inflammation, SMV treatment delays wound healing in vitro. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
19. Beslenme ve Diyetetik Öğrencilerinin Beslenme ve Biyokimyanın Ağız ve Diş Sağlığına Etkisi Hakkında Bilgi Düzeyleri
- Author
-
İŞİNER KAYA, Betül, primary and KÜÇÜKYILDIZ, Elif Nihan, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
20. ZECCAC VE NEHHAS’IN İ’RABÜL KUR’AN KİTAPLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
- Author
-
ELHUT, Mücahit, primary and YUSUF KAYA, Betül, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
21. Development and Validation of Gas Chromatography - Mass Spectrometry Method for Determination of Aldrin and Dieldrin in Serum
- Author
-
İŞİNER KAYA, Betül, primary and GÜRLER, Mukaddes, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
22. Knowledge Levels of Nutrition and Dietetics Students About the Effect of Nutrition and Biochemistry Learning on Oral and Dental Health
- Author
-
İŞİNER KAYA, Betül and KÜÇÜKYILDIZ, Elif Nihan
- Subjects
Oral and dental health ,Nutrition ,Biochemistry ,Nutrition and dietetics students ,Health Care Sciences and Services ,Ağız ve diş sağlığı ,Beslenme ,Biyokimya ,Beslenme ve diyetetik öğrencileri ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü öğrencilerinin ağız ve diş sağlığına yönelik uygulama, bilgi ve tutumlarını değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 140 gönüllü katıldı. Çalışmada, biyokimya ve ağız ve diş sağlığı ile ilgili sahip oldukları bilgi, eğitim ve düşünceleri ile ilgili toplam 22 soru soruldu. Öğrenciler bilgi sorularında biyokimya derslerini tamamlamış 3. ve 4. sınıf öğrencileri ve tamamlamamış 1. ve 2. sınıf öğrencileri olarak gruplandırıldı. Bulgular: Öğrencilerin1.ve 2. sınıfta aldıkları biyokimya ve diğer derslerin ağız ve diş sağlığı bilgisini arttırdığı istatistiksel olarak gözlenmiştir (p˂0.05). Çalışmadaki öğrencilerin %67.85'i ağız ve diş sağlığı konusunda aldıkları eğitimin yeterli olmadığını belirtirken, %84.24'ü danışanlarına yazacakları diyet listelerinde, ağız ve diş sağlığını koruma konusunda hassasiyet göstereceklerini belirtti. Sonuç: Öğrencilerin ağız ve diş sağlığı konusunda kapsamlı bir eğitim almaları için müfredata ilgili dersler eklenebilir. Meslek yaşamları boyunca bu bilgileri topluma aktarmaları çok önemlidir., Aim: The aim of the study is to evaluate the practices, knowledge, and attitudes of the students of the Department of Nutrition and Dietetics at Burdur Mehmet Akif Ersoy University toward oral and dental health. Material and Method: 140 volunteers participated in the study. In the study, a total of 22 questions were asked about their knowledge, education, and thoughts on biochemistry and oral and dental health. In the information questions, students were grouped as 3rd and 4th-grade students who completed biochemistry courses and 1st and 2nd-grade students who did not complete them.Results: It was statistically observed that the biochemistry and other courses taken by the students in the 1st and 2ndgrades increased their knowledge of oral and dental health (p˂0.05). While 67.85% of the students in the study stated that the education they received on oral and dental health was not sufficient, 84.24% stated that they would be sensitive about protecting oral and dental health in the diet lists they would write to their clients.Conclusion: Relevant courses can be added to the curriculum for students to receive comprehensive education on oral and dental health. It is crucial that they transfer this knowledge to society throughout their professional life.
- Published
- 2022
23. Comparison of the Books of al-Zad̲j̲d̲j̲ād̲j̲ and al-Naḥḥās Named I‘rāb al-Qur’ān
- Author
-
ELHUT, Mücahit and YUSUF KAYA, Betül
- Subjects
Religion ,Din Bilimi ,Tafsir,Arabic Language,Linguistic Interpretation,The Parsing of the Holy Qur’ān,Al-Zad̲j̲d̲j̲ād̲j̲,Al-Naḥḥās ,التفسير,اللغة العربية,التفسير اللغوي,إعراب القرآن الكريم,الزجاج,النحاس ,Tefsir,Arap Dili,Lügavî Tefsir,İ‘râbü’l-Kur’an,Zeccâc,Nehhâs - Abstract
İ‘râbü’l-Kur’ân üzerine yapılan çalışmaların İslâmî ilimler içerisinde yadsınamaz bir değeri bulunmaktadır. Nitekim Kur’ân’ın anlaşılmasında bu çalışmaların önemli bir rolü vardır. Kur’ân-ı Kerim, genel anlamda Arap dil biliminin, özelde ise nahiv ile belâgatin ortaya çıkması ve gelişmesinde ana etken olarak kabul edilir. Bu nedenle Kur’ân, dil bilimi kurallarının oluşmasında ve yöntemlerin belirlenmesinde müracaat edilen kaynakların başında gelmektedir. Âlimler, Kur’ân’ın doğru bir şekilde anlaşılması, içerdiği mesajlara vâkıf olunması için tespit ettikleri kuralları derlemek üzere çeşitli eserler telif etmişlerdir. Zeccâc (öl. 311) ve öğrencisi Nehhâs (öl. 338) bu alanda çalışmalar yapmış seçkin âlimler arasında zikredilmekte ve eserleri bu alanda yazılmış önemli eserlerden sayılmaktadır. Makalemizde hicrî dördüncü asırda yaşamış bu iki dil bilimcinin i‘râbü’l-Kur’ân metotlarını ortaya koymaya çalıştık. Metotların belirlenmesinde Nehhâs’ın Zeccâc’ın öğrencisi olması ayrıca kayda değer bir husus olarak zikredilebilir. Hoca öğrenci ilişkisine rağmen Nehhâs’ın zaman zaman yöntem ya da uygulama konusunda hocasına muhalif davrandığı görülmektedir. Bu durum belki de etkisi günümüze kadar ulaşmış olan bilimsel özgürlüğün o asırda gelişmiş olarak var olduğunun bir ifadesidir. Ayrıca bu çalışma, söz konusu iki alimin yaşadığı dönem itibariyle Arapçanın nahiv ve sarf kurallarına ne ölçüde vakıf olduğunu göstermektedir. Öte yandan bu tür çalışmalar o dönemde yaşayan insanların Kur’ân’ın anlaşılması noktasında gösterdikleri gayreti ortaya koyması bakımından önemlidir. Çalışmamızda, Zeccâc ve Nehhâs’ın kitaplarını karşılaştırmayı konu edindik. Daha sonra i‘râbü’l-Kur’ân kavramını tanıtarak bu kıymetli iki âlimin İ‘râbü’l-Kur’ân adlı kitaplarındaki yöntem ve üslup farklılıklarını inceledik. Çalışmamızın ilk bölümünde, i‘râbü’l-Kur’ân’ın tarihsel gelişimini ve bu alandaki meşhur eserleri ele aldık. İkinci ve üçüncü bölümde ise Zeccâc ve Nehhâs’ın nesebi, hayatları, ilim ve metotlarına dair âlimlerin görüşlerine yer verdik. Bu iki bölümün sonunda, söz konusu iki âlimin eserlerini telif ederken ortaya koydukları üslup ve metotlara işaret ederek dil, lafız ve belâgat açısından ayetlerin analiz ve i‘râbını yapmada başvurdukları yöntemleri, konunun derinlemesine anlaşılmasını sağlayacak şekilde ayrıntılı bir şekilde ele aldık. Bunun yanı sıra hadislerden ve Kur’ân’ın farklı kıraatlerinden yararlandık, dilbilimcilerin, edebiyatçıların ve müfessirlerin görüşlerine işaret ettik. Ayrıca Arapça atasözlerine, şiirlere ve nesirlere yer verdik. Son bölümde ise söz konusu müelliflerin İ‘râbü’l-Kur’ân adlı kitaplarındaki yaklaşım ve üsluplarını karşılaştırarak, bazı sonuç ve önerilere değindik. Araştırmamızı, Zeccâc ve Nehhâs’ın ulaştığı önemli netice ve önerileri içeren bir sonuç bölümü ile tamamladık., The parsing of the Qur’ān is considered the most virtuous and the highest of sciences. Because it is interested in explaining the meanings of the Qur’ān and making analyzes on them. Early scholars were interested in this science more than later ones and they put forth their experiences by doing their best. In fact, the Qur’ān is considered to be the main factor in the emergence and development of linguistics in general, and syntax and rhetoric in particular. For this reason, scholars have put forward the Qur’ān as a rule and method determinant and have made great efforts in this regard. Thus, in order for the reader to learn the ways of guidance thoroughly and to be aware of the messages to be given, the scholars compiled the rules they came up with and published them in their works based on the sciences of the Qur’ān. Among the distinguished scholars in this field, Al-Zad̲j̲d̲j̲ād̲j̲ (d. 311 h.) and his student al-Naḥḥās (d. 338 h.). As a matter of fact, their books are considered to be among the most famous works of parsing of the Qur’ān. In our effort to highlight their methods, we tried to present a method for parsing of the Qur’ān through two eminent scholars of the fourth century AH. The important issue here is the relationship of the teacher with his student. However, in their works, there were also disagreements about the method or practice from time to time. This is an indication that scientific freedom, influence of which have possibly survived to the present day, was existing previously that time. In addition, such useful studies show how well the people of that period knew the rules of grammar in Arabic, as an indicator of the practice adopted in the approach of these two scholars who did not dwell on the parsing of every word or sentence and did not go into the details of parsing, which is common today. This case will be evident during our study as well. On the other hand, such studies show us the extent of the knowledge that needs to be taught to the children of the people of that century regarding the rules of Arabic in order to understand the Qur’ān, and what needs to be done to reach that level today. This article deals with the comparison between the books of Al-Zad̲j̲d̲j̲ād̲j̲ and Al-Naḥḥās. In this article, after introducing the concept of parsing of the Qur’ān, the comparison of the method and style differences in these two valuable scholars’ books of parsing of the Qur’ān are discussed as well. In the first chapter of our study, historical perspective on the study of parsing of the Qur’ān and the most famous works in that field are discussed. In the second and third chapters, it deals with Al-Zad̲j̲d̲j̲ād̲j̲’s and Al-Naḥḥās’ different points of view, which includes the views of scientists on their ancestry, life, science and their methods. At the end of these two chapters, the styles and methods that these two scholars put forward while compiling their own works, and the methods they used in analyzing and explaining the verses of Qur’ān in terms of lexical, literal, linguistic and rhetoric by giving many examples in a way that will provide, in detail, a deep understanding of the subject. handled in some way. In addition, hadiths and readings of the Qur’ān were utilized and the views of linguists, rhetoricians, commentators and readers are included. References to the words of the Arabs, their poems, prose, judgments and proverbs are also included. In the last chapter, attention is drawn to the comparison between their approaches and styles in their books of parsing the Qur’ān and some results and suggestions. This research is supported by a conclusion that includes the most important results and recommendations of the two scholars., يُعد إعراب القرآن الكريم من أفضل العلوم وأجلها؛ لأنه يعنى بدراسة وبيان معاني القرآن وإيضاح كلامه، وقد اهتم به الأولون من العلماء قبل الآخرين، وأبلوا فيه كل بلاء حسن، بل ويعتبر القرآن الكريم المحفز الرئيس لنشأة وتطور علم اللغة بشكل عام وعلمي النحو والبلاغة بشكل خاص، ولذا قدم العلماء فيه كل الجهد مبرزين إياه تقعيدا وتنظيما، ومن ثم نزلوا ما قعدوه من قواعد وألفوه من علوم على كتاب الله عز وجل ليستبين القارئ له سبل الرشاد والغاية من المراد، ومن أولئك العلماء الأجلاء في هذا المضمار كل من الزجاج (ت: 311 هـ)، وتلميذه النحاس (ت: 338 هـ)، اللذين كان لهما الأثر الكبير في مسيرة الدراسات القرآنية على وجه العموم، ومسيرة الدراسات المتعلقة بإعراب القرآن الكريم على وجه الخصوص، حيث إن كتابيهما يعدان من أشهر كتب إعراب القرآن الكريم، وفي سعينا لإبراز منهجيهما نكون سعينا في تقديم منهج لإعراب القرآن في القرن الرابع الهجري على يدي العالمين الجليلين ومما يمتاز به أن العلاقة بينهما علاقة الأستاذ بطالبه، ومع ذلك لم تخل من خلاف في المنهج أو التطبيق بين الفينة والأخرى في كتابيهما، وهذا إن دل يدل على الحرية العلمية وتطورها في ذلك العصر، والتي ربما تتابع أثرها إلى عصرنا الحالي، إضافة إلى أن المستفاد من مثل هذه الدراسات يبرز مدى معرفة أبناء تلك الحقبة لقواعد العربية نحوها وصرفها، من خلال التطبيق المعتمد في منهج المؤلفين اللذان لم يقفا في إعرابهما على كل كلمة ولا على كل جملة ولا أتيا بتفصيل الإعراب كما هو المعهود في أيامانا هذه، وكما سيبدو جليا في ثنايا البحث، وبالمقابل يرينا مدى المعرفة الواجب علمها في قواعد العربية على أبنائها لفهم كتاب الله عز وجل على الأقل في تلك الحقبة وما يجب العمل عليه للوصول إلى تلك السوية في أيامنا هذه. فتناولت هذه المقالة الحديث عن المقارنة بين كتابيهما إعراب القرآن الكريم في المنهج والأسلوب ومادة العرض، إذ تناول الفصل الأول لمحة تاريخية عن مباحث إعراب القرآن وأشهر كتبه، بعد التعريف بمفهوم إعراب القرآن الكريم، أما الفصلان الثاني والثالث فقد خُصصا للكلام عن كل من الزجاج والنحاس كل على حدة، وذلك من حيث نسبهما، وحياتهما، وعلمهما، وآراء العلماء بمنهجيهما، وفي نهاية كل فصل تناول الحديث عن كتابيهما إعراب القرآن بشكل مفصل من حيث المنهج والأسلوب في سردهما لكتابيهما وما المواضيع التي تطرق لها كل منهما كاستخدامهما للجانب اللغوي واللفظي والنحوي والبلاغي في تحليل وإعراب الآيات، مع ذكر العديد من الأمثلة التي تبين المراد مما مرّ، والتنويه على استفادتهما من الأحاديث النبوية والقراءات القرآنية، واستشهادهما بآراء النحويين والبلاغيين والمفسرين والقراء، علاوة على استشهادهما بكلام العرب؛ شعرًا ونثرًا وحكمًا وأمثالًا، وأردف البحث بخاتمة تحوي أهم النتائج والتوصيات التي توصل إليها الباحثان.
- Published
- 2022
24. Development and Validation of Gas Chromatography - Mass Spectrometry Method for Determination of Aldrin and Dieldrin in Serum
- Author
-
İŞİNER KAYA, Betül and GÜRLER, Mukaddes
- Subjects
Aldrin,dieldrin,serum,doğrulama,GC-MS ,Health Care Sciences and Services ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,Aldrin,dieldrin,serum,validation,GC-MS - Abstract
Amaç: Tüm dünyada ve ülkemizde yasaklanmış pestisitlere maruziyet, pestisitlerin uzun yarılanma ömürleri nedeniyle devam etmektedir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı, serumda aldrin ve dieldrin maruziyetinin eş zamanlı tayini için hızlı, basit ve kullanışlı bir yöntem elde etmektir.Gereç ve Yöntemler: Metot geliştirme ve doğrulama değerlendirmeleri; referans teknikleri oluşturmak ve güvenilir analiz sonuçları elde etmek için en önemli unsurlardır. Analitleri analiz etmek için, analitik yöntemin doğrulanması; özgüllük, geri kazanım, kesinlik, doğrusallık, saptama sınırı ve ölçüm sınırı parametrelerin kontrol edilmesiyle gerçekleştirilir.Bulgular: Çalışmamızda; serumda aldrin ve dieldrin tayini için kolaylıkla uygulanabilir, çok hızlı, etkili ve güvenli bir GC-MS yöntemi oluşturuldu. Geliştirilen yöntemde internal standart olarak 4,4'-Diklorobenzofenon (4,4-DBP) kullanıldı. Aldrin ve dieldrin, serumda 4 dakika gibi çok kısa bir sürede analiz edildi. Serumda 1-250 ng / mL analit aralığında doğrusal kalibrasyon eğrilerinin doğrusal korelasyon katsayıları (R2 ≥ 0,99) saptandı. Aldrin ve dieldrin için tespit limiti sırasıyla 0,28 ve 0,29 ng / mL idi. Yüksek konsantrasyonlarda aldrin ve dieldrinin % 80'den fazla geri kazanımı elde edildi ve her iki pestisit için tutarlı bağıl standart sapma (RSD ˂ % 6,03) değerleri bulundu.Sonuç: Bu yeni yöntem; rutin analizlerde güvenilir ve hızlı bir şekilde kullanılabilir. Çalışma, aldrin ve dieldrin maruziyetinin dört dakika gibi kısa bir sürede tespit edilebildiğini ve izlenebildiğini gösterdi., Aim: Exposure to many banned pesticides continues all over the world and in our country due to the long half-lives of pesticides. Therefore, the purpose of the study was to obtain a rapid, simple, and convenient method for the simultaneous determination of aldrin and dieldrin. Material and Methods: Method improving and validation assessment are the most important elements for establishing reference techniques and reliable analysis results. In order to analyze analytes, validation of the analytical method is carried out by checking the parameters of specificity, recovery, precision, linearity, the limit of detection (LOD), and the limit of quantification (LOQ).Results: In our study, an easily applicable, so rapid, effective, and safe GC-MS method was created for the determination of aldrin and dieldrin in serum. In the developed method, 4,4'-Dichlorobenzophenone (4,4-DBP) was used as the internal standard. Aldrin and dieldrin were analyzed in serum in a very short time of 4 minutes. Linear correlation coefficients (R2 ≥ 0.99) of the linear calibration curves between a range of 1-250 ng/mL of analytes in serum were established. The limit of detection for aldrin and dieldrin were 0.28 and 0.29 ng/mL, respectively. More than 80% recovery of aldrin and dieldrin were obtained at high concentrations, and consistent relative standard deviation (RSD ˂ 6.03%) values were found for both pesticides.Conclusion: This new method can reliably and quickly be used in routine analysis. The study showed that exposure to aldrin and dieldrin can be detected and monitored in such a short time as four minutes.
- Published
- 2021
25. Maternal and umbilical cord blood serum concentrations of organochlorine pesticides and investigation of possible effects on newborn.
- Author
-
İşiner Kaya, Betül, Gürler, Mukaddes, and Karaismailoğlu, Eda
- Subjects
- *
ORGANOCHLORINE pesticides , *CORD blood , *NEWBORN infants , *PRENATAL exposure , *HEXACHLOROBENZENE - Abstract
Studies have shown the negative effects of organochlorine pesticide (OCP) exposure on humans, but few studies focus on the transmission of OCPs to the foetus during pregnancy and the effects of prenatal exposure on the newborn. In this study, maternal and cord blood samples were collected at deliveries and the prenatal exposures of OCPs were investigated. OCPs, analysed in the samples, were hexachlorobenzene (HCB), p,p'dichlorodiphenyldichloroethylene (p,p'DDE), o,p′dichlorodiphenyltrichloroethane (o,p'DDT) and p,p′dichlorodiphenyltrichloroethane (p,p′DDT). A statistically significant difference of OCPs concentration between the cord and maternal blood was not observed (respectively; p = 0.372; 0.441; 0.379; 0.611). In other words, it was found that OCPs in mothers were transferred to the newborns through cord blood. Besides, the effects of OCPs exposure on newborns were investigated and the method of delivery was marginally associated with o,p'-DDT concentration. Maternal OCPs residue levels measured in this study were positively correlated with concentrations measured in the umbilical cord blood suggesting that these OCPs were transferred to the foetus. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
26. Aydın İli Biyoklimatik Konfor Şartlarının Turizm Konfor İndeksi ile Analizi.
- Author
-
Kaya, Betül Gülay and Güngör, Şenay
- Abstract
Copyright of Turkish Journal of Geographic Information Systems / Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemleri Dergisi is the property of Mersin University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
27. Evaluation of the clinical efficacy of conservative treatment in the management of carpal tunnel syndrome
- Author
-
Bardak, Ayşe N., Alp, Mehmet, Erhan, Belgin, Paker, Nurdan, Kaya, Betül, and Önal, Ayşe E.
- Published
- 2009
- Full Text
- View/download PDF
28. The effect of religious-moral values in preventing domestic family problems affairs and crimes
- Author
-
Kaya, Betül Hale, Bahadır, Abdülkerim, and NEÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
- Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu araştırmanın amacı, dini-ahlâkî değerleri özümseyerek sorumluluk bilinciyle hareket eden kişilerin daha az suç işledikleri, karşılaştıkları sorun ve problemlerin üstesinden daha kolay geldikleri düşüncesinden yola çıkarak, aile içi sorun ve suçların önlenmesinde dini-ahlâkî değerleri ortaya koymak için yapılmıştır. Çalışmamız teorik bir araştırmadan ibarettir. Öncelikle konuyla ilgili makale ve tezler incelenmiş ve bu çalışmalardan elde edilen bulgular değerlendirilerek dini-ahlâkî değerlerin aile içi sorun ve suçları önlemede etkin bir rol oynadığı görülmüştür. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışma konusuyla ilgili olan kavramların tanımı ve içerikleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde aile içi sorunlar ve suçların başlıcaları tanımlanmış, nedenleri ve türleriyle birlikte açıklanmıştır. Üçüncü bölümde ise ailede yaşanan bu sorun ve suçların çözümünde ve önlenmesinde, aile kurumunun sağlıklı olmasında dini-ahlâkî değerlerin etkisi çeşitli çalışmaların bulgularıyla kanıtlanmıştır., The aim of this study was to reveal religious moral values in the prevention of domestic problems and crimes, based on the idea that people who assimilate religious moral values and act whith a sense of responsibility commit less crimes and overcome the problems and problems they encounter easier. Our study consist of a theoretical Research. Primarily, articles and theses on the subject were examined and the findings obtained from these Studies were evaluated and it has been seen that religious-moral values play and active role in preventing domestic problems and crimes. Our study consist of three parts. In the first part, the definition and contents of the concepts related to the subject of study are emphasized. In the second part, the main family problems and crimes are defined and explained together with their causes and types. In the third part, the effect of religious-moral values on the solution and prevention of these problems and crimes in the family and health of the family institution has been proven by the findings of various studies.
- Published
- 2021
29. Maternal and umbilical cord blood serum concentrations of organochlorine pesticides and investigation of possible effects on newborn
- Author
-
İşiner Kaya, Betül, primary, Gürler, Mukaddes, additional, and Karaismailoğlu, Eda, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
30. Elektrik Kaynaklı Yanma ve Yangın
- Author
-
KAYA, Betül and KAYA, Yunus
- Subjects
Engineering, Electrical and Electronic ,Electrical,Combustion,Fire,Precaution ,Elektrik,Yanma,Yangın,Önlem ,Mühendislik, Elektrik ve Elektronik - Abstract
Bu çalışmada Türkiye ve Dünya’nın bazıbölgelerinde yangının en önemli sebeplerinden birisinin elektrik kaynaklıyangınlar olduğu üzerinde durulmuştur. Bu duruma bağlı olarak ise yanma veyangının tanıtılmasından başlanarak, elektrikten kaynaklanan yangınlar hakkındatemel bilgiler verilmiş ve elektrikten kaynaklanan yanma ve yangına karşı çeşitliönlemler sunulmuştur., In this study, one of the most important causesof fire in Turkey and in some parts of the world is focused on fires caused byelectricity. Depending on this situation, starting from the introduction ofcombustion and fire, basic information about the fire caused by electricity isgiven and various precautions against combustion and fire caused by electricityare presented.
- Published
- 2019
31. مقارنة بين الزّجّاج والنّحّاس في كتابيهما إعراب القرآن.
- Author
-
Elhut, Mücahit and Kaya, Betül Yusuf
- Abstract
The parsing of the Qur’ān is considered the most virtuous and the highest of sciences. Because it is interested in explaining the meanings of the Qur’ān and making analyzes on them. Early scholars were interested in this science more than later ones and they put forth their experiences by doing their best. In fact, the Qur’ān is considered to be the main factor in the emergence and development of linguistics in general, and syntax and rhetoric in particular. For this reason, scholars have put forward the Qur’ān as a rule and method determinant and have made great efforts in this regard. Thus, in order for the reader to learn the ways of guidance thoroughly and to be aware of the messages to be given, the scholars compiled the rules they came up with and published them in their works based on the sciences of the Qur’ān. Among the distinguished scholars in this field, Al-Zad̲j̲d̲j̲ād̲j̲ (d. 311 h.) and his student al-Naḥḥās (d. 338 h.). As a matter of fact, their books are considered to be among the most famous works of parsing of the Qur’ān. In our effort to highlight their methods, we tried to present a method for parsing of the Qur’ān through two eminent scholars of the fourth century AH. The important issue here is the relationship of the teacher with his student. However, in their works, there were also disagreements about the method or practice from time to time. This is an indication that scientific freedom, influence of which have possibly survived to the present day, was existing previously that time. In addition, such useful studies show how well the people of that period knew the rules of grammar in Arabic, as an indicator of the practice adopted in the approach of these two scholars who did not dwell on the parsing of every word or sentence and did not go into the details of parsing, which is common today. This case will be evident during our study as well. On the other hand, such studies show us the extent of the knowledge that needs to be taught to the children of the people of that century regarding the rules of Arabic in order to understand the Qur’ān, and what needs to be done to reach that level today. This article deals with the comparison between the books of Al-Zad̲j̲d̲j̲ād̲j̲ and Al- Naḥḥās. In this article, after introducing the concept of parsing of the Qur’ān, the comparison of the method and style differences in these two valuable scholars’ books of parsing of the Qur’ān are discussed as well. In the first chapter of our study, historical perspective on the study of parsing of the Qur’ān and the most famous works in that field are discussed. In the second and third chapters, it deals with Al-Zad̲j̲d̲j̲ād̲j̲’s and Al-Naḥḥās’ different points of view, which includes the views of scientists on their ancestry, life, science and their methods. At the end of these two chapters, the styles and methods that these two scholars put forward while compiling their own works, and the methods they used in analyzing and explaining the verses of Qur’ān in terms of lexical, literal, linguistic and rhetoric by giving many examples in a way that will provide, in detail, a deep understanding of the subject. handled in some way. In addition, hadiths and readings of the Qur’ān were utilized and the views of linguists, rhetoricians, commentators and readers are included. References to the words of the Arabs, their poems, prose, judgments and proverbs are also included. In the last chapter, attention is drawn to the comparison between their approaches and styles in their books of parsing the Qur’ān and some results and suggestions. This research is supported by a conclusion that includes the most important results and recommendations of the two scholars. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
32. Anonim şirket türü aile şirketlerinde esas sözleşme ve aile anayasası
- Author
-
Kondu Kaya, Betül, Okutan Nilsson, Gül, and Diğer
- Subjects
Hukuk ,İşletme ,Law ,Business Administration - Abstract
Aile şirketleri dünyada ve ulusal ekonomilerde önemli bir yere sahiptir. İşletme ve organizasyon ana bilim dallarında `aile şirketi` kendine özgü özellikleri olan bir yapı olarak kabul edilmiştir. Bu kabul ile aile şirketinin tanımlanması ve bir sistem olarak ele alınması ile ilgili teorik yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bununla birlikte aile şirketlerinin sorunlarının tespiti ve uygulamaya yönelik çözümlerin araştırılmasına ilişkin çalışmalar da yapılmıştır. Günümüzde aile şirketlerine ilişkin çalışmalar işletme ve organizasyon ana bilim dalları ile birlikte hukuk, vergi, finans, psikoloji gibi alanlardaki çalışmalardan faydalanılarak yapılmakta ve disiplinlerarası bir yaklaşım ele alınmaktadır.Türkiye'de de birçok ticari şirketin aile şirketi olarak kurulduğu araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Ülkemizdeki aile şirketleri ile ilgili literatür çalışmalarının çoğu işletme ve organizasyon ana bilim dalları temelinde yapılmaktadır. Ancak aile şirketlerinde yaşanan sorunların niteliği ve bu sorunlara ilişkin çözüm üretilmesi farklı bilim dalları ile çalışmayı gerektirmektedir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda (`TTK`) aile şirketlerine ilişkin herhangi bir özel düzenleme yoktur. Çalışmamızda aile şirketleri anonim şirket türü esas alınarak incelenmektedir. Öncelikle aile şirketlerinin rol çatışmaları, nepotizm, yabancılaşma tehlikesi gibi sorunları tespit edilmelidir. Sonrasında ise çözüm önerileri ve önerilerin uygulanması için gerekli hukuki araçlar belirlenmelidir. Bu sebeple çalışmada aile şirketinin sorunlarının önlenmesi ve çözülmesi bakımından faydalı olacak esas sözleşme, pay sahipleri sözleşmesi, aile meclisi, aile konseyi ve aile anayasası gibi hukuki araçlar ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Bu bağlamda hukuki araçlarla düzenlenmesi mümkün olan bazı önemli öneriler de çalışmada ifade edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Aile şirketi, Anonim Şirket, Aile Anayasası, Aile Konseyi, Esas Sözleşme. Family firms have an important place in the world and national economies. In the departments of business and organization, `family firm` is considered as a structure which has unique characteristics. With this consideration, theoretical approaches about defining family firm and considering it as a system have been developed. In addition, studies about determining problems of family firms and searching for applicable solutions have been carried out. At the present time, studies about family firms are carried out by making use from studies in different fields, law, tax, finance, psychology, and an interdisciplinary approach is handled.In Turkey too, it is clarified that many firms are founded as a family firm. Many of literature studies about family firms in Turkey are done based upon basis of departments of business and organization. However characteristics of encountered problems in family firms and creating solutions in related to these problems are required to study within different disciplines. In Turkish Commercial Code No.6102 (`TTK`), there is no specific clause about family firms. In our thesis study, family firms are analyzed by grounding on joint-stock company type. In the first phase, the problems of family firms, role conflicts, nepotism, the risk of alienation, must be determined. Thereafter, solution recommendations and legal tools for solutions to practice must be designated. Because of this reason, in this study, legal tools, articles of association, shareholders' agreement, family assembly, family council and family constitution, which are beneficial regard to preventing and solving the problems of family firms are explained in detail. In this concept, some important recommendations which can be drawn up with legal tools are explained in study.Key Words: Family Firm, Family Business, Joint Stock Company, Family Constitution, Family Council, Articles of Association. 313
- Published
- 2019
33. Articles of association and family constitution in joint stock type family firms
- Author
-
Kaya, Betül Kondu, Nilsson, Gül Okutan, and Hukuk
- Abstract
301 pages Aile şirketleri dünyada ve ulusal ekonomilerde önemli bir yere sahiptir. İşletme ve organizasyon ana bilim dallarında “aile şirketi” kendine özgü özellikleri olan bir yapı olarak kabul edilmiştir. Bu kabul ile aile şirketinin tanımlanması ve bir sistem olarak ele alınması ile ilgili teorik yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bununla birlikte aile şirketlerinin sorunlarının tespiti ve uygulamaya yönelik çözümlerin araştırılmasına ilişkin çalışmalar da yapılmıştır. Günümüzde aile şirketlerine ilişkin çalışmalar işletme ve organizasyon ana bilim dalları ile birlikte hukuk, vergi, finans, psikoloji gibi alanlardaki çalışmalardan faydalanılarak yapılmakta ve disiplinlerarası bir yaklaşım ele alınmaktadır. Türkiye’de de birçok ticari şirketin aile şirketi olarak kurulduğu araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Ülkemizdeki aile şirketleri ile ilgili literatür çalışmalarının çoğu işletme ve organizasyon ana bilim dalları temelinde yapılmaktadır. Ancak aile şirketlerinde yaşanan sorunların niteliği ve bu sorunlara ilişkin çözüm üretilmesi farklı bilim dalları ile çalışmayı gerektirmektedir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) aile şirketlerine ilişkin herhangi bir özel düzenleme yoktur. Çalışmamızda aile şirketleri anonim şirket türü esas alınarak incelenmektedir. Öncelikle aile şirketlerinin rol çatışmaları, nepotizm, yabancılaşma tehlikesi gibi sorunları tespit edilmelidir. Sonrasında ise çözüm önerileri ve önerilerin uygulanması için gerekli hukuki araçlar belirlenmelidir. Bu sebeple çalışmada aile şirketinin sorunlarının önlenmesi ve çözülmesi bakımından faydalı olacak esas sözleşme, pay sahipleri sözleşmesi, aile meclisi, aile konseyi ve aile anayasası gibi hukuki araçlar ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Bu bağlamda hukuki araçlarla düzenlenmesi mümkün olan bazı önemli öneriler de çalışmada ifade edilmektedir. Family firms have an important place in the world and national economies. In the departments of business and organization, “family firm” is considered as a structure which has unique characteristics. With this consideration, theoretical approaches about defining family firm and considering it as a system have been developed. In addition, studies about determining problems of family firms and searching for applicable solutions have been carried out. At the present time, studies about family firms are carried out by making use from studies in different fields, law, tax, finance, psychology, and an interdisciplinary approach is handled. In Turkey too, it is clarified that many firms are founded as a family firm. Many of literature studies about family firms in Turkey are done based upon basis of departments of business and organization. However characteristics of encountered problems in family firms and creating solutions in related to these problems are required to study within different disciplines. In Turkish Commercial Code No.6102 (“TTK”), there is no specific clause about family firms. In our thesis study, family firms are analyzed by grounding on joint-stock company type. In the first phase, the problems of family firms, role conflicts, nepotism, the risk of alienation, must be determined. Thereafter, solution recommendations and legal tools for solutions to practice must be designated. Because of this reason, in this study, legal tools, articles of association, shareholders’ agreement, family assembly, family council and family constitution, which are beneficial regard to preventing and solving the problems of family firms are explained in detail. In this concept, some important recommendations which can be drawn up with legal tools are explained in study.
- Published
- 2019
34. Synthesis and biologic activity studies of some substitued n-(1,3-dioxohexahydro-2h-isoindol-2-yl)benzenesulfonamide derivatives
- Author
-
Kaya, Betül, Akgün, Hülya, and Farmasötik Kimya Anabilim Dalı
- Subjects
Sulfonamides ,Cyclohexylanhydride ,Hexahydroisoindol ,Pharmacy and Pharmacology ,Antineoplastic agents ,Benzenesulfonates ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Anti inflammatory agents - Abstract
Bu tez çalışmasında, beş bileşik orjinal olmak üzere on adet sübstitüe N-(1,3-Dioksohekzahidro-2H-isoindol-2-il)benzensülfonamit yapısında (bileşik 1-10) bileşik iki farklı yöntem kullanılarak sentezlenmiştir. İlk yöntemde, cis -1,2- siklohekzan karboksilik anhidrit ve sülfa türevleri asetik asitli ortamda geri çeviren soğutucu altında 4 saat ısıtılarak bileşikler elde edilmiştir. İkinci yöntemde cis-1,2- sikolohekzan karboksilik anhidrit ve sülfa türevleri DMF içinde çözülerek mikro dalga kullanılarak sentezlenmişlerdir. Elde edilen bileşiklerin yapıları UV, IR 1H-NMR, 13C-NMR ile kütle spektroskopisi kullanılarak doğrulanmıştır. Bileşiklerin antikanser aktivite testleri MCF7 hücre hatlarında MTT testi ile çalışılmıştır. Bileşiklerin anti-inflamatuvar aktivite çalışmaları ise RAW 264.7 makrofaj hücreleri üzerinde Griess reaksiyonu uygulaması ile kolorimetrik yöntem uygulanarak nitrit konsantrasyonu ölçülerek saptanmıştır. Sitotoksisite sonuçları incelendiğinde sentezlenen bileşiklerin MCF7 hücre hattında orta derecede aktivite gösterdikleri veya aktivite göstermedikleri belirlenmiştir. 4-(1,3-Dioksoohekzahidro-2H-isoindol-2-il)-N-(1,3-tiyazol-2-il)benzensülfonamit (bileşik 3,) 4-(1,3-dioksohekzahidro-2H-isoindol-2-il)–N-(4,5–dimetoksipirimidin-2-il)benzensülfonamit (bileşik 7), ve 4-(dioksoohekzahidro-2H-isoindol-2-il)-N-(4,6-dimetilpirimidin-2-il)benzensülfonamit (bileşik 10), sırasıyla 87.9 2.34 μM, 71.5 3.01 μM ve 89.3 2.05 μM IC50 değerleri ile MCF7 kanser hücre hattına karşı aktivite gösteren bileşiklerdir. Sentezlenen bileşiklerden 4-(1,3-dioksohekzahidro-2H-isoindol-2-il)-N-(6-metoksipiridazin-3-il) benzensülfonamit (bileşik 4), 4-(1,3-dioksohekzahidro-2H-isoindol-2-il)-N-(5-metil-1,2-okzazol-3-il)benzensülfonamit (bileşik l) ve 4-(1,3-dioksohekzahidro-2H-isoindol-2-il) benzensülfonamit (bileşik 9)'ın ölçülen NO değerleri, sırasıyla 24.43 3.16 μM, 9.73 1.04 μM ve 6.44 2.48 μM olmuştur. NO inhibisyonu değerleri RAW 264.7 makrofaj hücreleri (% kontrol) varlığında test edilmiştir. Diğer bileşiklerin test edilen konsantrasyonlarda IC50 değerleri 500 uM'den yüksek bulunmuştur. Bileşikler 1-10 Figür 1: Sentezlenen bileşiklerin yapıları (1-10) In the course of this study five out of ten novels substitued N-(1,3-dioxohexahydro-2H-isoindol-2-yl)benzenesulfonamide (compound 1-10) were synthesized byusing two different methods. In the first method, the cis-1,2-cyclohexanecarboxylic anhydride and sulfa derivatives were conventionally heated in acetic acid for 4 hours In the second method, the cis-1,2-cyclohexanecarboxylic anhydride and sulfa derivatives were dissolved in DMF and radiated by microwave. Structure elucidation of the synthesized compounds were confirmed by UV, IR 1H-NMR,13C-NMR with mass spectral methods.Anticancer activities of the compounds were studied on human breast cancer (MCF7) cell lines by MTT assay. Anti-inflammatory activities of the compounds were examined by measuring nitrite concentrations by using a colorimetric method based on the Griess reaction on RAW 264.7 macrophage cells. Synthesized compounds generally showed moderate or no cytotoxic activity against MCF7 cell line. Among them, 4-(1,3-dioxohexahydro-2H-isoindol-2-yl)-N-(1,3-thiazol-2-yl)benzenesulfonamide (compound 3), 4-(1,3-dioxohexahydro-2H-isoindol-2-yl)-N-(4,5-dimethoxypyrimidin-2-yl)benzenesulfonamide (compound 7), and 4-(1,3-dioxohexahydro-2H-isoindol-2-yl)-N-(4,6-dimethylpyrimidin-2-yl)benzenesulfonamide (compound 10) presented activity against MCF7 cancer cell lines with IC50 values of 87.9 2.34 μM, 71.5 3.01 μM, and 89.3 2.05 μM, respectively. Proposed compounds were also analyzed for their anti-inflammatory activity on RAW 264.7 macrophage cells. Among them, 4-(1,3-dioxohexahydro-2H-isoindol-2-yl)-N-(6-mmethoxypyridazin-3-yl)benzenesulfonamide (compound 4), 4-(1,3-dioxohexahydro-2H-isoindol-2-yl)-N-(5-methyl-1,2-oxazol-3-yl)benzenesulfonamide (compound 1) and 4-(1,3-dioxohexahydro-2H-isoindol-2-yl)benzenesulfonamide (compound 9) presented activity against RAW 264.7 macrophages with NO inhibition (% of control) values of 24.43 3.16 μM, 9.73 1.04 μM and 6.44 2.48 μM, respectively. No significant cytotoxic activities on RAW 264.7 macrophage cells were observed under all tested concentrations and IC50 values of the tested compounds were higher than 500 μM. Compounds 1-10 Figure 1: Structures of the synthesized compounds (1-10) 89
- Published
- 2018
35. Synthesis and biological evaluation of some new pyrimidine bearing 2,5-disubstituted 1,3,4-oxadiazole derivatives as cytotoxic agents
- Author
-
Kaya, Betül, Kaplancıklı, Zafer Asım, Yurttaş, Leyla, Çiftçi, Gülsen Akalın, Anadolu Üniversitesi, Kaplancıklı, Zafer Asım, and Çiftçi, Gülsen Akalın
- Subjects
Biyokimya ve Moleküler Biyoloji - Abstract
Amaç: Kansere karşı günümüzde kullanılan ilaçların ilaç direnci, toksisite ve düşük biyoyararlanım gibi advers etkilerden dolayı, tedavide yeni antikanser ajanların varlığına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada pirimidin içeren bazı yeni 2,5-disübstitüe 1,3,4-oksadiazol türevleri sentezlenmiş ve potansiyel sitotoksik etkileri incelenmiştir.Metod: 2-[(5-(3-(pirimidin-2-il)tiyo)propil)-1,3,4-oksadiazol-2-il)tiyo)]-1-(4-sübstitüe)etan-1-on türevlerinin 7 bileşikten oluşan serisi, 5-[(3-(pirimidin-2-il)tiyo]propil)-1,3,4-oksadiazol-2-tiyo ve 4-sübstitüe fenaçil bromür türevlerinin aseton içinde potasyum karbonat eşliğinde reaksiyona sokulmasıyla elde edilmiştir. Elde edilen bileşiklerin yapıları FT-IR, 1H-NMR ve MS spektrum verileri ve elementel analiz kullanılarak aydınlatılmıştır. Bileşiklerin in vitro sitotoksik aktivitesi MTT metodu kullanılarak ölçülmüştür.Bulgular: Test edilen bileşikler arasında, 4a bileşiği A549 hücrelerine karşı, standart ilaç sisplatine göre, en aktif sitotoksik ajan olarak bulunmuştur.Sonuç: Sentezlenen bileşiklerinin bir kısmının A549 hücrelerine karşı önemli sitotoksik aktivite gösterdiği belirlenmiştir. Fenil içeren 4a bileşiği en yüksek sitotoksik aktivite göstererek öncü bileşik olarak kabul edilmiştir. Ayrıca 4-metoksi fenil içeren 4c bileşiği de sitotoksik aktivite göstermiştir. Sonuç olarak, fenil ve 4-metoksi kısımlarının bu bileşiklerde sitotoksik aktivite açısından önemli olduğu belirlenmiştir, Objective: As a result of adverse effects including drugresistance, toxicity and low bioavailability, there has been a crucial need for novel anticancer agents. In this present study, some novel 2,5-disubstituted 1,3,4-oxadiazole derivatives bearing pyridine moiety were synthesized and their potential cytotoxic activities were examined.Materials and methods: A series of seven new compounds of 2-[(5-(3-(pyrimidin-2-yl)thio)propyl)-1,3,4-oxadiazol-2-yl)thio)]-1-(4-substituted)ethan-1-one derivatives were synthesized by reacting 5-[(3-(pyrimidin-2-yl)thio)propyl]-1,3,4-oxadiazole-2-thiol and 4-substituted phenacyl bromide derivatives in acetone with potassium carbonate. The structures of the obtained compounds were elucidated using FT-IR, 1H-NMR and MS spectral data and elemental analyses. In vitro cytotoxic activity of the compounds was evaluated by MTT assay.Results: Among the tested compounds, compound 4a was found to be the most active cytotoxic agent against A549 cells, in compared with cisplatin as standard drug Conclusions: It was determined that some of synthesized compounds had considerable anticancer activity against the A549 cell lines. Compound 4a including phenyl moiety was the most active compound against the A549 cell line and was identified as a lead moiety. Besides, compound 4c including 4-metoxy phenyl moiety exhibited cytotoxic activity against A549 cells. Consequently, compounds possess phenyl and 4-methoxy phenyl moieties have been determined to be important for cytotoxic activity of these compounds.
- Published
- 2017
36. Determination of organochlorine pesticide levels in mother blood and umbilical vein and its effects on biochemical parameters of mothers and newborns
- Author
-
İşiner Kaya, Betül, DİKMEN, ZELİHA GÜNNUR, GÜRLER, MUKADDES, Biyokimya, Gürler, Mukaddes, and Biyokimya Anabilim Dalı
- Subjects
Fetal blood ,HKB ,p,p′-DDE ,Biyokimya ,p,p′-DDT ,o,p′-DDT ,Mothers ,Infant ,Pesticides ,Biochemistry ,Infant-newborn - Abstract
Yasaklı organoklorinpestisitlerin uzun çevresel ve biyolojik yarı ömürleri nedeniyle, dünyanın herköşesinde hala mevcut oldukları ve insanların maruziyetinin devam ettiğibilinmektedir. Bu tez çalışmasında, toplanan anne (n=76) ve kordon (n=76)kanlarında organoklorin pestisitlerden hekzaklorobenzen (HKB), p,pdiklorodifenildikloroetilen(p,p'-DDE), p,p-diklorodifeniltrikloroetan (p,p'-DDT) veo,p'-DDT tayini gaz kromatografisi–kütle spektrometresi ile yapıldı. Ortalama olarakHKB anne kanında 31,53 ng/mL, kordon kanında 26,5 ng/mL; p,p'-DDE annekanında 17,02 ng/mL, kordon kanında 14,53 ng/mL; p,p'-DDT anne kanında 60,56ng/mL, kordon kanında 55,03 ng/mL; o,p'-DDT anne kanında 13,33 ng/mL, kordonkanında 13,4 ng/mL düzeyinde bulundu. Annelerin maruziyet düzeyleri ile annelerindemografik özellikleri, bebeğin doğum bilgileri, annelerin biyokimya test sonuçları,tiroid fonksiyon testleri, kan sayımı değerleri ve idrar tetkiki sonuçları istatistikselolarak karşılaştırıldı. Tez çalışmasına alınan annelerin, HKB, p,p'-DDE, p,p'-DDT,ve o,p'-DDT'ye maruz kaldığı ve kordon kanıyla bu kimyasalların bebeğe aktarıldığısaptandı. HKB ile hemoglobin düzeyleri arasında; p,p′-DDE ile deniz ürünleritüketimi, alkalen fosfataz, potasyum, triiodotironin düzeyleri, eritrositlerdekihemoglobin konsantrasyonu yüzdesi ve trombosit ortalama büyüklüğü arasında; p,p′-DDT ile kreatinin düzeyi ve kandaki lökosit sayısı arasında; o,p′-DDT düzeyi iledoğum şekli ve gelir düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulundu(p
- Published
- 2017
37. Evaluation of the influence of smear layer removal on the sealing ability of two different obturation techniques
- Author
-
KUSTARCİ, Alper, KAYA, Betül, ARSLAN, Dilara, and AKPINAR, Kerem
- Subjects
lcsh:RK1-715 ,lcsh:Dentistry - Abstract
Purpose: This study investigates the effects of Nd:YAG laser irradiation and 17% EDTA irrigation on apical seals with clearing technique, when used prior to two root canal filling techniques. Material and Methods: Sixty freshly extracted human mandibular premolar and canine teeth, each with one root canal, were instrumented with Protaper rotary nickel-titanium instruments and then randomly divided into six groups according to the final irrigation solutions and Nd:YAG laser irradiation for smear layer removal and obturation techniques employed: Group I: 2.5% sodium hypochlorite (NaOCl) and cold lateral condensation technique, Group II: 17% EDTA and cold lateral condensation technique, Group III: Nd:YAG laser and cold lateral condensation technique, Group IV: 2.5% NaOCl and thermoplasticised injectable gutta-percha technique (Dia-Gun system), Group V: 17% EDTA and Dia-Gun system, Group VI: Nd:YAG laser and Dia-Gun system. After obturation, the root surfaces were coated with a double layer of nail varnish, with the exception of the apical 2 mm, and placed in indian ink for 7 days. All samples were rendered transparent to measure the maximum linear dye penetration.Results: Group 1 showed significantly greater dye leakage compared with groups 5 and 6 (P However, no significant difference was found between other groups (P>0.05). Canals obturated with Dia-Gun system showed less mean dye leakage than canals obturated with lateral condensation. Groups, finally irrigated with 17%EDTA and irradiated with Nd:YAG laser, were showed lower mean dye leakage than control groups for both obturation techniques.Conclusion: Under in vitro conditions, we found that smear layer removal improved the ability of the filling materials to prevent the fluid movement. Also, Dia-Gun system showed less apical leakage than cold lateral condensation technique in the presence or absence of the smear layer.Keywords: Apical leakage, Dia-Gun, EDTA, Nd:YAG laser, clearing technique
- Published
- 2011
38. Dissolution of kinetics and optimization of ulexite mineral in disodium hydrogen phosphate solutions
- Author
-
Özgenç Kaya, Betül, Kuşlu, Soner, and Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Chemical Engineering ,Kimya Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmanın amacı, Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları Eti Maden İşletmelerinden elde edilen üleksitin, disodyum hidrojen fosfat çözeltisindeki çözünme kinetiğinin ve optimizasyonun incelenmesidir.Çalışmanın birinci aşamasında, üleksitin disodyum hidrojen fosfat çözeltisindeki çözünme kinetiği incelenmiştir. Üleksitin disodyum hidrojen fosfat çözeltilerinde çözünme hızının; sıcaklığın, karıştırma hızının ve konsantrasyonunun artması ile arttığı, tane boyutunun ve katı/sıvı oranının artması ile azaldığı tespit edilmiştir. Aktivasyon enerjisi 63,4 kJ/mol olarak bulunmuş, çözünmenin yüzeyden kimyasal kontrollü olduğu tespit edilmiştir.Çalışmanın ikinci aşamasında, üleksitin disodyum hidrojen fosfat çözeltilerinde çözündürülmesinin optimizasyonu `faktöriyel deney tasarımı` kullanılarak incelenmiştir. Denemelerde katı/sıvı oranı, tane boyutu, Na2HPO4 çözeltisi konsantrasyonu, sıcaklık, reaksiyon süresi parametre olarak seçilmiştir. Bu aşamadan sonra karıştırma hızı ve tane boyutu sabit alınarak daha yüksek katı/sıvı oranında çalışmak için bir optimizasyon deney sistemi daha tasarlanmıştır. Yapılan denemelerde, katı/sıvı oranının, konsantrasyonun, reaksiyon süresinin üst seviyesinde ve sıcaklık değerinin alt seviyesinde en yüksek verim elde edilmiştir. Optimum şartlar; Katı/Sıvı Oranı 1/8, sıcaklık 65 °C, konsantrasyon 2 M ve zaman 4 saat (sa) olarak bulunmuştur. 2. derece model denemelerine ait değişkenlerin tamamı ve iç etkileşimler kullanılarak bütün paremetreleri içine alan, komple model elde edilmiştir.Regresyon Modeli:Ŷk.model = 80,45 + 11,31X1 + 5,70X2 – 1,10X3 – 7,29X4 – 11,27X12- 1,34X22 + 2,37X32 - 4,33X42 + 3,25 X1X2 –7,45 X1X3 + 14,00 X1X4 + 4,30 X2X3 - 7,80X2X4 + 7,17X3X4 The aim of this study is to investigate the dissolution kinetics and optimization of ulexite provided from Bandirma Boron and Acid Production Plants Eti Mine Works.In the first part of the study, it was studied the dissolution kinetics of ulexite in disodium hydrogen phosphate solutions. It was found that the dissolution rate increased by the increasing of the temperature, concentration and stirring speed and by the decreasing of the particle size and solid/liquid ratio. The activation energy of this solution was found as 63,4 kJ/mol. The leaching of ulexite was controlled by surface chemical reaction.In the second part of the study, the optimization of dissolution of ulexite in disodium hydrogen phosphate was investigated by using factorial experimental design. In the experiments, solid-liquid ratio, particle size, concentration of disodium hydrogen phosphate, the reaction temperature and reaction time were chosen as parameters. After this stage, also, an experiment system optimization was designed for studying at higher solid-liquid ratio while particle size and stirring rate were constant. The highest yield was obtained at the upper level values of the solid-liquid ratio, concentration, reaction time and at the lover level values of the temperature. Optimum paramaters were found as, 1/8 of solid-liquid ratio, 65 °C of temperature, 2 M of concentration and 4 hours for time. The model including the all parameters was obtained by using the variables of 2nd degree model experiments and internal interactions.Regression Model:Ŷk.model = 80,45 + 11,31X1 + 5,70X2 – 1,10X3 – 7,29X4 – 11,27X12- 1,34X22 + 2,37X32 - 4,33X42 + 3,25 X1X2 - 7,45 X1X3 + 14,00 X1X4 + 4,30 X2X3 - 7,80X2X4 + 7,17X3X4 109
- Published
- 2016
39. Design and Synthesis of New 1,3,4-Oxadiazole – Benzothiazole and Hydrazone Derivatives as Promising Chemotherapeutic Agents
- Author
-
Kaya, Betül, additional, Hussin, Weiam, additional, Yurttaş, Leyla, additional, Turan-Zitouni, Gülhan, additional, Gençer, Hülya, additional, Baysal, Merve, additional, Karaduman, Abdullah, additional, and Kaplancıklı, Zafer, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
40. Determination of the heavy metal contents of the fruits which grown up on the soils formed on parent materials powdered from the Erciyes strato volcano
- Author
-
Kaya, Betül Burcu, Özkan, Yakup, Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı, and Kaya, Betül Burcu
- Subjects
ağır metal ,Ziraat ,elma ,Kayseri-Erciyes ,Agriculture ,ceviz ,üzüm - Abstract
Bu çalışma Kayseri bölgesinde Erciyes strato volkanının eteklerinden başlayarak doğusunu kapsayan 60x40 km'lik bir alanda 2008-2009 yıllarında yürütülmüştür. Araştırmada kullanılan meyve örnekleri bölgede bulunan üretici arazilerindeki meyve ağaçlarından Temmuz-Eylül ayları arasında alınmıştır. Çalışmada; elma, armut, ayva, badem, ceviz, erik ve üzüm ağır metal içerikleri incelenmiştir. Meyve örneklerinde Kobalt, Krom, Nikel, Bakır, Kadmiyum, Çinko, Kurşun ve Mangan miktarları ICP (Inductively Coupled Plazma) de okunmuştur.Elma örneklerinde Cd 0,172-86,94, Co 0-2,05, Cr 11,87-28,74, Cu 8,74-63,01, Mn 10,18-39,93, Ni 5,47-58,22, Pb 0,22-5,48 ve Zn 25,43-180,80 mg/kg değerleri arasında saptanmıştır. İncelenen ceviz örneklerinde Cd 0,40-1,02, Co 0-3,49, Cr 20,13-34,60, Cu 85,20-170,60, Mn 165,10-772,70, Ni 21,97-57,88, Pb 0-5,31, Zn 668,0-1283,0 mg/kg değerleri arasında tespit edilmiştir. Üzüm örneklerinde ise Cd 0,25-84,42, Co 0-3,94, Cr 13,76-27,60, Cu 16,81-81,13, Mn 21,84-105,90, Ni 5,27-149,30, Pb 0,21-6,62, Zn 29,54-283,30 mg/kg değerleri arasında saptanmıştır. This study was carried out in the region comprising of 60x40 km area from the foot of Erciyes strato volcano toward to east during 2008-2009 years. The fruit samples used in the study were collected from the trees of producer in this region from July to September, The fruit species used in the study are mostly: apple, pear, quince, almond, walnut, plum and grape, In the fruit samples taken, the traces of Cobalt, Chrome, Nickel, Copper, Cadmium, Zinc, Lead ve Manganese were read in the ICP (Inductively Coupled Plazma).In the apple samples taken, the traces of heavy metals were ranged as follow: Cadmium 0,172-86,94, Cobalt 0-2,05, Chrome 11,87-28,74, Copper 8,74-63,01, Manganese 10,18-39,93, Nickel 5,47-58,22, Lead 0,22-5,48 and Zinc 25,43-180,80 mg/kg. For walnut samples, the traces of heavy metals were ranged as follow Cadmium 0,40-1,02, Cobalt 0-3,49, Chrome 20,13-34,60, Copper 85,20-170,60, Manganese 165,10-772,70, Nickel 21,97-57,88, Lead 0-5,31, Zinc 668,0-1283,0 mg/kg, In the grape samples, the traces of heavy metals were ranged in as follow: Cadmium 0,25-84,42, Cobalt 0-3,94, Chrome 13,76-27,60, Copper 16,81-81,13, Manganese 21,84-105,90, Nickel 5,27-149,30, Lead 0,21-6,62, Zinc 29,54-283,30 mg/kg. 35
- Published
- 2010
41. Türkiye’den toplanan Liriomyza trifolii (Burgess, 1880), L. congesta (Becker, 1903), Agromyza apfelbecki Strobl, 1902 ve Chromatomyia horticola (Goureau, 1851) türlerinin karakterize edilmesinde RAPD-PCR analizinin kullanımı
- Author
-
ÇÖL, Bekir, TONGUÇ, Alper, ÖZGÜL, Okan, CİVELEK, Hasan Sungur, and KAYA, Betül
- Subjects
Fen ,Agromyzidae,galerisineği,moleküler teşhis,RAPD ,Science ,food and beverages ,Agromyzidae,leafminer,molecular identification,RAPD - Abstract
Liriomyza trifolii (Burgess, 1880), Liriomyza congesta, (Becker, 1903) Agromyza apfelbecki Strobl, 1902 ve Chromatomyia horticola (Goureau, 1851) türleri Türkiye’nin tarımsal alanlarında önemli sebze zararlılarındandır. Bu türler morfolojik karakterleri ile kolaylıkla ayırt edilemezler. Bu çalışmanın amacı, bu türleri kesin bir şekilde ayırt edebilmek için genetik işaretleyicileri oluşturmak ve Türkiye’deki değişik coğrafik alanlardan toplanan L. trifolii bireyleri arasındaki genetik varyasyonları kavramaktır. Böylece 4 rastgele primer kullanılarak RAPD işaretleyicileri çalıştırılmıştır. Farklı RAPD profilleri farklı türlerin belirlenmesinde kullanılmış ve böylece RAPD-PCR analizlerinin, klasik metotlar yoluyla rutin bir şekilde ele alınarak bu türlerin ayırt edilmesine yardımcı olma doğrultusunda hızlı bir tarama için kullanışlı bir araç olarak başvurulabileceğini göstermiştir. Sebze ürünlerine zarar vererek önemli ekonomik kayıplara neden olduğundan dolayı bu zararlının yayılımını önlemeye yönelik kontrol stratejilerinin geliştirilmesi için bu türlerin biyotiplerinin tanımlanması önemlidir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar RAPD’in, türlerin ve ırklarının geleneksel teşhislerine önemli bir alternatif olarak umut verici bir şekilde etkili, hızlı ve ekonomik bir yöntem olduğunu, göstermiştir., The Liriomyza trifolii (Burgess, 1880), Liriomya congesta (Becker, 1903), Agromyza apfelbecki Strobl, 1902 and Chromatomyia horticola (Goureau, 1851) species have become important vegetable pests in the agricultural areas in Turkey. These species are not easily differentiated by their morphological characteristics. The aim of the present study was to obtain genetic markers to unambiguously distinguish these species and gain insight into genetic variation between the individuals of L. trifolii strains collected from various geographic locations in Turkey. Thus, four random primers were employed to generate RAPD markers. Different RAPD profiles were observed for the different species indicating that the RAPD-PCR analysis can be applied as a useful tool in quickly screening the strains to aid in discriminating these species that was routinely done via classical methods. Identification of biotypes of the species is crucial in order to designing control strategies to avoid the spread of the pests because of economic losses caused by the damages to vegetable crops. Our results show that RAPD is promisingly an effective, fast and economic way, hence proposed as a valuable alternative to traditional identification of the insect species and strains
- Published
- 2014
42. Synthesis and antinociceptive activities of some novel benzimidazole-piperidine derivatives
- Author
-
DEMİR ÖZKAY, Ümide, primary, CAN, Özgür Devrim, additional, TURAN, Nazlı, additional, and ÇAVUŞOĞLU KAYA, Betül, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
43. Novel 1-(2-pyrimidin-2-yl)piperazine derivatives as selective monoamine oxidase (MAO)-A inhibitors
- Author
-
Kaya, Betül, primary, Yurttaş, Leyla, additional, Sağlik, Begüm Nurpelin, additional, Levent, Serkan, additional, Özkay, Yusuf, additional, and Kaplancikli, Zafer Asim, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
44. Synthesis of some novel 2-substituted benzothiazole derivatives containing benzylamine moiety as monoamine oxidase inhibitory agents
- Author
-
Kaya, Betül, primary, Sağlık, Begüm Nurpelin, additional, Levent, Serkan, additional, Özkay, Yusuf, additional, and Kaplancıklı, Zafer Asım, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
45. Farklı Ni-Ti döner alet sistemleri ile yapılan preparasyonun dentin dezenfeksiyonuna, apikalden taşan sıvı, debris ve bakteri miktarına etkisinin in vitro olarak incelenmesi
- Author
-
Kaya, Betül, Akpınar, Kerem Engin, and Diş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Disinfection ,Diş Hekimliği ,Dental cavity preparation ,Bacteria ,Dentistry ,Dentin ,Root canal therapy ,Enterococcus faecalis ,Root canal irrigants ,Root canal filling materials - Abstract
Bu çalışmanın amacı, kök kanallarında farklı Ni-Ti döner alet sistemleri ile yapılan preparasyonun dentin dezenfeksiyonuna, apikalden taşan sıvı, debris ve bakteri miktarına etkisinin in vitro olarak değerlendirilmesidir.Çalışmada 225 adet çekilmiş tek kök, tek kanallı mandibular premolar ve kanin insan dişi kullanıldı. Kronlar servikale yakın bir bölgeden uzaklaştırıldıktan sonra diş köklerinin çalışma boyutları belirlendi. Daha sonra diş kökleri rastgele olacak şekilde 3 ana bölüme ayrıldı. Çalışmanın apikalden taşan sıvı ve debris miktarının incelendiği bölümünde 75 adet diş kullanıldı. Dişler rastgele Mtwo, SAF Sistem, Twisted File, Reciproc ve K tipi paslanmaz çelik el eğesinden oluşan beş deney grubuna ayrıldı. Preparasyon işlemi tamamlandıktan sonra taşan irrigasyon solüsyonu kanül ağzına yerleştirilen 5 ml kalibrasyonlu plastik insülin enjektörü yardımıyla toplandı. Diş-kapak-kanül ünitesinden uzaklaştırılan eppendorf tüpleri 21 gün boyunca 36,5°C'de kuru hava sterilizatöründe bekletildi. Tüpler daha sonra 10-5 hassasiyet ile dijital hassas terazide ölçüldü, değerler kaydedildi. Boş eppendorf tüplerinin tartılmasıyla elde edilen ölçüm ile preparasyon sonrası elde edilen ölçüm karşılaştırılarak iki değer arasındaki fark taşan debris miktarı olarak hesaplandı.Çalışmanın apikalden taşan bakteri miktarının incelendiği bölümünde 75 adet diş kullanıldı. Bu aşamada, dişler steril edildikten sonra içinde E. faecalis solüsyonu bulunan 15 ?l süspansiyon ile steril mikro pipetler kullanılarak kontamine edildi ve inkübasyon için 24 saat etüvde bekletildi. Dişler rastgele Mtwo, SAF Sistem, Twisted File, Reciproc ve K tipi paslanmaz çelik el eğesinden oluşan beş deney grubuna ayrıldı. Preparasyon öncesinde ve sonrasında steril özeler ile cam şişe içindeki serum fizyolojik solüsyonundan alınan örnekler kanlı agar besiyerinin iki ayrı tarafına ekim yapıldı. Bakteri miktarındaki değişim CFU sınıflamasına göre sayılarak hesaplandı.Çalışmanın preparasyon yöntemlerinin dentin dezenfeksiyonuna olan etkisinin incelendiği bölümünde 75 adet diş kullanıldı. Dişler steril edildikten sonra standart olarak hazırlanan E. faecalis kültürüne diş kökleri atıldı. 48 saatte bir tazelenen E. faecalis ile enfekte sıvı besiyeri içinde 36,5ºC?de 21 gün süreyle bekletildi. Süreç sonunda E. faecalis solüsyonundan çıkartılan dişler, rastgele Mtwo, SAF Sistem, Twisted File, Reciproc ve K tipi paslanmaz çelik el eğesinden oluşan beş deney grubuna ayrıldı. Gruplara uygulanan preparasyon öncesinde ve sonrasında steril kağıt konlar ile kök kanalından alınan örnekler, içerisinde 5 ml Brain Heart Infusion (BHI) bulunan cam tüplere aktarıldı. Oluşan bu süspansiyonlardan steril öze ile örnekler alınarak kanlı agar besiyerinin iki ayrı tarafına ekim yapıldı. Bakteri miktarındaki değişim CFU sınıflamasına göre sayılarak hesaplandı.Çalışmanın verilerin değerlendirilmesinde Kruskall Wallis testi, Tukey testi kullanıldı. Yanılma düzeyi 0,05 olarak alındı.Sonuç olarak; apikalden taşan debris miktarının incelendiği bölümde, apikalden en az debris taşması Twisted File grubunda gözlendi. Bu taşmayı azdan çoğa doğru sırasıyla, SAF Sistem, Reciproc, Mtwo ve el eğesi grupları takip etmiştir. Apikalden taşan sıvı miktarı incelendiği bölümde; apikalden en az sıvı taşması SAF Sistem grubunda görülmüştür. Bu taşmayı azdan çoğa doğru sırasıyla, el eğesi, Twisted File, Mtwo ve Reciproc grupları takip etmiştir. Sıvı taşmasında ve debris taşmasında gruplar arasındaki farklılık önemsiz bulunmuştur (p>0,05).Apikalden taşan bakteri miktarı incelendiği bölümde; apikalden en az debris taşması Twisted File grubunda gözlendi. Bu taşmayı azdan çoğa doğru sırasıyla, SAF Sistem, Reciproc, Mtwo ve el eğesi grupları takip etmiştir. Gruplar arasındaki farklılık önemli bulunmuştur (p 0.05).In this group that apically extruded bacteria examined; the least amount of bacteria extrusion was observed in the Twisted File group. This extrusion was followed by the SAF system, Reciproc, Mtwo and hand file groups from less to more respectively. There were statistically significant differences between all the groups (p
- Published
- 2013
46. Rusya'da paganizm
- Author
-
Kaya, Betül, Dietrich, Ayşe Pamir, and Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Religion ,Paganism ,Cult ,Western Linguistics and Literature ,Gods ,Beliefs ,Batı Dilleri ve Edebiyatı ,Mitology ,Russia - Abstract
Rusya'da Paganizm? adlı yüksek lisans çalışmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır.Giriş bölümünde paganizmin tanımı, doğuşu ve pagan milletler hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde Rusya'da paganizm inancının başlangıcı ve Rus tanrıları incelenmiştir. İkinci bölümde Rus Paganların doğanın gücüne inanışı, yarı tanrısal atfettikleri varlıklar ve ruhlar konuları ele alınmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise, Rus Paganların toplum yapısı, kültürleri, kutladıkları özel günler hakkında bilgi verilmiştir.Anahtar Kelimeler: Paganizm, Rusya, Mit, Kült, Rus Paganizmi, Tanrılar, İnanç Our study called ?Paganism in Russia? formed with introduction and three parts.In the introduction part, some information about the definition and existence of paganism, nations of paganism were studied. In the first part, the beginning of belief of paganism and Russian deities were researched. In the second part, Russian Pagans who believe the power of nature and semi-divine creatures and spirits were studied. In the third or last part, information about the community structure of Russian Pagans, cultures, celebrated special or festive days were given.Key words: Paganism, Russia, Myth, Cult, Russian Paganism, Deities, Belief 67
- Published
- 2012
47. Yüksek performanslı sıvı kromatografi yöntemi ile hidroksiprolin tayini ve sigaranın idrardaki hidroksiprolin derişimine etkisi
- Author
-
Kaya, Betül, Kendüzler, Erdal, Söylemezoğlu, Tülin, and Kimya Ana Bilim Dalı
- Subjects
Hidroksiprolin ,sigara ,Detectors ,Urine ,Biochemistry ,Kimya ,Chemistry ,Hydroxyproline ,Biyokimya ,Ultraviolet rays ,"null" ,Electrochemical method ,HPLC ,idrar ,elektrokimyasal dedektör ,Cigarette ,ultraviyole dedektör - Abstract
İdrarda hidroksiprolin tayini için yüksek performanslı sıvı kromatografi cihazında iki farklı dedektörle iki farklı yöntem oluşturulmuş ve çalıştırılmıştır. Yöntemlerin en önemli basamağı türevleme olduğu için en uygun türevleme süresi, sıcaklığı ve pH değeri araştırılmıştır.Ultraviyole dedektörle yapılan ölçümlerde türevleme için en uygun türevleme süresi 20 dakika, türevleme sıcaklığı 90 °C ve türevleme pH'sı 9,5 olarak bulunmuştur. Elektrokimyasal dedektörle yapılan ölçümlerde ise en uygun türevleme süresi 10 dakika, türevleme sıcaklığı 80 °C ve türevleme pH'sı 12,5 olarak bulunmuştur. Bu şartlar altında yapılan analizlerde ultraviyole dedektör için kurulan yöntemde hidroksiprolinin alıkonma süresi 4,6 dakika, elektrokimyasal dedektörde 3,2 dakika olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, yöntemlerin ve cihazın gün içi ve günler arası tekrarlanabilirlik çalışmaları da yapılmıştır. İdrar numunelerinde geri kazanım verimi ultraviyole dedektör için 108±6; elektrokimyasal dedektör için de 102±7 bulunmuştur.Geliştirilen yöntemler sigara içen ve içmeyen bireylerden toplanan idrar örneklerindeki hidroksiprolin düzeylerini belirlemek için kullanılmıştır. Bu sayede sigara içiminin hidroksiprolin düzeyine etkisi incelenmiştir. Sigara içen bireylerle sigara kullanmayan bireylerin hidroksiprolin/kreatinin oranı karşılaştırılmış ve her iki dedektörle yapılan analizlerde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu tesbit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Hidroksiprolin, HPLC, idrar, ultraviyole dedektör, elektrokimyasal dedektör, sigara Two different methods with two different detectors were set up and operated in the HPLC for the determination of hydroxyproline in urine samples. As the most important step of the methods was derivatization, the most appropriate time, temperature and pH of the derivatization were investigated.The most appropriate derivatization time, temperature and pH were found as 20 min., 90 ºC and 9.5 using ultraviolet detector, respectively. The most appropriate derivatization time, temperature and pH were found as 10 min., 80 ºC and 12.5 using electrochemical detector, respectively. At analyses done under these conditions, the retention time of hydroxyproline for the method which was set for the ultraviolet detector was identified as 4,6 min and 3,2 min for electrochemical detector. In addition, intra-day and inter-day reproducibility running of the methods and instrument were carried out. While the recovery yield in urine samples for ultraviolet detector was 108±6, it was found 102±7 for the electrochemical detector.Developed procedures were used for the determination of hydroxyproline levels in the urine samples obtained from smokers and non-smokers. Therefore, the effect of smoking on hydroxyproline level was examined. Hydroxyproline/creatinine ratio of smokers and non-smokers was compared, and it was determined that there was a statistically significant difference in the analyses done with both detectors.Keywords: Hydroxyproline, HPLC, urine, ultraviolet dedector, electrochemical dedector, cigarette 72
- Published
- 2012
48. Synthesis and biological evaluation of some new pyrimidine bearing 2,5-disubstituted 1,3,4-oxadiazole derivatives as cytotoxic agents
- Author
-
Kaya, Betül, primary, Kaplancıklı, Zafer Asım, additional, Yurttaş, Leyla, additional, and Çiftçi, Gülşen Akalın, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
49. Synthesis and Biological Evaluation of Novel Piperazine Containing Hydrazone Derivatives
- Author
-
Kaya, Betül, primary, Özkay, Yusuf, additional, Temel, Halide Edip, additional, and Kaplancıklı, Zafer Asım, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
50. Avrupa Para Birliği ve Türkiye'nin borç yönetimi politikası üzerine etkileri
- Author
-
Kaya, Betül Kalay, Ortaç, Fevzi Rifat, and Maliye Ana Bilim Dalı
- Subjects
Turkey ,Economics ,International Relations ,Euro ,Uluslararası İlişkiler ,Monetary policies ,Debts ,Domestic borrowing ,External borrowing ,Borrowing ,External debt management ,European Union ,Ekonomi ,European Monetary Union - Abstract
ÖZET 1951 yılında, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Antlaşması'nın imzalanması ile başlayan ve 2002 yılında Euro'nun tek ve ortak para birimi olarak tedavüle girmesi suretiyle tamamlanan Avrupa Parasal Birliği, hem Avrupa hem de diğer ülkeler açısından ekonomik anlamda birtakım etkiler doğurmuştur, öte yandan, 1980 sonrası dönemde astronomik seviyelerde borçlanmaya maruz kalan ve bunun sonucu olarak bir borç yönetimi politikası oluşturmaya başlayan Türkiye'nin de Avrupa Parasal Birliği'nden etkilenmesi kaçınılmazdır. Bu çalışma ile, Avrupa Parasal Birliği'nin Türkiye'nin borç yönetim politikası üzerine mevcut ve muhtemel etkilerinin; iç ve dış borç oranları, döviz kompozisyonları, kredi maliyetleri, risk faktörleri ve şeffaflık açılarından ortaya konulması amaçlanmaktadır. Yapılan incelemeler sonucunda, Avrupa Parasal Birliği'nin borçlanma üzerindeki etkileri arasında en önemli değişiklik olarak dış borç döviz kompozisyonunda Euro'nun payının oldukça artması görülmektedir. İç borçlanmalar ele alındığında ise iç borç yönetimindeki değişikliklerin, Avrupa Parasal Birliği'nden çok, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik konjonktürden kaynaklandığı görülmektedir. Kredi maliyetleri açısından bakıldığında, kur etkisi sebebi ile Türkiye'nin kredi maliyetlerinin olumsuz yönde etkilendiği görülmektedir. Öte yandan, Parasal Birlik öncesi Euro sahası ülkelerin para birimleri cinsinden çok çeşitli borçlanmaların yarattığı döviz kuru riski yönetimi, tek paraya geçişle birlikte, Euro kuru riski yönetimine indirgenmiştir. Ayrıca, yeni bir pazar olarak algılanan Euro piyasalarından borçlanmanın daha kolay ve düşük maliyetle sağlanması, borç çevirme üzerinde olumlu etkiler yaratırken, Euro alanından gelen sermayenin spekülatif etkilerle hareketli olması, Türkiye'nin kırılgan finans piyasasında borç çevirme riskini anlık olarak artırabilecektir. Likidite riski kapsamında, henüz yeni başlatılmış olan Piyasa Yapıcılığı Sistemi'nin Türkiye'nin borçlanmasında önemli yer tutan Euro piyasalarını da kapsayacak şekilde geliştirilmesinin, hem iç hem de dış borçlanmada, likidite riskinin bertaraf edilmesinde önemli rol oynayacağı değerlendirilmektedir. Avrupa Birliği'ne girmeye aday olan Türkiye'nin mali uyum sürecine girmiş olması sayesinde Avrupa Parasal Birliği'nin şeffaflık açısından olumlu etkiler yarattığı görülmektedir. -128- ABSTRACT Following the European Coal and Steel Community established in 1951, the effort of Europe to create a monetary union has been completed in 2002 by a unique and common currency, i.e. Euro which has generated some kind of impacts on both Europe and the other countries. On the other hand, the effect of the European Monetary Union on Turkey attempting to constitute a debt management policy as a result of the astronomical levels of debt in the past was unavoidable. The aim of this study was to expose the present and possible effects of the European Monetary Union on the debt management policy of Turkey in respect of internal and external debt ratios, foreign exchange compositions, costs of borrowing, factors of risk and transparency. This study concludes that the large increase of the share of Euro in the foreign exchange composition of the external debts has emerged as the most significant change among the effects of the European Monetary Union on the debt management policy of Turkey. However, when the internal debts are examined, it is seen that the changes in the internal debt management are mostly arisen from economical conjuncture that Turkey takes place in rather than from the European Monetary Union. As far as the costs of borrowing are concerned, it is indicated that Turkey's borrowing costs have been affected inversely because of exchange rate effect. On the other hand, the risk of foreign exchange rate management created by the borrowing in various types of currencies of Euro zone countries before the Monetary Union, has been reduced to the exchange rate risk of only Euro by the transition to one currency. Furthermore, because of the capital coming from the Euro zone is moving by the speculative effects, the rollover risk in fragile financial markets of Turkey may increase instantly. Exploring the liquidity risk, this study emphasizes that enlargement of the Market-Making System being an important element in borrowing of Turkey; including the Euro markets will play a significant role in eliminating the liquidity risk in both internal and external borrowings. By means of Turkey's participation in financial cooperation through the path of European Union candidacy, it is perceived that European Monetary Union has constructive effects on financial transparency in Turkey's debt management policy. ?129- 129
- Published
- 2004
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.